Antik M s r ve Eski Anadolu Uygarl klar nda T p

Benzer belgeler
Antik Mısır ve Eski Anadolu Uygarlıklarında Tıp

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

Araştırma Notu 15/177

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

GÜMRÜK ETKİNLİKLERİ BİLGİ ŞÖLENİ

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

3. İnşaat Mühendisliği eğitimi : İnşaat mühendisliği veya genelde mühendislik eğitimi için başlangıç noktası olarak 1747 yılı kabul edilmektedir.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türk Göğüs Cerrahisi Derneği

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

ÖĞRENME FAALĠYETĠ GELĠġMĠġ ÖZELLĠKLER

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI

TÜRKİYE DE HASTANEDE YATAN HASTALARIN AKILCI İLAÇ KULLANIMINA YÖNELİK BİLGİ VE DAVRANIŞLARINI DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASI

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

TEŞVİK SİSTEMİNDE TARIM YATIRIMLARI VE KONYA

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

PROJE. Proje faaliyetlerinin teknik olarak uygulanması, Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Politikaları Daire Başkanlığınca yürütülmüştür.

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

İçindekiler Şekiller Listesi

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A..

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

T.C. CUMHURBA KANLI I GENEL SEKRETERL ANKARA. Ankara; Say : 285

SR Ek 4 Değerlendirme Komitesi Tayini. Bölüm C: Diğer Bilgiler

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

LEONARDO DA VİNCİ 2008 TEKLİF DÖNEMİ PARTNERSHIP (ORTAKLIK) PROJESİ

Cümlede Anlam İlişkileri

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

AMERĐKA DA YAŞAM BOYU. Prof. Dr. Erdal ZORBA

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

PORTFÖY ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN OLUŞTURULMASI VE ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI. Sefer BÜTÜN. EÜAŞ Genel Müdürü ÖZET:

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet!

ÇANAKKALE BELEDİYESİ VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

SOSYAL-EĞİTİM-BEŞERİ BİLİMLER

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU

S V L TOPLUM, YEREL YÖNET MLER VE GENÇL K AB ÜYEL YOLUNDA" S V L TOPLUMLA D YALOG TOPLANTISI 4 SONUÇ B LD RGES 11 ARALIK 2010, STANBUL

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

ORTAÖĞRETİM. Öğretmenin. Ders Notları

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

ULUSLARARASI BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU

Bu doğrultuda ve 2104 sayılı Tebliğler dergisine göre Türkçe dersinde şu işlemlerin yapılması öğretmenden beklenir.

BÖLÜM 3 : SONUÇ VE DEĞERLENDİRME BÖLÜM

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

Atatürk Anadolu Lisesinde Tablet Bilgisayar Dağıtımı Yapıldı

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

ARCHİ DANIŞMANLIK VE GAYRİMENKUL DEĞERLEME A.Ş. KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ, GÖZDEN GEÇİRME RAPORU. Sayfa 1 / 7

DENETİM VE SİVİL TOPLUM: KORE DENEYİMİ

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

(0216) (0505)

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

ÖNSÖZ. Sevgili MMKD üyeleri,

Transkript:

T.C Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü lkö retim Ana Bilim Dal Sosyal Bilgiler Ö retmenli i Bilim Dal Antik M s r ve Eski Anadolu Uygarl klar nda T p Yüksek Lisans Tezi Dan man Doç. Dr. Güngör KARAU UZ Sosyal Bilgiler Ö retmenli i Berat CERAN 054214031006 Konya-2008

ÖZET Antik Mısır Ve Eski Anadolu Uygarlıklarında Tıp Birbirleriyle dü manken, dost olmay ba arm iki ülke. Birbirlerini y kma f rsat ikisine de geçmi se bile bu f rsatlar de erlendiremeyen ve bu dü manl n daha sonra yerini karde li e b rakt iki devlet, Hitit ve M s r devletleri. te böylesine güçlü ve böylesine gizemli iki devletin kendi dönemlerinde uygulad klar t p konusu tezimizin ana konusunu olu turmu tur. Çal mam zdaki amaç, M s rla alakal kaynaklar ve Hitit çivi yaz l kaynaklar taranarak Eski Ça dünyas n n t bbi geli melerini ortaya koyarak bu geli melerin günümüz t p dünyas na nas l katk lar sa lad n ortaya ç kartmakt r. Tezimiz 3 bölümden olu mu tur. Birinci bölümde, Antik Ça M s r dönemi Eski mparatorluk, Orta mparatorluk, Yeni mparatorluk ba l klar alt nda i lenmi olup bu bölümde ayr ca Antik Ça M s r ülkesi sülaleleri ve siyasi ya am na k saca de inilmi tir. kinci bölümde, Hitit siyasi tarihi i lenmi olup, Hitit dönemi Eski Hitit Ça ve Hitit mparatorluk Ça bölümlerine ayr lm t r. Üçüncü bölümde ise tezimizin ana konusu olan M s r ve Hitit T bb ele al nm t r. lkça uygarl klar ile ilgili bilgilerimiz arkeolojik bulgulardan ve yaz l belgelerden sa land için, Antik Ça M s r Ülkesi ve Hitit ülkesindeki t p konusu bu belge ve arkeolojik bulgulardan faydalan larak anlat lm t r. Tezimizin ana konusunu olu turan t p ilmi, günümüz artlar nda ki gibi modern bir t p özelli i ta mamaktad r. Zaten bu özelli i ta ma imkân da yoktur. nsano lu bu a amaya gelebilmek için çok uzun a amalardan geçmi tir. Hitit ve M s r t bb n da ele al rken bu konuya dikkat etmek gerekmektedir. Her ne olursa olsun o dönemdeki uygulanan t p, günümüz t bb n n ba lang c n te kil etmi ve o dönemde t p alan ndaki uygulamalar n günümüz t bb n n bu a amalara gelmesinde 1

büyük katk lar olmu tur. Ayr ca aradan çok uzun y llar geçmi olmas na ve günümüz teknolojisinin geldi i a amalar dü ünülecek olursa bile o dönem t bb ndaki baz uygulamalar n günümüzle benzerlikleri de mevcuttur. Hatta günümüzde gelinen teknoloji bile o dönem insanlar n n yapt uygulamalardan baz lar n çözmekte yetersiz kalabilmektedir. M s r t bb hakk ndaki bilgilerimizin büyük ço unlu unu papirüslerden ve mumyalardan elde etmekteyiz. Ça m za kadar dayanabilen papirüsler ve geli mi teknolojik aletlerle inceleme f rsat buldu umuz mumyalar, bize o dönem insanlar n n t p alan nda yapt klar hakk nda bilgiler vermektedir. Ele geçen papirüslerde, hastal klar, onlara konulan te hisler, ilaç yap mlar ve dinsel-büyüsel t p hakk nda bilgiler mevcuttur. Hitit t bb hakk ndaki bilgilerimizin büyük ço unlu unu ise, Hitit yaz l belgelerinin t p ve hastal klarla ilgili olan metinlerinden ö renebilmekteyiz. Bu metinlerden de Hititlerde hastal k ve sa l k durumlar n n ay rt edildi i ve rahats zl k durumlar n n ortaya ç kar ld n ö renebilmekteyiz. Her iki ülkenin t bb nda da dinsel ve büyüsel taraflar vard r ve t p konusu i lenirken bu hususlar göz ard edemeyiz. M s rda t p mesle i özel bir yere sahiptir ancak; dini tedavide bir ana temel olan do aüstü inan lar, hastal n iyile mesinde etkili olmu tur. M s r da ruhlar ve eytanlar hastal k nedeniydiler ve bu nedenle çe itli büyüler kullan rlard. Ancak sonralar dualar büyülerin yerini alm ve eytanlar tanr sal dualarla giderilmi tir. Baz tanr lar bütün hastal klara kar bir koruma arac olmalar na ra men, baz tanr larda özel hastal klar gidericiydiler. Organizman n her organ özel bir tanr ile ilgiliydi ve hastal veren tanr onun tedavisini de yapard. Bu tanr lar aras nda Ra, sis ve Thoth u sayabiliriz. Sekhmet ise salg n hastal klar yapar ve tedavi ederdi. mhotep ise bu tanr lar n en önemlisiydi. mhotep birçok alanda ba ar lar göstermenin yan nda hekim olarakta görev yapm t r. Sonralar ise t p tanr s olarak sembolle tirilmi tir ve tarih sahnesine tarihin ilk hekimlerinden biri olarak geçmi tir. 2

M s r t bb hakk nda bilgi veren papirüsler Kahun Papirüsü, Smith papirüsü, Ebers Papirüsü, Hearst Papirüsü, Berlin Papirüsleri, Brooklyn Papirüsü ve Kalsberg Papirüsüdür. Bu papirüslerde çe itli hastal klardan ve bu hastal klar n tedavi ekillerinden bahsedilmi tir. Tabiî ki bu papirüslerde de dinsel ve büyüsel temalar yer almaktad r. Ayr ca M s rl lar dini ve büyüsel tedavinin yan nda hastal klar n iyile tirilmesinde droglardan da faydalanm lard r. Hitit t bb ise daha çok Mezopotamya t bb na benzemektedir. Hitit t bb droglara dayanan bir t p olmakla birlikte bu t p ilminde de din ve büyü a rl kl olarak kullan lm t r. Hititler, T p konusunda kom ular olan Sümerlerin t bbi bilgilerinden faydalanm lard r ayr ca Hitit t bb M s r t bb kadar geli mi bir t p de ildir. Buna en aç k örnek olarak Hititler kendi dönemlerinde M s r ülkesinden doktor talebinde bulunmu olmalar n gösterebiliriz. Hititler M s r t bb na büyük önem vermi ler ve m s rdan hekim istemi lerdir. M s rdan hekim istenmesinin sebepleri aras nda; III. Hattu ili nin k z karde i Matanazi nin çocuk sahibi olabilmesi durumunu da sayabiliriz. III. Hattu ili döneminde sadece Matanazi için de il III. Hattu ili nin kendisi ve Tarhunta a kral Kurunta içinde d ar dan hekim istemi tir. Hititlerin t p konusuna en önemli faydalar bula c hastal klar n bulundu u kentleri bo altmak olmu tur. Ayr ca Hititlerde do um için kullan lan sandalyelerde bulunmaktad r. Eski M s rda T p alan nda kullan lan maddeler aras nda, çe itli bitkiler, çe itli maden ve ta lar ve hayvanlar n baz uzuvlar vard r. Hitit T bb nda da, çe itli bitkiler, hayvansal ürünler ve madensel maddeler T p alan nda kullan lm t r. M s rl lar n inanc na göre tanr, cin veya kötü bir güç bir insan etkisi alt na alabilir ve bazen de insan n içine girerek onu hasta edebilirdi. Hititler ise, açl k, k tl k, do al afetler, hastal klar v.b. gibi durumlar n ilahi cezalar olarak tanr lardan geldi ine inanm lard r. Hitiler tanr lara kar sayg da 3

kusur eder, gerekli bayramlar düzenli olarak yapmaz, tanr lara kurban sunmaz veya törenlerde dini aç dan temiz olmaz ya da yalan söylemek gibi kötü davran larda bulunurlarsa tanr lar taraf ndan cezaland r lacaklar na inanmaktayd lar. Sihir ya da büyüsel yolla tedaviye olan inanç M s r toplumunda da hâkim olmakla beraber, M s rl lar çe itli iç hastal klar n n tedavisinde, hastal klar n önlenmesinde ve sa l n korunmas nda, kazalarda ve yaralarda böcek sokmas ya da hayvan s rma vakalar nda sihir yoluna ba vurabileceklerine inanmaktayd lar. Hititlere göre ise, hastal klar kirlenme sonucu ortaya ç kmaktad r ve bu durumdan kurtulman n yolar ndan en önemlisi büyüdür. Ayr ca cinsel güçsüzlükten hastal klar n tedavisine, kurakl önlemeden evin ya da tap na n sa lam olmas na ve salg n hastal klardan kurtulmaya kadar Hititler üstesinden gelemedi i birçok konuda büyüye ba vurmu lard r. M s r ve Hitit T bb incelendi inde, bu t p alan na büyü, sihir ve dini tedavi yöntemlerinin kar t n görürüz. Bu yüzden bu t p konusunu incelerken bu alanlara da girilmesi gerekmektedir. Çünkü o dönem t p alan ndaki uygulamalarda yukar da isimlerini sayd m bu yöntemler iç içe geçmi durumdad rlar. Bunlar birbirinden ba ms z uygulamalar olarak de erlendirmemizin ise olana yoktur. Sonuç olarak M s r ve Hitit uygarl klar hakk nda elde etti imiz bilgiler o dönem insanlar n n yapt klar uygulamalar, günümüz t bb n n ve günümüz insanl n n geldi i a amalara büyük katk lar olmu tur. O dönemki uygulamalar n ça m z t bb na büyük katk lar sa lamas n n yan nda bu uygulamalardan baz lar n n günümüz t bb na benzerli i de dikkat edilecek di er bir husustur. 4

Ç NDEK LER ÖNSÖZ... 2 KISALTMALAR L STES... 4 G R... 5 ANT K MISIR S YAS TAR H... 8 H T T S YAS TAR H... 22 MISIR TIBBI... 31 A) MISIR TIBBININ GENEL ÖZELL KLER... 31 B) ESK MISIR TIBBINDA S H R VE D N... 41 H T T TIBBI... 48 A) H T T TIBBININ GENEL ÖZELL KLER... 48 B) H T T TIBBINDA BÜYÜ... 61 C) H T T D N NDE TIP... 65 SONUÇ... 70 KAYNAKÇA... 74 HAR TA VE LEVHALAR... 79 1

ÖNSÖZ Bilinenleri bile bizi hayrete dü ürmeye yeten iki ayr ulus, iki ayr medeniyet Hitit ve M s r. kisi de o dönemin en güçlü imparatorluklar, dönemlerinin süper güçleri. Yapt klar sava lar, in a ettikleri yap lar, o ça a getirdikleri yenilikler günümüzde bile hayretler içinde okunmakta ve gizemlerini korumaktalar. Birbirleriyle dü manken, dost olmay ba arm iki ülke. Birbirlerini y kma f rsat ikisine de geçmi se bile bu f rsatlar de erlendiremeyen ve bu dü manl n daha sonra yerini karde li e b rakt iki devlet, Hitit ve M s r devletleri. te böylesine güçlü ve böylesine gizemli iki devletin kendi dönemlerinde uygulad klar t p konusu tezimizin ana konusunu olu turmu tur. Ara t rma bak m ndan kaynaklar çok fazla olmasada, bilinenleri bile o dönem insanlar n n neredeyse günümüz t bb na yak n tedavi uygulamalar gerçekten a rt c bir durum. Öyle ki bu tedavi yöntemlerinden baz lar günümüzde neredeyse t pa t p uygulanmaktad r. Tabiî ki tedavide her ikisi de büyüyü ve dini tedaviyi uygulasa da bu tedavilerin d nda gerçek manada t bbi tedavi diyebilece imiz tedavi yöntemleri de bulunmaktad r. Sadece bu bile bu devletlerin dönemlerinde ne kadar geli mi olduklar n bizlere göstermektedir. Tezimizde yer alan bilgilere daha önce bu konuda yay mlanm kitap, makale ve t bbi dergiler incelenerek ula lm t r. Kütüphane ara t rmalar m z s ras nda bu eserler tek tek taranarak ah slar taraf ndan ula lan sonuçlar bu çal mam zda verilmeye çal lm t r. Özellikle Hititçe çeviri alan ndaki metinler de de erlendirilmeye al nm t r. Her ne kadar tezin ba l Antik M s r ve Eski Anadolu Uygarl klar nda T p olsada, burada biz sadece detayl olarak M s r T bb ve Eski Anadolu uygarl klar ndan Hitit T bb üzerinde ayr nt l olarak duraca z. 2

Bu metinlerin ve tezimizin incelenmesinde katk s bulunan, her türlü deste iyle yan mda yer alan say n hocam Doç. Dr. Güngör KARAU UZ a buradan te ekkürlerimi iletmeyi bir borç olarak görmekteyim. Berat CERAN 054214031006 3

KISALTMALAR L STES Öy. : Bkz: Çev. : H.K. :.Ö. : KBo: KUB: Ön Yüz Bak n z Çeviren Hitit Kanunu sa dan Önce Keilschrifttexte aus Boghazköi Leipzig, Berlin 1916 vd. Keilschrifturkunden aus Boghazköi - Berlin 1921 vd. S. : Sayfa v.b. : ve benzeri : Para raf 4

G R Bilinmeyen insano lu için hep merak konusu olmu tur. Özelliklede bu bilinmeyen, insano lunun eski ya am na aitse merak konusu daha da artm ve bilinmeyenin esrar n çözme giri imleri ba lam t r. Bu durum insano lunun kendi tarihini, geçmi ini ö renmesinin yan s ra, kendinden çok daha önce gelen nesillerin neler yapt klar n ve bu milletlerin, dünyan n geldi i bu a amadaki katk lar n da gözler önüne sermektedir. nsanl n geçmi ini ö renme iste i insano lunu ara t rmalara yöneltmi tir. Bu ara t rmalarda en sa l kl bilgiye ise, yap lan kaz çal malar n n ve çe itli yaz l kaynaklar n incelenmesi sonucunda ula labilmektedir. Bu kaz lar ve yaz l belgeler, bir yap boz parçalar n n bir araya gelmesi gibi tarihe k tutmakta ve bulunan her yeni parça geçmi i daha iyi anlamam za ve bilmemize olanak sa lamaktad r. Günümüzde bile bu parçalar tamamen ortaya ç kar labilmi de ildir. Bu bilinmeyen, karanl ktaki bilgilerin ise gün na ç kar lma çabalar günümüzde de devem etmektedir. Devam eden bu çal malar sonucunda ortaya ç kart lan parçalarda, tarihteki devletlerin dilleri, dinleri, sosyal, kültürel ve siyasi ya amlar gibi özellikler insano lunun bilgisine sunulurken ayn zamanda bu uygarl klar n günümüze nas l yön verdikleri de gözler önüne serilmektedir. Tarih, sadece geçmi te ya anan olaylar n ara t r lmas ve buradan ç kan sonuçlar n aktar lmas olarak alg lanmamal ; ayn zamanda geçmi uygarl klar n birbiriyle olan sava lar ; sosyal, kültürel, siyasi, teknolojik etkile imlerinin de yo rularak bir araya getirilmesidir. Bizde bu bilgiler nda tezimizde, M s r ve Hitit T bb konusunu ele ald k. Çal mam z n amac, M s rla alakal kaynaklar ve Hitit çivi yaz l kaynaklar taranarak Eski Ça dünyas n n t bbi geli melerini ortaya koymakt r. Bu geli melerin günümüz t p dünyas na nas l katk lar sa lad n ortaya ç kartmakt r. 5

Çal mam z özellikle kütüphane ve kaynakça taramalar yla gerçekle tirilmi tir. Bu amaçla Ankara ve stanbul daki bu konuyla ilgili yap lm çal malar ortaya ç kar lm ve elde edilen bilgiler bir araya getirilip de erlendirilmi tir. M s r ve Hitit kendi dönemlerinin parlayan y ld zlar olan ve dönemlerinde insano lunun geli mesi gibi uygarla maya giden yolda yeni çabalar n ortaya ç kmas na yön veren iki devlettir. Her ne olursa olsun, o dönem insanlar n n uygulad klar t p, günümüz t bb n n ba lang c n te kil etmi ve o dönem t p alan ndaki uygulamalar n günümüz t bb n n bu a amalara gelmesinde büyük katk s olmu tur. Ara t rma konumuz üç farkl bölümden olu maktad r; Birinci bölümde, iki devletin kendi dönemlerinde yapt klar sava lar, kazand klar ba ar lar, kendi içlerinde ki siyasi olu umlar gibi faaliyetleri de içeren siyasi tarihleri hakk ndaki konulara k saca de inilmi tir. kinci bölüm de ise, dünya t bb na yön veren, yani günümüz t bb na da büyük katk s bulunmu olan M s r T bb nda kullan lan araçlar, ilaçlar, yap lan tedavi yöntemleri ve bu tedavi yöntemlerinin kullan lmas yla ula lmaya çal lan amaçlardan söz edilmi olunup, M s r t bb n n daha iyi anla labilmesi aç s ndan, T p konusu kendi aras nda bölümlere ayr lm ve detayl olarak inceleme alt na al nm t r. Son bölümde ise, dünya tarihi aç s ndan büyük öneme sahip devletlerden birisi olan Hititlerin kendi dönemlerinde uygulad klar t p konusu, yine bir önceki bölümde bahsi geçen M s r t bb nda oldu u gibi bölümlere ayr larak incelenmi tir. Ayn ekilde bu devletinde t p alan nda kulland ilaçlar, uygulad klar yöntemler ve bu alanda kar la t klar sorunlar hakk nda bilgiler verilmi tir. Bu bölümlerden sonra ise konu içinde geçen olaylarla ve yap lan tedavi yöntemleriyle alakal, harita ve levhalar k sm gelmektedir. 6

Tezimiz içerisinde yer alan bilgiler, çe itli ar iv taramalar sonucunda elde edilmi olup, bu taramalar sonucunda elde edilen bilgiler bu alandaki uzman olan ki ilerin görü leri do rultusunda s n fland r lmaya çal lm t r. 7

ANT K MISIR S YAS TAR H Eski M s r tarihi çe itli dönemlerden olu mu tur. Bu bölümde Eski M s r n bu dönemler içindeki siyasi tarihi ele al nacakt r. Tinitlerden Önceki Devir Bu devreye Tanr -krallar veya Horüse tapanlar saltanat ad verilmekte olup, bu dönemde kuzey ve güneydeki Nom lar kendi aralar nda birle mi lerdir. Deltada yirmi Nom, iki devlet haline gelmi ve daha sonra ise bu iki siyasi te ekkül bir ba a tabi olmu tur. Bu devletin merkezi Buto ydu; krallar da Horüs ün himayesinde olup k rm z bir taç takmaktayd. Güney vadide ki yirmi iki Nom da önceleri iki grup halinde görülürken daha sonra ise bunlarda tek devlet halinde birle mi lerdir. Buran n kral da deriden yap ld dü ünülen beyaz uzun bir külah giymektedir. Bu iki devlet kendi aralar nda çeki meler ya am lard r. Bu dönemde Akrepkral ve onun helefi olan Narmer bu iki ülkeyi birle tirmek ve A a M s r ve Yukar M s r n birle me alameti olan tac takmak için çaba göstermi lerdir. Bu mutlu sona ise Hierakonpolis teki mezar nda bulunan levhaya göre Narmer ula m ve birle tirici kral olmu tur. Tinitler Devri I. Sülale M s r ve Grek kaynaklar na göre I. Sülale Menes taraf ndan kurulmu tur; ancak yeni arkeolojik vesikalara göre iki M s r Narmer birle tirmi tir. I. sülalenin ilk kral olan Menes, Aka (Muharip) lakab n ta makta olup ahin ba yla temsil edilmi tir. lk zamanlardan itibaren M s r krallar : Horüs, iki tac ta yan, Yukar ve A a M s r n hâkimi gibi lakaplar ta makta ayr ca bu lakaplar n yan nda kendi ahsi isimlerini de kullanm lard r. Menesten sonra ki kral Khend and n ta r ve bu kral baz ananelere göre bir anatomi kitab yazm t r. Daha sonra ise Y lan kral lakapl Cet ondan sonra ise 8

s ras yla Udimi veya Den Anzip, Semerkhet, ve Ka hüküm sürmü lerdir 1. Kral Cet M s r n birle tirilmesine ve monor inin ikili karekterine çok büyük önem vermi tir. Özelliklede ikili bölgenin ar nd r lmas törenlerini yüceltmi tir 2. Yukar da sayd m z I. Sülale krallar döneminde Set bayramlar yap lmaya ba lanm t r ve ilk defa Udimi ye ait vesikalarda bu tören görülmektedir. Bu dönemin son krallar n n en önemli hadiseleri yap lan Set bayramlar ve Sina ya yapt klar seferler olmu tur. II. Sülale Bu sülale de i ikli in nedeni uan için bilinemese de, bu sülalenin ilk krallar n n mezarlar Memfis tedir. Bu sülale Memfisle daha çok alakal olmu tur. Sadece, bu sülalenin krallar ndan olan Peribsen, Horüs yerine Set ilah sembolünü kullanm t r. Bu sülalenin son kral da her iki tanr y bar t rm olarak temsil edilmi tir. Bu iki sülale ile Tinit Devri sona ermi tir 3. Eski mparatorluk (.Ö. 2778 2413) Eski imparatorluk dönemi M s rl lar için bir istikrar dönemi olmu tur. Bu dönemi M s rl lar n kendileri de uygarl klar n alt n ça olarak nitelendirmektedirler 4. Bu dönem kuzeyli yani Memfisli ve Heliopolisli krallar n hâkimiyetinde sulh ve refah içinde geçmi tir 5. III. ve IV. Sülaleler III. Sülale dönemi hakk ndaki bilgilerimiz pek fazla yok olmakla birlikte bu dönem hakk nda bilgiler çok farkl d r, hatta bu bilgiler birbirleriyle de çeli mektedirler 6. III. sülale dönemi Maneton a göre 274 y l sürmü tür. Bu sülalenin öhreti Kral Zoser ve veziri mhotep ten kaynaklanmaktad r. mhotep M s r tarihi içinde hep önemli bir konumda yer alm olup Sais devrinde lah mertebesine yükseltilmi tir 7. 1 Afetinan 1956, 57 62 2 Desplancques 2006, 44 3 Afetinan 1956, 62 63 4 Desplancques 2006, 48 49 5 Afetinan 1956, 64 6 Desplancques 2006, 49 9

III. sülalenin ikinci firavunu olan Zoser, zaman nda Sakkaradaki basamakl ilk ta piramitler grubu yapt r lm t r. Bu pramitlerin mimar da mhoteptir 8. Vergi olarak al nan tar m ürünlerini bir merkezde toplayan ambar kurumuda bu sülale ile ba lam t r. Ta ra yönetiminin yap land r lmaya ba lanmas da bu sülale ile ba lamaktad r 9. IV. sülalenin kurucusu Snefrudur. Bu sülale Manetona göre 284 y l hüküm sürmü tür 10. Snefru ülkede zenginli i, refah ve huzuru sa lam olup 11, Snefru dönemi bolluk ve zenginlik devri olarak geçmi tir. Snefru döneminde, Dashurda iki pramit ve Ölüler Kompleksi yap lm t r 12. M s rda ilk defa vezirlik makam da onun döneminde kurulmu tur 13. Snefrudan sonra isimleri s kça duyulan krallar hüküm sürmeye ba lam t r. Çünkü bu krallar, dönemlerinde büyük ehramlar yapt rm lar ve bu ehramlar bu krallar n adlar yla an lm lard r. Örne in Keops, Kefren, Mikerinos bu krallardan olup bu üç krala büyük ehramlar n yap c lar ad verilmektedir. Bu krallar n yapt rd klar eserleri göz önüne alacak olursak bu krallar n dönemlerinde ne kadar kuvvetli ahsiyetler olduklar n anlayabiliriz. Çünkü bu yap tlar n yap labilmesi ba ta güçlü bir ahsiyetin bulunmas gerekmektedir. Keops (Khufu), Snefru nun o lu olup yirmi üç y l hüküm sürmü tür. Zaman nda devlet ekli mutlak bir sistem haline gelmi tir. Keops Ra y üstün bir ilah olarak kabul etmi tir; ayr ca kendi ahsiyetide ilahla t r lm t r 14. Memfisli Kemnis olarakta bilinen Keops için 15 Maneton, onun baz ilahlar n önemini azaltt n söylerken, Heredot ise onun dönemi için baz mabetlerin kapat ld ndan ve Keopsun kurban kelimesini men etti inden bahseder. 7 Afetinan 1956, 64 8 Yavi ve Yavi 2001, 18 9 Desplancques 2006, 55 10 Afetinan 1956, 65 11 Yavi ve Yavi 2001, 19 12 Yavi ve Yavi 2001, 19 13 Narç n 2007, 333 14 Afetinan 1956, 66 68 15 Narç n 2007, 171 10

Keops döneminde Sina yar madas na seferler yap larak buradaki madenler M s rl lar menfaatine i letilmi tir. Bu dönemde yap lan Büyük Ehram, Keops taraf ndan kendisine mezar olmas için yapt r lm t r 16. Kefren (Khafre) ise on sekiz y l hüküm sürmü olup büyük ehram yapt ran krallar n ikincisidir 17. M s r dilinde Harfe ya da Rahaef olarakta bilinmektedir 18. nsan eklinde büyük bir aslan eklindeki Sfenks in onun döneminde yap ld dü ünülmektedir 19. Bu dönemde Güne dini büyük bir geli me göstermi olup kral Ra n n o lu ünvan n ta m t r 20. Büyük Ehram yapt ranlar n sonuncusu ise on sekiz y l hüküm süren Mikerinos (Menkaure) olup kendisi adil ve dindar bir insand r 21. Keopsun karde i ya da o lu olarak dü ünülen Mikerinos, kendisi için yapt rm oldu u piramiti Tanr ça Hathor a adam t r 22. Mikerinos ülkesini adaletle yönetmi tir 23. Mikerinostan sonra onun halefleri kudret sahibi olamam lar ve siyasi nufuzlar n 24, kutsal lunet Mehet kenti olan 25, Heliopolisli rahiplere kapt rm lard r. Bu rahiplerin bu imkânlara ula mas yla IV. Sülale dönemi kapanm t r 26. V. Sülale Bu sülale lunet Mehet kenti (Heliopolis) kökenli olup 27, Ra n n o ullar lakab yla iktidar ele alm lard r. Maneton a göre 218 y l hüküm süren bu sülale M s r dininin de as l koruyucular d r. Bu sülale ile birlikte M s r krall Teokratik bir hal alm t r. 16 Afetinan 1956, 68 17 Afetinan 1956, 68 18 Narç n 2007, 169 19 Afetinan 1956, 68 20 Narç n 2007, 169 21 Afetinan 1956, 68 69 22 Narç n 2007, 228 23 Yavi ve Yavi 2001, 19 24 Afetinan 1956, 69 25 Yavi ve Yavi 2001, 19 26 Afetinan 1956, 69 27 Yavi ve Yavi 2001, 21 11

Bu sülalenin ilk kral Uzerkoftur 28. Uzerkof bu sülalenin ilk firavunu olarak iç yönetimi yeniden düzenlemi tir 29. Yerinde saf olan piramit anlam na gelen 49 metre yüksekli inde ve ölü gömme törenlerinin yap ld bir piramit yapt rm t r. Bu piramitin bugünki ad el-harem-el dir 30. Bu dönemin son kral ise Una olup otuz y l hüküm sürmü tür 31. Muhte em piramiti Sakkarada bulunmu tur 32. Una tan itibaren kurumsal bir nitelik kazanan bürokrasi üstünde firavunlar n denetimi zay flam, bölgeler merkezden gün geçtikçe kopmaya ba lam t r 33. Ayr ca kendisi do rudan do ruya halef b rakmad için iktidar ba ka ellere geçmi ve eski imparatorlu un ha metli dönemi bu sülale ile sona ermi tir. Birinci Ara Devir (.Ö. 2413 2065) Eski mparatorlu un Sonu VI. Sülale Bu dönemde Heliopolisli krallar n yerini 34 Hut Ra Ptah 35 (Memfis) l olanlar alarak VI. Sülaleyi te kil etmi lerdir. Maneton a göre bu sülale dönemi 203 y l sürmü tür. Sülalenin ilk kral Teti dir 36. Kral Tetinin kökeni ise henüz bilinmemektedir 37. Bu kral genç ya ta kendi muhaf zlar taraf ndan katledilmi tir. Yerine o lu Pepi küçük oldu u için Uzerkare ad nda bir kral 6 y l süreyle geçmi tir. Alt y l sonra ise Pepi krall k mevkiine gelmi tir 38. I. Pepi döneminde Tanr ça Basted, Tanr ça Hathor ve Min e önem verilmi tir 39. I. Pepi döneminde Nübyaya, M s r n hâkimiyetini tan tmak için ve Yukar M s r a sükûneti sa lamak için kuvvetler gönderilmi tir bu dönemde ayr ca Asya seferide yap lm t r. 28 Afetinan 1956, 69 29 Yavi ve Yavi 2001, 21 30 Narç n 2007, 371 31 Afetinan 1956, 69 70 32 Narç n 2007, 371 33 Yavi ve Yavi 2001, 21 34 Afetinan 1956, 70 71 35 Yavi ve Yavi 2001, 27 36 Afetinan 1956, 71 37 Desplancques 2006, 50 38 Afetinan 1956, 71 39 Narç n 2007, 276 12

I. Pepi, Abidoslu Kuhi isminde birinin k z yla evlenmi ve ölümünden sonra yerine büyük o lu Merende k sa bir süre krall a geçmi tir. Genç kral Merendenin Memfis e dönü ünde hastalan p ölmesi üzerine yerine karde i II. Pepi (Neferkere) tahta ç km t r. II. Pepi M s rda hükümdar olan krallar aras nda en uzun ya ayan (94 y l) olmu tur 40. Krall döneminde geç dönemin devletleri olan Vavat, rçet ve Zatuç un topraklar n alarak krall yla birle tirmi tir 41. II. Pepi nin son dönemlerinde Vali ve Prensler iyice güçlenmi olup, ya l kral dinlememeye ba lam lard r. Böyle bir durum memleketi kar kl k içine sürüklemi tir. VI. Sülale dönemine kadar hükümdar bütün iktidar elinde bulunduruyorlard. Nomlar n idaresi için merkezden memurlar gönderilirdi ve vergiler kral ad na toplan rd. Ancak VI. Sülale döneminde krallar n ya lar n n küçük olmas ndan, II. Pepi nin de ya l olmas ndan faydalanan Nom valileri istiklal hevesine dü mü lerdir. Bu dönemde M s r feodal sisteme dönmü tür. ç idare ise da n k bir ekil alm t r. Anar i ba göstermi ülkede ziraat yap lamaz hale gelmi ve k tl k ba göstermi tir 42. Ayr ca Rahip büyücüler II. Pepi zaman nda rejimin ayr cakl ki ileri olmu lard r 43. Crow a göre ise; M s r tarih boyunca, e itimli s n ftan olan rahipler taraf ndan çok ba ar l bir ekilde örgütlenmi ve ülke büyü olarak nitelendirebilece imiz bir yöntemle yönetilmi tir 44. Bu sülale döneminde ayr ca merkezi yönetimin yüksek devlet görevlilerine verilen ünvanlar ta rada onaylanmaya ba lam t r 45. VII, VIII, IX ve X. Sülaleler Bu sülaleler dönemi de M s r için kar kl klarla geçmi tir. IX. ve X. Sülaleler ayn anda hüküm sürmü lerdir. IX. sülale Orta M s ra hâkimken X. Sülale Yukar M s ra hâkim olmu tur. 40 Afetinan 1956, 71 74 41 Narç n 2007, 276 42 Afetinan 1956, 74 75 43 Champdor 1998, 8. 44 Crow 2002, 51. 45 Desplancques 2006, 55 13

Orta mparatorluk (.Ö. 2065 1585) XI. Sülale Antef ad n alan biri kendisini hükümdar ilan ederek bu dönemde krall k taht na geçmi ve XI. sülale dönemi ba lam t r. Bu sülalenin ilk prenslerinin lakaplar Nom efidir. Ancak bu durum daha sonra bütün M s ra kadar hâkim olarak sonuçlanm t r. Bu dönemde hükümdarlar monar ik düzenin da lan birli ini yeniden sa lam lard r 46. IV. Mentuhotep bu sülalenin son kral d r. Büyük bir olas l kla yerine veziri I. Amenemhat geçerek yeni bir sülale kurmu tur. XII. Sülale Bu sülale Amenemhat ve Sesostris in sülalesidir. Bu sülale döneminin ilk iki hükümdar aras nda ortak saltanat görülmü tür 47. I. Amenemhat bu sülalenin ilk kral d r. Kendisi V. Mentuhotep döneminde Vezirlik yapm t r. Daha sonra ise A a M s r n kar kl ndan istifade etmi son hükümdar olan IV. Mentuhotep in ölümüyle de Sülale kurmaya muvaffak olmu tur. I. Amenemhat saltanat n n 21. y l nda o lu Sesostris i tahta geçirmi ve böylece M s rda 10 y l sürecek ortak saltanat dönemi ba lam t r 48. Bu sülalenin krallar ndan birisi de III. Amenemhat t r. Onun döneminde A a M s r n su i leri tanzim edilmi tir. Bunu yapmak içinde Nil suyunu ( bkz. Harita I ) bir kanalla bir depoya ta m lard r. Buda o dönemin en büyük bulu lar ndan birisi olmu tur. Orta mparatorlu un Sonu (.Ö: 1788 1580) XIII. ve XVII. Sülaleler 46 Narç n 2007, 49 47 Desplancques 2006, 62 48 Desplancques 2006, 63 64 14

M s r n eski ça tarihinde en karanl k ve kar k dönemlerden biriside XII. Sülaleyi takip eden devredir. XIII. sülalenin ilk hükümdar Amenemhat-Sebekhoteptir. Bu sülalenin merkezide Thebes tir. Manetona göre bu sülale devrinde 60 kral ba a geçmi ve bu sülale 453 y l ba ta durmu tur. Heredot ise bu dönemde on iki firavunun ayn zamanda hüküm sürdü ünden bahsetmektedir Maneton XIV. Sülale döneminde yetmi alt kral n ba a geçti ini ve bu sülalenin 184 y l ba ta kald n ifade etmektedir. XIII. ve XIV. Sülaleler dönemi M s r için bir kar kl k dönemi olmu tur ve bu iki sülalenin ayn zamanda ya am oldu u varsay lmaktad r 49. XV. sülaleninde en iyi tan nan hükümdar Apophis tir 50. Hykos kökenli olup M s rda egemenlik sürmü bir kral olarakta kendisinden bahsedebiliriz 51. Hykos istilas M s r ülkesinin tan d en büyük istila olarak geçmektedir. XV. Sülale hükümdarlar Hiyeroglif yaz s kullanm lar ve M s r isimleri alm lard r. Ayr ca M s r geleneklerinide benimsemi lerdir. 52 Yeni mparatorluk XVIII. ve XX. Sülaleler XVII. sülale dönemindeki Hükümdarlar Hiksoslar (Hykos) askeri güç ile ma lup etmek için çaba göstermi ler ve bu süreç bir as r kadar sürmü tür. Ba ar sa land ktan sonra ise M s r n iç te kilat ile ilgilenmi lerdir. Yeni mparatorluk ad verilen ve XVIII. ve XX. Sülalelerin hükümranl ile geçen bu dönem be yüzy l kadar sürmü tür (.Ö. 1580 1085). Bu dönemde dâhili idarede tamamen monar ik olunmu ve M s r merkez olmak kayd yla Suriye ve Filistin tabii hale getirilmi tir. 49 Afetinan 1956, 88 96 50 Desplancques 2006, 69 51 Narç n 2007, 55 52 Desplancques 2006, 69 15

XVII. sülalenin son kral Ahmosis ayn zamanda XVIII. Sülaleninde ilk kral say lmaktad r 53. Manetona göre bu sülale 259 y l hüküm sürmü olup bu dönem zarf nda 15 kral ba a geçmi tir ve Ahmosis i bunlardan hariç tutmu tur. Bu sülalede kad nlar nda büyük ve önemli rolleri olmu ve bu kad nlar gerek hükümdar olarak ve gerekse Ana-Kraliçe olarak devletin yükselmesi için çaba göstermi lerdir 54. Ahmosis in o lu I. Amenhotep olup kendisi birle ik M s rda hüküm sürmü tür. I. Amenhotep mimaride XII. Sülale firavunlar n n mimari modellerini izlemi tir. I. Amenhotep Tibetli din adamlar ve kraliyet görevlileri taraf ndan Yeni mparatorlu un gerçek kurucusu gibi kabul edilmi tir Daha sonraki dönemde ise ba a I. Tutmosis geçmi tir. Bu kral emperyalist siyasetini aç kca ifade eden ilk krald r 55. Bu kral n M s r dilindeki Horus ad Aaheperkaredir 56. II. Tutmosis in krall k dönemi çok k sa sürmü daha sonra ba a genç ya ta olan III. Tutmosis geçmi tir 57. Bu sülalenin krallar ndan olan III. Tutmosis devri M s r için en muhte em ve en parlak devir olarak tarihe geçmi tir. Tutankamonda bu sülale döneminde ba a geçmi fakat hükümdarl k süresi çok fazla olmam t r. Mezar n n soyulmadan arkeologlar taraf ndan ke fedilmesi, kendisinin ünlü firavunlar aras nda ad n n geçmesine neden olmu tur 58. Tutankamon un M s r dilindeki Horus ad Nebheprure dir. Bilindi i üzere Tuthankamon öldükten sonra dul kalan e i kendi tebaas ndan birisiyle evlenmek istememi ve bunun üzerine Hitit kral na mektup yazarak o ullar ndan birisiyle evlenmek istemi tir 59. Haremheb. XVIII. sülalenin en kuvvetli ahsiyeti olarak kar m za ç kmaktad r. Bu dönemde uppiluliuma n n o lunun da M s r n ba na geçme olas l do mu fakat genç Hatti Prensi M s ra gelmek üzere yoldayken bir suikast sonucu 53 Afetinan 1956, 99 100 54 Afetinan 1956, 100 55 Desplancques 2006, 74 75 56 Narç n 2007, 364 57 Desplancques 2006, 75 58 Afetinan 1956, 110 111 59 Narç n 2007, 360 362 16

öldürülmü tü. Bu suikast n General Haremheb taraf ndan yapt r ld dü ünülmektedir. Tahta geçmesi ise Tutankhamonun dul e iyle evlenmesi ile mümkün olmu tur. XVIII. sülale dönemi Haremheb in saltanat n n bitmesiyle son bulmu sa da, Haremheb ayn zamanda XIX. Sülalenin de kurucusu olarak ifade edilmektedir. Ancak Haremheb kendi ailesinden salatanata bir varis b rakmam t r. XIX. sülaleyi kuran I. Ramsestir 60. Paramessu olarakta bilinen I. Ramsesin Horus ad Menpehtire dir 61. I. Ramses tahta geçince o lu Setos u varis olarak göstermi ve bu sayede XIX. Sülalenin kendi ailesinden devam n sa lam oldu. I. Ramses dönemi M s rdaki birli in sa lam oldu u ve ekonomik durumunda iyi oldu u bir dönemdir 62. I. Ramsesten sonra o lu Setos (baz kaynaklarda Sethi olarak geçmekte) ba a geçmi tir. Setos babas döneminde sarayda etkili bir konumda yer alm t r ancak ortak bir yönetim söz konusu de ildir 63. Setos un Horus ad Menmaatre dir. Setos; Amon, Ra, Ptah ve Seth tanr lar n n isimlerini Askeri ordular na vermi tir 64. Firavunlar içinde en büyüklerden biri olarak an lan Setos döneminde M s r s n rlar Hatti ülkesine kadar uzanm oldu. Setosun ölümü üzerine ise II. Ramses ba a geçmi tir. II. Ramses çok uzun süre devletin ba nda kalm t r. Hükümdarl süresinde pek çok abidevi bina yap lm t r 65. II. Ramses ba a geçince yeni bir ba kent yapm t r ve kendisi M s r n en büyük mimarlar ndan biri kabul edilmektedir 66..Ö. XIII. yy. M s rl lar ile Hititlerin, Suriye üzerinde üstünlük elde etmek için giri tikleri bir rekabet mücadelesi ile geçmi tir. Bu dönemde iki devlette çok güçlü hale gelmi ve sava art k kaç n lmaz hale gelmi tir. Bu sava dönemi sonucunda M s rl lar ve Hititliler aras nda münasebetler dostluk ve bar ekline dönü mü tür. 60 Afetinan 1956, 105 113 61 Narç n 2007, 298 62 Afetinan 1956, 113 63 Desplancques 2006, 87 64 Narç n 2007, 327 65 Afetinan 1956, 113 66 Desplancques 2006, 91 17

XX. sülale dönemi ile M s r kalk nma dönemine girmi tir. Bu sülalenin ilk kral ve kurucusu Setnaht t r. Hükümdarl süresinde devlet otoritesini tan tm olup hükümeti yeniden düzene koymu tur. Daha sonra devletin ba na o lu III. Ramses geçmi tir. III. Ramses Yeni mparatorlu un son büyük kral d r. Bu dönemde Ege kavimlerinin göçleri de M s r tehdit eder hale gelmi tir. Bu dönemde Hititler Ege göçlerine kar koyamam lard r. M s r ise Libyal lar, Rabular, Sepedler ve Ma ava lardan olu an bir koalisyon ile sava m t r. Deniz kavimlerinin Anadoluyu ve K br s istila etmesi sonucunda M s ra da yönelmeleri, bu kavimlerle M s r kar kar ya getirmi sede M s r bu sald r lara kar kendisini koruyabilmi tir. Bu dönemde sadece Filistler bugün Filistin denilen yere yerle mi ler ve adlar n bu bölgeye vermi lerdir 67. III. Ramsese bütün ülkenin büyük efi sözcü ü yak t r lm t r. Bunun nedeni ise M s r n imparatorluk düzeyine ç kan devlet yap s n ve bütünlü ünü korumas, kültür ve sanat geli tirmek için gayret gösteren son önemli firavun olmas d r 68. Daha sonraki dönemlerde devletin ba na IV. Ramses geçmi tir. Bu kraldan sonra gelen krallar hep Ramses ad n alm lard r. Seksen y l kadar süren bu döneme ise Ramsesler devri ad verilmektedir. Bu krallar döneminde devlet iktisadi yönden bozulmu olup k tl k y llar n n b rakm oldu u sefalet ve asayi in olmay M s r anar iye götürmü tür. XI. Ramses Yeni mparatorlu un ve XX. Sülalenin son hükümdar olarak kar m za ç kmaktad r. Bundan sonra ise M s r ülkesi yeni bir tarihi safhaya geçmi tir 69. Eski M s r Tarihinin Son Devirleri XXI. ve XXX. Sülaleler (.Ö. 1085 333) XXI. M s r hanedanan n n rahip kral d r. Kendisi Amon ba rahibiyken Ramses XI, Herihor u Nübye veziri ve kral yard mc s olarak atam t r. Daha sonra Herihor kendisini kral olarak ilan etmi tir 70. 67 Afetinan 1956, 118 119 68 Yavi ve Yavi 2001, 41 69 Afetinan 1956, 121 122 70 Narç n 2007, 131 18

Herihor un tahta geçmesi Amon rahiplerinin de iktidar ele geçirmeleri demekti. Bu nedenle XX. Sülaleye Rahip-Krallarda denilmektedir. Fakat bu krallar n otoritesini sadece Thebes eyaleti tan m t r. Di er taraftan ise Deltada Smendes isminde bir kral bulunmaktayd. Rahip-Krallarda bu kral n görünü te vassal idiler ancak kuzeyin hâkimiyeti bütün M s ra hükmetmekten acizdi. XXI. sülale iki kollu kabul edilmi olup biri Thebesli di eri ise Tanislidir 71. Bu sülale döneminde önceleri kraliçelerin ve firavunlar n k zlar n n ünvan olan Tanr n n E i nam Amon rahiplerinin k zlar na tan nan özel bir unvan olmu tur 72. XXII. ve XXIII. Sülaleler iki as rdan fazla bir süre M s rda hükümranl k sürmü olup bu sülaleler Libyal krallar devridir 73. XXII. Sülalenin kurucusu I. o enk olup kendisi Ramseslerin halefi gibi davranm t r. Birçok tap nak in a ettirmi ayr ca sava ç bir d siyaset geli tirmi tir 74. XXII. ve XXIII. Sülaleler döneminde her meslek veraset usulüne tabi olmu tur ve bu durum M s rda birçok içtimai s n f n do mas na neden olmu tur. XXII. sülalenin son zamanlar nda Thebeste ç kan bir isyan sonucunda yeni bir sülale iktidar eline alm t r. Manetona göre bu sülalenin kurucusu Teduhastt r. lk zamanlarda iki sülale birbirleriyle iyi geçinselerde yeni sülale iktidar n kuzey M s ra tan tm t r. Büyük Rahip Oserkon un ölümüyle de Güney M s r XXIII. Sülalenin hükümranl na girmi tir. Menfis eyaletindeki rahipler s n f XXII. sülaleye sad k kalsada bir müddet sonra her iki sülale aralar nda anla m ve iktidar sadece XXIII. Sülaleye ait olmu tur. XXIV. sülalenin kurucusu Tefnakht olup, XXIV. sülale döneminde krallar Habe lilere kar M s r n yerli halk n mücadeleye sevk etmi lerdir; ancak bu kar 71 Afetinan 1956, 148 149 72 Desplancques 2006, 103 73 Afetinan 1956, 149 74 Desplancques 2006, 100 101 19

koyma dönemi çok uzun sürmemi ve XXIV. Sülale dönemi Habe lilerin ikinci istilas ile ortadan kalm t r 75. Menethona göre abaka XXV. Sülalenin kurucusudur 76. XXV. sülale döneminde M s r huzura kavu mu olsada bütün küçük devletler ortadan kalkmam t r. Bu dönemde Asur tehlikesi ba göstermi tir. Asur kral n n filistini hedef almas üzerine Filistin ve Suriye krallar birle mi daha sonrada M s r hükümdar abataka da Asyaya Taharka komutas nda bir ordu göndermi tir. Asur ordusu bu orduya göre çok daha kuvvetli olmas na kar n Asur ordusu bilinemeyen sebeplerden dolay çekilmek zorunda kalm t r. Bu sülale dönemi Habe lerden veya melezlerden olu tu u için as l yerli olan M s rl lar bu sülale dönemini yabanc olarak kabul etmi lerdir..ö. 671 tarihinde Asurlular ile M s rl lar aras nda ilk temas gerçekle mi tir. Assarhadon Sina çölünü geçerek M s ra girmi ve Memfisi zapt etmi tir. Assarhadon un M s r Habe li sülaleden kurtarmas ile sonuçlanan bu sava sonucunda bütün delta Asur hâkimiyetini tan m t r. XXVI. sülalenin kurucusu I. Psammetktir 77. Bu sülale ile birlikte M s r kültürel ihti am na ve siyasal ba ms zl na kavu mu tur Bu sülalenin sonlar na do ru Pers sald r lar görülmü ve persler bu sülale döneminde M s r hâkimiyetleri alt na alm lard r. XXVII. sülale dönemi tamamen bir yabanc devletin hâkim oldu u bir dönemdir. Persler bu dönemde M s r yönetmi lerdir. XXVIII. XXIX. ve XXX. Sülaleler döneminin ba lar nda M s rl lar aras nda ayaklanmalar olmu sa da aileler aras ndaki anla mazl klar bu ayaklanmalar n devaml olmas na engel olmu tur. Bu üç sülalede Perslerle u ra m lard r. Hatta bu pers i galine kar XXX. Sülaleden Akoris Atina ile Persler aleyhine anla arak onlara kar mücadele etmi tir. 75 Afetinan 1956, 149 154 76 Desplancques 2006, 104 77 Afetinan 1956, 159 20

XXX. sülaleden sonra ise ikinci bir Pers hâkimiyeti dönemi ba lam olup bu dönem M s rl lar için çok ac geçmi tir. Daha sonra Büyük skender M s r Pers hâkimiyetinden ç kartm t r. Büyük skenderin Perslileri yenmesi ve M s r adetlerine hürmet etmesi ve M s r lahlar n yüceltmesi, m s rl lar n skenderi bir istilac olarak de il bir kurtar c olarak görmelerine sebep olmu ve m s rl lar bunun sonucunda da skendere tabi olmu lard r. Eskiça n bu son as rlar nda M s r ayr bir siyasi varl k olmaktan ç km t r ve M s r, eskiça tarihini yabanc lar n hâkimiyeti alt nda sona erdirmi tir 78. 78 Afetinan 1956, 159 162 21

H T T S YAS TAR H Tarih yaln zca saklayan bir bellek de ildir; bir bak ma yeniden do an bir bellektir. Hititler de çok eskiye dayanan ortak bir bellekten ç km t r. Ara t rmac lar n direnmeleri, birbirleri aras ndaki rekabeti, ayr ca hepsinin yeteneklerinin birle mesi zamanla, a ama a ama Hititlere yeniden ya am kazand rm t r 79. Hititlerin Anadolu nun yerlisi olup olmad klar, ya da nerden geldikleri gibi sorular n cevaplar henüz bulunamam t r 80. Bu konuda farkl görü ler bulunmaktad r. Bu görü lerdeki farkl l k ise, kullan lan yaz ve bulunan keramiklerin benzerli i yönünden ortaya ç kmaktad r 81. Anadolu daki ilk siyasi mekân birli i Hititlerle ba lam t r ve Hititler devletlerini kurmay ba armalar yla birlikte Anadolu nun büyük bir k sm n ellerinde bulundurmu lard r 82 ( bkz. Harita III ). Anadolu, Hitit devleti kurulmadan önce büyük prenslikler eklinde geli me göstermi olup bu durumda, güçlü bir krall n kurulmas yönünde ilk ad m te kil etmi ti. Daha sonra bu beyliklerin birbirleriyle yapt klar sava n sonunda Hattu a da Eski Hitit Krall kurulmu tur 83. Hititler, Orta Anadolu da, yani Hatti ülkesinde var olan köklü kültür birikimini benimseyerek, yeni bir sentez olu turmu lard r 84. Eski Hitit Ça (.Ö. 1660 1460) I. Hattu ili (.Ö. 1660 1630) Bo azköy de 1957 y l nda Büyükkale K yap s nda ele geçen iki dilli bir metinden, Hattu ada kurulan bu krall n ilk hükümdar n n I. Hattu ili oldu u anla lmaktad r. Asl Akkadça olan metin öyle ba lamaktad r: 79 Jean 2002, 148. 80 Umar 1999, 31 81 Memi Köstüklü 1992, 21. 82 Hal c 1984, 8. 83 Akurgal 2002, 53. 84 Seher-Baykal 2002, 14. 22

krald. Büyük Kral Tabarna, Tavananna n n erkek karde inin o lu, Hattu ada Hititçe çevrisinde ise söyle denmektedir: Büyük Kral Hattu a Kral, Kusarsal adam, Tabarna Hattu ili, Hattu a ülkesinde krald. 85 I. Hattu ili bugün Çorum s n rlar nda kalan Bo azköy/hattu a da Hitit krall n kurduktan sonra 86, h zla krall n geni letmeye ve politik birlik sa lamaya koyulmu tur. Hititler daha I. Hattu ili döneminde bile Halep e kadar ak nlar yapm lard r. Bu ak nlar daha çok ya ma amaçl yap lm ak nlar olmu tur 87. Bu Hitit ak nlar hakk ndaki bilgileri, 1957 y l nda bulunan iki dilli metinden ö renmekteyiz. I. Hattu ili nin Güneydo u Seferine ait bulunan metnin Türkçe ye çevirisi için (bkz. Levha I, Levha XIV) Bu dönemde Hattu ilinin veliaht ba kald rm, ancak dirayetli bir ki ili e sahip olan Hattu ili duruma el koymu ve veliaht olarak seçilen ye enini Hattu adan uzakla t rarak evlat edindi i torunu Mur iliyi tahta ç karmay ba arm t r 88. Hattu ili yerine geçmesi kararla t r lm olan ye eninin karekterinde kusurlar görmü tür. Ona göre bunun sorumlusu da k z karde iydi. Bu nedenle ye eni yerine torunu Mur ili nin kral olmas na karar vermi tir 89. Hattu ilinin neden tahta veliaht olarak seçilen ye eni yerine, evlat edindi i torunu Mur iliyi getirdi ini ise Hattu ili kendi sözleriyle vasiyetnamesinde dile getirmi tir. Bu vasiyetnamenin metni için (bkz. Levha II). Bu vasiyetnamenin öncesinde Hattu ili, Hurrilerin ilerlemesini durdurma yollar aram, Halep kenti yöneticileriyle de sonuçsuz sava lara girmi tir. te böyle 85 Akurgal 2002, 55. 86 Seher-Baykal 2002, 15. 87 Akurgal 2002, 57. 88 Akurgal 2002, 58 59. 89 Lloyd 1997, 33. 23

bir ortamda yazd vasiyetnamenin konusu da büyük ölçüde kendinden sonra kral olacak ki i ile ilgili olmu tur 90. I. Mur ili (.Ö. 1630 1600) I. Mur ili, Babili y karak Hammurabi sülalesine son vermi, imparatorlu un Mezopotamya ya ve deniz k y s na ula ma politikas n saptam t r 91. Mur ili ilk i olarak I. Hattu ili ye ba l l n n sonucu olarak Halep le hesapla mak yolunu seçmi tir 92. Mur ili Hurri ordusunu kesin yenilgiye u ratt ktan sonra bu ba ar s ndan yüreklenerek do uya F rat a ve ötesindeki zengin topraklara yürümü tür. Halep i yak p y km ve böylece güneydo u ticaret yolu F rat a kadar Hitit denetimine girmi tir 93. I. Hattu ilinin Suriye yi ele geçirme politikas n bilinçli olarak sürdüren Mur ili 94, bunun sonucu olarak Babil e bask n yapm ve Hammurabi hanedan n ac nas bir sona u ratm t r. Bu durum Hititlerin uluslararas arenada güç kazanmas n sa lam t r 95. Mur ili nin uzun süren yoklu undan kaynaklanan siyasal s k nt söylentileri onu çabucak ba kente dönmek zorunda b rakm t r, ancak Mur ili nin güçlü idaresi bir saray entrikas na kurban gitmi tir. Eni tesi Hantili ve onun kay nbiraderi Zidanta taraf ndan öldürülmü tür 96. Hitit tarihinde Gasp Krall k Dönemi olarak adland r lan ve Kral Telipinu ile devam eden dönemde s ras yla Hitit taht na, I. Hantili, Zidanta, Ammuna ve I. Huzziya geçmi tir. Daha sonra ba a geçen Telipinu (.Ö. 1535 1510) bu cinayetleri anlatan olaylar, ünlü Telipinu Ferman nda i lemi tir (bkz. Levha III). Telipinudan sonra ba a s ras yla Alluvamna, II. Hantili, II. Zidanta, II. Huzziya geçmi lerdir. 90 Lloyd 1997, 33. 91 Akurgal 2002, 64. 92 Lloyd 1997, 34. 93 Macqueen 2001, 47. 94 Akurgal 2002, 64. 95 Macqueen 2001, 48. 96 Akurgal 2002, 64. 24

I. Hattu ili ve I. Mur ili nin parlak dönemlerinden sonra gelen krallar boyunca Hitit devleti gücünü yitirmi tir. Özellikle güney ve güneydo udaki Hitit etkisi büyük ölçüde azalm t r. Bu durumdan yararlanan Huriler Mitanni devletini kurmu ve kurulan bu krall k I. uppiluliuma dönemine kadar M s rdan sonra dönemin ikinci büyük siyasal gücü olmu tur. Hitit mparatorluk Ça (.Ö. 1460 1190) II. Tuthaliya (.Ö. 1460 1440) mparatorlu un yak n do u daki ç karlar n güvence alt na alm olup. Hitit krallar aras nda en önemli 4 kral (I. Hattu ili, I. Mur ili, I. uppiluliuma ve II. Tuthaliya) aras nda yerini almaktad r. II. Tuthaliya Büyük Hitit Krall n n kurucusudur. Kendisi ile ba layan sülale, imparatorlu u çökü gününe kadar yakla k 250 sene ba ar ile yönetmi tir. I. Arnuvanda (.Ö. 1440 1420) II. Tuthaliyadan sonra I. Arnuvanda tahta ç km olup e i olan Asmunikal imparatorlu un en h rsl kraliçelerindendir. Tabletlerde ve mühür bask lar nda Arnuvanda n n yan nda e i olan Asmunikal inde ad yer almaktad r 97. Daha sonra imparatorlu un ba na III. Tuthaliya ve ondan sonrada Genç Tuthaliya geçmi tir. Genç Tuthaliyadan sonra ise mparatorluk yönetimi Hititlerin en ba ar l devlet adam ve en güçlü komutan olarak kabul edilen I. uppiluliuma ya geçmi tir. Bu döneme kadar olan geli meleri tekrar gözden geçirecek olursak; I. Hattu ili taraf ndan Bo azaköy/hattu a da kurulan Hitit krall n n s n rlar I. Mur ili zaman nda Anadolu d na kadar ta m, güneyde Halep al nm ve Babile kadar inilmi tir. Bundan 97 Akurgal 2002, 67 79. 25

sonraki dönemlerde ise ini li ç k l bir tablo çizmi lerdir 98. En parlak dönemlerini ise imdi bahsedece imiz appiluliuma döneminde ya am lard r. I. uppiluliuma (.Ö. 1380 1345) Hitit mparatorlu unun en güçlü ordu komutan, en ba ar l devlet adam d r. Kargam ve Halep i ele geçirmi ve buralar n yönetimini o ullar na b rakm t r. Ak lc bir siyaset uygulam olup Mitanni ve Amurru Krall klar n dostlukla Hattu a a ba lam t r 99. Kral n ilk y llar bir yandan kenti büyük tutkular oldu unu gösteren ölçekte büyütmek ve yeniden surlarla çevirmek, bir yandan da halk n anayurtlar nda eski durumlar na getirmekle geçmi tir 100. Döneminde Halep ve di er Suriye devletlerini fethetmi olup böylelikle Hititler bir kez daha F rat yolunun ba n tutmay ba arm lard r. Bu dönemde appiluliuma, Mur ili gibi rmak boyundan Babile inmek yerine, Babil Kral n n k z ile evlenerek bu amac na ula may tercih etmi ti. 101. Kendinden önceki dönemde sars lan ülke gücünü yeniden peki tiren appiluliuma, Mitanni Kral Tu rattay yenmi ve Hurri ülkesini ele geçirmi ti. Ancak Mitanni devletini yok etmemi ve Tu rattan n o lu Mattivazay gölge kral olarak tahta ç kararak bu ülkeyi Asurlulara kar korunma bölgesi olarak kullanm t r. uppiluliuma döneminde Hititler büyük bir güce sahip olmu lard. Öyle ki bu büyük krall k Babil ve M s r ile e güçteydi. appiluliuman n ünü öylesine büyüktü ki bu dönemde M s r kral olan Tutanchamon ölmü ve dul kalan e i Ankhesenpaam onun o ullar ndan birisi ile evlenmek istemi ti 102. uppiluliuma döneminde Hitilerle M s rl lar aras nda dostane ili kiler kurulmu olmakla birlikte bu dostane ili kiler M s r kraliçesinin Hitit veliahtlar ndan 98 Seher-Baykal 2002, 15. 99 Akurgal 2002, 79. 100 Lloyd 2000, 38. 101 Macqueen 2001, 50. 102 Akurgal 2002, 80 81. 26

biriyle evlenmek ve Hitit veliaht n M s r taht na oturtmak istemesi ve bunun sonucunda veliaht n öldürülmesi ile geli en olaylar dizisi bu dostluk durumunu ortadan kald rm t r 103. Tutankhamon un dul e i, uppiluliuma ya mektup yaz p (bkz. Levha: IV) o ullar ndan biriyle evlenmek istedi inde, dönemin en güçlü imparatorluklar ndan birisi olan M s r bile Hititlerin etki alan na girme noktas na gelmi ti; ancak kral n o lunun M s ra giderken yolda öldürülmesi bu ittifak n gerçekle ememesine neden olmu tur 104. uppiluliuma.ö. 1345 y l nda 105 -ki bu tarih baz kaynaklarda.ö. 1346 ve 1334 olarakta geçmekte- M s r seferinde yakalad esirlerin ta d veba hastal na tutularak ölmü tür 106. Döneminde çok büyük i ler ba arm ve ba ta bulundu u dönemin sonunda ça da olan krallar n hepsinden daha güçlü olmu tur 107. uppiluliuma n n vefat ndan sonra yerine en büyük o lu ve mü terek kral olan I. Arnuvanda (.Ö. 1346 1345) geçmi ancak, o da birkaç ay sonra ayn hastal a yakalanarak vefat etmi tir. II. Mur ili (.Ö. 1345 1315) mparatorlu un en ba ar l krallar ndan birisidir. Döneminde Kargam a karde ini o ölünce de yerine onun o lunu, Halep e de ye enini kral yaparak Yak ndo u daki Hitit egemenli inin gücünü devam ettirmi tir. Ayr ca Mitanni ve Amurru gibi tampon devletlerle yap lan anla malarla Hititlerin M s ra kar güçlü durumunu peki tirmi tir. Siyasal alanda ba ar l olan II. Mur ili mutsuz bir adamd. Çok sevdi i babas ve ard ndan da a abeyi Arnuvanday veba salg n yüzünden kaybetmi ti ve veba kendi döneminde de birçok insan n ölümüne sebep olmaktayd. Sarayda ise tavananna olarak egemen olan üvey annesi ya am kendisine zehir ediyordu. Ve ilk e i de Tavananna n n 103 Memi -Köstüklü 1992, 25. 104 Macqueen 2001, 50. 105 Lloyd 2000, 40. 106 Karau uz 2005, 30. 107 Lloyd 2000, 40. 27

yapt büyüden daha do rusu eziyetinden ölmü tü. Kendisininde im ek çakmas yüzünden dili tutuktu. Ve bu durum onu geceleri bile rahats z etmekteydi 108. II. Mur iliden sonra ise onun yerine o lu Muwattalli geçmi tir. Muwattalli (.Ö. 1315 1282) Hitit imparatorlu unun en büyük ve ba ar l krallar ndan birisidir. nsanl k tarihinin iki büyük devlet aras ndaki en eski sava olan Kade Meydan Muharebesi, onun örnek çal malar sayesinde Hititler için olumlu sonuç vermi tir 109. Kuzey Suriye sorunu, II. Muwattalli döneminde iyice k z m t r. Bunun üzerine bu kral yakla an Hitit-M s r sava s ras nda tanr heykelleri ile birlikte ba kenti Tarhuntašša ya ta m t r 110. Muwattalli, babas Mur ilinin ikinci kar s ndan ikinci o lu olup 111, neredeyse kral olur olmaz, M s r yönünden gelen güçlü bir tehditle yüz yüze gelmi tir. Ondokuzuncu hanedan n ilk firavunlar n n, Do u Akdeniz de Akhenetan zaman nda terkedilmi olan devletlere yeniden söz geçirmekte kararl görünmeleri, Hititlerle kar kar ya gelmeyi kaç n lmaz k lm t r. Ve bu kar la ma.ö. yakla k olarak 1286 tarihinde II. Ramses in ba a geçmesinden be y l sonra gerçekle mi olup, iki ordu Asi nehri k y s nda Kade te kar kar ya gelmi tir 112. M s r ordusu, Amun, Pre c, Ptah ve sutekh tümenlerinden olu an bir birlikle M s rdan kuzeye do ru harekete geçmi ve Kade ehrinin kuzeydo usunda bir yere gelmi tir. II. Mutavalli ise beraberinde getirmi oldu u di er uluslardan olu an ordusuyla birlikte Kade in kuzeydo usu ya da do usunda bir yere saklanm t r. II. Ramses ayr ayr yönlerde ilerleyen kendi tümenlerinin kendisine yeti mesini beklerken, iki Hitit casusu ele geçirilmi ve bu casuslardan Hitit ordusunun çok yak nda oldu u bilgisi al nm t r. Bunun üzerine II. Ramses gerideki ordusunun acilen kendisine yeti mesi için haberci yollam t r. Sava s ras nda Hitit sava arabalar nda üç, 108 Akurgal 2002, 83 85. 109 Akurgal 2002, 88. 110 Karau uz 2002, 240. 111 Akurgal 2002, 88. 112 Lloyd 2000, 41 42. 28

M s rl larda ise iki asker olmas n n avantaj n kullanan Hititler, M s r ordusunu bozguna u ratm lar ancak zafer sarho lu una kap ld klar için sava n seyri de i mi ve güneyden gelen M s r ordusuna bu kez ma lup olmu lard r 113. Sava her iki taraf içinde bir felaket olmu tur. Her ne kadar M s r tap naklar ndaki yaz larda ve resimlerde firavun ordusunun zaferinden bahsedilmekteyse de bu sava tan Muwattalli kazançl ç km t r. Çünkü sava tan sonra Ramses geri çekilmi, Hititler ise am a de in dayanm ve bu bölgeyi talan etmi lerdir. M s rl lar n kom usu olan Amurru Devleti yeniden Hititlerin peyki haline girmi ve Amurru Kral Bente ina tutsak olarak Hatti ülkesine götürülmü tür. Bu büyük sava n bar antla mas daha sonra II. Ramses in yirmi birinci krall k y l nda.ö. 1269 y l nda yap lm t r. III. Hattu ili (.Ö. 1275 1250) A abeyi Mutavalli döneminde Ka galar imparatorlu a ba l k lma ba ar s göstermi olup II. Ramsesle geciken Kade sava n n bar antla mas n yaparak tarihin ilk bar antla mas n gerçekle tirmi tir 114. II. Ramses in gönderdi i, M s r-hitit antla mas n n Bo azköy de Bulunan Akadca Metninin Türkçeye Çevirisi için (bkz. Levha: V ) III. Hattu ili, ye eni III. Mur iliyi taht ndan indirerek yasa d bir yolla Hitit Devletinin ba na geçmi tir. Muwattalli döneminde önceleri genel vali rütbesiyle daha sonra ise Hakpis Kral rütbesiyle Ka ga ülkesini bir tehlike olmaktan ç kartm t r. Kade sava nda Ka galar n Hititlerin yan nda bu sava a kat lmas n sa lam t r. Bütün ya am boyunca dini politikaya alet etmi ve ba ar lar n büyük ölçüde din çevrelerinin yard m ile sa lam t r. Bu tutumunun nedeni beklide küçükken hastalanm ve ba ka i e yaramaz dü üncesiyle rahip olarak yeti tirilmesinden ileri gelmektedir. 113 Karau uz 2002, 240 241. 114 Akurgal 2002, 92 96. 29