ÜNİTE ÜNİTE. EĞİTİM PSİKOLOJİSİ Doç. Dr. Başaran GENÇDOĞAN İÇİNDEKİLER HEDEFLER ÖĞRENMENİN FİZYOLOJİK TEMELLERİ



Benzer belgeler
Define Sandığı Beynimiz! - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Öğrenmenin Nörolojik Temelleri

ÖĞRENME VE BELLEK. Sadriye Merve Güngör. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Beynin Anatomik Açıdan İncelenmesi ve Beyin Sisteminin İşleyişi

İnsan beyni, birbiri ile karmaşık ilişkiler içinde bulunan nöron hücreleri kitlesidir. Tüm aktivitelerimizi kontrol eder, yaradılışın en görkemli ve

BİLİŞSEL NÖROBİLİM BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir.

Fizyoloji ve Davranış

Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S

Arka Beyin Medulla Omuriliğin beyne bağlandığı bölge kalp atışı, nefes, kan basıncı Serebellum (beyincik) Kan faaliyetleri, denge Pons (köprü)

Dr. Halise Kader ZENGİN

Beynin Temelleri BEYNİN TEMELLERİ 1: BEYNİN İÇİNDE NE VAR?

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2

Gelişim Psikolojisi Ders Notları

Öğrenme İle İlgili Kavramlar ABDÜLKADİR UÇAR

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

Nörofizyolojik Kuramı - 1. Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 08 Temmuz :55 - Son Güncelleme Pazar, 26 Eylül :54

BEYİN, BELLEK VE ÖĞRENME BRAIN, MEMORY AND LEARNING

SİNİR SİSTEMİ. Duyusal olarak elde edilen bilgiler beyne (yada tam tersi) nasıl gider?

BEYİN ANATOMİSİ TEMPORAL VE FRONTAL LOB

Santral (merkezi) sinir sistemi

BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM. TemplatesWise.com

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER

Web adresi. Psikolojiye Giriş. Bu Senin Beynin! Ders 2. Değerlendirme. Diğer şeyler. Bağlantıya geçme. Nasıl iyi yapılır. Arasınav (%30) Final (%35)

Prof. Dr. Acar Baltas, Psikolog

Available online at

EĞİTİM FAKÜLTESİ Ortaöğretim Fen ve Ortaöğretim Fen ve ENSTİTÜSÜ

Sinir sistemi organizmayı çevresinden haberdar eder ve uygun tepkileri vermesini sağlar.

Keleş & Çepni/ TÜFED-TUSED / 3(2) Beyin ve Öğrenme. Esra Keleş 1, Salih ÇEPNİ 2

EĞİTİM FAKÜLTESİ Ortaöğretim Fen ve Ortaöğretim Fen ve ENSTİTÜSÜ

Yapay Sinir Ağları. (Artificial Neural Networks) DOÇ. DR. ERSAN KABALCI

ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

Eğitim Bilimlerine Giriş

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

Birey ve Çevre (1-Genel)

EĞİTİM BİLİMLERİNE GİRİŞ. Doç. Dr. Hakan KARATAŞ

Yarıyılı. Tasarımda İnsan Faktörü SEC

Beyinin yapısı (sinir sistemi ve nöronlar (sinir hücreleri)

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

17 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-1 Nöron- Glia- Nöron Çeşitleri

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR?

altında/rehberle yapar. özen gösterir. uygun çözüm yolları üretir. yapar.

Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR..


Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

SİNİR SİSTEMİ 3(İNSANDA SİNİR SİSTEMİ) SELİN HOCAYLA BİYOLOJİ DERSLERİ

Hatırlama ve Unutma. Doç.Dr.Hacer HARLAK-PSİ154-PSİ162

AKTS ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ-I MB-

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ. Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Fizyoloji Ön Koşul Dersler

Havacılıkta Ġnsan Faktörleri. Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA

Bilgiyi İşleme Kuramı

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ. Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Fizyoloji Ön Koşul Dersler

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER

DİL ÜRETİMİ ve BEYİN

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

Lise Göztepe Anadolu Kız Meslek Lisesi Bilgisayar Bölümü, İzmir,

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 18 Mayıs :56 - Son Güncelleme Pazartesi, 18 Mayıs :58

ÖĞRENMENİN DOĞASI Alev Üstün Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan; Alev ÜSTÜN

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Y. Lisans Matematik Eğitimi University of Warwick 2010 Y. Lisans Matematik Eğitimi University of Cambridge 2012

Bu dersi tamamlayan öğrenci,fizyolojinin temel prensipleri, işleyiş mekanizmaları ve vücudun kontrol sistemini açıklayabilir.

EPİSTEMOLOJİK İNANÇLAR ÜZERİNE BİR DERLEME

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ. Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS ANATOMİ Ön Koşul Dersler

Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Ders İçerikleri

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler

Tam Öğrenme Kuramı -2-

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

(Saat) FİZYOLOJİ HSH YARIYIL 37 saat teorik 3

ÖZGEÇMİŞ. Yardımcı Doçent Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Niğde Ünv Uluslararası Hakemli Dergilerde Yayınlanan Makaleler

Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program/Alan Üniversite Bitirme Yılı Lisans Fizik / Fen Edebiyat / Fizik Dicle Üniversitesi 2004

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN

5 (%) 1 Bu ders ile ilgili temel kavramları, yasaları ve bunlar arasındaki ilişkileri

Economic Policy. Opening Lecture

Ders Kodu: FIZ 306 Ders Adı: Katıhal Fiziği-İntibak Dersin Dönemi: Güz Dönemi Dersi Veren Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr.

: Fotografik Hafıza Teknikleri Kurs Programı. : 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve Bağlı Yönetmelikler

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam

6. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİKSEL ZEKALARIYLA AKADEMİK BAŞARILARININ İLİŞKİSİ (BOLU İLİ ÖRNEĞİ)

Editör İbrahim H. Diken ÜNİTE 11 ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÖĞRENCİLER. Prof. Dr. Rüya Güzel Özmen

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

Yalıtım ve Yalıtım Malzemeleri Konusuna Yönelik Hazırlanan Öğretim Tasarımının Görme Engelli Öğrencilerin Akademik Başarısına Etkisi

Yaşam Temelli Öğrenme. Yazar Figen Çam ve Esra Özay Köse

Kazanım Merkezli Çalışma Kağıdı 1. Ünite Vücudumuzda Sistemler Boşaltım Sistemi

Öğrenme Güçlüğü. Yrd. Doç. Dr. Emre ÜNLÜ

Yrd. Doç. Dr. Nuray Ç. Dedeoğlu İlköğretim Matematik Eğitimi Matematik Öğretimi

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK

TEMEL ALGISAL SÜREÇLER VE BİLGİ İŞLEMEDE ALGININ YERİ VE GESTALT PRENSİPLERİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

ÖZGEÇMĠġ VE ESERLER LĠSTESĠ

Yrd. Doç. Dr. Celal Deha DOĞAN. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Ölçme ve Değerlendirme Bilim Dalı- Doktora

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE YAZILIM DERSİ (5 VE 6. SINIFLAR) Öğretim Programı Tanıtım Sunusu

Ders Kodu: FIZ 131 Ders Adı: FİZİK I Dersin Dönemi: Güz Dönemi

İnsan vücudu ve yaşamsal bulgular

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Transkript:

HEDEFLER İÇİNDEKİLER ÖĞRENMENİN FİZYOLOJİK TEMELLERİ Öğrenme Tanımı Özellikleri Öğrenmenin Fizyolojisi Beyin Sinir Sistemi EĞİTİM PSİKOLOJİSİ Doç. Dr. Başaran GENÇDOĞAN Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Öğrenmenin fizyolojisini anlayabilecek, Öğrenme üzerinde beynin, sinir sisteminin rolünü anlayabilecek, Beynin yapısını kavrayabilecek, Sinir sistemini özetleyebilecek, Beynin ve sinir sisteminin öğrenme üzerindeki önemini öğrenebileceksiniz. ÜNİTE ÜNİTE 4 4

GİRİŞ Bu bölüm öğrenme, öğrenmenin fizyolojisini ve beyin ve sinir sisteminin öğrenme üzerindeki rolünü içermektedir. Bu amaçla beynin ve sinir sisteminin fizyolojik özelliklerinin anlaşılması amacıyla ayrıntılı bilgiler verilmiştir. İlk önce öğrenmenin ne olduğundan ve belli başlı öğrenme kuramlarını başlıklar hâlinde gördükten sonra Hebb tarafından geliştirilen Fizyolojik Öğrenme Kuramı anlatıldıktan sonra beynin ve sinir sisteminin fizyolojik özellikleri anlatılmıştır. Öğrenme İnsanlar yaşamları boyunca, içinde yaşadıkları çevreden sürekli olarak gelen uyarıcılarla karşılaşmakta ve kendisine ulaşan bu uyarıları değerlendirip zihinsel ve davranışsal tepkide bulunurlar. Bu açıdan bakılırsa öğrenme, dinamik bir süreç olup insan yaşadığı sürece sürekli bir şeyler öğrenmektedir. Öğrenme, organizmanın ya da bireyin içinde yaşadığı çevreye uyum sağlamasında önemli bir araçtır. Her öğrenme süreci sonunda beyinde yeni bağlantılar oluşmasına ve o insanın olaylara bakışında farklılaşmaların oluşmasına yol açar. Bu farklılaşma o insanın davranış ve tavırlarını ve kişiliğin de bile değişime neden olabilen bir farklılaşmadır. Öğrenme: Büyüme ve vücutta değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere yüklenemeyen ve yaşantı sonucu meydana gelen davranışlardaki nispeten kalıcı izli değişmedir. Öğrenme: Büyüme ve vücutta değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere yüklenemeyen ve yaşantı sonucu meydana gelen davranışlardaki nispeten kalıcı izli değişmedir. Öğrenme sayesinde daha önce yapamadığımız şeyleri yapabilmeye başlarız. Öğrenmenin Özellikleri Davranışta gözlenebilir bir değişme olması, Davranıştaki değişmenin nispeten sürekli olması, Davranıştaki değişmenin yaşantı sonucunda olması, Davranıştaki değişmenin yorgunluk, hastalık, ilaç alma vb. etkenlerle geçici bir biçimde meydana gelmemesi, Davranıştaki değişmenin sadece büyüme sonucunda oluşmaması gerekir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

Öğrenmenin özelliklerini bilmek neden önemlidir: Öğretmenlerin okullarda öğrenmeyi gerçekleştirebilmesi açısından önemlidir. Öğrencinin ne öğrendiğine bakan öğretmen, öğrenme gerçekleşmediğinde nerede sorun olduğunu anlayamaz. Eğer öğrenme gerçekleşmemişse, öğrencinin sinir sistemi ve duyu organlarının sağlıklı olup olmadığı, öğrencinin kalıtsal yapısı, zekâ düzeyleri, algısal sorunlar, ailevi sıkıntılar incelenebilir. Ayrıca bireysel farklılıklara da dikkat etmek gerekir. Öğrenmenin Fizyolojik Temelleri İnsan beyni ve nöronlar hakkında yapılan bilimsel araştırmaların artması, norobiyolojik ve nöropsikolojik dallarının da katkılarıyla öğrenme sürecinde nörolojik ve beyin temelli kuramsal açıklamaların artmasına paralel olarak öğrenmenin daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla öğrenmenin biyolojik temellerine dikkat çekilmektedir. Nörofizyolojik Temelli kuramlara göre öğrenme, biyokimyasal bir değişimdir. Bu kurama göre öğrenme sürecinin sonunda nöronlarda yeni axon iplikçilerinin oluştuğu belirtilmektedir. Buna göre her öğrenme yaşantısı yeni sinaptik bağların meydana gelmesi demektir. Bu kuramı sistematik bir hâle getiren Hebb, beyindeki devrelerin çalışma şekli bilinmeksizin öğrenmenin doğasının anlaşılamayacağını savunmaktadır. Bu kurama göre öğrenme eğer beyinde gerçekleşiyor ise beynin önceki yapısı ile öğrenme gerçekleştikten sonraki yapısı arasında farklılığın olması gerektiğini ileri sürmektedir. Bu noktadan hareket eden Hebb, beyindeki fizyolojik değişiklikleri araştırmıştır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Öğrenmenin meydana geldiği organ olması nedeniyle beyin, beynin yapısı ve işleyişi her zaman eğitimcilerin ilgi odağı olmuştur. Öğrenme gerçeğinin tam olarak ne olduğunu anlamak, öğrenme anında insan beyninde gerçekleşen fizyolojik ve kimyasal değişimlerin neler olduğunu ve bilginin insan beyninde nasıl somutlaştığını ortaya koymak gereklidir. Beynin Yapısı ve İşleyişi Beyin birçok işlevi aynı anda yapabilen bir organdır. Vücut hareketlerimizin kontrol edilmesi, organlarımızın düzenli çalışması yanında öğrenme, düşünme ve hatırlamadan sorumlu organımızdır. Sinir sisteminin en önemli kısmını ve merkezini oluşturmaktadır. Kafatasının içinde üç kat beyin zarıyla kaplanmış olan beyin, gri ve pembe beyaz renkte ve buruşturulmuş bir kâğıda benzemektedir. Gri rengi nöron kümelerinden, pembe-beyaz rengi ise sinir bağlarından kaynaklanmaktadır. İnsan beyninde ortalama 100 milyar hücre bulunmaktadır. Bu hücrelerin 10 15 milyarı düşünme ve öğrenmeyi sağlayan nöron adı verilen sinir hücreleri olup diğer hücreler ise beslenme ve temizlik gibi işlevler yürüten glia adı verilen yardımcı hücrelerdir. Beynin büyük bölümü protein olup vücudun diğer bölgelerinde bulunmayan bazı yağlı maddeler de bulunmaktadır. Beyin, ihtiyaç duyduğu enerjiyi glikozun oksijenle yanmasıyla sağlamaktadır. Beyin vücudumuzun % 2 sini oluşturmasına rağmen tüm vücuttaki oksijenin dörtte birini kullanır. İnsanlar dünyaya geldiklerinde beyin gelişimleri tamamlanmamış olmasına rağmen nöronlarının ise neredeyse tamamına sahip olarak dünyaya gelmektedirler. Ancak bu nöronlar arasındaki bağlantıları sağlayan dentritler, bu aşamada henüz yeterli düzeyde sinaps yapmamışlardır. Doğumda yetişkin bir insanın beşte biri kadar büyüklüğe sahip olan beyin; ileriki yaşlarda nöronların büyümesi ve akson, dentrit ve sinapsların sayısının artması ile büyümektedir. Beyindeki bu gelişim, vücut fonksiyonlarının yapılandırılmasını sağlamaktadır. Yaşadığımız deneyimler beynimizde sinapsların oluşmasını sağlamaktadır Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

Sinapslar, nöronlar arasında yaptıkları bağlantı biçimine göre üçe ayrılmaktadır. Bunlar: Aksodentritik nöronlar: Bir Nöron aksonunun, diğer bir nöronun dentriti ile sinaps yapmasıdır. Aksosomatik Sinaps: Bir nöron aksonunun, diğer bir nöronun hücre gövdesiyle sinaps yapmasıdır. Aksoaksonik Sinaps: Santral sisteminde istisnai de olsa iki nöronun akson terminalleri arasında sinaps yapmasıdır. Nöronları diğer nöronlar ile haberleşen telefon kabloları olarak tanımlayabiliriz. Yetişkin bir insanda, her bir nöron diğer nöronlarla 15.000 sinaptik bağlantı kurabilmektedir. İki sinir hücresi arasında ancak elektron mikroskobu ile görülebilecek sinaptik boşluk olarak adlandırılan küçük boşluklar olup, vücuda gelen sinyaller bir nörondan diğerine bu küçük boşluklardan geçerek iletilmektedir. İki nöron arasında nörotransmitter adı verilen kimyasallar ise bir nörondan çıkan sinyalin diğer nörona iletilmesine aktif rol oynamaktadır. Belirtilen bu elektrokimyasal işlem tüm davranışlarımızın ve vücut fonksiyonlarımızın temelini oluşturmaktadır. Ancak nöronlar kendilerine ulaşan her uyarıcıya otomatik olarak cevap vermezler. Bazen durgun kalırken bazen de uyarılırlar. Ancak uyarıcıların nasıl bir oluşum sonucunda durgun kalmaya ya da uyarılmaya karar verdiği hâlâ tam olarak anlaşılamamıştır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Beynimiz sinir hücreleriyle örülmüş bir ağ gibidir. Yeni bilgilerin önceki bilgilerle birleştirilmesi, daha önce edindiğimiz bilgilerin geri çağrılması bu ağ sayesinde gerçekleşmektedir. Beyindeki bu sinaptik bağlantılar ne kadar sık kullanılırsa bağlantılar o kadar güçlenirken kullanılmadığı zaman ise ölmeye başlar ve kaybolurlar. Beynin gelişimi bu sinaptik bağlantıların oluşturulması ve yok olması sürecini kapsamaktadır. Zengin farklı yaşantılar beynin sürekli olarak uyarılmasını sağlayarak beynin gelişiminde önemli yer tutmaktadır. Doğumdan itibaren yaşanan olumlu veya olumsuz deneyimler beynin gelişimini doğrudan etkilemektedir. Hatta doğum öncesinde yaşanan deneyimlerin bile bu süreci etkilediği görülmektedir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Sinir Sistemi Sinir sistemi nöron adı verilen sinir hücreleri ve nöroglia olarak adlandırılan destek hücrelerinden oluşmuş olup vücuttaki tüm sistemlerin işlevlerini ve organların çalışmasını koordine eder. Belli uyarıcıları almaya özelleşmiş algı organları, içeriden ve dışarıdan gelen uyarıcıları alıp duyusal sinirler aracılığıyla beyine iletirler. Beyinde işlenip değerlendirildikten sonra beyinden verilen emirleri yerine getirmek için ilgili organlara motor sinirler aracılığıyla iletilir. Sinir sistemi Anatomik ve Fonksiyonel olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Anatomik Sınıflama Fonksiyonel Sınıflama Merkezi Sinir Sistemi Somatik Sinir Sistemi A- Omurilik Otonom Sinir Sistemi B- Beyin Çevresel Sinir Sistemi Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Somatik Sinir Sistemi Dış ortamdan ve hareket sisteminden gelen duyular ile çizgili kaslara giden motor uyarıları taşıyan ve irademiz doğrultusunda çalışan bölümüdür. Otonom Sinir Sistemi Düz kaslara, kalp kası ve salgı bezleri gibi irademizin dışında çalışan organ ve sistemlerden gelen duyular ile onlara giden motor uyarıları taşıyan bölümdür. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Beynin Yapısı ve İşleyişi Beyin; vücut hareketlerimizin kontrol edilmesi, organlarımızın düzenli çalışması yanında öğrenme, düşünme ve hatırlamadan sorumlu organımızdır. Sinir sisteminin en önemli kısmını ve merkezini oluşturmaktadır. Sinir sistemi, gelişmiş organizmalarda psikolojik sistemin en önemli bileşenidir. Sinir sistemi iç ve dış olayları algılar ve tepkide bulunur. İçsel ve dışsal olaylar duyu organları tarafından algılanır. Duyu organları bilgiyi beynin arka kısmında omurilikte çok sayıdaki sinir ağları yardımıyla merkezi sinir sistemine iletirler. Beyin bir paralel işlemcidir. İnsan beyni birçok işlevi eş zamanlı olarak yerine getirebilir. Hiçbir beyin diğerine benzemez. Öğretim bütün öğrencilerin görsel-işitsel ve duygusal tercihlerini ifade etmelerine olanak tanıyacak şekilde düzenlenmelidir. Her şeyden önce bilmemiz gereken şey, beynin benzersiz olduğudur. Bilim insanları, parmak izi gibi beynin de benzersiz olduğunu doğrulamışlardır. İç içe üç bölüm halinde bulunan beynimizin orta beyin kısmında yer alan hipokamp hafızanın merkezi olup beynin yazıcısı gibi faaliyet göstermektedir. Bilgilerin kalıcı hafızaya geçip, geçmeyeceğine karar verir. Beynimiz uyuduğumuz zamanlarda bile sürekli bilgi toplamaktadır. Bu bilgilerden kişiye göre önemli olanlarını hipokamp saklamaktadır. Sakladığı bu bilgileri önem derecesine göre ya kısa sureli belleğe ya da bilinçli olayların gerçekleştiği çalışan hafızaya göndermektedir. Kısa sureli bellekte bilgiler 30 dakika gibi kısa bir zaman süresince tutulmaktadır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Eğer bu bilgi kişi için önemliyse bu bilgi uzun süreli belleğe geçirilir ve burada kalması için en az yirmi dört saat içinde tekrar edilmesi gerekmektedir. Önemsemediğimiz bilgiler düşük frekanslı elektrik sinyalleri şeklinde olup sonuçta zayıf sinaptik bağlantılar oluşur ve beyin korteksine kayıt edilmezler. Çünkü böyle durumlarda duygular harekete geçmemektedir. Duyguların uyandığı olaylarda ise hipokamp hareketlenmekte ve kortekse kayıt işlemi tamamlanmaktadır. Dış beyin kısmını teşkil eden korteks, beynin düşünen, konuşan, yazan, yeni buluşlar yapan, merak eden, plan yapan, öğrenmenin, zekanın ve hafızanın oluştuğu bolum olup, kapasitesi sınırsızdır. Merak ve ilgi eksenli bilgiler, duyguları uyandıran olaylar yaşandığında orta beyindeki hipokamp, bilgileri beyin korteksi üzerine kaydedilmektedir. Beyni oluşturan temel birimler nöronlar ve bir nöronun diğer nöronla birleşme yeri olan sinaps noktalarıdır. Nöronların oluşturduğu ağ örüntü sayısı ne kadar fazla olursa, bilgi işleme süreci o kadar güçlü olur. Her nöronun akson adı verilen bir tane uzun ve dentrit adı verilen çok sayıda kısa uzantısı vardır. Akson uçları ile başka nöronların dentritleri veya gövdeleri arasındaki bağlantıya sinaps adı verilir. Nöron Duyuların algılanması, motor ve emosyonel cevapların oluşturulması öğrenme ve bellek gibi işlevlerin yerine getirilmesini sağlayan hücreler olup uyarılma özelliği vardır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Bir nöron dört kısımdan oluşur. Bunlar: Nöronun kısımları Hücre gövdesi Akson Dentritler Sinaptik terminal Sinir sistemi belli fonksiyonları gerçekleştirmek amacıyla özel bölümlerden oluşmaktadır. Bunlar: Alın Lobu (frontal lob): Alnın hemen arkasında yer alır, hedefleri belirleme, davranışları planlama, geri bildirimi değerlendirme ve görevlere sistematik bir açıdan yaklaşma gibi yüksek seviyeli bilinci düzenler. Sağ Ve Sol Şakak Lopları (Temporal lops): Beynin sağ ve sol taraflarında yer alır, dili ve mantıkî perspektifi destekler. Görsel bilgi işleme süreçlerinin bazı yönleri, şakak lopları tarafından gerçekleştirilir. Çeper Lobu (Pariental Lob): Dış çevrenin algılanması ve dış çevre ile daha önce kazanılmış olan algılar yardımıyla anlamlandırılması gibi önemli noktaları destekler. Bu faaliyetler aynı zamanda dış çevredeki objelerin birbirleri arasındaki veya kendi aralarındaki ilişkileri de kapsar. Oksipital Lob (occipital lob): Kafanın en arka kısmında yer alır. Beyin Sapı (Brain stem): Omuriliğin tepesini çevreleyen kısımdır. Beynin bu kısmı temel yaşamsal faaliyetleri kontrol eder. Nefes alma, kalp atışları, refleksif tepkiler gibi davranışlar beyin sapı tarafından yönetilir. Limbik Sistem: Beyin sapını çevreleyen kısımdır. Amigdala ve hipotalamus bu bölümün iki önemli parçasıdır. Limbik sistem duyuları kontrol eder. Açlığı, susuzluğu, cinsel arzuları ve diğer zevkleri düzenler. Ayrıca uzun süreli belleğin önemli bir kısmı limbik sistem tarafından düzenlenir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

Neokorteks: Düşüncenin merkezi olup görme, işitme, konuşma, düşünme gibi üst düzey zihinsel fonksiyonları yönetir. Duyularla algılananlara bir anlam yükleyen merkezdir. Öte yandan neokorteks kararların alındığı, deneyimlerin saklandığı, konuşmanın üretildiği, anlamanın oluştuğu, sanat eserlerinin görüldüğü, müziğin dinlendiği merkezdir. Merkezi sinir sisteminin bir modül olarak yorumu, sosyal ve kültürel çevre içerisinde sorunları çözme, sosyalleşme gibi yüksek entelektüel fonksiyonlar ve insan bilinci olarak ortaya konabilir. Bölgesel Özel Fonksiyonlar: Hassas modüler ünitelerle birlikte, selebral cortex bölgesel özel fonksiyonlara bölünmüş durumdadır. Bu, sol ve sağ yarım küre arasında farklıdır ve her yarım kürede önden arkaya doğru farklı fonksiyonlar içerir. Örneğin; Selebral kontexin ön kısmı özel olarak bilgiyi seri işleme, arkadaki loplar ise anlık paralel işleme fonksiyonlarını gerçekleştirir. Hiyerarşik Çapraz Bağlantı Organizasyonu: Sinir sistemi hiyerarşik üniteler şeklinde fonksiyonel olarak organize edilmiştir; fakat bu kesin, katı bir hiyerarşi değildir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

Beyin kabuğunda bulunan yapılar, beş duyumuzun bilinçli değerlendirilmelerinin yanı sıra, düşünme, plan yapma, alınan verilerin değerlendirilmesi, eski bilgilerle karşılaştırılması, kişilik özellikleri, ince el becerileri, mantık, matematik, sanat, soyut düşünce gibi işleri yapar. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

Öğrenme ile beyin hücreleri arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmacılar öğrenme süreci sonucunda nöronlarda yeni akson iplikçiklerinin oluştuğunu iddia etmektedirler. Buna göre, her öğrenme yaşantısı yeni sinaptik bağların oluşması demektir. Burada öğrenme, biyokimyasal bir değişme olarak açıklanmaya çalışılmaktadır. Beyine dayalı öğrenme kuramı olarak da bilinen bu kuramı sistematik hâle getiren Hebb, beyindeki devrelerin çalışma şekli bilinmeksizin öğrenmenin doğasının anlaşılamayacağını savunmaktadır. Hebb in ortaya attığı Nörofizyoloji kuramının bulguları çerçevesinde beynin iki yarı küresinin farklı bilgiyi işlediği görülmüştür. Hiçbir yarı kürenin diğerinden üstün olmadığı ve her ikisine de gereksinim duyulduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır. Beyinlerinin bir yarısı hasar görmüş kişiler üzerinde sürdürülen çalışmalardan elde edilen bilgiler, beynin değişik bölgelerinin işlevleri konusunda çok değerli ipuçları içermektedir. Pek çok kişide sol yarı küre konuşma işlevinden, sağ yarı küre ise uzamsal ve algılama işlevlerinden sorumludur. Orstein e göre iki yarı küreden zayıf olanının kuvvetli olanla gerçekleştirdiği iş birliği genel yetenekler kapsamında zenginleşmeyi getirmekte ve buradan elde edilen zihinsel etkililik düzeyinin her ikisinin ayrı ayrı üretecekleri etkililikten daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

Günümüzdeki araştırmalar artık beynin uzmanlaştığını, aynı zamanda durumsal bir özellik gösterdiğini, bu çerçevede öğrenmenin de zihinsel bir etkinlik olarak ele alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bireyin zihinsel etkinlikleri konusundaki bulguları eğitime uyarlayarak derinleştiren Herman; insanların beyinlerinin bir bölümünü daha sık biçimde kullanılmasını ifade etmek için beyin başatlığı kavramını ortaya atmıştır. Örneğin; beyinlerinin sol yarı küresini kullananların okuyarak öğrenmeye eğilimli olduğu, sağ yarı küreyi etkin olarak kullananların ise görerek ve deneyerek öğrendikleri ifade edilmektedir. Beyin yarı küreleri üzerindeki çalışmalar derinleştikçe beynin çeyreklere ayrılarak incelenmesi gerekliliği doğmuştur. Özellikle Kolb, dört çeyrekli beyin modeli üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapmaya başlamıştır. Elde çok kesin veriler olmasa da bu modelde beyin sol-üst (A), sol-alt (B), sağ-alt (C) ve sağ-üst (D) olmak üzere dört çeyreğe ayrılmıştır. Buna göre mantıksal, olgusal, eleştirel, teknik, nicel ve ayrıştırıcılık ağırlıklı olarak A çeyreğinin özellikleri olarak sıralanırken, yapısal, ardışık, planlı, organize, ayrıntıcı ve var olan durumu koruyucu özellikler ise B çeyreğinin yapısını oluşturmaktadır. C çeyreği; ilişkisel, duygusal, tinsel ve dokunuma dayalı bir yapı ortaya koyarken, D çeyreği baskın olan beyinde ise görsel, sezgisel yenilikçi, imgesel, kavramsal ve geleneksel özellikler daha ön plana çıkmaktadır. Beynin sol yarı küresi sözel, matematiksel, mantıksal bilgiyi işlemek için, sağ yarı küresi de algısal, dikkat çekici, uzaysal, bütüncü, artistik bilgiyi işlemek için daha uygundur. Ancak beynin iki yarı küresi sinirsel bir bağ aracılığıyla iletişim kurmakta herhangi bir öğrenmeye iki yarı küre de katkıda bulunmaktadır. Ayrıca her bir yarı kürede aksonların birbirine bağlanma zenginliği ki bu uyaran çeşidinin artmasına bağlıdır, öğrenmeyi zenginleştiren en güçlü etkendir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

İki yarım küre iş birliği içinde çalıştığı zaman, genel yetenek ve etkide çok büyük artış olduğu ortaya konmuştur. Çünkü beyin, standart matematikten farklı bir şekilde çalışmakta; sağ ve sol yarım küreler birlikte çalıştığı zaman, iki kat değil, beş-on kat daha etkili sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bellek, bireylerin karşılaştığı en önemli sorun olup öğrenilenlerin kalıcılığı büyük ölçüde bellekle ilgilidir ve bellek ile öğrenme süreçleri birbirini tamamlayan süreçlerdir. Bellek, bilgiyi kodlama, depolama, geri getirme süreçlerini içerir. Woolfolk a göre bir bilginin hatırlanabilmesi için bilginin sembolleştirilip kodlanması gerekmektedir. Bilgi iki yolla sembolleştirilebilir. Bunlardan birisi, bilginin zihinsel resimlere, imgelere dönüştürülmesidir; diğeri ise sözel sembollere dönüştürülerek saklanmasıdır. Bellekte kodlama, depolama ve geri getirme olmak üzere belli başlı üç süreç çalışmaktadır. Kodlama, bilginin bellek sistemine yerleştirilme süreci olarak tanımlanabilir. Önce bilgi alınır, bu bilgiden bazı ayırt edici özellikler algılanır ve bellek izleri oluşturulur. Bu anlamda bellek yeniden üreten bir merkez değil, yeniden yapılandıran bir süreçtir. Bellek, aşağıdaki üç temel ilkeye göre çalışır: İlişkilendirme Hayal gücü Düzen ve yapı Bellek ve öğrenme konusunda son birkaç yüzyılda sol yarım küre becerileri üzerinde durulmuş ve hayal kurma, fantezi, müzik ve sanat gibi faaliyetlere yeterince önem verilmemiştir. Böylece belleğin en önemli özelliklerinden biri ihmal edilmiştir. Belleği yeniden canlandırmak için tüm beyin becerilerinin faaliyete geçirilmesi konusunda mnemonik adı verilen özel bellek destekleme tekniklerinin kullanılması yarar sağlayabilir. Öğrenmeyi ve öğrenilenlerin hatırlanmasını kolaylaştıran bellek destekleyiciler aslında binlerce yıldır kullanılagelen yöntemlerdir. Örneğin; Romalılar devrinde, rhetorik (etkili konuşma) öğretimi sırasında bellek destekleyici yöntemlerin en etkililerinden biri olan loci yönteminin kullanılış biçiminin öğretildiği bilinmektedir. Bellezza ya göre bellek destekleyiciler, Bilgiyi daha kolay genellenebilir duruma getirmek amacıyla kullanılan kodlama ve/veya örgütleme stratejileri olarak tanımlanabilir. Bellek destekleyiciler belleği geliştirmek için sistematik yöntemlerdir. Bu stratejilerin temel kullanımları, yeni bilgiyi daha kolay hatırlanacak şekilde öğrenmek için kodlama ve tekrar etme olarak karşımıza çıkmaktadır. Araştırmalar öğrenilen bilgilerin çok tekrar edilseler bile unutulabileceğini göstermektedir. Bu yüzden bilgilerin daha kolay hatırlanabilmesi için ilk yapılacak şey kodlama olmalıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

Tartışma Bireysel Etkinlik Öğrenmenin Fizyolojik Temelleri Kodlama, bilginin belleğe yerleştirilmesi süreci; örgütleme ise, bilginin başka bilgiler işlenerek anlamlı duruma getirilmesi süreci olarak düşünülebilir. Bellek destekleyicilerin temel işlevi, yeni bilgilerin öğrencilerin uzun süreli belleklerinde mevcut olan bilgileriyle ilişkilendirilmesi için bir yol çizmektir. Yeni kazanılan bilgiler ne kadar sağlam ilişkilerle oluşturulursa, bellekte o kadar uzun süre kalır. Bilinen bir kelimeden yola çıkarak yeni kazanılan kelimeyi bu bilinen kelimeye bağlayarak somutlaştırmak, yeni kelimenin de öğrenilmesini sağlar. Bu nedenle öğrenimin bellek destekleyicilerle desteklenmesi, unutma oranını düşürebilir ve akademik başarıyı olumlu yönde etkileyebilir (23). Ayrıca bellek destekleyici stratejilerin bellek ve anlama stratejileri olduğu unutulmamalıdır. Bellek destekleyici unsurlarla çalışan öğrenciler anlama testlerinden daha iyi sonuçlar almaktadır. Bellek, bireylerin karşılaştığı en önemli sorun olarak ortaya çıkmıştır (19). Öğrenilenlerin kalıcılığı büyük ölçüde bellekle ilgilidir ve bellek ile öğrenme süreçleri birbirini tamamlayan süreçlerdir. Bir bilginin hatırlanabilmesi için bilginin sembolleştirilip kodlanması gerekmektedir. Bu çerçevede etkili öğrenme ve öğrenilenleri hatırlayabilmek için tüm beyin becerilerinin faaliyete geçirilmesi konusunda bellek destekleyicilerin, özellikle hatırlanması güç olan öğrenmelerde kullanılması yarar sağlayabilir. Kasaptan kuzu beyni alıp inceleyiniz. İnsan ve diğer hayvanların beyin büyüklükleriyle düşünme kapasitesileri arasındaki ilişkileri tartışınız. Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan tartışma forumu bölümünde paylaşabilirsiniz. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

Özet Öğrenmenin Fizyolojik Temelleri İnsanlar yaşamları boyunca, içinde yaşadıkları çevreden sürekli olarak gelen uyarıcılarla karşılaşmakta ve kendisine ulaşan bu uyarıları değerlendirip zihinsel ve davranışsal tepkide bulunurlar. Bu açıdan bakılırsa öğrenme dinamik bir süreç olup insan yaşadığı sürece sürekli bir şeyler öğrenmektedir. Öğrenme, organizmanın ya da bireyin içinde yaşadığı çevreye uyum sağlamasında önemli bir araçtır. Her öğrenme süreci sonunda beyinde yeni bağlantılar oluşmasına ve o insanın olaylara bakışında farklılaşmaların oluşmasına yol açar. Bu farklılaşma o insanın davranış ve tavırlarını ve kişiliğin de bile değişime neden olabilen bir farklılaşmadır. Nörofizyolojik Temelli Kuramlara göre öğrenme, biyokimyasal bir değişimdir. Bu kurama göre, öğrenme sürecinin sonunda nöronlarda yeni axon iplikçilerinin oluştuğu belirtilmektedir. Buna göre her öğrenme yaşantısı yeni sinaptik bağların meydana gelmesi demektir. Beyin birçok işlevi aynı anda yapabilen bir organdır. Vücut hareketlerimizin kontrol edilmesi, organlarımızın düzenli çalışması yanında öğrenme, düşünme ve hatırlamadan sorumlu organımızdır. Sinir sisteminin en önemli kısmını ve merkezini oluşturmaktadır. Doğumda yetişkin bir insanın beşte biri kadar büyüklüğe sahip olan beyin; ileriki yaşlarda nöronların büyümesi ve akson, dentrit ve sinapsların sayısının artması ile büyümektedir. Beyindeki bu gelişim, vücut fonksiyonlarının yapılandırılmasını sağlamaktadır. Yaşadığımız deneyimler beynimizde sinapsların oluşmasını sağlamaktadır. Sinir sistemi nöron adı verilen sinir hücreleri ve nöroglia olarak adlandırılan destek hücrelerinden oluşmuş olup vücuttaki tüm sistemlerin işlevlerini ve organların çalışmasını koordine eder. Belli uyarıcıları almaya özelleşmiş algı organları, içeriden ve dışarıdan gelen uyarıcıları alıp duyusal sinirler aracılığıyla beyine iletirler. Beyinde işlenip değerlendirildikten sonra beyinden verilen emirleri yerine getirmek için ilgili organlara motor sinirler aracılığıyla iletilir. Sinir sistemi Anatomik ve Fonksiyonel olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İç içe üç bölüm hâlinde bulunan beynimizin orta beyin kısmında yer alan hipokamp hafızanın merkezi olup beynin yazıcısı gibi faaliyet göstermektedir. Bilgilerin kalıcı hafızaya geçip, geçmeyeceğine karar verir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

Ödev Öğrenmenin Fizyolojik Temelleri Fizyoloji kitaplarından beyin ve sinir sistemini inceleyiniz. Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan ödev bölümüne yükleyebilirsiniz. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

DEĞERLENDİRME SORULARI Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan bölüm sonu testi bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz. 1. Aşağıdakilerden hangisi öğrenme ile ilgili doğru değildir? a) Öğrenme dinamik bir süreçtir. b) Öğrenme, organizmanın ya da bireyin içinde yaşadığı çevreye uyum sağlamasında önemli bir araçtır. c) Her öğrenme süreci sonunda beyinde yeni bağlantılar oluşur. d) Öğrenme insanın davranış ve tavırlarını ve kişiliğin de bile değişime neden olabilen bir farklılaşmadır. e) Öğrenme, büyüme ve vücutta değişik etkilerle oluşan geçici değişmelerle açıklanabilir. 2. Omuriliğin tepesini çevreleyen kısımdır. Beynin bu kısmı temel yaşamsal faaliyetleri kontrol eder. Nefes alma, kalp atışları, refleksif tepkiler gibi davranışlar beyin sapı tarafından yönetilir. Yukarıda cümlede anlatılan sinir sisteminin hangi özel bölümünün özellikleridir? a) Alın Lobu b) Sağ ve sol şakak lopları c) Beyin sapı d) Limbik Sistem e) Neokorteks 3. Kolb dört çeyrekli beyin modeline göre aşağıdakilerden hangisi A çeyreğinin özelliklerinden bir değildir? a) Mantıksal b) Olgusal c) Organize d) Teknik e) Nicel 4. Düşüncenin merkezi olup görme, işitme, konuşma, düşünme gibi üst düzey zihinsel fonksiyonları yönetir. Duyularla algılananlara bir anlam yükleyen merkezdir. Cümlede anlatılan sinir sisteminin hangi özel bölümünün özellikleridir? a) Alın Lobu b) Sağ ve sol şakak lopları c) Beyin sapı d) Limbik Sistem e) Neokorteks 5. Kolb dört çeyrekli beyin modeline göre aşağıdakilerden hangisi B çeyreğinin özelliklerinden bir değildir? a) Yapısal b) Ardışık c) Planlı d) Tinsel e) Ayrıntıcı Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

1. Sözel 2. Algısal 3. Matematiksel 4. Uzaysal bütüncü 5. Mantıksal bilgi 6. Dikkat çekici 6. Aşağıdakilerin hangisinde beynin sol yarı küresinin faaliyetleri doğru verilmiştir? a) 1-2-3 b) 1-3-5 c) 2-3-5 d) 1-3-4 e) 1-3-6 7. Kolb dört çeyrekli beyin modeline göre aşağıdakilerden hangisi C çeyreğinin özelliklerinden biri değildir? a) İlişkisel b) Kavramsal c) Duygusal d) Tinsel e) Dokunuma 1. Sözel 2. Algısal 3. Matematiksel 4. Uzaysal bütüncü 5. Mantıksal bilgi 6. Dikkat çekici 8. Aşağıdakilerin hangisinde beynin sağ yarı küresinin faaliyetleri doğru verilmiştir? a) 1-2-3 b) 1-3-5 c) 2-4-5 d) 2-4-5 e) 2-4-6 9. Kolb dört çeyrekli beyin modeline göre aşağıdakilerden hangisi D çeyreğinin özelliklerinden biri değildir? a) Yapısal b) Görsel c) Sezgisel d) İmgesel e) Geleneksel Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21

1. İlişkilendirme 2. Bağlantılama 3. Hayal gücü 4. Yorumlama 5. Düzen ve yapı 10. Aşağıdakilerin hangisinde belleğin çalışmasının temel ilkeleri doğru verilmiştir? a) 1 ve 2 b) 1 ve 3 c) 1, 2, 3 d) 1, 3, 4 e) 1, 3, 5 Cevap Anahtarı 1.E, 2.C, 3.C, 4.E, 5.D, 6.B, 7.B, 8.E, 9.A, 10.E Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR Anderson, O., R.,(1997), A Neorocognitive Perstpective on Current Learning Theory and Science Instructional Strategies, Science Education, Vol:81, No:1 Aydın, H., (Nisan, 1994). Yaşamımızın Gizli Kalmış Kesiti: Uyku, Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı: 317, 32-37,. Banikowski, A.K., & Mehring, T.A., (October, 1999). Strategies to Enhange Memory Based on Brain-Research, Focus on Exceptional Children, 32, 2, 1-16. Barnes, Jim. (2013), Essential Biological psychology, SAGE Publications Ltd. Brandt, R., The Brain Connection to Education Spring Conference 2000, Reported by David Ruenzel. Bloom, B. ( 1998 ). 6nsan Nitelikleri ve Okulda Ögrenme, M.E.B.Yay, 6stanbul. Caine N.C., Caine G. (2002) Beyin Temelli Öğrenme, Nobel Yayınları. Caine, R.N., & Caine, G:, (October, 1990). Understanding a Brain-Based Approach to Learning and Teaching, Educational Leadership, 48 (2), p 66,. Chudler, E.H., Brain Plasticity: What is it? Learning and Memory, Çepni, S., (2005). Araştırma ve Proje Çalışmalarına Giriş, 2. baskı, Üçyol Yayıncılık, Trabzon. Çiftpınar, B. (2012). Brain-based Construct Approach in Second Language Learning. İlköğretim Online, 11(1), 107-117. Davis, A. (2004) The Credentials of Brain Based Learning, Journal of Philosophy of Education, Vol:38. Dalrymple, J. B., Teaching and Learning Law with Graphic Organizers, Demirel, Ö., (2003). Kuramdan Uygulamaya Eğitimde Program Geliştirme, 5. Baskı, Pegem A Yayıncılık, Ankara. Demirsoy, A., (1997). Yaşamın Temel Kuralları (Genel Biyoloji/Genel Zooloji), Meteksan A.Ş., Cilt 1, Kısım II, 8. Baskı, Ankara. Duman, B. (2007) Beyin Temelli Öğrenme, Pegem Yayıncılık, Ankara. Ergenç, İ., (Ocak, 1994). Beyindeki Dil, Bilim ve Teknik Dergisi, TÜBİTAK, Sayı: 314. Foster-Deffenbaugh, L. A., (November, 1996). Brain Research and its Implications for Educational Practice, A Dissertation, Brigham Young University, Hawaii. Gülpınar, M. A., (Kasım, 2005). Beyin/Zihin Temelli Öğrenme İlkeleri ve Eğitimde Yapılandırmacı Modeller, Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Dergisi, 5(2), 272-306. Hasra, K. (2007). Beyin Temelli Öğrenme Yaklaşımıyla Öğrenme Stratejilerinin Öğretiminin Öğrencilerin Okuduğunu Anlama Becerisi Üzerindeki Etkisi. Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Muğla. Hebb, D. O,(2006) The Role of Neurological Ideas in Psychology., Journal of Personality, Sep51, Vol. 20 Issue 1, (54-55) Herrmann-Nehdi, A., (2002). Training With The Brain In Mind: The Application of brain dominance technology to teaching and learning. Session Number 509, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23