ABD nin, Libya da Uygulaması Muhtemel Irak Senaryosu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Halkı ile Oynanan satranç Çalışma No:2 Mart 2011 Mardin -TURKEY ÖZET: Ortadoğu yu anlamak için Ortadoğu devletleri, Ortadoğu halkı, Ortadoğu nun yakın geçmişi, etnik ve dinsel durumları vs., özellikle de 1. Dünya USTAD Tahlil 2011 savaşından sonraki yakın tarihindeki gelişimini inceleyerek olayları bir bütün olarak ele almak faydalı olacaktır. Tabi ki; Bölgede gelişen halk hareketlerindeki ana niyetin bir uyanış isteği, özgürleşme ve demokrasi talepleri olduğunu görememek yanlıştır. Ama sadece halk taleplerini izleyip hayran kalmak, bütün olan biteni bununla yorumlamaya çalışıp arka planında olası aktörlerin olup olmadığını sorgulamamak safdillik olur Hazırlayan: Ahmet AKGÜL 1
ABD nin, Libya da Uygulaması Muhtemel Irak Senaryosu (Ortadoğu ve Kuzey Afrika Halkı ile Oynanan satranç) Vesayet Kılık Değiştiriyor BM gözetim ve denetimi altında başka devletlerce yönetilmelerini öngören hukuksal statü anlamına gelen Vesayet Sistemi, son yıllarda Batı dünyasının kontrol altına tutmaya çalıştığı ülkelere sıkı bir şekilde uyguladığı bir sistem haline geldi. Kontrol mekanizmasını tek adam ile sürdürmenin imkânsız hale seçenek olarak uygulanmaktadır. geldiği, emanetçi bir ordunun vesayeti batı adına devralmakta aciz kaldığı durumlarda, sömürü politikasını sürdürmek niyetinde olan devletler için; Uluslararası camianın bir kısmının desteğini alarak dış müdahale etmek, kaçınılmaz bir 2 Müdahalelere Gerekçe Bulma İhtiyacı Yapacağı müdahaleleri gerekçesiz yapmaktan kaçınan devletlerin, özellikle ABD nin, 11 Eylül saldırılarından sonraki bütün müdahalelerini el- Kaide kozunu sürekli kullanarak yürütmeye çalıştığını bilmeyen kalmamıştır.
Bu yöntem; yeni sömürü saltanatı kurmak istemenin yanı sıra, saltanatlarının devamı için batı ile kirli çıkar ilişkilerine giren tek adamın zafer sarhoşluğu, kendi yerini kendi gücüyle sağlamlaştırmak gibi bir yola saptığında da başvurulan bir yöntem olmuştur. Afganistan a müdahalenin ana gerekçesi olarak öne sürülen el-kaide, Irak dâhil, müdahale edilmesi istenen pek çok bölgede gündeme getirilen para eder bir gerekçe olarak sürmeye devam etmektedir. Farklı ülkelerde müdahale öncesi dillendirilip bir kamuoyu oluşturulmaya çalışılan el-kaide söyleminin son dönemde Libya da da dillendirilmeye başlaması manidar bir durumdur. 3 Bu dillendirmeye Kaddafi nin eşlik etmesi ise ayrıca irdelenmesi gereken bir husus olarak karşımızda durmaktadır. Müdahale Sonrası İyileştirmeler ve Irak örneği Özellikle; halkı özgürleştirme propagandaları altında yapılan bu tür müdahalelerin hemen ardından, devlet için önemli mekanizmaların sil baştan hızlı bir şekilde şekillendirilmesinin ve belki de 30-40 yıllık sürecin planlama ve ardından dünya kamuoyuna; ülkeye gerçek demokrasi ve halkın temsilinin sağlandığı süsü verilerek ülkeden çıkılmasının, ilginç bir
durum olmaktan veya tarihin tekerrüründen ziyade, oyunun tekerrürü olarak bilinmesi faydalı olacaktır. Nitekim, diğer sömürülen devletlerde olduğu gibi, Irak ta da pastadan büyük payın alınması suretiyle sürdürülen sömürü anlayışının, Saddam tarafından istismar edilip kendi lehine dönüştürülme çabası, uzun yıllar uyum içerisinde çalıştığı batı dünyası ile ilişkilerinin bozulmasına yol açmıştı. Uzun yıllar iktidarını batı desteği alarak güçlendiren Saddam ın, bunlardan bağımsız olarak oluşturduğu yeni ordu, batı dünyasının dış müdahale yapmaksızın idareyi devralmasını zorlaştırmıştı ki; Bu durum, zengin petrol kaynaklarının kendi kontrollerinin dışındaki bir güce taşınmasını kabullenemeyen batı dünyasının dış müdahalesi ile son bulmuştur. 4 ABD nin Irak a yaptığı çok uluslu müdahalenin ardından, yılların birikimi olan akademisyenler, yargı mensupları, ekonomik bir tehlike görünen zenginler ve Saddam döneminde Baas ideolojisi ile yetiştirilmiş askerler hızlı bir şekilde tasfiye edilerek, yerine yıllarca sürecek komuta
kademesi belli bir ordu yetiştirilmiş, sil baştan sivil-askeri bürokrasi, yepyeni bir yargı ile elit tabaka oluşturulmuştur. Çok Yönlü düşünce Yaklaşımı ve Satranç Örneği Elbette her olayın altında ABD rolünün olduğunu kayıtsız şartsız kabul ederek olayı tahlil etmeye çalışmak komplocu bir düşünce tarzı olarak değerlendirilebilir. Fakat bir satranç oyununda başarıya götüren hamleleri rakip oyuncular üzerinde ayrı ayrı denemek, pek çok oyunu galip bitirmeyi de beraberinde getirebilir. Hele ki oyuncuların yaş ve seviyesi eşit ise bunları aynı yolla mat etmeye çalışmaktan daha doğal bir düşünce de olamaz. Şüphesiz aynı hamleden artık etkilenmemeye başlayan rakibe karşı, farklı taktikler de geliştirmek, başarılı olma süresini de uzatacaktır. Ortadoğu ve Kuzey Afrika halkları üzerinde oynanan oyunu da buna benzetmek mümkündür. 5 Genel olarak aynı karakteristik özellikleri gösteren ve duygusal yönü ile ön plana çıkan bu halkların üzerinde denenecek Şah-mat oyununun, şart, zaman ve zemin durumuna göre bazen ufak farklılıklar göstermesi de doğal bir durumdur.
Komploculuk mu? Gerçekçilik mi? USTAD Ön Tahlil olarak yayınlanan İsyan ve Öfke Gerçek, Kalanı Oyunun Devamı mı adlı makaleye bir takım eleştiriler getirilmiştir. Bunlardan 1- Her olayın arkasında ABD ve Batı yı görmenin komplocu bir yaklaşım olabileceği, 2- Bunları Batı dünyasının bir oyunu olarak görmenin, önyargı veya korkulardan kaynaklandığı, 3- Bu tür değerlendirmelerin Arap dünyasını değil, Batı dünyasını güçlendirmeye hizmet edebileceği Şeklinde olmuştur. 6 Her şeyden önce gelişen olaylarla ilgili bir takım beyin fırtınaları yaparken, ABD nin rolü olabileceğinden de bahsetmek halkı farklı bir yönde uyarmak vazifesi de görmektedir. Ortadoğu ya Yakın Tarih penceresinden Bakabilmek Ortadoğu yu anlamak için Ortadoğu devletleri, Ortadoğu halkı, Ortadoğu nun yakın geçmişi, etnik ve dinsel durumları vs., özellikle de 1. Dünya savaşından sonraki yakın tarihindeki gelişimini inceleyerek olayları bir bütün olarak ele almak faydalı olacaktır.
Tabi ki; Bölgede gelişen halk hareketlerindeki ana niyetin bir uyanış isteği, özgürleşme ve demokrasi talepleri olduğunu görememek yanlıştır. Ama sadece halk taleplerini izleyip hayran kalmak, bütün olan biteni bununla yorumlamaya çalışıp arka planında birtakım aktörlerin olup olmadığını sorgulamamak safdillik olur. Bu şekilde çok iyi niyetli bir yaklaşım içinde bulunanların; çok fazla uzağa gitmeden kendi yakın tarihlerini okumaları, Suud, Ürdün, Irak, Libya, Tunus, Cezayir dahil tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika daki devletlerin oluşturulma süreçlerini incelemeleri bakış açılarını zenginleştirecektir. 7 Bunu yanı sıra hesapların zaman zaman sektiği İran vb. ülkeleri, tek adam vesayetinden ordu vesayetine geçişte yakın zamanda Irak, sonraki örneğini Libya da göreceğimiz dış müdahalelerin ardından yeniden şekillendirmeleri, bir devlette yürütülmeye çalışılan bir sistemin hemen ertesinde benzer bir devlette tekrar edilmesi de dikkate alınması gereken hususlardandır. Bu Pencereden Libya yı Görebilmek Libya daki halk hareketinin yeni filizlendiği esnada yayınladığımız ön tahlilde Libya daki durumun farklı seyredeceğini, çok fazla kan akacağını,
bu trajedik duruma Tunus veya Mısır örneğindeki gibi ordunun halk adına müdahil olamayabileceğini, ABD nin özgürleştirme ve halkın kıyımdan geçirilmesini önlemek bahanesi ile dışarıdan müdahalesine sahne olabileceğini ve hatta Libya nın doğu ve batı şeklinde ikiye bile bölünebileceğini öngörmüştük. ABD nin çok sonraları gemilerini Libya açıklarına doğru yönlendirmesi olayın bu seyirde gidebileceğini göstermiştir. Libya Örneği ve Bir Varsayım Libya da sona doğru gelinmiştir. Halkına karşı silah kullandığı gerekçesiyle uluslararası bir müdahaleye kapı aralayan Kaddafi nin, ABD nin birçok devlet için müdahale gerekçesi olarak gördüğü el-kaide söylemini kullanması da işi biraz daha karmaşık hale getirmekte ve beraberinde şu soruyu da getirmektedir: 8 Dikta rejimlerinin geçmişte ulaşmak istedikleri sınırsız zevk ve sefahat noktasına varmaya çalışırken, acaba halkın nezdinde kendilerini alçaltacak çok fazla belge veya bilgi mi bıraktılar ki, sopanın ucu gösterilerek, olayın seyrinin danışıklı dövüşle değişimi sağlanmaktadır? Şu da bir gerçek ki halkına yapılacak operasyonları meşru hale getiren hiç bir diktatör kendisine vaat edilen havai adalarına gönderilmemiş, halkın sevinç çığlıkları arasında can vermiştir.
Libya da Irak Modeli Öyle görünüyor ki; ABD Irak için uygulamak zorunda kaldığı yöntemi Libya için deneyecek, doğu ile batı arasındaki tampon bölge oluşturarak orada yerleşmeyi deneyecek ve iki taraf arasında barışın sigortası gibi durmaya çalışacaktır. Bu süre zarfında çoktan beri operasyon şansı bulamadığı askeri, siyasi, yargı ve elit-zengin tabakanın yeniden şekillendirilmesi için çalışacaktır. 9 Uzun yıllar sürecek hegemonyasını sağlamlaştırmak ve kötüye giden ekonomisini düzeltmek için petrol sahalarını kontrol etmek adına atacağı her adımı, uluslararası kamuoyuna halkları özgürleştirmek veya benzer bir terimle lanse etmeye çalışacaktır.
Türkiye nin Pozisyonu Bazı analistlerce komplo teorisi olarak görülmesi muhtemel bu tahlile Türkiye nin seyirci kalmaması ve olayı doğru okuması menfaatinedir. Bu konuda Başbakan sayın Erdoğan ın ilk tepkisi yerinde ve dikkatleri çekmeye yönelik bir tepkidir. Daha sonra Nato nun müdahalesini gerektirecek bir durumun oluşmadığını söylemesi sevindiricidir. Ortadoğu da güzel bir imaj yakalamış ve model olma yolunda ilerleyen bir devlet olarak bundan sonra atılacak adım: Türkiye ye dostane davranışlar sergilemekten kaçınmayan Kaddafi yönetimi ve taraftarlarıyla, Türk dostu Libya halkı arasında arabulucu görevini Uluslararası kuruluşların maddi desteğini almaksızın tek başına üstlenmektir. 10
USTAD HAKKINDA Ocak 2011' de resmi kurulumu tamamlanan Mardin merkezli Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Derneği (USTAD); bölgesel ve evrensel güç olma yolunda emin adımlarla ilerleyen ülkemizin bu yolda hedefine ulaşması için her türlü adımın analizini yapmak, ekonomik ve sosyal konularda araştırmalarda bulunmak, beyin fırtınaları oluşturmak, araştırma ve düşünce merkezi görevi görmek amacıyla kurulmuştur. Bu süreçte bölgesel, ulusal ve uluslararası strateji, sosyal, ekonomik ve kültürel politika, proje ve organizasyon becerisine sahip bireylere fırsatlar sunarak kendilerini uluslararası arenada yalnız hissetmemelerini sağlayacak ve bu tür girişimlere önderlik edecektir. Çalışmalarını ağırlıklı olarak Uluslar arası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Merkezi (USTAM) & Danışma Kurulu ve çalışma grupları ile yürütecek olan USTAD, ortaya çıkan sonuçları basın aracılığı ile kamuoyuyla paylaşacaktır. 11 İpekyolu üzerinde ve kurulduğu bölge itibarı ile yapacağı sözü geçer bölgesel ve ulusal çalışmalarla çok kısa bir zamanda Uluslararası arenada yerini alması beklenen USTAD ın, kamu ve özel her türlü kuruluş ile ilkeleri doğrultusunda görüş alışverişinde bulunmaya ve ortak çalışmalar yapmaya hazır olduğumuzu bildirir saygılar sunarım. Ahmet AKGÜL USTAD Başkanı