TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR A. D. BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/19506) Karar Tarihi: 25/12/2014
BİRİNCİ BÖLÜM ARA KARAR Başkan : Serruh KALELİ ler : Hicabi DURSUN Erdal TERCAN Zühtü ARSLAN Hasan Tahsin GÖKCAN Raportör : Volkan ÇAKMAK Başvurucu : A. D. Vekili : Av. Burak TURAN I. BAŞVURUNUN KONUSU 1. Terör örgütüne yardım etme eylemi gerekçe gösterilerek İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan ve Somali uyruklu Hollanda vatandaşı olan başvurucu; 23/3/2014 tarihinde Mısır'dan Türkiye aktarmalı olarak Hollanda'ya yaptığı uçuş sırasında İstanbul Atatürk Hava Limanında polis tarafından gözaltına alınması üzerine hakkında tesis edilen 23/5/2014 tarihli sınır dışı edilme işlemine karşı başlattığı yargı sürecinin aleyhine sonuçlandığını, süreçte adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, sınırdışı edilmesi halinde hakkındaki isnad nedeniyle vatandaşı olduğu Hollanda tarafından Amerika Birleşik Devletlerine iade edileceğini, bu nedenle hayatının ve vücut bütünlüğünün tehlike altında olduğunu ileri sürerek tedbir talebinde bulunmaktadır. II. BAŞVURU SÜRECİ 2. Başvuru, 15/12/2014 tarihinde Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir. 3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca, başvurucunun tedbir talebinin Bölüm tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir. III. OLAY VE OLGULAR A. Olaylar 4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir: 5. Başvurucu, Mısır'dan vatandaşı olduğu Hollanda'ya Türkiye aktarmalı olarak yaptığı uçuş sırasında, İnterpol tarafından 27/8/2013 tarihli kırmızı bültenle aranması nedeniyle Atatürk Hava Limanında yakalanmış ve Bakırköy 18. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/3/2014 tarih ve Değişik İş No:2014/247 sayılı kararıyla geçici olarak tutuklanmıştır. 6. Amerika Birleşik Devletlerinin, 21/4/2014 tarihli rapor ile somutlaşan başvurucuya yönelik iade talebine ilişkin olarak, Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından23/5/2014 tarih ve Değişik İş No. 2014/869 sayılı karar ile başvurucu hakkındaki iddianın terör suçu 2
olduğuna dair iadeyi gerektirir yeterli belge ve delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek iade talebinin kabul edilebilir olmadığına ve başvurucunun tahliyesine karar verilmiştir. 7. İstanbul Valiliğinin 23/5/2014 tarihli işlemiyle 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 54. maddesinin (d) bendi uyarınca,kamu düzeni, kamu güvenliği açısından tehdit oluşturduğu gerekçe gösterilerek başvurucu hakkında sınır dışı etme kararı alınmış ve aynı işlemle 6458 sayılı Kanun'un 57. maddesi uyarınca başvurucunun 6 ay süreyle idari gözetim altında tutulmasına karar verilmiştir. 8. Başvurucu, 8/6/2014 tarihinde Hollanda'ya gönderilmek üzere bindirildiği uçakta olay çıkarması nedeniyle uçağın pilotu tarafından bu şekilde uçağa alınmasının mümkün olmadığının belirtilmesi üzerine uçaktan indirilerek geri gönderim merkezine götürülmüştür.ayrıca başvurucu bu süreçte iltica talebinde bulunmuş ve başvurusunun reddi üzerine Ankara 1. İdare Mahkemesi nezdinde ret işlemine karşı 18/7/2014 tarihinde iptal davası açmıştır. 9. Başvurucu hakkında verilen 23/5/2014 tarihli idari gözetim kararı İstanbul 4.Sulh Ceza Hakimliğinin 7/8/2014 tarih ve Değişik İş No.2014/47 sayılı kararıyla, başvurucunun herhangi bir suça karışmadığı ve resmi işleme tabi tutulmadığı gerekçesine yer verilerek kaldırılmıştır. Ayrıca İstanbul Valiliğince alınan 25/8/2014 tarihli idari gözetim kararı da, İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 29/8/2014 tarih ve Değişik İş No.2014/1193 sayılı kararıyla, usulüne uygun idari gözetim kararı alınmadığı gerekçesiyle kaldırılmıştır. 10. Başvurucunun sınır dışı edilmesine ilişkin 23/5/2014 tarihli işlemin iptali istemiyle açtığı dava, İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 21/10/2014 tarih ve E.2014/1334, K.2014/1788 sayılı kararıyla; hakkında, adli işlem yapılacak yabancılar bir yıl men, ceza evinden çıkan yabancılar bir yıl men tahdit kayıtları bulunan, uluslararası koruma talebi reddedilen ve İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan başvurucu hakkında kamu düzeni ve güvenliği açısından tehdit oluşturduğundan bahisle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesine yer verilerek 6458 sayılı Kanun'un 53. maddesi uyarınca kesin olarak reddedilmiştir. 11. Başvurucu, davanın reddine ilişkin kararı 13/11/2014 tarihinde tebellüğ etmesinin ardından 15/12/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. B. İlgili Hukuk 12. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu. IV. İNCELEME VE GEREKÇE 13. Başvuru formu ve ekleri incelenip tedbir talebi hakkında gereği düşünüldü: A. Başvurucunun İddiaları 14. Terör örgütüne yardım etme eylemi gerekçe gösterilerek İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan ve Somali uyruklu Hollanda vatandaşı olan başvurucu; hakkında tesis edilen 23/5/2014 tarihli sınır dışı edilme işlemine karşı başlattığı yargı sürecinde adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, sınırdışı edilmesi halinde yaşam hakkının tehlikeye girme, işkence ve kötü muameleye tabi tutulma riskinin bulunduğunu ileri sürerek, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 73. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. B. Değerlendirme 15. 6216 sayılı Kanun un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir: Bölümler, esas inceleme aşamasında, başvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu gördükleri tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verebilir. Tedbire karar verilmesi hâlinde, esas hakkındaki kararın en geç altı ay içinde verilmesi gerekir. Aksi takdirde tedbir kararı 3
kendiliğinden kalkar 16. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü nün Tedbir kararı başlıklı 73. maddesinin (1) numaralı fıkrası şu şekildedir: Başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması üzerine, Bölümlerce esas inceleme aşamasında gerekli tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verilebilir." 17. Anılan Kanun ve İçtüzük hükümlerine göre başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlikenin bulunduğu anlaşıldığı takdirde, Bölümlerce esas inceleme aşamasında gerekli tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verilebilir. Yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığın bütünlüğünün korunması hakkı Anayasa nın 17. maddesinde güvence altına alınmış haklardandır. Yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde tedbir kararı verilebilmesi için başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması gerekir (B.No: 2013/9673, 30/12/2013, 24). 18. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, ikincil nitelikte bir kanun yolu olup kural olarak ancak kesinleşmiş işlemler aleyhine bu yola başvurulabildiğinden, bu yola gidilmesinin bireysel başvuru konusu işlem ve kararların uygulanmasına herhangi bir etkisi yoktur. Ancak bir işlem ya da kararın uygulanması halinde bireyin anayasal haklarının ihlali yönünde ciddi bir tehlike ortaya çıkacaksa, 6216 sayılı Kanun ile Mahkemeye bu tehlikeyi önlemek amacıyla tedbir kararı verme yetkisi tanınmıştır. Bu yönüyle tedbir yetkisi istisnai bir yetki olup, ancak işlem veya kararın uygulanması halinde yaşam hakkına ya da bireyin maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik gerçek ve ciddi bir risk doğacaksa tedbire başvurulabilir (B.No: 2013/9673, 30/12/2013, 25). 19. Diğer taraftan bireysel başvuru yoluna gidebilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca, başvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirdiği şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir. Anayasa Mahkemesinin başvuru yolları henüz tüketilmeden bir başvuruyu kabul edip incelemesi kural olarak mümkün değildir. Ancak başvuru yolunun tüketilmesinin başvurucunun hakkına yönelik ihlalin giderilmesi açısından herhangi bir etkisi yoksa, başka bir deyişle başvurulacak yol etkisizse ya da başvuru yolunun tüketilmesinin beklenmesi halinde başvurucunun haklarına yönelik ciddi ve geri dönülmesi imkânsız bir tehlike ortaya çıkacaksa anayasal haklara saygı ilkesi Mahkemenin bu başvuruları incelemesini gerektirebilir (B.No: 2013/9673, 30/12/2013, 26). 20. Başvuru konusu olayda, Somali uyruklu Hollanda vatandaşı olan başvurucu; hakkında tesis edilen 23/5/2014 tarihli sınır dışı edilme işleminin uygulanması halinde, ülkesi Hollanda tarafından Amerika Birleşik Devletlerine iade edileceğini, bu durumun yaşam hakkını tehlikeye sokacağını, işkence ve kötü muameleye tabi tutulma riskinin bulunduğunu ileri sürerek, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 73. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. 21. Dosya içeriğinde sunulan bilgi ve belgeler uyarınca Somali asıllı Hollanda vatandaşı olduğu anlaşılan başvurucunun, sınır dışı edilerek gönderileceği ülke olan Hollanda'da yaşam hakkı yönünden ciddi bir risk ile karşılaşacağına, işkence ve kötü muameleye tabi tutulacağına ilişkin bir bilgi, belge sunulamadığı görülmektedir. Sınır dışı edilecek olan kişinin, sadece kendisi veya bağlı bulunduğu insan grubu ile ilgili öznel duruma işaret ederek büyük bir olasılıkla kötü muamele göreceğini ispat etmesi gerekmektedir. Tedbir talebi değerlendirilirken, gönderileceği ülkenin genel durumu, başvurucunun geçmiş 4
tecrübesi, riskin güncelliği, kişiselliği gibi hususlar göz önünde bulundurulacaktır. Ayrıca, kişilerin hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemeyeceği yönünde düzenleme getiren Geçici Koruma Yönetmeliği'nin 6. maddesinin (1) numaralı ve anılan Yönetmeliğin dayanağı olan 6458 sayılı Kanun un 4. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile uluslararası hukuk açısından geçerli bir ilke konumunda bulunan zulüm tehlikesi altında bulunan yere geri gönderilmeme (non refoulment)" ilkesi de dikkate alındığında bu aşamada, sınır dışı edilerek Hollanda'ya gönderilecek olan başvurucu açısından koşulların oluşmadığı görülmektedir. Bununla birlikte; başvuru formunda belirtildiği üzere, Atatürk Hava Limanında yakalandığı 24/3/2014 tarihinde yaptığı ancak yarım kalan aktarmalı uçak yolculuğu ile aslında Hollanda'ya gitmek amacında olan başvurucunun, mevcut bireysel başvurusu ile zaten kısa bir süre önce gitmek istediği Hollanda'ya gönderilmek üzere sınır dışı edilmesinin hayatı ve vücut bütünlüğü yönünden tehlike taşıdığını ileri sürmesi, riskin güncelliği noktasındaki iddianın ciddiliği hususunda yeterli kanaat oluşturmamaktadır. 22. Diğer taraftan başvurucu her ne kadar ülkesine gönderildiği takdirde Amerika Birleşik Devletlerine iade edileceğini ileri sürmekte ise de; başvurucunun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin tarafı olan Hollanda makamlarınca bir başka ülkeye gönderilmesi halinde yaşam hakkının tehlikeye gireceği, işkence ve kötü muameleye tabi tutulacağı yönündeki iddialarını bu ülkenin idari ve yargı merciileri önünde ileri sürebileceği açıktır. 23. Açıklanan nedenlerle başvurucunun vatandaşı olduğu Hollanda'ya sınır dışı edilmesi durumunda yaşamına ya da maddi ve manevi varlığına yönelik bir risk bulunmaması nedeniyle bu aşamada koşulları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekir. V.HÜKÜM Başvuru konusu olayda başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik bir tehlike olduğu iddialarının ciddi bulunmaması, diğer iddiaların da esas aşamasında incelenecek olması nedeniyle 6216 sayılı Kanun un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrası ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü nün 73. maddesi gereğince tedbir talebinin reddine 25/12/2014 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. Başkan Serruh KALELİ Hicabi DURSUN Erdal TERCAN Zühtü ARSLAN Hasan Tahsin GÖKCAN 5