TÜRKİYE DE TARIM ve HAYVANCILIK: SORUNLAR VE ÖNERİLER DOÇ.DR.BERRİN FİLİZÖZ
Tarım İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetidir. Türkiye nüfusunun yaklaşık %48.4 ü geçimini tarımla sağlamaktadır.
Ülkemiz yakın yıllara kadar tarım ülkesiydi Türkiye; çok çeşitli tarım ürününün yetiştirilebildiği ender ülkeler arasındadır.
Ülkemiz topraklarının üçte birinde tarım yapılır. Bu alanın büyük bölümünde ise tahıl yetiştirilir.
Türkiye Topraklarından Yaralanma Oranları: Topraklarımızdan faydalanma oranı daha çok iklim ve yer şekilleri özelliklerine bağlıdır. Ülkemizde yüksek dağlık kesimler geniş alan kaplar. Dik yamaçlar çoktur. Buralarda topraktan faydalanma çok kısıtlıdır.
Buna göre ülkemiz arazisinin; % 36 sı ekili-dikili alan % 32 si çayır ve otlak % 26 sı orman % 6 sı diğer alanlar (yerleşim birimleri, tarıma elverişsiz alanlar,çıplak kayalıklar gibi) dır. Not: Tarımdaki makineleşmenin etkisiyle çayır ve otlakların alanı daralırken, tarım alanlarımız genişlemektedir.
Bölge Yüzölçümüne Göre Ekili Dikili Alanların Oranları: 1. Marmara Bölgesi: %30 2. İç Anadolu Bölgesi: %27 3. Ege Bölgesi: %24 4. G. Doğu Anadolu Bölgesi: %20 5. Akdeniz Bölgesi: %18 6. Karadeniz Bölgesi: %16 7. Doğu Anadolu Bölgesi: %10
Türkiye de Tarımı Etkileyen Faktörler: 1. Sulama: Türkiye de tarımsal verimi etkileyen en önemli faktör sulamadır. Ülkemizin büyük bir bölümü kurak ve yarı kurak iklimin etkisindedir. Çoğu yerde tarımsal faaliyetin yoğunlaştığı yaz döneminde, kuraklık hüküm sürmektedir. Bu da tarımdaki su ihtiyacını artırmaktadır. Ayrıca, yağışların düzensiz düşmesi, özellikle tahıl tarımının yaygın olduğu sahalarda, her yıl üretimde dalgalanmalara neden olmaktadır.
Türkiye tarımında en büyük sorun sulama sorunudur. Tarımda sulama ihtiyacının en fazla olduğu bölgemiz G.Doğu Anadolu Bölgesi iken, bu sorunun en az olduğu bölgemiz Karadeniz Bölgesidir. Su Tarımı SU TARIMI
KURU TARIM Akarsularımızın derin vadilerden akması ve rejimlerinin düzensiz olmasından dolayı sulamada yeterince faydalanamıyoruz. Bunun için mutlaka akarsular üzerindeki baraj sayısı artırılmalıdır.
Türkiye de sulama yaygınlaştırılırsa; Kuru tarım (nadas) metodu uygulaması sona erer. Bir yılda, birden fazla ürün alınan sahalar genişler. Tarım iklime bağımlılıktan kurtulur ve bilhassa tahılların üretiminde yıllara göre dalgalanmalar azalır. Üretimde süreklilik sağlanır.
Ürün artışı sağlanır. Tahıl tarımı yerine, sebze ve meyve tarımı ile endüstri bitkileri ekimi yaygınlaşır. Çiftçilerin tarım ürünlerindeki verimi ve geliri artar. Buna bağlı olarak, göç olayında azalma görülür. Tarımın milli gelir içindeki ve ihracatındaki payı artar.
2.Gübre Kullanımı: Sulamadan sonra, verimi artıran en önemli faktör gübrelemedir. Toprağın devamlı kullanılması minerallerin azalmasına neden olmakta ve verimi azaltmaktadır. Gübreleme ile mineral takviyesi yapılarak toprağın verimi artırılmaya çalışılır.
Tarımda sulama sorunu çözüldükten sonra üretimi daha da artırmak için gübre kullanımı artırılmalıdır.
Ülkemizde hayvancılığın gelişmiş olması tabii gübre imkanını oluşturmaktadır. Ancak yurdumuzda tabii gübrenin yakacak olarak kullanılması bu olumlu durumu ortadan kaldırmaktadır. Ülkemizde üretilen suni gübre yeterli olmadığı için ithal (Fas, Tunus, Cezayir gibi ülkelerden) etmekteyiz. Bu da maliyeti artırdığından çiftçilerimiz yeterince gübre kullanamamaktadır. Gübre ihtiyacı, tabii gübrenin yakacak olmaktan kurtarılması ve gübre fabrikalarının artırılması ile karşılanabilir.
3.Tohum Islahı: Tohum ıslahı bölgedeki iklim ve toprak şartlarına göre kullanılacak ve verimi artıracak en uygun tohumu seçmek demektir. Sulama ve gübre sorunu çözüldükten sonra verimi daha da artırmak için kaliteli tohum kullanılmalıdır.
Ülkemizde kalite tohum üretme konusunda devlet üretme çiftlikleri ve tohum ıslah istasyonları çalışmalar yapmaktadır. Ancak kaliteli tohum ithali devam etmektedir. Türkiye de dönüm başına elde edilen buğday 100-150 kilogram iken gelişmiş ülkelerde 400 kilogram kadardır.
4. Makine Kullanımı: Toprakların kısa sürede ve zamanında sürülmesi, hasadın zamanında yapılabilmesi günümüzde makineleşme ile mümkündür.
Türkiye de bazı alanlarda makineli tarıma tam geçilememiştir. Bu durumun sebepleri şunlardır: Makine kullanımına elverişli olmayan engebeli arazilerin varlığı (Doğu Karadeniz kıyı şeridi gibi)
Makine fiyatlarının çiftçinin alım gücünün üstünde olması Makine kullanımının ekonomik olmayacağı küçük işletmelerin bulunması Bazı bölgelerde işgücünün daha ucuz olması
5.Toprak ve Bakımı: Tarım topraklarında devamlı üretim yapılabilmesi, toprağın mineralce zengin olmasına bağlıdır. Sürekli olarak üzerinde tarım faaliyeti yapılan toprağın, çeşitli şekillerde bakımının yapılması gereklidir. Tarla yağışlardan önce sürülmeli, yabancı otlardan arındırılmalıdır. Erozyona karşı korunmalıdır.
6.Toprak Analizi: Toprak analizleri ile en iyi verim alınabilecek ürün belirlenir. Ayrıca toprağın ihtiyacı olan mineraller tespit edilerek kullanılacak gübre belirlenir. Toprağı tanıma ve hangi toprakta hangi ürün daha iyi yetiştirilir gibi çalışmalar yapmaktır.
Tarımsal faaliyeti yürütecek çiftçinin eğitimi verimi artırır. Suyu, gübreyi, tohumu, ilacı, makineyi yerinde ve zamanında kullanmak verimi artırır.
Hayvancılık ülkemiz ekonomisi bakımından; artan nüfusun hayvansal protein ihtiyacının karşılanması, hayvanların doğrudan insan gıdası olarak değerlendirilmeyen bitkisel ürünleri ve artıklarını faydalı gıdalara dönüştürebilme yetenekleri, sanayiye ham madde sağlaması ve istihdama olan katkıları nedenleriyle önemli bir sektördür
Bugün temel olarak hayvancılığa dayalı yem sanayi, süt ve süt mamulleri sanayi, dericilik ve tekstil sanayileri ile, veteriner ilâçları ve hayvancılık ekipman sanayileri yeni istihdam alanları yaratmakta, hayvansal ürünlerin işlenmesi yoluyla katma değer artışına neden olmaktadır. Genelde hayvancılığın katma değer yaratma imkanı, diğer tarımsal sektörlere göre daha fazladır.
Hayvansal ürünlerin üretim ve tüketim miktarları, günümüzde gelişmişliğin bir ölçüsü olarak kullanılmaktadır. Ülkemiz hayvan sayısı bakımından önemli bir potansiyele sahip olmasına karşın, elde edilen hayvansal ürünler açısından hayvancılığı gelişmiş ülkelerle karşılaştırma yapıldığında, durum pek de parlak görünmemektedir.
Türkiye de kişi başına düşen yaklaşık 84 gr. proteinin ancak ¼ ü, hayvansal orijinli kaynaklardan sağlanmaktadır. Oysa, dengeli ve sağlıklı beslenme için günlük gereksinim duyulan proteinin, yaklaşık yarısının hayvansal kaynaklı olması gereklidir. Ülkemizde kişi başına tüketilen hayvansal ürünlerin düşüklüğü ve talebi karşılamak için hayvansal ithalata başvurulması, yetersizliğin en önemli kanıtıdır.
Hayvancılık, bugün hâlen tarımsal üretim içerisinde önemli bir yere sahiptir. Türkiye de hayvancılığın Gayri Safi Yurt İçi Hâsılaya katkısı %6, toplam tarımsal üretim içerisindeki payı da yıllara göre %33-36 dır.
Başarılı Bir Hayvancılık İçin; Pazarı hazır olan, talep duyulan bir ürünü elde etmeye yönelik işletme kurulmalı, Kurulacak işletme ulaşımı kolay, pazara yakın olmalı, Yüksek verimli kültür ırkı veya melezlerinden sürü oluşturulmalı, Yüksek verimli hayvanlar; çevre şartlarına karşı hassas oldukları için, uygun barınaklarda barındırılmalı,
Hayvan hastalıklarına karşı düzenli olarak aşılama yapılmalı, hijyenik şartlara dikkat edilmeli, Kaliteli kaba ve kesif yem kullanımı, silâj üretimi teşvik edilmeli, Üreticilerin bilgi ve beceri düzeylerini arttırıcı seminer, kurs, demonstrasyon vb. çalışmaları düzenlenmeli,
Kooperatif veya üretici birlikleri kurularak, yetiştiricilerin örgütlenmeleri sağlanmalı, ü Tarımsal kredilere bölgede üretim yapan bütün üreticilerin ulaşmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmalı, amacına uygun kullanılması sağlanmalıdır.
KATILIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM