On Dokuzuncu Yüzyıl Mimarisinin Bazı Temel Özellikleri:

Benzer belgeler
Şimdi sõrasõyla, başlõkta saydõğõmõz yapõ türlerine bakacağõz. Bu arada, Gotik ve eklektik üslûplarõn özelliklerini de görmüş olacağõz:

Ortaçağ Mimarisine Giriş

TÜNEL KALIP YAPIDA KULLANICI GEREKSİNİMLERİ

TARİHİ YAPILARDA DEFORMASYON ÖLÇMELERİ

Teminatlandõrma ve Kar/Zarar Hesaplama

BİNA ARAŞTIRMA VE VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN TÜSİAD BERLİN BÜROSU AÇILIŞ TÖRENİ KONUŞMASI

ICS TÜRK STANDARDI TS 6793/Nisan İÇİNDEKİLER

YAPI DENETİMİ HAKKINDA KANUN

İngiltere ve İskoçya

Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. porselenden Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. diğer.

Türkiye deki Yabanc lar için Gazeteler

İYELİK TAMLAMASINDA ÇOKLUK ÜÇÜNCÜ KİŞİ SORUNU

Makina İmalatõ Sektöründe İş Mükemmelliği ve Elektronik İş Stratejileri

POMPALARDA TAHRİK ÜNİTELERİ

1. Aşağõdaki üç temel unsur, demokrasi için vazgeçilmez unsurlardõr: - Siyasal katõlõm (Vatandaşlarõn yönetime katõlõmõ, serbest seçimler, partiler)

ÇELİK YAPILAR. Çelik Yapı Tarihsel Gelişimi. Tarihsel Gelişim Demir. Tarihsel Gelişim Dekoratif Kullanım. Tarihsel Gelişim Demir Köprü

KIRGIZCADA SES YANSIMASI VE BİÇİM YANSIMASI KELİMELER *

Lider mi, yönetici mi?

Yönetim Kurulu Başkanõ Tuncay Özilhan'õn Türkiye SİAD Platformu Kayseri Başkanlar Kurulu konuşmasõ

DPT Bünyesindeki Kurullar:

Türk Akreditasyon Kurumu. LABORATUVARLARARASI KARŞILAŞTIRMA PROGRAMLARI PROSEDÜRÜ Doküman No.: P704 Revizyon No: 03. Hazõrlayan Kontrol Onay

Daha yeşil bir gelecek için suyun

5 MART 2002 TARİHİNDE ESKİŞEHİR DE KARAKOLLAR, HUZUREVİ VE YETİŞTİRME YURTLARINDA YAPILAN İNCELEMELER HAKKINDAKİ RAPOR

UDK TÜRK STANDARDI TS 6164/Aralõk 1988 İÇİNDEKİLER

Nitelikli Elektronik Sertifikanõn İptal Edilmesi EİK m.9 f.1 e göre,

Bahçe sanatındaki akım dönemleri Rönesans İtalyası ndan 17. yüzyılda Fransız Büyük Stil e, 18. yüzyılda ise Natüralizm ekolü ile İngiltere ye

İnsan Haklarõ ve Değişen Dünya Dengeleri

27 Şubat 2003 TS/BAS/ TÜRKİYE DE GİRİŞİMCİLİK ÖZET BULGULAR

Parşömen 2: 2 (Kõş 2000): de yayõmlanmõştõr. Deniz Şengel


Almanya daki Türkler Entegrasyon veya Gettolaflma

İLAN VE REKLAM GELİRLERİNDE VERİMİN ARTIRILMASI


ÇOCUK HAKLARININ KULLANILMASINA İLİŞKİN AVRUPA SÖZLEŞMESİ

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği Küreselleşmenin sermaye elektronik mal hizmetler. Şubat Ankara

ERP projelerinde en çok yapõlan 8 hata

İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMA KURULUŞLARINDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2007 OCAK - HAZİRAN

BORSA BAŞKANLIĞI DUYURULARI

sahiptir. 450 kişilik oturma kapasitesi bulunan kütüphanede, 15 adet Internet bağlantõ noktasõ

Kõrgõzistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türk Cumhuriyetleri hakkõnda genel bilgiler veren yayõndõr.

On Dokuzuncu Yüzyıl Mimarisinin Bazı Temel Özellikleri: 4. Crystal Palace:

NEDEN AKRİLİK? AKRİLİK KULLANIMININ NEDENLERİ

TURİST BİLGİ SİSTEMİ TASARIMI VE PANORAMİK GÖRÜNTÜ İLE ENTEGRASYONU

KİTAP TANITMA. Dr. Muharrem AKOĞLU E. Ü. İlahiyat Fakültesi Ebi Abdillah Hanbel b. Ishak b. Hanbel e atfedilen

PROTESTAN AMERİKAN MİSYONERLERİ, ANADOLU DAKİ RUMLAR VE PONTUS MESELESİ

YAZ KAMPI. İzmir Özel Türk Koleji Eğitim Direktörlüğü /1305 Imperial Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı

ICS TÜRK STANDARDI TS EN /Nisan 2002

TARİHİ ESERLERİN FOTOGRAMETRİK YÖNTEMLE 3D MODELLENMESİNE ÖRNEK

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odalarõ Birliği. SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA SEMPOZYUMU (8 Aralõk 1995) Mayõs-1996 ANKARA

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

THE EUROPEAN ENVIRONMENT AGENCY BAŞVURU FORMU

T.M.M.O.B. Türk Mühendis ve Mimar Odalarõ Birliği GELİŞME STRATEJİLERİ. Workshop 1996-ANKARA

Yüksek Lisans Tezi 19. YÜZYIL OSMANLI-TÜRK ROMANINDA GAYRİMÜSLİM İMGELERİ SEDA UYANIK

44 Bu dokümanõn hiçbir kõsmõ yazarlarõn yazõlõ izni olmadan herhangi bir biçimde kopyalanamaz, çoğaltõlamaz.

Makroskop. Haftalõk Ekonomi ve Strateji Raporu. Tencere Dibin Kara, Seninki Benden Kara...

21. YÜZYILA HAZIRLANMAK

Türk Akreditasyon Kurumu. Doküman No.: P509 Revizyon No: 01. Kontrol Onay. İmza. İsim

GENETİK ALGORİTMA İLE GÖRÜNTÜ BÖLÜTLEME

FORD OTOSAN Otomotiv

POMPALARDA ENERJİ TASARRUFU

ALAN YATIRIM. Hürriyet 1Ç 2006 Sonuçları. 5 Haziran Reklam Sektöründeki Büyümeye Paralel Olarak Artan

UNIVERSITY OF EAST LONDON LONDON DOCKLANDS CAMPUS (DOĞU LONDRA ÜNİVERSİTESİ LONDRA DOCKLANDS KAMPÜSÜ)

İŞ ORTAMINDA STRES VE STRESLE BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİ: BİR ALAN UYGULAMASI

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN TÜRKİYE SİAD PLATFORMU 7. SİAD ZİRVESİ AÇILIŞ KONUŞMASI

ICS TÜRK STANDARDI TS EN /Nisan 2002

HİZMET AKDİ İLE ÇALIŞAN ÜCRETLİLERİN ÜZERİNDEKİ DOLAYLI VE DOLAYSIZ VERGİ YÜKLERİ

Kent İçi Trafik Güvenliği: Problemler ve Çözüm Önerileri* Prof. Dr. Nebi Sümer

BİLGİ VE DOKÜMAN YÖNETİMİ ŞUBESİ BİLGİ BÜLTENİ. Nisna 2007 MERKEZİMİZE GELEN YENİ YAYINLAR

Yaz l Bas n n Gelece i

İSTANBUL BOĞAZI NDAKİ KÖPRÜLERİN ETKİLERİ

OTOMATİK OTOPARKLAR VE TÜRKİYE DEKİ OTOPARK PROBLEMİNİN ÇÖZÜMÜ İÇİN UYGULAMA POTANSİYELİ

GROVE ART ONLINE GAZİ ÜNİVERSİTESİ MERKEZ KÜTÜPHANESİ

ELEKTRONİK DEVLET KAMU HİZMETLERİNİN SUNULMASINDA YENİ İMKANLAR. N. Murat İNCE Planlama Uzmanõ

PULLMANTUR MONARCH İLE BALTIK BAŞKENTLERİ BERLİN

SU OLMAZSA HAYAT OLMAZ!!! SU OLMAZSA HAYAT OLMAZ!!!

Çin Bahçe Sanatı Kısa Tarihi

Elektronik Ticaret Bülteni Eylül Haberler. e-devlet sõralamasõnda Türkiye 9. sõraya yükseldi

E-Business ve B2B nin A B C si

X73 Scan/Print/Copy. Mart

ETL YURTDIŞI EĞİTİM DANIŞMANLIĞI

İklim koşullarõnda tuhaf şeyler olmakta.

Yeni bir finansman aracõ olarak barten'õn, diğer finansman teknikleri ile karşõlaştõrõlmasõ

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BASIN BÜROSU

DİKKAT! BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 90'DIR.

28-31 MAYIS Londra ve İskoçya Gezisi 3 Gece & 4 Gün

Makroskop. Haftalõk Ekonomi ve Strateji Raporu. İlgi, Bilgiyi Döver mi?... Kurumsal Bankacõlõk Küresel Piyasalar Ekonomik Araştõrmalar ve Strateji

İKTİSADİ KRİZLER- IMF POLİTİKALARI İLİŞKİSİ VE FINANCE AND DEVELOPMENT DERGİSİNDEKİ YANSIMALARI

... A.Ş.../../200. TARİHLİ YATIRIMCIYI BİLGİLENDİRME FORMU 1

Copyright Netcad Mühendislik Bilgisayar Tic.Ltd. Şti Bütün Haklarõ Saklõdõr. Telif hakkõ kanunlarõ çerçevesinde izin verilen haller dõşõnda,

Günlük Bülten. 19 Ocak 2004

Bildirge metninin geniş çapta dağõtõmõnõn arzu edilir olduğunu düşünerek,

T.C. GAZİÜNİVERSİTESİ ENDÜSTRİYEL SANATLAR EĞİTİM FAKÜLTESİ İŞLETME EĞİTİMİ BÖLÜMÜ Eğitim Öğretim Yõlõ Staj Raporu

İŞLETMELERİN DAĞITIM KANALI SEÇİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER VE ENDÜSTRİ İŞLETMELERİNDE BİR UYGULAMA

Kurum :Ceza İnfaz kurum ve tutukevlerini, İdare :Ceza İnfaz kurum ve tutukevleri müdürlüklerini, ifade eder. Esaslar

KENTİÇİ OTOBÜS TAŞIMACILIĞINDA BİR MODEL ÖNERİSİ, SİMÜLASYON TEKNİĞİ İLE PERFORMANS DEĞERLEMESİ

TÜRK EMNİYET TEŞKİLATININ AMİR SINIFININ MESLEKİ DURGUNLUK (KARİYER PLATOSU) DÖNEMİNİN GECİKTİRİLMESİNE YÖNELİK KARİYER PLANLAMASI

19,000 18,250 17,500 16,750 16,000

GPS İLE HAREKET HALİNDEKİ ARAÇLARDAN ELDE EDİLEN GERÇEK ZAMANLI VERİLERİN ORTA ÖLÇEKLİ CBS ÇALIŞMALARINDA KULLANILABİLİRLİĞİ

Müşterilerimize tecrübeli ve işinde uzman personel ile yapabileceğimiz en iyi hizmeti sunmaya ve rakiplerinden farklı kılmaya gayret ediyoruz.

Transkript:

On Dokuzuncu Yüzyıl Mimarisinin Bazı Temel Özellikleri: 1.Klasikçilik veya klasisizm: On sekizinci yüzyõl bağlamõnda daha ayrõntõlõ tarzda ele aldõğõmõz klasisizmin, mimarlõk tarihçileri genelde 1850 li yõllara gelindiğinde gerilemiş olduğunu düşünür. Bu görüşe kanõt olarak çağõn kendi ifadelerine başvurulur. Örneğin Londra da yayõmlanan haftalõk Saturday Review dergisi 1857 yõlõnda, gelenekten devralõnan tarzlarõ temsil eden, Klasisizmin Beş Mimarî Düzen ya da Tarz õnõn tapõnma derecesinde popülerliğinin artõk tarihe karõştõğõnõ beyan ediyordu: The old pedantic, if a bit idolatrous, worship of the Five Orders is a thing gone by with the Corn Laws and the Rotten Boroughs. Bu ve bunun gibi ifadelerden, Beş Mimarî Tarzõyla birlikte klasisizmin de tarihe karõştõğõ düşünülebilir. Cazip (ve kolay ve rahat) gelse de bu görüş pek doğru değildir. Bir kere on dokuzuncu yüzyõl tarzõ, en başta eklektik bir tarzdõ. Birbiriyle çelişir görünen birçok öğenin yan yana yer alabildiği bu eklektisizm, geleneğin en eski ve köklü tarzõ olan ve en önemlisi mimarlõk eğitiminin İngiltere de de en azõndan 1870 li yõllara kadar temelini oluşturan klasisizmi, yüzyõl içerisinde geç noktada bile terk etme ihtiyacõ pek duymuyordu. On sekizinci yüzyõl bağlamõnda gördüğümüz gibi klasisizm, devleti ve iktidarõ temsil eden tarz olarak kodifiye edilmişti. Örneğin birazdan göreceğimiz George Gilbert Scott yapõsõ, yüzyõl ortasõndan sonra bile devletin mimardan klasisizmi talep ettiğinin önemli bir kanõtõdõr. Bunun istisnasõ, sonra göreceğimiz gibi, yeni, militan Gotikçilerdi: 1850 li yõllara gelindiğinde klasisizm, öncü mimarlarõn savunduğu tarz olmaktan çõkmõştõ, fakat ticarî ve özel hayat mekânlarõndan devlet binalarõna kadar asal tarzõ, üzerine eklektik öğelerin yerleştirileceği temeli oluşturuyordu. Artõk tartõşõlmõyordu, ama uygulanõyordu. Aşağõdaki örneklerde Londra da, yüzyõlõn başõndan 1860 lõ yõllara kadar olan dönemde yapõlmõş bazõ binalar görülmektedir. Bunlar belirgin şekilde klasiktir. Sonra daha ayrõntõlõ olarak ele alacağõmõz yapõlarda da aynõ tarzõn devamõnõ göreceğiz. Aşağõda ilk iki fotoğraftaki örnek, William Wilkins (1778-1839) tarafõndan 1832-1838 de yapõlan Londra, National Gallery adlõ müzedir. Müze, tabii, on sekizinci yüzyõlda ortaya çõkan bir olgu olduğundan, Wilkins in doğum tarihi de dikkate alõndõğõnda (1778), National Gallery nin on dokuzuncu yüzyõldan çok, bir önceki yüzyõlõn mimarisini temsil ettiği söylenebilir. Fakat ardõndan gelen on dokuzuncu yüzyõl klasisizm örnekleri, Wilkins müzesinin pek de retro olmadõğõnõ gösterecektir. Ayrõca, özellikle ilk fotoğraftaki görünümü, 1296 da Arnolfo di Cambio nun başladõğõ katedrale Brunelleschi nin, on beşinci yüzyõlda, modern klasisist mimarinin beşiği olan Floransa da eklediği cupola ile mukayese etmekte yarar vardõr. Bir özelliğer daha dikkat çekmekte yarar var: Aşağõdaki 2. müze fotoğrafõnda açõkça belli olduğõ gibi, National Gallery nin yapõsõ episodik tir. 1

Fotoğraf: George P. Landow, 1999. Lyceum Theatre. 1834. The United Service Club. 1828. Mimarlarõ, John Nash and Decimus Burton. Waterloo Place ve ana girişin bulunduğu Pall Mall. Napolyon Savaşlarõ gazisi subaylar için kurulmuş kulüp.. Carlton House Terrace. Mimarõ, John Nash. Waterloo Place. St. James Park a inen merdivenlerden görüntü.. 2

Aşağõdaki fotoğraf, With H. and C. F. Feist s compliments dõşõnda bir ibare taşõmayan, basõm yeri, yõlõ ve fotoğrafçõ adõ belirtilmeyen bir kitaptan alõnmõştõr. Fotoğrafõn altõnda şu metin vardõr: The Horse Guards and Admiralty lie on the east side of St James Park. Annually on the day officially appointed, on the open space called the Parade, between the Park and the Admiralty, the imposing military ceremony known as trooping the colours is performed by the Guards. [Admiralty: Deniz Kuvvetleri; Horse Guards: Süvari Birliği] Fotoğraftaki yapõ, Süvari Birliğinin merkezinin de yer aldõğõ Londra, Whitehall dadõr. Mimarõ George Gilbert Scott, yeni ekol Gotik tarzõ izleyen mimarlardandõ. Bu bina için 1856-1859 da yer alan yarõşmayõ kazanan Scott a, uygulamada Gotik öğelerden taviz vererek klasiğe yer verme konusunda baskõ yapõlmõş, sonuçta, Rönesans tarzõ klasiğin ağõr bastõğõ aşağõdaki yapõ çõkmõştõr: Colonial Office [Sömürgeler İdaresi], Whitehall.. 1. Demir: Klasisizmin gerilemesi bir bakõma mimaride demirin artan kullanõmõyla gerçekleşti. Morrier nin 1849 da geliştirdiği betonarme (reinforced concrete) ile birlikte demirin, Sanayi Devriminin ve bunun sonucunda ortaya çõkan Modernist mimarinin belirleyicisi olduğu söylenebilir. Paxton un Crystal Palace õ [Kristal Saray] ile Oxford da Waterhouse un yaptõğõ Museum of Natural History nin [Doğal Tarih Müzesi] inşasõndan daha on yõl once J. C. Loudon gibi on dokuzuncu yüzyõl mimarlõk tarihçileri, demirin yepyeni yapõ tarzlarõ getireceğini öngörüyordu. Kraliçe Victoria nõn tahta çõktõğõ 1837 yõlõnda Loudon, demirin bilinen tüm mimarî tarz ve sistemleri tarihe gömeceğini, özellikle klasisizmin öğrettiği orantõ ve armoni kavramlarõnõ alt üst edeceğini, bu yeni yapõ malzemesini projelerine uydurmak yerine, mimarlarõn bundan böyle projelerini bu yeni malzemeye göre tasarlamak zorunda kalacaklarõnõ yazõyordu. Fakat Loudon un ifadelerine, Paxton ile Waterhouse un yapõlarõna rağmen, Modernist mimari ve bu tür mimariye eşlik eden mimarlõk kuramõnõn bu yõllarda ortaya çõktõğõnõ iddia edemeyiz. Bir kere, bu tür yapõlarõn kavranõp değerlendirilmesini sağlayacak ölçütler henüz gelişmemişti. İkincisi ise, mimarlarõn hâlâ mimarlõk ile mühendislik arasõnda ilişki görmemeleriydi. Modernist mimari, demirin kullanõmõ, mimarlõkta mühendislik öğelerinin yer alabileceği kavramõyla el ele doğup gelişecekti. Halbuki bu dönemde mimarlar mühendisleri, disiplinler hiyerarşisinde hâlâ çok aşağõlarõnda görüyorlardõ. Örneğin yüzyõl ortasõnõn yapõsõ Crystal Palace bir mühendislik ürünü olarak görülüyordu; mimarõn mesleğiyle hiçbir ilişkisi olamazdõ. Mimar, taş ile çalõşõrdõ. Üçüncü olarak, gerek popular kültür üzerinde gerek yüksek entelektüel kültürde muazzam etkili olan, on dokuzuncu yüzyõl İngilteresinde beğeniyi belirleyecek güç sahibi olan Pugin ve Ruskin gibi kuramcõlar, demiri hiç sevmemişlerdi. (Pugin in mimarî eleştirisine, Ruskin in çağõn mimarisine ilişkin görüşüne aşağõda döneceğiz.) Ancak, demirin asal mimarî malzeme statüsüne kavuşmasõnõ geciktiren engeller bütünüyle estetik ya da kültürel değildi. Beklenildiği kadar pratik ya da emniyetli olmadõğõ anlaşõlmõştõ. Yapõlarda demir kullanõmõ arttõkça, bu malzemenin kullanõmõnda gözetilecek kurallar da artõyordu. 1855 den sonra, fakat artan ivmeyle 1870 den sonra, özellikle dõşsal demir kullanõmõna (exposed iron), yangõn tehlikesi, oksidasyon ve kõrõlma ihtimalleri gibi nedenlerle hatõrõ sayõlõr kõsõtlamalar getirildi. 1870 li yõllara gelindiğinde demirin çõkardõğõ sorunlara çözüm arayõşõndan yalnõz vaz geçilmemiş, örneğin Surrey Konser Salonundaki gibi felâketlerin de katkõsõyla, demir yapõlar tümden gözden düşmüştü. Nitekim 1870 li yõllara gelindiğinde mimarinin ufkunda çelik vardõ. Aşağõda biraz daha ayrõntõsõyla bakacağõmõz, taştan vaz geçmeyen mimar G. E. Street, mimarî kullanõma en uygun maden araştõrmalarõnõ, wild goose chase diye betimleyerek tümden reddediyordu. 3

Yukarõda kõsaca değinilen, yüzyõl ortasõnõn iki demir yapõsõndan biri, Oxford Üniversitesi Müzesi, Gotik tarzdadõr. Her ne kadar Gotiği sonra ele alacaksak da, şimdilik kõsaca bunun, on dokuzuncu yüzyõlda tüm Batõ Avrupa da yaygõn olan, Ortaçağcõlõk akõmõnõn bir parçasõ olduğunu belirtmekte yarar var. Aşağõda fotoğrafõ görülen Oxford Üniversitesi Doğal Tarih Müzesi, Gotiğin tipik bir örneğidir. Sonra göreceğimiz gibi on dokuzuncu yüzyõlda Gotik tarz, son derece girift uygulamalarõyla karşõmõza çõkar. Aşağõda görülen ise nispeten yalõn bir Gotik olup, yukarõda söz ettiğimiz etkili yazar John Ruskin in tercih ettiği sadelikteydi (aşağõdaki fotoğraflarda görüleceği gibi, bu binanõn dõşõ için söz konusudur; içi bambaşka bir meseledir). Bu nispeten sade Gotik, İngilizce literatürde Ruskinian Gothic diye adlandõrõlõr. Benjamin Woodward ile T. N. Deane in mimarlõğõnõ yaptõklarõ bina, Oxford da, 1854-1860 yõllarõnda inşa edilmiştir. Oxforddaki müze Woodhouse a atfen bir deha eseri olarak görüldü ve çok dikkat çekti, çok konuşulup yazõldõ. Demir Üslûp adõna (Iron Style) bina edilmiş bir manifestoydu. Daha yapõ tamamlanmadan, 1855 de, mimaride [ ] son derece önemli bir deneme ve Gotik sanatõn demiryolu malzemeleriyle de demir ve cam ile de yaratõcõ olabileceğinin kanõtõ olarak betimleniyordu (Crook, s. 120). Fakat yapõ tamamlandõğõnda, Woordward ile Dean in mimarî bir başyapõt ve başarõlõ bir öncü eser değil, sükût-u hayale uğratan bir pastiche meydana getirdikleri söyleniyordu. Geçmişteki başarõsõz mimarlõk örneklerinin aksine bu pastiche, taştan değildemirden bina edilmişti. The Building News adlõ süreli yayõnõn eleştirmeni yapõnõn, CrystalPalace mimarisinin Gotik uyarlamasõnõn evrensel geçerliliğine kimseyi ikna edemeyece[ğini] yazõyordu. Skidmore un demir çatõsõnõn ilkesi hatalõdõr, diyordu 1861 de Ecclesiologist in eleştirmeni, Ne de olsa bu, bildiğimiz, taşa uygulanan tonoz ve çatõ kemer sisteminin demire uygulanmasõndan ibarettir. Oxford Müzesinde bir pencere: Heykeltõraş O'Shea işbaşõnda 1858. Yapõnõn bütünü ile O Shea yi işbaşõnda gösteren fotoğraf ve hemen yukarõdaki Gotik pencere gibi ayrõntõlar bir arada ele alõndõğõnda, Oxford Doğal Tarih Müzesinin büyük tarihsel önem taşõdõğõ görülür. Burada, 4

Ortaçağ zanaati ile Sanayi Devrimi teknolojisi, yeni doğa bilimleri (Charles Darwin in Türlerin Kökeni 1859 da yayõmlandõğõnda müzenin tamamlanmasõna daha bir yõl vardõ) ile Gotik kilise mimarisi bir araya getiriliyordu. Strüktürde kilise düzeninin izlenmesine rağmen dinî ikonografi yerini doğa ikonografisine bõrakõyordu. Ve bu müthiş sentez çabasõnõn sonucunda, dizayndan ilâhiyata, geleneği elden bõrakmayan, fakat yeniyi de kucaklamaya çalõşan bu çalõşmanõn sonucunda, Yeni Bilim e dikilmiş bir tapõnak çõkõyordu ortaya. Aşağõda Londra, St. Pancras garõna baktõğõmõzda, Müzedeki demir çatõ kemeriyle istasyonunkini mukayese etme olanağõ bulacağõz. Fakat önce, kõsaca, 1844-1848 de, Kew Gardens da Richard Turner ile Decimus Burton õn yeni malzemeleri, yani cam ve demiri kullanarak yaptõklarõ seraya (Hot House) göz atalõm: 5