ZONGULDAK İL MERKEZİNDE İNTİHAR DAVRANIŞININ YAYGINLIĞI, SOSYODEMOGRAFİK, KLİNİK VE AİLESEL RİSK ETKENLERİ



Benzer belgeler
ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG.

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Dr. Aytuğ Balcıoğlu Çankaya Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürü

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

Acil servislerde sağlık çalışanlarına şiddet. Dr. Mustafa ilker EDEBALİ Antalya eğitim ve araştırma hastanesi psikiyatri kliniği

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

8 İSTİHDAM TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ 2014

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

Zorbalık Türleri Nelerdir?

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

Araştırma Notu 18/229

Dr. Oğuzhan Zahmacıoğlu Yeditepe Üni. Tıp Fak. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı


ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

14. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ, 4-7 EKİM 2011 P220 CEZAEVİNDE BULUNAN MAHKÛMLARIN İLKYARDIM BİLGİ DÜZEYLERİ

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ Bipolar II Bozukluk

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Ekonomik Rapor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / 85

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

TR63 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ DEMOGRAFİK GÖSTERGELER

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

Ruhsal Bozukluklar ile İlgili Sık Görülen Yanlış İnançlar ve Gerçekler. Osman SEZGİN

Araştırma Notu 17/212

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala

Uz Dr İbrahim Hakan BUCAK Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri. Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız

GENEL SOSYOEKONOMİK GÖRÜNÜM

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı

Üniversite Öğrencilerinin İş Bulma ve Kariyer Beklentilerinin İş ve Meslek Danışmanlığı Hizmetlerinden Etkilenmesi: Yalova Üniversitesi Örneği

A.Evren Tufan, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi

Dünya Nüfus Günü, 2013

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

GÖÇMEN/MÜLTECİLERLE ÇALIŞMAK

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Araştırma Notu 16/191

Araştırma Notu 14/163

RUHSAL BOZUKLUKLARDA DAYANIKLILIK VE YATKINLIK DUYGU DIŞAVURUMU

DEHB Erişkinliğe Yansımalar ve Eş Tanı

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Araştırma Notu 13/159

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

Adli Psikolojiye Bakış ve Trafik Psikolojisi

Türkiye de Bağımlılık Epidemiyolojisi. Dr. Zehra Arıkan

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

Silah Ruhsatı Başvurularında Narsisistik Özellikler ve Mizaç Özellikleri

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI

Ayşe Devrim Başterzi. Son iki senedir ilaç endüstrisi ve STO ile araştırmacı, danışman ya da konuşmacı olarak herhangi bir çıkar çatışmam yoktur.

Transkript:

T.C. Bülent Ecevit Üniversitesi Yayınları No: 2 ZONGULDAK İL MERKEZİNDE İNTİHAR DAVRANIŞININ YAYGINLIĞI, SOSYODEMOGRAFİK, KLİNİK VE AİLESEL RİSK ETKENLERİ YAZARLAR Nuray ATASOY Özge SARAÇLI Hasan SANKIR Zonguldak 2014 www.beun.edu.tr www.beun.edu.tr

T.C. Bülent Ecevit Üniversitesi Yayınları No: 2 Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Bülent Ecevit Üniversitesi ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Kitabın Tümü ya da bölümü/bölümleri Bülent Ecevit Üniversitesi nin yazılı izni olmadan Elektronik, optik, mekanik ya da diğer yollarla basılamaz, çoğaltılamaz ve dağıtılamaz. Copyright 2014 by Bülent Ecevit University. All rights reserved. No part of this book may be printed, Reproduced or distributed by any electronical, optical, mechanical or other means without the written permission of Bülent Ecevit University. Tasarım-Dizgi: Ziraat Gurup Matbaacılık ISBN: 978-975-7137-34-4 1. Baskı Ziraat Gurup Matbaacılık A.Ş.

İçindekiler İÇİNDEKİLER Rektörün Mesajı... IX Önsöz... XI Teşekkür...XIII GİRİŞ ve AMAÇ... 1 İntihar Epidemiyolojisi... 2 Türkiye de İntihar Epidemiyolojisi... 3 Zonguldak ta İntihar Epidemiyolojisi... 5 İntiharı Etkileyen Sosyodemografik Risk Etkenleri... 7 Cinsiyet ve yaş... 7 Medeni Durum... 8 Eğitim... 8 Kültür ve Din... 9 İş ve Ekonomik Durum... 10 İntiharı Etkileyen Psikiyatrik Risk Etkenleri... 11 Depresyon... 11 Bipolar Bozukluk... 12 Şizofreni ve diğer psikotik hastalıklar... 12 Alkol ve Madde Bağımlılığı... 13 Anksiyete ve Diğer Psikiyatrik Bozukluklar... 13 Kişilik ve Diğer Özellikler... 14 İntiharı etkileyen bedensel sağlıkla ilgili risk etkenleri... 15 Daha Önceki İntihar Girişimleri... 15 İntiharı Etkileyen Aile Ve Sosyal Çevreyle İlişkili Risk Etkenleri... 16 İntiharı etkileyen çevresel risk etkenleri... 18 Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri III

İçindekiler ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ... 18 İstatistiksel Değerlendirme... 19 Veri Toplama Araçları... 19 Sosyodemografik Bilgi Formu... 19 İntihar Davranışı Ölçeği... 19 İntihar Niyeti Ölçeği... 20 Beck Depresyon Envanteri... 20 Beck Anksiyete Ölçeği... 21 PRIME-MD duygudurum modülü... 21 BULGULAR... 21 Yaşam boyu ve son 1 yılda intihar düşüncesi... 26 İntihar girişimi... 51 Depresyon... 68 İntihar Davranışı Ölçeği Verileri... 75 İntihar Niyeti Ölçeği... 75 Ölçek puanları ile ilgili bulgular... 76 TARTIŞMA... 81 İNTİHARI ÖNLEMEYE YÖNELİK ÇALIŞMA ÖNERİLERİ... 83 KAYNAKLAR... 87 EKLER... 98 Ek 1: Sosyo-demografik Veri Formu... 98 Ek 2: Kullanılan ölçekler: İntihar davranışı ölçeği, İntihar Niyeti Ölçeği,... 101 Beck Depresyon ve Beck Anksiyete Ölçeği... 105 Ek 3: Bilgilendirilmiş Olur Formu... 107 Ek 4: Etik Kurul Onayı... 109 IV Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri

Tablo Listesi TABLO LİSTESİ Tablo 1. Batı Karadeniz Kaba İntihar Hızı 2007-2012... 5 Tablo 2. 2007-2012 yılları arasında Batı Karadeniz bölgesi intihar sayıları... 6 Tablo 3. 2012 intiharla ölümlerin yaşlara göre dağılımı... 6 Tablo 4. Çalışma grubunun sosyodemografik özellikleri... 22 Tablo 5. Çalışma grubunun gelir ve çalışma durumu ile ilişkili özellikleri... 25 Tablo 6. Hayat boyu intihar düşüncesi varlığının sosyodemografik özelliklerle ilişkisi... 27 Tablo 7. Hayat boyu intihar düşüncesi varlığının bireyin sosyoekonomik düzeyi ve Zonguldak ta yaşamakla ilgili algısıyla ilişkisi... 30 Tablo 8. Hayat boyu intihar düşüncesi varlığının sigara ve alkol kullanımı ile ilişkisi... 32 Tablo 9. Hayat boyu intihar düşüncesi varlığının aile ilişkileri ve aile içi şiddetle ilişkisi... 35 Tablo 10. Son 1 yılda intihar düşüncesi varlığının sosyodemografik özelliklerle ilişkisi... 39 Tablo 11. Son 1 yılda intihar düşüncesi varlığının bireyin sosyoekonomik düzeyi ve Zonguldak ta yaşamakla ilgili algısıyla ilişkisi... 43 Tablo 12. Son 1 yılda intihar düşüncesi varlığının sigara ve alkol kullanımı ile ilişkisi... 44 Tablo 13. Son 1 yılda intihar düşüncesi varlığının aile ilişkileri ve aile içi şiddetle ilişkisi... 47 Tablo 14. Hayat boyu intihar girişimi varlığının sosyo-demografik özelliklerle ilişkisi... 54 Tablo 15. Hayat boyu intihar girişimi varlığının bireyin sosyoekonomik düzeyi ve Zonguldak ta yaşamakla ilgili algısıyla ilişkisi... 55 Tablo 16. Hayat boyu intihar girişimi varlığının sigara ve alkol kullanımı ile ilişkisi... 56 Tablo 17. Hayat boyu intihar girişimi varlığının bireysel risk faktörleri ile ilişkisi... 59 Tablo 18. Hayat boyu intihar girişimi varlığının ailesel risk faktörleri ile ilişkisi... 62 Tablo 19. Hayat boyu intihar girişimi varlığının aile içi şiddet ile ilişkisi... 64 Tablo 20. PRİME MD ye göre depresyon varlığının sosyodemografik özelliklerle ilişkisi... 68 Tablo 21. Depresyon varlığının sigara ve alkol kullanımı ile ilişkisi... 70 Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri V

Tablo Listesi Tablo 22. Depresyon varlığının aile ilişkileri ve aile içi şiddetle ilişkisi... 71 Tablo 23. Katılımcıların cinsiyetine göre intihar davranışlarının yaygınlık oranları... 76 Tablo 24. Ölçek puanları ile bireysel risk faktörleri arasındaki ilişki... 77 Tablo 25. Ölçek puanları ile ailesel risk faktörleri arasındaki ilişki... 79 VI Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri

Kısaltmalar KISALTMALAR İD İDÖ İNÖ BDÖ BAÖ PRIME-MD İntihar düşüncesi İntihar Davranışı Ölçeği İntihar Niyeti Ölçeği Beck Depresyon Ölçeği Beck Anksiyete Ölçeği Mental Hastalıkların Birinci Basamakta Değerlendirilmesi Sistemi Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri VII

Rektörün Mesajı REKTÖRÜN MESAJI Bülent Ecevit Üniversitesi, başarıyla sürdürdüğü eğitim, araştırma, sosyal sorumluluk ve topluma hizmet uygulamaları alanlarında kapasitesini her geçen gün artıran bölgesinin güçlü bir yükseköğretim kurumudur. Köklü bir geçmişin üzerinde yükselen aktif, dinamik ve çevresine duyarlı bir yükseköğretim kurumu olan üniversitemiz, yaşadığı çevrenin ve bölgesinin sorunlarına da el atmakta ve sorunların tespiti ve çözüm yollarıyla ilgili akademik çalışmalara öncelik vermektedir. Bu bağlamda, hem Zonguldak ın tarihi, kültürü ve sosyal yapısı ile ilgili çalışmalar yaparken hem de karşılaştığı sorunlara yönelik çözüm önerileri getirebilecek araştırmalar yapmakta ve kamuoyu ile paylaşmaktadır. Yakın zamanda akademisyenlerimiz tarafından gerçekleştirilen ve üniversitemiz tarafından desteklenen; Osmanlı dan Cumhuriyet e Belgelerle Zonguldak, Bülent Ecevit Üniversitesinin Zonguldak a Etkileri ve Şehrin Üniversite Algısı ve Zonguldak İlinde Göçün Sosyo-Ekonomik Nedenleri ve Alınabilecek Tedbirler başlıklı üç önemli çalışmayı kamuoyu ile paylaştık. Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik ve Ailesel Risk Etkenleri başlıklı bu çalışma da bu yaklaşımın sonucu olarak üniversitemiz öğretim üyeleri tarafından gerçekleştirilen disiplinlerarası bir araştırmanın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Çalışmayı gerçekleştiren öğretim üyelerimize, araştırma ekibine teşekkür ediyor, araştırma sonunda elde edilen bulguların alandaki sorunların çözümüne katkıda bulunmasını temenni ediyorum. Prof. Dr. Mahmut Özer Rektör Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri IX

Önsöz ÖNSÖZ Dünyada birçok ülkede tüm yaş gruplarında intihar, ölüm nedenleri arasında ilk 10 sırada yer almaktadır. Bu nedenle intihar en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Zonguldak da 2012 yılında 30 kişi intihar nedeniyle ölmüştür. Bu da intiharı toplum genelinde araştırmayı gerekli hale getirmektedir. Bülent Ecevit Ünivertesi psikiyatri, halk sağlığı ve sosyoloji bölümleri ortaklığıyla, Zonguldak şehrinin önemli sorunlarından olan intihar olgusuna yaklaşımında, Zonguldak il merkezinde intihar davranışının yaygınlığı, sosyodemografik, klinik ve ailesel risk etkenleri konulu proje çalışmasıyla elde edilecek bilgilerden ilerde intiharı azaltmaya yönelik önlem çalışmaları yapmayı hedeflemektedir. Bu çalışma psikiyatri, halk sağlığı ve sosyoloji- öğretim üyesi, asistanı ve öğrencileriyle, Zonguldak il merkezinde her mahalleden seçilmiş evleri dolaşarak ve bireylerle yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılmıştır. Bu çalışmadan çıkan bulgular gelecekte intiharı önlemeye yönelik yeni çalışmalara bir temel oluşturacaktır. Çalışmamızın sonuçları Zonguldak ta intihar önleme açısından, özellikle toplumun düşük gelirli grubunda depresyon hastalığını tarama ve tedavi etme, aile içi şiddeti önleme konularında tüm kurumların işbirliğini gerektiren bir seferberlik ihtiyacına işaret etmektedir. Atılacak her adım bu şehrin daha sağlıklı ve mutlu bir yer olmasını gelecek nesillerin daha iyi koşullarda yaşamasını sağlayacağı için önemlidir. Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri XI

Teşekkür TEŞEKKÜR Bu çalışma Bület Ecevit Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi olarak yürütülmüştür. Çalışmanın başlatılmasında motive edici bir güç olan REKTÖRÜMÜZ Sayın Prof Dr Mahmut Özer e öncelikli olarak teşekkür etmek isteriz. Projenin ihtiyaçlarının karşılanmasında her aşamada bizlere yardım ve danışmanlık veren rektör yardımcımız Sayın Prof. Dr. Orhan Uzun un desteği olmasaydı bu çalışma bu kadar kısa zamanda başarılı olamazdı; destekleri için hocamıza minnettarız. Araştırmanın proje başvurusu aşamasında belgelerin ve araştırma fotokopilerinin hazırlanmasında yardımcı olan proje ofisi çalışanı Cemalettin Topsakal a da ayrıca teşekkür ederiz. Zonguldak il merkezinde intihar davranışının yaygınlığı, sosyodemografik, klinik ve ailesel risk etkenleri çalışması çok kişinin emeği sayesinde tamamlanmıştır. Günlük ayaktan tedavi, lisans öncesi ve sonrası eğitim faaliyetleri, nöbet hizmetlerine ek olarak araştırma için mahalle mahalle görüşmeleri bizzat yapan Psikiyatri Öğretim Üyesi hocalarımız Doç. Dr. Levent Atik, Yrd. Doç. Dr. Ömer Şenormancı, örneklem seçimi ve istatistiklerin yapılmasında emeği geçen Halk Sağlığı A.D. Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bilgehan Açıkgöz hocalarımıza; psikiyatri araştırma görevlileri Veysel Doğan, Hasret Ozan Keser, Melek Cengiz, Elif Erdoğan, Aysun Akar ve İsmet Kaygısız a ve öğrencilerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Proje raporunun yazılmasında bilimsel desteğini bizden esirgemeyen Prof Dr Sibel Örsel e de teşekkür ederiz. Tabi ki esas olarak bilgilerini kullanmamıza izin veren, bizlere kapılarını ve yüreklerini açan Zonguldak halkına, bizleri evlerinde misafir ettikleri ve değerli zamanlarını bize ayırdıkları; ayrıca yaptığımız çalışmanın önemini kavrayarak bizden takdir ve güzel sözlerini esirgemedikleri için ayrıca teşekkür ederiz. Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri XIII

ZONGULDAK İL MERKEZİNDE İNTİHAR DAVRANIŞININ YAYGINLIĞI, SOSYODEMOGRAFİK, KLİNİK VE AİLESEL RİSK ETKENLERİ GİRİŞ VE AMAÇ İntiharın özet bir tanımını yapmak güçtür. İntihar konusunda çalışan ve intiharın bilimsel tanımlamasının öncülerinden olan Fransız sosyolog Emile Durkheim dır. Durkheim 1897 tarihli İntihar isimli eserinde intihar ve intihar girişimini şöyle tanımlamaktadır: Ölen kişi tarafından ölümle sonuçlanacağı bilinerek yapılan olumlu ya da olumsuz bir edimin doğrudan ya da dolaylı sonucu olan her ölüm olayına intihar denir. İntihar girişimi ise, bu biçimde tanımlanan ama ölüm sonucu doğurmadan durdurulan edime denir. (Durkheim 2002) Dünya Sağlık Örgütü, intihar davranışını kişinin amacının bilincinde ve değişik derecelerde ölümcül maksatlı olarak kendisine zarar vermesi olarak tanımlamıştır. Bu kavram kişinin yaşamına son verme amacını içeren girişim, düşünce, eğilim veya plan yapmayı içermektedir (Sayıl 2000). İntihar davranışları; tamamlanmış intihar (completed suicide), intihar girişimi (attempted suicide) ve intihar düşüncesinden (suicide ideation) oluşmaktadır. Tamamlanmış intihar olarak tanımlanan kategori, kişinin kendi isteğiyle yaşamını tehdit edici bir davranışta bulunmasını ve bu davranışının ölümle sonuçlanmış olmasını içermektedir. İkinci kategoriyi oluşturan intihar girişimi, kişinin yaşamını tehlikeye atacak bir davranışta bulunması veya bu amacı taşıyor izlenimini yaratacak şekilde davranması olarak açıklanmaktadır. Burada, intihar girişimleri ölümle sonuçlanmamaktadır. Bu kategori kapsamında, tamamlanmamış intihar (incomplete suicide), başarısız intihar (unsuccesful suicide), intihar ifadesi (suicide gesture) ve çelişkili intihar (ambivalent attempts) gibi intihara yönelik ölümcül nitelikte olmayan davranışlar bulunmaktadır (Pokorny 1974). İntihar düşüncesi kavramı olarak tanımlanan üçüncü kategori ise, kişinin, kendini öldürmeye yönelik açık bir davranışı bulunmaksızın, intihar riskini çağrıştıracak gözlenebilir davranış ve düşünceler içerisinde olmasını ifade etmektedir (Beck ve ark. 1974). Başka bir deyişle, intihar düşüncesi, intihar etmek için plan yapılması ve intiharın kişi tarafından istenmesine rağmen, bu amaca yönelik gözlenebilen bir davranışın olmaması olarak da tanımlanmaktadır (Beck ve ark. 1979). Birçok ülkede tüm yaş gruplarında intihar, ölüm nedenleri arasında ilk 10 sırada yer almaktadır. Bu nedenle intihar en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. Türkiye de kaba intihar hızları 10 yıl içerisinde erkeklerde % 60, kadınlarda % 41 artmıştır (Eskin 2003, p. 3-28).Koruyucu ruh sağlığı kapsamında ele alınması gereken intiharın çok çeşitleri nedenleri vardır. İntiharın her zaman (Dorpat ve ark 1960) veya hemen hemen her zaman (Bertolote ve ark. 2004) bir Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri 1

ruhsal bozukluğun sonucu olduğu bildirilmiştir. İntiharın ruhsal hastalığı olanlarda olmayanlara göre daha sık olduğunu kabul ederken, bireyin kendini açmazda bulmasının sonucu da olabileceğine inanıyoruz. Böyle bir açmaz, tedavi edilmemiş veya tedaviye cevap vermeyen sancılı bir ruhsal bozukluk ya da sancılı bir sosyal veya çevresel tetikleyici olabilir (Pridmore ve ark. 2009). Psikiyatrik bozukluklar arasında başta majör depresyon olmak üzere kişilik bozuklukları, şizofreni, duygudurum bozuklukları gibi çeşitli hastalıklarda intihar riski yüksek bulunmuştur (Saddock ve Saddock 2005, Ateşçi ve ark. 2002). Psikiyatrik bozukluğu olanlarda intihar riskinin psikiyatrik bozukluğu olmayanlara göre daha yüksek olduğu bilinmektedir (Saddock ve Saddock 2005, Roy 2000). Epidemiyolojik çalışmalar intihar girişimi ile ilişkili çeşitli demografik risk etkenleri tanımlamaktadır. Risk etkenlerine yönelik çalışmalar intiharın nasıl önlenebileceğine yönelik çalışmaların planlanabilmesi için önemlidir. Biz bu çalışmada Zonguldak il merkezinde intihar düşüncesi ve girişiminin yaşam boyu yaygınlığı ile birlikte ilişkili risk etmenlerinin saptanmasını amaçladık. Zonguldak ta bu konuda yapılmış yeterli bir araştırmanın olmadığı gözlenmiş olup, epidemiyolojik alanda önemli bir eksiği gidereceği düşünülmüştür. İNTİHAR EPİDEMİYOLOJİSİ İntihar dünyada genç ölümlerine neden olan sık görülen ve önlenmesi gereken en önemli sorunlardan birisidir. Gelişmiş ülkelerde ölüm olgularının önde gelen on nedeninden biri intihardır. Ölüm nedenleri arasında kalp hastalıkları, kanser, serebrovasküler hastalıklar, kazalar, pnömoni, diabet ve sirozdan sonra sekizinci sırada yer almaktadır. Özellikle genç yaşlardaki ölümlerin en sık nedenlerindendir. Tüm ölümlerin yaklaşık 0,9 unun intihar sonucu olduğu, dünyada yaklaşık her gün 1000 kişinin intihar ettiği tahmin edilmektedir (Roy ve ark. 2000).Dünya Sağlık Örgütünün verileri göz önünde bulundurulduğunda, her yıl 800.000 den fazla insan intihar yolu ile yaşamını yitirmektedir (Comtois ve ark. 2006). Tüm dünyada 15-44 yas arasındaki başlıca ölüm nedenlerine cinsiyet farklılıkları bağlamında bakıldığında ise; ölüm nedenleri arasında intihar, kadınlarda %7,1 lik oranla ikinci; erkeklerde ise %6,6 lık bir oranla dördüncü sıradadır (Jamison ve ark. 2004). Sadece ülkemizde değil bütün dünyada intihar olguları giderek artmakta bu da intiharı öncelikli sağlık sorunu haline getirmektedir. Bu artış ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile ters orantılı bir tablo çizmektedir (Atay ve ark. 2003). Dünya Sağlık Örgütü ne ( D.S.Ö.) göre tüm dünyada 40 saniyede bir intihara bağlı ölüm gerçekleşmektedir ve tüm dünya genelinde son 50 yıl boyunca intihar hızı %60 oranında artmıştır (Mohanty ve ark. 2007). Genel toplumda intihar sıklığı yıllık 100.000 de 10 20 kadardır (Demirel ve ark. 2003, Sayıl 2002a). Değişik ülkelerde bu oran 100.000 de 10 40 arasında değişmektedir (Demirel ve ark. 2003, Kaplan ve Sadock 2004). İntihar girişimi oranı ise, bunun 15 katı kadardır (Demirel ve ark. 2003). Bu oran ABD de yıllık 100.000 de 12,5 tir. Baltık ülkelerinde 100.000 de 35 in üzerine çıkabilmekte, İrlanda 2 Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri

ve Mısır gibi ülkelerde ise 100.000 de 10 un altına düşebilmektedir (Demirel ve ark. 2003). İntihar girişim oranları ülkelerin çoğunda daha tutarlı bir benzerlik göstermekte olup yaşam boyu intihar girişimi yaygınlık oranları %0.72-5.93 arasında değişmektedir (Weissmann 1999). TÜRKİYE DE İNTİHAR EPİDEMİYOLOJİSİ Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2012 verilerine göre kaba intihar hızı yüz binde 4,29 dur. Ölümle sonuçlanan intihar sayısı, 2012 yılında 3225 tir. İntihar edenlerin %72 sini erkekler, %28 ini kadınlar oluşturmaktadır (TÜİK 2012). Kaba intihar hızı illere göre incelendiğinde, 2012 yılında kaba intihar hızının en yüksek olduğu il yüz binde 8,5 ile Uşak tır. Uşak ilini yüz binde 8,06 ile Kastamonu, yüz binde 7,38 ile Iğdır ve yüz binde 7,28 ile Aydın izlemektedir. Kaba intihar hızının en düşük olduğu il ise yüz binde 1,6 ile Bartın dır. Bartın ilini yüz binde 1,7 ile Batman, yüz binde 2,22 ile Van ve yüz binde 2,24 ile Gümüşhane izlemektedir. 2012 yılında intihar eden kişilerin %53,1 inin intihar nedeni bilinmemektedir. İntihar eden kişilerin %17,3 ü hastalık, %7,8 i aile geçimsizliği, %7,6 sı geçim zorluğu, %4 ü hissi ilişki ve istediği ile evlenememe, %2,1 i ticari başarısızlık ve %0,6 sı ise öğrenim başarısızlığı nedeniyle intihar etmiştir (TÜİK 2012). İntihar nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, her iki cinsiyette de hastalık (erkek %15,9, kadın %20,9) birinci sırada yer alırken; erkeklerde %10 ile geçim zorluğu, kadınlarda %9,1 ile aile geçimsizliği ikinci sırada yer almaktadır (TÜİK 2012). 2012 yılında intihar edenlerin %50,7 si kendini asarak intihar etmiştir. İntihar şekilleri arasında %24,9 ile ateşli silah kullanmak ikinci sırada, %10,3 ile yüksekten atlamak üçüncü sırada, %5,1 ile kimyevi madde kullanmak dördüncü sırada gelmektedir. İntihar şekilleri cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerin %51,5 i kendini asarak, %28,8 i ateşli silah kullanarak, %7,5 i yüksekten atlayarak intihar ederken, kadınların %48,6 sının kendini asarak, %17,3 ünün yüksekten atlayarak, %15,1 inin ise ateşli silah kullanarak intihar ettiği görülmektedir (TÜİK 2012). Yaşa özel intihar hızları incelendiğinde, yüz binde 8,54 ile en fazla intihar olayı 75+ yaş grubunda görülürken en az intihar olayı yüz binde 4,73 ile 35-39 yaş grubunda görülmektedir (TÜİK 2012). İntiharlar yaş grubu ve cinsiyete göre incelendiğinde, yaş grupları arasındaki cinsiyet farklılığının belirgin olduğu görülmektedir. Tüm yaş gruplarında erkek intiharlarının kadın intiharlarından daha fazla olduğu görülmektedir. Cinsiyetler arasındaki farklılığın en yüksek olduğu yaş grubu 55-59, en az olduğu yaş grubu ise 15-19 dur. Kaba intihar hızının en yüksek olduğu yaş grubu erkeklerde yüz binde 15,22 ile 75+ yaş grubu iken kadınlarda yüz binde 5,58 ile 15-19 yaş grubudur (TÜİK 2012). 2012 yılında intihar eden kişilerin eğitim düzeyleri sırasıyla %31,7 si ilkokul mezunu, %20,6 ilköğretim, %16,4 lise ve dengi okul ve %7,7 ile yükseköğretim mezunlarıdır (TÜİK 2012). İntihar edenlerin eğitim durumu ve cinsiyete göre dağılımı incelendiğinde, ilkokul, Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri 3

orta ve dengi okul, lise ve dengi okul ile yükseköğretim mezunlarında erkeklerin oranının kadınlardan daha yüksek olduğu, okuma ve yazma bilmeyen, bir okul bitirmeyen ve ilköğretim mezunlarında ise kadınların oranının erkeklerden daha yüksek olduğu görülmektedir. 2012 yılında intihar edenlerin %50 si evli, %36,7 si hiç evlenmemiş, %5,9 u ise boşanmış kişilerdir. İntihar edenlerin medeni durumu ve cinsiyete göre dağılımı incelendiğinde, erkeklerde en fazla evli olanların intihar ettiği görülürken, kadınlarda evli olanların yanında hiç evlenmemiş kadın intiharlarının da yüksek olduğu görülmektedir (TÜİK 2012). WHO-EURO intihar davranışı çok merkezli çalışmasının Türkiye nin Ankara ilinde 1998-2001 yıllarında yürütülen bölümünde; intihar girişiminin yıllık hızı, ilk yıl 57.9/100.000 ve dördüncü yılda 112.1/100.000 olarak bildirilmiş ve çalışmaya katılan diğer Avrupa araştırma merkezlerinin sonuçlarıyla kıyaslandığında, Türkiye de intihar girişimi oranlarının oldukça düşük olduğu, ancak artış hızının çarpıcı olduğu tespitinde bulunulmuştur (Devrimci Özgüven ve Sayıl 2003). 1974 yılında kaba intihar hızı 100.000 de 1.58; 2012 yılında 100.000 de 4.29 a ulaşmıştır (TÜİK 2012). Yani kaba intihar hızı 38 yıl içinde nerdeyse üç kat artmıştır. 4 Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri

ZONGULDAK TA İNTİHAR EPİDEMİYOLOJİSİ Zonguldak 1829 yılında kömürün bulunması ve 1849 yılında ilk maden ocaklarının açılması ile kurulmuş en genç şehirlerimizden birisidir. Maden ocaklarında çalışmak üzere Türkiye nin dört bir yanından insan göçü olmuştur. Bu da Zonguldak ı göçle kurulmuş bir şehir yapmaktadır. Son yıllarda kömüre dayalı ekonominin değişmesi ile birlikte Zonguldak, Türkiye de göç veren şehirler arasında 16. sırada yer almaktadır. Diğer verilere bakıldığında bin kişi başına otomobil sayısında 26., kişi başına gayrisafi katma değerde 10. sırada, işsizlik oranında 65., işgücüne katılma açısından sekizinci sıradadır (TÜİK 2010). Zonguldak intihar istatistikleri verilirken Batı Karadeniz Bölgesi içinde yer almaktadır. 2007-2012 yılları arasındaki kaba intihar hızları Tablo 1 de gösterilmiştir (TÜİK 2012). Verilere bakıldığında 2008 yılı dışında kaba intihar hızının bölge ortalamasına göre yüksek olduğu göze çarpmaktadır. Tablo 1. Batı Karadeniz Kaba İntihar Hızı 2007-2012 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Bölge Ortalaması 4,79 4,20 4,47 3,99 3,38 4,26 (Zonguldak, Karabük, Bartın) 5,31 3,43 5,57 5,25 3,60 4,61 Zonguldak 5,53 2,43 5,97 6,79 3,57 4,92 Karabük 3,18 3,22 4,60 1,80 3,13 6,29 Bartın 7,18 7,07 5,35 4,26 4,27 1,60 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) 5,05 5,71 4,85 3,10 3,24 5,65 Kastamonu 5,82 6,10 5,55 3,61 4,44 8,06 Çankırı 3,47 3,43 2,77 3,85 1,12 2,77 Sinop 5,05 7,01 5,47 1,49 2,96 3,96 (Samsun, Tokat, Çorum,Amasya) 4,53 4,07 3,96 3,77 3,33 3,75 Samsun 5,86 3,73 3,86 3,68 2,40 2,72 Tokat 4,33 4,84 4,03 3,23 4,24 4,09 Çorum 3,25 3,10 4,97 4,10 4,49 6,39 Amasya 2,11 5,51 2,47 4,56 3,34 2,79 Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri 5

Tablo 2 ye bakıldığında yıllara göre intiharla ölüm olgu sayıları Samsun, Çorum, Kastamonu ve Tokat la benzerken diğer Batı Karadeniz illerine göre yüksek görünmektedir. 2012 yılında intiharla ölüm sayısı 30 dur. İntihar nedeni olarak bakıldığında hastalık, aile geçimsizliği ve geçim zorluğu gibi nedenler intihar etkeni olarak görülmektedir. 2012 yılında Zonguldak ta görülen intihar olgularının yaşlarına bakıldığında en fazla sayı 40-44 yaş aralığında görülmektedir (TÜİK 2012). Tablo 2. 2007-2012 yılları arasında Batı Karadeniz bölgesi intihar sayıları 2007 2008 2009 2010 2011 2012 (Zonguldak, Karabük, Bartın) 54 35 57 54 37 47 Zonguldak 34 15 37 42 22 30 Karabük 7 7 10 4 7 14 Bartın 13 13 10 8 8 3 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) 37 42 36 23 24 42 Kastamonu 21 22 20 13 16 29 Çankırı 6 6 5 7 2 5 Sinop 10 14 11 3 6 8 (Samsun, Tokat, Çorum, Amasya) 124 111 108 103 91 102 Samsun 72 46 48 46 30 34 Tokat 27 30 25 20 26 25 Çorum 18 17 27 22 24 34 Amasya 7 18 8 15 11 9 6 Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri

İNTİHARI ETKİLEYEN SOSYODEMOGRAFİK RİSK ETKENLERİ Cinsiyet ve Yaş Ölümle sonuçlanan intiharlar açısından, birçok ülkede, erkeklerin oranı kadınlara göre daha fazla bulunmaktadır. Tamamlanmış intihar istatistikleri ele alındığında, erkeklerin kadınlara göre 2-3 kat daha fazla intihar ettikleri belirtilmektedir (Beautrais 2006). Toplam 34 ülke kapsamında yapılan bir çalışmanın sonuçları, intihar edenlerin %80.1 inin erkek, %19.9 unun ise kadın olduğunu göstermiştir (Johnson ve ark. 2000). Genel olarak intihar girişimleri ise kadınlarda erkeklerden daha sık görülmektedir (Devrimci 2008). İntihar hızı erkeklerde tüm yaşlarda kadınlara göre ABD de üç kat (Kaplan, Sadock & Sadock 2005), Avrupa da ve Türkiye de ise yaklaşık iki kat fazladır (DİE 1993, Devrimci 2008, TÜİK 2008). İntihar girişimlerinde ise, kadın/ erkek oranının ABD de 4/1.5, Avrupa da 1.5/1.13 ve Türkiye de 2/1 olduğu bildirilmektedir (Devrimci 2008). Kadınların erkeklere oranla daha az ölümcül yöntemlere başvurması, erkeklere oranla daha fazla yardım isteme yöntemlerini kullanması ve ergenlik dönemi sonrası kızlarda duygulanım bozukluklarının daha yaygın olması gibi bir dizi neden bu yaygınlığı açıklamak için öne sürülmüştür (Sayar ve ark. 2000). Şenol ve arkadaşları (2005) Kayseri deki çalışmalarında kadın/erkek oranını 1,7 olarak bulmuşlardır. Polatöz ve arkadaşları (2011) Sivas ta yaptıkları çalışmada kadın/erkek intihar girişimi oranını 2,4 olarak bildirmişlerdir. Manisa çalışmasında ise kadın/erkek oranı 2,1 olarak bulunmuştur (Deveci ve ark 2005). Erkeklerde kayıt edilebilen girişimlerin az olmasının bir nedeni de kadınlarda intihar girişiminin sosyal olarak daha kolay kabul edilmesine rağmen, erkeklerde başarısızlık gibi görülmesinin, erkeklerin başarısız girişimlerini bildirmelerini azaltması da olabilir (Wunderlich et al. 2001, Lewinsohn et al. 2001). Diğer yandan kadınların intihara daha çok meyilli olmasının gerekçesi olarak kadınlara toplumlarda çocuk bakımı, ev ve aile düzeni, para kazanma gibi ağır sorumlulukların yüklenmiş olması, kadınların bu yükler altında tükenmesi gösterilmiştir (Wasserman 1989, Ekşi 1990). Bağlı Batman da kadınlarda intihar sebeplerini açıklamak üzere yaptığı çalışmada; intihar eden kadınların büyük bir kısmının okuryazar olmadığını ve hiç birinin nitelikli iş sahibi olmadığını bildirmiştir (Bağlı 2004). Günümüzde intiharların çoğu 15 44 yaşları arasında görülmektedir (Kaplan & Sadock 2004). Yaş dağılımına göre 15 yaş altı ve 15-24 yaş gruplarında kadınlar, diğer yaş gruplarında ise erkekler yüksek orandadır. Gençlerde tüm yaş gruplarında daha hızlı bir yükselme söz konusudur (Uludüz & Uğur 2001). En yüksek tamamlanmış intihar oranları erkekler arasında 45 yaşından sonra, kadınlar arasında ise 55 yaşından sonra görülür (Kaplan & Sadock 2004). İntihar ve intihar girişimi oranları yaşa bağlı olarak ergenlikten sonra anlamlı olarak artmaktadır. On dört yaşın altındaki çocuklarda intihar oranı 100.000 de birin altında iken 15-19 yaş grubunda 100.000 de on oranında görülmektedir. İntihar girişiminin tamamlanmış intiharlara oranı, 14 yaşın altındakilerde 1/50 iken, 15-19 yaş grubunda 1/15 dir (Qin ve ark. 2002). Yaşlılarda intihar girişimlerinin sıklığı gençlerde olduğu kadar yüksek değildir ama girişimin ölümle sonlanma olasılığı gençlerden ve genel toplumda olduğundan çok daha yüksek olup 100.000 de 25 tir Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri 7

(Devrimci 2008). Gençlerde tamamlanmış intiharların intihar girişimlerine oranı 1/200 iken, yaşlılarda bu oran 1/4 tür (Devrimci 2008). Tablo 3 de 2012 yılında en yüksek intihar ölüm hızının 75 yaşından yaşlı olan erkeklerde olduğu (100.000 de 15.2) göze çarpmaktadır (TÜİK 2012). Tablo 3. 2012 intiharla ölümlerin yaşlara göre dağılımı Medeni Durum İntihar, evlilere oranla bekarlarda iki kat, boşanmış ya da ayrı yaşayanlarda dört-beş kat daha sık görülmektedir (Roy 2000). Sayıl ve arkadaşlarının Ankara ilinde yaptığı çalışmada intihar girişiminde bulunanların %30 unun evli, %65 inin bekâr olduğu bulunmuştur (Sayıl ve ark. 2000). Amerika Birleşik Devletleri nde de evlilerde intihar oranı 11/100000, hiç evlenmemiş kişilerde yaklaşık iki katı, dullarda 24/100000, boşanmış kişilerde 40/100000 olarak bildirilmektedir, boşanmış erkeklerde oran 69/100000, boşanmış kadınlarda ise çok daha düşük, 18/100000 dir (Ceylan ve Yazan 2000). Avrupa da intihar girişiminde bulunan bireylerin çoğunluğu bekar dul ya da yalnız yaşamaktadır (Yüksel 2001). Yapılan bir çalışmada boşanmış veya ayrı yaşayanlarda intihar riski 11 kat daha fazla bulunmuştur (Skegg 2005). Avrupa da intihar girişiminde bulunan kişilerin çoğunluğu bekar ya da duldur ve bunların yaklaşık %30 u yalnız yaşamaktadır. Kadınların %6 sı, erkeklerin ise %9 u düzenli ev koşullarından düzensiz ev koşullarına bir geçiş yaşadıktan sonra intihar girişiminde bulunmuşlardır (Schmidtke ve ark. 1996). Eğitim İntihar riski olan kişilerin çaresizlik duygusu, umutsuzluk ve gerginlik sebebiyle, düşünme yeteneklerinin zayıfladığı ve sorun çözme becerilerin azaldığı düşünülürse, eğitim farklılıklarının 8 Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri

etkisinin belirleyici olabileceği düşünülmektedir (Jamison 2004). Düşük eğitim intihar davranışı için dünya genelinde bir risk olarak bildirilmektedir (Kaplan ve ark. 2005). Avrupa da intihar girişimlerinin çoğu eğitim düzeyi düşük olan kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olup, intihar girişiminde bulunan kadınların ve erkeklerin yarıdan fazlası yalnız ilköğretim düzeyinde eğitim görmüşlerdir (Devrimci 2008). İntihar ve intihara teşebbüs edenlerin eğitim durumları yükseldikçe sebeplerinde değiştiği ve arkadaşları intihar girişiminde bulunanların %93 ünün eğitim seviyelerinin lise ve daha da altında olduğunu, 5 8 11 yıllık eğitimler arası anlamlı bir farklılıkların bulunmadığını belirtilmektedir (Sayıl 2000). Kültür ve Din İntihar; psikoloji, sosyoloji psikiyatri gibi farklı disiplinlerin çalışma konusuna giren karmaşık bir olgudur. Her bir disiplin intihar olgusunu kendi yöntem ve ilgili literatür kapsamında açıklamaya çalışırken aynı zamanda intihar davranışının nedenlerini ve bileşenlerini tartışmaya açar. Sosyolojiye göre intihar davranışı toplumsal bir eylemdir. İntihar konusunda ilk sosyolojik çalışmayı yapan Durkheim, intiharı toplumsal bütünleşme açısından ele alır ve tartışır. Bu anlamda intihar sosyal bir olgudur ve sosyal yapıyı oluşturan aile, din, ekonomi gibi diğer sosyal kurumlarla yakın ilişki içerisindedir. Dünya genelindeki intihar istatistikleri incelendiğinde bir sosyal kurum olan dinin etkisinin tüm diğer etmenlerin önünde yar aldığı görülmektedir. Fakat, intiharın anlamı ve bu olguya atfedilen değer toplumdan topluma değişebildiği gerçeğinin gözden kaçırılmaması gerekir. İntihar davranışının ne ölçüde kınandığı ya da kabul gördüğü inanç ve değerler tarafından yani kültürel yapı tarafından belirlenmektedir. Dinlerin intihar davranışı üzerinde etkisi olduğu görülmektedir. Dinler intihar davranışını günah ve ya suç görerek bireyler üzerinde engelleyici olabilmekte ya da intihar davranışını kimi Uzakdoğu dinlerinde olduğu gibi bu eylemi bireysel tercih olarak karşılayıp karşı söylem geliştirmemektedir. Örneğin, doğu ülkelerinde bazı dinlerin intiharı hoş gördüğü anlaşılmaktadır. Brahman ve Budist inancına göre, beden değersizdir ve beden sahibi tarafından her an terk edilebilir (Arkun, 1978). Ayrıca, Hindistanda erkeğin ölümünden sonra dul kalan kadının kocasıyla birlikte yakılması geleneği (Sati) ve Japon toplumunda görülen harakiri geleneğinde görüldüğü gibi intihar davranışı yüceltilmekte ve ona bir stigmadan (damgalama) ziyade şeref ve onur atfedilmektedir (Desjarlais ve ark. 1995). Durkheim in elcil (alturistik) intihar olarak kavramsallaştırıldığı bu intihar davranışında kişi için hayat anlamını yitirmiş değildir, aksine hayatından daha üstün gördüğü bir amaç için kendi hayatını feda etmiştir (Durkheim, 2011) Din ve intihar arası ilişkiyi ele alan yaklaşımlar çoklukla Protestan ve Katolik mezhepleri arası intihar hızları ve oranları üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Buna göre; İrlanda, İspanya ve İtalya gibi kimi Katolik mezhebinin yaygın olarak görüldüğü toplumlarda intihar hızının nüfusun çoğunluğunu Protestan mezhebinin oluşturduğu Danimarka, Almanya ve İsviçre gibi ülkelere kıyasla daha düşük görüldüğü anlaşılmıştır. (Desjarlais ve ark. 1995) Bu görüş ampirik çalış- Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı, Sosyodemografik, Klinik Ve Ailesel Risk Etkenleri 9