YAŞAM REHBERİM DENEMEYİ GÖZE ALMA CESARETİ POLİS AKADEMİSİ BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ. Bu sayıda:



Benzer belgeler
Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

PSK 271 Öfke Yönetimi ( Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

1. Bir süre için hayatınızdaki iyi şeylerin artık olmadığını varsayın.

Bekar Evli Boşanmış Eşi ölmüş Diğer. İlkokul Ortaokul Lise Yüksekokul Fakülte Yüksek Lisans

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz.

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?

Anne ve kız arasında en çok yaşanan iletişim sorunları nelerdir?

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

NİLÜFER REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ. Sınav Kaygısı. Veli Kitapçığı

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

Zorbalık Türleri Nelerdir?

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Sınava Hazırlanan Çocuğunuza Söylememeniz Gereken 8 Cümle - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM

İçindekiler. Giriş. Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

Bedenimiz değil bilinçaltımız bizi hasta ediyor - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

REHBERLİK POSTASI -1

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler

İş Yerinde Ruh Sağlığı

Yaşam Sonu Bakımda Kültürel Yetkinlik, Bakım Vericinin Desteklenmesi. Nesibe YEŞİLÇAM

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

EBEVEYNLİK BECERİLERİ

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Seher AHRAZ (505)

Çocuklarınıza sorun çözme becerisi kazandırma konusunda yol göstermeyi amaçlayan bültenimizin sizlere faydalı olması dileğiyle

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

SINAV KAYGISI KİTAPÇIĞI

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN

REHBERLİK NEDİR? Bahsedilen rehberlik tanımlarının ortak yönleri ise:


Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

Eğitim Öğretim Yılı şubat dönemi yarıyıl tatili Psikolojik Danışma Rehberlik ve Araştırma Şubesi BASIN bildirisi:

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

REHBERLİK BİRİMİ ÇOCUKLARDA PROBLEM ÇÖZME BECERİSİ

Hem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi

MINDFULNESS NEDİR? Özel bir şekilde dikkat etmek: şimdiki zamana istemli, kasıtlı ve yargısız bir

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3

Koçluk, danışanın problemlerini çözüme ulaştırmak ve yolunu aydınlatmaktır.

Duygusal Zekaya Önem Verin!

Beraberliğimizin ne kadar süreceğini bilmediğimizin farkına vararak, birbirimizin değerini bilelim. - Joshua Loth Liebman

DİKKAT KONTROLLERİ SİSTEMLERİ

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla

İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir.

SULTANGAZİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Zihnindeki Sonu Hayal Et, İstediğini Elde Et! Eski zamanlarda üç yolcunun yolu çölde düşer. Kurumuş bir nehir... Sevgi Tunalı

1 of 5 14/10/2010. Stresle Başa Çıkma

Programda yer alan etkinlikler okul rehber öğretmeni, sınıf öğretmeni ve idarecilerin işbirliği ile yürütülecektir.

Doç. Dr. Dilek GENÇTANIRIM KURT Ahi Evran Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı

KASIM 2018 ÇOCUKLAR NE SÖYLER, AİLELER NE ANLAR?

ile yalnız kalma, içe kapanma, sürekli öfke duyma ve yoğun çatışmalar ile kendini gösterir.

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

Okul fobisi nasıl gelişir?

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

LİSE REHBERLİK SERVİSİ

ÖFKE İLE BAŞ ETME YÖNTEMLERİ

ENSAR VAKFI EĞİTİM PLATFORMU (EVEP) SEMİNER ATÖLYESİ ITESTPLUS EĞİTİM PLATFORMU - IT+# !!!!!!!!!!! TEOG - YGS-LYS NEDİR?GS-LYS Nedİr?

EVLİLİK ÖNCESİ EĞİTİM

IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ

Programda yer alan etkinlikler okul rehber öğretmeni, sınıf öğretmeni ve idarecilerin işbirliği ile yürütülecektir.

Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK


ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

KARDEŞ KISKANÇLIĞI KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ

ZİHİNSEL PROGRAMLAMA - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ZİHİNSEL PROGRAMLAMA

Kazanım İfadeleri. Kendine değer veren insanların (aile-arkadaş vb.) yapıcı uyarılarına kayıtsız kalmaz.

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Amacı Nedir?

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

ÖZGÜVEN. 6. Olumsuz ifadelerinizin, olumlu benlik konuşmalarıyla yer değiştirmesini sağlayın.

Streslere karşı 7 etkin uygulama

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Can Kardeş Kreşi Rehberlik Servisi ARALIK 2014 REHBERLİK BÜLTENİ

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

KAVRAMLAR TUTUMLAR BECERİLER

BİREYLERE YÖNELİK HİZMETLER

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

PDR ÇALIŞMALARIMIZ. 3. Sayı / Şubat - Mart 2016 ŞUBAT AYI ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ ŞUBAT AYI. sayfa 2. SINIF ETKİNLİKLERİMİZ. 2 de. sayfa.

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

Transkript:

YAŞAM REHBERİM POLİS AKADEMİSİ BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ YAŞAM REHBERİM Yıl, 3 - Sayı, 29 Haziran, 2013 Bu sayıda: Zarar Verici Arkadaşlıklara Dikkat! 2 Çocuklara Verilen Gizli Mesajlar Bilinçaltını Yönlendirmenin Yolları Kronik Hastalık Yaşayanlar İçin Psikolojik Destek Önemli Çevrenizde Çoğunlukla Soğuk, Bıkkın, Küskün, Kötümser ve Öfkeli İnsanlar Görüyor Musunuz? 4 6 8 10 DENEMEYİ GÖZE ALMA CESARETİ Kral maiyetini önemli bir görev için sınamak istemiş. Birçok güçlü ve akıllı adam etrafına toplanmış. Kral onları bugüne kadar görüp görecekleri en kocaman kapının önüne getirerek şöyle söylemiş: "Siz akıllı insanlar, benim bir sorunum var ve hanginizin bunu çözebileceğini görmek istiyorum. Burada krallığımdaki en büyük ve en ağır kapıyı görüyorsunuz. Hanginiz bunu açabilirsiniz?" Saray mensuplarından bazıları açamayız der gibi başlarını sallamış. Diğerleri, çevresindekilere göre daha akıllı sayılanlar, kapıyı daha yakından incelemiş, fakat onlar da açamayacaklarını kabul etmişler. Bu akıllı insanlar böyle söyleyince saraylılar sorunun çözülemeyecek kadar zor olduğunda fikir birliğine varmışlar. Sadece bir vezir kapının yanına giderek onu şöyle bir gözden geçirmiş ve elleriyle yoklamış, açmak için çeşitli yolları denemiş, en sonunda kuvvetle yüklendiğinde ağır kapı açılmış. Meğer kapı zaten tam kapalı değilmiş ve açmak için deneme isteği ve yüreklilikle davranma cesaretinden başka bir şey gerekmiyormuş. Kral vezire şöyle demiş:"sadece gördüğün ve işittiğine bağlı kalmadan, kendi gücünü devreye soktuğun ve denemeyi göze aldığın için saraydaki görevi sen alacaksın.

Sayfa 2 YAŞAM REHBERİM ZARAR VERİCİ ARKADAŞLIKLARA DİKKAT! Aktüel psikoloji Sosyal ilişkiler ve yakın arkadaşlıklar, mutluluk kaynaklarımızın başında geliyor. Bilimsel bir gerçek: anlamlı ve sağlıklı arkadaşlık ilişkileri ve arkadaş desteği yaşam kalitemizi arttırıyor, kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlıyor, zorluklarla ve sorunlarla başa çıkmamızda bize yardımcı oluyor. Arkadaşlığı keyifli bir yaşantı değil de yük olarak algılamak, zarar verici arkadaşlığın sinyallerindendir. Peki nedir zararlı ilişkiler/ arkadaşlıklar? Bir arkadaşlık sizi duygusal olarak tüketiyorsa, ruhsal açıdan yoruyorsa, o zaman yararlı bir ilişkiden bahsetmek güçleşir. Kendinizi içinde sürekli olarak kötü hissetmek ve ilişkide bir dengesizliğin olduğunu düşünmek, arkadaşlığı keyifli bir yaşantı değil de yük olarak algılamak, zarar verici arkadaşlığın sinyallerindendir. Bu tarz ilişkiler destekleyici değil, aksine oldukça tatminsizlik vericidir.örneğin bazı arkadaşlar sürekli olarak sizi hayal kırıklığına uğratır, verdiği sözleri tutmaz. Bazıları ise başkaları önünde sizi küçük düşürür, kötüler. Kimileri sizi dinlemez, sadece kendine odaklanır, kendi ihtiyaçları ön plandadır; kimileri ise sürekli olarak güveninizi sarsacak davranışlarda bulunur, sırlarınızı başkalarıyla paylaşır. Bazı arkadaşlıklarda ise kendini güvensizlik içinde bulmak, arkadaşa karşı sürekli bir öfke duymak ya da kendini tehdit altında hissetmek hakimdir.zaman zaman arkadaşlıklarda bu ve benzeri durumlara rastlamak doğal olsa da bunların sürekli olması ve ilişkide bu nedenle zarar görüyor olmak, ortada bir sorun olduğunu gösterir. Halbuki sağlıklı arkadaşlıklarda destekleme, dinleme, değer verme, denge kurma, kabul etme ön plandadır. Sağlıklı ilişkilerde bireyler hem bağımsızlıklarını korurlar, hem birbirlerine gerektiğinde destek olur ve karşılıklı olarak sıcaklık, samimiyet ve empatik iletişim araçlarını kullanırlar. Ne Yapmalı? Arkadaşlıklar ve aslında genel olarak pek çok ilişki, yeterince çaba gösterilmediğinde hüsranla sonuçlanabilir. Çünkü bir değeri korumak çaba, bağlılık ve kararlılık gerektirir. Çatışmaların tüm ilişkilerde kaçınılmaz olduğunu unutmamak gerekir; ancak çatışmaların artması ve kontrolden çıkması, büyüyen sorunlar anlamına gelebilir. Bu nedenle çatışma çıktıkça bunun üstünde çalışmak ve bir seferde bir tek sorunla uğraşarak onu çözüme kavuşturmaya çalışmak yararlı olabilir. Zarar verici bir ilişkiyi değiştirmenin

Yıl, 3 - Sayı, 29 Sayfa 3 ZARAR VERİCİ ARKADAŞLIKLARA DİKKAT! Aktüel psikoloji ilk basamağı, öncelikle böyle bir ilişki içinde var olduğunuzu fark etmektir. Pek çok kişi bu tarz bir ilişkide olduğunu reddeder, çevresinden buna yönelik geribildirimler alsa da kabul etmek istemez, tehlikeleri görmez. Fakat değişimin gereği, farkındalığın sağlanmasıdır; ancak o zaman sağlıklı bir adım atılabilir. Zararlı bir ilişkide olunduğunun farkındalığını sağladıktan sonra neden bu ilişkinin zararlı olduğunu, farklı bir ilişkinin size neler getirebileceğini düşünmek faydalı olacaktır. Çünkü bunlara odaklanmak, sizin daha iyi davranışları hak ettiğinizi görmenize; saygı, sevgi, değer verme, sıcaklık gibi önemli öğelerin ilişkinizde yer alması gerektiğini fark etmenize yardımcı olacaktır. Daha iyi bir arkadaş bulamayacağına inanmak veya daha iyisini hak etmediğini düşünmekse, o ilişkide olumlu bir değişiklik yapmak için engeldir. Bu düşünceler genellikle kişinin kendisini değersiz bulması ile ilişkilidir. Şayet kişi kendisiyle ilgili bu tarz olumsuz düşünce ve duygular içindeyse, o zaman bunları değiştirmek adına profesyonel destek alması uygun olabilir. larınız hiç bir olumlu sonuç vermiyorsa, o zaman mümkün olduğunca iletişimi azaltmak, en azından daha az zarar görmenizi sağlayabilir. Eğer bir arkadaşlık işlemiyorsa, yani size bir anlam katmıyor ve hatta sizden pek çok şey alıp götürüyorsa, o zaman bu ilişkiyi yeniden değerlendirmeyi düşünmek gerekir. Arkadaşlık ilişkilerinin yaşamımızın en önemli parçalarından birisi olduğu açık. Elbette her arkadaşlıkta çeşitli sorunlar olacak, herkes bizim beklentilerimize tam olarak yanıt vermeyecek, isteklerimiz çatışacak ve zaman zaman arkadaşlığın içinde keyifsiz anlar yaşayacağız. Ancak anlamlı ve sağlıklı olmayan ilişkilerin bize zarar verebileceğinin farkında olmanın; fark ettiğimizde ise olumlu değişiklikler için adım atmanın, yaşam kalitemizi arttırmada son derece önemli olduğu unutulmamalı. Bu arkadaşlık ilişkisinde yeri geldiğinde zarar gördüğünüzü, bu ilişkiden olumsuz etkilendiğinizi dile getirmek en önemli adımlardandır. Bunu yaparken kişiliğe saldırı yapmak yerine hangi davranışından nasıl etkilendiğinizi ifade etmek daha etkilidir. Ayrıca bununla ilgili hislerinizi açıkça paylaşmak da önemlidir. Şayet size zarar veren bir arkadaşlık ilişkisinde kalmanız gerekiyor ve tüm çaba-

Sayfa 4 YAŞAM REHBERİM ÇOCUKLARA VERİLEN GİZLİ MESAJLAR Klinik Psikolog Amber Dalmaz Urfalı rinin desteğine ihtiyaç duyar. Yaşamımız temaslar ve iletişimle şekillenir. Yani biz ve biz olmayan arasında akan tüm süreç, temas ve iletişim olarak tanımlanabilir. Tüm davranışlarımız, düşüncelerimiz, ihtiyaçlarımızla ilgili mesaj alış verişi bu süreç içerisinde var olur Her ailenin farklı temas ve iletişim tarzı olduğundan, bu sistem içine doğan her çocuk, dahil olduğu ailenin tarzından etkilenir. Kimi ailede başarı ön plandayken, kimi ailede fiziksel güzellik ön planda olabilir. Kimi aile fertleri kendilerini aşırı eleştirmeye eğilimliyken, kiminde bireyler, diğer insanların nasıl davrandıkları ile daha çok ilgilidir. Çocuk, ebeveyninden gelen her türlü mesaja açık olarak dünyaya gelir. Bakım verenlerinden gözlediği ve aldığı tüm mesajlar, ona yaşamını devam ettirmesi açısından yol göstericidir. Bu şekilde bebek, hangi duyguların nasıl yaşandığını bakım veren kişinin yüz ifadesinden öğrenebilmektedir. Bebeklikte, bakış ve yüz ifadeleri ile başlayan mesajlar, farklı şekillerde ömür boyu devam eder. Bu anlamda çocuk, kendiliğini geliştirmek için hep bakım verenle- Nedir Bu Gizli Mesajlar? Çocuk, dışarıdan ne kadar uygun destek alırsa, kendisini de içsel olarak o oranda destekleyebilir. Bu destekleme becerisi, özellikle yaşamının ilerleyen zamanlarında kendisinin olumsuz durumlarla baş edebilme gücünü olumlu etkileyecektir. Yani iç destek de dış destek de çocuk için çok önemlidir ve birbirinden etkilenir. Yaşamımızda iyi ne oluyorsa destekle oluyor sonucuna ulaşmak bu anlamda yanlış olmaz. Bazı aileler, çocuklarını uygun şekilde desteklerken, bazıları doğrudan ya da dolaylı olarak çocuklarda utanç duygusunu besler. Bazı aileler, çocuğa hakaret ederek, onu yersiz ve sürekli eleştirerek yargılarken, bazıları çocuğu senin iyiliğin için içerikli mesajlarla utandırabilir. Sana değil, çevreye güvenmiyorum (Seni, çevrede seni etkileyecek olumsuzluklarla baş edebilecek güçte görmüyorum) Erkek dediğin hiç ağlar mı? (Erkekler üzülmemeli) Ağlarsan çirkin kız olursun, seni beğenmezler. (Seni üzen şeyden çok, hep güzel gözükmen benim için önemli) Elbisen güzel olmuş ama biraz kilolu mu göstermiş? (Kilolu görünmen hoşuma gitmiyor) Sıkma canını, bir dahaki sefer başarılı olursun. (Yani bu sefer pek başarılı sayılmazsın ve üzülmen de aslında çok önemli değil) Okuduğun okul zaten zor. (Zor

Yıl, 3 - Sayı, 29 Sayfa 5 ÇOCUKLARA VERİLEN GİZLİ MESAJLAR olan şeylerle baş edemezsin) Senin gibi zeki bir çocuk bu sorunla baş edebilir (Eğer baş edemezsen bu pek zeki olmadığını gösterir) gibi cümleler doğrudan yargı içermeyen, ancak satır arasında gizli mesaj barındıran ifadelerin örnekleri olarak sayılabilir. Bu ve benzeri mesajların sık tekrarlandığı evde yetişen çocukların utanç yaşayacakları yorumu yapılabilir. Şüphesiz ebeveynler, çocuklarını yetiştirirken en iyi bildikleri davranışları sergilerler. Amaçları da çocuklarını ellerinden geldiğince sağlıklı yetiştirmektir. Bununla birlikte, bazen sergiledikleri davranışlar, çocukları için olumsuz mesajlar içerebilir. Önemli olan nokta, bu mesajları ne zaman, ne koşulda, nasıl verdiklerini fark etmeleri ve bu noktada kendilerini değerlendirmeleridir. Ebeveynler Ne Yapmalı? Çocuğunuz bir şeyle ilgili yakınıyor, üzülüyor ya da öfkeli gözüküyorsa, öncelikli olarak hissettiği duygu nedeniyle yargılamamaya dikkat etmek gerekir. Daha sonra, yaşanan durum ya da çocuğunuzun sergilediği davranışla ilgili olumsuz düşüncenizi ona olan saygı ve güveninizi vurgulayarak ifade etmeniz önemlidir. Örneğin, Bir dahaki sefere daha başarılı olacağına inanıyorum demek yerine, Sen çoğunlukla bunun üstesinden gelirdin; bu sefer ne oldu sence? Sana nasıl yardımcı olabilirim? gibi yaklaşmak iyi bir seçenek olabilir. Çocuğunuzu bir şey anlatırken sadece dinlemek de bazen ona en iyi gelen Klinik Psikolog Amber Dalmaz Urfalı şeydir. Anında öneri, akıl veya öğüt vermek, çocuk için kendi duygusunu görmezden gelmek anlamı taşıyabilir ve bu, aranızdaki iletişimi bozabilir. Bir şeyin çocuğunuzun ihtiyacı mı yoksa kendi ihtiyacınız mı olduğunu ayırt etmek önemlidir. Örneğin, sınavda 100 üzerinden 80 almak kendi başarı ihtiyacını karşılıyor olabilir. Bununla birlikte aynı şey sizin için geçerli değilse aradaki farkı değerlendirmelisiniz. Çocuğunuzun duygusuna eşlik etmek ve olabildiğince onu desteklemek, sergileyeceğiniz en etkili ve önemli davranışlardan biridir. Yaşam içerisindeki olumsuz durumlar, stresli koşullar, aile içi iletişimin bozulmasında rol oynayabilir. Burada önemli olan, anne ve babaların, eleştirilerini mümkün olduğunca çocuğu utandırmadan yapma çabası içinde olmalarıdır. Gerektiği koşulda da, çocukları ve kendileri ile ilgili profesyonel yardım talebinde bulunmaları, aile içerisindeki sağlıksız tarzların değiştirilmesine yardımcı olabilir.

Sayfa 6 YAŞAM REHBERİM BİLİNÇALTINI YÖNLENDİRMENİN YOLLARI www.milliyet.com Gün içindeki davranışlarımızın, yaşadığımız duyguların ve içine düşmüş olduğumuz durumların çoğu bilinçaltımızın kontrolü altında gerçekleşiyor. Yaşamımız boyunca edindiğimiz alışkanlıklarımızın tümü, hep bilinçaltımıza kaydediliyor. Bir müzik enstrümanı çalmayı veya araba kullanmayı öğrenmek ya da bir bebeğin yürümeyi öğrenmesi bilinçaltının yardımıyla gerçekleşiyor. Bu eylemler alışkanlık haline geldikten sonra, bilinçaltı bunları otomatik şekilde yapmaya başlıyor. Örneğin, bisiklete binmeyi öğrendiniz. Birçok kez bisiklet kullandıktan sonra artık bisiklete binerken yaptığınız hareketlerin çoğu, bilinçaltının emirleriyle otomatik hale geliyor. Üstelik bilinçaltınızın nasıl bir yer olduğunun farkına vararak, onu yönlendirebilmeniz elinizde. BİLİNÇALTI NEDİR? Bilincimiz, yaşamak istediklerimizi ortaya koysa da, farkında olmadan hayatımızı yönlendirebilen bir de bilinçaltımız var. Bilinçaltı, beynimizin farkında olmadığı kısmıdır. Bir bakıma hafıza depomuzdur. Bilinçaltı, vücudumuzdaki birçok faaliyetin otomatik ve düzenli biçimde yürümesini sağlıyor. Suçluluk, endişe duygusu, kapana kısılmış- lık, çaresizlik gibi olumsuz duygular bilinçaltımızdaki inanç kalıplarıyla birleşiyor ve sinir ağı yoluyla bedenimizin belirli bir bölgesine yönlendiriliyor. Çoğu zaman bilinçaltımıza yaptığımız kodlamalar yüzünden birçok hastalığa sebep olabiliyoruz. Örneğin, kanserin pek çok türü, bilinçaltımıza attığımız ve zihnimizde unutmayı ya da düşünmemeyi seçtiğimiz duygular yüzünden ortaya çıkıyor. BİLİNÇALTINDA NELER VAR? Buz dağının suyun üzerindeki bölümü bilinç, günlük karar verme süreçlerinde, akılcı düşünce yoluyla ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımızı tahmin etmemize yardım ediyor. Bilinçaltı, buz dağının suyun altında kalan bölümüdür ve zihnin daha büyük bir bölümünü oluşturur. Bilinçaltı, öğrenilmiş davranışın tekrar edilmesiyle ilgileniyor. Bilinçaltında, daha çok yüzleşmek istemediğimiz anılanınız, alışkanlıklarımız, korkularımız yer alıyor. Birey çoğu zaman hatırlamak istemediği deneyimlerini bilinçaltına atıyor ve orada tutuyor. Bunu hatırlatacak bir etken olduğunda ise ortaya çıkıyor ve bizlere olumsuz duygular yaşatabiliyor.

Yıl, 3 - Sayı, 29 Sayfa 7 BİLİNÇALTINI YÖNLENDİRMENİN YOLLARI www.milliyet.com BİLİNÇALTINIZI YÖNLENDİRMENİN YOLLARI Başkalarını dinlemeyin Çevrenizdeki birinin, size sürekli işe yaramadığınızı söylediğini düşünün. Bu yanlış bir düşünce bile olsa, tekrar tekrar dile getirilmesi nedeniyle bilinçaltınıza yerleşiyor ve beraberinde gelen cesaret kırıklığı ve öfke duygularıyla birlikte orada saklanıyor. Daha sonra hâlâ bu suçlama devam ediyorsa, bu kez kişi, kendisinin gerçekten işe yaramaz biri olduğunu düşünmeye başlıyor. Bu sefer de karşılaşılan her yeni durumda bilinçaltınız size otomatik olarak bu mesajı vermeye başlıyor. Böylece işe yaramaz olduğunuza inandığınız için, ele aldığınız her durum için nasılsa başarısız olacağım düşüncesini taşıyarak gerekli çabayı göstermemeye başlıyorsunuz. Size söylenen tamamen yanlışken, başkalarını dinlediğiniz için bu sefer gerçek oluyor. Bu yüzden kendi düşüncelerinize değer vermeniz en doğrusu. Bilincinizin farkında olun Bilinçaltı 0-5 yaş arası yoğunluk olmak üzere 5-10 yaş arasında anne-bana tarafından ve yakın çevremiz tarafından kodlanıyor. Bu kodlamanın ardından 25 yaşına kadar uykuya yatıyor. Bu yaştan sonra davranış modellerimizi etkilemeye başlıyor; bu durumu değiştirebilmemiz elimizde. Geçmişe bağlı koşullanmaların sonucuyla, çoğunlukla isteklerimizi hayata geçirmeyi bazı duygu ve davranışlarımızla engelliyoruz. Eğer yaşamımız sadece bilinçli düşüncelerle şekillenseydi hayatımızın her alanında başarılı olmamız kolay olabilirdi. Bu yüzden bilinçaltınızda sizi yanıltan düşünceleri göz ardı etmeyi öğrenin. Kendinizi telkin edin Bilinçaltı, neyin gerçek olduğunu, neyin olmadığını bilemez. Bilinçaltımız, yönlendirdiğimiz her şeyi bir emir olarak algılıyor ve buna göre hareket ediyor. Kendi kendimize tekrar ettiğimiz şeylerin hangisinin mantıksız, hangisinin mantıklı olduğunu da ayırt edemiyor. Kısacası, siz neyi gün boyunca tekrar ediyorsanız onu doğru olarak algılıyor ve bilinçatınız da depoluyor. Bu yüzden bilinçaltınıza, sizi sakinleştirecek ve mantıklı olan düşünceleri gün boyunca telkin ederseniz, olumsuz tüm düşüncelerden kurtulacaksınız. Şartlanmalardan kurtulun Bütün alışkanlıklar, daha önce beynimize yerleşen şartlanmanın oluşturduğu takım programlardır. Eski bir alışkanlığı değiştirmek için, kendimizi eskiden şartlandırdığımız düşünceyi bulup, yerine yararımıza olacak düşünceleri koymak yerinde olacaktır. Olumlu düşünün Davranışlarınızı olumlu yönde etkilemek istiyorsanız bunu ancak bilinçaltınızın yardımıyla yapabilirsiniz. Çünkü tekrarlanan düşünceler, bilinçaltı zihninizde kök salarlar. Sürekli tekrarlanan olumsuz düşünceler ise olumsuz sonuçlar yaratır. Bu sebeple ne kadar olumlu düşüncelere sahip olursanız, bir o kadar bilinçaltınızda olumlu deneyimleriniz olacaktır

Sayfa 8 YAŞAM REHBERİM KRONİK HASTALIK YAŞAYANLAR İÇİN PSİKOLOJİK DESTEK ÖNEMLİ www.kortopsikoloji.com KRONİK HASTALIK YAŞAYANLAR İÇİN PSİKOLOJİK DESTEK ÖNEMLİ Kronik rahatsızlığı olan bireylere medikal tedavinin yanı sıra profesyonel yardımlar arasında en önemlilerinden bir diğeri psikolojik destektir. Kalp rahatsızlığı, diyabet, multipl skleroz, böbrek hastalıkları, HIV/AIDS, astım gibi hastalıklar, kronik, başa çıkması zoldukça zor olabilen, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, maddi yükümlülük getiren, tedavi süreci nedeniyle zaman ve enerji kaybı yaşatan ve dolayısıyla aşırı stresin eşlik ettiği hastalıklardır. Hasta, tüm bunlardan dolayı işe yaramaz olduğunu düşünme, kendini değersiz hissetme ve yaşadıklarından utanç duyma gibi eğilimler gösterebilir. Kronik hastalığı olan kişilerde depresyon en yaygın sorunların başında gelir. Elbette yaşanan psikolojik sorunların görülme sıklığı ve seviyesi, hastalığın ciddiyetine, bireysel özelliklere, kişinin etrafındaki destek sistemine göre değişebiliyor. Örneğin hastalığın şiddeti arttıkça, kişinin sosyal anlamda destek sistemi (aile, arkadaş vb.) yeterli olmadığında depresyon riski de artıyor. Bunun yanında kronik hastalıklar depresif belirtileri ortaya çıkardığı gibi, depresyonla birlikte ise hastalık belirtilerinde de artış gözlemek mümkün. Örneğin üzüntü, stres, kaygı, umutsuzluk, çaresizlik, yalnızlık gibi duyguları yoğun ve sıklıkla yaşamak; fiziksel olarak daha fazla ağrı veya acı yaşanmasına, aşırı yorgunluğa neden olabiliyor. Hem Hasta Hem Aile İçin Psikolojik Destek Kronik hastalıkların tedavisinde profesyonel psikolojik destek programları, alanında uzman kişilerce yapılır ve hastalıkla birlikte görülen stres, kaygı, depresyon gibi sorunlarla baş etmede destek sağlar; durumu kabul etme, daha esnek olma, olumlu duyguları arttırma ve dolayısı ile yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik müdahaleler

Yıl, 3 - Sayı, 29 Sayfa 9 KRONİK HASTALIK YAŞAYANLAR İÇİN PSİKOLOJİK DESTEK ÖNEMLİ www.kortopsikoloji.com içerir. Uzman öncelikle, kişinin ihtiyaçlarını ve yaşantılarını inceleyerek bir değerlendirme yapar ve tedavi veya destek planını bu doğrultuda geliştirir. Bunu yaparken gerekirse hekimiyle görüşmeler yaparak daha fazla bilgi alır. Araştırmalara göre hastalıklarla mücadele ederken ve tedavi sırasındaki psikolojik destek, kişinin hem hastalığın farklı alanlarıyla ilgili bilgi almasına, hem stres seviyesini azaltmasına, hem de gerginlik, kaygı gibi bir takım olumsuz duygularla başa çıkmasına yardımcı oluyor. Ancak bu desteğin yararlı olabilmesi için hastalığın başlarından itibaren müdahale edilmesi ve hastanın psikolojik destek için gönüllü olması oldukça önem taşıyor. Bahsedilen psikolojik destek, mutlaka aile veya yakınları da içeren geniş kapsamlı bir destek süreci olmalıdır. Aile bu süreçte bilgilendirilir ve konu ile ilgili aydınlatılır. Uzman, ailenin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak yakınların hasta ile daha etki- li ve kaliteli iletişim kurabilmeleri için onlara çeşitli beceriler kazandırılma konusunda devreye girebilir. Ayrıca durumla ilgili duygularını açıkça ifade etmeleri, paylaşımda bulunmaları, korku ve kaygılarını dile getirmeleri sağlanır. Hastanın olumlu bir şekilde yaşama devam edebilmesi için gerekli uyumu sağlaması konusunda ona destek olmak mümkün. Özellikle kronik hastalığı olan bireylerin bu durumla başa çıkmalarına yardımcı olmak için uzmanlar psikolojik destek yanında birtakım ipuçları önermiştir. Örneğin; Kişinin mümkün olduğunca kendisini çevresinden koparmaması ve sosyal destek kaynaklarıyla iletişim içinde olmasının; Hastalıkla ilgili mümkün olduğunca doğru şekilde bilgi alınmasının; Buna göre en iyi tedavinin izlenmesi için adımlar atılması ve kişinin yaşamına dair daha fazla kontrol hissi duyabilmesinin; Duyguların ve yaşantıların açıkça konuşulabileceği bir hekimin seçilmesinin; Mümkün olduğunca keyif alınan etkinliklere devam edilmesinin Son olarak depresif belirtiler veya stres seviyesi yüksek olduğunda çok fazla beklemeden profesyonel destek alınmasının öneminin altı çiziliyor. Bir hastalığın getirdiği sınırlılıklar ve zorluklarla yaşamak elbette zor. Ancak, uygun eğitim ve destek hizmetleri ile hastanın bakış açısını az da olsa değiştirebilmek, durumu kabul etmesine yardımcı olmak, daha olumlu bir şekilde yaşama devam edebilmesi için gerekli uyumu sağlaması konusunda ona destek olmak mümkün.

Sayfa 10 YAŞAM REHBERİM ÇEVRENİZDE ÇOĞUNLUKLA SOĞUK, BIKKIN, KÜSKÜN, KÖTÜMSER VE ÖFKELİ İNSANLAR GÖRÜYOR MUSUNUZ? Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu Son zamanlarda seminerlerimde aşağıdaki soruyu soruyorum, Günlük çevrenizde, otobüslerde, kaldırımlarda, işyerlerinde, devlet dairelerinde, okullarda, hastanelerde, çoğunlukla hangi tür insanı görüyorsunuz? A: Soğuk, bıkkın, küskün, kötümser ve öfkeli insanlar B: Neşeli, şevkli, cana yakın, iyimser ve sakin insanlar. Katılımcıların büyük bir çoğunluğu A için el kaldırıyor. Bana bu soru sorulsaydı, ben de A için elimi kaldırırdım; çevremde soğuk, bıkkın, küskün, kötümser ve öfkeli insanları çoğunlukta görüyorum. Aklıma gelen ilk sorunun yanıtını böylece almış oluyorum.. Aklıma gelen ikinci soru şu: Çevremde gördüğüm böyle soğuk, bıkkın, küskün, kötümser ve öfkeli insanları kim yetiştiriyor? İnsanlar arası ilişkiler ve iletişim konusunda uzmanlaşmış bir bilim insanı olmaya gerek yok bunun cevabını vermek için: Aile. Bana göre bu ülkedeki ailelerin çoğu soğuk, bıkkın, küskün, kötümser ve öfkeli insan üretim fabrikası. Soğuk, bıkkın, küskün, kötümser ve öfkeli insanlar karı-koca -büyükanne-büyükbaba-amca-dayı-halateyze oluyorlar ve kendileri gibi soğuk, bıkkın, küskün, kötümser ve öfkeli nesiller yetiştiriyorlar. Bu noktada üçüncü ve dördüncü soru aynı anda aklıma geliyor; üçüncü soru Nasıl?, ikincisi de Niçin? sorusu. Soğuk, bıkkın, küskün, kötümser ve öfkeli anne-baba-büyükanne-büyükbabaamca-dayı-hala-teyze aileye doğmuş olan o muhteşem potansiyeli, o insan bebeğini nasıl etkiliyor, neler yapıyor, söylüyor ki, zaman içinde o muhteşem bebek kendilerinin aynısının tıpkısı oluyor. Ve niçin böyle yapıyorlar? Niçin kendileri gibi soğuk, bıkkın, küskün, kötümser ve öfkeli insanlar yetiştiriyorlar? O aileye doğmuş olan çocuğun neşeli, şevkli, cana yakın, iyimser ve sakin bir insan olarak yetiştirilmesi mümkün iken neden onu da kendileri gibi soğuk, bıkkın, küskün, kötümser ve öfkeli insanlar olarak yetiştiriyorlar? Buraya kadar okuduysanız Türkiye - deki insan manzaralarıyla siz de ilgileniyorsunuz demektir. Sanırım aşağıda yazacaklarım da ilginizi çekecektir. 4 Mayıs 2013 Cumartesi günü Ulus taki Prof. Dr. Aykut Barka Deprem Parkı na gittim. Sağımda ilerdeki masada bir büyükbaba ve büyükanne iki yaşlarındaki kız torunlarıyla gelmişler. Uzun süre çocuk sandalyesinde oturtulduktan sonra torun aşağı inmek istedi. Büyükanne nihayet indirdi ve çocuğu dedeye emanet ede-

Yıl, 3 - Sayı, 29 Sayfa 11 ÇEVRENİZDE ÇOĞUNLUKLA SOĞUK, BIKKIN, KÜSKÜN, KÖTÜMSER VE ÖFKELİ İNSANLAR GÖRÜYOR MUSUNUZ? Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu rek kendisi bir yerlere gitti. Kız çocuğu ayakta durmaktan, yürüyebilmekten, hareket edebilmekten çok mutluydu; kuşlar gibi kollarını çırpıp olduğu yerde zıplıyor ve yüzü gülücükler saçıyordu. Dede, sürekli, Hayır! Gitme! Dokunma! Gel buraya! demeye başladı. İri yarı bir erkek garson çocuğun yanından geçerken dede, Bak bu abi sana kızıyor; gel yanıma! demeye başladı. Bütün yapmak istediği gezmek, görmek, yaşamın o an sunduğu olanakları görmek ve keşfetmek. Ama yasak. İçimde öfke var; o anda bu ortamı yöneten dedenin kültürünün özünü keşfettim: Çocuk olarak ortamı özgürce keşfetmek, gönlünce yaşamak, mutlu olmak, kendin olmak yasak ve tehlikelidir. Çocuğa çok saygısız ve sevgisiz biriydi. Kendisine sorsan bunu kesinlikle kabul etmez, ama bence bu dede, o anda çok saygısız ve sevgisiz davranıyordu. Peki, nereden biliyorum bu dedenin sevgisiz olduğunu? Bakın, saygı ve sevgi içindeki bir dede bence nasıl davranırdı? Saygı duyan bir dede çocuğun etrafı keşfetme, gezme ve görme isteğine saygılı davranır ve çocuk gezerken onun arkasından kendisi yavaş yavaş yürürdü. Çocuk bir şeye baktığı zaman dede ona baktığı şeyin ne olduğunu söylerdi: Evet, kuş dala konmuş. Kedi ona bakıyor. Bak sana bakanlar gülümsüyor, çünkü sen çok şirin bir kızsın, seni seviyorlar, diyerek dede çocuğun arkasından yavaş yavaş yürür ve dünyayı ona anlaşılacak ve dost bir yer yapmaya çalışırdı. Sevginin iki göstergeci vardır: emek ve zaman vermek. Peki, niçin insan sevdiğine emek ve zaman verir? Yani sevginin niyeti nedir? Sevginin niyeti geliştirmek ve sevdiğinin olabileceğinin en iyisi olmasına yardım etmektir. Dünyayı keşfetmesine izin verilen ve kendiyle dünya arasında anlamlı bir ilişki kurabilecek gücü olduğuna inanan çocuk, çocukluğunu doya doya yaşar. Olgun ve yetkin bir yetişkin olur. İşte böyle yetiştirilen çocuklar neşeli, şevkli, cana yakın, iyimser ve sakin insanlar olurlar. Peki, anlattığım şekilde davranan dede nasıl bir insan yetişmesine yol açıyor? Söyledikleriyle verdiği mesajlar şunlar: Dünya tehlikelerle dolu ve senin bunları anlamaya ve baş etmeye gücün yok. Merak etmek, keşfetmeye çalışmak iyi bir şey değil. Dünyaya, yaşama, insanlara ve kendine güvenme. Büyüklerin dediğinden başka hiçbir şey yapma; yanımdan ayrılma. İçinden gelen mutluluk önemsiz, sakın ona uyma. Yaşam coşkusunu yaşamaya hakkın yok; hatta o coşku geldiği zaman kork ve onu kontrol et. Hayatını yönetemezsin; otoriteye itaat senin yapabileceğin en akıllı davranış olur. Hiç unutma: Yaşamak yasak ve tehlikelidir. Çevrenizde çoğunlukla soğuk, bıkkın, küskün, kötümser ve öfkeli insanlar görüyor musunuz? Gördüğünüz insanların her birinin arkasında bir ailede yaşanmış çocukluk geçmişi var. Ve bu konuyu ele almanın zamanı geldi, diyorum. Benimle hem fikir misiniz?

P O L İS A K A D E M İS İ B A Ş K A NL IĞ I R E H B E R L İK V E P S İK O L O J İK D A N IŞ M A B Ü R O A M İR L İĞ İ Gülümseme iki kişi arasındaki en kısa mesafedir. Victor Burge YERİMİZ; Başkanlık Binası 1. Kat Rehberlik ve Psikolojik Danışma Büro Amirliği TELEFONLARIMIZ; 28790 28793 28794 Basım Merkezi: Polis Akademisi Fakülte Ders Araçları ve Yayın Şube Müdürlüğü