TEORİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

Benzer belgeler
VERGİ TEORİSİ NEDİR? Vergilendirmede dört temel: -Vergi teorisi -vergi hukuku -vergi tekniği -ulusal ve uluslararası vergi sistemi

OPTİMAL VERGİLEME ÖĞR. GÖR. AYNUR ARSLAN BURŞUK DERS 2

Konu Başlığı: Türk Vergi Sistemindeki Vergilerin Ekonomik Kaynağına Göre Tasnifi

İçindekiler kısa tablosu

1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

ÜNİTE:1. Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2. Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3. Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4

KÜRESEL UZAY ÇAĞINDA VERGİLEMEYE KRİTİK BAKIŞ DOÇ. DR. ERSAN ÖZ PAU İİBF MALİYE BÖLÜMÜ MALİ HUKUK A.B.D.

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

İÇİNDEKİLER. 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış,

ÜNİTE:1. Gelir Vergisi: Konu, Gelir Kavramı, Mükellefiyet, Ticari Kazançlar (Bilanço Esası) ÜNİTE:2

TÜRK HUKUKUNDA BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ VE VERGİLENDİRİLMESİ

YURT DIŞINA ÇIKIŞ HARCI HAKKINDA KANUN TASARISI

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Vergilemede Adalet ve Etkinlik İlişkisi

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

ULUSLARARASI VERGİLENDİRME

EK : DIŞSAL TASARRUFLAR ( EKONOMİLER )

2. Hafta Dersinin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)

Değerli Basın Mensupları, Değerli Basın Mensupları,

Geleneksel ve yeni maliye karşılaştırılması, Gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde vergi sistemleri ve maliye politikasında değişim.

İKTİSADİ BÜYÜME KISA ÖZET KOLAYAÖF

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

ÜNİTE:1. Para ve Finansal Sistem ÜNİTE:2. Mali Varlık Fiyatlarının Belirlenmesi ÜNİTE:3. Finansal Kurumlar ve Piyasalar ÜNİTE:4

İSTATİSTİK I KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

Kamu Gelirleri. Hazırlayan. Doç. Dr. M. Oğuz Arslan

VERGİ İCRA HUKUKU KISA ÖZET KOLAYAOF

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

FİNANSAL TABLOLAR ANALİZİ (FİN402U)

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/59

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

BİRİNCİ SEVİYE ÖRNEK SORULARI EKONOMİ

İŞLETME BÜTÇELERİ M. Vefa TOROSLU Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

EKONOMİ SORULARI VE CEVAPLARI

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR

6009 sayılı kanundan sonra ücretlerinin vergilendirilmesi adil mi?

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü I- GİRİŞ :

MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER

İstanbul, SiRKÜLER 2016/05 KONU : 1-KAMU ALACAKLARININ YENİDEN YAPILANDIRILMASI

DEVLET BÜTÇESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

DAMGA VERGİSİ HARÇ BİLGİSİ (ADL202U)

... GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜNE

ÜNİTE:1. Maliyet Muhasebesine Giriş ÜNİTE:2. İlk Madde ve Malzeme Maliyetleri ÜNİTE:3. İşçilik Maliyetleri ÜNİTE:4

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı

KANUN SA 7020 S YI A LI B

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

ORTA VADELİ PROGRAM

[AI= Aggregate Income (Toplam Gelir); AE: Aggregate Expenditure (Toplam Harcama)]

KAMU MALİ YESİ Liberalizmin öncüleri Fizyokratlardı Transfer harcamaları n unsurları : Faiz ödemeleri, Fon ödemeleri, Kamulaş

* Serbest bölgelere veya bu bölgelerden yapılan ihraç amaçlı yük taşıma işleri KDV den istisna edilmiştir. (Madde:5, yürürlük 25 Kasım 2016),

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1) nde Değişiklik Tebliğ Adı. Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 14)

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

İTHALAT SONRASI KDV DÜZELTMELERİNDE YENİ MİLAT

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

ELEKTRONIK PARA VE ÖDEME KURULUŞLARINCA YAPILAN ÖDEME HİZMETLERİNİN BSMV VE KDV KARŞISINDAKİ DURUMU

GSYH

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U)

Yasin ÇOBAN İŞLETME İKTİSADI

-İÇİNDEKİLER- GENEL ÇERÇEVE:...

TÜRK VERGİ HUKUKUNDA ANAYASAL ÖLÇÜT: MALİ GÜÇ

GELIR VE SERVET BÖLÜŞÜMÜ 2

Büyüme stratejisini ihracat temeline dayandıran Türkiye, bu kapsamda ihracata değişik yollarla teşvikler sağlamaktadır.

İNTERNET ORTAMINDA VERİLEN REKLAM HİZMETLERİNDEN GELİR-KURUMLAR VERGİ KESİNTİSİ YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYINLANDI

Dersin Adı Kodu Yarıyılı Kredisi AKTS. Finansal Tablolar Analizi [0-2] Ön Koşul Yok Dersleri. Dersi Veren

Kamu Ekonomisi-I. Karma Malların Kamuca ve Piyasa Tarafından Sağlanmasının Doğurduğu Etkinsizlikler

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2014 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu DAMGA VERGİSİ ve HARÇLAR BİLGİSİ DERSİ Açık Ders Malzemesi


DEVLET BORÇLARI KISA ÖZET KOLAYAOF

SERBEST BÖLGELERE SAĞLANAN AVANTAJLAR

SİRKÜLER. Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun yayımlandı.

DR. Caner Ekizceleroğlu

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 91) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Kamu Gelirleri KAMU GELİRLERİ. Kamu Gelirleri. Kamu Gelirleri Kamu Gelirlerinin Tanımı ve Amaçları Kamu Gelirlerinin Çeşitleri ve Ayırımı

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

2017 MARDİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİ RAPORU

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

Taksitlerin Bugünkü Değerlerinin Hesaplanması

AR&GE BÜLTEN. Ülkemizde Vergi Gelirleri ve Yeni Uygulamalar

4. TOPLUMSAL RAPORLAR

VERGİ AFFI TAKVİMİ. Bildirme/ Beyan Tarihi. Konu

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY

MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO:21) HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO:2004/17

YAP-İŞLET-DEVRET MODELİ ÇERÇEVESİNDE VERGİSEL DURUM

SERBEST BÖLGENİN TANIMI

ELEKTRONİK TİCARET ELEKTRONİK TİCARET VE VERGİLEME

Transkript:

DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. VERGİ TEORİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2

İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- VERGİNİN TANIMI, AMAÇLARI, TARİHSEL VE TEORİK GELİŞİMİ... 4 2. ÜNİTE-VERGİLERİN SINIFLANDIRILMASI VE VERGİ DIŞI KAMU GELİRLERİ.....7 3. ÜNİTE- VERGİ UYUMU VE KISITLARI......11 4. ÜNİTE- VERGİLEMEDE ADALET...16 5.ÜNİTE- VERGİLEME VE EKONOMİK ETKİNLİK.........20 6. ÜNİTE- GELİR VERGİLERİ...24 7. ÜNİTE- TÜKETİM VERGİLERİ...28 8. ÜNİTE- SERVET VERGİLERİ....32 3 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 3

1. Ünite Verginin Tanımı, Amaçları, Tarihsel ve Teorik Gelişimi VERGİ TEORİSİNİN KONUSU Vergi teorisinin özünü oluşturan iki temel konu vardır. Bunlardan birincisi sosyal refahın artırılması için vergilerin nasıl tasarlanması gerektiği, yani vergilemede adaletin ve etkinliğin sağlanması ile ilgilidir. İkincisi de devletin uyguladığı çeşitli vergilerin ekonomik etkileri ile ilgilidir. VERGİNİN TANIMI Devletin ve devletin yetkilendirdiği kamu kuruluşlarının mali ve mali olmayan görevleri gerçekleştirmek üzere gerçek veya tüzel kişilerden hukuken, zorla karşılıksız olarak ve egemenlik gücüne dayanarak aldığı para şeklindeki iktisadi değerlere vergi denirdevletler genellikle gelir ihtiyaçlarını karşılamak için yukarıda saydığımız yöntemlerin hepsini kullanmakla birlikte, vergi kamu gelirleri içinde devletin en önemli gelir kaynağı olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla vergi hayatın her alanında karşımıza çıkan ve Benjamin Franklin in (1789) ifadesiyle vergi ölüm ile birlikte kesin olan iki şeyden biridir. Kişiler arasında gerçekleştirilen birçok para transferinin aksine vergi, gönüllü değil zorunlu bir ödemedir. Buradan çıkacak sonuç, kişilerin belirlenen standartlara göre ödeme yeteneğine sahip olmaları hâlinde vergiyi ödemekten başka bir seçeneklerinin bulunmamasıdır. Aksi takdirde hiç kimse vergiyi gönüllü olarak ödemeyeceği için, kişiler bir anlamda buna zorlanmışlardır. Vergi tanımında mutlaka bulunması geren temel unsurları şu şekilde özetlemek mümkündür: Vergi kamu otoriteleri tarafından alınır, Vergi gönüllü değil kanuni bir zorunluluktur, Vergide özel bir karşılık bulunmamaktadır, Vergi parasal bir yükümlülüktür. 4 VERGİNİN AMAÇLARI Bir verginin en temel amacı kamuya gelir sağlamaktır. Eğer bir ülkede diğer kamu geliri türleri oldukça fazla ise yani devlet çok gelir getiren mülklere sahipse ya da ülkedeki zenginler arasında devlete gönüllü bağış yapmak konusunda bir yarış varsa, ancak o zaman devletin gelir kaynağı olarak vergiye olan ihtiyacı azalır. Yirminci yüzyıla gelene kadar vergilemenin temel amacı devlete gelir sağlamak (mali amaç) olmuştur. Günümüzde ise vergilemenin mali olmayan amaçlar için de kullanıldığı görülmektedir VERGİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ Verginin bilinen ilk tarihi, Mezopotamya ve Mısır uygarlıklarına dayandırılmaktadır. Milattan önce 3500 lerde Sümer tabletlerinde vergiye ilişkin kayıtlara rastlanmıştır. Bu dönemde, kralın gelir kaynakları papazların, yargıçların ve ordunun ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediği için vergilere başvurulmak zorunda kalınmıştır. Böylece başlangıçta, gönüllü bir ödeme (bağış/yardım/hayır/iyilik gibi) olan vergi, devletin artan faaliyetlerine ve gelir ihtiyacına paralel olarak zorunlu bir yükümlülüğe dönüşmüştür. Köylüler vergi ödemenin dışında ayrıca devlet işlerinde, piramit ve tapınakların inşasında ve kralın özel arazisinde çalıştırılmışlardır. Böylece köylüler aslında parasal olmayan bir vergi ödemiş, bir anlamda kölelik yapmışlardır. Feodal sistemin ortaya çıkması ile birlikte köylülerden soylulara kadar herkesin, toprağa sahip olmanın bir karşılığı olarak, askerî hizmetlerde ya da çalışma yoluyla devlete katkıda bulunması prensibi geliştirilmiştir. Feodal dönemde ayni vergilerin ve çalışmanın dışında, ayrıca malların el değiştirmesi üzerinden de vergiler alınmaya başlanmıştır. Vergi ayrıcalıklarından yararlanmak için kral ile müzakereler başlamış ve bazı ülkelerde her yeni Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 4

verginin halk tarafından kabul edilebilir olması ilkesi geliştirilmiştir. Bunun ilk örneği İngiliz Kralı John tarafından 1215 yılında kabul edilen Magna Carta dır. Baş/kelle vergisi, kişinin fiziki varlığı üzerinden alınan dolaysız bir vergidir. Günümüzde uygulaması bulunmamaktadır. Endüstri Devrimi vergi sistemlerinde de önemli değişikliklere neden olmuştur. İngiltere de Napolyon savaşlarının finansman ihtiyacı ilk modern gelir vergisinin (1815) uygulanmasına neden olmuştur. Ancak gelir vergisi bu savaşın ardından kaldırılmıştır. Bununla birlikte 19. yüzyıldaki liberal akımlar nedeniyle gümrük vergisi gelirlerinde azalma olmuş, bu azalmayı telafi etmek için de İngiltere Başbakanı Robert Peel 1842 yılında gelir vergisini yeniden yürürlüğe sokmuştur. Ardından Amerika Birleşik Devletleri 1913 yılında gümrük vergileri, tütün ve alkol ürünlerinden alınan vergilerin yanı sıra gelir vergisini uygulamaya koymuştur. Türkiye de 1950 yılında modern anlamda bir gelir vergisi uygulanmaya başlamıştır. VERGİNİN TEORİK GELİŞİMİ Vergi sisteminin adil olması, yani herkesin kamu hizmetlerinin maliyetine hissesi oranında katılması, genel kabul görmüş bir vergileme ilkesidir. Burada sorun adil hisse payının ne olacağı ya da nasıl tanımlanacağıdır. Bu konuyla ilgili olarak iki görüş geçerlidir. Birincisi faydayı tek vergi kriteri olarak kabul eden fayda prensibidir. Buna göre herkes kamu hizmetlerinden sağladığı fayda ile orantılı olarak vergi ödemelidir. İkincisi ise faydayı değil, ödeme gücünü ön plana çıkartan ödeme gücü prensibidir. Fayda Prensibi Fayda Prensibinin Esasları: Fayda prensibi herkesin kamu mal ve hizmetlerinden sağladığı fayda ile orantılı olarak vergi ödemesi gerektiği varsayımına dayanır. Buna göre kişiler piyasadan satın aldıkları mal ve hizmetler için bir bedel ödedikleri gibi kamu mal ve hizmetleri için de bir bedel (vergi) ödemelidirler. Eğer vergilemede fayda ilkesi ihlal edilirse, kamu hizmetleri kullanıcıları için bir sübvansiyona dönüşür ve kamu harcamaları diğer kişilerin vergileri ile karşılanmış olur Herkesin kamu hizmetlerinden sağladığı fayda oranında vergi ödemesine fayda prensibine göre vergileme denir. Fayda Prensibinin Uygulaması: Fayda prensibinin uygulamada; i) kişilerin kamu hizmetlerinden aldığı faydanın ölçülebildiği ve ii) adalet ilkesine göre faydalananın bedelini ödemesini gerektirdiği durumlarda kullanılması mümkündür. Bunun en güzel örneği otoyolların finansmanıdır. Bu tür hizmetlerde bedeli otoyol ücreti şeklinde toplamak çok daha maliyetlidir. Böyle bir uygulama yolculara sıkıntı verir ve trafik sıkışıklığına neden olabilir. Bunun yerine otoyolu kullanan araçların kullandıkları akaryakıttan vergi almak çok daha kolay, ucuz ve objektif bir ölçüdür. Çünkü bir kişinin tükettiği akaryakıt ve kullandığı aracının büyüklüğü, otoyolların kullanımının kabaca da olsa bir ölçüsünü verir. Bu durumda Amerika Birleşik Devletleri örneğinde olduğu gibi fayda prensibi uygulanarak akaryakıttan ve araçlardan vergi alınması ve bunun da otoyolların bakım ve onarımında kullanılması mümkündür 5 Fayda Prensibinin Eleştirileri: Fayda vergilerine yöneltilen bir diğer eleştiri de kullanımla ilişkilendirilmeleri halinde çarpıklığa yol açmalarıdır. fiöyle ki; matrah olarak kamu hizmetlerinin kullanımının esas alınması hâlinde, örneğin köprü hizmetinin kullanımı engellenebilecek ve böylece kaynak tahsisinde etkinsizliğe neden olunabilecektir. Ayrıca fayda prensibinin en iyi uygulama şeklinde bile sadece kamu hizmetlerinin finansmanı dikkate alındığı için vergilemenin önemli bir fonksiyonu olan yeniden dağıtım fonksiyonu Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 5

ihmal edilmektedir. Bu sebeplerden ötürü alternatif bir vergileme prensibi olarak ödeme gücü prensibi geliştirilmiştir Ödeme Gücü Prensibi Ödeme Gücü Prensibinin Ortaya Çıkışı: Feodal toplumların Avrupa da 1700 lerde sona ermeye başlamasıyla birlikte, vergiler ile kamu hizmetleri arasındaki ilişkinin sadece fayda prensibine dayandırılarak açıklanamayacağının farkına varılmıştır. A. Smith ve J.S. Mill, kişilerin ödedikleri vergiler için özel bir karşılık beklemek yerine, kamu malları için ödeme güçleri oranında fedakârlıkta bulunmaları görüşüne dayanan alternatif bir vergileme prensibi geliştirmiş ve vergi ödemelerinin yatay ve dikey adalete uygun olması gerektiğini de ifade etmişlerdir. Yatay adalet aynı ekonomik koşullara sahip kişilerin vergisel açıdan aynı muameleye tabi tutulmalarını ifade eder. Dikey adalet farklı ekonomik koşullardaki kişilerin vergisel açıdan farklı muameleye tabi tutulmalarını ifade eder. Vergi Konusu Olarak Gelir: Gelir, ödeme gücünün en çok kabul gören göstergesidir. Gelirin vergi konusu olarak seçilmesiyle birlikte yüksek gelir elde edenler, yüksek ödeme gücüne sahiptir ve dolayısıyla yüksek vergi ödemelidir anlayışı da gerçekleştirilmeye çalışılır. Diğer yandan ne kadar yüksek vergi ödemelidir sorusunun genel kabul gören cevabı, yüksek gelir sahiplerinin gelirlerinin daha büyük bir kısmını vergi olarak ödemeleri, yani verginin artan oranlı olması yönündedir Vergi Konusu Olarak Harcama: Tarihsel süreç içinde vergi konusu olarak gelir yerine harcamanın kullanılması gerektiği savunulmuştur. Bunların başında N. Kaldor gelmektedir. Kaldor a göre harcama gelire göre daha uygun bir vergi konusudur. Zira harcama (tüketim) kişinin şahsi kullanımı için ekonomiden çektiği değerleri ifade etmektedir. Bu bakımdan kişilerin ekonomiye kazandırdıklarına göre değil (tasarrufları üzerinden değil), ekonomiden aldıklarına göre vergilendirilmelerinin daha adil olacağı düşünülmektedir. Gelirinin büyük bir kısmını tüketmeyi (borç alarak ya da geçmiş tasarruflarını kullanarak) tercih eden bir kişi, sermaye stokunu azalttığı için daha fazla vergi ödeyecek, tasarruf eden ise sermaye stokunu artırdığı için vergi ödemeyecektir. Vergi Konusu Olarak Servet: İdeal vergi konusu olarak gelir ve harcamanın yanında servet de kullanılmaktadır. Her ne kadar servet vergilendirilen gelirden türetildiği için, servetin vergilendirilmesi bir çifte vergileme gibi düşünülse de servet sahibine bir tatmin sağlamaktadır. Bir başka deyişle gelirin tüketilmeden servete dönüştürülmesi servet sahibine ayrı bir fayda (artan güvence, ekonomik güç, potansiyel tüketim gibi) sunmaktadır. Eğer gelir tüketilmezse ve servet bir mirasçıdan diğerine geçerse bu fayda daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Kitabımızın sekizinci ünitesinde açıklanacağı üzere, servetin vergilendirilmesinde gelir dağılımında adaleti sağlamak gibi başka amaçlar da bulunmaktadır. 6 Dikey Adalet: İdeal Oran Yapısının Seçimi: İdeal vergi konusunun ne olması gerektiği ile ilgili tartışmalarda ideal vergi konusunun genellikle gelir olduğu varsayımı altında, 19. yüzyılın ortalarından günümüze ödeme gücüne en uygun oran yapısının ne olması gerektiği ile tartışmalar sürmektedir. Bu tartışmalarda en temel sorun şudur: Aynı gelire sahip kişilerin aynı miktarda, farklı gelire sahip olan kişilerin ise farklı miktarlarda vergi ödemeleri nasıl gerçekleştirilecektir?. Eşit Mutlak Fedakârlık: Eşit mutlak fedakârlık; vergi oranlarının bütün kişilerin katlandıkları fedakârlık aynı olacak şekilde ayarlanmasını ifade etmektedir. Dolayısıyla bu kural, herkesin eşit vergi ödemesini değil, eşit fedakârlıkta bulunmasını savunmaktadır. Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 6

Eşit Orantılı Fedakârlık: Eşit orantılı fedakârlık; toplumdan daha fazla fayda elde ettikleri gerekçesiyle yüksek gelirlilerin, düşük gelirlilere göre daha fazla vergi ödemelerini (fedakârlıkta bulunmaların) ifade etmektedir. Eşit Marjinal Fedakarlık: Eşit marjinal fedakârlık; toplumun katlandığı toplam fedakârlığın mümkün olduğunca minimum olmasını ifade etmektedir. Bunun için son birim vergi ödemesinden doğan fayda kaybının bütün mükellefler için aynı olması gerekmektedir. Aksi takdirde vergi yükünün yansıtılması nedeniyle bazılarının fedakârlığı daha fazla artacağı için, azalan toplam fedakârlık söz konusu olacaktır. Adalet: İyi bir vergi sistemi adil olmalıdır. Vergi sistemi farklı kişilere olabildiğince adil uygulanmalı ve vergi yükü adil bir şekilde dağıtılmalıdır. Bunun için de yansımanın yani verginin en son kimin üzerinde kaldığının bilinmesi gereklidir. Hükûmetler kişilerden ziyade, işletmeleri vergilendirmeyi tercih etseler bile (satış vergisi, KDV ve kurumlar vergisi gibi) ödeme gücü ilkesi açısından asıl önemli olan bu vergilerin yükünü gerçekte kimin taşıdığıdır. Ekonomik Etkinlik: İyi bir vergi sistemi ekonomik etkinliği sağlamalıdır. Bunun için bir ülkede uygulanan vergiler ekonomik kararları en az engelleyecek şekilde seçilmelidir. Bunun için vergi sisteminin; kaynakların etkin dağılımını sağlayacak, maliye politikasının büyüme ve istikrar amaçlarına ulaşmasını kolaylaştıracak ve mükelleflerin tercihlerini çarpıtıcı etkisi minimum olacak şekilde tasarlanması gereklidir. İdari Etkinlik: İyi bir vergi sisteminde vergilemenin idari ve uyum maliyetleri minimum düzeyde olmalıdır. İyi bir vergi sistemi keyfi değil, etkin bir vergi idaresine imkân tanımalı, Mükelleflerin sistemi anlayabileceği ve değerlendirebileceği bir niteliğe sahip olmalıdır. Esneklik: İyi bir vergi sistemi esnek olmalıdır. Vergiler ekonomik gelişme ve makroekonomik istikrarı sağlamak için yeterince esnek olmalıdır. Vergi sistemi ekonomik koşullardaki değişmelere hızlı karşılık vermelidir. Ekonomik koşullar değiştikçe vergiler ve vergi oranları ayarlanmalıdır. 7 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 7