İktisat Tarihi II VI. Hafta
Şehir ve Taşra İtalya dışındaki Batı Avrupa neden geri kalmıştır? Roma İmp. u örneğinde şehir nedir? Şehir ile taşra arasındaki ekonomik ilişki nedir?
Su yolu taşımacılığı ve özellikle de deniz taşımacılığı antik çağ şehri için büyük imkanlar sunmuştur. Kargo şeklinde gerçekleştirilen ithalat nüfus artışını beraberinde getirmiş, Sınırlı tarım ürünleri çeşitlenmiş Üretilen çeşitli mallar ve kölelerin ev işleri ile üretimde kullanılması refahı arttırmıştır. Taşrada ise ithal edilen maddeler büyük çiftliklerde uzmanlaşma yoluyla gelişkin işletmeciliğin oluşmasına neden olmuştur.
Taşra memleket ve deniz arasındaki ilişki oldukça karmaşık ve gelişme aşamaları yavaştı. Kartaca zaferi sadece siyasi tarihin değil şehirleşme tarihinin de başlangıcıdır. Roma gibi haraç ve ganimetlerden beslenmeyen şehirler; tahliye ve taşımacılık, geliş geçişten alınan liman vergileri ve tersane gelirleri
Antik çağ gemileri mümkün olduğunca kısa mesafeler arasında gidip gelmeyi tercih etmiştir. İhtiyaç maddeleri için antik çağ şehirleri nasıl ödeme yapıyordu? Antik çağda var olmayan sadece esnaf birlikleri değildi esnaf da yoktu. Antik çağ ve orta çağ karşılaştırmasında her iki dünyada da ihracat için üretilen malların miktarı ve önemi rol oynamaktadır.
Max Weber antik çağ şehrini üretim merkezi değil tüketim merkezi olarak tanımlamıştır. Antik çağ şehirlerinin yiyecek, maden, köle ve diğer ihtiyaçları dört şey üzerine kurulmuştur. Yerel tarımsal üretimin miktarı Gümüş gibi özel kaynak ve madenlerin bulunması Kıymetli şarap ve yağ elde edilen bitkiler İmp. taki kiralar, vergiler, haraç ve toprak sahipliğinden elde edilen gelirler
Potansiyel birikime sahip olanların ne ekonomik bir ihtiyacı ne de Pazar imkanı vardı. Antik çağ ekonomisinin bir başka yönü paranın hiçbir itibarının olmadığı veya üzerinde konuşulabilen bir değer ifade etmediği bir dünyaydı. Devresel krizler gibi kredi bunalımı adı verilen krizler de arz ve talep hareketlerinin bulunmaması gibi sebeplerden kaynaklanmaktaydı.
Julius Caesar - demagojik temelli vaat/ms 33 te Tiberius halk ayaklanması Antik çağ devletleri büyük kaynakları zevk ve askeri ihtiyaçlar için harcayabilecek durumdaydı. Germen ve Pers saldırılarına karşı bir takım tedbirler alınsa da imparatorluğun üretken bir hale gelebilmesi için hiçbir şey yapılamazdı tamamıyla yapısal bir değişime ihtiyaç vardı.
Devlet ve Ekonomi Helen litürjisi: Halk için çalışmak devlete yapılan hizmet kutsal hizmet Şehir devletinin bir toplum olarak en belirgin zorluğu sorumluluk ve yardımları paylaşmaları konusundaki baskıydı. Geç Roma döneminde litürji sadece yerine getirilen bir iş durumuna geldi.
Ekonomi gibi kavramlar ve teoriler olmasa da bazı sonuçlara varmak için tecrübelere dayanan yeterli bilgi birikimi vardır. Helen veya Roma gibi karmaşık ekonomik unsurların bulunmadığı toplumlarda bütün kamu faaliyetleri ekonomik faaliyetlerdir. Arkaik dönemde ganimetten başka getirisi olmayan yerel savaşlar da vardı.
Hazineye belirli bir maliyet getirmesi ve insan kaybına neden olması, borçlar hariç savaşların önemsiz olması sonucunu doğurmuştur.
Roma tarihinde veya Antik çağda ticari nedenlerle veya ticari anlayışın sonucu ortaya çıkmış bir savaş yoktur. Maddi isteklerin karşılanmasıyla ekonomi politikası arasındaki farklılık Akdeniz dünyasının parçalandığı uzun süreçte ortaya çıkmıştır. Bütün antik çağ devletlerinde en azından maden kaynakları üzerinde kralların veya imparatorların hakları vardı.
Kredi bunalımı diye adlandırılan dönemde bile devlet ciddi bir girişimde bulunarak para kıtlığını gidermek için çaba harcamamıştır. Tağşiş Kullanılan metallerin çeşitliliği Devletler arası kur anlaşmalarının etkinsizliği Büyük miktarlı ödemelerde yeterli sikkenin bulunamaması Romanın fethettiği topraklar üzerinde kurduğu koloniler kazanılan topraklar üzerine fakirlerin yerleştirilmesi esasına dayanıyordu.
Romalılar sadece savaş zamanlarında toplanan savaş vergisini sürekli hali dönüştürmemiştir. Ortalama gelir düzeyi ve dolaylı vergilerden elde edilebilecek gelir Gelişemeyen pazarlar Geleneksel teknolojik yöntemler Tarım örgütlenmesi Artan besin talebinin litürji ve kamu hazinesi ile karşılanmasının neden olduğu kaynak israfına antik çağ ekonomisi iki yolla karşılık vermiştir.
Roma fetihleri Ege de yerleşik Helen koloniciliğinde iki açıdan değişiklik getirmiştir. Toprak vergisinin en büyük gelir kaynağı olması Mali yükün büyük bir kısmının zenginlerden fakirlere aktarılması MS 2. yy bitmeden iç ve dış baskılar artmaya başladı. Derine batmaya başlayan sosyal ve siyasi yapı, kurumlaşmış değer sistemi ve üretici gücü sömüren organizasyonu ile antik çağ artık hızla sonuna doğru ilerliyordu.
Ek Düşünceler Uzun mesafeli ticaret taş çağından beri devam etmekteyse de gelişmemiş teknoloji mal ve düşün alışverişinde en büyük engeldi. Üretici yahut tedarikçiler zaman zaman malların fiyatlarını etkilemeye çalışsalar da yapısal değişim yaratamadılar. Üretim sisteminde kölelik bir hayalet gibiydi.
Köleci üretim tarzı kavramındaki zorluk köleliğin taşınır bir mal gibi diğer üretim şekilleriyle özellikle de kapitalizmle birleştirilmiş olmasıdır. Antik çağ ekonomisinde istihdam modellerine ticari alanda alternatif iki modelin oluşturulduğu görülmektedir. Keith Hopkins Thomas Pekardy Tüketici sınıfın küçük boyutta olması Sikke basımının az miktarda olması Taşımacılıktaki yüksek fiyatlar
Helenistik teriminin tanımı antik ekonomi çalışmaları için yanıltıcıdır. Batılı Helenlerin içinde yer aldığı eski Helen dünyası. Doğu bölgelerinde bulunan temel sosyal ve ekonomik sistem.
Sınıflar - Statüler Sınıf hepimizin gelişigüzel ve teknik olmayan şekliyle düşüncemizde hiçbir güçlüğe meydan vermeden kullandığımız kavramlardan biridir. Marx ve Engels - 1848 de Komünist Manifesto: Şimdiye kadar var olan tüm toplumların tarihi bir sınıf mücadelesinin tarihidir. 18. Brumaire(1869): Antik çağda Roma da sınıf mücadelesi yalnızca hür zenginler ve hür yoksullar olan imtiyazlı azınlık içinde meydana gelmekteydi.
Tom Bottomore: Sınıf yapılanması Marx ve Engels in yazdıklarından daha fazla karmaşık ve anlamı belirsiz bir olgu olarak ortaya çıkmaktadır. Onların bakış açıları büyük ölçüde erken kapitalizmin göze çarpan sınıf ilişkilerinden ve siyasi hayatta işleyen sınıf hareketlerinden etkilenmiştir. Serflik kavramını heliotlardaki gibi bir nitelendirme ya da penestai (işçiler) veya Helenistik Asyanın tarım işçilerinin bağımlılığı için kullanıldığı gibi yalnızca anlama dair bir ikilik olarak antik dünyaya uyarlamak uygun değildir.
Şehirde durum biraz daha farklıydı. En azından birçok gerçek büyük şehir yıllarca çok sayıda göçmen çekti. Kendisi için çalışan insanlarla başkaları için çalışanlar arasındaki fark antik çağ boyunca değişmeden devam etmiştir. Sınıf bilinci meselesi daha önce de belirtiğimiz gibi çalışan sınıfın değil çiftçi sınıfının devrimci sloganıdır.
Tüketici Şehir ve Şehir Üretimi Adam Smith Wealth of Nations: Her uygar toplumda büyük alışveriş şehir sakinleri ile kırsal kesim arasında devam etmektedir. Her ikisinin de karşılıklı kazancı vardır. Marx ve Engels - Alman İdeolojisi: İşgücünün paylaşımında belirleyici olan malların değiş tokuşu kavramını ortaya çıkartan ve bunu belirli bir gelişme derecesine ulaştıran şehirlerle taşra arasındaki farktır.
Max Weber Winer Sombart: Bir tüketim şehri geçinebilmek için gerekeni ödeyendir. Eduard Meyer: Tüketici şehir modeli gelirlerin sadece istikrarlı sektörlerden değil daha çok yabancı tarım sektörü olarak belirtilen alanlardan temin edildiği bir modeldir. Sombart: Şehrin asıl temel yaratıcıları tüketicilerdir. Bunu ikinci derecede sağlayan ise üreticilerdir.
Büyük toprak sahiplerinin şehirlerden kaçışı ve piyasalardan malların gittikçe artarak geri çekilmesi sonucunda şehre ait üretim malları bazı çöküşlerle azalmaya başlamıştır. PARA VE KREDİ Para miktarının yetkililer tarafından bastırılmasına bağlı olduğu ve yetersiz kaldığı bir ortam ekonomik gelişmeyi kendi haline bırakmıştır.
Kredinin yaratılmasına imkan tanıyan ve erken yakın çağdan veya geç orta çağdan iyi bilinen yöntemlerin antik çağda bulunmadığını vurgulamak gerekir. Kredi oluşturma araçlarının ve kurumlarının bulunmayışı halen antik çağ ekonomisinin sarsılmaz temellerini oluşturmaktadır. Antik çağda ne bir ticari savaş ne de ticari emperyalizm söz konusu değildi. Sömürü zaten savaş ve fetih anlayışlarında amaçlanmadan ve kendiliğinden oluşan şartların ürünüdür
Roma İmparatorluğu nun Çöküşü Birçok tarihçi çöküşte ekonomik faktörlerin kritik ve tayin edici neden olduğu konusunda birleşmişlerdir. Askeri üstünlükteki düşüşle birlikte masraflar da artmaktaydı. Barbar kavimlerle olan sınırların korunması artan bir mali yükün doğmasına neden oluyordu. Harcamalar böylece artar ve vergi ihtiyacı yükselirken verginin kaynağı süratle aşınıyordu.
Ekonomik faaliyetlerdeki gerilemenin beraberinde getirdiği kıtlıklar ve salgınlar savaşlardan daha fazla olarak insanların kırımına yol açıyordu. Ticaretin sekteye uğraması şehirlerin gerek duydukları malların temin etme ve ürettikleri malları satma imkanlarından mahrum kalmaları sonucunu doğurmuştu. Doğu ile yapılan dış ticaretin sürekli açık vermesi bu açığın kıymetli maden ihracı ile karşılanmasını gerektiriyordu
Böylece bir yandan şehir ile kır öte yandan da bölgeler arasındaki ekonomik bağımlılık yerini bölgesel yeterliliğe bırakmıştı. Karşılaşılan problemlerin üstesinden gelebilmek için ekonomiyi daha da zor şartlara iten çeşitli tedbirlere başvuruldu. Vergiler ağırlaştırıldı Paranın ayarıyla oynayarak değerini sürekli düşürdü Fiyatlar ve ücretler üzerinde kontrol getirildi İmparatorluğun çöküş döneminde iki önemli ekonomik problem enflasyon ve para ayarının bozulmasıydı.
Devlet vergileri ürün ya da hizmet şeklinde toplama yoluna gitti. Piyasa ekonomisi kaynak dağılımını düzenleme, para ise bir değişim aracı olma fonksiyonunu önemli ölçüde kaybetti. Roma ekonomisinin dinamizminin temelinde yatan ve Roma hukukunda ifadesini bulan mülkiyet hakları sistemi de geniş kısıntılara uğradı.
Esnafın ve tüccarın mesleki özgürlüğü kısıtlandı. Başkentin yiyecek ihtiyacını karşılayan tüccar ve gemi sahiplerini bir dernek halinde örgütleyerek bazı vergi bağışıklarını da kapsayan ayrıcalıklar tanıdı Her meslekten esnafın bir esnaf cemiyetine girmesi mecburi kılındı. Servetlerinin aynı meslek grubu içinde kalabilmesi için evlenme hakları da kısıtlanarak çocukların baba mesleğine devamı zorunlu hale getirildi.
Aynı bürokratik kontrol mekanizmaları tarım sektörüne de uygulandı. Kolonluk sistemi adı verilen uygulamaya göre toprağını terk edenler zorla eski topraklarına getirtilebilecekti. Roma imparatorluğu gibi dünya çapında bir siyasi ekonomik birliğe sahip olmanın vatandaşlarına sağladığı kazançlar azalırken vergiler arttı.
İmparatorluğun koruma fonksiyonunu tam olarak yerine getirememesi mahalli güçlerin bu boşluğu doldurmasına adli mali ve hatta siyasi bağımsızlık kazanmalarına yol açtı. Batı Roma İmp. nun Cermen istilacıları karşısında yıkılması bu süreci tamamlayarak Batı Avrupa da küçük ölçekli siyasi ekonomik birliklerin ortaçağ boyunca bin yıl sürecek egemenliğini başlattı. Yalnız imparatorluğun doğu ve batı bölgeleri farklı bir gelişme seyri izledi.