Anne Baba Rehberi Anne Baba Rehberi FMV Özel Erenköy Işık Anaokulu Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi Bülten No:7 Mart 2013 Hazırlayanlar Gaye ELMAS BAŞAR Diğdem KAPLAN Editör Emir BORU Cinsel eğitim doğumdan başlayan ergenlik dönemini de içine alan uzun bir süreçtir. OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÇOCUKLARDA CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM Çocuk gelişimi, birbirleriyle paralel gelişen bedensel, ruhsal, sosyal, zihinsel ve cinsel gelişim boyutlarıyla bir bütündür. Bu gelişim alanları içinde, cinsel eğitim dışındaki diğer boyutlar ve yapılması gerekenler belli iken cinsel eğitim göz ardı edilip yok sayılabilen ve yeterince ele alınmamış bir alandır. Genel anlamda cinsel eğitim; çocukların bedensel, duygusal, sosyal, zihinsel ve cinsel gelişimlerini takip etmek, kız ve erkek rollerini kabul etmesine, kendi cinsinin özellikleri ve karşı cinsin özellikleri ile bir bütün içinde yaşamasına yardımcı olmak amacıyla verilen bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır. Cinsel eğitim doğumdan başlayan ergenlik dönemini de içine alan uzunca bir süreçtir. Çocuklukta başlayan cinsellik kavramı, ergenlik dönemi ile birlikte son şeklini alır. Ergenlik döneminden sonra çocuğun cinsel özellikleri kolay kolay değişmez. Bu nedenle çocukluktan itibaren sağlam temelleri oluşturmak çok önemlidir. Cinsel eğitimin doğal bir süreç olduğu, cinsel eğitim vermenin önemi ve gerekliliği önce biz yetişkinler tarafından kabul edilmelidir. Ailenin cinsel eğitim konusunda gösterdiği duyarlılık çocukların cinsel gelişiminde olumlu etkiler yapmaktadır. Sayfa 1
Anne babalar, bu konuda ilk sorularla çocukları okul öncesi dönemdeyken karşılaşırlar. Çocukta 2. yaşta cinsiyet farkıyla ilgili, 3-4. yaşta da doğumla ilgili olan sorular başlar. Genellikle ilk sorular kendi bedeni, kız erkek farklılığı, annenin bedeni-hamilelik ya da bir kardeşin dünyaya gelişi ile ilgilidir. Cinsiyetle ilgili bilgilendirme için belirlenmiş bir yaş ya da bir dönem yoktur, çocuğa cinsel bilgiler vermenin ideal zamanı onun bu konularda soru sormaya başladığı dönemlerdir. Çocuğa vereceğimiz cevapların içeriği yaşa bağlı olarak değişmelidir. Verilen bilginin çocuğun gelişim ve olgunluk düzeyine uygun olmasi ve gerçek dışı ifadelerle (örneğin bebekler leylekler tarafından getirildi gibi) çocuğun yanlış bilgilendirilmemesine dikkat edilmelidir. Verilen cevabın doğru olmadığını anlayan çocuk, bir müddet sonra merakını gidermenin ve sorularına cevap bulmanın başka yollarını arayacak ve ailesine bu konuda yeni sorular sormayacaktır. Çocuğun hazır oluşundan önce uyarılması, çocuğun olgunluk düzeyine uygun olmayan bilgi-ayrıntılar içermesi ve bu eğitimin zamanında yapılmamış olması da sıkıntı yaratır. Ana babalar Bu benim çocuğumu ilgilendirmiyor, Çocuğum bunlarla hiç ilgilenmemiştir, Eminim ki bunları hiç düşünmüyor diyebilirler ancak çocukların ilgilenmeyişleri sadece görünüştedir, gerçekte meraklarını içine atar ve saklar. Aileye yeni bir bebeğin gelmesi, çocuğun yakın çevresinde bir hamilenin bulunması, bir gazete haberi veya bir resim, cinsel gelişim konusunu ortaya atmak için uygun fırsat olarak değerlendirilmelidir. CİNSEL EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR Çocuğun doğduğu andan itibaren en değerli oyuncağı kendi bedenidir. Bir yaş dolaylarında çocuk bedeninin farklı kısımlarını keşfeder, kendini aynada seyreder, farklı organlarıyla oynar. İki-üç yaş dolaylarında da, çocuk giyindirilip soyundurulurken annesinin elinden kurtulur, giyinmeyi reddeder, ortalıkta çıplak dolaşır, göbeğini eller, cinsel organı ile oynar. Kendi bedenini keşfettiği bu sırada, annenin göğsüne dokunmaktan hoşlandığı, karşı cinsten bir çocukla karşılaştığında onun cinsel organını hayretle izlediği görülür. İşte bu yaşlarda çocuk kendi cinsiyetine ve karşı cinse ilgi duymaya başlar. Yine bu yaş düzeyinde gerçekleşen tuvalet eğitimi de ilgiyi cinsel organlara yöneltir. Üç-dört yaşlarında oynadığı evcilik, anne babacılık ve doktorculuk oyunlarıyla da kız erkek farklılığını iyice kavrar, anne veya babası ile özdeşim kurarak cinsiyet-cinsellikle ilgili sorular sormaya başlar. Her ebeveynin aklına Çocuklarımızı cinsel hayat konusunda aydınlatmamız gerekli mi? sorusu takılmaktadır. Eğer çocuk, doğum, cinsiyet farkı, anne ve babanın rolü gibi konuları aileden öğrenemezse cevabı başka kaynaklardan aramaya başlayacaktır. ÇOCUK CİNSELLİKTE NEYİ MERAK EDER? Çocuğun cinsel konulardaki merakı, dünyayı tanıma ihtiyacından doğmaktadır. Çocuğun cinsel içerikli sorularının temelinde cinsel duygular değil onun üremeye yani bebeklerin nasıl dünyaya geldiklerine dair merakı yatar. Sayfa 2
Ansızın, beklenmedik anda cinsel içerikli sorularla karşılaşan anne ve baba ne yapacağını bilmemenin verdiği telaşla ayıptır, daha sen çok küçüksün gibi kaçamak cevaplar vererek konuşmayı ileri tarihe ötelemek veya soruyu duymazlıktan gelerek cevapsız bırakmayı tercih edebilir. Bu tutum çocuğun var olan merakını bir kat daha arttırır. Çocuğun sorularına yol açan sadece bilgi edinme isteğidir. Bu merakı gidermek için çocuk anne babanın yatak odasına ani baskınlar düzenleyebilir, onları banyo yaparken gizlice izlemeye çalışabilir ya da arkadaşlarının bedenlerini incelemek isteyebilir. Çocuklarının öğrendikleri bilgileri uygulamaya koyacakları endişesi anne ve babaları sıkıntıya sokan diğer bir düşüncedir. Çocuk erişkinler gibi cinsel istek ve ilgi duymadığından bu korku yersizdir. Ayrıca biyolojik olarak da hormonlar tarafından uyarılmamaktadır. Küçük çocuğun cinsel organıyla oynaması, kendi kendini uyarması, bundan zevk alması, engellendiğinde tepki göstermesi, çevrenin uyarılarına rağmen bu davranışı tekrarlaması son derece doğaldır. Mastürbasyon yapan çocuk azarlanmamalı, korkutulmamalı, tehdit edilmemeli, bu davranışından ötürü cezalandırılmamalıdır. Anne veya baba bu konudaki endişesini veya kızgınlığını çocuğa fark ettirmemeli, telaşını çocuğa yansıtmamalı, kötü veya ayıp bir şey yaptığı duygusunu çocukta uyandırmamalı, bunu yapmaması için çocuğu uyarmamalıdır. Çocuk küçük ise, aile bunu görmemezlikten gelmeli, çocuğun dikkatini başka tarafa yönlendirmeli, zihnini ve ellerini cazip etkinliklerle meşgul etmelidir. Çocuğun önünde çıplak dolaşmak, çocukla beraber banyo yapmak bazı ailelerin yararlı, bazılarının hatalı buldukları davranışlardır. Çocuğun önünde çıplak gezmeyi öneren veya yasaklayan bir kuram yoktur. Bu davranışlardan birinin tercihi, ailenin prensiplerine, ailenin almış olduğu eğitime, ailenin anlayışına bağlıdır. Ailenin tercihi ne olursa olsun, çocuğun çıplaklık ile ilgili bazı davranışları hoşgörü ile karşılanmalıdır. Odasında giyinen annesini veya banyoda soyunan babasını, kapı aralığından merakla gözetleyen çocuk azarlanmamalı, çocuğun merakı ayıplanmamalıdır. Çocuğun anne babası ile beraber yatması, geceyi ana baba yatağında geçirmesi, sürekli anne baba ile aynı odada ve aynı yatakta yatması eğitimcilerin onaylamadıkları durumlardır. İdeal olan çocuğun kendi odasında, kendi yatağında yatması ve uyumasıdır. Bazı çocuklar kendilerine ait bir odaları ve bir yatakları olduğu halde, yalnız yatmaktan hoşlanmadıklarından, karanlık veya yalnızlıktan korktuklarından, anne veya babalarına bağımlı olduklarından veya herhangi başka bir nedenden, akşam olunca anne baba yatağında uykuya dalarlar ya da gece yarısı anne baba yatağına gelir, sabaha kadar orada uyumaya devam ederler. Bu çocuklara uyku alışkanlığını kazandırmak için yapılacak en doğru davranış, çocuğu yatağında uyumaya alıştırmak, anne baba yatağına geldiğinde uygun açıklamaları yaparak kendi yatağına götürmek, odasında ve yatağında huzur içinde uyumasını sağlamaktır. Çocuk ancak sabahları veya zaman zaman tatil akşamları, babası ile oynamak, annesinin masalını dinlemek veya ona okunacak kitabı izlemek için, anne baba yatağına misafir edilebilir, çocuk uyuduğunda yatağına geri götürülmek ve sabah kendi yatağında uyanmak şartıyla kısa bir süre için anne baba yatağına alınabilir. Sayfa 3
KAYNAKCA ÇOCUĞU BİLGİLENDİRMEDE ANNE BABALARA ÖNERİLER Ne zaman bilgi vermeliyiz? Çocuktan talep geldiği veya ana babanın gereksinim duyulduğunu hissettiği zaman, bilgi vermek için en uygun zamandır. Nasıl bilgi vermeliyiz? Çocuğun gelişim dönemine uygun bilgilendirme yapılmalıdır. Çocukların cinsel gelişimine, cinselliği keşfetmesine ve cinselliğe ilişkin ilgisine, merakına karşı bilgilendirici, aydınlatıcı, hoşgörülü, tutarlı bir tutum ve anlayış gösterilmelidir. Çocukların cinsellikle ilgili sorularını yok saymamalı, susarak karşılamamalı, baskılayıcı, yasaklayıcı, cezalandırıcı bir tutum sergilememeli, ayıp ve utanılacak bir konu olarak görülmemelidir. Cinsellikle ilgili sorulara kısa, gerçek ve net cevaplar verilmelidir. Yetişkinin beden dilinin, konuşulanların içeriğinden ve kullanılan dilden daha önemli olduğu unutulmamalıdır. Sözel bilgi verilirken önceden hazırlanılmış düşüncesi yaratılmamalı, anne baba ne anlatacağı hakkında önceden konuşarak ortak tutum birliği yapmalıdır. Gebelik ve doğumla ilgili bilgilendirmede acılar ve sıkıntılar değil anne olmanın güzelliği anlatılmalıdır. Cinsel gelişimle ilgili bilgiyi kim vermelidir? Çocuk hangi ebeveyne soru yöneltiyorsa cevabı o ebeveyn vermelidir. Geleneksel toplumlarda kız çocuğuna annenin, erkek çocuğuna ise babanın bilgi vermesi daha sık görülmektedir. Her yaşta insanın rahatlıkla erişebileceği yaygın iletişim araçlarının çok fazla kullanıldığı günümüzde, çocuklarımızı dış etkilerden ayrı tutmamız pek mümkün değildir. Televizyon, radyo, gazete ve dergi gibi görsel ve yazınsal medyayla ve internetle iç içe olan çocuklar, yaşlarına uygun olmayan programlara ve televizyon dizilerine maruz kalmakta, bu durum da onların cinsel meraklarını erken yaşlara çekmekte dahası bu merakı arttırmaktadır. Bu nedenle çocuklarımızı bu konuda takip ederek onlara fark ettirmeden kontrol etmek önemlidir. Bunun yanı sıra çocuklara yaşlarına uygun sağlık kitapları ve çeşitli hikaye kitapları okuyarak biyolojik cinsiyet farklılıklarını anlamalarına yardımcı olabiliriz.. Yavuzer, H. Çocuk Psikolojisi. Remzi Kitabevi: İstanbul, 2002 Yavuzer, H. Çocuğu Tanımak ve Anlamak. Remzi Kitabevi: İstanbul, 2004 http://www.ekipnormarazon.com/makaleler/10-egitim/45-okul-oncesi-cocuk-ve-cinsel-egitim Özbey, Ç. Çocuk Gelişiminde Yaşanan Sorunlar. İnkılap Kitabevi:İstanbul,2006 Sayfa 4
Konu : Okul Öncesi Dönemde Cinsel Eğitim Tarih : 18 Mart 2013 Yer : Oditoryum Saat : 15.00 15.45 VELİ KATILIM ETKİNLİĞİ ÇEMBERİN SESİ Sayfa 5