Aile İçi Şiddet Mağduru Kadın ve Çocuklar İçin Korunma ve Adalet Avustuya Modeli Rosa Logar, Tamar Çitak



Benzer belgeler
T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG


Yanınızdayız. Aile içi şiddet mağdurlarının arkadaşları, aileleri ve destekçileri için bilgiler ve yardım olanakları FÜR FRAUEN GEGEN GEWALT

Aile içi şiddeti ihbar edin ve mahkemede yardımcı olun

Eyalet Adalet ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı nın verdiği maddi destek sayesinde

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

Kadına Yönelik Şiddet mi? Aile İçi Şiddet mi? Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet

Kadına Karşı Şiddette İlk Yardım

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ KADIN SIĞINMA EVİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİĞİ BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLERİ

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ

Gelenek ve kadınlara şiddet. Zorunlu evlilik

25-26 HAZİRAN 2013/ANKARA KADINLARIN EV İÇİ ŞİDDETTEN KORUNMASI MATRA PROJESİ ÇALIŞTAYI ÇALIŞMA GRUBU SONUÇLARI

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Adli Yadım Bürosu ADLİ YARDIM BÜROSU

SEVGİ USTA VELAYET HUKUKU

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE İÇİN KADIN KONUKEVLERİ PROJESİ 7 MAYIS 2014-ANKARA. Saygıdeğer Misafirler, Değerli Basın Mensupları

Genel Eşit Muamele Yasası

Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

Yayın Tarihi : Doküman No: Revizyon Tarihi : Revizyon No:

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

Kapsam MADDE 2- (1) Bu yönerge, Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğünün teşkilatı ile bu teşkilatta görevli personeli kapsar.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 15 GİRİŞ SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN UN AMACI, KAPSAMI,

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

İsyanım. Suskunluğumda. Şiddetin. Başucumda ŞİDDET VERİLERİ

6284 SAYILI AİLEN LENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDET KANUNUN UYGULANMASI

Zorbalıklarına karşı verilen hapis cezası da paraya çevrilemeyeceği gibi ertelenmeyecek.

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Cinsel haklar / üreme hakları insan haklarıdır.

Tecavüz veya diğer cinsel saldırıya uğramış 18 yaşından küçük gençler için

DIŞ İLİŞKİLER VE AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu

Ebeveynler için bilgi

TC. İZMİR İLİ TORBALI BELEDİYESİ KADIN SIĞINMA VE DANIŞMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin Uygulanması

Esit Muamele Genel Yasası

Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmaları: Yatırım Kavramı ve En Çok Gözetilen Ulus Kayıtları

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

MAĞDUR ÇOCUKLARA HUKUKİ YARDIM KONUSUNDA BAROLARIN YÜRÜTTÜKLERİ ÇALIŞMALARA BİR ÖRNEK

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

Aile içi şiddette yardım. Kadınlar için Leichte Sprache deki bilgiler

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Kongresi Eylül 2009 Ankara

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

SPOR HUKUKU. 3.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Öğretim araç ve gereçlerinin reformu

Cinsel saldırıya, şiddete veya başka bir tehlikeli suça maruz kalmışlar kişiler için

Birleşmiş Milletler Kadın Mahpuslar için. Bangkok Yasaları El Rehberi

Herkes katılabilsin diye... Mahalle sakinlerinin katılımını sağlamanın yolları ve geniş katılımı sağlamanın temel kuralları için tavsiyeler

Yanınızdayız. Cinsel şiddet mağdurlarının arkadaşları, aileleri ve destekçileri için bilgiler ve yardım olanakları FÜR FRAUEN GEGEN GEWALT

JANDARMANIN KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE FAALİYETLERİ VE UYGULANAN İŞLEMLER. KYAİŞ ile Mücadelede Jandarmanın Rolü

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

T.C. MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KADIN DANIŞMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Kabul Tarihi :

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

Verordnung zur Umsetzung des Maßregelvollzugsgesetzes VO MRVG Disiplin Cezaları İnfaz Kanunu Uygulama Yönetmeliği (VO MRVG)

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

ALMANYA DA 2012 MAYIS AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

T.C. Düzce Belediye Başkanlığı VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

2 Kasım Sayın Bakan,

Şiddete Karşı Koruma Yasası kapsamındaki acil dilekçeler için yol gösterici rehber

Carinova. İkamet bakımı. Güvenilir ve yakın.

Bu amaç çerçevesinde Yükseköğretim Kurumları aşağıda belirtilen faaliyetlerde bulunmayı taahhüt ederler:

Şiddetli Geçimsizliğin Çözümü Şiddet Değildir!!

1- Neden İç Kontrol? 2- İç Kontrol Nedir?

Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Konusunda Sağlanan Gelişmelerde Hukukun Rolü Deniz ÇELİK *

AİLE İÇİ ŞİDDET KONUSUNDA YARGIDA GÖREV ALAN PSİKOLOG, SOSYAL HİZMET UZMANI VE PEDAGOGLARIN 6284 SAYILI YASA DOĞRULTUSUNDA GÖREVLERİ VE

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

PSİKİYATRİ ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDET. (Hekime Yönelik Şiddet Görev Grubu) Ön Raporu

Ev içi şiddeti önleme nihai kararı 2007 Suçlar (Ev İçi ve Kişisel Şiddet) Yasası

Tıp ve Eczacılık Alanında Bilgi ve Belge Yöneticisi nin Temel Görevleri

Proje. Yardım Operasyonları Proje Ortakları: Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu (UNFPA), Ankara İl Halk Sağlığı Müdürlüğü

SKY 329 KARŞILAŞTIRMALI SAĞLIK SİSTEMLERİ. 9. Hafta

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Özürlü Bireylerin Bilgi ve İletişim Teknolojisinin (BİT) Kullanımının Artırılmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Yaklaşımı. Dr.

C E D A W KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİ. Prof. Dr. Feride ACAR

Irk veya Etnik Köken. Ayrımcılığı. Haklarınızı Bilin!

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No Kabul Tarihi :

Sanık olarak tutuklandınız ve (polis) büro(sun)(y)a veya başka bir sorgulama yerine götürüldünüz. Haklarınız nelerdir?

ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ

Haklarım var, Hakların var, Hakları var...

EV IÇI SIDDET. Ev içi siddet magdurlari için bilgi. Biz, sizi bu problem ile bas basa birakmak istemiyoruz!

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Anka Çocuk Destek Programı Uygulama Yönergesi

İSTANBUL İL GÖÇ İDARESİ MÜDÜRLÜĞÜ ULUSLARARASI KORUMA ÇALIŞMA GRUP BAŞKANLIĞI

KRİMİNOLOJİ -I- 11 Aralık 2014 Suçun Ölçümü 2. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2-

Transkript:

Aile İçi Şiddet Mağduru Kadın ve Çocuklar İçin Korunma ve Adalet Avustuya Modeli Rosa Logar, Tamar Çitak 1. Aile içi şiddet sorununun boyutları Aile çevresindeki şiddete maruz kalanlar öncelikle kadınlar ve çocuklar olup, bu şiddeti uygulayan kişiler de öncelikle erkek aile bireyleridir (2002 Viyana Aile İçi Şiddete Karşı Müdahale Merkezi). Çocuklar annelerine karşı uygulanan şiddeti yaşadıklarından dolaylı veya dolaysız daima şiddetten etkileniyorlar. Amerika da yapılan bir araştırmaya göre kadınların kötü muameleye maruz kaldıkları durumların % 70 inde çocuklar da doğrudan şiddetten etkileniyorlar (Karşılaştır Bowker/Arbitell/Mc Ferron 1988). Aile içindeki şiddet çoklukla nesilden nesile geçmektedir. Aile içinde şiddet yaşayan çocukların kendilerinin mağdur durumuna düşme (kız çocuklar) veya şiddet uygulayan kişi olma (erkek çocuklar) riskleri daha yüksektir (Appelt/Höllrieg/Logar 2001). Kadınlara uygulanan aile içi şiddet hakkında yapılan deneysel araştırmalar bütün kadınların yaklaşık dörtte biri ile üçte birinin erkek eşlerinin şiddetine maruz kaldıklarını göstermektedir. Almanya da 10.000 den fazla kadınla yapılan büyük bir araştırmada kadınların % 25 nin şimdiki ve geçmişte yaşadıkları birlikteliklerde eşleri tarafından bedensel ve/veya cinsel şiddet yaşadıkları ortaya çıkmıştır (Federal Ministry for Family Affairs, Senior Citizens, Women and Youth 2004). Bu, yaklaşık her 5. kadının yaşamında eşi veya birlikte yaşadığı kişi tarafından şiddete maruz kaldığı anlamına gelmektedir. AB ülkelerinde yaklaşık 230 milyon kadın ve kız yaşamaktadır ve mevcut olan araştırmalar 30 40 milyon kadın ve kızın aile içinde şiddete maruz kaldıklarını göstermektedir. Kadınlara uygulanan şiddet ağır bir toplumsal sorun olup, yoğun ruhsal ve aynı zamanda ekonomik, sosyal ve sağlıkla ilgili zararlara neden olmaktadır (World Health Organisation 2002 ve 2004). Şiddet sadece bedensel düzeyde uygulanmamaktadır, aynı zamanda ruhsal ve cinsel şiddeti de içermektedir. Tüm şiddet şekilleri mağdurlar üzerinde güç ve kontrol uygulamaya yaramaktadır. Şiddet tesadüfen uygulanmamaktadır, burada söz konusu daha ziyade kısmen bilinçli, kısmen bilinçsiz kadınlara ve çocuklara hükmetme ve bağımsız yaşamalarını engelleme stratejileridir. Tehdit, tecrit, küçük düşürme, aşağılama, güç gösterileri gibi ruhsal şiddet ve arada sırada gösterilen sevgiler kadınlara boyun eğdirmeye ve dirençlerini kırmaya yaramaktadır. Kadınlara uygulanan ruhsal şiddet örnekleri kısmen işkençede kullanılan yöntemlere benzemektedir (Amnesty International USA 2003). Kadınlara evde uygulanan şiddet kişisel bir sorun değil, toplumsal bir sorundur ve hala erkeklerin üstün olduğu bir toplumda kadınlara yönelik yapısal şiddet ve ayrımcılıkla bağlantılıdır. Birleşmiş Milletlerin 4. Dünya Kadın Konferansı nın kapanış belgesinde kadınlara uygulanan şiddetin tanımlanması (Platform for Action): The term violence against women means any act of gender-based violence that results in, or is likely to result in 1

physical, sexual or psychological harm or suffering to women, including threats of such acts, coercion or arbitrary deprivation of liberty, whether occuring in public or private life. (United Nations 1996, S. 73 f.) Dünya Kadın Konferansı nın kapanış belgesinde erkekler tarafından kadınlara uygulanan şiddetin sebepleri: Violence against women is a manifestation of the historically unequal power relations between men and women, which have led to domination over and discrimination against women by men and to the prevention of woman s full advancement. (United Nations 1996, S. 75) 2. Avusturya daki Yardım Kuruluşları 1 Avusturya da ilk kadın sığınma evi feministlerin ve sosyal demokrat partisinin angaje kadınlarının ortak girişimleri ile 1978 yılında Viyana da açıldı. 1978 yılından itibaren 26 kadın sığınma evi kuruldu. Viyana da dört kadın sığınmaevi bulunmaktadır ve bunlardan bir tanesi Viyana Belediyesi tarafından ekstra kadın sığınma evi olarak planlanmış ve inşa edilmiş olup, en modern güvenlik önlemlerine sahiptir. Avusturya daki kadın sığınma evlerinde yaklaşık 350 400 kadın ve çocukları için yer mevcuttur. Bu, yardım açısından iyi bir ağın olduğu, fakat yine de halen yetersiz kaldığı anlamına gelmektedir. Her yıl bir çok kadın ve çocuk yer olmadığı için geri çevrilmektedir. Bu nedenle Avısturya!da da başka kadın sığınma evlerinin açılması gerekmektedir. Öncelikle kırsal bölgelerde kadın sığınma evleri eksiktir. Kadın Sığınma Evlerinin Yapısı ve Finanse Edilmesi Avusturya daki kadın sığınma evleri bağımsız, kamu yararına çalışan kadın dernekleri (NGOs Sivil Toplum Örgütleri) tarafından yürütülmektedir. Bütün kadın sığınma evlerinin yerel devlet daireleri ile sözleşmeleri vardır ve bu daireler tarafından finanse edilmektedirler. Fakat ne yazık ki bütün kadın sığınma evleri finansal açıdan güvenceye sahip değildirler ve her yıl finansal ödenek için mücadele vermektedirler. Yukarı Avusturya Eyaleti nde bulunan beş kadın sığınma evinin finansmanı yasal olarak sağlanmıştır. Viyana da bulunan dört kadın sığınma evi en iyi finansmana sahiptir. Viyana Kadın Sığınma Evlerinin her birinde maaşlı 11 görevli çalışmaktadır ve kadın sığınma evi başına bu görevlilerden ikisi çocukların bakımı ile yetkilidir. Buna ek olarak Viyana da kötü muameleye maruz kalan kadın ve çocuklar için danışma yeri vardır. Kadın sığınma evlerinin bir çoğunda geceleri ve hafta sonları gönüllü çalışanlar vardır. Kadın Sığınma Evlerinin Ulusal Ağı (Şebekesi) 2 Bağımsız kadın sığınma evleri 1988 yılından beri ulusal ağ çerçevesinde birleşmişlerdir. Bu ağ Viyana da bir Enformasyon Bürosu na (Kadın sığınma evlerinin enformasyon yeri) sahiptir. Kadın sığınma evlerinin çalışmalarını koordine etmek, kamu çalışması, training, araştırma ve önlemek bu Enformasyon Bürosu nun görevidir. Enformasyon Bürosu nun çalışmasına ait bazı örnekler: 1 Avusturya da yaklaşık 8 milyon insan yaşamaktadır, başkent Viyana nın nüfusu yaklaşık 1,6 milyondur, şu an (Şubat 2004) Avusturya daki hükümet Avusturya Halk Partisi ile Özgürlükçü Parti Koalisyonundan oluşmaktadır. 2 Bağımsız Avusturya Kadın Sığınma Evleri, Şiddete Karşı Enformasyon Bürosu, 1050 Wien, Bacherplatz 10/4, Tel. 00431 / 544 08 20, www.aoef.at 2

Federal İçişleri Bakanlığı nın talimatı ile polisin eğitimi ve gelişmesi için eğitim kurslarının tasarlanması ve uygulanması Diğer meslek gruplarının eğitilmesi Ailede şiddet konusu ile ilgili gençler için comics Bilgilendirme broşürleri ve sağır kadınlar için broşür Videosuda bulunan ve kamu çalışmaları ile trainingde kullanılan Kurtuluş Yolları filminin hazırlanması 3 Kadın sığınma evleri için kalite broşürünün ve kadın sığınma evlerinde çocuklarla çalışma için kalite standartlarının düzenlenmesi Kadın sığınma evleri ağı yılda iki kere sempozyum organize etmektedir. Ağlaşma, gelişme ve de ortak hedeflerin belirlenmesi bu sempozyumların ağırlık noktalarını teşkil etmektedir. Enformasyon Bürosu hedeflerin gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Ulusal Kadın Yardım Hattı Kadın Bakanı 1998 yılında kadınlara karşı şiddet ile ilgili ulusal bir yardım hattını hayata geçirmiştir. 4 Kadın Yardım Hattı bağımsız Avusturya Kadın Sığınma Evleri nin enformasyon bürosu tarafından işletilmektedir. Bütün Avusturya da 24 saat aralıksız ve ücretsiz telefonla danışma hizmeti sunmaktadır. Kadın Yardım Hattı çok önemli bir ilk başvuru yeridir. Şiddete maruz kalan kadınlar veya onların çevresindeki insanlar buraya danışabilirler, olanaklar ve haklar hakkında bilgi alabilirler. Yardım arayan kişiler isimlerini vermeden, bir çok defa arayabilirler. Kadınlar yardım almaları için cesaretlendirilmekte, gerektiğinde yerel kadın sığınma evlerine ve kadın yardım kuruluşlarına havale edilmektedirler. Şiddete Karşı Müdahale Merkezleri gibi 24 saat açık olmayan kuruluşlar kendilerine başvuranlara gece veya hafta sonları acil kriz durumlarında Kadın Yardım Hattı nı aramalarını önermektedirler. Böylece burası Avusturya da ilk yardım hizmetinin temelini oluşturmaktadır. Acil Telefon Hatları ve Kadın Danışma Yerleri Kadın sığınma evlerinin dışında Avusturya da tecavüze uğrayan kadınlar için altı acil telefon hattı, cinsel tacize maruz kalan kız ve erkek çocukları için bir çok danışma yerleri, göçmen kadınlar için birkaç danışma yeri ve yaklaşık 30 genel kadın danışma yerinin yer aldığı bir ağ mevcuttur. Bu kuruluşlar şiddete maruz kalmış kadınlar için ya sadece ya da kısmen danışma hizmeti sunmakta ve destek vermektedirler. Aile İçi Şiddete Karşı Müdahale Merkezleri Aile içi şiddete karşı en yeni kuruluşlar Avusturya da 1997-1999 yılları arasında Şiddete Karşı Korunma Yasası na eşlik edici önlem olarak kurulmuştur. Yasa inisiyatifi ve şiddete karşı müdahale merkezlerinin kurulması ile ilgili inisiyatif esas itibariyle kadın sığınma evlerinin enformasyon bürosu çalışanları tarafından gelmiştir. Bununla ilgili detaylı bilgiler bir sonraki bölümdedir. 3 Kurtuluş Yolları video filmi Enformasyon Bürosu ndan sipariş edilebilir, filmin İngilizcesi de bulunmaktadır 4 Kadın Yardım Hattı 24 saat ve ücretsiz: 0800 222 555 3

3. Şiddete Karşı Korunma Yasası ve Şiddete Karşı Müdahale Merkezleri 90 lı yılların başında Avusturya da kadın sığınma evleri çalışanları kadınların ve çocukların şiddetten kaçmak zorunda kalmalarını ve şiddet uygulayan kişilerin de genellikle hiç bir cezaya tabi tutulmamalarını eleştirdiler. Bunun üzerine hükümet kadın sığınma evleri çalışanlarının da dahil olduğu bir çalışma gurubu kurarak, şiddetten korunmak için daha iyi hukuksal dayanakların sağlanması talimatını verdi. 1 Mayıs 1997 tarihinde Şiddete Karşı Korunma Yasası yürürlüğe girdi. 5 Şiddete Karşı Korunma Yasası birlikte geliştirilen ve birbiri ile uyumlu üç önemli öğeden meydana gelmektedir: 1. Polis aracılığı ile 10 veya 20 günlük uzaklaştırma ve ayak basma yasağı (WW/BV) 6 2. Hukuki geçici önlem aracılığı ile uzun süreli koruma (EV) 3. Mağdurlara (kurbanlara) destek, şiddet önleyici önlemler ve şiddete karşı müdahale merkezlerinin kurulması ile müdahalelerin koordine edilmesi Aile içinde şiddeti yaşamak devamlı daha sonraki şiddet olaylarından korkarak yaşamak demektir. Şiddet şiddeti uygulayan kişiden ayrıldıktan sonra da sona ermemektedir, hatta artmaktadır: Mağdurlar ayrılma veya boşanma sırasında en ağır şiddet olayları ile karşı karşıya kalmaktadırlar, hemen hemen bütün cinayetler ve öldürmeye teşebbüsler bu zaman sürecinde gerçekleşmektedir. Bu durumlara maruz kalan kişiler bu tehlikeyi bilmektedirler ve korkmaktadırlar. Sadece uzaklaştırma veya koruyucu önlem gibi bir yasa yeterli olmamaktadır, mağdur kişilerin yoğun yardıma ve desteğe gereksinimleri vardır. Aşağıda yasanın temel özelliklerini ve yasal ile sosyal önlemlerin uyumunu göstereceğim. Avusturya nın şiddetten korunma reform projesinin başarısı bu uyumda yatmaktadır. Polis aracılığı ile uzaklaştırma ve ayak basma yasağı (WW/BV) 7 Demokratik toplumlarda yaşam, sağlık ve özgürlük en önemli temel haklardır. Eğer bunlar tehlikeye düşerse, devlet müdahale etmekle görevlidir. Eğer aile içi şiddette bir kişinin yaşamına, sağlığına ve özgürlüğüne karşı tehlikeli bir saldırı olduğuna ilişkin olgular mevcutsa, o zaman polisin Şiddete Karşı Korunma Yasası na göre tehlikeyi yaratan kişiyi hemen evden uzaklaştırmak ve o kişiye on gün süresince eve ve evin çevresine ayak basma yasağı vermek zorunluluğu vardır. Uzaklaştırma bir dairede/evde yaşayan her kişiyi korur ve bu kişiler arasında bir akrabalık ilişkisi olması gerekmez. Mülkiyet ve kira ilişkileri önemli değildir. Yasa sadece kadınları ve çocukları korumaz, aynı zamanda oturdukları çevrede şiddet tehdidi altında olan bütün insanları korur. Aile içi şiddette mağdurların % 95 i kadınlar ve çocuklardır (Viyana aile içi şiddete karşı müdahale merkezi 2002). 8 5 Şiddete Karşı Korunma Yasası 1.5.1997 tarihinden itibaren yürürlükte olup, 1.1.2000 tarihinde bir kere değiştirilmiştir. 1.1.2004 tarihinde ihtiyati tedbir konusunda bir değişiklik daha yapılıp, yürürlüğe girmiştir. İlgili Resmi Gazeteler:759 Federal Yasa: 6 Polis tarafından alınan önlem iki bölümden oluşmaktadır, uzaklaştırma ve ayak basma yasağı. Metinde çoğunlukla uzaklaştırma kavramını kullansamda, ayak basma yasağını da kastediyorum. 7 Avusturya da iki güvenlik gücü vardır, polis (kentsel alan) ve jandarma (kırsal alan), kolaylık olsun diye sadece polis diyorum, fakat jandarmayı da kastediyorum. 8 Çoğunlukla mağdur olarak kadın ve çocuklardan bahsediyorum, fakat bu aile içi şiddete maruz kalan erkek mağdurları da kapsıyor, şiddet uygulayan kişiler ağırlıklı olarak erkek olduklarından erkek cinsiyetinden konuşuyorum, kadın olanlarını da kastediyorum. 4

Uzaklaştırma şiddeti uygulayan kişi istesin veya istemesin uygulanır. Fakat acil durumlarda mağdur kişiye de uzaklaştırmayı isteyip istemediği sorulmaz. Bu, şiddet uygulayan kişilerin mağdurlar üzerindeki etkileri çok büyük olduğundan ve her türlü koruyucu önlemi kolayca engelleyeceklerinden aile içi şiddetin olduğu durumlarda verimli olmazdı. Fakat mağdurların daha sonraki koruyucu önlemler hakkında doğru karar verebilmeleri için hemen danışabilmeleri ve yardım almaları çok önemlidir. Eğer şiddete maruz kalan kişiler on gün içinde aile mahkemesine başvurarak, hukuki koruyucu önlem talep ederlerse, polis tarafından verilen uzaklaştırma süresi 20 güne uzatılır. Mahkemenin böyle bir başvuruda bulunulduğunu polise bildirme zorunluluğu vardır. Bunun sonucunda polisin şiddet uygulayan kişiden aldığı anahtar yetkili aile mahkemesine gönderilir. Polis 24 saat içinde yerel olarak yetkili müdahale merkezine faks aracılığı ile durumu bildirmek ve belgeleri müdahale merkezine iletmek zorundadır. Gerek şiddet uygulayan kişiye gerekse mağdura uzaklaştırma/ayak basma yasağı verildiğinin bir bilgilendirme broşürü ile bildirilmesi gerekir. Şiddet uygulayan kişi özel eşyalarını alabilir. Bu kişinin adli yazışmaların kendisine iletilebilmesi için bir yeri (adres) bildirmesi gerekir. Uzaklaştırmaya/ayak basma yasağına uyulup uyulmadığının polis tarafından uzatmadan sonraki üç gün içersinde en az bir kere kontrol edilmesi gerekir. Bu yasak emniyet görevlileri (üniformalı polis memurları) tarafından kaldırılamaz, sadece resmi merci tarafından kaldırılabilir. Şiddet uygulayan kişi bu yasağa uymadığı takdirde para cezasına çarptırılır ve daireyi ve çevresini kendi isteği ile terk etmezse, emir yoluyla ve zorla uzaklaştırılır. Bunun tekrarlanması durumunda tutuklanabilir de. Uzaklaştırma önleyici bir tedbirdir, uygulanması için bir şiddet eyleminin gerçekleşmiş olması gerekmez. Böyle bir eylemin olabileceğine ilişkin işaretler yeterlidir. Bununla birlikte eğer böyle bir şiddet eylemi gerçekleşmişse, polisin mağdurun isteyip istememesine bağlı kalmadan suç ihbarında bulunması gerekir. Avusturya da hemen hemen bütün şiddet eylemleri (hafif yaralama da) takibi şikayete bağlı olmayan suçlar olup, devlet tarafından dava açılarak, takip edilir. Hukuki geçici önlem aracılığı ile uzun süreli koruma (EV) Polis aracılığı ile 10 günlük korumadan sonra mağduru koruma sistemi değişir: Doğrudan tehdit eden bir tehlikede devletin görevi mağdurların müdahale edilmesini istememelerine rağmen mağdurları korumaktır. Aile içinde şiddete göz yummak ahlaka ve yasalara aykırıdır. Uzaklaştırma gibi bir güvenlik önlemi sınırsız devam edemez. Mağdurların ileride de korunmak isteyip istemedikleri konusunda bir karar verebilmeleri için hemen destek almaları gerekir. Uzaklaştırma mağdurları şiddet uygulayan kişinin etkisinden kurtarır. Geçici bir süre için olan bu ayrılığın uygulamada çok önemli olduğu görülmüştür. Eğer şiddete maruz kalan kişiler uzun süreli korunma önlemleri alınmasına karar verirlerse, mahkemeye başvurarak, geçici önlem (EV) talebinde bulunabilirler. Eğer boşanma davası veya evin korunması için bir dava açmayı hedefliyorlarsa, bu geçici önlem dava sonuçlanana kadar geçerlidir. Şiddet uygulayan kişinin kadının çalıştığı yere, çocukların yuvasına veya okuluna gelmesinin yasaklanması için ihtiyati tedbir kararı ile temas yasağı verilmesi de talep edilebilir. Polis mağdurun başvurusu üzerine ihtiyati tedbir kararını aile mahkemesinden çıkartabilir ve buna uyulmaması durumunda şiddet uygulayan kişiyi evden uzaklaştırabilir. 5

Eğer ailede yaşı küçük çocuklar varsa, polisin Gençlik ve Aile Daireleri ne de haber verme zorunluluğu vardır. Bu daireler çocukları korumak için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep edebilirler. Şiddetten Korumanın üçüncü öğesi mağdurların müdahale merkezleri tarafından desteklenmesini ve önlemlerin koordine edilmesini içermektedir. Polis aracılığı ile uzaklaştırmadan hemen sonra müdahale merkezlerinin çalışmasının başlaması gerekir. Her polis müdahalesinin bir Follow-up ı olması gerekir, mağdurların kendi başlarına ve dolayısıyla şiddet uygulayan kişiye bırakılmaması gerekir. 4. Müdahale Merkezlerinin Görevi Avusturya da her dokuz eyalette şiddete karşı müdahale merkezi yasaya sosyal eşlik edici önlem olarak kurulmuştur. Şiddete karşı müdahale merkezleri iki yıllık bir zaman sürecinde birer birer kurulmuştur. Bu merkezler % 50 Federal İçişleri Bakanlığı ve % 50 Federal Sağlık ve Kadın Bakanlığı tarafından finanse edilmektedirler. 9 Şiddete karşı müdahale merkezlerinin sahipleri kamu yararına çalışan derneklerdir. Verilerin polis tarafından şiddete karşı müdahale merkezlerine iletilmesi Şiddete Karşı Korunma Yasası nda ilgili bölüm ile düzenlenmiştir. Avusturya da şiddete karşı müdahale merkezlerinin ilk konsepti yazar tarafından 1994 yılında yazılmış ve Şiddete Karşı Korunma Yasası nı hazırlayan bakanlık içi çalışma grubuna temel olmuştur. Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezinin çalışma konsepti 1996 yılında hazırlanmıştır (Bakınız Fröschl/Logar 1996) ve Avusturya daki diğer bütün şiddete karşı müdahale merkezleri için bir model olmuştur. Konsept belirtildiği gibi Duluth, Minnesota daki DAIP modeline dayanmaktadır ve Avusturya daki sosyal ve hukuki çerçeve şartlarına uyarlanmıştır. Bundan sonra anlatılanlar ilk derecede Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezini ele almaktadır. Önce aktif olma yaklaşımı Şiddete karşı müdahale merkezlerinin önce aktif olma yaklaşımı vardır. Bu, mağdurların yardım kuruluşlarına gelmelerine kadar beklenmediği, tam aksine şiddete karşı müdahale merkezlerinin mağdurlarla aktif irtibata geçtikleri ve onlara yardım sundukları anlamına gelmektedir. Mağdurun korunmasında mağduru yolun bir bölümünde karşılamak önemlidir, çünkü aile içi şiddete maruz kalan mağdurların bir yardım kuruluşuna gitme korkusunun yüksek olduğu bilinmektedir. Önce aktif olma yaklaşımı konusundaki deneyimler Avusturya da çok iyidir. Şiddetle karşı karşıya kalanların çoğu bu yardıma çok sevinmektedir ve bu hizmetten seve seve yararlanmaktadır. Sadece çok azı yardıma gereksinimleri olmadığını söylemektedir, mağdurlar için yardım tabii ki isteğe bağlıdır. Şiddete karşı müdahale merkezlerinin çalışanları mağdurları koruma sürecinde tüm konularda, hukuk ve ceza davalarında haklarının gerçekleştirilmesinde desteklemektedirler. Şiddeti önlemek için çeşitli önlemler almak ta şiddete karşı müdahale merkezlerinin görevidir. 9 Şiddete karşı müdahale merkezlerinin kurulmasına 1997 yılında o zamanki Federal İçişleri Bakanı ve Kadın Bakanı öncülük yapmıştır, daha sonra Kadın Bakanlığı hükümet tarafından kaldırılmış, görevleri Federal Sosyal Güvenlik ve Nesiller Bakanlığı, 2003 den beri Federal Sağlık ve Kadın Bakanlığı üstlenmiştir; şimdiki hükümet Şiddete Karşı Korunma Yasası nın devam etmesini ve şiddete karşı müdahale merkezlerinin genişletilmesini kabul etmektedir; şiddete karşı müdahale merkezleri 5 yıllık sözleşmeye sahiptirler. 6

Tehlikeliliği değerlendirme ve güvenliği planlama Tehlikeliliği değerlendirmek ve güvenliği planlamak şiddete karşı müdahale merkezinin en önemli görevlerindendir. Polis raporlarının ve şiddet uygulayan kişinin somut davranışının gözlemlenmesinin dışında özellikle mağdurların verdikleri bilgiler tehlikeliliğin değerlendirilmesinde tardımcı olmaktadırlar. Etken ve soru listeleri mağdurların şiddet deneyimlerini saptamaya yaramaktadır. Güvenliğin planlanması da aynı şekilde belirli ckeck listelerine göre gerçekleşmektedir. Uzaklaştırmanın yeterli korumayı sağlayıp sağlamadığının veya şiddete maruz kalanların en azından bir kaç gün için kadın sığınma evlerine yerleştirilip yerleştirilmemelerinin belirlenmesi çok önemlidir. Bu yerleştirmenin organizasyonu da şiddete karşı müdahale merkezlerinin görevlerine aittir. Güvenliğin planlanması ve tehlikeliliğin değerlendirilmesi bir sefere mahsus olmamalıdır, aksine devamlı yapılmalıdır. Tehlikeliliğin değerlendirilmesinin ve güvenliğin planlanmasının sürekli olmasının ve yoğun müdahalenin ne kadar önemli olduğunu aile içi şiddet alanında cinayet veya öldürmeye teşebbüs gibi ağır şiddet olaylarının olağan hale gelmesi göstermektedir. Daha sonra bu konuya daha detaylı değineceğim. Çocukların desteklenmesi Söylendiği gibi aile içi şiddetten çocuklar her zaman etkilenmektedir. Bu yüzden çocukların da yardıma ve desteğe gereksinimleri vardır. Ortaya çıkan travmatik olaylarla başa çıkabilmek için kriz durumlarında şiddet olayı, polis müdahalesi, çocuklarda görülen korku ve fantaziler hakkında konuşmak çok önemlidir. Çocukların desteklenmesi öyle bir şekilde organize edilmelidir ki, annelere bir sürü kuruluşa gitmek zorunluluğu yüzünden daha fazla yüklenilmesin. Bu nedenle şiddete karşı müdahale merkezinin anneye danışma hizmeti verilirken örneğin çocuğa da danışma hizmeti verilebilmesi için yardım sunması gerekir. Fakat bu ne yazık ki Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezinde personel eksikliği yüzünden sadece ender durumlarda gerçekleştirilebilmektedir. Şiddeti önlemek için durum konferansları Şiddeti önlemek için en önemli vasıtalardan birisi sorunla ilgilenen tüm kurumların durum konferanslarıdır. Durum konferanslarını organize etmek de şiddete karşı müdahale merkezlerinin görev alanına dahildir. Orta ve uzun süreli danışma, Follow-up Aile içi şiddet çabuk çözülebilen bir sorun değildir. Bu nedenle şiddete maruz kalan kişilerin desteklenmesinin ve şiddete karşı önleyici tedbirlerin hemen sona erdirilmemesi gerekir. Eğer artık şiddet yoksa tedbirlerin sona erdirilmesi en ideal olanıdır. Uzun süren bir şiddet ilişkisinden sonra yaklaşık bir yılı aşan yardım ve müdahalenin gerekli olduğundan yola çıkılabilinir. Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezi konsepti şiddetle karşı karşıya kalan kişilerle üç ile altı ay sonra yeniden irtibata geçmeyi ve onlara yeniden yardım sunmayı öngörmektedir. Bu Follow-ups ların önemli ve amaca uygun oldukları saptanmıştır, çünkü bu şekilde hem ilişki ayakta tutulmaktadır hem de bir sorun ortaya çıktığında ilgili kişi danışmanı daha kolay arayabilmektedir. Şiddet uygulayan kişiler için de Follow-ups lar önemlidir, çünkü kamunun halen aile ile ilgilendiğini görmekte ve kolayca günlük yaşama geçip, şiddet uygulamaya devam edememektedirler. 7

Ev ziyaretleri Eğer mağdura telefonla ve mektupla ulaşılamıyorsa, birden fazla sorunun mevcut olduğu çok zor bir durum olduğuna dair işaretler varsa veya şiddet uygulayan kişi özellikle tehlikeli bir kişi ise, bazı durumlarda ev ziyaretleri yapılır. Bu ev ziyaretleri kriminal polis danışma hizmeti ile birlikte yapılır (şiddet uygulayan kişi ile ilgili müdahalelere bakınız). Koordinasyon ve ağlaşma Şiddete karşı müdahale merkezlerinin diğer önemli bir görevi müdahalelerin koordinasyonu ve sorunla ilgilenen tüm kurumların işbirliğinin devamlı düzeltilmesidir. Bununla ilgili olarak Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezinde diğer kurumlarla yoğun bir işbirliği yürüten yedi uzman grup kurulmuştur. Bu uzman gruplar şunlardır: Çocuklar için destek, kadınlar için destek, göçmen kadınlar için destek, fail çalışması, ceza hukuku, medeni hukuk ve polis. 10 5. Şiddet uygulayan kişiye ilişkin müdahaleler ve şiddete karşı training Uzaklaştırılan kişiler nereye gidiyor? Bu oldukça sık sorulan bir soru olup, bunun arkasında uzaklaştırılan kişilerin sokakta kalabileceklerine veya herhangi bir zarar görebileceklerine dair duyulan endişe yatmaktadır. Pratikte bunun böyle olmadığı görülmüştür. Uzaklaştırılan kişilerin çoğu tanıdıklarının veya akrabalarının yanında kalmakta, çoğuda anne oteli ne geri dönmektedirler. Kentsel alanlarda çoğunlukla evi olmayan insanlar için kalabilecek yerler mevcuttur. Fakat evden uzaklaştırılan kişiler buralara seve seve gitmemekte ve sadece çok zor durumlarda gitmektedirler. Başka yerlerde kalma çözümlerini ve hatta arabada konaklama yı bir kurumda kalmaya tercih etmektedirler. Kırsal alanda ucuz pansiyonlar ve küçük otellerde kalmaktadırlar ve parasızlık durumunda sosyal yardım masrafları üstlenmektedir. Uzaklaştırılan kadınlar bazen kadın sığınma evlerine alınmaktadırlar, eğer kadının ilişkisi sırasında şiddete maruz kaldığı ve örneğin yapılan kötü muameleye karşı koyduğu ve de bu nedenle uzaklaştırma aldığı ortaya çıkarsa. Viyana Şehri sosyal olarak zayıf olan ve ev arayanlar için muazzam bir konut programına sahiptir (sosyal ray). Böylece uzaklaştırılan kişiler boşanma veya beraber yaşadıkları kadından ayrılma durumunda bir kaç hafta içinde kendilerine ait bir ev bulma olanağına sahiptirler. Eğer mağdurun korunması için uzaklaştırma gerekiyorsa, konut olanaklarının eksik olması uzaklaştırma verilmemesi için bir sebep olmamalıdır. Gerekli konut imkanlarının sağlanması toplumun görevidir. Viyana Şiddete Karşı Training Fail çalışmasının amacı şiddete maruz kalan kadınların ve çocuklarının hayatını daha güvenli hale getirmek ve yaşam kalitelerini yükseltmektir. Bu amaca ulaşabilmek için kadının desteğinin ve sıkı işbirliğinin fail çalışmasının sabit bir parçası olması gerekir. Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezi 1999 yılından beri Viyana Erkek Danışma Bürosu ile birlikte şiddete karşı training programı yürütmektedir. 10 Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezinin çalışmasına ilişkin diğer bilgileri çalışma raporlarından, konseptten ve çeşitli makalelerden alabilirsiniz; bu dokümanları Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezinden talep edilebilir. 8

Bu konudaki uluslararası kriterlere ve standartlara göre fail programlarının yürütülmesinde mağdurun korunması ve desteklenmesi en yüksek önceliğe sahip olmalıdır. 11 Şiddete karşı training bu standartları gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Training programının kısa özeti şöyledir: Program üç bölümden oluşmaktadır. 1. Fail trainingi (Erkek Danışma Bürosu) 2. Kadın eş veya arkadaş için destek (Şiddete karşı müdahale merkezi) 3. Koordinasyon, durum yürütülmesi ve ağlaşma (Şiddete karşı öüdahale merkezi ve erkek danışma bürosu) Program Federal İçişleri Bakanlığı tarafından model proje olarak finanse edilmektedir. Bütün üç bölümün programa ait olması ve de birlikte finanse edilmesi çok önemlidir. Fail trainingi Trainingin sosyal-pedagojik ve bilişsel bir yaklaşımı olup, İskoçya training konsepti CHANGE ve USA da Duluth/Minnesota daki training programı DAIP e dayanmaktadır. 12 Training haftalık grup toplantıları şeklinde yürütülmektedir ve sekiz ay sürmektedir veya en az 32 haftalık grup toplantısını içermektedir. Training bir kadın ve bir erkek trainer tarafından yürütülür. Kadın eş veya arkadaş için destek programı Destek programı şiddete karşı training programındaki kötü muamelede bulunan kişilerin kadın eş veya arkadaşlarına danışma ve yardım hizmeti sunmaktadır. Programın tüm sürecinde, açıklığa kavuşturma döneminde, grup trainingi süresince ve daha sonraki ilgilenme sürecinde destek verilmektedir. Sunulan hizmetler şunlardır: Güncel durumun ve şiddetin hikayesinin açıklığa kavuşturulması Tehlikeliliğin değerlendirilmesi, güvenlik planlarının hazırlanması Fail programı hakkında bilgi, beklentilerin açıklığa kavuşturulması Hukuki ve sosyal konularda danışma ve destek Devamlı konuşmalar ve tehlike durumunda krize müdahale Şiddete karşı müdahale merkezinin durum koordinasyonu ve desteği kötü muamelede bulunan kişinin programa katılmaktan vazgeçmesi veya yapılan anlaşmalara uymamaktan dolayı programdan çıkartılması durumunda da devam eder. Koordinasyon Fail programının önemli bir görevi şiddet önleyici tedbirlerin koordinasyonudur. Durum takibi ve diğer kuruluşlarla, özellikle polisle, gençlik daireleri ile, savcılıklarla ve mahkemelerle işbirliği bunlardan birkaçıdır. Şiddete karşı müdahale merkezinin fail ile ilgili müdahalelerde diğer bir görevi savcılıklarda ve ceza mahkemelerinde başka şiddet olaylarının engellenmesine yarayacak önlemlerin alınmasını sağlamaktır, örneğin mağdurun korunması için talimatlar, failin şiddete karşı traininge gitmesi için talimatlar. Projenin şimdiye kadar olan akışında katılımın mahkeme tarafından zorunlu tutulmasının ne kadar önemli olduğunu 11 Bakınız: Federal Çevre, Gençlik ve Aile Bakanlığı (Hg.) Fail çalışması Mağdur korunmasına ilişkin bir makale. Modeller, esaslar ve standartlar, Viyana 1999, S. 61 12 Bakınız Logar Rosa/Rösemann, Ute/Zürchner, Urs (Hg.): Şiddet uygulayan erkekler değişiyor, bir training programı için çerçeve koşulları ve el kitabı, Bern/Stuttgart/Viyana 2002 9

göstermiştir, çünkü şiddet olayını uygulayan kişinin şiddet sorununu etüt etme isteği genelde yoktur. Talimat olmadan gönüllü programa katılanlarda dropout yüzdesi çok yüksektir. Bu kişilerin çoğu kadın eş veya arkadaşlarının baskısı ile gelmektedirler ve baskı ortadan kalktığında, programı yarıda bırakmaktadırlar. Traininge katılım sırasında mağdurların şiddete maruz kalma tehlikesi devam etmektedir. Bu nedenle olası tehlikeyi zamanında algılamak ve mağdurların korunması için tedbirleri almak için erkek danıima büroları ile şiddete karşı müdahale merkezleri arasında çok yoğun bir işbirliği mevcuttur. 6. Şiddete Karşı Korunma Yasası Sayılar ve deneyimler 1 Mayıs 1997 tarihinden 31 Aralık 2004 tarihine kadar Federal İçişleri Bakanlığı tarafından Şiddete Karşı Korunma Yasası na ilişkin aşağıdaki sayılar saptanmıştır: 1997-2004 polis uzaklaştırması istatistiği 13 Yıl Uzaklaştırmalar/Ayak Uyulmaması nedeni Aile içi şiddetle basma yasakları ile idari cezalar ilgili diğer 38a SPG belgelendirilmiş Operasyonlar 1997 yaklaşık 1.449 yaklaşık 138 Bilgi yok 1998 2.673 252 Bilgi yok 1999 3.076 301 Bilgi yok 2000 3.354 430 7.638 2001 3.283 508 7.517 2002 3.944 475 7.391 2003 4.174 633 6.552 2004 4.764 641 6.195 Toplam 26.717 3.378 -- Uzaklaştırma ve ayak basma yasakları sayılarında devamlı bir yükselme vardır. Bunun nedeni tahminen şiddetin artmasına bağlı değildir, sadece yeni yasal imkanların polis tarafından daha fazla kullanıldığını göstermektedir. İlk yedi yıl içinde toplam 26.717 uzaklaştırma gerçekleştirilmiştir. Uzaklaştırmanın ihlal edilmesi oldukça düşüktür, uzaklaştırmaya uyulmamasına ilişkin yapılan ihbarlar yaklaşık % 13 civarındadır. Uyulmaması nedeni ile yapılan ihbarların 2000 yılında oldukça arttığı dikkat çekicidir. Bunun nedeni yasanın 1.1.2000 tarihinde yenilenmesinde yatmaktadır. Polisin uzaklaştırmaya uyulup uyulmadığını ilk üç gün içinde en az bir kere kontrol etme yükümlülüğü yasal olarak o tarihte düzenlenmiştir. Şiddet uygulayan kişilerin uzaklaştırmaya uyulmadığında bunun sonuçları olduğunu bilmeleri önemlidir. On günlük ayrılma mağdurlara bilgi alma ve nasıl devam edeceğini mümkün olduğu kadar sakin 13 Federal İçişleri Bakanlığı na ait sayılar; Avusturya nüfusu yaklaşık 8 milyon 10

bir şekilde düşünmelerine olanak sağlamalıdır. Geçici bir süre için olan bu ayrılık şiddet uygulayan kişiler için davranışlarını yeniden gözden geçirme ve değişiklikler yapabilme olanağı sağlamaktadır. Uzaklaştırmaların dışında İçişleri Bakanlığı nın istatistiğine göre kavga uzlaştırmalarıda vardır, bunlar polisin tehlike tespit etmediği, sadece durumun sakinleştirilmesi için yaptığı müdahalelerdir. Kavga uzlaştırma sayıları bütün müdahaleleri içermemektedir, çünkü istatistik kayıtlama daha tam yüzde yüz yapılamamaktadır. Yaklaşık her 3. ile 4. polis müdahalesi uzaklaştırma ile sonuçlanmaktadır. 7. Problem alanları Aşağıda Avusturya da Şiddete Karşı Korunma Yasası nın uygulanmasının bilançosunun pozitif olmasına rağmen dikkat çeken bazı problem alanları kısaca anlatılmaktadır: Mağdurların desteklenmesinde eksiklikler Şiddetin önlenmesi için mağdurların yoğun ve kapsamlı destek görmeleri önemlidir. Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezi 2004 yılından beri ödeneklerin eksilmesi sebebi ile artık bütün mağdurlara yardım hizmeti sunamamaktadır. Polis aracılığı ile yapılan uzaklaştırmalar hemen sonrasında mağdurların destek görmemesi durumunda verimli olmayabilir ve hatta mağdurların zayıf duruma düşmesine neden olabilir. Şiddet ilişkilerinde değişikliklere kolayca ulaşılmadığından bir seferlik destek yeterli olmamaktadır. Bunun için şiddet uygulayan kişilere yönelik çeşitli tedbirlere ve mağdurlar için uzun süreli ve kapsamlı yardıma gereksinim vardır. Özellikle tehlikeli olan faillerden koruma Şiddete Karşı Korunma Yasası mağdurlara koruyucu bir mekan sağlamak için iyi bir araçtır. Fakat sadece uzaklaştırma özellikle tehlikeli olan ve şiddet uygulayan kişileri şiddet uygulamaktan vazgeçirmede yeterli olmamaktadır. Ne yazık ki Avusturya da da mağdurların tehlike içinde olduklarının tam olarak ciddiye alınmadığını gösteren çok ağır şiddet olayları meydana gelmektedir. Örneğin 2002 Aralık ayında ve 2003 Eylül ayında Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezine gelen kadınlar eşleri tarafından öldürülmüştür. Her iki durumda da şiddet uygulayan kişiler öldürmekle tehdit etmiş ve eşleri şikayette bulunmuştur. Buna rağmen failler tutuklanmamış ve eylemi engellenmeden gerçekleştirmişlerdir. Ceza yargısı olmadan müdahale sistemi? Şiddete Karşı Korunma Yasası ile ilgili araştırma ceza yargı kurumunda erkek eş tarafından uygulanan özel şiddetin devlet tarafından cezalandırılmasına gerek olmadığı görüşü olduğunu göstermektedir. Aile içi şiddette durdurulan ceza davalarının sayısı bu izlenimi teyit etmektedir ve Birgit Haller araştırmasında şunu dile getirmektedir: Aile içi şiddetle ilgili ceza davalarının büyük bir kısmı durdurulmaktadır. Viyana ve Salzburg savcılıklarının 2001 yılının ilk yarısına ait günlük defterleri (jurnalleri) yaklaşık her ikinci yaralama ihbarının durdurulduğunu, davaların yaklaşık üçte birinin mahkeme dışında her iki tarafın karşılıklı konuşmaları ve bir anlaşmaya varmaları ile sonuçlandırıldığını (Diversiyon) ve ortalama her yedincide bir cezalandırma talebinde bulunulduğunu göstermektedir. Her üçüncü durdurma mağdurun şahit olarak ifade vermekten feragat etmesi ile gerçekleşmektedir; sıkça eylemin 11

ceza değerlendirilmesinin yetersiz olması nedeni ile davalar durdurulmaktadır. Tehlikeli tehdit şüphesinde davaların % 60 ından fazlası durdurulmakta, yaklaşık her yedinci davada mahkeme dışı çözümler getirilmekte ve dörtte bir cezalandırma talebinde bulunulmaktadır. (Haller 2002). Poliste aile içi şiddette davranış konusu ile ilgili seminerler eğitim ve geliştirme programının bir parçası olmakla beraber savcılar ve hakimler için bu konu ile ilgili zorunlu kurslar bulunmamaktadır. Mağduru koruma kurumlarının savcılıkta bu konu ile ilgili özel bölümlerin kurulmasına örneğin Almanya da bazı savcılıklarda bu önlem başarı ile uygulanmaktadır dair istekleri şimdiye kadar geri çevrilmiştir. Mağdur haklarının genişletilmesi Ceza davasında mağdur hakları Avusturya da uzun zaman az gelişmiştir. AB nin Ceza davasında mağdurun durumu hakkındaki çerçeve kararı 2001 yürürlüğe girdiğinden beri durumun düzeltilmesi için çabalar gösterilmeye başlanmıştır (Avrupa Birliği 2001). 2004 yılında Avusturya da Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası nda değişiklik yapılmıştır ve bu değişiklik ceza davasında mağdurlar için bir kaç önemli düzeltmeyi içermektedir. 2006 yılı itibariyle şiddete maruz kalan mağdurların ceza davasında psiko-sosyal ve adli dava refakati hakları olacaktır. Şiddetin masrafları Şiddet önlemeye az yatırım yapılırsa, bu hem insan hakları açısından hem de ekonomik sebeplerden dolayı daha fazla sorun yaratabilir, çünkü şiddet yüksek masraflara yol açmaktadır. Bayan S. nin öldürülmesi durumunu düşünelim: Kendisinin öldürülmesinden sonra 6, 10 ve 13 yaşındaki üç çocuğu geride kalmıştır. Bu çocuklar hem annelerini hem de babalarını kaybetmişlerdir ve bu ağır travmadan sonra yoğun bir tedaviye dayalı desteğe gereksinimleri vardır. Erkek de hapishanededir ve orada yaklaşık 15 ile 20 yıl kalacaktır. 100 Euro günlük oran ve yirmi yıllık hapis cezasında ortaya çıkan tutar 750.000 Euro dur! Bu toplamın küçük bir tutarı ile toplum failin örneğin belli bir süre tutuklu kaldıktan sonra şiddet sorununun yoğun şekilde tedavi edilmesini sağlayarak, failin katil olmasını önleyebilirdi. Hapiste her kalış çok yüksek masraflara sebep olmaktadır. Şiddet iyileşmesi mümkün olmayan ruhsal acıların yanında ceza davası, polis, tıbbi tedavi, terapi vs. gibi masraflara yol açmaktadır. Eğer erken ve yoğun müdahaleler aracılığı ile şiddetin tekrarlanması önlenirse, uzun süreli finansal olarak ta tasarruf edilebilir. Devlet tarafından sunulması gereken koruyucu önlemlerin eksik olması mağdurların hayatlarının, sağlıklarının ve özgürlüklerinin korunması hakkına da aykırı düşmektedir. Temel haklar örneğin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi bir çok ulusal ve uluslararası yasalarda düzenlenmiştir. Korunmayan mağdurlar veya onların aile bireyleri devlete karşı sorumluluk davası açarak, tazminat talebinde bulunabilirler. Göçmen kadınlar için eksik koruma Şiddete Karşı Korunma Yasası Avusturya da yaşayan göçmen kadınları da korumaktadır. Göçmen ailelerden gelen kadınlar çoğunlukla kötü muamelede bulunan kişiye sosyal ve ekonomik bağlı olduklarından, sadece yasa yeterli olmamaktadır. Bu yüzden bu kadınların ek olarak yardıma, ana dilinde danışmaya ve Yabancılar Yasası ile İş Hukuku ile ilgili konularda desteğe ihtiyaçları vardır (Göçmen Kadınlar ve Şiddet Çalışma Grubu 2003). Göçmen kadınların kendilerine kötü muamele yapan eşlerini terk ederek, yeni bir gerçek şansa sahip 12

olabilmeleri için eşlerine bağlı kalmadan, oturma ve çalışma hakkı alabilmelidirler. Almanca dilini konuşamayan ve anlamayan göçmen kadınlarda polis tarafından uzaklaştırma riski çok yüksektir, çünkü eşleri polis önünde olayları yanlış aktararak, kadınları saldırgan kişiler olarak göstermektedirler. Göçmenlerin ana dilini konuşabilen ve anlayabilen polis memurları hemen hemen hiç yoktur. Müdahalelerde çevirmenler hazır bulunmamaktadır. Çocuklar, unutulan mağdurlar Kadınlara uygulanan şiddet daima çocuklara karşı uygulanan şiddettir ve bir ayrılıktan sonra kadından çocuklara geçebilir (Haller 2002). Bundan yaklaşık iki yıl önce Steiermark ta bir babanın kızını öldürmesi durumunda olduğu gibi şiddet uygulayan kişi intikamını çocuklardan alabilir. Bu olayda baba çocuklarına karşı hiç bir zaman şiddet uygulamamış, sadece kadına uygulamıştır. Çocukları ziyaret ettiği bir haftasonunda baba kızını erkek kardeşinin gözleri önünde bir gölde boğmuştur. Şiddet uygulayan erkekler baba olarak da diskalifiye olmaktadırlar ve çocuğun güvenliğinin ve esenliğinin sağlanabilmesi ve çocuğun babası ile tekrar bir ilişkiye girebilmesi için erkeklerin yeniden kendilerini göstermeleri gerekmektedir. Bu nedenle şiddet uygulayan babalar için ziyaret hakkı ancak şiddet problemi başarılı şekilde tedavi edildikten sonra tanınmalıdır. Bu çocukların şiddet travmasını atlatmaları ve entegre olabilmeleri için yardım ve desteğe gereksinimleri vardır. Annelere çeşitli kuruluşlara gitmeleri gerektiğinden dolayı fazla yüklenmemek için çocuklara verilecek desteğin aileye uygun ve esnek organize edilmesi gerekir. 8. Sonuç Avusturya da şiddetten korunma ile ilgili önlemlerle şimdiye kadar elde edilen deneyimler her ne kadar daha bir çok boşluk ve düzeltilmesi gereken alan olsa da esas itibariyle olumludur. Şiddete maruz kalanların çoğu sunulan yardımdan çok memnundur. Yapılan ilk eşlik edici araştırmada şiddete maruz kalan mağdurlar şiddete karşı müdahale merkezleri aracılığıyla sunulan destek hakkında oldukça olumlu görüş bildirmişlerdir. Bu araştırmanın özetinde araştırmaya yapanlar yasanın uygulanması ile ilgili şu saptamada bulunmuşlardır: Şiddete Karşı Korunma Yasası nın failin uzaklaştırılması ile şiddet spiralini kesmek ve şiddete maruz kalan mağduru özel olarak kurulmuş müdahale merkezlerinin danışma ve yardım hizmeti ile desteklemek amacı bir çok durumda gerçekleştirilmiştir. Yeni yasal düzenlemeler ev içindeki şiddetten daha fazla korunmak için uygun olup, sosyopolitik açıdan önemli bir sinyaldir. (Haller 1999, S. 39 u karşılaştırınız) Şiddetten korunmaya ait Avusturya önlem paketi best practice Avrupa modeli olarak gelişmiştir. Buna rağmen şiddetten koruma alanında halen mevcut olan sorunlar karşısında bir kere yapılan yasa ile yetinilmemesi gerektiğine değinmek gerekir. Avusturya da sekiz yıllık Şiddete Karşı Korunma Yasası ile ilgili elde edilen deneyimler yasanın tek başına yeterli olmadığını göstermektedir. Mağdurlara yoğun bir destek vermeden gerçekleştirilen uzaklaştırmalar etkili olmamaktadır ve hatta verimsiz olmaktadır. Eğer şiddetten korumayı ciddiye alıyorsak, o zaman sadece A deyip, yasal önlemler sağlamamalıyız, aynı zamanda B deyip, mağdurlara somut yardım sunmalıyız ve şiddeti önlemek için etkili müdahalelerde bulunmalıyız. Tabii ki bunun için kaynaklara ve paraya gereksinim var. Eğer şiddetten koruma masrafsız olursa, o zaman başarılı da olamaz. Nasıl 13

teröre karşı kaynaklar olmadan mücadele edilemiyorsa, aile içi şiddet de yeterli finansal kaynaklar olmadan ortadan kaldırılamaz. Kaynaklar: Amnesty International USA (2003): End Domestic Violence. End Torture. A Fact Sheet on Domestic Violence as Torture, http://www.amnestyusa.org/women/fact_sheets/domestic_violence.pdf), 25. 11. 2003 Appelt, Birgit / Höllriegl, Angelika / Logar, Rosa (2001): Gewalt gegen Frauen und ihre Kinder, in: Bundesministerium für Soziale Sicherheit und Generationen (Hg.): Gewalt in der Familie. Gewaltbericht 2001. Von der Enttabuisierung zur Professionalisierung, Wien, S. 377 502 Arbeitsgruppe Migrantinnen und Gewalt (Hg.) (2003): Migration von Frauen und strukturelle Gewalt, Wien Bowker, Lee H./Arbitell, Michelle/McFerron, Richard J. (1988): On the Relationship Between Wife Beating and Child Abuse. In: Yllö, K. / Bograd M. (Ed.): Feminist perspectives on wife abuse, Beverly Hills Bundesministerium für Umwelt, Jugend und Familie (Hg.) (1999): Täterarbeit ein Beitrag zum Opferschutz. Modelle, Grundlagen & Standards, Wien 1999 Dearing, Albin / Haller, Birgitt (2000): Das österreichische Gewaltschutzgesetz, Wien Europäische Union (2001): Rahmenbeschluss des Rates vom 15. März 2001 über die Stellung des Opfers im Strafverfahren (2001/220/JI), Amtsblatt Nr. L 082 vom 22/03/2001 S. 0001-0004 Federal Ministry for Family Affairs, Senior Citizens, Women and Youth BMFSF (2004): Health, Well-Being and Personal Safety of Women in Germany. A Representative Study of Violence against Women in Germany- Summary of the central research results, Berlin Fröschl, Elfriede/Logar, Rosa (1996): Konzept Wiener Interventionsstelle zur Verhinderung von Gewalt an Frauen und Kindern, Eigenvervielfältigung, Wien Haller, Birgitt u.a. (1999): Gewalt in der Familie. Eine Evalusierung der Umsetzung des österreichischen Gewaltschutzgesetzes; Studie im Auftrag des Bundesministeriums für Inneres, Wien Haller, Birgitt, Mitarbeit von Liegl, Barbara / Auer, Katrin (2002): Folgestudie zur Evaluierung des Bundesgesetzes zum Schutz gegen Gewalt in der Familie, Studie im Auftrag des Innenministeriums, Institut für Konfliktforschung, Wien Logar, Rosa / Rösemann, Ute / Zürcher, Urs (Hg.) (2002) : Gewalttätige Männer verändern (sich). Rahmenbedingungen und Handbuch für ein soziales Trainingsprogramm, Bern/Stuttgart/Wien United Nations (1996): The Beijing Declaration and the Platform for Action, Fourth World Conference on Women Beijing, China 4-15 September 1995, New York 1996 14

Wiener Interventionsstelle gegen Gewalt in der Familie: Tätigkeitsbericht 2002, Wien World Health Organisation (2002): World report on violence and health, Geneva World Health Organisation (2004): The economic dimensions of interpersonal violence, Geneva Biyografik bilgiler Tamar Çitak (1963 Istanbul doğumlu), Sosyal Danışman 1991 yılından beri sosyal danışman olarak çalışıyor. Uzmanlık alanları, Avusturya göç politikası, ırkçılık, göçmen kızlar ve kadınlar, aile içi şiddet, polis eğitim ve geliştirme kurslarında eğitmen; 1998 yılından beri de Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezi çalışanı Rosa Logar (1958 doğumlu), Uzman Sosyal Hizmet Görevlisi, Süpervisör 25 yıldan beri kadın ve çocuklara karşı şiddetle mücadele alanında çalışıyor; Avusturya daki ilk kadın sığınma evinin kurucularından (1978), Avusturya Bağımsız Kadın Sığınma Evleri Derneği Başkanı, akademilerde sosyal çalışma alanlarında, polis eğitim ve geliştirme kurslarında eğitmen, sağlık ve sosyal alanda ve adli alanda 1987 den beri değişik meslek gruplarının trainingi, Avusturya da şiddetten korunma ile ilgili yeni yasalarda çalışma, Avusturya daki şiddete karşı müdahale merkezlerinin açılmasına yol açan kişi, Viyana Şiddete Karşı Müdahale Merkezi nin yöneticisi, Kadınlara karşı uygulanan şiddete karşı Avrupa ağı WAVE in kurucularından, Kırılan tabu. Avusturya da Kadın Sığınma Evleri (1988), Aile içinde kadınlara karşı şiddet (1995), Erkek şiddetine karşı aktif (1998) kitaplarının yazarlarından, Şiddet uygulayan erkekler değişiyor (2002) ve diğer yayınların, el kitaplarının ve trainingsmanuals sin yayıncılarından. 15