Verda Tüzer*, Erol Göka**



Benzer belgeler
GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Mercedes-Benz Orijinal Ya lar

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

SPOR KULÜBÜ HİZMET PROGRAMI

performansi_olcmek 8/25/10 4:36 PM Page 1 Performans Ölçmek

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

Bir Çal flan fle Almak

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

Kurbanlar & Failler. Kurban-Fail Bölünmesinin Psikodinamiği. Istanbul, 6 Nisan (c) Prof. Dr.

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

STRATEJ K V ZYON BELGES

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Uygulama Önerisi : Hassas Bilgilerin Hiyerarfli çinde ve D fl nda Raporlanmas

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

Koçun Kendisini De erlendirmesi çin Kontrol Listesi

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Ders 10: BEKLENEN ETK LER (SONUÇLAR/ÇIKTILAR)

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

TÜRK ECZACILARI TEMEL ULUSAL YETKİNLİK ÇERÇEVESİ*

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

Çeviren: Dr. Almagül sina

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur.

Ders 13: DO RULAMA KAYNAKLARI

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

Danışma Kurulu Tüzüğü

İŞ VE MESLEK DANIŞMANLIĞI DENEME SINAVI

ÖZEL KARAMAN MÜMİNE HATUN HASTANESİ

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

PS K YATR DE KULLANILAN KL N K ÖLÇEKLER

Varolmak Ö renmek Paylaflmak Etkilemek ve Yönlendirmek Mutlu Olmak...7

Duygusal ve Davran sal Bozukluklar n Tan m 2

Anne baba olmaya. Evde Pedagog. ile haz rlan n

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB)

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

Bir Çal flan flten Ç karmak

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MESLEK MENSUBU KURUMLAfiMA PROJES YOL HAR TASI

İŞLETMENİN TANIMI

Taylan Özgür Demirkaya

Hasta Rehberi Say 6. KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Kolay okunabilir rehber

Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

4. Ünite Ö retmen K lavuz Kitab

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

AR-GE YETENE DE ERLEND R LMES ESASLARI (*)

9. Uluslararas Ceza Hukuku Kongresi (Lahey, A ustos 1964)

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

Schindler Grup nsan Kaynaklar Politikas

Uygulama Önerisi 2120.A1-3: Üç Ayl k Finansal Raporlama, Özel Durum Aç klamalar ve Yönetim Onaylar Konusunda ç Denetçinin Rolü

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Uygulama Önerisi 2120.A1-2: Kontrol Süreçlerinin Yeterlili ini De erlendirmede Kontrol Öz De erlendirme Yönteminin Kullan lmas

ÇOCUK PSİKYATRİSİ KONSÜLTASYON VE STAJ PROGRAMI

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

Yaflam. Yaflam iyilefltiren sa l k ve. Yaflam iyilefltiren sa l k ve bak m çözümleri...

İlkadım Birey Tanıma Envanteri

Kaynaştırma Uygulamaları Yrd. Doç. Dr. Emre ÜNLÜ.

ÇEVRE KORUMA TEMEL ALAN KODU: 85

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Cilt 1. Sayı İÇİNDEKİLER. Nerede Olmalıyız: Davranışsal Tıpta Bütüncül Psikoterapi Özel Sayısına Giriş Golan Shahar

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 6

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi,

Transkript:

 LE TERAP S N N KL N K PS K YATR YE KATKISI PS K YATR K HASTALIKLARDA  LEYE YAKLAfiIM ve UYGULAMA GİRİŞ Âile terapisinin kuruldu- u 1950 lerde psikiyatride psikodinamik yaklafl m egemen oldu undan, özgül hastal klara tan konulmas psikiyatristler taraf ndan kabul görmemekteydi. Tan koymak hastalar n psikodinamik çat flmalar n n belirlenmesi ve tedavi edilmesi hedefinden uzaklafl lmas olarak de- erlendiriliyordu. Ancak bu arada bâz klinisyen ve teorisyenlere göre psikozlardaki zor sorunlar anlamak ve bafla ç kmak için psikanalitik çerçeve yetersizdi. 1960 lar n bafllar nda de iflim iki farkl uçtan gelir ve her ikisi de âile terapisi ya da psikanaliz ile ba lant l de ildir. Bunlardan biri psikofarmakoloji ve biyolojik psikiyatri iken, di eri toplumsal ruh sa l hareketidir. Âile terapisi psikanaliz ile toplumsal Verda Tüzer*, Erol Göka** ÖZET Psikoterapilerin klinik psikiyatriden ayr bir geliflim çizgisi izlemesi ça dafl psikiyatrinin önemli sorun alanlar ndan biridir. Bu zorluk klinik psikiyatri içine ancak çok yak nlarda DSM-IV ile birlikte resmen giren âile terapisiyle ilgili olarak özellikle belirgindir. Oysa, tüm klinik psikiyatri uygulamac lar hastaya yard mc olabilmek için onu âilesiyle birlikte ele almak gerekti ini iyi bilmekte ve bir biçimde çal flmalar nda âileye yer vermektedirler. Bu yaz da, âile terapisinin bir ekolü olan sistemik âile terapisi ba lam nda âile terapisinin klinik psikiyatriyle iliflkileri ve katk lar ele al nacakt r. Anahtar kelimeler: sistemik âile terapisi, ruhsal e itim, iliflki sorunlar The CONTRIBUTION of FAMILY THERAPY to CLINICAL PSYCHIATRY: PSYCHIATRIC APPROACH to the FAMILY in PSYCHIATRIC DISORDERS ABSTRACT The distinctly separate line of development followed by psychotherapies, compared to clinical psychiatry, is among the important problem areas of contemporary psychiatry. This difficulty is particularly significant for family therapy, which was included in clinical psychiatry only recently, by the advent of DSM-IV. Nevertheless, all clinical psychiatry practitioners know that the patients should be taken as a whole with their families in order help them better, and include the families in their practice somehow. Relationship between clinical psychiatry and family therapy and contributions of family therapy to clinical psychiatry will be examined in this article, in context of one of the schools of family therapy, namely systemic family therapy. Keywords: systemic family therapy, psychoeducation, relationship problems ruh sa l aras ndan ortaya ç kar (Broderick ve Schrader 1981). Öte yandan, 1960 lar n sonlar na do ru epidemiyolojik çal flmalar mevcut tan lar n güvenilmezli ini ortaya ç kar nca, farmakoterapötik ajanlar n denenmesi için daha güvenilir tan lar gerekli oldu. Bu süreçte al nan yol 1980 de DSM- III ün (American Psychiatric Association 1980) yay nlanmas ile belirginleflti. Oysa, kendini gösteren âile terapisi alan nda 1960 ile 1980 aras nda psikiyatrik tan lara hiç önem verilmedi. Âile terapisiyle ilgili teoriler daha çok psikiyatri d fl ndaki ruh sa l çal flanlar nca gelifltiriliyordu. Psikiyatrik tan lar bâzen âile terapisinden uzaklaflma olarak yorumland, daha s k olarak ise etiketleyici veya indirgeyici olarak görüldü. DSM nin kullan m, hastan n içinde bulundu u ba lam dikkate almamas nedeniyle, âile yönelimli terapistlerce s n rl bulundu (Strong 1993). Bütün bunlar, âile terapisinin klinik psikiyatriden belli ölçülerde uzak kalmas na neden oldu. Ama, bir yandan da, psikiyatri içinde de hastalar âileleri içinde ele alman n gereklili i yo un biçimde hissediliyordu. 1986 dan itibâren nihâyet âile yönelimli terapistler de DSM-IV (American Psychiatric Association 1994) gelifltirilirken âileyle ilgili tan lar n yine ihmâl edilebilece ini, hattâ tamamen göz ard edilebilece- ini fark ederek, bir araya geldiler. Psikiyatriyi Gelifltirme Grubu - Âile Komitesi (Committee on the Family of the Group for the Advancement of Psychiatry - GAP) oluflturan âile psikiyatristleri, iliflkisel tan larla ilgili sorunlar ve bunlar nas l DSM sistemi ile ba daflt rabileceklerini belirlemeye çal flt lar (Kaslow 1993). Bu oluflum, âile ve evlilikteki ifllev bozukluklar n tan mlayan tan lar ayr flt rmak, iliflkisel tan kavram n yerlefltirmek ve Eksen V de yer alan fllevselli- in Genel De erlendirilmesi gibi bir de erlendirme ölçe i gelifltirmeyi hedefliyordu. liflki fllevselli inin Genel De erlendirilmesi Ölçe i ( GDÖ) için âile yönelimli klinisyenlerce en * Ankara Numune E itim ve Araflt rma Hastanesi Psikiyatri Uzman, Baflasistan ** Doçent, Ankara Numune E itim ve Araflt rma Hastanesi Klinik fiefi / 0.312.3103030 / 5316 - E-posta: erolgoka@hotmail.com S Y M P O S I U M Yeni Symposium 40 (3): 111-117, 2002 111

fazla bilinen üç modelden yararlan lmaktad r. Bunlar Beavers Sistemler Modeli (Beavers ve Hampson 1993), Olson Modeli (Olson ve ark. 1983, Olson 1993) ve McMaster Âile Modeli (Epstein ve Bishop 1981, Epstein ve ark. 1993) dir. Her üç modelde de yer alan ortak boyutlar seçilerek ölçe e yerlefltirilmifltir. Bunlar: 1. Sorun çözme: Hem gündelik ve rutin hem de s ra d fl ve stresli durumlarda sorunlar hakk nda konuflabilme ve çözüm üretebilme becerileri ve faâliyeti; duruma uygun bir flekilde bir di eriyle sözel ve sözel olmayan bir flekilde iletiflim kurma ve çat flma giderme yetene i. 2. Organizasyon: Kültürel normlar ba lam nda, bireysel gereksinimlere, ortak beklentilere ve de iflen koflullara yan t olacak flekilde rolleri de ifltirme ve sürdürme yetene i; otorite, güç ve sorumlulu un ak fl n sa lama ve uyarlama yetene i. 3. Duygusal ortam: Duygular n niteli i ve da l - m ; ba lanma/ba l l k, flefkat ve empatinin karfl l kl l ; sayg ve önemseme; duygulara karfl l k verme ve ifâde etme; de erleri paylaflma; role uygun cinsel ifllev. Bu boyutlar de erlendirilirken yaflam döngüsü ödevleri ve kültürel geleneklerin de göz önünde bulundurulmas gerekti i vurgulan r. GDÖ nin geçerlilik ve güvenilirli ine iliflkin çal flmalar da âile ifllevselli ini ölçmede yararl bir araç oldu unu gösterince, psikiyatri tarihinde ilk kez âile terapistlerince gelifltirilen bir ampirik bilgi sa lama arac resmi s n fland rman n içinde yer alm fl oldu (Dausch ve ark. 1996, Yingling ve ark. 1998). Böylece DSM-IV (1994) de GDÖ nin yer almas ile ilk kez iliflki boyutu DSM sisteminde gündemine geliyordu. Bu önemli ad m n yan s ra, âile yönelimli yaklafl mlar n flizofrenide relaps oranlar n anlaml düzeyde düflürdü ünü gösteren araflt rma sonuçlar üzerine hem âile terapisi hem de psikiyatri alan nda ortak bir süreç oluflturma çabalar h z kazand (Leff ve ark. 1985, Halford ve ark. 1991, Montero 1999). fiimdi, s ras yla, önce âile terapisinin bir ekolü olan sistemik âile terapisinin temel yaklafl mlar n tan tacak, sonra da sistemik âile terapisinin klinik uygulamalara katk lar üzerinde duraca z. ÂİLEYE VE HASTALIKLARA SİSTEMİK YAKLAŞIM Sistemik âile terapisi okulu 1958 de flizofreni belirtileri gösteren üyeleri olan âilelerdeki iletiflim süreçlerini araflt ran Palo Alto grubundan Bateson un görüfllerinden etkilenmifltir. Bateson, Von Bertalanffy nin genel sistemler teorisi ve Weiner in sibernetik ile ilgili kavramlar n âile sistemlerine uyarlam flt r. Öte yandan, 1967 de Milan da kurulan Âile Çal flmalar Enstitüsü (Selvini-Palazzoli, Boscolo, Prata, Cecchin) homeostazis üzerine odaklan r. zleyen y llarda paradoks-karfl paradoks, örüntü ve enformasyon ile ilgili kavramlar üzerinden çal flmalar, Hoffman, Penn ve Tomm un da katk lar ile sistemik / Milan Okulu nun ortaya ç kmas n sa lam flt r. Milan grubunun âile görüflmelerinde öne ç kan üç temel ilkesi döngüsellik, varsay m oluflturma ve nötralitedir. Yap salc bir yaklafl mla, zihnin sosyal oldu u, yâni mutlak gerçeklikten çok gerçekli in göreceli oldu u ve anlam n, ba lam ve iliflkiler yoluyla ortaya ç kaca- öne sürülür. Yukar daki üç ilkeye strateji oluflturman n eklenmesi ile müdahale süreci belirlenir. nanç sistemi döngüsel ve reflektif sorular, paradoksik müdahaleler ve ritüeller arac l ile sorgulan r. Böylece model klinisyene âileye olumlu bir aç dan, tarafs z bir duruflla bakmas için f rsat sa lar (Hayes 1991). Âile üyeleri aras ndaki karfl l kl iliflkiye odaklanan âile sistemleri yaklafl m psikiyatri ve psikoterapinin pek çok alan nda etkili olmufltur. Psikiyatrik ve t bbî hastal klar n fliddetini azaltmada sistemik yaklafl m n gücü klinisyenlerce takdir edilmeye bafllam flt r. Yirmi y ld r süren araflt rmalar n meta analizi flizofreni, depresyon, sa l k sorunlar, davran fl bozukluklar ve evlilik sorunlar n n tedavisinde evlilik ve âile yaklafl mlar n n olumlu etkilerini göstermifltir (Pinsof ve Wynne 1995). Âileye yönelik müdahaleler psikiyatri hastâne yat fllar n n s kl n azaltabilir. Hastâne ortam nda edinilen ifllevlerin geliflimini cesaretlendirebilir. Âilenin deste i uzun, karmafl k, bâzen de yetersiz tedavilerin önlenmesine yard m edebilir. Bu yaklafl ma göre amaç k sa tedavilerin vurgulanmas, âilenin yetkinli inin artmas ve terapiste ba- ml l n azalmas d r (Perlmutter 1996). Ciddî bir hastal kla âilenin bafla ç kma ve uyum gösterme çabalar n tan mlarken ilk ad m, sâdece hasta üzerine odaklanmak yerine, hastal ktan psikososyal olarak etkilenen herkesi içeren bir model oluflturmakt r. kinci ad m ise hastal k, hasta üye ve âile aras ndaki karfl l kl etkileflimleri normatif bir çerçevede tan mlamakt r. Son olarak, normâl âilelerin sorunsuz olaca düflüncesi yerini tüm âilelerin zorluklarla karfl laflabilece i düflüncesine b rakmal d r (Walsh 1998). Ciddî hastal klar için normâl bir çerçeve oluflturulmas nda yaflam döngüsünün ele al nmas uygun bir yoldur. Hastal klar geliflimsel bir ba lamda incelerken birbirinin içine geçmifl olan hastal k, birey ve âilenin yaflam döngüsü süreçlerini anlamak gerekti i aç kt r (Rolland 1994). Bu üç sürecin ortak özellikleri, hepsinin evreleri olmas ve yaflam yap s oluflturma / sürdürme dönemleri ile yaflam yap s de ifltirme (geçifl) dönemlerinin birbirini takip etmesidir. Yaflam döngüsünde, ayr ca, âile ba l l n n yüksek ve düflük oldu u dönemler vard r. Bu dönemlerin özelli ine göre ortaya ç kan hastal klara farkl yan tlar oluflur. Sistemik bak fl aç s na göre, tan yla birlikte âilenin yaflam döngüsünün evresini ve tüm âile üyelerinin bireysel geliflim evrelerini bilmek önem tafl r. Sistem- 112 Yeni Symposium 40 (3): 111-117, 2002 S Y M P O S I U M

deki her ün di erlerini ve di erlerinin de onu etkilemesini anlam na gelen döngüsellik ilkesi âileye uyguland nda sorun bireylere atfedilmez; kifliler aras ndaki iliflkilerle ba lant l olarak görülür. Dolay - s yla sorun veya belirtinin, âile de iflimlere veya âile yaflam döngüsündeki geçifl dönemlerine gereken uyarlamay yapamad nda görüldü üne inan l r. Bu de iflimlere evlilik, çocuk sâhibi olma, boflanma, ölüm, göç, okul veya ifl de iflikli i, hastal k, kaza gibi örnekler verilebilir. Bu gibi de ifliklikler kurallar veya âile yap s ile ilgili anlaflmalar gerektirebilir. Tüm sistemlerde oldu u gibi, âile sisteminin de dalgalanmalar ve de iflime yan t olarak kendini düzenleyece i, dengeyi koruyaca, yâni homeostazisi gerçeklefltirece i varsay l r. Bâzen bir üye dengeyi den kurmak ad na daha fazla yük al rken di erininki azal r (negatif geri-bildirim) veya üyelerden birindeki küçük bir sapmaya, di erleri de ayn yönde abart l yan tlar verirler (pozitif geri-bildirim). Pozitif geri-bildirim her zaman y k c bir süreç de ildir. Tersine, küçük bir de ifliklik, üyelerin bu de iflikli i kabûlü ve ilerletmesi ile tedavi sürecinin önemli bir itici gücü hâline gelebilir. Amaç belirtiyi azaltmak ve âilenin stresini yat flt rmakt r. letiflim, sorun çözme ve bireysel otonominin kazan lmas ve sürdürülmesi gibi di er hedeflere ulafl rken, terapistin rolü de iflimi sa layan bir araç olmakt r; bu nedenle yönlendirici ve aktiftir (Hayes 1991). Âile terapisiyle ilgili bu teorik amaçlar, klinik uygulamayla birlefltirildi inde daha fazla anlafl lacak ve netlik kazanacakt r. SİSTEMİK ÂİLE TERAPİSİ VE KLİNİK UYGULAMA Burada, âile terapisi uygulamalar ndan çok, psikiyatrik hastalar na ve âilelerine yard mc olacak flekilde, psikiyatri ve âile terapisinin temel tedavi ilkelerine dayanan uygulamalardan bahsedilecektir. Âile terapisinin iliflkiyi temel alan yöntemleri psikoterapi ve farmakolojideki bireysel tedavilerle birlikte yard mc olabilirler. Özellikle tedavi sisteminin hastâneye dayal oldu u, rehabilitasyon sisteminin yeterince çal flt r lamad, toplumsal desteklerin yeterli olmad ve daha çok âileye dayal deste in söz konusu oldu u, tedavi hiyerarflisinde psikiyatristin bafl çekti i durumlarda -ki bu tablo ülkemizin koflullar na neredeyse tamamen uymaktad r- âileye yönelik yaklafl mlar n yararl oldu u öne sürülmektedir (Ito 1999). Klinisyenler bâzen hastan n mahremiyeti, bâzen kendi kayg lar, bâzen de soruna daha iyi odaklanmak için âileyi d flar da b rakmay tercih edebilirler. Di er yandan, al nan bilgiyi berraklaflt rmak, do rulu unu s namak, ifllevsellik düzeyini saptamak için âileyle görüflme s kl kla yap l r. Oysa yap lan bu âile görüflmelerinde hangi görüflme ilke tekniklerinin uygulanmas gerekti i sorununun ço u kez sorun oldu- unun bile fark na var lmad gibi, belirtinin âileyi ve âilenin belirtileri etkileyifline de pek de inilmez (Perlmutter 1996). Psikiyatrik uygulamalarda ço unlukla âilenin terapiye al nmas gerekmez; âile görüflmesi yeterli olabilir. Âile terapi si önerilmeyecek veya böyle bir yard m istemeyen âileler için bir âile konsültasyonu önermek yararl olabilir. Âile üyeleri bu görüflmeler sâyesinde hastal kla ilgili kendi yorumlar n ve duygular n dile getirmek flans n bulurlar. Bu da klinisyene, bir tedavi plân n sürdürmesinde, yararl olabilir. Hasta d fl nda âileyle de görüflme karar terapötik olas l klara yol açar. Ayn zamanda, bâz zorluklar da getirir. Çeflitli âile terapisi okullar n n farkl farkl âileyi de erlendirme yöntemleri vard r (Hayes 1991). Âile terapisinde ortak olan bâz klinik kavramlar terapist için özellikle yard mc d r. Bunlar kat l mc gözlem, uzlaflma, hipotez oluflturma ve döngüsel sorgulama, kaynaklar n vurgulanmas, suçlamalar n ortadan kald r lmas ve diyalog, düflünme ve rehberlik, duygular n ele al nmas, âit olunan köken ve kültürün de erlendirilmesi ile dan flmanl k gibi konular kapsamaktad r (Perlmutter 1996). Âile görüflmesini sürdüren klinisyen hem kat l mc hem de gözlemci olmal d r. Bir yandan âilenin içinde bulundu u duruma empati duyarken, ayn zamanda da, yeterli mesafe b rakarak onlar gözlemlemelidir. Uzlaflma, önerilerde bulunmak veya buyurmak yerine, karfl l kl etkileflim sürecidir. Hastalar n ve âilelerin sorunun ne oldu u ve çözümün ne olmas gerekti ine iliflkin güçlü kan lar vard r. Âile terapisi yönelimli klinisyen de, soruna iliflkin kendi ç kar mlar n ve gerekli tedavi önerilerini gündeme getirir. Görüflmenin yararl olmas için âile terapisi yönelimli klinisyen ile âile aras ndaki müzakerenin, sorunun ortak bir tan m n n ve herkesçe paylafl lan bir çözümünün bulunmas n sa lanmas gerekir. Bu uzlaflma olmadan âilenin bir eylem plân n kabûllenme ve uygulama flans çok az olacakt r. Âile konsültasyonunda klinisyen âilenin onun rolü hakk nda ne düflündü ünü, konsültasyonun amac n ve yöntem konusunda tart fl r. Burada amaç özgül olarak tan mlanm fl sorunlar n uzlafl lm fl çözümlerine ulaflmakt r. Bu belirlemelere ek olarak, klinisyen sorular sorarak elde etti i bilgiyi görüflmede iletir. Âile verilerinden elde edilen fikirler sorgulama yoluyla bu fikirlerin geçerlili inin s nanmas nda kullan l r. Döngüsel sorgulama görüflmeciye gerekli sistemik âile bilgisini toplamas için yararl bir yol sa lar (Penn 1982, Tomm 1988). Klinisyen, ayr ca, âilenin sistemik ba lant lar anlamas ve di erlerine karfl tepkilerini etkileyen etkileflimlere karfl fark ndal k kazanmas için çaba gösterir. Klinisyen, âile üyelerinden kendilerinin ve di erlerinin davran fllar n ay rmalar n ve yorumlamalar - n ister. Gerçek veya varsay msal olaylar hakk nda fikir yürütmelerini ve hayatlar ndaki kiflileri, yerleri ve zaman yorumlamalar n da talep eder. Döngüsel sorgulama kendi inançlar n ve karfl laflt klar soruna ilifl- S Y M P O S I U M Yeni Symposium 40 (3): 111-117, 2002 113

kin at flar n de erlendirmeleri için âile üyelerini yönlendiren bir araç sa lar. Klinisyen taraf ndan dilin bu flekilde kullan lmas, âileye kendine bir öykü oluflturmas için yard m eder. Varsay m kurmak belirtilerin âile sistemi ile olas ba lant lar n tart flmak için kullan l r (Asen ve ark. 1992). Oluflturulan varsay mlar n s nanmas ve âile dinamiklerinin tan nmas için yine sorulardan yararlan l r. Sistemik âile terapisinden etkilenen âile görüflmesi güvene dayal d r; âilenin kaynaklar na odaklan r. Suçlamadan kaç n l r ve iletiflim vurgulan r. Âile üyeleri sadakât, haks zl k, do ruluk gibi konulara iflâret edebilir. Psikiyatrik hastal klar n kendisi haks zl k olarak görülebilir. Bu da âilenin hasta kifliyi daha hakça ve dengeli bir aç dan görmesine izin verir. Âile üyeleri mâruz kald klar haks z muameleyi gündeme getirebilir. Psikiyatrik hastal klar n yol açt sorunlar tart flmak duygudurum s çramalar n n, öfkenin, bizarre davran fllar n ve di er belirtilerin t bbî bir aç klamas - n sunarak, aklama sürecine yard mc olabilir. Duygusal olmayan, yap c kavram ve teknikler âilelerle çal - fl rken esast r. Bu yöntem âile üyelerine y k c iliflkisel üçgenlerden kaç nmalar ve olumsuz yans tmalara direnmelerini sa lar. Rehberli in ise anne babalar n sorunlarla afl r yüklendi i kaotik evlerde yaflayan çocuklarla yap lan terapide bir rolü olabilir. Bu yaklafl m çocu un günlük krizlerle planlanm fl bir flekilde mücadele etmesine yard mc olur (Perlmutter 1996). Bireysel veya âile seanslar nda ortaya ç kabilen güçlü duygular ele almak ve de erlendirmek gerekebilir. Bâzen en iyisi duygunun d flavurumunu engellemek ve düflünmeyi desteklemektir. Bâzen de duyguya odaklanmak yararl olabilir. Duygulara odaklanmak, bireylere bu duygular yaflamalar ve kabûllenmeleri için yard m edebilir. Âilenin kökeni ve kültür de önemlidir. Âile aç s ndan belirtilerin anlam, âileden beklentiler, otoriteye bak fl, terapiste bak fllar ve güvenleri, göç veya travma yaflan p yaflanmad, t bbî uygulama ve psikoterapiye karfl tav rlar n de erlendirmek gereklidir. Burada genogramlar oldukça yararl olurlar (McGoldrick ve Gerson 1985, Waters ve ark. 1994). Sistemik yönelimli klinisn bir dan flman olarak da rolü vard r. Âilenin psikiyatrik görüflmeye iliflkin endiflesi bunun bir terapiden çok konsültasyon oldu u söylenerek yat flt r labilir. Bu tarz yaklafl m belirtilerin daha iyi de erlendirilmesi ve âilenin gelecekteki tedavi plân na kat l m aç s ndan faydal d r. Ayr ca âilenin zorluklar na ve psikiyatrik hastal k ile birlikte yaflaman n bask s na sayg duyuldu u da iletilmifl olmaktad r. Ciddî psikiyatrik hastal klarda âile konsültasyonu âilenin önceliklerinin ne oldu unu anlamaya yöneliktir. Gösterilen çaba âilenin suçlanmas n n azaltma yönündedir. Hasta bir üyesi olan âileler o güne dek ruh sa l hizmetleri ile ilgili pek çok olay yaflam fl olabilece i için bilgi alabilecekleri bir ortam sunulmufl olmas onlar mutlu edecektir. Burada ruhsal e itim kapsaml bir terapötik ba lam içine aç k e itimsel bilginin yerlefltirilmesine odaklan l r. Çabalar âilelere kendi kararlar n kendilerinin vermesi için bilgi sa lamaya yöneliktir (McFarlane ve ark. 1995, Walsh 1998). Sistemik âile terapisi psikiyatrideki klinik uygulamalara klinisyene âileyi nas l de erlendirece i konusunda çerçeve sunarak da katk sa lar. ÂİLENİN DEĞERLENDİRİLMESİ Geleneksel psikiyatrik de erlendirme: Sistemik âile terapisi yönelimli klinisyen öncelikle temel psikiyatrik de erlendirmeye dikkat eder. Ay r c tan da özellikle toksik durumlar ve mental fonksiyonlar etkileyen t bbî durumlar üzerinde durulur. ntihar veya cinayet potansiyeli, hastan n kendine bakabilme gücü, di er âile üyelerindeki önemli ruhsal hastal klar üzerinde durulur. Sistemik de erlendirme: En yararl de erlendirme boyutu âilenin kriz ve zorluklarla bafla ç kma kapasitesine odaklan lmas d r. De erlendirmede birkaç sistemik modelden ç kar lm fl ve klinisn amaçlar için yararl olan alanlar ele al n r: esneklik/kat - l k, yak nl k/uzakl k, otonomi/ba ml l k, sadakat/sisteme karfl olma, aç kl k/k s tl l k, kayg /düflünme kapasitesi, olgunluk/olgunlaflamama (Barker 1998). Bunlar s ras yla ele alal m: Esneklik ve kat l k: Âile koflullardaki bir de iflime nas l yan t verir? Âilenin krize, strese ve geliflimsel olaylara uyum sa lama yetene i âilenin de iflime karfl esneklik veya kat l ile de erlendirilir. Esnek âileler örne in, yetiflkin bir çocu un evlenmesi veya ifl kayb gibi bir olaya rahat bir flekilde yaklafl rlar. Kat âileler ise ayn l k isterler. Bir durum uyum ve sorun çözme gerektirdi inde donakal r ve korkarlar. Yak nl k ve uzakl k: Âile üyeleri birbirine ne kadar yak nd r? Çok yak n âilelerde bir ün ac s herkes taraf ndan sanki o kiflinin kendi ac s ym fl gibi hissedilir. Çok uzak âilelerde ise bir ün ac s hiç fark edilmez ve empatik bir yan t al namaz. Otonomi ve ba ml l k: Âile, üyelerinin ba ms zl k çabalar na nas l yan t verir? Ba ml l vurgulayan âileler üyelerini hep bir arada tutmaya çal fl r. Çocu un üniversite için evden ayr lmas böyle bir âilenin düzenini tamamen bozabilir. Çünkü ayr l k sadakatsizlik, k zg nl kla iliflkili ve ebeveynin hatas olarak görülür. Sadakat ve sisteme karfl olma: Âile belli belirtileri âileye tehdit olarak m alg l yor? yoksa kabulleniyor mu? Duygu d flavurumu, depresyon ve kayg n n sadakatsizlik olarak alg lan p yasakland bir âilede kay ts zl k, sadakat olarak alg lanabilir. Duygulara daha aç k bir âilede depresyon ve kayg, onlar çeken kiflinin sadakati sorgulanmadan kabullenilebilir. Aç kl k ve k s tl l k: D flar dan gelenlere kap lar ne kadar aç kt r? Kapal bir âilede belki de en tehditkar durum krizin kendisinden çok d flar dan gelen müdahalelerdir. Bâzen psikiyatrik yard m da çok müdahaleci görülebilir. Kapal bir âile tedaviye s rt n dönebilir. Çok aç k bir âile ise s rt n tamamen d flar ya da- 114 Yeni Symposium 40 (3): 111-117, 2002 S Y M P O S I U M

yayabilir. Kayg ve düflünme kapasitesi: Bireyler ve âileler belli kayg düzeylerine dek düflünebilir ve sorun çözebilir. Bu düzey azald nda âile art k sakince düflünemez. Âileyi kayg ve dayan kl l aç s ndan de erlendirmek önemlidir. Olgunluk ve olgunlaflamama: Olgun bir düzeyde ifllev gören bir âilede boflanma duygular n aç klanmas, aç klama istenmesi, destek sunulmas ile giderken daha az olgun bir âilede iki genifl âilenin dedikodu ve üçgenleflmelere baflvurmas, öfke ve kin ile krizin derinleflmesi söz konusu olabilir. Olgun olmayan bir düzeyde ifllev gören bir âilede evli çift kayg ve stres ile bafl ederken hayal k r kl ve öfkelerini çocuklara yans t rlar veya çocuklar bir ebeveynin taraf - na çekilirler. Olgun ifllevli bir âilede çift evlili ini korumak için elinden geleni yapar ancak e er olmuyorsa yollar n çocuklar na stabilite sa layacak ve her iki ebeveyn için sadakate izin verecek flekilde ay r rlar. Âile görüflmesi ve de erlendirmesi âilenin son dönemdeki kayg ve endifleleri ile ilgili hat r say l r bilgi sa layacakt r. lk görüflmeye iliflkin temel kurallar yerlefltikçe daha fazla esneklik söz konusu olabilecektir (Weber ve ark. 1985). PSİKİYATRİK HASTALIKLARA YAKLAŞIMDA SİSTEMİK ÂİLE TERAPİSİNİN KATKISI: Sistemik âile terapisi psikiyatrik hastal klar de- erlendirirken her hastal a uyarlanabilecek belirli bir yaklafl m izlemektedir. Tablo I bu yaklafl m özetlemektedir. Burada flizofreni ve di er psikotik bozukluklara yaklafl m örneklenmeye çal fl lacakt r. Tablo 1: Sistemik âile terapisinde hastaya yaklafl m Hastal a bak fl Belirtilerin sistemle olan iliflkisi Hastal n âileye etkileri Âilenin belirtileri sürdürmesi Âile içinde belirtilerin ifllevleri De iflimin ters etkileri Spesifik sistemik boyutlar Âile öyküsü Cinsiyet Yak nl k Sadakat Duygulan m haritas Karfl -aktar m Gelecek kuflaklar Tedavi Standart bireysel tedaviler Âile uygulamalar Ruhsal e itim Yeni öyküler Hastal a bak fl: Hastal a bak fl genel olarak hem psikiyatri hem de âile terapisi alan nda hastal k ile ilgili bilinenlerin ele al nd, iliflki boyutunda öne ç - kan özelliklerin belirtildi i, genel bir çerçevenin çizildi i bölümdür. fiizofreni bu anlamda çok genifl bir konuyu oluflturmaktad r. Âile terapisinin kurucusu say lan N. Ackerman, G. Bateson, I. Boszormenyi- Nagy, M. Bowen, V. Satir, C. Whitaker gibi terapistlerin ço u psikotik hasta âileleri ile çal flm fllard r. Bir çok âile yönelimli araflt rma grubu (Falloon ve ark. 1985, Goldstein ve ark. 1995) flizofreni gidiflinde âile tedavilerine odaklanm fllard r. Âile, flizofreni için bir neden olarak de erlendirilmemektedir. Ama duygud flavurumu, iletiflim flekli, duygulan m tarz gibi baz âile özelliklerinin hastaneden taburcu olunduktan sonra hastal n alevlenmesi üzerine etkisinin oldu una iliflkin kan tlar artmaktad r (Leff ve ark. 1985, Barbato ve D Avanzo 2000). fiizofreni kronik gidifliyle yaln z hasta için de il çevresindekiler için de yük oluflturan bir durumdur. Ortaya ç kan duygular n, zorluklar n konuflulmas ve paylafl lmas anlafl lm fll k hissini artt racakt r. Belirtilerin sistemle olan ilişkisi: Hastal n âileye etkileri: Hastal n dönemine ve tan ya ba l d r. lk atakta âile flaflk n ve endifleli iken, kronik bir gidiflte tükenmifl ve öfkeli olabilir. Utanç ve suçlama, maddi zorluklar, âile yaflam n n hastal k etraf nda dönmesi, iletiflim bozukluklar, evlilik sorunlar, kardefller aras nda suçluluk ve haset gibi olumsuz etkiler görülebilir. Öte yandan psikotik kifli ile ilgilenmek, bak m n sa lamak, dayan flma içinde olmak gibi olumlu etkiler de ortaya ç kabilir. Âilenin belirtileri sürdürmesi: Âile toplum taraf ndan, hatta bazen klinisyenler taraf ndan sorumlu görülebildi i için suçlamadan kaç nmak çok önemlidir. Aç k olmayan iletiflimin rolü üzerinde durulmal - d r. Kaotik ve belirsiz bir âile ortam belirtileri kötülefltirebilir. Çok afl r düzeye gelene dek belirtilere tolerans gösterilmesi ve tedaviye baflvurulmamas söz konusu olabilir. Âile içinde belirtilerin ifllevleri: Bireysel düzeyde belirti uyaranlardan korunmak için uyuma yönelik bir çaba olabilir. Âile içinde kifli, âilenin günlük yaflam ndan uzak kalarak kendini tükenmekten korur. Bu uzakl k kimi âile üyeleri için rahatlat c d r. Böylece psikotik kifli ile ac veren karfl laflmalardan korunmufl olurlar. Bazen hastal kla bafletmek tüm âileyi bir arada tutmaya yarar. De iflimin ters etkileri: Antipsikotik tedaviye tamamiyle uymak belirtileri azaltabilir ama tardif diskinezi riskini art rabilir. Yeni ve daha esnek bir âile yap s n kabul etmek gerekebilir. Hekim ya da hastaneye ba ml l k artar. Toplumdan beklentiler artabilir, bu hayal k r kl na yol açabilir. Spesifik sistemik boyutlar: Âile öyküsü ve cinsiyetin rolüne iliflkin bilgileri kapsar. Yak nl k, ba l l k ve sadakat kapasitesi psiko- S Y M P O S I U M Yeni Symposium 40 (3): 111-117, 2002 115

tik süreçte oldukça azal r. Hastal ktaki biyolojik sürecin y k m bu alanlarda belirgindir. Negatif belirtiler sosyal becerileri tümüyle k s tlayabilir. Psikotik kiflinin otonomi ve olgunlaflmaya do ru geliflimi bozulmufltur, bu nedenle bir çocuk dizeyinde kalabilir. Efl olarak da s k hastaneye yat fl, davran fl bozukluklar gibi durumlar iliflkiyi olumsuz yönde etkiler. Âilenin yaflad kay p duygusu ac, üzüntü ya da öfke gibi de- iflik düzeylerde duygulara neden olur. Bazen âile ve hekim bu duygular hastay bir kifli olarak de il bir hastal k olarak görerek uzaklaflt rabilir. Hasta kifli de k zg nl k gibi duygular paranoya olarak d flsallaflt rabilir. nkar da tedaviye uyumsuzlukla kendini gösterir. Terapistler için kronik hastal klarla u raflmak, özellikle kendi yeteneklerinin sonuçlar n görmeleri gerekiyorsa oldukça zordur. Konuflma ve davran fl bozukluklar uzak durma iste ine yol açar. Ayr ca flizofrenide âilelerle çal flmak bilimsel bilgileri t bbi jargon içermeyen, aç k bir dille ifade etmeyi de zorunlu k lar. Âilede çocuklar n korunmas, durumun uygun dille anlat lmas, yanl fl anlamalar n giderilmesi de gereklidir. Tedavi: Bu bölümde âileye hastal n belirtileri, antipsikotikler ve ilgili di er t bbi tedaviler hakk nda bilgi verilir. Âile uygulamalar yaz içinde yer alm flt r. Çoklu âile gruplar bir çok yönden amaca uygun olmakta ve hastane merkezli tedavi sisteminde daha rahat uygulanabilmektedir. Ruhsal e itim psikotik hastalar ve âileler için en önemli araçlard r. Hastal kla ilgili e itim, sorun çözme becerilerinin gelifltirilmesi, di er âilelerle ba lant lar n kurulmas hastal kla bafl edilmesine yard mc olmaktad r. Son olarak âilenin güçlenmesi, varolan kaynaklar n gelifltirilmesi ve motivasyonun artmas için öyküler yarat lmas önemlidir. D flsallaflt rma, hastal n bir kronik hastal k olarak ele al nmas (ast m ya da diyabet gibi), hastal n bir biyolojik hastal k olarak kabullenilmesi, yak nl k ve uzakl n konuflulmas bu öyküleri oluflturacakt r. Klinik uygulama: Daha önce de vurguland gibi tedavi sisteminin hastaneye dayal olmas, toplumsal destekten çok âileye dayal deste in bulunmas bizim klinik uygulamam z da yönlendiren unsurlar oldu. Hastaneye dayal tedavi sistemini topluma açabilmek için ziyaret günlerinde gelen âile yak nlar n n gönüllü olarak gruba kat lmalar teflvik edildi. Bir psikiyatri uzman ve asistan gruba girmekle birlikte hiyerarflideki vurguyu azaltmak için kat l mc lar merkeze yerlefltiren, karfl l kl iflbirli ine dayanan bir yöntem izlendi. Toplumsal kaynaklar n yetersizli ine karfl sorun çözme becerilerinin ve kendine yeterlili in desteklenmesi; âiledeki tükenmeye karfl l k da âilenin yetkinli inin art r lmas hedeflendi. Birden çok âilenin kat ld bu gruplar n amac güçlendirme sözcü ü ile tan mlanabilir. Yetkinlik kazan lmas, bafla ç kma becerilerinin geliflmesi, grup içinde alternatiflerin çözümler oluflturdu unun fark edilmesi, âilelerin etkilefliminin ortaya ç kard olumlu geri bildirimler bu amaca hizmet eder. Bunlar kat l mc lar n yetkinli ini art rd gibi bir iyilik hissi de oluflturur. Gruba kat l m yukar - da bahsedildi i gibi hastane ziyaret günlerinde hekimin önerisiyle olur. Bu toplant larda daha çok ruhsal e itimi hedefleyen ders yap ld için say olabildi ince genifl tutulur. Daha sonra yap lan ayda bir, on oturumdan oluflan grupta ise 10-12 kifli yer al r. Dersler yaklafl k bir saat, grup oturumlar ise iki saat sürer. Derslerde flizofreni hastal ele al nmakta ve gidifl, süreç, ilaç tedavisi, yeti yitimi gibi konularda bilgi verilir. Kapal grupta ise di erleri ile iliflki kurulmas gereklili i vurgulanarak istedikleri çözüm ya da arad klar tavsiyelere nas l ulaflabilecekleri gösterilir. Bunun için s nma amac yla iyi deneyimlerinden bahsetmeleri teflvik edilir. Tart flmak istedikleri konular önermeleri istenir ve günün konusuna karar verilir. Kendi deneyimlerini di erlerinin deneyimleri ile k yaslamalar istenir. Uygun amaçlar belirlemeleri için sorular sorulur ve birbirlerine sorular sormalar teflvik edilir. Herkesin kendi fikirlerini getirmesi ve amaçlar na uygun bir fikir seçmeleri için yard mc olunur. Di erlerine ak l dan flan üyelerin deneyimlerinin de de eri vurgulan r. Böylece grup içindeki her üye kendi deneyimlerini aktar p, bunlar di erleri ile k yaslad kça di er üyelerin çözümlerinin oluflumuna da katk da bulunacakt r. Bu süreçler de kendi çözümlerini oluflturmalar na ve güçlenmelerine yard mc olur. KAYNAKLAR American Psychiatric Association. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders-Third Edition, DSM-III. American Psychiatric Association, Washington, DC, 1980. American Psychiatric Association. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders-Fourth Edition, DSM- IV. American Psychiatric Association, Washington, DC, 1994. Asen KE, Tomson P, Canavan B. Family Solutions in Family Practice. Lancaster, Quay Publishing, 1992. p. 60-69. Barbato A, D Avanzo B. Family interventions in schizophrenia and related disorders: a critical review of clinical trials. Acta Psychiatr Scand 2000; 102:81-97. Barker P. Basic Family Therapy, 4th edition. London, Blackwell Science, 1998. p.64-94. Beavers WR, Hampson RB. Measuring family competence: The Beavers Systems Model. In: Walsh F, ed. Normal Family Processes, 2nd edition. New York, The Guilford Press, 1993. p. 73-103. Broderick CB, Schrader SS. The history of professional marriage and family therapy. In: Gurman AS, Kniskern DP, editors. Handbook of Family therapy. New York, Brunner/Mazel, 1981. p. 5-35. Dausch BM, Miklowitz DJ, Richards JA. Global Assessment of Relational Functioning Scale: II. Reliability and validity in a sample of families of bipolar patients. Family Process 1996; 35:175-189. Epstein NB, Bishop DS. Problem-centered systems the- 116 Yeni Symposium 40 (3): 111-117, 2002 S Y M P O S I U M

rapy of the family. In: Gurman AS, Kniskern DP, editors. Handbook of Family therapy. New York, Brunner/Mazel, 1981. p. 444-482. Epstein NB, Bishop DS, Ryan C, Miller I, Keitner G. The McMaster Model: View of healthy family functioning. In: Walsh F, ed. Normal Family Processes, 2nd edition. New York, The Guilford Press, 1993. p. 138-160. Falloon IRH, Boyd JL, McGill CW, Williamson M, Razani J, Moss HB, Gilderman AM, Simpson GM. Family management in the prevention of morbidity of schizophrenia. Arch Gen Psychiatry 1985; 42:887-896. Goldstein MJ, Miklowitz DJ. The effectiveness of psychoeducational family therapy in the treatment of schizophrenic disorders. J Marital fam Ther 1995; 21:361-376. Halford WK, Schweitzer RD, Varghese FN. Effects of family environment on negative symptoms and quality of life of psychotic patients. Hospital and Community Psychiatry 1991; 42 (12):1241-1247. Hayes H. A re-introduction to family therapy clarification of three schools. ANZJ Fam Ther 1991; 12 (1):27-43. Ito J. The multiple family therapy in schizophrenia in Japan. Presented in American Family Therapy Academy 21st Annual Meeting 1999. Kaslow FW. Relational diagnosis: an idea whose time has come? Family Process 1993; 32:255-259. Leff J, Kuipers L, Berkowitz R, Sturgeon D. A controlled trial of social intervention in the families of schizophrenic patients: two year follow-up. Br J Psychiatry 1985; 146:594-600. McFarlane WR, Link B, Dushay R, Marchal J, Crilly J. Psychoeducational Multiple Family Groups: Four-year relapse outcome in schizophrenia. Family Process 1995; 34:1-12. McGoldrick M, Gerson R. Genograms in Family Assessment. New York, WW Norton, 1985. p. 9-38. Montero I, Asencio AP, Ruiz I, Hernandez I. Family interventions in schizophrenia: an analysis of non-adherence. Acta Psychiatr Scand 1999; 100:136-141. Olson DH. Circumplex Model of Marital and Family Systems: Assessing family functioning. In: Walsh F, ed. Normal Family Processes, 2nd edition. New York, The Guilford Press, 1993. p. 104-137. Olson DH, Russell CS, Sprenkle DH. Circumplex Model of Marital and Family Systems: VI. Theoretical update. Family Process 1983; 22:69-83. Strong T. DSM-IV and describing problems in family therapy. Family Process 1993; 32:249-253. Penn P. Circular Questioning. Family Process 1982; 21:267-280. Perlmutter RA. A Family Approach to Psychiatric Disorders. Washington, DC, American Psychiatric Press. 1996. p. 2-4. Pinsof WM, Wynne LC. The efficacy of marital and family therapy: an empirical overview, conclusions, and recommendations. J Marital Fam Ther 1995; 21:585-613. Rolland JS. Families, Illness and Disability: An Integrative Treatment Model. New York, NY, Basic Books. 1994. Tomm K. Interventive interviewing: Part III. Intending to ask lineal, circular, strategic, or reflexive questions? Family Process 1988; 27:1-15. Walsh F. Strengthening Family Resilience. New York, NY, The Guilford Press, 1998. p. 15-16. Waters I, Watson W, Wetzel W. Genograms. Canadian Family Physician 1994; 40:282-287. Weber T, McKeever JE, McDaniel SH. A beginner s guide to the problem-oriented first family interview. Family Process 1985; 24:357-364. Yingling LC, Miller WE, McDonald AL, Galewaler ST. GARF Assessment Sourcebook: Using the DSM-IV Global Assessment of Relational Functioning. Washington, DC, Brunner/Mazel, 1998. S Y M P O S I U M Yeni Symposium 40 (3): 111-117, 2002 117