Göç Hikâyeleri Ac y gören insan baflkas n ac tmaz



Benzer belgeler
3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

Yaz ma Aziz Nesin in özyaflamöyküsü Böyle Gelmifl Böyle

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan

Yeniflemeyen Zarlar B:

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

ÜN TE KES RLERDEN ALANLARA. Kesirleri Tan yal m. Basit Kesirler

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

Ard fl k Say lar n Toplam

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

Bu yaz da 6 mant k sorusu sorup yan tlayaca z.

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

Genel Yay n S ra No: /14 Cep Kitapl : XLV. Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun. Kapak Can Eren

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KONU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

Rastgele Bir Say Seçme ya da Olas l k Nedir

DE fi M. Do ada her fley de iflime u rar. A açlar de iflir. Hayvanlar de iflir. Eflyalar de iflir.

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Pelitcik ve Sarıkavak Köyleri-Çamlıdere (04 Ekim 2009) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Büyükşehir Bodrum halkına yeni süreci anlattı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009

ZARLARLA OYNAYALIM. Önden = = + = Arkadan = = + + = = + + =

içinde seçilen noktan n birinci koordinat birincinin geldi i saati, ikinci koordinat ysa

Cemal Amca n n Zarlar

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

TÜRK YE DE A LE Ç fi DDET Ülke Çap nda Kriminolojik-Viktimolojik Alan Araflt rmas ve De erlendirmeler

ALIfiTIRMALAR VE PROBLEMLER

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

Bir önceki yaz da, n bir tek tamsay oldu unda n n sihirli

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

TOPLUMSAL ETK NL KLER

Bir tavla maç 5 te biter. Yani 5 oyun kazanan ilk oyuncu

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

KES RLER. Bunlar biliyor musunuz? Bütün bir fleyin bölündü ü iki eflit parçadan her biri. Tam, bölünmemifl fley. Bütün elma gibi.

(ÖSS ) ÇÖZÜM 2:

Topolojik Uzay. Kapak Konusu: Topoloji

Yay n No : 2351 letiflim Dizisi : Bask Aral k 2010 STANBUL

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul

Minti Monti. Kızak Keyfi. Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun?

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.


Zihinden fllem Yapal m, Yuvarlayal m, Tahmin Edelim

Temel Kaynak 4. Ülkeler

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

Bir tan mla bafllayal m. E er n bir do al say ysa, n! diye yaz -

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

Yoga. Beden Ruh ile Bulufluyor


Amerika Birleflik Devletleri nde dikkatimi ilk çeken her fleyin

Bu dedi im yaln zca 0,9 say s için de il, 0 la 1 aras ndaki herhangi bir say için geçerlidir:

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

ÇÖZÜM Say : Mustafa BAfiTAfi* I-G R fi

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

SIVILARI ÖLÇME. Marketten litreyle al nan ürünlerden baz lar afla da verilmifltir.

Dinleme. Ö retmenin dedi i gibi iyi bir dinleyici oluyorum. Arkadafl m ilgiyle dinliyorum.

performansi_olcmek 8/25/10 4:36 PM Page 1 Performans Ölçmek

Hasta Rehberi Say 6. KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Kolay okunabilir rehber

NTERNET ÇA I D NAM KLER

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

Transkript:

GÖÇ H KÂYELER

Göç Hikâyeleri Ac y gören insan baflkas n ac tmaz Yay na haz rlayan: Nam k Kemal Dinç. Proje Dan flman : Bahar Öcal Düzgören Tasar m ve Kapak: KolektifAtölye ISBN: 978-605-60059 Bask : Gün Matbaac l k, Reklam, Film, Bas m, Yay n, Tan. San. Tic. Ltd. fiti. Telsizler Mevkii Beflyol Mah. Akasya Sok. No: 23/A Küçükçekmece/ stanbul. Tel: 0 212 580 63 81 GÖÇ-DER / Göç Edenler Sosyal Yard mlaflma ve Kültür Derne i Hal c lar cad: U ur Saray apt. No: 92/15 Fatih/ stanbul/türkiye tel: +90 0212 635 61 22 Faks: +90 0212 532 77 71 e-mail: gocder1@hotmail.com. Bu kitap GLOBAL DIALOGUE un katk lar yla haz rlanm flt r.

GÖÇ H KÂYELER Ac y gören insan baflkas n ac tmaz GÖÇ-DER 1997

bos

çindekiler Önsöz 7 Teflekkür 11 Göç Hikâyeleri sözlü tarih çal flma notlar 13 Ac y gören insan baflkas n ac tmaz. 23 Hep oran n rüyalar n görüyorum. 47 Bir yapra yerde görsem, diyorum yaz kt r, kimse basmas n!.. 79 Yaflam karfl s nda, tarih karfl s nda, toplum karfl s nda verilemeyecek hiçbir hesab m yok. 103 Bu ülkede art k insanlar, anneler a lamas n. 131 Biz kime flikayet edece iz? 155 Ömrüm boyunca hep fliddete mi maruz kalaca m? 185 O ac lar yaflayarak büyüdük. O ac larla halen yafl yoruz. 209 Bu dünyan n güzelleflmesini kardeflli in olmas n istiyorum. 223 Çocuklu umuzu tam olarak yaflayamad k. 245 Her fley gerçekten çok zor idi. 269

bos

Önsöz nsanl k tarihi kadar eski olan göç; biçim ve nedenler konusunda sürekli bir de iflim ve farkl laflmay yaflasa da, insanl n en ciddi ve çözüm bekleyen problemlerinden biri olmaya devam ediyor. Baflta sadece daha güvenli yaflayabilmek amac ve do al nedenler yüzünden yer de ifltirmek zorunda kalan insanlar, zamanla yoksulluk, çat flma ve savafl gibi do al olmayan nedenlerden dolay göç etmek zorunda kald lar. nsanlar art k ço u zaman daha iyi yaflamak için de il, ölmemek için göç ediyordu. Bu topraklar n bafltan beri tan kl k etti i bu trajedi, günümüzde birçok farkl nedenden dolay hala devam etmektedir. Ülkemizin sadece son yüzy ll k tarihine bakt m zda bu trajedinin boyutlar ve devleti yönetenlerin göçertme konusundaki tecrübesine tan k oluyoruz. Özelikle Osmanl imparatorlu unun son demleri olan 1915 ten günümüze kadar, bu topraklarda yaflayan Ermeni, Rum ve Kürt halk na karfl, gerek uluslararas iliflki ve çeliflkiler, gerekse de iç çeliflkilerden kaynakl hep bir tehcir politikas uyguland. Bu politikan n sonuçlar ve bedeli halklar aç - s ndan çok a r oldu. K sa vadede etkili olsa da, uzun vadede göçertme politikalar n n ne kadar baflar l ve etkili oldu u tart flmaya aç kt r. Günümüzde bile Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin uluslararas iliflkilerde zorlanmas na neden olan geçmifli ile yüzleflememesidir. Er ya da geç bu ülke bu gerçekle yüzleflmek zorunda kalacakt r.

8 GÖÇ H KÂYELER Türkiye nin demokratikleflmesi, ço ulcu ve bar flç l bir sosyal yap oluflturabilmesi sorununu, Kürt sorunundan ba ms z düflünmek gerçekçi de ildir. Türkiye Cumhuriyeti nin sorunu görmezden gelifli, Kürtlerin varl n yok sayma çabas, Kürtlerle Türkiye Cumhuriyeti aras ndaki iliflkileri zedelemifl ve zaman zaman da çat flma ve isyan boyutuna varan sosyal hareketlerin ortaya ç kmas na yol açm flt r. Çat flma, gerilim ve isyan boyutlar - na varan sosyal hareketler döneminde, kamu yönetiminin uygulad politikalar, zorunlu iskân, güvenlik gerekçesi ile özellikle köy ve mezra gibi yerleflim alanlar n n boflalt lmas, Kürtlerin yaflad klar yerleflim alanlar n terk edip yeni yerleflim alanlar na göç etmesine yol açm flt r. Zorunlu göç kamuoyunun, bas n n ve resmi kurumlar n yabanc olmad bir konu olsa da, konuya bak fl aç s n n daha çok resmi görüfle göre flekillendi ini söylemek yanl fl olmayacakt r. Neredeyse tüm kötülüklerin kayna olarak afifle edilen ve polisiye tedbirlerle denetime al nmak istenen bu insanlar n, hangi koflul ve flartlar alt nda göç etmek zorunda kald n, göç esnas nda ve göçten sonra gelip yerleflmeye çal flt klar kentlerde nelerle karfl laflt klar n bilmeden suçlamak, kolayc bir yaklafl mdan baflka bir fley de ildir. Zorunlu göç ma durlar n n yüzde sekseni isteyerek köylerini, topraklar n ve evlerini b rak p yabanc olduklar bir kültür ve kente yaflamaya gelmediler, böyle bir tercih yapma haklar bile olmad, tek tercihleri, yaflamak ve hayatlar n sürdürmek için köyden ç kmakt. Her ç kan da orada kendinden bir parça b rakmak zorunda kald. Kimisi eflini, kimisi kardeflini, kimisi çocu unu ve hepside bin y lar n baba yadigâr olan topraklar n... Eksik geldiler bu kente. Travmalar yla, yoksulluklar yla, güvensizlikleriyle, yabanc l klar yla, öfkeleriyle, kimsesizlikleriyle ve kimliksizlikleri ile geldiler... Geldiklerinde onlar gülen yüzlerle karfl layan olmad, yerin ve afl n var m diye soran olmad. Kuflkuyla karfl land lar, ev bulamad lar, ifl bulamad lar, gecekondu ve çad rlarda yaflamak zorunda kald lar... Tüm bunlar bilmeden ve görmeden, her kap-kaç, h rs zl k, tinercilik, iflportac l k, çocuk iflçili i, kad n cinayeti vb. olaylar yafland nda bu insanlar suçlamak ve yarg la-

ACIYI GÖREN NSAN BAfiKASINI ACITMAZ 9 mak gerçe i görmemektir ve haks zl kt r. Elinizdeki kitap 1984-1999 y llar aras ndaki dönemde Kürt bölgesinde yaflanan Düflük Yo unluklu Savafl süresince zorunlu göçe maruz kalm fl insanlar n öykülerinden olufluyor. Bugüne kadar göç olgusuna iliflkin birçok çevre çeflitli araflt rma, rapor, kitap ve belgesel çal flmalar yürüttü. Elinizdeki kitap bildi imiz kadar yla sözlü tarih yöntemi ile Kürt göçünü iflleyen ilk kitap olmas ndan dolay oldukça önemli. Ülkemizin son yirmi y ll k yak n tarihinin trajik bir kesiti olan zorunlu göçü tan klar n anlat mlar yla kamuoyuna duyurmay ve paylaflmay bir görev biliyoruz. Bu görevi yerine getirirken temel amac m z; Bu çal flmayla her fleyden önce zorunlu göç esnas nda insanlar n yaflad klar problemlere dikkat çekerek kamuoyu oluflturup sorunun çözümüne katk da bulunmay, sakl kalan bir dönemin ayd nlanmas na destek olmay amaçl yoruz. Ayr ca bu kitap çal flmas ile konuya iliflkin toplumsal bilinç ve belle in geliflmesine ve yaflananlar n unutulmamas n amaçl yoruz. Böylesi bir çal flman n kolay olmayaca n n fark nda olsak da, bu kadar zorlanaca m z hesaplayamam flt k. Proje ekibi olarak zorunlu göç ma durlar n n yaflad klar na yabanc olmasada, bu çal flmaya bafllad ktan sonra ruhsal ve psikolojik olarak çok zorland m z ifade etmek laz m. Kolay olmad insanlar n kabuk tutmufl ac lar n deflifre etmek, on-on befl sene önce yaflad klar n tekrar hat rlatmak, onlar o güne götürmek. Hem görüflen hem de görüflülen için bu durum oldukça zor oldu. Zor olsa da yaflananlar n sakl kalmamas ve hala devam eden bir sorunun çözümüne küçük de olsa kendi cephemizden katk sa laman n bize verdi i inanç ve umutla iyi bir çal flma yapt m z düflünüyoruz. Önümüzdeki dönemde de göç sorununun çözümüne daha fazla katk sunmak için bu gibi faaliyetlerin sahibi olaca m z ve bu konudaki çal flmalar m z sürdürece imizi ifade etmekten mutluluk duyar z.

Teflekkür... Bu çal flmada baflta görüflme talebimizi kabul eden, ilgi ve yard mlar n esirgemeyen ve bize gösterdikleri Kürt misafirperverli i nden dolay göç ma durlar na; çal flmaya bafl ndan beri büyük katk sunan, her aflamada ön aç c öneriler gelifltiren, düflünce ve tecrübelerini bizimle paylaflan dan flman m z Say n Bahar Öcal Düzgören e; yine kitap ve kapak tasar m ndan dolay Kolektif Atölye çal flanlar na; bu proje çal flmas nda yer alan Osmanl Kaynaklar nda Kürtler Çal flma Grubu ndaki arkadafllara, çekimlerin yap lmas için bize kameras n veren hsan Akbaba ya; yine ilk görüflme de evini bize açan Hüsnü Da a; görüflmelerin çözümünde yard mc olan, Ayfle K smet, Bar fl Bayda ve Sinan Çelik e; mahallerde ailelere ulaflmada bize destek sunan Resul Kurhan, Ahmet Ece, Eflref Yaflar a, Edip Korkmaz a ve Sunullah Altan a; yapt hukuki destekten dolay Av. Hasari Yenice ye, verdi i teknik destek dolay Burhan Aslan a ve ismini sayamad - m z fakat bize destek sunan birçok insana verdikleri destekten dolay teflekkürü borç biliriz. lhan BAL Proje Koordinatörü GÖÇ-DER YÖN. KUR. SEKRETER

Göç Hikâyeleri Sözlü Tarih Proje Ekibi Proje Koordinatörü: Proje Dan flman : Görüflmeciler: Kay t çözümü: Kamera çekimi: lhan Bal Bahar Öcal Düzgören Nam k Kemal Dinç Melek Toptafl Kömürcü Ayhan Ifl k Serhat Bozkurt Abdullah Ar Mirza Korkmaz

bos

Göç Hikâyeleri Sözlü Tarih Çal flma Notlar 1984-1999 y llar aras nda Kürtlerin yo unlukta yaflad klar illerde zorunlu göçe maruz kalan insanlar n hikâyelerinin topland bu kitap, yaklafl k sekiz ayl k kolektif bir eme in ürünüdür. Sekiz kiflilik bir ekiple yürüttü ümüz çal flmaya, farkl etaplarda birçok arkadafl ve dost katk sundu, iyi fleyler ortaya ç karma esprisiyle içten ve fedakârane kat l m gösterdi. Çal flman n ilk ay n, grubun oluflturulmas ve haz rl kla geçirdik. Akabinde görüflmelerin yap lmas, kay tlar n çözümü ve teknik düzenlemeler, editoryal çal flma, ngilizce tercüme ve kitab n yay na haz rlanmas birbirini izledi. Kitap son fleklini alana kadar bütün bu aflamalarda onlarca insan elbirli i, bilgi birli i ve yürek birli i etti. Sekiz kiflilik ekipten dört arkadafl görüflmeleri yürüttü. Di er dört arkadafl ise iflin mutfa yla, teknik haz rl klar (kay t cihaz, foto raf ve video çekimi...) ve görüflme yap lacak kiflilerle randevular n ayarlanmas, ulafl m vb. sorunlarla ilgilendiler. ki ayr grup olarak yürüttü ümüz görüflmeleri, Türkçe ve Kürtçe iyi bilen birer arkadafl yan yana getirmek suretiyle sürdürdük. Görüflmeleri olabildi ince Türkçe yapmaya çal flt k, çünkü tasarlanan kitab n öncelikle Türkçe bas m yap lacakt. Ancak Türkçe bilmeyen veya kendini çok zor ifade eden kiflilerle görüflmelerimizi Kürtçe yapt k. Ekibi oluflturanlardan üç kifli, Göç-der de çeflitli sorumluluklar

14 GÖÇ H KÂYELER olan arkadafllard. ki arkadafl m z daha öncede dernek çal flmalar na aktivist olarak kat l yordu. Di er üç arkadafl ise stanbul Üniversitesi ve stanbul Bilgi Üniversitesinde Tarih bölümünde lisans okumakta olup, Osmanl Kaynaklar nda Kürtler Çal flma Grubu ndan projeye dahil olmufllard. Kürt tarihi üzerine araflt rmalar yapan arkadafllar, böyle bir çal flmay gruplar aç s ndan da bir deneyim ve kazan m olarak de erlendirmifl ve kat l m yapm fllard. Grubun bileflenleri belli olduktan sonra nas l bir çal flma yapaca m z ve nelere dikkat etmemiz gerekti i konular nda tart flma ve toplant lar yapt k. Herkesin üzerinde mutab k oldu u en önemli fley, böyle bir çal flman n ilk defa yap ld ve bizzat yaflayanlar n a z ndan göç olgusunu gündeme getirmenin çok önemli oldu uydu. Herkesin kat ld bu kanaat, çal flman n bafltan sonuna motivasyonu düflmeden yürümesini sa lad. Elbette niyetlerin böyle bir çal flmay hakk yla kotarmak için yeterli olmayaca n biliyorduk. O zaman dersimizi iyi çal flmal yd k. Bilimsel, gerçekçi, sorunu bütünlüklü yans tacak veriler ortaya koyan bir çal flma yapmay hedef seçtik. Bunun için haz rl k e itimleri yapma karar ald k. Yabanc s olmad m z halde göç konusunda yaz lan rapor ve de- erlendirmeleri bir daha gözden geçirdik, yasal mevzuat ve yeni uygulamalar inceledik. Görüflmelere haz rl kl gidebilmek ve konuya hakimiyet aç s ndan bu araflt rmalar çok faydal oldu. Haz rl k e itimlerimizin bir di er konusu sözlü tarih yöntemiydi. Çal flmay sözlü tarih yöntemiyle yapacakt k ama sözlü tarih ne demektir, nas l yap l r, do rusu pek bilmiyorduk. Baz arkadafllar m z n daha önce bu konuda çeflitli okumalar vard, ancak hiçbirimizin böyle bir prati i, deneyimi söz konusu de ildi. En iyi ö renmenin prati in kendisi oldu u gerçe inden hareket ettik. Kendi pratiklerimizi sürekli bir e itim ve de erlendirme konusu yapt k. Ancak salt prati in yeterli olmayaca n bilerek sözlü tarih konusunda yaz lm fl kitap ve makaleleri araflt rd k ve birbirimizle paylaflt k. Bu ikili süreci bütün çal flma boyunca devam ettirme gayreti içinde olduk. Neticede sözlü tarih konusunda çok fley ö rendik, ama iyi bir sözlü tarihçilik için ciddi bir donan m ve farkl disiplinlere hakimiyet gerekti ini de kavrad k. Haz rl k sürecinde teknik malzemelerin temini ve nas l kullan -

ACIYI GÖREN NSAN BAfiKASINI ACITMAZ 15 lacaklar üzerinde de durduk. Kay t cihazlar m z oldukça iyi ve kullan fll yd. Ancak kamera olarak küçük el kameralar ndan temin edebilmifltik. Daha geliflmifl bir kamera ile çok daha kaliteli görüntüler elde edilebilir ve farkl biçimlerde kullan labilirdi, fakat temin edemedik. Bu konuda teknik yard m talep etti imiz baz kurum ve kurulufllar ise maalesef yard mc olmad lar. Yapt m z görüflmelerin tasnifi, çözümü ve arflivleme ifllerini bir arkadafl - m z organize etti. Eldeki malzemenin çok önemli bir arfliv de eri tafl d n biliyoruz. Kitap olarak yay nlad m z belgeler d fl nda kalan belgelerin de korunmas ve üzerinde daha farkl çal flmalar yap labilmesi için araflt rmac lara ve kamuoyuna sunulmas ve bu belgeler üzerinden baflka çal flmalar yürütülmesi gerekmektedir. Haz rl k sürecinin di er önemli bir çal flmas da sorular n oluflturulmas yd. Sorular, yürütece imiz çal flman n kapsam ve niteli ini ortaya koyacak ayn zamanda çerçevesini çizecekti. Tart flmalar m z sonucunda sorular n üç ana bölümden oluflmas na karar k ld k. Göç öncesi, göç süreci ve göç sonras yaflananlar dinleyerek hikâyeleri bütünlük içinde verecektik. Göç öncesi sürecin irdelenmesini önemli buluyoruz. Bunun k ymetini görüflmelerde de fark etti imiz için kitapta epey yer verdik. Çünkü haritadan silinen köylerle birlikte bir tarih, bir kültür, gelenek ve yaflam biçimi yok olma tehlikesiyle bugün karfl karfl ya. Bu de erleri tarihe mal etmek aç s ndan da bunlar oldukça önemli. Yine anlad k ki bu konuda daha birçok antropolojik, sosyolojik çal flmaya ihtiyaç var. Köylerde oynanan oyunlardan bayramlar n kutlanma biçimine kadar birçok farkl çal flma araflt rmac lar n ilgisini bekliyor. Sorular olufltururken kullanaca m z dile de özel hassasiyet gösterdik. Yanl ve yönlendirmeye dönük sorular çal flman n niteli ini ve etki düzeyini düflürebilirdi. hikâyeleri bütünlüklü yans tmak kadar, objektif sorular oluflturup bilimsel sonuçlara ulaflmak da dikkat etmeye çal flt m z ölçüler oldu. Görüflmeler esnas nda da bunlar göz önünde bulundurduk. Yapt m z e itimlerde de dile getirdik. Sorular n oluflturulmas kadar hassas bir husus da görüflülecek kiflilerin tespit edilmesiydi. stanbul da zorunlu göç ma duru çok say da insan vard. Bunlar n bir k sm n n Göç-der le iliflkisi vard, bir k sm n n ise yoktu. Görüflülecek kifli ve aileleri tespit ederken,

16 GÖÇ H KÂYELER bölgede yaflanan göç gerçe inin tüm foto raf n yans tmas n istedik. Nihayetinde zorunlu göçün bir çok farkl yüzü, bir çok farkl gerçekleflme biçimi, rengi, tonu, ve uygulamas vard. Bunlar n hepsi çal flmaya yans yabilmeliydi. Bazen bir köyün tamam boflalt lm fl, bazen tek bir aile köyden ç kar lm fl, bazen koruculuk dayat lm fl, bazen bir çat flma bahane olmufl, bazen can güvenli i olmad n düflünerek insanlar kendileri topraklar n terk etmifl, bazen de ölüm tehditleri buna sebep olmufltu. Daha ço alt labilecek birçok sebep vard ve her biri foto raf n ayr bir karesine denk geliyordu. Yine iller baz nda dengeli bir da l m tutturmak gerekiyordu. Projeyi köy boflaltmalar n çok yo un oldu u birkaç ille s - n rl tutmak istemedik, zorunlu göçün yafland bütün illerdeki kiflilerle görüflmeye çal flt k. Eksik kalan yerler oldu ama az msanmayacak say da ilden kiflilerle görüflme yapt k. Görüflülecek kiflileri tespit ederken dikkat etmeye çal flt m z önemli noktalardan biri de kiflilerin politik alg ve tutumlar yla ilgiliydi. Bölge insan n o çat flma ortam nda çok yo un politize oldu unu ve göç ma durlar n n a rl kl k sm n n koruculuk dayatmas n kabul etmedi i için topraklar n terk etti ini düflündü ümüzde bireylerin tespitinde hayli zorluklar yaflad k. Görüflmeleri salt politik insanlarla yapmamaya özen gösterdik, ancak politik insanlarla yapmaktan da çekinmedik. Bizim için as l olan bir bireyin veya ailenin zorunlu göç ma duru olmas yd. Politik kifliler görüflme talebimizi daha kolay ve tereddütsüz kabul edebiliyordu. Ancak görüflmeleri onlarla s n rlayamazd k. Nitekim çal flmay bu eksende yürüttük. Ald m z bir bilgi üzerine daha önce koruculuk yapm fl, fakat sonras nda kendisi de göç etmek zorunda kalm fl bir kifli ile görüflmek istedik, ancak talebimizi kabul etmedi. Yaflananlar karfl s nda duyulan korkunun etkisi halen silinmifl de il. Yafll bir anneyle yapmak istedi imiz görüflmeyi kocas n n karfl ç kmas neticesinde yapamad k. Baz lar isimlerini vermediler. Ve görüflmelerin nerdeyse tamam n da insanlar kendilerine otosansür uygulad lar. Özgürce kendilerini ifade etmekten çekindiler. Yaklafl k üç ayl k bir zaman dilimini görüflmelerle geçirdik. stanbul un birçok semtine görüflme yapmak maksad yla gittik. Yüzden fazla kifliyle görüflme yapt k. Aral k, ocak, flubat gibi k fl n

ACIYI GÖREN NSAN BAfiKASINI ACITMAZ 17 en so uk ve sert aylar na denk gelen görüflmeler nedeniyle bir ara ekip üyelerinin hepsi hastaland. Ancak bütün arkadafllar fedâkarca çal flt lar. Bazen günde iki görüflme bazen de bir görüflme yapt k. Genelde görüflmeleri stanbul un merkezinden uzak, ücra kesimlerinde yapt m z için görüflmelere tekrar tekrar gidipgelmek oldukça zor ve zahmetli oldu. Görüflmelerde en büyük eksiklerimizden birisi gidece imiz kifli veya aile hakk nda ve hikayesine dair önceden yeterli bilgi sahibi olmamakt. Projenin zamanlama aç s ndan dar, ancak hedefler aç s ndan genifl olmas ve stanbul da insanlara ulafl m-irtibat sorunlar bizi zorlayan hususlar oldu. Ön görüflmeler yapmak veya öncesinde görüflülecek kifliler hakk nda teferruatl bilgi sahibi olmak elbette çal flmay daha verimli k labilirdi. Ancak bu çok s n rl olabildi. Görüflmeleri bazen aileden bir tek kifli ile bazen birkaç kifli ile, bazen de bütün aile ile yapt k. Bizim tercihimiz ayn aileden daha fazla say da kifli ile yapmak olsa da karar genelde karfl tarafa b - rakt k. Ailelerin hassasiyetlerini göz önünde bulundurduk. Yine birçok sebepten dolay konuflmak istemeyen kifliler oldu, sayg yla yaklaflt k. Çünkü gönüllülük ekseninde bir çal flma yap yorduk. Görüflmelere bütün yafl kategorilerinden bireyleri katmaya çal flt k. Kad nlar, çocuklar ve gençleri özellikle dahil etmek istedik. Çocuklar ve gençlerle yapt m z görüflmeler hem nicelik olarak epey bir yekun oluflturmakta, hem de içerik olarak oldukça çarp - c, dikkatle okunmas gereken bilgiler ihtiva etmektedir. Kad nlar konusunda ise ayn baflar y gösterdi imizi söyleyemeyiz. Belki yapt m z görüflmelerin yar ya yak n n kad nlar oluflturuyor ancak kad nlar n sorunlar na tam olarak parmak basamad k. Çal flmam z n en büyük eksikli ini bu konu oluflturuyor. Sonlara do ru eksi imizi fark ettik ama art k çok da yap lacak bir fley yoktu. Daha bafllang çta kad nlara dair ayr, özel sorular oluflturmak gerekiyordu. Yine farkl görüflme tekniklerini denemek belki daha iyi sonuçlar almam z sa layabilirdi. Bu hususlarda özel bir yo unlaflmam z olmad. Yine görüflme ekibinde sadece bir kad n arkadafl n bulunmas bu eksikli i destekleyen baflka bir sorundu. Görüflmeleri genelde evlere giderek, bazen tek tek, bazen de bir odada aile içinde yapt k. Bunda gitti imiz evin fiziki koflullar ve ai-

18 GÖÇ H KÂYELER lenin sosyal yap s belirleyici oldu. Hafta içi günlerde akflamüzeri yapt m z görüflmeleri, hafta sonlar gündüz vakitleri de yapt k. Kürtlerin kalabal k aile yap s ndan dolay görüflmeler s ras nda bazen ekstra sorunlar da yaflamad k de il. Özellikle befl yafl alt küçük çocuklar n teknik cihazlara merak ve ilgiyi kendi üzerlerine toplama çabas bizleri zorlayan, ama hofl, komik enstantanelerdi. Görüflmelerde bazen farkl yöntemler de denedik. Aile bireylerinin bir arada bulundu u ortamda, hikâyelerini bir kiflinin anlat m n esas almak üzere ilgili bölümlerde di er aile bireylerini katarak dinledik. Bunlar n baz lar nda verimli sonuçlar al rken, bazen de istedi imiz sonuçlar alamad k. Yukar da da dile getirildi i gibi görüflmeleri a rl kl olarak Türkçe yapt k. Bafltan teslim etmek gerekiyor ki, gençler ve çocuklar n haricinde görüflme yapt m z insanlar kendilerini Türkçe ifade etmekte çok zorland lar. Zaten kad nlar ve yafll lar n önemli bir k sm Kürtçe den baflka bir dil bilmiyorlard. Görüflmelerin Türkçe yap lmas bizim ricam z üzerine gerçekleflti, yoksa insanlar n tercihi de ildi. Dolay s yla kitap okunurken özellikle bu husus göz önünde bulundurulmal, insanlar n anadillerinin d fl nda bir dille konufltuklar bilinmelidir. Her ne kadar biz editoryal çal flmay yaparken, cümlenin orijinaline dokunmadan, yapt m z eklemeleri belirterek düzenlemeye çal flt ysak da, anlam bozukluklar ve cümle düflüklükleri yine vard r, bu da belirtti imiz nedenden dolay d r. Görüflme yapt m z bütün ailelere gösterdikleri Kürt misafirperverli i nden, ilgi, alaka ve yard m çabalar ndan dolay bir teflekkür borcumuz var. Gitti imiz her evde çok iyi a rland k. nsanlar yard mc olmak için bize elinden gelen çabay sergiledi. Ayn çabay görüflmeler s ras nda da olabildi ince sergilemeye çal flt klar na flahitlik ettik. Olabildi ince diyoruz çünkü görüflmeler s - ras nda öyle anlar yaflad k ki, kelimeler bo azda dü ümlendi, söz bitti... nsanlar n tekrardan hat rlamaya tahammülü olmad birçok an n ve olay n oldu una tan k olduk. Anlat lan hikâyelerin üzerinden on-on befl y l geçmifl olmas na ra men insanlar yaflad klar travman n etkisini üzerlerinden atabilmifl de iller. Genellikle hiçbiri yard m ve destek görmemifl. Bütün sorunlar n kendi bafl-

ACIYI GÖREN NSAN BAfiKASINI ACITMAZ 19 lar na çözmeye çal flm fllar. Bugün stanbul da yeniden bir yaflam kurmaya çal flan bu insanlar n ço u yaflad travmadan kendini kurtarabilmifl de il. Elbette hikâyelerinin anlat m na bütün bunlar yans d. En baflta dil problemi önemli bir sorun oldu. Ço unlu u Türkçe yi sonradan ö renmiflti. Görüflme yapt m z insanlar n okula gitme oran çok düflüktü. Ender say da kifli liseyi okuyabilmiflti. Travma sürüyordu ancak zamanla baz ayr nt lar unutulmaya da bafllanm flt. Tarihler kar flt r labiliyordu ve çok az insan yaflad olaylar n tam tarihlerini verebildi bize. Bütün bu ve di er sebeplerden dolay hikâyelerin anlat m nda da n kl k olabildi. Bizim bir soru sistemati imiz ve hikayelere iliflkin öngördü ümüz bir ak fl olsa da karfl m zdaki anlat c dan kaynakl konu d fl na kaymalar olabildi. Bazen bireyler kendileri için önemli gördükleri noktalar anlatabildiler, bazen es geçtiler, bazen de anlatmak istemediler. fiu noktay da bir kez daha vurgulayal m ki, bir çok insan anlatmak istediklerinin hepsini anlatmad, kendi kendine s n rlamalar getirdi, otosansür uygulad. Bir k sm n biz fark ettik, ancak görüflmelerden sonra bunu aç kça ifade edenler de oldu. fade edilen veya edilmeyen bu yönlü kayg lar sayg yla karfl lad k, çünkü maalesef yaflad m z ülkede düflünce hala özgür de il ve korkular besleyen karanl k olaylar yaflanmaya devam ediyor... Bizler insanlar n ac l hikâyelerini toplamak için yola ç km flt k. Bir büyük felaketi bilinir k larak, bu ac lar n bir daha yaflanmamas n ve aç lan yaralar n sar lmas n istiyorduk. Ancak bu ac l geçmifli insanlara tekrardan hat rlatmak, onlar tekrardan o günlere götürmek çok zor bir iflti. Unutmak belki de birço u için bir savunma mekanizmas idi ki ailesinin niçin göç etti ini bilmeyen çocuklar n oldu unu gördük. Ac lar n sar lmas, zorunlu göç gerçe inin bilinmesi için insanlar hikâyelerini anlatt lar bize. Yerlerinden yurtlar ndan edilmelerini, maruz kald klar fliddeti, bilmedikleri diyarlarda sefalet içinde yaflamak zorunda b rak lmalar n, bir bafllar na bunlar n üstesinden gelme mücadelelerini, bitmeyen zorluklar n insanlar bilsin istiyorlar. Art k do duklar topraklara rahatça gidebilmek, zorunlu göç gerçe iyle yüzleflip, kendilerine bu felaketi yaflatanlar n hesap vermesini istiyorlar. Yaflad k-

20 GÖÇ H KÂYELER lar travma o kadar büyük ki, unutmak isteseler de unutam yorlar. Niçin böyle bir muameleye maruz kald klar n anlayam yorlar. Anlat lan hikayelere tan kl k etmek ve üst üste bu hikâyeleri dinlemek bizi de derinden sarst. nsanlar bu ac lar tekrardan yaflarken bizler de buna ortak olduk. Tafl d m z sorumluluk gere i bunu yans tmasak da bir noktadan sonra art k hikâyeleri dinlemekte de zorland k, psikolojik olarak da etkilendik. Psikolojik destek almam z gerekti ini söyleyenler de olmad de il. Bu flekilde görüflme sürecini tamamlaman n ard ndan görüflmelerin düzenlenmesi, kitap haline getirilmesi ve yay nlanmas çal flmalar na girifltik. Yapt m z görüflmeleri hangi formatta verece imiz üzerine çok yo un tart flt k. hikâyelerin her birisinin tarihsel bir de er tafl mas aç s ndan hiç dokunmadan oldu u gibi vermek en büyük kayg m zd. Son biçimini verene kadar da bu kayg y tafl d k. lk e ilimimiz görüflmeleri ham haliyle sunmakt, bu tarzda ç kar lan kitap örnekleri vard ve olabilir gibi geliyordu bize de. Ancak çal flmaya bafl ndan beri büyük katk sunan, her aflamada ön aç c öneriler getiren dan flman m z Say n Bahar Öcal Düzgören in öneri ve çabalar yla, yine çal flman n özüne dokunmadan kitap için daha uygun bir format ve teknik haz rlama karar ald k. Buna göre görüflme sürecinde sordu umuz sorular metinden ç kard k. Çünkü bu hem okumay zorlaflt r yor, çok yer kapl yor, hem de format aç s ndan iyi bir görüntü vermiyordu. Baflta da belirtti imiz gibi görüflmelerin bir sistemati i, ak fl vard. Ancak pratikte buna tamam yla sad k kalmak mümkün de ildi. Anlat mlar da n k olabiliyor ya da konu d fl na ç k larak baflka mecralara gidebiliyordu. Görüflmeler aç s ndan yad rganacak bir durum de ildi bu. Fakat kitaba da bu flekilde koymak do ru olmazd. Nitekim görüflmeleri düzenlerken baflta öngördü ümüz sistemati i esas alarak; göç öncesi, göç süreci ve göç sonras tarz nda düzenledik. Anlat mlara ve kullan lan cümlelere dokunmad k. Anlat m bozukluklar n düzeltmek için yapt m z eklemeleri köfleli parantez içinde verdik. Aç klanmas gereken fleyler ya da özel isimleri dipnot düfltük. Hikayenin daha rahat okunmas için de iflen konular dikkate alarak ara cümleler kurduk, ancak bunlar farkl harf karakteri vererek yapt k. Kulland m z bafll klar n hep-

ACIYI GÖREN NSAN BAfiKASINI ACITMAZ 21 sini hikayenin kendi içinden ç kard k. Bafll ktan sonra yazd m z k sa girifllerde ise görüflmenin yap ld atmosferi, izlenimlerimizi ya da ortam vermeye gayret ettik. Son olarak belirtmek isteriz ki, okuyaca n z kitap tümüyle gerçek hikayelerden olufluyor. Zorunlu göç gerçe ini ç plak bir biçimde gözler önüne seriyor. Bu kitapta zorunlu göçün nas l gerçekleflti ini, maruz kal nan uygulamalar, savrulan, darmada n edilen hayatlar, açl, yoksullu u, ölümü ve her fleye ra men hayata tutunma çabalar n bulacaks n z. Tarihsel bir belge niteli i tafl yan bu hikayeler araflt rmac lar n üzerinde çal flmalar yapaca- çok k ymetli veriler tafl mas anlam nda da oldukça önemli. Göçün toplumun sosyolojik dönüflümündeki etkileri, ekonomik, sosyal, kültürel yaflam m za yans malar, göç eden kitlenin yaflad dönüflüm, hikayelerde çarp c bir flekilde veriliyor. fiehirleflen kentsel bir sorun haline gelen göç ve bugün kentlerde kendilerine potansiyel suçlu olarak bak lan göç insanlar n n hikâyeleri; bütünlük içinde, nedenleriyle birlikte ele al nd nda kavranabilir, do ru tespitler ve çözümlere ulafl labilir. Son zamanlarda sonuçlar üzerinden yap lan de erlendirmelerde göç kitlesinin bir flekilde suçlu ilan edilmesi tarih karfl s nda da haks zl kt r. Bilimsel, gerçekçi ve iyi niyetli bir yaklafl m gelifltirilmedi i için göç kanayan bir yara olarak devam ediyor. Bunun en son ve çarp c örne ini 2004 y l nda ç kar lan 5233 say l Tazminat Yasas oluflturuyor. Hikayeler okundu unda da görülece i gibi bu yasa zararlar tazminden çok uzak bir niyetle haz rlanm fl ve yaralar sarmaktan çok uzak. Maalesef bu konularda ciddi bir çaba sarf edildi ini söylemek zor... Bir daha ayn ac lar n yaflanmamas ve özgür, demokratik bir yar n dile iyle... Nam k Kemal Dinç

Resul Aslan

Ac y gören insan baflkas n ac tmaz Kanarya Mahallesindeyiz. Küçük Çekmece Belediyesi s n rlar ndaki bu mahalleye ilk defa geliyoruz. Gerçek anlamda bir getto havas var burada. 1990 larla birlikte yo un bir Kürt göçü alm fl. Mahallenin tepeye do ru ç kan sokaklar nda ilerlerken, Kürtçenin a rl kl kullan lan dil oldu una tan kl k ediyoruz. Bir an kendimizi Diyarbak r n o dar sokaklar ndan birinde hissetmekten al koyam yoruz... Tarih yapraklar fiubat n 2 sini gösteriyor ama günefl ç km fl. Hayra alamet olsa gerek, lakin zor bir görüflmeye gidiyoruz. Görüflece imiz kiflinin gözalt nda maruz kald koflullardan dolay iki aya kesilmifl. Ac lar deflmek her seferinde bizi de yeni ac lara bo uyor. Hissediyoruz, çok zor ve ac bir hikaye dinleyece iz. Ama biz bu hikâyeleri toplamak için buraday z. Ve k sa bir sohbetin ard ndan bafll yoruz görüflmeye: Ad Resul Arslan... 1966 do umlu... fi rnak n Güçlükonak ilçesinin Bane köyünden... Köyünün Türkçe ismi Ormaniçi... Evli... kisi k z, ikisi erkek dört çocu u var. En büyükleri on alt yafl nda k z, en küçükleriyse on yafl nda erkek çocu u... Çocuklar ndan ikisi stanbul da dünyaya gelmifl... Kürtçe, Türkçe, talyanca ve biraz da Arapça biliyor... Kelimenin gerçek anlam yla okumaya sevdal bir insan R.A. Görüflmemize okul maceras ndan bafll yoruz:

24 GÖÇ H KÂYELER Tam sekiz yafl nda bafllad m okumaya. Üç sene okudum, yani Arapça okudum medreselerde 1... Medreseyi Cizre de okudum. Mesela Cizre de Medrese Sor 2 vard. Medrese Sor [ismi] Meleya Ciziri 3 var orada talebelerini yetifltiriyormufl... Yine bazen k fl n çal fl yordum. Yaz n yine medreselere gidiyordum Arapça okumaya. Onun için çok baflar l yd m okulda. Hem Arapça hem Türkçe okudu um için, çok baflar l yd m... Bize camiye yak n, aileler bak yordu, yemek veriyordu bize. Medresede ders görüyorduk... Kahvalt hariç orada yeme i gidip halktan al yorduk, bize veriyorlard. Kaç çeflit varsa, mesela iki üç çeflit bize veriyorlard... Diyelim her bir hane bir kifliye bak yordu. Bir kiflinin yeme i bizden olsun diye... Ben Güçlükonak ta da okumufltum... Bir iki sene orada gitmifltim [ilk]okula... Orada köy [okulunda], ben bakt m ki fazla bakm yorlar... dedim burada olmaz. lçeye gitmek laz m, yat l okula gitmek laz m. Ondan sonra oraya gittim... Asl nda o zaman on dört yafllar ndayd m. Müdür çok yard mc oldu... Beni üçüncü s n fa ald lar. Orada da bir gün bakt m dediler bunun yafl büyük. Yafl büyük ama durumu iyidir, çal flkan bir ö rencidir, bunu beflinci s n fa alal m. Üçte beflinci s n fa geçtin sen [dediler]. Zaten onu [yat l okulu] dokuz ay n içinde bitirdim... Okulu b rakt m flirkete girdim. O zaman kafam z tam çal - fl rd... Diyarbak r Karakaya baraj nda, iki sene talyan flirketinde çal flt m. Onlar Türkçeyi bilmiyordu. Hep talyanca konufluyorlard. Biz de mecburen ö rendik... O[nu] da yirmi senedir konuflmad m... Ard ndan köyünü anlatmas n istiyoruz. Geçim kaynaklar n, 1- Medrese; Tarihi çok eskilere dayanan, bölgede hala kal nt lar bulunan, a rl kl olarak dini ö retimin yap ld e itim kurumlar. Önemli özelliklerinden birisi, ö retim dilinin Kürtçe olmas ve baz Kürtçe klasiklerin derslerde okutulmas d r. 2- K z l (veya K rm z ) Medrese anlam na gelmektedir. 3- Meleya Ciziri :1570-1640 y llar aras nda yaflam fl Kürt flairi.

ACIYI GÖREN NSAN BAfiKASINI ACITMAZ 25 sosyal ortam, iliflkileri vb. ni : [Köyümüz] O zaman otuz dört, otuz befl haneydi... Aram zda bir ova vard. Güçlükonak ile aram zda. O da yaya ile bir saat falan çekiyordu. Zaten cadde falan yoktu. Su ve elektrik yoktu bizim köyde. Çeflmeden normal yeralt ndan ç kan kaynak suyu [kullan yorduk]. Yolumuz yoktu. Yol, su, elektrik okul falan yoktu... Özellikleri sulu arazi, hem Dicle nehri bizim oradan geçiyor, bir de da dan ç kan su vard. Yani sulu arazimiz bahçeler falan vard. Susuz arazi de... bol bol meram z vard. Geniflti meram z... Sulu arazilerimiz oldu u için bahçelerde her fleyi ekiyorduk mesela... Ne dersen; portakal, hurma hariç her fley ekebilirdik... Verimliydi... Bizim en az 80-100 e yak n dönüm arazimiz vard. Bir de [bir] kaç parça sulu bahçelerimiz vard. O da 2,5-3 dönüm rahat vard yani sulu araziler. Pirinç ekiyorduk... Tabi fazlas n satard k... ama tabi, cadde gelmedi i için fazlas n, çürüyordu atard k yani. Üzümü pekmez yap yorduk mesela. ncirleri yaz n kurutuyorduk k fl n yiyorduk mesela. Fazlas da çürüyordu. Çünkü götüremiyorduk flehirlere... Geçim, yani bize yetiyordu. Çünkü meram z çoktu... Orada ne kadar hayvan beslersen besle, yer vard yani... Hayvanlar m z vard. Köyde mesela beflyüze yak n koyunlar olanlar vard, üç yüz, dört yüz, befl yüz... Keçi, koyun, inek yani hayvan olmayan yoktu köyde. Herkesin hayvanlar vard. Arazisi olmayan yoktu. Bahçesi olmayan yoktu... Durumumuz iyiydi köyde. Çünkü ben kendim, okulu b rakt ktan sonra o fleyde çal flmaya bafllad m. Bir iki ay ç rakl k yapt ktan sonra, ondan sonra usta oldum... Kal p ustas. Kal pç oldum. Ondan sonra ben nereye gitsem... stanbul un büyük flirketlerinin ço unda çal flm fl m. Bu Akmerkez de bir seneye yak n çal flt m. Matbaac lar Sanayi sitesi var Ba c lar da, zaten iki seneye yak n orada bafl ustal k yapt m. Ben baya çal flt m. Bu kitelli de giden otoban üzerinde köprüler ya-

26 GÖÇ H KÂYELER p l yordu, ben orada baya çal flt m... fiimdi böyle bir durum var. Yollar n olmamas [yollar olmad ] için, kat rlarla çift sürüyorsun, hayvanlarla harman yap yorsun. Hayat flartlar zordu biraz yani. Biz kendimiz arazilerimizi b rakt k... Traktör, yol yoktu. Olmad için. arazileri öyle bofl b rakt k, çal flmaya gidiyorduk. R.A. Köylerinde afliret yap s n n çözüldü ünü anlat yor: Ufak köy oldu u için hemen hemen herkesin birbiriyle akrabal vard. K z al p vermek[gibi]... [Afliretçilik] bizim köyde pek öyle fazla yoktu. Etkilemiyordu. Herkes öyle bafl bofl olmufltu. Yani bizim öyle. Güçlükonak vard mesela. Güçlükonak a ba l bir sürü köy vard. Onlar Bahattin A a ya ba l idi... O flimdi Güçlükonak ta belediye baflkan d r... O[nlar] Haruna afliretidir. Yoksa bizim Welat aflireti diyorlard, Welati diyorlard. O kadar fazla fleyimiz yoktu. Herkes daha do rusu bafl bofl kalm flt. A am z yoktu daha do rusu... O zamanlar hangi bayramlar kutlad klar n soruyoruz: Bizim köyde böyle y lbafl gecesi ev ev dolafl p oynuyorlard. Bizde Sere Sale 4 diyorlard Kürtçe... Y lbafl 1 Ocak gecesi... Birkaç tane çocuk toplan r. flte Kirdik 5 diyoruz... bunlar, palyaço gibi de iflik elbiseleri giyerler, oynar bir fleyler yaparlar. Ev ev dolafl p oynuyorlard. Art k bu day, incir, ne varsa iflte bir fleyler veriyorlard... Newroz 6 vard... Atefl falan yak yordular çocuklar. Bizim köy zaten yüksek bir yerdeydi. Atefl yak ld zaman her taraftan görünüyordu. Birde iki tane bayram vard... Ramazan ve Kurban bayram 7... Orada yemek yap yorlar. Herkes hayvan kesip, iflte et yap yorlar. Camiden toplu namaz k l nd ktan sonra, erkekler toplu halde ev ev dolafl p bayramlar kutluyorlard. Çocuklar da öyle ayr gruplar halinde dolafl p fleker falan topluyorlard. Bayramlar

ACIYI GÖREN NSAN BAfiKASINI ACITMAZ 27 böyleydi bizde. Göç etmelerine sebep olan olaylar, koruculuk dayatmas yla bafllam fl : Ben kendim 93 Eylül ay nda ç kt m... Bu olaydan sonra ç kt m, stanbul a geldim... [Öncesinde].. koruculuk 8 bask s vard bizde... Bu, 86 y l ndan sonra bafllad bana göre. Biraz aradan zaman geçti ama, 86 dan sonra bafllad oralarda... Çevremizdeki köyler silah almaya bafllad. Biz almad k. Bizim köyümüzde yol gelmedi i için yani alsak bile, can güvenli imiz yoktu. Yani biz Güçlükonak tan biraz uzaktayd k. Yolda olmad için... Bundan sonra iflte senede bir milleti karakola ça r p, erkekleri karakola ça r p, iflte mecburen silah alacaks n z, bask filan yap yorlard... flte ya köyü terk edeceksiniz ya da korucu olacaks n z. Öyle olunca, bizim öyle bir alternatifimiz yoktu yani... Bask tehditler vard... Böyle karakolda dövülmeler falan vard. Ama iflte millet fley [kabul] etmedi. Bu konuda insanlar biraz birlik oldu yani. Herkes tabi düflünür. Yani bizim öyle bir imkân m z yoktu. Onun için... yani silah alamad k. Sonra 93 y l nda oralarda baya eylemler geliflti...çat flmalar ço ald. Yani art k biz de biliyorduk. Öyle herhangi bir tehlike ile karfl karfl yay z ama, baflka bir alternatifimiz yoktu yani. Hatta son zamanlarda çok bask yapt lar. Ya dediler silah al n ya da köyü b rak p gidin dediler. Bizde dedik nereye gidece iz. Herkes gidebilir de, iflte milletin bir sürü çocuklar var. Durumu olmayan insanlar var. Yani her aile kendine flehirlerde bakacak durumda de ildi. Yani kendini... idare edecek durumda de ildi. 4- Y lbafl anlam na gelmektedir. 5- K rd k : Y lbafl gecesi sergilenen skeç ve oyunlar. 6- Newroz : Her y l 21 Mart tarihinde kutlanan bayram. 7- slam inanc na göre kutsal kabul edilen bayramlar. 8- Geçici Köy Koruculu u : 1985 y l nda ç kar lan bir kanunla hayata geçirilen, resmi s fat olan ve silahla donat lm fl yerel, sivil unsurlardan oluflan sistem. Halen 60 bin civar nda korucu bulunmaktad r.

28 GÖÇ H KÂYELER Onlardan galiba fley istedik. Durumu olmayan insanlara hiç olmazsa yard mc olun dedik. Yok dediler, biz kimseye falan yard mc olmuyoruz. Nereye giderseniz gidin. O zaman bizde o karar verdik... Biz söyledik, biz durumu olmayanlara yard mc olun dedik. Onlarda yok dediler. Biz kimseye yard m falan etmeyiz. Bafl n - z n çaresine bakacaks n z. Bu durumda o zaman biz dedik ölsek ölelim. Madem gidersek gidip periflan olaca z. Kendi köyümüzde periflan olal m ölelim dedik. Yani gözümüze ald k ölümü. Öylece kald k köyde. Sonra bakt k ki bir sabah böyle kar diz boyu, beyaz elbiseleri giymifller, kar elbiseleri. Da, tepe, her taraf hep asker olmufl yani. Befl yüze yak n asker vard... Asker ve korucular, zaten herkes kar elbisesi giymiflti genellikle ço u yani. Bu fiubat ay nda oldu. 20 fiubat ta [1993]. Ondan sonra her taraftan atefl geldi, her taraftan köye do ru atefl ettiler... Saat... hoca ezan okumufltu. Yani hava daha ayd nl k olmam flt. Befl buçuk, alt gibiydi... Hiçbir uyar olmadan. Bunlar yanl fl olmasam köyde PKK 9 var diye iflte gelmifller. Mutlaka flimdilik vard r. Böyle sessiz atefl edelim. Zaten her taraf tutmufllard, zaten kufl uçurtmad lar. Her taraf böyle avc fleklinde köyün etraf böyle sar l yd... Bütün evlere atefl ettiler... De iflik silahlar vard. flte roketatar, bomba, bu G3 makineli tüfekler vard. MG3 vard mesela. Lav silahlar vard. Roketatarlar vard. Yani böyle askerin tafl yabilece i her çeflit silah vard... Bu üç saat sürdü. Üç, üç buçuk saate yak n sürdü... Ondan sonra yavafl yavafl köye girmeye bafllad lar bir taraftan. Bir taraftan da daha atefl ediliyordu köye. Orada zaten köyün içinde bir asker arama yap l rken öldürüldü... Kendileri vurdu... Onlarda sürekli iflte köyümüzde PKK var diye sürekli geliyor- 9- Partiya Karkeren Kurdistan, Kürdistan flçi Partisi.

ACIYI GÖREN NSAN BAfiKASINI ACITMAZ 29 lard. Belki flikayetler oluyordu onu bilmiyoruz. Ama gece tutmufllar oray iflte yakalayaca z diye... Yok hiç kimseyi yakalamad lar. Kimsenin kimseden haberi yoktu. Pencereler vard böyle, biz pencerelerden kaç yorduk... Bizim, böyle evler iki s ral tafl evlerdi. Duvar n kal nl en az 60 metre [santimetre] vard... Ev duvarlar. fiimdi merminin geçmesi mümkün de il. Bunun için biz köflelere, pencerelerden kaçt k. Ya mur gibi mermi geliyordu her eve. Mesela benim eve ya mur gibi mermi geliyordu. Öyle devam etti üç buçuk saat... Bir tane çocuk Adile Ekin isminde befl yafl ndayd galiba [öldü]. Birisi demifl, yanl fl de ilsem bir asker demifl, bir atefl sesi geliyordu bize, ben bir bomba att m bu eve, atefli susturdum demifl. Halbuki orada evin erke i evde yoktu yani. Yetim çocuklar ve bir han m vard. Baflka bir büyükleri yoktu, yani atefl edecek birisi yoktu onlarda. Hepsi ufak çocuklard. Bir k z iflte bomba parçalar yla yaralanm fl, ba rsaklar d flar ya ç km fl o flekilde öldü o k z zaten. Befl yafl ndayd... flte bu üç buçuk saatten sonra köye girmeye bafllad lar. flte asker vuruldu, galiba yaral lar n çok oldu unu biz duyduk. Çünkü biz... d flar ya ç kmad m z için helikopterler kaç sefer indi köye yaral lar götürdü, kaç kiflinin yaraland n görmedik. Yani kimse ç kam yordu. Böyle her taraf da, tepe, tafl köyün içi, her taraf asker dolmufltu. Nereye bakars n hep asker, yani say s n bilemiyorsun. Baya askerler gelmiflti yani. Asker öldükten sonra bafllad lar milleti evlerden ç karmaya. Köy halk n, hepsini tek tek ç kard lar evlerden. Köy meydan vard böyle genifl bir yer. Orada erkekleri karda çamurun içine yüzükoyun yat rd lar. Haliyle çocuklar da bir kenarda o kar n içinde beklettiler yani. Sabahtan diyelim saat dokuz, dokuz buçuk faland. Akflama kadar. Sonra akflamleyin erkekleri toplay p, iflte benim elim [elindeki yara izini gösteriyor] o zamandan vard [kald ]. Tek tek... bir iple bütün elleri ba lad lar. Önce gözlerimizi ba lad lar zaten, sabah ba lad lar. Böyle yat rd lar bizi önce yar m saat, bir süre sonra gözlerimizi de ba lad lar. Öyle yat yorduk gözü ba l yerde. Akflamüstü bütün erkekleri bir iple ba layarak tek bir iple.

30 GÖÇ H KÂYELER 10 kifliyi helikopterle fi rnak a götürdüler, otuz üç kifliyi tek iple ba lay p götürdüler. Birisi ipin ucundan tutup çekiyordu bir asker. Düflüp kalkmalar oluyor bu s rada çünkü yollar tafll. Düflenleri vuruyorlar, böyle yerden kalkana kadar vuruyorlard. Zaten kahvalt bile yapamad k, bize öyle bir f rsat vermediler... Sonra yol boyunca dayak yedik Güçlükonak a kadar... Hepimizin bir eli ba l, öyle iflte ipi bafltaki biri tutuyor. flte adamlar böyle s rayla dövüyorlar. Köyden Güçlükonak a kadar. O zaman iki buçuk, üç saat bilmiyorum, art k aradan baya bir zaman geçti... O yolda öyle götürdüler. Güçlükonak a böyle geldik. Götürdüler... ses falan yoktu, millet galiba o zaman uyumufltu, biz Güçlükonak a gelene kadar. Do ru karakola götürdüler bizi... Bir yeni yap lm fl inflaat vard, askeriye inflaat... Güçlükonak yeni ilçe olmufltu. Yeni binalar yap l yordu. Biz mesela inflaat halinde pencereleri olmayan bir yerdeydik. Orada bodrum gibi bir yerdi, çünkü su birikmiflti... Valla flimdi görsem bile tan mam. Çünkü gözümüz kapal gitti imiz için. Ama yaz n gidiyorduk ilçeye, o inflaatlar görmüfltüm uzaktan bu olaydan önce... Direk götürüp oraya koydular. ki hafta kald k yani orada. Zaten ne olduysa, Güçlükonak ta bafl m za geldi... Gündüz fazla dayak yoktu ama gece bafll yorlard. Bizi dayaktan geçiriyorlard... flte bizi, çat flt n z, askeri vurdunuz, sizi tek tek öldürece iz burada. flte tehditler savuruyorlard. Onlar n a z ndan iyi haber iflitmedik yani... On befl gün hep böyle dayakla geçti... Düz olmad için bazen yuvarlan yoruz. Bir bak yoruz kendimizi suyun içinde buluyoruz. Daha inflaat halinde oldu u için baz çukur yerler vard su doluyordu. Ben bazen bak yordum suyun içine yuvarlanm fl m. Zaten ellerimiz ba l yd. Gözlerimiz de ba l yd... Ne ihtiyac, ihtiyaç ne olacak. Zaten üç dört günde, o da akflamüstü, yedi imiz yeme i öyle bir kovada topluyorlar, bütün yeme i kar flt r yorlar. Gözlerimiz de kapal. flte onlar bize ka-

ACIYI GÖREN NSAN BAfiKASINI ACITMAZ 31 fl kla veriyorlard. Kafl k kafl k, yani ölmesin diye, yani bazen iflte kimisine yetifliyordu, kimisi yiyordu, kimisi yiyemiyordu. Yetiflemiyordu herkese. O da her gece de il. flte iki gecede bir, bazen üç gecede bir, böyle gece veriyorlard. Gündüz bir fley yoktu... fiimdi onlar... bazen bize küfür ediyorlard, ama kimin etti ini görmedik. Bunlar korucu mu, asker mi bilmiyoruz. Tabi o askerlerin içinde korucular da dolafl yordu... Gözalt iki hafta sürdü [Güçlükonak ta]. Ne olduysa o iki hafta da oldu. Bizim ayaklar m z bu so uktan dolay kangren oldu. Geldik fi rnak a... Birisi vard gözalt nda öldü... [ smi] brahim Ekinci. Birisi de her iki aya diz alt ndan kesildi. Mehmet Ali Çetin isminde. Bir de birisi o zaman 13 yafl ndayd. O da benim gibi, ayaklar benim gibidir. Ama kesilen çok oldu. Kimisinin bir parma, kimisinin iki parma, kimisi ço u öyle parmaklar kesildi. Üç kiflide böyle... ayaklar m z kesildi... Sa lam az kifli ç kt... Helikopterle bir sabah bizi ç kard lar d flar ya. Helikoptere bindirip bizi fi rnak a götürdüler. Diyarbak r Cezaevi ne... Ben kendim 68 gün gözalt nda kald m mahkeme kap s n hiç görmedim. Mahkemesiz beni d flar ya att lar... fi rnak ta befl gün, befl gece kald k. O süreyi de hastanede geçirdik. Askeri hastanesiydi. Biz, çünkü o ranzalarda yat yorduk. Yaral askerler vard o s ralarda. Devaml sürekli dövüyorlard bizi... Bize diyorlard, siz eziyet çeke çeke öleceksiniz. Benim arkadafl m vurdular. Onun intikam n birinizden alaca m... Gözlerimiz kapal yd. Bir elimizle serum tak l yd. Bir elimizle de kelepçe ile ranzaya tak l yd. Sa a sola k p rdam yorduk böyle. S rt üstü yat yorduk... Orada fley yap ld. Bizim vücudumuz fliflmiflti. Elbiselerimizin büyüklü üne göre vücudumuz fliflmiflti. Öyle elbiselerimizi kesip ç kard lar bizden. Sadece üzerimizde bir gömlek, bir kazak, bir pijama kald. Mesela, diz alt ndan afla ya do ru bütünüyle jiletle kestiler böylece... O flifli indirmek için. Böyle jiletlediler her taraf su akt. Devam-

32 GÖÇ H KÂYELER l su ak yordu. Befl günden sonra, vücudumuzda bir fley kalmad. O flifllik indi. Ondan sonra bunlar n ayaklar kesilecek, bunlar Diyarbak r a, Mardin e gönderelim ayaklar kesilsin bunlar n [dediler]. Yedi kifliydik o zaman bir askeriye konvoyu ile bizi götürdüler. Cizre den geçirdiler. Buras n n iflte tam Cizre nin içi oldu unu biliyorum. Yani onun d fl nda tam bilmiyorum. Askerler dediler buras Cizre dir. fi rnak tan Cizre den geçtik Mardin e... Ne diyebilirim yani... Duygular m... flöyle, biz... bir h rs zl k yapmad k. Kimseye zülüm yapmad k. Kötü bir fley yapmad k diye içimiz rahatt. Ölsek ölelim, kalsak kalal m. Elimizde o vard. Baflka ne diyece iz... Zaten biz hayat m zdan vazgeçmifltik yani. Yani bir daha art k insan gibi yaflay p, ta o hayal gibi geliyordu bize. nan[a]m yorduk bir daha d flar ya ç k p yaflayaca m z. Kendimizi gitmifl olarak biliyorduk, ölmüfl olarak biliyorduk. Cizre den geçtik Mardin e. Mardin de yer yok, yer olmad için dört kifli indik. Bizi indirdiler Mardin Devlet Hastanesi nde. Üç kifli kald. Yer olmad için bunlar Diyarbak r a götürdüler. Bakt m bir asker dedi. Mardin de olan flansl d r. Diyarbak r a gidenin flans yok... Demek ki Diyarbak r a giden daha kötü muameleye maruz kal yor diye. Orada da devlet hastanesinin ikinci kat nda böyle demirlerle kapatm fllar... Ufak bölümlerdi, yani böyle tuvaletler büyüklü ünde. Yani bazen böyle camilerin tuvaletleri vard r, o flekilde yapm fllar... Yani öyle kulübeler gibi. Her birisinde biri var. Öyle kald k orada. 15 gün Güçlükonak ta, befl günde fi rnak ta, kalan süreyi orada geçirdik. Bir buçuk aydan fazla kald k orada... Orada gözlerimiz aç ld. Ellerimizi de açt lar. Yaln z içerdeydik tutukluyduk yani... Asker [d flar da] bekliyordu. Biz d flar y göremiyorduk... Görüflmek yasakt... Kimsenin haberi yoktu bizim orada oldu umuzdan... Bizim o zaman kötü bir koku oluyordu... yaralardan. Askerler böyle burnunu tutarak ya biz öldük bu kötü kokudan, uzmanlar ça r n gelsin pansuman yaps nlar. Sadece pansuman, öyle bir

ACIYI GÖREN NSAN BAfiKASINI ACITMAZ 33 serum, bir ilaç, bir hap görmedik... Pansuman derken bir oksijen suyu ile y k yorlard. Tentürdiyot da görmedim ben. Oksijenli su ile y k yorlard o koku gitsin diye... Tabi [a r lar m z] vard. Ama bu kangrende ac ma hissi duymuyorsun, ölüyor. Çok bitkindik, ayakta duram yorduk ama, a r da yok, a r yacak bir taraf m z kalmam flt. Bir deri bir kemik kalm flt [k] böyle. Can m z hissetmiyordu a r y... Vard, doluydu o zaman [oras ]. Bizim Kürtlerden, bizim o çevredeki, yöredeki insanlardan. Midyat, Mardin e ba l köylerden getirmifller. Onlar da bizim gibiydi. Hatta [askerler] diyorlard, Bunlar da bafl nda yakalanm fl, bunlar teröristtir. Ben diyordum, öyle bir fleyimiz yok. nflallah ilerde göreceksiniz. Bizim herhangi bir suçumuz yoktur. Ama diyor suçu olmayan biri buraya gelemez. nanm yorlard. Sonuçta bizi mahkemesiz b rakt klar zaman, bir tane onbafl vard, yanl fl hat rlam yorsam o da stanbullu idi. Bizi mahkemesiz b - rakt klar zaman önce bir astsubay geldi. Dedi Bir buçuk aydan fazla bir zaman bu yataklar iflgal ettiler, ne öldüler, ne kald lar... bunlar atal m... d flar ya. Ne yap yor bunlar, sadece yataklar iflgal ediyorlar. Bir astsubayd geldi ne yap n edin bunlar d flar - ya at n dedi. Nereye atal m [gidelim] yürüyemiyorduk. Yaral yd k. Dedi... devlet hastanesinin odas na at n onlar. Sadece bizi oradan ç kar p devlet hastanesinin bir odas na götürdüler... Kimi aya m zdan tutup kimi omzumuzdan tutup bizi böyle d flar ya ç - kard lar. O zaman bakt m onbafl geldi bizim yan m za. Dedi kusura bakma, biz sizin suçsuz oldu unu bilmiyordum. nanm yordum sizden. Çünkü bize diyorlard bunlar terörist, bunlar da bafl nda yakalam fl z. Ama durum de iflti, bizi affedin. Belki sizin kalbinizi k rm fl z. Dövmüflüz sizi ama yanl fl bilgiden dolay. Bende öyle... herkesi affediyorum dedim. Öyle bir k skançl k hissi yok bende dedim. Ondan sonra kafl k yoktu dedi size kafl k verelim, belki yemek getirirler size. Halbuki... fazla orada kalmad k. flte akflam saat yediyi geçiyordu, belki saat dokuzda vard. Bizi ç kard lar hastanenin odas na. Bizi oraya tafl d ktan son-

34 GÖÇ H KÂYELER ra millet bafl m zda topland. Hasta yak nlar normal s radan vatandafllar hepsi oraya geldi. Böyle bak yorlard bize ne yapt lar size, neydi suçunuz neydi? Soruyorlard, millet merak ediyordu. flte suçumuz, bofluna yakalad lar bofluna b rakt lar bizi, baflka bir fley bilmiyoruz biz. Herhangi bir suçumuz yok. Nerelisiniz? Nereden getirdiler sizi? O zaman bir telefon biliyordum ben, bir telefon verdim. Cizre de oturan köylülerimiz vard. Bu telefonu verdim, dedim, biriniz aç n... dört kifliyiz iflte isimlerimiz fludur. Yar n gelip bizi als nlar. ki kifli birden kalem ç kard, numaray iki kifli birden yazd. kisi de ç kt d flar ya. Bir bakt m ikisi de geldi içeriye, o dedi ben telefon açt m di eri de dedi ben telefon açt m. Yar n geleceklermifl sizi almaya. Zaten bir deri bir kemik kalm flt k. Öyle aya a kalkacak... yürüyecek bir durumumuz kalmam flt. Bizi Cizre ye getirdiler. O s rada, sabah iki kifli sa lam vard. Bizde iki kiflinin aya kesilmiflti. ki kifli de sa lamd, birer parmaklar falan kesilmiflti. Onlar yürüyebiliyorlard. Onlar götürmüfller DGM ye 10. Bizi Mardin de b rakt klar gece, sabah bizden iki kifliyi al p götürdüler. Dört kifliydik yani. Yaral lar kald, sa lamlar ç kt böyle yürüyebilen. Onlar götürmüfller DGM ye. Onlar orada b rakm fllar, Diyarbak r da...onlar orada b rakm fllar. Bizi de akflam üstü gelip oradan ç karm fllar yerimizden. Bir de Diyarbak r da üç kifli vard. Birini cezaevine gönderdiler, bir kifli öldü, bir kifli de ayaklar diz alt ndan kesildi. ki aya kesildi. Aya kesileni de ayn gece onu b - rak yorlar. Hastaneye götürüyorlar. Yok pardon... ertesi gün, bir hafta o devlet hastanesinde kald. Biz de bir evde kald k Cizre de. Sonra millet bakt ki bizim yaralar iyileflmiyor, iyileflecek bir durumu yoktur. Mecbur bunlar Ankara ya ya da büyük bir fleh[i]re götürmemiz laz m dediler. Yani böyle tam teflekküllü bir hastaneye gitmesi laz m. Öyle bizi Ankara ya götürdüler. O zaman HEP 11 vard, onsekiz milletvekili vard. Hem bunlar meclise götürsünler... Hatta iki aya kesilen arkadafl m z meclise götürüyorlar, bir masan n üzerinde [üzerine oturtuyorlar] bütün meclis oradayken. Sonra gazetede, Özgür Gündem 12 miydi neydi, gaze-