2013 TÜRKİYE DE KENTSEL DÖNÜŞÜM AKTÖRLERİ VE ORTAKLIK MODELİ CRP488 - INSTITUTIONAL ASPECTS OF URBAN AND REGIONAL PLANNING Assoc. Prof. Dr. Serap KAYASÜ Hazırlayanlar: Ayaz ZAMANOV İrem BAHÇELİOĞLU 1
GİRİŞ Kentler karmaşık organizmalardır. Fiziksel, toplumsal, ekonomik ve politik kavramları bir arada bulunduran ve sürekli değişime ihtiyaç duyan bir olgudur. Kentsel dönüşüm kavramı da bu ihtiyaçtan dolayı doğmuştur. Bütün Dünya da tartışılan bu kavram, kent bilimciler tarafından farklı yorumlarla açıklanmıştır. Türk Dil Kurumu nda (1992) olduğundan başka bir biçime girme olarak tanımlanan dönüşüm kelimesinden hareketle, kentsel dönüşüm, var olan durumun başka bir duruma dönüşmesi olarak tanımlanabilir (Akkar, 2006). Lichfield (1992) kentsel dönüşümü, kentsel bozulma süreçlerini daha iyi anlama ihtiyacından doğan ve gerçekleştirilecek dönüşümde elde edilecek sonuçların üzerinde bir uzlaşma olarak tanımlarken, Donnison (1993) ise, kentsel çöküntü alanlarında yoğunlaşan sorunları eşgüdümlü bir biçimde çözümlemek için ortaya konulan yeni bir yol ve yöntem olarak tanımlamıştır. Bu tanımlar kapsamında kentsel dönüşümü değerlendirmek gerekirse, kentsel dönüşüm, çökme ve bozulma olan kentsel mekanın ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koşulları kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirmeye yönelik uygulanan strateji ve eylemler bütünüdür(akkar,2006). Dünya daki kentsel dönüşüm hareketleri 1800 lü yıllarda yeni kent akımlarıyla başlamıştır. Artan sanayileşme, göçün artması ve beraberinde getirdiği konut ve güvenlik sıkıntısı kentlerin yapısında değişim ihtiyacını doğurmuştur. Ancak bu Türkiye için daha yeni bir kavramdır. 1900 lerde kullanılmaya başlanan bu kavram, kavramsal ve yöntemsel olarak hala tartışılmaktadır. Toplumsal ve fiziksel kaygılardan dolayı başlayan kentsel dönüşüm zamanla politik ve ekonomik bir amaç kazanmıştır. Günümüzde de rant kaygısının arttığı ve kentsel dönüşüm aktörlerinin azami kar elde etmeye çalıştığı bir ortamda yapılan dönüşümün ne derece sağlıklı olduğu ve bu kavramın çıkışındaki amacı taşıyıp taşımadığı tartışılır. 2
Bu makalede, Türkiye deki kentsel dönüşüm süreci, bu süreçteki aktörler ve yeni bir model olan ortaklık modeli incelenmiş ve kentsel dönüşümle ilgili Türkiye den örnekler verilmiştir. Türkiye deki kentsel dönüşüm dönemlerle incelenmek istenirse üç dönemde incelenebilir. Bu dönemler 1950-1980, 1980-2000 ve 2000-sonrası olarak incelenebilir (Ataöv, Osmay, 2007). 1950-1980 DÖNEMİ İkinci dünya savaşından sonra Türkiye ekonomik büyüme ve sanayileşme politikasıyla büyürken, kırdan kente artan göçle hızlı bir kentleşme sürecine girmiştir. Bu, kent çevresindeki kırsal veya boş alanların kentsel alana dönüşmesiyle sonuçlanmıştır. Kentlerdeki altyapı yetersizliği ve sermaye birikiminin yanlış kullanımı, göçen kesimin konut ihtiyacını karşılamaya engel olmuş, bunun çözümü olarak da kırdan göçen nüfus, konut ihtiyacını, kent çeperindeki hazine veya özel arazilere gecekondu yaparak karşılamışlardır. Gecekondu, ana yollara yakın kümeler halinde oluşan, topografik eşiklere referansla organik olarak şekillenen yerleşmelerdir. Zamanla bu kümeler arasındaki boş alanlar dolmuş ve birbirleriyle bütünleşerek ilçeleri oluşturmaya başlamışlardır (Şenyapılı,1996). Ekonomik büyümeyle beraber kentte bir çok sorun oluşmuştur. Ekonomik büyüme ilk on yılda sanayileşmeyi, dış yardımları, liberal ekonomi modelini ve tarımsal modernleşmeyi beraberinde getirmiştir (Şenyapılı, 2007). Bu ilk on yıllık dönemde uygulanan ekonomik büyüme modeli, büyük kentlere göçü başlatmış, kentlerin nüfusu toplam ülke nüfusuna oranla %80 artış göstermiştir (Osmay,1999). Bu artış beraberinde konut,altyapı ve işsizlik sorunu getirmiştir. 1960 ta Devlet Planlama Teşkilatı nın kurulması ile planlama yetkisinin merkezde toplanması amaçlanmıştır. İkinci on yıllık dönemde ise kent nüfus artış en yüksek değerine ulaşmış ve kentteki 3
gecekondulaşma baş edilemez bir boyuta ulaşmıştır. Bu dönemde artan gecekondulaşmaya en önemli tepki 1966 yılında oluşturulan 775 sayılı Gecekondu Yasası ile verilmiştir. Bu yasayla izinsiz yapılaşma olan gecekondu, yasallaşmış ve gecekondu sahiplerinin konut sahibi olması amaçlanmış. Bu dönemde, konut ihtiyacını sağlamak ve gecekondu alanlarından kaçmak isteyen üst gelir gruplarına hitap eden konutlar yapmayı amaçlayan özel kuruluşlar oluşmaya başlamıştır. Bunun temelinin 1969 yılında MESA Grup tarafından atıldığı bilinmektedir. Bu dönemdeki son periyotun 1970 yılında özel konut üretimiyle başladığı görülmektedir. İlk olarak kentsel dönüşüm kavramı gerçek anlamıyla 1980 yıllarında kullanılmaya başlanmış ve sağlıklaştırma ve yeniden yapılanma yöntemleri uygulanmıştır. Hem gecekondu alanları hem de kent merkezindeki eski konut alanları apartmanlaşarak dönüştürülmüştür. Bu dönüşüm işgücüne göre çeşitlenmiş ve bu çeşitlenmiş işgücü ruhsatlı veya ruhsatsız yapıların bulunduğu yeni gelişen orta ve düşük gelir gurubunun oluşturduğu mahallelerdeki konutlara geçmiştir. 1950-1980 arasındaki dönemde kentteki ekonomik büyüme ve bunun sonucunda oluşan kentsel değişim ihtiyacı, bu dönemdeki kanunlarla desteklenmiş, boş arsalar yapılaşmış, kente yeni büyük yapı alanları eklemlenmiş, ve azman kentler oluşmuştur (Tekeli,1999). 4
1980-2000 DÖNEMİ 1980 lerden sonra Türk ekonomisi dışa açılmış, böylece uluslararası pazarlara üretim yapan birimlerin sayısı ve bununla beraber kaliteli işçi talebi artmıştır (Ataöv, Osmay, 2007). Bu durumda, sanayi birimleri organize oldukça alan ihtiyacı artmış ve kent dışına çıkmaya başlamıştır. Kaliteli işçi ihtiyaçlarını ise çevrelerindeki ruhsatsız konutlardan oluşan alanlardan karşılamışlardır. Diğer yandan, küçük ölçekli üretim yerleri ise tarihi merkezde kalmaya devam etmiş, işçi ihtiyaçlarını çevrelerindeki düşük kaliteli ve eğitimsiz nüfustan karşılamışlardır. Bu durum çalışma birimleriyle çöküntü alanlarından yaşayan kesimin bağımlılık ilişkisini arttırmıştır. Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm Projesi 1980 lerde kırdan kente göç devam etmiş ancak niteliği değişmiştir. Siyasal karışıklıklardan ve güvenlik kaygılarından dolayı doğudaki iller boşaltılmış ve bu da göçe neden olmuştur (Şenyapılı,2006). Ancak kentlerdeki nüfus artışına rağmen doğurganlık oranı azaldığı için kentsel nüfus artış hızı azalmıştır. Kent nüfus artış hızı azalmış olsa da konut ihtiyacı bitmemiş, bu ihtiyacı karşılamak adına kooperatif birlikleri oluşturulmuş, toplu konut uygulamaları yaygınlaştırılmıştır. 1984 yılında TOKİ (Toplu Konut İdaresi) nin kurulmasıyla konut üretimi yeni bir can kazanmıştır. Aynı yılda toplu konut fonunun oluşturulması hem bireysel hem de kooperatiflerin konut üretimini teşvik etmiştir. 1984 yılında kabul edilen İmar Affı Yasası ile gecekondu alanlarına yapılaşma hakkı verilmiş ve gecekondulara tapu verilmesi resmileşmiştir. Bununla beraber artan konut üretimi özellikle toplu konut fonuyla desteklenmiştir. 1989 da TOKİ ve özel kuruluş işbirliğiyle gerçekleştirilen ve Türkiye nin ilk kentsel dönüşüm projesi sayılan Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm Projesi ve Portakal Çiçeği Vadisi Kentsel Dönüşüm Projesi başlamıştır. 2000 lere baktığımızda ise sermayeden pay almak için yasadışı dönüşümler yapan belediyeler ve gecekondular lehine 5
oluşturulan yasalar sonucu konut ve yaşam kalitesinin düştüğü görülmektedir. Artan nüfusla beraber baş gösteren işsizlik sorunu ve Dünya da etkisini gösteren ekonomik kriz Türkiye yi de etkilemiştir. 1993 yılında genel bütçe kapsamına alınan toplu konut fonu, konut üretiminde düşüşe neden olmuş ve işsizlikle beraber gecekondulaşma az da olsa artmaya başlamıştır. Bu nedenle konut ve yaşam kalitesinde düşüş gözlemlenmektedir. Bu dönemde gerek bireysel müdahale sonucu ortaya çıkan, gerekse önemli bir otoritenin kararıyla oluşan dönüşüm uygulamalarını yapılan müdahale biçimlerine göre; kentsel yenileme, kentsel iyileştirme ve kentsel koruma-soylulaştırma olarak üç grupta incelemek mümkündür (Ataöv, Osmay, 2007). 2000 VE SONRASI DÖNEMİ Bu dönemdeki en önemli gelişme kentsel dönüşümün yasalarda yer almasıdır. Aynı zamanda katılımcı araçları ve aktörler de bu dönemde tartışılmaya başlanmıştır. Ekonomik ilişkilerin yeniden yapılanması, ulaşım ve iletişim ağlarının güçlenmesi ile kentsel yönetim sınırları değişmiştir. İşgücü talebinin değişmesinden dolayı doğudan batıya göçün 6
Ankara Park Oran Konutları arttığı görülmektedir. Bu artış konut niteliğini ve sosyal toplum niteliğini değiştirirken toplumdaki suç oranını da arttırmıştır. Bir önceki dönemde büyük artış gösteren konut üretimi, bu dönemde talep fazlası olarak ortaya çıkmaktadır. Resmi konut sunum fazlası rakamlarına kayıt dışı konut üretimi de eklendiğinde bu oranın gerçekleşen üretimin %30-50 üstünde olduğu anlaşılmaktadır (Balamir,2004). Belediyelerin oluşturdukları toplu konut kooperatifleri ve deprem riski olan alanlarda konut üretimi; konut sunum biçimlerini arttırmış, özel sektör eliyle kent dışına lüks konut yapımını arttırmıştır. 2002 de toplu konut fonunun kaldırılmasıyla konut yapımında önemli bir düşüş olduğu görülmektedir. Bu düşüş maddi olarak bütün konut üreticilerini etkilemiştir. Bu nedenle, aktörler işbirliğinde bulunmuşlardır. Türkiye nin ilk işbirliği projesi olan Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi 2004 yılında TOKİ ve belediyelerin ortaklığıyla başlamıştır. 2005 yılında belediyelere yeni görevler verilmesi ve yetkilerinin genişletilmesi, kentsel dönüşümde belediyelerin daha aktif bir rol oynamasını sağlamıştır. Değişen Belediye Kanunuyla beraber suç oranında ve düşük kaliteli konut oranında büyük artış gösteren Altındağ Belediyesi, 2005 yılında kentsel dönüşüm projesini başlatmıştır (Örnekler kısmında detayı verilmiştir). 2007 yılında ise özel sektör ve TOKİ işbirliği başlamış ve Parkoran Konutları projesi başlamıştır. Günümüze geldiğimizde ise, ulusal ekonomik politikalar, sosyo-ekonomik düzen, yasal düzenlemeler ve yönetim anlayışındaki değişimlerle, metropoliten kentlerin fiziksel yapısının bundan önceki dönemlerden farklı biçimde, büyük parçalar halinde ve dönüşerek büyümekte olduğu görülmektedir (Tekeli,2005). Taleplerin değişmesi, kentsel boşlukların konut üretimine açılması, metropoliten kentlere göçün devam etmesi ve bu göçlerden dolayı kentlerde oluşan sosyo-ekonomik düzenin bozulması, günümüz kentlerinde önemli bir sorun olan kentsel saçılmaya sebep olmaktadır. Kentsel saçılma, hem fiziksel 7
olarak şehirlerin kapasitesini zorlamakta hem de teknik altyapı ihtiyacından dolayı maddi olarak belediyeleri zorlamaktadır. Kentsel saçılmanın önlenmesinin yollarından biri kentsel dönüşümdür ve dönüşüm tek taraflı değil, katılımcı ortaklıklarıyla olmalıdır. KENTSEL DÖNÜŞÜMDEKİ AKTÖRLER VE ORTAKLIK MODELİ Türkiye deki kentsel dönüşüm incelendiği zaman, kentsel dönüşüm, kanunların esnekliğinden dolayı konut yapma yetkisi olan her kurum ve kuruluş bireysel olarak uygulanmaktadır. Kentsel dönüşüm sürecine dahil olan temel aktörler; kamu yönetimi, özel sektör, yerel halk ve sivil toplum kuruluşlarıdır (Turok,2005). Ancak dönüşümün hedef ve niteliği bu aktörleri ve ortaklık niteliklerini belirler. Türkiye de görülen ortaklık belediye-toki veya TOKİ-özel kuruluş ilişkisinden öteye geçememiştir. Oysa kentsel dönüşüm, birçok kesimi ilgilendiren önemli bir süreçtir ve katılımcılarının çok olması, projenin işlevselliği ve güvenilirliği açısından önemlidir. 8
Buna örnek olabilecek bir model olan ortaklık modeli ilk kez İngiltere de, politik çıkarlar arasında erişilen bir uzlaşmaya bağlı olarak ortaya çıkmış, etkin kentsel dönüşüm stratejilerinin gerçekleştirilebilmesi için kamu yönetimi ve özel sektör arasında daha yakın bir bağlantının ve yerel halkın doğrudan katılımının gerektiği sonucuna varmıştır (Mccarthy, 2005). Ortaklık modelinin amacı, rant sektörünün yarattığı kentsel tahribatı durdurup kentsel dönüşümün kalitesini arttırmaktır. Türkiye de özellikle 1970 yılı itibariyle görülmeye başlanmış ancak etkin olarak kullanılamamıştır. KAMU SEKTÖRÜ Yerel yönetim ve merkezi yönetimin oluşturduğu kamu sektörü, hemen hemen tüm dönüşüm projelerinde yer alan güçlü bir aktördür. Kamu sektörü, ortaklık modelinde düzenleyici ve denetleyici bir rol üstlenmektedir. Ayrıca özel sektörün risklerini, alanın mekansal planlanması ve alandaki politika gereksinmelerine ilişkin bilgi üretme gibi yollarla azaltabilmesi bir diğer önemli görevidir. Bu durum özel sektörün dönüşüm sürecine katılması açısından önemlidir (Barka, 2006; Atkinson, 2005; Mccarthy, 2005). TOKİ (1984 - ) 1980 yılı öncesinde gecekondular yasallaşmaya başlamıştır. Bu yasallaşmayla beraber, insanların gecekonduları tercih etmesi, eskiye oranla artmıştır. Böylelikle kentlerdeki sosyo-ekonomik dengeler de değişime uğramış, gecekondu alanlarındaki kiralık ve mülk sahipliliği artmıştır. Bunların dışında, 1980'li yıllardaki farklı konut uygulamalarıyla beraber, gecekondu alanlarında dört ve beş katlı apartmanlaşmalar görülmektedir. Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ), bireysel olarak ya da işbirliğiyle yaptığı konutlar, 1980 yılından sonra görülmektedir. Bu dönemde, TOKİ dışında kooperatifler, kooperatif üst birlikleri ve yerel yönetimlerle oluşan konut alanları, özel girişimciler ve Türkiye 9
Emlak Bankası'nın da ortaklık ettiği konut yatırımları yapılmıştır. TOKİ, 1980'li yılların önemli konut üreticilerinden biridir. Bu yüzden TOKİ'nin tarih içerisinde Türkiye'deki konut yatırımlarına nasıl bir katkı sağladığını iyi irdelemek gerekiyor. 1984 yılında kurulan Toplu Konut İdaresi, dar gelirli ailelere konut üretimi yapmak amacıyla görevine başlamıştır. Gündemdeki rant kavgalarının etkisiyle TOKİ de zamanla kendi amacından uzaklaşarak piyasa için konut üretmeye başlamıştır. Bunun nedeni ise rant kaygılarından çok o dönemin yönetimsel kurgusuyla beraber konutlara olan talebin de günden güne değişmesi olarak söylenebilir. Bu değişiklikler, gecekonduların dönüşmesine neden olmakla birlikte, 2003 yılı itibariyle merkezi yönetimin de yaptığı düzenlemelerle TOKİ, kentsel dönüşümde önemli bir aktör olmuştur. TOKİ kurulduğu dönemlerde 'toplu konut fonu' adı altında bir fonla kurulmuştur. Bu fon TOKİ ve toplu konut kanunuyla beraber oluşturulmuştur. 1984 yılında ülkemizin yaşadığı hızlı nüfus artışı ve hızlı kentleşme sebebiyle oluşan konut ve kentleşme sorunlarının çözülmesi ve üretimin artırılarak işsizliğin azaltılması amacıyla oluşturulmuş bir fon olan toplu konut fonu, belirli kaynaklar sayesinde belli bir süre ayakta durabilmiştir. Bu kaynaklardan bazıları şunlardır; tekel idaresi ve tekel dışında kalan gerçek ve tüzel kişiler tarafından imal edilen alkollü ve alkolsüz içkiler, tütün mamulleri vb. ürünlerden en fazla %15 miktarında ayrılacak vergiler, yurt dışına çıkışlardan kişi başına alınacak 100 Amerikan Doları, fona yapılacak bağışlar, fona açılacak krediler, tüketilen elektrik enerjisinin saatlik satış bedeli üzerinden en fazla %10 nispetinde hesaplanacak miktardan alınacak olan paralar, toplu konut fonuna eklenmiştir. Bu fonun idaresi TOKİ'nin elindeyken, 1993 yılında genel bütçe kapsamına alınmıştır. 2002 yılında ise bu fon tamamen kaldırılmış, konut üretimi için ekstra kaynak 10
TOKİ Konutları TOKİ Konutları sağlanamadığı için genel anlamda bu yıllarda konut üretimi azalmıştır. Buna karşılık, kentlerdeki hızlı kentleşme sonucunda nitelikli konut ihtiyacı artmış, belli oranda azalmış olan gecekondulaşma tekrar artmaya başlamıştır. 2001 yılında TOKİ, konut müsteşarlığına bağlanmıştır. Buna ek olarak ise 2003'ten sonra devlet, konut üretimindeki amacını değiştirmiştir. Kentlerdeki yoğun konutlaşma sonucunda toprakların pahalılaşması, konut yapmak için kent çeperlerine doğan ilgiyle beraber, halihazırda konut bulunan topraklara yatırımlar başlamıştır. Gecekondu alanları ve bazı kullanım değeri düşük alanlarda toplu konut ve kentsel dönüşüm projeleri başlamıştır. TOKİ bu müdahaleleri yapabilme haklarına sahip olabilmesi için tekrardan başbakanlığa bağlanmıştır. Bu makalenin ana çıkış noktası olan konut üretimindeki ortaklık modeli başlığı altında TOKİ'yi değerlendirecek olursak 2003 yılına dikkat çekmek gerekecektir. 2003 yılından sonra TOKİ, belediyeyle işbirliği içersinde olmuştur. Konut üretiminde söz sahibi olmak isteyen belediyeler, ellerindeki TOKİ faktörünü değerlendirmeyi amaçlamışlardır. Buna karşılık, 2005 yılında belediyelere kentsel dönüşümde görevler verilmiştir. Toplu konut yapmak, satmak, kiralamak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek gibi görevleri belediyeler almıştır. Bu çalışmalara en güzel örneği 2004 yılında yapılan Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi olarak gösterebiliriz. Bu projede TOKİ ve Ankara Büyükşehir Belediyesi işbirliği içerisinde çalışmıştır. Son olarak, TOKİ'nin yaptığı çalışmalarda ortaya çıkan rakamlardan bahsetmek gerekirse, 1983-2003 ve 2003-2009 dönemleri olarak ayırmak doğru olacaktır. TOKİ, ilk dönemde 940.000 konuta kredi desteği sağlamış, 43.145 konutu ise toplu konut fonu yardımıyla kendisi üretmiştir. İkinci dönemde ise 11
369.547 konut üretmiş, bunların yaklaşık 316.000'ini sosyal konut olarak kullanıma açmıştır. KONUT KOOPERATİFLERİ Bahçelievler Yapı Kooperatifi Konut kooperatifleri, Türkiye'deki konut üretiminde kurulduğu günden bugüne büyük oranda artış göstermiştir. 7 kişilik gruplar halinde kurulan konut kooperatifleri, insanların kendi istedikleri türde konut üretimine el verdiği için seçilme oranı yüksek olmuştur. İlk konut kooperatifi 1934'de 'Bahçelievler Yapı Kooperatifi' olarak kurulmuştur. 1969'da kooperatif yasası ile konut kooperatifçiliği yaygınlaşmıştır. Özellikle de 1984 yılındaki Toplu Konut Kanunu sonrasında Toplu Konut Fonunun işletilmesi ve Toplu Konut İdaresi'nin kurulması, konut kooperatifçiliğinin kurumsallaşmasında önemli bir dönüm noktası olmuştur (Palabıyık,Kaya, 2010). 1984 yılına kadar toplam 140 kooperatif varken, 1984 yılından sonra toplu konut fonundan sağlanan krediler sonucu her yıl ortalama 2700 kooperatif kurulmuş, 2012 yılı itibariyle ülkemizde yaklaşık toplam 75.600 kooperatif oluşturulmuştur. ÖZEL KURULUŞLAR MESA Çankaya Konutları Özel sektör, kentsel dönüşümün finansal ayağını oluşturmaktadır. Bu nedenle dönüşümdeki önemli aktörlerden biridir. Uzmanlığından faydalanmak ve finansal olarak destek almak açısından özel sektör, ortaklık modelinin vazgeçilmez bir parçası olmaktadır (Barka, 2006; Atkinson, 2005; Mccarthy, 2005). 12
Özel kuruluşların konut üretimindeki rolü, üst gelir seviyesinin gecekondu tarzındaki konutlaşmalardan farklılaşmak istemesi sonucu önem kazanmıştır. 1969'da kurulan 'MESA Grup', üst gelir gruplarına hitap eden konutlar yapmıştır. Kuruluşundan bu yana 60.000'den fazla konut yapan MESA, ilk olarak 1970 MESA Çankaya Konutları yılında Çankaya Merkez Kooperatifi adı altında projeler üretmiştir. Çengelköy MESA Konutları 100 80 60 40 20 0 Özel Sektörün Konut Üretimindeki Payı 1979 1984 1990 2001 2003 Yukarıda, özel sektörün konut üretimindeki payını gösteren grafiği görmekteyiz. Bu grafikte asıl dikkat çekilecek nokta, 1984 yılından sonraki düşüştür. Bu durumu TOKİ'nin kurulması, toplu konut fonunun oluşturulması ve toplu konut kanununun çıkmasına bağlayabiliriz. Özel sektör, daha çok üst gelir seviyesindeki insanlara konut sağladığı için, özel sektörün hiçbir zaman konut üretimindeki payının sıfıra düşeceğini düşünemeyiz çünkü lüks konutlara olan talebin sıfır olması imkansız bir durumdur. Sadece özel sektörün konut üretimindeki payının düşmesi ya da yükselmesi durumu, diğer konut üreticilerinin piyasadaki etkinliklerine ve yüksek gelir gruplarının taleplerine bağlı olarak değişim gösterebilmektedir. 2000'li yıllardaki artışın günümüzde de etkin örneklerinden biri olan Ağaoğlu İnşaat'ı da örnek olarak verebiliriz. 13
YEREL HALK Ülkemizdeki yerel halkın ortaklık modelindeki rolü, diğer ülkelerdekine göre çok daha düşük bir orandadır. Gerek kentsel dönüşüm noktalarında olsun, gerekse bir kentin parçası haline gelme çabalarında olsun, halkın rızası genelde arka planda kalmaktadır. Yerel halkın, dönüşüm projelerine dahil olması, o projenin güvenirliliğini ve aidiyetini büyük oranda arttıran bir faktör olacaktır. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI Sivil toplum kuruluşları, kentsel projelerde dolaylı yoldan olsa da etkin rol oynamaktadır. Üniversiteler tarafından yetiştirilen şehir plancıları olsun, projeleri detaylandıran mühendisler veya mimarlar olsun, bu tür kuruluşların yardımıyla kenti şekillendirmektedirler. Sivil toplum kuruluşlarının genelde belli başlı hedefleri vardır ve bu hedefler doğrultusunda bünyelerinde çeşitli kaynak ve becerilere sahip kişiler bulundurmaktadırlar. Bu kuruluşlar yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası alanlarda faaliyet göstermektedirler. Kentsel dönüşümlerde ve kent planları yapılırken, ortaklık modeline sivil toplum kuruluşlarının entegre olması, projenin güçlü olmasını sağlamakta, sivil toplum kuruluşlarının bilgi ve deneyimlerinden yararlanıldığı için de ayakları yere basan bir çalışma olması kaçınılmaz hale gelmektedir. Sivil toplum kuruluşlarını vakıflar, dernekler, sendikalar ve meslek kuruluşları olarak kategorilere ayırmak mümkün. 14
ÖRNEKLERLE KENTSEL DÖNÜŞÜM 1. Ankara Altındağ Kentsel Dönüşüm Projeleri (2005) 2004 Yılında Çekilmiş Hava Fotoğrafı 2009 Yılında Çekilmiş Hava Fotoğrafı Ankara Büyükşehir Belediyesi ve TOKİ işbirliğiyle yapılmakta olan Ankara Altındağ Kentsel Dönüşüm Projeleri, 2004 yılında başlamış ve günümüze kadar etap etap yapılarak proje sürdürülmüştür. Suç oranının yüksek olması, konut kalitesinin düşüklüğü ve kentin giriş kapısının fiziksel olarak bozuk bir yapıda olması, bu projeyi hayata geçirmek için gerekli nedenler arasında sayılabilir. Bu projeyle birlikte amaçlananlar ise suç oranında azalma, konut kalitesini geliştirme ve kentin giriş kapısının fiziksel olarak yeniden yapılanması ve giriş kapısı niteliği taşımaya uygun hale getirilmesidir. 2004 yılında 15
çekilmiş olan hava fotoğrafında görünen kahverengi tondaki yapılar yıkılarak, 2009 yılına ait hava fotoğrafında da görüldüğü gibi yeni apartman tipi çok katlı konutların yapımı başlamıştır. ÖNCE SONRA ÖNCE SONRA ÖNCE SONRA 16
2. Eryaman Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi (2000) 2000 Yılında Çekilmiş Hava Fotoğrafı 2011 Yılında Çekilmiş Hava Fotoğrafı Eryaman Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi, bu alanlardaki gecekonduları önlemek amacıyla yapılmıştır. Bu projede, TOKİ ve özel sektör yer almış, gecekonduları önlemeye yönelik olarak daha çok orta ve düşük gelirli kesime hitap eden tipte konutlar geliştirilmiştir. 2000 ve 2011 yılına ait uydu fotoğraflarından anlaşılacağı gibi, planlı bir büyüme Eryaman'da oluşabilecek olası gecekondulaşmayı önlemiştir. 17
SONUÇ Ortaklık modeli Türkiye'de uygulanması gereken bir modeldir. Kentsel dönüşümdeki güvenirliliği, işlevselliği ve aidiyeti arttırmak açısından önemli bir model olan ortaklık modelini geliştirmek, Türkiye'deki konut yatırımlarını güçlendirecektir. Bu iyileştirme ve geliştirmeyi öncelikle kamu yönetiminin kentsel dönüşümde rol ve sorumluluklarının belirlenmesiyle oluşturabiliriz. İkinci olarak yerel yönetimlerin belediyelere, projelerin uygulanması için teşvik programları geliştirmesi, ortaklık modeline katkı sağlayacağı görüşündeyiz. Son olarak ise halkın da plan sürecine dahil edilmesi ile toplumsal eşitsizliğin azaltılması, dışlama ve kutuplaşmayı arttıran projelerin azaltılmasıyla ortaklık modeli Türkiye'de desteklenerek projelere dahil edilebilir. 18
KAYNAKÇA - Akkar, Z. M. (2006). Kentsel Dönüşüm Üzerine Batı'daki Kavramlar, Tanımlar, Süreçler ve Türkiye. - Ataöv,A., Osmay,S., (2007). Türkiye'de Kentsel Dönüşüme Yöntemsel Bir Yaklaşım. 57-82. -Atkinson, R., (2005). Kentsel dönüşüm, ortaklıklar ve yerel katılım. Küçükçekmece Belediyesi Yayını, s. 87-98. - Barka, İ.,(2006). Kentsel Dönüşüm Bağlamında Yeni Konut Alanları - Bayraktar, E., (2007). Bir İnsan Hakkı Konut TOKİ nin Planlı Kentleşme ve Konut Üretim Seferberliği, İstanbul -Balamir, M., (2004). Aspects of Urban Regeneration in Turkey: The Zeytinburnu Project, The UK- Turkey Urban Renegeneration Symposioum, Ankara. - Kara, M., Palabıyık, H., 1980 Sonrası Türkiye de Konut Politikaları: Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Gecekondu Dönüşüm Uygulamaları, Çanakkale - Karasu, M. A., (2005). Türkiye de Konut Sorununun Çözümünde Farklı Bir Yaklaşım: Belediye- Toplu Konut İdaresi-Konut Kooperatifleri İşbirliği Modeli, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi -Mccarthy, J., (2005). Kentsel Dönüşümde Ortaklık Pratiği, Küçükçekmece Belediyesi Yayını, s. 99-107 -Osmay, S. (1999). 1923'ten Bugüne Kent Merkezlerinin Dönüşümü. 75 yılda Köylerden Şehirlere, Tarih Vakfı Yayını, İstanbul. -Şenyapılı, T., (1996). Ankara Kentinde Gecekondu Oluşum Süreci, Ankara'da Gecekondu Oluşum Süreci ve Ruhsatlı Konut Sunumu (1-55) der. T. Şenyapılı, A.Türel, Batıbirlik Yayınları, Ankara. -Şenyapılı, T. (2006). Gecekondu Olgusuna Dönemsel Yaklaşımlar, Değişen Mekan: Mekansal Süreçlere İlişkin Tartışma ve Araştırmalara Toplu Bakış 1923-2003 içinde, der. A.Eraydın, Dost Kitabevi, Ankara; 84-122. -Şenyapılı, T., (2007). Charting the "Voyage" of Squatter Housing in Urban Spatial "Quadruped", European Journal of Turkish Studies, www.ejts.org (2 Mayıs 2007) -Tekeli, İ. (1999). Türkiye'de Cumhuriyet Döneminde Kentsel Gelişme ve Kent Planlaması, 75 yılda Köylerden Şehirlere, Tarih Vakfı Yayını, İstanbul - Turok, I. (2005). Kentsel Dönüşümde Yeni Eğilimler ve Yönetişim. (D. Özdemir, Ed.) İstanbul. - TÜRKKENT. (2004). 16. Olağan Genel Kurul Toplantısı, Ankara - www.toki.gov.tr - http://www.mesagrup.com/tr 19