BİR NÖBETLEŞME HADİSESİ ve -SA ŞART EKİNE YANSIMALARI

Benzer belgeler
Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269.

VURGULAMA İŞLEVLİ DİL BİRİMLERİ ÜZERİNE

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET

RİSÂLE-İ MÛZE-DÛZLUK ÜZERİNE

GÖKTÜRK HARFLİ YAZITLARDA gali EKİ ÜZERİNE

HOCA NAZAR HÜVEYDĀ RAHĀT-I DİL [İnceleme-Metin-Dizin]

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

DİL BİLGİSİ KAYNAKLARINA GÖRE TÜRKİYE TÜRKÇESİNİN ÜNLÜ VE ÜNSÜZLERİ Çalışma Taslağı 6 Kasım 2008

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÖZNESİ GÖSTERİLMEYEN BİR CÜMLE TİPİ DAHA. Selma GÜLSEVİN

ÖZET ON MORPHOLOGIC STRUCTURE KAŞ DIALECT ABSTRACT

ÖZNE YÜKLEM UYUMU BAKIMINDAN FARKLI BĐR CÜMLE TĐPĐ

YÜKLEM, YALNIZ ÖZNEYİ Mİ İÇİNDE TAŞIR?

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI

TÜRKÇEDE ÜÇÜNCÜ GRUP (ARA) EKLER

Türkçede -DAn biri Yapılı Kelime Grupları Üzerine * 1 Leylâ Karahan **2. The Word Groups Constructed With -DAn biri In Turkish Language

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ


Güner, Galip, Kıpçak Türkçesi Grameri, Kesit Yayınları, İstanbul, 2013, 371 S.

Dal - mış - ım. Dal - mış - sın. Dal - mış. Dal - mış - ız. Dal - mış - sınız. Dal - mış - lar. Alış - (ı)yor - um. Alış - (ı)yor - sun.

Dilek Ergönenç Akbaba * 1

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

Ders Adı : TÜRK DİLİ II: CÜMLE VE METİN BİLGİSİ Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3. Ders Bilgileri.

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DİLEK KİPLERİ VE ZAMAN KAVRAMI ÖZET

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE TARİH İFADE ETMEK İÇİN KULLANILAN YAPILARIN SÖZ DİZİMİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ *

V. ULUSLARARASI TÜRK DİL KURULTAYI

ÜNİTE. TÜRK DİLİ I Yrd. Doç. Dr. Nurşat BİÇER İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇE ŞEKİL BİLGİSİ II

ZAMİRLER(ADILLAR) Zamir sözcük türlerinden biridir. Zamiri yapmak için cümleyi çok çok iyi anlamak gerekir

Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt 3 Sayı:4 Yıl:2000

Türk Dili I El Kitabı

Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesi Grameri, s. 31. Süer Eker, Çağdaş Türk Dili, s. 274.

1. BÖLÜM KURAMSAL ÇERÇEVE

-sa Ekinin İşlevleri ve Dilek-Şart Ayrımı

7. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DERS TANIMLAMA FORMU / Hakas Türkçesi. ARIKOĞLU E. (2007) Hakas Türkçesi, Türk Lehçeleri Temel Ders Kitabı

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları

EKLERİN ÖĞRETİMİ ÜZERİNE BİR İKİ SÖZ ÖZET. Türkçe, yapı bakımından sondan eklemeli bir dildir. Gerek yeni kavramlara karşılık

c. Yönelme Hâli: -e ekiyle yapılır. Yüklemin yöneldiği yeri, nesneyi ya da kavramı gösterir.

Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Ders Bilgi Formu

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

SIFATLAR. ÖN ADLAR (Sıfatlar)

Bundan sonra Sabahlatan da hayatın çeşitli alanlarına dair eğitim serileri bulunacak. Bunlara da bu İspanyolca eğitim makalesi ile başlıyoruz.

OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

KIŞ WINTER 2011 SAYI NUMBER 3 SAYFA PAGE ÖZET

Fiiller nesne alıp almamalarına göre değişik şekillerde adlandırılır. Bunları dört grupta inceleyebiliriz.

+(y)la (< ile) EKİNİN CÜMLE ÖĞELERİ OLUŞTURMADAKİ YERİ. Özgür AY *

SONRA, ÖNCE KELİMELERİNİN EDAT KATEGORİSİ İÇİNDEKİ DURUMU *

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ...

7. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

(saat/hafta) Teorik anlatım, tartışma, soru-cevap. Hacettepe TÖMER Öğretim Elemanları

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

Örn: İddiamı ispat için, bu odanın duvarlarına gül. yazdırdım. Yüklem

İNGİLİZCE HAZIRLIK PROGRAMI SEVİYE 2 DERS MÜFREDATI

CÜMLE ÇEŞİTLERİ. Buna yükleminin türüne göre de denebilir. Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan sözcüklerin türüne bakılır.

VI. ULUSLARARASI TÜRK DİLİ KURULTAYI BiLDİRİLERi

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

ADIN YÜKLEME (NESNE) DURUMU VE TÜMCENİN NESNE ÖGESİ ÜZERİNE

Fırat Üniversitesi İNSANİ VE SOSYAL BİLİMLER FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE IP ULAÇLI FİİLLERİN DURUMUNA BİR BAKIŞ

İNGİLİZCENİN SEVİYELERİ

BİLDİRME EKİNİN DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDEKİ YERİ ÜZERİNE *

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ DERS SAATİ

1: İLETİŞİM, DİLVE KÜLTÜR

REŞAT NURİ GÜNTEKİN İN ÇALI KUŞU ROMANINDAKİ İSİM TAMLAMALARININ DERİN YAPISI VE CÜMLEDEKİ GÖREVLERİ

Pekiştirilmiş / Pekiştirmeli Özne Üzerine

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ BAHAR DÖNEMİ BÜTÜNLEŞİK DOKTORA DERS PROGRAMI DERS DERS DERS DERS. Karahanlıca I.

Karamanlıca Resimli Bir Çocuk Dergisi: Angeliaforos Çocuklar İçün (1872)

MUHARREM ERGİN E GÖRE KELİME GRUPLARI 1. Taslak (23 Şubat 2010) Dr.Mustafa Altun

TÜRKĐYE TÜRKÇESĐNDE ÖZNE DURUM BĐÇĐMBĐRĐMĐ ALABĐLĐR MĐ?

MUHARREM DAŞDEMİR VE OKLAMA YÖNTEMİYLE TÜRKÇENİN YAPISAL İŞLEVSEL SÖZ DİZİMİ ADLI ESERİ

REŞAT NURİ GÜNTEKİN İN ÇALI KUŞU ROMANINDAKİ SIFAT TAMLAMALARININ DERİN YAPISI VE ÖĞRETİMİ ÜZERİNE

Seminerler/Muğla

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

Dil olgusu :DEĞİŞMEYENLER Dil dışı olgu : DEĞİŞENLER ARABA. Aynı değişimi soyut olarak şöyle formülleştirebiliriz:

Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz.

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDEKİ ZAMAN VE KİP ÇEKİMLERİNDE BİRLEŞİK YAPILAR ÜZERİNE

YAPI BAKIMINDAN CÜMLE SINIFLANDIRMALARI ÜZERİNE- Prof Dr. Leyla KA.RAHAN

Çekim Ekleri. Çözümler. 1. Test. 4. Bölüm

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

BİRLEŞİK ZAMANLAR ÜZERİNE On The Compound Tenses. Dr. Süleyman EFENDİOĞLU * Ali Osman SOLMAZ **

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

-matı / -meti Gerundiyumu Hakkında

CÜMLENİN ÖĞELERİ. Özne Yüklem Tümleç Nesne

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

Dilbilgisi ve Dilbilim Yazıları Caner KERİMOĞLU

III. Teklik Kişi İyelik Eki +(s)i * 1. ve Zamir n si Üzerine Bir Değerlendirme Denemesi

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Kongresi * UTEK Ağustos 2007

Transkript:

BİR NÖBETLEŞME HADİSESİ ve -SA ŞART EKİNE YANSIMALARI Hakan ÖZDEMİR Özet Türk gramerciliği üzerinde Batılı gramer anlayışının egemenliği bilinen bir gerçektir. Bu gelenekte verilmiş hükümler, çoğu zaman genel dil bilimi verilerine uygunluk gösterse de özelde Türkçe için birtakım aykırı durumların ortaya çıktığı da üzerinde durulması gereken bir husustur. Bu çalışmada böyle olduğu düşünülen -sa şart eki ele alınacaktır. Şahıs işareti almasına rağmen -sa şart ekinin zarf-fiil eki olarak değerlendirilmesiyle ilgili tartışmalar bugün için bitmiş gözükmemektedir. Bu ekin şahıs işareti alıyor olması ve zarf fiil yapılarının şahıs işareti almaması görüşü bu çalışmada daha önceki yayınlar ışığı altında irdelenecektir. Anahtar Kelimeler: -sa şart eki, istek kipi, zarf-fiil eki Abstract The dominance of Western grammar apprehension on Turkish grammar is a widely known truth. Given judgements in this tradition, even mostly show coherence with general linguistics, in custom some contradictory situations for Turkish arising is a matter needed to be asserted. In this study, a data being thought to be like that will be approached. Although it takes personal mark, debates about -sa conditional suffix s being evaluated as gerund are not about to seem to have finished for today. View of that this suffix takes personal mark and structures of gerund doesn t take personal mark will be explicated in the light of former issues in this study. Key Words: -sa conditional suffix, subjunctive mood, gerund Giriş Betimleyici gramer yaklaşımının etkisiyle dil üzerine bugüne kadar birçok yargı ortaya konmuştur. Elde edilen verilerin ışığı altında yapılan toplu değerlendirmeler araştırmacıyı çoğu zaman bu yargıların her durumda kesin doğru olduğu düşüncesine götürmüştür. Sonradan konu üzerinde Yrd. Doç. Dr., Giresun Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edbiyatı Bölümü. ozdemirhn@yahoo.com 0 505 223 95 84 Karadeniz Araştırmaları Bahar 2013 Sayı 37 s.199-207

Hakan Özdemir çalışanları yoğun uğraşılar vermekten kurtaran bu belirlemeler, maalesef her dil için her durumda geçerli olamayabiliyor. Bu çalışmada, zarf-fiil yapılarının şahıs işaretleriyle olan ilgisi noktasında -sa şart eki irdelenmeye çalışılacaktır. Şahıssızlık problemi, zarf-fiil konusuyla ilgilenen bilim adamlarını uzunca bir süre meşgul etmiştir. Ama bugün işlevci yaklaşımların ışığı altında gelinen noktada Türkçe için bazı gözden geçirmeleri gerçekleştirmek gerekli hâle gelmiştir. Zarf-fiillerin şahıssızlığı noktasında varılan toptancı yargı ve yaklaşımlar Türkçede bazı kırılmalara uğramak zorundadır. Çoğu Hint-Avrupa dillerine göre konulmuş yargıların devamlılığı ve sürekliliği noktasında Türkçede problemler yaşanmaktadır. Daha önceki çalışmalarda, zarf-fiillerin şahıs işareti alması konusunda ortaya çıkan durum, aşağıda da gösterileceği üzere tarihî Türk lehçelerinden verilen örneklerle açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Bu tür kullanımlardan haberdar olmakla birlikte bu örneklerin konuyla ilişkilendirilme ihtiyacı, göz ardı edilmemesi gereken önemli bir nokta olarak araştırmacıların önünde durmaktadır. Tüm bu belirlemelerin ışığı altında yapılan tartışmalardan bir kesitle konunun yeniden ele alınması yararlı olacaktır. 1. -sa Şart Ekinin Zarf-fiil Olarak Değerlendirilmesi Konuya dil bilimi çevrelerinin dikkatini ilk defa aykırı bir başlıkla Gülsevin in çektiği bilinen bir gerçektir (Geniş bilgi için bk. Gülsevin 1990, 276-279). Gülsevin, bu konuda görüş ileri süren dil bilimcileri yazısının başlangıç kısmında, zarf-fiillerin şahısla ilişkilendirilmesi noktasında ikiye ayırmaktadır: Muharrem Ergin ve Faruk Kadri Timurtaş kişiye bağlı değildir derken, T. Nejat Gencan ve Tahsin Banguoğlu gibileri böyle bir sınırlama koymamaktadırlar (Gülsevin 1990, 277). Bu şekilde kendisinden önceki çalışmaları ana hatlarıyla değerlendirmeye tabi tutmuş olan yazar, yazısının devamında herhangi bir şekilde yüklemle zarf ilişkisi içine giren tüm yapıları zarf olarak nitelemiştir. Eğer kişi ekli fiil türemesi kelime, yüklemin zarfı olacak özellikleri taşıyorsa, gerundium gereklerini taşıyor demektir (Gülsevin 1990, 277) diyerek yapının icra ettiği işlevin onun tanımı için yeterli bir ölçüt olacağı kanaatini ifade etmiştir. Fakat daha da önemli olan nokta kişi ekli fiil türemesi tabiriyle şahıs işareti almış yapıların da tanımın içine sokulmuş olmasıdır. Buradan hareketle sıraladığı -1. Bu ekli yapıların asla yüklem olamaması, 2. Ekin zaman zarf-fiilleriyle eş-değerlikli kullanımı, 3. a. Örnek başka zarf-fiillerin şahıs işareti alması, b. Eski Türkçede -sar ekinin zamanlar bahsinde gösterilmemiş olması ve bu dönemde şahıs işaretlerinin düşürülerek ekin kullanımı şeklinde özetlenebilecek- üç sebepten dolayı da -sa şart ekinin fiil kipleri bölümünde değil gerundium bahsinde şart gerundiumu adı altında verilmesi gerektiğini ifade etmiştir (Gülsevin 1990, 278-279). 200

Bir Nöbetleşme Hadisesi ve -sa Şart Ekine Yansımaları Konuya bir başka yaklaşımı getiren dil bilimci ise Karahan olmuştur (Karahan 1994, 471-474). Karahan, kip kavramını dil bilimcilerin kaynaklarından yararlanarak (Karahan 1994, 472) irdelediği yazısında zarf-fiil ekleriyle kipleri oluşturan eklerin yargı bildirme noktasında birbirinden ayrılması üzerinde durmuştur. Ona göre yargı bildiren yapılar bir grup oluşturmakta ve şart işlevi gören -sa eki bu anlamda grubun dışında kalmaktadır: Kip ekleriyle çekimlenmiş bütün fiiller, -sa/-se ekli fiiller hariç, yargı taşır. -sa/-se eki, istek bildirdiği durumlarda grubun diğer üyeleri ile bu bakımdan bir uyum içindedir. Şart, zaman, sebep fonksiyonlu -sa/-se eki ise yargı taşımadığı için grubun uyumlu yapısını bozar (Karahan 1994, 472). Yazısının devamında yine Karahan, dil bilimcilerin zarf-fiil eklerinin yargı bildirmeme özelliğini vurgulayan açıklamalarına rağmen sa şart ekinin istek bildirme dışında- bir kip eki olarak sayılamayacağını ifade etmiştir (Karahan 1994, 473). Karahan ın Gülsevin le paralellik arz eden yazısında dikkati çeken bir başka nokta -dığında zarf-fiil eki yerine -IncA zarf-fiil ekiyle kurduğu eşdeğerliğe dayanarak -sa şart ekinin bahsi geçen ek gibi kip ekleri içinde değil zarf-fiil ekleri içerisinde ele alınması gerektiği yönündeki açıklaması olmuştur (Karahan 1994, 473). Yazısında, zarf-fiil eklerinin birbirinden ayrılan çeşitli özelliklerine rağmen bir arada ele alındığını, şahıs işareti alabilen zarf-fiil şekillerinin bulunabildiğini vurgulamış ve şahıs işaretleriyle kullanılabilen Türkmen Türkçesindeki -ka zarf-fiil ekini örnek göstererek çalışmasını şu şekilde bitirmiştir: Hatta Türkmen Türkçesinde şahıs ekleriyle de kullanılan ve iken den gelen -ka/-ke zarf-fiil eki, -sa/-se ekini bu bakımdan yalnız bırakmaz. alankām (ben almışken), alankān (sen almışken) alankāk (biz almışken), alankānız (siz almışken), alankālar (onlar almışken) (Ercilasun, 1991, s. 1108). Sonuç olarak, -sa/-se şart eki, yukarıda açıklamaya çalıştığımız sebeplerden dolayı zarf-fiil ekleri grubunda yer almalıdır. Böyle bir yaklaşım, tabiî olarak şartlı birleşik cümle anlayışımızı da yeniden gözden geçirmeyi gerekli kılmaktadır (Karahan 1994, 474). 2. -sa Şart Ekinin Zarf-fiil Olarak Değerlendirilmesine Yöneltilen İtirazlar Çeşitli verilere dayanarak her iki dilbilimci de -sa şart ekinin -istek bildiren durumlar hariç- kip ekleri içinde değil zarf-fiil ekleri içerisinde ele alınması ve böyle değerlendirilmesi konusunda hemfikirdirler. Bu açıklamalara ise ekin Eski Türkçe dönemindeki özel kullanımı ve zarf-fiillerin şahıs bildirmemesi noktalarında Öner den itiraz gelmiştir: Şart ekinin bir gerundiyum eki olduğu hususunda, Türkiye Türkoloji literatüründe, son zamanlarda başlamış bir münakaşaya göre, tasarlama kipi 201

Hakan Özdemir olan ve şahıs çekimine dâhil olan şart şekli, bir gerundiyum olarak kabul edilmektedir. (bk. Gürer Gülsevin, Türkçede sa Şart Gerundiumu Üzerine: Türk Dili, 467. S., Kasım 1990; Leyla Karahan, -sa/-se Eki Hakkında: Türk Dili, 516. S., Aralık 1994 ). Aynı fonksiyoncu yaklaşımla bütün birleşik cümle yapılarında, zarf gibi yer alan yardımcı cümlelerin gerundium olduğunu iddia etmek gerekirdi. Halbuki gerundiyumun başlıca özelliği olan şahıssızlık (impersonality) bu birleşik cümlelerde söz konusu değildir. Türkçede gerindiyumlar hakkında hususi bir monografi yazan Prof. Dr. Nuri Yüce de, - sa/-se şart ekinin gerundiyum gibi kullanıldığı örneklere daha önce yer vermişti. (bk. Gerundien im Türkischen (Eine morphologische und syntaktische Untersuchung) Mainz, 1973, 421) Aslında etü. sar/-ser şart eki de bir gerindium olarak tesbit edilmiştir. (bk. A.N. Kononov, Grammatika yazıka tyurskih runiçeskih pamyatnikov VII-IX vv., Leningrad, 1990, 231. s) fakat burada Kononov un gösterdiği etü. örneklerinde, şahıs çekimi yoktur ve gerundium gibi kullanılmıştır. (bir todsar açsıg ömez sen: ol yirgerü barsar türk bodun ölteçi sen vs..) Nitekim etü. deki -sar/-ser gerundiumunu gösteren aynı yazar, Türkiye Türkçesi gramerinde, gerundiumlar arasında sa/-se ekine yer vermemiş (A.N. Kononov, Grammatika sovremennogo turetskogo literaturnogo yazıka, Moskva-Leningrad, 1956, 966-992 s) ve bunu şart kipi olarak belirtmiştir (Öner 1999, 834). Öner in yukarıdan beri verilen açıklamaları yeterli görmediği açıktır. Özellikle bütün birleşik cümle yapıları tabiriyle değindiği şart ekinin diğer zamanlarla birlikte kullanıldığında zaman anlamının bulunmaması ifadesi dikkat çekicidir. Bu itirazda gözden kaçan iki husustan biri olan şart ekinin yargı belirtmediği ve işlev olarak da bazı kullanımlarda zaman belirten diğer zarf-fiiller gibi kullanıldığı vurgulamasıdır. Yoksa her iki araştırmacı (Gülsevin-Karahan) da vardıkları sonuçlarda bu yapıya zaman yerine şart zarf-fiili demekteler. Öner in şahıssızlıkla ilgili açıklamalarından önce Üstünova nın morfolojik eleştirisi üzerinde durmak yararlı olacaktır. Bu yüzden konuyla ilgili açıklamalarının bir kısmını buraya olduğu gibi almak yerinde olur: (Benim) Eve gel-diğ-im-de, (sen) git-miş-ti-n İyelik ekinin göndermesi, ait olduğu kişinin ilgi durumundaki zamirinedir. Tamlanan, tamlayan ister kuralından yola çıkarak, gelme işinin sahibini belirleriz. Gelme işi, birinci tekil kişiye aittir. Böylece yüzey yapıya çıkmamış tamlayan eksiltisi giderilir. Benim geldiğim Gelme işinin sahibi, bizi aynı zamanda bu işi yapana götürecektir. İyelik ekinin yardımıyla -biçimbirimler arasındaki uyuşmanın ön koşul olduğu dikkate alınarak- ben öznesine ulaşırız. Ancak burada iyice vurgulanması gereken konu, {-İm} eki, ben zamirinin değil; benim zamirinin göstergesidir. Metnin orijinalinde vurgulanan ve gösteriminde ok işareti kullanılan yapılar ayraç içinde ve ilişkili oldukları yapıyla aynı vurgulamaya sahip olarak gösterilmiştir. 202

Bir Nöbetleşme Hadisesi ve -sa Şart Ekine Yansımaları Bitmemiş / çekimlenmemiş bir eyleme geldiği için eylem çekim eki olamaz. Türkçede eylem çekiminin, eylem kök / gövde +basit zaman eki + bileşik zaman eki + kişi eki biçiminde oluşu da, bu görüşü desteklemektedir. Demek ki, {-DİğİmdE} yapısındaki {-İm} biçim birimi, ad çekim eki / iyelik ekidir ve bize hareketin sahibini verir. Hareketin sahibi aynı zamanda da hareketi yapan olduğundan özneyi de iyelik eki yardımıyla bulmak gerekmektedir. Git-miş-ti-n bitmiş / çekimli eyleminde özne {-n} biçim birimiyle yüklemde temsil edilmektedir. Göndermesi, sen ikinci tekil kişi zamirinedir. Derin yapıda sıfır tekrar olan özne, Yüklem özne ister. kuralı doğrultusunda tamamlanır ve yüzey yapıya çıkarılır. O zaman yukarıdaki cümlenin derin yapısı şu hle gelir. Ben, eve Ø (benim) gel-diğ-im-de, sen, git-miş-ti-n (Üstünova 2000, 494). Bu son satırdaki örneğin çözümlenmesi böyle olmasa gerektir. Çünkü sıfır tekrar ilgili unsurlardan birinin tekrara düşmemek için kapatılması, kullanılmaması demektir. Mesela herhangi bir cümlede şahıs eki özneyi vereceği için bir de özneyi gösterir şahıs zamiri kullanılmayabilir; veya burada olduğu gibi iyelikli bir yapıysa sözkonusu olan, her zaman ilgi eki almış ilgili şahıs zamirine başvurulmayabilir. Yani tekrar olacağı için aynı işleve yönelik unsurlardan biri kapatılabilir ve bu tamamen dil kullanıcısının seçimidir. Bu son örnekte ise ben geldiğimde yapısı benim zamiri için sıfır tekrarla yapılmak istenen şeyi kabul etmemekte ve bu zamirin (benim) yapıya eklenmesi anlatım bozukluğuna sebep olmaktadır. Bu durum, ben geldiğimde ve benim geldiğimde şeklinde iki farklı kullanımı beraberinde getirmektedir. Dil kullanıcısı sağlıklı bir iletişim amaçlıyorsa bu ikisinden birini seçmek zorundadır ama ikisini aynı cümle içinde birlikte kullanamaz. Bu ikili kullanıma nöbetleşme demek daha uygun olur. Birincisinde olduğu gibi, birinin yavaş yavaş diğer şekle üstünlük sağladığı bu durum, iki yapının aynı şeyi anlatsalar da aynı olmadıklarını ortaya koyar. Üstünova nın gösterdiği gibi burada bir sıfır tekrar söz konusu olsaydı bu iki yapı, bir cümlede anlatım bozukluğu yaşanmadan birlikte kullanılabilirdi. Ortada basite alınamayacak bir kullanım farklılığı vardır. Şahıs zamiriyle kurulmuş yapıda, iyelik eki görev yapıyor gibi görünebilir. Ama kabul edilmesi gerekir ki artık bu ek, iyelik eki gibi değil şahıs eki gibi davranmaktadır. Böyle olmasaydı sıfır tekrar ilkesi gereği yapıya ilgi eki almış zamir olan benim istenen her şartta eklenebilirdi. Ama ben şahıs zamirinin kullanıldığı durumlarda, benim zamirinin cümleye dâhil edilmeye çalışılışı dil kullanıcısında rahatsızlık meydana getirmekte ve bu iki kullanımdan birini seçmek zorunda kalmaktadır. Bu iki yapının birbirinden farlılığında ikinci sebep ortaya çıkan kelime grubunda saklıdır: Ben geldiğimde zarf-fiil grubu iken, benim geldiğimde bir 203

Hakan Özdemir iyelik grubudur. Doğal olarak ben geldiğimde grubu gelmek fiili üzerinden bir özne taşır. Zarf-fiil eki bünyesindeki iyelik eki, bu durumda özneyle uyumu sağlayacak olan şahıs eki görevini üstlenir. Burada şahıs eki gibi davranmak durumunda bırakılan iyelik eki, bir fonksiyon değiştirmeye zorlanmaktadır. Benim geldiğimde yapısında ise gerçekten - (I)m bir iyelik ekidir. Geldiğimde yapısındaki I. teklik şahıs iyelik eki olduğu şüphe götürmeyen yapı, bu iki kullanımdan ilgi eki almamış zamirle kullanılan ilkinde işlev değiştirme (shift) denilen değişime uğramıştır (Sözcük boyutunda işlev değiştirme örnekleri için bk. Sarı 2000, 227-242). Buradaki etkin sebep şüphesiz söz dizimidir. Yani gruba eklenen zamirlerin keyfiyeti bu durumda belirleyici olmaktadır. Burada dil kullanıcısının seçimi dilbilimci için belirleyici olmak zorundadır. İyelik ekinin dil kullanıcısı tarafından şahıs eki karakteri göstermeye zorlanması, elbette ki bu ekin eklendiği yapıyı yani zarf-fiili, kip eki haline getirmez. Bu bağlamda bugün mutlaka bir şahıs ekiyle görüntü arz eden ve Eski Türkçedeki ilk kullanışlarında zaten şahıs işaretsiz kullanılan -sa şart ekinin durumu da açıklık kazanır denilebilir. Öyle ya Türkçe için hiç olmayacak bir durumda, bir zarf-fiil kullanımında iyelik ekine şahıs eki fonksiyonu yükleyen dil kullanıcısı, zarf-fiil olduğu ısrarla ileri sürülen -sa şart ekine de bir dönemden beri şahıs eki getirmiş olabilir. Nasıl -DIğImdA yapısındaki -dık eki için kip eki denmiyorsa üstüne eklenen şahıs ekinin aldatıcılığına bakıp -sa şart ekine de kip eki denilmemelidir. Tüm diller gibi Türkçe de bir değişme süreci yaşıyor. Bazen Türkçe, kendisi için konulmuş kurallar bir tarafa, zarf-fiillerin şahıssızlığı gibi genel geçer dil bilimi kurallarını zorluyor. Kononov un ve diğer dil bilimcilerin işaret ettiği Eski Türkçedeki şahıssız şekle daha sonraları bulaşan bu iyelik kökenli şahıs ekleri, yukarıda -DIğImdA yapısında açıklanmaya çalışıldığı gibi söz dizimi gereği yapıya dâhil olmuştur. Bu şahıs ekleri, özellikle -sa şart ekiyle kurulan istek kipindeki kullanımla paralellik gösterince -sa şart ekinin de kip eki sayılmasına sebep olmuştur. Aynı durumun -DIğImdA yapısında gözden kaçmasının yegâne sebebi olarak herhalde bu yapının -sa şart ekinin sahip olduğu istek kipi gibi bir kullanıma sahip olmaması gösterilebilir. Bu ara açıklamadan sonra Öner in işaret ettiği tarihî dönemlerdeki kullanımlara geçilebilir. Öner, öncelikle Eski Türkçede şart ekinin şahıs işareti almadan kullanılışını bu duruma örnek vermenin yanlış olacağını Kononov un tutumunu örnek göstererek ifade etmiştir. Bu satırlara başlamadan önce doğrudan zarf-fiillerle ilgili bir monografi yazan Nuri Yüce nin eserinde konunun ele alındığını da eklemiştir. Gerçekten de Yüce, zarf-fiil olmadıkları halde bu işlevde kullanılan yapılar başlığı altında bu şekillere yer vermiştir. Fakat Yüce nin eserinde yer alan örneklerin bazısında şahıs işaretinin zarf-fiil işlevli şart eki üzerine geldiği açıkça görülmektedir: yere çaldıysam bi 204

Bir Nöbetleşme Hadisesi ve -sa Şart Ekine Yansımaları vıygırtı çıḫdı (Yüce1999, 123); kelsem, öyde kişi yok igen (Yüce1999, 124). Bu örneklerde şahıs işareti almış şart ekinin zaman bildirir şekilde kullanılması dikkat çekicidir. Tarihî dönemden Yüce nin eserinin bu bölümünde değinmediği daha açık başka örnekler gösterilebilir. 3. Orta Türkçe Döneminden Örnekler Tarihî dönemlerde bu ekin zarf-fiil olarak kullanımıyla ilgili işaret edilen örneklere, Harezm Türkçesi metinlerinden Nehcü l-ferādīs teki şu kullanımlar eklenebilir: Zührӓniž ӓri kӓldi ӓrsӓ, anı taḳı öldürdiler Zühre nin kocası geldiği zaman, onu da öldürdüler (Eckmann 2003, 29). Eckmann da bu ve buna benzer örneklerin zaman belirttiğini ifade etmiş ama bu durumu, yapının aldığı şahıs ekinden olsa gerek, zarf-fiiller arasında göstermeye yeterli görmemiştir. Andın song Peyġāmbar as aydı: Ey Arābī, hēç dünyāvī neerseng bar mu? tedi erse, ol Arābī aydı... (Tezcan-Zülfikar 1995, 112) parçası Eckmann ın gösterdiği şekilde Türkiye Türkçesine şöyle aktarılabilir: Ondan sonra Peygamber (as) sordu Hiç dünyalık bir şeyin var mı? deyince o Arap söyledi... Bu şeklin III. şahıstan başka diğer şahıslarla çekimi de metinde bulunabilmektedir: Bu Arābīqa men azıq qabul qıldım, tep taqı cümle qıṣṣanı aytu bėrdim erse, Fāṭıma aydı... (Tezcan-Zülfikar 1995, 113) parçası da yine Bu Arab a ben azık vermeyi kabul ettim diyerek bütün hikâyeyi anlatıverince Fatma dedi... şeklinde aktarılabilir (Geniş bilgi ve tarihî dönemlerdeki diğer örnekler için bk. Mansuroğlu 1955, 66; Eckmann 1959, 40). Yapının sadece belirli geçmiş zaman çekiminde, zaman anlamı taşıyor olması problemi bir tarafa bırakılacak olursa bu örneklerde daha açık görüleceği üzere, yapı şahıs işaretiyle birlikte kullanılabilmektedir. Görüldüğü gibi -sa şart eki şahıs işareti aldığı halde zaman ifade eden zarf-fiil olarak Harezm Türkçesinde kullanılmıştır. Harezm Türkçesinden alınan bu örneklerin -sa şart ekinin zaman işleviyle zarf-fiil olarak kullanımının Eski Türkçe devrinden başka tarihî dönemlerde gerçekleşmiş olduğunu göstermesi bakımından ilgi çekicidir denebilir. 4. -sa Şart Ekinin Zarf-fiil Olması Gerekliliği Problem aslında ne bu yapının şahıs işaretleriyle kullanımının var olduğunu göstermek ne de yapının zaman fonksiyonlu kullanımlarına bakmaktır. Problem, bu yapının yargı belirtmemesinin ve şart anlamı taşıdığı her durumun onu zarf-fiiller arasına katmaya yetip yetmeyeceğidir. Yukarıdan beri gösterilen ve delillendirilmeye çalışılan nokta burasıdır. 205

Hakan Özdemir Morfolojik unsurların (kip+şahıs) eksiksiz olarak kullanılması, fiil çekimini tamamlayıp onu yargı bildirir bir yüklem yapması için yeterlidir. Ama eldeki yapı, yargı bildirmeyip yüklem yapmıyor sadece bir şartı ortaya koyuyorsa bunu kip ekleri içinde saymak doğru olabilir mi? Bu durumda ayraç içerisinde gösterilen (kip+şahıs) şartı yerine gelmiş midir? Buradaki tek ve yegâne ölçüt ortaya çıkan yapının yargı bildirir olması gerekliliğidir. Sonuç 1. Türkçede zarf-fiillerin kişi eki aldığı durumlar vardır. Daha doğrusu aldıkları kişi belirten iyelik ekleri, -DIK + iyelik eki + da örneğinde gösterildiği üzere, bir kişi zamiriyle kurulan zarf-fiil grupları gibi özel söz dizimsel kullanımlarda şahıs eki sayılmalıdır. Aksi halde grubun öznesi durumundaki kişi zamiri yerine her durumda ilgi durum eki almış kişi zamiri kullanılması gerekirdi. Halbuki ilgi durum eksiz kullanımlarda dil kullanıcısı açısından herhangi bir rahatsızlık oluşmamaktadır. Bu kullanım yapıdaki iyelik ekinin kişi eki gibi görev yapması anlamına gelir ki bu olay bir çeşit işlev değiştirme olarak adlandırılabilir. 2. İlgi ekli ve ilgi eksiz bu ikili kullanım en basit anlamıyla bir nöbetleşme hadisesidir. İlgi ekli kişi zamiriyle kullanımda (benim geldiğimde) iyelik grubu oluşurken; ilgi eksiz kişi zamiriyle kullanımda (ben geldiğimde) bir zarf-fiil grubu oluşmaktadır. Her iki yapının aynı şeyi ifade etseler de aralarında böyle söz dizimsel bir farklılık vardır. Bu yüzden zarf-fiilin bünyesinde yer alan iyelik ekleri, kullanımın ilgi durum eksiz kişi zamirine (onlar geldiklerinde) dönmesiyle birlikte kişi işareti görevi üstlenir. Bu noktadan sonra bu eklere iyelik eki demeye devam etmek için yapıya her durumda ilgi durum eki almış zamir getirilebilmelidir. Halbuki ilgi eksiz zamir buna engel olmaktadır. 3. Bu anlamda zarf-fiil ekinin şahıssızlığı konusu, Türkçe için istisnaları ve genel kullanımlarında görüldüğü üzere her durumda söz konusu değildir. Çünkü zarf-fiil eki olarak kullanılan yapı görüldüğü üzere iyelik eki üzerinden şahıs eki almaktadır. Bu durum, -sa şart ekine zarf-fiil demenin önündeki engeli ortadan kaldırır denebilir. 4. Harezm Türkçesinde birleşik çekim oluşturmuş gibi görünen erse li yapılara şart anlamı vermek mümkün gözükmemektedir. Bu yapılar zaman bildiren zarf-fiil gibi görev yapmaktadır. Kişi işaretlerinin bu yapılarla kullanılması onların zarf-fiil olarak tasnif ve tavsif edilmesine engel görülmemelidir. 5. Bu ekin kip ekleri içerisinde işlenmesinde yargı bildirme noktasında problemler ortaya çıktığı açıktır. Gülsevin ve Karahan ın belirttiği çekinceler ışığı altında konu yeniden ele alınmalı ve şart anlamındaki bu ek mutlaka zarf-fiil ekleri içine alınmalıdır. 206

Bir Nöbetleşme Hadisesi ve -sa Şart Ekine Yansımaları KAYNAKLAR BANGUOĞLU T., (1990), Türkçenin Grameri, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: 528, Ankara. ECKMANN J., (2003), Harezm, Kıpçak ve Çağatay Türkçesi Üzerine Araştırmalar, [Haz: Osman Fikri Sertkaya], Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: 635, Ankara. -----, (1959), Çağataycada Yardımcı Cümleler, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1959, s. 27-58. ERGİN M., (1977), Türk Dil Bilgisi, Minnetoğlu Yayınları, İstanbul. GABAİN A. von (2000), Eski Türkçenin Grameri, (Çev: Mehmet Akalın) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: 532, Ankara. GENCAN T. N., (1979), Dilbilgisi, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara. GÜLSEVİN G., (1990), Türkçede -sa Şart Gerundiumu Üzerine Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, Kasım 1990, C. 1990/II, S: 467, s. 276-279. KARAHAN L. (1994), -sa/-se Eki Hakkında Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, Aralık 1994, C. 1994/II, S: 516, s. 471-474. MANSUROĞLU M. (1955), Türkçede Cümle Çeşitleri ve Bağlayıcıları, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1955, s. 59-71. ÖNER M., (1999), -Matı Gerundiumu Hakkında 3. Uluslar Arası Türk Dil Kurultayı 1996, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: 678, Ankara, s. 833-840. SARI M., (2000), Türkiye Türkçesinde Sözcük Türlerinin Değişikliğe Uğraması, Türkoloji Dergisi, Cilt:13 Sayı:1 Sayfa:227-243. TEZCAN S.-ZÜLFİKAR H. (1995), Nehcü l-ferādīs, I Metin II Tıpkıbasım, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları:518 Ankara. TİMURTAŞ F. K., (1994), Eski Türkiye Türkçesi, Enderun Kitabevi, İstanbul. 207