BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 9. DÖNEM



Benzer belgeler
BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ VE BAĞLANMA KURAMI. Dr. Allan N. SCHORE

Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi (TLDP) Eğitimi Modül-I Ağustos 2016 İbrahim Sarı MD, MSc

BİRLEŞTİRİLMİŞ PSİKOTERAPİ. Jeffrey J. MAGNAVITA, PhD, ABPP

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

Asistanlıkta Psikoterapi Eğitimi Neden Önemlidir? Doğan Şahin İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Sosyal Psikiyatri Servisi

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir?

KERNBERG GÜNLERİ II III

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM DANIŞMANLIĞIN TANIMI VE TARİHÇESİ 2. BÖLÜM DANIŞMANLARIN İŞLEVLERİ VE ÇALIŞMA ALANLARI

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 9. DÖNEM

7. D Ö N E M H İ P N O Z E Ğ İ T İ M İ Eylül

BÜTÜNCÜL ÇOK SİSTEMLİ AİLE TERAPİSİ

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 11. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

K İ Ş İ L İ K. Kişilik kavramı Kişilik kuramları Kişiliğin ölçülmesi. Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Kişilik Psikolojisi (PSY 401) Ders Detayları

Psikoloji Doktoru Ve Psikiyatristin Farkı

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989.

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Cinsel Terapi: Cinsel Terapi Nedir? Ne değildir? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

29-30 Eylül 1 Ekim 2017 SPONSORLUK DOSYASI

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 12. DÖNEM

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ

Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 9. DÖNEM

HEM501 (3,0)3 Sağlık Tanılaması

ZEÖ/İEÖ217 ERKEN ÇOCUKLUKTA ÖZEL EĞİTİM 1. ÜNİTE: EÇÖZE YE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR. 2. MODÜL: EÇÖZE: Kuramsal Temeller

Dilşad Koloğlugil 2005 yılında Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden mezun oldu.

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Dersin Grubu. Dersin Kodu. Yarıyıl. Dersin Adı. Bölüm Zorunlu. 1 1 PSY101 Psikolojiye Giriş-I. Bölüm Zorunlu. 2 2 PSY102 Psikolojiye Giriş-II

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

VYGOTSKY SİSTEMİ: KÜLTÜREL-TARİHSEL GELİŞİM KURAMI

ÇOCUK VE GENÇLİK DESTEK MERKEZİ

(PAT) ROSENHAN DENEYİ

Füsun KURDOĞLU-ERÜRETEN Uzman Psikolog

PSİKANALİZE GİRİŞ SEMİNERLERİ

Çocuklar ve Ergenlerle Jungcu Oyun Terapisi El Kitabı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

Danışman Olarak Hemşire

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

KERNBERG GÜNLERİ-I. John F. CLARKIN. Borderline Kişilik Bozukluğunda Aktarım Odaklı Psikoterapi. Atölye Çalışması Metinleri. Psikoterapi Enstitüsü

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

SÜRESİ SINIRLI DİNAMİK PSİKOTERAPİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

Editörler Doç.Dr. Ahmet Akın & Yrd.Doç.Dr. Rukiye Şahin Psikolojik Danışma Kuramları ISBN:

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

TRSM de Rehabilitasyonun

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

Tanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK. Resimleyen: Vaghar Aghaei

Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu

Ebru ÖZKURT TOPCU. Uzman Klinik Psikolog. Aile ve Çift Terapisti

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek

Masterson Yaklaşımı Eğitimi Kişilik Bozukluklarının Psikanalitik Psikoterapisi

Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür. 1 Giriş 1

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış

Rehabilitasyonda Sanatın Kullanımı. Doç.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

ÇÖZÜM ODAKLI KISA SÜRELİ PSİKOLOJİK DANIŞMA

Can Kardeş Kreşi Rehberlik Servisi ARALIK 2014 REHBERLİK BÜLTENİ

Yaz l Bas n n Gelece i

Eğitim Tarihleri: 5-6/ 11 /2016 ve / 11 /2016 (2 hafta Cumartesi ve Pazar toplam: 32 saat) Eğitim Ücreti: 400 TL + KDV (Öğrencilere %25 indirim

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri

BİR ÇOCUĞUN OYUN TERAPİSİ HAKKINDAKİ İLK KİTABI

ÇOCUK ve ERGEN BDT EĞİTİMİ. 4 Modül - 64 Akademik Saat. Çocuk ve Ergen Odaklı. Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi Bilgilendirme Klavuzu EĞİTİMCİ

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

D. CÜCELOĞLU: Gönlünün Muradını Yaşamak Savaşçı Stili Gerektirir - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Transkript:

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 9. DÖNEM ŞUBAT DERS NOTLARI Editör Dr. Tahir ÖZAKKAŞ i

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 146 Bütüncül Psikoterapi 9. Dönem Şubat 2011 Ders Notları ISBN 978-605-5241-75-9 Copyright Psikoterapi Enstitüsü Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen yayımlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik ortamlarda yayımlanamaz. Birinci baskı: Mart 2014 Editör: Tahir Özakkaş Yayıma hazırlayan: Sevgi Akkoyun & Menekşe Arık Katkıda Bulunanlar: Pelin Aksu, Gülcem Yıldırım Baskı: Acar Matbaacılık Prom. ve Yayın. San. ve Tic. Ltd. Şti. Litros Yolu Fatih Sanayi Sitesi No:12/243 Zeytinburnu - İstanbul Tel: 0212 613 40 41 PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ. Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Cad. No:285 Darıca-KOCAELİ Tel: 0262 653 6699 Fax: 0262 653 5345 Merkez: Bağdat Caddesi No: 540/8 Bostancı-İSTANBUL / TÜRKİYE Tel: 0216 464 3119 Fax: 0216 464 3102 www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com ii

SUNUŞ nsanlık tarihi boyunca, her toplumda psikolojik rahatsızlıkları İ tedavi etmeye yönelik girişimler olmuştur. Bu alanda yapılan girişimler sonucu ortaya çıkan pek çok farklı ekolün savunucuları, kendi ekollerini yüceltme ve diğer ekolleri küçümseyerek ötekileştirme yoluna gitmiştir. Ancak buna rağmen farklı yaklaşımlardan bilgiler edinerek kuramını zenginleştirmeye ve bu alanda çalışmalar yapmaya başlayan öncü terapistler, psikoterapide bütünleşmeyi sağlayarak alandaki bölünmeleri büyük oranda azaltmıştır. Bütüncül psikoterapi, hastanın bilişlerinin, davranışlarının, kişiliğinin ve duygusal süreçlerinin yeniden düzenlemesine yardımcı olmak için pek çok farklı ekolden faydalanarak daha gerçekçi, uyumlu ve esnek bir çalışma alanı sunar. Eğitimini verdiğimiz bütüncül psikoterapi, zamanzaman eklektik ve asimilatif, genellikle de entegratif ve ortak faktörler üzerine kurulmuş bütüncül bir yaklaşımı içerir. Bireye, teori odaklı değil danışan odaklı bakmaya çalışan bütüncül psikoterapiler, farklı yaklaşımların bileşenlerini bir araya getirerek terapisti geniş bir vizyona ulaştırır. Bu amaçtan yola çıkarak, çeşitli bilimsel etkinlik, araştırma, eğitim ve yayın çalışmalarıyla, ülkemizde bütüncül psikoterapi uygulamalarının gelişimine öncülük etmekten gurur duyuyoruz. Elinizdeki bu ders notları, ruhsal bozuklukların tedavisinde tek bir psikoterapi yaklaşımına bağlı kalmaktansa elindeki veriyi kullanarak uygulanabilecek en iyi tekniği ve teoriyi arayan bütüncül yaklaşımlı terapistler yetiştirme adına verilen Bütüncül Psikoterapi Teorik iii

Eğitimi 9. Grubunun şubat ayı deşifrelerini sunmaktadır. Bu ders notları, eğitim deşifresinin derlemesi olma özelliğiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yayın niteliği de taşımaktadır. Bu ders notlarında ego durumları teorisi, çift enerji teorisi, özne kateksi nesne kateksi, içe yansıtma, çoklu kişilik, kimlik gelişimi ve insanın sekiz çağı konuları ele alınmaktadır. Bütüncül psikoterapiler de insanın ruhsal yapısının gelişiminde olduğu gibi zamanla özerkleşecek, bireyselleşecek ve ayrışarak psikoterapi ruhunu ayakta tutacaktır. Psikoterapi uygulayıcıları için önemli olduğunu düşündüğümüz bu eğitim ders notlarını, sizlerin ilgisine sunmaktan kıvanç duymaktayız. Keyifli okumalar dileriz Tahir ÖZAKKAŞ Psikoterapi Enstitüsü Başkanı iv

İ Ç İ N D E K İ L E R ŞUBAT 2011 1. GÜN 1 EGO DURUMLARI TEORİSİNE GİRİŞ... 3 2 ÇİFT ENERJİ TEORİSİ, ÖZNE KATEKSİ NESNE KATEKSİ... 29 3 INTROJEKT - IDENTOFACT... 93 4 ÇOKLU KİŞİLİĞİN OLUŞUMU... 132 5 EGO DURUMLARININ DOĞASI VE İŞLEVİ... 155 ŞUBAT 2011 2. GÜN 6 ÇEKİRDEK EGO EGO DURUMLARI... 195 7 ÇOKLU KİŞİLİK... 234 8 ÇOKLU KİŞİLİK TEDAVİ TEKNİKLERİ... 310 9 ÇOKLU KİŞİLİK TEDAVİ TEKNİKLERİ (DEVAM)... 365 ŞUBAT 2011 3. GÜN 10 ERIK HOMBURGER ERIKSON... 399 11 KİMLİK GELİŞİMİ... 444 12 İNSANIN SEKİZ ÇAĞI... 505 v

vi

Şubat 2011 1. GÜN

1 EGO DURUMLARI TEORİSİNE GİRİŞ T ahir Özakkaş: Şöyle bir geçen ayın özetini yapalım. Ne görmüştük arkadaşlar, şöyle bir bana geribildirim yapacak var mı? Kohut'u gördük. Kohut'u öğrendik mi? Kursiyer: Evet, sayılır. Kursiyer: En iyi öğrettiklerinizden bir tanesiydi hocam. Tahir Özakkaş: Peki, bir özetle bakayım, Kohut neymiş, bize ne kattı? Kursiyer: Kohut'ta aynalamaları hatırlıyorum. Ters aynalama, aynalanma, aynalanma ihtiyacı çocuğun, birincil ve ikincil aynalanma, anneyle çocuğun ilişkileri üzerinden. İdealize edilmiş ebeveyn imagosunu hatırlıyorum, onun yanında bir tane daha vardı, grandiyöz kendilik. Kursiyer: Bölme yoktu, dikey yarık vardı. Kursiyer: Evet, dikey yarık, yatay yarık... Neydi Hocam o grandiyöz, şu an hatırlayamadım?

Tahir Özakkaş: Peki, sen heyecanlandın. Bir başka arkadaş devralsın. Kursiyer: Kohut, bipolar self kavramından bahsetti bize, iki kutuplu kendilikten bahsettik. İki kutbun bir kutbunda grandiyöz kendilik, diğer kutbunda da idealize edilmiş ebeveyn imagosu vardı. Çocuk doğduğu andan itibaren, büyüklenmeci bir kendilik yapısına sahip, gelişim süreci içerisinde kendilik nesnesinin optimal kırılmalar yaşatmasıyla birlikte, primer narsisizmden sekonder narsisizme geçmesi sağlanıyor. Zaman zaman grandiyöz kendiliği kaybettiği zamanlarda, bu büyüklenmeci yapıyı idealize edilmiş ebeveyn imagosuna veriyor, ebeveyninde bunu kabul edip, yine çocuğu aynalaması gerekiyor. Bu süreçte karşımıza birincil aynalanma, ikincil aynalanma, ters aynalanma ve yetersiz aynalanma kavramları çıkıyor. Bunlar çocuğun ihtiyaç duyduğu noktada ve ihtiyacı kadar yapıldıktan sonra, çocuk ikincil narsisizme geçebiliyor; ancak bu gelişim süreci içerisinde bu ihtiyaçlar karşılanmazsa, çocuk ikincil narsisizme geçemiyor. Narsisizm dediğimiz süreç, Kohut' a göre, her iki gelişimsel dönemde duraklama meydana gelirse, oluşuyor. Tahir Özakkaş: Tedavi nasıl oluyor? Kursiyer: Tedavi Kohut'a göre; tüm bozuklukları narsistik bozukluk olarak adlandırıyor. Tedavi sürecinde tıpkı gelişimdeki eşduyumsal bir yaklaşım sağlanıyor, aynalanma ihtiyacı karşılanıyor, yine optimal kırılmalar yaşatarak, kendilik nesnesi işlevinin kırılmalar yaşattığı noktada kişinin bu özellikleri içselleştirerek dönüştürme, dönüştürmeli içselleştirme yoluyla edinmesi sağlanıyor, tıpkı gelişim sürecinde bir çocuğun yaptığı gibi. Çocuk gelişim sürecinde, kendilik nesnesinin kendi ihtiyaçlarını karşılamadığı noktada bunları karşı tarafa yansıtıyor, ihtiyaçlarını. Ebeveyn bunu dönüştürüyor, kabul ediyor, anlamlandırıyor. Çocuk onun bu dönüştürme, anlamlandır- 4 9. BPT ŞUBAT DERS NOTLARI

ma sürecini içselleştiriyor; ama Kohut'a göre bu dıştan olan bir süreç değil, çocuğun kendi süreci bunu etkiliyor. O yüzden bu dönüştürmeyi Kohut dönüştürmeli içselleştirme olarak adlandırıyor. Terapi süreci de aynı bu şekilde geliyor. Terapist optimal kırılmalar yarattığı noktada, bir kendilik nesnesi olarak, terapi alan kişi, danışan bunu dönüştürmeli içselleştirme şeklinde içselleştiriyor ve bu şekilde tedavisi sağlanıyor. Tahir Özakkaş: Çok güzel... İlave edecek var mı? Kursiyer: Terapide önemli olan tedavi sırasında deneyimleme esas alınıyor, diğerlerinden farklı olarak. Tahir Özakkaş: Yorum değil, bizzat yaşama Kursiyer: Bizzat yaşama, onu ekleyecektim. Tahir Özakkaş: Çok güzel, yani deneyim var diyoruz. Yorum değil deneyim olan sistem, diye ifade etmiştik. Söz yok, deneyim var. Başka ilave yapacak Kohut'a? Kursiyer: Masterson'daki bölme mekanizmasını, nesne ilişkilerindeki bölme mekanizmasını, dikey yarık olarak modifiye ediyor gibi, kendi tanımı o şekilde, yatay yarık şeklinde de bir yapı var yine. Masterson' da bölme reaksiyonuyla iyi ve kötü kendilik taraflarını, tek bir narsisizm çatısı altında o yarıkla ifade ediyor. Yine ona benzeyen; fakat modifiye olmuş bir hali vardı, o da bir başka anlattığınız kısımdı Hocam. Kursiyer: Tedavi sürecinde de önce dikey yarık ortadan kaldırılıyor, daha sonra bastırma ile ilgili süreç çalışılıyor. Tahir Özakkaş: Evet, önce dikey yarık kapanıyor, ardından bastırmanın altındaki grandiyöz yapı açılarak bilince geliyor. Orada da utanç duygusuyla daha çok yaklaştıkça, hissediyorduk. Ego Durumları Teorisine Giriş 5

Kursiyer: Hocam, bu sömestrde memlekete gittiğimde şunu fark ettim; aynalanma Anadolu' da şifemek adı altında sıkça kullanılan bir durum Tahir Özakkaş: Şifemek, duymadım. Kursiyer: Bizim orada çok fazla kullanılır, İç Anadolu' da özellikle. "Onu şife biraz ya" falan derler... Tahir Özakkaş: Şifemek... Kursiyer: Yani aynala, sen iyisin, paşamsın falan şeklinde çok sık yapılan bir şeymiş sonradan bağlantı kurdum. Tahir Özakkaş: Hele bir de narsistlerle geçinmek istiyorsan, sen ağamsın paşamsın de, sen işine bak ya; senden bir şey eksilmez, yani o adamın ihtiyacı var. :) Aslında atasözlerinde, halk deyimlerinde bunların ipuçlarını buluyoruz. Kursiyer: Hocam bir de Odysseus' ta Kohut' ta geçmişti değil mi? Tahir Özakkaş: Evet, evet... Yani babayla oğul arasında rekabet değil, işbirliğinin evrensel bir kural olduğuna dair, iyimser bir bakışın temsilcisi diyebiliriz bu manada. Evet, ne göreceğiz bu ay? Kursiyer: Transaksiyonel analiz, Erik Erikson, Ego State... Tahir Özakkaş: Peki, ego state den başlıyoruz, o zaman... EGO STATE Ego state terapinin kurucusu, John Watkins, John ve Helen Watkins, karı koca bunlar, Montana Üniversitesinde. Eşi Montana Üniversitesinin psikolojik danışmanlık bölümünde görevli olan, mediko sosyalde görevli olan bir danışman, psikolog, aynı zamanda da akademisyen. John Watkins' de sosyal çalışmacı, sosyal hizmet 6 9. BPT ŞUBAT DERS NOTLARI

uzmanı. O da yine Montana Üniversitesinde profesör olan, akademisyen. Kendilerini biz 5 yıl kadar önce Türkiye' ye davet ettik, John Watkins' i. 95 yaşındaydı. Geldi, bize bir gün workshop verdi. Ben 1996 da, herhalde 1997 de tanıştım kendisiyle, Amerika' da. Helen Watkins' de o zaman hayattaydı. Karı koca ego state terapinin kurucuları, ego durumları teorisinin kurucuları. Sebebi de, 1940lı yıllarda, 2. Dünya Harbinden sonra, savaş nevrozları denilen, hastaların, askerlerin cephede nevrotik tablolar, ortaya koydular. Konversiyon reaksiyonları ortaya koymaları, vücutlarında felçler meydana gelmesi, yani histerik felçler, konversif felçler, shell şok denilen, bombanın patlamasıyla beraber meydana gelen korkuyla donup kalmalar, kataleptik haller gibi, nevrotik düzlemdeki askerlerin bir kısmı cephede savaşamaz duruma geldiler ve bunlar Amerika' ya geri döndüler. Askeri hastanelerde tedavileri başladı, o zaman ki tekniklerle fazla bir tedavi yok, psikoterapötik yardımlar, bir takım ilaçlar yapılıyor; ama tedavilerin aylarca, yıllarca sürmesi gibi bir yapıyla karşı karşıya kalınca, bunlar daha kestirme yoldan nasıl tedavi edilir denildi. Eskiden hipnoz vardı, Freud hipnozu gözden düşürene kadarda baya bir popülerdi. Askerlerin konversif reaksiyonlarını, yani semptomlarını kısa sürede geçirecek bir yöntem nasıl olabilir deyince, hipnoz buna kısa sürede bir çözüm dediler. Hastaları tedavi etmez, onların histerik yapılarını; ama semptomlarını kısa süreli olarak geçirerek, tekrar cepheye dönmeleri mümkün olabilir diye teklif getirildi ve hipnozla ilgili askeri hastanelerde çalışmalar başladı. O sırada bir deniz askeri, deniz askeri diye hatırlıyorum, yanlış olabilir. Askeri görevi olan John Watkins' de sosyal hizmet uzmanı olarak, bu görevlerde bulundu ve hipnozla ilgilenen birisiydi. Askeri hastanelerde hipnoz çalışmalarıyla, onların konversif semptomlarını ortadan kaldırıcı tedaviler oldu ve başarılı oldu. Onun üzeri- Ego Durumları Teorisine Giriş 7

ne Amerika askeri birliği, çok kısa sürede hipnoz yapmaya yatkın terapistler yetiştirmeye başladılar. Psikologlardan, psikolojik danışmanlardan, sosyal hizmet uzmanlarından, psikiyatri hemşirelerinden oluşan bir gruba ve bunlar ülkenin askeri hastanelerinde tedavilere yoğunlaştılar. Ekipte en önemli görevlerden bir tanesi de John Watkins in idi. John Watkins' in bu açıdan çok yoğun bir hipnoz deneyimi olmaya başladı ve daha sonraki akademisyenlik hayatında da üniversiteye, Montana Üniversitesi' ne geçtikten sonra da eşiyle hipnoz çalışmalarının psikolojisini alamaya yönelik, üniversitede bilimsel çalışmalar yapmaya başladılar. Bu çalışmalarda bir kısım öğrencilerin, mediko sosyale başvuran öğrencilerin, hipnotik trans altında alter kişilikler dediğimiz, farklı kimliklerinin ve kişiliklerinin çıkması üzerine, insan kimliği nasıl oluşuyor, kendilik tasarımları nasıl meydana geliyor, bununla ilgili yorumlar çıkmaya başladı ve çoğul kişilikler incelenmeye başladı. Bunların hipnoz altında anıları çıkmaya başlayıp da, diğer kimlik parçaları ortaya çıkıp ifade edilmeye başlandığında, bu sefer çocukluk anılarına bağlı olarak tacizler ortaya çıktı, travmalar ortaya çıktı. Travmalarla ilintili olarak, daha çok tacizlerin bir kısmının cinsel tacizler veyahut da ensest tacizler, ya kardeşlerden ya babadan ya anneden ya abladan gelen, ensest tacizler olduğu ortaya çıktı. Bununla ilgili hipnotik transtan çıkan danışanlar yıllar sonra, 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl sonra mahkemelere başvurarak; babaları aleyhine, ağabeyleri aleyhine davalar açıldı. Bu davalarda delil olarak da hipnotik trans altındaki bu ifadeler kullanılmaya çalışıldı. Bu seferde hipnotik trans altındaki bu çalışmaların ne kadar geçerli ve doğru olduğuna dair bilimsel araştırmalar başladı. İşte bu araştırmaların göbeğinde yine John Watkins var. Bazı suçlular, kendilerinin konuşturulması teklif edildiğinde, mahkemelerde adli hipnoz olarak ifade edilen, hipnotik trans altında ifadelerinin alınması konu- 8 9. BPT ŞUBAT DERS NOTLARI

sunda da John Watkins görev aldı, birçok mahkemede, bilirkişi olarak. Bazı cinayetler vardı, çoğul kişilikle işlenen cinayetler vardı, işte bunlar suçlu mu, suçsuz mu, bunları ayırdı epeyce bir karışık tablo. Bunun sonucunda, aslında hipnotik trans altında alınan ifadelerin de yüzde yüz doğru olmadığı fantezilerin ifadeye karışabildiği, dolayısıyla hipnotik trans altında verilen bilgilerin de gerçeği yansıtmayabileceği ifadesiyle bilimsel bir sonuca ulaşılınca, bunlar hukuki mesleklerinden yoksun kaldı; ama bazı delillerin toplanması için hafızanın hatırlamasına bağlı olarak da hipnoz devam etti. Bazı eyaletlerde yardımcı veya ikinci delil olarak mahkemeye sunulabilen bir faktör olarak devam etti. Ego durumları teori ve terapisi sadece klinik olarak bunların gözlemlenen ve incelenen bir sonucu değil, bunun arkasındaki ruhsal yapı nasıl örgütleniyor, ruhsal yapı denilen şey nedir, bunu anlamaya yönelik olarak geliştirilmiş bir insanı anlama, kavrama yöntemidir, bir kuramdır. Dolayısıyla bu kuramın birçok yerini göreceksiniz, diğer kuramlarla entegre edilebilecek bir kuram, John Watkins' in kuramı. Bilim dünyasında çok fazla bir yeri yok, gördüğüm kadarıyla şu anda ki literatürde; ama iddiaları o kadar önemli ki bence; siz de bana hak vereceksiniz. Bir müddet sonra bilim dünyası ego durumlarını ve John Watkins' in bakış tarzına gelmek zorunda kalacak; çünkü ondan başka çıkış yolu ben göremiyorum. Bunun sebebi, insanın kendilik tasarımı veya nesne tasarımı; işte nesne tasarımı dedik, kendilik dedik, self dedik, ego kapasiteleri dedik. Bunların ne kadar subjektif olduğunu, insanın kendilik dediği tasarımların zaman zaman kendilikten çıkıp bir nesne halini aldığı, nesne dediği öteki dediği şeyin de, kendisinin bir parçasıymış gibi deneyimlediği süreçler var, bütün hayatımız bununla dolu. İşte burada, kendilik ve nesneyi kendilik yapan; Ego Durumları Teorisine Giriş 9

nesneyi nesne yapan durumun ise kişinin ona içsel olarak yatırdığı enerji ile ilişkilendirdi ve sistemi sadece kendilik ve nesne olarak tasarımlamadı. Sistem kendi içerisinde hangi tür enerjiyle bir yatırıma tabi tutuyorsa; o enerjiden yüklendiği zaman o kendilik veya nesne olur diye, tamamen enerji yüklemeye bağlı sistemi değiştirdi. Her şey, taşlar yerli yerine oturdu. Ben bir kendilik tasarımı geliştiriyorum. Ötekine dair nesne tasarımı geliştiriyorum, bunları içselleştiriyorum, içimde duruyor. John Watkins diyor ki; şu anda kendiliğine kendilik enerjisi yatırdığın müddetçe kendilik tasarımın devam eder, bu enerjiyi çektiğin zaman kendilik olmaz diyor. Bunu anlamanın en iyi yolu, hipnotik transtır. Biz hipnotik trans altındayken hastaya deriz ki; sol elin yok, sol elin Kamil' in eli. Çok net bir şekilde, yani nesne yatırımı yapar sol eline. Transtan çıkarırsınız veya transtayken post hipnotik telkinle, eline bakar. Bilinç olarak bu onun eli, devamı; ama duygu olarak bu onun eli değil, bu Kamil' in eli hisseder. Nede Kamil' in eli benim vücuduma bağlı, diye sorar. Şimdi çok garip bir şey, bu hipnotik transta çok doğal bir şey. Vücudunuzun parçalarının bir kısmı, deneyimlerinizin bir kısmını nesneyle yüklediğiniz an, o sizin anınız değil. 7 yaşında, 20 yaşında, 30 yaşında yaşadığınız bir anıyı Kamil' in anısı olarak nesneyle yüklediğiniz andan itibaren, siz o anıyı hissedemezsiniz, o sizin değil. Bilgi olarak öyle bir anıyı bilirsiniz, yaşayan da sizsiniz; ama o Kamil' in yaşadığı bir şey. Farkı anlatabiliyor muyum? İçinizde yaşadığınız her zaman dilimini her yaşadığınız vücut parçasını her duyguyu kendilik yüküyle, kendilik enerjisiyle yüklediğiniz zaman kendiniz olursunuz; onu bir başka nesne enerjisiyle yüklediğiniz zaman nesne olur. Nesnenin yaşamış olduğu bir şeyi kendilik enerjisiyle yüklediğiniz zaman, o nesne olmaktan çıkar, sizin bir parçanız olur. Bunun tipik bir örneği, annenin çocuğuyla 10 9. BPT ŞUBAT DERS NOTLARI

ilişkisinde, çocuğun herhangi bir felakete maruz kaldığında yüreğinde cız eden duygusu; artık onu nesne yaşamıyor, anne yaşıyor duyguyu. Bunlarla ilgili detayları göreceğiz ve biz çok zenginleştirecek, bakış açımızı çok derinleştirecek, birçok şey yerli yerine daha net oturacak, bu kuramı diğer kuramlara entegre edersek; bütüncül bir bağlamda bu kurama bakarsak. Ego durumları Teori ve Terapisi Paul Federn: Paul Federn, bir psikanalist, Freud'dan hemen sonra gelen bir teorisyen. John Watkins' in kuramı Paul Federn' e dayanıyor; fakat Paul Federn psikanalitik literatürde her ne hikmetse, geri planda tutulan bir isim olmuştur Özellikle ego durumlarının varlığını keşfetmesi üzerine, ego psikolojisini baz alan kısa bir psikoterapi oluşturarak, Ego Durumları: Teori ve Terapisi, Paul Federn in, özellikle ego durumlarının varlığını keşfetmesi üzerine, ego psikolojisini baz alan kısa bir psikoterapi oluşturarak hipnoterapötik teknikleri psikoanalitik kavramlarla birleştirmeye çalışmıştır. hipnoterapötik teknikleri psikanalitik kavramlarla çalışmıştır. birleştirmeye İkinci Dünya Savaşı sırasında John Watkins büyük bir askeri hastanede uzman psikolog olarak görev yaparken, karanlık korkusu olan genç bir teğmen başvurmuştu. Durum hipnoanalitik tedavi metoduyla tedavi edildi. Bu onların ilk vakası, bu manada... Bu vakanın başarıyla çözümlenmesi, bir keşiften daha fazla şey ifade ediyordu. Ego Durumları Teorisine Giriş 11

Yani hastayı tedavi etmek farklı bir şey, bu tedavi ettiği sürecin içeriğinde neler olup bittiği ve ruhsal aygıtın nasıl çalıştığıyla ilgili kavramsallaştırma farklı bir şey. Birincisinde klinisyen olursunuz, ikincisinde kuramcı olursunuz. Bu durumda ben (John Watkins) hastanın birden fazla kişiliğe sahip olduğunu, yani çok kişilikli durumu olduğunu Bu vakanın başarıyla çözümlenmesi bir keşiften daha fazla şey ifade ediyordu. Bu durumda ben (JGW) hastanın birden fazla kişiliğe sahip olduğunu yani çok kişilikli durumu olduğunu varsayabilirdim. Fakat, iki alt kişilik aynı anda varlık göstermiyordu ve yalnızca hipnoz yoluyla aktif hale geliyordu. Bu alt karakterleri ve karanlık fobisini yaratan etkileşimleri anlamak için hipnotik, analitik ve projektif tekniklerin bir çok çeşidinden yararlanıldı. Fobi, başka bir yerde (Watkins, J., 1992b) detaylı olarak tanımlanan hipnoanalitik işlemler yoluyla uygulanan psikodinamik anlayışla çözümlendi. Bu karmaşık etkileşimler büyüleyici olduğu kadar bu çalışmaya da büyük bir katkıda bulunmuştur; bu bizim gizlice segmentlere ayrılmış kişilik yapılarıyla ilk defa doğrudan doğruya tanışmamızdı ki onlara artık egonun halleri diyoruz. varsayabilirdim; fakat iki alt kişilik aynı anda varlık göstermiyordu ve yalnızca hipnoz yoluyla aktif hale geliyordu. Bu alt karakterleri ve karanlık fobisini yaratan etkileşimleri anlamak için hipnotik, analitik ve projektif tekniklerin birçok çeşidinden yararlanıldı. Fobi başka bir yerde (yine John Watkins'in 92 yayınında) detaylı olarak tanımlanan hipnoanalitik işlemler yoluyla uygulanan, psikanalitik anlayışla çözümlendi. Bu karmaşık etkileşimler büyüleyici olduğu kadar bu çalışmaya da büyük bir katkıda bulunmuştur. 12 9. BPT ŞUBAT DERS NOTLARI

Bu, bizim gizlice segmentlere ayrılmış kişilik yapılarıyla ilk defa doğrudan doğruya tanışmamızdı ki; onlara artık egonun halleri, egonun durumları ismini verdik. Helen Watkins, (John Watkins'in eşi) bu konuları ele almak içi çok yeni terapi stratejileri tasarlayabiliyordu ve bu stratejileri benim daha önce geliştirmiş olduğum, abreaksiyonlar Helen bu konuları ele almak için çok yeni terapi stratejileri tasarlayabiliyordu. Ve bu stratejileri benim daha önce geliştirmiş olduğum abreaksiyonlar (duygusal rahatlama)(watkins, J., 1949), projektif teknikler (1952) ve etki köprüsü (1971) gibi daha eski hipnoanalitik işlemlerle kombine ediyorduk. Bunlardan bağımsız olarak, Hilgard (1977, 1986), sonradan (Beahrs, 1983) kişilik işlevselliğindeki bilinç birliği faktörünü kanıtlayan, gizli gözlemci fenomeni konusundaki çalışmalarını tanıttı. (duygusal rahatlama), projektif teknikler ve etki köprüsü (duygusal, affect ve somatic bridge dediği) gibi daha eski hipnoanalitik işlemlerle kombine ediyorduk. Demek ki, eşiyle beraber klinik çalışmalara devam ediyorlar, kuramsal gelişmeleri vakaları üzerinden, olguları üzerinden de değerlendirmeye devam ediyorlardı. Bunlardan bağımsız olarak, Hilgard (1977-1986) sonradan kişilik işlevselliğindeki "bilinç birliği" faktörünü kanıtlayan "gizli gözlemci" fenomeni konusundaki çalışmalarını tanıttı. Hilgard' ı duydunuz mu hiç? Peki, Hilgard'dan kısaca bahsedeyim. Hilgard önemli bir isim. Hilgard modern hipnoz teorilerini neo dissociation teorilerini geliştiren bir araştırmacı, Amerika'dan yine, çok meşhur birisi. Ego Durumları Teorisine Giriş 13

İnsanın bilincinin çalışma sistematiğini, psikolojisinin çalışma sistematiğini hipnotik deneyler vasıtasıyla ortaya koyan bir araştırmacı. Burada her ne kadar çoğul kişilik veya segmenter kişilik, ego durumları yaşanmış dahi olsa, bunların hepsinin arkasında bu sistemleri gören ve takip eden gizli bir gözlemcinin varlığını fizyolojik kanıtlarla ortaya koydu. Kişi, bilinçli olarak bunları fark etmiyor; ama kişi bilinçdışı sistem olan biteni takip ederek, olan bitene gerektiğinde müdahale edip, o sistemin durdurulmasına veya devam ettirilmesine neden olabiliyor, böyle bir yapılanma söz konusu. İşte bu çalışmaları yürüten laboratuarda deneysel olarak elektro fizyolojik olarak ortaya koyan Hilgard olduğu için, bu açıdan çok önemli, insanın çalışma sistematiğini ortaya koyduğundan. Gizli gözlemci fenomeni Hilgard'ın fenomenidir ve bütün çalışmalar, atıflar Hilgard'ın bu gizli gözlemci fenomenine gönderme yapar. Hilgard ın kullandığı bilişsel yapı sistemleri, bizim önceden ego durumları olarak adlandırdığımız ve terapisel anlamda üzerinde çalıştığımız ( Watkins& Watkins 1979-80, 1980) konuyla aynı içerikte gibi görünüyordu. Hipnoz eğitimine katılan arkadaşlar, Ahmet Bey' den bu konuyu dinlemişlerdir diye düşünüyorum. Gizli gözlemci, Hilgard, Piaget' ten başlayan dissociation teorisinin buraya kadar gelmiş olması. Hilgard'ın kullandığı bilişsel yapı sistemleri, bizim önceden ego durumları olarak adlandırdığımız ve terapisel anlamda üzerine çalıştığımız konuyla aynı içerikte gibi görünüyordu. Buna ne diyebilirsiniz, ego durumlarına? İçselleştirilmiş nesne ilişkileri diyebilirsiniz, kendilik tasarımları diyebilirsiniz, sahte kendilik gerçek kendilik parçaları diyebilirsi- 14 9. BPT ŞUBAT DERS NOTLARI

niz, çoğul kişilikte görülen ana bellekten kopmuş travmaya bağlı olarak disosiye olmuş yapılar diyebilirsiniz, bunların hepsi aynı olguyu anlatıyor. Rol modeller diyebilirsiniz, uygulamalar diyebilirsiniz. Dikkat ederseniz, bunların hepsi aynı şeyi anlatıyor. İç dünyamızda bir kendiliğimiz var, bir nesne var. Kendilik ve nesnenin birbiriyle kurduğu ilişkide duygusal bir anımız var. Kursiyer A mesela, çocukluğuna git, köye git, köyde... Köyün var mı senin? Şehre git, şehirde annenle senin arandaki bir hatırayı çıkar bakayım. Kursiyer: Çocukluk dönemimden... Tahir Özakkaş: Evet, herhangi bir hatıra. İçeri gitti şimdi, sözlüğü karıştırıyor, parça parça bir sürü yaşantılar var yüzlerce. Tehlikesiz olan, şu anda anlatabileceği, orada seçim kriterleri var, bir taraftan da onlar geliyor, onları olur olmaz diye ayırt ediyor. Bir de en düzgünü olsun diye seçecek. :) En tehlikesiz hepsini seçiyor şimdi. Kursiyer: Hocam anlattınız her şeyi :) Tahir Özakkaş: Bütün insanların çalışma kriterlerini anlattım ben kuramsal bilgiyi. Sana öznel olanda, oradaki senin duygun, oradaki yaşantın. Şimdi onu anlat. Kursiyer: Babamla alakalı bir şey isteseydiniz, belki çok şeyi takır takır söyleyebilirdim; ama annemle alakalı, yani şu an ki annemin aynısını görebiliyorum gibi. Kursiyer: Elektra:) Tahir Özakkaş: Evet, babanla ilgili söyle... Kursiyer: Birlikte pazara çıktığımız geldi, birlikte çıkardık. Tahir Özakkaş: Tamam, bir tanesini, spesifik bir tane, genel değil. Şöyle diyeyim o zaman, pazara gitmiştik, patlıcan almıştık, adam Ego Durumları Teorisine Giriş 15

kötü patlıcanları bizim torbaya sokuşturmuştu, bu bir anı. Pazara gitmekle ilgili, anneyle arasındaki ilişki, bunun küçük küçük pazara gitmelerini birleştirmiş, daha bir büyük bir ego durumu... Bir ego durumu var, tek bir ana durumdur. Pazara gittiğimiz annemiz var, evde dayak yediğimiz annemiz var, arkadaşlarımız bizi ziyarete geldiğinde şirin görünen annemiz var, hepimizde olduğu gibi. "Ay senin annen ne kadar iyi" derler, gittikten sonra bir ton dayak yeriz de. :) Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür hesabı, herkes birbirinin annesini çok iyi diye nitelendirir. Sizde de olmuştur herhalde değil mi? Evet, orada sistem biraz daha büyük bir anı topluluğu oluşturur. Arkadaşlar geçen grupta nar olarak nitelendirdi. Bir tane nar, patlıcan narı diyelim, bir tane grubun içerisinde anneyle pazara giden ilişkiler, büyük segment bölmenin sağ ve solu, bütün olarak da o konuyla ilgili kendilik tasarımlarımızın tamamı, nesneyle birlikte yaşanan. Kursiyer: Ego agresif ve libidinal taraftan beslenen tarafları da olabilir mi, bu söylediğiniz durumun içerisinde? Tahir Özakkaş: Tabi ki... Şimdi ne yaptık, bu basit olan "an"lar içimizde var. Bunlar içselleştirilmiş nesne ilişkileri, "an"lar. Freud ne diyor; insan önce kendine yatırım yapar, libidinal enerjiyle kendi vücuduyla oynaşır. Ardından yavaş yavaş nesneye yatırım yapar, nesneyle kendilik arasında bir ilişki kurar. Melanie Klein da diyor ki; bunlar içselleştirilmiş nesne tasarımları olarak içselleşir, "an"lar, daha büyük gruplar halinde. Daha sonra iki bölme kutbuna yönelir. Daha sonra da bölmeler kalkar oradan, bütün olur diyor. Erik Erikson diyor ki; rol denemelerimiz var, öğretmen rolümüz var, öğrenci rolümüz var, çocuk rolümüz var, bunların hepsi var. Eric Berne diyor ki T.A.' da; çocuk egomuz var, erişkin egomuz var, 16 9. BPT ŞUBAT DERS NOTLARI

ebeveyn egomuz var diyor. Kohut diyor ki; ilkel kendilik tasarımlarımız var, olgun kendilik tasarımlarımız var, bunların hepsi yan yana duruyor diyor. Bunların hepsi aynı şey, John Watkins ego durumları, ego stateler olarak tanımlıyor. John Watkins' in üzerinde durduğu esas konu, bu ego durumları birbirleriyle haberdar, birbirleriyle uyumlu mu çalışıyor, yoksa birbirlerinden habersiz ve uzak mı çalışıyor, bunun üzerinde duracak. Çoğul kişiliğe kadar gidiyor. Sağlıklı insanlar, muhtelif rolleri oynayabilir, muhtelif ego durumlarına girebilir, her kılığa girebilir; ama bunun bilincinde diğer kimlik parçalarıyla entegre ve bütün olarak hisseder ve yaşar. Nevrotik yapı biraz daha uç noktalara, kendi salınır, tahterevalli biraz daha fazla hareket eder, salıncak biraz daha spektrum olarak oraya gider. 10 dakika önce ağlar, 10 dakika sonra aynı ortamda kahkahalarla güler. İkisi birbirinden kopuk gibi görünür; ama biraz önce ağladığını biraz sonra güldüğünü bilen nevrotik bir tablo ortaya çıkar. Çoğul kişilik dediğimiz yapıda ise biraz önce ağladığını bilen yapı kaybolmuştur, sadece gülen kimliğiyle vardır, farklı farklı kimlikler aktifleşebilir. Şimdi demek ki; bir spektrumal yapıdan bahsediyor, sağlıklı insanın içinde yaşamış olduğu, işte A'nın çocukluk anılarıyla bugün ki anılarını entegre ederek," ya annem aynı aslında o zaman da öyle bir anneydi, bugün de böyle bir anne" derken; iç dünyasında birbirinden haberdar olan ego durumlarını rahatlıkla bizimle paylaşabiliyor. Ego durumları uç noktalara gidip de birbirleri ile fazla bağdaşmayacak bir yapı; ama bilinçli olarak onları da bilen bir yapı ise nevrotik bir düzlem. Biraz daha kopmuşsa, artık birbirlerinin hafıza kayıtlarını ayrı, bankalarını ayırmışlar, hesaplarını ayırmışlar, ayrı odalardan yatan ayrı kimliklerimiz, yani çoklu kişilik veya çoğul kişilik veya DID dediğimiz yapıyla karşı karşıya kalıyoruz. John Watkins' in üzerinde durduğu konu, bu spektrumal yapının de- Ego Durumları Teorisine Giriş 17

vamlılığını incelemek, yani sağlıklı ve olgun insanlar, Kohut' a göre primer narsisizmden sekonder narsisizme giden insanlar, Freud' a göre kendine yatırım yapanlar, nesneye yatırım yapmaya gidenler, Melanie Klein' e göre bölme mekanizmasını kaldırarak, tam nesne tam kendilik ilişkilerini saplayan insanlar. John Watkins'te de birbirlerinden ayrı ayrı yaşayan varlıklar değil, birbirlerinden haberdar olarak yaşayan ego durumları sağlıklı insana işaret eder der. Sizler gibi arkadaşları tanımlıyor, yani her yaşadığınız ego durumundan haberdarsınız. Kursiyer: Yani burada hepimiz nevrotiğiz diyebilir miyiz? Tahir Özakkaş: (Kursiyerleri göstererek...) Bu tabloda mı? Nasıl bir anda teşhis koyabileceğim ki; 40 kişiye birden? :) Kursiyer: Siz yaparsınız Hocam :) Tahir Özakkaş: Kursiyer A, yani normallik ve olgunluk dururken, neden böyle illa hastalıklı bir tabloyu arkadaşlarına ve bize yapıştırmak istiyor olabilirsin ki? Pırıl pırıl insanlar hepsi, hepsi güzel insanlar, candan insanlar. Kursiyer: Hocam, her insanın nevrotik bir yapı potansiyeli yok mu? Tahir Özakkaş: Seni rahatlatacaksa; var tabi... :) Hepimizin içinde ilkel tasarımlarımız ve olgun tasarımlarımız at başı gidiyorlar, bazı zamanlarımız preödipal bazı zamanlarımız nevroz bazı zamanlarımız olgun, benim kendimde gördüğüm böyle, yani sizleri bilmem. Benim inandığım şey de öyle, yani kendilik tasarımları, yaşantılarımızın bir kısmı ilkel olarak devam ederken; onu tetikleyen öznel deneyimler olduğunda, kaplanlar gibi saldırırken; bazen de böyle Mevlana gibi şefkat dolu duygularla kendimizi vericiliğe adayabiliyoruz. 18 9. BPT ŞUBAT DERS NOTLARI

Yine John Watkins kendi çalışmalarını destekleyecek literatür arayışına ve yolculuğuna devam ediyor, İpek Yoluna çıkmış, Hindistan'a kadar gelmiş. -Bu kısmı espriydi- (slayttan okuyarak) Bower (1981) ve arkadaşları (1978) tarafından ruh hali ve hafıza üzerine yapılan çalışmalar da ego durumları teorisini destekler nitelikteydi. Bower ve arkadaşlarından bulduğu destekle, onların yapmış olduğu ruh hali ve hafıza üzerine çalışmalarla diyor, bizim çalışmalarımıza oluyor. destek Halbuki bilim adamının şöyle düşünmesi lazım; bizim çalışmalarımızı eleştiren ve bizim çalışmalarımızı nakzşeden, bizim çalışmalarımızı ortadan kaldıran, eleştirilere ne cevap veriyoruz. İlginçtir ki, kuramsal bilgiye sahip olan kuramcılar, kendi çalışmalarını destekleyici çalışmaları literatürden ararlar ve bulurlar. Kendilerinin aleyhine olan bilgileri de görmezlikten gelirler; ama bir klinisyen olarak siz teşhis koyarken, koyduğunuz teşhisi çürütmek için düşüneceksiniz. Çürütemediğiniz zaman o teşhis, kalıcı olacak. Eğer doğrulamak için düşünürseniz herhangi bir tanıyı ve teşhisi, o sizin kafanızdaki fanteziden ibarettir; çünkü zihin öyle kıvrak bir zekaya sahiptir ki, sizin istediğiniz bulguları ve dataları hemen toplar. Herkeste her teşhis koyabilirsiniz, en büyük yapılan hatalardan birisi budur. Klinisyenlerden 10 tane klinisyen alın, kafalarında 10 ayrı teşhis vardır. Hastanın, aynı hayat hikayesini dinlerler, 10 tane ayrı teşhis çıkar. Bu zihnimizin kıvraklığının, zeka pırıltılarının sonucunda ortaya çıkan bir sonuçtur. Bunu hatırlarsanız, bilgi işlemede sistematik hataları size anlatırken, bilişsel terapide, zihnimizin ne kadar maharetli olduğunu ve ona güvenmememiz gerektiğini mükerrer defalar sizlere ifade etmiştim. O halde bir teşhis koyarken, özellikle bir teşhis koyarken, mutlaka ve mutlaka Ego Durumları Teorisine Giriş 19