Türkiye Ekonomisi İçin Kriz-Sonrası Alternatif Uyum Stratejileri * Ebru Voyvoda & Erinç Yeldan

Benzer belgeler
ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Cari açık ve finansmanı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

İthalat 5 birim olduğuna göre, toplam talep kaç birimdir?

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA)

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

2016 Temmuz Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Murat ÇETİNKAYA Başkan. 26 Temmuz 2016 Ankara

MALİYE POLİTİKASI II

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI

ORTA VADELİ PROGRAM HEDEFLERİ VE UYGULAMA SONUÇLARI (13 Ekim 2017) Zafer YÜKSELER

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

tepav Mart2011 N POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

İçindekiler kısa tablosu

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7. Orta Vadeli Öngörüler

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

Büyümeyi Sürdürmek: Yurtiçi Tasarrufların Önemi

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla) GSYH (Milyar $, Cari Fiyatlarla)

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

FİNANS VE MAKROEKONOMİ. Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme. Finansal Krizler ve Ekonomi

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

MAKROEKONOMİK GELİŞMELER 2011

DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR 2006


%7.26 Aralık

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:4

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Piyasa Türleri. Nihai Mal Piyasaları Reel Kesim. Üretim Faktör Piyasaları Reel Kesim. Para ve Sermaye Piyasaları Finansal Kesim

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı

Merkez in 2016 Para ve Kur Politikası..! Kararlı para politikası duruşu enflasyonu düşürmekte temel belirleyici olmuştur..!

6. Kamu Maliyesi Bütçe Gelişmeleri

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%)

6. Kamu Maliyesi Bütçe Gelişmeleri

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİNDEKİ SON GELİŞMELERE ÇANAKCI. Hazine Müsteşarı. 11 Ağustos A

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU(EURO) YILLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

AR& GE BÜLTEN. Ekonomide Büyüme Trendi Ne Kadar Sürecek?

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Dengesi Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. VE KONSOLİDASYONA TABİ BAĞLI ORTAKLIĞI 1 OCAK 31 MART 2016 KONSOLİDE ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

Sayı: Temmuz PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 21 Temmuz 2011

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

Sosyoekonomi / / Deniz Aytaç. Sosyo Ekonomi

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

Tablo 7.1: Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

TÜRKİYE NİN 4 ANA SORUNU ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 11 Aralık 2015

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

BASIN DUYURUSU 31 Aralık 2014

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Türkiye ekonomisi 2012 yılında net ihracatın ve kamu sektörünün katkısıyla %2.2 büyüdü.

ORTA VADELİ PROGRAM

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

T.C. MALİYE BAKANLIĞI

Transkript:

Türkiye Ekonomisi İçin Kriz-Sonrası Alternatif Uyum Stratejileri * Ebru Voyvoda & Erinç Yeldan Giriş Bu yazıda Türkiye ekonomisi için 2001-krizi sonrasında uygulanabilecek alternatif kamu maliyesi ve kamu yatırım stratejilerinin analiz edildiği bir makro ekonomik genel denge modelinin sonuçları özetlenmektedir. Model çalışmasının temel kurgusu kamunun eğitim ve diğer sosyal hizmet yatırım harcamalarıyla iktisadi büyüme arasındaki tamamlayıcılık ilişkisine dayanmakta ve mevcut yapısal uyum programı altında uygulanan daraltıcı maliye politikalarının Türkiye ekonomisinde uzun dönemde önemli büyüme ve sosyal refah kayıplarına yol açacağını vurgulamaktadır. İç borç stokunun hızlı artışı, iç borçların çevrilebilmesi ve yeniden istikrar altında büyümeye geçiş sorunları Türkiye ekonomisinin 2000 li yıllardaki ana gündem maddelerini oluşturmaktadır. İç borç servisinin kamu harcamaları içinde olağanüstü bir büyüklüğe sahip olması bir yandan ekonomik istikrarsızlığın önemli bir kaynağını oluştururken, bir yandan da yurt içi tasarrufların sabit sermaye yatırımlarına dönüştürülmesini kısıtlayarak ulusal ekonominin büyüme potansiyelini daraltmaktadır. Ayrıca iç borçlanma senetleri üzerine ödenegelen aşırı derecede yüksek reel faizler gelir dağılımını sermaye ve rantiyer gelirler lehine bozmakta, kamunun sosyal hizmetlerini aksatmakta ve enflasyonist baskıları güçlendirmektedir. Bu koşullarda Türkiye ekonomisinde iç borç idaresi, kamu yatırımlarının sürdürülmesi, ve büyümenin kaynaklarının yeniden canlandırılması üzerine alternatif iktisat politikalarının analizi önem kazanmaktadır. Bu türden bir çalışma ise Türkiye ekonomisinin makro ekonomik dengelerini ve yapısal koşullarını yakından gözeten bir analitik model çerçevesinde alternatif iktisat politikalarının ve büyüme stratejilerinin sınanmasını gerekli kılmaktadır. Bu çalışmada referans verilen analitik model, iktisat yazınında nesiller arası endojen büyüme modelleri olarak bilinen bir analitik kurguya dayanmaktadır. Modelin ana ekseni, kamu eğitim ve sosyal hizmet yatırımlarıyla beslenen işgücü üretkenliğindeki artışların milli gelirde büyümeye kaynak oluşturmasıdır. Büyümenin bir diğer kaynağı da özel sektör sabit sermaye yatırımlarından kaynaklanmaktadır. Dışa açık bir iktisadi yapı altında kurgulanan bu model, 1990-sonrası Türkiye ekonomisinin makro ekonomik gelişmelerine uyarlanmış ve 2001 krizi sonrasında kamunun iç borç dinamiği ve büyüme hedeflerinin sınanması amacıyla kullanılması planlanmıştır. İktisadi büyüme yazını bizlere eğitim ve diğer sosyal altyapı harcamaları ile milli gelirin büyümesi arasında doğrudan ve kuvvetli ilişkiler bulunduğunu göstermektedir. Eğitim yatırımları işgücünün verimliliğini doğrudan yükseltmekte ve sürdürülebilir bir büyüme için önemli dışsallıklar sağlamaktadır. Buna ek olarak, orta sınıfların kendisini yeniden üretebilmesi için devletin eğitim yatırımlarına yönelik harcamalarının önemi büyüktür. Buna karşın Türkiye de 2000 li yıllarda iç borç idaresi amacıyla uygulanan mevcut program (GEGP), kamunun faiz dışı harcamalarına, özellikle kamu yatırımları ve sağlık ve eğitim gibi sosyal hizmet harcamalarına, büyük çaplı kısıtlamalar getirmiştir. Dolayısıyla 2000 li yıllara * Bu yazı Ebru Voyvoda ve Erinç Yeldan (2002) Beyond Crisis Adjustment: Investigation of Fiscal Policy Alternatives in an OLG Model Model Of Endogenous Growth for Turkey çalışmasının bulgularına dayanmaktadır. Çalışmanın İngilizce olan aslına ve analilitik denklemlerine http://www.bilkent.edu.tr/~yeldane/v&yerc2002_1.pdf adresinden ulaşılabilir. 1

girerken Türkiye ekonomisinin büyüme olanakları önemli bir kaynaktan yoksun bırakılmaktadır. Modelimiz yardımıyla elde ettiğimiz bulgular, mevcut programın uygulamakta olduğu faiz dışı birincil bütçe fazlası hedeflerinin potansiyel büyüme olanaklarında önemli kayıplar içerdiğini vurgulamaktadır. Alternatif olarak sınadığımız bir maliye politikası, servetler üzerine getirilecek yeni bir vergilendirme ile kamunun eğitim yatırımlarına öncelik veren bir harcama reformu yardımıyla büyümenin canlandırılabileceğini önermektedir. Türk Kamu Ekonomisinin 1990-sonrası Bozulan Yapısı Bilindiği gibi 1990 lı yıllar Türkiye ekonomisinin kamu dengelerinde derin bir çöküşün yaşandığı yıllardır. Konsolide bütçe toplam harcamalarının dağılımında 1990 dan, 2000 e değin geçen sürede en önemli artışın borç faiz ödemeleri kaleminde olduğu bilinmektedir. Nitekim, kamu kesiminde oluşan iç borç yükü, faiz ödemelerinin hızlı artışı ile kendini 1993 yılından itibaren hissettirmeye başlamıştır. İç borç stoku hızla büyümüş ve 1990 lar boyunca her sene yapılan net yeni iç borçlanma, toplam iç borç stokunun %50 sini aşan bir tempoda sürdürülmüştür. İç borç stokunun milli gelire oranı 2001 sonunda %68 e yükselmiştir İç borç faiz ödemelerinin, gayrı safi milli hasılaya oranı ise 1990 ların başında sadece %2 civarında iken, artan iç borçlanma temposuna koşut olarak 2001 de %22 ye değin yükselmiştir. (Bkz Tablo 1). Artan faiz yükü kamunun gelirlerini rasyonel bir biçimde sosyal devlet ve büyüme amaçlı olarak kullanabilme olanaklarını ortadan kaldırmaktadır. Nitekim, iç borç faiz ödemeleri, vergi gelirlerinin 2002 Haziran itibariyle %120 sini götürmektedir. Oysa 2002 bütçesine ilişkin hedefleri vergi gelirlerinin sadece %74 ünü faiz harcamalarına ayırmayı planlamaktaydı. Diğer yandan, birincil (faiz-dışı bütçe) dengesinde her ne pahasına olursa olsun fazla yaratma kaygısı, doğrudan doğruya diğer harcama kalemlerine yansıtılmış, bu yaklaşımdan en büyük payı da yatırım harcamaları almıştır. İşçilik maliyetleri hariç tutulursa, konsolide bütçe toplam yatırım harcamalarının, 1995 ten bu yana, toplam harcamaların %6 sını aşmadığı görülmektedir. 1985 de bütçe harcamaları içinde %20.7 ye ulaşan bir paya sahip olan yatırım harcamalarının 1990 larda hızla geriletilmiş olması ve 2000 li yıllara girerken Cumhuriyet tarihinin en düşük değerlerine sahip olması çok düşündürücü bir gelişmedir. Kamu harcamaları içinde faiz harcamalarının payı giderek yükselirken, eğitim ve sağlik harcamalarının payı giderek gerilemektedir. 1990 da eğitim harcamalarına ayrılan pay, toplam harcamaların %18.8 i iken, 2000 başında bu oran %11.2 ye gerilemiş durumdadır. Kamu yatırımlarının iç borç servis yükü karşısında bu şekilde gerilemesi 1990 lı yılların en vahim sonucudur. Oysa, söz konusu yıllarda finansal serbestleştirme süreci altında Türk ekonomisinin yatırım hacminin genişlemesi ve ulusal tasarruf havuzunun doğrudan yatırımlara dönüştürülebilmesinin daha hızlı ve etkin bir biçimde gerçekleşmesi bekleniyordu. Burada bu beklentilerin gerçekleşmesi bir yana, iç borç tuzağına sıkışan kamu sektörünün her sene net yeni iç borçlanmasının üstünde bir iç borç faiz harcama yükü ile karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Bu arada devlet iç borçlanma senetlerinin sunduğu faiz arbitrajı, dışa açık sermaye hareketleri altında, olağanüstü bir spekülatif gelir olanağı yaratmıştır. (Bkz Şekil 1). Ortalama olarak %20 ler düzeyinde seyreden ve Mayıs 1995-Mayıs 1996 ve Eylül 1998-Mart Dışa sermaye akımlarına açık bir ekonomide yurt içinde TL-cinsinden sunulan faiz ile kurdaki değer kaybı arasındaki fark, finansal spekülatörün arbitrajını gelirini vermektedir. 2

1999 dönemlerinde olduğu gibi net %80 e varan finansal arbitraj, Türkiye den dış dünyaya net kaynak aktarımına neden olmuştur. Mevcut Programın (GEGP nin) Makroekonomik Hedefleri Mayıs 2001 tarihli Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı (GEGP) ve sonrasında taahhüt edilen Niyet Mektupları nın makroekonomik hedefleri söz konusu borçlanma dinamiğini kırmak için 2003 sonuna değin kamu birincil (faiz dışı) bütçe dengesinde milli gelire oran olarak %6.5 düzeyinde bir fazla yaratmayı öngörmektedir. Türkiye nin 2002 deki brüt dış borcunun gayrı safi milli hasılaya oranı, son Niyet Mektubu nda yüzde 71.7 olarak planlanmıştır. Niyet Mektubu, dış borçlanma temposunu değiştirmeden korumakta ve programın nihai yılı olan 2004 de dış borç-gsmh oranını yüzde 63.3 ile ancak 2001 düzeyine geri getirmeyi hedefleyebilmektedir. Oysa, faiz harcamalarının milli gelirin %20 sinden fazlasını götürdüğü bir ortamda sürdürülmesi planlanan kamu kesimi faiz dışı fazla hedefi ancak sağlık, eğitim, ve kamu yatırımlarında olağanüstü kısıntılar sonucu sağlanabilecektir. Sosyal hizmet yatırımlarında planlanan bu türden daralmalar ise bir yandan işgücünün verimini düşürmekte, diğer yandan da ileriki nesillerin refah düzeyini geriletmektedir. Bu saptamalardan hareketle 2000 ler Türkiye sinde devlet bütçesinin artık sosyal altyapı ve ekonomik büyüme hedeflerinden giderek uzaklaştığını görmekteyiz. 2000 ler Türkiye sinde devlet, gerek üretici, gerekse yatırımcı niteliğini tümüyle terketmiş durumdadır. Dolayısıyla, 2000 li yıllarda Türkiye kamu maliyesinin karşılaştığı temel ikilem, bir yandan borç servisinin sürdürülmesi, diğer yandan da sosyal hizmet yatırımlarının finanse edilmesi gerekliliğinden kaynaklanmaktadır. 1990 lı yılların borçlanma temposunun sürdürülemeyeceği ve iç borç yükünün toplumsal maliyetinin çok yüksek olacağı açıktır. Nitekim, analitik modelimizin 2000 li yıllara ilişkin projeksiyonu da milli gelirdeki potansiyel kayıpların giderek artacağını vurgulamaktadır. (Bkz Şekil 2). Makroekonomik Modelin Teknik Sonuçları Analtik modelimiz aracılığıyla ilk olarak mevcut programın birincil bütçe fazlası hedefi altında GSMH deki birikimli değişmeler simule edilmiştir. Burada 2004 e değin birincil bütçe fazlası olarak %6.5 hedeflenmiş, ileriki yıllarda da birincil bütçede sadece nötr bir dengenin oluşacağı varsayılmıştır. Kamu faiz dışı harcamalarındaki kısıtlamalar zorunlu olarak doğrudan doğruya sosyal hizmet yatırımlarındaki azalmalara tekabül etmektedir. Şekil 3 de modelin söz konusu varsayımlar altında büyüme patikası çizilmektedir. Model sonuçları 2000-sonrasında mevcut program altında büyüme kayıplarının %10 u aşacağını vurgulamaktadır. Görüldüğü gibi birincil bütçe fazlası hedefi iç borç stokunu ancak büyümeden fedakarlık ederek gerçekleştirebilmektedir. (Bkz Şekil 4). Simulasyon sonuçlarına göre, mevcut program altında borç stokunun milli gelire oranı %32 ye değin indirilebilmekte, ancak özel sermaye yatırımlarında anlamlı bir sıçrama kaydedilmemektedir. Bu arada gerek ücretli emeğin gelirlerinde, gerekse özel tasarruflarda önemli kayıplar yaşanmaktadır. Faiz dışı harcamaların kısılması sonucu eğitim yatırımlarındaki gerileme, büyümenin kaynaklarını da sınırlamaktadır. Bu tür bir maliye politikası, gelecek nesilleri Söz konusu kısa vedeli (sıcak) sermaye akımlarını yerleşik hanehalklarının ve yerleşik olmayanların protföy yatırımları olarak somutlarsak, 1990-2001 döneminde Türkiye nin birikimli olarak yurt dışı piyasalara toplam 14.5 milyar dolar transfer ettiği görülmektedir. 3

eğitim olanaklarının daraltıldığı ve işgücünün veriminin düşürüldüğü bir ortama mahkum etmektedir. Bu sonuçlar ışığında iktisadi olarak gerçekçi alternatifler neler olabilir? Analitik modelimizin kurgusu altında alternatif iki stratejiyi düşünmekteyiz. Bunlardan birincisi ücretli emek gelirlerinden alınacak vergilerin yükseltilmesi ve bu yolla sağlanacak fonların eğitim ve diğer sosyal altyapı yatırımlarına doğrudan kullanılmasına yönelik bir harcama reformunun uygulanmasıdır. Burada %6.5 lik birincil bütçe fazlası hedefi terkedilmekte, bütçe dengelerinin gerçekleşmesi ekonominin büyümesine bağlı olarak toplanan vergi gelirleri ile kamu harcamaları arasındaki farktan hesaplanmaktadır. Türk vergi sisteminin dolaylı vergilere ve ücretli emek gelirlerine yönelik yapısı bu kurgu altında hiç bir yapısal değişikliğe uğratılmamakta sadece 20 sene boyunca (model kurgusu içerisinde 5 nesil) ücretler üzerinden alınan vergi oranları %10 arttırılmaktadır. 3 ve 4 no lu şekiller bu türden bir vergi/harcama stratejisinin sonuçlarını karşılaştırmalı olarak çizmektedir. Görüleceği üzere, ücret vergisindeki artışlar ile finanse edilmiş ve sosyal altyapı harcamalarına yöneltilmiş bir maliye reformunun model sonuçları büyüme üzerine mütevazi de olsa daha olumlu bir görünüm sunmaktadır. Bu program altında toplanan ek vergi gelirleri doğrudan doğruya eğitim ve sosyal altyapı yatırımlarına aktarılmakta; ve böylece işgücünün verimliliği uzun dönemde yükseltilerek büyüme hızı arttırılmaktadır. Model sonuçlarına göre uzun dönemde milli gelir referans patikasının %7.3 üzerine ulaşmaktadır. Ancak, bu tür bir vergi/harcama stratejisi iç borç stokunun yükünü hafifletmemekte, uzun dönemde borç stokunun milli gelire oranı %100 ün seyrettiği gözlenmektedir. Bu sonuç, uygulanan vergilendirme stratejisinin sosyal maliyetlerinin de yüksek olacağı gözönüne alındığında başka alternatiflerce desteklenmesi gereğini vurgulamaktadır. Böylesi bir alternatif kümesi arasında servetlerin vergilendirilmesi düşünülebilir. Modelimizin analitik kurgusu içerisinde özel kesim birikimli servet stokunun vergilendirilerek elde edilen kaynağın yukarıdaki uygulamada da olduğu gibi doğrudan doğruya sosyal altyapı yatırımlarında kullanılması bir ikinci alternatif senaryoyu oluşturmaktadır. Burada ücretler üzerinden alınan vergiler eski düzeyinde korunmakta, birincil bütçe fazlası hedefi de geriye çekilmektedir. Modelin sonuçları 3 ve 4 no lu şekillerde özetlenmektedir. Böylesi bir vergi/harcama stratejisinin büyüme üzerine olan sonuçları uzun dönemde daha olumludur. Model sonuçları burada net bir ikilemi vurgulanmaktadır. Servet üzerinden alınan vergi yükü özel tasarruf havuzunu ve dolayısıyla özel sermaye yatırımlarını geriletmektedir. Ancak bu olumsuz etki iki yönden bertaraf edilmeye çalışılmaktadır: birincisi, kamu maliyesindeki görece iyileşmeye koşut olarak borç servisi daha ucuza mal olmakta ve faiz oranı gerilemektedir. Böylece sabit sermaye yatırımlarının piyasa maliyetinin düşmesi sağlanmaktadır. İkinci olarak, elde edilen fonların daha iyi eğitilmiş bir işgücünün sağlanmasına yönelik olarak kullanılması sonucu ekonomide verimliliğin yükseltilebilmesi olası kılınmaktadır. Uzun dönemde bu iki olumlu etki, ekonomik büyümenin hızlanması ve borç stokunun aşağıya çekilmesi sonuçlarını doğurabilmektedir. Dolayısıyla, modelimizin bulguları servet stoku üzerine getirilecek bir ek vergi aracılığıyla finanse edilecek sosyal hizmet yatırımlarının, mevcut programa görece uzun dönemde daha olumlu sonuçlar vereceğini önermektedir. Sağlanan büyümenin olumlu sonuçları ileriki nesiller arasında daha dengeli dağılmakta ve borç yükünde de artan büyüme temposu altında önemli ölçüde tasarruf edilebilinmektedir. 4

Sonuç Bu çalışma çerçevesinde özetlenmeye çalışılan ve, uygulanan yöntemin doğası gereği, soyut düzeyde tartışılan sonuçların kanımızca en önemli vurgusu iktisat politikası alternatiflerinin her zaman var olduğudur. Alternatifsiz bir iktisadi politikanın varlığından söz edilemeyeceği gibi, uygulanan reform politikalarının da maliyetlerinin olduğu ve bu maliyetlerin asgariye indirilmesinin ancak bilimsel araştırmalar sonucu ortaya konulabileceği ortadadır. Elimizdeki analitik yaklaşım, 2000 li yıllarda sürdürülmesi planlanan kamu kesimi faiz dışı fazla hedefinin toplumsal maliyetlerinin çok yüksek olduğu kurgusundan hareket etmektedir. Mevcut programda öngörüldüğü üzere, sağlık, eğitim, ve kamu yatırımlarında olağanüstü kısıntılar sonucu sağlanabileceği görülen birincil fazla yaratma politikası uzun dönemde kamunun borç servisi yükünü hafifletebilmekte, ancak kamunun faiz dışı harcamalarını ve özellikle sosyal altyapı yatırımlarını kısıtlamaktadır. Sosyal hizmet yatırımlarında planlanan bu türden daralmaların ise bir yandan işgücünün verimini düşüreceği, diğer yandan da ileriki nesillerin refah düzeyini gerileteceği öngörülmektedir. Burada vurgulanması gereken diğer bir husus, analitik modelin soyut kurgulaması altında uygulanan alternatif maliye politikalarının doğrudan doğruya Türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin gerçekleşecek öngörüler şeklinde algılanılmaması gereğidir. Elde edilen sonuçlar öncelikle bir akademik çalışmanın iktisadi politika alternatifleri üzerine yaratıcı bir tartışma yaratma zemini oluşturma çabası olarak nitelendirilmeli ve iktisat politikası alternatiflerinin zaman içerisinde çeşitlendirilmesi için bir ilk adım olarak değerlendirilmelidir. 5

Tablo 1. Türk Ekonomisi' nin Temel Özellikleri, 1995-2001 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 Reel Büyüme Hızı GSYİH 7.2 7.0 7.5 3.1-5.0 7.4-7.4 Yatırım Harcamaları 9.1 14.1 14.2-3.2-13.7 16.0-31.7 Özel 16.9 12.5 10.1-6.7-18.8 14.1-35.1 Kamu -18.7 24.4 30.1 8.0 1.0 20.8-22.0 GSMH oranı (%) Cari İşlemler Dengesi -1.4-1.3-1.4 1.0-0.7-4.8 1.4 İç Borç Stoku 42.8 46.2 47.8 47.2 29.3 29.0 68.1 Dış Borç Stoku 11.9 8.1-4.8-5.6 55.7 59.1 74.3 Bütçe Dengesi -4.0-8.3-7.6-7.0-11.6-10.9-15.6 Kamu Kesimi Borçlanma Gereği 5.2 8.8 7.6 9.2 15.1 12.5 15.9 Kırılganlık Göstergeleri Kısa Vadeli Dış Borçlar / Merkez Bankası Uluslararası Resevleri (%) 128.7 104.2 95.1 105.4 98.9 127.6 85.9 M2Y / Merkez Bankası Uluslararsı Rezervleri (%) 354.0 314.1 287.8 321.8 329.4 381.4 380.6 İç Borç Faiz Ödemeleri / Toplam Vergi Gelirleri (%) 43.9 59.2 41.7 61.0 66.4 63.7 103.4 İç Borç Faiz Ödemeleri / Net Yeni İç Borçlanma (%) 93.7 83.1 63.5 97.9 87.5 137.8 47.2 Net Yeni İç Borçlanma / İç Borç Stoku (%) 52.4 57.8 52.4 49.5 49.3 37.1 70.2 Kaynaklar: DPT, Temel Ekonomik Göstergeler; Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Temel Ekonomik Göstergeler;

70 60 50 40 30 20 10 0-10 -20-30 -40 Şekil 1. Finansal (Spekülatif) Arbitraj (1+R)/(1+E) Jan.92 33725 Sep.92 Jan.93 34090 Sep.93 Jan.94 34455 Sep.94 Jan.95 34820 Sep.95 Jan.96 35186 Sep.96 Jan.97 35551 Sep.97 Jan.98 35916 Sep.98 Jan.99 36281 Sep.99 Jan.00 36647 Sep.00 Jan.01 37012 Sep.01 Jan.02

Şekil 2. 1990-Sonrası GSMH'nin Potansiyel GSMH'ye Görece Beklenen Birikimli Kayıp Düzeyi (%) 20.00 16.00 12.00 8.00 4.00 0.00 1990-1993 1994-1997 1998-2001 2002-2005 2006-2009 2010-2013 2014-2017 2018-2021 2022-2025 2026-2029

Şekil 3. Alternatif Senaryolar Altında 1990-Sonrasına Görece GSMH'deki Birikimli Değişmeler (%) 55 Servet Vergisi İle Finanse Edilmiş Egitim Harcama Reformu Altında Büyüme Kazanımları 45 35 Ücret Vergisindeki Artışlar ile Finanse Edilmiş Eğitim Har. Reformu Altında Büyüme Kazanımları 25 15 5-5 -15-25 2002-2005 2006-2009 2010-2013 2014-2017 2018-2021 2022-2025 2026-2029 2030-2033 2034-2037 2038-2041 Mevcut Programın Birincil Bütçe Fazlası Hedefi Altında Büyüme Kayıpları 2042-2045 2046-2049

3 Şekil 4. Alternatif Senaryolar Altında Borç Stokunun GSMH'ye Oranı (%) 1990'ların Politikaları 2.5 2 Ücret Vergisindeki Artışlar ile Finanse Edilmiş Eğitim Har. Reformu 1.5 Servet Vergisi İle Finanse Edilmiş Egitim Harc. Reformu 1 0.5 Mevcut Programın Birincil Bütçe Fazlası Hedefi Altında İç Borç Stoku 0 2002-2005 2006-2009 2010-2013 2014-2017 2018-2021 2022-2025 2026-2029 2030-2033 2034-2037 2038-2041 2042-2045 2046-2049 2050-2053