HAVA KİRLİLİĞİ ve SAĞLIĞIMIZ...



Benzer belgeler
T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri

KONU MOTORLARIN ÇEVREYE OLUMSUZ ETKĠLERĠ VE BU ETKĠLERĠN AZALTILMASI

Hava Kirleticileri. Hava Kirleticileri. Özgür ZEYDAN (PhD.)

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ

Dünya nüfusunun her geçen yıl artması, insanları beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için değişik yollar aramaya

FOSİL YAKITLARIN YANMASI

ESKİŞEHİR KENT MERKEZİ YANMA KAYNAKLI EMİSYON ENVANTERİ ÇALIŞMASI

DÜZCE DE HAVA KİRLİLİĞİ

İÇERİK. Amaç Yanma Dizel motorlardan kaynaklanan emisyonlar Dizel motor kaynaklı emisyonların insan ve çevre sağlığına etkileri Sonuç

BURSA İLİ 2016 YILI HAVA KALİTESİ. Dr. Efsun DİNDAR Uludağ Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü

Atmosfer Kimyası Neden Önemli?

Meteorolojik koşulların en önemlisi ise Enverziyon (Sıcaklık Terselmesi) durumunun oluşmasıdır.

İĞİ MEVZUATI ÇERÇEVESİNDE 2011 YILINDA ANKARA'DA YAŞANAN İĞİ. Erkin ETİKE KMO Hava Kalitesi Takip Merkezi Başkanı. 12 Ocak Ankara

SANAYĠ KAYNAKLI HAVA KĠRLĠLĠĞĠ KONTROLÜ

Yrd. Doç. Dr. Güray Doğan

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

ANKARA ŞEHRİNİN HAVA KALİTESİNİN UOB LER AÇISINDAN İNCELENMESİ

İZMİR İLİ ENERJİ TESİSLERİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ (Aliağa Bölgesi) TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi

Daha iyi bir yasam kalitesi için!

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI

1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? a. b. c. d. CEVAP: D. 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? a. b. c. d.

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI

KONYA İLİ HAVA KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Proje Adı ASİT YAĞMURLARININ BİTKİ YAPRAKLARI ÜZERİNE ETKİSİ. Proje Grubu KARINCA. Emrah AVCI Abdullah Bayram GÜRDAL

KĐMYA DENEYLERĐNDE AÇIĞA ÇIKAN GAZLAR KÜRESEL ISINMAYA ETKĐ EDER MĐ? Tahir Emre Gencer DERS SORUMLUSU : Prof. Dr Đnci MORGĐL

Biliyor musunuz? İklim Değişikliği ile Mücadelede. Başrol Kentlerin.

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

1. Doğalgaz nedir? 2. Doğalgaz nasıl oluşur?

ENERJİ YÖNETİMİ VE POLİTİKALARI

Ayxmaz/biyoloji. Azot döngüsü. Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar. Azot döngüsü

Karbonmonoksit (CO) Oluşumu

Soluduğumuz havanın temiz olması sağlığımız için çok önemlidir.

Alerjik Rahatsızlıklar. Atmosphere Sky ile hayatın tadını çıkarın!

Bu maddelerden ekşi olan ve turnusol kâğıdını kırmızı renge dönüştürenler asit özelliği taşır. Tadı acı olan, kayganlık hissi veren ve turnusol

İçerik. Çevre tanımı Sağlık çevre ilişkisi Verdiği Zararlar Önlemler

4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları. A nın Yanıtları

Enerji ve İklim Haritası

KÖMÜR SATIN ALIRKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

Havacılık Meteorolojisi Ders Notları. 1. Atmosfer ve İçeriği

HAVA KALİTESİ YÖNETİMİ

Çevre İçin Tehlikeler

Emisyon Envanteri ve Modelleme. İsmail ULUSOY Çevre Mühendisi Ennotes Mühendislik

1) Biyokütleye Uygulanan Fiziksel Prosesler

TAMGA ENDÜSTRİYEL KONTROL SİSTEMLERİ LTD.ŞTİ., ENERJİ YÖNETİMİNDE SINIRSIZ ÇÖZÜMLER SUNAR. HOŞGELDİNİZ

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen

İlimizde özellikle 1993 yılında zaman zaman ciddi boyutlara ulaşan hava kirliliği nedeniyle bir dizi önlemler alınmıştır. Bu çalışmaların başında;

SIFIR KARBONDİOKSİT SALINIMI

Hava kirleticilerinin çoğu havaya küçük miktarlarda katılır. Kirleticilerin yoğunluğu değişik biçimlerde ifade edilir.

ERZURUM DA HAVA KİRLİLİĞİ

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan

Bölüm 2 Kirletici Maddelerin Oluşumu

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır.

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI BURSA ŞUBESİ BURSA İLİ 2018 HAVA KALİTESİ

SİGARANIN ZARARLARI VE İÇİNDEKİ ZARARLI MADDELER

EMİSYON ÖLÇÜMLERİ GÜRÜLTÜ VE TİTREŞİM ÖLÇÜMLERİ İMİSYON VE HAVA KALİTESİ ÖLÇÜMLERİ İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ ÖLÇÜMLERİ SGS ÇEVRE

Ekosistem ve Özellikleri

KANALİZASYONLARDA HİDROJEN SÜLFÜR GAZI OLUŞUMU SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ

TÜBİTAK MARMARA ARAŞTIRMA MERKEZİ

Biyogaz Temel Eğitimi

KÖMÜR MADENCİLİĞİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ VE ATIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Hazırlayan: Serkan YUMUŞAK

Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Buca/İZMİR. Yanma. Prof.Dr. Abdurrahman BAYRAM

SERA GAZI EMİSYONU HAKAN KARAGÖZ

FOSİL YAKITLAR IN ÇEVREYE ZARARLARI SERA ETKİSİ VE ASİT YAĞMURLARI

Hava Kirliliği Nedir;

Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

Küresel. İklim Değişikliği. ÇEVRE KORUMA ve KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR DE HAVA KİRLİLİĞİ. Prof. Dr. Abdurrahman BAYRAM

GAZİANTEP İLİ HAVA KİRLİLİĞİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ENERJİ YÖNETİMİ ve POLİTİKALARI

NE SOLUYORUZ? Dr. Hüseyin TOROS

SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ VE HİDROJEN ZEYNEP KEŞKEK ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI TEKNOLOJİSİ

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü,

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİTİRME PROJESİ

EK YAKIT OLARAK ÇİMENTO FABRİKALARINDA KULLANILABİLECEK ATIKLAR

Hava Kirliliği ve Kanser

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

EYVAH DENEY TÜPÜMDE GAZ BĐRĐKTĐ

Kimyasal Maddeler. Tehlikeli Kimyasal Maddeler. Patlayıcı, alevlenebilir, kanserojen, tahriş edici v.b gibi maddeler

Eskişehir ve İskenderun da Temiz Hava için El Ele MATRA PROJESİ I. İLETİŞİM PLATFORMU TOPLANTISI

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

VIA GRUBU ELEMENTLERİ

Yıldız Teknik Üniversitesi Çağdaş, Öncü, Yenilikçi

Otomobillerde Servis, Bakım ve Onarımın Enerji Verimliliğine Katkıları

ENERJİ TESİSLERİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ

Çevre Biyolojisi

RESTAURANT VE ENDÜSTRİYEL MUTFAK FAALİYETLERİNDEN KAYNAKLANAN ÇEVRE SORUNLARI

FİGEN YARICI Nuh Çimento Sanayi A.ş. Yönetim Destek Uzman Yard

Daha İyi Bir Gelecek İçin Enerji Verimliliği

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

Alevlenmelerin en yaygın nedeni, trakeobronşiyal enfeksiyonlar ve hava kirliliğidir. Şiddetli alevlenmelerin üçte birinde neden saptanamamaktadır

Ýsmet UYSAL Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, ÇANAKKALE,

ATAŞEHİR İLÇESİ HAVA KALİTESİ ÖLÇÜMLERİ DEĞERLENDİRMESİ Nisan 2018

ĞİŞİKLİĞİ. Yeni Mücadele ile Yüzleşmek. Kasım 2006

Küresel İklim Değişikliği ve Ülkemize Etkileri

Transkript:

HAVA KİRLİLİĞİ ve SAĞLIĞIMIZ... LOKMAN HAKAN TECER Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü 1. Giriş Ö zellikle kentlerimizde yaşadığımız hava kirliliği, farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Bunlardan en genel tanımıyla hava kirliliği: Katı, sıvı ve gaz şeklindeki kirletici maddelerin insan sağlığına, canlı hayatına ve ekolojik dengeye zarar verecek şekilde, yoğunluk ve sürede havada bulunması dır. Belki bu denli yoğun olmasa da, hava kirliliği aslında insanoğlunun ateşi ilk yaktığı dönemden itibaren var olan bir çevresel problemdir. Çok eski tarihlerde demir, bronz gibi metallerin işlenip çeşitli aletlerin yapıldığı dönemlerde, bunların üretilmesinden kaynaklanan hava kirleticileri atmosfere veriliyordu. Endüstri devrimine gelinceye kadar Mısır da, Londra da hava kirliliğinin olumsuz etkilerinin görüldüğü durumlar yaşanmıştır. Lokman Hakan Tecer, Hava Kirliliği ve Sağlığımız, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim, S. 135, Mayıs 2011, ss. 15-29. 18 ve 19. yüzyıllarda endüstri devrimiyle birlikte, buhar makinelerinde, lokomotiflerde ve deniz taşımacılığında kömürün yakılmasıyla hava kirliliği bariz bir şekilde fark edilir hâle gelmiştir. 20. yüzyılın başlarında artık gelişen sanayi ile birlikte hava kirliliği problemleri de yaşanmaya başlanmıştır. O dönemlerde, hava kirliliği nedeniyle ölümler yaşanmış, pek çok insan ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. 1930 da Belçika nın Meuse vadisinde, 1940 ve 1950 lerde Los Angeles da, 1952 de Londra da yaşanan hava kirliliği en dramatik olanlarıdır. Bu kentlerde hava kirliliği nedeniyle binlerce kişi hayatını kaybetmiş, on binlerce insan hastalanmıştır. Hava kirliliğinin büyük sorun olmasında otomobil sayısındaki artışlar ve endüstriyel faaliyetler büyük rol oynamıştır. 15

BİLİM ve AKLIN AYDINLIĞINDA EĞİTİM 1950 li yıllara gelindiğinde ise gelişmiş ülkelerde hava kirliliği ile mücadele edilmeye başlanmıştır. Hava kirliliğinin azaltılması çalışmaları bazı kirleticiler için olumlu sonuç verse de artan petrol ve doğal gaz kullanımı atmosferde farklı kirleticilerin artışını engelleyememiştir. Diğer taraftan, Hindistan, Çin gibi gelişmekte olan ülkelerde, hızlı kalkınan ve enerji kullanımı giderek artan ülkelerde hava kirliliği çok ciddi boyutlara çıkmaktadır. Türkiye de hava kirliliği ise, 1950 lerden sonra görülmeye başlanmıştır. Bu dönemde, Türkiye de hızlı nüfus artışı olmuş, kırsaldan köylere göç artmış ve endüstrileşme hız kazanmıştır. Tüm bunlar da enerji üretmek için petrol ve kömür gibi yakıtların tüketimini arttırmıştır. Özellikle nüfusun yoğun olduğu İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde hava kirliliği hissedilir hâle gelmiştir. Son yıllarda, hava kirliliğini önleme çalışmaları bu büyük kentlerde hava kirliliğini azaltmış olmakla birlikte; hava kirliliği hâlen kentlerimizde ve sanayi bölgelerimizde ciddi bir çevresel sorundur. Günümüzde, artık hava kirliliğinin insan sağlığını olumsuz etkilediği bilinmektedir. Bir kaynaktan atmosferde yayılan kirleticilerin insanlar tarafından solunarak alınmasıyla birlikte olumsuz etkisi de başlamaktadır. Trafik, ulaşım, endüstri ve kentsel ısınmada kullanılan yakıtlar hava kirliliğinin başlıca kaynaklarını oluşturmaktadır. Rüzgâr, sıcaklık, basınç ve nem gibi meteorolojik faktörler de bu kirleticilerin taşınmasına, seyrelmesine ve/veya artmasına neden olmaktadır. Hava kirleticilerinin çevreye ve insan sağlığına etkileri kirleticinin tipine, atmosferdeki miktarına, atmosferde kalış süresine bağlı olarak değişir. Bu konularda gerçekleştirilen pek çok çalışmada, hava kirliliğinin başta akciğer ve kalp hastalıkları olmak üzere pek çok olumsuz sağlık etkisinin olduğunu ortaya koymaktadır. 2.1. Doğal Hava Kirletici Kaynaklar Volkanik faaliyetler, orman yangınları, biyojenik faaliyetler, bitki ve hayvan artıklarının bozulması atmosfere çeşitli gaz ve partiküllerin salınmasına neden olur. Dünyanın çeşitli yerlerinde zaman zaman volkanik faaliyet gösteren yanardağlar önemli bir doğal hava kirletici kaynaktır. Benzer şekilde, özellikle yaz aylarında meydana gelen orman yangınları da atmosfere kirletici gaz ve toz yayarlar. Bunların dışında tarımsal faaliyetler, bitki ve hayvan artıklarının bozulma ürünleri de hava kirletici kaynakları arasındadır. Biyojenik aktivitelerden kaynaklanan hidrojen ve karbon temelli gazlar, doğal kaynaklı kirleticilerdir. Bu kirleticiler, fotosentez, metabolik faaliyetler, bitki ve hayvansal emisyonlardan salınır. CO, CO 2, metan, organik bileşikler bu kirleticilere örnek olarak verilebilir. Doğal hava kirletici kaynakları, bazı dönemlerde çok fazla miktarlarda atmosfere kirletici bırakabilirler. Ancak genellikle insanların yoğun yaşadıkları kentsel alanlardan uzak kırsal kesimlerde bulundukları için insan kaynaklı hava kirleticilere nazaran daha az olumsuz ektiye sahiptir denilebilir. 2. Hava Kirliliğinin Kaynakları Nelerdir? Hava kirleticilerin temel iki kaynağı bulunmaktadır. Bunlar; Doğal hava kirletici kaynaklar, Antropojenik hava kirletici kaynaklar. Şekil 1. Doğal Hava Kirletici Kaynaklar 16

MAYIS 2011 - SAYI 135 2.2. Antropojenik Hava Kirletici Kaynaklar Hava kirliliğine neden olan antropojenik kaynaklar, insanların faaliyetleri sonucu oluşan kaynaklardır. Bunlar genel olarak; Isıtma amacıyla konutlarda/iş yerlerinde yakıt kullanımı, Ulaşım, taşıt trafiği, Sanayi faaliyetleri olarak sınıflandırılabilir. Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliği Ev ve işyerlerinde ısınmak amacıyla katı (kömür), sıvı (fueloil) ve gaz (doğal gaz) yakıtlar kullanılmaktadır. Bu yakıtların yanması sonucu hava kirleticileri ortaya çıkar. Isınma sistemlerinden kaynaklanan hava kirliliği yakıt özelliğine ve yakma sistemine bağlı değişiklik gösterir. Ortaya çıkan bu kirleticiler, yerleşim alanlarında yaşanan hava kirliliğinin önemli bir bölümünden sorumludur. Özellikle kış mevsiminde, ısınmaya duyulan ihtiyaçla birlikte kentlerin ve burada yaşayan insanların sağlığını tehdit etmektedir. Isınmada kullandığımız katı, sıvı ve gaz yakıtların doğal yapısı içerisinde kükürt bulunmaktadır. Katı, sıvı ve gaz yakıtların ısınmada kullanılmasıyla bu yakıtlarda bulunan kükürt bileşiklerinin yanması sonucu kükürt oksitleri meydana gelir. Ülkemizde çıkarılmakta olan kömürlerde kükürt içeriği genellikle %1 in üzerindedir. Kömürdeki kükürt, yanma esnasında önemli oranda kükürt dioksite (SO2) ve az bir oranda da kükürt trioksite (SO3) dönüşmektedir. Bacadan atılan kükürt oksit miktarı yakıt içinde bulunan kükürt miktarına bağlı olarak değişmektedir. Yanma esnasında oluşan kükürt oksitler, ülkemizde özellikle büyük şehirlerde, son yıllara kadar yaşanmış olan genel hava kirliliği probleminin de temelini oluşturmaktaydı. Fakat son yıllarda yapılan düzenlemelerle, özellikle ülkemizde çıkarılmakta olan kömürlerin çeşitli proseslerle iyileştirilmesi sonucu, kükürt içeriği %1.5 veya daha aşağı seviyelere çekilmiştir. Çoğu ithal kömürlerdeki kükürt içeriği ise düşük olmakta veya kükürt içeriği düşük olan kömürlerin ithalatına izin verilmektedir. Yakıtların ısınma amaçlı kullanımından partikül hâlindeki kirleticiler ile diğer yanma ürünü kirleticiler de oluşmaktadır. Yakma sistemlerinden kaynaklanan kirleticiler, özellikle kış mevsiminde yaşadığımız kentlerde önemli bir hava kirliliği sorunu oluşturmaktadır. Şekil 2. Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliği Şekil 3. Hava Kirliliğinin Etkisi Altında Kalan Kentler 17

BİLİM ve AKLIN AYDINLIĞINDA EĞİTİM Ulaşım, Taşıt Trafiğinden Kaynaklanan Hava Kirliliği Nüfus artışı ve gelir düzeyinin yükselmesiyle birlikte, motorlu taşıtların sayısı hızla artmaktadır. Bu araçların egzozlarından çıkan egzoz gazları ise kentlerimizdeki önemli bir çevre sorunu olan hava kirliliğini oluşturmaktadır. Ulaşım araçları günlük yaşantımızın bir parçası olmuş durumdadır. Her gün okulumuza, iş yerlerimize ve gezmeye giderken zorunlu olarak taksi, dolmuş, minibüs veya otobüs gibi araçlara binmekteyiz. Bunun yanında yük taşımacılığında kamyon veya kamyonet gibi ticari araçları kullanmaktayız. Günlük hayat içerisinde her gün bir şekilde kullandığımız motorlu taşıtlar saldıkları kirleticiler ile çevremizi ve soluduğumuz havayı kirletmektedir. Bugün, hava kirliliğinin yarısını motorlu taşıtların oluşturduğu söylenmektedir. Büyük kentlerimizde ana cadde ve kavşaklarda, kara yolları çevrelerinde havayı kirleten gaz, toz, is vb emisyonlar önemli boyutlardadır. Sağlıklı bir insan günlük yaklaşık 15 m3 temiz havaya ihtiyaç duyar ve bu kadar temiz havayı bir tek taşıt sadece 10 dakikalık bir süre içerisinde kirletebilir. Bu basit hesaplama bize kentlerdeki yüz binlerce taşıtın neden olduğu hava kirliliğinin boyutu hakkında yeterli bir fikir verebilir. Her gün milyonlarca araç, yaşadığımız kentin cadde ve sokaklarında dolaşmaktadır. Havaya kirletici gaz ve tanecik yayabilen bu araçlar, kötü bakım, bilinçsiz kullanma ve bir kısmının çok eski oluşları nedeniyle kirletici özellikleri bir kat daha artarak, önemli kirletici kaynak durumundadırlar. Benzinli motorla çalışan bir taşıtın başlıca kirletici kaynakları şunlardır: Egzoz borusu (asıl kaynaktır), Benzin deposu, Kartel Havalandırma, Karbüratör, Fren Balataları ve Lastikler. Dizel motorlu taşıtlarda ise başlıca kirletici kaynak egzoz borusudur. Dizel motorlu taşıtların egzoz borularından çıkan dumanın rengi, o aracın kirletici potansiyelini göstererek bu anlamda kendini ele verir. Yakıtın tam yanmadığı, araç bakımının iyi olmadığı durumlarda aşağıdaki üç tür duman çıkar ve bu dumanların çıkış sebepleri şunlardır: Siyah Duman: Tam yanmamış yakıt taneciklerinin oluşturduğu dumandır. Uygun yanma koşullarının olmadığını gösterir. Gri-Beyaz Duman: Tam yanma artığı maddelerin oluşturduğu dumandır. Uygun yanma koşullarının olduğunu gösterir. Mavi Duman: Yanmamış yakıt ve yağ karışımı olup genellikle motorun bakıma ihtiyacı olduğunu gösterir. Şekil 4. Motorlu Taşıtlar ve Kent Trafiği Karbonmonoksit (CO), partikül madde (is, toz, tanecik vs.) ve hidrokarbonlar trafikteki araçların egzoz gazlarından kent atmosferine bırakılan genel hava kirleticilerdir. Benzinli taşıtlarda kurşun (Pb) bileşikleri de diğer bir önemli kirleticidir. 18

MAYIS 2011 - SAYI 135 Sanayi Faaliyetlerinden Kaynaklanan Hava Kirliliği Pek çok sektörde faaliyet gösteren ve üretim yapan tesisler bir diğer önemli hava kirletici kaynaklarıdır. Bu tesislerde ihtiyaç duyulan enerjiyi elde etmek için yakılan yakıtlar ve işletim aşamalarında çeşitli kirleticiler oluşur. Bu oluşan kirleticiler de atmosfere atıldığında hava kirliliğine neden olurlar. Günlük ihtiyaçların karşılanması, iş alanlarının oluşturulması ve ülkelerin kalkınması için bu fabrikaların mutlaka çalışması ve üretimlerini yapması gerekir. Ancak bu yapılırken gerekli önlemlerin alınarak çevrenin korunmasına önem verilmelidir. Çeşitli sanayi kollarında üretim yapan tesislerin bacalarından farklı miktar ve türlerde hava kirleticiler oluşur. Bazı kirleticiler üretim yapan tesislerin hepsinden oluşmaktadır. Bunları genel olarak gruplandırmak ve örneklemek gerekirse; - Çimento, madencilik, ve demir çelik sanayi gibi tesislerde üretim işlemleri esnasında önemli miktarda partikül madde emisyonu oluşur. Ayrıca kömür yakan termik santraller de önemli miktarda partikül madde kaynağıdır. - Katı veya sıvı yakıt kullanan enerji santralleri ve bazı işletmelerde yakıtların yanması sonucu büyük miktarlarda kükürt dioksit, karbon monoksit atmosfere bırakır. - Azot oksitler, başta termik santraller olmak üzere gübre sanayi gibi tesislerden önemli miktarda oluşur. - Petro kimya sanayi başta olmak üzere çeşitli sanayi tesislerinde ise uçucu organik maddeler oluşmaktadır. Şekil 5. Endüstri Bacaları Daha basit anlatımla; kitaplarımız, defterler, kalemlerimiz, yiyeceklerimiz, oturduğumuz masa-sandalyeler, evimizdeki buzdolabı-çamaşır makinesitelevizyon ve giydiğimiz giysilerin hepsi bu sanayi tesislerinde, fabrikalarda yapılmaktadır. Tüm bu yaşamsal ihtiyaçlarımız olan ürünler, fabrikalarda üretilip bizlere ulaştırılırken enerji gereklidir. Gerekli olan bu enerji de fosil yakıtların yanmasıyla temin edilir. Her tesiste üretim aşamasında da çeşitli kirleticiler ortaya çıkar ve fabrikaların bacalarından kimyasal gazlar, tozlar ve dumanlar olarak atmosfere bırakılarak hava kirlenmesine neden olunur. Şekil 6. Sanayi Faaliyetlerinin Havayı Kirletmesi Şekil 7. Havayı Kirleten Büyük Tesis Bacaları 19

BİLİM ve AKLIN AYDINLIĞINDA EĞİTİM 3. Hava Kirleticiler ve Sağlığımıza Etkileri Doğal ve antropojenik kaynaklardan atılan toz, gaz ve sıvı şeklindeki hava kirleticileri insan sağlığına etkileri dikkate alınarak sınıflandırılabilir. Atmosferde en yaygın olarak bulunan ve belirli konsantrasyonlarda bulunduğunda insan sağlığını olumsuz etkileyen kirleticileri şunlardır: Kriter hava kirleticiler: Partikül madde (PM), Karbon monoksit (CO), Kükürt dioksit (SO2), Ozon (O3), Azot dioksit (NO2), Kurşun (Pb) Bunların dışında, toksik (toxic) veya tehlikeli (hazardous) hava kirleticileri de bulunmaktadır. Bu kirleticilerin çevreye zarar verdiği, ciddi sağlık etkilerine neden olduğu bilinmekte veya tahmin edilmektedir. Toksik hava kirleticilere, benzinde bulunan benzen, bazı kuru temizleme işlemlerinden yayılan perkloroetilen, solvent olarak kullanılan metilen klorid örnek olarak verilebilir. Hava kirleticilerin insan sağlığına etkisi belirli bir sürede ve belirli seviyelerdeki maruziyetten sonra gerçekleşir. Kirleticiler değişik yollarla vücuda girebilirler, ancak en etkili olanı ağız ve burun yoluyla girmesidir. Sağlıklı bir insan günde ortalama 15 metreküp temiz hava solumaktadır. Günde ortalama 2 litre su tüketen bizler, çok daha büyük miktarlarda havaya ihtiyaç duyarız. Bu nedenle soluduğumuz havanın temiz ya da kirli olması sağlığımız açısından oldukça önemlidir. Hava kirleticiler insan vücuduna ağız, burun, nefes borusu ve akciğerler yolu ile girerler. Aşağıdaki şekilde gösterilen solunum sistemi boyunca ilerleyen hava kirleticiler akciğerlere kadar ulaşarak kana karışabilirler. Kana karışmasıyla da vücudun diğer yerlerine ulaşabilirler. Gaz hâlindeki kirleticilerin hava fazından kana geçişleri «alveol» denilen torbacıklarda meydana gelir. Akciğerlerde bu alveollerden milyonlarca adet bulunmaktadır. Şekil 8. Solunum Sistemi Devam eden bölümlerde en yaygın hava kirleticileri ve bunların sağlık etkileri üzerinde durulacaktır. 3.1. Partikül Madde Partikül madde havada asılı bulunan katı partiküllerin ve sıvı damlacıkların bir karışımıdır. Partikül boyutları çok geniş bir aralığa sahiptir. Toz, duman, is gibi bazı partiküller gözle görülebilecek kadar büyüktür. Fakat, ancak mikroskopla görülebilen boyutlarda partiküller de bulunmaktadır. Çapları 10 µm den küçük, 2.5 µm den büyük partikül maddeler kaba partiküller olarak adlandırılır. Daha çok kırma, öğütme işlemleri, yol tozlarından kaynaklanır. Çapları 2.5 µm den daha küçük partiküller ise ince partiküller olarak adlandırılır. Genel olarak yanmada kullanılan katı ve sıvı yakıtlar, motorin ve kurşunlu benzin kullanan taşıtlar, termik santraller gibi yanma işlemlerinden ve bazı endüstriyel aktivitelerden kaynaklanır. Bu çapları küçük partikülleri kıyaslamak gerekirse, insan saçının kalınlığı ortalama 70 µm çapındadır ve ince partiküller bundan yaklaşık 30 kat daha küçüktür. Partikül maddeler çok değişik boyutlarda ve şekilde bulunurlar ve yüzlerce farklı kimyasallardan oluşurlar. Enerji santralleri, endüstri ve otomobil gibi kaynaklardan salınan partiküller asitler (sülfat, nitrat gibi), organik kimyasallar, metaller, toprak veya toz partikülleri, bakteri, küf, mantar, deniz suyunun buharlaşması ile ortaya çıkan tuzlar, ve alerjik polenlerden oluşur. 20

MAYIS 2011 - SAYI 135 Şekil 9. Partikül Madde Boyutu Kıyaslaması PM - Sağlık Etkisi Partikül madde insan sağlığını etkileyen en önemli kirleticilerden biridir. Partikül boyutu ile sağlık etkisi direk olarak bağlantılıdır. Partikül çapı küçüldükçe olumsuz sağlık etkisi artar. 10 µm çaptan daha küçük partiküller en büyük etkiye sahiptir. Çünkü bu partiküller akciğerlere kadar ulaşabilir, hatta kan dolaşımına dahi karışabilir. Böyle bir durumda kalp olumsuz etkilenir. Partikül maddelerin kimyasal kompozisyonu da sağlık açısından oldukça önemlidir. Partikül maddeler cıva, kurşun, kadmiyum gibi ağır metaller, kanserojen kimyasallardan oluştuğunda partikül madde kirliliği insan sağlığını tehdit etmektedir. Bu zehirli ve kanser yapıcı kimyasallar, akciğerlerde nemle birleşerek aside dönüşmektedir. Kurum, uçucu kül, benzin ve dizel araç egzoz partikülleri benzo(a)pyrene gibi kanser yapıcı maddeler içerdiğinden bunların uzun süre solunması kansere sebep olmaktadır. Akciğere kadar ulaşabilen partikül maddeler, kanın içindeki karbondioksitin oksijene dönüşümünü yavaşlatarak nefes darlığına sebep olurlar. Kaybolan oksijenin giderilebilmesi için kalp daha fazla çalışmak zorunda kalır ve bu durum kalp üzerinde ciddi baskı oluşturur. PM (özellikle ince partiküller PM 2.5 ) konsantrasyonu ve maruz kalma süresine bağlı olarak ciddi sağlık problemlerine neden olmaktadır. Bunlar; Solunum yolu semptomlarında artış; tahriş, öksürük veya nefes almada zorluklar, Akciğer fonksiyonlarında düşüş, Astım şiddetlenmesi, Kronik bronşit gelişimi, Kalp atışlarında düzensizlikler, Kalp ve akciğer hastası insanlarda erken ölümler. PM kirliliğine maruziyette ortaya çıkan sağlık sorunları hem akut hem kronik etki gösterir. Kronik etkisi daha da önemlidir, çünkü uzun süreler boyunca PM kirliliğine maruz kalındığında akciğerlerde par- 21

BİLİM ve AKLIN AYDINLIĞINDA EĞİTİM tikül madde birikmesi gerçekleşir. Kalp ve akciğer hastası insanlar, çocuklar ve yaşlılar partikül madde kirliliğinden çok daha fazla etkilenen hassas gruplardır. Partikül madde kirliliğinin yüksek olduğu bölge ve zamanlarda bu hastaların hastaneye müracaatlarında artış ve hatta erken ölümlerinde artış görülmektedir. Çocuklar ise hem bağışıklık sistemlerinin tam gelişmemiş olması, yetişkin bir insana göre daha fazla hava soluması hem de günlerinin çoğunu dışarıda geçirmeleri gibi nedenlerle risk altındadırlar. 3.2. Karbon monoksit (CO) Karbon monoksit (CO) renksiz ve kokusuz bir gazdır. Katı, sıvı ve gaz yakıtlardaki karbonun tam olarak yanmaması nedeniyle oluşur. Özellikle kentsel bölgelerde CO emisyonlarının büyük bir kısmı motorlu taşıt egzozlarından atılır. CO in en önemli kaynağı taşıtlardır. Kent atmosferindeki CO in yaklaşık %85-95 i taşıtlardan kaynaklanır. Genellikle yoğun araç trafiğinin ve tıkanıklığının yaşandığı bölgelerde pik seviyesine ulaşır. Metal işleme, kimyasal üretim tesisleri, odun yakılması ve orman yangınları CO emisyonlarının diğer kaynaklarıdır. CO - Sağlık Etkisi CO zehirli bir gazdır. Kalp ve beyin gibi vücut organlarına ve dokularına oksijen ulaşma kapasitesini düşürür. CO, hemoglobine bağlanarak kanda karboksihemoglobin (COHb) oluşmasına yol açar. Böylelikle dokulara oksijen taşınmasını engelleyerek kısa süreda boğulmaya yol açabilir. CO kirliliği, kalp hastaları için ciddi sağlık riskleri oluşturur. CO konsantrasyonu çok düşük seviyede olsa bile bir kalp hastasında; Göğüs sıkışması, Göğüs kafesi altında bir rahatsızlık hissi, baskı veya ağrı, Hareket kabiliyetinde düşme, Kardiyovasküler etkiler görülür. Sağlıklı insanlar bile yüksek CO konsantrasyonuna maruz kaldıklarında merkezî sinir sistemine etkileri bulunmaktadır; Baş ağrısı, yorgunluk, bulantı, baş dönmesi Psikomotor sisteminde aksamalar Görme problemlerinin gelişmesi İş yapabilme ve öğrenme kabiliyetinde düşme El becerilerinde azalma Karmaşık işleri yerine getirmede güçlük çekme gibi etkilerin yanında uzun süreli maruziyetlerde ölümler görülür. 3.3. Kükürt dioksit (SO 2 ) Kükürt dioksit (SO2) özellikle katı ve sıvı yakıtlarda bulunan kükürdün yanması sonucu oluşan, renksiz, yanmayan ve parlamayan bir gazdır. Kükürt, ham petrol, kömür, alüminyum, bakır, çinko, kurşun, demir gibi maden cevherinde doğal olarak bol miktarda bulunur. SOx gazları ise, petrol, kömür gibi kükürt içeren katı ve sıvı yakıtların yanması sonucu oluşur. Petrolden benzin ekstrakte edilmesi ve maden cevherinden metallerin zenginleştirilmesi gibi prosesler sonucunda da SOx gazları oluşur. Şekil 10. Karbon Monoksit Elektrik üretiminde kullanılan yakıtlar atmosfere salınan SO2 nin en büyük kaynağıdır. Özellikle kömürü yakıt olarak kullanan termik santraller büyük 22

MAYIS 2011 - SAYI 135 miktarlarda SO2 emisyonu salarlar. Bunun dışında ham madde işleyen ve üretim yapan endüstriler de önemli SO2 kaynaklarıdır. Petrol rafineleri, çimento fabrikaları, metalürji endüstrisi gibi tesisler atmosfere SO2 salınımını gerçekleştirir. Kentlerdeki konut ve işyeri ısıtmasında kullanılan katı ve sıvı yakıtlar, kent atmosferindeki SO2 kirleticisinin önemli kaynaklarıdır. SO2 asit yağmurları diye adlandırılan çevresel bir problemin de sorumlusudur. SO2 atmosferdeki nemde çözünerek, güneş ışığı ve bazı kimyasalların varlığında sülfürik asite dönüşür. Böylece asit yağmurlarının oluşmasında en önemli katkıyı yapar. Asit yağmurları da başta ormanlar olmak üzere pek çok çevresel tahribata sebep olur. SO2 - Sağlık Etkisi SO2 asidik bir gazdır. Özellikle astım, kalp ve akciğer hastalıkları, çocuk ve yaşlılar SO2 kirliliği açısından risk altındadır. Sağlıklı insanlarda yüksek konsantrasyonlarda uzun süreli maruziyetler solunum sistemi tahribatı, kalp hastalıklarının tetiklenmesi gibi etkiler meydana getirir. SO2 ile kirlenmiş hava solunduğunda; SO2 burun, geniz ve boğazdaki nemle reaksiyona girerek solunum sistemindeki sinirleri tahriş eder. Bu tahriş sonrasında öksürük krizleri ve göğüs sıkışması olur. Astım ve akciğer hastalarında solunum yolu daralmasına neden olur. atmosferin üst tabakalarında bulunur. Atmosferde bulunduğu yere göre faydalı veya zararlı olabilir. Faydalı ozon: Atmosferin yaklaşık 15-50 km leri arasındaki tabakası olan stratosferde bulunur. Stratosferik ozon güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınları emerek dünyadaki yaşam türlerini korur. Atmosferdeki tüm ozonun %90 ı buradadır. Zararlı ozon: Motorlu taşıt eksoz ve endüstriyel faaliyetler atmosfere NOX ve uçucu organik bileşikler (VOC) salarlar. NOX ve VOC lar güneş ışınlarının etkisiyle reaksiyona girerek ozon ve diğer fotokimyasal ürünleri oluşturur. Ozonun %10 luk kısmı atmosferin yer seviyesine yakın kısmında bu şekilde fotokimyasal reaksiyonlar yoluyla üretilir. Özellikle sıcak yaz günlerinde güneş ışığının etkisiyle yüksek miktarlarda ozon üretilir (Şekil 11). Özellikle kentsel bölgelerde yaz aylarında ozon konsantrasyonları yüksek seviyededir. O3 artışına strotosferden taşınım katkıda bulunsa da en büyük kaynağı insan faaliyetleridir. (20) SO2 nin konsantrasyonu ve maruziyet süresine bağlı olarak sebep olabileceği sağlık sorunları; Solunum yolları ve akciğer hastalıklarında artış, Çocuk ve yaşlılarda solunum yolu hastalıklarında ilerleme, Yetişkinlerde kronik solunum yolu hastalıklarında ilerleme, Kalp ve akciğer hastalıklarında erken ölümlerde artış, Astım hastalarında solunum direncinin artması, Yüksek konsantrasyonlarda göz tahrişi ve öksürük. 3.4. Ozon (O3) Ozon, üç oksijen atomundan oluşan bir gazdır. Yer seviyesi atmosferde kompleks reaksiyonlar sonucu oluşur. Ozon hem yer seviyesinde hem de Şekil 11. Yer Seviyesi Ozon Oluşumu O3 - Sağlık Etkisi Ozon oldukça reaktif bir gazdır ve suda çözünmez. Bu nedenle solunum sisteminin derinliklerine ulaşarak, akciğerlerde olumsuz etki gösterir. Günlük aktiviteler sırasında ozon solunduğunda, akciğerlerin derinliklerine kadar nüfus ederek göğüs sıkışması, ağrı, öksürük gibi sağlık problemlerine 23

BİLİM ve AKLIN AYDINLIĞINDA EĞİTİM sebep olur. Çocuklar, dış ortamda aktif olan insanlar, solunum yolu rahatsızlığı olanlar ozondan en çok etkilenen gruplardır. Özellikle çocuklar yaz aylarında dışarıda oynayarak vakit geçirdikleri için büyük risk altındadırlar. Tüm yaş grupları ve dışarıda aktif olan kişiler de ozonun olumsuz sağlık etkileri açısından risk altındadır. Ozonun olumsuz sağlık etkileri arasında; Boğaz tahrişi, öksürük, göğüste ağrı, solunum yollarının tahrişi, Fiziksel aktiviteler sırasında nefes almada güçlükler, hırıltılı soluma, Azot oksitler üst solunum yollarında tutulmadan solunum yollarının en uç noktalarına kadar ulaşabilirler ve bu bölgelerde olumsuz sağlık etkileri gösterirler. Sağlık etkileri konsantrasyon ve maruziyet süresine bağlı olmakla beraber; Göz tahrişine, Solunum yolu rahatsızlıklarına, Astımın şiddetlenmesine, Kronik solunum yolu hastalıklarına, Astım, akciğer hastası çocuk ve yetişkinlerde akciğer dokularının zarar görmesi, Akciğer fonksiyonlarında düşüşe sebep olurlar. Akciğer fonksiyonunu azaltarak derin ve kuvvetli nefes almayı güçleştirme, Fiziksel aktiviteleri yerine getirme zorlukları, Astımı kötüleştirme ve astım krizlerine sebep olma, Akciğer iç yüzeylerinde iltihaplanma sıkça rastlanan durumlardır. 3.5. Azot oksitler (NOx) Azot oksitler, asidik karekterli gazlardır ve bu gazların büyük bölümünü atmosfere salan temel iki kaynak vardır. Banlardan birincisi katı, sıvı veya gaz yakıt kullanan termik sanralleri, endüstriler, evsel ısınma sitemleridir. Diğer önemli kaynak ise motorlu taşıtlardır (Şekil 12). Azot oksitler yüksek sıcaklıklarda oluşurlar (1200 oc ve üzerinde). Yakıtların yanması sonucu genellikle daha az miktarda da azot dioksit oluşur. Azot monoksit atmosferde azot dioksite hızlı bir şekilde dönüşür. Azot dioksit, nitrat asidi oluşturmak için reaksiyona girer ve asit yağmurlarının oluşmasına katkıda bulunur. Günümüzde kentsel bölgelerde taşıt sayısı arttıkça atmosferde azot oksit konsantrasyonu da artar. Trafiğin yoğun olduğu bölgelerde azot oksit konsantrasyonu genel olarak yüksek olabilir. Motorlu taşıtların haricinde termik santraller ve fosil yakıt kullanan sanayi tesisleri ile evsel ısınma sistemleri önemli azot oksit kaynağıdır. NOX- Sağlık Etkisi Şekil 12. NOx Kaynakları 3.6. Uçucu Organik Bileşikler (VOC) Uçucu organik bileşikler çok sayıda kimyasal maddeden oluşur ve 300 den fazla türü vardır. Atmosfere; motorlu taşıtlar, eksoz emisyonları, kimyasal üretim yapan endüstri ve güç santrallerinden yayılırlar. Atmosferdeki VOC konsantrasyonları güneş ışığı varlığında çeşitli fotokimyasal reaksiyonlara öncülük ederler. İnsan sağlığına kısa ve uzun dönemli olmak üzere farklı şekilde olumsuz etki ederler. Benzen, toluen, etilbenzen, ksilen, stiren en fazla sağlık riski oluşturan türleridir. Özellikle benzen kanserojen bir türdür ve insan merkezî sinir sistemi için toksik etki yapar. Bunun yanında; Göz, burun ve boğaz tahrişi Baş ağrısı, uykusuzluk, mide bulantısı Karaciğer, böbrek ve merkezi sinir sistemine zararlar Kanser riski oluştururlar. 24

MAYIS 2011 - SAYI 135 çıkar. Bu ifadenin istisnası sadece yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. Dolayısıyla birey olarak kendimizi bu sürecin içinde görmek zorundayız. Bizler, petrolün çıkartılmasından başlayan, bize ulaşan, fabrika konut bacalarından ve araçlarımızın egzozlarından çıkan dumana kadar tüm sürecin bir parçası olduğumuzu anlamak, algılamak ve görmek zorundayız. Şekil 13. VOC Kaynakları 4. NELER YAPABİLİRİZ? Hava kirliliği; bugün, yaşadığımız bölgeden başlayarak ülke ve tüm dünyada karşı karşıya kaldığımız bir çevre sorunudur. Üzerinde yaşadığımız dünyanın hemen hemen tüm sistemlerini doğrudan veya dolaylı olarak bozmakta, tahrip etmekte ve geri dönüşü olmayan bir şekilde etkilemektedir. İnsan sağlığı, bitki, orman tahribatı, tarımsal üretim kayıpları, iklim değişikliği ile medeniyetlerin yok olması senaryoları ilk akla gelen etkiler arasındadır. Her geçen gün etki boyutunu biraz daha artan hava kirliliğinin büyük bir bölümünden bireysel ve toplumsal tercihlerimizle bizler sorumluyuz. Kişisel ihtiyaçlarımızı karşılamak, toplum olarak sanayileşip güçlü ekonomilere sahip olmak, insan türü olarak doğayı ve kaynaklarını insanların kullanımına sunarak tüketmek gayesi ne yazık ki bu süreçteki rolümüzü ortaya koymaktadır. İnsani ihtiyaçlarımızı karşılamak için doğayı en basit ifadesiyle enerji üretmek, dağıtmak ve tüketmek yöntemiyle kullanmaktayız. Her bir birey, enerjinin bu üretim-dağıtım-tüketim döngüsünün bir parçası durumundadır. Bugün enerji kullanmadan hayatımızı sürdürebilmeyi söylemek neredeyse imkânsızdır. Her geçen gün büyüyen ihtiyaçları karşılama daha çok enerji talebine dönüşmektedir. Endüstriyel üretim, ulaşım, ev ve ofislerin ısıtılması/soğutulması, aydınlatma, yemek pişirme eylemlerinin hepsi birer enerji kullanımıdır. Enerji üretim-tüketim sürecindeki kişisel ve toplumsal tercihlerle, hava kirliliğinin büyük bir bölümü tamamen ilişkilidir. Bu doğrudan ilişki oldukça basittir; ne kadar çok enerji tüketirsek o kadar çok kirletici açığa Hava kirliliğini önlemek, solunabilir temiz hava kalitesine ulaşmak her düzeyde işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Bireyler, toplumlar, her düzeydeki yöneticiler, hükûmetler ve milletler arası örgütlenmeler kapsamında yürütülecek çalışmalarla sürdürülebilir temiz hava kalitesine ulaşılabilir. Bu çalışmalar birey ölçeğinde başlatılarak global olarak sürdürülmelidir. Birey olarak hava kirletici miktarlarını azaltmaya yönelik yapılabilecek pek çok şey vardır. Kişisel tercihlerimizde ve kullandığımız enerjide yapacağımız küçük değişiklikler hava kalitesinin iyileşmesinde ciddi katkı oluşturacaktır. Temiz hava için; Hava kalitesini iyileştirmek ve daha temiz bir hava solumak için hep birlikte çalışmamız gerekiyor: Bireyler Yöneticiler ( yerel, merkezî ve uluslar arası ) Endüstri Sivil toplum kuruluşları Bireyler Eğer soluduğunuz hava kirli ise; ya onu soluyacağız ya da sağlığımızı korumak için harekete geçeceğiz. Hava kirliliğini azaltmak ve sağlımızı korumak için yapabileceğimiz birşeyler mutlaka vardır: Yaşadığımz bölgenin hava kalitesini öğrenmek ve bu konuda bilgilenmek. Bilinçli tüketim ve enerji tasarrufu yaparak hava kirliliğini azaltmak. Evde Yolda İşte Eğlence ve aktivite zamanlarında tercihlerimizde küçük değişimler, temiz hava kalitesi için büyük katkılar yapacaktır. 25

BİLİM ve AKLIN AYDINLIĞINDA EĞİTİM Zamanımızın büyük bir kısmını evlerde geçirmekteyiz. Bu süre içerisinde ciddi miktarlarda enerji tüketmekteyiz. Evsel ısınma, soğuma, yemek, bulaşık, temizlik, eğlence gibi aktivitelerle enerji tüketip hava kirliliği oluşturmaktayız. Yalnızca dış hava değil, iç hava kalitesini de bozan bu aktivitelerdeki tercihlerimizin hava kalitesine önemli etkileri olacaktır. Evlerde enerjinin büyük bir bölümü ısıtma amaçlı kullanılmaktadır. Özellikle kış mevsiminde önemli bir kirletici kaynağıdır. Isının etkin bir şekilde üretimi ve kullanımı hava kirliliğini azaltır. Bu da ancak enerji tasarrufu ve etkin ısıtma sistemiyle mümkün olur. Bunun için de; Sıcaklık ayarlamaları yapmak; Isı yalıtımı, kullanılmayan odalardaki sıcaklığı düşük tutmak, ısıyı otomatik ayarlayan termostat kullanmak, Kalorifer kazanı, ısıtma sistemlerinin bakımını yapmak ve ısı kaçaklarını önlemek Yenilenebilir enerji dönüşümü yapmak. Elektrikli ev aletleri; Buzdolabı, dondurucu, fırın, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, kurutucu gibi ev aletleri bir diğer enerji tüketen kaynaklardır. Tüm bu cihazlarda enerjiyi etkin kullanmak ve tasarruf etmek, Elekronik eşyalar; Televizyon, VCD, DVD gibi elektronik eşyaları ve ekipmanları alırken enerji kullanımı daha az olanları tercih etmek, Aydınlatma; Evlerde aydınlatma için özellikle kışın günlerin kısa olduğu zamanlarda önemli miktarlarda enerji tüketilir. Bu tüketimi azaltmak basit önlemlerle mümkündür. Özellikle kentsel bölgelerde gittikçe artan araç sayısıyla ulaşım, önemli bir hava kirletici kaynaktır. Ulaşım günlük aktivitelerimizin başında yer almaktadır. Araba kullanma alışkanlıkları, Araba kullanma zamanı, Alternatif enerji kullanımı tercihlerinde yapılacak olumlu değişimlerle kirlilik azaltılabilir. İşyeri ısıtma-soğutma, aydınlatma, elektrikli ekipmanlar ve ulaşım enerji tüketilen ve emisyon üretilen faaliyetlerdir. Bunların kullanımında enerji tasarrufuna yönelik tercihlerimiz havayı kirleten emisyonların azaltılmasını sağlayacaktır. Ofis ısıtma-soğutma: İşyerindeki sıcaklığın çalışma koşullarına getirilmesi için ısıtmak veya soğutmak gerekir. Bu düzenlemeler yapılırken enerji israf edilmemeli, fazladan emisyon üretilmemelidir. Ofis ekipmanları ve aydınlatma: Ofis ekipmanları ve aydınlatma işyerlerinde önemli enerji tüketimine sebep olur. Bilgisayarlar, yazıcı, baskı makineleri gibi aletler çalışırken ortamın ısınmasına sebep olur ve yazın ilave soğutma gerektirir. Ulaşım: İş hayatıyla ilgili önemli bir emisyon kaynağı da ulaşımdır. Çalışanların işe gidiş-gelişleri, iş ile ilgili günlük yapılan yolculuklar, o iş yerinde ulaşımla ilgili enerji tüketimi ve buna bağlı emisyon miktarlarını belirler. Ulaşımla ilgili tercihlerde yapılacak değişiklikler hava kalitesi için önemli katkı sağlayabilir. Yöneticiler Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu kentlerde yaşanan hava kirliliğini önlemede ve temiz hava kalitesine ulaşma çabaları içerisinde yerel ve merkezi yönetimler önemli yetki ve sorumluluklara sahiptir. Kent yönetimi içerisinde öncelikli olarak yerel yönetimler kendi bölgesindeki hava kalitesinin iyileştirilmesi çalışmalarında etkin rol almalıdırlar. Kirlilik önleme çalışmalarında merkezî yönetimler ulusal eylem planlarının hazırlanması, standartların belirlenmesi, hukuki altyapının oluşturulması gibi çalışmaları ulusal düzeyde sürdürmekle yükümlüdür. Yerel yönetimler Yerel yönetimler, hava kalitesini etkileyen pek çok emisyon kaynağını denetleme ve kontrol etme yetkisine sahiptir. Bu nedenle kentlerde yaşanan hava kirliliği sorununu da yönetimsel bir yaklaşımla ele alıp sürdürülebilir hava kalitesine ulaşılmasında çaba ve kaynak ayırmalıdır. Bunun için; 1. Tanımlama: Bölgede hava kalitesine etki eden tüm kaynakları belirleyip kirlilik ölçümleri, gözlemleri yaparak sorunun boyutları ortaya konmalıdır. Problem tanımlanmalıdır. 2. Planlama: Yönetim planlarının belirlenmesi, 26

MAYIS 2011 - SAYI 135 problemin nasıl ve ne ile çözüleceği detaylarıyla belirlenmelidir. Bacada kontrol: kirlilik oluştuktan sonrası için alınacak tedbirler. 3. Yerine getirme: Planlanan adımlar uygun bir şekilde yerine getirilmelidir. 4. Kontrol: Belirlenen amacı yerine getirme süreçleri periyodik olarak kontrol edilmelidir. Hava kalitesi yönetimi aşamaları somut önerilere dönüştürüldüğünde; Yerel yönetimler yöreye özgü hava kalitesi politikaları belirlemek, Kentsel sınırları içerisinde hava kirliliği açısından sorunlu alanları belirlemek, Hava kalitesi/kirliliği ile ilgili bilgi/veri derlemek, Endüstrilerde emisyon kontrolleri yapmak, yeni endüstri için yer seçiminde hava kalitesini göz önüne almak, Kentin değişik bölgelerinde monitoring sistemi kurmak, Kentsel gelişime; yörenin meteorolojik, topografik şartlarını dikkate alarak yön vermek, Kentsel ulaşım planlarını hava kirliliğini azaltacak şekilde yapmak, Kentsel dokunun oluşturulmasında enerji alımları, ekolojik alanlar ve yeşil yapıları içine alan entegre bir yaklaşım benimsemek, Çevre örgütleri oluşturmak ve güçlendirmek, Halkın çevre bilincini yükseltici eğitim çalışmaları yapmak, Akademik ve araştırmaya yönelik kuruluşlarla işbirliği yapmak ve koordinasyonu sağlamak. Endüstri Endüstri kaynaklı hava kirleticilerinin kontrolünde iki temel yaklaşım vardır. Kaynakta kontrol: kirlilik oluşmaması için alınacak tedbirler, Kaynakta Kontrol Kaynakta kontrol, hava kirleticilerini oluşmadan önleme yaklaşımıdır. Bu yaklaşım; Enerjinin etkin kullanımı ve yönetimi Proses optimasyonu Yakma sistemi modifikasyonu Temiz yakıt kullanımı Alternatif enerji kaynaklarının kullanımı Enerjinin etkin kullanımı ve yönetimi: Nihai olarak hava kirletici emisyonlarını azaltıcı etkiye sahiptir. Endüstriler enerjinin kullanıldığı birimlerde; Yeni teknolojiler kullanarak Üretilen enerjiyi başka proseslerde yeniden kullanarak Araçların ulaşım giderlerini ve enerji kullanımını azaltacak şekilde etkili kullanarak kaynakta emisyon kontrolüne katkı sağlayabilirler. Proses optimasyonu: Endüstriyel üretim sürecinde etkinlik sağlayarak kirlilik azaltılabilecek pek çok değişiklik yapılabilir. Örneğin, bazı proses ve sistemlerde maksimum kapasitenin altında işlem yapmak daha az emisyona sebep olabilmektedir. Pek çok prosesin emisyon üretimi sıcaklık, üretim hızı veya üretim zamanı gibi parametrelere bağlı olarak gelişir. Bu işletim parametreleriyle oluşan emisyon oranları analiz edilerek optimum çalışma koşulları sağlanabilir. Ayrıca bazı proseslerde emisyon azaltıcı donanım ilave edilerek kaynakta hava kirletici kontrolü sağlanabilir. Yakma sistemi modifikasyonu: Yakma sistemi modifikasyonu da kirletici azatlımı sağlayabilir. Yanma odasında hava, sıcaklık ayarlamaları bazı kirleticilerin oluşumunu azaltacaktır. 27

BİLİM ve AKLIN AYDINLIĞINDA EĞİTİM Benzer şekilde yanma odasında alev geometrisi ve türbülansının değişimi de emisyonları azaltacaktır. Temiz yakıt kullanımı: Endüstriler doğalgaz ve etanol gibi daha temiz, enerjileri tercih ederek emisyon azatlımı gerçekleştirebilir. Daha az kül, kükürt içeren kömür kullanımı daha az kirlilik oluşturacaktır. Bunun yanında kömürün kalitesinin iyileştirilerek kullanılması da mümkün olabilir. Bu yaklaşım, kirlilik önleyici teknolojiler gerektirir. Bu yüzden pahalı yatırım ve işletim maliyetleri vardır. Kirlilik bir kez oluştuğunda onu temizlemek çok daha zordur. Gaz kirleticileri ve partikül maddeler için ayrı dizayn edilmiş kontrol sistemleri vardır. Bir kirletici için dizayn edilmiş kontrol sistemleri başka kirleticiler için de etkili olabilmektedir. Endüstrilerin başka kontrol sistemlerini kurup işleterek atmosfere bıraktıkları kirleticileri azaltabilirler. Ayrıca bu bir kanuni zorunluluktur. Alternatif Enerji Kaynakları: Havayı kirletecek kadar emisyon üretmeyen enerji kaynaklarıdır. Şekil 15. Bacada Hava Kirletici Kontrolü Sağlayan Sistem (Elektrostatik Tutucu) Şekil 14. Alternatef Enerji Kaynakları Bacada Kontrol KAYNAKLAR Aydın ME., Durduran SS., Özcan S., Bedük F., 2007. Konya da hava kalitesi değişiminin coğrafi bilgi sistemi (CBS) ile değerlendirilmesi, 7. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi, 22-27 Ekim, İzmir. Bayram H, Dörtbudak Z, Evyapan Fişekçi F, Kargın M, Bülbül B. Hava Kirliliğinin İnsan Sağlığına Etkileri, Dünyada, Ülkemizde ve Bölgemizde Hava Kirliliği Sorunu. Dicle Tıp Dergisi 2006; 33: 105-112.]. Bayram H, Göğebakan B, Dikensoy Ö ve ark. Effects of diesel exhaust particles on viability of primary bronchial epithelial cells of non-smokers, smokers and patients with COPD. Am J Respir Crit Care Med 2009; 179:A3162. Bayram H, Göğebakan B, Dikensoy Ö, Ekinci E. Dizel egzoz partiküllerinin insan akciğer epitel hücre canlılığı ve bu hücrelerden inflamatuar sitokin salınımına etkisi. Türk Toraks Derneği 11. Yıllık Kongresi, Kongre Kitabı 2008. 28

MAYIS 2011 - SAYI 135 Bayram H. Dış ortam hava kirliliği ve etkileri. Türkiye Klinikleri-Göğüs Hastalıkları 2004; 2: 112-118. Bayram H. Türkiye de hava kirliliği sorunu: Nedenleri, alınan önlemler ve mevcut durum. Toraks Dergisi 2005; 6:159-165. Berktaş M and Bircan A. Effects of atmospheric sulphur dioxide and particulate matter concentrations on emergency room admissions due to asthma in Ankara. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2003; 51: 231-238. Boubel RW.,Fox DL., Turner DB., Stern AC., 2008. Fundamentals of Air Pollution, fourth edıtıon, Elsevier Inc. Brunekreef B, Holgate ST. Air pollution and health. Lancet 2002; 360: 1233-42. Brunekreef, B. and Holgate, S.T., 2002. Air pollution and health, The Lancet, 360(9341), 1233-1242. Colls J., 2002. Air Pollution, Second Ed. Spon Press Elbir T, Muezzinoglu A, Bayram A. Evaluation of some air pollution indicators in Turkey. Environ Int 2000; 26: 5-10. EPA, 2007. Term of Environment: Glossory, Abbreviations and Acronyms. Godish T., 2004. Air Quality, 4th Ed., Lewis Publications CRC Press. Gomez-Perales JE, Colvile RN, Nieuwenhuijsen MJ, Fernandez-Bremauntz A, Gutierrez-Avedoy VJ, Paramo-Figueroa VH, et al. Commuters exposure to PM25, CO, and benzene in public transport in the metropolitan area of Mexico City. Atmos Environ 2004;38:1219 29. Griffin RD., 2007. Principles of Air Quality Management, 2nd Ed. Taylor and Francis Group, LLC. Güllü GH., Ölmez I., Tuncel G., 2000. Temporal Variability of Atmospheric Trace Element Concentrations over the Eastern Mediterranean Sea, Spectrochimica Acta Part B, 55, sf. 1135-1150. Han X., Naeher LP., 2006. A review of traffic-related air pollution exposure assessment studies in the developing world, Environment International 32 (2006) 106 120 Keleş N, Ilicali C, Değer K. Impact of air pollution on prevalence of rhinitis in Istanbul. Arch Environ Health 1999; 54: 48-51. Morgenstern V, Zutavern A, Cyrys J, et al. GINI Study Group; LISA Study Group. Atopic diseases, allergic sensitization, and exposure to traffic-related air pollution in children. Am J Respir Crit Care Med. 2008;177:1331-7. Nazım E., Beyhun S., Vançelik H., Acemoğlu Z., Koşan A.G., 2008. Erzurum İli Kent Merkezinde 2003 2006 Yılları Arasında Hava Kirliliği, TAF Preventive Medicine Bulletin, 7(3) Özdilek HG., 2006.An analogy on assesment of urban air pollution in Turkey over the turn of millennium (1992-2001). Env. Mon. And Asses., 122, 203-219. Schnelle KB and Brown CA., 2002. Air Pollution Technology Handbook, CRC Press. TC Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü. Tecer LH, Alagha O, Karaca F et al. Particulate matter (PM2.5, PM10-2.5, and PM10) and Children s Hospital admissions for asthma and respiratory diseases: A bidirectional case-crossover study. J Toxicol Environ Health A. 2008; 71: 512 520. Tecer LH., Süren P., Alagha O., Karaca F., Gürdal T., 2008. Effect of Meteorological Parameters on Fine and Coarse Particulate Matter Mass Concentration in a Coal-Mining Area in Zonguldak, Turkey, Journal of the Air & Waste Management Association, 58, 543-552. Tomac N, Demirel F, Acun C, Ayoglu F. Prevalence and risk factors for childhood asthma in Zonguldak, Turkey. Allergy Asthma Proc. 2005;26:397-402. Tuik, 2010. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi nüfus sayım sonuçları, 2009. Haber Bülteni, Sayı 15. http://www.bodrumbaskisi.com/haber/index.php/havakirliligi-kontrol-altinda http://www.airquality.utah.gov/planning/mobile/index. htm http://coolexcooling.com/wp-content/uploads/2008/05/ exhaust-fumes.jpg http://www.epa.gov.tr/air/urbanair.html http://www.epa.gov.tr/ttn/atw/allabout.html http://doctorshosp.adam.com/content.aspx?productid= 39&pid=1&gid=000073 http://aura.gsfc.nasa.gov/outreach/garden_faq.html http://www.epa.gov/oar/oaqps/gooduphigh/ http://www.tapc.com.au/electrostatic/index.html http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=8667 http://www.lcv.org 29