Tonsillektomide Bizmut Subgallatın Hemostatik Etkisi. The Hemostatic Effect of Bizmut Subgallat in Tonsillectomy

Benzer belgeler
ÇOCUK TONSİLLEKTOMİLERİNDE BİPOLAR KOTER DİSEKSİYON VE KLASİK DİSEKSİYON TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

KONVANSİYONEL/ LİGASURE TİROİDEKTOMİ

Tamamlayıcı Tiroidektomilerde Gama Dedektör Yardımlı Cerrahinin Rolü

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi

Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi

Geçmişten günümüze. Pediatride günübirlik anestezi. Preoperatif. Preoperatif. Postoperatif. Peroperatif. Preoperatif

PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

ADENOTONSİLLEKTOMİ ÖNCESİ KOAGÜLASYON TESTLERİ GEREKLİ Mİ?

24. ULUSAL TÜRK OTORİNOLARENGOLOJİ & BAŞ - BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ

Termal Welding Sistemi ile Tonsillektomi Sonrası Ağrı Değerlendirilmesi

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

İntraoperatif Sinir Monitorizasyonunun Bir Cerrahi Kliniğe Katkısı

Tonsillektomide bipolar koter diseksiyon ve klasik diseksiyon tekniklerinin karşılaştırılması

Total Tiroidektomi yapılan hastalarda MSKKM Nomogramının Değerlendirilmesi

Tamamlayıcı Tiroidektomi ve Total Tiroidektomi Komplikasyonlarının Karşılaştırılması. Doç. Dr. Mehmet Ali GÜLÇELİK

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı

KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER. Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği

Pediatrik yaş grubunda harmonik bıçak ve soğuk bıçak tonsillektomi sonuçlarının karşılaştırılması

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

PRP Terapi nedir? Kanınızdaki güzel ilaç, Genesis PRP

Dr. Ecz. Murat Şüküroğlu

26-29 Mayıs 2010 tarihinde Ankara da yapılan 17. Ulusal Cerrahi Kongresi nde Poster olarak sunulmuştur.

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

YILIN SES GETİREN MAKALELERİ

ILAŞTIRILMASI. ve Araştırma rma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Tiroid Papiller Kanserde Güncel Kanıtlar ve Gerçekler. Kılavuzlara göre Ameliyat Stratejisi Değişti mi?

Tonsillektomi Sonrası Oluşan İkincil Kanamalar

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

PEDİATRİK HASTALARDA KONVANSİYONEL SOĞUK BIÇAK TONSİLLEKTOMİ İLE COBLATİON TONSİLLEKTOMİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

0,02 0,0199 0,018 0,016 0,014 0,012 0,01 0,0078 0,008 0,006 0,004 0,002

Erişkin Hastalarda Tonsillektomi Sonrası İkincil Kanamaların Retrospektif Analizi

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma

İntraoperatif Rekürren Laringeal Sinir Monitorizasyonunda Tekrar Kullanım Güvenlimidir? Doç. Dr. Barış Saylam Ankara Numune EAH Meme Endokrin Cerrahi

D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN TOTAL TİROİDEKTOMİ SONRASI HİPOKALSEMİ RİSKİ ÜZERİNE ETKİSİ

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

Adenoid Hipertrofisi ve Uykuda Solunum Bozukluğu Olan Çocuk Hastalarda Kısa Süreli Oral Kortikosteroid Tedavisi

Plasenta ilişkili gebelik komplikasyonları ve trombofili. Dr. Kadir Acar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji BD.

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

2012/2013 Yılı İstatistiki Verileri

Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, Hatay, Türkiye

FİBROBLAST SİPARİŞ FORMU. T.C. Kimlik No: Cinsiyeti: K E

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

DIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

Tonsillektomi sonrası kanama: 10 yıllık deneyimimiz

İNNOHEP IU / ml KULLANIMA HAZIR ENJEKTÖR 0.45 ml PROSPEKTÜS

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri

KOAGÜLASYON TESTLERİ

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD.

Ventilasyon Tüpü Uygulamasý Sýrasýnda Yapýlan Transtimpanik Aspirasyonun Ýþitme Üzerine Etkinliði

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN Kalite Yönetim Direktörü

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

PEDİATRİK URETEROSKOPİK GİRİŞİMLERDE ZOR OLGULAR

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Prof.Dr. İlkkan DÜNDER

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

Ertenü.M, Timlioğlu İper.S, Boz.E.S, Özgültekin.A, Kabadayı.M, Tay.S, Yekeler.İ

N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ. Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

TİROİD CERRAHİSİNDE İNTRAOPERATİF SİNİR MONİTÖRİZASYONU PRENSİPLERİ

CİDDİ KOMORBİDİTESİ OLAN SEMPTOMATİK PRİMER HİPERPARATİROİDİLİ HASTALARDA RADYOFREKANS ABLASYON SONUÇLARI

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

Giriş Güncel cerrahide tanı ve tedavi planlamalarında ultrasonografinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Ultrasonografinin cerrah tarafından gerçekleşti

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*

Hasta Merkezli Standartlar - Hastaların Bakımı (COP)

Lokalizasyon çalışmalarının şüpheli olduğu primer hiperparatiroidi olgularında 99 Tc-MIBI intraoperatif gama-prob kullanımı: Kohort değerlendirme

İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA ETKİSİ

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

YÖNTEMİ İLE TEDAVİLERİ

Akıcı Ö. Ç., Salcan H, Ela Y, Bakı E, Kokulu S, Köken G, Solak Ö, Sıvacı R. Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon

Medeni Durumu: Evli (Dr. Serhat Totan, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı, Serbest Hekim)

Fatma Burcu BELEN BEYANI

Prof. Dr. Bilge Hakan Şen. E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Beş Yıllık ( ) Kansere Bağlı Ölüm Kayıtlarının Değerlendirilmesi

DEKTOMİ (MIRP) & EKSPLORASYONU (MITBE) ILAŞTIRILMASI

KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI. KBB-007 KBB Ab.D. Burun ve Paranazal Sinüs Hastalıkları Teorik Dersleri

DÖNEM 4 -GENEL CERRAHİ ( CTB 402) 1. HAFTA EYLÜL 2014 PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA

Transkript:

Dicle Tıp Dergisi, 2007 Cilt:34, Sayı: 1, (1-6) Tonsillektomide Bizmut Subgallatın Hemostatik Etkisi Müzeyyen Yıldırım*, Edip Günyel**, İsmail Topçu* ÖZET Tonsillektomi operasyonlarında bizmut subgallatın kanamayı azaltmada ve operasyon süresini kısaltmada etkili olup olmadığını değerlendirmektir. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB kliniğinde 2002-2006 tarihleri arasında adenotonsillektomi yapılan 60 pediatrik hasta üzerinde prospektif çalışma yapıldı. Hastalar rastgele kontrol grubu ve bizmut subgallat uygulanan grup olarak iki gruba ayrıldı. Her iki grupta 30 hasta mevcuttu. Bütün hastalara adenotonsillektomi yapıldı. Tonsillektomi sırasında ve kanama kontrolu sırasında biriken kan miktarı ölçüldü. Tonsillektomi sonrasında hemostaz için bir gruba Manigla tarafından tarif edilmiş olan bizmut subgallat içeren tampon kullanıldı. Kontrol grubunda ise adrenalin emdirilmiş tampon kullanıldı. Tonsillektomi sonrasında oluşan kanama miktarı bizmut subgallat grubunda 60-110 ml (ortalama 82.66±10.96), kontrol grubunda ise 85-110ml (ortalama 94.27±11.31) olarak bulundu. Tonsillektomi süresi bizmut subgallat grubunda 12-35 dk. (ortalama 21.30±5.81 dk), kontrol grubunda ise 15-40 dk (ortalama 24.05±5.94 dk) bulundu. Kullanılan bağlama sayısı bizmut subgallat grubunda 0-3 adet (ortalama 1.26±1.08 adet), kontrol grubunda ise 0-4 adet (ortalama 2.11±1.19 adet) idi. Hemostaz sağlamak için kullanılan tampon sayısı ise bizmut subgallat grubunda 4-8 adet (ortalama 5.46±1.07 adet) iken kontrol grubunda 4-12 adet (ortalama 6.35±1.86 adet) bulundu. Bizmut subgallat kullanılan grupta tonsillektomi sonrasında kanama miktarında, operasyon süresinde, kullanılan bağlama sayısında ve kullanılan tampon sayısında istatistiksel olarak anlamlı azalma tespit ettik (p<0.001). Postoperatif olarak iki grup arasında morbidite açısından fark yoktu. Anahtar Kelimeler: Tonsillektomi, Hemostaz, Bizmut Subgallat The Hemostatic Effect of Bizmut Subgallat in Tonsillectomy SUMMARY The aim our study is to evaluate the effect of bismuth subgallate on the tonsillektomy operations. The 60 pediatric patient were studied in the data between 2002 to 2006 in at University of Dicle, Faculty of Medicine, Department of Otorhinolaryngology and Head and Neck Surgery Clinic. The patients were at random divided in to two group. The adenotonsillectomy were conducted for all patients. During the tonsillectomy the blood was collected and measured. In order to obtain the hemostasis, bismuth subgallate told used in the as described by Manigla. The swab with epinephrine was used in control group. The blood collected during tonsillectomy in control group was found to be between 85-110 ml (avarage 94.27±11.31), and in bismuth subgallate group was found to be between 60 to 110ml (avarage 82.66±10.96). The time for tonsillectomy in control group was found tobe between 15 to 40 minute( avarage 24.05±5.94) and for bizmut subgallat to be between 12 to 35 minute (avarage 21.30±5.81). The number of surgical ties in order to obtain the hemostasis, for control group was found to be between 0-4 (avarage 2.11±1.19) and for bismuth subgallate group was found to be between 0-3 (avarage 1.26±1.08). Again, in order to optain hemostasis the used swap was number for control group was found to be between 4-12 (avarage 6.35±1.86) and for bismuth subgallate group was found to be between 4-8 (avarage 5.46±1.07). In the bizmut subgallat group, the bleeding amount, the operation time, the used number of surgical ties and the used swabs number were found tobe reduced respectively. These values were found meaningful statiscally (p<0.001). There was no meaningful differences between the two groups in the sence of postoperative morbidity. Key Words: Tonsillectomy, Hemostasis, Bizmut Subgallat * Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB A.D./ Diyarbakır ** Özel Batman Hastanesi / Batman 1

M. Yıldırım ve ark. Dicle Tıp Dergisi 2007 GİRİŞ Tonsillektomi otorinolaringolojistler tarafından en sık yapılan cerrahi girişimlerden biridir (1). Adenotonsillektomide en yaygın ve en ciddi komplikasyon kanamadır. Tonsillektomi sonrası kanama oranı %0.6-0.7 oranında değişmektedir (2). Kanama kontrolünü sağlamak ve postoperatif dönemde kanama insidansını en aza indirmek için eskiden beri çeşitli yöntemler denenmiştir. Bu yöntemler, eski dönemlerde tonsiller fossanın sirke ile yıkanması ve hemostatik bir boya ile fossanın boyanması ile başlanmış. Daha sonra kostik ajanlar, bu yüzyılın başlarında ise katküt ve ipek bağlama, sütür kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca topikal adrenalin enjeksiyonu, spongostan, kalsiyum alginat ve fibrin yapıştırıcıları kanama kontrolü için kullanılmıştır. Bu maddeler dışında giyotin tonsillektomi, lazer tonsillektomi, kriocerrahi, bipolar ve unipolar diatermi ile tonsillektomi gibi metotlar daha az kanama ve daha kolay tonsillektomi için denenmiştir. Bütün bu hemostatik maddeler ve tonsillektomi metodlarına rağmen, ideal bir hemostatik ajan bulunamamış ve bu konuda arayışlar devam etmiştir. Daha önce tıpta çeşitli alanlarda kullanılan bizmut subgallat (BSG), ilk defa 1989 yılında Maniglia tarafından adenotonsillektomi operasyonlarında topikal hemostatik ajan olarak kullanılmaya başlanmıştır (3). Bizmut subgallat, Vincent anjininde, sifiliz tedavisinde, açık yara bakımında, kolostomili hastalarda kötü kokuyu gidermek amacıyla kullanılmıştır (4). Daha sonra adenotonsillektomi operasyonlarında hemostatik ajan olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bizmut subgallat ağır metaldir. Suda erimez ve zor absorbe olur. Güçlü bir hemostatik ajandır (4). Bizmut subgallat ve epinefrinin bir arada kullanılması hemostatik etkiyi arttırır. Çünkü epinefrin kuvvetli bir vazokonstrüktördür. Kan tıkacı oluşumunu dolayısıyla platelet agregasyonunu hızlandırır. Böylece bizmut subgallatın etkisini gösterebilmesini kolaylaştırır. Bizmut subgallat faktör XII yi ( Hageman faktörü) aktive ederek koagülasyon basamaklarını hızlandırmaktadır (3,5). Literatürde bizmut subgallat kullanımına bağlı toksik etki veya yan etki bildirilmemiştir 2... (3). Ancak kolostomili hastalarda uzun süreli kullanıma bağlı toksisite bildirilmiştir. Depresyon bulguları, hafıza kaybı, yorgunluk ve koordinasyon bozuklukları rapor edilmiştir. Bu semptomlar tedavi kesildiğinde düzelmiştir (3). Bu çalışmada tonsillektomi operasyonlarında BSG nin kullanılmasıyla, operasyon süresi, intraoperatif kanama miktarı, postoperatif dönemdeki kanama insidansı ve hastaların günlük aktivitelerine dönüş zamanı, literatür bilgileri ışığında diğer hemostaz yöntemleri de değerlendirilerek tartışıldı. GEREÇ VE YÖNTEM Çalışmamız, Aralık 2002 ile şubat 2006 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB kliniğine kronik rekürren tonsillit ve adenoid hipertrofisi endikasyonu ile yatırılıp tonsillektomi planlanan ve genel anestezi altında adenotonsillektomi yapılan pediatrik yaş grubundaki 60 hastayı içermektedir. Kontrol grubu, yaşları 5 ile 14 arasında olan (ortalama yaş 7.1±3.02) 14 ü erkek ve 16 sı kız toplam 30 hastadan oluşmaktaydı. BSG grubu, yaşları 4 ile 13 arasında olan (ortalama yaş 7.46±4.12) 16 sı erkek ve 14 ü kız olan 30 hastadan oluşmaktaydı. Bütün hastalar rutin tetkikleri yapıldı. Operasyona engel hali olmadığı tespit edilenler opere edildi. Kanama diyatezi olan hastalar çalışmaya alınmadı. Bütün hastalar genel anestezi altında operasyona alındı. Hastalara önce adenoidektomi yapıldı. Kanama kontrolü sağlandıktan sonra tonsillektomiye geçildi. Disseksiyon ve snare tekniği ile tonsillektomi yapıldı. Tonsillektomi süresi için, ilk insizyondan ağız açacağı çıkarılana kadar geçen süre hesaplandı. Tonsillektomi sırasında ve kanama kontrolü boyunca biriken kan miktarı ölçüldü. Tonsillektomi esnasında oluşan kanama miktarını ölçmek için, ölçekli bir kap kullanıldı. Kullanılan serum fizyolojik miktarı düşüldükten sonra, kanama miktarı mililitre (ml) cinsinden ölçüldü. Tonsillektomi sonrasında hemostaz için bir gruba bizmut subgallat içeren tampon

Cilt:34, Sayı:1, (1-6) kullanıldı. Kontrol grubunda ise 1/1000 epinefrin ile nemlendirilmiş tampon kullanıldı. BSG grubuna Maniglia (3) tarafından tarif edilen miktarlarda; 26 gr BSG, 20 ml serum fizyolojik ve 0.7 ml 1/1000 lik epinefrin karıştırılarak diş macunu kıvamında pasta hazırlandı. Tonsil dokusu lojdan tamamen çıkarıldıktan sonra BSG pastası fındık tamponlara sürülerek tonsil lojuna bastırılıp 3 dakika kadar tutuldu. Hastalara operasyon günü ve postoperatif birinci gün, günde 2 defa 800.000 Ü prokain penisilin intramüsküler uygulandı. Sonraki 5 gün, yaşına uygun olarak günde 2 defa amoksisilin / klavulonik asit antibiyoterapisi uygulandı. Postoperatif analjezi için parasetamol kullanıldı. Operasyon esnasında hastalara herhangi bir infiltrasyon anestezisi uygulanmadı. Hastaların postoperatif morbiditesini değerlendirmek için, Linden tarafından 1990 yılında tarif edilen ve 1993 yılında Fenton ve arkadaşları (12) tarafından modifiye edilen anket formu düzenlenerek cevaplanmak üzere hasta yakınlarına verildi. Bütün hastalar postoperatif birinci gün taburcu edildi ve yedinci günde kontrole çağrılarak anket formları toplandı. Her iki grup için operasyon süreleri, operasyon sırasında oluşan kanama miktarları, bağlama sayıları, kullanılan tampon sayıları, postoperatif kanama ve morbidite oranları karşılaştırıldı. İki grup arasındaki istatistiksel analiz Student s T testi kullanılarak yapıldı. BULGULAR Tonsillektomi sonrasında oluşan kanama miktarı bizmut subgallat grubunda 60-110 ml (ortalama 82.66±10.96), kontrol grubunda ise 85-110ml (ortalama 94,27±11,31) olarak bulundu. BSG grubundaki kanama miktarındaki azalma istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0.005). Tonsillektomi süresi bizmut subgallat grubunda 12-35 dk. (ortalama 21.30±5.81 dk), kontrol grubunda ise 15-40 dk (ortalama 24,05±5,94 dk) bulundu. BSG grubundaki operasyon süresindeki kısalma istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0.005). Kullanılan bağlama sayısı bizmut subgallat grubunda 0-3 adet (ortalama 1.26±1.080 adet), kontrol grubunda ise 0-4 adet (ortalama 2,11±1,19 adet) idi. BSG grubunda bağlama sayısındaki azalma istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0.001). Hemostaz sağlamak için kullanılan tampon sayısı ise bizmut subgallat grubunda 4-8 adet (ortalama 5.46±1.074 adet) iken kontrol grubunda 4-12 adet (ortalama 6,35±1,86 adet) bulundu. BSG grubunda hemostaz sağlamak için kullandığımız tampon sayısındaki azalma istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0.005) (tablo1, grafik 1, tablo 2). Tablo 1. Linden Tarafından Tanımlanmış Postoperatif Morbidite Anket Formu Gruplar Kontrol BSG Kanama Zamanı 94,27±11,31 82,66±10,96 Tonsillektomi Süresi 24,05±5,94 21,30±5,81 Bağlama Sayısı 2,11±1,19 1,26±1,08 Tampon Sayısı 6,35±1,86 5,46±1,07 Tablo 2. BSG ve kontrol grubu hastalarında kanama zamanı, tonsillektomi süresi, bağlama sayısı ve tampon sayısı ortalamaları ve standart sapmaları. 1-) Çocuğunuz ameliyattan sonraki 5 gün içerisinde ağrı nedeni ile kaç kez sizden yardım istedi? 1. Gün 2. Gün 3.Gün 4. Gün 5. Gün (0) (0) (0) (0) (0) (1-2) (1-2) (1-2) (1-2) (1-2) (3-4) (3-4) (3-4) (3-4) (3-4) (5-6) (5-6) (5-6) (5-6) (5-6) 2) Ameliyattan sonra çocuğunuzda bulantı şikayeti oldu mu? a) Evet b) Hayır 3) Ameliyattan sonra çocuğunuzun durumu nasıldı? 1. Gün 2. Gün 3.Gün 4. Gün 5. Gün (0-1-2-3) (0-1-2-3) (0-1-2-3) (0-1-2-3) (0-1-2-3) 0) Normal 1) Ara sıra ağlıyor, oynamaya teşebbüs ediyor 2) Huysuz 3) Çocuk yatıştırılamıyor ve sürekli ağlıyor. 4) Ameliyattan sonra çocuğunuzun kulak ağrısı şikayeti oldu mu? a) Evet b) Hayır 5) Çocuğunuz ameliyattan kaç gün sonra düzenli beslenmeye başladı? 3

M. Yıldırım ve ark. Dicle Tıp Dergisi 2007 120,00 100,00 80,00 60,00 40,00 20,00 0,00 Kanama Zamanı Tonsillektomi Süresi Bağlama Sayısı Tampon Sayısı Grafik1. BSG ve kontrol grubu arasındaki sonuçların karşılaştırılması Postoperatif hemoraji açısından değerlendirildiğinde BSG kullanılan bir hastada postoperatif erken dönemde kanama oldu. Tampon ile durduruldu. Sekonder kanama görülmedi. Kontrol grubunda ise primer ve sekonder kanama görülmedi. Postoperatif hemoraji açısından iki grup arasında anlamlı fark yoktu (p>0.005). TARTIŞMA Tonsillektomi, tek başına veya adenoidektomi ile birlikte kulak burun boğaz hekimleri tarafından en sık yapılan ameliyatlardan biridir. Kanama adenoidektomi ve tonsillektomi operasyonlarında en sık görülen komplikasyondur. Tonsillektomi ameliyatı sonrası kanama riskine, uygulanan değişik cerrahi tekniklerin etkisinin olmadığı bildirilmiştir (4). Fatal kanamaların çoğu postoperatif ilk 24 saat içinde meydana gelir. İlk 24 saatte meydana gelen kanamalara primer kanama, 24 saatten sonraki kanamalara sekonder kanama denir. Primer kanamalar daha çok yetersiz hemostaz, damarların dilate olması veya sütürlerin açılması ve tonsil bakiyesine bağlıdır. Sekonder kanamalar ise daha çok yiyeceklerin travmasına bağlı olarak tonsil yatağındaki parçaların ayrılması ve enfeksiyona sekonder olarak meydana gelir (6). Geçmişte ve günümüzde birçok bizmut bileşiği tıpta kullanılmıştır. Bizmut bileşikleri eskiden beri peptik ülsere karşı kullanılmıştır. Bizmut subsalisilat (Pepto-Bizmol) antidiareik olarak en çok kullanılan bizmut bileşiğidir. Bizmut bileşikleri mide-barsak kanalından kısmen absorbe edilirler ve böbreklerden atılır. Bizmut bileşiklerinin antibakteriyel etkileri de vardır (7). 4 Bizmut subgallat yaklaşık olarak son 15 yıldır epinefrin ile karıştırılarak, adenotonsillektomi esnasında hemostatik ajan olarak çeşitli merkezlerde kullanılmıştır (3,8,9). Orjinali R.j Bellucci tarafından tanımlanmıştır. Bizmut subgallat, epinefrin ve salin solüsyonu içeren pastanın lokal uygulanması kanama komplikasyonunu dramatik olarak azalttığını bildirmiştir (3). Bizmut subgallatın kimyasal yapısı ellagic aside benzemektedir. Her ikisi de gallic asit derivesidir. Ellagic asit Hageman faktör (faktör XII) aktivatörüdür. İntrensek pıhtılaşma mekanizması yoluyla trombin oluşumunu başlatarak pıhtılaşmayı artırır. Bizmut subgallatın yapısının ellagic asidin yapısına benzemesinden dolayı, hemostatik etkisi de Hageman faktör aktivasyonu ile olabileceği düşünülmektedir (10). BSG nin kanın pıhtılaşmasını arttırdığı in vitro çalışmalarla gösterilmiştir. Seruma eklenen bizmut subgallat süspansiyonunun pıhtılaşmayı dramatik olarak hızlandırdığı gözlemlenmiştir. Bizmut subgallatın, koagülasyonun intrensek yolunun erken basamaklarını kullanarak hemostazı sağlamaktadır (10). Başka bir çalışmada operasyon süresinde 9.9-11,5dk. kısalma saptanmıştır (11). Maniglia ve ark. (3), 1428 hasta üzerinde yaptıkları çalışmada bizmut kullanılarak yapılan kanama kontrolü ile postoperatif kanama oranını %0.28 saptamışlardır. Fenton ve ark. (12), tonsillektomi yapılan 72 hastanın 39 una BSG-adrenalin pastası uygulamışlar ve geri kalan 33 hastayı kontrol grubu olarak ele almışlar. Çalışmamıza benzer olarak, BSG-adrenalin pastası kullanılan grupta, hemostaz süresi ve bağlama sayısında azalma sağlanarak operasyon süresi kısalmıştır. Postoperatif morbidite oranında kontrol grubuna göre herhangi bir azalma görülmemiştir. Bizmut kullanımına bağlı herhangi bir yan etki rapor edilmemiştir. Callanan ve ark. (8), tonsillektomi yaptıkları 98 pediatrik hastada hemostatik ajan olarak BSG-adrenalin pastası kullanmışlar. Tonsillektomi sırasında BSG-adrenalin pastasının tonsiller fossaya uygulanması ile kanama miktarında %21 azalma, operasyon süresinde ise %23 ile %32 oranında kısalma tespit etmişlerdir. Bu çalışmada, BSG nin hiç bir yan

Cilt:34, Sayı:1, (1-6) etkisinin görülmediği ve tonsillektomi operasyonlarında hemostatik ajan olarak güvenle kullanılabileceği belirtilmiştir. Tuncel ve ark. (9), pediatrik yaş grubundaki 102 vakayı rastgele iki gruba ayırarak tonsillektomi uygulamışlar ve BSG nin hemostatik etkisini incelemişler. Tonsillektomi sonrası lokal BSG uygulamasının etkili, güvenilir, basit ve pahalı olmayan bir hemostaz yöntemi olduğu sonucuna varmışlardır. Bizim çalışmamızı destekleyen çalışmaların yanında BSG uygulanmasının etkisiz olduğunu belirten çalışmalar da mevcuttur. Hatton (13) BSG pastasındaki bizmutun etkilerini incelediği çalışmasında operasyon süresi, peroperatif kanama miktarı ve postoperatif kanama insidansı açısından kontrol grubu arasında anlamlı bir fark bulamamışlardır. Çalışmamızda kontrol grubu ile BSG grubu arasındaki fark anlamlıydı. Postoperatif erken dönemde bir hastada tampon ile durdurulabilen kanama oldu. Kontrol grubunda postoperatif kanama olmadı. Bu fark istatiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05). Tonsillektomide BSG kullanılması postoperatif kanamadan ziyade intraoperatif kanamaya etkili olduğu düşünüldü. Bu yolla operasyon süresinde kısalma sağlamaktadır. Fenton ve ark. (12) çalışmamıza benzer bulgular elde etmişlerdir. Ancak BSG nin postoperatif hemorajiyi azaltmada da etkili olduğunu bildiren çalışmalar mevcuttur (3). Tannous ve ark. (14) tarafından lokal hemostatik ajan olarak BSG kullanımıyla ilgili ilk komplikasyon bildirilmiştir. Bizmut subgallat kullanılan bir hastada, lateral servikal grafide yumuşak dokuda opasite görülmüştür. Üç hastada bildirilen bu opasitenin bir ağır metal bileşiği olan ve ameliyattan sonra birkaç gün nazofarenks ve orofarenkste kalabilen BSG nin radyoopak özelliğinden ileri geldiği anlaşılmıştır. Murray ve ark. (4), tonsillektomi ve adenoidektomiyi takiben bizmut aspirasyonun pulmoner komplikasyonları ile ilgili sadece iki olgu bildirmişlerdir. Özellikle solunum sistemi hastalığı olan olgularda dikkatli olunması ve kafsız endotrakeal tüp kullanılmaması gerektiğini belirtmişlerdir. Yaptığımız çalışmada, tonsillektomi operasyonlarında lokal hemostatik ajan olarak BSG kullanılmasıyla operasyon süresinde, kanama miktarında, bağlama ve tampon sayısında azalma tespit ettik. Yine BSG kullanımıyla ilgili herhangi bir yan etki ve komplikasyon gözlemlemedik. BSG nin tonsillektomi operasyonlarında hemostaz sağlamak için güvenle kullanılabileceği kanaatindeyiz. Ancak, aspirasyonu önlemek için tedbirler alınmalıdır. Gerektiğinde diğer hemostatik metotlarla birlikte kullanılarak daha başarılı sonuçlar alınabileceğini düşünmekteyiz. KAYNAKLAR 1. Handler SD, Miller L, Richomond KH, Baranak CC. Posttonsillectomy hemorarrhage: Incidence, prevention and management. Laryngoscope, 1986; 96: 1243-1247 2. Goycoolea MW, Cubillos PM, Martinez GC. Tonsillectomy with a suction coagulator. Laryngoscope, 1982; 92:818-819. 3. Maniglia AJ, Kushner H, Cozzi L. Adenotonsillektomi. A safe outpatient procedure. Arch Otolaryngol Head Neck Surg, 1989;115:92-94. 4. Murray AD, Gibbs SR, Billing KR, Biavati MJ. Respiratory difficult following bismuth subgallate aspiration. Arch Otolaryngol Head Neck Surg, 2000; 126:79-81. 5. Sorensen WT, Henrıchsen J, Bondıng P. Does bismuth subgallate have hemostatic effects in tonsillectomy? Clin Otolaryngol, 1999,24:72-74. 6. Çakır N, Otolaringoloji, Baş Ve Boyun Cerrahisi, 2.baskı, İstanbul, Nobel Tıp Kitapevleri, 1999; 244-245. 7. Kayaalp O. Tıbbi Farmakoloji 4. baskı Cilt 3, Ankara, feryal kitapevi, 1989; 100: 2942-2943. 8. Callanan V, Curan AJ, Smyth DA, Gormley PK. The influence of bismuth subgallate and adrenaline paste upon operating time and operative blood loss in tonsillectomy. The J laryngol Otol. 1995; 109:206-208. 9. Tuncel Ü, Özcan M, Arda N ve ark. Tonsillektomide kullanılan bizmut subgallatın hemostatik etkisi. KBB İhtisas Dergisi 2001;8:158-161. 5

M. Yıldırım ve ark. Dicle Tıp Dergisi 2007 10. Thorisdottir H, Ratnoff OD, Maniglia AJ. Activation of Hageman factor (factor X11) by bismuth subgallate, a hemostatic agent. J Lab Clin Med, 1988;112; 4: 481-486. 11. Wormald PJ, Sellars SL. Bizmut subgallat: a safe means to a faster adenotonsillektomi. J Laryngol Otol. 1994; 108:761-762. 12. Fenton JE, Blayney A.W, O Dweyer TP. Bismuth subgallate-its role in tonsillectomy. J Laryngol Otol 1995:109:203-205. 13. Hatton RC. Bismuth subgallateepinephrine pasta in adenotonsillectomies. The annals of pharmacotherapy 2000:34:522-525. 14. Tannous WN, Azouz EM, Tewfik LT. Pitfall to avoid pharyngeal opacities caused by bismuth subgallate. J Can Assoc Radiol 1989; 40:312. Yazışma Adresi Müzeyyen YILDIRIM Dicle Üniversitesi Tıp Fak. KBB A.D., Diyarbakır E-mail: muzeyyenyldrm@hotmail.com 6