Harp Mecmuası. Sayı 14. Yıl 1. Safer 1335. On beş günde bir çıkar asker ve muharebeden bahs eder risale-i musavvere



Benzer belgeler
-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

DÜZLEM AYNALAR BÖLÜM 25

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

KURTULUŞ SAVAŞINDA BİR VATANDAŞIMIZIN UÇAK BAĞIŞI

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 8

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

SELANİK BAŞKONSOLOSUMUZUN KAÇIRILMASI

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

KINALI HASAN. Ey gözümün nuru Hasan ım,

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

Türkçe Dil Bilgisi B R N C BÖ LÜM SES B L G S. a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER. Gazi Üniversitesi 17

Günlük GüneşlIk. Şarkılar. Ali Çolak

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Erdoğan Kâhyaoğlu. Öykü SUŞA İLE KİKİ YERLE GÖK ARASINDA. Çeviren: Aslı Özer. Resimleyen: Mengü Ertel

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

UNUTULAN SAVAŞLAR / KUTÜ L-AMMARE ZAFERİ

Eynu Bat Çin: Sar Uygurca ve Salarca Kuzeydoğu Güney Sibirya Şorca Sayan Türkçesi Bat Moğolistan Duha...

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

sınıflar için. Öğrenci El Kitabı

ULUSLARARASI USKUDARSEMPOZYUMU

VEKTÖRLER. 1. Ve ri len kuv vet le ri bi le şen le ri ne ayı rır sak, x y. kuv vet le ri ( 1) ile çar pı lıp top lanır. ve F 3

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

BU KALEM UN(UFAK)* SEL YAYINCILIK. Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları:

ATAM MARŞI ... œ. œ. œ. œ. œ. -œ. œ œ bœ. œ œ nœ ... œ œ œ Œ œ œ. & b 1- &b œ j œ j œ j œ œ œ nœ œ. . œœ œ œ œ œ. œ Œ. œ œ. œ œ j œ.

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Afetler ve İlişkilerimiz

B.M.M. Yüksek Reisliğine

TERCÜME-İ HALİMDEN BİR HÜLASA.

Osmanlı, Titanic i böyle görmüştü

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

SAYFA BELGELER NUMARASI

VEKTÖRLER BÖLÜM 1 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ MODEL SORU - 2 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

ATEŞKIZ İLE TARLAKUŞU

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

TORK VE DENGE BÖLÜM 8 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ. 4. Kuvvetlerin O noktasına

ÇANAKKALE SAVAŞI NDA SAĞLIKÇILAR. Yrd. Doç. Dr. Burhan SAYILIR

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

Kavga Bitmedi Daha Yeni Başlıyor & Tekel Güncesi Tekel Güncesi 1

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

ATIŞLAR BÖLÜM 5. Alıştırmalar. Atışlar ÇÖZÜMLER. 3. a) I. Yol Ci sim t sa ni ye de ye re düş sün. 1. a) Cismin serbest bırakıldığı yükseklik,

TEST 1. Hareketlilerin yere göre hızları; V L. = 4 m/s olarak veriliyor. K koşucusunun X aracına göre hızı; = 6 m/s V X.

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

NOT:Yukarıdaki hece ve sözcükleri öğrencimize bol bol okutunuz.15 tanesini yazımına bakmadan deftere yazdırınız.

Siirt'te Örf ve Adetler

BAĞIL HAREKET. 4. kuzey. Şekilde görüldüğü gibi, K aracındaki gözlemci L yi doğuya, M yi güneye, N yi güneybatıya doğru gidiyormuş gibi görür.

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii)

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85

YAY DALGALARI. 1. m. 4. y(cm) Şe kil de 25 cm lik kıs mı 2,5 dal ga ya kar şı lık ge lir.

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Yayın no: 133 ÇANAKKALE SAVAŞI. Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Dizi editörü: Prof. Dr. Salim Aydüz

Harp Mecmuası. Yıl 1. Sayı 13. Muharrem Teşrinievvel Fiyatı: 1 kuruş

BAĞIL HAREKET BÖLÜM 2. Alıştırmalar. Bağıl Hareket ÇÖZÜMLER. 4. kuzey

Samuel, Tanrı Çocu u Hizmetkarı

Morpa Kampüs Çocukları Okuma Yazmaya Hazırlamanın ve Öğretmenin Neden En Kolay Yolu?

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

KÜRESEL AYNALAR BÖLÜM 26

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Pavlus un. Seyahatleri

SIVI BASINCI. 3. K cis mi her iki K. sı vı da da yüzdü ğü ne gö re ci sim le re et ki eden kal dır ma kuv vet le ri eşittir. = F ky 2V.d X.

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI PR. (İNGİLİZCE) TARİH PR. (İNGİLİZCE) (TAM BURSLU) SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ PR.

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı

Uður DAÐLI - C.DAÐLI YENÝ EVRE

Mer ha ba sevgili ço cuk lar!

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

Murat Dursun Tosun ŞEBİNKARAHİSAR TARİHİNDEN GÜNÜMÜZE YANSIYAN BİRKAÇ OLAY

118 YIL ÖNCE SELANİK DE BU HAFTA 30ARALIK 1896 BAKİ SARISAKAL

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı

. Dünya. . İzmir in. . -DEK in. . Sendikacılara. . Newroz ve. . Siz de mi. . Dünya Emekçi . -BELLEK- . Sağlık Eylemi HİÇBİR ŞEYDİR. .

ÇANAKKALE ZAFERİNİN TIBBİYELİLERİ. Prof. Dr. Nuran Yıldırım Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye

GAZ BASINCI. 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, + h.d cıva

Abdullah Öcalan. SEÇME YAZILAR Cilt VI

Mo dern za man la rýn Müs lü -

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

Transkript:

Sayı 14 Harp Mecmuası Yıl 1 Teşrinisani 1332 Fiyatı: 1 kuruş Safer 1335 İdârehâne: İstanbul Cağaloğlu Kapalıfurun Sokağı numro 6 (Telefon 1854) On beş günde bir çıkar asker ve muharebeden bahs eder risale-i musavvere İstanbul ve vilayât için posta ücreti de dahil olduğu halde bir yıllık iştirak bedeli 25 kuruş Galiçya Siperlerinde Belki bir saat sonra, dini ve milleti, sevgili halifesi uğruna feda-yı nefs edecek bir neferimiz intikamla yanan sinesinde bombasıyla bir lahza uykuda.

Harp Mecmuası Teşrinisani, 1332 (Safer 1335)

Sayı 14 Harp Mecmuası Sahife 210 Kafkas Cephesi nin ulu gâzileri: Sahrada bayram namazýnda, hatibin birlik ve intikam vaazlarýný kahramanlara yakýþýr bir vaz -ý huþû ile dinlerken yeni si pe rin içinde Ruslarýn olduðunu anladýk. Biraz daha sürünerek yaklaþtýk. Bir den bire bombalarý fýrlattýk. Bombalar patlar patlamaz Allah!.. Allah!.. diye hü cum ettik. Moskoflardan ölmeyenler kaçtý. Biz de hendeði gözlettik. Saða dön dük. Bir de baktýk evin saðýnda da Moskoflar var. Bir Allah! Allah! Hü cum da oraya. Bu sefer süngü ile birkaç Moskof yuvarladýk. Oradan da kaç týlar. Bu esnada söze karýþýp daha zi ya de izahat vermek isteyen. Benim öl dürdüðüm de þu köþede yatan olsa ge rektir diyenler var. Ben, neferi serbest söyletebilmek, ondan bu güzel ha ki katleri dinlemek için elimden geleni ya parým. Yalnýz, nerede bir düþman sezseler hemen bir Allah! Allah! Hücûm! diye saða sola saldýran bu adamlardaki cev her-i cesâret nedir? GALÝÇYA DAN ANAVATANA 2 Ben size söz vermiþtim ki dün gece bomba baskýný yapan Mehmedimizle gö rü þeceðim ve onlarýn yaptýklarýný size yazacaðým: 11 Eylül sabahý, baskýný yapan bö lüðün askerlerini ziyarete gittim. Urfalý bir onbaþýya sordum: Sen geceki baskýnda var mýydýn? Evet Efendim! Dur anlatayým sana! dedi. Gür bir sesle me raklý bir halde anlatýyordu: Þu de mir yolu bekçi evi yok mu! Oraya yavaþ yavaþ sokulduk ve yere yattýk. Azýcýk ortalýðý dinledik. Soldaki þu Namazdan sonra zafer münacatı

Sahife 211 Harp Mecmuası Sayı 14 Bizim Mehmedimiz düþmanýn kuv vetini, niyetini anlamak için ona saldýrmak lazým geldiðine kanaat hâsýl et miþtir. Bu gece bir iki bölük kuvvetinde ve belki daha fazla Rus larýn bir avuç askerimiz önünde kaçtýðýný öðren dim. Hatta tarafýmýz dan büyük bir hü cum oluyor zannýyla takviye kýtasý geldiðini ve bizimkilerin de çevrilmemek için geri çekildiklerini anladým. Baþkumandan vekili ile Þeyhülislam hazretleri ve bazý rical-i hükümet torpidoda Düþ man hü cumundan Çanakkale ye doðru kalenin tevsîan ikmal edilen yeni tahkimat haritasýný tedkik ederlerken bah sederken Afyonkara hisar'ýn Paþakö yü'nden Halil Ýb ra him Çavuþ diyor ki: "Sekiz bomba kuþattým. Mos koflar yaklaþtý. Bom ba larý atmaya baþladým. Sekiz onunu birden harman gibi serdiriverdim. Ben yaralandým ama yalan olmasýn kýrk kadar Moskof öldürdüm. Bana bomba taþý yan genç askerler de bu hâli gör düler. Doðrusu ben bu muhârebede ah dimi Moskof'tan aldým." siperin haricine fýrlýyor. Ya süngüleyip icabýna bakýyor veyahut yakala yýp getiriyor. Bir Alman zâbiti bu muharebeyi sey re diyor muþ. Bizim siperin üzerinde ve ilerisinde siyah kaputlu bazý asker lerin dolaþtýðýný görmüþ ve Türklerde siyah kaput olmadýðý için, bunlarý Moskof zan netmiþ. Dikkat etmiþ, bu siyah kaputlular ilerliyor, bazý ka put lularý yakalayýp götürüyor. Hayrette kal mýþ. Sonra öðrenmiþ ki bu siyah kaputlular da Türk'tür jandarma la rý mýz. Ölümü düþünmeksizin þedîd ateþ altýnda or taya çýkan bu kahramanlarý fevkalade bir hayretle taktir ettiði için ertesi günü onlarý ziyarete gitmiþ. Neferler bu yaklaþýrken, "Alman! Al man!" deyince bu da "ya! ya!" demiþ. Bir müddet onlarla, fakat iþaretle mü sahebe etmiþler. Bir küçük Abdullah hücumda çok ileri gitmiþ. Ruslara esir düþmüþ. Ruslar elinden tüfeðini al mýþ lar ve bir nefere teslimen bunu geri gön deriyorlarmýþ. Giderken Rus neferi bir sigara yakmak için durmuþ ve yüzünü bizim tarafa çevirmiþ. Abdullah "ya ölürüm, ya kurtulurum" demiþ, henüz tüfeði içinde kalan bir tek mermisi ile Moskof'u kafasýndan vurmuþ. Tesâ düfen Mos koflarýn ölüleriyle dolu bir siperde yatan mücrûh çavuþunu sýrtýna alarak kurtulup gelmiþtir. Bu küçük Abdullah ikinci bir muharebede mec ruh olmuþ. Þimdi hastanededir. Bir gece Avusturya neferlerinden biri nöbet bekleyen bir Türk neferine lâtîfe yapmak ister. Gündüzden göz âþi na lýðý varmýþ. Ona güvenir, gider. Moskoflarýn trampete darbeleri sü ratinde saatlerce devam eden gayet þedîd topçu ateþi altýnda Allah imanıyla yerinde duran bu büyük askerler þâyan-ý hayret bir soðukkanlýlýkla düþmaný bomba mesafesine sokuyor ve sokulanýn iþini bitiriyor. Muhârebenin müsâdeme anýna mah sus bir kýzgýnlýk var. Bir taraf ye rinde sebat ediyor, diðer taraf da mü te mâdiyen ilerliyor. Ýlerleyenler bir ta raf tan yaralanýp ölüyor. Yine bir kýs mý ilerlemekte devam ediyor. Niyet ve maksadýnda inat eden muhâsýmlarýn gözleri hiçbir þeyi görmüyor, o anlarda her türlü tehlikeden âdetâ bîha ber dirler. Bizim Mehmetler çok sokulanlara karþý hemen Aynı heyet Çanakkale de yeni tahkimatı ve boğaza vaz edilen yeni büyük topları ziyaretde

Sayı 14 Harp Mecmuası Sahife 212 Başkumandan vekili maiyyetinde birinci ordu kumandanı Adapazarı nda askerî imalat fabrikasının küşad resminde Fabrikanın küşad resmini müteakib Adapazarı inas mektebi talibanı başkumandan vekilini teşyî ederken vesair ufak tefek makineler yapmak mümkün olacak ve bu takdirde bin iki yüz amele istihdam edilebilecekdir. Fabrika binaları, kerastesi bol arazide ziyadar ve muntazam suretde yapılmışdır. Şimdilik amele asker olarak çalışmakdadır. Harbden sonra civarda aileleriyle birlikde ikamet edebilmeleri için sıhhate muvafık amele evleri vücuda getirilecekdir. İnşaata bir sene evvel başlanmış ve Almanya dan gelen makineler dört aydan ibaret kısa müddet zarfında yerleşdirilmişdir. Adapazarı nda küşad edilen fabrikanın tahrik makineleri yüz bargir kuvvetindedir. Bundan başka nehir suyunu içilecek bir hâle getirmek için Anadolu ya ilk defa giren tasfiye makineleri vardır. Fabrikada şimdiki halde dört yüz amele ile darü l-eytamlardan celb edilmiş elli talebe çalışmakdadır. Fabrika gece gündüz işlediği takdirde sekiz yüz ameleyi meşgul edebilecekdir. Bu mühim müessese-i sınaiye ileride tevsiî edilecek ve keraste işlerinden başka ev eşyası, ziraat makineleri, değirmen alatı, tulumbalar

Sahife 213 Harp Mecmuası Sayı 14 Mirliva Cevad Paşa Mirliva Hilmi Paşa Bizim Mehmedlerimiz tarihe buna benzer daha çok menâkýb hediye etti. Kim bilir, daha ne kadar âli hakikatler bu küçük neferlerin büyük eserleri vardýr. Galiçya'ya gelen Türk askerleri dost ve eminim ki düþmanlar nezdinde baþkaca büyük millî ve manevî muvaffakiyetler de temin ettiler ve edeceklerdir. Bu nedir? Türkleri Avrupa'ya tanýtmak! Bu netice bir çok dillerde, bir çok seneler müteaddit eserler seyahatler yapmakla temin edilemezdi. Biz Galiçya'nýn bir köyünde bir ev de oturuyorduk. Bu ev sahibi köyün pa pazýdýr. Ailesi ve çocuklarý birkaç lisan biliyor, tahsil görmüþlerdir. Türk lerin buraya gelece ðini iþittikleri za man, birçok ahbaplarý ve akraba larý ta ra fýndan köyü terk etmeleri tavsiye edilmiþ; Türkler vahþi ve yabânîdir denilmiþ. Garazkârane yazýlmýþ kitaplarýn, hakikati görmeyen insanlarýn Avrupa'ya tanýttýrdýðý Türk lerin müte câviz olduk larý fikirlere yerleþmiþ. Baký nýz, bu adamlar biz konu þurken, yemek yerken, mütehayyir kalýyorlar ve birçok Mirliva Yakup Şevki Paşa Galiçya da: Bir fýrkamız karargâhýna uðrayan Rus esirlerinden biri isticvâbta Dışarı cephelerde bir hedef uğruna çalışan kumandanlarımızdan üçü Ar ka sýndan iki kollarýný tutmak üzere Meh med'i kavrar. Mehmet bir silkinir ve kurtulur. Bu þapkalýya hücum eder. Düþmaný haberi olmadan sipere girmiþ sanýr süngü ile kovalar. "Avusturya! Avusturya!" diye önünden kaçan neferin feryâdýna ehemmiyet vermez. Arkadaþlarý, bunu tutarlar, "Bu bizden Avusturya neferi" derler. "Sana horata etti, neden süngü ile kovalýyorsun?" derler. "Nöbet yerinde horata olur mu? Ben Moskof belledim" der. Avusturya ordusunun kabul ettiði renkteki bir kumaþtan elbise giymiþ olarak, siperlerde geziyordum. Bir Kýrþehirli ve kýr býyýklý yaþlý bir nefer bana þöyle diyordu; nefer beni bir Avusturya zâbiti sandý. Bizim siperlerin önüne serilmiþ Rus ölülerini göstererek, "Bak, bak (parmakla kendisini göstererek) Türko, Tür ko, (baþýný elinin üstüne yatýrarak) Moskof, Moskof diyor ve bunlarý biz öldürdük demek istiyordu." Maðrur ve mütebes sim bu Türk askerinin kendi nefsine ne kadar güvendiðini o esnada görmeli idi. "Ben Avusturya zâbiti deðilim" de dim. "Efendim, Allah ömürler versin, sen de bak" dedi.

Sayı 14 Harp Mecmuası Sahife 214 Galiçya da: Siperlerimiz önünde yüzüstü serilen Ruslardan bir cesed Dobruca cephesinde: Elimize düşen Fransız şapkalı Romen esirleri hallerimizi gördükçe, "Týpký bizim gibi" (âhnlich vrieuns) demekten kendini alamýyorlar ve kanaatlerini tashih ettiklerini, akraba ve aþi na larýna bu zeminde bir çok mektuplar yazdýk larýný söylüyorlar. Mûnis ve sakin neferlerimiz terbiyeli ve ciddi zabitlerimiz hakikatin galebesini efsânenin butlanýný bir daha ispat etmiþ oldular. Ben eminim ki bir çok kalemler bizim için þimdi hayli yazýlar yazýyorlar. Harpten son ra bir çok eserler ortaya çýkacaktýr ve onun için diyorum ki düþmanlarýmýz dahi þarkýn bu asîl ve büyük kavmini fazâil-i âliyesi ile de tanýmýþ olacaklardýr. Galiçya da: Askerlerimiz tarafýndan alýnan Rus esirlerinden bir kafilenin isticvâbý O belki de biraz sonra vatanýn Selâmeti için þehid olacak... Onun kazandýðý adsýz bir þânýn Gölgesiyle tarihimiz dolacak... O, orada senin için kanýný Seve seve döker iken ey þâir! Sen ne için ona birkaç ânýný Vakfederek yazmýyorsun bir þiir! O, seninçin hayatýný verirken Üþenirsin ona destan yazmaya... Haktýr almak kalemini elinden Ve git demek ona mezar kazmaya... Ziya Gökalp ASKER VE ÞAÝR* Galiçya'da siperinde uyuyan Bu nefere dikkatle bak ey þâir! Þâir odur, senin yazýn hep nesir; Uyuyan sen, odur sezen ve duyan... Þâir odur, çünkü onun kalemi Uyurken de düþmez asla elinden... Kalbindeki bütün zevki elemi, Ýlhâm ona vatanýndan, ilinden... Vatanýný unutamaz hiç kalbi, Uyusa da cenksiz kalmaz rûyasý... Bebeðiyle ile yatan küçük kýz gibi Hep göðsünde durur nazlý bombasý....birinci sahifede münderic siperde uyuyan nefer içindir ]*[ Galiçya da bir gece hücumuyla düþmandan zabt edilen siperlerden birinde sabaha karþý yarým saat uykuya mezun bir askerimiz dalgın uykuda.

Sahife 215 Harp Mecmuası Sayı 14 Dobruca cephesinden Ýstanbul a gelen yaralý gâzilerimize hasta treninden hasta otomobiline nakil olunurken þerbet ikramý sızlıkları ahaliye de sirayet etdi. Berlin de zevk ve safahat alemleri gitdikce artdı. Frederik in vefatı bu ahvalin ilerilemesine sebeb oldu. Bu müşevveş kısımları düzeltmek, bu Müttefiklerimizin tarihinden alınacak dersler: BÜYÜK FREDERIK Geçen nüshadan mâba d ağır makineyi yürütmek için Frederik gibi demir bir el lazımdı. Fakat Prusya ahalisi Prusya nın büyük şehirlerinde bütün vaazlar ahlakdan, insaniyetden, hissiyatdan için artık bu demir el bahisdi. Hatta pek ağırdı. Halkda Protestan rahiblerinden istik bal hakkında bir çoğu dinî tedri- büyük bir gurur vardı. satdan esrârın, Frederik devri halkı aldatmışdı. Ahali Prusya müessesatının ne ma-fevka l-tabi a ef âlin çıkarılması fikrinde idi Frederik ra hib leri kamilen derecelerde şahsî serbest bırakıyor- oldu ğu, ancak Frederik in şahsı ile kaim bulunduğunu bilmiyordu. du; fa kat kralı medh et meleri ve ahaliye itaat etmeği öğretme- Herkes bütün leri şartdı. Bu, Frededu; müessesatda Frederik in rik in sırf şahsî bir siyaseti ruhu yaşadığına kaildi. Frederik den sonraki devirde de, eskisi gibi, haricî muzafferiyetler, idi. Fakat bu siya- setin esassızlığı pek çabuk anlaşıldı. Dinî hürriyet, itikadata hürmet hissini zaif düşürdü, dine karşı da hürmetsizlik dahilî tevlîd etdi. Henüz teşekkül etmiş emniyetler refahlar ve olan Prusya saadetler devletinde temenni ediyordu. Halk ictimaî i tiyad ların ananesi mevcud ken disini tutan inzibatın olmadığı için tahaffüfü- nü istiyordu. Bu ise ancak hükümetin ahlaksız lık başladı. Kralın dinî mü bâlat inhilaline sebebiyet Yaralı gazilerimiz 5. Ordu, 4 numaralı Menzil hastanesinde İslam hanım kardeşlerimizin şefkatli mahir ellerinde.

Sayı 14 Harp Mecmuası Sahife 216 verebilirdi: Çünkü Prusya ancak bu inzibat ile kaimdi. Binaen aleyh Frederik in vefatından sonra, Prusya yı vücuda getirmek için nasıl bir deha icra-yı faaliyet eyledi ise ıslah için de öyle bir dehaya lüzum vardı. Prusya için de bu ıslahata lüzum vardı. Çünkü Prusya binasını ancak Frederik muhafaza edebilirdi. Bu sebebden Frederik in vefatıyla Prusya da felaket muhakkakdı. Mirabo Prusya nın o zamanki ahvali için şu satırları yazmışdı: Prusya nın haricî siyaseti sakin ve yeknesak devam etdikce her şey yolunda gidecekdir. Fakat ilk top darbesiyle, ilk fırtınanın zuhuruyla bu küçük hükümet binası derhal inhilâle yüz tutacakdır. Prusya yı bu felaketden kurtarmak için büyük bir dehaya lüzum vardı. Frederik in halefi, İkinci Frederik Vilhelm bu evsafı haiz değildi. *** İkinci Frederik Wilhelm zamanında Mirabo nun dedikleri acı bir hakikat şeklinde tezahür etdi. Fransa da Napolyon un zuhuru Prusya için büyük bir felaket oldu. Prusya da Frederik in devrinin askerliğinden pek zaif ve nâ-payidar eserler kaldı. Frederik ordusunun intizam ve mükemmeliyeti, ihraz-ı zaferde iktidar ve kuvveti ancak Frederik in vücudu ile kaimdi. Frederik ordusunun serkârından Musul Valisi Fahrî Mülâzým Haydar Bey çekilince, umur-ı idare sırf bir numuneye göre tedvir edilmek istendi. Fikr-i teşebbüs yerine orduda riyaziye kuvveti hüküm-ferma oldu. Felsefeye ibtila Prusya ordusunu nazarî düsturlara tâbi kıldı. Riyaziye düsturlarını esas ittihaz eden bu ordu, Napolyon un fa al ve fikr-i teşebbüs sahibi ordusuna karşı mukavemet edemedi. (Yena) felaketi (1806) Prusya nın sükutuyla neticelendi. Büyük Frederik şahsı ile kaim bulunan bu muhteşem bina bir iki meydan muharebesi neticesinde çökdü. Ortada Ýran kuvvâ-yı mücahedesi kumandaný Nizamü s-sul tana hazretleri, solunda mahdumu, saðýnda Ýran ateþe militerimiz Fevzi Bey Resmini fahr ile ber vech-i bâlâ derc-i sütun eylediğimiz Hazret-i Nizamü s-saltana komşumuz İslam İran ın, haşmetle mâlî tarihini lekelemeye çalışan İngiliz-Rus zalemesine karşı liva-yı Osmanî altında Hüdâ-pesend-i ulûhimmetle mücahede etmekdedir. Allah a dâdını müzdâd, emeline düşmanı münkad eylesin. Fakat bu felaket uzun müddet devam etmedi. Millet ruh-ı esasîsini, ırkî kabiliyetlerini gaib etmedi. Altı sene devam eden esaret, parlak bir hürriyet harbi ile mündefi oldu. O zaman Prusya, ilmî, an anâtı, şecaati ve besaleti ile yükseldi. 1870 seferi Napolyon un hemşehrilerine karşı Cermen azminin parlak bir intikamı yerine kaim oldu. Musul Valisi Haydar Bey ile þehid Ömer Naci merhum harp kýyafetinde

Sahife 217 Harp Mecmuası Sayı 14 Ankara-Erzurum demiryolu hattında emsali çok ufak köprülerden biri üzerine yol döşenmeden evvel gazilerimiz, arkalarından kendilerine doğru yaklaşan bu hat üzerinde işitdikleri her bir kazma sadasını (zafere müjde) manasında telakki etmelerinde ne kadar haklıdırlar. Böyle bir hatta vaktiyle sahib olamamak acısı değil midir ki büyük himmet ve fedakarlıklarla yapılarak dörtde üç her tehlikeyi atlatmış iken Sarıkamış zaferini daha ileriye süremedik. Aynı yolda sarp bir tepede yarma ameliyatı Ankara-Erzurum Hattı Aynı yolda: Köprülerden biri. Taş kemer inşasından evvel ahşaptan askı Şimdi sessiz ve şakırtısız her dürlü mahrumiyetlere rağmen garba doğru yol alan bu hat; Anadolu nun en kansız kalan damarlarına her adımında bir kudret, avuç avuç ümran ve bereket saçarak ilerliyor. Kafkas cephesinde şimdiye kadar harbin en meşakkatli safahatına büyük fedakarlıkla göğüs geren

Sayı 14 Harp Mecmuası Sahife 218 Cephe-i harbin yakýnýnda düþman keþif kollarýný daðýtarak muvaffakiyetli keþif yapan bir zâbit keþif kolumuz memleketinin en uzak kö þe le rin den gelmiþ bir iki bin demir den in san kanal suyunu görecek, mebzûl su ile mebzûl gýdadan çeliklerinin dibine batan düþmana Sînâ fethinin ni hayet bulduðunu haber verecektir. Korkulu bir yakazada yaþayan Ýn gi liz ler, projektörlerin yetiþebildiði noktaya kadar bütün çölü ziyâdan bir dumana boðmuþlardý. Gündüzleri tayyareler kum üstünde her hareket eden þeyi haber veriyordu. Ordu bittabi gece yü rü yüþlerini tercih etti, zâti gündüzleri yürümek maddeten imkansýzdý. Gece yürüyüþü ordunun hare ke tini düþmana karþý da gizli tutuyordu. Müfrezenin gerisinde hecinlerden bir kervan yürüyordu. Erzak, mü him mât ve daha bin ihtiyaç bu aðýr deve kollarýyla askeri takip etti. Bittabi bundan baþka katýrlar, atlar, arabalar, alýþmadýklarý bu yeni harekât sahasý üzerinde, beraber olduklarý ordunun büyük vazifesini anlamýþ gibi sabýrla, müþ kilâta karþý tevekkül gös tererek ilerlediler. Sonra þefkati Musa nýn kumdan vatanýna kadar geniþleyen Hilâl-i Ahmer yarýn yara lanýp gelecek kardeþler için çadýrdan hastahane ler yapmaya çalýþýyordu. Kanalýn yakýn olduðu yer lerde teftiþ için dolaþan bir kaç zâbit SÎNÂ MUHAREBELERÝ NDE Harp baþladýðý zaman Sînâ çölünde kumdan baþka bir þey yoktu. Çok zaman evvel Hafir e kadar bütün çöl Ýngilizlerin nüfûz mýntýkasý olmuþtu. Dördüncü Or du Ýngilizlerin elinden bu büyük çöl par çasýný kurtarmak için ilk yürü yü þünü yaptý. Yürüyen bir ordu için çöl Ýngiliz lerden daha korkunçtu: Yol, ku ma ilk basan neferin adým izinden baþ lýyordu. Su, ancak birkaç yaðmur çukurunda ve yalnýz bedevîlerin bildiði birkaç kuyuda bulundu. Ve bulunmuþ peraken de sulardan herkes için günde yarým matara hisse ayrýldý. Ýntizam için, her birikmiþ suyun etrafý süngülü bir kaç muhafýzla çevrildi. Çölde günlerce hayat eseri gö rül müyordu. Nâdiren çürümüþ böcek ka buk larý vardý. Ve bunlar hayatý temsil edi yorlardý. Yeni Sînâ böyle deðildir, ye ni Sînâ da su, belde ve yol var. Birkaç gün yüründü. Ýngilizler ka nalýn öbür tarafýnda, siperleri bir ev gibi mesûd eden demiryollarý ve mun tazam nakliyat içinde bekliyorlardý. Os manlý Suriye de kumandamýz altýna giren müttefik kýt âtýndan bir kýsmý yakýn cephelere hareketten evvel kolordu kumandaný Cemal Paþa tarafýndan teftiþi

Sahife 219 Görülen Ziya Cemal Pa þa Tepesi deðildi. Bunu ancak oraya geldikleri za man anladýlar. Bir tarafta birkaç çift manda ve elli is tihkâm neferinin birkaç yüz kilometre kum üs tünde buraya taþýdýklarý bir tombaz arabasý duru yordu. Bu araba buraya tâ Edirne'den gelmiþti: Edir ne ve kanal, arada bir dün ya kadar uzun me sa feler var. Bir deniz geçilecek, trenler, karayollarý, Toros ve Amanos Daðlarý, Harp Mecmuası Makineli tüfenk bölüklerimizden biri uzak cephelerden birine yürüyüþte Sayı 14 Makineli bölük efrâdý. Kendi elleriyle çiçekledikleri vagonlarda bir gece, bir ziyâ gördü. O vakit yalnýz bir tepenin ismi konmuþtu. Sâbit bir ziya ismi ko nan tepeyi hatýrlattý. Ve hep si Cemal Paþa Te pe si'ne doð ru yürüdüler. Biraz sonra, belki yarýn, memleketin uzak köþe lerinden taþýnan toplar, silahlar ve askerlerle kanala bir keþif taarru zu yapýlacak þimal denizi sahillerinde Ýngilizlerle harp eden ittifak ordu larýnýn nihayet bulduðu yer düþmana anlatýlacaktý. Baðdat Suriye hatlarý aþý lacak son ra Kudüs'ten ka nala ka dar arz-ý mukaddesin sert top raðý Sînâ'nýn hafif bir in saný bile ayak bileklerine kadar kendine gömen kum çölü yürü ne cek. Ýn san bu müþkilâtý dü þün dük çe tom bazý bu raya getiren mandaya bile hürmetkâr bir his duyar. Tombaz arabasýný geti ren Anadolu neferleri kaç gündür sýcak et yeme miþ lerdi. Çatlayan dudakla rý ný, ara sýra, yaðmýþ bir yað murun çamur olmuþ su yuy la ancak nemlen dir miþ ler, arz-ý mukaddes ve Sînâ güneþleri altýnda ku ru muþ peksimetleri diþlerini Mızraklı süvari bölüklerimizden biri Dobruca da İsakça üzerine yürüyüşte

Sayı 14 Harp Mecmuası Sahife 220 idi. Saniyelere ka dar tasarruf yapmak la zým dý. Ateþ kuvvetle yanmýyor, et süratle piþmi yordu. Ve zaman koþuyordu. Bir defa sabah yakla þýrsa ondan sonra âmirlerin ve planýn müthiþ teftiþi baþlar, israf edilen bir saniyenin harp za ma ný pek korkunç olan mu hâ sebesi aranýrdý. Son matara sularý henüz kabarmaya ve kaynamaya baþlarken saat geldi. Ve Erzurumlu bir ça vuþ hareket emrini ver di. Son sularýný ilk gö rü len et için israf eden genç askerler ilk gelen fikir önünde hiç tereddüt göstermediler. Ve bir el dar besiyle Mahir tayyarecilerimizin fotoðraf adesesine çarpan Port Said in ticaret limaný deve baþýný ve su yu kum üstüne kýrarak kemirmiþ ler di. Zira o zaman çölde hiçbir þey yoktu; döktüler. Tencere baðlandý ve araba yürüdü. ne anbar, ne menzil, ne havuz, ne fýrýn... Her þey uzaklardan Ýþte bir destan sergü zeþtine benzeyen birinci keþif seferinin o gece böy le bir menkabesi oldu.. Selim ordularýnýn dâs tân seferini, belki onlarýn ser- gelecek ve gelmeyen þey ler çölde keþfe dilecekti. F. R. güzeþtinden güç bir mâ cerâ ile tekrar eden Osmanlý memleketinin tunçtan gençleri burada, kýsa bir mola esnasýnda öl müþ bir deve gördüler. Ýçlerinde etin bütün iþ ti yâ ký uyandý. Biraz odun bu lu na bilirdi, bu odunu yak mak da kâbildi; fakat or tada ölmüþ bir deve ile yarýmþar matara sudan baþka bir þey yoktu. Hepsi ilk gelen fikir önünde hiç tereddüt etmediler. Bir kasatura altýnda ölmüþ devenin baþý koparýldý. Ve son matara sular tence re nin içine döküldü. Sonra ateþ yandý. Kýzgýn kum üstünde ve ateþ ten hava altýnda yirmi dört saat sürecek bir su mahrûmiyetinin kor kunç ýztýrâbýný unutan neferler piþmeye baþlayan etin etrafýn da çömeldiler. Ve Anadolu dað la rýnýn ser best ve mahzûn türküleriyle beklediler. Port Said civarýnda Süveyþ Kanalý, liman ve þimendüfer mevkiiyle kýt ât karargahý Harekât en son devre sin de

Sahife 221 Harp Mecmuası Sayı 14 müþ kilâta tesadüf etmiþlerdir. Çölün iklîmine nisbeten iklimi pek çok mutedil bulunan memâlikte tayerâna alýþmýþ bir tayyâreci sahra üze rinde ta-yerâna mecbur olduðu zaman gerek tayyâ resi ve gerek techîzâtý nokta-yý na za rýndan külliyen buna muhâlif birtakým þe râit-i fenniyye karþýsýnda bulunur. Evvela bu cihetlerin þerâit-i ha vâiy yesi tayyârelerin yükselmelerine mânî dir. Sâniyen bu taraflarda her dâim ek sik olmayan kum fýrtýnalarý esnâsýnda bir küçük kum parçasý motorun ehem miyetten ârî en küçük bir noktasýna nüfûz ettikte Hudâ-negerde derhal bir kaza vukûu muhakkaktýr. Binâenaleyh her tayerândan evvel motorun en âdî bir noktasýný bile nazar-ý tedkîkten ge çirmeli ve pek müdekkikâne temizle me lidir. Süveyþ havâlisinde tayerân eden tayyârecile rimiz her hususta hidemât-ý fevkalâde ibrâz ve her türlü müþkilâta göðüs gererek düþmanýn pek gerilerine kadar uç maya muvaffak Port Said limaný medhali Port Said limanýnda tayyare bombalarımızdan masûn kalamayan düşman harp ve ticaret gemileri SÜVEYÞ VE HAVALÝSÝNDE TAYYÂREMÝZÝN FAALÝYETÝ ve TAYYÂREDEN ALINAN FOTOÐRAFLAR Kýtaât-ý Osmâniye nin keli me nin bütün mânâsýyla þe caât ve besâlet-i fevkalâde ibrâz ederek þimdiye kadar düþmanla çarpýþtýklarý bilumum cephelerde gösterdikleri muvaffakýyât-ý mühimmede tayyârecilerin dahi oldukça mühim birer hisse-i iþtirâkleri olduðu belki her gün neþredilen harp raporlarý ile dahi iyânen sabit olmuþtur. Tayyârecilerin hidemât-ý fevkalâdeleri en ziyâde Sü veyþ Kanalý nda müþâhede edilmiþtir. Bu rada vuku bulan bir cümle muhârebât-ý havâiyyede tayyârecilerimiz iktidar ve liyâkatlerini kat ender kat isbat et miþlerdir. Bir tayyaremizin taarruzundan kurtulmak için son süratle kaçan bir düşman gemisinin tayyareden alınan fotoğrafı Zîra mâhir tayyârecileri miz düþmandan evvel mahall-i mez kûrun iklimiyle harp etmeye mecbûr ol muþlardýr ki, iþbu mecburiyet karþý sýn da tayerân husûsunda oldukça

Sayı 14 Harp Mecmuası Sahife 222 Bir harp tayyaremiz tarafýndan el-ariþ civarýnda yere düþürülen bir Ýngiliz tayyaresinin enkazý Afrikadaki mücahitlerimize halife-i Ýslâm ýn zaferli selâmýný tebliðe memur heyetten bir kýsmý, tahtelbahirin þiþirme sandalýnda Bombalarýn esnâ-yý endahtýnda düþman ordugâhýnda vukû bulan kargaþalýklar o dereceyi bulmuþ idi ki tayyâ releri miz düþman mevâki-i mühimmesinin âdeta civarýna de necek kadar irtifâlarýný alçaltmaya fýrsat bulmuþlar ve mü ceh hez bulunduklarý makineli tüfekleriyle bu defada pek yakýndan hüsn-i muvaffakiyetle endaht etmiþlerdir. Tabiatýyla her ne kadar düþman derhal tayyâre toplarýyla mukâbelede bulunmuþ ise de tayyârelerimiz hamdenlillahi te â lâ marûz kaldýklarý ateþten hiçbir sûretle müteessir olmayarak sâlimen hangarlarýna avdet edebilmiþlerdir. Süveyþ Cephesi'nde bidâyet-i harpten beri tayyârelerimiz es nâ-yý tayerânda pek çok defalar düþman tayyârelerinin hü cum larýna maruz kalmýþlar vukû bulan müteaddid hevâî muhârebelerde düþman her zaman cesur tayyarecilerimizin hücum ve savletleri karþýsýnda münhezimen firâra mecbûr kalmýþ ve yevmî harp raporlarýnda ekserisinin mütâlaa olunduðu vecih üzere müteaddit düþman tayyâreci le rini iskâta muvaffak olmuþlardýr. Buna raðmen Ýngilizler þimdiye deðin bir tek tayyâremizi bile iskât edememiþlerdir. Neþ re di len fotoðraflardan birisi cesâret ve mahâretlerini bihakkýn isbât etmiþ tayyârecilerimiz tarafýndan iskât edilen bir Ýngiliz tayyâresinin enkazýný irâe etmektedir. Afrika şimal sularında dolaşan iki bin tonluk İngiliz Hawks vapuru bir torpil endahtı neticesinde batarken olmuþlar ve her uçuþlarýnda pek mühim keþfiyâtta bulunarak orduya gayet müfîd ve kýymettâr bir ta kým malûmât getirmiþlerdir. Esnâ-yý tayerânlarýnda dâimâ beraberlerinde bulundurduklarý tayyare fotoðraf makinelerini istimâl ederek düþmanýn mevâzi-i mühîmmesîne ve or du gâhlarýna ait pek çok mûhîm ve muhtelif fotoðraflar ah zetmîþlerdir. Portsaid civarýnda Ýngilizler'in liman da hilinde inþâ ettikleri müessesât ile þimendifer istasyonu ve harp gemilerinin sûret-i seyirleri ile kýtaât karargâhýnýn bulunduðu mevâki ahzedilen fotoð raflarýn harp dolayýsýyla derç edilen birkaç adedinde vâzý han müþâhede edilmektedir. Mahall-i mezkûrda liman ve þîmendifer mevâkiine ve Mýsýr kapularýnda Nuri Paþa kum üstünde seyyar karargahýnda düþ man cephâne depolarýna emir yazarken cesur tayyârecilerimiz tarafýndan muhtelif cesâmette kilitli bombalar atýlmýþ ve düþman gerek insanca gerek esliha ve cephânece mühim zâyiâta dûçâr olmuþtur. Esliha-i nâriye depolarý berhevâ edilmiþ, limanda mevcut mebânî ve þimendifer mevâkii pek müessir sûrette tah rip edilip Ýngilizler tarafýndan ha râb olan mahallerin tamirleri için bir çok aylar tekrar çalýþ ma larý îcâb et miþtir. Atýlan mezkûr bombalardan Ýngiliz nakliye ve ticaret gemileri dahî pek mühim hasârâta dûçâr olmuþlardýr. Ge mi lerin ekse risinde derhal iþtiâller vukû bulduðu re'yül-ayn görülmüþtür.

Sahife 223 Harp Mecmuası MÜBAREK ŞEHİDLERİMİZ Sayı 14 Y26 T1 K2 Kumandaný Yüzbaþý Cevad Efendi. (26 Aðustos 332) Y30 T2 K3 Kumandaný Yüzbaþý Bahaeddin Efendi (29 Eylül 331) Y127 T2 Kumandaný Binbaþý Mehmed Rüþdü Bey (5 Teþrin-i sâni 331) Dördüncü Ordu Serbaytarý Kaimmakam Muallim Hayreddin Bey. Tarih-i şehadeti: (18 Þubat 331) Trabzon Jandarma Efrâd-ý Cedîde Mektebi K4 Kumandaný Yüzbaþý Cemal Efendi (9 Þubat 330) Y9 K1 Mülâzým-ý sânîsi Hasan Nâmýk Efendi (5/6 Nisan 332) Y41 K1 Mülâzým-ý evvel Salih Efendi (21 Kânun-ý evvel 331) Y57 T3 K2 Kumandaný Yüzbaþý Cemal Efendi (18 Nisan 331) Fýrka 6 Ýstihkam Bölüðü Kumandnaý Mülazým-ý evvel Aziz Âgâh Efendi (18 Kânun-ý evvel 331) Sahra Topçu Y9 K8 Zâbit Vekili Abdülaziz Efendi (11 Mayıs 332) Y15 T1 Yâveri Mülâzým-ý sânî Mehmed Nuri Efendi (22 Nisan 331) Y85 T2 K5 Kumandaný Yüzbaþý Mustafa Efendi (18 Kânun-ý sâni 331) Y11 K10 Zâbit Namzedi Firzevikli Cemal Efendi (20 Haziran 331) 73 K4 Kumandaný Mülâzým-ý sânisi Ali Fahri Efendi (21 Kânun-ý sâni 330) 36 K6 Mülâzým-ý evveli Mehmed Edhem Efendi (22 Mayýs 331) 22 Makineli Tüfek Bölüðü Mülazým-ý evveli Mehmed Nâil Efendi (7 Haziran 331)

Sayı 14 Harp Mecmuası Sahife 224 Tarihî çöl seferinden alýnma esir Ýngiliz zabitleri at üstünde giderken yaya muhafýz giden Osmanlý askerlerinin (esire þefkat) dersinden bir nümûne-i ibret Ayný esirlerin asker kýsmý garnizona yakýn açýkta istirahatte Ýngiliz esirleri askerlerimizin muhafazasýnda garnizon yolunda

ilave Harp Mecmuası Sayı 14 Ay!! Ferdinan!... Bu kadar çabuk geleceği kimin aklına gelirdi.