Bülten Konusu. Küresel Krizden AB nin Borç Krizine: Birlik Olma Mücadelesi. 1. Giriş



Benzer belgeler
Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

USAK RAPORLARI, RAPOR NO , MART KRİZDEKİ BİRLİK Euro Bölgesi nin Borç Sarmalı ve AB nin Geleceği

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

Ekonomik Rapor 2011 I. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

EURO BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

BAKANLAR KURULU SUNUMU

FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ

Gündem Avrupa. Küresel Krizden AB nin Borç Krizine: Birlik Olma Mücadelesi. Bülten Konusu: Gündem Avrupa. Aylık Bülten Ağustos 10

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

Para Politikaları ve Finansal İstikrar

Politika Notu Temmuz Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisinde Tarihi Daralma. Sumru Öz 1

TÜRKİYE'NİN GSYH PERFORMANSI TARİHSEL GELİŞİM ( )

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Dünya da ve Türkiye de Ekonomik Görünüm

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

Global Ekonomi ve Yurtdışı Piyasalar. Temmuz 2011

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

Dünyada ve Türkiye de Doğrudan yabancı Sermaye Yatırımları

Ekonomik Ticari Gelişmeler

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Türkiye de Bankacılık Sektörü

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

NUROLBANK 2011 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Türkiye de Bankacılık Sektörü Mart

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2019 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU MART 2019 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

ŞUBAT Sanayi Üretim Endeksi 2015 Kasım ayında 130 seviyesinde gerçekleşerek yıllık bazda %3,6 artış kaydetti. Endeksin bu

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU HAZİRAN 2018 İTKİB HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

Türkiye de Bankacılık Sektörü Aralık

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

UDY Akışları Önündeki Risk Faktörleri

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Türkiye de Bankacılık Sektörü Aralık

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

KÜRESEL KRİZİN DÜNYA EKONOMİSİNDE NEDEN OLDUĞU TAHRİBAT

Küresel Mali Kriz, Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler

Büyük Türkiye, Güçlü Ekonomi için kişi başına gelirle birlikte insani gelişmişliğe, özgürlük ve demokrasi standartlarına da bakmak gerekir

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLAR DEĞERLENDİRME RAPORU

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Türkiye de Bankacılık Sektörü Aralık

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Türkiye de Bankacılık Sektörü

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

HAFTALIK RAPOR 23 Şubat 2015

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

GÜVEN ENDEKSLERİ. Kaynak: TCMB & TÜİK SANAYİ SEKTÖRÜ

Dünya ve Türkiye Ekonomisinde Beklentiler. İbrahim TURHAN Başkan 12 Nisan 2012

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

Plan ve Bütçe Komisyonu Sunumu

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 22 Aralık 2015

TÜRKİYE NİN CARİ AÇIK SORUNU VE CARİ AÇIĞIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SEDA AKSÜMER

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

Türkiye de Bankacılık Sektörü Mart

HAFTALIK BÜLTEN 12 EKİM EKİM 2015

Dünya ve Türkiye Ekonomilerinde. Yeni Kalkınma Modeline Doğru

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

AR& GE BÜLTEN. Dünya Ekonomisi Ne Durumda. Dolayısıyla ülkemiz ekonomisi, dünya ekonomisindeki büyüme-gelişme konjonktürüne daha duyarlı hale geldi.

Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Türkiye de Bankacılık Sektörü Eylül

DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ÜNVER Mevlana Kalkınma Ajansı, Konya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü

Transkript:

Bülten Konusu Küresel Krizden AB nin Borç Krizine: Birlik Olma Mücadelesi Mustafa Kutlay 1. Giriş 2007 yılının yaz aylarında ABD nin finans sektörünün bir alt dalında (sub-prime mortgage) kriz ortaya çıktığında durum birçok analizci tarafından diğer krizler gibi değerlendirilmiş, küresel ekonomik sistem üzerinde yaratacağı tahribat yeterince kavranamamıştı. İlk başlarda likidite sıkışması şeklinde tezahür eden kriz kısa sürede ABD finans sisteminin tümüne yayıldı. 14 Eylül 2008 Pazar günü 158 yıllık bir geçmişiyle ABD nin dördüncü büyük yatırım bankası olan Lehman Brothers isimli şirketin arkasında 683 milyar dolarlık bir borç bırakarak iflas başvurusunda bulunması 1 sorunun likidite sıkışıklığı ile sınırlı kalmadığının, aksine küresel ekonomik sistemde önemli bir dönüm noktasını teşkil ettiğinin habercisi gibiydi. Zira ABD nin batmak için çok büyük (too big to fail) olarak değerlendirilen bir şirketi batıyor, yetkililer ise müdahale etmiyordu. Lehman Brothers ın batışı sistemdeki güven krizini iyice tetikledi. 2 Bu tarihten sonra iflas dalgaları ardı ardına gelmeye başladı ve yatırımcılar hızla yayılan panik havasına teslim oldular. İflaslara paralel olarak sistemdeki yatırımlar hızla kurumaya başladı. Dünya Bankası nın bu tarihlerde yayınlanan Küresel Kalkınma Finansmanı: Küresel İyileşmenin Haritası başlıklı raporunda dünya ekonomisinin geleceğine ilişkin karamsar bir tablo çizildi. Rapora göre 2007 yılında 1,2 trilyon dolarla zirvesine ulaşan gelişmekte olan ülkelere olan net sermaye girişi, 2008 yılında 707 milyar dolara gerilemişti. 2009 yılında ise bu rakamın çok daha düşük seviyelere, 363 milyar dolara, gerileyeceği tahmin ediliyordu. 3 Başta bankalar olmak üzere finansal şirketlerin iflası, yansımalarını kısa sürede gelişmiş ülkelerin reel ekonomilerinde buldu. Öyle ki gelişmiş ekonomiler 2009 yılında %3.2 küçüldü. Krizin en fazla etkilediği ülke gruplarının başında ise AB geliyordu. 4 Euro bölgesi %4.2 küçülerek tarihinin en büyük daralmasını yaşadı. 5 1

Kaynak: IMF, WEO *Projeksiyon Yüzde (%) Figür 1. Gelişmiş ekonomilerin büyüme trendi 4 3 2 1 0-1 -2-3 -4-5 2008 2009 2010* 2011* Gelişmiş Ekonomiler 0,5-3,2 2,6 2,4 ABD 0,4-2,4 3,3 2,9 Euro Bölgesi 0,6-4,1 1 1,3 Figür 1 de de görüldüğü üzere Euro bölgesi gelişmiş ekonomiler arasında en çok küçülen ve krizden çıkışta en yavaş büyüme projeksiyonlarına sahip ekonomik blok olarak bir anda küresel krizin merkezi aktörü konumuna geldi. 2010 yılında ise Euro bölgesi sadece yavaş büyümeyi değil, üye ülkelerin yaşadığı devasa borç krizi ve en nihayetinde Yunanistan, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin iflas riski ile de mücadele etmek durumunda kaldı. Özetle küresel finansal kriz ilk önce AB nin ekonomik krizine, daha sonra ise Euro bölgesinin iflas krizine dönüştü. Gelinen noktada özelde Euro bölgesi, genelde ise AB tarihinin en büyük meydan okuması ile karşı karşıya bulunmaktadır. AB nin karşılaştığı sorunun büyüklüğünü ve önemini gözönünde bulunduran bu çalışmanın amacı, küresel krizin nasıl olup da hızlıca AB krizine evrildiğini analiz etmektir. Bu kapsamda ikinci bölümde AB nin temel sorunlarından olan borç yükünün analizi yapılacak, üçüncü bölümde ise Güney Avrupa (İspanya, İtalya, Portekiz, Yunanistan) ülkelerinin içine girdiği krizin AB için ne anlama geldiği tartışılacaktır. Sonuç bölümünde ise AB nin yüzleşmek durumunda olduğu yapısal sorunlara kısaca değinilecektir. Son tahlilde bu çalışmanın çıkarımı odur ki AB geldiği seviye itibari ile sadece ekonomik bir krizle değil, aynı zamanda AB geldiği seviye itibari ile sadece ekonomik bir krizle değil, aynı zamanda politik bir krizle de karşı karşıyadır. politik bir krizle de karşı karşıyadır. Bu noktadan hareketle bu çalışmanın vardığı sonuç AB nin sadece ekonomik değil, politik geleceğinin de küresel krize verdiği cevaplarla yakından alakalı olduğudur. 2

2. Küresel Krizden Euro Krizine: AB nin İçine Girdiği Ağır Borç Yükü Küresel ekonominin oldukça olumlu seyrettiği 2002-2007 döneminde birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke sermaye fazlasından istifade etmiş; varlık fiyatları hızla ekonomik temellere dayanmayan artışlar göstermiş, ekonomik büyümenin ve artan talebin temel dinamiği sermaye akışları ve borçlanma olmuştur. * Bu kapsamda AB içerisindeki dengesizlikler de derinleşmiş kimi AB üyesi ülkeler aşırı borçlanma eğilimine girmiştir. Ekonomik büyümeyle orantısız, dolayısıyla sürdürülebilir olmayan, borç seviyelerinin denetlenmesi ekonominin yolunda gittiği dönemlerde mümkün olmamıştır. Yani işlerin yolunda gidiyor gözüktüğü dönemlerde kimse partiyi İşlerin yolunda gidiyor dağıtan olmak istememiş, tam tersine yapay bir gözüktüğü dönemlerde kimse konformizm temel paradigma olarak benimsenmiştir. partiyi dağıtan olmak Ancak AB nin borç yükünün sürdürülebilir olmaktan istememiş, tam tersine yapay bir çıktığı ve küresel konjonktürün olumsuza dönmesi konformizm temel paradigma halinde iflas dalgalarının yaşanabileceği ihtimali AB nin aşil topuğu haline gelmiştir. Aşağıdaki olarak benimsenmiştir. tablodan da görüldüğü üzere AB hükümetlerinin borç yükü (kamu borcu) 2006 yılında 7.1 trilyondan kurtarma paketlerinin de devreye girmesi ile 2009 sonunda 8.6 trilyona yükselmiştir. GSYH nin büyümesi dikkate alındığında ise üretim/borç oranı aynı dönemde %61.4 ten %73.6 ya çıktığı görülmektedir. Bu oran Euro bölgesi için daha da bozulmuş, %68.3 ten %78.7 ye yükselmiştir. * 2001 sonrası süreçte hızla azalan faiz oranları ve gevşek maliye politikaları insanları kredi kullanmak konusunda teşvik etmiştir. Hatta kredi koşulları o kadar uygun hale gelmiştir ki ABD de 30 yıllık sabit faiz oranlı konut kredileri de son elli yılın en düşük rakamı olan %5.25 seviyelerine gerilemiştir. Faizlerin bu kadar düşmüş olması da bankaları geleneksel müşteri gruplarından arzu ettikleri kar oranlarına ulaşamamaları sonucunu doğurmuştur. Bu durumda bankalar daha fazla risk alma ve normal şartlar altında kredi kullanması mümkün olmayan kesimleri de kredi piyasasına dâhil etme yarışına girmişlerdir. Bunun için en uygun alternatif olarak da düzenli geliri olmayan ve kredi geçmişi iflaslarla dolu olan sub-prime (eşik-altı) tabir edilen kesim ön plana çıkmıştır. Normal faizlerin 2 ila 4 puan üstünde faiz oranı uygulanan bu kesim bankaların en gözde müşterileri haline gelmiş ve ABD de riskli kredilerin toplam konut kredileri içindeki payı 2003 yılında %9 oranından 2005 yılında %20 oranına kadar yükselmiştir. Yani reel gelirlerin neredeyse sabit kaldığı ve yaratılan yeni iş imkânlarının sınırlı olduğu bir sistemde esasında büyük kredi riskleri birikmeye başlamıştır. Özetle, verilen bu kredilerin oldukça riskli sayılabilecek kesimlere dağıtılması ve finansal mimarinin yapısı nedeniyle yeterli yasal takibin yapıl(a)maması ahlaki çöküntü (moral hazard) problemlerini ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte ev fiyatları da kaçınılmaz olarak astronomik rakamlara ulaşmış, enflasyona göre düzeltildiğinde 1953 ile 1995 yılları arasında neredeyse hiç değişmeyen ev fiyatları, bilhassa 2001 sonrası dönemde, dramatik artışlar sergilemiştir. Örneğin, The Economist in ev fiyatları endeksine göre 1997 2006 arasında ev fiyatları ABD de %120 oranında artmıştır. Bu durum ev fiyatları artınca zenginliğine zenginlik katan tüketicileri daha da iştahlandırmış ve daha fazla kredi kullanmak için teşvik etmiştir. Bankalar da karlarını arttırabilmek adına eksik belgelendirmelere, yanlış beyanlara ve daha da kötüsü ev fiyatlarını olduğundan yüksek gösteren değerleme uzmanlarına göz yummuşlardır. Oysa asıl sorun balon patladığında ortaya çıkmaya başlamıştır. Detaylar için bkz. Mehmet Özcan at. al., Bundan Sonrası: Senaryo Analizleriyle Türkiye-AB İlişkileri, Ankara: USAK Yayınları, 2009, ss. 223-240. 3

Tablo 1. AB nin kamu borç stoku Euro Bölgesi (16) 2006 2007 2008 2009 GDP cari fiyatlar (cf) (milyon euro) 8 553 600 9 003 902 9 258 895 8 977 933 Bütçe Dengesi (milyon euro) -112 048-55 723-181 176-565 111 (%, GDP) -1.3-0.6-2.0-6.3 Kamu Harcamaları (% of GDP) 46.7 46.0 46.8 50.7 Kamu Gelirleri (%, GDP) 45.3 45.4 44.9 44.4 Kamu Borcu (milyon euro) 5 842 888 5 940 433 6 424 615 7 062 625 (%, GDP) 68.3 66.0 69.4 78.7 AB (27) GDP cf (milyon euro) 11 682 471 12 364 567 12 500 094 11 804 734 Bütçe Dengesi (milyon euro) -167 687-103 584-285 685-801 866 (%, GDP) -1.4-0.8-2.3-6.8 Kamu Harcamaları (%, GDP) 46.3 45.7 46.9 50.7 Kamu Gelirleri (%, GDP) 44.9 44.9 44.6 44.0 Kamu Borcu (milyon euro) 7 172 706 7 265 256 7 697 027 8 690 304 (%, GDP) 61.4 58.8 61.6 73.6 Kaynak: Eurostat 4

Yukarıdaki tablo AB nin borç stoku ile ilgili önemli bilgiler içermekle birlikte iki önemli noktanın altı ayrıca çizilmelidir. İlk olarak yukarıdaki tablo genel bütçe açığını ve kamu borç seviyesini vermekle birlikte, bu bütçe açığının ülkelere göre nasıl dağıldığını göstermemektedir. Oysa hem bütçe açıklarının oranı hem de kamu borç düzeyleri açısından kıyaslandığında, AB üyesi ülkeler arasında oldukça büyük farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin, Yunanistan ın bütçe açığının GSYH sine oranı %13,6 ve kamu borcunun GSYH sine oranı %115 iken Almanya nın bütçe açığı 2009 itibariyle %3,3 tür. Bütçe açığı çok yüksek olan kimi ülkelerin ise (örneğin İspanya) kamu borç stoku daha yönetilebilir seviyededir (Bkz. tablo 2). Tablo 2. Bazı AB üyesi ülkelerin borç yükü oranları (2009) Bütçe açığı (GSYH ye oranla) Kamu borcu (GSYH ye oranla) İrlanda -14,3 64 Yunanistan -13,6 115,1 Büyük Britanya -11,5 68,1 İspanya -11,2 53,2 Portekiz -9,4 76,8 Letonya -9 36,1 Litvanya -8,9 29,3 Romanya -8,3 23,7 Fransa -7,5 77,6 Polonya -7,1 51 İtalya -5,3 115,8 Almanya -3,3 73,2 Kaynak: Eurostat Dolayısıyla AB nin borç krizi ile ilgili birinci temel çıkarım üye ülkelerin bütçe açığı ve kamu borcu seviyelerinin farklı olduğudur. Bu durumda üye ülkelerin çözüm için öncelikleri de doğal olarak farklılaşmakta, Birlik halinde hareket etmek zorlaşmaktadır. Yani bir AB üyesi için makul görünen çözüm önerisi diğer üyelerin öncelikleri ile çelişebilmekte ya da aynı politika iki ayrı ülkede farklı sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Bu nedenle AB nin borç yükünü bir bütün halinde değerlendirmek ve bütüncül bir çözüm önerisi geliştirmeye çalışmak hem pratik olmamakta hem de AB gerçeğini anlamayı zorlaştırmaktadır. AB nin borç yükünü analiz ederken dikkate alınması gereken diğer nokta ise özel sektör borç stoklarına gereken önemin verilmemesidir. Her ne kadar özel sektör borcu devletin doğrudan kontrolle mükellef olduğu bir alan olmasa da bir ülkenin özel kesiminin borcunun sürdürülebilir olmaması şüphesiz ki makroekonomik dengeleri etkilemekte ve kamu maliyesini bozucu etki yapmaktadır. Ayrıca üye ülkelerin finansal sistemlerinin birbirine entegre olmasının temel kanalı da özel kesimdir. Bu nedenle bir ülkenin özel sektörü hangi ülkelerden borçlanmış ise, borç veren ülkeler ile borçlu ülkeler arasında daha hassas ve birbirinin durumunu gözeten bir ilişkinin ortaya çıkmasını beklemek yerinde olacaktır. Nitekim İspanya nın borç krizinde de aynı süreç işlemiş, bu ülkenin temel finansörü 5

konumunda olan Alman ve Fransız şirketlerinin çıkarlarını korumak son tahlilde Angela Merkel ve Nicolas Sarkozy e düşmüştür. Figür 2. Dünyanın en büyük ekonomileri (2009, milyar dolar) İran Tayvan Endonezya Türkiye Hollanda Kore Meksika Avusturalya Rusya Hindistan Kanada İspanya Brezilya İtalya Büyük Britanya Fransa Almanya Çin Japonya ABD 330 379 539 615 795 833 875 997 1.229 1.236 1.336 1.464 1.574 2.118 2.184 2.676 3.353 4.909 5.068 14.256 Kaynak: WEO 0 2.000 4.000 6.000 8.000 10.000 12.000 14.000 16.000 İspanya ve İtalya nın borç yükü ve borcunu ödeyememe ihtimali, Almanya-Fransa ekseni ve dünya ekonomisi açısından oldukça büyük tehditler içermektedir. Figür 2 den de görüldüğü üzere İspanya dünyanın dokuzuncu, İtalya ise yedinci büyük ekonomisidir. Ayrıca bu ekonomilerin borç yükü yönetilemez boyutlara varmış bulunmaktadır. Zira İspanya nın 2009 sonu itibariyle Almanya ya $238 milyar, Fransa ya $220 milyar, İngiltere ye ise $114 milyar borcu bulunmaktadır. İspanya daki krizin İtalya yı da olumsuz etkileme riski Almanya-Fransa eksenini daha da tedirgin etmiştir. Zira İtalya nın Almanya ya borcu $190 milyar, İngiltere ye borcu $77 milyar, Fransa ya borcu ise $511 milyardır. Hatırlatmak gerekir ki bu rakam Fransız GSYH sinin yaklaşık beşte birine tekabül etmektedir. Ayrıca, risk potasına giren Güney Avrupa ülkeleri kendi aralarında da girift bir borç ağı oluşturmuş durumdadırlar. Örneğin, İspanya nın İtalya ya borcu $31 milyar, Portekiz e borcu ise $28 milyardır. Portekiz ise İspanya ya $86 milyar, İtalya ya $6.7 milyar borçludur. İtalya nın İspanya ya borcu $47 milyar, Portekiz e borcu ise $5.2 milyardır. Son olarak kümülatif borçlar açısından bakıldığında ortaya korkutucu rakamlar çıkmaktadır. Zira Yunanistan ın toplam borcu $236 milyar, Portekiz in borcu $286 milyar, İspanya nın borcu $1.1 trilyon ve İtalya nın borcu ise 6

$1.4 trilyondur. Aşağıdaki şekilde (şekil 1) AB de kimin kime ne kadar borçlu olduğu detaylı bir şekilde gösterilmektedir. 7

8

3. Yunanistan-İspanya-Portekiz deki Problemlerin AB için Anlamı AB nin yukarıda resmedilen ağır borç yükü uluslararası toplumun dikkatini ancak Yunanistan ın ekonomik krize girmesi ile çekebilmiştir. Karamanlis hükümetinin iktidarı Papandreou ya devretmesi 6 ile ulusal istatistiklerde oynama yapıldığının ortaya çıkması ve bütçe açığının GSYH ye oranının bir anda iki katından fazla artarak 2009 yılında %13 ler seviyesine ulaşması, uluslararası çevrelerde ve AB yetkililerinde panik havasının yaşanmasına neden olmuştur. Daha önce de Euro ya üye olabilmek için istatistiklerle oynadığı bilinen Yunanistan ın aynı hileye bir kere daha başvurmasının yarattığı itibar kaybı bir yana, Atina ciddiyeti konusunda kafalarda büyük soru işaretleri uyandırmış ve Yunanistan ın borcunu ödeyememe ihtimali bir anda ekonomik krizi tetiklemiştir.? Yunanistan ın ağır bir kriz içerisine girmesi ile birlikte cevabı merak edilen temel sorulardan biri Yunanistan ın iflas etmesi ya da Euro bölgesini terk etmesi durumunda Euro bölgesinin akıbetinin ne olacağı olmuştur. 7 Bu sorunun cevabını bulmak yukarıdaki borç diyagramı dikkate alındığında daha kolay hale gelmektedir. Yunanistan ekonomik büyüklük açısından ele alındığında, hiç şüphe yok ki, battığında sistemde kara delik oluşturacak kadar önemli bir ülke değildir. 2009 yılı GSYH si $330 milyar civarında olan Yunanistan ın ekonomik büyüklüğü Euro bölgesinin toplam ekonomik büyüklüğü içinde yalnızca %2 lik bir yer işgal etmektedir. Bu oran $1,4 trilyon İspanya ya da $2,1 trilyon İtalya ile kıyaslandığında yönetilebilir boyuttadır. Ancak sorun Yunanistan krizinin bulaşıcı etki yaratması ve Euro bölgesindeki diğer riskli ülke gruplarının kriz hattına girmesine sebep olması ihtimalidir. 8 Yunanistan ın krizi İspanya, Portekiz, İtalya gibi yüksek bütçe açıklarından ve borç stoğundan muzdarip ülkelerin finansmana ulaşmasını pekâlâ daha masraflı hale getirerek bir borç spirali yaratabilir. Yani yatırımcılar Yunanistan da olan niçin İspanya ya da İtalya da da olmasın Sorun Yunanistan krizinin bulaşıcı etki yaratması ve Euro bölgesindeki diğer riskli ülke gruplarının kriz hattına girmesine sebep olması ihtimalidir. düşüncesinden hareketle sistemden çıkabilir ve ülkelerin kredi kanallarının kurumasına sebep olabilir. Bu durumda ülke tahvillerinin reel faizi yükselecek ve bu durum bütçe açığını daha da körükleyecektir. Ayrıca bütçe açığını azaltma kaygısı taşıyan hükümetler ekonomik büyümenin de yavaşlamasına neden olacak ve işsizlik başta olmak üzere birçok sosyal gerilime zemin hazırlayabilecektir. Bu nedenle, normal şartlar altında borçlarını çevirebilecek konumdaki bu ülkeler ortaya çıkan panik nedeni ile borcunu çeviremez duruma gelebilir. Yani literatürde kendi kendini gerçekleştirme ( self-fulfilling prophecy ) olarak bilinen kısır bir kriz döngüsüne girilebilir. Derin bir şekilde birbirine entegre olmuş Avrupa ekonomilerinde böylesi bir domino etkisinin ortaya çıkması, sonunun nerede biteceğini kimsenin kestirmesinin mümkün olmadığı bir zincirleme reaksiyonu tetikleyebilir. İşte bu yüzden Yunanistan ın krizi 9

esasında bir AB krizidir ve bu felaket senaryosu gerçekleşirse ortaya çıkan başarısızlık Yunanistan ı kurtar(a)mayan AB nin başarısızlığı olacaktır. Başta Almanya olmak üzere kimi ülkeler ilk etapta bu Yunanistan ın krizi esasında bir gerçeği görmek istememiş, Yunanistan a yardım AB krizidir ve bu felaket konusunda ayak diremiştir. 9 Euronun sahipsiz senaryosu gerçekleşirse ortaya bırakıldığı hissi piyasaların panik havasına çıkan başarısızlık Yunanistan ı kapılmasına ve İspanya ve İtalya nın da potaya kurtar(a)mayan AB nin girmesine neden olmuştur. 10 Durumun kontrolden başarısızlığı olacaktır. çıktığını farkeden liderler, ilk başlarda daha küçük miktarlarla ve daha az maliyetlerle piyasaları sakinleştirebilecekken, en nihayetinde 10 Mayıs 2010 da AB-IMF ortak operasyonuyla 750 milyar tutarındaki Avrupa bütünleşmesinin en büyük kurtarma paketini devreye sokmak durumunda kalmışlardır. 11 Ancak son tahlilde sadece bir pansuman niteliği taşıyan bu kurtarma paketi AB nin yapısal sorunlarını hiçbir surette ortadan kaldırmamıştır. Bilakis, AB nin kronik yapısal problemleri gizlenemez ve ötelenemez bir noktaya ulaşmıştır. 4. Sonuç: AB nin Krizle İmtihanı Bu analizde AB nin borç yükü ele alınmış, Yunanistan da başlayan ekonomik krizin nasıl bir anda AB krizine dönüştüğü Birlik içi borç ilişkileri merkeze alınarak incelenmiştir. Sonuç olarak ortaya çıkmaktadır ki AB sadece ekonomik ve ticari ilişkiler açısından değil, aynı zamanda finansman/borçlanma açısından da derin bütünleşme içine girmiştir. Böylesi bir ortamda bir ülkenin krizi kısa sürede diğer ülkelerin de krizi haline gelebilmektedir. Nitekim son Euro Bölgesi krizinde olan da budur. Ülkelerin birbirine bu kadar borçlu olduğu, karşılıklı ekonomik ve ticari ilişkilerin böylesine derinleştiği bir ortamda AB bir bütün olarak domino etkisine açık haldedir. AB nin dünyanın en büyük ekonomik bloğu olduğu gerçeği dikkate alındığında tüm sistem riske girmektedir. Bu nedenle AB üyesi ülkelerin her koyun kendi bacağından asılır felsefesinden hareketle izolasyonist ya da ulusal öncelikleri mutlaklaştıran bir anlayışla hareket etmesi sorunları çözmeyeceği gibi ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan çok daha büyük sorunlar doğurabilecektir. 12 Bu noktada AB nin ne kadar Birlik olabildiği ve Birlik kalmaya devam edebileceği açık bir soru(n) haline gelmiştir. AB li liderlerin yapacakları politik tercihler, sergileyecekleri vizyon ve gereken reformları hayata geçirmek için ortaya koyacakları irade bundan sonraki aşamada Avrupa bütünleşmesi tarihinin belki de en büyük imtihanını oluşturacaktır. Multemeldir ki krizle birlikte yeniden kurulan dünyanın neresinde yer alacağına karar verebilmesi, AB için önümüzdeki dönemde en hayati meselelerinin başında gelmektedir. (Mustafa Kutlay, USAK) 10

Dipnotlar 1 Türkiye ekonomisinin 2007 yılında 660 milyar dolar olduğu dikkate alınırsa Lehman ın arkasında nasıl bir yük bıraktığı daha net ortaya çıkmaktadır. 2 Son finansal krizi diğer krizlerle karşılaştırmalı inceleyen bir çalışma için bkz. Paul Krugman, Bunalım Ekonomisinin Geri Dönüşü ve Küresel Kriz, Çeviren: Neşenur Domaniç, Literatür Yayıncılık, 2010. 3 World Bank, Global Development Finance 2009: Charting a Global Recovery, Washinton D.C.: The International Bank for Reconstruction and Development/The World Bank, May 2009. 4 IMF, World Economic Outlook: Rebalancing Growth, Updated Version, Washington D.C.: IMF, Publication Services, June 2010. 5 European Commission Economic and Financial Affairs Directorate General, Economic Crisis in Europe: Causes, Consequences and Responses, Luxembourg: Office for Official Publications of the European Communities, 2009, p. 1. 6 Yunanistan daki iktidar değişikliğini inceleyen bir çalışma için bkz. Muzaffer Vatansever, Yunanistan da Erken Seçimler: Fırsat mı, İdare-i Maslahat mı?, USAK Stratejik Gündem, 29 Eylül 2009. 7 Bu kısımda şu çalışmadan istifade edilmiştir; Mustafa Kutlay, Yunanistan ın Krizi AB nin Başarısızlığı mıdır?, USAK Stratejik Gündem, 30 Nisan 2010. 8 Bu tartışmalar hakkında bkz. Simon Tilford, Europe cannot afford a Greek default, Financial Times, January 14, 2010; Martin Wolf, Greek tragedy deserves a global audience, Financial Times, January 19, 2010. 9 Almanya nın ilk etapta ne kadar istekiz olduğunu görebilmek için sürecin kısaca analiz edilmesi yeterlidir. Bilindiği gibi 2010 başında Yunanistan ın yayınladığı istatistikler denetlenmiş ve rakamlarda çarpıtma olduğu ortaya çıkmıştır. Birlik içinde bu bakımdan kötü şöhrete sahip olan Yunanistan, diğer birlik üyeleri, bilhassa Almanya ve Fransa tarafından, tepkiyle karşılanmıştır. Le Monde gazetesi yayınladığı bir haberde Almanya ve Fransa nın Yunanistan a ilişkin bir kurtarma planı hazırlığında olduğunu duyurmasının ardından Alman Maliye Bakanı Yunanistan kendi sorumluluğunu kendi üzerine almalıdır ve kendi çabaları ile ülkenin istikrarını sağlamalıdır açıklamasında bulunmuştur. Almanya sorumsuz ekonomi politikaları yüzünden iflasın eşiğine gelen Yunanistan a yardım ederek, sorumsuzluğu ödüllendirmek anlamına gelecek bir adım atmaktan çekinmiştir. Bir anlamda bu hareketin Birlik içindeki gevşek ekonomi disiplinine sahip olan ülkelere de kötü örnek olacağından endişe etmiştir. Bu konunun detaylı analizi için bkz. Mustafa Kutlay, Zor Durumdaki Komşu : İflasın Eşiğindeki Yunanistan Ekonomisi, USAK Stratejik Gündem, 2 Şubat 2010. 10 Bu konuda faydalı bir analiz için bkz. Paul De Grauwe, Crisis in the Eurozone and How to Deal with it?, CEPS Policy Brief, No. 204/February 2010. 11 Chris Giles, Emily Cadman, Helen Warrell and Steve Bernard, The EU Rescue Plan Explained, Financial Times, May 11, 2010. 12 Ekonomik krizin AB için sosyal maliyetleri için bkz. Fatma Yılmaz-Elmas, AB de Sosyo-Ekonomik Kriz: Ekonomik Krizin Sosyal Maliyeti, USAK Stratejik Gündem, 22 Haziran 2009. Krizin göçmenler üzerindeki etkisi için bkz. Fatma Yılmaz-Elmas, Ekonomik Krizin Göçmenler Üzerindeki Etkileri: AB Örneği, Gündem Avrupa, USAK AB Araştırmaları Merkezi, Haziran 2010. 11