Meleda Hastalığı* Ahmet METİN*, Serdar UĞRAŞ**, Mevlüt GÜZELOĞLU*, İbrahim DELİCE***, Şule SUBAŞI OLGU SUMMARY ÖZET

Benzer belgeler
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7(3):

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

LEPROMATÖZ LEPRA (Olgu Sunumu)

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Akrodermatitis Enteropatika

BİR OLGU NEDENİYLE CLEIDOCRANIAL DYSOSTOSIS

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Enjeksiyona Bağlı Siyatik Sinir Hasarında Mentamove Uygulaması Sonuçları. Olgu Sunumu Op. Dr. Mustafa AKGÜN Nöroşirürji Uzmanı ve Mentamove Eğitmeni

Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 22. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

5 Pratik Dermatoloji Notları

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

Sedef Hastalığının Tedavisi

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi

TDD YETERLİK PRATİK SINAVI BİLGİLENDİRME 7 OCAK 2018

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır:

Diyabetik Ayak Yaralarının Önlenmesinde ve Takibinde Hemşirenin Rolü

Deri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1.

Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri

Administrator tarafından yazıldı. Cumartesi, 16 Haziran :16 - Son Güncelleme Cumartesi, 16 Haziran :25

Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...?

İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR. Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir

LENFOSİTİK VASKÜLİT PATERNİ LUPUS ERİTEMATOSUS İÇİN UYARICI MI?

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

Diyabetik Ayak Ülserleri Yara Bakımı ve Hemşirelik Yaklaşımı İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Endokrinoloji,Diyabet ve Metabolizma

6 Pratik Dermatoloji Notları

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

TTB deki. SGK daki puanı. önerdiğimiz puanlar. daki kodu. puanı. Genel

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Dr.Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD KONYA

Deri Tümörleri Pratik Ders İçeriği

Asitretin Tedavisine Kısmi Yanıtlı Bir Keratozis Follikülaris Spinüloza Dekalvans Olgusu

Gerekçe. Birim. Genel İşlemler

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI

14 Aralık 2012, Antalya

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

Anthralin ve Galvanik Akım Sağaltımlarının Psoriazis Alan Şiddet İndeksi ile Değerlendirilmesi*

(RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU ÖZET

DİYABETİK AYAKTA YARA BAKIMI VE HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI

Psoriasis Hastasında, Staz Dermatiti Tarafından Maskelenen Kaposi Sarkomu

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği

GENEL İŞLEMLER Deri ve mukoza smear`leri, direkt Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini Wood ışığı muayenesi Deri ve mukoza smear`leri (giemsa, wright,

Deri Layşmanyazisi. Prof. Dr. Mehmet HARMAN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı

Dr. Mehmet TÜRKELİ A.Ü.T.F İç Hastalıkları A.D Medikal Onkoloji B.D 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi Mart 2014-Antalya

KULLANMA TALİMATI. ADVANTAN S %0.1 Çözelti Cilt üzerine haricen uygulanır.

PROGERİA'YA BENZER BİR SENDROM 1

KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Diabetik Ayak Yarasında Evde Bakım Hizmetinde Aile Hekiminin Yeri

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI

MELLİTUS HASTALIGI VE HEMŞİRELİK BAKıMı

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Vaka II. Vaka I. Vaka III. Vaka IV

Asitretin ile Tedavi Edilen Darier Hastal Olgusu

: Her bir tablette, 16 mg betahistin dihidroklorür içerir.

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7 (3):

V. BÖLÜM HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

BOS GLUKOZ DÜġÜKLÜĞÜ ĠLE SEYREDEN TÜBERKÜLOZ MENENJĠT ÖN TANILI VARİCELLA ZOSTER MENENJİTİ OLGUSU

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum

BURUNDAN (NAZAL) UYGULANAN YÜKLEME (PROVOKASYON) TESTLERİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

UYGUN AĞRI KESİCİ-ROMATİZMA İLACI SEÇENEĞİ İLE İLAÇ YÜKLEME TESTİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

Tıp Fakültesi. Tıp Fakültesi. Olgu Sunumu Çocuk Allerji İmmünoloji Bilim Dalı. İnt. Dr. Yağmur ÇAKIR 25 Aralık 2018 Salı Dr.

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir.

Deri ve Zührevi Hastalıkları A.D Akademik Yılı Seminer Programı

Romatizma BR.HLİ.066

Türkiye de NF-1 vakalarında klinik izlem konulu diğer bildirilerin özet sunumu. Dr. Sema Saltık İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nöroloji

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

Deri Kanserleri Erken Tanı ve Korunma

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.


OLGU SUNUMU. Dr. Ömer Fatih ÖLMEZ Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı

EXELDERM KREM KISA ÜRÜN BİLGİLERİ. : % 1 Sulkonazol nitrat

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Darier Hastalığı Zemininde Gelişen Kaposi Variselliform Erüpsiyonu

SUTURASYON UMKE.

Gebelik Döneminde İlaç Kullanımına Dair Kanıta Dayalı Bireysel Risk Değerlendirme Raporu

Tarih : Sayı : 006 BASIN BÜLTENİ. Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. NİLGÜN ȘENTÜRK

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir ağızda dağılan tablet 24 mg Betahistin dihidroklorür içerir.

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi...

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Türk Dermatoloji Derneği. Kontak Dermatit Çalışma Grubu EL EKZEMASI. Hasta Bilgilendirme Kılavuzu.

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

ÖZGEÇMİŞ. İŞ TECRÜBESİ :Araştırma Görevlisi Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dalı

Transkript:

Meleda Hastalığı* MELEDA DISEASE Ahmet METİN*, Serdar UĞRAŞ**, Mevlüt GÜZELOĞLU*, İbrahim DELİCE***, Şule SUBAŞI * Yrd. Doç. Dr.Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji ABD, ** Yrd. Doç. Dr.Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD, ***Arş.Gör. Dr.Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji ABD, VAN ÖZET Otozomal resesif geçişli bir eritrokeratoderma olarak da tarif edilen ve bir herediter palmoplantar keratoderma olan Keratoderma Palmoplantare Transgrediens (=Meleda hastalığı, =Mal de Meleda) doğumdan hemen sonra ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan, ilerleyici seyir gösteren bir hastalıktır. Lezyonları ilk kez 11 yaşında ortaya çıkmaya başlayan, 21 yaşında bir erkek olguda rastladığımız bu hastalığın topikal Kalsipotriole cevap vermediğini ancak sistemik ve topikal retinoidlerle yapılan tedaviye kısmen cevap verdiğini gözledik. Literatürde bu kadar geç yaşta başlayan olguya rastlanmadı ve hastalığın daha geç yaşlarda da başlayabileceği kanaatine varıldı. Anahtar Kelimeler: Meleda hastalığı, Herediter palmoplantar keratoderma, Mal De Meleda, Kalsipotriol, Retinoidler SUMMARY Keratoderma Palmoplantare Transgrediens (=Meleda Disease = Mai de Meleda) is a very rare hereditary palmoplantar keratoderma and has also been described as an autosomal recessively inherited erythrokeratoderma that appears soon after birth or following first years of life showing a progressive course. We met this disease in a 21 year old male patient at whom this lesions had first appeared at 11 years of age. The disease was unresponsive to topical calcipotriol treatment, while it gave a partial response to systemic and topical treatment of retinoids. It has not been found another case in literature that its onset was late as this case and we suggested that the disease could have onset in late years of age too. Keywords: Meleda disease, Hereditary palmoplantar keratoderma, Mai De Meleda, Calcipotriol, Retinoids. T Klin Dermatoloji 1997, 7:44-48 T Klin J Dermatol 1997, 7:44-48 Herediter diffüz palmoplantar keratodermaların nadir görülen formu olan Meleda hastalığı ya da Mal de Meleda, otozomal resesif geçişli bir genodermatozdur. "Keratoderma palmoplantare transgrediens" olarak da bilinir (1,2). Adını Adriyatik Denizinde bulunan Meleda (yeni adı Mljet) adasından alan hastalığı 1826 yılında ilk kez Stulli tanımlamıştır (3). Meleda hastalığının diğer palmoplantar keratodermalardan (PPK) ayırımı yapılırken hastalığın öyküsü, klinik görünümü, el ve ayak tabanı dışındaki deri belirtileri, diğer ektodermal ve sistemik anomaliler, başlangıç yaşı, şiddeti ve histopatolojik özellikleri göz önünde bulundurulmaktadır (4). Geliş Tarihi: 13.11.1996 Yazışma Adresi: Dr.Ahmet METİN Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji ABD, 65300 VAN Ulusal Dermatoloji kon *Not: 1-5 Ekim 1996 tarihinde XVI. gresinde poster olarak sunulmuştur. Bu bildiride geç yaşta başlayan, ailede hastalık öyküsü bulunmayan, el ve ayakta hiperhidroz gözlenmeyen bir Mal de Meleda olgusu sunulmuştur. Olgumuzla birlikte Türk literatüründe bildirilen hasta sayısı 16'ya ulaşmıştır. OLGU 21 yaşında, askerlik görevini yapan erkek hasta. El ve ayaklarında deri kalınlaşması, ayaklarında aşırı terleme ve kötü koku şikayeti ile polikliniğimize başvurdu. Öyküsünde 11 yaşından beri el ve ayaklarında kalınlaşma olduğunu, bunların önceleri geniş, kırmızı alanlar halinde başlayıp sonradan el ve ayak sırtına yayıldığını iletti. Zamanla tırnaklarının da bozulduğunu bildirdi. Asker botu dışında ayakkabı giydiğinde terleme ve koku olmadığını söyleyen hasta zaman zaman her iki dudak kenarlarında (vermillion) kızarıklık ve kepeklenmelerin geliştiğini söyledi. Özgeçmişinde herhangi bir özellik yoktu. Soygeçmişinde anne ve babası arasında bir akrabalık bağı bulunmadığını, akrabaları arasında da kendi gibi bir hastanın olmadığını bildirdi. Dermatolojik muayenesinde hastanın el ve ayak tabanlarından dorsal yüzeylere yayılan eritemli ve keskin 44 T Klin Dermatoloji 1997, 7

METİN ve Ark. MELEDA HASTALIĞI 45 sınırlı, yaygın sarı-kahve renkli keratoderma, el parmakları dorsalinde bazı proksımai interfalanjîya! ve distal interfalanjiyal eklemler üzerinde ise knuckle pad benzen hafif hıperkeratotik plak lezyonlan vardı. El ve ayak tırnaklarının tümünde subungai keratoz, bazı el tırnaklarında konveksite artışı, iongitudinai çlzgilenmeler görüldü (Şeklî 1A,1B,2). Her iki gluteal, diz. dirsek ve sakrai bölgelerde llkemfiye ve yer yer psöriazîse benzeyen plaklar bulunuyordu (Şekil 3,4). Ağız muayenesinde damağının yüksek yerleşimli, diş ve diş etlerinin normal olduğu gözlendi. Diğer sistem muayeneleri normaldi. Lezyonlardan alınan materyalin direkt mikroskobik İncelemesinde mantar elemanlarına rastlanmadı ve antibiyotik!! sabouraud besi yerinde üreme olmadı. Tam kan sayımı, sedimantasyon, rutin biyokimyasal değerler, EKG, akciğer ile e! ve ayak grafilen normal olarak değerlendirildi. Bilgisayarlı beyin tomografisi ve özofagogastroduodenoskopiyle yapılan incelemelerde patolojik bulguya rastlanmadı. Bu bulguların ışığı altında hastaya psörlazis ve Meieda hastalığı öntanısı konularak tezyon olan bölgelerden punch biyopsi yapıldı, Palmar ve dirsek bölgesinden alınan punch biyopsi materyalinin histopatolojlk incelemesinde, hiperkeratoz, hafif ve fokal parakeratoz İçeren epidermisde akantozun bulunduğu dikkati çekiyordu. Özellikle papiller dermişte ve damarlar çevresinde olmak üzere seyrek mononükleer iltihabı hücre infiltrasyonunun bulunduğu İzleniyordu. Materyal, histopatolojlk olarak Meleda hastalığı ile uyumlu tanısı aldı (Şekil 5,6). Histopatolojlk tanı konulana kadar lezyonlara, 15 gün boyunca günde 2 kez toplkal kalsipotriol uygulanarak Şekil 1A. Ellerde transgradyen palmar hlperkeratoz. Şekil 1B. Ellerin dorsaiincle knuckle pad benzeri lezyonlar, tırnak bozukluklar!. Şekil 2. Ayak tabanlarında transgradyen özellik gösteren kenarları erltemli plantar keratoz ve ayak tırnaklarında subungai keratoz. Şekil 3. Diz ve dirsek bölgelerinde bulunan iikenoıd, psoriazis benzeri plaklar. T Klin J Dermatol 1997, 7

46 METİN ve Ark. MELEDA HASTALIĞI hasta taburcu edilerek kontrole çağrıldı. Asker olan ve hastalığından faydalanmak istediği düşünülen olguda bu tedavi yöntemi hastane dışında etkili olmadı ve 20 güniük bir süre sonunda ilk kontrolüne gelen hastada lezyonlarm eski halini aldığı görüldü. Bunun üzerine hastada sistemik Acitretin tedavisi planlandı ve ilaç temin edilene kadar geçen 15 günlük süre içinde öncelikle skuamlar yumuşatıcı-keratolltik tedavi ve dermabrazyon yöntemi ile kaldırıldı, tretinoin %0.05 krem (Acnelyse) uygulandı. Topikal tretinoinin eritem ve skuamasyonun azalmasında etkin olduğu gözlendi. Etkili olduğu halde hasta tarafından uygulanmayacağı düşünülen topikal Tretinoin tedavisi kesilerek, Acitretin 30mg/gün başlandı ve günlük dozun komutanları tarafından verilmesi rapor edilerek taburcu işlemi yapıldı. Hastanın 1, ve 2. aylarda yapılan kontrollerinde iyileşmenin tama yakın olduğu görülmesi üzerine sistemik retinoid tedavisi de kesildi. 3 ay sonra kontrole gelen hastada lezyonların tekrarladığı gözlendi. TARTIŞMA Otozomal reseslf geçişli kalıtsal bir hastalık olduğu kabul edilen Mal de Meleda, doğumla ya da yaşamın ilk yıllarında el ve ayak tabanlarında eritemle başlar, bunu sarı-kahve renkli diffüz keratozun gelişmesi takip eder Şekil 4. Coxsigeal ve her iki gluteal bölgede bulunan psoriazis benzeri, likenoid plaklar. Şekil 5. Belirgin hiperkeratoz ve irregüler akantoz gösteren epidermis altında düzenli yapıda dermiş izlenmektedir. (H.E. boya X10) tedavisi yapıldı. Lezyonlarda bir değişiklik olmaması ve biyopsi sonucunun Meleda hastalığı ile uyumlu gelmesi üzerine topikal kalsipotriol tedavisi kesildi. Yumuşatıcı, keratolitik (vazelin-salisillk asit %15) tedavi ve dermabrazyon uygulandı. Lezyonlarında kısmi düzelme olan Şekil 6. Belirgin hiperkeratoz, seyrek fokal parakeratoz (Ok) ve irregüler akantoz gösteren epidermis izlenmektedir. (H.E. boya X50) TKlin Dermatoloji 1997, 7

METİN ve Ark. MELEDA HASTALIĞI 47 (1,3-6). Lezyoniardaki eritem genellikle kakçıdır. Salamon ve arkadaşları bu özelliği ile Meleda hastalığını bir akroeritrokeratoderma olarak yorumlamıştır (7). Genellikle ailede ya da akrabalarda başka hasta kişilere rastlanır (3,4). El ve ayak tabanındaki lezyonlar zamanla dorsal yüzeylere yayılır (transgrediens), eritemli keskin bir sınır vardır (1,2,5.6). El ve ayakların yoğun keratozurıa bağiı olarak kontraksiyonlar ve fonksiyon kısıtlanmaları görülebilir (1,5), Olgumuzda da transgradyen özellik gösteren, kenarları eritemli, keskin sınırlı palmoplantar keratoz vardı ve her iki el parmaklarında hafif kontrakslyon gözleniyordu. Lezyonlar hastamızda İlk kez 11 yaşında ortaya çıkmaya başlamıştı. Literatürde bu kadar geç yaşta ortaya çıkan başka bir olguya rastlanmadı ve hastalığın geç yaşlarda da ortaya çıkabileceği kanaatine varıldı. Hastamız aile ve akrabalarında benzer hastalık tanımlamadı. Alpan ve arkadaşının (5) ve Seçkin ve arkadaşlarının (8) olguları da hastamız gibi yakınlarında hastalık tanımlamamıştır. Hastalar genellikle palmoplantar bölgede hiperhidrosis, maserasyon ve kötü kokudan şikayet ederler (1-6,8). Hiperkeratoz bazen dizlerde, dirseklerde, perloral bölgede, bacaklarda ve omuzlarda iyi sınırlı psoriazis benzeri veya likenoid plaklar şeklinde kendini gösterir (1,2,4,5,8). Olgumuzda aşırı ter, maserasyon ve kötü koku şikayeti sadece asker botu giydiğinde oluyordu. Diz, dirsek, gluteal ve sakral bölgelerde psoriazis benzeri ve likenoid plak lezyonları vardı. Önceleri dudak kenarında kızarıklık ve kepeklenme olduğunu da belirtti. Hastalığa eşlik ettiği bildirilen diğer özellikler pitted keratoderma, tırnak bozuklukları (koilonişya, subungal keratoz, longitudinal çizgilenme), parmak uçlarının fuziform değişiklikleri, knuckle pads, yüksek damak, skrotal dil, falankslarda kısalma, slndaktili, palmoplantar bölgede kıllanmadır. Bu hastalıkta dişlerin ve kılların etkilenmediği kabul edilmektedir (1-7). Bu bulgulardan subungal hiperkeratoz, longitudinal çizgilenme, hafif çukurlaşma (koilonişya) gibi tırnak değişiklikleri, knuckle pad benzeri lezyonlar, yüksek yerleşimli sert damak hastamızda da vardı. Olgunun dişlerinde ve kıllanmasında bir bozukluk saptanamadı. Meleda hastalığında nadir olarak görülen pseudoalnhum komplikasyonuna (5) da olgumuzda rastlanmadı. Hastalığın tanısı için yukarıda sayılan özellikler zorunlu ve fakültatif olmak üzere iki grupta ele alınır, ancak hangi özelliğin hangi grupta yer aldığı konusunda görüş birliği yoktur (2,3,7). Hastalığın genellikle doğumla veya doğumdan hemen sonra başladığının kabul edilmesi ve bu durumun Baysal ve arkadaşlarınca (3) zorunlu özellik olarak ele alınmasına rağmen olgumuzda keratodermanın 11 yaşında başlaması ilgi çekicidir. Meleda hastalığındaki hlstopatolojlk bulgular nonspesifiktir. Genellikle epidermisde hiperkeratoz, parakeratoz, akantoz, dermoepidermal sınırda düzgün ondülasyon, dermişte ise damarlar çevresinde mononükleer hücre infiltrasyonları gözlenir (3,8). Ulaşabildiğimiz Türk literatüründe Benlloğlu ve arkadaşlarının üç (9), Baysal ve arkadaşlarının üç (3), Mayısoğlu ve arkadaşlarının üç (4), Alpan ve arkadaşı (5) ile Seçkin ve arkadaşlarının (8) birer; kişisel görüşmeye dayalı bir bilgi olarak Sayın Prof.Dr.Cemal Gezen'in de 1970 yılında Ulusal Dermatoloji kongresinde bildirdiği dört olgusu olmak üzere toplam 15 olgu vardır. Meleda hastalığının ayırıcı tanısında Akra! keratoderma, Sybert, Thost-Unna ve Gamborg-Nielsen keratoderması, Charcot Marie-Tooth hastalığı, Howel-Evans, Greither, Paplllon - Lefevre, Olmsted, Richner-Hanhart ve Bureau-Barriere-Thomas sendromları dikkate alınmalıdır (3-5,8). Hastamızda klinik olarak, strialı hiperkeratoz ve lineer hiperkeratotik lezyonların olmaması, histopatolojik olarak epldermolitlk hiperkeratoz olmaksızın görülmesi gereken dlskeratotik değişikliklerin bulunmaması üzerine Akral keratoderma tanısından uzaklaşıldı. Ayrıca aile öyküsünün olmaması ile Sybert keratodermasından, aile öyküsünün olmaması ve keratodermanın transgradyen özellik göstermesi ile Thost-Unna keratodermasından, özofagus karslnomunun olmaması ile Howel-Evans sendromundan, periferik nöropatinin olmaması ile Charcot-Marie-Tooth hastalığından, periodontal değişiklikler ve intrakranlal kalsifikasyonların olmaması ile Papillon-Lefevre sendromundan, korneal ülser, fotofobi, tirosinemi, ilerleyici mental retardasyonun olmaması ile Richner-Hanhart sendromundan, parmaklarda çomaklaşma ve iskelet deformitelerlnin bulunmaması ile Bureau-Barriere-Thomas sendromu tanısından uzaklaşıldı. Olgu, ağız ve burun etrafında hiperkeratotik plaklar olmaması, palmoplantar bölgede ağrılı fissürlerin bulunmaması ve soygeçmişinde ailesinde otozomal dominant geçiş görülmemesi nedeni ile Olmsted sendromuna, tırnak değişikliklerinin ve uzak keratotik plakların varlığı ile Gamborg-Nielsen tip keratodermaya da uymuyordu. Hastada korneal opaslte, dominant geçiş, total alopesi, diş kaybı olmadığı için Greither tip palmoplantar keratoderma tanısı da düşünülmedi. Kalıcı ve kesin çözüm sağlayan bir tedavi seçeneği olmayan Meleda hastalığında topikai keratolitikler, yumuşatıcılar, kortikosteroidler, yüzeyel X-ışınlan, tretinoin, dermabrazyon, sistemik olarak retlnoidler kullanılmaktadır (3,4). Biyopsi yapılmadan önce palmoplantar psoriazis öntanısı alan hastamızın el, ayak ve diğer vücut bölgesi lezyonlarına onbeş gün süre İle günde İki kez Kalsipotriol 0.05 mg pomad uygulanmasına rağmen herhangi bir iyileşme belirtisi görülmedi. Meieda hastalığında palmoplantar ve plak tip lezyonlara Kalsipotriol tedavisi uygulayan Seçkin ve arkadaşları tedavinin 1. ayında özellikle ellerdeki hiperkeratozda belirgin azalma görüldüğünü, 3. ayın sonunda ise hiperkeratozda belirgin, eritemde ise orta dereceli bir gerileme saptadıklarını bildirmişlerdir (8). Biz, hastamızda etkili olmadığı için, kısa süreli olsa dahi Kalsipotriol uygulamasının, Meleda hastalığının tedavisinde yeri olmayacağı görüşündeyiz. Meleda hastalığının tedavisinde, sıklıkla keratolitik ve yumuşatıcı etkili vazelin-salisillk asit topikai uygulaması tercih edilmektedir (3-5). Biz de olguda %15 vazelin-salisillk asit, dermabrazyon, topikai ve sistemik retinoid tedavileri uyguladık ve kısmi iyileşme olduğunu gözledik. T Klin J Dermatol 1997, 7

48 METİN ve Ark. MELEDA HASTALIĞI KAYNAKLAR 1. Schynder UW. Inherited Keratoderma of Palms and Soles. İn: Fitzpatrick TB, Eisen AZ, Wolf K, Freedberg IM, Austen KF, eds. Dermatology in General Medicine. 4th ed. New York: McGraw Hill İne, 1993, 557-564. 2. Mallory SB, Leal-Khouri S. An illustrated dictionary of Dermatologie Syndromes. New York: The Parthenon Publishing Group Inc. 1994, 135-6. 3. Baysal V, Erdem C, Alan H. Mal de Melada. XII. Prof.Dr.Lütfü Tad Deri ve Zührevi Hastalıklarda Yenilikler Simpozyumu. Posterler. Ed. Erdem C. Ankara: Ayrıntı Ofset, 1995: 15-18. 4. Mayısoğlu H, Gülcan P, Gürbüz Ö, Atmanoğlu N. Bir Mal de Meleda Olgusu. Turk J Dermatol 1993, 3:136-8. 5. Alpan O, Apaydın R. Bir Mal de Meleda Olgusu. Türkderm 1995, 29:117-9. 6. Goldsmith LA.Thomas NE. Disorder of cornification. İn: Moschella SL, Hurley HJ eds. Dermatology. 3rd ed. Philadelphia: WB Sounders Company. 1992: 1410-11 7. Salamon T Hairgrowth over the Thenar and sole in Mal de Meleda (Mjet disease). Acta Derm Venereol (Stockh) 1985, 65:352-53. 8. Seçkin D, Özdamar ŞO, Kaya F ve ark. Bir Mal De Meleda olgusu klinik, histopatolojik ve ultrastrüktürel İnceleme. The Turkish Journal of Pathology 1995, 11(1):43-7. 9. Benlioğlu N, Erboz Kapdağlı H, Aydın B. Maladie de Meleda. VII. Ulusal Dermatoloji Kongresi Kitabı. 1978:219-222. TKlin Dermatoloji 1997, 7