İnsan ve Bilim İNSAN VE BİLİM

Benzer belgeler
11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

BİLİMİN DOĞASI VE BİLİM TARİHİ «Bilim, Anlamı ve Kapsamı»

Economic Policy. Opening Lecture

Bilim ve Araştırma. ar Tonta. H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü

Temel Kavramlar Bilgi :

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

ADIM ADIM YGS-LYS 41. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI- SINIFLANDIRMANIN TARİHÇESİ- ÇEŞİTLERİ

Bilimsel Araştırma Yöntemleri AHMET SALİH ŞİMŞEK (DR)

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

SUNUM PLANI Bilim nedir? Bilimin Doğası kavramı Bilimsel çalışma nasıl yapılır? Bilim ve teknoloji arasındaki ilişki Bilim-Teknoloji ve Sosyal

BİLİM BİLİM SUNUM PLANI BİLİM BİLİM. Bilim nedir?

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ (1) Y R D. D O Ç. D R. C. D E H A D O Ğ A N

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

ANTROPOLOG TANIM A- GÖREVLER

5. MESLEKİ REHBERLİK. Abdullah ATLİ

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI (Zooloji) 1. Laboratuvar: Hayvan Sistematiği, Simetriler, Vücut Yönleri, Kesitler

Evrim Teorisine Giriş. Evrim çoğunluk tarafından yanlış bilinir, fakat bu durum herkesin evrim hakkında bir fikri olmasını engellemez.

BİLİM VE BİLİMSEL ARAŞTIRMA YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

İŞVERENLERİN ÇALIŞANLARDAN BEKLENTİLERİ

KAVRAMLAR TUTUMLAR BECERİLER

Laboratuvara Giriş. Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü TBT 109 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 3. Hafta (03.10.

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

KAYNAK: Birol, K. Bülent "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

Bilimsel Araştırma Yöntemleri II

BİLİMSEL ÇALIŞMA YÖNTEMİ

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

EĞİTİM FELSEFESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

HAYVANLAR ÂLEMİ. Nicholas Blechman. Hazırlayan Simon Rogers. Çeviren Egemen Özkan

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK

Antropoloji ANTROPOLOJİ

IB İLK YILLAR PROGRAMI (PYP) NEDİR? F M V Ö Z E L I S P A R T A K U L E I Ş I K İ L K O K U L U

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (18 Ocak-11 Mart 2016 )

BİLİMSEL ARAŞTIRMA SÜRECİ ve BECERİLERİ

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

ÖÖY II Yrd.Doç.Dr.M.Betül YILMAZ

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR.

Programlama Nedir? Bir bilgisayar bilimcisi gibi düşünmek ve programlama ne demektir?

Eleştirel Düşünme Tahir BENEK S

KENDİNİ TANI. NBS İNSAN KAYNAKLARI HR PROFESSIONAL Gözde YILDIZ ULUKURT 21 Ocak 2016

ISBN

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

ONLİNE EĞİTİM ALAN ÖĞRENCİ BAŞARISININ BELİRLENMESİ. Özet

EKLER EK A. ĠLKOKUL 1., 2. VE 3. SINIF ÖĞRETMENLERĠNĠN MATEMATĠK ÖĞRETĠMĠNDE KARġILAġTIKLARI SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠNE YÖNELĠK ALGILARI

BİLİM İLE BİLİMSEL YÖNTEM İLİŞKİSİ

0 grubu: Kendine güven, cesaret. A grubu: Sinirli ve hassas. B grubu: Uyumlu ve yaratıcı. AB grubu: En çekici ve ilginç. Kan gruplarının oluşumu

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Mitoloji ve Animizm, Fetişizm. Dr. Süheyla SARITAŞ 1

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

DENİZYILDIZI GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ 2015

Bitkisel Tasarım Đlkeleri -2

ZOOLOG TANIM A- GÖREVLER

Ders Adı : TÜRK DİLİ I: SES VE YAPI BİLGİSİ Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3. Ders Bilgileri.

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

Pazarlama araştırması

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

MEB kitaplarının yanında kullanılacak bu kitap ve dijital kaynakların öğrencilerimize;

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

Zaman Çizgisi. Venn Şeması

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN

Eğitim Bilimlerine Giriş

Giriş Bölüm 1. Giriş

Yapılandırmacılık ve Proje Tabanlı Öğrenme S

Kavram ortak özelliklere sahip birbirine benzeyen nesneleri ya da olayları bir araya getirerek bir ad altına toplamaktır.kavram;

FEN ve TEKNOLOJİ ÖĞRETİMİNDE. Neden işbirliği? Neden birbirimize yardım ederiz? İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME

VERİ TOPLMA ARAÇLARI

EVRİM VE FOSİL KANITLAR 4. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği

EVRİM VE FOSİL KANITLAR 4. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği

İçindekiler. xiii. vii

Ontolojik Yaklaşım (*)

GELİN MESLEK SEÇELİM Güven Derman > guvenderman@gmail.com

DEĞERLER EĞİTİMİ FARKLILIKLARA SAYGI

Kuantum Bilgisayarı ve Qbit

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM ALANI

KENDİNİZİ NASIL GÖRÜYORSUNUZ? (JOHARİ PENCERESİ)

Futbol ve Maç Analizi

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

Matematik Öğretimi. Ne? 1

Tablo: Grid tekniğinin genel yapısı

Batı Toplumuna İlk Kez Rakip Çıkardık

LİSE REHBERLİK SERVİSİ

1. SINIF 2. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Öğretim Yılı

DENEYSEL ARAŞTIRMALAR İÇİN DONANIM GELİŞTİRİLMESİ DENEYSEL ARAŞTIRMALAR İÇİN DONANIM GELİŞTİRİLMESİ. M. Ali YILDIZ Commat Ltd. Şti.

Kısa İçerik. KISIM I Omurgalıların Çeşitliliği, Fonksiyonu ve Evrimi 1. KISIM II Amniyonsuz Omurgalılar: Balıklar ve Amfibiler 71

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Transkript:

İnsan ve Bilim İNSAN VE BİLİM İnsan kendine özgü bir yaratıktır. Birçok yetenekleri ile hayvanlardan ayrılır. Böylece hayvanlardan ayrıcalıklı olan insanoğlu yeryüzüne uymaz tam tersi onu biçimlendirmeye çalışır. Varlığıyla, düşünüşüyle doğayı inceler araştırır. Doğa dünyanın her yanında yaşayan canlıların çevreyle uyumunun sayısız örnekleri ile doludur. Fakat insan çevresindeki diğer varlıklara göre daha farklı bir şekilde hareket ederek diğerlerinin yapamayacağı pekçok şeyi varder. Bu varediş belki onun zaman içinde geçirdiği varoluş serüveni sırasında öğrenmiş olduğu şeylerin bir yansıması niteliğindedir. (Bronowski 1975:19) İnsanlar ya da insansı canlılar yaklaşık 3 milyon yıldır yeryüzünde yaşamaktadırlar. (Braidwood 1995:13) İnsanın atalarından günümüze uzanan evrimsel çizgi içerisinde primat takımının öteki üyelerinde ayırt etmekte zorluk çekilen bir yapı ve onlarınkinden öteye gidemeyen bir kültür düzeyine sahipken geçirmiş olduğu biyolojik ve zihinsel evrimine paralel olarak teknolojik becerileri de bir ilerleme gösterdi. Milyonlarca yıl süren evriminin son döneminde avcı-toplayıcı iken tarıma başlayan ve dolayısı ile yerleşik hayata geçen insanoğlu fiziksel olarak tamamlamış olduğu evrimin kültürel boyuta taşıyarak dünyadaki diğer canlılardan farklı olduğunu bir kere daha ortaya koymuştur. (Wells 1994:32) İnsan nereden geldiğini, kökenini hep merak edegelmiştir. Bu nedenle çeşitli kültürlerde ve dinlerde insanın kökenine ilişkin çok sayıda öyküye rastlarız. Örneğin bir Çin öyküsüne göre insan ölen tanrının pirelerinden oluşmuştur. Ortadoğu dan kaynaklanan dinlerde ise insanın kökeni Tanrı tarafından yaratılmış olan Adem ve Havva ya dayanır. Birbirinden ne kadar farklı olura olsun bu öykülerin ve inançların ortak yanı insanı doğadan ve diğer canlılardan ayrı bir yere oturtmasıdır. (Lewin 1998:1) İnsanın kökenlerine dair olan birçok görüş bulunmakta olup bunlar taban tabana zıt olan noktalardan hareket ederek insanın kökenlerinin temelini açıklamaya çalışmaktadır. İnsanın kökenini açıklamaya yönelik olan görüşlerden biri Teolojik Görüş olarak kabul edilir. Bu görüşe göre insan birden bire dünya

üzerinde halk edilmiştir. Eskiden oldukça taraftar toplamış olan bu görüş, günümüzdeki bilimsel çalışmaların sonucunda ortaya konan ve insanın evrimsel bir süreç sonunda ortaya çıktığını savunan görüşü karşısında bulmuştur. Evrim konusunda yaşanan bir takım boşluklara rağmen, konuyla ilgili çevrelerin büyük bir kısmı hayvan ve bitki dünyasındaki evrimi kabul ederek, insanın yavaş yavaş gelişen ve günümüzde Homo sapiens sapiens olarak adlandırılan varlık haline dönüştüğüne inanmaktadır. İsveçli botanist Carolus Linnaeus tarafından sınıflandırma sonucunda hayvanlar aleminin primat takımının bir türü olan insanoğlunun dünyamızda varolan yüzbinlerce hayvan türü içerisinde diğerlerine oranla daha özel bir yeri olduğu gündeme getirilmiştir. Charles Darwin in yaptığı araştırmalar sonucunda ise insanın evrimi ile ilgili birçok cevaplanamayan konu aydınlanmaya başladı. Homo sapiens sapiens i diğer canlı türlerinden ayıran fiziksel özelliklerinin haricinde insanın sosyal bir varlık olarak nitelendirilmesi en önemli özelliği olarak kabul edilir. Konuşma yeteneği ve kültürü ile üstünlüğünü bir kere daha ortaya koymuştur. (Akkayan, 1979:1) İnsanoğlu, dünya üzerinde gözüküşünden bu yana, kendisini merak eden, nereden gelip nereye gittiğini ve davranışlarının nedenini bilmeyi isteyen bir canlı olarak karşımıza çıkar. Bazı yazarlara göre bu soruların cevabını arayan insan, tarihinin önemli bir bölümünü yanıt bulmaya yönelik olan çabalarına harcamıştır. Fakat bilgisinin ve taknolojisinin sınırlı olması nedeniyle, tarihinin büyük bölümünde davranışlarını ve özgeçmişini açıklayabilecek kadar güvenilir bilgiyi toplayamamıştır. İşte bu nedenlerden ötürü yanıt bulmaya çalıştığı sorunlara büyük ölçüde mitler ve halk öyküleri ile açıklama getirmeye çalışmıştır. (Saran 1993:141) Zaman içinde yaşanan gelişmelere paralel olarak farklı şekillerde tanımlanmaya başlanan insan Homo faber (alet yapan), Homo kriminalis (yıkıcı, suçlu insan), Homo belligere (savaşan, savaçcı insan), Homo spektatus (seyirci insan), Homo praksis (bildiğini yapan, uygulayan), Homo ekonomikus (üreten ve tüketen) vb. birçok şekilde tanımlanmaya çalışılmıştır. Çeşitli bilim dallarına üye olan uzmanların tanımlamaları doğrultusunda getirilen bu farklı açıklamalara

antropolog olarak bizlerde Homo culturalis yani kültür yaratan, kültürü öğrenen ve öğreten insan. (Güvenç 1995:196) Varolduğumuz andan itibaren dünya üzerinde pek çok şey yaptık. Artık eskiden olduğu gibi mağaralarda ya da göl kenarlarında yaşamıyoruz. Yaşadığımız gezegene sığamayacak bir hal aldık. Nüfus olarak yaşadığımız gelişme, teknolojinin getirdikleri vb. birçok şeyi insanoğlunun binlerce yılda elde ettiği birikimin bir göstergesi olmuştur. Alfabenin kullanılmaya başlanmasından sonra üç bin yıl gibi kısa bir süre içinde Ay a ayak basma ve 500 milyon kilometre uzaklıktaki Mars Gezegeni ne araştırma araçları indirme başarısını gösteren insanın acaba en büyük başarısı ne oldu? (Akurgal 1998:2) Bize göre bu sorunun yanıtı bilimdir. Bilim bilme, evreni algılayabilme; olay ve olgulara yorumlar getirerek doğa güçlerini kontrol edebilme ihtiyacından ve güdüsünden kaynaklanan bazen süreç bazen sonuç olarak algılayabileceğimiz bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. (Arseven 1993:1) İnsanoğlunun dünya yüzünde dolaşmaya başlamasından bu yana, adım adım geliştirdiği ve bugün bilim adını verdiğimiz özel alanın, belirli sınırlara erişip belirli yollara sahip olmasının tarihi pek gerilere gitmez. Yaklaşık olarak bilim, insanlık tarihinin son yüzyılı içinde geliştirdiği bir alan olmasına karşılık insanoğlunun yaptıkları ve yarattıkları içinde en ilginç olanıdır. (Saran, 1993:10) Bilim, insanoğlunun soru sormasıyla başlamıştır denilebilir. Üzerinde yaşamakta olduğumuz dünya ve evren üzerine sorulan geçerli sorulara verilen güvenilir cevaplardan doğa bilimleri doğmuştur. İnsanoğlunun kendisi ile ilgili geçerli sorulara verdiği cevaplardan ise sosyal beşeri bilimler doğmuştur. Bilimlerin gelişmesinde geçerli olan yani cevaplandırılması mümkün olan soruların değişme hızı az olmakla beraber güvenilir olan ya da daha doğru olduğuna inanılan cevaplar sürekli bir şekilde değişmektedir. Bu değişmenin sebebi insan toplumunun temelinde yatan arayışla bağlantılıdır. (Güvenç 1994:19) İçinde doğduğu çevreyi tanımak, öğrenmek ve ondan değişik amaçlarla yararlanmak çabası bütün insanların ortak özelliğidir.

İnsan çevresini tanımak ve öğrenmek için yoğun ve kararlı çabalar göstermekte ve ondan yararlanmada çok yüksek bir performansa ulaşabilmektedir. Ne var ki bu çabalardaki etkinlik ve verim göz önüne alındığı zaman insanlar arasında da farklılıklar olduğu görülür. Bu tür çabalar incelendiği zaman sadece bilim adamlarının diğerlerinden daha etkili ve verimli oldukları görülmektedir. (Serper; Gürsakal 1989:1) Latince -Sciente- kökünden türetilen -Science, bilim-, bilgi anlamındadır. Fakat günümüzde Science tüm bilginin alanıdır. Ancak bu alan öylesine çeşitli ve geniş kapsamlıdır ki, bir tanımla işin içinden çıkılamaz. Bugün bilimsel bilgi alanı psikolojik tepkilerden (anlık) zihinsel etkinliklere, termodinamiğin matematik yararlarından ırklar arası ilişkilere, yıldızların oluşumu ve parçalanmalarından kuşların göç yollarına, ultramikroskobik virüslerden extragalaktik kitlelere, kültürlerin yok oluşundan evrenin parçalanmasına kadar yayılan bir alanı kapsar. Bu derece birbirinden farklı konuları kapsayan bir alanın, herkesce kabul edilen bir tanımını yapmak olanaklı değildir. (Saran, 1993:12) Bilim konusu ile ilgili olarak yapılan bazı tanımlar ise şöyledir. Bilim uygun araştırma yöntemlerine, sağlam ve doğru düşünmeye dayanarak elde edilen ve bir olgunun belirli bir durumuna veya bir grup olguya ait tanımlar, yasalar ve ilkeler grubu olarak birleştirilmiş, nitelik veya nicelik bilgisidir. (Saran, 1993:12) Bu kavram değişik şekillerde de tanımlanmıştır. Einstein e göre bilim, her türlü düzenden yoksun duyu verileri (algılar) ile mantıksal olarak düzenli düşünme arasında uygunluk sağlama çabasıdır. (Yıldırım, 1996:18) Russell ise bilimi, gözlem ve deneye dayalı uslama (akıl yürütme) yoluyla önce dünyaya ilişkin olguları, sonra bu olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabası olarak tanımlamıştır. (Yıldırım, 1996:18) Bilimin tanımlanması konusunda görülen bu zorluk ve karmaşıklık, konusu alanında yoktur. Bugün çağdaş bilimlerin sorunları öteden beri sağduyunun çözmeye çalıştığı sorulardır. (Saran, 1993: 12) Bilim kavramının tanımında yaşanan enflasyonu bir kenara bırakarak birkaç yüzyıldır bilimsel görüşün dayandırılmaya çalışıldığı iki varsayımı burada belirtmek istiyoruz. Bunlardan birincisini geçmiş ile gelecek arasında bir

simetri öngören ve konumuza neredeyse teolojik bir yaklaşım getiren Newton Modeli oluştururken diğer varsayım ise Kartezyen Dualizmi olarak adlandırılan doğa ile insanlar, madde ile akıl fiziksel dünya ile sosyal manevi dünya arasınad köklü ayrımlar bulunduğunu söyleyen varsayım. Bu durumda ise bizler bilimsel olanla bilimsel olmayanı tanımlamaya çalışırken bazı yetersizlikler olduğunu görüyoruz. (Gulbenkian Komisyonu 1996:12) Bilim kavramını açıklamaya çalışırken bilimin bazı özelliklerini göz önünde tutmak gerekmektedir. Bilimin herkes tarafından kabul edilen tanımını verememekle beraber, hemen bütün bilim adamlarının bilimin ve bilimsel bilginin özelliği olarak kabul ettikleri özellikleri de vardır. (Saran, 1993:12) Bilim olgusaldır. Bilim mantıksal, nesnel ve eleştirici olmak zorundadır. Bilimin kendi kendini eleştirme özelliği de yine ona kendi kendini düzeltme olanağını verir. Bilim genelleyicidir. Başka bir bakımdan da geneli arayıcıdır. Bilim de bütün diğer girişim ve çabalarımız gibi, açık veya üstü örtük bir takım temel inançlara dayanmaktadır. (Yıldırım, 1996: 19, 20, 21) Bilimsel incelemeye konu olan gerçek dünya gelişi güzel değil, olguların düzenli ilişkiler içinde yer aldığı, tutarlı, kapristen uzak bir dünyadır. (Yıldırım, 1996: 22) Herbert Spencer mükemmel bir bilimsel bilgiye ulaşmanın sadece fenomeni (olayı) ve fenomenin (olayın) ilişkilerini ölçmeye muktedir olduğumuzda mümkün olacağını ileri sürer. (Baloğlu, 1997: 3) Bilimin amacı doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırmak, onu sistematik bir biçimde değerlendirmektir. Çünkü olaylar karşımıza daima karmaşık yapıda çıkarlar. Bunları sistematik olmayan bilgiden ayırarak, doğru düşüncenin ürünü haline getirmek için sebeb sonuç bağı altında birleştirmemiz gerekmektedir. Bu ise dışımızdaki olguları her türlü değer yargılarının ötesinde olduğu gibi algılamamız anlamını taşır. Bu da ancak gerçeği tarafsız bir gözle aramakla mümkün olmaktadır. (Baloğlu, 1997:8) Günümüzde bilimsel bilgi ne kadar çok oranda gündelik hayata aktarılırsa o derece incelenen konuda başarılı olunmuştur denilebilir.