GÜNEYBATI MARMARA DENİZİ KARABİGA KIYILARINDA (BİGA, ÇANAKKALE) BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK VE DENİZ-KIYI HABİTATLARI ARAŞTIRMA SONUÇ RAPORU

Benzer belgeler
İSTİLACI TÜR TEHLİKESİ

SUALTI ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ UNDERWATER RESEARCH SOCIETY

İZMİT KÖRFEZİ SULAKALANI. Hazırlayan : Bahar Bilgen

KIYI KANUNU. Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: Kanun Numarası : Kabul Tarihi :

Osmaniye Rüzgar Elektrik Santrali (135 MW) Ornitoloji İzleme Çalışması Yılı Turna Araştırması

17 Nisan 1990 Resmî Gazete Sayı : SAYILI KIYI KANUNU. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

KIŞ ORTASI SU KUŞU SAYIMLARI (KOSKS) RAPORU

AKDENİZ FOKUNUN Monachus monachus TÜRKİYE DE KORUNMASI ULUSAL EYLEM PLANI

KIYI KANUNU. Kanun No: 3621 Kabul Tarihi : (17 Nisan 1990 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.)

Yumurtalık Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması Akyatan-Tuzla Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması 2009

Kıyı çizgisi: Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında, suyun karaya değdiği noktaların birleşmesinden oluşan çizgiyi,

RES Projelerinin Değerlendirilmesinde Yer Seçiminin Önemi ve Dikkate Alınacak Ekolojik Parametreler

Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA VE KORUMA DERNEĞİ

DATÇA / BOZBURUNUN YARIMADASI İMAR PLANI VE HUKUKSAL BOYUTU

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

Rüzgar Enerji Santralleri ve Karasal Memeli Faunası

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi

BuNLarI BiLiYOr muyuz?

Kıyı çizgisi: Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında, suyun karaya değdiği noktaların birleşmesinden oluşan çizgiyi,

YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN YOLCULUĞU

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

KIYI KANUNU. Amaç. (1) Bu tanım 1/7/1992 tarih ve 3830 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile değiştirilmiş olup, metne işlenmiştir.

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

POYRAZ HES CEVRE YONETIM PLANI (ENVIRONMENTAL MANAGEMENT PLAN)

TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa

Dersin Kodu

Rüzgar Türbinleri ve Kuşlar. Riyat GÜL Doğa Araştırmaları Derneği

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

GEDİ Z DELTASİ ve İ ZMİ R KÖ RFEZİ 2014 YİLİ KİŞ ÖRTASİ SU KUŞU SAYİMİ RAPÖRU. İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme Birliği

DÜZCE NİN ÇEVRE SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI 4 ARALIK 2012 I. OTURUM OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. SÜLEYMAN AKBULUT

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

İzmir Gediz Deltası nın UNESCO Doğa Mirası Kriterlerine Göre Değerlendirilmesi. Prof. Dr. Ahmet Karataş Yard. Doç. Dr. Erol Kesici Itri Levent Erkol

FLORA, FAUNA TÜRLERİ VE YABAN KUŞLARININ KORUNMASI TÜZÜĞÜ

MEKANSAL PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Kıyı Alanları Dairesi Başkanlığı. Aydın Tibet ÜNLÜ Şehir Plancısı

ÇANAKKALE İLİ, AYVACIK İLÇESİ SAHİL KÖYÜ, ÇAYMAHALLESİ MEVKİ ADA:164, PARSEL: 25 1/1000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

Kıyı Sistemi. Hava Deniz Kara

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI

İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI

2872 SAYILI ÇEVRE KANUNU UYARINCA VERİLECEK İDARİ PARA CEZALARINA İLİŞKİN GENELGE (2006/2)

BALIKESİR İLİ BANDIRMA İLÇESİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU DİNİ TESİS ALANI

SABANCI ÜNİVERSİTESİ AĞAÇLANDIRMA VE ÇEVRE DÜZENLEMELERİ

BÜTÜNLEŞİK KIYI ALANLARI YÖNETİMİ

SABANCI ÜNİVERSİTESİ PEYZAJ PROJESİ

SORUMLU AMATÖR BALIKÇILIĞA GEÇİŞ

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma

İSTANBUL UN ÇEVRE SORUNLARI

23-25 Ekim 2013 tarihinde SAMSUN da düzenlenen III. ULUSAL SULAK ALANLAR KONGRESİ ne


Bursa İl Sınırları İçerisinde Kalan Alanların Zemin Sınıflaması ve Sismik Değerlendirme Projesi

KARS IN KUŞLARI Kars Biyoçeşitlilik Projesi

BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/ ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI 3. FAALİYET RAPORU

SAHİL VE PLAJLARIN KULLANIMINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

FOÇA ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ ORNİTOFAUNASININ VE BÖLGEYİ ETKİLEYEN ÇEVRESEL FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

KIYI VE PLAJ TEMİZLİK HİZMETİ SAHİL VE KIYI TEMİZLİK EKİPLERİMİZ

AVRUPA TOPLULUĞU PEGASO PROJESİ

KUŞLAR. İlker Özbahar Kuş Araştırmaları Derneği

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

AMASYA GES 10,44 MW TEKNİK OLMAYAN ÖZET (TOÖ) Amasya ili, Kutu Köy

DAĞPAZARI RES ĠġLETMESĠ YILI SONBAHAR DÖNEMĠ ĠZLEME ÇALIġMALARI. Eylül, 2016 Ankara

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

7.2 Peyzajın yapısı/strüktürü: Organizmaların Kolonizasyon Deseni

FOÇA ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ VE GELECEĞİ

BAFA GÖLÜ TABĠAT PARKININ ORNĠTOFAUNASI NIN VE BÖLGEYĠ ETKĠLEYEN FAKTÖRLERĠN BELĠRLENMESĠ

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI

KIYI KANUNU. Bu Kanunun yürürlükte olmayan hükümleri için bakınız "Yürürlükteki Bazı Kanunların Mülga Hükümleri Külliyatı" Cilt : 2, Sayfa : 1339

VII. KIYILAR. Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

Editör Doç.Dr.Hasan Genç ÇEVRE EĞİTİMİ

Sualtında oksimoron. NESİMİ OZAN VERYERİ Çevre Bilimleri Uzmanı Sualtı Araştırmaları Derneği

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI EK-2 FAALİYET BAŞVURU FORMU

Eylem Planları Niçin Hazırlanır ve Hazırlanan Eylem Planlarından Nasıl İstifade Edilir?

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

TRA1 FLORA. Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA

Mağara Turizminin İlke Ve Esasları İle Kullanımdan Kaynaklanan Sorunlar. Fundamentals And Principles Of Cave Tourism And Problems Due To Utilize

YGS COĞRAFYA HIZLI ÖĞRETİM İÇİNDEKİLER EDİTÖR ISBN / TARİH. Sertifika No: KAPAK TASARIMI SAYFA TASARIMI BASKI VE CİLT İLETİŞİM. Doğa ve İnsan...

Antalya / Boğazkent Mahmuzlu Kızkuşu (Vanellus spinosus) Populasyonu Üzerine Araştırmalar

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı TÜDAV

BALIKESİR İLİ BANDIRMA İLÇESİ SUNULLAH MAHALLESİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU 19M

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Tanıtım Ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

KORUNAN ALANLARDA ÇEVRE BİLİNCİ VE EĞİTİMİ

Önemleri. rk Prof. Dr. İzzet. II. Ulusal Taşkın n Sempozyumu Mart Afyonkarahisar

SEYİTALİ RÜZGÂR ENERJİSİ PROJESİ KUŞ GÖÇ YOLLARI ÇALIŞMASI

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

Düzce nin Çevre Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı 04 Aralık 2012, Düzce

PLAN AÇIKLAMA RAPORU

BULDAN İLÇESİ NİN (DENİZLİ) KUŞLARI

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

İ.Ü. REKTÖRLÜĞÜ BEYAZIT YERLEŞKE BAHÇESİNDE BULUNAN KUŞ TÜRLERİ

Adaptation to Climate Change and Protection of Biodiversity through Conserving and Sustainable Use of Wetlands in Turkey. Wetlands & Climate Change

RAPOR KAZ DAĞLARI KOÇERO DERESİ ALABALIK ÖLÜMLERİ İLE İLGİLİ ALAN ÇALIŞMASI. Prof. Dr. Mustafa SARI.

Transkript:

GÜNEYBATI MARMARA DENİZİ KARABİGA KIYILARINDA (BİGA, ÇANAKKALE) BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK VE DENİZ-KIYI HABİTATLARI ARAŞTIRMA SONUÇ RAPORU SAD-AFAG SUALTI ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ - AKDENİZ FOKU ARAŞTIRMA GRUBU Nisan 2016

GÜNEYBATI MARMARA DENİZİ KARABİGA KIYILARINDA (BİGA, ÇANAKKALE) BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK VE DENİZ-KIYI HABİTATLARI ARAŞTIRMA SONUÇ RAPORU THE FINAL REPORT ON FIELD RESEARCH ON BIODIVERSITY and MARINE-COASTAL HABITATS ALONG KARABIGA COASTS (BİGA, ÇANAKKALE) IN SW MARMARA SEA Araştırmayı Gerçekleştiren Kurum Araştırma Ekibi : Sualtı Araştırmaları Derneği : N. Ozan Veryeri, Cem O. Kıraç, Yalçın Savaş, Volkan Korkmaz, Kenan Gedikli, Özcan Uğur, Ceyhun Ekinci, Cenk Durmuşkahya Araştırma Dönemi : Eylül 2014 Nisan 2016 Araştırma Danışmanları Rapor Yazarları Fotoğraflar : Doç. Dr. Harun Güçlüsoy, Yrd. Doç. Dr. Cenk Durmuşkahya, Timur Çağlar : Cem O. Kıraç, N. Ozan Veryeri : N.O.Veryeri, Cem O. Kıraç, Volkan Korkmaz, Ceyhun Ekinci / SAD ISBN : 978-605-89540-6-9 Telif Hakları : Bu araştırma sonuç raporu ile içinde ve ekindeki tüm fotoğrafların telif hakkı Sualtı Araştırmaları Derneği ne aittir. SAD 2016 Bu rapor içindeki bilgiler ve fotoğraflar, ticari amaç gütmeden ve kar amacı olmadan üretilecek eserlerde kaynak gösterilmek koşuluyla kullanılabilir. Bunun dışındaki kullanımlarda sad@sad.org.tr e-posta adresi ile temasa geçiniz. 1

Önerilen Kaynak Gösterimi Kıraç, C.O ve Veryeri, N.O. 2016. Güneybatı Marmara Denizi ve Karabiga Kıyılarında (Biga, Çanakkale) Biyolojik Çeşitlilik ve Deniz-Kıyı Habitatları Araştırma Sonuç Raporu. SAD Yayını. Nisan 2016. Ankara. 42 Sayfa + Ek. İÇİNDEKİLER Özet 3 Giriş 3 Araştırma Metodu 7 Araştırma Dönemi ve Kapsama Sahası 11 Araştırma Bulguları 13 Doğal Alanların Korunmasında Hukuki Dayanaklar 20 Değerlendirme 21 Ağır Doğal Alan Yıkımı 34 Sonuç 42 Teşekkür 44 Kaynakça 45 Ek-1 Saha Çalışmaları ve Habitat Fotoğrafları 48 2

ÖZET: Çanakkale İli, Biga İlçesi, Karabiga Beldesi hala el değmemiş ve doğallığını koruyan kıyılarının sahip olduğu hem doğal hem tarihi değerler ile korunmayı hak eden bir kıyı bölgemiz. Marmara Denizi gibi ağır insan kullanımının olduğu bu iç denizimizde birkaç bozulmamış kıyı kaldığı düşünülür ise, bu bölgedeki Karabiga ile Aksaz arası 15 km lik kıyı şeridi ile Kocabaş Deresi ve deltası hem çok iyi korunarak gelecek kuşaklara aktarılmalı hem de yönetim planı hazırlanarak alanın ve doğal kaynakların yönetiminin daha rasyonel yapılması gerekmektedir. Karabiga kıyıları Marmara nın son kalan doğal kıyı alanlarını barındırması nedeniyle önemli bir biyolojik çeşitliliğe de ev sahipliği yapmaktadır. Zira alan büyük oranda doğallığını korumaya devam etmektedir. Akdeniz fokları, şişe burunlu yunuslar, denizden girişli kıyı mağaralarında yaşayan yarasalar, tilkiler, küçük orman kartalları, kara doğanlar, şahinler, atmacalar, farklı balıkçıl türleri, tepeli karabataklar, küçük karabataklar ve kara boyunlu dalgıçlar bunlardan sadece bazılarıdır. Dolayısı ile gerek ulusal mevzuatımız gerekse taraf olunan doğa koruma uluslararası sözleşmeleri gereği bu bozulmamış doğal alanlarımız ve içerdiği yaban hayat her türlü tehdide karşı korunması gerekmektedir. Karabiga Beldesi ile Aksaz Köyü arasında kalan söz konusu 15 km lik kıyı şeridi ile Karabiga yı ve doğusunda yer alan Kocabaş ırmağı ve deltasındaki doğal yaşam alanları ve canlıları tehdit eden faktör bölgede bitişik nizam inşası planlanan termik santrallerdir. Zira bu termik santraller hem inşa edilmeleri sırasında doğal alanları olduğu gibi yok edecek hem de işletmeleri sırasında ortaya çıkacak kirlilik ve yaratacağı aşırı rahatsızlık sonucunda hem insan sağlığı ve hem de doğal yaşam için büyük bir olumsuzluk ortaya çıkaracaktır. Bölgede inşa edilecek olan bir termik santral değil, 15 km gibi dar bir kıyı şeridinde bitişik nizam toplam 5 termik santral söz konusudur. Dolayısı ile ekolojik olarak son derece kıymetli bu alan bu kadar ağır değişimi kaldıramayacağı ve habitat bozulması karşısında barındırdığı türlerin yaşama şansı olmayacağı açıktır. Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu (SAD- AFAG) 1987 den bu yana nesli kritik derecede tehlike altında olan Akdeniz foku ve Türkiye kıyılarındaki yaşam alanlarını araştıran ve koruma çalışmalarında bulunan bir STK olup, Ocak 1991 tarihinden bu yana kurucularından olduğu Ulusal Fok Komitesi aktif üyesidir. Dernek her zaman olduğu gibi amaçları doğrultusunda nesli azalan canlıları yaşam alanları ile birlikte araştırma ve koruma çalışmalarına, güncel olarak yaşadığımız ağır doğal alan yıkımı tehdidinden dolayı Karabiga kıyılarını araştırma çalışmasını da eklemiştir. GİRİŞ: Deniz ve kıyı ekosistemlerinin sağlık durumu bu alanlarda yaşayan yerleşik ve göçmen canlı türlerinin dağılımları, popülasyonları ile barınma, beslenme ve üreme davranışlarından hangilerini ne oranda gösterdiklerine bakılarak anlaşılabilir. Alanı kullanan canlıların dünya popülasyonları, antropolojik etkilere dayanım kapasiteleri, incelenen habitatın kendi içinde ve 3

bulunduğu bölgeler, havzalar içinde benzersizliği ise ne derece kritik bir yaşam alanı olduğunu ayrıca belirler. Araştırma sahasının ekolojik öneminin tespiti amacıyla bu çalışmada nesli ileri seviyede tehlikede olan Akdeniz foku birincil odak araştırma konusu olarak belirlenirken, deniz kuşları ikincil odak çalışma konusudur. Bu kapsamda araştırma çalışmasında, dünya popülasyonu 650-700 birey (Şekil- 2) ve ülkemizdeki varlığı yaklaşık toplam 100 kadar birey (Şekil- 1) olan (Güçlüsoy vd. 2004) Akdeniz fokunun (Monachus monachus) Marmara Denizi, Çanakkale İli, Karabiga Beldesi ve civar kıyılarında türün ve yaşam alanlarının güncel durum ve özellikleri incelenmiştir. Akdeniz foku Türkiye nin de üye olduğu IUCN (Dünya Doğa ve Doğal kaynakları Koruma Birliği) tarafından belirlenen Türler Kırmızı Listesi nde en ciddi risk altında olarak belirlenen kritik seviyede tehdit altında (CR) kategorisi altında bir türdür (IUCN, 2014). Akdeniz foku en son 1997 senesinde Orta Karadeniz kıyılarında görülme kaydı ile Karadeniz kıyılarında bu tarihten itibaren görülmemektedir (Kıraç, 2001). Türün ülkemizde güncel dağılımı; güney Marmara kıyıları ile Ege ve Akdeniz kıyılarında insan faaliyetlerinden uzak kalmış ve doğallığını koruyan belli başlı kıyı alanlarıdır. Akdeniz foku, biyolojisi gereği kıyılara, özellikle ücra kayalık kıyılara ve buralardaki denizden girişli kıyı mağaralarına birebir bağımlıdır. Tarifi yapılan bu tip kıyılar olmadan tür varlığını sürdüremez. Zira Akdeniz foku sadece uygun kıyı mağaralarında yavrulayabilir, yavrusunu büyütür ve neslini devam ettirebilir. 28 yıllık saha araştırmaları ve yapılan gözlemlerimiz istisnasız bu sonuca varmaktadır. 4

Şekil-1 Akdeniz fokunun Türkiye dağılımı Şekil-2 Akdeniz fokunun dünya dağılımı 5

Şekil-3 IUCN kırmızı liste kategorilendirmesi. Akdeniz foku Tehdit Altında grubu içinde en kritik durumu gösteren (CR) kategorisinde bir tür. Akdeniz fokunun beslenme ve barınma amacıyla bir gün içinde kat edebileceği dolaşma alanı (home range) içerisinde bulunan Marmara Adası türün davranışı hakkında güncel istihbarat bilgisi ve öngörü sahibi olmak amacıyla ayrıca ilave bir araştırma çalışması kapsamında ziyaret edilmiştir. 2014 Eylül ayında sahada yapılan çalışmalar esnasında Karabiga doğa ve kültürel değerlerinin korunması amacıyla çalışmalar yürüten Karabiga Doğa Derneği temsilcilerinden Karabiga kıyılarında yapılan ve yapılması planlanan termik santral yapıları ile ilgili değerlendirmeleri alınarak, karşılıklı görüş ve bilgi alışverişinde bulunulmuştur. Araştırma sahası içinde bulunan, araştırmaya konu canlı türleri ve habitatları üzerinde ileri seviyede etki ürettiği düşünülen termik santral inşaatı çalışması özel mülkiyet sahasına girmeden karadan ve denizden yapılan gözlemlerle incelenmiştir. Raporda Cenal A.Ş. tarafından yürütüldüğü anlaşılan dolgu ve inşaat faaliyetlerinin araştırmaya konu doğal yapı ve canlı türlerine etkileri ve seviyeleri ortaya koyulmuştur. Araştırma sahası dahilinde yapılması planlanan 5 termik santral doğal habitatlar ve türler üzerinde yaratacağı etki ve seviyeleri raporun Sonuç ve Değerlendirmeler bölümünde ifade edilmiştir. Araştırmanın kalitesini güçlendirmek amacıyla araştırmacılarca yerinde tespiti yapılan bulgular kara ve sualtı görsel belgeleme çalışmaları ile belgelenmiştir. İlgili görseller konularına göre klasörlerde sınıflandırılarak, rapor eki şeklinde düzenlenmiştir. Karabiga kıyıları ayrıca iki ayrı bitki coğrafyası bölgesinin kesişme noktasına yakın bir noktadadır. Esasen Akdeniz bitki coğrafyası içinde olup, gerek kuzeyinde gerekse doğusunda birkaç 10 km. mesafede Avrupa- Sibirya bitki coğrafyasına çok yakın, başka bir deyişle komşudur (Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2013). 6

Türkiye için önemli deniz habitatları arasında batmış veya yarı batmış deniz altı mağaraları (marine caves submerges, semi-submerged) sayılmaktadır (Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2013). Nitekim bölgedeki farklı kişi ve kurumlarca muhtelif araştırmalarda, Karabiga nın yatırımlara söz konusu olan dik kayalık kıyılarında bu özellikte denizden girişli kıyı mağaralarına rastlanmış ve belgelenmiştir (Ör. İnanmaz vd., 2014). Marmara Denizinin biyolojik çeşitlilik ve Karabiga kıyılarının biyolojik çeşitlilik bakımından önemini koruduğu ve Akdeniz foku, mağaralarda görülen yarasalar ve tepeli karabatak gibi bazı hassas canlı türlerine ev sahipliği yaptığı daha önceki çalışmalarımızda da vurgulanmıştır (Kıraç, 2008). Bu araştırmanın amacı, Güney Batı Marmara Denizi bölgesinde Marmara Adaları ve özellikle nadir derecede bakir kalmış Karabiga kıyılarında deniz- kıyı ekosistemlerinin incelenmesi ile bölgenin öneminin ortaya çıkaracak canlı türlerini ortaya çıkarmaktır. ARAŞTIRMA METODU Araştırma çalışması iki ana teknikle uygulandı. 1- Saha araştırma çalışmaları 2- Balıkçılar ve yöre halkı ile görüşmeler Kıyılar; habitat kalitesi bakımından kıyı kalitesi, riskler ve tehditler, Akdeniz fokuna uygun barına dinlenme ve üreme alanlarının belirlenmesi amacıyla kıçtan takma motoru bulunan botlarla araştırma hemen kıyı ile kıyıdan yaklaşık 50 m. açıkta bir mesafe aralığında gezilerek tamamlandı. Saha çalışmalarında hem kıyı incelendi ve görüntülendi hem de dalışlar yapıldı. Dalışlar duruma göre ABC (nefesli) veya SCUBA (tüplü) dalışlar şeklinde gerçekleştirildi. Aynı zamanda kıyı incelenirken Akdeniz fokunun barınmasına ve üremesine uygun saha çalışmada sualtı ve su üstü fotoğraf makinaları kullanıldı. Olympus TG 810 model su geçirmez fotoğraf makinesi, GoPro3 (sualtı kılıflı) ve Canon 1Dx serisi profesyonel gövde, Canon D60 gövde ve Canon 300mm. f/4 L tele lens, Canon 500 mm. f/4 L tele lens ile Canon 75-300mm f/4.5-5.6 zoom lens ve Canon 1.4x tele konverter de içeren farklı model fotoğraf makineleri, mercekler ve diğer optik aparatlar kullanıldı. Bu fotoğraf ve video kameralar ile hem sahada gözlenen türler hem de habitat görüntülendi. Aynı zamanda habitatları inceleme ve görüntülemede; 1- kıyı habitatı, Akdeniz foku mağaraları içerisi, mağaranın su tünelleri, havuz bölümü ve fokun barındığı ve ürediği bölümler, 7

2- sualtı ve dip yapısı (yosunlar ile deniz bitkileri, kabuklular, eklem bacaklılar ve balıklar) 3- kıyılarda deniz ve kıyı kuşları varlıklarına dair bulgular ve habitatlar video ve fotoğraflarla detaylı olarak belgelendi. İki dalıcı nefesli dalışlarla deniz habitatları ve özellikle deniz mağaraları keşif çalışmaları yaptı. Keşif çalışmasında her dalıcı bir ana ve en az bir yedek sualtı feneri ve görüntüleme ekipmanları ile mağara ve kovukları inceledi. Teknede hazır vaziyette bir gözetmen ve hazırda bekleyen tecrübeli bir dalgıç (stand-by diver) her daim hazır bulundu. Dalgıçlar hem habitatın kalitesi ve fok mağaralarını hem de Akdeniz fokunun varlığına dair bulguları araştırdı. Ayrıca, Akdeniz fokunun bölgede mağara kullanım oranlarını tespit etmek amacıyla Karabiga Beldesi ile Aksaz Köyü arasında kalan kıyılardan seçilen uygun mağaralara en az bir adet kızılötesi ışık kaynaklı kendinden tetiklemeli kamera sistemleri yerleştirilerek, araştırmacı rahatsızlığına neden olmadan foklar izlenmiştir. Kameralar görüş alanına girdiğinde kendiliğinden tetiklenmekte ve her tetiklemede hem fotoğraf hem de kısa süreli video çekilmektedir. Kameralar mağara içinde hareket eden Akdeniz foku, güvercin veya dalga gördüğünde otomatik olarak çekim yapmakta, böylece mağara içindeki her hareket her hangi bir insan rahatsızlığı olmadan kayıt altına alınmaktadır. Fotoğraf çekimlerinin tümünde tarih, saat ve dakika, ortamın sıcaklık derecesi gibi bilgiler fotoğraf üstüne işlenmektedir. Şekil-4a SAD-AFAG ın mağara içi kamera sistemi ile izleme yönteminin uygulandığı ve Akdeniz kıyılarında gerçekleşen önceki dönem saha çalışmalarından. Karabiga da araştırma yöntemlerinden birisi mağara içi kamera izleme sistemi oldu. 8

Şekil-4b SAD-AFAG ın mağara içi kamera sistemi ile izleme yönteminin uygulandığı ve Akdeniz kıyılarında gerçekleşen önceki dönem saha çalışmalarından. Karabiga da araştırma yöntemlerinden biri Ege ve Akdeniz de benimsenen aynı yöntemin uygulanmaya devam edilmesi ile mağara içi kamera izleme sistemi oldu. Yerinde saha araştırmaları ve gözlemlerin yanı sıra, türün zor görülmesi ve izlenmesinden dolayı bir diğer yöntem olan yöre halkı birebir görüşmeler de yapılmıştır. Hedef kitle denizle iç içe olan, tercihen balıkçılık yapan ve vaktinin önemli bir bölümünü denizde geçiren insanlar seçilmiştir. Akdeniz foku gözlem kayıtları sadece ve sadece 1. elden yani gözlemi yapan kişiden alınmıştır. Bunlardan ise çapraz sorgulama yöntemi ve tutarlılık testleri yapılarak güvenilir olanlar seçilmiştir. Bu amaçla özellikle amatör ve profesyonel kıyı balıkçılarına ağırlık verilmiştir. Akdeniz foku gözlem kayıtları Şekil- 5 de görüleceği üzere toplam 6 noktadan alınmıştır. Araştırma çalışmasının ikincil odak noktasını, Karabiga ve yakın civarında deniz ve kıyı ekosistemlerinin habitat kalitesi ve bu kaliteye istinaden önemini, bilimsel bir bakışla ele almak üzere deniz ve kıyı kuşları oluşturmuştur. Kıyı ve deniz ekosistemlerinde insan kaynaklı faaliyetler incelenmiştir. Bu çalışmada, sağlıklı ekosistemin birer göstergesi olarak kuşlar 9

özellikle ikinci çalışma konusu olarak seçilmiş ve buna yönelik avifauna tespit çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Zira, deniz ve kıyı alanları yönetiminde plan ve uygulama kararları alınırken ekolojik bileşenler veri tabakaları oluşturma çalışmasında deniz kuşları önemli bir katman olarak kabul edilir ve ornitolojik veriler hesaba katılır. Deniz kuşları çalışmasında Karabiga Beldesi ile Aksaz Köyü arasında kıyı kesimi karadan ve denizden, Karabiga kuzeyinde kalan sulak alan (Kocabaş Deltası ve Kocabaş Çayı) ise karadan ve çay boyunca kıyılardan incelenmiştir. Tüm çalışmalar fotoğraf ve video ile kayıt altına alınmıştır. Çalışma, Akdeniz foku ve avifauna başlıkları ile deniz çevresi sorunları ve koruma uygulamaları konusunda uzman bir ekip tarafından yürütülmüştür. Araştırma ekibi kara ve kıyı coğrafik yapısı, deniz ve kıyı canlıları, balıkçılık, doğa ve insan ilişkileri tarihçesi, güncel durum, risk ve tehditler hakkında bilgi almak üzere yerel profesyonel ve amatör balıkçılar, dalgıçlar ve diğer meslekten insanların kaynak rehberliğine başvurulmuştur. Çalışmada yerinde tespiti yapılan inceleme ve bulgular ile yerel kaynaklardan alınan birinci el güvenilir veriler değerlendirme kapsamına alınmış olup, ikincil kaynaklara dayandırılan duyum ve bilgiler değerlendirme dışında tutulmuştur. Çalışmanın verimi ve bütüncül yaklaşım gereği daha önce SAD- AFAG ve diğer bilimsel kaynakların sahada gerçekleştirmiş oldukları çalışmalara dair ilgili literatürden de çalışma sürecinde altlık olarak faydalanılmıştır. Saha çalışmalarından başka çalışma bölgesinde deniz ve kıyılarla yoğun iştigal eden yerel insanlarla temaslar ve görüşmelerde bulunulmuştur. Görüşmeler SAD- AFAG ın kullandığı ve başarısı test edilmiş standart görüşme ve anket çalışma teknikleri kullanılarak yapılmıştır. En çok görüşme yapılan kesim amatör ve profesyonel kıyı balıkçıları olmuştur. Bunun yanında sektörel olarak serbest ve tüplü dalan amatör dalıcılar, STK temsilcileri ile yörede yaşayan diğer meslek gruplarından kişilerle görüşmeler yapılmıştır. Görüşülen 16 balıkçı ve yöre halkının sağladığı bilgiler dikkate alınarak kayıtlara geçirilmiştir. Görüşme yapılan kişiler hem Karabiga dan hem de araştırma sahasının batı ucundaki Aksaz Köyü ile doğu ucundaki Kocabaş Deltası ndan olmuştur. Ayrıca Marmara Adası nda bulunan bazı balıkçı köy ve beldelerinde de yerelden insanlarla ve balıkçılarla detaylı görüşmeler yapılmış ve 1. elden güvenilir kayıtlar alınmıştır. 2. elden bilgiler ile 1. elden güvenilir olmayan veya eksik bilgiler içeren kayıtlar kesinlikle dikkate alınmamıştır. Araştırma çalışmasının zamanlamasında çalışmaya konu türlerin davranış özellikleri (üreme, göç gibi) dikkate alınarak Eylül ayı tercih edilmiştir. Araştırma ekibi çalışmaları, kara ve deniz safhalarından oluşurken, denizde dalış ve denizden kıyı seyri marifetiyle gerçekleştirilen saha araştırmalarına 14 tam gün ayrılmıştır. Bulguların içerik ve kalitesini güçlendirmek amacıyla Akdeniz foku üreme habitatlarına mükerrer sualtı araştırmaları gerçekleştirilmiştir. 10

Şekil-5 Araştırma bölgesinde balıkçılar ve yerel halkla yapılan görüşmelerin yerlerini gösterir harita (sarı renkli işaretler). Bölgede ayrıca flora da (bitki biyolojik çeşitliliği) incelenmiş ve fotoğraf ve video ile belgelenmiştir. Alınan görüntüler Botanik uzmanı Cenk Durmuşkahya tarafından incelenerek görülen bitkilerin taksonomik tespiti yapılmıştır. Tespit edilen bitkiler raporun bulgular bölümünde verilmiştir. ARAŞTIRMA DÖNEMİ VE KAPSAMA SAHASI Karabiga kıyıları, Kocabaş Çayı, Kocabaş Deltası ve Marmara Adalarını kapsayan araştırmalar Eylül 2014 ile Nisan 2016 tarihleri arasında yapılmış olup, bu dönemde toplam 6 saha çalışması yapılmıştır. Araştırmanın kapsama alanı coğrafi olarak Marmara Denizi nde Biga İlçesi ile Marmara İlçesi sınırları içindedir. Karabiga kıyılarında, çalışma alanı Karabiga Beldesi dahilinde Kocabaş Deltası ile Aksaz Köyü arası tüm kıyıları kapsamıştır. 11

Şekil-6 Karabiga Beldesi batısında kalan doğallığını koruyan ve halen önemli biyolojik çeşitliliğe sahip kıyılar. Şekil-7 Karabiga Akdeniz foku ve kıyı habitatı ile deniz-kıyı kuşları araştırma kapsama sahası 12

ARAŞTIRMA BULGULARI 1- AKDENİZ FOKU Dinlenme, Barınma ve Üreme Habitatı İncelenen alanda Cenal A.Ş. tarafından Karaburun Kale burnu batısında Güvercin Kaya mevkiinde termik santral inşası görüldü ve kapladığı alan ve habitata olan etkisi Kale Burnu ile arkadaki sırtlardan izlendi. Güvercin Kaya kıyı hafriyatı ve deniz dolgu çalışması dışında, şu an için başkaca kıyı habitatlarında yapılaşma ve majör habitat tahribatı (kalıcı deformasyon) tespit edilmedi. Karabiga- Aksaz arası kıyılarda fokların saklanması ve dinlenmesine uygun olabilecek mağaralar, birçok kovuk, korunaklı kumsallar ve kayalık yapı Karabiga Limanı ile Aksaz Köyü Balıkçı Barınağı arasında kıyı boyunca yapılan incelemede tespit edildi. Denizden yapılan saha çalışmasında yaklaşık 15 km. uzunluğunda; Karabiga Kale Burnu ile Şahmelek arasındaki tüm kıyıların ıssız ve insan faaliyetlerinin çok seyrek olmasından dolayı Akdeniz foklarının barınması ve üremesine oldukça uygun alanlar olduğu tespit edildi. Bu alanın sınırları Şekil- 5 de görülmektedir. Söz konusu Karabiga kayalık kıyıları Akdeniz fokları için eşsiz bir habitat sunmaktadır. Zira tüm Marmara Denizi kıyılarında Akdeniz fokları için büyüklü küçüklü altı farklı bölge gösterilirken, bunlardan biri 15 km. uzunluğundaki Karabiga kıyılarıdır ve yakın veya uzak civar bölgede buna benzer başka bir 15 km. lik bakir ve bu özelliklerde kıyı şeridi yoktur. Öte yandan, bölgenin Akdeniz fokları bakımından önemli bir doğal alan olduğu zaten önceden raporlanmıştır. Karabiga kıyılarının belirli kriterlere göre değerlendirilen bir Önemli Akdeniz Foku Alanı (ÖFA) olduğu Akdeniz Fokunun Türkiye de Korunması Ulusal Eylem Planı nda bahsedilmiş (Kıraç vd., 2012) ve bu Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve diğer ilgili Bakanlık ve akademik kuruluşların görüş ve katkıları ile şekillenmiştir. 13

Şekil-8 Marmara Denizi güney batısında Karabiga kıyılarının Önemli Fok Alanı olduğunu gösterir Ulusal Eylem Planı (Kıraç, Veryeri, Güçlüsoy, Savaş 2013) Çok nadir ve IUCN Kırmızı Liste CR kategorisindeki deniz memelisi olan Akdeniz fokunun Türkiye kıyılarındaki dağılımı ise, Şekil- 8 de görüleceği üzere, yine aynı yayının ekindeki Türkiye dağılım haritasında 2 sene önce 2013 yılında aynı netlikte verilmiştir. Karabiga Karaburun Mevki Üreme Habitatı: Habitatı belirleyen ana mağaranın yaklaşık 25 metrelik bir tünel ağzı vardır. Su üstü girişli tünel genişliği yaklaşık 3 metredir. Tünel sağ kanadında ana salon ve ana salonda fokların uyuması ve dinlenmesine uygun biri taşlık bir diğer kumluk iki kovuk bölüm bulunmaktadır. Bu kovuklar fokların üzerine çıkmasına müsait platformlara sahiptir. Ana salon su derinliği ortalama 30-40 cm dir. Mağara içinde tavan yüksekliği 25 metre kadardır. Ana mağarada Akdeniz foklarının özellikle dinlenme barınma ve hatta doğum yapacak özelliklerde bir yaşam alanı tespit edildi. Tespit edilen bu alan üçgen şeklinde ve ince çakıllardan olup denizin çarptığı kenarda eni 7 m. ve içeri doğru derinliği de 7 m. kadardır. 14

Mağaraya giriş sağlayan tünelin sonunda sol kolda 3 ayrı yolda ilerleyen oluşumlar tespit edildi. Bunlar 3-4 metre derinliğinde 50-80 cm genişliğinde içinde yatmak için platformu olmayan Akdeniz fokunun saklanmak amacıyla kullanabileceği içinde hava olan çatlak, 10 metre derinliğinde, genişliği 60 cm ile 250 cm. arası değişken içinde hava olan son 6 metresi su seviyesinden yüksek kuru kaya zemin ve çakıldan oluşan, fokların dinlenme barınma ve üremesi (doğum, yavruyu emzirme ve büyütme) için uygun bir kol, bu kola ilerlerken sağa sapan, derinliği 300 cm ve genişliği ancak yavru veya genç bir fokun geçmesine izin veren, içinde fokların dinlenmesi için kumsal bulunan 3. koldur. Karabiga Karaburun mevkiinde tespit edilen mağara ve kovuk oluşumları üreme habitatını belirleyen önemli bir öge olup, sağlıklı bir üreme alanını belirleyen diğer unsurlara bakıldığında, mağara civarının gerek doğusu ve gerekse batısında hem anaç ve hem de yavru fokların yaşamlarını devam ettirmeleri, barınmaları, uyumaları, yavru büyütmeleri, yavruların yetişkin olana kadar tecrübelenmeleri için gerek duyulan bir çok başka kovuk ve saklanma alanı bulunduğu tespit edilmiştir. Mağara yakın civarında Akdeniz foku yavrusunun eğitimi için gerekli olan habitat kalitesinin var olduğu, avlanma eğitimi için gereken değişik tür ve boyda balık popülasyonlarının bulunduğu tespit edilmiştir. Araştırma Bölgesinde Akdeniz Fokunun Varlığı Deniz saha çalışmasının ilk günü Karaburun mevkisindeki mağara keşfi tamamlandı. Mağara içerisinde mağara ana salonu içerisinde bulunan iki ayrı kovuktan, zemini ince kum olan bölümde iki ayrı Akdeniz fokuna ait olduğu düşünülen tipik izler tespit edildi. Tespit edilen izlerin ergin yaklaşık 3 metre boyunda ve genç 1,5-2 metre boyunda iki ayrı Akdeniz fokuna ait olduğu anlaşıldı. Deniz saha çalışması ikinci etabında (Eylül 2014) Karaburun mevki üreme mağarası tekrar ziyaret edildi. 4 gün önce tespiti yapılan fok izlerinin hava şartları ve mağaranın aktif kullanımına bağlı olarak tamamen değiştiği anlaşıldı. Mağara içinde ana salon içinde bulunan ve zemini ince kum olan üçgen biçimli plaj üstünde genç bir Akdeniz fokuna ait olan izler görüldü ve bunların farklı konumlarda olduğu tespit edildi. Tüm bulgular sualtı fotoğraf makinaları ile video ve fotoğrafik belgeler olarak kayıt altına alındı. İkinci kısım mağara içi kamera sistemi uygulamasında, 17 Aralık 2014 ile 15 Nisan 2016 tarihleri arasında mağara içi yerleştirilen infra- red ışık kaynaklı flaşsız çalışan ve kendiliğinden tetiklenen fotoğraf makineleri toplam 69 gün takılı kalmıştır. 1. Kamera 58 ve 2. Kamera ise 53 gün sağlıklı çalışmıştır. Bu süreler zarfında alınan veriler doğrultusunda foklar mağarayı net 30 15

gün kullanmıştır. Kameraların mağara içindeki dinlenme platformunun toplam %20 lik bir bölgesini çekim yaptığı düşünülür ise, kameraların görüş alanı dışında da mağara içinde platformun foklarca kullanılabileceği, yani mağaranın daha sık (yani 30 günden daha fazla) kullanılmış olabileceği muhtemeldir. Foklar her bir girişte mağara içinde en az +2 saat, en fazla ise +13 saat süreler kalmıştır. Süre hesaplamalarında kamera kayıtlarının saat ve dakikaları toplanmış olup saniyeler göz ardı edilmiştir. 8 saat ile 13 saat arasındaki uzun süreli kalmalar derin uyku ve dinlenme ihtiyaçlarını gidermede mağaraların Akdeniz fokları için ne derece önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Şekil- 12 de mağara içi fok görüntüleri görülecektir. Şekil-9 Marmara Denizi güney batısında Karabiga kıyılarında Akdeniz foklarına ait gözlem verilerine göre türün bölgede yoğunluklu dağılımını gösterir şema. Akdeniz foku gözlem verileri haritada işaretlendiğinde, Karabiga nın kuzey ve kuzey batısında kalan yarımada kıyılarının her bölgesinde (Karabiga- Şahmelek arasında) bu deniz memelisinin gözlendiği anlaşılmıştır. Bölgede en az 3 Akdeniz foku bireyi olduğu ve bunlardan 2 tanesinin alanı sürekli kullandığı 3. birey ve bazı dönemler başkaca bireylerin bu kıyıları kullandığı anlaşılmıştır. Fokların turuncu ile işaretlendiği kıyılar insan yerleşimi olmayan, günübirlik olarak bile çok kısıtlı kullanılan, bazı dönemlerde amatör ve profesyonel balıkçıların avlandığı bakir kıyılar olduğu göz önüne alınırsa Şekil- 9 da görüldüğü üzere en fazla Akdeniz foklarının 16

gözlendiği yerlerin M17a- M17z arası kıyılar olmasının tesadüfi bir dağılım olmadığı anlaşılacaktır. Nisan ve Mayıs 2014 de ise yöre halkının ve amatör balıkçıların Karabiga kıyılarında Fırıncık mevkisinde toplam 4 defa Akdeniz foku gözlemi olmuş ve bunlar yöre balıkçıları tarafından balıkçılık yaptıkları esnada fotoğraf ve video ile kayıt altına alınmıştır. Bu verilerden ve görüntülerden yola çıkarak hazırlanan bir bilimsel makale Almanya da yayınlanan hakemli ve saygın bir yayın olan Zoology in the Middle East dergisinde çıkmıştır (İnanmaz vd., 2014). İnanmaz vd. (2014) bu çalışmadan bağımsız araştırmacılar olarak, SAD- AFAG ın incelediği fok mağaralarına girmiş ve aynı şekilde bu raporu ortaya koyan araştırma ekibinin bulduğu gibi, mağara içi çakıl platform üzerinde Akdeniz foklarının taze izlerine rastlamışlardır. Dolayısı ile, iki ayrı araştırma ekibinin, Akdeniz foku ve habitatlarına ilişkin bulguları birbiri ile örtüşmektedir. 2- DENİZ VE KIYI KUŞLARI Deniz kuşları Karabiga ile Aksaz Köyü arası kayalık kıyılar, kıyı ve su kuşları için ise Karabiga Beldesi içinde Kocabaş Çayı ve Kocabaş Deltasında Eylül 2014, Şubat 2015 ve Şubat 2016 tarihlerinde araştırılmıştır. 17

Şekil-10 Karabiga kuzey batısında kalan kıyılar ve Karabiga doğusunda kalan Kocabaş Çayı ve Kocabaş Deltasını gösterir harita. Deniz ve kıyı kuşları bu iki alanda yapılan çalışmalar sonucu belirlenmiştir. Karabiga- Aksaz arası (Şekil- 10 da M17a ile M17z kodlu noktalar arası) kayalık kıyılarda ve deniz alanında ve ayrıca Kocabaş Irmağı ve Deltası nda toplam 14 takımda 52 kuş türü tespit edilmiş olup, bunların arasında Tepeli karabatak (Phalacrocorax aristotelis desmarestii), Gökdoğan (Falco peregrinus), Kara doğan (Falco eleonarae), Tepeli pelikan (Pelecanus crispus) ve Küçük orman kartalı (Aquila pomarina) önemli türler arasında sayılabilir. Alanın korunması ve Önemli Doğa Alanı kapsamında ele alınması gerekli ve öne çıkan tür ise üreyen Tepeli karabatak kolonisi olup toplam yavru genç ve erişkinlerden oluşan 139 birey sayılmış ve bahsi geçen 15 km.lik kayalık kıyılar boyunca birçok noktada fotoğraflanmış ve video kayıtları alınmıştır. Gözlenen genç Tepeli karabataklardan çoğunluğu 1 yaşından küçük ve sayımların yapıldığı Şubat 2015 tarihinden önceki üreme döneminde yani 2014 ilkbaharında dünyaya gelen bireyler olduğu anlaşılmıştır. Bu sayı Türkiye de herhangi bir alanda gözlenebilen Tepeli karabatak kolonisi ortalama sayısından fazladır. Bu sayı erişkin ve genç Tepeli karabatakların toplamı olup, yapılan sayımlara ve ergin sayısına bakılarak yaklaşık olarak 35 çiftin ürediğine işaret etmektedir. Öte yandan Kocabaş Çayı ve Deltası nda ise yine tehlike altında olan Küçük karabatak (Microcarbo pygmeus) üreyen kolonisi sayılabilir. Küçük karabataklarda da yine aynı 18

şekilde yetişkinlerin yanısıra Kocabaş Çayı boyunca gruplar halinde genç bireyler de gözlenmiş ve fotoğraflanmıştır. Fig- 10 da gösterilen Kocabaş Çayı ve Kocabaş Deltası alanında çoğunluğu çay boyunca ağaçlarda ve çay kenarı ve ortalarındaki saz adalarında olmak üzere 90 ın üzerinde yetişkin ve genç birey sayılmış ve fotoğraflanmıştır. Kocabaş Deltası nda Fig- 10 da gösterildiği üzere, sulakalanda Kocabaş1, Kocabaş2 ve Kocabaş3 kodlu 3 nokta arasında kalan Kocabaş Çayı 1, su basar çayırlar ve Kocabaş Ağzı (Kocabaş Deltası) araçla ve yürüyerek dolaşılmış ve avifauna çalışması gerçekleştirilmiştir. Kocabaş1 ve Kocabaş2 noktaları deltanın denizle buluştuğu kıyı noktaları olup, Kocabaş3 noktası güneybatıda kalan Adliye Köyü dür. Kocabaş Çayı sahasında bu üçgenin güneybatısına uzanan salakalanın ve çay boyunca akarsu civarında daha detaylı avifauna çalışması yapılmasında büyük fayda vardır. Zira kuş türü sayısı artışı olası olduğu gibi, özellikle Küçük karabatak gibi diğer adı geçen tatlısu ekosistemi kuşlarının bu raporda verilen sayılardan daha fazlasının gözleneceği çok büyük olasılıktır. En güneyde son sayımların yapıldığı Kocabaş Çayı kıyısında kaydedilen türlerin yanısıra bu noktadan daha güneyde su ve kıyı kuşlarının uzaktan uçtukları gözlenmiş olup, zaman kısıtından daha güneydeki çay boylarına gidilememiştir. Kışlayan türlerden Kara boyunlu dalgıçlar da (Gavia arctica) Karabiga kayalık kıyılarda hem Şubat 2015 hem de Şubat 2016 tarihlerinde gözlendikleri ve görüntülendikleri üzere, (Şekil- 10 da M17a ile M17z kodlu kıyılar arasında) bu ve benzeri türlerin varlığı bölgenin kışlamada önemi bir durak noktası ve beslenme alanı olduğunu göstermektedir. Kışın ayrıca yoğun olarak yırtıcılar gözlenmiştir. Şahin (Buteo buteo) bunlardan sayıca en fazla olan yırtıcı kuş türü olarak araştırmacıların kayıtlarına girmiş ve fotoğraflanmıştır. Söz konusu araştırmada gözlenen ve görüntülenen kuş türleri bütünleşik olarak Tablo- 1 de verilmiştir. Latince adı Türkçe adı Statü Anseriformes 1 Tadorna ferruginea Angıt Y Podicipediformes 2 Podiceps cristatus Tepeli batağan 3 Tachybaptus ruficollis Küçük batağan K Pelecaniformes 4 Pelecanus onocratulus Ak pelikan G 5 Pelecanus crispus Tepeli pelikan K 6 Phalacrocorax carbo Karabatak K 7 Phalacrocorax aristotelis desmarestii Tepeli karabatak Y 8 Microcarbo pygmeus Küçük karabatak Y 1 Yerel olarak çayın bilinen ve yaygın adı Kocabaş Çayı ve Kocabaş Ağzı olup, haritalarda Biga Çayı olarak adlandırılmaktadır. Bu raporda yerel isim olan Kocabaş ismi kullanılmıştır. 19

Gaviiformes 9 Gavia arctica Kara boyunlu dalgıç K Ciconiiformes 10 Ardea cinerea Gri balıkçıl Y 11 Casmerodius albus Büyük ak balıkçıl Y 12 Egretta garzetta Küçük ak balıkçıl Y 13 Nyctycorax nytcycorax Gece balıkçılı Y Ralliformes 14 Fulica atra Sakarmeke YG 15 Gallinula chloropus Su tavuğu Y Charadriiformes 16 Actitis hypoleucos Dere düdükçünü YG 17 Larus michaellis Büyük gümüşi martı Y 18 Larus cachinnans Hazar martısı K 19 Chroicocephalus ridibundus Karabaş martı YG, G 20 Chlidonias niger Kara sumru YG 21 Sterna sandwichensis Kara gagalı sumru YG, K Galliformes 22 Alectoris chukar Kınalı keklik Y Coraciiformes 23 Merops apiaster Arı kuşu YG Accipitriformes 24 Buteo buteo Şahin K 25 Buteo rufinus Kızılşahin Y 26 Accipiter nisus Atmaca YG, K 27 Circus aeroginosus Saz delicesi Y 28 Aquila pomarina Küçük orman kartalı G 29 Circaetus gallicus Yılan kartalı YG Falconiformes 30 Falco tinnunculus Kerkenez Y 31 Falco peregrinus Gökdoğan Y 32 Falco eleonorae Kara doğan G Columbiformes 33 Columba livia Kaya güvercini Y 34 Streptopelia decaocto Kolyeli kumru Y Coraciiformes 35 Alcedo atthis Yalıçapkını Y Passeriformes 36 Corvus cornix Leş kargası Y 37 Corvus corax Kuzgun Y 38 Corvus monedula Küçük karga Y 39 Monticola solitarius Mavi kaya ardıcı Y 40 Saxicola rubetra Taşkuşu YG 41 Turdus merula Karatavuk Y 42 Lanius collurio Kızılsırtlı örümcek kuşu YG 43 Oenanthe oenanthe Kuyrukkakan YG 44 Phoenicurus ochruros Kara kızılkuyruk K 20

45 Motacilla alba Ak kuyruksallayan Y 46 Hirundo rustica Kır kırlangıcı YG 47 Muscicapa striata Benekli sinekkapan G 48 Parus major Büyük baştankara Y 49 Parus ater Çam baştankarası Y 50 Galerida cristata Tepeli toygar Y 51 Passer domesticus Ev serçesi Y 52 Emberiza calandra Tarla kirazkuşu YG, G Tablo-1 Karabiga kıyıları avifaunası (araştırma sırasında gözlenen ve belgelenen türlerdir) Y: Yerli, tüm mevsimler bölgede kalıcı olarak bulunan K: Kışlayan tür, yalnızca kış dönemi boyunca bölgede bulunan G: Göçmen tür, sadece ilk bahar ve/veya sonbahar göçlerinde bölgede geçit türü olarak bulunan. Durup beslenir veya bölgeden güvenli geçiş arar. YG: Yaz göçmeni, sadece yaz dönemi boyunca bulunan ve üreyen Avifauna araştırmaları daha ayrıntılı olarak devam eder ise, tür ve popülasyon sayılarında artış olacağı düşünülmektedir 3- DİĞER FAUNA Karabiga Belde sınırları içinde Akdeniz foku ve deniz- kıyı kuşları dışında birçok canlının yaşadığı tespit edilmiştir. Bunlardan en önemlisi ve konuyla alakalı olan, Karabiga kayalık kıyılarında yer alan Akdeniz foku mağaralarında yaşayan yarasalar ile deniz altında görülen deniz eriştelerdir. İncelenen Akdeniz foku mağaralarından birinde oldukça çok sayıdan oluşan ve yavrularla birlikte büyük bir yarasa kolonisi gözlenmiş ve görüntülenmiştir. Bu canlılar mağara içinde en az rahatsızlıkla ve kuvvetli ışık kaynağı kullanmadan video kamera ile kayıt altına alınmıştır. Dalışlarda ise Karabiga ile Aksaz Köyü arasında kalan bakir kıyıların hemen yakınında ve açığında dipte tespit edilmiş ve görüntülenmiştir. Ayrıca uygun kayalık kıyılarda Akdeniz foku gözlemi için beklemeler sırasında gözlemcilerin çok yakınından çiftler halinde tilkiler gözlenmiştir. Bu da, fok mağaralarındaki yarasalarda olduğu gibi, alanın doğallığı ve hala yaban hayat için uygun bir habitat olduğunu gösteren diğer birer delildir. Şubat 2016 tarihli sondan bir önceki çalışmada ise, mağaralara kızıl ötesi kamera tuzakları yerleştirme sırasında su samuru ayak izleri bariz şekilde görülmüş ve fotoğraflanmıştır. Su samuru tipik bir sucul memeli olup hem ırmak ve çaylarda hem de doğallığını koruyan kıyılarda ve bazı durumlarda Akdeniz foku mağaralarını da kullanan bir canlıdır. 21

4- FLORA Kısıtlı süre de olsa, bölgede flora araştırması ve bitki örtüsünü oluşturan türlerin teşhis çalışması sonucunda karşılaşılan türler şunlardır; 1- Arbustus unedo (Ericaceae familyası, dağ çileği) 2- Pinus pinea (fıstık çamı) 3- Scrophulariaceae familyası, Veronica sp. 4- Erica manipuliflora (fundalık) 5- Cupressus sempervirens (selvi ağaçları) 6- Rubus canescens (Rosaceae familyası, böğürtlen) 7- Craeteagus monogyna (Rosaceae familyası, alıç) 8- Değişik maki türlerinden oluşan maki vejetasyonu 9- Verbascum sp. (Scrophulariaceae familyası, sığırkuyuğu türleri, büyük olasılıkla endemik) 10- Cichorium intybus (hindiba) 11- Compositacae familyası, Crepis sp. 12- Cruciferae familyası, Arabis sp. Görülen ve belgelenen bitki türleri bundan çok daha fazla olup, bilahare daha detaylı bir flora (bitki örtüsü) araştırması icra edilecek yeni bilgiler bu raporun bir üst sürümüne eklenecektir. DOĞAL ALANLARIN KORUNMASINDA HUKUKİ DAYANAKLAR Doğal yaşam alanları ve yaban hayat türlerinin korunması ülkemizde bir takım hukuki araçlarla koruma altına alınmıştır. İçinde yaban hayatın olduğu bilinen, gerçekten el değmemiş ve doğallığını koruyan bir kıyıda kağıt üzerinde bir yapılaşma projesi, imara açma anlaşıldı ise veya doğrudan inşaat aşamasında hafriyat çalışmaları görüldü ise, bu konudaki anahtar argüman, yapılaşmaya maruz kalan doğal kıyılarda gerek ulusal mevzuata ve gerekse taraf olduğumuz uluslararası antlaşmalara aykırılıklar olduğu vurgulanmasıdır. ULUSAL MEVZUAT - 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre kıyılar kanunen koruma altındadır. Madde 5 Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. 22

Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Ek : (1/7/1992 3830/2 md.) Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Madde 6 Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Kıyılarda, kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz; kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez. Kıyılara moloz, toprak, cüruf, çöp gibi kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez. Madde 10 Kıyıda ve sahil şeridindeki planlar bu Kanunun ve buna dayanılarak çıkarılacak yönetmeliğin hükümlerine aykırı olamaz. Madde 13 Bu Kanun kapsamında kalan alanlardaki uygulamaların kontrolü; belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediye, dışında ise valilikçe yürütülür. İlgili bakanlıkların teftiş ve kontrol yetkileri saklıdır. İmar Mevzuatına Aykırı Yapı Madde 14 Bu Kanun kapsamında kalan alanlarda ruhsatsız yapılar ile ruhsat ve eklerine aykırı yapılar hakkında 3l94 sayılı İmar Kanununun ilgili hükümleri uygulanır. - 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununa göre nesli tehlike altında olan canlıların yaşama ortamları kanunen koruma altındadır. Madde 4. Hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler şunlardır: e) Nesli yok olma tehlikesi altında bulunan tür ve bunların yaşama ortamlarının korunması esastır. - 5909 sayılı Çevre Kanununa göre kanunen ülkemizde biyolojik çeşitliliği barındıran ekosistemin korunması esastır. Madde 9 (Değişik: 26/4/2006 5491/6 md.) Çevrenin korunması amacıyla; a) Doğal çevreyi oluşturan biyolojik çeşitlilik ile bu çeşitliliği barındıran ekosistemin korunması esastır. Biyolojik çeşitliliği koruma ve kullanım esasları, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili diğer kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir. Madde 3 (Değişik: 26/4/2006 5491/3 md.) Çevrenin korunmasına, iyileştirilmesine ve kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkeler şunlardır: d) Yapılacak ekonomik faaliyetlerin faydası ile doğal kaynaklar üzerindeki etkisi sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde uzun dönemli olarak değerlendirilir. e) Çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkı esastır. Bakanlık ve yerel yönetimler; meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların çevre hakkını kullanacakları katılım ortamını yaratmakla yükümlüdür. g) Kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamalar kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanır. Kirletenin 23

kirlenmeyi veya bozulmayı durdurmak, gidermek veya azaltmak için gerekli önlemleri almaması veya bu önlemlerin yetkili makamlarca doğrudan alınması nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan gerekli harcamalar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kirletenden tahsil edilir. ı) Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının çözümüne yönelik olarak taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar sonucu ortaya çıkan ulusal hak ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idarî, malî ve hukukî düzenlemeler Bakanlığın koordinasyonunda yapılır. Kirletenin sorumluluğu: Madde 28 (Değişik: 3/3/1988 3416/8.md.) Çevreyi kirletenler ve çevreye zarar verenler sebep oldukları kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar. Kirletenin, meydana gelen zararlardan ötürü genel hükümlere göre de tazminat sorumluluğu saklıdır. (Ek fıkra: 26/4/2006 5491/19 md.) Çevreye verilen zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren beş yıl sonra zamanaşımına uğrar. ULUSLARARASI ANTLAŞMALAR - Avrupa Yaban Hayatı Koruma Sözleşmesi (Bern) Taraf olma: 1984 Nesli tehlike altında olan canlıların yaşam alanları ile birlikte korunması taahhüt edilmiştir. - Akdeniz in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona) Taraf olma: 2004 - Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Sözleşmesi Taraf olma: 1997 DEĞERLENDİRME Karabiga ile Aksaz arasındaki kıyıların Akdeniz foku açısından son derece önemli bir yaşama alanı olduğu tekrar teyit edilmiştir. Daha önceki SAD- AFAG saha çalışmalarındaki bulgulara dayanarak hazırlanan 2012 tarihli AKDENİZ FOKUNUN TÜRKİYE DE KORUNMASI ULUSAL EYLEM PLANI dağılım haritasında ve Önemli Fok Alanları arasında gösterilen Karabiga kıyıları 2014 Eylül ayı itibariyle halen aynı özelliklerde habitat özelliğinde olup, üstelik bu defa 2014 senesinde yerel halk ve balıkçılar tarafından Akdeniz fokları erişkin ve bir yavru foklarla birlikte gözlemler vuku bulmuş ve böylece güncel olarak fokların varlığı tekrar ve tartışmaya mahal vermeyecek bir şekilde teyit edilmiştir. Karabiga ile Aksaz köyü arasında kalan yaklaşık 15 km lik kayalık kıyı barındırdığı farklı mağaralar ve birçok kovuk ve sığınma yerleri ile ülkemiz kıyılarında önemli bir Akdeniz foku alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu alan Ulusal Eylem Planında zaten belirtilen alanlardan biridir. Sualtında yapılan çalışmalarda Akdeniz fokunun avladığı balıklar ve eklem bacaklılardan ıstakoz ve böcekler gözlenmiştir. Bu, söz konusu araştırma bölgesinde habitatın nispeten oldukça sağlıklı olduğunun göstergelerinden biridir. Ayrıca deniz kuşları ve yırtıcı kuşlar habitatın bozulmamışlığından dolayı kıyılarda yuvalar yapmaktadır. Bunlardan en önemlisi oldukça önemli sayılarda bulunan tepeli karabatak kolonisidir. Tek başına, 139 tepeli 24

karabatak (Phalacocorax aristotelis desmarestii) birey sayısı ve yaklaşık 30-35 çiftlik bir üreme kolonisi, sözü geçen 15 km lik Karabiga kıyılarının tek başına ÖDA (Önemli Doğa Alanı) olma kriterini sağlamaktadır. Alan ayrıca kara memelileri bakımından da önemli bir yaşama ve beslenme alanı olduğu görülmüştür. Oldukça ürkek bir tür olan Kızıl tilki (Vulpes vulpes) ve Su samuru (Lutra lutra) ancak böyle bakir ve el değmemiş alanlarda görülebilir. Alanda çiftler halinde tilkilerin ve su samurlarının yaşadığı tespit edilmiştir. Deniz altında ise, yapılan aletli ve nefesli dalışlar neticesinde deniz erişte yatakları (Posidonia oceanica) rastlanmıştır. Bu deniz bitkisi deniz ekosistemi için son derece önemli bir tür olup, hem denize oksijen sağlama hem de bir çok deniz canlısına barınak olduğu gibi onların gıdaları olma işlevine sahiptir. Bu canlı da ayrıca tek başına göz önünde bulundurulması gereken bir konudur. Kısaca alanın, tüm Marmara Denizi nde korunması gereken ve muhafazası gerekli bir önemli doğa alanı olduğu açıktır. Olayı sadece Akdeniz foku açısından düşünmek bölgenin önemini indirgemek anlamına gelecektir. Dolayısı ile Akdeniz fokunun yanı sıra, deniz erişteleri, bazı deniz ve kıyı kuş türleri ile ıstakoz ve böcek gibi ekonomik değeri büyük diğer deniz canlıları bölgede önemli ekolojik ögeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Karabiga Beldesi ile Aksaz Köyü arasında yer alan 15 km lik kıyı şeridinin önemini ve çalışmaları özetle anlatan 6 dakikalık kısa bir film yapılmış olup, bu video klipine https://www.youtube.com/watch?v=licnb0q8kjq&feature=youtu.be bağlantısından ulaşılabilir. Malumları olduğu üzere Akdeniz foku Monachus monachus ülkemizin de üye olduğu IUCN kriterlerine göre nesli kritik derecede tehlike altında olan canlılar arasındadır. Üstelik belli başlı uluslararası antlaşmalar ile türün kendisi ve yaşam alanları koruma taahhüdü altındadır. Karabiga yerleşimi hemen kuzeyinde yapılan termik santral dolgu çalışması ile Akdeniz fokunun beslenmesine ve dinlenmesine uygun alanların hafriyat toprağı ve benzeri malzemelerle doldurulduğu denizden ve karadan yapılan gözlemlerde tespit edilmiştir. Yerelde dalgıçlık yapan ve kıyı yapısını detaylı bilen bağımsız kaynaklardan dolgu sahasında Akdeniz fokunun barınmasına uygun kovukların artık tahrip olduğu bilgisi alınmıştır. Tahribata konu kıyı alanında deniz doldurma çalışmalarının süregeldiği kara ve deniz araştırmalarında gözlenmiş ve belgelenmiştir. Ayrıca mevcut termik santralin yapıldığı kıyı bölgesinde gerek karada iç bölümlerde gerekse denizde büyük dolgular yapıldığı görülmüştür. Sadece tek bir termik santral inşasının bile şu an için ortaya çıkardığı hafriyatın doğal alanları ve bitki örtüsünü çok büyük ölçüde tahrip edecek 25

ölçekte olduğu tespit edilmiştir. Tartışma konusu olan Akdeniz foku yaşam alanlarının ötesinde, Karabiga- Aksaz arası kıyıların hinterlandında bulunan doğal alan aslında ormanlık alandır. Ve gerek ibreli gerekse yaprak döken ağaçlardan oluşan, ayrıca birçok farklı türden maki ve fundalıklardan oluşan bir bitki örtüsü ile karşılaşılmıştır. Gözlenen kuş türlerinden bu ormanlık ve makilik habitatın işlevinin çok önemli olduğu aşikardır. Karaburun kale burnu civarında çok yoğun olmakla birlikte, çalışma yapılan Yarımadanın iç bölümlerinde hafriyatın gelişigüzel şekilde ormanlık bölgede zemine serildiği ve yeni toprak yollar yapıldığı görülmüştür. Bunun dört başlıkta önemli tehdit oluşturduğu ve olumsuz sonuçlara varacağı anlaşılmıştır; 1- Coğrafyanın iş makineleri ile kazılması ve hafriyatı ile doğal yapı tüm ekosistem özelliklerini ve canlılara habitat olma özelliğini kaybettiriyor, 2- Hafriyatın serildiği ağaçlar ve makiler, hiçbir zararlı olabilecek sonuçlar gözetilmeden atılan kayalar ve toprağın altında kalarak yok ediliyor, 3- Hafriyatın serdiği malzemeyle Karabiga yarımadası üzerinde plansız bir şekilde açılan yeni yollar yaban hayat bakımından önem arz eden bakir bölgelere uzanarak araç ve insan trafiğini artırıyor, bu ise yabani canlıların bölgeden uzaklaşmasına neden oluyor, 4- İnşaat sırasında oluşan aşırı trafik ve gürültüden gayrı, tesislerin işletmeleri sırasında bölgede aşırı bir insan nüfusu ve etkinliği meydana gelerek şehir ve diğer yerleşim yerlerinin etki alanından bugüne kadar uzak kalmayı başarmış bu alanlardaki yaban hayat bölgeden komple çekiliyor. Yerelde yapılan istihbarat çalışmalarında araştırma sahasında 5 adet termik santral alanı ve bu endüstriyel tesislere bağlı toplam 10 adet termik santral inşası, ayrıca deniz dolgu sahaları, kül depolama sahaları ve benzeri yapıların inşasının söz konusu olduğuna dair bilgiler edinilmiştir. İnşa edilmekte ve edilecek olanlarla planlanan söz konusu termik santrallere ilişkin yerel basın, yerel STK temsilcileri ve yerel halktan yazıcı çıktısı kroki çizim, fotokopi rapor, belgelerle temin edilmiştir. Tek bir termik santral daha inşa aşamasında bile mevcut deniz, kıyı ve orman habitatlarını ne derece tahrip ettiği ortada iken, sadece kısa vadede bu önemli Yarımada kıyı alanları ve hinterlandını kaplayacak termik santrallerin (toplamda 5 adet olması planlanan) tahribatını öngörmek hiç de zor olmayacaktır. Akdeniz Foku Yavrularının Yaşama Şansı Açısından: Söz konusu termik santraller bölgeye yapılır ise, türün habitatı yok olacağından hem mevcut Akdeniz fokları yaşamını sürdüremeyecek hem de ileriye yönelik olarak soy devam 26

etmeyecektir. Zira kıyı mağaraları olmadan bu tür yavrulayamaz ve üreyemez. Yavrulama döneminde veya yavru anne tarafından büyütülürken bölgede termik santral inşaatları başlar ise, daha önceki olumsuz sonuçlandığını bildiğimiz deneyimlerimizden yola çıkarak annenin üreme mağaralarını ve dolayısı ile yavruları terk etme riski çok büyüktür. Bu durumda anneye muhtaç sütteki yavru beslenemeyecek ve ölecektir. Üreme mağarası ve habitatı özelliğindeki mağaralardan birinin yer aldığı Karaburun mevkiinde özellikle mağara bölgesinin kuzey ve güney kıyılarında bulunan çakıllık plajlarda katı atık birikimi gözlenmiştir. Katı atıkların Akdeniz foku yavrularının yaşama şansını olumsuz etkilediği bilinmektedir. Ancak bu sorun yavru foklar açısından 1. sırada yer alan habitat bozulması tehdidinin yanında 2. sırada göz önünde bulundurulmalıdır. Akdeniz Foku Beslenme Davranışı Açısından: Denizel araştırmalar esnasında yerel taş balıklarının biyo- kütlesel miktarının beklenilenden düşük olduğu değerlendirilmiştir. Bu durum üzerinde aşırı veya yasadışı balıkçılığın etkilerinin de olduğu değerlendirilmiştir. Öte yandan Marmara deniz ekosisteminde 1980 yıllardan bu yana artış gösteren kabuklu canlı dağılımı ve birikiminin bu sahada da artış trendi içinde olduğu tespit edilmektedir. Bu ve benzeri göstergeler açısından bakıldığında deniz ekosisteminin kıyı yapısında fiziksel değişim, erozyon, karasal kaynaklı girdiler, su kimyasında değişim, istilacı türler baskısı tipinde etkilere direnç kabiliyetinin düşük olduğu değerlendirilebilir. Beslenme davranışı açısından yukarıda belirtilen tehditlere kaynak olacak majör faaliyetlerin, beslenme kaynakları çok çeşitli olan Akdeniz foku açısından beslenme davranışını orta düzeyde etkileyeceğine kanaat edilmiştir. Akdeniz Fokunun Barınması ve Üremesi Açısından: Bahsi geçen yapılara örnek temsil ettiği düşünülen, hali hazırda inşası süren termik santral yapısının ve benzeri tip ve ölçekte yatırım projelerinin Karabiga Aksaz Köyü arası kıyı şeridi üzerinde inşası halinde kara, kıyı ve deniz ekosistemlerinde yaratacağı habitat tahribatı kalıcı olacağı (yaşam alanlarında geri dönüşü mümkün olmayan yani plastik deformasyon yaratacağı), deniz ve kıyı trafiği ile ilgili insan aktivitelerinin yoğunlaşması sonucunda oluşacak etkilerin sahada tespiti yapılan Akdeniz foku varlığını barınma ve üreme açısından yüksek oranda olumsuz etkileyeceği, canlının araştırmaya konu yaklaşık 15 km lik bakir kıyı alanı boyunca barınma ve üreme şansının kalmayacağına kanaat getirilmiştir. 27

Akdeniz foku üreme alanı kalitesi, annenin doğum ve doğumdan sonra 1 yıla yakın bir süre yavrunun güvenliği, beslenmesi, barınması ve eğitimini bu alanda sağlama olanağı ile ölçülür. Bu da basit bir bakışla söz konusu bölgedeki üreme mağaraları merkez kabul edilerek belirlenecek bölgelerin varlığı ile mümkündür. Risk altında olan Karabiga ile Aksaz Köyü arasında kalan bakir kıyı alanının fokların beslenmesine uygun, barınma ve üremesine çok uygun nitelik ve kalitede olduğu tespit edilmiştir. Seyrek olmayan fok gözlemleri de bunu doğrulamaktadır. Karabiga nın bu el değmemiş kıyıları Marmara Bölgesi içinde bugüne kadar korunarak kalmış, ekolojik ve peyzaj nitelikleriyle benzersizlik özelliğinin üst seviyede olduğu tespit edilmiştir. İnşaatı süren mevcudun yanısıra yapılması planlandığı anlaşılan Karabiga daki diğer termik santral projelerinin bu bölgede yapılmaması ve ekolojik ve sosyal etkilerinin en aza indirilmesini teminen, Karabiga- Aksaz arası kıyılar dışında alternatif alanlar belirlenmesi gerekmektedir. Alternatif alanların belirlenmesinde, görüşü sorulması halinde 28 yıllık tecrübe ve bilgi birikimi ile SAD- AFAG çözüme destek olabilecektir. Zira yer seçimi yaban hayat bakımından da ihtisas bilgi gerektiren bir konudur ve başta yapılacak bir yanlışlık daha fazla zaman kaybına neden olabilmektedir. Karabiga kıyılarında bitişik nizam yapılması düşünülen ve sadece bu bölgede sayıları elde edilen bilgiler doğrultusunda toplam 5 adet olan termik santraller planlandığı üzere inşa edilir ise, Marmara Denizi ndeki bu eşsiz bölge geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde fiziki olarak tahrip olacak ve tüm ekolojik özelliklerini kaybedecektir. Karabiga Kıyılarında Akdeniz foku gözlemleri: Saha çalışmaları sırasında Karabiga ile Aksaz Köyü arasında kalan kıyılarda farklı noktalarda Akdeniz fokları gözlenmiş ve kayıtlara alınmıştır. Bunlar hem mağara içi kullanılan farklı kızılötesi ışık kaynaklı kameralar vasıtasıyla hem de bizzat araştırmacılar tarafından kayalık kıyılarda makilikler arasında uygun yükseltilerde Akdeniz foku beklenerek doğrudan gözlemler ile fotoğraf ve video kayıtları şeklinde olmuştur. Elde edilen bulgularla Akdeniz fokunun bölgeyi yoğun olarak kullandığı gözlenmiştir. Mağara içi kamera kayıtlarına göre foklar Kasım 2014 ile Nisan 2016 ayları arasında her ay kameralarda kayıt alınmak suretiyle düzenli olarak mağaraları kullanmıştır. Su üstü izleme ve görüntüleme çalışmaları çok daha az ağırlıklı yapılmış olup bu çalışmalardan birinde 2015 yılı Şubat ayında aynı gün iki ayrı ekip farklı zamanlarda Akdeniz foku görerek fotoğraf makinesi ve video kameralar ile kayıtlara almıştır. Bu gözlemde çekilen fotoğraflardan bir kısmı sonraki sayfalarda verilmiş olup, SAD- AFAG ekibince Şubat 2015 de gözlenen Akdeniz foku videosu https://www.facebook.com/video.php?v=10153095725348780 bağlantısından izlenebilir. 28

Şekil-11a Şekil-11b 29

Şekil-11c Şekil-11d 30 GÜNEYBATI MARMARA DENİZİ KARABİGA KIYILARINDA (BİGA, ÇANAKKALE) BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK VE DENİZ- KIYI HABİTATLARI ARAŞTIRMA SONUÇ RAPORU

Şekil-11e Şekil-11f 31

Şekil-11g Şekil-11h 32

Şekil-11i Şekil-11 Marmara Denizi güney batısında, 20 Şubat 2015 tarihinde Karabiga beldesinin batısında kalan ücra kıyılarda SAD-AFAG araştırma ekibi tarafından gözlenen Akdeniz foku bireyi. Şekil-11a ile 11f arası fotoğraflar bir bölgede (300 mm. telefoto mercek + 1.4x tele konverter=420 mm.), Şekil-11g ile 11i arası aynı ekipteki diğer araştırmacılar tarafından bitişik bir bölgede gözlenmiş ve görüntülenmiştir (75-300 mm. zoom mercek). 33

Şekil-12a Şekil-12b 34

Şekil-12c Şekil-12 Karabiga beldesi ile Aksaz Köyü arasında kalan kıyılarda yer alan deniz mağaralarından birinde, 2015 Şubat ayı içinde, önceden takılan kızıl ötesi ışık kaynaklı kendiliğinden harekete geçen kameraların tespit ettiği Akdeniz foku bireyi. MEVCUT İNŞAAT ÇALIŞMALARINDA GÖZLENEN AĞIR DOĞAL ALAN YIKIMI Eylül 2014 ile Nisan 2016 tarihleri arasında yapılan saha çalışmalarında Karabiga Beldesi yakınlarında devam eden termik santral inşaatı ve hafriyat çalışmalarından kaynaklanan habitat tahribatı ve doğal alan yıkımı görselleri aşağıda verilmiştir. 35

36

37

38

Şekil-13 Marmara Denizi güney batısında yer alan Karabiga Beldesi yakınlarında inşaat çalışmaları süren bir termik santralin oluşturduğu habitat tahribatının kıyı ve karasal ekosistem üzerine yıkıcı etkileri yukarıdaki 7 fotoğrafta görülmektedir. Ağır doğal alan yıkımı bölgede canlı türlerinin kitlesel olarak yok olmasının birinci nedenidir. Zira, habitatlar canlıların hayatta kalmalarının ayrılmaz bir parçasıdır. SONUÇ Marmara Denizi kendine has deniz ve kıyı ekosistemi ile dünyadaki nadir iç denizlerden bir tanesidir. Karabiga ile Aksaz arasında yer alan yaklaşık 15 km uzunluğundaki kıyı şeridi Marmara Denizi nde el değmemiş ve bozulmadan günümüze kadar gelmiş nadir kıyı alanlarından biridir. Bu kıyı şeridinde ve bitişik deniz alanında gerek kıyı gerekse deniz ekosisteminin çok önemli ögelerinin yaşadığı ortaya çıkmıştır. Civarda buna benzer başka bir 15 km lik bölge bulunmamaktadır. Dolayısı ile tüm Marmara Denizi kıyıları ile orantılandığında çok küçük bir alan olan bu 15 km lik (Karabiga- Aksaz Köyü arası) kıyıların mutlak şekilde korunması büyük önem arz etmektedir. Bakir ve el değmemiş doğal yapısıyla Karabiga kıyılarının Akdeniz foku, yarasalar ve diğer kara 39

memelileri ile farklı birçok türde deniz kuşu, yırtıcı kuşlar ile ötücüleri ve kıyılarında bitki örtüsünü barındırmaktadır. Söz konusu alan doğallığını koruyan bir yapıya sahip olup, halen sağlıklı bir ekosistemi temsil etmektedir. Bu bozulmamış habitat yapısı ve barındırdığı türlerle Karabiga ile Aksaz Köyü arasında kalan kıyılar ve makilik ormanlık alanlar Yaban Hayatı Koruma Sahası ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahası özelliklerine sahiptir. 2014 Nisan ayında bölgede yerel halk ve balıkçılar tarafından birkaç defa Akdeniz foku görülmesi ve Eylül 2014 ile Nisan 2016 arasında SAD- AFAG araştırmacıları tarafından defalarca bu Rapor kapsamındaki çalışmalar esnasında Akdeniz fokunun gözlenmesi ve ayrıca Raporda sözü edilen deniz ve kıyı kuşlarının üreme ve kışlama olgularından dolayı bölgenin Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilmesi gerektiği mütalaa edilmektedir. Bu vasıfları ile, Raporda belirtilen Karabiga kıyıları, Kocabaş Çayı ve Kocabaş Deltası halihazırda uluslararası ölçütlere göre değerlendirildiğinde ayrıca bir Önemli Doğa Alanı (ÖDA) olacak kalitede bir alandır. Ancak, söz konusu 15 km lik kıyı şeridi son zamanlarda çok ciddi bir habitat tahribatı tehdidi altındadır. Ağır bir doğal alan yıkımı ile sonuçlanacak tehdidin nedeni bölgede kıyıda boşluk bırakmadan bitişik nizam planlanan 5 adet termik santraldir. Bu termik santrallerin inşası ve çalışmaya başlaması ile coğrafya fiziki olarak büyük değişime uğrayacaktır. Zira bu tip projelerde, Cenal AŞ nin mevcut inşaat çalışmalarından görüldüğü ve belgelendiği üzere, devasa hafriyat çalışmaları, kıyı dolguları ve inşaat çalışmaları ile alan doğal alan yapısından kısa sürede çok büyük bir şantiye alanına dönüşeceği aşikardır. Bu dönüşüm doğal alanın komple yok olması anlamına gelmektedir. Deniz alanında, deniz dip yapısı, kıyılar ve deniz mağaraları ile karada ormanlık ve makilik habitatlar olduğu gibi tahrip edilmiş olacaktır. Bunun karşılığı ağır bir doğal alan yıkımıdır. Bu ise; doğal yaşam alanları yok edilen yaban hayatın, nesli azalan ve sıkı koruma altında türler dahil, bölgedeki biyolojik çeşitliliğin bölgede sona ermesi demektir. 40

Şekil-13 Marmara Güneybatı kıyılarında yer alan Karabiga kıyılarında gerçkeleşn 1 ve planlı olarak görünen 4 Kömür Termik Enerji Santrali yerlerini gösterir harita. Sonuç olarak, gerek ulusal mevzuat gerekse ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereği nesli tehlike altında olan canlıların yaşama alanları ile birlikte korunmaları gerektiği çerçevesinde, Karabiga Güvercin Kaya mevkisinde bölgenin doğal kıyı yapısını ve Akdeniz foku habitatlarını bariz şekilde tahrip eden mevcut termik santral inşaatının durdurulması, tahrip olan kıyı şeridinde habitatın restore edilmesi ve bölgede planlanan veya onayı verilen diğer termik santrallerin, söz konusu çalışma sahası dışında (yani Karabiga- Aksaz arası kıyılar ve Kocabaş Deltası haricinde) alternatif alanlara kaydırılması ve Karabiga kıyılarının hakkettiği şekilde korunması gerektiği kanaatlerine ulaşılmıştır. Teşekkür Bölgede gerek denizde gerek kıyıda yapılan saha çalışmalarında özellikle Akdeniz foku ve yaşam alanları araştırmalarında bizlerden değerli bilgilerini esirgemeyen Karabiga lı kıyı balıkçıları ve dalgıçları, Akdeniz foku gözlem kayıtlarını bizlerle paylaşan esnaf ve yöre halkına teşekkürlerimizi sunarız. Bu görüşmeler sonucunda elde edilen verilere dayanarak SAD- AFAG ekibi daha sonraki Akdeniz foku tespitleri ve kayıtlarını alması mümkün olamazdı. Ayrıca, projede ihtisas sahibi oldukları türlerle ilgili ve araştırma yöntemleri hakkında değerli bilgi ve tecrübelerini bizlerle paylaşan Doç. Dr. Harun Güçlüsoy ve Yrd. Doç. Dr. Cenk Durmuşkahya ya şükranlarımızı sunarız. 41

Kaynakça: Anon. 1982. Convention on the Conservation of European Wildlife and Natural Habitats (Avrupa Yaban Hayatı ve Habitatları Koruma Sözleşmesi). May 1982. Bern, Switzerland. IUCN. 2014. IUCN Red List web sitesi. http://www.iucnredlist.org/details/13653/0 Güçlüsoy, H., Kıraç, C.O., Savaş, Y. And Veryeri, N.O. 2004. Status of the Mediterranean Monk Seal, Monachus monachus (Hermann, 1779) in the Coastal Waters of Turkey. Ege University Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 21 (3-4): 201-210 Orman ve Su İşleri Bakanlığı. 2013. Biyolojik Çeşitliliği İzleme ve Değerlendirme Raporu 2012. T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Raporu. 1. Baskı Aralık 2013. Ankara. 103 sayfa. Kıraç, C.O. 2001. Wittnessing the monk seal s extinction in the Black Sea. The Monachus Guardian. Vol. 4 (2). November 2001. http://www.monachusguardian.org/mguard08/08editor.htm Kıraç, C.O. 2012. Marmara Denizi ve Kıyıları Hala Yaşıyor. Yeşiliz Dergisi. Kasım-Aralık 2012 Sayı: 12. İstanbul. Sayfa 42-45 Kıraç, C.O., Veryeri, N.O., Güçlüsoy, H and Savaş, Y. 2012. National Action Plan for the Conservation of Mediterranean Monk Seal (Monachus monachus) in Turkey. Orman ve Su İşleri Bakanlığı DKMPGM, UNDP/RAC-SPA and SAD-AFAG. Ankara. September 2012. 48 p. İnanmaz, Ö.E., Değirmenci, Ö. and Gücü, A.C. 2014. A new sighting of the Mediterranean Monk Seal, Monachus monachus (Hermann, 1779), in the Marmara Sea (Turkey). Zoology in the Middle East, Vol. 60, No. 3, 278-280. 42

43

EK: KARABİGA KIYILARI VE DENİZ SAHA ÇALIŞMA FOTOĞRAFLARI 44

45

46

47

48

49

50

51

52

53

54

55

56

57

58

59

60

61

62

63

64

65 GÜNEYBATI MARMARA DENİZİ KARABİGA KIYILARINDA (BİGA, ÇANAKKALE) BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK VE DENİZ- KIYI HABİTATLARI ARAŞTIRMA SONUÇ RAPORU

66

67

68

69 GÜNEYBATI MARMARA DENİZİ KARABİGA KIYILARINDA (BİGA, ÇANAKKALE) BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK VE DENİZ- KIYI HABİTATLARI ARAŞTIRMA SONUÇ RAPORU

70

71