2011-2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BÜLTEN 5
OTİZM NEDİR? Kendi dünyalarında yalıtılmış (izole) otizmli bireyler, farklı ve uzak görünürler ve başkaları ile duygusal bağlar oluşturmazlar. Bu şaşırtıcı beyin bozukluğu olan bireyler çeşitli belirtiler ve engeller göstermesine karşın, çoğu diğer insanların düşüncelerini, duygularını ve gereksinimlerini anlama yetisine sahip değildir. Sıklıkla, dil ve zeka tamamen gelişmemiştir, iletişim ve sosyal ilişkilerde güçlük yaşamalarına neden olur. Otizmli çoğu birey sallanma veya başını vurma gibi tekrarlayıcı aktivitelerle uğraşır veya her gün ki alışmış oldukları rutinleri alışık tarzda tekrar ederler. Bazıları ses, dokunma, görüntü ve kokuya acı verecek derecede duyarlıdır. OTİZME NASIL TANI KONULUR? Otizmin kesin tanısı için kullanılan belirli bir yöntem yoktur. Gözleme dayanarak ve aileden alınan bilgilere göre tanı konur. Otistik çocuklar aşağıdaki belirtileri gösterebilirler. Belirtilerin tamamının bir çocukta görülmesi şart değildir. Otistik çocuklar bu davranışları hafiften ağıra değişen ölçülerde sergileyebilirler. Belirtilerin bazıları zaman içinde kaybolup, bazıları da yine zaman içinde ortaya çıkabilirler. -İlgisizdir.
-Gereksinimlerini bir yetişkinin elini kullanarak ifade eder. -Ekolalisi vardır. (kendisine söylenenleri papağan gibi yineler) -Uygunsuz gülme ve kıkırdamaları vardır. -Göz teması yoktur veya kısıtlıdır. -Oyunlara bir yetişkinin yardımı ve ısrarı ile katılır. -Hayal gücüne dayanan, yaratıcı oyunlar oynamaz. -Tek bir konu hakkında durmadan konuşur. -Nesneleri çevirir veya döndürür. -Bazıları sosyal beceri gerektirmeyen faaliyetlerde çok başarılıdır. (müzik, boz-yap oyunları gibi) - Başka çocuklarla oynamaz. ERGENLER VE OTİZİM Bütün çocuklar için ergenlik ve kafa karışıklığı dönemidir. Otizmli çocuklarda bu dönemde sorunlar yaşamaktadır. Bütün çocuklardaki gibi, gelişmekte olan cinsellikle uğraşılarında yardımcı olmak gerekir. Bazı davranışlar ergenlik yıllarında iyileşirken, bazı davranışlar kötüleşir. Artmış otistik veya agresif davranış bazı ergenlerde yeni olan kafa karışıklığı ve gerginlik bir tür ifade tarzı olabilir. Ergenlik bireyin sosyal olarak daha duyarlı ve farkında olduğu bir zamandır. Ergenlerin çoğu bu yaşlarda; akne, popülarite, notlar konusunda endişelidir. Otizmli gencin kendini arkadaşlarından farklı olarak hissetmesi ona acı verici olabilir. Arkadaşlarına oranla olan eksikliklerini hissedebilirler. Okul
arkadaşlarından farklı olarak flört etmez ve geleceği planlamazlar. Bazıları yeni davranışlar öğrenmeleri için zorlandıklarında üzüntülü olurlar. OTİZMLİLER GELİŞEBİLİR Mİ? Otizmli birçok çocuk gelişimsel sıçramalarını 5-13 yaşları arasında yaptığı gözlenmektedir. Bazıları 5 yaş ve 5 yaş üzerinde olsalar bile kendiliğinden konuşmaya başlayabilirler. Bazıları sosyal olabilir veya öğrenmeye daha hazırdırlar. Zaman içinde yardımla çocuklar oyuncakla uygun biçimde oynamayı öğrenebilir, sosyal olarak işlev görebilir ve alışılmıştaki (rutin) küçük değişiklikleri tolere edebilirler. Tedavi süreci içinde bazı çocukların çoğu engelleri aşılıp normal eğitim programı içine alınabilirler. Normal veya normale yakın zekaları olan ve dil işlevleri olan otistikler en iyi gidiş gösterenlerdir. OTİZMİN NEDENLERİ Otizm genetik yatkınlık temelinde ortaya çıkar. Pek çok çevresel, fiziksel ve kimyasal etken de rol oynar. Bu etkenler otizmle ilgili genlerin ne düzeyde ve nasıl ifade edileceğini belirlemektedir. Bu çevresel etkenler arasında, doğum öncesi alınan ilaçlar, annenin gebeyken geçirdiği enfeksiyonlar, doğum sırasında ortaya çıkan olumsuz hadiselerdir. Çevresel pek çok etken araştırılmakla birlikte otizmin nedeni olarak ne diyet ne de aşılar için hiçbir
sağlam dayanak yoktur. Otistik çocukların bağışıklık sistemlerinin zayıf olduğu, alerjik bünyeli oldukları ve hastalıklara sık yakalandıkları söylenmektedir. Bugün için uzmanlar, otizmin temelde birden fazla gene bağlı bir hastalık olduğunu düşünmektedirler. Erkek çocuklarda, kızlardakinden 3-4 kat daha sık görülür. Bunun tam nedeni bilinmemekle birlikte yine genetik ve hormonal etkiler söz konusudur. OTİZMİN TEDAVİSİ Otizmin nedeni tam olarak bilinmediği için, hastalığı şifa ile sonuçlandırabilecek, yani yaşıtları ile aynı düzeye gelmesini sağlayacak çok keskin ve geçerli tedavi yöntemleri yoktur. Ancak otistiklere özgü nörolojik, bilişsel (zihinsel) ve davranışla ilgili pek çok problem görülebilir ve bu sorunlar da hem çocuğun, hem de ailesinin yaşam kalitesini bozar. Nörolojik açıdan birtakım denge sorunları, zihinsel yetersizlik, konuşmanın gecikmesi veya uygunsuz olması gibi problemler gözlenebilir. Bilişsel açıdan; dışa kapalı olmaları nedeni ile öğrenmeye de kapalıdırlar, kendi gereksinimlerini dahi dile getiremeyecek derecede çevreye ilgisizdirler. Aileyi en fazla yoran ise davranış sorunlarıdır. Otistik çocuklarda aşırı hareketlilik, el çırpma, kendi etrafında dönme vb gibi anlamsız ve tekrarlayıcı davranışlar, uykusuzluk, anlaşılması güç öfkeler, yersiz çığlıklar vs ortaya çıkabilir. Otizmin temel özellikleri her çocukta aynı ise de; bu özellikler dışında, her çocukta çok farklı problemlerle karşılaşılır.
Sonuçta, otizmin tedavisinden söz edildiğinde; çocuğun çevresi ile iletişimini, kendi temel gereksinimlerini karşılayabilecek derecede güçlendirmek, belli başlı davranış problemlerini çözmek, çocuğun uyku, beslenme düzenini normalleştirmek gibi unsurlar anlaşılmalıdır. TÜRKİYE DE OTİZM Türkiye deki otizmli bireylerin ekonomik, sosyal ve kültürel hayata tam katılımlarının sağlanması amacıyla bu alanda çalışan 16 sivil toplum örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu bir sivil toplum hareketi olan OTİZM PLATFORMU, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye de de sayıları her geçen gün artan otizm teşhisli çocuklara dikkat çekiyor. Ülkemizde yaklaşık 450.000 otizmli birey olduğu tahmin edilmektedir. 0 14 yaş grubunda 125.000 civarında otizmli çocuk vardır. Bunlardan sadece 1000 tanesi özel alt sınıflarda, 1000 tanesi kaynaştırma eğitiminde yer almakta, diğerleri ise evlerinde beklemektedirler. Bu veriler ışığında mevcut müfredat programları yenilenmeli, eksik olan bilimsel dayanaklı 0 3 yaş ve 15 yaş üstü müfredat programları geliştirilmelidir. Referanslar Hang D.(1992), 4. Avrupa Otizm Kongresi. Badur, Ş. ve Soysal, Ş. (1997). Otizmin Erken Tanısı ve Önemi Otizm Tedavi ve Eğitim Derneği www.otizmoted.com.tr. www.tohumotizm.org.tr Çevikaslan A.(2010). Otizm ve tedavisi. www.idealsosyalhizmet.com Oltmanns, T. F., Neale, J. M. ve Davison, G. C. (2003). Anormal Davranışlar Psikolojisinde Vaka Çalışmaları, Türk Psikoloji Yazıları, 375-377.