MUCUR OBRUĞU NUN JEOMORFOLOJİSİ VE TURİZME KAZANDIRILMASI

Benzer belgeler
BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ

KIRŞEHİR AFET DURUMU RAPORU

Yeraltısuları. nedenleri ile tercih edilmektedir.

ORTA TOROSLARDA (SEYDİŞEHİR- GÜLNAR) KARSTLAŞMA TİPLERİ

KONYA OVASI ÇEVRESİNDE SON YILLARDA ARTAN OBRUK OLUŞUMU HAKKINDA ÖDN: 2

KONYA ĐLĐ JEOTERMAL ENERJĐ POTANSĐYELĐ

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji

AYIİNİ MAĞARASI (KAYSERİ)

GAGA G Ö LÜ (ORDU) * A.Ü.D.T.C.F. Coğrafya Bölümü ** A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

KALINLIK VE DERİNLİK HESAPLAMALARI

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

JEOLOJİK HARİTALAR Jeolojik Haritalar Ör:

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

TOPOGRAFİK, JEOLOJİK HARİTALAR JEOLOJİK KESİTLER

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ EĞİTİM KURUMLARI ANADOLU LİSESİ 10. SINIFLAR COĞRAFYA İZLEME SINAVI

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

KIVRIMLAR (SÜNÜMLÜ / SÜNEK DEFORMASYON) Kıvrımlanma

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Yapılma Yöntemleri: » Arazi ölçmeleri (Takeometri)» Hava fotoğrafları (Fotoğrametri) TOPOĞRAFİK KONTURLAR

KIRBAŞI PLATOSU GÜNEYİNDE GRANİT TOPOGRAFYASI ÖRNEKLERİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

kpss coğrafya tamam çözümlü mesut atalay - önder cengiz

Akifer Özellikleri

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

GÖLLER BÖLGESİNDE YERALTISUYU VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

DERS 1. Bölge Sınırlarını Tespiti

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Faaliyet Ön Bilgi Formu

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

VIII. FAYLAR (FAULTS)

Harita Nedir? Haritaların Sınıflandırılması. Haritayı Oluşturan Unsurlar

TÜRKİYE DE SINIRAŞAN YERALTISUYU REZERVLERİ VE KULLANIMI

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

BORABAY GOLU (AMASYA)

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

ORDU SIRA NO İLÇESİ ADI SİT TÜRÜ 1 FATSA GAGA GÖLÜ 1.VE 3. DERECE DOĞAL SİT ALANI 2 MERKEZ

TEBLİĞ. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden: İÇME SUYU TEMİN EDİLEN AKİFER VE KAYNAKLARIN KORUMA ALANLARININ BELİRLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞ

PETMA BEJ MERMER OCAĞI. PETMA MERMER DOĞALTAŞ ve MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

Yeraltı Suyu Akışı. Yeraltı Suyu Boşalımı ve Darcy Kanunu

Gemlik-Armutlu Karayolu nun bitişiğinden güneye doğru uzanmaktadır.

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YERALTI SUYU KORUMA ALANLARI

Alanı gösterilmiş olan doğal sit alanlarımız, yerinin belirli olması nedeniyle gösterilmiştir. Resmi işlemlerde, ilgili Çevre ve Şehircilik İl

MTA Genel Müdürlüğü nün Ortaya Çıkardığı Yeni Bir Kara Elmas Yöresi KONYA KARAPINAR Kömür Sahası

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Kaya çatlaklarına yerleşen bitki köklerinin büyümesine bağlı olarak çatlak genişler, zamanla ana kayadan parçalar kopar.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

4. FAYLAR ve KIVRIMLAR

TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE KESİTLER

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

... NO'LU RUHSATA İLİŞKİN (... DÖNEM) ARAMA FAALİYET RAPORU

2229 Ayrıntılı Etkinlik Eğitim Programı SAAT/ GÜN

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI

COĞRAFİ FAKTÖRLERDEN YERŞEKİLLERİNİN HARPUT UN KURULUŞU, GELİŞMESİ VE ŞEHRİN YER DEĞİŞTİRMESİ ÜZERİNE OLAN ETKİLERİ

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

Haritanın Tanımı. Harita Okuma ve Yorumlama. Haritanın Tanımı. Haritanın Özellikleri. Haritanın Özellikleri. Kullanım Amaçlarına Göre

YER DEĞİŞTİREN YERLEŞMELERE İKİ ÖRNEK: KIRATLI ve BAHÇELİ KÖYLERİ

HEYELANLAR HEYELANLARA NEDEN OLAN ETKENLER HEYELAN ÇEŞİTLERİ HEYELANLARIN ÖNLENMESİ HEYELANLARIN NEDENLERİ

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

1.Bölüm: Kayaçlar vetopoğrafya

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

KARADENİZ MÜHENDİSLİK

VAN OVASININ İKLİM ÖZELLİKLERİ. Doç. Dr. Ejder KALELİOĞLU GİRİŞ

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir.

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

KIRŞEHİR VE YOZGAT İLLERİ NEOJEN DÖNEM OMURGALI FOSİL YATAKLARININ TESPİTİNE İLİŞKİN 2011 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI KAPANIŞ RAPORU

Travertine Bridges In Turkey

Transkript:

MUCUR OBRUĞU NUN JEOMORFOLOJİSİ VE TURİZME KAZANDIRILMASI Dr. Uğur DOĞAN* ÖZET Bu çalışmada Kırşehir e bağlı Mucur ilçesi sınırları içerisinde yer alan Mucur Obruğu ve çevresinin, jeomorfolojisi ağırlıklı olmak üzere coğrafi bir etüdü yapılmış ve obruğun turizme kazandırılması konusunda öneriler sunulm uştur. Obruk, Üst M iosen-pliosen konglomera ve tüf içerikli çamurtaşları içerisinde bulunmaktadır. Obruk, tabanında görülemeyen ancak çevredeki sahada varlığı tespit edilmiş olan Eosen kalkerlerinin çözünmesine bağlı olarak meydana gelmiştir. Jeolojik, jeom orfolojik ve hidrografik özellikleri ile coğrafyacıların dikkatini çeken Mucur Obruğu, doğal güzelliği ve yam açlarında yerleşme amaçlı kullanılmış olan inlerin bulunması nedeniyle de koruma altına alınarak turizme kazandırılması gereken doğal anıtlardan bir tanesidir. GİRİŞ Bir çeşit çökme dolini olan obruklar, su ile temas ettiğinde çözünebilen kayaçların olduğu alanlarda ve bilhassa kalkerlerden oluşan arazilerde, kalker çözünm esine bağlı olarak yer altında meydana gelen karstik boşlukların üzerlerindeki yükü taşıyamayarak çökmesi sonucunda oluşan, çeşitli büyüklükteki, dairemsi, yer yer tabanında göl bulunan doğal karstik çukurluklardır. Gerek obrukların oluşumu ve şekli, gerekse de bir çoğunun tabanında bulunan doğal göller her zaman insanların ve özellikle de Coğrafyacıların ilgisini çekm iştir. Ülkemizde Obruk Platosu ve kısmen de Akdeniz Bölgesi ndeki obruklar çeşitli araştırmalara ve yayınlara konu olmuştur (Biricik 1985, Erol 1990 vb). Jeomorfolojik açıdan olduğu kadar, bulunduğu lokasyondaki beşeri hayata etkisi açısından da ilginç özellikler taşıyan * A. Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Coğrafya Bölümü.

90 UĞUR DOĞAN obruklardan bir tanesi de Mucur Obruğu dur. Mucur Obruğu bulunduğu yörede başka bir örneği olmaması, oluştuğu sahanın jeolojik yapısı ve içinde göl olması ile dikkati çekmektedir. Mucur Obruğu nun jeomorfoloji ağırlıklı olmak üzere genel coğrafik etüdünün yapıldığı bu çalışma, doğal bir anıt olarak düşündüğümüz obruğun tanıtılması ve korunarak turizme kazandırılması amacını taşımaktadır. Şekil 1: Mucur Obruğu ve çevresinin morfografik lokasyon haritası. Mucur Obruğu İç Anadolu Bölgesi nde yer alan Kırşehir il merkezinin 33 km, Mucur ilçe merkezinin ise 13 km doğusunda yer alır (Şekil 1). Obruk, Ankara-Kayseri karayolunun 1300 m. kuzeyinde, Seyfe Kapalı Havzası ile Kızılırmak Havzası su bölümü çizgisini oluşturan Ayrıdağ- Boztepe kütlesinin güneyindeki plato üzerindedir. Dairemsi bir görünüşe sahip olan Mucur Obruğu nun tabanında daimi bir göl bulunmaktadır (Şekil 2, Foto 1). Mucur Obruğu nun hemen güneyinde kurulmuş olan köy ise adını obruktan almıştır.

Mucur Obruğu nun Jeomorfolojisi ve Turizme Kazandırılması 91 Şekil 2: Mucur Obruğu ve yakın çevresinin topografya haritası. Mucur Obruğu bir çok yerbilimci tarafından bilinmekle birlikte, Chaput ve Sür den başka literatürde bahis konusu eden olmamıştır. Chaput (1936), Mucur Obruğu nu Billurlu kalkerlerden müteşekkil sıradağın (Kırlangıç Tepe nin) güney kenarında, aşağı yukarı 300 m çapında ve 50 m kadar derinlikte, huni şeklinde bir kuyu (Obruk) görülür. Bu obruk bir fay üzerinde olsa gerektir. Eğimi takriben %20 olan çeperlerde travertenli bir çimento içinde, kalker breşlerle seyrek, iri kumlardan başka bir şey görülmüyor. Çöküntü ve döküntülerle de tıkanmış bir düden (Aven) olması muhtemel olan huni şeklindeki bu çukurluğun tabanında yazı acı bir su birikintisi kalmaktadır. şeklinde tanımlamıştır. Sür (1964) ise Mucur Obruğu nu Kızıldağ ın güney yamaçlarında bir obruk bulunmaktadır ve yakınındaki köyde aynı adla anılır. Obruğun derinliği 70 m kadardır. Burası dibinde su bulunan bir çöküntü obruğudur. Çanağın derinliği hakkında bir fikir edinmek mümkün olamamıştır. Yağmurlu mevsimlerden etraftan gelen suların birikmesiyle derinliği artmaktadır. Yazın ise buharlaşma neticesinde iyice çekilmektedir. Bu obruğun yamaçları çok diktir. Tabana doğru ise yamaç döküntüleri sebebi ile meyil biraz azalmıştır. şeklinde ifade etmiştir.

92 UĞUR DOĞAN Köyü nün doğudan görünüşü.

Mucur Obruğu nun Jeomorfolojisi ve Turizme Kazandırılması 93 Obruk ve Çevresinin Jeolojisi Kırşehir M asifi nde yer alan çalışma sahasında, Üst Paleozoik, Eosen ve Üst Miosen-Pliosen dönemlerine ait formasyonlar bulunmaktadır (Şekil 3). Masife ait metamorfık kayaçlar obruğun kuzeyindeki Ayrıdağ-Boztepe kütlesinin yapısını oluşturmaktadır. Bu metamorfik kayaçlar Paleozoik şistleri ve Paleozoik mermerlerinden meydana gelmektedir. Paleozoik şistleri, mermer arakatkılı kuvarsşist, kalkşist, kuvarsit, amfibolit ve gnayslardan oluşmaktadır. Kıvrımlanma ve yapraklanmanın iyi geliştiği birim üste doğru Paleozoik mermerleri ile yatay ve düşey geçişlidir. Daha çok Boztepe nin yüksek kesimlerinde yüzeylenen Paleozoik mermerleri, beyaz ve gri renkli, çoğunlukla iri kalsit kristalli, orta kalın katmanlı ve masiftir. Mermer formasyonu arasında yer yer şistlere de rastlanır. Her iki formasyon da Üst Paleozoik olarak yaşlandırılmıştır (Kara 1997). Paleozoik şist ve mermerleri Boztepe nin zirve kesimlerinde 20 ile 30 derece arasında değişen açılarla güneye dalarken aynı birimlerin dalış açısı Boztepe eteklerinde 58-70 derece arasında değişmektedir. Buna göre Ayrıdağ-Boztepe kütlesi, kuzey kanadı doğu-batı yönlü eski bir fayla parçalanarak düşen ve bugün Seyfe Gölü Havzası nm Neojen tortullan altında kaybolan antiklinalin güney kanadından oluşmaktadır (Şekil 4). Sahada M ezozoik dönemine ait form asyonlar görülm em ektedir. T ersier e ait en eski birim ler ise kalkerlerle tem sil edilen Eosen form asyonlarıdır. A yrıdağ-boztepe kütlesinin güneyindeki senklinal alanında yer alan ve Dulkadirli kireçtaşı üyesi olarak adlandırılan (Kara, 1997) Eosen kalkerleri, Obruk Köyü nün batı ve güneyinde olduğu gibi çok az yerde mostra vermektedir (Şekil 3). Formasyon, beyaz, bej ve gri renkli olup bol miktarda nümmülit içermektedir. Eosen kalker üyesi çalışma alanımız dışındaki mostralarda, tabanda ve yatayda Alt-Orta Eosen e ait olan çamurtaşı ve kiltaşları ile yanal ve düşey geçişlidir. Sığ deniz ve resifal koşullarda gelişmiş olan kalkerlerin kalınlığı 50 m civarı olarak tahmin edilmekte ve birimin yaşı içerdiği fosillere göre Orta-Üst Eosen olarak verilmektedir (Kara 1997).

94 UĞUR DOĞAN Şekil 3: M ucur O bruğu ve çevresin in je o lo ji haritası. Şekil 4: M ucur O bruğu nun-jeolojik kesiti. Sahadaki en genç formasyon Neojen e aittir. Çalışma alanının büyük bir kesiminde yüzeylenen Neojen formasyonu (Şekil 3) kırmızımsı, kahve ve gri renkli, katmansız, gevşek, çakıllı, kumlu yer yer karbonat nodüllü, tüf, kalker, kumtaşı, çakıltaşı, jips bant ve mercekleri içeren çamurtaşlarından oluşmuştur. Genel olarak yatay olmakla birlikte, Obruk civarında olduğu

Mucur Obruğu nun Jeomorfolojisi ve Turizme Kazandırılması 95 gibi paleotopografyaya bağlı olarak 5 dereceye kadar eğim kazanmıştır (Şekil 4). Alttaki formasyonlarla uyumsuz olan formasyonun kalınlığı 150 m yi bulmaktadır. Sığ göl, akarsu fasiesleri ve yamaç molozu birikintileri şeklinde gelişen ve Kızılırmak formasyonu olarak adlandırılan birimin yaşı bazı omurgalı fosillerine göre Üst Miosen-Pliosen dir (Kara 1997). Obruk ve yakın çevresinde tektonik etkisini gösteren fay ya da fay sistemleri ne detaylı jeoloji haritalarında ne de arazi çalışmamız esnasında saptanamam ıştır. Ancak sahaya genel olarak bakıldığında, Paleozoik formasyonlarında görülen faylanmalar ve sahanın paleocoğrafik gelişimi, obruğun kuzeyindeki Plaeozoik-Eosen formasyonu sınırının, üzeri sonradan Üst Miosen-Pliosen tortulları ile örtülmüş muhtemel fay ya da faylar ile belirlenmiş olabileceğini düşündürmektedir. Obruk ve Çevresinin Jeomorfolojisi Obruk çevresinde jeomorfolojik açıdan iki ana birim ayırt edilmektedir. Bunlardan biri, kuzeydeki Seyfe Kapalı Havzası nı ve güneydeki Kızılırmak Havzası m birbirinden ayıran ve en yüksek yeri 1550 m yi bulan doğu-batı uzanımlı Ayrıdağ-Boztepe kütlesi, diğeri ise plato sahalarıdır (Şekil 1). Jeoloji bahsinde de belirtildiği gibi, Ayrıdağ-Boztepe kütlesi Paleozoik yaşlı şist ve mermerlerden oluşmaktadır. Büyük bir olasılıkla Hersinien orojenezi dönemine ait olan bu kütle, kuzey kanadı eski bir fayla düşen antiklinalin güney kanadından meydana gelm iştir. Plato sahaları ise bu kütlenin kuzeyinde ve güneyinde geniş alanlar kaplamakta ve ortalama yükseltisi 1150-1250 metreler arasında değişmektedir. Mucur Obruğu nun da üzerinde yer aldığı bu platolar Üst Miosen-Pliosen tortullarından oluşan ve hafif eğimli Pliosen yapısal yüzeyleri halindedir (Şekil 1,5; Foto 1). Topografik olarak güney kenarı 1210 m de başlayan obruğun ağız kesimi kuzey kenarında 1240 m de bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle; obruğun kuzey kenarı ile güney kenarı arasında plato yüzeyinde yaklaşık 30 metrelik bir seviye farkı mevcuttur (Şekil 2). Mucur Obruğu, kuzey-güney yönünde çapı 450 m, doğu-batı doğrultusunda 400 m, derinliği tabanındaki göl yüzeyine kadar kuzey yamaçlarında 70 m, güney yamaçlarında 40 m civarında olan dairemsi bir obruktur (Şekil 2, 5). Obruk içerisinde yüzeyi 1169 m de ve suyu hafif tuzlu olan daimi bir göl bulunmaktadır (Foto 1).

96 UĞUR DOĞAN Şekil 5: Mucur Obruğu ve yakın çevresinin jeomorfoloji haritası. Obruk ilk bakışta gölsel-karasal Neojen depolan içerisinde açılmış dev bir kazanı andırmaktadır. Oluşmasına yol açan çökme izleri yamaçlarındaki blok göçmelerinden açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Kolayca deforme olabilecek Neojen tortulları içerisinde oluşan obruğun yamaçları bazı kesimlerinde çökmenin verdiği ilk dikliği ve obruk ağzının yine çökme ile kazandığı keskin yuvarlaklığı halen büyük oranda korumaktadır. M ucur O bruğu nun oluşum unu bulunduğu yerdeki jeolojik ve jeomorfolojik verilerle açıklamak pek kolay değildir. Karstlaşma imkanı olmayan Neojen depoları içerisinde açılmış olan obruğun yamaçlarında ve tabanında karstlaşmaya elverişli en ufak bir unsur bulunmamaktadır (Şekil 3, 4; Foto 1). Bu ilk bakışta bir tezat gibi görünmekle birlikte, obruğun çevresindeki saha jeolojik ve jeom orfolojik açıdan biraz geniş bir perspektiften ele alındığında bu durum kolayca açıklanabilm ektedir. Obruğun kuzeyindeki Boztepe eteklerinde Üst Miosen-Pliosen gölsel-karasal tortulları Paleozoik şist ve mermerlerini uyumsuz olarak üzerlemektedir. Ancak, jeoloji haritasında da görüldüğü gibi, obruğun batısında çok küçük bir alanda da olsa nümmülitli Eosen kalkerlerinin mostra vermesi (Şekil 3) ve yine aynı formasyonun obruğun güneyinde geniş bir alanda yüzeyde görülmesi, Neojen tortulları altında Eosen kalkerlerinin bulunduğunu göstermektedir (Şekil 4). Bu duruma göre, obruğun oluştuğu alanda alttan üste doğru birbirleriyle uyumsuz olarak, Paleozoik şist ve mermerleri, Eosen kalkerleri ve Üst Miosen-Pliosen tortullarının sıralandığı anlaşılmaktadır.

Mucur Obruğu nun Jeomorfolojisi ve Turizme Kazandırılması 97 Büyük bir olasılıkla A yrıdağ-b oztepe kütlesindeki Paleozoik mermerlerinin çatlak sistemlerinde tutulan yağış suları, Paleozoik şistmermer ve Eosen kalkerleri kontağında güneye yönelen karstik yeraltı suyunu oluşturmaktadır. Genel olarak Toroslar daki önemli karstik sahalarda olduğu gibi (Doğan 1996), burada da karstik çözünme açısından şist-kalker kontağından oluşan formasyon sınırı, karstik suların Eosen kalkerlerini daha etkin bir şekilde çözmesine katkıda bulunmuştur. Karstik çözünmenin ilerlemesine bağlı olarak derinlerde oluşan karstik boşluğun tavanındaki kalkerler, Neojen ile Eosen formasyonları arasındaki yeraltı sularının, Eosen kalkerleri içerisinden derinlere kaçtığı karstik baca ya da geniş karstik çatlak sisteminin olduğu noktada çözünmeyle ortadan kaldırılmıştır. Daha sonra yeraltı suyu tablasında meydana gelen muhtemel bir alçalma sonucu, gevşek Neojen tortullarında meydana gelecek olan dikey yer değiştirme ya da hareketlenmenin de etkisiyle karstik boşluğun tavanı üzerindeki yükü taşıyamayarak çökmüş ve obruk oluşmuştur (Şekil 6). Bunun yanında, Obruğun içinde açılmış olduğu Üst M iosen-pliosen form asyonunda (Kızılırmak formasyonu) bulunan jips tabaka ve merceklerinde meydana gelen çözünmenin de obruğun oluşmaya başlaması esnasındaki çökmeye önemli ölçüde katkıda bulunmuş olduğu söylenebilir. Ayrıca obruğun oluşum sürecinde yüzeyde varlığı görülmeyen muhtemel örtülü fay ya da fayların Eosen kalkerleri içerisindeki büyük karstik boşluğun oluşmasını sağlayan karstik akiferin gelişmesinde etkili olabileceği gözden uzak tutulmamalıdır. Bütün bu açıklamlardan da anlaşılacağı üzere Mucur Obruğu bir örtülü karst ürünüdür. Obruğun Üst Miosen-Pliosen tortulları içerisinde açıldığı göz önüne alındığında obruğun oluşma zamanı Kuatemer olarak söylenebilir. Obruğun aşınmaya ve fiziksel ayrışmaya uygun Neojen depoları içerisinde açılmış olmasına rağm en, yamaçlarının keskin hatlarını büyük oranda koruyor olması da bu fikri desteklemektedir. Mucur Obruğu karstlaşma imkanı olmayan bir formasyon içerisinde açılmış olması, içerisinde göl bulunması ve oluşum mekanizması (Şekil 6) bakımından Niğde Sazlıca yakınındaki Dipsiz Göl (Çelik ve Afşin 1998) ile büyük oranda benzerlik göstermektedir. Ancak, orada olduğu gibi Mucur Obruğu nun yamaçlarında çökmenin aşamalı olabileceğine dair herhangi bir iz bulunmamaktadır.

98 UĞUR DOĞAN Şekil 6: M ucur O b ru ğu nun şem atik oluşu m aşam aları. Obruğun yamaçları daha yakından incelendiğinde, üst yamaçlarda kalınlığı 3-5 m arasında değişen Neojen konglomeraları ve bunların altında konglomeralara göre aşınmaya karşı daha dayanıklı olduğu için dik yamaçlar oluşturan yoğun tüf katkılı, karbonat içerikli kırmızımsı kahverenkli çamurtaşları dikkati çeker. Yer yer blok düşmelerinin görüldüğü bu tüflü çamurtaşları içerisinde elle açılmış ve barınak amaçlı kullanılmış olan çok sayıda in1(mağara) bulunmaktadır (Şekil 2; Foto 1,4). Obruğun dairevi görünüşünü bir parça da olsa bozan iki küçük dönemli dere dikkati çekm ektedir. Yağışlı dönemlerde Boztepe eteklerinde kaynaklanan bu derelerden biri obruğun batısından, diğeri de kuzeybatısından obruk gölüne ulaşmaktadır (Şekil 2, 5). Su toplama alanları ve boyları çok kısa olan bu derelerden batıda olanı yağışlı dönemlerde gevşek Neojen tortullarından taşıdığı malzeme ile obruk tabanın gölle kaplı olmayan batı kesiminde küçük bir birikinti konisi oluşturmuştur (Şekil 5; Foto 1, 3). Ayrıca, obruk yamaçlarında meydana gelen fiziksel parçalanma ve ufalanma sonucu oluşan döküntüler yamaçların göle yakın kesimlerinde hafif de olsa bir eğim kırıklığı meydana getirmiştir. 1 İç Anadolu B ö lg esi nde yapı m alzem esi kullanılmadan tüf, ignimbrit gibi formasyonlar içerisinde elle kazma yöntem iyle açılmış meskenlere in adı verilmektedir, bizde çalışmamızda mesken amaçlı açılan bu mağara şekilli barınakları doğal mağaralar ile karıştırılmaması düşüncesi ile in olarak ifade edeceğiz.

Mucur Obruğu nun Jeomorfolojisi ve Turizme Kazandırılması 99 Obruk Gölü Obruk gölünün çapı yaklaşık olarak doğu-batı yönünde 200 m, kuzeygüney yönünde 230 metredir (Şekil 2, 5). Yüzeyi 1169 m kotunda olan göl 37.000 m2 alana sahiptir. Gölün derinliği hakkında kesin bir bilgi olmadığı gibi seviye değişikliğini ifade edebileceğimiz resmi herhangi bir veri de yoktur. Gölün sığ olan kıyıya yakın kesimlerinde ince şeritler halinde uzanan sazlar bulunmaktadır. Kökleri göl içerisinde olan ve boylan 2 m yi bulan sazlar yıl boyu yeşil kalmaktadır (Foto 1, 2, 3). Gölde bulunan aynalı sazan balığı yavruları ise göle İl Tarım Müdürlüğü tarafından bırakılmıştır. Sahada özellikle yaz aylarında yaşanan önem li m iktardaki buharlaşmaya rağmen gölün suyu yaz kış mevcuttur. Ancak göl seviyesinde mevsimler ve yıllar arasında önemli sayılabilecek değişmeler olmaktadır. Göl seviyesinde ve dolayısıyla alanındaki değişmeler 1990 yılı Temmuz ayı başında ve 1998 yılı ağustos ayı sonunda, obruk ve Obruk Gölü üzerinde tarafımızdan yapılan incelemelerde ve 1958 yılında basılan 1/25000 ölçekli topografya haritası ile 1996 yılı baskısı arasında göl alanında önemli bir farklılığın olduğu tespit edilmiştir. 1958 yılı topografya haritasında göl yüzeyinin deniz seviyesinden 1167 m yüksekte olduğu belirtilirken, 1996 yılı baskısında bu değer 1169 m dir. Foto 2: M ucur O bruğu nun güneybatıdan görünüşü (1990 y ılı tem m u z ayı başlan ).

100 UĞUR DOĞAN Foto 3: Mucur Obruğu nun güneybatıdan görünüşü (1998 yılı Ağustos ayı sonları). 1958 yılında basılan topografya haritasında 20.500 m2 olarak ölçülen göl alanı 1996 yılı baskısında 37.000 m2 olarak ölçülmüştür. Yine, 1958 tarihli haritada görülen ve köy halkının gölün güney kenarında tabansuyuna yakın olması düşüncesiyle açmış oldukları iki kuyu da 1996 yılında basılan haritada göl suları altında kaldığı için bulunmamaktadır. Arazi çalışmaları esnasında ise 1990 yılı temmuz ayı başında bu kuyuların göl suları altında kaldığı, 1998 yılı ağustos ayı sonlarında ise gölün dışında olduğu tespit edilmiştir. Obruğun 1990 temmuz ayı başında ve 1998 yılı ağustos ayı sonunda çekilen fotoğraflarında gölün seviyesinde meydana gelen oynamalar daha açık olarak görülmektedir (Foto 2, 3). 1990 yılında çekilen fotoğrafta göl suları sazlık alanın dışına taşıp birikinti konisinin ön kısmını su altında bırakırken, 1998 yılı ağustos ayı sonunda çekilen fotoğrafta göl suları sazlıklara kadar çekilmiş, birikinti konisinin tamamı açığa çıkm ış, göl çevresindeki şerit halindeki beyazlıktan da anlaşılacağı gibi, göl seviyesi yaklaşık olarak 2 m kadar düşmüştür. Bu duruma göre, 1958 yılı topografya haritasındaki göl alanı 1998 yılı ağustos ayında çekilmiş olan fotoğrafla, 1996 yılı haritası ise 1990 yılı temmuz başında çekilen fotoğrafla uyumlu görülmektedir. Ayrıca, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından 1986 yılında Obruk Köyü ve yakın çevresi için hazırlanan 1/5000 ölçekli topografya haritasındaki göl alanın diğer haritalardakinden farklı olduğu görülmüştür. Bu duruma göre obruk gölünün seviye ve alanının mevsimlere ya da yıllara göre değiştiği söylenebilir.

Mucur Obruğu nun Jeomorfolojisi ve Turizme Kazandırılması 101 Mucur M eteoroloji İstasyonu nun 33 yıllık verilerine göre sahanın yıllık ortalama yağış miktarı 414.1 mm dir (Tablo 1). Sahaya düşen yağış miktarının azlığı, Obruk Gölü nün su toplama havzasının çok küçük olması ve geniş olan göl yüzeyinin buharlaşma ile su kaybını artıracağı göz önüne alındığında, gölün yağış suları ya da yüzey kaynakları ile varlığını sürdüremeyeceği ortaya çıkmaktadır. Buna göre, Obruk Gölü tabansuyu ya da göle tabanda karışm ası m uhtem el olan karstik kaynaklarla beslenm ektedir. Ayrıca küçük bir göl olan Obruk Gölü için yukarda belirtilen seviye ve alanındaki önemli sayılabilecek değişmeler, sahada yaşanan yaz kuraklığına bağlı olarak meydana gelen şiddetli buharlaşmanın yanında, gölün beslenmesinde en önemli kaynak olan tabansuyu ve/veya karstik su girdilerinin mevsimlere ve yıllara göre kısmen artması ya da azalması ile açıklanabilir. Aylar I II III IV V VI VII VIII IX X XI XII Ort. Ort. Sıcaklık -1.3-0.2 4.0 11.0 13.5 18.5 21.5 22.1 17.6 10.8 5.2-0.8 10.2 Yağış 61.6 42.3 43.1 46.4 53.7 32.6 5.9 5.7 12.1 29.0 41.5 50.2 414.1 Tablo 1: Mucur un ortalama sıcaklık ve yağış tablosu Yöre halkı arasında Obruk Gölü nün kuzeyindeki Seyfe Gölü nden tabana kaçan sularla beslendiği ya da Seyfe Gölü nden atılan saman vb. gibi m alzem enin Obruk G ölü nde ortaya çıktığı gibi bazı söylentiler dolaşmaktadır. Ancak, Obruk ile Seyfe Gölü arasındaki Ayrıdağ-Boztepe kütlesin tabanında ve m ercekler halinde çeşitli kesim lerinde bulunan Paleozoik şistlerinin varlığı bu bağlantının kurulam ayacağını göstermektedir (Şekil 4). Ayrıca, Seyfe Gölü üzerine olan çalışmalarda bu söylentileri destekleyecek bilimsel herhangi bir veri de bulunmamaktadır (Yiğitbaşıoğlu 1993, 1995; Omar ve Ünver 1988). Omar ve Ünver (1998) Seyfe Gölü ile ilgili yaptıkları çalışmada, Seyfe Havzası nda yerüstü su kaynakları gibi yeraltı sularının da eğiminin Seyfe G ölü ne yönelik olduğunu ifade etmişlerdir. Obruk G ölü nde 1982 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Kırşehir Mucur Obruk Köyü Pompaj Sulama Tesisi Planlaması ile ilgili bir rapor düzenlenm iştir (Bilgin 1982). Bu çalışm ada 4 adet motopompla 3 saat su çekilmiş ve su yüzeyi kotunda belirgin bir düşme gözlenmemiştir. Yine bu çalışmada göl suyunun ph derecesi 7,4 olarak verilmiş, tuzluluk T 2, alkalilik A l ve sulamaya elverişlilik sınıfı da II olarak tespit edilmiştir. Verilen bu değerler Neojen depolarında yer alan jipslerin göl suyunun özelliklerini etkilediğini göstermektedir. Bu çalışm ada gölü

102 UĞUR DOĞAN tabandan besleyen suyun debisi 80 lt/sn olarak tahmin edilmiş, ancak proje suyun yetersiz olacağı düşüncesiyle uygulamaya geçirilmemiştir. Son olarak obruk çevresindeki arazinin sulanması amacıyla Devlet Su İşleri Kayseri Bölge Müdürlüğü tarafından obruk gölünü besleyen taban suyunun debisi ölçülmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada motopomplarla gölün suyu tahliye edilmeye başlanmış, bir hafta kadar su tahliye edilmesine rağmen, gerek motorların arızalanması, gerekse de işin üzerine ciddi bir şekilde gidilmemesi sonucunda çalışma yarıda bırakılmıştır. DSİ Kayseri Bölge Müdürlüğü nde bu projenin raporuna bulunamadığı için ulaşılamamış ve bu bir haftalık çalışmanın sonucu dahi elde edilememiştir. Köy halkı obruk gölünden hayvanlarını sulamak, kaz ve ördek gibi su isteyen hayvanları yetiştirmek suretiyle yararlanmaktadır. Obruk Gölü nden daha iyi yararlanabilm ek am acıyla iş makinaları yardım ıyla obruk güneyinden göle kadar inen bir patika açılmıştır (Şekil 2). Gölde balık olmasına rağmen balıkçılık yapılmamaktadır. Obruk Gölü halk için yarar sağladığı kadar, can kaybı gibi büyük bir zararı da beraberinde getirmiştir. Köy halkından olan ve iyi yüzme bilmedikleri ifade edilen dört kişi ayrı zamanlarda göle yüzmek amacıyla girmiş ve boğularak ölmüştür. Mucur Obruğu nun Turizme Kazandırılması Bilindiği gibi, yeryüzünde hangi şekilde olursa olsun, su başlan ideal yerleşim alanları olmuştur. Çevresine göre korunaklı olan ve içerisinde bir göl bulunan obruk da eskiden beri yerleşim sahası olarak kullanılmıştır. Bunu da obruğun dik yamaçlarında elle açılmış olan barınak amaçlı oda şeklindeki inlerden (mağara) anlamaktayız (Şekil 2; Foto 4). Bu konuya canlı bir örnek ise adını obruktan alan Obruk Köyü dür. Obruğun tüf ve karbonat içeriği yüksek olan sert çamurtaşlarından meydana gelen dik yamaçlarında çok sayıda in bulunmaktadır. Güney yamacında bulunmayan inler tek tek odalar halinde olup elle açılmıştır. Yatay ve dikey dağılımlarında belirli bir düzen görülmemektedir. İnlerin duvar ve tavanlarında görülen kalın is ve zift oluşumları bu inlerde aydınlanma ve ısınma amacıyla ateş yakıldığını ve bu da inlerin uzun süre barınak olarak kullanıldığını gösterm ektedir. Bu özelliği ile obruk yamaçlarındaki inler, gerek sahanın morfolojisi, tüflü formasyonun özelliği ve alanının darlığı, gerekse de bir ailenin barındığı basit odalar halinde olmaları gibi nedenlerle, sahaya çok yakın olan Kapodokya daki in yerleşmeleri ile tamamen aynı özelliklere sahip olmasa da, yapısal ve yerleşme mantığı olarak benzerlik göstermektedir. Buradaki in yerleşmesinin

Mucur Obruğu nun Jeomorfolojisi ve Turizme Kazandırılması 103 tarihi bilinmemektedir. Ayrıca aşınmaya ve tahribe elverişli jeolojik yapıya sahip olan obruk yam açlarındaki bu inler zaman zaman küçükbaş hayvanların gölgesinden yararlandığı alanlar ya da ağıllar olarak kullanılmaktadır. Arazi çalışması esnasında sadece birkaçına girdiğimiz inlerin bir kısmı yamaç döküntüleriyle kapanmış, bir kısmı ise obruğun sarp yamaçlarında olduğu için detaylı bir gözlem yapılamamıştır. Foto 4: B atı yam açlarındaki bir ind en (m ağaradan) obruğa v e Obruk K ö y ü ne bir bakış. Obruğun güneyindeki plato üzerinde kurulmuş olan Obruk Köyü ise in yerleşmesinin yaşandığı döneme göre yerleşmelerde sahanın çevreye göre korunaklı olmasının bir öneminin kalmadığını, ancak su başlarının köyün kurulduğu dönemde de önemini koruduğunu göstermektedir. Teknolojinin hızla değiştiği, kilometrelerce öteden içme ve kullanma suyunun getirildiği günümüzde dahi gerek suya kolayca ulaşılabilmesi, gerekse de doğal güzelliği vb. nedenlerle su kenarları cazibesini korumaktadır. Görüldüğü gibi, jeomorfolojik özelliği ve beşeri hayata etkisi açısından ilginç özellikler taşıyan Mucur Obruğu, sulak alanları kurutulması gereken bataklıklar ve Suğla Gölü nde olduğu gibi (Doğan 1997) göl tabanlarını potansiyel tarım alanları olarak gören, projeleri sadece bir yönüyle değerlendirerek uygulamaya koyan, ekosistemi ve doğal güzellikleri hiçe sayan, başta DSİ gibi devlet kuramlarından ve sonuçlan ile götürülerini iyi hesaplam adan obruk üzerinde etkide bulunabilecek şahıslardan korunmalıdır.

104 UĞUR DOĞAN Bu nedenlerle, bulunduğu çevrede başka bir örneği olmayan, oluşumu, içerisindeki gölü ve doğal güzelliği ile doğa turizmi açısından ilgi çekeceğini düşündüğümüz Mucur Obruğu, doğal anıt ilan edilmeli ve çevresinde erozyona karşı önlemler alındıktan sonra, gerekli çevre düzenlemesi yapılarak turizme kazandırılmalıdır. Şekil 7 : Mucur Obruğu nun çevresindeki turistik alanlara göre konumu. M ucur Obruğu nun Ankara-Kayseri K arayolu na sadece 1300 m mesafede yer alması ve turizm açısından Seyfe Gölü Tabiatı Koruma Alanı, Mucur Yedi Katlı Yeraltı Şehri, Hacıbektaş, Kapodokya Yöresi, Erciyes Dağı ve Sultan Sazlığı ile aynı güzergâh üzerinde bulunması (Şekil 7) bu alana yapılacak olan kısa süreli tur ziyaretlerine elverişli bir ortam yaratmaktadır. Turistik amaçlı bu turlar köy ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. Böylece bir doğa harikası olan obruk korunmuş ve tanıtılmış olacak, turizme kazandırılması da şehirlere olan göçler sonucunda nüfusu gittikçe azalan Obruk Köyü ne önemli ekonomik ve sosyal katkılar sağlayacaktır. Sonuç ve Öneriler Mucur Obruğu karstik çözünme imkanı olmayan Üst Miosen-Pliosen gölsel-karasal formasyonları içerisinde yer almaktadır. Obruk, Neojen depoları altında varlığı tespit edilen Eosen kalkerlerinde m eydana gelen

Mucur Obruğu nun Jeomorfolojisi ve Turizme Kazandırılması 105 karstik boşluğun, Eosen kalker formasyonunun üst sınırındaki suların bu boşluğa kaçtığı karstik baca ya da geniş karstik çatlak sisteminin olduğu noktada, üzerindeki yükü taşıyamayarak çökmesiyle oluşmuştur. Eosen kalkerlerindeki karstik boşluğun gelişmesinde, Eosen kalkerleri altında bulunan Paleozoik birimleri (özellikle şistler) geçirimsiz formasyon görevi yapmıştır. Örtülü karst alanında meydana gelen ve Üst M iosen-pliosen tortullan içerisinde yer alan obruk, Kuatemer de oluşmuştur. Alanı ve seviyesi mevsimlere ve yıllara göre değişen Obruk Gölü büyük ölçüde tabansuyu ve/veya karstik sularla beslenmektedir. Gölün seviyesi üzerinde sahada yaşanan yaz kuraklığına bağlı olarak göl yüzeyinde meydana gelen buharlaşma ve gölü tabandan besleyen suyun mevsimler ya da yıllara göre farklılık göstermesinin önemli bir etkisi vardır. Derinliği, seviye değişimi ve su kaynağı tam olarak bilinmeyen gölde bu konuda kesin sonuçlar verecek bir araştırma yapılmalıdır. Obruk ve Seyfe G ölleri arasında tabanda bir su bağlantısı bulunmamaktadır. Oluşumu, gölün getirmiş olduğu doğal güzelliği ve yamaçlarındaki inler nedeniyle turizm açısından ilgi çekeceğini düşündüğümüz Mucur Obruğu doğal anıt ilan edilerek, çevresinde erozyona karşı önlemler alındıktan sonra, gerekli çevre düzenlemesi de yapılarak turizme açılmalıdır. Böylece bir doğa harikası olan obruk korunmuş ve tanıtılmış olacak, yıllardır göç veren ve yarıya yakını boşalmış olan Obruk Köyü ne ise sosyal ve ekonomik olarak fayda sağlayacaktır. KAYNAKÇA Alagöz, C. A. 1944. Türkiye de Karst Olayları Hakkında Bir Araştırma. Türk C oğ. Kur. Yay. S: 1, Ankara. Atalay, İ. 1987. Türkiye Jeomorfolojisine Giriş. Ege Üniv. Ed. Fak. Yay. No: 9, İzmir. Bilgin, M. 1982. Kırşehir Mucur Obruk Köyü Pompaj Sulama T esisi Planlama Raporu. Kırşehir Köy Hizmetleri Müdürlüğü, Rap. No: 4828-760, Kırşehir. Biricik, A. S. 1985. Obruk Platosu ve Çevresinin Jeom orfolojisi. İst. Üniv. Doçentlik Tezi (Yayınlanmamıştır), İstanbul. Bögli, A. (Translated by Schmid, J. A.)1980. Karst Hydrology and Physical Speleology. Springer-Verlag, New York.

106 UĞUR DOĞAN Chaput, E. 1936. Türkiye de Jeolojik ve Jeomorfojenik Tetkik Seyahatlan (Ter:Ali Tanoğlu). İst. Coğ. Enst. Yay. No: 11,1947, İstanbul. Çalık, Z. 1939. Obruklar. Konya Halkevi Dergisi, Yıl:3, S:30, Konya. Çelik, M.- Afşin, M. 1998. The role o f hydrogeology in solution-subsidence development and its environm ental im pacts; a case-study for sazlıca (N iğ d e, T urkey). Environmental G eology, V.36, N.3/4, p.335-342, Heidelberg. Doğan, U. 1991. Mucur Obruğu Jeomorfolojisi. Ank. Üniv.. D. T. C. Fak. Kütüphanesi Arşivi, Ankara (Lisans Tezi). Doğan, U.1996. Polye ve Fluvio-Karstik Depresyonlar (Seydişehir in Güneybatısından Örnekler) Ank. Üniv. Türkiye Coğ. Araş, ve Uyg. Mer. Der. S:5, s:229-246, Ankara. Doğan, U. 1997. Gidengelm ez Dağlarında Doğal Ortam ve İnsan İlişkileri Türkiye Coğ. Araş, ve Uyg. Mer. Der. S:6, s:41-61, Ankara. Ank. Üniv. Doğan, U. 1997. Suğla Ovası ve Çevresinin Fiziki Coğrafyası. A. Ü. Sosyal Bilim ler Enst. (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara. Erinç, S.1960. Konya Bölüm ü nde ve İç Toros Sıralarında Karst Şekilleri. Türk Coğ. Der. S:20, s:83-106, İstanbul. Erinç, S. 1971. Jeomorfoloji II (Genişletilm iş II. Baskı ). İst. Üniv. Coğ. Enst. Yay. No: 23, İstanbul. Erol, O. 1990. Konya-Karapınar Kuzeydoğusundaki Obrukların Jeomorfolojik Gelişim i ile Konya ve Tuzgölü Pleyistosen Plüvyal Gölleri Arasındaki İlişkiler. İst Üniv. Deniz Bil. ve Coğ. Enst. Bült. S:7, s:5-49, İstanbul. Eroskay, O. 1977. Konya Obruklarının Oluşumunu Etkileyen Faktörler ve Yeraltı Suyu Yönünde D eğerlendirilm esi. Tübitak VI. B ilim Kong. Yerbilim leri Seksiyonu, ANKARA. Ford, D. C.- Williams P. W. 1989. Karst G eom orphology and Hydrology. Unwin Hyman, London. Herak, M.-Stringfield, V. T. 1972. Karst-important Karst R egions o f The Northern Hemisphere. Elsevier Publishing Compan, New York. Jennings, J. N. 1971. Karst. The M.I.T. Press, Cambridge, England. Kara, H. 1991. 1/100.000 Ölçekli Açınsama Nitelikli Türkiye Jeoloji Haritaları Kırşehir - G 18 Paftası. MTA. Jeoloji Etüdleri Dairesi, No: 37, Ankara. Kara, H. 1997. 1/100.000 Ölçekli Açınsama Nitelikli Türkiye Jeoloji Haritaları Yozgat - G 19 Paftası. MTA. Jeoloji Etüdleri Dairesi, No: 54, Ankara.

Mucur Obruğu nun Jeomorfolojisi ve Turizme Kazandırılması 107 Kemal, E. 1977. Kırşehir Seyfe Ovası H idrojeolojik Etüd Raporu. D.S.İ. ve Foto Film İşletme Müd. Mat., Ankara. Omar, B-Ünver, İ. 1998. Seyfe G ölü nün D oğal Su Kalitesi Değişim i. Jeom. Der. S: 21, s.48-59, Ankara. Pekcan, N. 1995. Karst Jeomorfolojisi. Filiz Kitabevi, İstanbul. Sür, A. 1994. Karstik Yerşekilleri ve Türkiyeden Örnekler. Ank. Üniv. Türkiye Coğ. Araş, ve U yg. Mer. Der. S:3, s:l-2 8, Ankara. Sür, Ö. 1964. Yozgat Akdağmadeni ile M ucur-himmetdede Arasındaki B ölgede Bazı Jeom orfolojik M üşahedeler. Ank. Ü niv. D.T.C. Fak. Derg. C:XXI. S :l-2. s:41-46, Ankara. Sweeting, M. M. 1973. Karst Landforms. Columbia University Press, New York. Şeber, T. A. 1964. Konya Yakınındaki Obruklarla ilgili Hidrojeolojik Müşahedeler. D.S.İ. Yay. Ankara. Yiğitbaşıoğlu, H. 1993. Seyfe Gölü ve Çevresinin Jeomorfolojisi. A. Ü. Sosyal Bilim ler Enst. (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara. Yiğitbaşıoğlu, H. 1995. Seyfe Gölü Ekosistem i. Ank. Üniv. Türkiye Coğ. Araş, ve U yg. Mer. Der. S:4, s: 147-170, Ankara.