PSİKOSOSYAL VE MEDİKAL YÖNLERİYLE KAYIP, YAS, ÖLÜM

Benzer belgeler
ÇOCUK VE GENÇLERDE İNTİHAR GİRİŞİMLERİ

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri. Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

Çocuk Psikiyatrisi Uygulamalarında İstismar Olgularının Tanınması. Prof. Dr. Elvan İŞERİ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri A.D.

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM V PSİKİYATRİ STAJ DERS PROGRAMI

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG.

DANIŞANLAR İÇİN DEĞERLENDİRME ANKETİ:

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Füsun KURDOĞLU-ERÜRETEN Uzman Psikolog

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Türkiye'de İntihar Olgusu:Bibliyografya. Derleyen B. Ceyhun

Dr. Oğuzhan Zahmacıoğlu Yeditepe Üni. Tıp Fak. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı

Psiko-Onkoloji Onkoloji Hastalarına Psikolojik Yaklaşım

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı Dönem V Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Staj Eğitim Programı

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Amaç Hastalanan kişilerde ortaya çıkan duyguları ve savunma mekanizmalarını tanımlamak Tıbbi müdahaleler öncesi, sırası ve sonrasında hasta psikolojis

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

İNTİHAR DAVRANIŞINDA TEDAVİ STRATEJİLERİ ve İNTİHARIN ÖNLENMESİ. Dr Çiğdem Aydemir

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

KRİZE MÜDAHALE MERKEZİNE BAŞVURANLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER, SORUN ALANLARI, YAKLAŞIM

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

ACİLİYET NEDİR, FARKINDA MISINIZ? TODUP- E4 GRUP: TRİAJ

Ders Yılı Dönem-V Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Staj Programı

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

Travmatik Toplumlarda Depresyon: Güneydoğu Örneklemi. Doç. Dr. Mehmet Yumru Özel Terapi Tıp Merkezi AKEV Üniversitesi

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM V PSİKİYATRİ STAJ DERS PROGRAMI

RUHSAL BOZUKLUKLARDA DAYANIKLILIK VE YATKINLIK DUYGU DIŞAVURUMU

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

Kayıp ve Yas. Doç. Dr. Ülgen H. OKYAYUZ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD, Klinik Psikoloji Öğretim Üyesi (Emekli)

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

KANSER VE AİLE. Dr. Hayriye Elbi Ege üniversitesi Psikiyatri A. D. Konsültasyon Liyezon Bilim Dalı

Doğuş Üniversitesi, KLİNİK PSİKOLOJİ İstanbul ( % 100 Burslu)

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

TRİAJ UYGULAMA TALİMATI

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Çocuk Ýstismarýna Birimler Arasý Yaklaþým: Bir Olgu Sunumu

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

Yrd. Doç. Dr. Şebnem Akan Klinik Psikolog

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Ruhsal Bozukluklar ile İlgili Sık Görülen Yanlış İnançlar ve Gerçekler. Osman SEZGİN

Aile İçi Şiddet Olgusuna Poliklinikte Psikoterapötik Yaklaşım. Bir yöntem olarak destekleyici psikoterapi. Dr. Özge Doğanavşargil-Baysal

RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

DEPRESYON. Belirtiler

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

KRONİK SOLUNUM HASTALIKLARINDA PSİKOSOYAL DEĞERLENDİRME VE TEDAVİ

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

GÖÇMEN/MÜLTECİLERLE ÇALIŞMAK

Gelişim Sürecinde İstismarın Ruhsal Etkileri. Prof. Dr. Runa İdil Uslu Ankara Üniv. Tıp Fak. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi A.D.

Obezite ve Yeme Alışkanlıklarının Psikolojik Temelleri

SINIF 5 Saat Ders Düzey Öğretim Üyesi Anabilimdalı SİNİR-DUYU BLOĞU

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

ÜNİTE II: PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİNDE TEMEL KAVRAMLAR VE UYGULAMA STANDARTLARI

TEMEL DÜZEY PSİKOONKOLOJİ KURSU

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem. Sıklığı?? Klinik seyir??

DEPRESYONLA BAŞA ÇIKMA

İNTİHAR GİRİŞİMİNDE BULUNAN ÇOCUK VE ERGENLERDE SOSYODEMOGRAFİK VE PSİKİYATRİK ÖZELLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Transkript:

Kriz Dergisi (-) 68-69 PSİKOSOSYAL VE MEDİKAL YÖNLERİYLE KAYIP, YAS, ÖLÜM Oğuz E BERKSUN* Her insan kaçınılmaz olarak, yaşamı boyunca başetmesı gereken sayısız olayla ve sorunla karşılaşır ve bu sorunların çoğunun üstesinden gelir Ancak bu olayların bir kısmı, yaşamı, belirgin bir biçimde etkiler Sevilen bir yakının, özellikle beklenmedik olumu bu tıp olaylardandır Yaşamı çoğunlukla kesintiye uğratır ve doğurduğu yalnızlık, ekonomik sorunlar, bakım eksikliği, güvensizlik gibi ek stres kaynakları ile birlikte bireyi, bıyopsıkososyal alanlarda çeşitli risklerle karşı karşıya bırakır Yapılan araştırmalar, yaşam olayları sonrası ruhsal ve bedensel hastalıkların ınsıdansında bir artış olduğunu göstermektedir Günümüzde, sevilen bir yakının olumu nedeniyle ortaya çıkan, normal bir reaksiyon olarak değerlendirilen yas reaksiyonu ustune pek çok yayın yapılmıştır Yas bir yakının olumu ile ortaya çıkan duygusal, bilişsel, davranışsal, bedensel ve sosyal alanda değişimlerle belirlenen karmaşık bir yaşantı, insan için kaçınılmaz ve evrensel bir deneyimdir Bir yanıyla adaptıf ve iyileşmeye hizmet eden ve bu nedenle bazı psikoterapi türlerinde kullanılan diğer yanıyla Parkes'ın söylediği gibi, enflamasyon reaksiyonlarına benzeyen ve çeşitli olumsuz gelişmeleri içinde barındıran ıkılı bir süreçtir Lındemann yası belirli, semptomatolojısı ve gıdısı olan bir sendrom olarak ele almıştır Ona göre, akut yas, ilk bakışta bir rahatsızlık olmasa da doğurabileceği sonuçlar açısından önemsenmesi ve ele alınması gereken bir durumdur Bedensel ruh- * Uzm Dr A U Psikiyatrik Kriz Uyg Arş Mrkz sal pek çok belirti ile seyredebilir, bir krizle ortaya çıkabilir, gecikebilir, abartılabılır, çarpıtılabılır veya hiç ortaya çıkmayabilir Böyle normal dışı seyir gösteren tablolar müdahaleyi gerektirir ve uygun tekniklerle normal yas reaksiyonlarına çevrilebilir Macnab, yas reaksiyonu gösteren bireylerin acil olarak duygusal bir rehabilitasyon surecine ihtiyaç gösterdiklerini belirtir Macnab'a göre bu surecin önünde uç engel vardır ilki, bir yanılsama olarak, ölenle ilişkiyi sürdürmeye yarayan nevrotık duygusal acı çekme isteği, ikincisi, diğer insanların, gende kalanların sanki duygusal bir acı içindeymiş gibi davranmalarına olan zorlayıcı beklentisi, uçuncusu ise yas içindeki insanların duygusal rehabilitasyonu bir amaç olarak görmemeleridir Bu rehabilitasyon surecinin önündeki engellerle birlikte bireyin bulunduğu gelişimsel aşama, daha önceki kayıplarla ilgili yaşantılar ve bu kayıplarla başa çıkma biçimi, ölenle ilişkilerin boyutu ve niteliği, özellikle ölene karşı bilinç düzeyinde veya bilinç dışı ambıvalansın veya düşmanlığın oluşu, işlevsel olan güncel sosyal destek sistemi, kışının olume hazırlıklı olup olmadığı, kayıpla ortaya çıkan ekonomik zorlukların boyutu, rıtueller aracılığıyla yas surecini kolaylaştıran sosyokültürel yapı, kaybın ağırlığı ile birlikte içerdiği anlamlar ve doğurduğu sonuçlar yasın gıdısını belirleyen önemli faktörlerdendir Çeşitli yazarlara göre terminoloji biraz farklı olsa da genel olarak yas reaksiyonları tipik yas ve patolojik (ya da komplıkasyonlu) yas olmak üzere ıkı başlık halinde incelenir Bıbrıng ve Jacobson, Freud'un görüşleri ile uyumlu olarak (97) patolojik yas reaksiyonları nın ortaya çıkmasında terkedilmişlik yaşantısının rol oynadığı, kaybedilene duyulan öfkenin açığa 8

vurulamaması, bastırılması ve özbenliğe yöneltilmesinin önemine değinirler. Yas dönemindeki bir kişide ruhsal ve bedensel belirtiler ile birlikte bir depresif tablo söz konusudur. Ancak değersizlik duygularının aşırı düzeye çıkması, iş yapma yeteneğinin uzun süreli ve ağır derecede azalması ve belirgin psikomotor yavaşlama, intihar düşünceleri alışılagelmişin dışında belirtilerdir ve yasın majör depresyon yönüne kaydığını gösterir. Yas tutan kişi kendi depresif duygulanımını normal bulur, ancak uykusuzluk, iştah kaybı deli olma korkusu ve bazı bedensel belirtiler nedeni ile hekime başvurabilir. Burada Psikiyatrik Kriz Uygulama ve Araştırma Merkezine yapılan başvurulardan da kısaca bahsetmek istiyorum. Merkezimize, sevilen bir yakının kaybı sonrası çeşitli yakınmalarla başvuran kişilerin sayısı tüm başvuruların 0'unu oluşturmaktadır. Deneyimlerimiz, -hastaların, merkeze durumdan endişe duyan yakınlarının önerisi ve isteği doğrultusunda, -genellikle ölümden bir veya birkaç hafta geçtikten ve şok dönemi atlatıldıktan sonra geldikleri ya da getirildiklerini, - ilk birkaç saat ya da gün içindeki, konversiyon, dissosiasyon, kısa reaktif psikoz, kendini yaralama gibi nedenlerle yapılan başvuruların neredeyse tümünün doğrudan acil servislere yapıldığını, 4-merkeze yapılan başvurularda önde gelen nedenlerin yoğun sıkıntı, depresif belirtiler, günlük işlerini sürdürmede zorlanma, isteksizlik, intihar düşünceleri veya girişimleri, unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü, uykusuzluk ve somatik yakınmalar olduğunu, 5- ölümü takip eden birkaç aydan sonraki başvuru nedenlerinin ise daha çok sosyal desteğin azalışının hissedildiği dönemde, örneğin, yalnızlık duygusu, dul kalma, sorumlulukların artması, ekonomik problemler, güvensizlik, başka ayrılık tehditleri ve ne yapacağını bilememe ve uyum güçlükleri gibi ölümü izleyen sorunların yarattığı anksiyeteden kaynaklandığını göstermektedir. Aslında normal işleyen bir yas süreci herhangi bir müdahaleyi gerektirmez ancak hiçbir yas sürecinin de bu kadar normal olduğunu söylemek yada olacağını kestirmek mümkün değildir, iç göçün, kültürel ve ekonomik yapıda ortaya çıkan değişimlerin etkisiyle alışıldık toplumsal örüntünün, işleyişin, desteklerin, geleneklere bağlılığın bozuluşu da dikkate alındığında yas süreci için koruyucu ruh sağlığı hizmetleri açısından belirli anlayışları benimsemek ve yerleştirmek belki de yerinde olacaktır. Bu amaçla dört temel aforizmadan sözedilebilir. - Ne kadar insani, kaçınılmaz ve normal bir süreç olsa da komplikasyonlara gebe oluşu nedeniyle her yas süreci aslında açık bir yaranın iyileşme sürecinde hak ettiği özeni gerektirir. - Normal yas sürecinin kendisi aslında doğal rehabilitatif bir süreçtir, iyi işleyen bir yas süreci kayıpla birlikte açılan ağır duygusal bir yaranın ve sekellerin iyileşmesini sağladığı gibi önceden var olan yaralarında iyileşmesine yardımcı olabilir. - Komplikasyona uğrayan yas süreci ise organizmanın kendi kendisine zarar verdiği bir otoimmün bir süreç olarak düşünülebilir. YAS SÜRECİ VE YAPILABİLECEK YARDIM LAR - Macnab'ın sözettiği bir yanılsama olarak, ölenle ilişkiyi sürdürmeye yarayan nevrotik duygusal acı çekme isteğini, diğer insanların, geride kalanların sanki duygusal bir acı içindeymiş gibi davranmalarına olan zorlayıcı beklentisi, yas içindeki insanların duygusal rehabilitasyonu bir amaç olarak görmemeleri engellerini ortadan kaldırmak. Duygusal veya fonksiyonel rehabilitasyonu sağlamak veya işleyen doğal rehabilitasyon sürecinin yolunda gitmesine katkıda bulunmak ve hızlandırmak. - Kriz durumlarında normal sürecin önündeki engelleri kaldırmaya dönük krize müdahale, - Çocuk ölümlerinde olduğu gibi boşanmaya kadar gidebilecek saklı potansiyel krizlerin veya eşlik eden krizlerin saptanması ve çözülmesine dönük krize müdahale, 4- Patolojik yas veya komplike yas durumlarında psikiyatrik tedaviler, uzun dönemli psikoterapiler şeklinde sıralanabilir. 8

Kriz Dergisi (-) 70-74 ÇOCUK VE GENÇLERDE İNTİHAR GİRİŞİMLERİ A. Ertan TEZCAN*, Nalan K. OĞUZHANOĞLU", F. ULKEROĞLU*" Ciddi benlik zedelenmesinin oluşturduğu intihar girişimlerinin son yıllarda önemli artışlar gösterdiği, sosyal, kültürel ve ruhsal etkenlerin girişimlerin oluşmasında rol oynadığı kabul edilmektedir () Yapılan çalışmalarda yaş altında intihar girişimlerinin oldukça nadir olduğu bildirilmiştir () yaş altındaki çocuklarda, hıperaktıvıte, agresyon ve elemin intihar girişimine eşlik ettiği belirtilmektedir () İntihar girişimlerinde yaşamsal sorunlar ve travmalar, kışılerarası ilişkilerde bozukluğa ve sosyal çevrede oluşturdukları izolasyona bağlı tetıkleyıcı rol oynamaktadır Yapısal, ruhsal ve genetik faktörlerinde, tetıkleme olayında gerekliliği vurgulanmıştır (4, 5, 6) Çalışmamızda çocuk ve gençlerde intihar girişimine yol açan özelliklerin incelenmesi amaçlanmıştır GEREÇ VE YÖNTEM Çalışma grubunu, ocak 99-hazıran 994 tarihleri arasında İzmit SSK Hastanesı'ne intihar girişimi ile müracaat eden ve müracaatlarını takiben ilk tedavileri acil poliklinikte yapıldıktan sonra, 8'ı dahiliye ve 'ı ortopedi servisine yatırılan 9 olgu * Yard Doç Dr Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatrı Anabılım Dalı " Doç Dr Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatrı Anabılım Dalı *** Dr (Araştırma Görevlisi) Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Psı kıyatrı Anabılım Dalı oluşturmuştur Dahiliye servisine yatırılan 7 vaka, yatışlarının ertesi gününde değerlendirilmiş ve 'sı psikiyatrı servisine devralınmıştır Trısıklık antıdepresan içerek intihar girişiminde bulunan bir vaka, genel durumunun elvermemesi nedeniyle yatışının dördüncü, ortopedi servisine yatırılan ve bılateral femur frakturu olan bir vaka ise, yatışının uçuncu gunu ruhsal yönden değerlendirilmiştir Vakalar - gun, ortalama 5 gun hastanede yatırılarak takıp edilmiştir Bu sure hastaların izmit SSK Hastanesı'nın yoğunluğu ve yeterli psikiyatrı servisi olmamasından, bazı hastaların daha uzun sureli hospıtalızasyonu arzulanmasına rağmen uzatılamamıştır BULGULAR VE TARTIŞMA Vakaların yaş ortalaması, 4 6 yıl olup, 9 vaka'nın 5'ını (78 94) kız, 4'unu (? 06) erkek hastalar oluşturmaktaydı Bu oran sonuçlanmamış intihar girişimlerinin, erkeklere oranla kızlarda 4 kat fazla olduğunu bildiren bir çok çalışma ile uyumludur (6, 7) Çalışmaya alınan vakaların tamamının ilk intihar girişimiydi Vakaların diğer bir ortak özelliği, acil polikliniğe en erken akşam saat 9 OO'dan sonra başvurmalarıdır Ve yine, vakaların tamamı, intihar girişimini ev atmosferinde gerçekleştirmişlerdir Literatürde intihar girişimlerinin 76'sının ev ortamında gerçekleştirildiği bildirilmiştir (8) 8

Vakaların yaşları -7 arasında değişmekte olup yaş dağılımları Tablo 'de özetlenmiştir. Tablo : İntihar girişiminde bulunan vakaların yaş dağılımı YAŞ n 5.79 5 vakada (6.) ise; girişim öncesi belirgin bir ruhsal patoloji tespit edilememiştir. Bu vakalardan; IQ düşüklüğü olan, yaşında adoptif bir kız çocuğu (ilkokulu 7 yılda bitirmiş, klinik olarak IQ puanı: 65-75 civarında olan); yaşlı bir adamın tecavüzüne uğradıktan sonra evden kaçmış, bulunup eve getirilince ailesi tarafından dövülmesi nedeniyle intihar girişiminde bulunmuştu. 4 5 6 4 6.05 0.5.58 Otomutilasyonu olan 5 yaşındaki bir kız ise; hastaneye müracaatından bir yıl önce, kendisinden yaşça büyük bir erkek ile cinsel ilişkiye girmiş, o günden beri ailenin farketmediği, her iki kol iç ve dış yüzünde multipl, yüzeyel, orta derinlikte jilet ve iğne ile yapılmış kesiler mevcuttu. 7 5.79 Görültüğü gibi, 5 yaş grubu; intihar girişiminde bulunan çalışma grubunda intiharın en çok yoğunlaştığı yaş grubudur. Girişimde bulunan 7 vaka (6.84); ailenin ilk, 6 vaka (.57) ise; ailenin son çocuğuydu. Girişim öncesi çocuklarda tespit edilen ruhsal rahatsızlıklar Tablo 'de özetlenmiştir. Tablo : Girişim öncesi tespit edilen ruhsal rahatsızlıklar yaşındaki erkek çocuğun (annesi rektum kanseri tanısı almıştı) klinik tanısı ise majör depresyondu. Bu vaka ile birlikte panik bozukluğu ve konversiyon bozukluğu olan toplam vaka daha önce aileleri tarafından dahiliye ve çocuk hekimlerine götürülmüşler, bu hekimlerin önerileri ile daha sonra psikiyatri hekimine başvurmuşlardı. Geri kalan 6 vakanın (84.) daha önce psikiyatriye başvurularının olmadığı tespit edilmiştir. Vakaların 9'unun ilkokul mezunu, 'ünün ortaokul, 7'sinin lise öğrencisi olduğu belirlenmiştir. (Tablo ) VAKALARIN TANISI VAKA SAYISI Tablo : Vakaların tahsil durumları Majör depresyon Vakanın Tahsil Düzeyi Uyum bozukluğu 0.5 İlkokul Mezunu 9 47.7 Konversiyon bozukluğu 4.05 Ortaokul Öğrencisi 5.79 Otomutilasyon Lise Öğrencisi 7 6.84 Şizofreni Panik bozukluk Enürezis IQ düşüklüğü 4 0.5 0.5 00 Özellikle vaka; aşırı istekli olmalarına rağmen, kız çocuk oldukları için okula gönderilmemişti. Literatürde kız çocuklarının aile içi sorunlarla daha çok yüzyüze kalmalarının evdeki çatışmalardan daha fazla etkilenmelerine yol açtığı, bağımsızlaşmalarının engellenmesinin iç çatışmalara neden olduğu belirtilmiştir (9). Verilerimiz literatürle uyumludur. Yine okula gönderilmemenin yarattığı sosyal izolasyon da söz konusudur.

intihar girişimleri, 8 vakada (94 7) ilaçla, vakada (5 ) yüksekten atlama şeklindeydi ilaçla intihar girişimi oranı 87 9-9 olarak bildirilen literatür ile uyumlu ıdı (5, 0) Yüksekten atlayarak intihar girişiminde bulunan vaka, bir şizofreni olgusuydu Analjezikler, antıdepresanlar, vitaminler ve antibiyotikler, intihar girişiminde kullanılan ilaçları oluşturuyordu 5 vaka, annesinin, vaka, babasının, 'er vaka, babaannesi ve ablasının, 4 vaka, kendilerine verilen ilaçlarla intihara teşebbüs etmişlerdi Bu 4 olgunun 'sı, enurezıs ve konversıyon bozukluğu olan vakaydı intihar için ımıpramın ve mıanserın içmişlerdi Her vakadaki bu ilaçlar bir psikiyatrisi tarafından verilen tedavi değildi Panik bozukluğu ve depresyonu olan çocuğun ilaçları ise, psikiyatrı uzmanı tarafından tedavi amacı ile başlanan ilaçlardı intihar girişimi öncesi yoğun ailesel çatışmalarda gözlenmiş ve gözlenen çatışmalar Tablo 4'de özetlenmiştir intihar öncesi hakim olan duygu, hastalar tarafından şu şekilde tanımlanmıştır (Tablo 5) Tablo 5: İntihar girişimi öncesi hakim olan duygu İntihar Öncesi Hakim olan Duygu Kızgınlık-Ofke Sıkıntı Umutsuzluk 6 9 57 89 58 0 5 00 Kızgınlık ve öfke daha önceki benzer çalışmalarda da intihar öncesi hakim olan duygu olarak en fazla ifade edilen duygudur (8,) Hastalar intihar girişimlerinin nedenlerini şu şekilde ifade etmişlerdir (Tablo 6) Tablo 6 - İntihar nedenleri Tablo 4- İntihar girişimi öncesi gelişen çatışmalar Vakaların Belirttiği İntihar Nedenleri Girişim Öncesi Gelişen Çatışma Vaka sayısı Çaresizlik 4 05 Baba tarafından dövülme 5 6 Babadan nefret etme 5 79 Baba tarafından azarlanma 0 5 Hayattan bıkma 5 79 Baba tarafından saçları kesilme 5 6 Ailede geçimsizlik 9 47 7 Baba olumu 5 6 9 00 Babaanne tarafından azarlanma Anne tarafından azarlanma Arkadaşı ile kavga etme Teyze kızı ile tartışma 5 5 6 5 79 5 6 5 6 00 Dort vakada ( 05), intihar girişimi öncesi benzer çatışma yoktu Bu vakaların biri şizofreni, bin de majör depresyon tanısı almıştı Şizofreni tanısı alan vakanın, 5 yıl ilaç kullandıktan sonra son 6 aydır ilaç almadığı anlaşılmıştı 7 vaka (89 47), pişman olduğunu ifade etmiştir Şizofreni ve majör depresıf epızod tanısı alan vaka pişmanlık belirtmemiştir Sorunlarını konuşabilecekleri psikolog ve psıkıyatrıstlerın varlığından haberdar olan 8 vaka (4 ), olmayanlar ise vaka (57 89) ıdı Literatürde, intihar girişiminde bulunan çocuklarda parçalanmış aile oranı, 8 ile 54'e varan bir yoğunlukta belirtilmiştir (7, 8) Bizim vakalarımızın hiçbirisinde parçalanmış aile sozkonusu değildi Ancak bu sonucun, aile ıçı yoğun sorunlar olmasına ve aile içinde sevgi ortamı bulunmamasına rağmen, boşanmaya toplumumuzun sıcak bakmamasından kaynaklandığı kanaatindeyiz 85

Vakaların ailelerinin sosyo ekonomik durumlarıda incelenmiş ve elde edilen veriler Tablo 7'de özetlenmiştir. Tablo 7: Vakaların ailelerinin sosyo ekonomik durumları Sosyoekonomik Durum Kötü Orta İyi 4 9 5.79 7.68 0.5 00 Bu sonucumuz ise; intihar girişimlerinin ekonomik zorlanmaların veya ekonomik düzeyin artışına paralel olduğunu belirten yayınlarla uyumlu değildir. (, ). Vakaların anne ve babaları da ruhsal yönden değerlendirilmiş, elde edilen veriler Tablo 8 ve Tablo 9'da özetlenmiştir. Tablo 8: Vakaların annelerinde tespit edilen ruhsal bozukluklar Annede Tespit Edilen Ruhsal Bozukluklar Konversiyon bozukluğu Obsesif kompulsif bozukluk Distimik bozukluk IQ düşüklüğü Gerilim tipi baş ağrısı Bariz ruhsal bozukluk tespit edilmeyen 4 0 9.05 0.5 5.65 00 Çalışmamızda, babada bulunan alkolizm oranı; daha önceki çalışmalarda Sonuvar tarafından bildirilen 6.7, Cirit ve arkadaşları tarafından bildirilen 0 oranlarından daha yüksektir (6, 8). Bu sonuç aynı zamanda ailelerinde alkolizm öyküsü bulunanlarda intihar girişimlerinin daha yaygın olduğunu bildiren literatür ile uyumlu olduğu bulunmuştur. Tablo 9: Vakaların babalarında tespit edilen ruhsal bozukluklar Babada Tespit Edilen Ruhsal Bozukluklar Alkolizm Obsesif kompulsif bozukluk Kekemelik Distimik bozukluk Bariz ruhsal bozukluk tespit edilmeyen SONUÇLAR 7 9 9 6.85 47.7 00 - intihar girişimleri kızlarda erkeklere nazaran 4 kat fazladır. - Çocuk ve gençlerde -yaşından önce intihar girişimine rastlanmamıştır. En yoğun intihar girişim yaşı 5 yaştır. - Ailelerin ilk ve son çocuklarında intihar girişimi daha yoğun bulunmuştur. 4- Vakaların 84.'nin daha önce psikiyatrik başvurusu yoktur. 5- intihar girişimlerinin 94.7'ü ilaçla yapılmıştır. 6- intihar girişiminden önce hakim olan duygu; kızgınlık ve öfke olarak belirlenmiştir. 7- intihar öncesi en sık rastlanan durum, babanın çocuğunu dövmesidir. 8- intihar girişimleri akşam veya gece olmuştur. 9- Vakalarımızın 89.47'si intihar girişiminden dolayı pişmanlık duyduklarını ifade etmişlerdir. 0- Girişim öncesi en sık tanımlanan tablo konversiyon olarak saptanmıştır. 86

- intihar girişiminde bulunan çocukların çoğunda, ailelerin sosyoekonomik durumları orta seviyededir. - 6.84 oranı ile alkolizim babada,.05 oranı ile konversiyon bozukluğu, annede en sık görülen ruhsal rahatsızlıklar olarak saptanmıştır. - Görüntü olarak parçalanmamış, ama iletişim ve sevecenlik olarak parçalanmış aileler söz konusudur. 4- intihar girişiminde bulunan 9 kız çocuğunun (47.7) özellikle ortaokula gitmeye son derece istekli olan vakanın, ilkokuldan sonra okula gönderilmemesi düşündürücüdür 5- Çalışmalarımızda vakaların 47.7'si; aile içi geçimsizliği intihar nedeni olarak göstermişlerdir. 6- Vakalarımızın 57.89'unun sorunlarını konuşabilecekleri terapistlerin varlığından haberleri yoktu. 7- Her ne kadar örseleyici olursa olsun, intihar girişimi bir yardım çağrısıdır. 8- Bu çalışma; kentsel ve kırsal özelliklerin iç içe olduğu Kocaeli ilinde intihar girişimleri konusundaki ilk çalışmadır. Herşeye rağmen çalışmamıza alınan 9 olgu; sayısal değerlendirme yapmak ya da genellemelerde bulunmak için yeterli değildir. LİTERATÜR ) Husaın SA Current perspectıve on the role of psychosocıal factors m adolescent suıcıde Psychıatr Ann 0-4, 990 ) Beratıs S Sucıde among adolescents in Greece Br J Psychıatry 59 55-5,99 ) Pfeffer CR, Nevtrcorn J, Kaplan G, et al Suıcıdal behavıor in adolescent psychıatrıc ınpatıents J Am Acad Chıld Adolescent Psychıatry 57-6, 988 4) Scheftner WA, Young MA, Endıcott J, et al Family hıstory and fıve year suıcıde nsk Br J Psychıatry 5 805-809 988 5) Garfınkel BA- Froese A, Hood J Suıcıde attempts in chıldren and adolescents Am J Psychıatry 9 57-6 6) Sonuvar B Gençlerde intihar ve intihar girişimleri XXI Ulusal Psikiyatrı ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Çalışmaları Adana-Mersın, 6-8, 985 7) Turgay A Çocuk ve gençlerde intihar girişimleri Türk Psikiyatrı Dergisi 8-89, 99 8) Cirit H, Eğrılmez A, Kultur S İntihar girişiminde bulunan erişkinlerde görülen psikiyatrik semptomatolojı ve aile özelliklerinin araştırılması XXVI Ulusal Psikiyatrı ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Çalışmaları İzmir, 547-55,990 9) Çuhadaroğlu F, Sonuvar B Adolesan intiharları ve kendilik imgesi Türk Psikiyatrı Dergisi 4 9-8,99 0- Brooksbank DJ Suıcıde and parasuıcıde in chıldhood and early adolescence Br J Psychıatry 46 459-46, 985 - Eğilmez A, Kultur S, Ulun N Suısıd girişiminde bulunan ergenlerde psikiyatrik tanı, depresyon, anksıyete ve benlik saygısı XXIV Ulusal Psikiyatrı ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Çalışmaları Ankara, 90-97,988 - Fıdaner H, Fıdaner C Dünyada çocuk ve adolesanlarda intihar epıdemıyolojısı Türk Psikiyatrı Dergisi -5, 99 - Angold A Chıldhood and adolescent depressıon epıdemıologıcal and etıologıcal aspects Br J Psychıatry 5 60-67,988 4- Hawton K Assessment of suıcıde risk Br J Psychıatry 50 45-5,987 87