Teogoni: Tanrıların nereden geldiklerini anlatan mitlerdir. Etioloji:Herhangi bir şeyin kökenini (bitki,ova,doğ vb) anlatır.

Benzer belgeler
-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MASAL 12. SINIFLAR DİL VE ANLATIM

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

Mavisel Yener ile. Masal Atölyesi

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

Mitoloji ve Animizm, Fetişizm. Dr. Süheyla SARITAŞ 1

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

FOLKLOR ARŞİVİ'NİN BUGÜNKÜ DURUMU

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

MASALLAR. Editör. Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Metin Edebi Metin nedir?

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

OLAY ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİNLER ANLATMAYA BAĞLI METİNLER

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

İBRAHİM ŞİNASİ

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

gösteren gösterilen biçim anlam

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

UYGUR TÜREYİŞ EFSANESİ NDEN HAREKETLE KIZ KUMU EFSANESİNDE MİT-RİTÜEL İLİŞKİSİ *

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

FOLKLOR (ÖRNEK: 2000: 15)

İçindekiler Kısım 1 Sınıfta Yaratıcı Drama Yaratıcı Drama: Bir Sanat, Bir Sosyalleştirme Etkinliği ve Bir Öğrenme Yolu 3 2. Hayal Başlangıçtır 22

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

Mitolojik Kuram. Dr. Süheyla SARITAŞ 4

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

HİKÂYE (ÖYKÜ) Tarihçe ve İlkler Dede Korkut (Korkut Ata) Kimdir? Dede Korkut Hikâyeleri ve Eğitim Araştırma Sonuçları Yararlanılan Kaynaklar

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

DOKTORA DERSLERİ VE İÇERİKLERİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

Editörler: Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN Yrd. Doç. Dr. Metin ARıKAN

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM

EDEBİYAT 9. SINIF 10. SINIF

Türk Mitolojisi ve Türklerde Totemizm DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İçindekiler. Teşekkür, xiii Giriş, xv. Öykü 1 Öykünün Öyküsü, xxi. Bölüm 1 Metaforun Büyüsü, 3

I. BÖLÜM I. DİL. xiii

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

GÜNLÜK (GÜNCE)

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

1. DÜNYADAKİ BAŞLICA DİL AİLELERİ

Editör Salih Gülerer. Çocuk Edebiyatı. Yazarlar Fatma Şükran Elgeren Hülya Yolasığmazoğlu Mustafa Bilgen Orhan Özdemir Safiye Akdeniz

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

DÜZYAZI (NESİR) TÜRLERİ

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

9. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DAĞILIMLARI / DİL VE ANLATIM

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

Diyalog İçin Halk Bilimi Projesi Ankara Etkinlik Haftası Çerçevesinde BALKANLAR VE TÜRKİYEDE HALK KÜLTÜRÜ KONFERANSI

Makale Nedir? Makale Nasıl Yazılır?

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017

ORTA DOĞU VE KAFKASYA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ

Transkript:

MİT(MİTOLOJİ) Mit kutsal bir öyküyü anlatır; en eski zamanda, başlangıçtaki masallara özgü zamanda olup bitmiş bir olayı anlatır. Başlangıç; evrenin ve alemin yaratılışıdır. Mitin sınırları: Olay, mekan ve zamandır. Mekan, kozmik alem; zaman ise kozmik zamandır. Kozmik ise; İslâm a göre ruhların yaratıldığı andır. Tanrılar ve yarı tanrılar mitin ana kahramanlarıdır. Mit, doğaüstü varlıkların eylemlerinin öyküsünü oluşturur. Bu öykü kesinlikle gerçek ve kutsal olarak kabul edilir.mitler dogmanın temelidir. Simgesel ve kutsal bir ağırlığı vardır. İlk insanın dünyayı yaratanlara kendisini anlamlandırmak için sorduğu neden ve nasıllara, o dönemin şartları içerisinde cevap vermişlerdir. Mit, her zaman bir yaratılışla ilgilidir. Bir şeyin hayata nasıl geçtiğini ya da bir davranışın, bir kurumun, bir çalışma biçiminin nasıl yaratıldığını, oluştuğunu anlatır. İnsanlar miti bilmekle, onu çözmekle nesnelerin kökenini de bilir. Burada dıştan soyut bir bilgi söz konusu değil, yaşanılan bir bilgi söz konusudur. Mitler, gerçek anlamlarını ancak içinden çıktıkları topluluk içinde bulurlar. İçerdikleri sembollerin ancak yaşadıkları toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik yapısında birebir karşılıkları vardır. Sadece o toplum içinde anlaşılırlar. Diğer toplumlarda sembollerin dili çözülemediğinden dolayı mitin anlamı verdiği mesaj anlaşılamaz ve mit gerçekdışı bir görünüm verir. Kısacası mit, doğduğu toplumda yaşar ve mesajları algılanır.epistemolojik olarak onun mümkün olduğunca az. ithal veya dünyayı istila eden mahiyetinin günümüzle göreceli olarak daha sınırlı olduğu bir toplumsal çevrenin ürünü olarak görülebilmesidir. Mitin ihtiyar toplumlarda vazgeçilemez bir yeri vardır; inanışları dile getirir. Ahlak ilkelerini savunur, onları kabul ettirir. Demek ki mit, yaşadığı toplumda sürekli olarak başvurulacak olan, yaşanılan bir gerçektir. Soyut bir kuram ve imgeler göstergesi değil, ilkel bir dinin ve pratik bilginin gerçek anlamda düzenlenmesidir.örneğin Anadolu'da al karısı, al ruhu veya albastı inancı 20. asır tarihçileri ve dilbilimcileri mitolojiler ve dinler arasında güçlü benzerliklerin var olduğuna dikkat çekmektedir. Türk mitolojisiyle ilgili yapılmış en önemli çalışmalardan birisi Bahaeddin Ögel in TürkMitolojisi adlı 2 ciltlik (1971, 1994) eseridir. Türkiye de Türk mitolojisiyle ilgili çalışmalar yapanlar arasında Abdülkadir inan, Murat Uraz, Bilge Seyidoğlu, Yaşar Çoruhlu, Fuzuli Bayat, Celal Beydilli ve Özkul Çobanoğlu sayılabilir. Meşhur Rus Türkologu, W. Radloff un XIX. yüzyılda, Altay Dağları nda yaşayanşamanist, Gök Tanrı inancındaki Altay Türkleri nden derleyip Proben adlı seri eserinde yer alan kam (şaman) alkışları vardır. Mitlerin kategorileri Eskatoloji: İnsanın ve dünyanın geleceğini konu edinen mitlerdir. Örneğin: Tufan, kıyamet mitleri. Kozmogoni: Evrenin nasıl oluştuğunu anlatan mitlerdir. Teogoni: Tanrıların nereden geldiklerini anlatan mitlerdir. Antropogomi: İnsanların nereden geldiklerini ya da nasıl oluştuklarını anlatan mitlerdir. Etioloji:Herhangi bir şeyin kökenini (bitki,ova,doğ vb) anlatır. Bazı Terimler Dogma: Doğruluğu sınanmadanbenimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas. Mitoloji: Bir ulusa, bir dine,özellikle Yunan, Latin uygarlığına ait mitlerin,efsanelerin bütünüdür. Epistemolojik: Bilgi kuramına ait olan. Totemizm: insanla hayvan ve bitkiler arasında bir akrabalık ilişkisi olduğuna dair inanç. Memorat:Olağanüstü güçlerle olan iletişim ve ilişkiye dair anlatılan kişisel hatıralar.

Kült: Yerel özellikler taşıyan dinî törenler.yüce ve kutsal olarak bilinen varlıklara karşı gösterilen saygı,inanış ve tapınmadır.kült olabilecek bir varlık ve bu varlıktan iyilik ve kötülük gelebileceği inancı...bu inancın sonucu olarak fayda elde etmek ve kötülüğü uzaklaştırmak için ziyaretler adaklar,bez bağlama mum yakma vb Fetiş:İçinde büyüsel gücün yada cinin olduğuna inanılan taş,boynuz,pençe,post deri vb gibi objelerdir. Ongun Töz:Türklerde her boyun kutsal bir hayvanı olur buna ongun töz denir.boya adını vermez. EFSANE Evrensel olarak yeryüzündeki bütün Halk Edebiyatı geleneklerinde yer alan türlerden birisi de efsane (legend) türüdür. Efsane terimi, dilimize Farsçadan girmiştir. Efsane kavramı İslâm medeniyeti dairesine girmezden önce Eski Türkçede sab, saw, kep ve irtegi kelimeleriyle ifade edilmiştir. Batı dillerinde Latince legendus kökünden gelir. Türkiye Türkçesinde efsanenin yanı sıra Arapça menşeli ustûre, menkabe ve esatir le, mitoloji kelimelerinin de kullanımı yaygındır. Türk kültüründeki büyük sufilerin,evliyaların, hayatlarından, kerametlerinden bahseden efsanelere menkıbe ve bu tür menkıbeleri toplayan eserlere de menakıb-nâme adı verilir. Çocuk Edebiyatı Kitabı Efsane, gerçek veya hayali belirli kişi, olay veya yer hakkında anlatılan bir hikayedir. Grimm Kardeşler Yakın veya tarihsel geçmişe dayandırılan anlatan ve dinleyen ile ilgili onlar tarafından doğru olduğuna inanılan bir hikaye veya anlatmadır. Robert A. Georges Bir olayı akıl dışı, olağanüstü yolda gelişmiş gösteren söylentidir. EFSANELERİN GENEL ÖZELLİKLERİ 1. Efsaneler, dilden dile anlatılagelmiş çok eski hikayelerdir ve anonim halk edebiyatı ürünleridir. 2. Efsanelerin konuları bir kişiye, bir olaya ya da bir yere dayandırılıp, şahıs, yer ya da olaylar hakkında anlatılırlar. 3. Efsanelerde anlatılanların bir ölçüde de olsa inandırıcılık özelliği vardır. 4. Efsanelerde çoğunlukla olağanüstülük ağır basar. 5. Efsaneler bir bakıma, mitlerin modernleşmiş şekilleri olarak ifade edildikleri için kutsal öğeler de taşırlar 6. Efsaneler, belli şekilleri olmayan bir üslup ve biçime bağlı kalmayan, konuşma diliyle anlatılan kısa halk anlatımları olup kaynaklarını genellikle geçmişin derinliklerinden alırlar. 7. Efsaneler genellikle bir inanç üzerine kurulurlar. 8.Tarih yakın geçmiş ya da şimdiki zaman olabilir. 9.Mekan coğrafi gerçeklik taşır. 10.Genellikle tek veya birkaç motiflidir. 11.Din büyükleri ve tarihi şahsiyetleretrafında oluşan menkıbeler de efsane deniri. 12.Efsaneler bazı değişikliklerle bir ülkenin değişik bölgelerinde veye farklı ülkelerde o coğrafya veya zamana şahsiyete uydurularak anlatılır. Tematik olarak son derece zengin bir çeşitliliğe sahip olan efsanelerin ihtiva ettikleri konulara göre yapılmış ve genel kabul görmüş sınıflandırması şu şekildedir: I) Yaratılış ve Dünyanın Sonu ile ilgili Efsaneler. II) Tarihî Efsaneler ve Medeniyet Tarihi ile ilgili Efsaneler. III) Olağanüstü Kişiler, Varlıklar ve Güçlerle ilgili Efsaneler. IV)Dinî Efsaneler. Tarihî Efsaneler ve Medeniyet Tarihi ile ilgili Efsaneler A. Medeniyetle ilgili yerlerin ve şeylerin kaynağını anlatan efsaneler. B. Belli yerlerle ilgili efsaneler. C. İlk ve erken tarihle ilgili efsaneler.

Ç. Savaşlar ve felaketlerle ilgili efsaneler. D. Belli ve seçkin şahsiyetlerle ilgili efsaneler. E. İsyanlarla ilgili efsaneler. Olağanüstü Kişiler, Varlıklar ve Güçlerle ilgili Efsaneler A. Kaderle ilgili efsaneler. B. Ölüm ve ölülerle ilgili efsaneler. C. Tabiatın ve hayvanların koruyucularıyla ilgili efsaneler. Ç. Olağanüstü yaratıklarla ilgili efsaneler. D. Tabiatta bulunan ruhlarla ilgili efsaneler. E. Hayaletlerle ilgili efsaneler. F. Şekil değiştiren yaratıklarla ilgili efsaneler. G. Şeytanla ilgili efsaneler.h. Hastalık ve sakatlığa sebep olan yaratıklarla ilgili efsaneler. I. Olağanüstü güçleri olan yaratıklarla ilgili efsaneler. İ. Mitik hayvanlar ve bitkilerle ilgili efsaneler K. Hazinelerle ilgili efsaneler. HAMZA BABA Sultan II. Murat ın Manisa da olduğu bir sırada kendisine Hamza Baba adında birinin köy arazilerini ekip biçtiği haber verilir. Ekilen arazi başkasının arazisi içinde, 5 10 metrekare bir yer olduğu halde elde edilen ürün çok fazladır. Sultan Murat, konunun araştırılması içine araziye bir zaptiye kolu gönderir. Aylardan şubat ayıdır. Zaptiyeler sözü edilen araziye geldiklerinde Hamza Baba yı bağ çubuğu dikerken bulurlar. Kendisini yakalamak üzereyken Hamza Baba kendilerine padişah yanına eli boş gidilemeyeceğini, biraz beklemelerini söyler, bir yandan da çubuğu dikmeye devam eder. Diktiği çubuklar ardından üzüm vermektedir. Birkaç dakika önce dikilen çubukların üzüm verdiğini gören zaptiyeler, Hamza Baba nın kerametine inanırlar. Hamza Baba, onalar üzüm ikram eder, biraz da Sultan II. Murat için koparır. Zaptiyelere gidip kendisini Manisa da beklemelerini söyler. Zaptiyeler Manisa ya at sırtında vardıklarında Hamza Baba yı kendilerini elinde üzüm salkımlarıyla beklerken bulurlar. Hamza Baba II. Murat ın huzuruna çıkarılır. Sultan II. Murat Hamza Baba ya adeta derebeyi gibi neden hareket ettiğini soracağı sırada, gözü Hamza Baba nın elindeki üzümlere takılır. Onun kerametini anlar. Fakat yine de kendisinin neden başkalarının arazisini ekip biçtiğini sormadan edemez. Bu soruya Hamza Baba: Oralar bana verildi. Şeklinde cevap verir. Sultan Murat, Hamza Baba ya bu konunun şahidinin kimler olduğunu sorunca; Dalar taşlar... şeklinde cevabını verir. Neticede dağların, taşarın şahitliğinin dinlenmesine karar verilir. Onun ekip biçtiği yerdeki der kenarına gelinir. Hamza Baba, gücünün yettiğince haykırarak, ekip biçtiği yerlerin kendisinin olduğuna ilişkin dağların taşların şahitliğini ister. Dağ taş ayaklanarak aşağı yuvarlanmaya başlar. Hamza Baba kendisine inanılması üzerine, dağarın taşların durmasını ister. Bir kısmı duru, bir kısmı durmak istemez, Hamza Baba duranı durdurur; durmayanı eliyle, yumruğuyla belini yaslayarak durdurur. (Belini yaslayıp durdurduğu kayaya sürtünecek denilir. Sürtüncek kayasının bel ağrılarına iyi geldiğine bugün bile inanılır.) Bunun üzerine, ancak muhakkak surette Manisa da oturması istenir. Hamza Baba bir müddet için bunu kabul eder ve Müridei Sündüz Arap la beraber Manisa ya gelir. Sürekli dağları özlemektedir. Bir süre sonra Sündüz Arap la beraber yine birkaç günlüğüne dağları gezmeye gelir, yemek yenilmesi için ateş yakılması gereklidir. Sündüz Arap odun toplamaya çıkar, bu sırada Azrail Hamza Baba ya görünerek bir can alması gerektiğini söyler. Hamza Baba, Allah ta yanında bulunan müridleri için şefaat diler ve o an için gönlünden Sündüz Arap çıkar. O anda bir çınar topraktan fırlayarak devrilir. Hamza Baba o an, Sündüz kaybettiğini anlar ve çok üzülür. Bir süre sonra da Manisa da vefat eder. Cenazesini Manisa Turgutlu paylaşamaz, bunun üzerine iki tabu yapılmasına, Hmaza Baba nın naşının iki yanına konmasına, Hamza Baba nın hangi tabuta gierese o kente gömülmesine karar verirler. Ertesi sabah tabutlar kontrol edildiğinde Hamza Baba nın Turgutlulara ait tabutta olduğu görülür ve Turgutlu ya götürülür. Şimdiki türbesinin bulunduğu yere gömülür. Türbenin yapımını bir gayri Müslim üstlenir. Gerçekten bir sanat eseri olan türbe yapılır, ancak eşiğe taş kalmamıştır. Buna çok üzülen gayrı Müslim mimar kendi kendine hayıflanır. O sırada Hamza Baba kendisine görünür. Eşik taşının kendisinin olmasını, türbeye ziyarete girenlerin önce kendisine değmelerini niyaz eder. Bugün halk türbeyi ziyarette eşiğe basmadan geçer. Eşiğin türbeyi yapan mimar olduğuna inanılır. MASAL Kamûs-ı Osmâni ye göre masal kelimesi mesel in degistirilmiş şeklidir. Mesel, halk dilinde meşhur olan, âdap ve öğütleri anlatan söz demektir. Darbı mesel, atalardan kalma hikmetler, ibretli sözler anlamındadır. Buna göre, masal Arapça bir kelime olan mesel den çıkmıstır.

Masal türüne XIX. yüzyıla kadar Türkiye de ve Balkanlar da kıssa, destan, hikâye, hekat, mesel gibi adlar da verilmiştir. Türkiye dışında yaşayan diğer Türk topluluklarında ise masal yerine Türkistan da erteği, ertek ; Azerbaycan da nagıl ; Çuvaşlarda hallap ; Uygurlarda ötünç (öğüt verici hikâye) terimleri kullanılmaktadır. Masalın şekil özellikleri 1.Masallar, bir destan veya halk hikâyesi kadar olmasa da uzun metinlerdir. 2.Masallar genellikle nesir şeklindedir. Ancak, çok az da olsa bazı masalların nazım-nesir karışımı olduğu gözden kaçmamaktadır. 3.Yapısı:Döşeme olay dilek bölümleri vardır. a. Döşeme: Bu bölüm, masalcının dinleyicileri masal atmosferine ve masal biçimindeki iletişim ve etkileşim şekline hazırladığı bölümdür. b. Olay: Asıl masal, masalın bu bölümüdür. Döşeme ve Dilek bölümleri âdeta bu bölüme yapılmış ekler gibidir. Bu bölüm de kendi içinde, anlatılacak olayın kompozisyonu şeklinde, giriş, gelişme ve sonuç olarak üç kısımdan oluşur. Masalcının asıl söz ve hikâye etme gücünü ortaya koyacağı yer bu bölümdür. c. Dilek: Dilek kısmında da masalcı kalıplaşmış sözler veya tekerlemeler söyler. Masalın sonunda masal hemen herkesin kabul edebileceği ve katılabileceği güzelbir sonuca bağlanır. Onlar ermiş muradına, darısı buradakilerin başına 4. Masalların başında ortasında ve sonunda belirli görevleri olan ve formel veya kalıp söz ve tekerleme adı verilen söz öbekleri vardır. Başlangıç (Evvel zaman içinde,az gittim...), Bağlayış (Bir de bakmışsın ki) Benzer durum (İn misin cin misin) Bitiş (Onlar ermiş muradına biz erelim kerevetine,gökten üç elme) 5. Her masal bir tip olarak kabul edilir. Tip:Varlığını bağımsız olarak koruyabilen geleneksel masal kahramanlarıdır. 6. Masalların dili, anlatıldığı yörenin ve kaynak kişi adını verdiğimiz anlatıcısının dilidir. 7. Bir masal metni içerisinde, halk edebiyatının diğer türlerinden (efsane, fıkra,dua, beddua, mâni, türkü, bilmece, ağıt, atasözü, deyim, vb.) örneklere rastlanabilir. Bunlar; genelde masalın aslında olmayıp, anlatıcının bilgi ve kültürüne bağlı olarak sonradan eklenen parçalardı. İçerik Özellikleri: 1. Olağanüstülükler üzerine kurulur a) Olağanüstü kişiler: İnsanlar,devler,periler,cinler, hayvanlar,cadılar,zümrüdüanka b) Olağanüstü eşyalar ve diğer cansız varlıklar C) Olağanüstü olaylar: Tayy-i zaman, tayy-i mekan,şekil değiştirme,öldükten sonra dirilme,hasta tedavisinde olağanüstülükler ve halk hekimliği 2. Masalda zaman da belirsizdir. Geçmişte bir zamandan söz edilir; ama aslında bu hayali bir zamandır.masal miş'li geçmiş zaman ekleriyle anlatılır. 3. Masallarda soru cevap, tasvir ve tekrar yoluyla anlatım tarzlarının özelliklerini bulabilmekteyiz. 4. Masalda belirli bir yer, çevre yoktur. Hayalî bir yer, çevre söz konusudur. Bunlar masal ülkesi (Hint, Yemen, Çin-Maçin, Kaf Dağı, periler,ülkesi, devler ülkesi, körler ülkesi, hayvanlar ülkesi, kuşlar ülkesi, yedi kat yerin altı veya gökyüzü, vb.) adını verdiğimiz yerlerde geçer. Hem mitoloji, hem de masallar için çok önemli bir yeri olan Kaf Dağı nın neresi olduğunu bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey dünya güzellerinin devler tarafından Kaf Dağı na kaçırılmasıdır. Herkesin Kaf Dağı na gidebilmesine imkân yoktur. Hazreti Süleyman, Hazreti Hamza, Hazreti Ali gibi kahramanlar Kaf Dağı na gitmişler,devlerle savaşmışlar ve onları öldürmüşlerdir. 5. Masalların hayalî coğrafyasının dışında bir de gerçek coğrafyası vardır. Bu coğrafya dünyamızdır. Dünyamızın ise bazen bize çok yakın olan yerleri, bazen de çok uzak olan yerleri masal anlatıcısının anlatımıyla karşımıza çıkar 6. Bir masalda, anlatıldığı bölgenin kültür ve halk bilimi özelliklerine rastlanır 7. Masallarda anlatıcının durumuna göre, dinî inanışlarla ilgili bilgiler de görülür. 8. Masal kahramanlarından bazıları sembolik tiplerdir ve karakteristik özellikler gösterirler.(keloğlan,köse,en küçük kardeş,büyük kardeşler,üvey anne,üvey

anne,üvey kız kardeş,yaşlı adam,teyze) 9. Masallarda üç yedi kırk gibi sayılar,ölüm için kanlı gömlek,evlenmek isteyen kızın isteğini belirtmek için karpuz göndermesi gibi semboller vardır. 10. Dua ve beddualar bulunur. 11. Masallar evrensel nitelik taşır bu yönüyle destan ve halk hikayelerinden ayrılır 12. Türk masallarında zorluk çekmeden, bir hüner göstermeden, kişiliğini ispat etmeden başarıya ve mutluluğa erişmek mümkün değildir. Masal bu yönüyle destanlara benzemektedir. 13. Masallar didaktik özellik gösteri.kişiler ya iyidir ya da kötüdür. İyiler hep iyilik yapar, kötüler de hep kötülük yapar. İyiler masalın sonunda mutlaka kazanır, kötüler de her zaman kaybeder Türk Masal Kahramanlarının Özellikleri: Türk masallarının en önemli erkek tiplerinden biri Keloğlandır. Masallarda her kesimden ve her meslekten insan yer alır. Bunlar içinde haydutlar, hırsızlar başta olmak üzere her türlü kötü insan da yer alır. Türk masallarında çevresindekilere kötü oyunlar oynamaktan zevk alan kötü tip Köse tipidir. Türk masallarında belki de masalcıların çok büyük bir çoğunluğunun kadın olmasından dolayı kadın tipleri erkeklere göre daha fazla yer alırlar. Masallardaki iyi kadın tipi vefalı, sağduyulu, uysal, iyi yürekli, çalışkan, doğru, güzel ve sabırlı. Masallardaki kötü kadın tipi ise cadı, zalim kaynana, üvey ana, kıskanç kardeş olarak yer alır. Cadılar daima kötülük yaparlar ve kötülük yapmak için en önemli araçları büyüdür. Cadılar iki yüzlüdürler ve gerçek yüzlerini tatlı dil ve güleryüz göstererek saklarlar ve karşısındakileri bu görünümleriyle kolayca aldatabilirler. Motif:Eskiden beri yaşama kabiliyetine sahip masalın en küçük unsuru. Öncelikle motif olabilmesi için olağanüstülüğün olması şarttır. Bu olağanüstülük; olayda, şahıslarda, zamanda, mekânda kendisini göstermelidir. Padişah oğlunun atına binip gitmesi motif değildir, ancak padişah oğlunun atına binip bir göz açıp kapama süresince bir yerden başka bir yere gitmesi motiftir. Herhangi bir tasla su içmenin hiçbir özelliği yoktur, ancak aynı tastan su içildiğinde insanda bir şekil değişikliği olursa o motiftir. şekil değiştirme masalların değişmeyen motifi olup, burada büyüsel yapıyla çeşitli dönüşümlere rastlanır. insan; hayvana, bitkiye veya herhangi bir nesneye dönüşürken, bunun tam tersi de olabilmektedir. Tip:Varlığını bağımsız olarak koruyabilen geleneksel masal kahramanlarıdır. Masalın Anlatıcısı: Masallar daha çok kadınlar tarafından anlatılırdı. Masalların da tıpkı destancılar gibi bu işi yapmakla tanınmış özel anlatıcıları vardır. Bunlarçok büyük bir çoğunlukta kadınlardır ve yaşlıdır. Bu masalcılara, masal anası veya masalcı ya da bazı yörelerde hekveci, olcum gibi isimler verilirdi.masal anlatıcısı ortamına göe şal,mendil,şapka,asa gibi eşyalarla rol yaparak anlatımı zenginleştirir. Bu Masalcılar, anlattıkları masal karşılığında maddi herhangi bir şey talep etmemekle birlikte kendilerine gösterilen saygı ve itibar en önemli tatmin unsurları olarak görülmektedir Masalların Tip Sınıflandırılması Hayvan Masalları Diğer masallara göre daha kısadır,formellere rastlanmaz,olaylar hayvan-insan veye hayvanhayvan arasında geçer,birden fazla olay üzerine kurulur genellikle olağanüstü kahramanlar görülmez. Asıl (Olağanüstü) Masallar Bu tür masallar kalıp ifadeler / formeller yönünden zengindir.olağanüstü kahramanlar vardır.bu tür metinlerde birden fazla olay vardır.diğer halk anlatılarına göre daha uzun olabilir. Güldürücü Masallar Zincirlemeli Masallar Hayal ürünü olup, olayları birbirine zincirleme olarak bağlanan, olağanüstü kahramanlar ve tekerleme unsurlarının fazlaca görülmediği anlatmalara zincirlemeli masal adını veriyoruz.

Birden fazla kalıp ifade yer alabilir,şahıslarla hayvanlar iç içe olabilir.olağanüstü kahramanlar yok denecek kadar azdır,olaylar iç içedir,asıl masallara göre kısadır. gerçekle ilgisi olmayıp hayal ürünüdür. Farklı birçok anlatma türüyle yakın iliskisi olan masalın kaynakları konusu ile ilgili olarak farklı görüsler ortaya konulsa da masal incelemelerinin çogunda karsımıza üç dönem çıkar: I. Tarih Öncesi Görüs/Mitoloji Okulu II. Tarihi Görüs/Hindoloji Okulu III. Etnografik Görüs/Antropoloji Okulu Tarih Öncesi Görüs/Mitoloji Okulu:Bu görüsü savunanlar,hint- Avrupa uluslarının mitolojilerini inceleyip masalın mitolojiden çıktıgını ileri sürerler.mitoloji Okulu na göre masalların kökü Hint mitolojisinde (Veda larda) aranmalıdır. Bu görüsün savunucuları arasında G. Grimm, Dasent, Max Müler, Angelo de Gubertnatis, John Fiske ve Sir George Cox sayılmaktadır.bu okulda Güneş tanrısının mücadelesi ve mitolojik kahramanların savaşları ile güneşin karanlıklarla mücadele ederek onu yenmesine benzetilir.bu yüzden bu okula ''Güneş Mitolojistleri'' de denir. II. Tarihi Görüs/Hindoloji Okulu:Masalların kaynagını Hindistan kabul eden ikinci görüs, Hindoloji Okulu nun temsilcileri Theodor Benfey, Deslougehamps, Sylvester Sacy, Emmanuel Qosquin olarak bilinir.bu görüse göre, masalların kaynagı Pançatantra dır. Ezop fablları dısındaki bütün masalların kaynagı bu görüsle Pançatantra ya baglanır.hindistan kaynaklı masallar batıya üç yolla göç etmistir: 1) masalların bir kısmı onuncu yüzyıldan önce sözlü gelenekle batıya gelmis, 2) bir kısım masallar onuncu yüzyıldan sonra İslamiyet in etkisiyle Bizans, İtalya ve İspanya yoluyla Avrupa ya tasınmıs, 3) Budist malzeme ise Çin ve Tibet ten Mogollar yoluyla Avrupa ya aktarılmıstır.iranlıların Tutiname si, Arap ve Yahudilerin yazmaları bu yolla geçenler arasındadır. Etnografik Görüs/Antropoloji Okulu:Masalların farklı yerlerde birbirine benzer olarak fakat müstakilen meydana geldikleri fikrine dayanan Antropoloji Okulu nun temsilcileri Edward Taylor,Andrew Lang (Günay, 1975; Sakaoglu, 1999) ve M. Lennan (Sakaoglu, 1999) gibi etnograflardır. Bu görüs, ayrı kültür seviyesindeki insanların müsterek inanç ve adetlere sahip oldugunu, kültürün paralel olarak gelismesi sonunda benzer masalların ortaya çıktıgını savunur. TÜRK MASALLARI Türk masalları üzerine ilk araştırmayı yapan kişi ünlü Türkolog F.W. Radloff tur.radloff, Türk boylarının Halk Edebiyatı malzemelerini Proben adını taşıyan 10 ciltlik bir külliyat hâlinde 1866-1907 yılları arasında yayınlamıştır. Bu külliyatın Halk Edebiyatı bakımından son derece zengin kapsamı içinde masallar da yer almaktadır. Türk masalları ilmî bir bakış açısıyla derleyen Macar Türk halkbilimcisi Ignacz Kunoş tur. Yabancıların Türk masalları üzerinde XIX. yüzyılda yoğunlaşan bu ilgisini takiben Türk araştırmacıların da masallar üzerindeki çalışmaları bu yüzyılın son çeyreğinde yayınlanmaya başlamıştır. Bunlardan biri yayın tarihi ve yayınlayanı belli olmayan ve 14 masaldan oluşan Billur Köşk Masalları dır. Bu çalışma 1923 yılında Theodor Herzel tarafından Billur Köschk (Der Kristal Kiosk) adıyla Almanca ya tercüme edilerek yayınlanmıştır. Türk masallarını yayınlayan ilk Türk, sözlü kaynaklardan derlediği 13 masalı Türk Masalları adıyla 1912 yılında bastıran K.D. rumuzunu kullanan ancak gerçek kimliği bilinmeyen bir hanım Türk masallarına ilgi tanzimat sanatçıları ile başlamıştır. Edebiyatımızda ciddi anlamda masaldan ilk defa Namık Kemal'in Celal Mukaddimesinde bahsedilir. 1908'de Türk Derneği adıyla kurulan ve 1911'de Türk Yurdu Cemiyeti,1912'de Türk Ocağı adını alan dernek üyelerinin Anadolu'nun çeşitli yerlerinden derlediği masallar ''Türk Masalları' adıyla Türk Yurdu Dergisi'nde yayımlanmıştır.bu çalışmalar ülkemizde masal derlemesinin başlangıcı sayılabilir. Ziya Gökalp'ı Türk masallarına bilimsel çalışmayı başlatan kişi olarak alabiliriz.türk masallarını nazma çekmiştir: Büyük ölçüde mensur olan masal metinleri Ziya Gökalp tarafından şiir diliyle yeniden yazılmıştır.bu masalları Kızılelma adlı eserde

toplamıştır.ziya Gökalp bir çok masal derlemiştir ve bu masalları Küçük Mecmuada yayımlamış ve daha sonra bu masalları Altın Işık adlı kitabında toplamıştır. Pertev Naili Boratav: Diğer halk edebiyatı ürünlerinde olduğu gibi Türk masallarının derlenmesi ve yayımlanması konusundaki en önde gelen araştırıcılardan birisi de Pertev Naili Boratav dır. O, aynı zamanda Türk halk edebiyatının ilk doktoru,türk halk edebiyatının ilk ders veren hocası, Türk halk edebiyatı ile ilgili ilk arşivin kurucusu ve bu sahada yayımlanan bilimsel kitapların ilk temsilcisidi Pertev Naili Boratav ın Türk masalları üzerine yaptığı en önemli çalışma 1953 yılında Wolfram Eberhard ile birlikte hazırladıkları Typen Türkischer Volksmarchen adıyla yayınladığı Türk Masal Tipleri Kataloğu dur. Pertev Naili Boratav, bu eser dışında 1959 yılında Zaman Zaman içinde, 1969 yılında da Az Gittik Uz Gittik adlı masal monografilerini yayınlamıştır. Mehmet Tuğrul: Edebiyat öğretmeni olan Tuğrul, ülkemizde halk edebiyatı alanında doktora yapan ilk bilginlerdendir. Saim Sakaoğlu: Konusu doğrudan masal olan ilk doktora tezi Saim Sakaoğlutarafından hazırlanmıştır. Masal Yazarları Naki Tezel: Eşatun Cem Güney: Masal derleyiciliğinden daha çok masal yazarı diyebileceğimiz Eflatun Cem Güney pek çok masal kitabı yayımlamıştır. Oğuz Tansel: Türkçe öğretmeni olan Tansel, özellikle çocuklar için yeniden kaleme aldığı masallarıyla tanınır. Mustafa Ruhi Şirin: 1955 doğumlu olan Şirin in çalışmaları bütünüyle çocuklara yöneliktir. O, bir yandan hikâye, deneme, şiir yazarken bir yandan da masal yazmayı sürdürmüştür. BAŞLANGIÇTAN İTİBAREN TÜRK MASALLARI Altun Yaruk: VIII-IX. yüzyıla ait bir eser olup Çinceden Uygurcaya çevrilmiştir.buda nın hayatı ve menkıbeleri ile Budizmin esaslarını öğreten bir eserdir.üç prens ve bir aç parsla ilgili olarak anlatılan hikâye masal özelliklerini göstermesi bakımından değerlidir. Prens Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi: X. yüzyıla ait olan eser. Hikâye, Sanskrit kaynaklı metinler arasında en çok masal özelliği taşı yanlar arasındadır. Kuanşi im Pusar: Aslı Sanskritçe olup Çinceden Uygurcaya çevrilmiştir. Ancak çevirinin ne zaman ve nerede yapıldığına dair elimizde bilgi yoktur. Metnin XIII.yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir. Eser, ilk defa W. Radloff tarafından 1911 yılında yayımlanmıştır. Türkçe çevirisini ise Şinasi Tekin yapmıştır (1960). Ses işiten ilah adlı hikâye sorucevap yöntemiyle anlatımın güzel bir örneğidir. Hikâyede,ruhani bir kahramanın çeşitli varlıklara yardım etmesi konu edilmiştir. Türkisch Turfantexte: Turfan kazıları sonucunda bulunan metinler, W. Bang,von Gabain, R. Rachmeti (Arat) ve T. Kowalski tarafından 10 cilt olarak yayımlanmıştır. Metinler arasında Şeytan Atavaka nın Burkan la (10. ciltte) olan savaşını anlatan parça, masal özellikleri taşımaktadır. Söz konusu metin, von Gabain tarafından yayımlanmış olup Budizmin esaslarını anlatmaktadır. Uigurica: Uygur dönemine ait Budist metinler Prof. F. W. K. Müller tarafındandört cilt olarak yayımlanmıştır. Çaştani Bey Hikâyesi, Maymunlar Beyi Hikâyesi,Dantapali Bey Hikâyesi ve Mukaddes Tavşan Hikâyesi masal özellikleri göstermektedir. Türkçe Mani El Yazmaları: Yazmalar, Doğu Türkistan ın Turfan ilinin Hoça harabelerinde yapılan kazılar sonucunda bulunmuştur. A. von le Coq tarafından1919 yılında yayımlanmıştır. Dinî (Maniheizmin esaslari) nitelikte bir eserdir. Yeralan bir hikâyedeki ürpertici olaylar metne masal havasını vermektedir. Mevlâna: Mevlâna nın 26300 beyitlik Mesnevi sinde fıkraların yanı sıra hayvan masalarına da yer verilmiştir. Bunlardan bazıları, başta Mehmet Önder ve Mehmet Seren olmak üzere değişik kalemlerle yayımlanmıştır. Dâstan-ı Ahmed Harami: XIII. yüzyılın eserlerinden olduğu tahmin edilmektedir. Asıl nüshası kayıp olup şairi de bilinmemektedir. Mesnevi tarzında yazılmış olup 816 beyittir.ilk 26 beyitte Allah, Peygamber ve halifeler övüldükten sonra asıl konuya geçilmektedir. Eser altı meclis ten oluşmaktadır. Eser, Ahmet Talat Onay tarafından Dâstan-ı Ahmet Haramî (1933 ve 1946) ve Halis Akaydın tarafından da Ahmet Harami Destanı (1974) adlarıyla yayımlanmıştır. Bir yol kesici,

eşkıya olan Ahmed Harami, büyü ve ilm-i nücum da mahareti olan birisidir. Hikâyenin sonunda başı kesilerek öldürülür. Lâmiî Çelebi: XVI. yüzyılın önde gelen divan şairi ve tezkire sahibi Bursalı Lâmiî Çelebi nin (1472-1532) başlayıp oğlu Abdullah ın tamamladığı Mecmaü l- Letâif te halk anlatmalarının değişik örneklerine rastlanmaktadır. Eserin asıl önemi hayvan masallarının yanı sıra, içindekiler diye algılayabileceğimiz bir listede, âdeta bir sınıflama yapılıyor olmasıdır. Ancak bu durum baskılarda görülmemekte bölüm sayılarının altlarında verilmektedir. İbni Sina:ibni Sina nın hayatını konu alan anlatmalar arasında masallaşmış ve halk hikâyesi şekline girmiş olanları da vardır. Konu ile ilgili ilk yazma XVI. yüzyıla, ilk basma nüsha ise XIX. yüzyılın ortasına aittir. Derviş Hasan Mehdi tarafından XVII. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen Kıssa-i Ebû Sinâ ve Ebû l-hâris (Esrar-ı Hikmet) adlı nüsha en eskisidir. Eserin başlangıç kısmında bitiriliş tarihi olarak 1001 (1592) yer almaktadır. Giritli Aziz Efendi: Giritli Aziz Efendi tarafından yazılan Muhayyelat her biri hayal adıyla anılan üç uzun hikâyeden oluşmaktadır. Eserin üç yazması ve çok sayıda basma nüshası bulunmaktadır. Bunların aslının da Muhayyelat-ı Ledünni-İlahi adlı yazma olduğu düşünülmektedir. Muhayyelat ın ilk baskısı 1852yılında yapılmıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar ın Muhayyelat la ilgili değerlendirmesi son derece önemlidir.bu yazıda Doğu ve Batı hikâyelerinin değerlendirildiğini de görürüz. Muhayyelat ta Doğu hikâyeciliğinin büyük bir tarafı olan ve Hindistan dan gelen hayvan hikâyeleri bulunmadığı gibi, Arap halk hikâyeciliğinin en büyük tarafını yapan hilekâr ve hırsız hikâyeleri de yoktur. Daha ziyade tılsım, büyü ve tabiatüstü mahlûklar etrafında dolaşan üçüncü hayalin tasavvufî çeşnisi, bir değişiklik getirir... Muhayyelat birkaç hususiyeti ile örneklerinden ayrılır. Bunların birincisi hikâyenin hayallere taksimidir. Az çok yerli olmasıdır. Aziz Efendi nin hikâyelerinde, vak a nerede geçerse geçsin, sokak ve mahalle ismi, örf ve âdet, giyim ve kuşam daima XVIII. asır İstanbul udur. Konuşma ise,bazen modern bir hikâye hissi verecek kadar şe niyete yakın çizgiler ile doludur. adında bir bilgin tarafından padişahın üç oğluna anlatıldığı yazılmaktadır. Pançatantra bir siyasetname ve devlet yönetimi kitabıdır. Kathâsaritsâgara: Türkçe, Masal nehirleri Okyanusu anlamına gelen Kathâsaritsâgara,Hindistan ın kuzeyindeki Keşmir bölgesinde yazılmış bir masal kitabıdır.gelmektedir. Hint masal kitaplarının en büyüğü olup bu özelliğinden dolayı başka dillere tam çevirisi yapılamamıştır. Arap Masal Kitapları Binbir Gece Masalları Elf Leyle ve l- Leyle): (Kesin olarak ne zaman ortaya çıktığı belli olmayan ancak XI. yüzyıldan itibaren anlatılan ve derlenen Binbir Gece Masalları nı Avrupa ya ilk defa XVIII. yüzyılda Fransız araştırıcı Antoine Galland tanıtmıştır. Galland, istanbul ve Mısır gezileri sırasında derlediği hikâyeleri yazıya aktarmıştır. Masalların bilinen iki yazması vardır. ilki Mısır (Kahire) yazması, ikincisi ise Asya yazmasıdır. Ülkemizde her iki yazmanın da çevirileri yapılmıştır.binbir Gece Masalları nın kökeni olarak daha çok Hindistan ve Mısır gösterilir.masalın kahramanları Şehriyar adlı bir şehzade ile Şehrazat adlı eşidir. İran Masal Kitapları Binbir Gündüz Masalları (Elfü n- Nehar ve n- Nehar): Yazarı ve yazılış tarihi bilinmeyenbu eser âdeta Arapların Binbir Gece Masalları na karşı çıkarılmış gibidir.binbir Gece Masalları nda kadınların, Binbir Gündüz Masalları nda ise erkeklerinvefasızlığından söz edilmektedir. Binbir Gece Masalları geceleri, Binbir GündüzMasalları ise gündüzleri anlatılır. Binbir Gündüz Masalları ndaki metinler BinbirGece Masalları na göre daha uzundur. Bu sebepten kitaptaki masal sayısı Binbir Gece Masalları na göre daha azdır. Binbir Gündüz Masalları ndaki bazı masallar bağımsız kitap boyutunda da yayımlanmıştır. Hint Masal Kitapları Pançatantra: Beş masal kitabı anlamına gelmekte olup, Hint masal kitaplarının en eskisidir. Eserin yazarı hakkında bilgimiz yoktur. Giriş kısmında, Vişnuşarman Avrupa Ülkelerinin Önemli Masal Kitapları

Aisopos (Ezop): Aisopos (Ezop), MÖ VI. yüzyılda yaşadığı varsayılan eski Yunan masalcısıdır. Kendi adıyla anılan hayvan masallarıyla ünlenen Ezop un hayatıyla ilgili bilgeler kesin değildir. MÖ 620 de doğup MÖ 560 da öldüğü de söylenmektedir. zamanlar hayal ettiklerinin zamanla gerçekleştiğinin görüldüğü güzel örneklerdir. Jean de La Fontaine: Fransa sahasında yetişen masalcıların başında Jean de La Fontaine (1621-1695) gelmektedir. Başkaları tarafından hazırlanan ve fabl (hayvan masalı) türünde oluşan masalların büyük çoğunluğu da ona bağlanarakanlatılmıştır. Daniel Mornet, onun masallarının kökenini Greklerin Aisopos ve Latinlerin Pheadrus unda araştırılması gerektiğini belirtir. La Fontaine in masalları sadece çocuklara değil büyüklere de seslenmektedir. Bugün hemen hemen bütün dünya dillerine çevrilmiştir. Bizdeki ilk La Fontaine çevirileri Şinasi ve Ziya Paşa ile başlar. Grimm Kardeşler: Jakob Ludwig Karl Grimm (1785-1863) ve Wilhelm Grimm (1786-1859) Kardeşler, Alman masallarını derlemişler ve daha sonra ilk metinleri iki cilt hâlinde (1812, 1815) yayımlamışlardır. Bu kitaplar yayımlanıncaya kadar masalların bilimsel olmadığı düşüncesi yaygınken bu eserlerle birlikte masallarınbilimselliği de gündeme gelmiştir. 1805-1875 yılları arasında yaşayan Andersen, ünlübir Hans Christian Andersen: Danimarkalı yazar olup roman, gezi kitabı, biyografi ile şiir alanlarından sonra masal yazıcılığında karar kılmıştır. Halktan dinlenilenlerin az da olsa işlenerek yazıldığı bu masallar ilk defa Çocuklara Masallar adıyla (1835) yayımlanmıştır. Günlük dili kullanarak geniş kitlelere ulaşan Andersen adına, ülkesi her yıl verilmek üzere bir de madalya sunma geleneğini başlatmıştır. Yorum Masallarda karşılaştığımız uçan at, sihirli seccade, sihirli küp, vb. modern dünyamızın çok sonra keşfettiği uçaktır. Yine masallarda yer dinleyen adıyla bilinip çok uzaklardan haber öğrenebilme bugünkü telefondur. Ölmek üzere olan genç kızı sihirli aynasıyla görmesi günümüz teknolojisindeki televizyondur. Açıl sofram açıl denilmesi üzerine bir anda çeşitli yemeklerin gelmesi günümüzdeki hazır yemekleridir. Açıl susam açıl denilmesiyle açılan kapıların modern iş yerlerindeki otomatik kapılar olması insanların bir