Benzer belgeler
Page 1. b) Görünüşlerdeki boşluklar prizma üzerinde sırasıyla oluşturulur. Fazla çizgiler silinir, koyulaştırma yapılarak perspektif tamamlanır.

Metal kalıplar Tabanı plastik enjeksiyonla üretilen, sayası ısı ile form alması istenilen (Rok ) ayakkabıların imalatında kullanılmaktadır.

Karşılaştırmalı Hukuk Işığında KAMU DAVASININ AÇILMASINDA CUMHURİYET SAVCISININ TAKDİR YETKİSİ

Kriminalistik. Avukat Seyfettin ARIKAN*

MHN 133 Mühendislik Çizimi 2

ÖLÇME BİLGİSİ ALANLARIN ÖLÇÜLMESİ

DİŞLİ ÇARKLAR I: GİRİŞ

Ateşli Silah Yaralanmaları

MEMNUNİYET ANKETİ RAPOR FORMU

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Dersin adı ve konusu 17

Kurşun Kalemlerin Teknik ve Mesleki Resimde Kullanıldığı Yerler

İÇİNDEKİLER 1: ADLİ KİMYA...

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÖLÇÜ ALMA YÖNTEMLERİ, AYAK VE BACAKTAN ALINAN TEMEL ÖLÇÜLER ÖLÇÜ ALMA YÖNTEMLERİ

5. ÜNİTE İZDÜŞÜMÜ VE GÖRÜNÜŞ ÇIKARMA

BURSA TECHNICAL UNIVERSITY (BTU) 2 DİŞLİ ÇARKLAR I: GİRİŞ

Görünüş çıkarmak için, cisimlerin özelliğine göre belirli kurallar uygulanır.

ADLİ BİLİMLERDE ODONTOLOJİ Malhun FAKIOĞLU Serra KARTAL Sevil ÇİMİR Tuğba BAŞKAYA

ULAŞIM YOLLARINA İLİŞKİN TANIMLAR 1. GEÇKİ( GÜZERGAH) Karayolu, demiryolu gibi ulaşım yollarının yuvarlanma yüzeylerinin ortasından geçtiği

Eğim dereceleri Merdivenler

Adli Tıp Enstitüsü 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak kurulmuş olup, Tıp, Fen ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalları altında Li

Görev çubuğu. Ana ölçek. Şekil 1.1: Verniyeli kumpas

Effects of Superglue (Cyanoacrylate) Method, Which is Used to Develop Latent Prints, to the Pores Outward Appearance

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi. Kesit Alma

MADDE NEDİR? Çevremize baktığımızda gördüğümüz her şey örneğin, dağlar, denizler, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve hava birer maddedir.

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Koordinat sistemleri. Kartezyen koordinat sistemi

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

Fizik Antropoloji Anabilim Dalına ait dersler, Antropoloji Lisans Programı dahilinde verilmektedir. Fizik Antropolojiye Giriş.

Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik

ÖLÇÜLENDİRME. Ölçülendirme

Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

ADLİ KOLLUK VE BİLİŞİM

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Koordinat sistemleri. Kartezyen koordinat sistemi

Geometrik Örüntüler. Geometrik Cisimlerin Yüzeyleri Geometrik Cisimler Prizmaların Benzer ve Farklı Yönleri Geometrik Şekiller. Geometrik Örüntüler

MEMNUNİYET ANKETİ RAPOR FORMU

İNS1101 MÜHENDİSLİK ÇİZİMİ. Bingöl Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü 2018

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

Kitle: Belirli bir özelliğe sahip bireylerin veya birimlerin tümünün oluşturduğu topluluğa kitle denir.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÜÇÜNCÜ BASKIYA SUNUŞ... VII İKİNCİ BASKIYA SUNUŞ... IX SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR...XIX

KRİMİNOLOJİ -I- 15 Ekim 2015 Kriminolojiye Giriş. Yrd.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ PROF. ONUR HAMZAOĞLU NA

Atakan AYLAR Buse BÜLBÜL Emre Sağıroğlu Sezin KARAN

MASTARLAR MASTAR ÇEŞİTLERİ. 1 - Tampon Mastarlar. 2 - Vida Mastarları. 3 - Çatal Mastarlar. 4 - Johnson Mastarları. 5 - Prizmatik Mastarlar

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Sahte Banknotların İncelenmesi Ve Değerlendirilmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

ELEMENTLER VE SEMBOLLERİ

1. ÜNİTE : HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

Dik İzdüşüm Teorisi. Prof. Dr. Muammer Nalbant. Muammer Nalbant

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ TEKNİK RESİM DERSİ ÖĞR. GÖR. BERIVAN POLAT

NTSE - Nano Technology Science Education Project No: LLP TR-KA3-KA3MP ÖĞRENCİ KILAVUZU NANO BOYUT VE NANOTEKNOLOJİ

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (13 Şubat- 24 Mart 2017)

İDARİ YARGILAMA USULÜNDE İSPAT

tarih ve 06 sayılı Akademik Kurul tutanağının I nolu ekidir. İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ YAZIM KILAVUZU

MEMNUNİYET ANKETİ RAPOR FORMU

Page 1. İz Düşüm Çeşitleri ve Metotları

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

MAK-204. Üretim Yöntemleri. (8.Hafta) Kubilay Aslantaş

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Doğada ki en belirgin özelliklerine; İnsan vücudunda Deniz kabuklarında Ağaç dallarında rastlanır.

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

İçindekiler Teşekkür 7 Tablolar ve Grafikler Listesi 15 GİRİŞ 19 BİRİNCİ BÖLÜM SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ KAVRAMLARI I. SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ

DUVARLAR duvar Yapıdaki Fonksiyonuna Göre Duvar Çeşitleri 1-Taşıyıcı duvarlar; 2-Bölme duvarlar; 3-İç duvarlar; 4-Dış duvarlar;

Silindirik iç ve dış yüzeyler üzerine açılan helisel girinti ve çıkıntılara vida denir.

Endüstriyel Tasarım Tescilinde Yenilik ve Ayırt Edici Nitelik Değerlendirmesi. İç Mimarlık Ve Çevre Tasarımı Bölümü, Beytepe Kampusu Ankara,

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

Dişli çark mekanizmaları en geniş kullanım alanı olan, gerek iletilebilen güç gerekse ulaşılabilen çevre hızları bakımından da mekanizmalar içinde

AKARSULARDA DEBİ ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı na

MALZEME ANA BİLİM DALI Malzeme Laboratuvarı Deney Föyü. Deneyin Adı: Malzemelerde Sertlik Deneyi. Deneyin Tarihi:

HAFTA-2 Norm Yazı Çizgi Tipleri ve Kullanım Yerleri Yıliçi Ödev Bilgileri AutoCad e Genel Bakış Tarihçe Diğer CAD yazılımları AutoCAD Menüleri

MHN 113 Mühendislik Çizimi 2

SAĞLIK MESLEĞİ MENSUPLARININ SUÇU BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

STATİK. Ders_9. Doç.Dr. İbrahim Serkan MISIR DEÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü. Ders notları için: GÜZ

MAKİNE ELEMANLARI DERS SLAYTLARI

TEKNİK RESİM 6. Kesit Görünüşler

SEYFULLAH TOSUN ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURUDA MASUMİYET KARİNESİ

Tıpta bilirkişilik şu konuları kapsamaktadır:

TEMEL İNŞAATI ŞERİT TEMELLER

KPSS/1-EB-CÖ/ Bir öğretim programında hedefler ve kazanımlara yer verilmesinin en önemli amacı aşağıdakilerden hangisidir?

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY 4

1 VERGİ HUKUKU VE TEMEL KAVRAMLAR

Sunum Planı. Digital Delil. Adli Bilşim Süreçleri. Tanımı Sınıflandırması Yöntemleri Hukuki Durumu Yaşanan Problemler Emniyet Teşkilatındaki Yapılanma

YAVAŞ DEĞİŞEN ÜNİFORM OLMAYAN AKIM

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

Talaş oluşumu. Akış çizgileri plastik deformasyonun görsel kanıtıdır. İş parçası. İş parçası. İş parçası. Takım. Takım.

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE KESİTLER

ATOM BİLGİSİ Atom Modelleri

1. BÖLÜM. MÜHENDİSLİK ÇİZİMİNDE KULLANILAN ARAÇLAR ve GEREÇLER

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

Fotogrametride işlem adımları

BİYOLOLOJİK MALZEMENİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ PROF. DR. AHMET ÇOLAK

Transkript:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PARMAKİZİ PORLARININ BİR KİMLİK TESPİT YÖNTEMİ OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ: POROSKOPİ Oğuz KARAKUŞ DİSİPLİNLER ARASI ADLİ TIP ANABİLİM DALI FİZİKİ İNCELEMELER VE KRİMİNALİSTİK BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Maksut COŞKUN TEZ NO:.. 2006- ANKARA

iii İÇİNDEKİLER Kabul ve onay İçindekiler Önsöz Simgeler ve Kısaltmalar Şekil ve Resimler Çizelgeler ii iii vi vii viii x 1.GİRİŞ 1 1.1. DELİLLER 4 1.1.1. Delilin Tanımı 4 1.1.2.Delilin Özellikleri 4 1.1.3. Delil Çeşitleri 5 1.1.4. Maddi Deliller 5 1.1.5. Maddi Delil Çeşitleri 5 1.2. PARMAKİZİ 6 1.2.1. Parmakizinin Tanımı 6 1.2.2. Parmakizinin Tarihçesi 6 1.2.3. Ülkemizde Parmakizi 9 1.2.4. Parmakizi Sıvısının Yapısı 9 1.2.5. Derinin Anatomisi 10 1.2.6. Parmakizinin Özellikleri 11 1.2.6.1. Değişmez ve Değiştirilemez Özelliği 12 1.2.6.2. Benzemez ve Benzetilemez Özelliği 12 1.2.6.3. Tasnif Edilebilir Özelliği 12 1.2.7. Parmakizinde Genel Tanımlar 12 1.2.8. Parmakizinin Genel Sınıflandırılması 16 1.2.8.1. Lasso Grubu İzler 16 1.2.8.2. Wirbel Grubu İzler 17 1.2.9. Tek parmakizi Sınıflandırılması 20 1.2.10. On Parmakizi Sınıflandırılması 21 1.2.10.1. On Parmak Tasnifinde Sayı Değerleri 22 1.2.10.2. On Parmak Tasnifi İki Aşamada Yapılır 23 1.2.10.3. Papil Güdümü 24 1.2.10.4.Papil Sayımı 25 1.2.11. Otomatik Parmakizi Teşhis Sistemi (AFIS) 25 1.3. POROSKOPİ 29 1.3.1. Poroskopi nin Tanımı 29 1.3.2. Poroskopi nin Tarihi 29

iv 1.3.3. Porların Özellikleri 31 1.3.3.1. Karakteristik Özellikleri 31 1.3.3.2. Porların Şekilleri 31 1.3.3.3. Por Deliği Sayısı ve Frekansı 33 1.3.3.4. Porların Boyutları 33 1.3.3.5. Porların Konumları 34 1.3.4. Görünmeyen (Latent) parmakizlerinin analizi 34 1.3.5. Parmakizi Tanımlayıcı Model 35 1.3.6. Parmakizinde üç lü Kural 36 1.3.7. Porların Mukayesesinde Kullanılan Yöntemler 37 1.3.7.1. Porların Birbirine Göre Göreceli Konumlarının Görsel Olarak Karşılaştırılması Yöntemi 37 1.3.7.2. Üst Üste Bindirme (çakıştırma) Yöntemi 38 1.3.8. Poroskopi nin Önemi ve Kullanım Alanı 39 1.4. Amaç 41 2. GEREÇ VE YÖNTEM 43 2.1. Porların Mukayesesinde Görüntü İşlem Yazılımlarının (Photoshop gibi) Kullanımı Yönteminde izlenen basamaklar 43 2.2. Farklı Kağıt Türlerinde Mürekkepli İzlerin Porlar Açısından İncelenmesi Yöntemi 44 2.3. Görünmeyen Parmakizlerinin Geliştirilmesinde Kullanılan Yöntemler 44 2.3.1. 5-MTN Yöntemi 44 2.3.2. Superglu (siyanoakrilat) Yöntemi 45 2.3.3. Yapışkan Bantlar ve Stiki-Sayd Yöntemi 45 2.4. Tozlama Yöntemi 46 2.5. Parmakizi Alınırken Yapılan Baskının (basıncın) Por Deliklerinin Görünümüne Etkisi Çalışması 46 3. BULGULAR 47 3.1. İstatistiksel Bir Değerlendirme 47 3.2. Porların Mukayesesinde Görüntü İşlem Yazılımlarının (Photoshop gibi) Kullanımı 48 3.3. Farklı Kâğıt Türlerinde Mürekkepli İzlerin Porlar Açısından İncelemesi 50 3.4. Görünmeyen (Latent) Parmakizlerinin Geliştirilmesinde Kullanılan Kimyasal ve Fiziksel Yöntemlerin Porlara Etkisi 54 3.4.1. 5-MTN Yönteminin Porlara Etkisi 54 3.4.2. Superglu (siyanoakrilat) nun Porlara Etkisi 58 3.4.3. Yapışkan Bantlar ve Stiki-sayd Yönteminin Porlara Etkisi 61

v 3.5. Parmakizi Geliştirmede Tozlama Yönteminin Porlara Etkisi 63 3.6. Superglu buharının zamana göre porlar üzerine etkisi 66 3.7. Parmakizi alınırken yapılan baskının (basıncın) por deliklerinin görünümüne etkisi 68 4. TARTIŞMA 70 5. SONUÇ VE ÖNERİLER 74 ÖZET 77 SUMMARY 78 KAYNAKLAR 79 ÖZGEÇMİŞ 81

vi ÖNSÖZ Kriminalistik biliminin alt disiplinlerinden biri olan parmakizi suçluların ortaya çıkarılmasında büyük önem taşımaktadır. Nitekim maddi ipuçlarından (delilden) sanığa gitmede soruşturmacıların en önemli yardımcılarından birisi de parmakizi dir. Suçluya ulaşmada çok güçlü kanıtlardan biri kabul edilmesi parmakizini vazgeçilmez kılan unsurlardan biridir. Ancak son zamanlarda yazılı ve görsel iletişim araçlarının da etkisiyle parmakizinin herkes tarafından bilinmesi, olay yeri inceleme uzmanları açısından önemli bir risktir ve çalışmalarının başarısını büyük ölçüde etkilemiştir. Çünkü suçlular çoğu zaman parmakizini bırakmama çabası içerisinde olmaktadırlar. Ancak bu çaba içerisinde olurlarken farkında olmadan temas ettikleri yüzeylerde yarım parmakizleri bırakmaktadırlar. İşte bu yarım parmakizlerinden de poroskopi çalışması yapılarak kimlik tespit etmek mümkün olmaktadır. Poroskopi nin suçlular tarafından bilinen bir teknik olmaması, en büyük avantajıdır. Öte yandan poroskopi, parmakizi mukayeselerinde karakteristik noktaların yeterli olmadığı durumlarda, daha detaylı karşılaştırma imkânı verdiğinden uzmanlara yardımcı da olmaktadır. Delilden sanığa ulaşılmasında önemli bir ipucu olan parmakizi yaklaşık 100 yıldır soruşturmacılara ışık tutmaktadır. Poroskopinin de önümüzdeki süreçte şüphelinin kimliğinin belirlenmesinde ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında çok önemli bir katkı sağlaması beklenmektedir. Ülkemizde poroskopi konusunda herhangi bir çalışma olmaması sebebiyle bu çalışmamda daha çok yabancı kaynaklardan istifade edilmiştir. Bu çalışmalarımın her aşamasında bana yol gösteren değerli hocalarım Prof. Dr. Tülin SÖYLEMEZOĞLU ve Prof. Dr. Maksut COŞKUN a en içten saygılarımı sunuyorum. Ayrıca çalışmalarımın her kademesinde ne zaman ihtiyaç duysam devamlı desteklerini gördüğün Başkomiser Sadık DEMİR, P.M. Mehmet YALÇINKAYA ve P.M. Cumhur GENCER ile çalışmamın değişik kademelerinde istifade ettiğim Emniyet Amiri Bekir YAVAŞ, Komiser Bülent ÜNAL, Komiser Murat KAPTAN ile P.M. Serkan NALBANT ve adını burada sayamadığım diğer arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Bu çalışmayı suçla mücadelede birer toplum gönüllüsü olarak büyük bir özveri ve gayret gösteren meslektaşlarıma ithaf ediyorum.

vii SİMGELER VE KISALTMALAR 5-MTN O.Y. İ. CCD M.Ö. M.S. AFIS 5-Metiltioninhidrin Olay Yeri İnceleme Charge Coupled Device Milattan Önce Milattan Sonra Otomatik Parmakizi Teşhis Sistemi

viii ŞEKİLVE RESİMLER Şekil 1.1. Parmak İzlerinin Genel Sınıflandırılması Şekil 1.2. On Parmak Sınıflandırma Şeması Şekil 1.3. 30 ilde 2005 yılı olayları ve bunların değerlendirilmesi Resim 1.1. Deri Kesiti Resim 1.2. Parmakizi Karakteristik Noktalar Resim 1.3. Lasso İz Resim 1.4. Wirbel İz Resim 1.5. Ark İz Resim 1.6. Tak İz Resim 1.7. Radyal-Ulnar İz Resim 1.8. Merkezi Daire İz Resim 1.9. Merkezi Beyzi İz Resim 1.10. Dairevi Helezon İz Resim 1.11. Beyzi Helezon İz Resim 1.12. Merkezi Cepli İz Resim 1.13. Muzaf İz Resim 1.14. İkiz İz Resim 1.15. Karışık İz Resim 1.16. Papil Güdümü Resim 1.17. Papil Sayımı Resim 1.18 (a,b). Optik Parmakizi tarayıcıları Resim 1.19. Parmakizi Mukayesesi Resim 1.20. Por şekilleri Resim 3.1. İzin geliştirilmesi Resim 3.2. Karakteristik özelliklerin işaretlenmesi Resim 3.3. Porların işaretlenmesi Resim 3.4. İşaretlenen porların şeffaf katman üzerinde net olarak görünmesi Resim 3.5. Mukayesenin yapılması Resim 3.6. 80 gram 1. hamur kağıt üzerinde porların görünüşü Resim 3.7. 115 gram mat kuşe kağıt üzerinde porların görünüşü Resim 3.8. 135 gram mat kuşe kağıt üzerinde porların görünüşü Resim 3.9. 250 gram amerikan bristol karton kağıt üzerinde porların görünüşü Resim 3.10. 200 gram mat kuşe kağıt üzerinde porların görünüşü Resim 3.11. 80 gram 1. hamur kağıt üzerinde porların görünüşü

Resim 3.12. 115 gram mat kuşe kağıt üzerinde porların görünüşü Resim 3.13. 135 gram mat kuşe kağıt üzerinde porların görünüşü Resim 3.14. 250 gram amerikan bristol karton üzerinde porların görünüşü Resim 3.15. 200 gram mat kuşe kâğıt üzerinde porların görünüşü Resim 3.16. Superglu nun cam üzerine uygulanması ve tozlama sonrası porların görünüşü Resim 3.17. Safranin O ile floresan boyama sonucu porların görünüşü Resim 3.18. Rodamin 6G ile floresan boyama sonucu porların görünüşü Resim 3.19. Nile Red ile floresan boyama sonucu porların görünüşü Resim 3.20 (a,b). Yapışkan bantlar üzerinde porların görünüşü Resim 3.21. 200 gram mat kuşe kâğıt üzerinde tozlama sonucu porların görünüşü Resim 3.22. Alüminyum folyo üzerinde tozlama sonucu porların görünüşü Resim 3.23. Cam üzerinde tozlama sonucu porların görünüşü Resim 3.24. Plastik üzerinde tozlama sonucu porların görünüşü Resim 3.25. Doğru uygulama sonucu Por deliklerinin görünüşü Resim 3.26 (a,b,c). Superglu buharına gereğinden fazla maruz kalan parmakizinde por deliklerinin görünüşü Resim 3.27. Optik parmakizi tarayıcısına normalin altında bir baskı uygulandığında porların görünüşü Resim 3.28. Optik parmakizi tarayıcısına normal bir baskı uygulandığında porların görünüşü Resim 3.29. Optik parmakizi tarayıcısına normalin üzerinde bir baskı uygulandığında porların görünüşü ix

x ÇİZELGELER Çizelge 1.1. Parmakizi Sıvısının İçindeki Maddeler Çizelge 1.2. Parmak İzlerinin on parmakizi formuna basım sırası ve sayı değerleri Çizelge 3.1. Farklı kâğıt türleri üzerinde mürekkepli izlerde bulunan porların incelenmesi Çizelge 3.2. 5-MTN yöntemi ile farklı kâğıt türleri üzerinde geliştirilen izlerde bulunan porların incelenmesi Çizelge 3.3. Farklı gözeneksiz yüzeyler üzerinde superglu ile geliştirilen izlerde bulunan porların incelenmesi Çizelge 3.4. Tozlama yöntemi ile farklı delil türleri üzerinde geliştirilen izlerde bulunan porların incelenmesi

1 1. GİRİŞ Suç ve suçluluk olgusu, tarihsel süreç içerisinde sürekli değişim göstermiştir. Günümüzde de nitelik ve nicelik itibariyle değişim göstermeye devam etmektedir. Bilindiği gibi suç, bütün toplumlarda güvenliği ve toplum düzenini tehdit eden en önemli unsurlardan biridir. Toplumlar, güvenliklerini sağlamak için çeşitli mekanizmalar üretmişlerdir. Ancak teknolojik gelişmeler, suçla mücadelede önemli destek sağladığı kadar suçu kolaylaştıran nedenler olarak da karşımıza çıkmaktadır. Henüz üç dört yıl öncesine kadar varlığından dahi bahsedilmeyen suçlar günümüzde insanlığı tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Bilişim yoluyla işlenen suçlar bunlara örnek verilebilir. Bu konuda yaşanan hızlı değişim suç olgusunu farklı bir çizgiye oturtmuştur. İşlenen her suç, toplum hayatında büyük yaralar açmaktadır. Ancak; devlet toplum hayatında adalet hizmetlerini sağlıklı bir şekilde yürütebiliyorsa, buna bağlı olarak suç ile açılan yaralar kısmen de olsa iyileşebilir. Adaletin sağlıklı işlemesini sağlayan en önemli faktör; İşlenen suçtaki karanlık noktaların maddi suç delilleri ile aydınlatılması ve suç teşkil eden olayların çözülmesinde bilimsel yöntemlerin kullanılmasıdır. Ülkemizde davaların çok uzamasının ve sonuçlandırılamamasının nedenlerinden birisi de mahkemelere yeterli delil sunulamamasıdır. Birçok olayda dosyalarca mahkemeye veri sunulmakta ancak mahkemeler delil yetersizliğinden beraatına, tahliyesine, tutuksuz yargılanmasına veya bir sonraki duruşmaya şeklinde kararlar vermektedir. Dolayısıyla kolluk birimlerinin hazırladığı dosyada mutlak

2 suretle maddi ipuçlarına yer vermesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu durum suçla mücadele eden birimlerin her zaman suçlulardan bir adım daha önde olmasını zorunlu kılmıştır. Öte yandan suçla mücadelede bilimsel ve modern yöntemlerin kullanılması, sadece suçlulara ulaşma açısından değil insan haklarının korunması ve adil bir yargılama açısından da büyük önem taşımaktadır. Bilindiği gibi modern hukuk sistemi içerisinde yer alan delilden sanığa ilkesi, sanıktan delile anlayışının karşısında geliştirilen ve insan haklarının güvence altına alınmasını hedefleyen önemli bir prensiptir. Delilden sanığa ilkesinin toplumda ve yargılama sistemi içerisinde yerleşmiş olması, hukuk devletinin önemli göstergelerinden biridir. Özellikle 1990 lı yıllardan sonra ülkemizdeki suç soruşturma teknik ve anlayışında önemli değişimler meydana gelmiştir. Suçluluğun ülkemizde bir meslek haline gelmesi, klasik polisiye tedbirlerle suçla mücadeleyi yetersiz hale getirmiştir. Çünkü artık toplumlarda konusunda uzmanlaşmış profesyonel suçlular dolaşmaktadır. Ayrıca, ceza yargılama sistemi içerisinde sürekli olarak sanık haklarının iyileştirilmesi ve savunma hakkının güçlendirilmesi kolluk güçlerini alternatif yöntemlere zorlamaktadır. Özetle, eskiden olduğu gibi şahit varsa tamam anlayışı, itirafa zorlama, ifade alma gibi yöntemler büyük ölçüde geçerliliğini yitirmeye başlamıştır. Artık maddi suç delili olmadan bir şüpheliyi mahkemeye sevk etmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Bu nedenle günümüzde her adli vakada kolluk birimleri mutlak suretle bir maddi delile ulaşmaya çalışmaktadır. Burada olay yeri incelemesinin öncülerinden Edmund Locard ın şu veciz sözünü vurgulamak istiyorum. Maddi suç delilleri, suçluların aleyhine birer

3 dilsiz tanıktırlar. İnsan tanıkların varlığı bile onları yok edemez. Zira insanlar tanıklıktan kaçabilirler ama maddi suç delilleri şahitlik yapmaktan kaçınmazlar (Karakuş ve ark., 2005). Olay yerinde bulunma ihtimali olan maddi suç delilleri arasında taşıdığı özellikler göz önünde bulundurulduğunda en önemli yeri parmakizi almaktadır. Parmakizi konusunda ülkemizde Lasso, wirbel gibi genel şekil yapılanması, papil sayısı ve sırası ile birtakım karakteristik özellikler (nokta, ada, hat, çatal vb...) kullanılarak kimlik tespiti yapılabilmektedir. Ve bu konularla ilgili birçok çalışma ve araştırma da bulunmaktadır. Ancak, papil hattı üzerinde küçük şekilli ayrıntılar (edgescopy), papil birim kalınlığı, inceliği ile göreceli por deliklerinin konumları (poroscopy) gibi konular üzerine ülkemizde herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bizim yapacağımız por çalışması yeteri kadar karakteristik özelliğe sahip iz elde edilememesi durumunda kimliklendirmeyi sağlamasının yanında parmakizinin pozitif ve negatif sonuçlarını kuvvetlendirmeye de yarayacak olması açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmamızın giriş bölümünde, öncelikle delillere yer verilmiştir. Daha sonra, Parmakizinin Tanımı, Tarihçesi, Parmakizi Sıvısının Yapısı, Derinin Anatomisi, Parmakizinin Özellikleri, Parmakizinin Genel Sınıflandırılması ve Otomatik Parmakizi Teşhis Sistemi (AFIS) üzerinde durulmuştur. Giriş bölümünün son kısmında ise poroskopi konusu ele alınmış, poroskopi nin tanımı, tarihi, porların özellikleri, parmakizi tanımlayıcı model, parmakizinde porların mukayesesinde kullanılan yöntemler ile tez çalışmasının amacı üzerinde durulmuştur.

4 1.1. DELİLLER 1.1.1. Delilin Tanımı Herhangi bir olayın mahkemede değerlendirilmesi sırasında doğruluğu kabul edilmiş ifade, belge yada belirtidir (Bilge, 2002). Polisin Adli Görevini Yerine Getirmesinde Delillerinin Toplanması, Muhafazası ve İlgili yerlere Gönderilmesi Hakkındaki Yönetmeliğin 3 ncü maddesinde geçen delil; Meydana gelen bir suçun aydınlatılmasına ve suç sanıklarının tespitine yarayan her türlü ispat vasıtaları olarak ifade edilmiştir. Uyuşmazlığa neden olan fiilin veya hukuki olgunun, olduğuna veya olmadığına yargıcı inandırmak için yargılama hukukunun gösterilmesine izin verdiği ispat vasıtalarıdır (Salmaner, 2003). 1.1.2. Delillerin Özellikleri Ceza muhakemesinde maddi hakikat ve serbest kanaat arandığından, hâkime hakikati, yani gerçeğe uygun olanı gösterecek her şey delil olabilir. Ancak bu da sınırsız değildir. Bugünün Ceza Muhakemesi Hukuku delillerde, daha doğrusu delil olabilecek şeylerde şu özellikleri aramaktadır. 1. Deliller gerçekçi olmalıdır. 2. Deliller olayı temsil edici olmalıdır. 3. Deliller akılcı olmalıdır. 4. Deliller ispat bakımından önemli olmalıdır. 5. Deliller hukuka aykırı olmamalıdır. 6. Deliller müşterek olmalıdır (Salmaner, 2003).

5 1.1.3. Delillerin Çeşitleri Delilleri; beyan delilleri, belge-vesika delilleri ve belirti delilleri olarak üç ana grupta incelemek mümkündür. 1. Beyan delilleri; (tanık, sanık, müşteki, mağdur, davacı) beyan ve ifadeleri, 2. Belge-vesika delilleri; yazılı nitelikte olanlar, şekil tespit eden belgeler (planlar, krokiler, resimler), ses ve görüntü içerenler (teyp, video, kamera), adli tabip raporları, bilirkişi raporları, 3. Belirti (emare-iz) delilleri; olay yerinde ele geçen parçalar, izler, işaretler bu gruba girer (Kaygısız, 2004). 1.1.4. Maddi Deliller İşlenen suçun yeniden canlandırılmasına, failin kimliğinin ve failmağdur-olay yeri arasındaki ilişkinin tespitine yarayacak, laboratuarlarda işlem gördükten sonra soruşturma sırasında yada mahkemede delil olarak kullanılabilecek, maddi (fiziki) bir yapıya sahip, dokunulabilen, canlı veya cansız herhangi bir nesne yada ize maddi delil denir (Kaygısız, 2002). 1.1.5. Maddi Delil Çeşitleri Maddi delil çeşitlerini 4 başlık altında toplayabiliriz. 1. Biyolojik Deliller (kan, kıl, tükürük, meni vs.) 2. Kimyasal Deliller (barut artıkları, boya, yanıcı-yakıcı maddeler, yangın artıkları, toksik maddeler, uyuşturucu, ilaç vs.) 3. Fiziksel Deliller (her türlü fiziki yapıya sahip bulgular, suç aleti, tabanca, kovan, bıçak vs.) 4. İzler (parmakizi, ayakkabı izi, diş izi vs.)

6 1.2. PARMAKİZİ 1.2.1. Parmakizinin Tanımı Parmakların birinci boğumu ile tırnak ucu arasında kalan papil hatlarının yüzeylere teması sonucu yüzeyler üzerinde oluşturdukları izlere parmakizi denir (Göl, 2004). Parmak uçlarında bulunan deri kıvrımlarına papil adı verilir. Bu papiller ana rahminde altıncı ayda tam olarak teşekkül eder ve hayat müddetince şekilleri değişmediği gibi hayat sonuna kadar kalır. Bu papillerin herhangi bir cisim üzerinde bıraktıkları izlere parmak izleri denir (Tunalı, 2001). 1.2.2. Parmakizinin Tarihçesi Parmak izleri eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiştir. Bunu mağaralara çizilen insan resimlerinin parmak uçlarındaki kaba çizgilerden anlıyoruz. Prehistorik devirde seramik kaplar üzerinde marka olarak kullanılmış izlere rastlanıldığı gibi M.Ö. 5000 yıllarından kalan çini levhalar üzerinde parmak izleri görülmüştür (Çam, 2004). M.S. 1.yüzyıl içerisinde Romalı avukat Quintilian babasını öldürdüğü iddiasıyla yargılanan bir kör şahsı müdafaa ve cinayet mahallinde duvarlar üzerinde bırakılmış kanlı parmak izlerinin bu şahsa ait olmayıp üvey annesinin izleri olduğunu ispat ve kabul ettirmiştir (Çam, 2004). Parmakizinin teşhis unsuru olduğunu anlayan İngiliz yazar Thomas BEWİCK kitaplarının sahte basılmasını önlemek için kitaplarına imzası ile parmakizini basmıştır (Kaygısız, 1995). Bireylerin tanımlanması amaçlı parmak izleri ilk defa 1858 de Hindistan ın Bengal eyaletinde İngiliz devlet memurlarından Sir William

7 Herschel tarafından kullanılmıştır. Hindistan da yerliler (X) işareti ile imzaladıkları belgeleri bilahare inkar etmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Bu gibi hallere bir son vermeyi düşünen Herschel belgeler üzerine yerlilerin parmak izlerini aldı ve bu durum karşısında kendilerinin esrarlı bir tılsım altına sokulduğunu sanan Hintliler bundan sonra taahhütlerini harfiyen yerine getirmişlerdir (Çam, 2004). Kişi tanımlamada ilk sistematik girişim, 1883 yılında Fransız uzman polis, Alphonse BERTILLON tarafından tasarımlanmış ve uygulamaya konulması düşünülmüştür. O zamanlar uygulanması planlanan Bertillon sistemi, antropometri olarak bilinen insan vücudunu oluşturan unsurların bire bir ölçümüne dayanmaktadır (Bayer, 2003). Bu ölçümlerin bazıları (boy uzunluğu, kol açıklığı, oturma yüksekliği, kafa uzunluğu, sağ kulak genişliği, sol ayak uzunluğu, sol el orta parmak uzunluğu, sol el küçük parmak uzunluğu) suçlunun kimlik tespitini kolaylaştırmaktaydı. Bertillon sisteminde ayrıca önden ve profilden fotoğraflar ile birlikte saç ve göz rengi, çehre, vücuttaki herhangi bir yara izi, dövme ya da simetri anormalliği de kaydedilmekteydi (Çam, 2004). Henry FAULDS, suçluların olay yerlerinde bıraktığı parmak izlerinden yararlanmayı ortaya atmış ve viski şişesinde parmakizi bularak viskisinden içeni tespit etmiştir (Kaygısız, 1995). Faulds, parmak izlerinin kişi tanımlamada şaşmaz, yanılmaz, birebir özelliklere sahip olduğunu savunmuştu. Yönteminin pratikliğini test etmek için masrafları kendince karşılanmak üzere Scotland Yard da parmakizi bürosu açmayı önermiş, o tarihte Bertillon sistemi revaçta olduğu için önerisi reddedilmiştir. Ne kadar haklı olduğu ise ancak yirmi yıl sonra anlaşılmıştır (Göl, 2004).

8 Francis GALTON isimli başka bir İngiliz, parmakizi konusunda ayrıntılı araştırmalar yapmış ve 1892 yılında Parmak İzi isimli kitabını yayınlamıştır. Bu kitap parmakizi konusunda yayınlanmış ilk kitaptır. Kitabında parmakizi anatomisini tartışmış ve izleri kaydetmek için yöntemler önermiştir. Galton parmakizlerini kement (loop), ark (arches) ve helezon (whorl) olmak üzere üç ana gruba ayırmıştır. En önemlisi de iki parmakizinin aynı olamayacağını ve izlerin zamanla değişmeyeceğini ispatlamış olmasıdır. Galton un ispatlanan örnekleri üzerine o zamanki İngiliz hükümeti Bertillon sisteminden vazgeçerek kişi tanımlamada parmak izlerini kullanmaya başlamıştır (Bayer, 2003). Parmakizi teknolojisinin gelişmesinde sonraki basamak ise binlerce parmakizinin kolay ve mantıksal bulunmasını, araştırılmasını sağlayan tasnifin yapılmasıdır. Galton un önemli bilimsel çalışmalarını izleyen Arjantinli polis, Dr. Juan VUCETTICH 1891 de parmakizi tasnifi için önemli önerilerde bulunmuştur. Vucettich parmakizi tasnif sistemi üzerinde yıllarca azimle çalışmıştır. Bu tasnif sistemi, günümüzde, İspanyol dilini konuşan ülkelerde yaygın olarak kullanılmaktadır (Bayer, 2003). Yirminci yüzyılın başlarında Bertillon un ölçme sistemi beğenisini kaybetmeye başlamıştır. Verdiği sonuçların, özellikle ölçüler, kapsamlı eğitim verilmemiş kişiler tarafından alındığında, hataya karşı çok hassas olduğu görünür hale gelmeye başlamıştır (Göl, 2004). Herschel ve Faulds un çalışmalarını birleştiren Galton, parmakizine ilmi bir yön vermiştir. Hindistan da Herschel ile birlikte çalışmış olan Scodland Yard Direktörü Sir Edward Richard Henry de, bu çalışmalara iştirak etmiş ve birlikte Henry-Galton sınıflandırma sistemini kurmuşlardır. Bu sistem dünyada halen en çok kullanılan sistemdir (Gülver, 1999).

9 1.2.3. Ülkemizde Parmakizi Halen ülkemizde kullanılmakta olan Henry-Galton sistemi 1910 yılında Macar asıllı Yusuf Cemil Bey tarafından ülkemize getirilmiş ve yeni bir parmakizi dairesi kurularak çalışmalara başlanmıştır (Kaygısız, 1995). 1938 yılında Polis Enstitüsü nün açılmasıyla Kriminal dersi ve laboratuarlarında parmakizi konusu geniş olarak işlenmiştir (Kaygısız, 1995). Parmakizi halen Polis Akademisi ve Polis okullarında Kriminalistik dersi içinde okutulmaktadır. Aynı zamanda Kriminal Polis Laboratuvarları Daire Başkanlığına bağlı Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü nce Suç Araştırma ve Soruşturması Eğitim Merkezinde yürütülen Temel Eğitim Kurslarında parmakizi konusunda uzmanlar yetiştirilmektedir. Ayrıca, Ankara Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünde parmakizi konusunda tez çalışmaları yapılmıştır (Açılkan, 2000; Akgün, 2000; Sevim, 2002; Görücü, 2003; Ulaş, 2005). 1.2.4. Parmakizi Sıvısının Yapısı %98,5 kadarı su ve %0,5 1,5 kadar katı maddeden meydana gelmektedir. Bu katı ürünün 1/3 ü inorganik maddeler (NaCl,KCl), 2/3 ü organik maddeler (üre, uçucu yağ asitleri, formik asit, bütirik asit vb.) ve çok az miktarda da albumin içermektedir.

10 Çizelge 1.1. Parmakizi Sıvısının İçindeki Maddeler KAYNAK ERKİN BEZLERİ APOKRİN BEZLERİ SEBAKUS BEZLERİ İNORGANİK KLORİTLER METAL İYONLARI SÜLFATLAR FOSFATLAR AMONYAK SU %98 DEMİR SU İÇERİKLER ORGANİK AMİNO ASİTLER ÜRE ÜRİK ASİT LAKTİK ASİT ŞEKERLER KERATİN KOLİN PROTEİNLER KARBONHİDRATLAR STEROLLER YAĞ ASİTLERİ GLİSERİTLER HİDRO KARBONLAR ALKOLLER 1.2.5. Derinin Anatomisi Vücudumuzu örtmekle birlikte kozmik ışıklara ve dış etkilere karşı koruyan, çeşitli uyarılara karşı duyarlı cisimcikleri bulunan bir organımızdır. Kalınlığı insandan insana ve bulunduğu vücut bölgesine göre değişmektedir. Avuç ve parmak uçlarında bu kalınlıklar 3 mm yi bulmaktadır (Göl, 2004). Deri, canlılığı korumadaki en önemli ve büyük organdır. Vücut ağırlığının %16'sını oluşturur. Epidermis (üst deri) ve Dermis (alt deri) tabakalarından oluşur (Resim 1.1). Vücudumuzu kaplayan deri, bilhassa el ve ayak parmaklarının iç yüzeylerinde bir kısım çizgiler meydana getirir. Muntazam aralıklarla dizilmiş olan bu çizgiler sıra ile bir alçak bir yüksek olmak üzere sıralanırlar. Kabartma bir çizgi şeklinde olan bu hatlara "PAPİL HATLARI denir. Papil hatları alt deri tabakalarında sıralanmış olan sinir ucu yumakları ve ter bezlerinin üst deriye kadar çıkmış olan ter

11 çıkış deliklerinin (porların) yan yana bir yükseklik halinde dizilmelerinden oluşmuştur. Parmakizinin oluşmasını sağlayan bu deliklere Por Delikleri denilmektedir. Por delikleri, parmak uçlarından ter ve sıvı maddelerin çıkmasını sağlayan deliklerdir. Parmak uçları por deliklerinden salgılanan sıvı maddeler nedeniyle devamlı nemli bulunmaktadır. Çeşitli yüzeyler üzerinde kalan parmak izleri, özel tozlar veya kimyasal maddeler kullanılarak kolayca görünür hale getirilir. Por deliklerinin vücudun soğumasında önemli bir rol oynadıkları yani bir nevi vücudu havalandırma görevi yaptığı da bilinmektedir. Resim 1.1. Deri Kesiti 1.2.6. Parmakizinin özellikleri Yapılan araştırmalara göre, ellerimizdeki bütün parmak izlerini dikkatlice karşılaştırırsak, ana yapı olarak birbirine benzeseler de karakteristik noktalar dikkate alındığında aslında çok farklı oldukları görülür. Bu farklılıklar öyle ayırt edicidir ki, yeryüzündeki iki farklı insanın aynı parmakizine sahip olma olasılığı 64 milyarda 1 dir.

12 1.2.6.1. Değişmez ve Değiştirilemez özelliği Papil hatlarını meydana getiren sinir ucu yumakları ve ter bezlerinin, parmak uçlarındaki alt deri tabakalarında olması, üst deri tabakasında aynen alt derideki görünümü verir. Herhangi bir sebeple (yanma, sıyrılma ve aşınma vb.) üst deri tabakası tahrip olsa bile, birkaç gün sonra yeniden meydana gelen üst deri tahrip olmadan önceki halinin aynısı olur. Dolayısıyla üst deri tabakasındaki bir tahribat sebebiyle parmakizinin değişmesine imkân yoktur. 1.2.6.2. Benzemez ve Benzetilemez özelliği İkiz kardeşlerin parmaklarındaki papil şekilleri, bir elde yan yana iki parmaktaki papil şekilleri, iki eldeki aynı cins parmakların izleri de hiçbir zaman birbirlerine benzememektedir. Parmakizini kesme, yakma vb. metodlar kullanarak değiştirmeye çalışanlar olmuş fakat bu izler daha da çok dikkat çekici olmuştur. Parmağın bir kısmı yansa veya kesilse bile, etrafı aynı kalmakta ve bu da iz belirlemeye yetmektedir. 1.2.6.3. Tasnif edilebilir özelliği Bir izin karakteristik özelliklerinin tespit edilmesi ve rumuzlandırılıp arşivlenmesi kolaylıkla yapılabilmektedir. 1.2.7. Parmakizinde Genel Tanımlar Parmakizinin karakteristik noktaları şunlardır (Resim 1.2). Çevre hattı: Parmakizini üstten çevreleyen delta üst koluna denir. Kaide hattı: Parmak iznini alttan çevreleyen delta alt koluna denir. Merkez hattı: Çevre hattı ile kaide hattı arasında kalan, parmak ucunun orta kısmını işgal eden hatta denir.

13 Delta: Çevre hattı ile kaide veya taban hattının birleştiği yere denir. Açık delta: Parmakizini çevreleyen çevre hattı ile kaide hattının birbirinden ayrılmasıyla meydana gelen şekle denir. Kapalı delta: Parmakizini üstten çevreleyen çevre hattı ile alttan çevreleyen kaide hattının izin merkezine yakın yerdeki birleşmesine denir. Delta ağzı: Birbirine paralel iki papil (çevre hattı ile kaide hattı) hattının birbirinden uzaklaştığı yere denir. Delta noktası: Kapalı deltalarda çevre hattı ile taban hattının (kaide hattı) birleştiği yere denir. Kement: Papil hatları parmağın bir tarafından girip merkezde dönüş yaptıktan sonra aynı yönde çıkması ile meydana gelen şekle kement denir. Yarım daire: Birbirine paralel iki papil hattının dönüş yapmaya başladığı nokta ile dönüşün bittiği nokta arasında kalan yay a denir. Düz hat: Kementli izin merkezinde oluşan iç kementin ve yarım dairenin içine giren, ucu müstakil papillere denir. İç Terminüs noktası: Parmakizinin papil sayımlarına esas olacak en içteki noktasıdır. Merkez şekillerine göre farklılıklar gösterirler. Nokta: Bir veya en fazla iki porun birleşmesinden oluşan şekildir. Kesik Çizgiler: Papil hattının devam ederken aynı kalınlıkta kesilip aynı kalınlıkta devam etmesi durumudur. Bu durumda papil bozulmadan devam etmiş sayılır. Müstakil Kısa Hatlar: İkiden fazla porun yan yana sıralanması ile oluşan şekle denir. Çatal: Bir papilin devam ederken ikiye ayrılıp birbirine paralel olarak devam etmesinden oluşan şekle denir.

14 Ada: Bir papilin yoluna devan ederken ikiye ayrılıp bir süre sonra tekrar birleşmesiyle oluşan şekle denir. Köprü: Paralel iki papilin, kısa bir papil hattıyla birleşmesi sonucu oluşan şekle denir. Kanca: Bir papilin yan tarafından kanca görünümü veren küçük bir papil çıkıntısının oluşturduğu şekle denir. Nokta Hat Bitimi Kement Çevre hattı İç Terminüs noktası Ada Kısa hat Delta noktası Çatal Kaide hattı Delta (acık delta) Resim 1.2. Parmakizi Karakteristik Noktalar

LASSO GRUBU İZLER WİRBEL GRUBU İZLER KEMENTLİ İZLER KEMENTSİZ İZLER MERKEZİ DAİRE MERKEZİ BEYZİ (radyal-ulnar iz) ark iz tak iz DAİREVİ HELEZON BEYZİ HELEZON MERKEZİ CEPLİ MUZAF (ÇİFT SARMAL) İKİZ KARIŞIK Şekil 1.1. Parmak İzlerinin Genel Sınıflandırılması

16 1.2.8. Parmakizinin Genel Sınıflandırılması Parmakizleri; üzerlerinde bulunan delta sayılarına ve merkezlerinin durumuna göre öncelikle LASSO ve WİRBEL olmak üzere iki ana gruba ayrılır (Şekil 1.1 Resim 1.3-1.4). Resim 1.3. Lasso İz Resim 1.4. Wirbel İz 1.2.8.1. Lasso Grubu İzler Parmakizinin ana gruplarından olan Lasso grubu izler, kementsiz ve kementli olmak üzere 2 gruba ayrılırlar. Kementsiz izler kendi aralarında ark-tak, kementli izler ise radyal-ulnar olmak üzere ikiye ayrılırlar (Resim 1.5-1.7). a) Kementsiz İzler 1. Ark (A) İzler: Papil hatları parmağın herhangi bir yerinden girer, ortada değişiklik yapmadan öbür taraftan çıkar ise; bu tür izlere Ark (A) İzler adı verilir (Resim 1.5). Resim 1.5. Ark İz

17 2. Tak (T) İzler: Parmağın belli bir yerinden giren papil hatları, merkezde belli bir yükseklik yaparak diğer taraftan çıkar ise bu tür izlere Tak (T) İzler denir (Resim 1.6). Resim 1.6. Tak iz b) Kementli İzler Radyal ve Ulnar İzler: Bu izler kementli izlerdir. Sağ elde delta sağda ise radyal olarak, sağ elde delta solda ise ulnar olarak, sol elde delta solda ise radyal olarak, sol elde delta sağda ise ulnar olarak adlandırılır (Resim 1.7). Resim 1.7. Radyal-Ulnar İz 1.2.8.2. Wirbel Grubu İzler Bu tür parmak izleri mutlaka iki veya daha fazla deltalı izlerdir. Wirbel izler kendi aralarında sekiz ayrı şekle ayrılır (Resim 1.8-1.15). Bu sekiz ayrı şeklin hem şekil olarak hem de rumuzlarıyla bilinmesi tek parmakizi sınıflandırması için gereklidir.

18 A-Dairesel İzler a) Merkezi Daire (dairesel merkezli) izler: Merkezleri daire şeklinde olan izlerdir. İzin merkezinde müstakil tek veya iç içe birkaç dairenin sıralanması ile meydana gelmiş izlerdir. Simgesi MD harfleridir (Resim 1.8). Resim 1.8. Merkezi Daire iz b) Merkezi Beyzi (eliptik merkezli) izler: Merkezlerinde elips biçiminde şekiller bulunan ve bu elipslerin iç içe iki delta arasında büyüdüğü izlere denir. Simgesi MB harfleridir (Resim 1.9). Resim 1.9. Merkezi Beyzi iz c) Dairevi Helezon (dairesel sarmal) izler: Merkezi, dairesel merkezli olan izlerin helezon yapmış şeklidir. Bir papil hattının izin merkezinde helezon şeklinde kendi etrafında dönüşünden meydana gelmiş şeklidir. Simgesi DH harfleridir (Resim 1.10). Resim1.10. Dairevi Helezon iz

19 d) Beyzi Helezon (Eliptik Sarmal) izler: Dairesel sarmal izlerde olduğu gibi merkezden başlayan papil hattının oval şekilde, kesilmeden, üst üste sıralanmış şeklidir. Simgesi BH harfleridir (Resim 1.11). Resim 1.11. Beyzi Helezon iz B-Bileşik İzler a) Merkezi Cepli izler: Merkezleri cep şeklinde olan izlerdir. Merkezde cep şeklindeki kıvrımın müstakil veya en fazla dört papilli bir kıvrım olması gerekir. Simgesi MC harfleridir (Resim 1.12). Resim 1.12. Merkezi Cepli iz b) Muzaf (çift sarmal, katmerli) izler: Merkezde bir papil hattının alt ve üst olmak üzere karşılıklı iki kement başı meydana getirerek veya iki ayrı kemendin sağ ve solda bulunan deltalar içinde kendi etrafında dönmesinden ya da iç içe iki papilin helezon şeklinde dönmesinden meydana gelen şekillerdir. Simgesi MZ harfleridir (Resim 1.13). Resim 1.13. Muzaf iz

20 c) İkiz İzler: Merkezde çift sarmal şekli gibi başlayarak kemendin birinin her iki kolu da karşı deltanın dışına çıkmasıyla veya deltaların aynı yönde sıralanmasıyla meydana gelen şekillerdir. Simgesi İk harfleridir (Resim 1.14). Resim 1.14. İkiz İz d) Karışık İzler: İki ayrı parmakizi şeklinin bir araya gelmesiyle meydana gelen şekillerdir. Genelde üç veya daha fazla deltaları bulunur. Simgesi Kr harfleridir (Resim 1.15). Resim 1.15. Karışık İz 1.2.9. Tek Parmakizi Sınıflandırması Olay yerlerinden elde edilen tek parmak izlerinden kimlik tespitinin yapılabilmesi için Tek Parmakizi Sınıflandırma Sistemi geliştirilmiştir. Tek parmak arşivinin oluşturulmasının amacı, olay yerinde tespit edilen izlerin arşivde en kısa sürede bulunabilmesini sağlamaktır. Alınan tek parmak izleri parmakizi şekillerine ve bu şekillerin içerisindeki karakteristik özelliklere göre arşivlenir. Karakteristik noktalar parmakizi teşhis ve mukayeselerinde ve aynı zamanda tek parmak arşiv sistemini oluşturmada kullanılır.

21 Tek parmakizi sınıflandırması yapılırken parmakizinin merkezinde ilk yükselti yapan papil esas olmak üzere dik yukarı 3 (üç) papil mesafesinin yarıçap olduğu hayali daire esas alınır. Bu hayali dairenin içerisine giren karakteristik noktalar tek parmak arşiv sisteminde kullanılır. Bu hayali dairenin içerisine giren karakteristik özellik arşivimizin paydasını oluşturur. Tek parmak arşivinin pay ına ise izin şekline göre vermiş olduğumuz rumuz yazılır. Tek parmakizi tasnifi yaparken Çizeceğimiz hayali dairenin içerisine hiçbir karakteristik özellik girmiyor ise (t) rumuzu, Nokta var ise (n) rumuzu Hat var ise (h) rumuzu Ada var ise (a) rumuzu Çatal var ise (ç) rumuzu Kesik var ise (Ks) rumuzu ve İzde yanık var ise (Nb) nedbe rumuzu yazılır. Tek parmak sınıflandırılmasında yukarıdaki sırayla verilen karakteristik özelliklerin sıralaması (t, n, h, a, ç, Ks, Nb ) şeklindedir ve değişmez. 1.2.10. On Parmakizi Sınıflandırılması Birçok ülkede kullanılan ve Uluslararası kabul edilmiş standart bir tasnif sistemidir. Bu tasnif sistemi HENRY GALTON tasnif sistemi adı ile de bilinmektedir. Ülkemizde 1900 yıllarından bu yana kullanılmaktadır. Kişiye ait iki elde bulunan 10 parmağın tek bir formül

22 altında tasnif edilmesi ve arşivlenmesi esasına dayanmaktadır. Bir kişinin parmak izlerine ait tek bir formüldür ve daha çok kimlik tespiti amacıyla kullanılır. Emniyet teşkilatında yaklaşık 4,5 milyon kişiye ait on parmakizi arşivi bulunmaktadır (Demirci, 2005). LASSO WİRBEL ARK TAK KEMENTLİ RADYAL ULNAR Şekil 1.2. On Parmak Sınıflandırma Şeması 1.2.10.1. Onparmak Tasnifinde Sayı Değerleri On parmak tasnifinde Lasso Grubu (Ark, Tak ve Kementli) izler sayı değeri almazlar. Yalnızca Wirbel Grubu izler sayı değeri alırlar. Onparmak sınıflandırma şeması şekil 1.2 de verilmiştir.

23 Çizelge 1.2. Parmak İzlerinin Onparmak Formuna Basım Sırası ve Sayı Değerleri 16 16 8 8 4 Sağ El Baş İşaret Orta Yüzük Serçe Sol El Baş İşaret Orta Yüzük Serçe 4 2 2 1 1 1.2.10.2. On Parmak Tasnifi İki Aşamada Yapılır a-sayı Tasnifi: Sayı tasnifi pay ve payda sayısından oluşur. Öncelikle pay sayısı hesaplanır. Pay sayısını hesaplamak için, sağ el işaret parmağından saymaya başlanarak birer kare atlayıp wirbel gurubuna giren izlerin tabloda belirtilen sayısal değerleri toplanıp sonuca (+ 1) eklenerek paya yazılır. Paydanın sayı değerini hesaplamak için ise sağ el başparmaktan başlayıp birer kare atlayarak tabloda belirtilen sayı değerlerine göre yine wirbel izlerin aldığı sayı değerine (+ 1) ekleyerek paydaya yazılır (Çizelge 1.2). b-rumuz tasnifi: Sayı tasnifi yapıldıktan sonra işaret parmaklarının rumuzu yazılır. Sağ el işaret parmağı rumuzu payın yanına sol işaret parmağı rumuzu da paydanın yanına büyük harflerle yazılır. İşaret parmaklarının rumuzları tespit edilip yerlerine yazıldıktan sonra papil güdümü (Wirbel İzlerde) veya papil sayımına (Lasso İzlerde) geçilir.

24 1.2.10.3. Papil Güdümü Papil güdümü wirbel gurubu izlerde sol deltanın alt kolunun takip edilerek sağ deltanın alttan ya da üstten hizasına gelindiğinde sol deltanın alt kolu ile sağ delta noktası arasında kalan papillerin sayılmasına denir. Şayet takip edilen papil sağ delta hizasına gelmeden biterse düşey olarak bir alttaki papile geçilerek takibe devam edilir (Resim 1.16). Resim 1.16. Papil Güdümü Takip edilen papilin çatallaşması halinde çatalın alt kolu takip edilmeye başlanır. Bu işlem sağ deltanın hizasına gelinceye kadar devam ettirilir. Papil Güdümünün Neticeleri Takip edilen papil sağ deltanın iç tarafına gidiyorsa ve takip edilen papil ile delta noktası arasında üç (3) den fazla papil kalıyorsa söz konusu iz i rumuzu ile, Takip edilen papil sağ deltanın dış tarafına gidiyorsa ve takip edilen papil ile sağ delta noktası arasında üç (3) den fazla papil kalıyor ise söz konusu iz o rumuzu ile, Her iki durumda da yani içte ve dışta üç (3) e kadar papil bulunuyorsa veya sağ delta ile çakışıyorsa söz konusu iz m rumuzu ile gösterilir. Bu sayımlar yapılırken takip edilen papil ile delta noktası sayıma dahil edilmez.

25 1.2.10.4. Papil Sayımı Papil sayımı; sadece kementli izlerde yapılan ve delta noktası ile iç sayım noktasının arasında kalan papillerin sayılmasıdır. Bu sayımın yapılabilmesi için delta ve iç sayım noktalarının doğru olarak tespit edilmesi gerekmektedir. Bu iki noktayı birleştiren düz bir hayali hattın değdiği veya kestiği papillerin sayımına papil sayımı, bu iki noktayı birleştiren hayali hatta ise GALTON hattı denir. İç sayım noktası, delta noktası ve galton hattına değmeyen papiller sayıma dahil değildirler (Resim 1.17). Resim 1.17. Papil Sayımı Papil Sayımının Neticeleri Sayım sonucunda elde edilen papil sayısı işaret parmaklarında diğer parmaklara göre farklılıklar göstermektedir. İşaret parmaklarında; 1 ile 9 arasında ise i, 10 ve yukarısı için ise o Diğer parmaklarda; 1 ile 10 arasında ise i, 11 ve yukarısı için ise o rumuzları ile gösterilir. On parmak arşivi rakamsal değer olarak 1/1' den başlar, 32/32' de biter. 1.2.11. Otomatik Parmakizi Teşhis Sistemi (AFIS) AFIS terimi, Automated Fingerprint Identification System kelimelerinin baş harflerinin birleştirilmesinden oluşmakta ve Otomatik Parmakizi Teşhis Sistemi anlamına gelmektedir. Parmak

26 izlerini ve bunlarla ilgili bilgileri okumak, sınıflandırmak, aramak, karşılaştırmak ve saklamak için kullanılan bilgisayar esaslı bir sistemdir. Bu sistemde parmak izleri bilgisayara bağlı tarayıcılar (Resim 1.18) veya CCD kamera ile bilgisayar ortamına aktarılır. Parmak izleri işlenerek tam düzeltme işlemleri otomatik olarak veya parmakizi uzmanınca yapıldıktan sonra yine otomatik olarak karşılaştırma yapacak seviyeye gelmektedir. (a) (b) Resim 1.18 (a,b). Optik Parmakizi tarayıcıları

27 Bilgisayar yardımıyla yapılan karşılaştırmalar (Resim 1.19) neticesinde elde edilen parmak izlerinin tam olarak doğru olduğunu söylemek her zaman için mümkün değildir. Bilgisayar sadece uzmanın işini kolaylaştırmakta, saniyelerle ifade edilen bir sürede aranan parmakizine ait aday listesi çıkarmaktadır. Uzman ise bu aday listeden doğru parmakizini seçmektedir. AFIS programının iyi ya da kötü olarak vasıflandırılmasında esas alınan nokta bu aday listesini getirme hızı ve getirdiği adaylardaki doğruluk oranıdır. Doğruya en yakın adayları en kısa sürede, en büyük veri tabanından bulan sistem için en iyi sistem demek doğru olacaktır. Afıs te kullanılan Maynuşya Tabanlı Karşılaştırma Tekniği, bilgisayar programı yardımı ile ilk önce maynuşya (karakteristik noktalar) bilgilerinin belirlenmesi ve daha sonra ilişkin yerleştirme (relative replacement) yöntemi ile parmak izlerini karşılaştırma yöntemidir. Bunun için özel bir yazılım algoritması kullanılmaktadır. Bu yöntemin bazı zorlukları vardır, eğer parmakizi kalitesi yeterli değilse maynuşya noktalarının belirlenmesi zorlaşmaktadır. Bu nedenle en iyi yöntem optik parmakizi tarayıcı cihazları ile mürekkepsiz doğrudan alınan parmak izlerinin sisteme girilmesidir.

28 Resim 1.19. Parmakizi Mukayesesi

29 1.3. POROSKOPİ 1.3.1. Poroskopi nin Tanımı El, ayak ve avuç yüzeyinde bulunan ter porları izlerinin kıyaslanması ile yapılan ve kimliklendirmede kullanılan bir yöntemdir (Bindra ve ark., 2004). Parmakizi, avuçizi ve ayakizlerinde papil hatlarını oluşturan ter kanal ağızlarının (porların) birbirine göre konumlarını değerlendirerek bunu kimliklendirmede kullanan bir yöntemdir. Poroskopi aynı zamanda parmakizinden kimlik tespit etme biliminin bir alt konusudur. 1.3.2. Poroskopi nin Tarihi Poroskopi ilk defa 1912 yılında Dr. Edmund Locard tarafından Fransa da kullanılmıştır (Ashbaugh, 1999). Edmund, M.Chardonnet adlı kişinin evine zorla girilip hırsızlık olayından sonra poroskopi konusunda çalışmaya başlamıştır. Hırsızlar birkaç parça mücevher ve 400 frank para çalmışlar. Ortada hiçbir tanık bulunmamaktadır ancak çalınan mücevherlerin bulunduğu tahta mücevher kutusunun üzerinde parmak izleri bulunmaktadır. Parmakizleri, yerel bir parmakizi arşivinde aranmış ve izlerin tanınan Boudet adında bir hırsıza ait olduğu bulunmuştur. Boudet, yalnız çalışmadığı, Simonin adlı bir suç ortağı ile beraber hareket etmekte olduğu anlaşılınca her iki şahıs tutuklanarak parmakizleri alınmıştır. Her iki şahısta suçlarını itiraf etmemiş ve olay mahkemeye intikal etmiştir. O dönemde parmakizinden kimliklendirme henüz emekleme devresindeydi. Locard mümkün olduğunca mahkemeye kesin deliller sunmak istiyordu. Her iki parmakizi oldukça belirgin göreceli porlar

30 sergilediğinden Locard bunları karşılaştırmaya karar vermiştir. Porların konumları mukayese edildikten sonra, Boudet in parmakizinde 901 adet porun doğru konumda olduğu bulunmuştur. Simonin adlı şahsın avuç izinde ise 2000 adet por uyum içindeydi. Bu sayıdaki porlar kimliklendirme aşamasında çok büyük değere sahiptir. Her iki şahıs suçlu bulunmuş ve 5 yıl ağır hapis cezasına çaptırılmıştır (Ashbaugh, 1999). Ancak; 1. 1900 yılların başlarında parmakizinin bile kimlik tespitinde kullanımının yeterince yaygın olmaması, 2. Olay yerlerinden alınan iz ile mürekkeple alınmış parmak izlerinde por deliklerinin her zaman aynen ortaya çıkmaması, 3. Porların mikroskobik yapılarından dolayı araç-gereç eksikliği ve parmakizi uzmanlarının detayları incelemek için yeterli dikkati verememeleri ve bunları kimliklendirme amaçları için kullanamamaları (Bindra ve ark., 2004). 4. Porlar ile ilgili, şekil, boyut, konum, ara boşluk ve frekans gibi farklı özellikler hakkında elde yeterli sistematik verinin olmayışı (Bindra ve ark., 2004). Gibi sebeplerden dolayı poroskopi teorik olarak kabul edilmesine rağmen pratikte ihmal edilmiştir. Son 30 yılda parmakizi ile kimliklendirme bilimi ve olay yeri inceleme yöntemlerinde görülen önemli gelişmeler başta poroskopi olmak üzere bazı kavramları artık kullanılır hale getirmiştir.

31 1.3.3. Porların Özellikleri 1.3.3.1. Karakteristik Özellikleri Ter porlarının sahip olduğu üç farklı karakteristik özellik (Devamlılık, Değişmezlik, Farklılık) kimliklendirmede ortaya çıkan önemli hususlardandır (Ashbaugh, 1999). Devamlılık özelliği, porların varlığının doğumdan ölüme kadar geçen süre içinde sürekli olduğunu yani zaman zaman ortaya çıkıp daha sonra kaybolan bir biyolojik durum olmadığını, Değişmezlik özelliği, porların hayat boyu şekil, boyut gibi özelliklerini koruduğunu ve herhangi bir şekilde biyolojik bir değişime uğramadığını, Farklılık özelliği ise, porların şekil, boyut ve konumları açısından insandan insana farklılıklar gösterdiği ve bu özelliği itibariyle de kimliklendirmede kullanılabileceğini ifade etmektedir. 1.3.3.2. Porların Şekilleri Aynı papilde bulunan porların bile farklı şekillerde olabileceği saptanmıştır (Bindra ve ark., 2004). Mürekkeple alınan izlerde porların kısmen veya tamamen boya ile dolması sonucu şekilleri belli olmayabilir. Ancak olay yeri izleri laboratuvar ortamında bir takım kimyasallarla geliştirildikten sonra porların şekilleri daha net ortaya çıkmaktadır (Ashbaugh, 1999). Porlar birebir incelendiğinde genellikle şu şekilde görünmektedir. a- Yuvarlak b- Yamuk c- Eliptik d- Kare e- Dikdörtgen f- Üçgen Şekil 1.21. (a) da birbirine yakın por grupları ve ufak porlar, Şekil 1.21. (b) de uzun boşluklara sahip orta büyüklükteki porlar, Şekil 1.21. (c) de yuvarlak ve kapalı porlar, Şekil 1.21. (d) de ağzı açık ve büyük porlar, Şekil 1.21. (e) de ise zincir şeklinde ve ağzı açık porlar görülmektedir.

32 a- Birbirine yakın bulunan por grupları ve ufak porlar b- Uzun boşluklara sahip orta büyüklükteki porlar c- Yuvarlak ve kapalı porlar d- Ağzı açık ve büyük porlar e- Zincir şeklinde ağzı açık porlar Resim 1.20. Por şekilleri

33 1.3.3.3. Por Deliği Sayısı ve Frekansı Por deliği sayısı iki farklı yolla hesaplanabilir. a- Belli bir uzunluktaki papil hattının üzerindeki ortalama por deliği sayısı b- Belli bir alanda bulunan por deliklerinin ortalama sayısı Locard, bir santimetre uzunluğundaki bir papil hattı üzerinde ortalama 9 ile 18 arasındaki sayıda por deliğinin bulunduğunu tesbit etmiştir (Ashbaugh, 1999). 1.3.3.4. Porların Boyutları Porların büyüklüklerinin belirli bir sistemle değişiklik göstermediği ve farklı boyutlardaki porların yan yana bulunabildiği görülmüştür. Locard, mikroskop kullanarak porların çaplarını ölçmüş ve 88 ile 220 mikron arasında değiştiğini bulmuştur. En büyük por en küçük porun üç katı ve alan olarakta 9 katı olduğu tesbit edilmiştir (Ashbaugh, 1999). Aynı papil üzerinde farklı boyutlarda porlar bulunmaktadır. Bu nedenle bütün bir izde en büyük por saptanarak diğer porlar bununla kıyaslanıp, küçük, orta, büyük diye tanımlanmıştır. Bu yöntemin uygulamasının sebebi aynı papil üzerinde bulunan porların boyutlarındaki büyük farklılıklardır. Büyük çaptaki porlar bir veya daha fazla küçük porla beraber aynı papilde bulunabildiği ve herhangi bir sistematik dizilme yapmadığı tespit edilmiştir. Bu özellik, sabit bir karakteristik yapı olması itibariyle iki parmakizindeki porların karşılaştırılmasında kullanılabilmektedir. Eğer yeterli sayıda değişik boyutlarda porlar bulunuyorsa kimliklendirme bile yapılabilir (Bindra ve ark., 2004).

34 1.3.3.5. Porların Konumları Bu özellik en önemli ve en kullanışlı olan özelliktir. Por delikleri papil hatlarının üzerinde, ortasında ve kenarında hatlar arasındaki boşluklara paralel olarak bulunur. Ancak bazı porlar veya bir dizi por papil hattının kenarından boşluğa açılıyor olabilir. Bazı durumlarda por delikleri aynı sırada birbirine çok yakın arka arkaya sıralanmış olabilir ve sonra papil hattı üzerinde belli bir uzunlukta bir boşluktan sonra por delikleri sıralanmaya devam edebilir. Bazen iki por deliği yan yana o kadar yakın durabilir ki bir uzun por deliği gibi görünebilir ve üç por deliği birbirine o kadar yakın durabilir ki üçgen gibi görünebilir ve bu da bütün bir parmakizinde belirli bir alanın saptanmasını ve kısmi bir parmakizinden kimliklendirme yapılmasını mümkün kılar (Ashbaugh, 1999). Porlar daha çok papilin ortasında veya papil boşluğuna bakacak şekilde papilin kenarında bulunmaktadır. Papilin ortasında bulunan porların şekilleri ve sınırları belirlidir. Bunlara kapalı porlar denilmektedir. Papilin kenarında bulunan porlar kapalı olabileceği gibi ağız oluşturacak biçimde iki papil arasındaki boşluğa bakacak şekilde yerleşmiş durumda da olabilir ki bunlara açık porlar denilmektedir (Bindra ve ark., 2004). 1.3.4. Görünmeyen (Latent) parmakizlerinin analizi Kâğıt, Cam, Boyanmış yüzeyler, metal yüzeyler, buzdolabı, fırın gibi gözenekli ve gözeneksiz yüzeylere bırakılmış parmakizleri farklı tozlar, iyot buharı, ninhydrin, gümüş nitrat gibi yöntemlerle geliştirilmiş ve elde edilen sonuçlar 3 başlık altında toplanmıştır (Bindra ve ark., 2004).

35 a-çok açık: Geliştirilen izlerdeki porlar açıkça görüntülenebilmekte ve bütün özellikleri incelenebilmektedir. b-açık: Porlar görünebilmekte ancak şekilleri ve boyutları seçilememektedir. c-açık değil: Yine porlar fark edilebilmekte ancak hiçbir özellik belli olmayıp incelenmesi imkansızdır. Gözenekli yüzeylerden iz geliştirmek için kullanılan yöntemlerden (İyot buharı yöntemi, ninhidrin yöntemi, gümüş nitrat yöntemi) ninhidrin in en iyi yöntem olduğu ve porların açıkça görüldüğü bildirilmiştir (Bindra ve ark., 2004). 1.3.5. Parmakizi Tanımlayıcı Model İnterpol standartlarına göre birçok gelişmiş ülkede parmakizlerine ait bilgiler üç seviye de incelenmektedir ki bu TANIMLAYICI MODEL olarak adlandırılmaktadır. Bu modele göre; Birinci seviye; Lasso, wirbel gibi genel şekil yapılanmasını kapsar. Uzmanın ilk kullanacağı veya ilk bakacağı özellik parmakizinin sahip olduğu genel özellik grubudur. Örnek olarak iki iz karşılaştırılırken izin lasso veya wirbel şekli taşıyıp taşımadığına bakılır. Bu seviyede kimliklendirme için yeterli özellik yoktur. İkinci seviye; Bu seviye papillerin sayısı ve sırası ile birtakım karakteristik özelliklerin (nokta, hat, ada, çatal vb...) değerlendirilmesini kapsamaktadır. Kimliklendirme işlemi, papillerin sayısı ve sırasına göre gerçekleştirilir. Kaza ile oluşan izlerin karakteristik özellikleri de bazen kullanılabilmektedir ve bu parametrelere göre kimliklendirme gerçekleştirilmektedir. Üçüncü seviye; Bu seviye ise papil hattı üzerinde küçük şekilli ayrıntılar (edgescopy), papil birim kalınlığı, inceliği ve göreceli por deliklerinin konumlarını (poroscopy) kapsar. Bu seviyedeki ayrıntılar her

36 zaman II. seviye özellikleri ile birlikte kullanılır ve kimliklendirmenin pozitif ve negatif sonuçlarını kuvvetlendirmekle birlikte yeterli sayıda II. seviye özelliği olmaması durumunda kimliklendirmeyi de sağlayabilmektedir (Interpol, 2004). Bazı gelişmiş ülkelerde parmakizi uzmanları parmakizinden kimlik tespiti yapabilmek için bu üç (3) seviyeyi de kullanmaktadırlar. Ancak, ülkemizde bu üç (3) seviyeden 1 nci seviye ve 2 nci seviye kullanılmakla birlikte 3 ncü seviye henüz kullanılmamaktadır. 1.3.6. Parmakizi nde Üç lü Kural Doğru bir kimliklendirme yapabilmek için karşılaştırılan parmak izleri arasında gerekli karakteristik özelliklerin minimum sayısını belirleyen bilimsel bir temel olmamasına rağmen genel olarak aşağıdaki yol takip edilmektedir. 1. Karşılaştırılan iki parmakizi arasında elimizde 12 den fazla karakteristik özellik bulunuyorsa ve olay yerinden alınan parmakizi belirgin bir iz ise kimliğin kesinliği şüphe götürmez. 2. Eğer karşılaştırılan iki parmakizi arasında 8 ile 12 arasında karakteristik özellik varsa sınır çizgisindeyiz demektir. 3. Eğer karşılaştırılan iki parmakizi arasında 8 den daha az karakteristik özellik varsa kesin bir kimliklendirmeden bahsedilemez. Üç madde halinde verilen bu kuralı Champod* Locard ın Tripartite Kuralı (üçlü kural) olarak adlandırmaktadır. İşte yukarıdaki 2. ve 3 ncü durumlarda tespit edilen karakteristik özellikler poroskopi çalışmasıyla desteklenmek suretiyle kesin kimlik tespiti yapılabilir. *Cristophe Champod; Journal Forensic İdentification Dergisi Editörü

37 Aslında bir parmakizinin karşılaştırmasında minimum karakteristik özellik sayısı hakkındaki kurallardan bahsetmek, bu karşılaştırmayı yapan kurumun kalite güvencesi ile ilgili kurallardan bahsetmek anlamına gelmektedir. Yani parmakizi karşılaştırması yapan herhangi bir kurum ya da uzmanın kalitesi dayandığı karakteristik özellik sayısı ile doğru orantılıdır ve bu sayı arttıkça söz konusu izin bireyselliği de artmaktadır. 1.3.7. Porların Mukayesesinde Kullanılan Yöntemler 1.3.7.1. Porların Birbirine Göre Göreceli Konumlarının Görsel Olarak Karşılaştırılması Yöntemi Bu yöntem, por konumlarının esas papil hattı sapmalarının (mesela karakteristik noktalardan çatal ın) üzerinde veya çevresinde bulunduğu durumlarda kullanılmıştır. Bu tür örneklerde porların göreceli değerlendirilmesinin bir parçası haline gelir. Papil özellikleri odak noktası olarak kullanılmış ve çevredeki papillerin şekilleri ve porlar arasındaki mesafeler görsel olarak karşılaştırılmıştır. Herhangi bir papil, üzerindeki porlara göre kıyaslanmıştır. Aralarında birden fazla papil bulunan papiller üzerindeki porların karşılaştırma işleminin derinin esnekliğine maruz kalması söz konusudur. Yapılan karşılaştırmalı ölçümler neticede bunun hassas bir yol olmadığını göstermiştir. Büyük bir alan içinde bulunan papil hatlarındaki göreceli por konumlarının incelendiği durumlarda ise, bir takım çalışma notları alınarak karşılaştırma işleminin ilerleyişi kaydedilmektedir (Ashbaugh, 1999). Ancak bu görsel mukayese birbirine yakın papiller üzerinde yapıldığında çok fazla problem çıkmasa da mukayese edilen iki papil arasında 2-3 den fazla papil bulunması durumunda porların göreceli

38 konumlarının derinin esnekliğinden dolayı bozulması sebebiyle yanılma durumu söz konusu olmaktadır. Ayrıca büyük bir alan içinde bulunan papil hatlarının göreceli konumlarının görsel takibinde de bir takım hatalar yapılabilmektedir. Bu gibi sebeplerle bu yöntemle mukayese yapılması biraz zor ve karmaşık görüldüğünden pek fazla uygulanmamaktadır. 1.3.7.2. Üst Üste Bindirme (çakıştırma) Yöntemi Üst üste bindirme yöntemi, papillerin ikinci seviyede özelliklerinin mukayesesi yapıldıktan sonra başlar. Hem olay yeri hem de mürekkep ile şüpheliden alınan izler fotoğraflama yaparak büyütülür. Temiz saydam plastik (asetat) bir tabaka, mürekkep ile alınmış izin üzerine konur, bir adet belirgin bir papil özelliği bulunur ve işaretlenerek başlangıç noktası olarak numaralandırılır (bir keçeli kalem ile saydam plastik üzerine yazılır). Papil özelliğinin konumu yazılı olarak tanımlanır. Papil özellikleri ile beraber aynı papil üzerinde bulunan porlar ve komşu papil üzerindeki porlar işaretlenir. Bir papilden diğerine geçiş işaretlenir. Sonra komşu papil üzerindeki porlar da işaretlenir. Söz konusu aynı alandaki porlar hem olay yeri hem de şüphelinin izinde de eşleşmiş ve uyum içerisinde ise aynı işlemler diğer başka komşu bir alanda da yürütülür. Her alan, diğer komşu alanları da içine alacak ve mevcut bütün porları karşılaştıracak şekilde genişletilmelidir. İkinci bir papil özelliği bulunur, işaretlenir ve numaralandırılarak porların konumları bu alanda da işaretlenir. Birçok uzman bu işlem için kendi sembollerini geliştirirler. Bu yöntemin bir yararı tekrarlanabilir olmasıdır ki yetkililere mahkemede kimliklendirme işleminin nasıl yapıldığını gösterme imkanı vermektedir. Eşleşen ve uyum içindeki her bir por konumu parmakizinin bireyselliğini artırır. Birbiri ile eşleşen ve uyum içinde olan ne kadar çok

39 ayrıntı bulunursa işlem ilerledikçe bireysellik özelliği o derece artar prensibine en güzel örnek poroskopidir (Ashbaugh, 1999). Bu yöntem yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere çok açıktır. Kullanılan bir şeffaf asetat materyal üzerinde keçeli kalem ile tespit edilen karakteristik bir noktadan başlanıp komşu papillere geçerek porlar işaretlenmekte ve daha sonra mukayese edilecek iz üzerine konularak çakıştırma yapılmaktadır. 1.3.8. Poroskopi nin Önemi ve Kullanım Alanı Ülkemizde olay yerlerinden elde edilen izlerin tasnif ve mukayeseye elverişli olmayanlarının oranının % 35 lerde olması poroskopi çalışmasının önemini ortaya koymaktadır. Tabii ki bu orandaki izin hepsinin poroskopi çalışması için elverişli olduğu düşünülmemelidir. İzlerin alındığı yüzey poroskopi çalışmasına yani porların görünmesine imkân vermeyebilir, baskı veya sürtünme gibi bir takım sebeplerle izlerdeki por deliklerinin yapısı bozulmuş olabilir. Ama yinede bu özellikteki izlerde poroskopi çalışması yapmak mümkündür. O zaman, bu çerçevede hangi sebeplerle poroskopi çalışmasına ihtiyaç vardır? diğer bir deyişle neden poroskopi? diye bir soru yöneltildiğinde buna vereceğimiz cevabı şu şekilde açıklayabiliriz. a-) Öncelikle poroskopi ile kimliklendirmenin pozitif sonuçları kuvvetlendirilebilmektedir. Yani üçlü kural gereği en az 12 karakteristik nokta olması durumunda kimliklendirmenin doğruluğu şüphe götürmezdir. Ancak yinede poroskopi çalışması ile bu karakteristik nokta sayısı yüzlere belki binlere çıkartılarak zaten yapılmış olan kimliklendirme sonuçları kuvvetlendirilmiş ve desteklenmiş olmaktadır.

40 b-) Bir önceki maddenin tam tersi olarak poroskopi ile kimliklendirmenin negatif sonuçları da kuvvetlendirilmektedir. Yani, parmakizi ile yapılan bir kimliklendirme çalışmasında 8 in altında bir karakteristik nokta tespit edilmiş olsun, mesela 5 6 karakteristik nokta mukayese edilen izle uyum sağlamakta fakat daha sonra bir ya da iki karakteristik özelliğin uymadığı bir durumla karşılaştığımızı düşünelim. Uzman böyle bir durumda net karar verememe durumuna düşecektir. Normal şartlar altında bir veya iki karakteristik noktanın uymaması durumunda uzmanın negatif sonuç çıktığına karar vermesi gerekmektedir. Ancak burada 1 2 karakteristik nokta uyuşmaması ile birlikte 5 6 karakteristik noktada benzerlik söz konusu olduğundan yapılacak bir poroskopi çalışmasıyla elimizdeki izin mukayese yapılan izle aynı olamayacağı 100 belki 1000 por ile desteklenmek suretiyle karar verilebilecektir. Dolayısıyla uzmanın kafasındaki bir takım şüpheler de bertaraf edilecektir. c-) Poroskopi ile yine parmakizinden kimliklendirme yapılırken karşılaşılabilecek üç lü kural gereği 8 12 arasında karakteristik nokta bulunması durumunda, bulunan parmakizinin bu haliyle mahkemede zayıf delil olarak değerlendirileceği aşikârdır. Bununla birlikte, yine 8 in altında bir karakteristik nokta olması durumunda (mesela 5 karakteristik nokta bulunmuş olsun) uzman bunu mahkemede delil olarak kullanamam şeklinde düşünecek ve belki de bu izi mukayese ve tasnife elverişli olmayan izler sınıfına ayıracaktır. Dikkat edilirse her iki durumda da elimizdeki olay yerinden alınan yarım iz ile mukayese yapacağımız iz arasında tamamen bir uyum olduğu ancak, olay yerinden alınan izin yarım olmasından kaynaklanan istenilen sayıdaki karakteristik iz sayısına ulaşılamadığı görülmektedir.

41 Böyle bir durumda yapılacak bir poroskopi çalışması ile zayıf delil olarak kullanılabilecek veya tasnife ve mukayeseye elverişli değildir denilerek gözardı edilecek bir izin yeteri kadar por ile desteklenmek suretiyle kuvvetli delil olarak kullanılabileceği ve mahkemelerde de kabul göreceği aşikardır. 1.4. Amaç Yapılan çalışmalar ile ciddi ele alındığında poroskopinin kimliklendirmede büyük yarar sağlayacağı gösterilmiştir (Bindra ve ark., 2004). Dünya da birçok gelişmiş ülkede kullanılan poroskopinin ülkemizde de kullanımını sağlamak ve bu sayede insan haklarına ve adalete katkıda bulunmak amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Yapılan araştırmalarımız neticesinde parmakizi konusunda çalışma yapan Adli Tıp, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığında poroskopi konusunda çalışma yapılmadığı, ayrıca parmakizi konusunda Ankara Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünde yapılan 5 tez (Açılkan, 2000; Akgün, 2000; Sevim, 2002; Görücü, 2003; Ulaş, 2005) ile İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünde yapılan 2 tez (Gülver, 1999; Kaygısız, 1995) de poroskopi konusunda herhangi bir bölüm olmadığı tespit edilmiştir. Biz bu çalışmamızda, Parmakizi mürekkebi ile şahıslardan alınan izlerde porların en açık olarak hangi tür kağıtlar üzerinde görüleceğini, Pürüzlü ve gözenekli yüzeylerde görünmeyen parmakizlerinin geliştirilmesinde kullanılan 5-MTN yöntemi ile hangi tür gözenekli yüzeylerde porların daha iyi görüleceğini,

42 Gözeneksiz ve pürüzsüz yüzeylerde görünmeyen parmakizlerinin geliştirilmesinde kullanılan süperglu yöntemi ile hangi tür gözeneksiz ve pürüzsüz yüzeylerde porların daha iyi görüleceğini, Yapışkan yüzeylerdeki görünmeyen parmakizlerinin geliştirilmesinde kullanılan stiki-sayd yönteminin yapışkan yüzeylerde por çalışmasına imkan verip vermediğini, Yine görünmeyen parmakizlerin geliştirilmesinde kullanılan tozlama yönteminin porların görünümünü hangi tür delillerde ne şekilde etkilediğini, Süperglu buharının zamana göre porlara ne şekilde etki ettiği ve süperglu yönteminde izlerin gelişmesi ve porların görünmesi hususunda bir süre verilip verilmeyeceğini, Optik parmakizi tarayıcıları ile alınan parmakizlerinde basıncın por deliklerinin görünümüne etkisini göstermeyi amaçladık. Bu çalışmamızda poroskopinin Türkiye de kullanılması ve öneminin ortaya konması da amaçlanmıştır.

43 2. GEREÇ VE YÖNTEM 2.1. Porların Mukayesesinde Görüntü İşlem Yazılımlarının (Photoshop gibi) Kullanımı Yönteminde izlenen basamaklar a- Geliştirilen olay yeri izleri stereo-mikroskop ile belli bir oranda büyütülerek mikroskoba bağlı CCD kamera ve görüntü yakalama (Pinnacle Studio) yazılımı ile bilgisayara aktarılmıştır. b- Photoshop programı yardımıyla iz üzerine şeffaf bir plaka konarak üzerinde karakteristik noktalar işaretlenmiştir. c- Yine şeffaf plaka üzerinde herhangi bir karakteristik noktadan başlamak üzere porlar işaretlenmiş, daha sonra da üst ve alttaki papillere geçilerek por işaretlemelerine devam edilmiştir. d- İşaretlenmiş katmanın altından olay yeri izi alınarak işaretlenen karakteristik noktalar ve porlar net olarak görülmüştür. e- Son aşamada ise işaretlenmiş şeffaf katman şüphelilerden alınarak yine stereo-mikroskop ve CCD kamera ile bilgisayara aktarılan şüpheli izleri ile çakıştırılmıştır. Çalışmalarımızda; P4 işlemci, 512 MB RAM bilgisayar (40 GB hard disk, N Vidia Geforce MX 400 grafik kartı), Pinnacle Studio 9.0 (görüntü yakalama) programı, Photoshop CS 8.0 (görüntü iyileştirme uygulaması) programı, CCD Kamera (ELMO B/W TV kamera (siyah/beyaz)), Dijital Kamera (Nikon Coolpix 5700, 5 magapixel, 8x zoom), Leica Stereo-mikroskop MZ75 (CCD kamera yuvalı), Renkli görüntülerin alınmasında renkli CCD Kamera (JVC TK-1281 EG) ve Dijital Nikon kamera (Nikon Coolpix 5700, 5 magapixel, 8x zoom) kullanılmıştır.

44 2.2. Farklı Kağıt Türlerinde Mürekkepli İzlerin Porlar Açısından İncelenmesi Yöntemi Farklı kağıt türlerinde mürekkepli izlerin porlar açısından incelenmesi çalışmasında, piyasada bulunan 5 farklı özellikte kağıt (80 gr. 1. hamur kağıt, 115 gr. mat kuşe kağıt, 135 gr. mat kuşe kağıt, 250 gr. amerikan bristol kağıt, 200 gr. mat kuşe kağıt), stampa ve özel parmakizi siyah mürekkebi kullanılmıştır. Her kağıt türü için 5 er denekten baş ve işaret parmağı izleri alınmış ve por incelemesi yapılmıştır. 2.3. Görünmeyen Parmakizlerinin Geliştirilmesinde Kullanılan Yöntemler 2.3.1 5-MTN Yöntemi 5-MTN çözeltisi, cam küvet, 80 gram 1. hamur kağıt, 115 gram mat kuşe kağıt, 170 gram beyaz bristol karton, 200 gram mat kuşe kâğıt, 250 gram amerikan bristol karton, renkli filtre, çok dalga boylu ışık kaynağı ve fotoğraf makinesi kullanılmıştır. 5-MTN yöntemi, delilin bir küvet içindeki çözeltiye batırılması veya çözeltinin bir fırça yardımı ile delile uygulanması ile gerçekleştirilir. Çözeltinin uygulanmasından sonra kurutulup kapalı, karanlık ve nemli bir ortama alınarak izlerin gelişmesi beklenir. Gelişen izler mor renge sahiptir bu nedenle delil koyu renkli ise çinko klorür çözeltisi uygulanarak izlerin floresan ışıma yapması sağlanır, ışık kaynağı (515 nm) ve bir filtre yardımı ile görünür hale getirilerek fotoğrafı çekilir (Almog ve ark., 1992).

45 2.3.2. Superglu (siyanoakrilat) Yöntemi Superglu kabini, superglu (siyanoakrilat) maddesi, nem ölçer, ılık su, safranin o, rodamin 6g ve nile red boyar maddeleri, çok dalga boylu ışık kaynağı, turuncu filtre, alüminyum folyo, cam, plastik kap ve fotoğraf makinesi kullanılmıştır. Yöntem genel olarak delilin kapalı bir kabine yerleştirilmesi ve superglu nun ısıtılarak buharlaştırılmasına ve delilin bu buhara maruz bırakılmasına dayanmaktadır (Lee ve ark., 2001). İzler geliştikten sonra delil kabinden çıkarılır ve delil ile parmakizi arasında kontrast oluşturmak için boyama yapılır. Boyama tozlama ile yapılabileceği gibi renkli yüzeylerde floresan boyama teknikleri de uygulanabilir. Rodamin 6G, Nile Red ve Safranin O gibi farklı renklerde ışıma yapan floresan boyar maddeler ile işlem gören izler çok dalga boylu ışık kaynağı (genelde 515 nm) ve bir gözlem filtresi (genelde turuncu) kullanılarak fotoğrafı çekilir (Home Office, 2001). 2.3.3. Yapışkan Bantlar ve Stiki-Sayd Yöntemi Yapışkan bant, stiki-sayd tozu, Photo flo çözeltisi, yumuşak uçlu fırça, beher glass, fotoğraf makinesi kullanılmıştır. Yapışkan bantlar eğer başka bir materyale yapıştırılmış durumda ise önce bant çözücü ile izlere zarar vermeden ayrılması gerekir. Ardından stiki-sayd yöntemi uygulanır. Stiki-sayd yönteminde, özel çok küçük boyutlara sahip toz partikülleri kullanılır. Bu toz fotoğrafçılıkta kullanılan ve Photo Flo adı verilen bir deterjan çözeltisi ile karıştırılarak homojen bir süspansiyon oluşturulur. Bu süspansiyon bir fırça yardımı ile bandın yapışkan yüzeyine uygulanır ve sonra az tazyikli musluk suyunun altında

46 yıkanarak izler görünür hale getirilir. Gelişen izleri kayıt altına almak için fotoğrafları çekilir (Lee ve ark., 2001). 2.4. Tozlama Yöntemi Parmakizi tozu, parmakizi fırçası, 200 gram mat kuşe kâğıt, alüminyum folyo, cam, plastik kap ve fotoğraf makinesi kullanılmıştır. Her delil türü için 5 er denekten baş ve işaret parmağı izleri alınmıştır. Parmakizi tozlama fırçasına bir miktar toz alınarak iz geliştirilecek yüzey üzerinde fırçanın uçları yumuşak bir şekilde döndürülmek suretiyle delil üzerinde gezdirilmiş ve çıkan izler fotoğraflanmıştır (Lee ve ark., 2001). 2.5. Parmakizi Alınırken Yapılan Baskının (basıncın) Por Deliklerinin Görünümüne Etkisi Çalışması Bu çalışmamızda optik parmakizi tarayıcı (IEEE 1394 PC MCIA bağlantısı ile çalışan çözünürlüğü 500 DPI Parmakizi tarayıcısı) ve diz üstü bilgisayar (Intel(R) Pentium(R) M processor 1400 MHz. 1.40 GHz. 512 MB RAM, 40 GB hard disk ) kullanılmıştır. Optik parmakizi tarayıcısında deneklerden iz alınırken diz üstü bilgisayardan izler takip edilmiş ve deneklerden yapılan baskının por incelemesi için gerekli en uygun iz bilgisayara aktarılmıştır.

47 3. BULGULAR 3.1. İstatistiksel Bir Değerlendirme Türkiye nin 30 ilinde 2005 yılında meydana gelen olaylar ile ilgili bir çalışma yapılmış ve elde edilen sonuçlar aşağıda verilmiştir. - Toplam Gidilen Olay Sayısı 78215, - Bu Olaylardan Elde Edilen Toplam İz Sayısı 31620, - Bu İzler İçinde Tasnife ve Teşhise Elverişli İz Sayısı 12869, - Tasnife ve Teşhise Elverişli Olmayan İz Sayısı ise 11159, olarak tespit edilmiştir (Şekil 3.1). Bu miktarlar içinde tasnife ve teşhise elverişli olmayan izlerin toplam ize oranı ise %35 olarak bulunmuştur. 35000 30000 31620 25000 20000 15000 11159 10000 5000 12869 7471 0 İZ SAYISI TASNİFE VE TEŞHİSE ELVERİŞLİ İZ SAYISI MÜŞTEKİYE AİT İZ SAYISI TASNİFE VE TEŞHİSE ELVERİŞLİ OLMAYAN İZ SAYISI Şekil 3.1. 30 ilde 2005 yılı olayları ve bunların değerlendirilmesi İşte bu %35 lik oran, mukayese ve tasnif için gerekli olan yeteri kadar karakteristik nokta içermeyen izlerin bulunduğu alanı ve dolayısıyla poroskopi çalışma alanını ifade etmektedir.

48 3.2. Porların Mukayesesinde Görüntü İşlem Yazılımlarının (Photoshop gibi) Kullanımı Porların mukayesesinde görüntü işlem yazılımlarında elde edilen görüntüler işlem sırasına göre aşağıda verilmiştir. a- Geliştirilen olay yeri izleri stereo-mikroskop ile belli bir oranda büyütülen, CCD kamera ve pinnacle studio yazılımı ile bilgisayara aktarılan görüntü aşağıda verilmiştir (Resim 3.1). Resim 3.1. İzin geliştirilmesi b- Photoshop programı yardımı ile iz üzerine konulan şeffaf bir plaka üzerinde işaretlenen karakteristik noktaların görüntüsü aşağıda verilmiştir (Resim 3.2). Resim3.2. Karakteristik özelliklerin işaretlenmesi

49 c- Şeffaf plaka üzerinde herhangi bir karakteristik noktadan başlanılarak porlar işaretlenmiş, daha sonra da üst ve alttaki papillere geçilerek işaretlenen porların görüntüsü aşağıda verilmiştir (Resim 3.3). Resim 3.3. Porların işaretlenmesi d- İşaretlenmiş şeffaf katman altından olay yeri izi alınarak işaretlenen karakteristik noktalar ve porların net olarak görüntüsü aşağıda verilmiştir (Resim 3.4). Resim 3.4. İşaretlenen porların şeffaf katman üzerinde net olarak görünüşü

50 e- Son aşama olarak işaretlenmiş şeffaf katman ile, şüphelilerden alınarak yine stereo-mikroskop ve CCD kamera yardımı ile bilgisayara aktarılan şüpheli izlerinin çakıştırma görüntüsü aşağıda verilmiştir (Resim 3.5). Resim 3.5. Mukayesenin yapılması Şüpheliden alınan izin herhangi bir bölümü ile işaretlenmiş şeffaf katman üzerindeki karakteristik noktalar ve porlar çakışıyorsa olay yeri izi ile şüpheliden alınan izler aynıdır denilir. Bu yöntemde photoshop gibi yazılımların katman ve saydamlık özellikleri ve bir resim içinde istenen sayıda katmanın kullanılabilmesi ve katman saydamlık miktarlarının değiştirilebilmesi mukayese işlemini oldukça kolaylaştırmıştır. 3.3. Farklı Kâğıt Türlerinde Mürekkepli İzlerin Porlar Açısından İncelenmesi Bu araştırmanın amacı şüpheli şahıslardan, parmakizi mürekkebi ile alınan izlerde porların en açık olarak hangi kâğıtlar üzerinde görüleceğini saptamaktır.

51 Farklı kağıt türlerinde esas alınan özellikler gözenek yapısı, ağırlık ve yüzey pürüzlüğüdür. Her kağıt türündeki porların görülebilirliği ve karakteristik özelliklerinin belirginliği açılarından karşılaştırma ve değerlendirme yapılmıştır. Her kağıt türü için 5 er denekten baş ve işaret parmağı izleri alınmış ve parmakizi ve porların en iyi göründüğü kağıt türleri tespit edilmiştir. Çizelge 3.1. de mürekkepli izlerin hangi kağıt türlerinde nasıl sonuç verdiği görülmektedir. Çizelge 3.1. Farklı kâğıt türleri üzerinde mürekkepli izlerde bulunan porların incelenmesi KAĞIT TÜRLERİ 1.DENEK 2.DENEK 3.DENEK 4.DENEK 5.DENEK YORUM 80 gr 1. hamur kağıt 115 gr. mat kuşe kağıt 135 gr. mat kuşe kağıt 250 gr. Amerikan Bristol 200 gr. mat kuşe kağıt Açık değil Açık değil Kısmen açık Açık değil Açık değil AÇIK DEĞİL Kısmen Kısmen Kısmen Kısmen KISMEN Açık değil açık açık açık açık AÇIK Kısmen Kısmen Kısmen Kısmen Kısmen KISMEN açık açık açık açık açık AÇIK Kısmen açık Açık Açık Açık Açık AÇIK Açık Açık Açık Açık Açık AÇIK Kağıtların gözenekliliği arttıkça yani gözenekler büyüdükçe porlar daha zor tespit edilmiştir. Gözenekleri daha sık ve küçük olan kağıtlarda ise porlar daha açık görülmüştür. Pürüzlülük oranının artması da porların görünümünü olumsuz olarak etkilemiştir. Porlar en açık ve net olarak 200 gr mat kuşe kağıdında görülmüştür.

52 Parmağa aktarılan fazla miktarda mürekkebinde porların görünümünü olumsuz yönde etkilediği görülmüştür. Mürekkepli iz uygulanan ve aynı zamanda halen 10 parmak basım formu olarak kullanılan 80 gram 1. hamur kağıtta porların görülmediği ve kimlik tespitinin yapılamayacağı görülmüştür (Resim 3.6). Resim 3.6. 80 gram 1. hamur kağıt üzerinde porların görünüşü Mürekkepli iz uygulanan 115 gram mat kuşe kağıtta porların net olmadığı ve kimlik tespitinin yapılamayacağı görülmüştür (Resim 3.7). Resim 3.7. 115 gram mat kuşe kağıt üzerinde porların görünüşü

53 Mürekkepli iz uygulanan 135 gram mat kuşe kağıtta porların kısmen görülebildiği ve kimlik tespitinin yapılamayacağı tespit edilmiştir (Resim 3.8). Resim 3.8. 135 gram mat kuşe kağıt üzerinde porların görünüşü Mürekkepli iz uygulanan 250 gram amerikan bristol karton kağıtta porların çok net olduğu ve kimlik tespitinin yapılabileceği tespit edilmiştir (Resim 3.9). Resim 3.9. 250 gram amerikan bristol karton kağıt üzerinde porların görünüşü

54 Mürekkepli iz uygulanan 200 gram mat kuşe kağıtta porların çok net olduğu ve kimlik tespitinin yapılabileceği tespit edilmiştir (Resim 3.10). Resim 3.10. 200 gram mat kuşe kağıt üzerinde porların görünüşü 3.4. Görünmeyen (Latent) Parmakizlerinin Geliştirilmesinde Kullanılan Kimyasal ve Fiziksel Yöntemlerin Porlara Etkisi 3.4.1. 5-MTN Yönteminin Porlara Etkisi 5-MTN, kâğıt, karton ve verniklenmemiş tahta gibi gözenekli yüzeylerde bırakılan görünmeyen (latent) parmak izlerini görünür hale getirmek ve geliştirmek için uygulanan bir yöntemdir. Gözenekli yüzeylere bırakılan izleri oluşturan parmakizi sıvısı gözenekli dokunun içine nüfuz eder ve tutulur. 5-MTN, parmakizi sıvısı içindeki Aminoasitler ile reaksiyona girerek iz pembe-mor arası bir renkte görünür hale getirilir.

55 Her kağıt türü için 5 er denekten baş ve işaret parmağı izleri alınmış ve yapılan 5-MTN uygulaması neticesinde en iyi sonuç alınan kağıt türleri tespit edilmiştir. Çizelge 3.2.de 5-MTN nin hangi kağıt türünde nasıl sonuç verdiği görülmektedir. Çizelge 3.2. 5-MTN yöntemi ile farklı kâğıt türleri üzerinde geliştirilen izlerde bulunan porların incelenmesi KAĞIT TÜRLERİ 1.DENEK 2.DENEK 3.DENEK 4.DENEK 5.DENEK YORUM 80 gr 1. hamur kağıt Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık Açık değil Kısmen açık KISMEN AÇIK 115 gr. mat Kısmen Kısmen Kısmen Kısmen Kısmen KISMEN kuşe kağıt açık açık açık açık açık AÇIK 135 gr. mat Kısmen Kısmen Kısmen Kısmen Kısmen KISMEN kuşe kağıt açık açık açık açık açık AÇIK 250 gr. Amerikan Bristol Kısmen açık Açık Açık değil Kısmen açık Kısmen açık KISMEN AÇIK 200 gr. mat kuşe kağıt Açık Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık KISMEN AÇIK Genel olarak geliştirilen izlerde porlar kısmen görülmüş, 250 gr amerikan bristol karton kağıt ile 200 gr mat kuşe kağıdın kimlik tespitinde kullanılabileceği anlaşılmıştır.

56 5-MTN uygulanan 80 gram 1. hamur kağıtta porların net görünmediği ve kimlik tespitinin yapılabilmesinin mümkün olmadığı görülmüştür (Resim 3.11). Resim 3.11. 80 gram 1. hamur kağıt üzerinde porların görünüşü 5-MTN uygulanan 115 gram mat kuşe kağıtta porların kısmen görünebilmesine rağmen kimlik tespitinin yapılabilmesinin mümkün olmadığı görülmüştür (Resim 3.12). Resim 3.12. 115 gram mat kuşe kağıt üzerinde porların görünüşü

57 5-MTN uygulanan 135 gram mat kuşe kağıtta porların net görünmediği ve kimlik tespitinin yapılabilmesinin mümkün olmadığı tespit edilmiştir (Resim 3.13). Resim 3.13. 135 gram mat kuşe kağıt üzerinde porların görünüşü 5-MTN uygulanan 250 gram amerikan bristol karton kağıtta porların kısmen açık göründüğü ve kimlik tespitinin yapılabilmesinin mümkün olduğu tespit edilmiştir (Resim 3.14). Resim 3.14. 250 gram amerikan bristol karton üzerinde porların görünüşü

58 5-MTN uygulanan 200 gram mat kuşe kâğıtta porların kısmen açık göründüğü ve kimlik tespitinin yapılabilmesinin mümkün olduğu tespit edilmiştir (Resim 3.15). Resim 3.15. 200 gram mat kuşe kâğıt üzerinde porların görünüşü 3.4.2. Superglu (siyanoakrilat) nun Porlara Etkisi Superglu yöntemi cam, metal, plastik gibi gözeneksiz yüzeylerde bulunan latent izlerin geliştirilmesinde kullanılmaktadır. Superglu nun ana maddesi siyanoakrilat dır. Parmakizi sıvısı içinde bulunan amino asitlerle reaksiyona girerek izlerin beyaz olarak ortaya çıkmasına neden olur.

59 Çizelge 3.3.de superglu yönteminin hangi tür delil türünde nasıl sonuç verdiği görülmektedir. Çizelge 3.3. Farklı gözeneksiz yüzeyler üzerinde superglu ile geliştirilen izlerde bulunan porların incelenmesi FARKLI DELİL TÜRLERİ Pencere camı Alüminyum folyo 1.DENEK 2.DENEK 3.DENEK 4.DENEK 5.DENEK YORUM Açık Açık Açık Açık Açık AÇIK Açık Açık Açık Açık Açık AÇIK Plastik kap Açık Kısmen açık Açık Açık Açık AÇIK Superglu ile geliştirilen izlerde por delikleri açıkça gözlenebilmekte ve porların fiziksel özelliklerini saptama imkânını vermektedir. Porların şekil yapıları, boyutları ve konumları çok net olarak görülmüştür. Superglu uygulanmış bir cam numunesi üzerinde tozlama sonrası porların çok net olduğu ve kimlik tespitinin yapılabileceği görülmüştür (Resim 3.16). Resim 3.16. Superglu nun cam üzerine uygulanması ve tozlama sonrası porların görünüşü

60 Superglu uygulanmış bir cam numunesi kontrast oluşturabilmek için Safranin O ile floresan boyama yapılarak sarı renk elde edilmiş olup porların çok net olduğu ve kimlik tespitinin yapılabileceği görülmüştür (Resim 3.17). Resim 3.17. Safranin O ile floresan boyama sonucu porların görünüşü Superglu uygulanmış bir alüminyum folyo numunesi kontrast oluşturabilmek için rodamin 6G ile floresan boyama yapılarak yeşil renk elde edilmiş olup porların çok net olduğu ve kimlik tespitinin yapılabileceği görülmüştür (Resim 3.18). Resim 3.18. Rodamin 6G ile floresan boyama sonucu porların görünüşü

61 Superglu uygulanmış bir plastik kap numunesine kontrast oluşturabilmek için nile red ile floresan boyama yapılarak kırmızı renk elde edilmiş olup porların çok net olduğu ve kimlik tespitinin yapılabileceği görülmüştür (Resim 3.19). Resim 3.19. Nile red ile floresan boyama sonucu porların görünüşü 3.4.3. Yapışkan Bantlar ve Stiki-sayd Yönteminin Porlara Etkisi Yapışkan bantlar, bomba yapımında, uyuşturucu maddelerin paketlenmesinde, adam kaçırma gibi olaylarda karşımıza sıkça çıkan bir delil türüdür. Yapışkan bantların hem dış hem iç yüzeyinde parmak izleri bulunabilir. Bandın dış kısımlarında bulunan izler kolayca bozulabilme olasılığı vardır, ancak yapışkan kısımdaki izler iç tarafta olduklarından bozulmadan kalabilirler. Bu bakımdan yapışkan kısımdaki izlerin görünür hale getirilmesi çok önemlidir. Stiki-sayd yönteminde kullanılan toz partiküllerinin Foto Flo çözeltisi ile oluşturduğu süspansiyon, parmakizindeki yağ bileşenlerine fiziksel olarak tutunarak latent parmakizinin görünür hale getirilmesini sağlamaktadır.

62 Yapılan çalışmalar neticesinde Stiki-sayd yöntemiyle yapışkan bantlardan geliştirilen izlerde porların çok net ve açık olarak ortaya çıktığı görülmüştür. Stiki-sayd yöntemini uygulanması sonucu porlar çok net olarak ortaya çıkmış ve kimlik tespitinin yapılabileceği görülmüştür (Resim 3.20). (a) (b) Resim 3.20 (a,b). Yapışkan bantlar üzerinde porların görünüşü

63 3.5. Parmakizi Geliştirmede Tozlama Yönteminin Porlara Etkisi Tozlama yöntemi gözenekli ve gözeneksiz yüzeylere yumuşak bir fiber fırça ile uygulanmıştır. Fırçaya aşırı toz alınması yüzeyin tozla kaplanmasına yol açarak papil hatları arasının ve porların dolmasına neden olacağından fırçaya yumuşak bir spin hareketi uygulanmıştır. Delilin özelliğine göre farklı toz çeşitleri (siyah toz, beyaz toz, renkli toz, floresan toz, manyetik toz) seçilmiştir. Alüminyum folyo, cam, plastik kap ve 200 gram mat kuşe kağıt için 5 er denekten baş ve işaret parmak izleri alınmış ve yapılan tozlama neticesinde en iyi sonuç alınan numuneler tespit edilmiştir. Çizelge 3.4.de Tozlama yönteminin farklı delil türlerinde nasıl sonuç verdiği görülmektedir. Çizelge 3.4. Tozlama yöntemi ile farklı delil türleri üzerinde geliştirilen izlerde bulunan porların incelenmesi FARKLI DELİL TÜRLERİ 200 gr. mat kuşe kağıt Alüminyum folyo Pencere camı Plastik kap 1. DENEK 2. DENEK 3. DENEK 4. DENEK 5. DENEK YORUM Açık Açık Kısmen açık Açık Açık AÇIK Kısmen açık Açık Açık Açık Açık AÇIK Açık Açık Açık Açık Açık AÇIK Kısmen Kısmen Kısmen KISMEN Açık Açık açık açık açık AÇIK

64 Tozlama yapılan 200 gram mat kuşe kâğıt üzerinde porların çok net olduğu ve kimlik tespitinin yapılabileceği görülmüştür (Resim 3.21). Resim 3.21. 200 gram mat kuşe kâğıt üzerinde tozlama sonucu porların görünüşü Tozlama yapılan alüminyum folyo üzerinde porların çok net olduğu ve kimlik tespitinin yapılabileceği görülmüştür (Resim 3.22). Resim 3.22. Alüminyum folyo üzerinde tozlama sonucu porların görünüşü

65 Tozlama yapılan cam üzerinde porların çok net olduğu ve kimlik tespitinin yapılabileceği görülmüştür (Resim 3.23). Resim 3.23. Cam üzerinde tozlama sonucu porların görünüşü Tozlama yapılan plastik kap üzerinde porların kısmen açık olduğu ve kimlik tespitinin yapılabileceği görülmüştür (Resim 3.24). Resim 3.24. Plastik üzerinde tozlama sonucu porların görünüşü

66 3.6. Superglu buharının zamana göre porlar üzerine etkisi İzler superglu buharına maruz bırakıldıktan sonra dikkatlice gözlenmiş, yeterli bir gelişme sağlandığı zaman delil kabinden çıkartılmıştır (Resim 3.25). Resim 3.25. Doğru uygulama sonucu Por deliklerinin görünüşü İzler superglu buharına fazla maruz bırakıldığında deliklerin boyutlarının zamanla küçülmeye ve kaybolmaya başladığı, maruz kalma devam ettiğinde zamanla papil hatlarının kalınlaştığı, daha sonra ki aşama da ise papiller arasındaki boşlukların dahi dolmaya başladığı görülmüştür (Resim 3.26).

(a) Por deliklerinin küçülmesi (b)papil hatlarının kalınlaşması (c)papil hatları arası boşlukların dolması Resim 3.26 (a,b,c). Superglu buharına gereğinden fazla maruz kalan parmakizinde por deliklerinin görünüşü 67

68 3.7. Parmakizi alınırken yapılan baskının (basıncın) por deliklerinin görünümüne etkisi Optik parmakizi tarayıcısı ile yapılan bu çalışmada amacımız yapılan baskının (basıncın) porlar üzerindeki etkisini gözlemlemektir. Resim 3.27. Optik parmakizi tarayıcısına normalin altında bir baskı uygulandığında porların görünüşü Resim 3.28. Optik parmakizi tarayıcısına normal bir baskı uygulandığında porların görünüşü

69 Normalin üzerinde bir baskı ile optik parmakizi tarayıcısı üzerinde alınan iz resim 3.29 da verilmiştir. Resim 3.29. Optik parmakizi tarayıcısına normalin üzerinde bir baskı uygulandığında porların görünüşü Optik parmakizi tarayıcısı ile izler alınırken parmağın optik göz üzerine yaptığı baskının porların görünümü ve konumunu etkilediği görülmüştür. Uygulanan baskı normalin altında olduğu durumlarda porlar net olarak görülememiş, göründüğü durumda ise papil hattı kenarında veya kenara daha yakın görülmüştür. Uygulanan baskı miktarı normalin üzerinde fazla olduğu durumlarda ise porlar yine net olarak görülememiş veya porların boyut ve şekillerinde normale göre birtakım değişiklikler görülmüştür.