ALMAN EDEBĐYAT DÜNYASININ KÜLTÜRLERARASI EDEBĐYATA BAKIŞ AÇISI



Benzer belgeler
Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ

Leyla Coşan (2009): Frauenliteratur der 70er Jahre in Deutschland und in der Türkei, Frankfurt a.m., Peter Lang Verlag, 185 sayfa

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009

DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜMENİN SİGORTACILIK SEKTÖRÜNE ETKİSİ

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ LİSANS TEZİ

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

İktisat Tarihi I. 6-7 Ekim

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Seminer MES

İÇİNDEKİLER GİRİŞ Bölüm 1 KÜLTÜR... 5 A. Kültür Nedir?... 6 B. Kültür Kavramının Sınıflandırılması C. Kültür ve Medeniyet İlişkisi...

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

ÖZGEÇMİŞ. 02/2014 devam etmekte: Yrd.Doç.Dr.; Avrasya Üniversitesi, Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ EYLEM ARAŞTIRMASI

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

Temel Kavramlar Bilgi :

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Kolayla tırıcılık Gürcan Banger

Yazar Hakkında Dilek Turan Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü nden lisans (1995), yüksek lisans (1998) ve doktora (2002)

BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi

ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

Müze eğitiminin amaçları nelerdir?

EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KADIN ÇALIŞMALARI İKİNCİ ÖĞRETİM TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ

GRUP SÜREÇLERİ. Doç.Dr.Hacer HARLAK

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ. Nihan Demirkasımoğlu

BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği-

ULS344 - Milliyetçilik ve Azınlıklar. İlkçi Yaklaşımlar - Primordializm

Prof. Dr. Mirjana Teodosiyeviç, Turski Jezik u Svakodnevnoj Komunikatsiji, Beograd, 2004, 327 s. Günlük Konuşmada Türkçe

GOÜ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ COĞRAFYA BÖLÜMÜ

Etik İlkeler ve Kurallar

Projenin Adı:Pascal-Fermat Olasılık Mektupları

ANKET DEĞERLENDİRME RAPORU. Ankete Katılan Toplam Kişi Sayısı :1426. Cinsiyetiniz?

Kullanım Durumu Diyagramları (Use-case Diyagramları)

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ -

ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi

AÇI OKULLARI ETİK MANİFESTOSU

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

T.C. GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

AYIRAN SINIRLAR OLMADAN AVRUPA İÇİN PAYLAŞILAN TARİHLER

BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

RT_Paris_TR Page 1. 1 Intersteno, Paris 2011, Realtime Contest Text, TR. 1-minute warmup:

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

DBY Ajans. This book has been supported by the Office of Scientific Research Projects of Istanbul Medeniyet University Istanbul, Turkey - March 2014.

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

TÜRKİYE DE FEN BİLİMLERİ EĞİTİMİ TEZLERİ

HALKLA İLİŞKİLER HALKLA İLİŞKİLERDE İMAJ VE SOSYAL SORUMLULUK. Yrd.Doç.Dr. Özgür GÜLDÜ

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME

EGE ÜNİVERSİTESİ Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi. Kuvâ-yı Milliye nin Örgütlenişinin 90. Yıldönümüne Armağan

KURUMSAL İTİBAR ve PARADİGMALAR

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Jeopolitik POLS

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

ZfWT Vol 10, No. 2 (2018) 281-

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

TOPLUMSAL TEMSİLİYET

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

BİLGİ EKONOMİSİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR: BİLGİ YÖNETİŞİMİ ve ÜNİVERSİTE EKONOMİSİ 1

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI

ÖRGÜT SAĞLIĞI OKULDA SAĞLIK, İKLİM VE. Sağlıklı örgüt için gerekenler: Yrd. Doç. Dr. Çetin Erdoğan. Örgüt Sağlığı. Örgüt Sağlığı.

Sosyal Etki Teorisi. Sunan: M.Benan YAZICIOĞLU Sunum Tarihi:

Uygulanması: Kartal Yaşam Kalitesini Yükseltme Merkezi (Kartalite) Projesi Proje Yürütücüsünün Adı ve Soyadı, Fakültesi/Bölümü:

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

Her güzelin bir kusuru var

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

Prof. Dr. M. Emin Arat Rektör

Ekonometri Ders Notları İçin Önsöz

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Yrd.Doç.Dr. Serap YÜKRÜK GİRİŞ. Geleneksel Türk Müziği

Serbest zaman etkinlikleri. Alternatif serbest zaman etkinlikleri. Alternatif Sporlar. Alternatif Turizm... Ekstrem sporlar Yaşam tarzı sporları

MUHASEBE STANDARTLARININ ÖNEMİ VE FİNANSAL TABLOLAR BELİRLENDİ

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

KURUMSAL REKLAMIN ANLATTIKLARI. Prof. Dr. Müge ELDEN Araş. Gör. Sinem YEYGEL

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

Prof. Dr. Recep ŞAHİNGÖZ Bozok Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Yozgat/2013. viii

Türkiye de Gazetecilik Mesleği

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Bütünleşik e-kurum Sistemleri ve Kurumsal Yapılanmalara Yansıması: Ankara Üniversitesi e-beyas Uygulaması ve Kurumsal Yapılanma

SOSYOLOJİK SORU SORMA VE YANITLAMA

AVRUPA BİRLİĞİ HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN KİLİT YETKİNLİKLER

Alan: Sosyal Psikololji. 04/ /2008 Yüksek Lisans Humboldt Üniversitesi Berlin

Transkript:

T.C. SAKARYA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ ALMAN EDEBĐYAT DÜNYASININ KÜLTÜRLERARASI EDEBĐYATA BAKIŞ AÇISI YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Fatih ŞĐMŞEK Enstitü Anabilim Dalı: Alman Dili ve Edebiyatı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Binnaz BAYTEKĐN HAZĐRAN 2009

T.C. SAKARYA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ ALMAN EDEBĐYAT DÜNYASININ KÜLTÜRLERARASI EDEBĐYATA BAKIŞ AÇISI YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Fatih ŞĐMŞEK Enstitü Anabilim Dalı: Alman Dili ve Edebiyatı Bu tez 15/06/2009 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oybirliği ile kabul edilmiştir. Prof. Dr. Binnaz BAYTEKĐN Doç. Dr. Muharrem TOSUN Yrd. Doç. Dr. Nurhan ULUÇ Jüri Başkanı Jüri Üyesi Jüri Üyesi Kabul Kabul Kabul Ret Ret Ret Düzeltme Düzeltme Düzeltme

BEYAN Bu tezin yazılmasında bilimsel ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu üniversite veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını beyan ederim. Okt. Fatih ŞĐMŞEK 15.06.2009

ÖNSÖZ Alman toplumu, günümüzde çok kültürlü bir yapıya sahip olduğu için, Almanya'da kültürlerarasılık kavramı önemli bir konuma sahiptir. Bu durum edebiyat alanına da yansımıştır. Alman Edebiyatı nda yabancı kökenli, özellikle de Türk kökenli yazarların varlığının giderek artması, Alman Edebiyatı nda da kültürlerarasılık kavramı üzerinde tartışılmasını ve Kültürlerarası Edebiyat kavramının oluşmasını sağlamıştır. Bu çalışma, Kültürlerarası Edebiyat kavramının Alman Edebiyatı içerisinde oluşumunu ve konumunu incelemektedir. Bu çalışmamın hazırlanmasında deneyimlerini ve zamanını benden esirgemeyen değerli hocalarım Prof. Dr. Binnaz BAYTEKĐN ve Doç. Dr. Muharrem TOSUN a; bugünlere gelmemde desteğini benden hiçbir zaman esirgemeyen Ergün ERBAY a teşekkürü bir borç bilirim. Yoğun geçen çalışma döneminde bana destek olan eşime ve oğluma şükranlarımı sunarım. Okt. Fatih ŞĐMŞEK 15.06.2009

ĐÇĐNDEKĐLER KISALTMALAR... iii ÖZET... iv SUMMARY... v GĐRĐŞ... 1 BÖLÜM 1: KÜLTÜR VE KÜLTÜRLERARASILIK... 5 1.1. Kavramlar... 5 1.1.1. Kültür... 6 1.1.1.1. Kültürlerarasılık (Interkulturalität)... 8 1.1.1.2. Çok Kültürlülük (Multikultiralität)... 10 1.1.1.3. Trans-Kültürlülük (Transkulturalität)... 10 1.1.2. Yabancılık (Fremdheit)... 12 1.1.3. Melezlik (Hybridität)... 15 1.1.4. Üçüncü Alan (Dritter Raum)... 16 1.2. Kimlik Arayışları... 17 BÖLÜM 2: TÜRKLER ĐN ALMANYA YA GÖÇ OLGUSU VE GÖÇÜN EDEBĐYATA YANSIMASI... 21 2.1. Göçmenlerin Oluşturduğu Edebiyat: Göçmen Edebiyatı... 21 2.1.1. Göç Kavramı... 21 2.1.2. Göçmen Edebiyatı Kavramı... 23 2.2. Türklerin Almanya ya Göç Süreci... 26 2.2.1. Türkiye ile Almanya Arasında Đmzalanan Đşgücü Anlaşması... 27 2.2.2. Göç Sürecinin Getirdiği Sorunlar... 28 2.2.3. Göç Sürecinde Çözüm Arayışları... 30 2.3. Seslerini Duyurmak Đsteyen Türk Yazarlar... 30 2.3.1. Almanya daki Türklerin Yazmaya Başlamaları... 30 2.3.2. Yapıtlarda Ele Alınan Konular... 33 i

BÖLÜM 3: ALMAN EDEBĐYAT DÜNYASININ KÜLTÜRLERARASI EDEBĐYAT A BAKIŞ AÇISI... 36 3.1. Kültürlerarası Edebiyat Kavramının Açılımı... 36 3.2. Kültürlerarası Edebiyatın Önemi... 38 3.2.1. Yabancı Kültürlerin Anlaşılmasında Edebiyatın Rolü... 40 3.2.2. Yazar ve Eserinin Üstlendiği Görevler... 41 3.3. Kültürlerarası Edebiyata Dahil Olmak Đçin Belirleyici Olan Etkenler... 43 3.4. Kültürlerarası Edebiyatın Alt Kategorisi: Türk-Alman Edebiyatı... 45 BÖLÜM 4: TÜRK ALMAN EDEBĐYATINDAN ÖRNEKLER... 47 4.1. Kanak Kültürünün Yaratıcısı: Feridun Zaimoğlu... 47 4.1.1. Hayatı... 49 4.1.2. Eserleri... 51 4.2. Kanakların Protestosu: Kanak Sprak... 53 4.2.1. Nedir Bu Sözü Edilen Kanak... 57 4.2.2. Melezlikle Biçimlenen Kanak Dili... 61 4.2.3. Zaimoğlu ve Kanak Sprak Adlı Eserinin Kültürlerarasılığa Etkisi... 64 4.3. Türk Alman Edebiyatı nın Grand Old Lady si: Emine Sevgi Özdamar... 67 4.3.1. Hayatı... 68 4.3.2. Eserleri... 69 4.4. Özdamar ın Yansıttığı Đki Dünya: Die Brücke vom Goldenen Horn... 72 4.4.1. Romanın Kültürlerarası Boyutu... 72 4.4.2. Roman da Yer Alan Yabancılaştırma Unsurları... 76 SONUÇ VE ÖNERĐLER... 79 KAYNAKÇA... 83 ÖZGEÇMĐŞ... 88 ii

KISALTMALAR Alm. DaF GIG IVG Tr. : Almancası : Deutsch als Fremdsprache : Gesellschaft für Interkulturelle Germanistik : Uluslararası Germanistler Birliği : Türkçesi iii

SAÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tez Özeti Tezin Başlığı: Alman Edebiyat Dünyasının Kültürlerarası Edebiyata Bakış Açısı Tezin Yazarı: Fatih ŞĐMŞEK Kabul Tarihi: 15.06.2009 Danışman: Prof. Dr. Binnaz BAYTEKĐN Sayfa Sayısı: V (ön kısım) + 88 (tez) Anabilim Dalı: Alman Dili ve Edebiyatı Çok kültürlü bir toplum yapısına sahip Almanya da, yabancı kökenli, özellikle de Türk kökenli yazarların yaptığı edebi faaliyetlerin nasıl anılacağı, yazarların edebiyatın hangi kategorisine dahil edileceği yıllardır tartışma konusu oldu ve birçok çalışmada ele alındı. Bu çalışmanın amacı, Kültürlerarası Edebiyat ın Almanya daki mevcut konumunu Türk yazarlar örneğinde gelişimini tespit etmektir. Almanya daki Türk kökenli yazarlar ve eserleri, hem Almanya da, hem de ülkemizde çoğu zaman çalışma konusu olmuştur. Fakat ülkemizde yapılan çalışmaların çoğu Göçmen Edebiyatı odaklıdır. Bu çalışmada, farklı kültürlerle beslenen Kültürlerarası Edebiyat, ağırlıklı olarak Alman araştırmacıların bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Đlk aşama da kültürlerarasılık, çok kültürlülük, yabancılık, üçüncü alan, melezlik gibi olgular ele alınarak, edebiyatın kültürlerarası boyutu gösterilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada Kültürlerarası Edebiyat ele alınırken, Türk kökenli yazar ve eserleri üzerine odaklanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda öncelikli olarak Türklerin Almanya ya göç olgusu ele alınmıştır. Böylece göçün ilk yıllarında ortaya çıkan problemleri gözler önüne sererek, Türk kökenli yazarların edebi faaliyetlerine neden başladıkları ve neleri ele aldıkları açıklanmıştır. Daha sonra Kültürlerarası Edebiyat açılımı yapılarak, çok kültürlü toplum yapısı içerisindeki kültürel farklılıklardan oluşan sorunların çözümünde üstlendiği rol gösterilmiştir. Çalışmanın son kısmında Kültürlerarası Edebiyat ın bir alt kategorisi olan Türk-Alman Edebiyatı ndan Feridun Zaimoğlu nun Kanak Sprak ve Emine Sevgi Özdamar ın Die Brücke vom Goldenen Horn adlı eserleri örnek olarak verilmiştir. Verilen bu örneklerle Kültürlerarası Edebiyat ın Almanya daki konumu, gelişimi ve üstlendiği rollerle ilgili daha net bir profil çizmiştir. Anahtar Kelimeler: Kültürlerarası Edebiyat, Kültürlerarasılık, Türk-Alman Edebiyatı, Feridun Zaimoğlu, Emine Sevgi Özdamar iv

Sakarya University Institute of Social Science Abstract of Master s Thesis Title Of The Thesis: Intercultural Literature from the German Literature World View Point Author: Fatih ŞĐMŞEK Date: 15.06.2009 Supervisor: Prof. Dr. Binnaz BAYTEKĐN Nu. of Pages: V (pre text) + 88 (main body) Department: German Language and Literature It has been argued in some research that how the literal activities of the foreign writers, especially Turkish writers will be named and how they will be categorized in Germany that have a intercultural structure. The main goal of this paper is to determine the development and the place of the intercultural literature in Germany in terms of Turkish authors. Turkish oriented writers and their works is a research subject both in Germany and Turkey. But most of the research in our country is migrant literature oriented. Intercultural literature fed with different cultures is examined from the point of view of the German Litterateur. Interculturality, multiculturalisms, foreigner ship, third place, hybridism is examined to show the intercultural dimension of the literature. While intercultural literature is researched in this paper, it is tried to focus on the Turkish oriented and their works. In this content Turkish migration is argued in the very first place. By the way the problems of the migration are enlightened and it is understood that why Turkish oriented writers started their literal activities. Then the role to solve the problem because of the cultural differences has shown in this article. At the last part of the paper, Kanak Sprak by Feridun Zaimoglu and Die Brücke vom Goldenen Horn by Emine Sevgi Özdamar of Turkish-German literature examples has given which is a subcategory of intercultural literature. This examples create a profile and the and development roles in Germany. Keywords: Intercultural Literature, Interculturality, Turkish-German Literature, Feridun Zaimoglu, Emine Sevgi Ozdamar v

GĐRĐŞ Çalışmanın Önemi Her ne kadar Almanya da yaşayan Türk kökenli yazarlar ve kaleme aldıkları eserler üzerine, ülkemizde birçok çalışma yapılmış olsa da, yapılan bu çalışmaların daha çok Göçmen Edebiyatı adı altında toplandığı gözlemlenmektedir. Oysa toplum yapısı içerisinde birbirinden farklı kültürleri barındıran Avrupa ülkelerinde, özellikle de Almanya da yeni bir edebiyat türünün oluştuğu görülmektedir. Kültürlerarası Edebiyat adını alan bu yeni edebiyat türünün, Türkiye de yapılan çoğu çalışmalarda, bu isimle anılmadığı, onun yerine halen Göçmen Edebiyatı olarak kullanılmaya devam ettiği görülmektedir. Farklı kültürlerin karşılaştığı toplumlarda, mevcut kültürel farklılıklardan kaynaklanan sorunların çözümlenememesinin başlıca nedenlerinden biri, çoğu zaman karşı taraftakine yabancı olarak bakılmasıdır. Toplum içerisinde kültürel sınırların kalktığı ve her zaman olmasa da zaman zaman yerlerine yeni sınırların çizilmeye çalışıldığı görülmektedir. Yabancı kültürlerin kaynaşması sürecinde, yabancı olarak nitelendirilen toplum içerisindeki diğer kültürleri daha yakından tanıyabilmek için onların bakış açılarına ihtiyaç duyulmaktadır. Yabancı bakış açısını yakalayabilmek için Kültürlerarası Edebiyat ın yansıttığı kurgusal dünyadan faydalanılabilir. Kültürlerarası Edebiyat ın, geçmişinde yabancılık olan vatandaşların entegrasyonunda önemli bir görev üstlendiği, göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Alman toplumunda yabancı olarak nitelendirilen grubun içerisinde çoğunluğu Türkler oluşturmaktadır. Bu nedenle Türk kökenli yazarlar ve onların kültürel kimliğinin yansıdığı eserler üzerine daha fazla odaklanma ihtiyacı duyulmaktadır. Almanya da kültürlerarası edebiyatın önem kazandığı bu dönemlerde, Türkiye de yapılan çalışmaların daha çok yazar ve eser odaklı olduğu görülmektedir. Kültürlerarası Edebiyat ın yeni bir konu olması ve ülkemizde yapılan çalışmalarda genel anlamda Kültürlerarası Edebiyat ın tanıtılmasında hala eksikliklerin olması, bu konu üzerinde durulması gerektiğinin haklılığını ortaya koymaktadır. 1

Türkiye nin toplum yapısı içerisinde her ne kadar farklı kültürler yaşam alanı bulmuş olsa da, Türkiye coğrafyasında yaşayan kültürler arasında, Almanya daki gibi çok büyük farklılıklar görülmemektedir. Bu bağlamda Türkiye de Kültürlerarası Edebiyat ın varlığından, var olan çok kültürlü ortamın uzun yüzyıllara dayalı olmasından dolayı, en azından belirli bir süre daha söz edilemeyeceği söylenebilir. Yapılan çalışmanın Alman Dili ve Edebiyatı alanında olması nedeniyle, çalışmanın ağırlıklı olarak Alman Edebiyatı dünyasının bakış açısıyla şekillenmesi sağlanmıştır. Çalışmanın Amacı Bu çalışmanın amacı, edebiyatın yeni bir dalı olarak oluşan Kültürlerarası Edebiyat ın Almanya daki oluşum sürecini ve mevcut konumunu, edebiyatın kültürlerarası boyutunu, çok kültürlü toplum yapısına sahip olan Almanya da kültürlerarası farklılıklardan meydana gelen sorunların çözülmesinde edebiyatın, yazarın ve yazar tarafından kaleme alınan eserin rolünü tespit etmektir. Çalışmanın Yöntemi Yapılan bu çalışma dört ana bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde Kültürlerarası Edebiyat ın merkezinde yer alan kültür, kültürlerarasılık, çok kültürlülük, trans-kültürlülük, yabancılık, melezlik gibi kavramlar incelenmiştir. Birbirinden farklı olan kültürlerin mevcut olduğu toplumlarda üzerinde çok tartışılan bu kavramlar, edebiyat bakış açısıyla açıklanmıştır. Bu kavramları açıklarken, ağırlıklı olarak Alman edebiyat bilimcilerin bu kavramlar üzerinde yaptıkları çalışmalardan yararlanılmıştır. Almanya da yaşayan yabancı kökenli yazarlar, faaliyetlerine başladıkları ilk günden itibaren, günümüze kadar geçen süreçte hangi tür edebiyata dahil edilecekleri, hangi ulusal edebiyatın mensubu oldukları konusunda büyük bir kimlik bunalımı yaşamışlardır. Yaşadıkları bu kimlik bunalımı süresince, bahsi geçen yazarları ve onların eserlerini tanımlamak için ortaya atılan Konuk Đşçi Edebiyatı, Konuk Edebiyatı, Yabancılar Edebiyatı gibi kavramlardan bahsedilerek, kültürlerarasılık kavramının Alman Edebiyatı nda nasıl gündeme geldiği tespit edilmeye çalışılmıştır. 2

Çalışmanın ikinci bölümünde, Türklerin Almanya ya Göç olgusu ele alınmıştır. Kültürlerarası Edebiyat ın üst kavram niteliğini vurgulayabilmek amacıyla, öncelikle göç ve Göçmen Edebiyatı kavramı açıklanmıştır. Daha sonra Almanya ile Türkiye arasında imzalanan iş gücü alım anlaşması itibariyle, Türklerin 90 lı yıllara kadar oradaki göç süreci ele alınarak, süreç esnasında meydana gelen sorunlar ve bunların çözümü için ne gibi yollara başvurulduğu belirtilmiştir. Göç süreci hakkında elde edilen bulgular belirtildikten sonra, göçün edebiyata nasıl yansıdığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda Almanya da yaşayan Türk kökenli yazarların orada gerçekleştirdiği ilk edebi faaliyetlerine ve bu faaliyetlerin içerdiği konular ele alınmıştır. Önceki bölümlerde Kültürlerarası Edebiyat ın oluşumunu hazırlayan konular üzerinde durulduktan sonra, üçüncü bölümde Kültürlerarası Edebiyat, ağırlıklı olarak Alman edebiyat bilimcilerin bakış açılarıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda Kültürlerarası Edebiyat ın günümüzdeki önemini tespit edebilmek amacıyla da, çok kültürlü toplumlarda her zaman yaşanan yabancılık olgusunun anlaşılmasında edebiyatın nasıl bir rolü olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca arka planda, farklı bir kültürün izlerini taşıyan yazarların bakış açısı göz önünde tutularak, eserlerinde işlenen kültürlerarasılık olgusunun yabancılığın anlaşılmasında nasıl bir etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Geçmişte yurtdışında faaliyet gösteren Türk yazarları belli bir kategoriye dahil etmek için gereken ölçütler oluşturulduğu gibi, Kültürlerarası Edebiyat a dahil olmak için yazar ve eserin sahip olması gereken ölçütler oluşturulmuştur. Almanya da farklı kökenlerden gelen yazar gruplarının mevcut olması nedeniyle, Kültürlerarası Edebiyat altında değerlendirilen ve bu grupları temsil eden yeni edebiyat türleri oluşturulmuştur. Kültürlerarası Edebiyat ın birer alt kategorisi olarak değerlendirilen bu yeni edebiyat türleri arasında en yaygın olan Türk Alman Edebiyatı na değinilmiştir. Son bölümde ise Türk-Alman edebiyatından örnek iki yazar ve onların çok tartışılan birer eserine yer verilmiştir. Yazar seçiminde bulunurken, Kültürlerarası Edebiyat açısından eserlerinde farklılık arz eden ve kaleme adlıkları eserlerle popüler olup en 3

çok satanlar listesinde yer alan yazarlar olmasına dikkat edilmiştir. Bu nedenle çalışmamızda Feridun Zaimoğlu ve Emine Sevgi Özdamar üzerinde durulmuştur. Zaimoğlu nun hayatına ve eserlerine kısaca değindikten sonra, Almanya da tanınmasını sağlayan Kanak Sprak isimli eseri incelenmiştir. Yazarın ağırlıklı olarak üzerinde durduğu Kanak kavramının açılımı yapılarak, Kanak kimliği ve dili ele alınmıştır. Bu bağlamda yazarın kaleme aldığı bu çalışmayla kültürlerarasılığa olan katkısı tespit edilmeye çalışılmıştır. Emine Sevgi Özdamar ın da hayatı ve eserlerine kısaca değindikten sonra, Berlin Üçlemesi nin ikinci romanı olarak değerlendirilen Die Brücke vom Goldenen Horn adlı eseri üzerinde durulmuştur. Eser incelemesinde, romanın kültürlerarası boyutu ve içerisinde yer alan yabancılaştırma unsurları tespit edilmiştir. 4

BÖLÜM 1: KÜLTÜR VE KÜLTÜRLERARASILIK Kültürlerarası Edebiyat kavramı, özellikle 2000 li yıllardan itibaren Almanya da kullanılmaya başlandı. Tabi ki kültürlerarası edebiyatı sadece Almanya ile sınırlandırmamak gerekir. Çeşitli kültürlerin kesiştiği sınırlar içerisinde, birbirinden farklı kökenlere sahip yazarların ürettiği eserlerin mevcut olduğu yerlerde, kültürlerarası edebiyattan söz edilebilir. Ancak kültürlerarası edebiyata geçmeden önceden, kültürlerarası edebiyatın merkezinde tartışılan kavramları kısaca açıklamak gerekir. 1.1. Kavramlar Günümüzde kültürlerarası edebiyatın merkezinde birçok kavram üzerinde durulmaktadır. Bu kavramlar arasında kültür, kültürlerarasılık (Alm. Interkulturalität), çok kültürlülük (Alm. Multikulturalität), trans-kültürlülük (Alm. Transkulturalität), yabancılık (Alm. Fremdheit), melezlik (Alm. Hybridität) ve üçüncü alan (Alm. Dritter Raum), en çok üzerinde durulan kavramlar arasında yer almaktadır. Küreselleşme sürecinde insanlar bulundukları olumsuz ortam ve koşullardan daha iyi bir yaşama kavuşabilmek amacıyla, refahın daha yüksek olduğu ülkelere göç etmişlerdir. Birbirinden farklı kültürlerin kesiştiği bu noktalarda sosyal bilimciler birçok araştırma yapmış ve halen yapmaya devam etmektedir. Farklı kültürlerin karşılaşmasının geçici bir süreç olmadığı anlaşıldığında, araştırmacılar da gözlemlediklerini açıklayabilmek amacıyla ya farklı bilimlerde yer alan mevcut kavramların içeriklerini değiştirmiş ya da yeni kavramlar üretme yoluna gitmişlerdir. Kullanılan bu yöntem, kültürlerarası edebiyatın merkezinde yer alan kavramlar için de geçerlidir. Küreselleşme sürecinde göç hareketleriyle gündeme gelen çok kültürlülük, kültürlerarasılık, melez kültür ve buna benzer kavramlar, modaya uymak amacıyla ortaya atılan kavramlar değildir. Bu kavramlar oluşan gerçekliğe tepki göstermek üzere ortaya çıkmışlardır (Blioumi, 2002: 28). Son yıllarda edebiyat bilim ve kültür bilim çalışmalarının da birbirlerinden ayrıldığı görülmektedir. Bu bağlamda yeni olarak değerlendirilen kültürlerarasılık, çok 5

kültürlülük, trans-kültürlülük, melez kültür gibi yeni kavramlar edebiyat alanında da tartışılmaya sunulmuştur (Blumentrath ve diğ., 2007: 7). Her alanda olduğu gibi, yukarıda bahsi geçen kavramlarda da içerik bakımından farklılıklar söz konusudur. Görüş ve modellerde nasıl çeşitlilik meydana geliyorsa, kullanılan kavram ve terminolojilerde de temel farklılıklar meydana gelmektedir. Bilimsel alandaki iletişimde, içerik bakımından farklılık gösteren kavramlar yüzünden engellerle karşılaşılmaktadır (Hoffman, 2006: 7). Bu nedenle yukarıda bahsi geçen kavramların tanımını yaparken, tek bir görüş üzerinde durmamaya özen göstermeye çalıştım. 1.1.1. Kültür Kültür kelimesinin etimolojik yapısını incelediğimizde tarım anlamına gelen Latince cultura kelimesinden geldiği görülmektedir. Bunun yanında yakın zamanda ruh ve beden temizliğini kasteden bakım anlamında da kullanılmıştır. Kültür kavramının bugünkü anlamına kavuşması, ancak 19. yüzyıldan sonrasına denk gelmektedir. (Blumentrath ve diğ., 2007: 13). Bir toplumun benliğini oluşturan ve onu diğer toplumlardan ayıran özelliklerin tamamı, o toplumun kültürüdür. Kültürü tek bir tanımla sınırlandıramayız. Günümüze kadar kültürün tanımı, birçok bilim adamı tarafından farklı şekillerde tanımlanmaya çalışılmış ve bu halen de devam etmektedir. Bu nedenle kültür ile ilgili yapılan tanımlardan sadece birkaçını burada belirtilmiştir. Alman Edebiyatı uzmanı Helmut Birkhan a göre kültür, ortak normların ve adetlerin tümüdür. Buna o norm ve adetlerin temelinde yatan teoriler ve onların maddi bileşenleri de dahildir (Aytaç, 2005: 8). Helmut Birkhan, kültür kavramını toplumun belirlediği ortak kurallarla ve onların örfleriyle tanımlamaya çalışmış, hatta bunların oluşmasındaki kaynakları da tanıma dahil etmiştir. Kültür, insanlar tarafından yerine getirilen bilgi, inanç, ahlak, sanat, adalet, gelenek gibi normların tamamından oluşmaktadır. Buna göre sosyal çerçeve içerisinde insanoğlu tarafından üretilen her şeyin kültürün birer yapı taşı olduğu anlaşılmaktadır. Kültür ile ilgili bir diğer tanımda Umberto Eco tarafından yapılmıştır. Eco ya göre 6

kültür, temel algı birimlerinden ideolojik sistemlere kadar her alanda içeriğin parçalara ayrılma yoludur. Eco kültür tanımını yaparken, insanoğlunun yaşamında yer alan her şeyi, yaptığı tanımın içerisine dahil etmiştir. Eco ya göre kültür, insanların yaşamında yer alan her şeyin yine kendileri tarafından sınıflandırma biçimidir. Eco nun temel algı birimlerinden kastı, yukarı aşağı, aydınlık karanlık gibi kategoriler, iyi kötü ve demokratik demokratik olmayan sınıflandırmalardan ise ideolojik sistemler kastedilmektedir (Blumentrath ve diğ., 2007: 14). Michael Hofmann, Kültürlerarası Edebiyat Bilim adlı çalışmasında kültür kavramını açıklamaya çalışırken Clifford Geertz, Terry Eagleton ve Doris Bachmann-Medick in kültür tanımlarına değinmiştir. Geertz, kültürü insanın içerisine bulaştığı anlam ağına benzetirken; Eagleton belirli bir grubun yaşam tarzını oluşturduğu değer, gelenek, inanç gibi normların tamamı olarak tanımlar. Medick ise kültürü, yazılanların veya konuşulanların dışında metinlerin konumu olarak tanımlamaktadır (Hofmann, 2006: 9). Geertz in desteklediği kültür tanımını, daha çok semiyotik bir tanım olarak kabul edilmektedir. Geertz e göre insan, insanların kendisi tarafından oluşturulan anlam ağına sıkı sıkıya bağlıdır; kültür de bahsi geçen bu ağdan ibarettir (Blumentrath ve diğ., 2007, 14). Öte yandan Hofmann, Clifford Geertz, Terry Eagleton ve Doris Bachmann-Medick in yaptığı kültür tanımlarının yanı sıra Herder in tanımına da yer vermektedir. Herder e göre kültür, bir toplumun sosyal grup olarak kimliklerinin gelişmesi için gerekli tinsel ve sanatsal eylemlerin tamamıdır (Hofmann, 2006: 9). Blumentrath, Herder in kültür tanımının içerik bakımından modern kültüre uygun olmadığını dile getirir. Bunu dile getirirken Wolfgang Welsch tarafından Herder in kültür tanımına getirilen eleştiriyi göz önünde bulundurur. Welsch, Herder tarafından yapılan kültür tanımında, kültürün kapalı bir küreye veya otonom bir adaya benzetildiğini; toplumun mülki ve dilsel yayılımının da onunla eş değer olması gerektiğini savunmaktadır. Oysa kültür, sadece içe dönük farklılıklar göstermemektedir. Dışa dönük, yani diğer kültürlerle birçok bağlantısı olduğunu da görülmektedir (Blumentrath ve diğ., 2007: 16-17). 7

Tarihte biraz geriye doğru gittiğimizde, farklı toplumların dönem dönem birbirleriyle kesiştiğini ve bu aşamada aralarında gerçekleşen her türlü alışverişin kendi kültürleri üzerinde de etkisi olduğu görülmektedir. Bu nedenle Welsch in Herder tarafından yapılan kültür tanımına getirdiği eleştiri uygun karşılanmaktadır. Herhangi bir kültürün diğer kültürlerle etkileşim halinde olduğunu savunan diğer bir isimde Konrad Köstlin dir. Köstlin e göre, günümüzde her kültürün geçmişinde göç hareketleri ve fikir, nesne ve insan paylaşımı bulunmaktadır. Toplum, kendisini ne kadar homojen olarak tanımlasa da göç süreciyle oluşan bu durum onları çok kültürlü yapmaktadır (Köstlin, 2007: 365). Köstlin gibi Hofmann da, toplumların homojen bir kültüre sahip olmadığını, toplumu oluşturan bireylerin ideolojilerine, cinsiyetlerine, sosyal yaşantılarına ve benzer kriterlere göre birbirinden farklı kültürel öğeler taşıyabileceklerini dile getirmektedir (Hofmann, 2006: 10). Welsch, Köstlin ve Hofmann ın bahsettiği gibi homojen bir kültürün varlığını bile düşünemeyiz. Her ne kadar haritalar üzerine sınırlar çizilmiş olsa da, günümüzde farklı kültürlerin birbirleri ile etkileşim halinde oldukları bir gerçektir. Farklı toplumların birbirleriyle kesişmeleri ya da günümüzde sıkça rastlanan, ekonomik koşulları daha ferah olan ülkelere göç eden insanlar beraberlerinde kendi kültürlerini de getirmektedirler. Đçerisinde farklı kültürleri barındıran toplumlar üzerinde yapılan araştırmalarda kültürlerarasılık, çok kültürlülük veya transkültürlülük gibi kültür ile bağlantılı yeni kavramların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kültürlerarasılık, çok kültürlülük veya trans-kültürlülük kavramları üzerinde birçok görüş bulunmaktadır. Kimileri bu kavramları eş değer görürken, kimileri bunları ayrı ayrı sınıflandırmaktadır. Hatta bazı kesimler bir kavramı yok sayarken diğerini ön plana çıkartmaya çalışmaktadır. 1.1.1.1. Kültürlerarasılık (Interkulturalität) Kültürlerarasılık, iki veya daha fazla kültür arasındaki ilişkiyi tanımlamaktadır. Günümüzde kültür ve edebiyat bilim alanlarında yapılan araştırmalarda karşımıza sıkça çıkan kavramlardan biridir. 8

Kültürlerarasılık, tek kültür algısının getirdiği sıkışıklıktan kurtulmak için bir yöntemdir. Bu sayede kültürlerarasılık, modern topluma daha dikkatli ve anlayışlı bir şekilde yaklaşılır (Chiellino, 2007: VII). Modern toplumlar üzerinde yapılan her çalışmanın kültürlerarasılık kavramından bağımsız olması beklenilemez. Bilimsel alanda yapılan çalışmaların da kültürlerarası boyutları mevcuttur. Kültürlerarasılık, farklı kültürlerarası ilişkilerin felsefi ve kültürel görüş ve fikirlerini içeren bir kavram (Baytekin, 2006: 80) olarak da tanımlanabilir. Kültürlerarasılık, iki (veya daha fazla) öznenin karşılaştığı konum üzerinde durur. Kültürlerarasılığın görüngüsü içerisinde kesin sınırların kaybolduğu ve karşılaşma sürecinde yenilerinin oluştuğu bir ara mekan (Alm. Zwischenraum) tanımlanmaktadır (Hofmann, 2006: 12). Hofmann, kültürlerarasılığın ara mekanlar üzerinde yoğunlaştığını dile getirirken, Görling bir adım daha ileri gider ve kültürlerarasılığın sadece ara mekanlar üzerinde yapılan çalışmalardan ibaret olmadığını belirtir. Görling e göre kültürlerarasılık, sadece olası kültürel oluşumlar arasındaki ara mekanları araştırıp sorgulamakta, diğer yandan kültürlerarası birimleri de tutarsız sonuçlar olarak algılamakta, yani kültürlerarası olarak içeride de yeni birimler aramaktadır (Blioumi, 2002: 29). Günümüzde kültürlerarasılık kavramı, farklı perspektiflerden bakılsa da birçok bilim dalında yerini almış bulunmaktadır. Gelişen teknolojiye paralel olarak toplumlar arasındaki sınırların yavaş yavaş ortadan kalkması, iki veya daha fazla toplum arasında gerçekleşen iktisadi ve kültürel alışverişler, kültürlerarasılık kavramının önemini arttırmaktadır. Kültürlerarasılık, son yıllarda özellikle Almanya da birçok bilimin temelinde merkez bir kavram olarak yerini almaktadır. Özellikle 80 li yıllardan bu yana edebiyat bilimi çatısı altında ele alındığında Kültürlerarası Germanistik kapsamında merkezi bir kavram sayılan ve DaF ın bir alanı olarak ele alınan kültürlerarasılık kavramı, günümüzde kültürlerarası edebiyat biliminin de temel konsepti sayılmaktadır (Esselborn, 2007: 12). Öte yandan Alman Edebiyatı nda son yıllarda Alman ve yabancı kökenli yazarların eserlerinde kültürlerarası imgelere yer vermesi, roman kahramanlarının köken yönüyle 9

çeşitlilik göstermesi, roman içerisinde yer alan olayların, kültürlerarası sürecin oluşturduğu ara mekanlarda gerçekleşmesi ve bu mekanların sadece Almanya ile sınırlı kalmaması, edebiyat alanında kültürlerarasılığın önemini daha da arttırmaktadır. 1.1.1.2. Çok Kültürlülük (Multikulturalität) Kültürlerarasılık kavramının yanında çok kültürlülük kavramına da toplum üzerine yapılan çalışmalarda sıkça rastlanılmaktadır. Çok kültürlülük, belirli sınırlar içerisinde iç içe veya yan yana yaşayan ve kültürleri farklılık arz eden bireyler için kullanılan bir kavramdır. Çok kültürlülük gibi kavramlar hem gerçekliğin kültürleştirilmesini, hem de yabancıyla olan tartışmanın kabullenmesinde vurgulanmaktadır (Chiellino, 2007: 373). Günümüz modern toplumların homojen bir yapıya sahip olmaması ve sürekli dışarıya açık olması nedeniyle, kültür kavramı bu toplumları tanımlamaya yeterli gelmediği için çok kültürlülük kavramı ortaya atılmıştır. Çok kültürlülük kavramı birçok çevreden kabul görse de, kavramla ilgili eleştirilerde bulunan araştırmacılar da yok değil. Özellikle bunlardan biri de Welsch dir. O, günümüzde sıkça kullanılan, aynı toplumun içerisinde birbirinden farklı kültürlerin birlikte ve yan yana varlığını sürdürdüğünü, bununla birlikte bu kültürlerden her birinin kendi içinde kapalılık ve homojenlik oluşturduğunu iddia eden çok kültürlülük kavramını eleştirmektedir (Blumentrath ve diğ., 2007: 16). Welsch çok kültürlülük kavramını ne kadar eleştirse de, çok kültürlülük kavramının günümüzde birçok çevre tarafından kullanıldığı bir gerçektir. Kültür ve edebiyat bilim çalışmalarında çok kültürlülük kavramına sıkça yer verilmektedir. Hatta son zamanlarda Almanya ve kendisi gibi çok kültürlü bir ortama sahip olan diğer ülkelerde çoğunlukla yabancı kökenli yazarların eserlerinde çok kültürlü bir hikayeye yer vermesi, kültürlerarası edebiyat ve çok kültürlü edebiyat kavramlarının oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunmaktadır. 1.1.1.3. Trans-Kültürlülük (Transkulturalität) Kültürlerarasılık ve çok kültürlülük kavramları yanında bir de trans-kültürlülük kavramı bulunmaktadır. Trans-kültürlülük iç farklılıkların ve karmaşık olan modern 10

kültürlerin sonucu meydana gelmektedir (Welsch, 1999). Welsch, trans-kültürlülük kavramını öne sürerken, bu kavramı eleştirdiği çok kültürlülük kavramına alternatif olarak düşünmüştür (Blumentrath ve diğ., 2007: 16). Çok kültürlülük kavramını uygun bulmayan Welsch e göre trans-kültürlülük, birbirinden farklı veya birbirlerinin tamamen zıttı olan iki kültürün karşılaşmasının sonucunda aralarındaki sınırların yok olmasıyla oluşmaktadır (Wikipedia, 2009). Kültürlerarasılığın aksine trans-kültürlülükte ara mekan söz konusu değildir. Her ikisinde de sınırlar yok olmasına rağmen, kültürlerarasılıkta iki kültürün iç içe geçmesi sonucu yeni bir sınır çizilmekte, yani ara mekan oluşturulmaktadır. Esselborn, Welsch in trans-kültürlülük kavramını ortaya atmasının nedenini sosyal homojenleşme, etnik temelleşme ve kültürlerarası sınırlardan bahseden Herder in klasik kültür kavramına karşılık ve günümüzdeki kültürlerin göç, ekonomik/kültürel bütünleşme ve bağımlılık nedeniyle melez kültür (Alm. hybride Kulturen) olarak görülmesine bağlamaktadır (Esselborn, 2007: 13). Fiili olarak kültürlerimiz, homojenliklerini yitiren, geleneksel sınırlarını aşan ve transkültürel olarak tanımlanan yeni bir şekle girmiştir. Günümüzde kültürel ilişkiler geniş ölçüde çeşitlilik ve iç içe geçmiş olarak tanımlanmaktadır (Blumentrath ve diğ., 2007: 16-17). Trans-kültürlülüğün oluşumunda kültürler arasındaki sınırların kalkmasıyla yeni bir evrensel kültür oluşmamaktadır. Aksine içerisinde trans-kültürel imgeler taşıyan birey ve topluluklar oluşmaktadır (Wikipedia, 2009). Kültürlerarasılık ve trans-kültürlülük kavramlarının aksine çok kültürlülük belirli sınırlar üzerine kurulu bir kavramdır. Birçok çevre tarafından kültürlerarasılık kavramı, çok kültürlülüğü ve trans-kültürlülüğü açıklayan bir üst kavram olarak kabul edilmektedir (Blumentrath ve diğ., 2007: 53). Elimden geldiği kadar açıklamaya çalıştığım kültürlerarasılık, çok kültürlülük ve transkültürlülük kavramlarının ayrılığı konusunda bilimsel çevrelerde her hangi bir uzlaşmanın olmadığı görülmektedir. Her ne kadar biri diğerinin yerine konulmaya çalışılsa da, kültürlerarasılık kavramının birçok bilim dalında yer aldığı ve diğer iki kavramdan daha çok kullanıldığı bir gerçektir. 11