TÜRKİYE DE GÖÇMEN ÇOCUKLARIN PROFİLİ, SOSYAL POLİTİKA VE SOSYAL HİZMET ÖNERİLERİ HIZLI DEĞERLENDİRME ARAŞTIRMASI



Benzer belgeler
gelişmesini sağlaması için gerekli birçok maddeye yer verilmiştir. Sözleşmede yer alan

ÇOCUK HAKLARI VE YOKSULLUK Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Faks

Türk Göç ve İltica Hukukunun Temelleri:

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

Geçici Koruma Uluslararası Standartlar. BMMYK Kasım 2014

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

YABANCILAR ve ULUSLARARASI KORUMA KANUNU. Yayım tarihi: 11 Nisan 2013 Yürürlük tarihi: 11 Nisan 2014

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME

C E D A W KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİ. Prof. Dr. Feride ACAR

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin Uygulanması

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

İÇİNDEKİLER. İKİNCİ BASIYA ÖNSÖZ...v. ÖNSÖZ...vi. Birinci Bölüm MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKA İLİŞKİN TEMEL MEVZUAT

Türkiye'nin İnsan Ticaretiyle Mücadelesi

KİTLESEL GÖÇLERDE SAĞLIK HİZMETLERİ. Uzm. Dr. Muzaffer AKKOCA

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir.

İTİRAZ USULLERİ. BMMYK Kasım 2014

ÜLKEMİZDE KADIN SAĞLIĞI KADINLA İLGİLİ YAPILAN ULUSLAR ARASI TOPLANTILAR

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Avrupa Birliği Uzmanlığı Tezi

Her türlü alıkonulma yerinin düzenli ziyaretler yolu ile denetlenerek kişilerin işkence ve kötü muameleye karşı etkin biçimde korunması amacını

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

ÜLKEMİZE SIĞINAN YABANCILARIN SAĞLIK HAKLARI PANELİ

ELÇİN YEMİŞKEN TÜRK İŞ HUKUKUNDA KADIN İŞÇİLERİN KORUNMASI

İSTANBUL İL GÖÇ İDARESİ MÜDÜRLÜĞÜ ULUSLARARASI KORUMA ÇALIŞMA GRUP BAŞKANLIĞI

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ

Madde 3, Çocuğun öncelikli yararı: Çocukları etkileyen bütün eylemler ve kararlarda çocuk için en iyi olan temel alınmalıdır.

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

İş Yeri Hakları Politikası

9.Sınıf Sağlık Hizmetlerinde İletişim. 3.Ünte Toplumsal İletişim HUKUK KURALLARI / İNSAN HAKLARI 21.Hafta ( / 02 / 2014 )

SURİYELİ KADIN ve KIZ ÇOCUKLARI İÇİN GÜVENLİ ALANLAR PROJESİ Merkezlerimize ve etkinliklerimize ilişkin bazı fotoğraflar

Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi (Havana Kuralları)

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR

İNSAN HAKLARI. Sosyal ve Ekonomik Haklar Kültürel haklar (10. Hafta)

KADINLARA KARŞI ŞIDDETIN TASFIYE EDILMESINE DAIR BILDIRI. Genel Kurulunun 20 Aralık 1993 tarihli ve 44/104 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ KADIN SIĞINMA EVİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİĞİ BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLERİ

Türkiye'nin İnsan Ticaretiyle Mücadelesi

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Hasta Hakları ve Tıbbi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı

HEMŞİRELER İÇİN ETİK İLKE VE SORUMLULUKLAR. Prof. Dr. Lale Büyükgönenç

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

İKİLİ SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMELERİ: TÜRKİYE HOLLANDA SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ ÖRNEĞİNDE BİR DEĞERLENDİRME. Yrd. Doç. Dr. S.

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUK HAKLARI

A. Giriş. B. Olumlu Unsurlar

Türkiye'nin TESPİT Tamamlandı Eksik 1

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ* 10 Aralık 1948

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL BİLGİLER

Çocuk Politikası FERAY SALMAN İNSAN HAKLARI ORTAK PLATFORMU

Devletin Yükümlülükleri

1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları. 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler. 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 57/176 No lu Kararı: Kadın ve Kız Çocuk Ticareti 14,15

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKA İLİŞKİN TEMEL MEVZUAT

Türk Mevzuatına Göre Sağlık Turizminde Yabancı İstihdamı. Yrd. Doç. Dr. Necla ÖZTÜRK Doç. Dr. Erol ESEN

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Göç ve Tüberküloz. Haluk C.Çalışır Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi

Bosna Kurbanlarına Yardım - Bosna ve Kosova dan Gelen Mültecilere Destek

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURUL. Çeviren: Dr. Ahmet ULUTAŞ* 8 Ekim 2013 A/HRC/RES/24/12 Dağıtım: Genel İNSAN HAKLARI KONSEYİ 1

STRATEJİK VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE DE GÖÇ. Göç Veren Ülkeden Göç Alan Ülkeye Fırsat ve Risklerin Dönüşümü

TÜRKİYE DE YENİ GÖÇ YÖNETİMİ VE ULUSLARARASI KORUMADA TEMEL PRENSİPLER SELÇUK ŞATANA İL GÖÇ UZMANI UYUM VE İLETİŞİM ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI

Uluslararası Mülteci Hukuku Kapsamında Uluslararası Koruma. BMMYK Kasim 2014

(Resmî Gazete ile yayımı: Sayı : Mükerrer)

BM ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ'NİN KAPSAMI VE TEMEL DAYANAĞI NEDİR?

Mülteci topluluklarından herhangi birinde, evlerinden uzaklaşmış olan insanların yaklaşık yüzde ellisini kadınlar ve kız çocukları oluşturmaktadır.

İnsanlık ailesinin tüm üyelerinde bulunan onuru ve onların eşit ve ayrılmaz haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu,

SOSYAL SORUMLULUK POLİTİKASI

2 Kasım Sayın Bakan,

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKA İLİŞKİN TEMEL MEVZUAT

İş yerinde anne ve babalık: Dünya da hukuk ve uygulamadaki yansımaları 1

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

KRİMİNOLOJİ -I- 11 Aralık 2014 Suçun Ölçümü 2. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Politika Özeti. Suriye deki savaş ve mülteci krizi insan ticaretini nasıl etkilemektedir? Ocak 2016

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

TÜRKİYEDE ÇEVRESEL BİLGİLENME HAKKI VE AB DİREKTİFLERİ. Yrd. Doç. Dr. Necla Akdağ Güney

AB GENÇLİK POLİTİKALARINDA SAĞLIK

- Genel Gerekçe - Bu önerilerin amacı Kıbrıs ın kuzeyinde yerel mevzuatın parçası olan. Fasıl 105 Değişiklik Yasa Tasarısı Önerisi Gerekçeleri

ILO Sözleşmeleri=188 ILO Tavsiye Kararları=199

Cinsel haklar / üreme hakları insan haklarıdır.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

Türkiye nin Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Karnesi

Türkiye de Uluslararası Koruma Arayan Kişiler için EĞİTİM HAKKI SORULAR & YANITLAR

BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi

Transkript:

TÜRKİYE DE GÖÇMEN ÇOCUKLARIN PROFİLİ, SOSYAL POLİTİKA VE SOSYAL HİZMET ÖNERİLERİ HIZLI DEĞERLENDİRME ARAŞTIRMASI Dr. Reyhan Atasü Topcuoğlu Ekim 2012 IOM Uluslararası Göç Örgütü

Bu araştırma, İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Ajansı tarafından finanse edilen, İçişleri Bakanlığı İltica ve Göç Bürosu eşgüdümünde, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Türkiye ofisi tarafından yürütülen Göç Yönetimi Genel Politika Çerçevesinin Düzenlenmesi ve Uygulanması Hususunda Türkiye nin Çabalarının Desteklenmesi projesi kapsamında gerçekleştirilmiştir. Her hakkı mahfuzdur. Bu yayının hiç bir bölümü yayıncının önceden yazılı izni alınmaksızın kopyalanamaz, bir sistemde saklanamaz veya herhangi bir şekille veya yolla elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt veya başka şekilde aktarılamaz. Araştırma ekibi Dr. Reyhan Atasü Topcuoglu Doç. Dr. Sema Buz Cevahir Özgüler, M.A. Dr. Gökçe Bayrakçeken Tüzel Dr. Umut Devrim Yalçın Özlem Kahraman, M.A. Danışman: Prof.Dr. Arif Köktaş

Teşekkürler Bu araştırma Göç ve İltica Yol Haritası ve İnsan Ticaretiyle Mücadele Ulusal Eylem Planı doğrultusunda, Göç Yönetimi için Bütüncül Politika Çerçevesinin Oluşturulmasında Türkiye nin Desteklenmesi projesi kapsamında yürütülmüştür. Öncelikle, Uluslararası Göç Örgütü Ankara Misyonu na ve İçişleri Bakanlığı Göç ve İltica Bürosu na sağladıkları bu araştırma imkân için teşekkürlerimi sunarım. Uluslararası Göç Örgütü Türkiye Misyonu Şefi Sayın Dr. Meera Sethi ye desteği için teşekkür borçluyum. UGÖ değerli çalışanlarına, özellikle Sayın Meltem Ersan, Yelda Devlet ve Suzanne Shultz a süreç boyunca benden esirgemedikleri yardımları ve birlikte paylaştığımız dostluk ve yaratıcılık atmosferi için şükranlarımı sunuyorum; onların yakın ilgisi sayesinde bu araştırmanın çıktıları çok daha verimli oldu. Sayın Helen Nilsson a da bana yeni ufuklar açan konuşmalarımız ve alanda sağladığı destek için teşekkür borçluyum. Bu araştırmanın çeşitli boyutlarını birlikte yürüttüğümüz araştırma ekibine teşekkür ediyorum: Doç Dr. Sema Buz ve danışmanımız Prof.Dr Arif Köktaş a katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Sayın Cevahir Özgüler e, bu çalışma buyunca cömertçe sunduğu emeği ve yol arkadaşlığı için, Sayın Dr Gökçe Bayrakçeken-Tüzel, Dr.Umut Devrim Yalçın ve Özlem Kahramana görüşmeleri gerçekleştirmemde bana eşlik ettikleri için ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Çalışmadaki tüm hatalar yazara aittir. Dr.Reyhan Atasü Topçuoğlu Ekim 2012, Ankara

İçindekiler Bölüm 1: Giriş...7 1. Çalışmanın Amacı... 9 2. Temel Kavramlar ve Tanımlar... 9 3. Göç, Çocukların Göçü ve Politik Arka Plan...11 Bölüm 2: Metodolojik Yaklaşım ve Elde Edilen Bulgu ve Bilgilerin Niteliği...13 Bölüm 3: Türkiye ye Göçler ve Çocuk Göçmenler...17 Bölüm 4: Göçmen Çocukların Hakları ve Korunmasına İlişkin Uluslararası Standartlar...23 1. Uluslararası Hukukta Göçmen Çocuklara Hak Sağlayan Belgeler...25 2. Uluslararası Düzenlemelerde Göç Yönetimi ve Çocuk Haklarının Kesişimi...31 Bölüm 5: Türkiye de Göçmen Çocuklara İlişkin Hukuki Durum...35 1. Birincil Yasal Çerçeve...37 2. İkincil Yasal Çerçeve...37 Bölüm 6: Göçmen Çocukların Profili...39 1. İstatistiki Bilgiler...41 1.1. En çok nerelerden göçmen geliyor...41 1.2. Örgün Eğitimdeki Göçmen Çocuklar...42 1.3. Refakatsiz Küçükler...45 2. Hangi konularda daha çok istatistiğe ihtiyacımız var?...46 3. Göçmen Çocukların Geliş Nedenleri...46 3.1. Politik baskı, etnik dini çatışma ve savaş...47 3.2. Ekonomik faktörler...47 3.3. Çevresel faktörler...47 3.4. Eğitim amaçlı göç...48 4. Neden Türkiye?...49 5. Göçmen Çocukların Psiko-Sosyal Profilleri...51 5.1. Yaş gruplarına göre ortak sorunlar...51 5.2. Yaş ve göçmen çocuklar...53 5.3. Belirsizlikle birlikte yaşamak...54 5.4. Çocukların anlatıları ve yaşantıyı anlamlandırmada sosyal bağların etkileri...54 5.5. Şiddet, göç ve çocukluk...55 6. Göçmen Çocuklar ve İnsan Ticareti...55 İçindekiler 4

7. Göçmen Çocukların Karşı Karşıya Oldukları Riskler ve Temel İhtiyaçları...58 Bölüm 7: Sonuç - Sistemdeki Boşluklar, Uygulamadaki Eksiklikler ve Göçmen Çocuklarla Çalışan Kamu ve Sivil Toplum Kurumlarının İhtiyaçları...61 Bölüm 8: Sonuç ve Öneriler...69 1. İlke ve Uygulama Çerçevesi Önerileri...71 2. Uygulamaya Yönelik Öneriler...73 Kaynakça...81 Tablo Listesi Tablo 1: Göç Sürecinde Çocukların Konumlarına ve Yasal Durumlarına Dair Tipoloji...10 Tablo 2: Uluslararası Hukuk Belgelerinin Göçmen Çocuklara Sağladığı Koruma...25 Tablo 3: Yasadışı Göç Olaylarında Yakalanan Göçmenlerin Yaşlarına Göre Dağılımı...41 Tablo 4: Eğitime Katılımı Düşük Olan Bazı Gruplar...44 Tablo 5: 2005-2012 Yılları Arasında Sığınma Talebinde Bulunan Refakatsiz Küçükler...45 Tablo 6: 2007-2011 Yıllarında Tespit Edilen İnsan Ticareti Mağdurlarının Yaş Dağılımı...56 Şekil Listesi Şekil 1: Yasadışı Göçte Çocukların Oranı 2007-2011...42 Şekil 2: İlk ve Orta Öğretimdeki Çocukların Uyruklarına Göre Dağılımı...43 Şekil 3: Yabancı Çocukların Katıldıkları Eğitim Seviyesi ve Cinsiyete Göre Dağılımları... 43 Şekil 4: Devlet Okullarında Okuyan Yabancı Uyruklu Çocuklar 2011-2012...48 Şekil 5: 2005-2012 Arasında Bazı İllerde Kaydedilen Refakatsiz Göçmenlerin ASPB Kurumlarına Yerleştirilme Durumu...57 Şekil 6: Ulusal Sistem Dahilinde Kısa Vadeli Yüksek Yararın Tespiti ve Uygulanması...71 Şekil 7: Ulusal Sistem Dahilinde Uzun Vadeli Yüksek Yararın Tespiti ve Uygulanması...72 Şekil 8: Refakatsiz ya da Mülteci Çocuklara Yönelik Psikoljik Desteğin Hedefleri...73 İçindekiler 5

BÖLÜM 1: GİRİŞ

1. ÇALIŞMANIN AMACI Göç araştırmalarının en temel ayrımı göçün ulus devlet sınırları dâhilinde olmasına (iç göç) ya da sınırların ötesine geçmesine (dış göç) dayanır. Bu çalışmada Türkiye ye gelen uluslararası göçe ve bu göçün üzerinde yeni yeni düşünmeye başladığımız bir grup öznesine, göçmen çocuklara odaklanacağız. Çalışmanın amacı, Türkiye ye uluslararası sınırları aşarak gelen çocukların kimler olduğunu belirlemek, onların buradaki koşullarını ve ihtiyaçlarını anlamak ve bu çocukların çocuk haklarının sağlanması için ne gibi sosyal politika açılımları geliştirilebileceğini ortaya koymaktır. Çalışma iki odakta yürütülmüştür: a. Var olan sistemde göçmen çocuklara sunulanların tespiti b. Göçmen çocukların profili, sorunları ve ihtiyaçlarının tespiti Alan araştırmasında hem göçmenler hem de uzmanlardan elde edilen bilgiler bir araya getirilerek analiz edilmiş, böylelikle alandaki ihtiyaçlarla sistemdeki boşlukları tespit edilmiştir. Araştırmanın sonucunda, insan hakları kriterleri temel alınarak, alan araştırması ile tespit edilen ihtiyaçlar doğrultusunda, farklı ülkelerdeki iyi uygulamalar da göz önünde bulundurularak ve alandaki uzman görüşlerinin desteği ile Türkiye özelinde göçmen çocuklara yönelik çocuk dostu sosyal politika ve somut uygulama önerileri geliştirilmiştir. Bu çalışma hem göç politikasının karar vericilerine ve uygulayıcılarına öneriler sunarak yardımcı olma, hem de Türkiye deki göçmen çocukların yaşam standartlarını iyileştirme çabasıdır. 2. TEMEL KAVRAMLAR VE TANIMLAR Çocuk göçmelerle ilişkili bir çalışmada tabii ki en temel kavram çocuk kavramıdır. Kimin çocuk kimin yetişkin olduğu konusunda bugün belki de en çok kabul gören tanım B.M. Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin ilk maddesidir. Türkiye nin de bazı çekincelerle 1 taraf olduğu, sözleşme çocuğu şöyle tanımaktadır: Madde 1- Bu sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır. Sözleşmede çocuğun tanımı öncelikle iç hukukun belirlemesine bırakılmakta, yani öncelikle bir hukuki mesele olarak tanımlanmakta, ardından da uluslararası çocuk olma standardı biyolojik yaşa göre belirlenmektedir. Ancak, söz konusu olan çocuklar göçmen, özellikle de düzensiz göçmen ise, yaşını belirten resmi kimlik belgelerinden yoksun ise, biyolojik yaşın saptanması başlı başına bir problem olabilmekte, dolayısıyla göçmeler arasında kimin çocuk olup kimin olmadığının resmi olarak saptanması uluslararası 1 Türkiye nin koyduğu çekince kayıdı şöyledir: Türkiye Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 17., 29. ve 30. maddeleri hükümlerini T.C. Anayasası ve 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Anlaşması hükümlerine ve ruhuna uygun olarak yorumlama ve uygulama hakkını saklı tutmaktadır (TBMM, n.d.). Bölüm 1: Giriş 9

literatürde de (Crawley, 2007; Hamm et al. 2008; Kvittingen, 2010; Sighona ve Hughes, 2012) değinilen bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Düzensiz ya da kayıtsız göçmen, geçmekte olduğu ya da bulunduğu ülkede yasal statüsü sorunlu olan kişidir (The International Council on Human Rights Policy, 2010; Düvell, 2007). Düzensiz göçü yaratan yasal sorunlar ülkeye giriş, oturma ya da çalışma izinlerinden kaynaklanmaktadır (Atasü-Topçuoğlu, 2012). Ancak, çocuklar açısından baktığımızda, düzensiz göç içinde yer almak, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi vatandaş çocuklara sağlanan birçok olanaktan yaralanamamak ve hak ihlallerine çok açık bir hale gelmek demektir. Yasal ve yasadışı arasındaki geniş bir gri alanı kapsayan düzensiz göç 2 durumlarında çocukların olası konumları ve çocuk hakları açısından bu konumların içerdiği hak ihlalleri riskleri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir. Tablo 1. Göç Sürecinde Çocukların Konumlarına ve Yasal Durumlarına Dair Tipoloji Düzensiz Göçte Çocuk Göçmenlerin Konumları Giriş Oturma Çalışma Çocuk Hakları Açısından Başlıca Riskler Kendi başına ve göçmen kaçakçılığı ile gelenler Yasadışı Yasadışı Yasadışı Sağlık, beslenme ve diğer gelişim hakları risk altında İnsan ticareti yoluyla ülkeye gelenler zorla çalış(tırıl)anlar cinsel sömürüye ya da organ ticaretine maruz kalanlar yasadışı evlat edinme Yasadışı Yasadışı Yasadışı Ağır insan hakları ihlali ve istismar Göçmen kaçakçılığı ya da insan ticareti yoluyla ülkeden transit geçenler Kaçak çalışan göçmen çocuklar (ulusal yasalara bağlı olarak değişir: İki önemli kriter çalışma yaşı ve işin niteliğidir.) Kaçak çalışan göçmen ailelerin çocukları Yasadışı Yasal (örn. turist vizesi ile giriş) Yasal (örn. turist vizesi ile giriş) Yasadışı Yasal Yasadışı Yok Yasadışı Yasadışı Yaşama ve gelişme hakları ağır ihlal riski altında Çocuk işçiliği sorunu ve hak ihlalleri Çocuk işçiliği sorunu, Eğitime erişememe, Sağlıksız barınma Sığınmacı ve sığınma başvurusundaki ailelerin çocukları Ceza vermeme ilkesi Yasal Yasadışı Gelişim hakkı risk altında Mültecilik başvurusu reddedilenlerin ve kalmaya devam eden ailelerin çocukları Yasadışı Yasadışı Yasadışı Sağlık, beslenme, gelişme hakları risk altında Düzensiz göçmenlerin varış ülkesinde doğmuş kayıt-dışı çocukları Yok Yasadışı Yasadışı Ana çocuk sağlığı, bebek ölümleri, yaşam hakları risk altında Ülkeye yasal olarak gelip yasal statü dahilinde yaşarken gelmiş oldukları ülkedeki yönetimsel ya da politik değişiklikler yüzünden statülerini kaybeden ailelerin çocukları Yasal Belirsiz Yasadışı Sağlık, eğitim, beslenme, gelişme hakları risk altında Yerleşik göçmen ailelerin çocukları (Genelgeler ya da iskanlı kabul dahilinde gelenler) Yasal Yasal Yasadışı Ayrımcılığa uğramama, eğitim ve sosyal hizmetlere erişim 2 Düzensiz göçün tanımı, nedenleri, pekiştiren faktörleri, politik yanları, göç politikasıyla olan ilişkisi hakkında bilgi için bkz. Atasü-Topçuoğlu, 2012. Bölüm 1: Giriş 10

Yandaki tabloda beyaz bölgeler tek başına göç eden çocukların yani refakatsiz küçüklerin durumlarını, orta gri olan bölgeler yakınlarıyla birlikte göç eden çocukların düzensiz göç içinde bulunabilecekleri durumları, açık gri olan satır hem refâkatli hem refakatsiz göçmen çocukların karışılabilecekleri durumları, koyu gri olan satır ise düzenli göçmen çocukların durumunu ifade etmektedir. 3. GÖÇ, ÇOCUKLARIN GÖÇÜ VE POLİTİK ARKA PLAN Gelişen taşımacılık teknolojisi ile yıllar içinde artan insan hareketliliği imkânı, dünyada kuzey güney ve batı doğu ekseninde giderek açılan refah uçurumu hem göç hareketlerinde bir artışı hem de göçün bilimsel ve politik açıdan giderek daha çok tartışılan bir konu olmasını beraberinde getirdi. Göç, öncelikle erkekler ve emek göçü bağlamında tartışılırken, 1980 lerden itibaren kadınların göçü tartışılmaya, 2000 lerde ise çocukların göçü tartışılmaya başlandı. Son yıllarda yayınlanan BMMYK (Mougne, 2010) ve FRONTEX (2010) raporları İsveç ve Hollanda başta olmak üzere birçok ülkeye gelen çocuk göçünü ve daha önemlisi giderek artan çocuk mültecilerin varlığını önemli bir sorun olarak ortaya koymaktadır. Çocuklar, göçmenler arasında yeni bir grup olarak karşımıza çıkmaktadır. Bhabha nın (2008) belirttiği gibi çocuklar da tıpkı büyükler gibi göç ediyorlar ve bu göçün hukuki neticeleri oluyor. Öncelikle bir kere ülkelerinin sınırlarını geçtikten sonra çocuklar vatandaşlığın imkân ve haklarından yararlanamadıkları yeni bir konuma geçiyorlar: yabancı statüsüne. Devletler, kurumlar, bürokratlar açısından yabancı statüsündeki çocuk, hem bir insan hakları ve çocuk hakları meselesi, hem de göçmen olarak bir göç yönetimi meselesi haline gelmektedir. Çocuk Hakları Göç Yönetimi Yabancı Statüsündeki Çocuk Bu bağlamda, çocuk göçünün artması ve özellikle refakatsiz çocuk göçünün artması, uluslararası alanda çocuk hakları normları ve AB göç politikaları arasında yeni bir gerilim yaratmaktadır. Bu gerilim AB bazında çocuk hakları hukuku ve göç politikası mevzuatı arasında yeni bir bağ kurulmasını ve ülkeler bazında çocuk politikası ve göç politikası arasında kesişen yeni bir alanın yaratılmasını zorunlu kılmaktadır. Bölüm 1: Giriş 11

Bu konjonktür, Türkiye yi iki belirsiz politikası arasında bir uyum yaratmak çetrefilinde bırakmaktadır. Türkiye hali hazırda göç politikasını oluşturma sürecinde AB ve ABD nin taleplerini göz önünde bulundurarak (Erder, 2000; 2007; İçduygu, 2007) kendi ihtiyaçlarını belirleme ve göç yönetimi kapasitesini arttırma ve etkinleştirme çabalarına devam etmektedir. Öte yandan çocuk göçü sadece bir göç meselesi değil, daha ziyade bir çocuk hakları meselesidir. Bu durumda sormamız gereken sorulardan belki de en önemlisi Türkiye nin çocuk politikasının var olup olmadığıdır. Birçok çalışma ülkemizde, eğitim, sağlık, hukuk gibi alanlarda çeşitli düzenlemelerin bulunduğunu ortaya koymaktadır, ancak incelendiğinde bu düzenlemelerin birbirinden bağımsız, kendi alanlarına özgü bir biçimde oluştuğu gözlemlenmektedir. Oysa, geleceğin toplumunu oluşturacak olan çocukların geniş anlamda sağlıklı bir biçimde gelişimlerini tamamları, eğitim, sağlık, medya, gelir dağılımı ve sosyal hizmetlerin sunumundan şehir bölge planlamaya kadar birçok farklı alanda bütünsel bir yaklaşımla çocuklara nelerin sunulduğu ve onların ihtiyaçlarına ne ölçüde cevap verildiğiyle ilgilidir. Çocuk politikası, birçok farklı alanı kesen, sosyal devletin birçok icraat alanında çocukların refahını sağlamaya dönük birbiriyle uyumlu ve anlamlı, genel bir vizyon dahilinde düşünülmüş siyasa ve uygulamalardan oluşmalıdır. Buradaki vizyon toplumsal bir grup olarak çocuklara dair, uygarlığa ve gelecekteki bir toplum tahayyülüne dayalı bir vizyon olmalıdır (Eğribel, 2011). Türkiye için bir çocuk politikası tartışmasına geçtiğimiz iki yıl içinde başlanmış, birçok farklı görüşteki STK, kamu kurumları, akademisyen ve bürokratların katılımıyla bir çocuk vizyonu metni hazırlanmıştır. Birinci Türkiye Çocuk Hakları Stratejisi metni (Bülbül ve diğ., 2012), konu hakkında izlenecek genel prensipler hakkında ilgili kamu ve sivil toplum kuruşları ve akademisyenlerin bir mutabakatını yansıtmaktadır. Ancak, Türkiye henüz bir çocuk politikasına sahip değildir. Göç politikasına alanında ise yukarıda belirtildiği gibi yeni yapılanma çabaları halen devam etmektedir. Bu durum, vatandaşlık statüsünün sağladığı haklardan yararlanamayan göçmen çocuklar için de bir dezavantajdır. Burada altının önemle çizilmesi gereken nokta şudur: Göçmen çocuklara dair geliştirilecek sosyal politikalar öncelikle çocuk hakları, çocuklara yönelik sosyal politika ve sosyal hizmetler meselesi, daha sonra bir göç politikası meselesi olarak düşünülmelidir. Bir başka deyişle çocuk göçmenleri düşünürken ve tartışırken odağa insan hakları ve çocuk hakları alınmalıdır. Bu çalışmada, bu yaklaşımdan yola çıkılarak, çocukların birer özne olarak doğrudan tanıklıklarına başvurulmuştur. Öneriler geliştirilirken, çocukların talepleri, uluslararası çocuk hakları standartları odağa alınmıştır. Türkiye özelinde yukarıda belirtildiği gibi geniş ve geleceğe uzanan bir vizyon geliştirerek bir çocuk politikası önermek, bir göç politikası önermek ve bunların göçmen çocuklar özelinde nasıl sentezlenebileceği sorunsalı bu araştırmanın ötesinde çok daha uzun erimli, konsensus oluşturmayı hedefleyen ve geniş katılımlı bir çalışmayı gerektirmektedir. Bu çalışmada hali hazırda, var olan konjonktür içinde, duruma özel, yapılabilir, uygulanması kolay ve pratik sosyal politika ve sosyal hizmet önerileri üretilmiştir. Bölüm 1: Giriş 12

BÖLÜM 2: METODOLOJİK YAKLAŞIM VE ELDE EDİLEN BULGU VE BİLGİLERİN NİTELİĞİ

Öncelikle belirtmek gerekir ki ortaya konan bir hızlı değerlendirme araştırmasıdır. Bu tür çalışmalar genellikle en çok altı ay gibi bir süre de tamamlanıp raporlanan araştırmalardır. Bu nedenle iyi planlama ve disiplinli çalışma yöntemde özellikle dikkat edilmesi gereken noktalardır. Bu çalışmada hızlı değerlendirme çalışması metodolojilerinde (Akşit ve diğ. 2001; Schalkwijk ve Van den Berg, 2002; ILO, 2005) sıkça kullanılan aşağıdaki prensipler benimsenmiştir: 1. Verimlilik ve gereksiz tekrardan kaçınma: Literatür ile araştırma planlanması arasında daha sıkı bir bağlantı kurulması. Amaç kısıtlı zamanda kapsamlı bilgi elde etmek olduğu için yapılmış bir şeyi tekrar etmemeye özen gösterilmiştir. Zaten bilimsel alan araştırması ile ortaya konmuş bir bulgu varsa bu tür eforlar tekrar edilmemelidir. Örneğin, ekonomik sektörlerle ilgili bir araştırmada göçmen çocuk işçi tespit edilmişse, buradaki alan araştırmasında bu bulgu bir daha test edilmemiş, doğrudan kaynak araştırmaya atıf verilmiştir. 2. Triangulasyon: Hızlı değerlendirme araştırmaları çok zaman keşfedici araştırmalar olduğu için niteliksel yöntemleri doğal olarak gerektirir (ILO, 2005). Amaç kısa zamanda mümkün olduğunca geniş veri elde etmek olduğu için, araştırmada metodolojik çoğulculuk benimsenmiş ve çeşitli veri türleri birlikte kullanılmıştır. Faklı kaynaklardan gelen farklı verilerin birlikte değerlendirilmesi, genel olarak araştırmanın ve sonuçların geçerliliğini ve güvenirliğini arttırıcı etkiye sahiptir. 3. Uygulama odaklı olma: Araştırmanın temel amacı, uygulanabilir, Türkiye bağlamındaki farklılıklar çerçevesinde adapte edilebilir politika, mekanizma, uygulama önerileri geliştirmektir. Bu nedenle, elde dilen veriler çocuk dostu sosyal politika ve uygulama odaklı stratejilerin geliştirilebilmesine uygun olarak işlenmiştir. 4. Bağlamsallık: Araştırma planlanırken ve öneriler geliştirilirken Türkiye bağlamı ve Türkiye nin koşullarına odaklanılmış, uluslararası hukuk ve standartlar göz önünde tutulmuş, insan hakları ve çocuk hakları temel alınmıştır. Araştırmada Kullanılan Yöntemler Somut önerilerin geliştirilebilmesi için göçmen çocuklar ve ailelerin yaşam deneyimlerinin yanı sıra farklı datalar birleştirilerek araştırmanın geçerliği ve güvenilirliği arttırılmıştır. Bu amaçla aşağıdaki teknikler kullanılmıştır Literatür taraması Yasal çerçeve incelemesi Doküman taraması: STK dokümanları İstatistiki veriler Uzman mülakatları: Hem kamu sektöründeki alanda bizzat çalışan, karar alıcı Bölüm 2: Metodolojik Yaklaşım ve Elde Edilen Bulgu ve Bilgilerin Niteliği 15

mekanizmalarda bulunan uzman ve bürokratlarla mülakat yapılarak, hem sivil toplum kuruluşları ve uluslararası örgütlerin uzmanlarının görüşlerine başvurularak birçok farklı veri bir araya getirilmiştir. Yarı yapılandırılmış mülakat: Göçmen çocuklar ve aileleri ile yarı yapılandırılmış mülakat yönergesi ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Türkiye deki tüm göçmen çocuklar için bir genelleme bu araştırmada elde edilen bulgularla yapılamaz. Ancak raporda görüşülen çocukların ve ailelerin yaşam deneyimleri ve görüşleri analizlenmektedir. Görüşülen grup temsili bir grup değildir. Görüşme yapılan kişilere kartopu yöntemi ile ulaşılmıştır. Hem kartopu yöntemi ile elde edilen datanın geçerliğini ve güvenilirliğini arttırmak açısından sıkça başvurulduğu için hem de alandaki çeşitliliği ortaya koyması açısından, farklı göçmen gruplarına bir kaç kartopu merkezinden başlanarak ulaşılmıştır. Çalışmada derlenen bilgiler ülkemizde göçmenlerin yaşadığı realitelere ilişkin fikir vericidir. Araştırma yerinin seçimi: Araştırma yeri göçmen çocukların yoğun bulunduğu ve dolayısıyla göreli daha kolay ulaşılabilecekleri yerler göz önünde tutularak seçilmiştir. Çalışmalar hızlı araştırma yönteminin özellikle kentsel alanlarda, küçük ve belirli gruplarda etkin olduğunu ortaya koymuştur (Akşit et al, 2001:4). Bu araştırmada yer olarak kentsel alanlar kullanılmıştır. Göçmenlerin çok olduğu bir il olarak İstanbul, karar alma mekanizmalarının görüşlerini almak açsıdan Ankara, mülteci nüfusa ulaşabilmek açısından Çorum ve Yozgat illeri araştırma alanı olarak seçilmiştir. Araştırmada niceliksel ve niteliksel veriler kullanılmıştır. İlgili bakanlıklar, kamu kuruluşları ve yerel yönetimlerdeki yetkililerle (18 adet), uluslararası örgütler ve alandaki STK çalışanlarıyla (37 adet) uzman mülakatı; Afganistan, Irak, İran, Suriye, Kongo, Somali, Gana, Çeçenistan ve Ermenistan dan gelen göçmen çocuklar ve aileleriyle (32 adet) derinlemesine görüşme olarak toplam 87 adet mülakat yapılmış, var olan resmi istatistiki veriler ilgili bakanlıklardan derlenip değerlendirilmiştir. Bölüm 2: Metodolojik Yaklaşım ve Elde Edilen Bulgu ve Bilgilerin Niteliği 16

BÖLÜM 3: TÜRKİYE YE GÖÇLER VE ÇOCUK GÖÇMENLER

Yapılan literatür taramasında Türkiye özelinde çocuk göçüne odaklı bir çalışma tespit edilmemiş ve kurumsal istatistiki veri taramasında 1980 ler ve 1990 larla ilgili özel bir çocuk göçü verisine rastlanmamıştır. Bu durum hem bilimsel araştırma düzeyinde hem de devlet politikası düzeyinde çocuk göçünün yakın zamana kadar pek odaklanılmamış bir konu olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, ülkemize gelen toplu göç dalgaları incelendiğinde, bu dalgalarda kitlesel göçlerin olduğunu görebilir ve bu kitlelerin içinde tabii ki çocukların da göç ettiğini kolaylıkla tahmin edebiliriz. Bu göç dalgalarına göz gezdirmek ülkemizde yaşayan göçmen çocukların etnik gruplarına dair de bize bir önbilgi sağlar. Yakın tarihte Türkiye ye gelen göç dalgalarına baktığımızda daha ziyade komşu ülkelerden gelen Türk ve Müslüman kökenlilerin göçüne rastlarız ve bu göçlerin kimi zaman uluslararası anlaşmalarla düzenli, kimi zaman siyasi olaylara dayalı olarak seyrek ve düzensiz, kimi zaman da toplu sığınma talepleri şeklinde olduğunu görürüz. Bu göçleri kısaca özetlemek gerekirse: a) 1982 de Afganistan dan Pakistan a sığınan Türk soylu kişilerin Türkiye ye göçü, bu göçmelerin kabulü ve iskânı 1934 İskân Kanunu (mülga) 3 uyarınca, 1982 tarihli 2641 sayılı yasa (mülga) 4 ile düzenlenerek yapılmıştır. b) 1989 da Bulgaristan daki Türklerin zorunlu göçü söz konusu olunca, 1934 İskân Kanunu (mülga), 1989 de 3583 sayılı yasa ile Bulgar göçmenlerini de kapsayacak biçimde genişletilmiştir. 1992 de bu göçmenlere konut yardımı yapılması için yasal düzenleme yapılmıştır 5. Ciğerci-Ulukan a göre (2008) 6, bu kitlesel göçte 300,000 i aşkın göçmen Türkiye ye gelmiştir. 1995 te bu rakam 603,585 e ulamıştır (Kirişçi, 2000). Bulgaristan dan zorunlu göç ile gelen kitleler yakın tarihteki en büyük göç alımıdır. Soy bağı üzerinden kabul edilen göçmen gruplar genelde aileleriyle birlikte göç etmişlerdir. İskanlı kabul ve entegrasyon politikasıyla karşılanan bu gruplar işgücü pazarına ve topluma daha kolay entegre olurken, hızla vatandaşlık kazanırken, zaman içinde çeşitli gruplara uygulanan politikalar da değişmiştir. Örneğin, 1989 daki zorunlu göçten sonra da 1990 ların sonralarına doğru turist vizesiyle Türkiye ye Bulgaristan dan 3 14.6.1934 Tarihli ve 2510 Sayılı İskân Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun (Mülga), (Resmi Gazete ile yayımı : 29.6,1989 Sayı : 20210) 4 17.03.1982 Tarihli, Afganistan dan Pakistan a Sığınan Türk Soylu Göçmenlerin Türkiye ye Kabulü ve İskanına Dair Kanun(Mülga), (Kanun Numarası: 2641, Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 17638) 5 İskan Kanuna maddeler eklenmiştir: Ek madde: 27/05/1992-3805/1 md. Ve Ek madde: 27/05/1992-3805/2 md.) 6 Bulgaristan da yaşanan siyasal olaylar oradaki Türk azınlığın giderek baskı altında yaşamasına neden olmuştur. Buradan Türkiye ye gelen göçler kimi zaman anlaşmalar çerçevesinde düzenlenen düzenli nüfus hareketi şeklinde olmuş (örneğin, 1925 anlaşması), 1989 da ise zorunlu göç ve kitlesel sınırdışı edilme şeklinde gerçekleşmiştir (Ciğerci-Ulukan, 2008:38). Bulgaristan göçmenleri ve Bosnalı sığınmacıların göç süreci ve sonrasında yaşadıkları sorunlar için bkz. Kümbetoğlu, 1997. Bölüm 3: Türkiye ye Göçler ve Çocuk Göçmenler 19

göç devam etmiş, yeni gelen aileler düzensiz göçmen konumunda kalmışlardır; bu grupların en belirgin sorunları, barınma, çalışma izinlerinin olmaması ve kaçak çalışma, çocukların okula kabulünde yaşanan sorunlardır (Ciğerci-Ulukan, 2008). c) 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesinin ardından, 1994 de başlayan olaylar yüzünden birçok Çeçen göç etmek durumunda kalmıştır. Göç edenler Türkiye ye ve Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan gibi ülkelere göç etmişlerdir. Çeçenistan daki savaş ortamından kaçarak gelen birçok aile Türkiye tarafından yerleşik misafir göçmen olarak kabul edilmiş (Özgür, 2012: 211), bunların bir kısmı yirmi yıla yakın İstanbul daki kamplarda yaşadıktan sonra 2011 de TOKİ binalarına yerleştirilmişlerdir. Bu göç dalgasında aileler, yani çocuk göçmenler gelmiştir; dahası bu yirmi yılda bir kuşak doğup büyümüştür. Yerli hakemli dergiler ve tez taramasında, Çeçenistan sorunuyla ilgili siyasi değerlendirmelere rastlanmış ancak, ülkemize kabul edilen buradaki çocuklar ve onların ihtiyaçları konusunda herhangi bir çalışmaya dair bir bulgu bulunamamıştır. Sivil toplum uzmanları bugün ülkemizde 400 kadarı Fenerbahçe, Ümraniye ve Beykoz kamplarında olmak üzere İstanbul un çeşitli semtlerinde ve diğer illerde toplam 1.500 civarında Çeçen göçmen olduğunu belirtmektedir (Bayrak, 2010). d) Sovyet Bloğunun yıkılmasının ardından devam eden Gürcü, Azeri, Türkmen ve Ermeni göçünden bahsetmek mümkündür. Her dört grup için de yukarıda değinilen bilimsel araştırma eksikliği söz konusudur. Diğer bir deyişle, Bulgaristan örneği dışında 7 yakın tarihte gelen çeşitli göçmen grupların Türkiye deki yasayışları halen araştırmaya açık bir alan olarak karşımızda durmaktadır. e) Gelen göçlerin yanı sıra transit göç dalgaları da mevcuttur. Türkiye 1951 sözleşmesindeki çekincesinden dolayı Avrupa dışı ülkelerden gelen mültecilere mülteci statüsü vermemektedir. Bu kişiler sığınmacı statüsüyle kabul edilip, işlemleri burada tamamlandıktan sonra, mülteci olarak üçüncü bir ülkeye yerleştirilme prosedürüne tabii bırakılmışlardır. Ortadoğu daki siyasi olaylar yüzünden gelen mülteci akınları transit göç dalgaları oluşturmuştur. 1979 da İran dan gelen mültecileri bu şekilde değerlendirilebiliniz. 1990 larda Körfez savaşlıyla birlikte başlayan mülteci ve transit göç dalgaları da mevcuttur (Kirişçi, 1994). Geçtiğimiz on yılda Ortadoğu daki politik ortam giderek daha gergin ve karmaşık bir hal almış ve beraberinde yükselen şiddet Türkiye ye olan göç hareketlerini yoğunlaştırmıştır. 2000 li yıllarda Afganistan dan yeni bir göç hareketi başlamıştır; ayrıca Asya ve Afrikalı mülteci ve göçmenler Avrupa ülkelerine geçiş için Türkiye ye gelmekte, böylece var olan gelen göçlere, geçiş göçleri ya da transit hareketler eklenmiştir. Son bir yılda ise Suriye den birçok kişi Türkiye ye göç etmiş ve etmektedir. Ancak, yıllar içinde dünya genelinde mülteci kotalarının gelen mülteci akınlarını karşılayamaması Türkiye istasyonunda bekleyenlerin sayısını arttırmıştır. Bugün 7 Bulgaristan göçmenleri, gelen göçler içinde en çok incelenen konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bulgaristan dan Türkiye ye gelen göçmenler genelde uyum (Arı, 1960; Kocacık, 1978; Başal, 1996; Kıroğlu, 2002), psikolojik durum (Toğrol, 1989; Akın 1991) ve Türkiye ye etkileri (Pakdemir, 1992) açısından incelenmişlerdir. Bölüm 3: Türkiye ye Göçler ve Çocuk Göçmenler 20

geçici sığınma başvurusu sahibi göçmenlerin yönlendirildiği 62 il bulunmaktadır. İltica başvurusu ve sığınmacılık sürecindeki göçmenlerin Türkiye de bekleme süreleri 1 ila 3 yıl arasında değişmektedir (Buz, 2002:), yani bekleyenler Türkiye açısından ayrı bir göçmen grubu oluşturmuşlardır. Son zamanlardaki göç dalgaları içinde birey ya da ailecek göç edenlerin yanında yeni alt grup da ortaya çıkmıştır: tek başına göç eden çocuklar, teknik adıyla refakatiz küçükler ya da refakatsiz çocuk göçmenler. Araştırma göstermiştir ki, göçmen çocukların Türkiye de ulaşılabildiği hak ve kaynaklar açısından beş unsur belirleyicidir: geldikleri ülke, belirli bir göç dalgası içinde gelme, geliş nedeni, sığınma talebi, refakatsiz olup olmama Göçmenler açısından vardıkları ülke kadar gelmiş oldukları ülkedeki durum da süreçlerinin devamının belirlenmesi açsından önemlidir. Örneğin, Ciğerci-Ulukan ın (2008) alan araştırmasının da ortaya koyduğu gibi, 1989 da zorunlu göç ve iskânlı kabulle Türkiye ye gelip vatandaşlık kazanan göçmenlerin birçoğu bugün çifte vatandaş olmuş, çifte vatandaşlık Bulgaristan ın AB üyeliği ile AB vatandaşlığı anlamına da kavuşmuştur. Bu gelişmeler ekseninde Bulgaristan daki mal varlığının değerlemesi, ülkede ekonomik durumun iyiye gitmesi gibi geliş yerinde sonradan ortaya çıkan dinamikler de göçmenlerin kararlarını etkileyen unsurlar olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye nin göçmen gruplara uyguladığı politikalar ve tanıdığı imkân ve haklar, gelinen ülkeye ve hangi göç dalgası içinde gelindiğiyle yakından ilgilidir 8. Bu bağlamda gelinen ülkenin belirleyiciliği çocuk göçmenler ve onların ülkemizdeki durumunu anlamak açısından da önemlidir. Bu bilgiler ışığında yapılan alan araştırmasında kartopu tekniği kullanılırken, yakın göç tarihinin bize gösterdiği farklı etnik gruplar göz önünde alınmış, başka gruplar da tespit edilmiş ve tüm gruplardaki çocuklara dair bilgiye ulaşılmaya çalışılmıştır. Geliş nedeni de belirleyicidir, ekonomik nedenlerle gelen çoğu göçmen çalışma izni almadan ya da alamadan çalışmaktadırlar (Toksöz ve Akpınar, 2009). Örneğin, İstanbul da çalışma amacıyla gelen aile göçlerinde tekstil sektöründe göçmen çocuk işçiliği tespit edilmiştir (Dedeoğlu ve Gökmen, 2011); bazı alan araştırmalarında ise inşaat sektöründe (Akpınar, 2009) ve tezgahtarlık gibi işlerde (Dağdelen, 2008) 16-17 8 Türkiye nin farklı göç dalgalarıyla gelen göçmen gruplara uyguladığı farklı politikaların örnekleri için bkz. (Kirişçi, 1999; Dedeoğlu ve Gökmen, 2011; Ciğerci, 2012) Bölüm 3: Türkiye ye Göçler ve Çocuk Göçmenler 21