Marx Kilit Fikirler Gill Hands. Çeviren: Melis İnan



Benzer belgeler
Marx Kilit Fikirler Gill Hands. Çeviren: Melis İnan

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

Kaos Yönetimi Çalkantılar Çağında Yönetim ve Pazarlama

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

1. Giriş Giriş...19

Hayatı ve Çalışmaları

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

ALBERT EİNSTEİN HAYATI

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

ÇAĞDAŞ SİYASET DÜŞÜNCESİ (SBK204)

Genel olarak ticaret ve işbölümü ne kadar fazla serbest olursa ve rekabet mevcut ise halk o ölçüde fazla fayda sağlar. Adam Smith

BÖLÜM 1 Nitel Araştırmayı Anlamak Nitel Bir Araştırmacı Gibi Düşünmek Nicel Araştırmaya Dayalı Nitel Bir Araştırma Yürütme...

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

İktisat Tarihi

Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane

Kulüp sayesinde tanınan, bilinen bir insan oldum - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Kitabın çok sayıda tezi bulunmakla birlikte bence bunlar üçe indirilebilir:

29 Eylül 2010 Çarşamba (Canlı) DÜŞÜNCE KERVANI NDA FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR. CUMARTESİ SU TV. SAAT: (Tekrar)

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

İ Ç İ N D E K İ L E R

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

İNSAN HAKLARı. Kısa Tarihi ve Felsefi Temelleri. Doç. Dr. Doğan Göçmen Adıyaman Üniversitesi-Felsefe Bölümü Adıyaman Üniversitesi 10 Aralık 2010

Nasıl bir toplum ve nasıl bir eğitim?

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 2. Hafta Ders Notları - 12/02/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı

Bu kitabın sahibi:...

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

SİYASET SOSYOLOJİSİ (SBK307)

İç Savaş Suriye Ekonomisini Nasıl Etkiledi?

ilk izlenim her şey.

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER 00. ISINMA. Çorba Yapmaya Benzer 01. BOZ 02. BAK. 9 Sevgili Okur. 10 Sevdiğiniz Yaşamı Tasarlayın Hakkında. 16 Bu Kitap Neyin Nesidir?

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ

SOSYAL HAKLAR (Kısa ve Eleştirel Bir Bakış) Yard. Doç. Dr. Umut Omay

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe?

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

ÜNİTE:1. İktisadi Düşünceler Tarihine Giriş ÜNİTE:2. Modern İktisadi Düşüncenin Doğuşu: Mertantilizm ve Fizyokrasi ÜNİTE:3. Klasik Okul ÜNİTE:4

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

Ombudsman (Kamu Denetçisi) ve Türkiye deki Tartışmalar

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

Nasıl Bir Deniz Feneriyiz?

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Fransızcaöğren.com F Ö

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow

Aşk Her Yerde mi? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

KONTES ADA LOVELACE: İLK KADIN BİLGİSAYARCI

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

İSPANYA ÜLKE RAPORU AĞUSTOS 2017 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

BROADACRE CITY. Frank Lloyd Wright. Doç. Dr. Zeynep Enlil Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

...Bir kitap,bir mesaj!

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Eylül-16 Ekim 2015 )

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ

İktisat Tarihi II. XI. Hafta

Benim en büyük şansım Adnan Turani gibi hem iyi bir sanatçı hem de iyi bir eğitimci atölye hocamın olmasıydı.

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON

2 NİSAN OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ Farklı olduğumu biliyorum ama yetersiz değilim.

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Neden Daha Fazla Satın Alalım?

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm BİR BİLİM OLARAK İKTİSADİ DÜŞÜNCE TARİHİ...9

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

Hikayeye başlıyoruz...

İHRACAT. Mutlu Yılmaz

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

Transkript:

Marx Kilit Fikirler Gill Hands Çeviren: Melis İnan

ISBN 978-605-5655-92-1 2011 Optimist Yayım ve Dağıtım Orijinal adı ve yayıncısı: Marx The Key Ideas, Hodder Teach Yourself Optimist Yay nlar Telefon : 0216 481 29 17-18 Faks : 0216 521 10 64 e-posta: optimist@optimistkitap.com www.optimistkitap.com facebook.com/optimistkitap twitter.com/optimistkitap Optimist yay n no. : 249 Konu : Kişisel Gelişim Yay na haz rlayan : Zülfü Dicleli Bas m Dü zel ti Düzenleme Bas k ve cilt : Haziran 2011, stanbul : Esen Güray : Selim Talay : Tor Ofset San. Tic. Ltd. Şti. Hadımköy Yolu Akçaburgaz Mah. 4. Bölge 9. Cadde 116. Sokak. No: 2 Esenyurt - STANBUL Tel: 0212 886 34 74

Aileme ve arkadaşlar ma. Ayr ca harika karikatürlerinden ötürü çizere teşekkürlerimle.

İçindekiler Yazarla tanışın x Sadece bir dakikanız mı var? x Sadece beş dakikanız mı var? x Sadece on dakikanız mı var? xv Giriş xx 1 Marx ın hayatının ilk yılları Marx zamanında Avrupa 1 Marx ın hayatının ilk yılları 4 Üniversite hayatı 5 Gazetecilik hayatı 11 Komünist Manifesto 19 Sürgün 20 2 Marx ın hayatının sonraki yılları Londra ya taşınma 25 Londra daki aile hayatı 26 Marx ve Engels 32 Londra daki çalışmaları 35 Kapital 36 Enternasyonal 39 Son Yılları 43 3 Marx ve felsefe Kısa bir felsefe tarihi 49 Marx ı hangi filozoflar etkiledi? 50 Antik Yunan filozofları 50

Avrupa felsefesi 51 Ütopik sosyalistler 52 Devrimciler ve anarşistler 58 Hegel ve Feuerbach ın önemi 60 Marx kendinden önce gelenlerden nasıl ayrılır? 64 Politik iktisat 66 Engels in rolü neydi? 67 4 Ekonomi kuramı Diyalektik materyalizm, tarihsel materyalizm ve ekonomi 74 Kapitalist ekonomi 75 Meta 77 Artı değer kuramı 78 Kâr ve işbölümü 83 Krizdeki kapitalizm 84 Ücret ve kârların düşmesi 85 Toplumsal emek 86 Birikim ve kriz 89 Ekonominin merkezileşmesi 89 Marx ekonomi konusunda haklı mıydı? 90 5 Ekonomi ve toplum Emperyalizm ve sömürgecilik 95 Fetişizm 100 Sömürü 108 6 Sınıf, sınıf mücadelesi ve devrim Giriş 113 Kapitalist toplumun gelişimi 114 Diyalektik materyalizm ve sınıfın yapısı 117 Kapitalist toplumda sınıf 120 İdeoloji 120

Sınıf mücadelesi 123 İşçilerin gücü ve eğitimi 124 Komünist Birlik ve sınıf mücadelesi 126 Uluslararası İşçi Birliği 128 Devrim kaçınılmaz mı? 132 7 Marksist düşüncenin başka yönleri Devrimden sonra 138 Komünist toplum 141 Din 144 Kadın hakları ve aile 147 Sanat ve kültür 150 Özgürlük ve birey 151 8 Marx sonrası Marksizm - dünyayı değiştiren fikirler Marksist düşüncenin yayılması 156 Sosyalizmin gelişimi 159 Rus komünizmi 161 Çin komünizmi 166 Soğuk Savaş 168 Komünizmin gerilemesi 171 Marksizm başarısız mı oldu? 172 9 Marx sonrası Marksizm - Marksist düşüncenin gelişimi Marksizm türleri 176 Marx nereye uygundur? 190 Marksizm yirmi birinci yüzyılda geçerli midir? 192 Gelecek 196 Kavram dizini 201 Bir adım daha 211

Yazarlarla tanışın Marx Kilit Fikirler kitabına hoş geldiniz! Wales de doğdum ama hayatımın çoğunu Kuzey İngiltere de geçirdim. Söylence ve folklor da dahil toplumsal tarihin bütün yönleri her zaman ilgimi çekmiştir. Viktorya Dönemi hakkında uzmanlığımı yaparak İngilizce ve Tarih öğretmenliği üzerine eğitim aldıktan sonra engelli yetişkinlere ve çeşitli nedenlerden ötürü örgün eğitim alamamış birçok yetişkine eğitim vermeye başladığım Yetişkinlere Eğitim de çalıştım. Ayrıca, kırsal alanlardaki kadınların seslerini yükseltmeleri için üç kadın grubunun ve küçük bir basımevinin kurulmasına da yardımcı oldum. Karmaşık konuları kolay adımlara bölme ve zor kavramlara açıklık getirme becerisini, böylesi farklı türde insanlarla birlikte çalışmam sayesinde edindim. Yıllardır bağımsız yazar olarak çalışmaktayım ve gazetelerle dergiler için yazdığım çok sayıda makalenin, şiirin ve edebi yazının yanı sıra Marx ve Darwin e Yeni Başlayacaklar için Kılavuzlar (Beginner s Guides to Marx and Darwin) kitabını yazdım. Tıpkı Marx gibi ben de, bireyin özgürleşmesinin ilk adımının eğitim olduğuna inanıyorum. Gill Hands, 2010 IX

Sadece bir dakikanız mı var? Karl Marx 1818 yılında, sanayileşme ve devrimin sonucu olarak Avrupa nın büyük toplumsal değişimler yaşadığ bir dönemde Almanya da doğdu. Hukuk ve felsefe eğitimi aldıktan sonra Friedrich Engels le tanıştığı Paris e taşındı ve ikili birlikte, Komünist Birlik adına Komünist Manifesto yu yazdılar. Daha sonra Marx Paris ten sürüldü ve yıllarını, en önemli eseri olan Kapital i yazarak geçirdiği Londra ya taşındı. Marx, işçilerin (proletarya) kapitalist sınıf (burjuvazi) tarafından sömürüldüğü çevresindeki toplumun adaletsiz olduğunu gördü. Marx, bu iki karşıt grubun toplumu istikrarsızlaştırdığına ve bu istikrarsızlığın da kaçınılmaz bir şekilde devrime yol açacağına inanıyordu. Devrimden sonra daha adil bir komünist toplumun kurulacağını, sanayinin ve paranın merkezileştirileceğini ve sınıf ayrımlarının ortadan kalkacağını öngörüyordu. X

Marx 1883 yılında öldü, ama fikirleri yaşamaya devam edip dünyada birçok değişime neden oldu. 1917 yılında yapılan devrimin ardından Rusya, dünyanın ilk komünist devleti haline geldi ve yirminci yüzyıl boyunca başka pek çok ülke onu takip etti. Ortaya çıkan komünist toplumlar çoğu kez Marx ın ideallerinden çok uzaktı ve neticede komünizm birçok ülkede başarısız oldu. Marx ın fikirlerinin revaçta olduğu ya da pek tutulmadığı zamanlar olsa da, bu fikirler bugün hâlâ önem taşıyor, çünkü Marx, kapitalistlerin neden olduğu sömürü ve yabancılaşmayı, tüketim odaklı toplumu inceleyen ilk insanlardan biridir. 2008 de başlayan küresel ekonomik durgunluktan dolayı Marx ın ekonomi öngörülerine duyulan ilgi yeniden canlanmıştır. Sadece bir dakikanız mı var? çindekiler XI

5Sadece beş dakikanız mı var? Karl Marx 1818 yılında, sanayileşme ve devrimin sonucu olarak Avrupa nın büyük toplumsal değişimler yaşadığı bir dönemde Almanya da doğdu. Geleneksel bir orta sınıf ailede yetişti ve bir kasaba avukatı olan babasının mesleğini takip edeceği zannediliyordu. Marx başlangıçta üniversitede hukuk eğitimi alıyordu ama radikallerle kurduğu ilişki onu hukuk yerine felsefe çalışmaya yönlendirdi. Üniversiteden sonra gazeteciliğe yoğunlaştı ve köylülerin kötü durumları hakkındaki makaleleri kısa zamanda otoritelerin tepkisini çekti. Paris te geçirdiği kısa süre, radikallerle ve devrimcilerle kaynaşmasını sağladı; burada hem Komünist Birlik e katıldı, hem de hayatı boyunca arkadaşı ve eşyazarı olacak Friedrich Engels le tanıştı. 1847 yılında beraberce Komünist Manifesto yu yazdılar. Marx çocukluk aşkıyla evlenip büyük bir aile kurdu. Paris ten sürüldü ve ailesiyle birlikte Londra ya taşınıp burada Uluslararası İşçi Birliği ne katıldı. Politika, ekonomi ve kapitalizm üzerine bilimsel bir çalışma girişimi olarak Kapital i yazdı. Londra daki yaşamının büyük bir kısmı yoksulluk içinde geçti ve maddi olarak Engels tarafından desteklendi. Kapital, Marx hayattayken pek anlaşılamadı ve Marx, 1883 te bilinmezlik içinde hayata gözlerini kapadı. Buna rağmen ölümünden sonra başlattığı fikirler zinciri devrime sebep olacak ve toplumu değiştirecekti. Felsefesi Marx, hem felsefeci hem de iktisatçıydı, ama felsefenin dünyayı değiştirmeye yetmeyeceğine inanıyordu. Felsefenin gelişimine yaptığı temel katkı, fikirler dünyasıyla maddi dünya arasındaki ilişkiyi incelemenin bir yolu olan tarihsel materyalizmdir. Felsefe ve tarih çalışması, toplumun bir dizi çelişki yoluyla geliştiğine inanmasına sebep olmuştur. XII

Ekonomi ve Toplum Marx, toplumun kapitalist bir topluma dönüştüğüne dikkat çekmiştir. Bu toplum metaların üretimine odaklanır ve insanın emek gücünün kendisi de bir meta haline gelmiştir. Bu meta, kâr elde etmek için kapitalistler tarafından sömürülür. Kapitalistler (burjuvazi), fabrika ve makinelerin sahibi olacak kadar zengin olanlardır ama işçiler (proletarya) yaşamak için emek güçlerini satmak zorundadır. Marx, kapitalizmin para, sermaye ve meta fetişizmine (bir çeşit tapınmaya) yol açtığına ve bunun da insanları yabancılaştırdığına inanmıştır. Bu yabancılaşmanın sebebi, tüketicilerin, satın aldıkları ürünle onu yapmak için harcanan emek arasındaki ilişkiyi görmemeleridir. Sınıf mücadelesi ve devrim Marx, kapitalizmin toplumu iki karşıt kutba böldüğüne inanıyordu: Burjuvazi ve Proletarya. İnsanların ideoloji tarafından etkilendiklerini düşünüyordu; örneğin içinde yaşadıkları toplumun değişmesi mümkün olmayan adil bir toplum olduğuna, herkesin bir yerinin bulunduğuna ve işlerin hep böyle yürüdüğüne inanma yönündeki egemen toplum anlayışları. Marx, proletaryanın eğitimli hale gelip sömürüldüğünü fark ettiği anda bir devrimi başlatacağına inanmıştır. Marksist düşüncenin başka yönleri Marx, toplumdaki bütün adaletsizliklerin, kaçınılmaz devrimin sonucu olarak kurulacak komünist toplum tarafından iyileştirileceğine inanmıştır. Üretim araçları merkezileştirilecek, özel mülkiyet kaldırılacak ve paranın varlığına son verilecektir. Bunların yanı sıra, Marx ın toplumların afyonu, yani yabancılaşma ve yoksulluktan acı çekenlere aldatıcı bir destek sunan bir şey olarak gördüğü din de kaldırılacaktır. Sadece beş dakikanız mı var? Önsöz XIII

Marksizm dünyayı nasıl değiştirdi? Marx ın ölümünden sonra Engels onun çalışmalarına devam etti ve Marx ın fikirleri tüm dünyaya yayılmaya başladı. 1917 yılında yapılan devrimin ardından Rusya ilk komünist devlet oldu ve 1949 yılında Mao Zedung Çin Halk Cumhuriyeti ni ilan edene dek tek başına kaldı. Ardından, ağırlıklı olarak gelişmekte olan dünyada başka ülkeler de onları takip etti. Bu devrimler sonucu ortaya çıkan komünist toplumlar çoğu kez Marx ın ideallerinden çok uzaktı ve komünizm, büyük oranda ekonomik sorunlardan ötürü birçok ülkede başarısız oldu. Marx sonrası Marksizm Yirminci yüzyılda çok sayıda Marksizm ekolü gelişti ve akademik dünya, Marx ın mirasının doğru anlamı üzerine heyecanlı tartışmalara girdi. Marx ın 21. yüzyıldaki geçerliliği hakkında yoğun bir fikir çatışması yaşandı ve Marx akademik çevrede bir rağbet gördü, bir gözden düştü. Jean Baudrillard gibi postmodern kuramcılar, Marx ın ekonomi teorilerinin kitle iletişim araçlarını ve modern tüketicilik akımını hesaba katmadığını öne sürmüştür. Jean-Francois Lyotard ın felsefesini takip edenler, Marx ın Kapital de tarif ettiğine benzer, her şeye dair büyük teorilerin ve büyük anlatıların kusurlu olduğunu düşünürler. 2008 de başlayan dünya ekonomik krizinin ardından Marx ın ekonomi öngörülerine duyulan ilgi yeniden canlanmıştır. Diğer yandan, kapitalizmi çevrenin baş düşmanı olarak gören yeşil hareketteki insanlar da, Marx ın tüketicilik hareketine dair fikirlerine ilgi göstermektedir. XIV

Marx ın hayatının ilk yılları

10 Sadece on dakikanız mı var? Marx ın hayatı Karl Marx 1818 yılında, Sanayi Devrimi ve Fransız Devriminin Avrupa nın çehresini değiştirdiği bir dönemde Almanya da doğdu. Üniversite yıllarında Marx, Georg Hegel in felsefesine ve değişimin iki karşıt hareket arasındaki çatışmanın sonucu olarak ortaya çıktığına dair bir fikir olan diyalektik kuramına ilgi duydu. Üniversiteden sonra Paris e taşınıp hayatı boyunca arkadaşı ve eşyazarı olacak Friedrich Engels le işbirliği yapmaya başladı. 1847 yılında Komünist Manifesto yu birlikte yazdılar. Marx ve ailesi Londra da yaşadılar ve Marx burada Uluslararası İşçi Birliği ne katıldı. Bu birlik, pek çok ülkenin sendikacılarının, bir araya gelmenin kendi çıkarlarına olacağına karar vermeleriyle 1864 yılında kurulmuştu. Marx ın Londra daki yaşamının büyük bir kısmı yoksulluk içinde geçti ve maddi olarak Engels tarafından desteklendi. Marx burada, politika, ekonomi ve kapitalizm üzerine bilimsel bir çalışma girişimi olarak Kapital i yazdı. Bu kitap Marx hayattayken pek anlaşılamadı. Ne var ki Marx ın 1883 te ölmesinin ardından, başlattığı fikirler zinciri en sonunda devrime sebep olacak ve toplumu değiştirecekti. Felsefesi Marx, hem felsefeci hem de iktisatçıydı. Felsefenin gelişimine yaptığı temel katkı da, fikirler dünyasıyla maddi dünya arasındaki ilişkiyi incelemenin bir yolu olan tarihsel materyalizmdir. Marx Berlin Üniversitesi nde felsefe okudu ve antik Yunan filozofları Demokritos ve Epikuros un çalışmalarıyla ilgilenmeye başladı. Marx iki filozofu daha çalıştı: Georg Wilhelm XVI

Friedrich Hegel ve Ludwig Andreas Feuerbach. Hem Hegel hem de Feuerbach, insanların Tanrı dan koparıldıkları için yabancılaştıklarına inanıyordu, ama Marx insanları toplum içinde yabancılaştıran şeyin para olduğunu fark etti. Ekonomi Marx, ekonomi kuramını Kapital, Ücretli Emek ve Sermaye ve Değer, Fiyat ve Kâr isimli çalışmalarında açıklamıştır. Sanayi Devriminden bu yana toplumun meta üretimine odaklandığını ve insanın emek gücünün kendisinin bir meta haline geldiğini görmüştü. Marx, sanayileşmiş toplumda işçilerin sömürüldüğünü ancak bu sömürünün gizli olduğunu anladı. Sadece sanayileşmiş kapitalist toplumda pahalı makine ve fabrikalara, diğer bir deyişle üretim araçlarına ürünlerin yapılmasından önce ihtiyaç vardır. Bu yolla kapitalistler veya burjuvazi, yani üretim araçlarına sahip olmaya yetecek kadar zengin olanlar, yeni yönetici sınıf olmuştur. Gitgide daha fazla insan, fabrikalarda çalışmak üzere topraklarını terk ettikçe, emek güçleri alınıp satılabilen bir meta haline gelmiştir. Marx, fabrika sahipleri kendi işçilerinden kâr elde edip sonra da bununla daha fazla kâr elde etmek üzere yatırım yaptığı için işçilerin sömürüldüğüne inanıyordu. Marx ın artı değer kuramı denen şey de işte budur. Marx, bu kâr elde etme dürtüsünün ücretleri gittikçe daha aşağıya çekeceğine ve bu durumun, en sonunda küresel ekonomik krize yol açacak etmenlerden biri olduğuna; yüksek ücretlerin kapitalistin kârının azalması ama düşük ücretin de işçilerin, ekonomiyi yaşar durumda tutmaya yetecek kadar mal ve hizmet satın alamamaları anlamına geldiğine inanıyordu. Kapitalistler birbirleriyle rekabet halinde oldukları ve kimin ne ürettiğine dair bir düzenleme sistemi olmadığı için aşırı üretim tehlikesi vardır; fiyatlar düşer ve ekonomi durgunlaşır ya da çöker. Fabrika sahipleri aynı zamanda birbirlerine bağımlıdır, çünkü hiçbir üretici kendi ihtiyaçlarının Sadece on dakikanız mı var? XVII

tümünü kendi fabrikasının ürünlerinden karşılayamaz ve bu yüzden ürünlerini, başka metalar almak için meta olarak satmak zorundadır. Marx bu unsurları, kapitalist toplumun doğasında var olan istikrarsızlıklar olarak düşündü ve bir dizi patlama ve periyodik bunalımlar yaşanacağını öngördü. Önerdiği çözüm, komünist bir hükümet çatısı altında üretimin ve ekonominin merkezileştirilmesiydi. Toplum Marx, kapitalizmin dünyanın dört bir yanına hızla yayılmasının, bir ülkenin başka bir ülkeyi kâr amacıyla sömürdüğü sömürgeciliğe nasıl yol açtığını anlamıştı. Dünya pazarlarının küreselleşmesinin kaçınılmaz olduğunu, çünkü yurt içi pazarlardaki kârlar düştükçe fabrika sahiplerinin denizaşırı yeni pazarları deneyip sömüreceğini görmüştü. Gelişmekte olan dünyanın oluşmasına katkıda bulunduğu düşünülen şey de bu sömürüdür. Marx, çalışmanın insanlık durumu için gerekli olduğunu düşünüyordu, fakat fabrika sisteminin insanları birbiriyle rekabete sokarak aralarındaki doğal ilişkileri çarpıklaştırdığına inanıyordu. Dahası, insanların ürettikleri ürünlerle doğru ilişki içinde olmadıklarını ve bu durumun toplum içinde insanların yabancılaşmasına sebep olduğunu düşünüyordu. Marx, kapitalizmin para, sermaye ve meta fetişizmine (bir çeşit tapınmaya) yol açtığına ve bu fetişizmin yabancılaşmanın bir parçası olduğuna inanıyordu. Bunun nedeni, tüketicilerin, satın aldıkları ürünle onu yapmak için harcanan emek arasındaki ilişkiyi görmemeleridir. Bu, toplumdaki insanlar için görünür olmayan sömürüyle bağlantılıdır. Sınıf mücadelesi ve devrim Marx, kapitalizmin toplumu iki karşıt kutba böldüğüne inanır: burjuvazi ve proletarya. XVIII

Burjuvalar, üretim araçlarının sahibi olan ve ücretli emekçileri çalıştıran kapitalist sınıftır. Proletarya, kendilerine ait hiçbir üretim aracına sahip olmayan ve emeklerini satmak zorunda kalan işçilerdir. İşçiler sömürülüyor olmalarına rağmen mevcut durumu kabullenirler, çünkü sömürülmekte olduklarını anlamazlar. Marx, bunu değiştirmenin tek yolunun, çalışan insanları eğitecek devrimci bir işçi partisi kurmak olduğuna inanmıştır. Komünist Birliğe katılıp Komünist Manifesto yu yazmasının nedenlerinden biri de budur. Proletaryanın kendisi için sınıf haline gelmesinin ardından devrimin geleceğini düşünmüştür. Marksist düşüncenin başka yönleri Komünist bir toplumda özel mülkiyet kaldırılacak, sınıf ayrımları ortadan kalkacak ve en sonunda da toplum, kendi kendini yöneten bir topluluk haline gelecektir. Çalışma yine devam edecek ama yabancılaşma ya da sömürü olmayacaktır. Her ne kadar Komünist Manifesto, komünist bir toplumun nasıl yürütülebileceğine dair bazı yollar ileri sürse de, Marx ın hiçbir yazısında bu konuda çok fazla ayrıntı bulunmaz. Bu konu hakkında bildiklerimizin çoğu Engels in çalışmalarından, özellikle de 1847 de yazdığı Komünizmin İlkeleri kitabından alınmıştır. Engels bankalarla sanayinin kamulaştırılacağını, eğitimin ücretsiz olacağını, ortak konutların önünü açmak için gecekondu mahallelerinin yıkılacağını, özel mülkiyetin kaldırılacağını ve en nihayetinde de paranın varlığına son verileceğini ileri sürmüştür. Marksizm dünyayı nasıl değiştirdi? Marx ın 1883 yılında ölümünden sonra Engels onun çalışmalarını sürdürdü. Marx ın en genç kızı olan Eleanor Marx ın yardımıyla Kapital in sonraki bölümlerini basıma uygun bir hale getirmeye başladı. Marx ın fikirleri, 1917 de Rusya nın dünyadaki ilk Sadece on dakikanız mı var? XIX

komünist ülke haline gelmesine yol açtı. Bunu takiben yaşanan içsavaş, ekonominin bir enkaz haline gelmesi ve hakiki bir komünist devletin ortaya çıkmaması sonucunu getirdi. Aksine Sovyetler Birliği, Josef Stalin in liderliği altında fiili olarak bir diktatörlük haline geldi. Marx sonrası Marksizm Yirminci yüzyılda çok sayıda Marksizm ekolü gelişti ve bu esnada akademik dünya, Marx ın mirasının doğru anlamı üzerine heyecanlı tartışmalara girdi. Klasik Marksizm, Marx ve Engels in geliştirdiği Marksizm kuramıdır. Marx ın söylediklerine veya yazdıklarına dayanır. Sovyetler Birliği nde Lenin ve Stalin, Çin de de Mao Zedung, komünizmin işlemesi için mücadele verirken kendi Marksizm biçimlerini geliştirdiler. Marx ın fikirleri, ideoloji kuramının geliştirilmesiyle elde edilen hegemonya kuramını bu literatüre sunan İtalyan komünist Antonio Gramsci gibi düşünürler tarafından daha da geliştirildi. Frankfurt Okulu felsefecileri, kimi kez Batı Marksizmi olarak bilinen bir Marksizm biçimi geliştirmişlerdir. Arzu edilen değişiklikleri gerçekleştirmek için topluma bir bütün olarak eleştirel gözle bakmışlardır. Marx ın yirmi birinci yüzyıldaki geçerliliği hakkında yoğun bir fikir çatışması yaşanmış ve Marx akademik çevre içinde bir rağbet görmüş, bir gözden düşmüştür. Jean Baudrillard gibi postmodern kuramcılar, Marx ın ekonomi teorilerinin kitle iletişim araçlarını ve modern tüketicilik akımını hesaba katmadığını öne sürmüştür. Jean-Francois Lyotard ın felsefesini takip edenler, Marx ın Kapital de tarif ettiğine benzer büyük anlatıların kusurlu olduğunu düşünürler. 2008 de başlayan dünya ekonomik krizinin ardından Marx ın ekonomi öngörülerine duyulan ilgi yeniden canlanmıştır. Diğer bir yandan, kapitalizmi çevrenin baş düşmanı olarak gören yeşil hareketteki insanlar da, Marx ın tüketicilik hareketine dair fikirlerine ilgi göstermektedirler. XX

Giriş Karl Marx, son bin yılın en büyük düşünürlerinden biri olarak nitelendirilir. 1818 yılında Almanya da doğan Marx büyük bir filozof, tarihçi, iktisatçı ve sosyal kuramcıydı. Bu uzmanlık alanlarının hiçbirinde uzman olmamasına rağmen yazılarının, devrime ve dünyanın politik yapısında topyekûn bir değişime neden olmasını hayranlık verici buluyorum. Marx Avrupa da büyük toplumsal ve endüstriyel değişimlerin gerçekleştiği bir dönemde yaşadı. Bu kitap, Marx ın yazılarını yazdığı tarihsel bağlamı, bu yazıların ölümünden sonra devrime nasıl yol açtığını ve komünist devletlerin yükselmesiyle düşüşlerini açıklayacaktır. Ben, toplumun, ahlakın ve âdetlerin yıllar içinde nasıl değiştikleriyle ilgileniyorum. Marx da bu unsurların birçoğuyla ilgileniyordu ve ideoloji analizi (toplumların her birinin dünyanın doğası hakkında yaptıkları varsayımlar) bugün bizim için gün gibi aşikârdır. Oysa o zamanlar, insanların sadece, kendi dillerinin ve onlara miras kalan kavramların müsaade ettiği yollarla düşünebileceğini söylemek radikal bir fikirdi. Marx, komünizm altında yaşayanlar için neredeyse bir tanrı haline gelmişti. Dinin toplumların afyonu olduğuna inandığı için bu durumu çok ironik buluyorum. Marx, komünist dünyanın içinde tanınmış biri haline gelmiş, bu yüzden de hayatının ayrıntılarıyla ilgili pek çok propaganda yapılmış, ama çalışmaları çoğu kez yanlış anlaşılmıştır. Bu unvanı kendisi koymamış olsa da komünizmin babası olarak bilinir. Komünist sözcüğü, Londra Komünist Propaganda Topluluğunun kurucusu olan Goodwyn Barmby tarafından icat edilip 1840 yılında İngilizce diline kazandırılmıştır. Barmby bu sözcüğü, Fransız Devriminin ardından toplumsal yapıyı tarif etmek için kullanılan Fransızca komün sözcüğünden türetmiştir. Buna rağmen herkesin kafasında bu sözcükle Marx ın özdeşleştirilmesi, onun simgesel gücünü gösterir. Benzer şekilde Marx ın sözlerinin çoğu çok iyi bilinir, ama genellikle yanlış aktarılır veya yanlış anlaşılır. İnsanlar burjuvaziden veya Giriş XXI

proletaryadan çoğu kez bu terimlerin ne anlama geldiğini bilmeden bahsederler. Bu kitap Marx ın düşüncesine bir giriş olduğundan dolayı bütün terimler ve jargon metin içinde açıklanacaktır. Simgesel bir figür olmasına rağmen Marx da insani zayıflıkları ve önyargılarıyla sadece bir insandı. Büyük bir zekâsı ve döneminin diğer düşünürleriyle çarpışan uçucu ve etkileyici bir kişiliği vardı, ama sevgi dolu bir aile babasıydı. Ailesiyle birlikte hayatlarının büyük kısmında yoksulluk içinde yaşadılar, çünkü Marx inandığı bir dava hakkında yazıp bu davayı desteklemeye devam etti. Fabrika sisteminin dehşet verici yanlarını canlı bir biçimde yazmasına rağmen, büyük şaheseri olarak addedilecek eserini yazmak için babası fabrikatör olan Engels ten maddi destek aldı. Sınıf mücadelesi analizi ve endüstriyel kapitalist sistem analizi, çok uzun yıllarını aldı ve sağlığına büyük zararlar verdi. Marx cam bir fanusun içinde yaşamadı. Alman filozoflar Georg Wilhelm Friedrich Hegel ve Ludwig Feuerbach; politik iktisatçılar Adam Smith ve David Ricardo; ve Charles Fourier, Henri de Saint-Simon, Pierre-Joseph Proudhon ve Louis Blanc dahil olmak üzere Fransız sosyalistlerden büyük oranda etkilenmiştir. Bu kişilerin Marx üzerindeki etkileri, kendi düşünme sürecinin Marksist felsefeye doğru gelişiminin gösterildiği bu kitabın felsefe bölümünde ayrıntılarıyla açıklanacaktır. Marx, döneminin kabul edilen aklına meydan okuyup toplumların doğası ve sınıf mücadelesi hakkında soruları kışkırtmıştır. İnsanlık tarihinde gelişme modelleri aramış ve bunları, kapitalist sistemi anlayıp yorumlamak için kullanmıştır. Sanayi Devriminin yükselmesini ve kapitalist toplumun gücünü belgelemiştir. Modern sanayinin hayatı iyileştirmek yönünde büyük bir potansiyele sahip olduğunu, ama bunun yerine insanları ezip yoksullaştırdığını, çünkü kendisinin eleştirdiği kapitalist sistemin bir aracı olduğunu görmüştür. Kapitalist sistem altında yaşayan insanların bu sistem tarafından sömürülüp yabancılaştırıldığına, bu yüzden paranın hem zenginlerin hem de fakirlerin hayatlarını yönettiğine inanmıştır. XXII

Marx, içinde yaşadığımız tüketim toplumunun esaslarını inceleyen ilk yazarlardan biridir ve bunun bütün dünyaya yayılacağını öngörmüştür. Marx ın dünya görüşü, bir egemen sınıfın diğerini ezdiği toplumda sınıf mücadelesi verileceğini söyler. Marx, bu ilişkinin sonsuza dek böyle süremeyeceğine ve bunun dünya çapında kaçınılmaz bir devrime yol açacağına inanıyordu. Bu devrimi, komünizm altında eşitler toplumunun kurulması takip edecekti. Yirminci yüzyılda, gitgide daha fazla ülke komünist devlet haline geldikçe onun düşünceleri çok daha gerçekçi bir olasılık gibi göründü, ama Marx ın tasavvur ettiği hakiki komünizm takip edilmedi ve komünist devletlerin çoğu, bu yüzyılın sonuna dek çöktü. Komünist rejimlerin birçok ülkede çökmesi, Marx ın yirmi birinci yüzyılda geçerli olup olmadığına dair şüphelere yol açtı. Marx dünya çapında bir devrimi öngörmüştü, ama bu gerçekleşmedi ve bu olgular, kuramlarının geçerliliği konusunda büyük tartışmalara sebep oldu. Acaba Marx ın kuramları sadece yazıldığı dönemde mi uygulanabilirdi yoksa hâlâ uygulanabilir mi? Devrim hâlâ bir olasılık olabilir mi? 2008 de başlayan dünya finans krizi, Marx ın kapitalist sistemin istikrarsızlığı hakkında haklı olduğunu mu gösteriyor? Bu sorulara verilebilecek kolay yanıtlar yok, fakat bu kitap birçok kilit olgu ve fikir sunacak ve bu sayede okur, kendi fikrini oluşturmaya davet edilecektir. Piyasada Marx üzerine çok sayıda kitap var, ama hepsi de okurun ekonomi ve felsefe bildiğini varsayıyor. Birçok kitap, Marx ın ne yazdığını zaten bilip fikirlerinin ince noktalarını ayrıntılarıyla tartışmak isteyen akademisyenler tarafından diğer akademisyenler için yazılmıştır. Bu kitap, Marx ın hayatı ve dönemi hakkında bir arka plan ve Marx ın düşüncelerinin kilit alanları hakkında bir kavrayış sunmayı ve ayrıca Marx ın fikirlerinin bugün içinde yaşadığımız dünyayı nasıl etkilediğini göstermeyi hedeflemektedir. Bölümler ayrı ayrı okunabilir olsa da, Marx ın düşüncesinin gelişimini takip ettiği için bölüm bölüm sırayla okunursa daha anlamlı olacaktır. Giriş XXIII

XXIV Marx çok üretken bir yazardı ve onun kuramlarını tanıtan bir kitabın, Marx ın değindiği bütün noktaları kapsaması veya inandığı şeylerin lehinde ve aleyhindeki bütün fikirleri analiz etme girişiminde bulunması mümkün değildir. Bu kitabın sonunda, Marx ın söyledikleri hakkında daha derin bir anlayışa ve onun çalışmalarının son yüzyıl içerisinde ilham verdiği felsefi, politik ve akademik fikirler hakkında daha fazla kavrayışa sahip olmak isteyenler için bir okuma listesi bulunuyor.

1 Marx ın hayatının ilk yılları Bu bölümde şunları öğreneceksiniz: Marx ın özel hayatı ve karakteri içinde yaşadığı topluma dair bir arka plan hayatının ilk yılları ve kariyeri hakkında kilit olgular Komünist Manifesto üzerine çalışmaları neden mülteci olduğu. Marx zamanında Avrupa Karl Marx, Avrupa da hızlı toplumsal değişikliklerin olduğu bir dönemde, 5 Mayıs 1818 de dünyaya geldi. Bu hızlı değişimi tetikleyen iki ana kuvvet vardı. Bunlardan ilki, Britanya da başlamış olan Sanayi Devrimi ydi. Bu devrim, fabrika sisteminin bütün Avrupa da büyümesine ve şehirlerin boyutlarıyla sayısında artış olmasına yol açtı. Buharlı motorun icat edilmesi ve fabrika sisteminin yayılması insanların, atalarından tamamen farklı şekillerde yaşamaya başlamaları anlamına geliyordu. Geçmişte insanlar, birbirine oldukça bağlı topluluklar içinde yaşayıp çalışıyor ve geleneksel olarak çiftçilik veya zanaatkârlık yapıyordu. Oysa bu devrimden sonra, kırsal alanlardan Avrupa nın dört bir yanında belirmeye başlayan yeni büyük şehirlere göç etmeye başlamışlardı. Tarım reformları ve makineler, tarlalardaki verimliliği artırıp kırsal alanlarda işsizliğe sebep oldu. Buna ek olarak toprak sahipleri, ortak kullanım haklarını ve feodal sistem altındayken herkese ait olan otlakları kendilerine mal etti. Bu durum da kırsal kesimdeki yoksulluğu artırmıştı. Marx ın hayatının ilk yılları 1

Yeni kasaba ve şehirler kısa zamanda, her koşul altınada çalışmaya çaresizce muhtaç olan yoksul çiftçiler, zanaatçılar ve onların aileleriyle dolup taşmıştı. Bu insanlar, tamamıyla kontrolsüz olan fabrika ve madenlerde geçimlik ücretler karşılığında uzun saatler boyunca çalışıyorlardı. Küçük çocuklar bile korunmasız olarak tehlikeli makinelerde saatlerce çalışıyorlardı. Bu talihsiz insanlar ağır şartlar altında yaşıyorlardı: sağlığa uygun olmayan koşullar içindeki, yiyeceklerin kıt olduğu ve temiz içme suyunun olmadığı gecekondu mahallelerine sıkıştırılmışlardı. Salgın hastalıklar kol geziyordu ve ölüm oranları çok yüksekti. İkinci olarak, 1789 yılındaki Fransız Devrimi ve Napolyon Savaşları (1799 1815) monarşinin yıkılmasına ve feodalizmin Avrupa nın dört bir yanında lağvedilmesine yol açtı. Feodal sistem, yönetici sınıf veya aristokrasinin gücünün işlenebilir topraklar veya tımarlar üstündeki kontrolüne dayandığı bir toplumdu. Bu toplumların işleyiş tarzı ülkeden ülkeye değişirdi, ama genel olarak topraklar, aristokrasi adına toprak karşılığı askeri hizmet sunan vassallar (özgür erkekler) arasında bölünürdü. Topraklar daha sonra, özgür olmayan serf ve köylüler tarafından işlenirdi. Marx bunun, toprakları işleyen köylülerin sömürülmesine dayanan sınıflı bir topluma yol açtığına inanıyordu. Marx ın bu konudaki görüşlerine kitabın ilerleyen bölümlerinde değinilecektir. Marx ın doğum yeri, o zamanlar orta Avrupa da yer alan Prusya ya bağlı Rheinland daki Trier kentiydi. Prusya, bugün Almanya olarak bilinen yerleri ve şimdiki Polonya ve İsveç in bazı bölümlerini kapsayan büyük bir yarı feodal imparatorluktu. Prusya Fransızlar tarafından birçok kez istilaya uğradı ve Trier, Napolyon un Rhein Konfederasyonu nun bir parçası haline geldi. Napolyon en sonunda bozguna uğratılıp 1815 te sürüldüğünde, Prusya tekrar monarşiyle yönetilen bir dizi krallık ve beyliğe dönüştü. Napolyon savaşlarının sonunda devlet sınırları yeniden çizilmiş ve Prusya, Rusya ve Avusturya arasında Kutsal İttifak olarak bilinen bir anlaşma imzalanmıştı. Bu ittifak, yönetici sınıfın toplumsal düzeni koruma girişimiydi; aristokrasi ve toprak sahipleri, artık yeniden kazandıkları güce asılmayı kararlaştırmışlardı. 2

Aslında Prusya, dağınık ülkelerden meydana gelmiş gevşek bir yamalı bohça gibiydi. Bu yüzden düzeni korumak üzere büyük bir ordusu ve hükümet kontrolünde bir ekonomisi vardı. Devrimler Avrupa nın büyük bir kısmını silip süpürüyordu ve bu değişimlerin korkusu Prusya devletinin aşırı bürokratik, geçmişe dönük ve ticaretle sanayiye dirençli hale gelmesine sebep oldu. Özellikle de polis çok güçlüydü, çünkü toprak sahipleri Fransız Devrimine yol açan demokratik ideallerden çok korkuyorlardı. Her türlü yeni fikre, özellikle de özgürlükçü gibi görünenlere derin bir şüpheyle bakılıyordu. Sanatçı, yazar ve şairler de dahil pek çok düşünür, baskıcı rejimden kaçmak için Paris e veya İsviçre ye taşınmıştı. Prusya daki özgürlükçü düşünürlerin çoğu, demokratik bir anayasaya sahip birleşik bir Alman devleti görmek istiyordu. Bunun aksine o zamanın muhafazakârları, Almanya nın Prusya İmparatorluğunun altında ayrı devletler halinde kalmasından yanaydı. Marx ın babası Heinrich Marx bir avukattı. Yahudiydi ve tarihinde pek çok haham çıkarmış bir aileden geliyordu. Ne var ki Yahudilerin kamusal konumlara gelmesini engellemek için yasalar çıkarılınca Protestan Hıristiyan olarak kayıt yaptırdı. Marx ın annesi Henriette de pek çok haham çıkarmış bir aileden gelen bir Hollanda Yahudisiydi. Marx ın kendisi herhangi bir güçlü dini inanca sahip değildi ve hayatı sona erdiğinde de ateistti. Buna rağmen Rheinland da gençliğinde şahit olduğu güçlü Yahudilik karşıtı duygular onu mutlaka etkilemiş olmalıdır. Prusya esasen bir tarım ülkesi olsa da Marx ın büyüdüğü Rheinland bölgesi Prusya nın en sanayileşmiş kesimiydi. Marx ın hayatının burada geçen ilk yılları, tehdit altındaki kır hayatını gözlemlemesine, dini inançların bastırılmasını yaşamasına ve devletin ve özel mülkiyetin gücünü anlamasına ve bunların hepsini birinci elden deneyimlemesine yol açmıştır. Bu biçimlendirici deneyimler, sonraki felsefesini şekillendirmesinde rol oynayacaktır. Marx ın hayatının ilk yılları 3

Marx ın hayatının ilk yılları Marx orta sınıf bir ailede yetişti. Hayatının ilerleyen yıllarında ailesinden uzaklaştığından dolayı, ilk yılları hakkında çok fazla şey bilinmez. Hem erkek hem de kız kardeşlerin olduğu büyük bir aileden gelir. Marx en büyük erkek çocuktur ve ne yazık ki bütün erkek kardeşleri genç yaşta ölürler. Babasının iyi eğitim almış ama hiç hayalci olmayan ciddi bir adam olduğu söylenir. Çocuklarının çevrelerindeki topluma uymasını istemiş ve onları, devletin ve kilisenin iyi üyeleri olmaya cesaretlendirmeye çalışmıştır. Babası yüksek statülü insanların arasına girmeye çalışan biriydi ve Gazino Kulübüne üye olmuştu. 1816 da burada, aristokrat bir aileden gelen üst düzey bir devlet görevlisi olan Baron von Westphalen le tanıştı. İki aile kısa sürede dost oldular. Marx ın ablası Sophie, Baron un kızı Jenny yle yakın arkadaşlık kurdu; Karl da Baron un oğullarından Edgar la aynı okula gidiyordu. Marx ın annesi örgün eğitim almamıştı ama bu o zamanki kadınlar için oldukça normal bir durumdu. Annesi bütün enerjisini ailesini yetiştirmeye adamış ve büyüyüp evi terk ettikleri zaman bile onlar için endişelenmekten hiç vazgeçmemiş bir kadındı. Genç Karl kısa zamanda güçlü ve yaratıcı bir zekâya sahip olduğunu gösterdi. Genç yaşlarından itibaren otoriter ve eleştirici kişiliğiyle bağımsız davranıyordu. Marx ın kız kardeşlerinin, kızı Eleanor a anlattıklarına göre Marx, kardeşlerini çamurdan pasta yemeye zorlarmış kızlar da dinlemekten çok hoşlandıkları hayali hikâyeler anlattığı için Marx ın dediğini yaparlarmış. Marx ın zekâsı kısa zamanda aile dostları Baron von Westphalen in dikkatini çekti. Baron çok kültürlü ve eğitimli bir adamdı, görüşlerinde bir miktar radikaldi ve edebiyata, özellikle de orijinal İngilizce dilinden alıntılar yapmaktan hoşlandığı Shakespeare e çok düşkündü. Baron genç Karl la arkadaşlık kurdu ve onu çalışmalarında cesaretlendirdi; birlikte sık sık yürüyüşe çıkıp Yunan şiirinden bahsederlerdi. Baron, eğitimini ilerletebilsin diye kendi 4

kitaplarının çoğunu bu çocuğa ödünç verdi ve ilerleyen yıllarda Marx, doktora tezini minnettarlıkla ona ithaf etti. Marx ın 1830 yılında 13 yaşındayken Trier Lisesine girene kadar evde özel eğitim aldığı sanılmaktadır. Okul kayıtları belli bir dehanın parıltılarını göstermiyordu, ama okulda devlet tarafından önemli bir göreve getirilen yeni müdürle konuşmayı reddederek bağımsız düşünme ve kalabalıkla birlikte gitme yanlısı olmamanın işaretlerini göstermişti. Eski müdür oldukça özgürlükçü düşünceleri olan bir adamdı ve bu yüzden 1832 yılında okula bir polis baskını düzenlenmişti: serbest konuşma özgürlüğüyle ilgili bir metnin okulda dolaştığı tespit edildi ve öğrencilerin elebaşlarından biri kovuldu. Müdür gözaltına alındı ve en sonunda otoriteler oldukça muhafazakâr olan diğer müdür yardımcısını göreve getirdi. Marx bu adamla hiç konuşmadı ve babasını çok utandırsa da okuldan mezun olduktan sonra onu ziyaret etmeyen birkaç kişiden biriydi. Entelektüel olarak güçlü olmasına rağmen Marx hiçbir zaman güçlü bir bünyeye sahip olmadı ve hayatının büyük çoğunluğunda hastalıklarla uğraştı. Zayıf bir göğsü vardı ve bu sebeple 1836 yılında askerliğe elverişsiz olduğu düşünüldü. 17 yaşında üniversite için Bonn a gittiğinde, ailesi sürekli onun sağlığı için endişe etti. Onu, sağlığının elverdiğinden daha fazla çalışmamasını, sigara içmemesini, çok geç saatlere kadar ayakta kalmamasını, çok şarap içmemesini ve odasıyla kendisini temiz ve hijyenik tutmasını tavsiye eden mektup bombardımanına tuttular. Marx ailesinin tavsiyelerini hiçbir zaman fazla ciddiye almadı ve hayatının büyük bir kısmında düzensiz yaşadı, sigara ve çok fazla içki içti, çalışıp yazı yazarak geç saatlere kadar ayakta kaldı. Üniversite hayatı Marx 1835 yılında Bonn Üniversitesine hukuk öğrenimi maksadıyla girdi. Kısa sürede hukukun kendisine uygun olmadığını anlayıp Marx ın hayatının ilk yılları 5

yılının çoğunu eskiden kalma öğrenci gelenekleriyle harcamaya başladı: borç kabartmak ve içmek. Onu uçarılıkla, bir sabahlık içinde ve darmadağınık saçlarla aylaklık yapmakla ve çalışmalarını yeterince ciddiye almamakla suçlayan babasının mektupları şikâyetlerle doluydu. İçkiliyken yaptığı davranışlar ve kavga etmesi yüzünden bir gece tutuklanıp gözaltına alınan öğrenci Marx ın üstünde bir silah bulunduğundan (tamamen yasadışıydı ama babası araya girdiği için soruşturma görmeden kurtuldu) ve daha sonra da bir düelloda yaralandığından dolayı babasının böyle hissetmesi pek şaşırtıcı değildi. Düelloda aldığı yara sol gözünün üstündeydi ve kalıcı bir iz bıraktı. Karşısındaki kişi eğitimli bir asker olduğundan dolayı böyle hafif bir sıyrıkla kurtulduğu için şanslıydı. Marx, taranmamış koyu saçları, delici bakışları ve bir hayli geniş ve fazla olan sakallarıyla dikkat çekici biriydi. Esmer teni yüzünden bütün hayatı boyunca taşıdığı Moor (Mağripli) lakabını aldı. Bu lakap, kendi çocuklarının bile kullandığı özel bir aile ismi haline geldi. Sesi çok etkili olmasa bile (hafif peltek konuşuyordu) entelektüel yetenekleri ve kelimeleri hünerli kullanışı, daha yaşlı öğrencilerin onu dinlemesine ve ona saygı göstermesine yol açıyordu. Edebiyatın yanı sıra politik fikirlerin de tartışıldığı Şiir Kulübünde kendi fikirlerini ortaya serebiliyordu. Bu yüzden okuluna harcaması gereken zamanı harcamıyordu ve en sonunda babası da bu deli divane yaşamı bırakıp çok daha sıkı bir akademik atmosferin bulunduğu bir yere geçmesi konusunda ısrarlarını artırdı. Marx, 1836 yılının sonbaharında, yine hukuk öğrenimi maksadıyla Berlin Üniversitesine girdi. Berlin, Bonn dan çok daha büyük bir şehirdi ve üniversitenin, cidden akademik ve oradaki Genç Hegelciler sayesinde radikal düşüncenin merkezi olduğu şeklinde bir şöhreti vardı. Genç Hegelciler, Alman filozof Georg Wilhelm Friedrich Hegel in (1770 1831) fikirlerini tartışıp geliştiren akademisyen, entelektüel ve öğrencilerden oluşan bir gruptu. Hegel bu üniversitede rektörlük yapmıştı ve orada çok tanınıyordu. Hegel, Prusya İmparatorluğuna hizmetlerinden ötürü III. Friedrich 6

Wilhelm tarafından nişan takılmış, filozof olduğu yaşarken resmen kabul edilmeye en yakın olmuş biriydi. Takipçilerinin çoğu, devletin kontrolü altındaki üniversitelerde göreve getirilmişti. Hegel in felsefesi bir hayli karışıktır ve 3. bölümde ayrıntılarıyla ele alınacaktır. Ama esasından bahsetmek gerekirse, toplumun entelektüel gelişim veya Akıl yoluyla ilerlediğine ve Akıl ın, Mutlak olarak adlandırdığı Tanrısal bir figürle belirlenebileceğine inanır. Hegel, Mutlak olanın tarih boyunca geliştiğini ama artık kendi bilincine vardığını ve Prusya devleti altında gelişiminin doruğuna ulaştığını ileri sürer. Mutlak olan, idealine ulaştığı için daha fazla ilerlemesi mümkün değildir. Genç Hegelciler, bir dereceye kadar Devlet in Akıl ın cisimleşmiş hali olduğuna katılıyorlardı, fakat Hegel in kuramlarını gitgide daha radikal şekillerde yorumluyorlardı. Mutlak olanı Tanrısal bir figür olarak değil de insanlığın kendisi olarak görüyorlardı. Yirmi birinci yüzyılda yaşayan bir okur için bu pek şaşırtıcı olmayabilir, ama o zamanlar Kilise, toplum içinde çok güçlü bir kuvvetti. Evrenin merkezinde bir Tanrı veya Mutlak olanın değil de insanoğlunun olabileceğini iddia etmek cesaret isteyen bir şeydi. Charles Darwin in evrim kuramını Türlerin Kökeni kitabıyla halka açması bundan çok sonra, ancak 1859 un Kasım ayında gerçekleşmişti. Ayrıca, bilimsel keşiflerin Batı toplumunu çok daha seküler bir hale getirdiğini gören ve bunun, dünyanın bir anlam taşımadığı nihilist bir bakış açısına sebep olabileceğini düşünen Nietzsche de, ancak 1882 yılında Tanrı Öldü diye ilan etmişti. Genel bakış Charles Darwin in insanoğlunun maymundan geldiğine dair ileri sürdüğü fikir, zamanında, Marx ın bütün çalışmalarından daha fazla kamuoyu itirazına neden olmuştur ve derin dini inançlara sahip bazı insanlar için hâlâ tartışmalı bir meseledir. Marx ın hayatının ilk yılları 7

Genç Hegelciler, potansiyel olarak güçlü bir politik kuvvetti; birçoğu ateistti ve özgürlükçüydü. Prusya devletinin Akıl ın eriştiği en son nokta ve Mutlak olanın ifadesi olmadığını iddia ediyorlardı. İşlerin değişebileceğine ve Almanya nın daha demokratik bir hale gelebileceğine inanıyorlardı. Bu, otoritelerin onların faaliyetlerinden gitgide daha fazla endişe duymasına neden oldu ve Prusya devleti, büyük bir polis kuvvetinin yanı sıra ajan ve muhbirler tarafından iyi beslendiği için, gözünü Genç Hegelcilerin faaliyetlerinden ayırmadı. Bu faaliyetlerin çoğu kuramsaldı: sorunlar hakkında yazılar yazıyor, bunları birahanelerde tartışıyor ve felsefi noktaları akademik anlamda ayrıntılarıyla ele alıyorlardı. Ne var ki harekete geçmiyorlardı ve bu durum, Marx ın en sonunda onlara tahammülünün kalmamasına neden oldu. Daha sonra Feuerbach Üzerine Tezler de şöyle yazacaktı: Filozoflar dünyayı yalnızca değişik biçimlerde yorumladılar; sorun onu değiştirmektir. Marx, Berlin Üniversitesine ilk geldiğinde, Hegel in felsefesi üzerine pek düşünmüyordu. Aslına bakılırsa, her ne kadar derslerini pek ilgi çekici bulmamış olsa da bu üniversiteye hukuk okumak için geldiğinden dolayı bu felsefeyi hiç önemsemiyordu. Okuldaki ilk dönemini daha çok, çocukluk arkadaşı Jenny von Westphalen için romantik şiirler yazarak geçirdi. Jenny güzel, kültürlü ve akıllı bir genç kız olmuştu. Yaz tatilinde çok sık görüşmüşler ve gizlice birbirlerine söz vermişlerdi. Marx, Jenny ye duyduğu aşkı ailesine anlatmıştı, ama bu durum bir yıldan uzun bir süre Jenny nin ailesinden saklandı. Birbirlerine deli gibi âşıklardı ve çok romantik mektuplar yazıyorlardı. Jenny, Marx a sevgiyle küçük yabandomuzum diye hitap ediyordu. Her ne kadar Baron von Westphalen Marx a çok düşkün olsa da, Marx ın ailesi genç bir hanımefendinin evlenip gitmeyi düşüneceği türde bir aile olmadığı için ikili, Baron un bu evliliğe onay vermeyeceğini düşünüyordu. Von Westphalen ailesi, bir avukatın ailesinin ait olduğu sınıftan çok daha yüksek bir sınıftandı. Ayrıca Jenny, Marx tan dört yaş büyüktü ve genç bir subayla resmen nişanlıydı. Jenny, babasıyla konuşmak için uygun bir zaman bulana kadar aşklarını saklamanın en iyisi olacağını düşünüyordu. 8

Akademik yıl devam ederken Marx, hukuk öğreniminin gitgide daha az ilgisini çektiğini anladı, ama hayatında ne yapacağı konusunda kararsızdı. Açgözlü bir şekilde okuyordu ve okuduğu her şey hakkında not alma alışkanlığı edindi; bu, hayatı boyunca devam edecekti. Bir hukuk felsefesi yazmaya çalıştı, bunun dışında şiirler, oyunlar ve kısa bir mizahi roman yazdı, fakat görünüşe göre birdenbire, asla istediği türde gerçek bir şair veya yazar olamayacağını fark etti. En sonunda ruhsal bir çöküntü yaşadı ve doktoru tarafından dinlenmek üzere taşraya gönderildi. Hegel i okuyup uzun zamandır direndiği bir şey olan Hegelci bakış açısına yönelmesi burada gerçekleşti. Bu noktadan sonra Marx, Berlin deki Hegelci toplulukların aktif bir üyesi haline geldi. 1837 yılında Doktorlar Kulübüne katıldı. Bu kulüp, teoloji dalında öğretim görevlisi olan Bruno Bauer ve radikal bir felsefeci olan Arnold Ruge nin de dahil olduğu bir grup genç Hegelciden oluşuyordu. Babası bu tür radikal fikirleri onaylamıyor ve oğlunun, hukuk çalışmalarından kendisinin küçümsediği felsefe ve entelektüalizm dünyasına doğru çekildiğini gördüğü için bilhassa korkuyordu. Bir mektubunda bu çalışmaları saçmalığın ve akılsız bilgeliğin atölyeleri diye tarif etmişti. Bu, Marx la ailesi arasındaki büyük ayrılığın başlangıcıydı, çünkü bir daha hiçbir zaman tatillerde eve, onların yanına dönmedi ve mektuplarına çok az yanıt verdi. O yılın sonlarında babası tüberkülozdan ölünce, işlerinin çok yoğun olduğunu söyleyerek cenazesine gitmedi. Ne var ki aslında ömrü boyunca babasının fotoğrafını yanında saklamış ve en sonunda öldüğünde o fotoğrafla birlikte gömülmüştü. Marx, Berlin Üniversitesindeki üç yıl boyunca çok az derse katıldı ve enerjisinin çoğunu felsefeye ayırdı. Zamanının çoğunu, orta sınıf ve taşraya özgü yetişme tarzından alışkın olduğundan daha bohem bir yaşam tarzına sahip özgür düşünen ve özgürce içen entelektüeller ve onların arkadaşlarıyla geçirdiği için nişanlısı Jenny yi de bir hayli ihmal ediyordu. Marx ın hayatının ilk yılları 9

Genel bakış Bohem yaşam tarzı, on dokuzuncu yüzyılın başlarında tarif edilmeye başlanan sanatsal yönlü bir özgürlük hayatıdır. Pek çok yaratıcı insan yoksulluğu genellikle kendisi tercih etmiş ve sınırlayıcı toplumsal kurallardan kaçmak için veya alışılmadık bir ahlaka ya da yerleşik olmayan bakış açılarına sahip olduğu için şehirlerin daha yoksul bölgelerine taşınmıştı. Marx, annesi yaşındaki ünlü bir şair olan Bettina von Armin e geçici bir romantik ilgi bile duymuştu. Bu ilişkisi, onu bilhassa nişanlısıyla tanıştırmak üzere evine götürdükten sonra çok uzun sürmedi. O zamanlar en yakın arkadaşlarından biri olan Bruno Bauer, daha sonra düşmanlarından biri olacaktı. Marx, hayatı boyunca çok yakın arkadaşlıklar kurmuştu, ama kendi fikirleri ilerlemeye devam edip arkadaşlarınınki yerinde sayınca, her ne kadar bir zamanlar aynı fikirleri paylaşmış ve aynı ilkelere inanmış da olsa (hatta belki de bu yüzden), oldukça kişisel nedenlerle kendilerini iğneleyerek çoğu kez onlara tamamen düşman olma noktasına geliyordu. Bauer teoloji dalında öğretim görevlisiydi ve Genç Hegelcilerin önde gelenlerinden biriydi. Marx ı hukuk öğrenimini bırakıp felsefeye yoğunlaşması için cesaretlendirdi. Marx ın küçük bir kasabada avukat olmaktan çok akademik hayata uygun olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden Marx, Demokritos ile Epikuros un Doğa Felsefelerindeki Ayrım konulu tezi üzerinde çalışmaya başladı. Bunun, doktorasını alıp Berlin Üniversitesinde ders vermesine imkân sağlayacağını umuyordu. Bu tez, görünürde antik Yunan felsefesine dair bir tartışmaydı ama Marx, felsefenin dinden çıkarılması ve her türlü dogmadan özgürleştirilmesi gerektiğini ileri sürdüğünden dolayı o dönem için oldukça radikal bir çalışmaydı. 10

Ne yazık ki Marx, böylesi tartışmalı bir konuyu yazmak için kötü bir zaman seçmişti, çünkü o sıralar üniversitenin politikasında köklü değişiklikler yapılıyordu ve birçok Genç Hegelci işini kaybetmişti. Marx bu tezinin, muhtemelen kendisini başarısız bulacak çok tutucu ve gerici bir öğretim görevlisi tarafından damgalanacağını bildiği için, tezini hızlı ve kolay bir şekilde derece vermekle ünlü bir yer olan Jena Üniversitesine gönderdi. Nisan 1841 de buradan Doktora derecesini aldı ve sonra da o yazın büyük bir kısmını Bruno Bauer ile felsefe üzerine düşünüp içki içerek geçirdi. Birlikte her türlü muziplik ve şakayla uğraşıp durdular: mesela ana caddede dörtnala eşek koşturdular ve Hegel in ateizminin kendilerini şoka uğrattığını ileri sürdükleri alaycı bir kitapçık kaleme aldılar. Bu son şakaları geri tepti. Bauer üniversitedeki görevinden atıldı ve onunla birlikte, Marx ın da orada öğretim görevlisi olma şansı uçup gitti. Gazetecilik hayatı Marx hayal ettiği akademik görevi alma şansı artık kalmadığı için ne yapacağı konusunda kararsızlık çekiyordu. Babasının ölümünden sonra harçlıksız kalmıştı ve ziyaret etmediği annesi, aile varlığından ona düşen payı kendisine vermiyordu. İlk ve tek kariyerine koyulmadan önce birkaç ay amaçsızca seyahat etti. Her zaman açık ve berrak bir şekilde yazıyordu ve bu yüzden yazılarından bazılarını yayınlamaya başladı. Gazetecilik kariyerine, 1842 nin Şubat ayında Genç Hegelcilerin Deutsche Jahrbücher adlı bültenine sansür hakkında yazdığı bir makaleyle başladı. Makale ustalıklı bir biçimde yazılmıştı, fakat ne üzücü ki daha yayınlanmadan kaçınılmaz olarak sansüre uğradı. Buna rağmen bu bülten o tarihte çok radikaldi ve birkaç ay sonra da kapatıldı. Marx daha sonra Köln e taşındı ve varlıklı fabrikatörlerle sanayicilerden oluşan bir konsorsiyum tarafından 1841 de Marx ın hayatının ilk yılları 11

kurulmuş özgürlükçü bir gazete olan Rheinische Zeitung da gazeteci olarak çalışmaya başladı. O dönemlerde Köln, Sanayi Devriminin kazandırdığı yeni teknolojik ve endüstriyel ilerlemelerin önde gelen şehirlerinden biriydi ve Rheinland ın en büyük şehriydi. Daha demokratik veya birleşik bir Almanya arzusu taşıyan ve basın özgürlüğüyle konuşma özgürlüğüne inanan herkesi mıknatıs gibi kendine çekiyordu. Sanayiciler ilerlemeye inanıyorlardı ve Alman toplumunda ilerlemeye yol açacak projeleri finanse etmek istiyorlardı. Gazetenin, bu amaçlarını desteklemenin iyi bir yolu olacağını düşünüyorlardı. Rheinische Zeitung un yazı işleri müdürü Adolf Rutenberg, Marx ı çok iyi tanıyordu. Marx ın Doktorlar Kulübünden içki arkadaşıydı ve ayrıca Bruno Bauer in kayınbiraderiydi. Marx ın gazetedeki yardımcısı, kısa zamanda iyi bir arkadaşı olan Moses Hess ti. Gerçi her zaman olduğu gibi daha sonraları araları bozuldu. Marx kısa süre sonra, hem hükümeti hem de hükümete yetersiz biçimde muhalefet eden bazı liberalleri eleştirdiği saldırgan makaleler yazmaya başladı. Etkileyici kişiliği sayesinde, Ekim 1842 de gazetenin yazı işleri müdürü oldu. Sorumluluğu alır almaz, çalışmalarının anlamsız olduğuna inandığı, gazeteye yazı vermekte olan insanların çoğunu küstürdü. Düzgün bir şekilde düşünülmemiş veya tartılmamış olduğunu hissettiği kuramları şiddetle eleştiriyordu. Sansür memuruyla da birçok kez ihtilafa düştü. Prusya da çıkan her gazetenin, yayın izni almadan önce bir sansür memuru tarafından kontrol edilmesi gerekiyordu ve Marx, üstü kapalı göndermeler ve kelime oyunlarıyla sansür memuruna eziyet edip onu kızdırmaktan zevk alıyordu. Sansür memuru, bir şeyin basılmaya uygun olmadığına inandığında (ve bunu sık sık yapıyordu), Marx onunla saatlerce tartışıyordu. Marx, sansür memurunun fikrini değiştirmesi için etkileyici entelektüel gücünü kullanıyordu ve sansür memuru da çoğu kez, Marx ın sonunda işini kaybetmesine yol açacağından endişe ediyordu. 12

Tipik kapitalist işte. Bize yardım etmek için hiçbir şey yapmıyor. Marx bu gazetede geçirdiği dönemde toplumsal ve ekonomik meselelerle ilgili bilgisinin çok engin olmadığını ve fazlasıyla kuramsal olduğunu fark etmişti. Ciddi bir şekilde politik iktisat çalışmaya girişti ve etrafındaki dünyaya daha nesnel ve materyalist bir ilgi duymaya başladı. Çok tartışmaya yol açan makalelerinden birini, odun hırsızlığıyla ilgili yeni bir yasanın çıkması üzerine köylülerin kötü durumu üzerine kaleme almıştı. Eski feodal yönetim sisteminde, köylülerin ormandan yakacak odun toplama hakları vardı. Ormanlar özel mülkiyete geçince, köylüler odun için para ödemek zorunda kaldı ve çoğu da bunu karşılayamadı. Yasalar o kadar katı ve mantıksızdı ki insanlar yere düşmüş çıraları toplamaktan ötürü bile ceza alabiliyorlardı. Marx, bu konuda sert bir makale yazmakta tereddüt etmedi. Gümrük vergilerinin konmasından ve gümrüksüz şarap ithalinden kötü yönde etkilenen Mosel bölgesindeki bağcıların kötü durumları hakkında da yazdı. Bunlar, belgesel habercilik yaptığı ilk vakalardan bazılarıydı ve Marx ilk kez bu zamanlar özel mülkiyet, ekonomi, sınıf mücadelesi ve devlet iktidarı meseleleri hakkında düşünüp yazmaya başladı. Marx ın hayatının ilk yılları 13