TÜRKİYE DE GÜBRE ÜRETİMİ VE UYGULANAN POLİTİKALAR

Benzer belgeler
TÜRKİYE DE VE DÜNYADA GÜBRE SANAYİİNİN DURUMU

TÜRKİYE DE GÜBRE ÜRETİM VE TÜKETİMİNDE YAŞANAN GELİŞMELER

Türkiye Tarımında Enerji Tüketimi

PAMUK RAPORU Şekil-1 Pamuk ve Kullanım Alanları (Kaynak;

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

DÜNYA ÜRETİM TÜRKİYEDE ÜRETİM

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ

T.C. Kalkınma Bakanlığı

KARS ŞEKER FABRİKASI RAPORU

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

Türkiye`de Hububat Alanları

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi.

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ. 30 Havza

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

GÜBRE ÇALIŞMA GRUBU RAPORU

TARSUS TİCARET BORSASI

Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi

STRATEJİK ÜRÜN PAMUKTA TEHLİKE ÇANLARI

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

2000 Yılı Sonrası Reformu - I

Tarımın Anayasası Çıktı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

KAĞIT SEKTÖRÜ RAPORU

TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI

TARIM - AGRICULTURE. İlkay Dellal. 6 th March 2018, Bilkent Hotel, Bilkent- Ankara 6 Mart 2018, Bilkent Otel, Bilkent Ankara

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

Gap Bölgesinde Sulanan Alanlarda Buğdayın Yılları Arasındaki Üretim Girdi Ve Maliyetindeki Değişimler

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

2009 YILI I. ÇEYREK EKONOMİK DEĞERLENDİRME ANKET RAPORU

Tarımsal Faaliyette Kullanılan Mazot ve Kimyevi Gübre İçin Çiftçilere Alan Bazlı

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

2015 Ayçiçeği Raporu

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

T.C. KIRIKKALE VALİLİĞİ İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ ARALIK 2013 KIRSAL KALKINMA YATIRIMLARININ DESTEKLENMESİ PROGRAMI

SUUDİ ARABİSTAN ÜLKE RAPORU

2017 OCAK-MAYIS AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

TARIM POLİTİKASI. Prof. Dr. Emine Olhan. A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

Türkiye de Gübre Tüketimindeki Değişimler O.Sedat Subaşı 1, A. Aydın, O. Uysal, M. Demirtaş. Changes in Fertilizer Consumption in Turkey

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK

TARIM ve GIDA GÜVENLİĞİ ve GÜVENCESİ - 1. Prof. Dr. Hami Alpas ODTÜ- Gıda Mühendisliği Bölümü-Ankara

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

TARIMA MÜDAHALE ŞEKİLLERİ

TÜRKİYE'DE GÜBRE DESTEKLEME UYGULAMALARI

TÜRKİYE DE SÜT HAYVANCILIĞI POLİTİKALARI

Bölüm 5. Tarım Politikası

TÜRKİYE DE PAMUK ÜRETİMİ VE BAKANLIK POLİTİKALARI. Dr. Mehmet HASDEMİR Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü

TÜRKİYE DE EKONOMİK KRİZLER VE TARIMA YANSIMALARI

KAHRAMANMARAŞ TİCARET VE SANAYİ ODASI

Bölüm 7. Tarımsal Üretim Faktörleri. Üretim Faktörleri Toprak Sermaye Emek (iş) Girişimcilik (yönetim yeteneği)

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI ( MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI

Türkiye de ve Dünyada Makarnalık (Durum) Buğdayı Pazarı

Türkiye de Gübre Sektörü BİR SEKTÖRDE SONA DOĞRU

T.C. KIRIKKALE VALİLİĞİ İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ ARALIK 2014 KIRSAL KALKINMA YATIRIMLARININ DESTEKLENMESİ PROGRAMI

Hatay İskenderun Bilgi Notu

2011 yılı dünya buğday üretimi, bir önceki yıla göre 42 milyon tonluk rekor bir artışla 695 milyon ton olarak gerçekleşmişti.

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır.

Haziran Konya Dış Ticaret Verileri

DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ARAS Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Ziraat Yüksek Mühendisi

İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI

Mayıs Konya Dış Ticaret Verileri

TARIMSAL GİRDİ KULLANIMI VE POLİTİKALARI

Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı,

TÜRKİYE DE TARIM FİNANSMANI KONFERANSI

Aynur PALA

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

KAHRAMANMARAŞ TİCARET VE SANAYİ ODASI EKİM 2015

KAHRAMANMARAŞ TİCARET VE SANAYİ ODASI TEMMUZ 2015

KAHRAMANMARAŞ TİCARET VE SANAYİ ODASI HAZİRAN 2015

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO

2023 E DOĞRU BARTIN TARIMI

TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ İZMİR

ŞEKER PANCARI RAPORU- 2018

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

2017 YILI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ

2017 OCAK-TEMMUZ AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

SULU TARIM ALANLARINDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

Mart Konya Dış Ticaret Verileri

2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

MALİYE POLİTİKASI II

TARIM RAPORU. Serdar TAŞYÜREK

BİYOYAKITLAR ve ENERJİ TARIMI. Prof. Dr. Fikret AKINERDEM Yrd. Doç. Dr. Özden ÖZTÜRK S.Ü. Ziraat Fakültesi

Transkript:

TÜRKİYE DE GÜBRE ÜRETİMİ VE UYGULANAN POLİTİKALAR Sema KONYALI skonyali@nku.edu.tr Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Tekirdağ ÖZET Gübreler, tarımsal üretim sonucu topraktan eksilen bitki besin maddelerini tekrar toprağa kazandıran ve toprağın verim gücünü artıran maddelerdir. Aynı zamanda, tarımsal üretimi artırmanın yanı sıra, gıda kalitesini de yükseltmenin en etkin araçlarındandır. Bitkisel üretimin ve çiftçilerin gelirlerinin iyileştirilmesinin verimliliğin artırılmasına bağlı olduğu, verimliliğin geliştirilmesinde ise en etkin yollardan birisinin doğru gübre kullanımı olduğu bilinen bir gerçektir. Gübrelerin verimlilik artışındaki payı; koşullara göre değişse de, genel olarak %50 oranındadır. Türkiye de üretilen gübre, tüketimi karşılamaya yetmemektedir. 2014 yılında, sektörde gübre tüketimi 5,5 milyon ton iken üretim 3,5 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, son yıllarda hammaddenin yurt dışından karşılanması, döviz fiyatlarının artışı gibi bazı sebeplerle fabrikalar üretimlerini azaltıp ana ve ara maddelerle birlikte özellikle gübre ithal etmeye başlamışlardır. Bu durum gübre fiyatlarını yükseltmekte ve Türk çiftçisini mağdur etmektedir. Önemli tarımsal girdilerden biri olan gübre fiyatlarındaki artış, ürün fiyat artışlarının üzerinde gerçekleşmektedir. Çiftçilere verilen gübre desteği zamanında verilmemekte ve gübredeki fiyat artışı yanında yetersiz kalmaktadır. Çiftçinin zamanında ve yeterli miktarda gübre kullanımının sağlanması için fiyat artışları karşısında destek miktarı da buna paralel artırılmalı ve ödemeler gübrenin yoğun olarak kullanıldığı dönemde yapılmalıdır. Bu çalışmada, Türkiye de gübre üretimi ile uygulanan tarım politikaları değerlendirilmiştir. Uygulanan politikaların tarımsal üretim ve verimliliği sürekli kılabilmesi için çözüm önerilerinin tartışılması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Gübre üretimi, girdi, verimlilik, tarım politikaları THE PRODUCTION OF FERTILIZER AND APPLIED POLICIES IN TURKEY ABSTRACT Fertilizers are the substances which give the plant nutrients to the soil again that diminishing from soil at the result of the agricultural production and increase the yield power of the soil. At the same time, it is one of the most effective inputs to increase the agricultural 2041

production and quality of the food. It is a known fact that, improving the plant production and farmers' income is bound to the increasing productivity and one of the most effective ways to develop the productivity is using the fertilizer accurately. The share of productivity growth of the fertilizer, also varies depending on the conditions, it is generally 50%. Fertilizer being produced in Turkey is insufficient to satisfy the consumption. In 2014, while fertilizer consumption was 5.5 million tons, production was 3.5 million tons in the sector. Also, in recent years with some reasons such as buying the raw materials from abroad and increasing rates of exchanges, the factories have reduced their production amounts and started to import fertilizer alongside with the capital and intermediate goods. This situation has increased the fertilizer prices and aggrieved the Turkish farmers. Increases in the prices of fertilizer which is one of the major agricultural inputs are higher than the increases in product prices. Fertilizer support that given to farmers hasn't been given in time and has inadequate beside the price increase in fertilizer. To providing of the usage of fertilizer in time and in sufficient of farmers, the amount of support should be increased in parallel against price increases and payments should be made in the period which of the fertilizer was used extensively. In this study, fertilizer production and the agricultural policies applied for fertilizer have been evaluated in Turkey. To perpetuate the agricultural production and productivity of applied policies, it has been aimed to discuss the solution suggestions. Keywords: Fertilizer production, input, productivity, agricultural policies 1. GİRİŞ Bitkilerin besin maddesi olarak toprakta on üç değişik elemente ihtiyaçları vardır. Gübreler, ekilen bitki cinsi için toprakta eksik olan bu elementleri tamamlayarak büyümeyi ve verimi artırırlar. Hızla çoğalan dünya nüfusu ve değişen beslenme alışkanlıklarının yaratacağı gıda ihtiyacını karşılamak için gübreler geçmişte olduğu gibi gelecekte de tarım sektörünün vazgeçilmez bir girdisi olmaya devam edecektir. Tarımsal ürün maliyetleri içinde %10-15 paya sahip olan gübreler, ürün verimini tek başına %50 oranında arttırdıklarından tarım sektörü, gıda maddeleri fiyatları ve ülke ekonomisi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu nedenle ülkelerin çoğu uzun vadeli çıkarlarını dikkate alarak, ihtiyaçları veya hammadde kaynakları durumuna göre değişen ölçeklerde ulusal gübre endüstrilerini kurmuşlardır. Gübrelerden en üst düzeyde fayda sağlanabilmesi için bitki istekleri, iklim, toprak yapısı, toprak ph sı ve vejetasyon dönemi dikkate alınarak doğru bitkide, doğru yerde, doğru zamanda, doğru gübrenin kullanılması gerekmektedir. Gübrenin gereken cins ve miktarlarda uygulanmasıyla; aşırı gübre kullanımı sonucu verimde kalite bozulması, tarım topraklarının verimliliğini kaybetmesi, çevreyi olumsuz etkilemesi, kaynak israfı vb. sorunlar engellendiği gibi, gereğinden az kullanılması sonucu karşılaşılan verim ve kalite düşüklüğünün önüne de geçilmektedir. Bugün birçok ülke, uzun vadeli çıkarlarını dikkate alarak ihtiyaçları veya hammadde kaynakları durumuna göre değişen ölçeklerde ulusal gübre endüstrilerini kurmuşlardır. Gübre sektörünün ekonomideki önemi olan katkısının yanında, yarattığı istihdam ve katma değerle beraber ölçülür. Tarımın gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) içindeki yaklaşık %8 oranındaki payına göre gübre kullanımının etkisi büyüktür. Tarım topraklarının verimli olabilmesi ve verim güçlerinin korunabilmesi ancak çeşitli şekillerde kaybolan bitki besin maddelerinin, gübre uygulamaları sonucunda toprağa geri kazandırılması ile mümkündür. 2042

Türkiye gübre sektöründe, yedi gübre üretici kuruluş faaliyet göstermektedir. Bunlardan üç demir çelik kuruluşu yan ürün olarak az miktarda gübre, üç diğer kuruluş yan ürün olarak gübre ham/ara maddesi üretmekte, bir kamu kuruluşu sektöre doğal gaz temin etmekte ve kooperatifler ve tüzel kişilerden oluşan kuruluşlar ise gübre ithalatı ve dağıtımı faaliyetinde bulunmaktadır. Toplam gübre üretim kapasitesi (5.3 milyon ton) toplam gübre tüketimini karşılar görünmesine rağmen, gübre cinslerine göre dağılım incelendiğinde TSP (Triple Süper Fosfat) ve kompoze gübrelerde fazla kapasite, diğerlerinde ise yetersiz kapasite olduğu görülmektedir. Sektörün toplam kapasite kullanım oranı %66 civarında olup, kapasitenin sektörel dağılımı %59 özel ve kalanı kamu şeklindedir. Kapasite kullanımı düşüklüğünün önemli sebepleri doğal gaz yetersizliği ve fiyatı, ithalatta haksız rekabet, TSP ve kompoze gübrelerdeki kapasite fazlalığıdır. Gübre sektörünün sermaye yapısı ve üretim proseslerinin değişmemesi nedenleriyle eskiyen tesislerin kapatılması en son çözüm olmakta, eskiyen ünitelerin gelişmeleri ile yenilenmesi, teknik darboğazların giderilmesi ve otomasyon gibi teknolojik gelişmelerle hammadde, enerji ve işgücü verimliliği artırılmaktadır. Ülkemizde kurulu tesislerin kompozeler hariç çoğunun bu tür rehabilitasyon yatırımlarına ihtiyacı olduğu halde, üretici ve dağıtıcı kuruluşları vasıtasıyla sektöre kamu müdahalesi yeterli sermaye oluşumunu önlediğinden gerekli yatırımlar yapılamamaktadır. 3.7 milyon ton seviyelerinde gerçekleşen gübre üretimi tüketimin %70 ini karşılamaktadır (Anonim, 2015). Üretilen gübreler uluslararası standartları karşılayacak kalitededir. Maliyetlerin yarıdan fazlasını hammaddeler oluşturmaktadır. Türkiye gübre tüketimi ise 5-5,5 milyon ton seviyesinde sabitleşmiştir. Dünya ortalamasının da altında olan birim alanda gübre tüketimini ve dolayısıyla ürün verimini artırmak için tarımın yapısal sorunlarının çözülmesi gerekmektedir. Gübre tedarik ve pazarlamasında Temmuz 1986 dan bu yana serbestleşmeye geçilmiş olup, devletin üretici ve dağıtıcı kamu kuruluşlarına yönelik direkt desteklemeleri kaldırılmıştır. Serbest pazara tam olarak geçiş sağlanmış ve Devlete ait gübre firmaları tamamıyla özelleştirilmiştir. Üreticilere dekar başına gübre desteklemesi verilmektedir. Sektörde yaşanan sorunlar nedeniyle yeni yatırım düşünülmediğinden ilave talep ithalat yoluyla karşılanacaktır. Bu çalışmada Türkiye de gübre üretimi ile uygulanan tarım politikaları değerlendirilmiştir. Uygulanan politikaların tarımsal üretim ve verimliliği sürekli kılabilmesi için çözüm önerilerinin tartışılması amaçlanmıştır. 2. TÜRKİYE DE GÜBRE ÜRETİM, TÜKETİM VE DIŞ TİCARETİ 2.1. Gübre Üretimi ve Tüketimi Türkiye de tarımın en önemli girdilerinden biri gübredir. Bitkisel üretimin ve çiftçilerin gelirlerinin arttırılması verimliliğe, verimliliğin arttırılması ise doğru gübre kullanımına bağlıdır. Gübre üretimi, planlı dönemle birlikte öncelikli teşvik edilen sanayi olmuş, zamanla hızla gelişerek belirli bir potansiyel ve teknoloji düzeyi ile iç ve dış pazarda rekabet gücüne sahip konuma gelmiştir. Türkiye de ilk gübre üretimi, 1939 yılında Karabük Demir Çelik Fabrikalarında taş kömürünün koklaşması sırasında elde edilen gazlar içindeki amonyak gazının sülfürik asit ile birleştirilmesiyle elde edilen Amonyum Sülfat (%21 N) ile gerçekleştirilmiştir. Bunun akabinde Bakanlar Kurulu, Türk çiftçisinin yüksek verimli ve kaliteli tarımsal ürünler elde etmesi 2043

amacıyla 6 Kasım 1952 tarihinde Gübre Fabrikaları Türk Anonim Şirketi nin (GÜBRETAŞ) kurulması kararını alarak Normal Süper Fosfat üretimine başlanmıştır. 1954 yılında Azot Sanayi T.A.Ş. kurulmuş ve kuruluşa bağlı Kütahya, Samsun, Gemlik, Elazığ tesisleri kamu kuruluşları olarak üretimlerini sürdürmüşlerdir. 08.06.1984 tarihinde bu kuruluşumuz, sermayesinin tamamı devlete ait TÜRKİYE GÜBRE SANAYİ A.Ş.(TÜGSAŞ) adı altında İktisadi Devlet Teşekkülü statüsünde faaliyetlerini yürütmeye devam etmiştir. Ancak 18.08.1998 tarih ve 98/58 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu (OYK) Kararı ile TÜGSAŞ, özelleştirme kapsamı ve programına alınmıştır. Elazığ Gübre Sanayi A.Ş. 2000 yılında ÖYK kararı ile Fırat Üniversitesi ne devredilmiştir. Türkiye de bugün toplam 7 üretici kuruluş bulunmaktadır.2015 yılında toplam 6.189.000 ton gübre üretim kapasitesi mevcuttur. Türkiye de 2014 yılında gübre üretimi 3.547.796 ton iken, 2015 yılında %3,56 oranında artarak 3.674.262 ton olarak gerçekleşmiştir. Üretimin %46,42 sini kompoze ürünler oluşturmuştur. Gübre tüketimi ise 2014 yılında 5.471.518 ton iken, 2015 yılında %0,66 artarak 5.507.779 ton olarak gerçekleşmiştir (Çizelge 1.1). 3,7 milyon ton seviyelerinde gerçekleşen gübre üretimi, tüketimin yaklaşık %70 ini karşılamaktadır. Üretilen gübreler uluslararası standartları karşılayacak kalitededir. Maliyetlerin yarıdan fazlasını hammaddeler oluşturmaktadır. Çizelge 2.1 Türkiye de gübre üretimi ve tüketimi Yıl Üretim (Bin Ton) Tüketim (Bin Ton) 2000 3.163 5.294 2001 2.628 4.262 2002 3.472 4.529 2003 3.318 5.094 2004 3.192 5.175 2005 3.158 5.199 2006 3.133 5.367 2007 3.133 5.148 2008 2.961 4.129 2009 2.878 5.263 2010 3.400 4.968 2011 3.750 4.766 2012 3.661 5.384 2013 3.577 5.814 2014 3.548 5.472 2015 3.674 5.508 Kaynak: TUİK, 2015 Uygulanan tarım politikaları, çiftçinin alım gücü, yağış durumu, tarım ürünlerinin fiyatları, döviz kurları gibi etkenler dikkate alındığında; Türkiye de gübre tüketimi yaklaşık 5-5,5 milyon ton aralığında değişmekte olup; bunun parasal değeri yaklaşık 3-3,5 milyar dolardır. Dünya ortalamasının da altında olan birim alanda gübre tüketimini ve dolayısıyla ürün verimini artırmak için tarımın yapısal sorunlarının çözülmesi gerekmektedir. 2.2. Gübre İhracatı ve İthalatı Gübre ihracatı ham madde fiyatlarına, iç piyasa koşullarına ve uluslararası gübre fiyatlarına göre değişim göstermekle birlikte üretimin %10 undan azdır. Gübre ihracatı genelde 2044

Batı Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ülkelerine yapılmaktadır. 2015 yılında Türkiye geneli toplam ihracat %13,11 azalarak 248.962 ton; toplam ithalat ise %13,61 azalarak 2.736.437 ton olarak gerçekleşmiştir (Çizelge 2.2). Çizelge 2.2 Türkiye de Gübre İhracatı ve İthalatı Yıl İhracat (Ton) İthalat (Ton) İthalat/Tüketim (%) 2006 174.911 2.661.000 49.6 2007 275.136 2.377.000 46.2 2008 207.852 2.078.000 50.3 2009 220.684 3.010.000 57.0 2010 501.352 2.170.000 46.0 2011 543.242 2.240.000 47.0 2012 315.521 2.085.784 39.1 2013 181.560 2.934.152 50.5 2014 286.520 3.167.430 57.9 2015 248.962 2.736.437 49.6 Kaynak: TUİK, 2015 Türkiye de hammadde kaynakları bulunmadığından kimyasal gübre sektörü %90 nın üzerinde dışa bağımlıdır. 2015 yılında 5,5 milyon ton olan kimyasal gübre tüketiminin %50`si (2,7 milyon ton) ithal edilmiş; ithalat 2002 yılına göre (1.740.000 ton) %70 oranında artmıştır. 2014 yılında ise kimyasal gübre ithalatı bakımından Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır. Türkiye de gübre ihracatı diğer ülkelere göre düşüktür. Bunun da en önemli nedenleri arasında, iç pazara yönelik ürün üretilmesi, hammadde kaynağı bakımından dışa bağımlı olunması, üretim maliyetlerinin yüksekliği ve özellikle de azotlu gübrelerde ihracatçı ülkelerle rekabet edebilme şansının bulunmamasından kaynaklanmaktadır. 3. GÜBREDE UYGULANAN TARIM POLİTİKALARI Tarımsal girdilerin yeterli kullanımı, bitkisel üretimi ve verimliliği artıran en önemli etkenlerden birisidir. Bu nedenle girdilerin desteklenmesi uygulamaları uzunca bir süre daha devam edecektir. Tarımsal girdiler içerisinde en yüksek destekleme kimyasal gübrelerin desteklenmesi ile gerçekleştirilmektedir. 3.1 Gübrede Uygulanan Destekleme Politikalarının Tarihsel Gelişimi Türkiye de gübre tüketimine ilk sübvansiyon uygulaması 1970 li yılların ortalarına doğru yaşanan petrol krizinin gübre fiyatlarını etkilemesi sonucu başlatılmıştır. 1973 1974 yıllarında yaşanan petrol krizi nedeniyle gübre fiyatlarındaki artıştan sonra gübrenin desteklenmesi Türkiye de tarımın destekleme politikasında önemli bir araç olmuştur (Olhan, 1997). 24 Ocak 1980 Kararlarına kadar geçen sürede, gübrede sübvansiyon uygulaması oransal olarak en yüksek düzeye ulaşmış ve gübredeki sübvansiyon oranı 1979 yılında %80 ler düzeyine çıkmıştır (Anonim, 1996). 1980 li yıllarda liberal ekonomiye geçilmesi ile gübreye verilen destek miktarı hızla gerilemiştir. Gübrede 1970 li yılların başından bu güne kadar devam eden destekleme uygulaması, gübre tüketiminin hızla artışını sağlamış, önemli ölçüde amacına ulaşmıştır. Çünkü bu desteğin de katkısı ile çiftçi, verimliliğin artışında gübrelerin ne denli önemli olduğunu gözlemleriyle kavramıştır. Başlangıçta büyük ölçüde gübre kullandırmayı amaçlayan bir destekleme 2045

politikası zamanla başka bazı yan etkiler de meydana getirmiştir. Destekleme politikasını çok amaçlı bir çabanın aracı haline getirmenin zamanı geçirilmiştir. Diğer bir ifadeyle, gübreye destekleme devam etmelidir ama nasıl? sorusu sorulmaya başlanmıştır (Kaplan, 1999). Gübreyi sadece kullandırmayı amaçlayan bir yaklaşım akılcı görülmemektedir. Desteklemenin bu girdinin doğru bir şekilde kullanımını da sağlayacak şekilde düzenlenmesi önerilmektedir. 1994 yılına kadar, gübre desteklemesi, tüketilen gübre miktarının kg ı başına belirli bir TL ödemesi şeklinde yapılmıştır ve kg başına yapılan ödemeler de zaman zaman yeniden düzenlenmiştir (Olhan, 2000). 1994-1997 yılları arasında üreticiler gübre desteklemeleri yüzünden mağdur durumda kalmışlardır. Üretici parasını peşin ödeyerek gübreyi satın almış, ancak sübvansiyon ödemesini aylar sonra alabilmiştir. Bu şekilde ülkedeki enflasyondan da olumsuz yönde etkilenmiştir. Çünkü desteği almaya hak kazandığı zaman ile desteği aldığı zaman arasındaki süre için kendisine hiçbir ek ödeme yapılmamıştır. Ancak gübresini banka kredisi ile aldığı zaman borcunu 1 gün geçirse bile mutlaka gecikme faizi tahakkuk ettirilmiştir. Ayrıca gübredeki destekleme ödemeleri de bazı yıllar gübre bedelinin %30'u bazı yıllar da %50'sini içerdiğinden bu konuda da tutarlı bir politika oluşturulamamıştır (Gaytancıoğlu, 2009). 1997 yılından gübre desteğinin bittiği 2001 yılma kadar üreticiye sübvansiyonlu fiyatlardan gübre dağıtılmış, gübre desteklemeleri gübre üreten kuruluşlara ödenmiştir. Bu durum başlangıçta olumlu gibi görünmesine rağmen gübre üretici kuruluşların aralarında anlaşarak gübre fiyatlarını keyfi bir şekilde yükseltmelerine neden olduğu yönünde söylentilerin çıkmasına neden olmuştur (Gaytancıoğlu, 2009). 2001/2960 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Eylül 2001 tarihine gübre desteklemesine son verilmiştir. Bu tarihten 2005 e kadar olan 4 yıl boyunca gübreye devlet desteği verilmemiştir. 7 Eylül 2005 tarih ve 25929 sayılı Resmi Gazete de Çiftçilere Kimyevi Gübre Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Karar ın yayınlanması ile yeniden gübreye destek verilmeye başlanmıştır. 2004 yılında üreticilerin çiftçi kayıt sistemine kayıt yaptırdıkları alanlar için kimyevi gübre desteği yapılması ve kayıt yaptırılan sebze, meyve, süs bitkileri, özel çayır mera, orman ürünleri alanları için dekar başına 1 TL, hububat, yem bitkileri, baklagiller ve yumru bitkileri için dekar başına 1,6 TL, yağlı tohumlu bitkiler, endüstri bitkileri yetiştirilen alanlar için dekar başına 3 TL kimyevi gübre destekleme ödemesi yapılmaya başlanmıştır. Desteklemeye konu olan tarım arazileri büyüklüğünün, 500 dekarı geçemeyeceği de belirtilmiştir. 2005 yılında verilen gübre desteği, 2006 yılında verilmemiş, 2007 yılı seçim yılı olması sebebiyle yeniden verilmiştir. 2009 yılı gübre desteği için 50 dekar üzerinde ekiliş alanına sahip üreticilere toprak analizi yaptırma koşulu getirilmiştir. 50 dekarın altında ekiliş alanına sahip üreticilerden toprak analizi koşulu aranmamaktadır. Verilen desteklerden yaralanmak için ise üreticilerin Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı olmaları gerekmektedir. 2015 yılında da alan bazlı tarımsal destekler adı altında gübre desteklemesine devam edilmiştir. 2015 yılında üreticilere peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır mera, orman ürünleri alanları için dekar başına 4.3 TL, hububat, yem bitkileri, baklagiller, sebze-meyve alanları ve yumru bitkileri için dekar başına 6.6 TL, yağlı tohumlu bitkiler, endüstri bitkileri yetiştirilen alanlar için dekar başına 8.25 TL gübre destekleme ödemesi yapılmıştır. Gübre desteklenmesi ülke genelinde daha fazla bir gübrelemeye neden olabilmektedir fakat çiftçiye maliyetinin önemli bir bölümünü devletin üstlenmesi nedeniyle kimyasal gübreler dikkatle sarf edilen bir girdi olma özelliğine kavuşamamıştır. Doğru bir gübreleme için toprak 2046

ve bitki analizlerine başvurulmalıdır. Ancak bu yöntemlere başvurarak yapılan gübreleme oranı olması gerekenin yüzde bir kaçı düzeyindedir. Gübre desteklemelerinin ulaştığı parasal değerlere bakıldığında; 2005-2014 yılları arasında üreticilere toplam 5 milyar TL gübre desteği ödemesi yapılmıştır. Devletin bu konuda çok etkili bir araca sahip olduğunu söylenebilir. Ancak henüz bu aracın yeterince etkin kullanılmadığı açıktır. Desteklemede kullanılan kaynağın bu amaca da yönlendirilmesi pek çok yararı yanında, kaynağın küçük çiftçilere yönlendirilmesi amacına da hizmet edecektir. 3.2 Gübre Fiyatları Dünya piyasalarında hammadde fiyatları artışı, gübre üretim maliyetinin artmasına neden olmaktadır. Üretim maliyetlerindeki artış ise üretilen gübrenin fiyatının yükselmesine yol açmaktadır. 2007 yılında dünyada petrol ve buna bağlı olarak doğalgaz fiyatları arttıkça kimyasal gübre fiyatları yükselmektedir. Dünya gübre fiyatlarındaki yükseliş, maliyet artışları yanında, gübre talebindeki artıştan da kaynaklanmaktadır. Özellikle Arjantin ve Brezilya da bioyakıt için gerekli enerji bitkileri üretiminin yarattığı artan gübre talebi, dünya gübre arz talep dengesini bozmuş ve gübre fiyatlarını yükseltmiştir. Ülkemizde de bu etkinin görülmesiyle birlikte, 2007 yılında kimyevi gübre fiyatlarında %31-54.5 arasında yüksek oranlarda artışlar gerçekleşmiştir. 2002-2014 yılları arasında ise gübre fiyatlarındaki artışlar %349-456 oranında değişim göstermiştir (Çizelge 3.1). Çizelge 3.1. Türkiye de Gübre Fiyatları Gübre (TL/ton) 2002 2014 Değişim (%) A.Sülfat %21 162 566 349 A.Nitrat %26 176 762 433 A.Nitrat %33 193 880 456 Üre 237 1.039 438 DAP 354 1.405 397 Kompoze 20.20.0 254 946 372 Kaynak: GTHB, BÜGEM Gübre fiyatlarındaki bu yüksek orandaki artışlardan üreticiler olumsuz etkilenmiştir. Son yıllarda gübrede meydana gelen fiyat artışları çiftçinin gübre kullanımını olumsuz yönde etkilemiştir. Gübre fiyatlarındaki bu olağanüstü artışlar çiftçilerimize ve tarımsal üretime zarar vermektedir. Ülkemizde gübredeki aşırı fiyat artışlarını frenlemek için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. 4. SONUÇ VE ÖNERİLER Türkiye de gübre üretimi tüketimin %70 ini karşılamasına rağmen, gübre tüketimi son 15 yıldır 5 5.5 milyon ton arasında sabitlenmiştir. Gübre tüketiminde yaşanan bu istikrarsızlık, kimyevi gübre politikalarında uygulanan destekleme sisteminin sürekli değiştirilmesi ile birlikte gübre fiyatlarında meydana gelen artıştan kaynaklanmıştır. Gübre tüketiminin artması, çiftçi gelirlerinin artmasına, çiftçi gelirlerinin artması da dünya ile rekabet edebilir bir tarım sektörüne bağlıdır. Tarımda bu yapıyı sağlamanın yolu ise tarımın yapısal sorunlarına çözüm bulacak tarım reformundan geçmektedir. 2047

Türkiye de hammadde kaynakları bulunmadığından kimyasal gübre sektörü %90 nın üzerinde dışa bağımlıdır. Gübre ithalatı ile tüketimimizin yaklaşık %50 sini karşılamaktayız. Tarım kesimini ve ekonomiyi olumsuz etkileyen bu durumunun düzeltilmesi ve tarım alanlarındaki girdi kullanım miktarının artırılarak birim alandan elde edilen ürün miktarının yükseltilebilmesi için, gübre politikasında istikrar sağlanarak, gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerde olduğu şekilde çiftçi desteklenmelidir. Bu destek çiftçinin refahının artırılması, girdilerini alabilecek mali güce kavuşması ve tarımsal üretimin devamını sağlamaya yönelik olmalıdır. Sürdürülebilir tarım için doğru cins ve miktarda gübre kullanımı çok önemlidir. Doğru cins ve miktarda gübre kullanımının en etkili yolu ise toprak ve bitki analizlerine dayalı uygulamalardır. Toprak ve bitki analizlerine dayalı gübreleme tüketici eğitim programının önde gelen konularından birisi olmalıdır. Ülkemizin topraklarının organik madde bakımından düşük ve ph ının yüksek olması nedeniyle, gübreleme ile toprağa verilen ve toprakta bulunan fakat bitki tarafından alınamayan bitki besin maddelerinin faydasını artırmak amacıyla, toprak düzenleyici ve organik gübrelerin kullanımının yaygınlaştırılması gerekmektedir. Gübre sektörünün çıktısını kullanan tek sektörün tarım olması ve bu sektördeki eğitim seviyesinin düşüklüğü bilinen bir gerçektir. Çiftçinin bilgi ve becerisini geliştirme çalışmalarının yetersizliği, vb. faktörler doğrudan gübre tüketimini ve dolayısıyla sektörü etkilediği düşünüldüğünde; ilgili kurum ve kuruluşların çiftçi eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına yoğunlaşması gerekmektedir. KAYNAKLAR Anonim, 1996. T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel Gübre İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: DPT:2445-ÖİK:502. Anonim, 2015. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, BÜGEM, Ankara. Gaytancıoğlu, O., 2009. Dünya da ve Türkiye de Tarımsal Destekleme Politikası, İstanbul, İTO Yayınları, Yayın No: 2009-14. Kaplan, M., 1999. Gübre Desteklenmeli Ama Nasıl? Ekin Dergisi. Olhan,E.,1997. Türkiye de Bitkisel Üretimde Girdi Kullanımının Yarattığı Çevre Sorunları ve Organik Tarım Uygulaması-Manisa Örneği- Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı, Basılmamış Doktora tezi, Ankara. Olhan,E.,2000. Türkiye de Gübre Sübvansiyon Politikaları- İçel İli Turunçgil Üreticileri Açısından Bir Değerlendirme-, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yayını, ISBN:975-93976-3-3, Ankara s.15-23. TUİK, 2015. Türkiye İstatistik Kurumu 2048