Prof Dr Bilun Gemicioğlu İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD

Benzer belgeler
BRONŞ DUYARLILIK TESTLERİ. Prof. Dr. Tunçalp Demir

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ. Doç Dr Tunçalp Demir

SPİROMETRE VE AKIM-VOLÜM HALKASI

Temel Solunum Fonksiyon Testi Uygulamaları. Dr. Şermin BÖREKÇİ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Pulmoner Hipertansiyon Ayırıcı Tanısında Solunum Fonksiyon Testleri Spirometri

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR

ASTIMDA SOLUNUM TESTLERİ. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

Tıkandım, Nefes Alamıyorum. Tunçalp Demir

Temel Solunum Fonksiyon Testleri Değerlendirme. Prof.Dr.Gaye Ulubay Başkent Üniversitesi Göğüs Hast. AD 2016 Antalya

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Solunum Fonksiyon Testleri. Prof Dr Mustafa Erelel İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ. Sema Umut

TTD Kış Okulu 2015 Havayolu Hastalıkları Modülü. Dr.İ.Kıvılcım Oğuzülgen

SOLUNUM YOLLARI REFLEKS YANITLARI Bronkodilator yanıt (reversibilite) Bronkokonstrüktör yanıt (Bronkoprovokasyon testi prensipleri)

Kronik inflamasyonun neden olduğu bronş hiperreaktivitesidir.

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ. Prof.Dr.Nurhayat YILDIRIM

SOLUNUM FONKSİYON TESTİ PARAMETRELERİNİN TANIMLANMASI. Dr. Candan Öğüş Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Türk Toraks Derneği. Erişkin Astımı Tanı ve Tedavi Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society

Spirometreye Giriş ve Standardizasyon Prof Dr Tunçalp DEMİR

Testlerinin Değerlendirilmesierlendirilmesi. A.Ü. Tıp Fakültesi ACİL TIP A.B.D. Dr. Murat BERBEROĞLU

Hava Yolu Obstrüksiyonunu Gösteren Ölçütler

Tablo II. Metakolin provokasyon testi öncesi tüketilmemesi gereken ilaç ve gıdalar İlaçlar Kısa etkili bronkodilatörler (salbutamol, terbutalin) Orta

ASTIM TANI ve TEDAVİSİ

Bronş Provokasyon Testleri

TÜM DÜNYADA KİŞİNİN ASTIM HASTASI OLDUĞU TAHMİN EDİLMEKTEDİR

TÜTÜN VE ASTIM. Kısa Ders 2 Modül: Tütünün Solunum Sistemine Etkileri

Sema Umut. Üniversitesi Cerrahpaşa a Tıp T. İstanbul. kları Anabilim Dalı

Dr. Nalan Ogan. Ufuk Ü.T.F. Göğüs Hastalıkları A.D.

Temel SFT Yorumlama. Prof. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı

Doç Dr Ömür AYDIN. Ankara ÜTF Göğüs Hastalıkları ABD İmmunoloji-Allerji BD

ASTIMDA YENİ BİYOLOJİK AJANLAR. Doç. Dr. İnsu Yılmaz Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD İmmünoloji ve Allerji Hastalıkları BD

ÇOCUKLARDA SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ. Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ DEĞERLENDİRMESİ. Dr. Levent Cem MUTLU Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD

Tanıdan tedaviye KOAH. Esra Uzaslan

ASTIMLI HASTALARDA VE SAĞLIKLI KİŞİLERDE DİSPNE DÜZEYİNİN

Astım-KOAH Overlap Sendromu. Yrd. Doç. Dr. Serhat Karaman Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Astımlı Hastalarda ve Sağlıklı Kişilerde Dispne Düzeyinin Karşılaştırılması

TEMEL SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ DEĞERLENDİRME. Prof.Dr.Gaye Ulubay Başkent Üniversitesi Göğüs Hast. AD TTD Kış Okulu, Şubat 2018

ÇOCUKLUK ÇAĞI ASTIMINDA TEDAVİ. Dr. Arif KUT

Gebelikte Astım Yönetimi. Dr. Dilşad Mungan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD İmmünoloji ve Allerji BD

BÖLÜM 2 TANI VE SINIFLAMA

Erken Reverzibilite Testinin Tanısal De eri

KOAH da dinamik hiperinflasyonun egzersiz dispnesi, egzersiz kapasitesi ve yaşam kalitesine etkisi

OLGU I. 28 Y, erkek, özel bir şirkette yönetici Zaman zaman nefes darlığı, özellikle koşu sırasında öksürük Oskültasyon : Normal

Restriktif Akciğer Hastalıklarında Spirometrik Veriler ve Hasta Örnekleri

AKCİĞER VOLÜMLERİ Sema Umut. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD

ASTIMDA ATAK TEDAVİSİ

Çocuklarda Olgularla Ağır Astım Yönetimi: Konvansiyonel Tedaviler

Astımda akciğer difüzyon kapasitesinin hava yolu obstrüksiyonu ile ilişkisi

Spirometrik Hava Yolu Ak m Ölçüm Kriterleri

Meslek Astımı nın Tanısı. Arif Çımrın

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Koruma, Tanı ve Tedavi Raporu 2014

FONKSİYONEL PARAMETRELERİN TANIMLARI. Prof Dr Sevgi BARTU SARYAL AÜTF Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Kocaeli İlindeki Pratisyen Hekimlerin Astma Konusundaki Yaklaşımları

AĞIR ASTIMDA TEDAVİ YANITINI ÖNGÖRMEK MÜMKÜN MÜ? BİYO-BELİRTEÇLER

Stabil KOAH lı Hastalarda Salbutamol ve İpratropium Bromidin Arteryel Kan Gazları Üzerine Etkileri

Prof. Dr. İpek Türktaş. Gazi Üniversitesi, Pediatrik Allerji ve Astım BD

Akut Astım Atağı. Nasıl Tedavi Edelim? Prof Dr Nermin GÜLER. Istanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Allerji Bilim Dalı

KOAH lı Hastalarda Reverzibilite Tayininde Farklı Solunum Fonksiyon Test Parametrelerinin Kullanımı

Solunum Fonksiyon Testleri

Akciğer Difüzyon Kapasitesinde Standartlar

Kronik obstrüktif akciğer hastalığında yaşam kalitesinin belirlenmesinde SF-36 sağlık taramasının değeri

KOAH DA KLİNİK ÖZELLİKLER VE TANI

Astım KOAH a Dönüşür Mü?

Solunum Sistemi Mikrobiyotası. Dr. Haluk Türktaş Gazi Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Ankara

TTD Kış Okulu 2016 Havayolu Hastalıkları Modülü. Dr.İ.Kıvılcım Oğuzülgen

KOAH lı Hastalarda Formoterolün Tek Başına ve İpratropium Bromürle Birlikte Kullanımlarının Fonksiyonel Kapasite Üzerine Etkilerinin Karşılaştırılması

TİYOTROPİYUMUN OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIKLARI ÜZERİNE ETKİLERİ

Birinci basamakta erişkin astım yönetimi Adult asthma management in primary care

ASTIM TEDAVİSİNDE YENİLİKLER. Prof.Dr. Özkan Karaman Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuk İmmunoloji ve Allerji Bilim Dalı

KRONİK HİPERSENSİTİVİTE PNÖMONİSİ. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

Oto ve Mobilya Boyacılarında Mesleksel Astım Tanısında Standart Anketlerin ve Solunum Fonksiyon Testlerinin Yeri

I. Global Initiative for Asthma (GINA): 2007 rehberleri 2006 dan çok farklı değil.

Dönem 3 Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri:

TÜRK TORAKS DERNEĞİ ASTIM ALLERJİ ÇALIŞMA GRUBU EYLEM PLANI ÇALIŞMA GRUBU PROJELERİ

Eskişehir Merkezinde Oto ve Mobilya Boyacılarında Mesleksel Astım Tanısında Zirve Akım Hızı (PEF) Takibinin Yeri

Hışıltılı Çocuk. Ne zaman astım diyelim?

Göğüs Hastalıklarında Maluliyet Hesaplanması ve Sık Yaşanan Sorunlar

ASTIM TANI ve TEDAVİ. Dr Suna Asilsoy Çocuk Allerji Bilimdalı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Çocuktan Erişkine Astımın Doğal Seyri

ÖZGEÇMİŞ. ...(Pejman Golabi)...Göğüs Hastalıkları Uzmanı. : Acıbadem Maslak hastanesi, Büyükdere Caddesi No:40 Maslak Sarıyer İstanbul

Ciddi KOAH Astım. Dr. Murat ORAK Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

HANGİ ASTIMLIYA HANGİ TEDAVİ?

ASTIM. Astım; Asthma; Asthma Bronchiale; Sebebi ve risk faktörleri: En sık rastlanan astım sebepleri: Astım atakları:

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalarında Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Birinci Basamak Hekimlerinin Astım Konusundaki Bilgi ve Yaklaşımları #

Sunum planı. Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet

Acil Kliniğinde Astım Tanı ve Tedavisi. Prof. Dr. Zeynep ÇAKIR Atatürk Üniversitesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Antalya Mayıs 2017

Hışıltılı Bebeğin Tedavisi. Dr Suna Asilsoy

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

ÇOCUKLARDA SOLUNUM FONKSĠYON TESTLERĠ. Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

Astım ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Tanı ve Tedavisinde Birinci Basamak Hekimler İçin EĞİTİM MODÜLÜ EĞİTİMCİ REHBERİ MART

ASTIM EPİDEMİYOLOJİ PATOFİZYOLOJİ HAVA YOLU OBSTRUKSİYONUN FİZYOLOJİK SONUÇLARI HAVA YOLU OBSTRUKSİYONUN FİZYOLOJİK SONUÇLARI

ASTIM TEDAVİSİ. Dr. Haluk Türktaş

GARD Türkiye Projesi. Kronik solunum hastalıkları Evde Sağlık Hizmetleri

ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ EĞĠTĠM-ÖĞRETĠM YILI DERS NOTU FORMU

ALLERJİ AŞILARI. Prof. Dr. Ömer KALAYCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji ve astım Ünitesi

Bronşiyal Astımlı Hastalarda Ekspire Edilen Havadaki Nitrik Oksit Düzeyi

Transkript:

ASTIM TANISINDA SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ Prof Dr Bilun Gemicioğlu İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD Astım kronik hava yolu inflamasyonu sonucu gelişen bronş aşırı duyarlılığı ile reversibl, değişken diffüz hava yolu obstrüksiyonundan oluşur (1). Astım da solunum fonksiyon testlerinin kullanılmasının amacı tanıya yardımcı olmak, hastalık şiddetini belirlemek, patogenetik mekanizmaları ortaya çıkarmak, fenotipleri ortaya çıkarmak, tedavinin etkileri gözlemek ve takip etmek üzere yapılabilir. Astımın tanısında anamnezin yeri çok önemli olmakla beraber solunum fonksiyon testleri tanıya yardımcı en önemli laboratuar yöntemidir. Astımlı hastaların ve özellikle de kronik ve ağır olguların klinik yakınmaları ile hastalığın ağırlığı arasında genelde zayıf bir ilişki vardır. Bu nedenle objektif bir kriter olan solunum fonksiyon testleri astımın tanı ve izleminde önem kazanmaktadır (2). Obstrüksiyonun değerlendirilmesinde en sık spirometre ve/veya akım-volüm halkası, FEV 1 ve FEV 1 /FVC parametreleri kullanılır. Saptanmışsa bu obstrüksiyonun reversibl olduğunun gösterilmesi astım tanısına daha çok yakınlaştırır. Astımda hava yolu obstrüksiyonu günlük değişkenliğe bağlı olarak sabah en düşük düzeyde iken, akşama doğru en yüksek düzeye ulaşır. Bu neden ile gün içi değişkenliğin değerlendirilmesi de tanı ve izlemde yapılabilir. Daha pratik olduğundan ve hastanın kendisi tarafından yapılabildiğinden PEF değeri genellikle kullanılır. Yine obstrüksiyonun saptanmadığı olgularda bronş hiperreaktivitesi testlerinden faydalanılır. Ancak bronş hiperreaktivitesinin saptanması astıma spesifik değildir. Kronik obstrüktif akciğer hastalığında, allerjik hastalıklarda ve özellikle allerjik rinitte de görülür. Solunum fonksiyon testlerinin uygulanmasında standardize aletlerin kullanılması, bu işle uğraşan deneyimli bir ekip tarafından standardize yöntemler kullanılarak doğru bir test yapılması ve iyi yorumlanması ile sonuca ulaşılabileceği unutulmamalıdır. SPİROMETRE Astım tanı ve takibinde en önemli laboratuar yöntemidir. Gerçekte bir akım hızı olan FEV 1 tüm obstrüktif hastalıklarda olduğu gibi astımda da obstrüksiyonun en iyi göstergesidir. Ancak FEV 1 büyük oranda efora bağımlı olduğundan, zorlu ve maksimal bir eforla gerçek obstrüksiyonu yansıtır. Zorlu vital kapasitenin efora bağımlı kısmı büyük hava yolları, solunumun ekspiratuar kasları ve akciğer elastik geri çekilme kuvvetinin durumunu yansıtır. Erken dönemde astımlıların çoğunda FVC korunmuş olduğundan FEV 1 /FVC özellikle erken dönem obstrüksiyonun saptanmasında önemli bir parametredir. Vital kapasitenin yüksek olduğu atletik yapıdaki kişilerde, FEV 1 normal sınırlarda olmasına karşın FEV 1 /FVC oranı düşük bulunabilir (3). Ağır astımlılarda ise rezidüel volümdeki artışa bağlı olarak FVC, FEV 1 e koşut olarak azalır ve FEV 1 /FVC oranı korunmuş olarak bulunabilir. Bu gibi olgularda tedavi sonrası FEV1 de belirgin bir düzelme olmadan dinamik hiperinflasyonun azalmasına bağlı olarak FVC değerlerinde artış görülebilir. Maksimal ekspiryum ortası akım hızı, FEF 25-75 ise espirasyonun % 25 ile 75 i arasında ortalama akım hızını yansıtır. Büyük oranda efordan bağımsızdır ve küçük hava yollarının durumunu gösterir. Ancak tekrarlanabilirliği ve duyarlılığı FEV 1 kadar yüksek değildir. Klinik olarak astımı düşündüren kişilerde diğer solunum parametreleri normal olsalar bile FEF 25-75 te düşme varsa, anlamlı kabul edilmelidir. FEV 1 /FVC ve FEV 1 : Özellikle erken dönemde obstrüksiyonu en iyi gösteren parametre FEV 1 /FVC oranıdır. Bir çok konsensusta obstrüksiyon kriteri olarak FEV 1 /FVC oranı alınmakta, hastalığın şiddeti ise FEV 1 e göre değerlendirilmektedir. Ancak obstrüksiyon parametresi olarak kullanılan FEV 1 /FVC oranının ne olması gerektiği konusunda ise değişik görüşler mevcuttur. Ulusal astım tanı ve tedavi rehberinde FEV 1 /FVC oranının %75 in altında olması obstrüksiyon olarak kabul edilirken, GINA %80, GOLD ise %70 in altını obstrüksiyon kabul etmektedir (1,2,4). Ancak amfizemde olduğu kadar sık olmamakla birlikte, rezidüel volümün FVC yi azaltacak kadar arttığı ağır

astımlılarda FEV 1 /FVC oranının korunabileceği akılda tutulmalıdır. Bu tür olgularda tedavi sonrasında küçük hava yollarındaki obstrüksiyonun geri dönmesi ile birlikte hiperinflasyonun azalması sonucu FVC de FEV 1 den daha fazla düzeldiği ve FEV 1 /FVC oranının ise azaldığı görülebilir. FEV 1 değeri içinse ise genellikle %80 ve üstü normal olarak kabul edilmektedir. Reversibilite ve bronş provokasyon testlerinde de spirometre kullanılmakta ve referans değer olarak en sık FEV 1 kullanılmaktadır. Solunum fonksiyon testlerine göre astımın sınıflandırılması tablo 1 de verilmiştir. Tablo 1. Solunum fonksiyonlarına göre astım sınıflaması (2) FEV 1 (predikte) PEF ya da FEV 1 değişkenliği PEF (en iyi değer) Hafif intermittan %80 %20 Hafif persistan %80 %20-30 Orta persistan %60-80 %30 Ağır persistan <%60 %30 Spirometrik ölçümle birlikte veya doğrudan akım volüm ile değerlendirme yapılması da mümkündür. Sadece akım volüm eğrisine bakmak bile tanı ve ayırıcı tanı açısından bilgi verir. Rehberlerde yeri olmasa da restriksiyonlar ile ayırıcı tanı yapılabilmesi, obstrüksiyonun intra veya ekstra torasik olduğunun belirlenmesi açısından önerilebilecek bir testtir. PEFMETRE Astım tanı ve tedavi izleminde yardımcı bir testtir. Hafif, taşınabilir ve ucuz modelleri mevcuttur. Özellikle hastaların evde kendi durumlarını takip etmeleri için ideal aletlerdir. Efora bağımlı olmakla birlikte, koopere bir hastada tekrarlanabilirliği yüksek bir testtir. Ancak PEF büyük oranda büyük hava yollarını yansıttığından, %30-50 hastada %10-20 arasında FEV1 e oranla düşük sonuç çıkmasına yol açar. Bir çok hastada diğer solunumsal parametrelerle de PEF arasında korelasyon yoktur. Özellikle çocuklarda astım kötüleşmesine ve air-trapping artmasına karşın PEF normal olabilir. Spirometrenin olmadığı yerlerde bronkodilatör yanıtı PEF ölçümü ile yapılabilir. PEF takibinde spirometreden farklı olarak, prediksiyon değerlerine göre değil de hastanın kendi en iyi değerlerine göre takip daha önemlidir. Bu nedenle başlangıçta hastanın en iyi PEF değeri saptanmalıdır. Tüm kronik hastalıklarda olduğu gibi astımda da hastalığın moniterizasyonu önem taşır. Evde PEF takibini iyi yapan ve buna göre tedavisini ayarlayan hastaların daha az ve daha uygun ilaç kullandığı görülmüştür. Günlük değişkenlik: Astım tanısı ve takibinde önemli bir parametredir. Günlük değişkenliğin %20'nin üzerinde olması astım için tanı koydurucu iken, değişkenliğin derecesi genellikle astımın ağırlığı ile korelasyon göstermektedir. Stabil olgularda ise değişkenliğin düşük çıkması beklenmelidir. Değişkenliğin yüksek çıkması astımın iyi kontrol edilmediğini gösterir. Değişkenlik değişik yöntemlerle hesaplanabilir: 1) En sık kullanılan yöntemlerden birisidir. On beş gün boyunca sabah bonkodilatör öncesi değer ile akşam postbronkodilatör değerler kayıt edilir. Günlük en yüksek ve en düşük değerler arasındaki farkın bu iki değerin ortalamasına bölünmesi şeklinde bulunur. %20 nin üstünde fark olması pozitif test olarak kabul edilir (5). Yüzde amplitüd ortalaması olarak isimlendirilir. En yüksek PEF En düşük PEF X100 ½ (En yüksek PEF + En düşük PEF)

2) Bir hafta boyunca sabah bronkodilatör ilaç alımı öncesi ölçülen en düşük değer, en yüksek değere bölünür (Min%Max) %85 in üstünde ise değişkenlik yoktur (6). Bu yöntem günde bir kez ölçüm gerektirdiği ve bronş aşırı duyarlılığı ile en iyi korelasyon gösteren indeks olduğundan dolayı tercih edilmelidir (2). Yüzde en iyi değişim olarak adlandırılabilir. 3) BTS (İngiliz Toraks Derneği)ise en yüksek ve en düşük PEF değerleri arasındaki farkın en yüksek değere bölünmesini önermekte. BTS %20 lik değişimin yanında ayrıca en az 60 lt/dak mutlak değişim de koşul olarak bildirmektedir (7). Yüzde amplitüd maksimum değeri olarak da adlandırılır (8). En yüksek PEF En düşük PEF x100 En yüksek PEF REVERSİBİLİTE Astımın en önemli özelliklerinden birinin reversibl hava yolu obstrüksiyonu olması nedeniyle astım tanısında reversibilite sık kullanılan bir testtir. Bu testten, 6-8 saat önce kısa etkili beta agonist ve/veya antikolinerjik veya kromoglikat; 12 saat önce uzun etkili beta agonist, 24 saat önce oral uzun etkili teofilin, antilökotrien ve uzun etkili antikolinerjik kullanımları kesilmelidir. Reversibilite denilince genellikle erken reversibilite anlaşılır. Erken reversibilite testi kısa etkili beta agonistler ile yapılmakta olup, bronş düz kaslarının değişimini yansıtır. Astımın kronik bir inflamasyon olduğu ve bu inflamasyona bağlı olarak hava yollarının daraldığı göz önüne alınırsa bunu en iyi düzeltebilecek steroidlerdir. Bu neden ile 40mg/gün oral steroid sonrası veya şiddetine uygun dozda inhaler steroid tedavi sonrası başlangıca göre %15 lk düzelme görülüyorsa astım tanısı lehinde kabul edilir (8). Astımın tanısı dışında KOAH la ayırıcı tanısında da reversibilite sık başvurulan bir yöntemdir. Ancak özellikle erken reversibilite testinin yapılması ve değerlendirilmesinde de tam bir görüş birliği yoktur (1,9). Tablo 2. Değişik kılavuzlarda reversibilite testi (1,2,4,7,8). Kılavuz Yöntem Kriter Ulusal astım tanı ve tedavi rehberi- 2000 Toraks Derneği astım tanı rehberi- 2003 GINA-2004 KOAH tanı ve tedavi rehberi- 2000 GOLD-2001 BTS-2003 Salbutamol 200 mcg ya da Terbutalin 500 mcg Salbutamol 400 mcg ya da Terbutalin 1000 mcg Spontan, Bronkodilatör ya da Kortikosteroid sonrası Salbutamol 200 mcg ya da Terbutalin 500 mcg 400 mcg beta-2 agonist 80 mcg antikolinerjik ya da ikisi birden (30-45 dak) Salbutamol 400 mcg ÖDİ ya da 2.5 mg nebulizer ile FEV 1 ve/veya FVC; Bazal değere göre %15, Beklenen değere göre %12, PEF; %15 FEV 1 ; Bazal değere göre %15, Beklenen değere göre %12, PEF; %15 FEV 1 de %12 FEV 1 de; Bazal değere göre %12 ve FEV 1 de %12 ve Mutlak değer 200 ml FEV 1 de %15 ve Mutlak değer 200 ml Aslında FEV 1 değişimi ne kadar yüksek seçilirse testin spesifitesi artmakta, sensitivitesi azalmaktadır (11). Başka bir deyişle pozitif test sonucunda astım olma olasılığı artarken, tüm astımlıların ancak düşük bir kısmında test pozitif çıkmaktadır. Mutlak değer olarak 200 ml nin ön

koşul olarak alınması da benzer etki yapmaktadır. Bu nedenle kriter seçilirken hedeflenen amaca göre seçilmelidir. Sonuçta bir çok testte olduğu gibi reversibilite testi tek başına tanı ya da ayırıcı tanı yapılacak bir test değildir. Hastanın kliniği ve diğer tüm parametrelerle birlikte değerlendirilmelidir. BRONŞ PROVOKASYON TESTLERİ Astımı düşündüren semptomları olan ancak solunum fonksiyon testleri normal sınırlarda olan olgularda tanıya yardımcıdır (12). Sensitivitesi yüksek olmakla birlikte spesifitesi oldukça düşük bir testtir. Bu nedenle astım tanısı koydurmaktan çok tanıyı ekarte etmekte kullanılmalıdır. Zamanla değişim gösterebilmektedir, akut ataklarda bronş hiperreaktivitesi genellikle artmış olarak bulunurken, antiinflamatuar tedavi ile azalma görülür (13). Astım dışında allerjik rinit, kistik fibrozis, bronşektazi ve KOAH ta da bronş provokasyon testleri pozitif olabilmektedir (13,14). Bronş provokasyon testleri genelde spesifik ve nonspesifik bronş provokasyon testi ve egzersiz testi olarak ayrılır. Allerjenler, ilaçlar ve mesleki uyaranların kullanıldığı spesifik bronş provokasyon teslerinin ancak yeterli deneyimi olan özel laboratuarlarda yapılması önerilmektedir (12). Egzersiz ile provokasyon testleri ise özellikle egzersize bağlı astımı olan olgularda kullanılır. Rutinde provokasyon testi denince sıklıkla anlaşılan ise nonspesifik bronş provokasyon testleridir. Nonspesifik uyaran olarak en sık kullanılanlar ise histamin ve metakolindir. Bu iki ajan genellikle birbirlerine yakın dozlarda bronkokonstrüksiyon oluştururlar. Ancak histamin ile baş ağrısı, flushing ve ses kısıklığı gibi yan etkilerin daha çok olması ve histaminin tekrarlanabilirliğinin daha düşük olması nedeniyle günümüzde metakolin daha çok önerilmekte ve kullanılmaktadır (13,14). Bronş provokasyon testlerinin genel prensibi bronş aşırı duyarlılığına yol açan bir maddenin gittikçe artan dozlarda verilmesi ve bu arada FEV 1 deki düşmenin izlenmesidir. FEV 1 de %20 düşme olduğunda ya da planlanan en yüksek doza ulaşılmasına karşın düşme olmadığında test sonlandırılır. Provoke olan olgularda sonuçlar uygulanan protokole göre provokatif doz (PD20) ya da provokatif konsantrasyon (PC20) olarak verilir. Bu testler ile ilgili ayrıntılı bilgi ayrı bir başlık altında verilecektir. AKCİĞER VOLÜMLERİ Astımda hava yollarının normale göre daha yüksek volümlerde kapanmasından dolayı rezidüel volümde artış görülür. Astım ataklarında da fonksiyonel rezidüel kapasite ve total akciğer kapasitesindeki artış daha belirgindir. Rezidüel volümdeki bu artışa bağlı olarak ta vital kapasite de azalma görülebilir. Bu nedenle astım atağında tedavi sonrası FEV1 de belirgin bir düzelme olmadan vital kapasite artışı olabilir (15). DİFÜZYON TESTİ: Astım tanısında yeri olmamakla birlikte, KOAH la ayırıcı tanıda yardımcı olabilir. Özellikle amfizemin ön planda olduğu KOAH olgularında DLCO da düşme saptanırken, astımda genelde normal ya da başlangıçta D LCO artmış olarak bulunabilir (16). Bunun nedeni olarak astımda üst akciğer alanlarında artmış kan akımı ve genel olarak artmış kardiyak output gösterilmiştir (17). Ancak ileri astımda V/Q dengesinin bozulması ile D LCO da azalma görülür.

KAYNAKLAR: 1) Toraks Derneği, Ulusal Astım Tanı ve Tedavi Rehberi. Toraks Dergisi 2000:1(Ek 1);4-31 2) National Institutes of Health. Global strategy for asthma management and prevention (GINA). NIH Publication No. 02-3659, 2002. 3) American Thoracic Society. Lung function testing: selection of reference values and interpretive strategies. Am Rev Respir Dis 1991;144:1202-1218. 4) Global Initiative For Chronic Obstructive Lung Disease. Global Strategy For The Diagnosis, Management, And Prevention Of Chronic Obstructive Pulmonary Disease NHLBI/WHO Workshop Report. U.S. Department of Health and Human Services. Public Health service. National Institutes of Health. National Heart, Lung, and Blood Institute. NIH Publication No. 2701. April 2001 5) Quackenboss JJ, Lebowitz MD, Krzyzanowski M. The normal range of diurnal changes in peak expiratory folw rates. Relationship to symptoms and respiratory disease. Am Rev Respir Dis 1991;143:323-330. 6) Reddel HK, Salome CM, Peat JK, Woolcoock AJ. WHich index of peak expiratory flow is most useful in the management of stable asthma? Am J Respir Crit Care Med 1995;151:1320-1325. 7) British Guideline on the Management of Asthma. Thorax 2003;58(Suppl 1) 8) Toraks Derneği Astım Çalışma Grubu. Astım tanı testleri rehberi. Toraks Dergisi. 2003: 4:2ek 9) Toraks Derneği Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı Tanı ve Tedavi Rehberi. Toraks Dergisi 2000;1(Ek 2):7-8. 10) Kesten S, Rebuck AS. Is the short-term response to inhaled β-adrenergic agonist sensitive or spesific for distinguishing between asthma and COPD? Chest 1994;105:1042-1045. 11) Cockcroft DW, Hargreave FE. Airway hyperresponsiveness. Relevance of random population data to clinic usefulness. Am Rev Respir Dis 1990;142:497-500. 12) American Thoracic Society. Guidelines for metacholine and exercise challenge testing-1999. Am J Respir Crit Care Med 2000;161:309-329. 13) Ramsdale EH, Morris MM, Roberts RS, Hargreave FE. Asymptomatic bronchial hyperresponsiveness in rhinitis. J Allergy Clin Immunol 1985;75:573-577. 14) Van Haren EH, Lammers JW, Festen J, Heijerman HG, Groot CA, van Herwaarden CL. The effects of the inhaled corticosteroid budesonide on lung function and bronchial hyperresponsiveness in adult patients with cystic fibrosis. Respir Med 1995;89:209-214. 15) Demir T. Solunum Fonksiyon testleri. İç: Gemicioğlu B. Ed. Tanımından tedaviye astım. Turgut Yayıncılıkve Ticaret AŞ. İstanbul 2004; 271-278 16) Cotes JE, Chinn DJ, Quanjer H, Roca J, Yernault J-C. Standardization of the measurement of transfer factor (diffusing capacity). Official Statement of the European respiratory Society. Eur Respir J 1993;6(Suppl 16):41-52. 17) Sterk PJ, Rodrigyez-Roisin R. Pathophysiology of asthma. In: Gibson GJ, Geddes DM, Costabel U, Sterk PJ, Corrin B (Eds) Respiratory Medicine. Saunders 3.edt. 2003:1278-1294.