Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 44, Nisan 2017, s

Benzer belgeler
MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 31, OCAK , S İSTANBUL ISSN: E-ISSN copyright 2015

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

MUŞ'TA YAŞANAN SEL VE TAŞKINLARA NEDEN OLAN DOĞAL FAKTÖRLERİN ANALİZİ (Analysis of Natural Factors That Cause Flood and High- Water in Muş)

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

2229 Ayrıntılı Etkinlik Eğitim Programı SAAT/ GÜN

SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURAKLIK YÖNETİMİ İHTİSAS HEYETİ 2.TOPLANTISI

3. Ulusal Taşkın Sempozyumu, Nisan 2013, İstanbul

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

TÜRKİYE DE TAŞKIN GERÇEĞİ VE METEOROLOJİK ERKEN UYARI SİSTEMLERİ

YUKARI HAVZA SEL KONTROLU EYLEM PLANI VE UYGULAMALARI

Harita 12 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası

Hidrolojik Erken Uyarı Sistemleri ve DSİ Genel Müdürlüğü Uygulamaları

ŞEHİRSEL GELİŞMENİN İSTANBUL SELLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Arazi örtüsü değişiminin etkileri

11 AFET YÖNETİMİ TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ 2014

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

ÇIĞ DUYARLILIK ANALİZİ RAPORU

CBS DESTEKLİ TAŞKIN ALANLARININ BELİRLENMESİ: KAVAKÖZÜ DERESİ ÖRNEĞİ GIS AIDED DETERMINATION OF FLOOD AREAS: KAVAKÖZÜ CREEK CASE STUDY

MERİÇ NEHRİ TAŞKIN ERKEN UYARI SİSTEMİ

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞINDA COĞRAFİ BİLGİ SİSTEM TARIMSAL ÜRETİMİ GELİŞTİRME GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDE TAMAMLANMIŞ VEYA MEVCUT OLAN ÇALIŞMALAR

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

Tarým Arazilerinin Amaç Dýþý Kullanýmý; Erzurum Örneði

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ:

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

Dünyanın ısısı düzenli olarak artıyor. Küresel ortalama yüzey ısısı şu anda15 santigrat derece civarında. Jeolojik ve diğer bilimsel kanıtlar,

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

ARTVİN-MERKEZ-SALKIMLI RESMİ KURUM ALANI

DERS 1. Bölge Sınırlarını Tespiti

DOĞAL AFETLERDE UYDU GÖRÜNTÜLERİNİN KULLANIMI VE INTERNATIONAL CHARTER SPACE AND MAJOR DISASTERS"

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler

ÇOK ZAMANLI UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE CBS İLE ALİBEYKÖY BARAJI VE YAKIN ÇEVRESİNİN ARAZİ KULLANIMI ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN


128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Yerleşik Alanlar, Yapılı Kentsel Çevre Çevre Düzeni Planları Nazım İmar Planları 3- Planlama Aşaması Gelişmeye Açılacak Alanlar

HARPUT (ELAZIĞ) ÇEVRESİNDE BAKI FAKTÖRÜNÜN DOĞAL VE BEŞERİ ORTAM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

YER DEĞİŞTİREN YERLEŞMELERE İKİ ÖRNEK: KIRATLI ve BAHÇELİ KÖYLERİ

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 35, Aralık 2016, s

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele

Türkiye de iklim değişikliği ve olası etkileri

RĠZE YÖRESĠNDE YANLIġ ARAZĠ KULLANIMI VE NEDEN OLDUĞU ÇEVRESEL SORUNLAR

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

Yeşilırmak Havzası Taşkın Yönetim Planının Hazırlanması Projesi

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat SEKTÖREL DEPREM GERÇEĞĠ

Karaelmalar Deresi Taşkın Koruma Yapısının Yapılma Amacının Coğrafi Bilgi Sistemleri Yardımıyla Ortaya Konulması

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

Sel Olayı ve Türkiye. Floods and Turkey. Esin ÖZCAN GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı, Ankara-TÜRKİYE

İSLÂHİYE İLÇESİ ARAZİ KULLANIMI ÜZERİNDE YÜKSELTİ, EĞİM VE TOPRAK FAKTÖRLERİNİN ETKİSİ. Özet

T.C. MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ Fen-Edebiyat Fakültesi

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

TAŞKIN YÖNETİMİNDE MODELLEME ÇALIŞMALARI

Karadeniz ve Ortadoğu Bölgesel Ani Taşkın Erken Uyarı Projesi

UZAKTAN ALGILAMA TEKNOLOJİLERİ ile ARAZİ ÖRTÜSÜ ve ARAZİ KULLANIMININ BELİRLENMESİ

sayısal haritalardan taşkın tahmin we erken uyars sistemlerinde yararlanma

TAMBİS Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

Soru Sınıf ve Nu: Müfredat sınıf YGS Harita Bilgisi-Arazi Rehberimiz: İzohipsler

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

T.C. ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI

Test. Beşeri Yapı BÖLÜM 7

TÜRKÇE ÖRNEK-1 KARAALİ KÖYÜ NÜN MONOGRAFYASI ÖZET

TÜRKİYE DE YAŞANMIŞ ( ) DOĞAL AFETLER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Seller çoğu durumlarda şiddetli sağanak yağışlar sırasında toprağın infiltrasyon kapasitesinin aşılması sonucunda oluşmaktadır.

MUŞ ŞEHRİNİ ETKİLEYEN ÇAR VE MUŞ DERELERİNİN BAZI JEOMORFOMETRİK İNDİSLERE GÖRE ANALİZLERİ

KENTLERDE SU YÖNETİMİ İLE UYUM POLİTİKALARI. Dr. Tuğba Ağaçayak

18. ESRI KULLANICILAR KONFERANSI

DİYARBAKIR İLİ, KAYAPINAR İLÇESİ, ÜÇKUYULAR GECEKONDU ÖNLEME BÖLGESİ 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI PLAN AÇIKLAMA RAPORU

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları)

Afet Yönetimi ve. Sel Risk Değerlendirmesi

IV. ARAZİ YÖNETİMİ ÇALIŞTAYI

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

Sakarya Porsuk Sarısu havzasında CORINE, LEAM ve USLE metodolojilerinin kullanılarak erozyon risk haritalarının hazırlanması

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ. NÜFUS ve KENTLEŞME

HAMAMÖZÜ İLÇESİNDE YÜKSELTİ BASAMAKLARINA GÖRE KIRSAL NÜFUS DAĞILIŞI

Haritanın Tanımı. Harita Okuma ve Yorumlama. Haritanın Tanımı. Haritanın Özellikleri. Haritanın Özellikleri. Kullanım Amaçlarına Göre

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Turkey; has different ecosystems due to her climate, topography and soil characteristics

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Coğrafya Öğretmenliği. Sosyal Bilimler Enstitüsü

ArcGIS ile Tarımsal Uygulamalar Eğitimi

YGS COĞRAFYA HIZLI ÖĞRETİM İÇİNDEKİLER EDİTÖR ISBN / TARİH. Sertifika No: KAPAK TASARIMI SAYFA TASARIMI BASKI VE CİLT İLETİŞİM. Doğa ve İnsan...

Transkript:

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 44, Nisan 2017, s. 190-204 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 08.02.2017 13.04.2017 Yrd. Doç Dr. İskender DÖLEK Alparaslan Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümü isdolek@gmail.com Yrd. Doç. Dr. Vedat AVCİ Bingöl Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü vavci@bingol.edu.tr MUŞ İLİNİN SEL VE TAŞKIN DUYARLILIK HARİTALARININ OLUŞTURULMASI Öz Sel ve taşkınlar düşük frekanslı ama fiziksel altyapıyı, insan güvenliğini ve sosyoekonomik yapıyı etkileyen süreçlerdir. Meydana geldikleri bölgelerde direkt etkili olabildikleri gibi dolaylı bir şekilde de etkili olabildikleri için kompleks bir yapıya sahiptirler. Muş iline ait sel ve taşkın envanter verilerine e göre (1963-2015) ilde meydana gelen sel ve taşkınların etkilerinin can ve mal kayıpları ile sınırlı olmadığı görülür. Sel ve taşkınların tetiklemesi ile oluşan kütle hareketleri, ulaşımın kesintiye uğraması (yolların tahrip olması ya da sular altında kalması, köprülerin yıkılması), eğitim-öğretim faaliyetlerinin aksaması ilde yaşanan sel ve taşkınların etkileri olarak gösterilebilir. Bu çalışmada Muş ilinin sel ve taşkın duyarlılık haritalarının oluşturulması amaçlanmıştır. Bu amaçla eğim, bakı, yükselti, Normalize Fark Bitki İndeksi (NDVI) ve toprak katmanları kullanılmıştır. Eğim, bakı ve yükselti katmanları sayısal topoğrafya haritalarından elde edilen Sayısal Yükselti Modelinden (SYM) üretilmiştir. NDVI, çalışma alanını kapsayan uydu görüntüsünden, toprak katmanı il arazi varlığı verilerinden oluşturulmuştur. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ortamında katmanlar alt sınıflara ayrılmış, taşkın ve sel üzerindeki etkilerine göre ağırlık değeri atanmış, ağırlık değeri atanan katmanlar toplanarak taşkın ve sel duyarlılık haritaları oluşturulmuştur. Sonuç haritasına göre Muş ilinde yüksek ve çok yüksek taşkın duyarlılığına sahip alanlar ilin % 27 lik bir bölümüdür. Bu alanlar alt yapının olmadığı ya da yetersiz olduğu, tarımsal su ihtiyacı yanında içme ve

kullanma suyu ihtiyaçlarından dolayı akarsu kenarlarının yerleşme alanı olarak seçildiği yerlerdir. Bu durum taşkın tehlikesini artıran önemli bir unsurdur. Muş ilinin % 54 lük bölümü sel riskinin yüksek ve çok yüksek olduğu alanlardır. Bu durumun yaşanmasındaki en önemli faktör eğim ve yükselti özellikleridir. Bu nedenle sel ve taşkın duyarlılığı dikkate alınarak dere ıslahı çalışmalarının bütün havzayı kapsayacak şekilde yapılması gerekmektedir. Anahtar kelimeler: Sel ve Taşkınlar, Muş, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), Fiziki Coğrafya CREATION OF FLOOD AND HIGH-WATER SUSCEPTIBILITY MAPS FOR MUŞ PROVINCE Abstract Flood and high-water are natural disasters which have the upmost effect on psychical infrastructure, human safety and socio-economic activities despite being lowfrequency. These disasters have a complex structure since they can be effective both directly and indirectly on the region where they take place. According to the inventory on flood and high-water in Muş province (1963-2015) it can be observed that the effects of flood and high-water in this city are not restricted with the loss of life and property. Mass movements, interruption of transportation (damages or flood on roads, collapse of bridges), interruption of education activities can be exemplified for other effects of flood and high-water in the city. In this study, it was aimed to determine the areas susceptible to high-water and flood in Muş city. For this purpose slope, aspect, elevation, normalized difference vegetation index (NDVI) and soil layers were used. Slope, aspect and elevation layers were produced from Digital Elevation Model (DEM) derived from digital topographic maps. The NDVI was formed from satellite images covering the study area; the soil layer was formed from provincial land property data. In the Geographic Information Systems (GIS) environment, the layers were divided into subclasses, weight values were assigned according to high-water and flood effects, the high-water and flood susceptibility maps were created by collecting the layers whose weight values were assigned. According to the results, the areas having 'high' and 'very high' risk of high-water in Muş province comprise 24% of the city. These areas are places where there is poor or no infrastructure, and where riverbanks have been chosen as settlements due to need of drinking and running water, along with agricultural irrigation. This is an important factor increasing high-water danger. Of all area in Muş province, 54% has 'high' or 'very high' risk of flood. The most important factor for this fact is slope and altitude characteristics. For this reason, considering highwater and flood susceptibility, rehabilitation works for the river have to be carried out, comprising the entire basin. 191 Keywords: Flood and High-Waters, Muş, Geographic Information Systems (GIS), Physical Geography

1.GİRİŞ Sel ve taşkınlar; yağış şekli, yoğunluğu, drenaj ağı ve geometrisi, toprak özellikleri, bitki örtüsü (Campana ve Tucci 2001) gibi doğal birçok faktör ile şehirleşme, sanayileşme, ulaşım gibi (Turoğlu ve Özdemir, 2005; Xian, Crane ve Su, 2007; Karabulut, Sandal ve Gürbüz, 2007; Tonbul ve Sunkar, 2008; Wheather ve Evans, 2009; Tonbul ve Sunkar, 2011; Avci ve Sunkar, 2015) beşeri kaynaklı faktörlerin etkisiyle oluşabilmekte ve yeterince önlem alınamadığı takdirde de afete dönüşebilmektedir (Sönmez ve Kesici, 2012 ). OFDA, CRED ve EM-DAT ın 1992 ve 2001 yılları arasında kalan dönemi kapsayan 2005 yılında yaptığı bir çalışmada belirtilen yıllar arasında 2257 adet afet rapor edilmiş ve bunlar içerisinde en sık görülen hidro-meteorolojik afet % 43 lük bir oranla seller olmuştur. Yaşanan sellerde yaklaşık 100.000 den fazla insan ölmüş ve 1,2 milyar kişi de değişik şekillerde etkilenmiştir. Ülkemizde en sık görülen meteorolojik kökenli doğal afetler dolu, sel-taşkın, don, orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağış, şiddetli rüzgâr, yıldırım, çığ, kar ve fırtınalardır. Heyelanlarla birlikte hidro-meteorolojik afetler özellikle son yıllarda giderek artan bir şiddette ve sıklıkta meydana gelmektedir. Önümüzdeki yıllarda küresel iklim değişimi ve artan çarpık şehirleşmeden dolayı hidro-meteorolojik afetlerde ve kentsel yerleşimlerimizde riskleri artıran tali tehlikelerde önemli artışlar beklenmektedir (Kadıoğlu ve Özdamar, 2008). Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) verilerine göre ülkemizde 1975-2012 yılları arasında 889 adet taşkın olayı meydana gelmiş, bu taşkınlar sonucunda 685 can kaybı yaşanırken, 862.854 hektar tarım arazisi taşkına maruz kalmış, 150 milyon TL. zarar meydana gelmiştir. Türkiye İklim Değişikliği Risk Yönetimi Raporuna göre (Kadıoğlu, 2012), ülkemizde iklim değişikliğine bağlı olarak sellerin neden olduğu ekonomik kayıplar, depremlerin neden olduğu ekonomik kayıplara eşittir. Yine bu raporda ülkemizde 2000 li yıllarda meydana gelen meteorolojik afetlerin sayısında 1960 lı yıllara göre üç kat, sigorta kayıpları açısından 15 kat ve ekonomik kayıplar açısından dokuz kat artış olduğu belirtilmektedir. 192 Sel ve taşkınlar meydana geldikleri bölgelerde direkt etkili olabildikleri gibi dolaylı bir şekilde de etkili olabilirler. Bu şekliyle sel ve taşkınlar oldukça kompleks bir yapıya sahiptirler. Sel ve taşkınların direk etkileri sel ya da taşkın suyunun etkisi ile meydana gelen boğulmalar, yaralanmalar şeklindedir. Dolaylı etkileri ise heyelan, kaya düşmesi gibi başka doğa olaylarını da tetiklemeleri yanında sel ve taşkın suyundan kaynaklanan enfeksiyonlar, taşkın suyu içerisinde serbest kalan kimyasal kirleticilere maruz kalmanın neden olacağı olumsuz etkilerdir (Korkanç ve Korkanç, 2006). Bütün doğal afetlerde olduğu gibi sel ve taşkınlar da geri kalmış ve alt yapının yetersiz olduğu bölgelerde hem daha fazla etkili olmakta hem de etkilerinin ortadan kalkması daha uzun zaman almaktadır. Bu çalışmada Muş ilinin, sel ve taşkın duyarlılık haritalarının oluşturulması amaçlanmıştır. İklim ve jeomorfolojik özelliklerine bağlı olarak Muş ili ülkemizde sel ve taşkın olaylarının en fazla görüldüğü alanlardan birine karşılık gelmektedir. Şiddetli yağışlar, ani kar erimeleri gibi klimatik nedenler, eğim, bakı, yükselti gibi jeomorfolojik faktörlerin etkisiyle meydana gelen sel ve taşkınlarda 1963-2015 arası dönemde 10 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bu olayların görülmesinde dere yataklarının yerleşme alanı olarak kullanılması ve bitki örtüsünün tahribi gibi insan kaynaklı etkiler de bulunmaktadır.

2. ÇALIŞMA ALANI VE BAŞLICA ÖZELLİKLERİ Muş ili, Doğu Anadolu Bölgesi nin Yukarı Murat Van Bölümü nde yer alan almaktadır. (Şekil 1). İl batıdan Bingöl, güneyden Bitlis, doğudan Van, kuzeydoğudan Ağrı ve kuzeyden Erzurum ile komşudur. İnceleme alanında ana jeomorfolojik birimleri dağlık alanlar, platolar, ova/havzalar ve vadiler oluşturmaktadır. Muş ili güneyden Bitlis Dağları, Nemrut Dağı, kuzeybatıdan Bingöl Dağı, batıdan Şerafettin Dağları, güneybatıdan Karaçavuş Dağları ile çevrelenmiştir. Ovanın güneyinde kabaca KB-GD doğrultusunda uzanan Bitlis Dağları, Toros Dağları nın güneydoğusunu teşkil etmektedir. Bu dağlık saha Türkiye nin en eski kütleleri içinde bulunan Paleozoyik metamorfik bir kütledir. Bitlis Dağları nın tabii bitki örtüsü olan meşelerin geniş ölçüde tahrip edilmesi, sahanın çok meyilli olması, toprakların büyük bir kısmının süpürülmesi ve zemin geçirgenliğinin düşük olması, ilkbahar aylarında zaman zaman vuku bulan şiddetli yağmur sularının büyük bir kısmının yüzeysel akışa geçmesine sebep olmuş ve böylece sık oluşan, seller bazen can ve büyük ölçüde mal kaybına ve tarımsal alanlarının taş ve çakıl gibi materyallerle kaplanmasına yol açmaktadır (Fisunoğlu ve Atalay, 1973). Muş Ovası nın doğusunda, genellikle Kuvaterner esnasında bugünkü şekillerini alan Nemrut Dağı ve bunun parazit konilerinin oluşturduğu genç volkanik dağlar bulunmaktadır. Muş Ovası nın kuzey kesimini sınırlayan dağlık sahanın batısını Şerafettin Dağları nın doğuya doğru uzantısı (Şekil 1), doğusunu ise, Elçiler Dağı teşkil etmektedir (Atalay, 1983). Ovanın kuzeydoğunda yer alan Bingöl Dağı tabla-kalkan şeklinde bir volkanik dağdır (Tonbul, 1996). KB-GD uzanımlı dağ 2000 m yükseltideki düzlükler üzerinde bir kalkan manzarası arz eder (Erinç, 1953). 193 Şekil 1. Muş ilinin lokasyon haritası

Dağlık kütleler üzerinde aşınım düzlükleri ve volkanik platolar bulunmaktadır. Bitlis Dağları üzerinde aşınım düzlükleri bulunurken (Atalay, 1983), Şerafettin Dağları ve Bingöl Dağı üzerinde volkanik platolar bulunmaktadır (Erinç, 1953; Tonbul,1996) Atalay a göre (1983) Muş Ovası nın oluşumu şu şekilde gerçekleşmiştir. Üst Miyo sen deki tektonik hareketlerin sonucunda güneydeki Bitlis Dağları ile kuzeydeki Şerafettin ve Drahovi dağları faylanarak yükselmiş, Muş Havzası çökmüştür. Daha sonra Pliyosen de vuku bulan dikey hareketler sonucunda da, daha önce oluşmuş faylar yeniden canlanmış ve bu kez yine Muş havzası çökmeğe uğrarken, havzayı çevreleyen dağlık alanlar tekrar yükselmiştir. Pleistosen deki epirojenik hareketlerle de Muş havzası sübsidansa, yüksek sahalar ise tekrar yükselmeye uğramıştır. Bu tektonik gençleşme olayları sonucunda, Muş depresyonunda devamlı sedimantasyon, yüksek satıhlarda ise devamlı aşınma hüküm sürmüştür. Murat ve Karasu Nehri il sınırları içerisinde kalan önemli akarsulardır. Bu iki akarsu aynı zamanda Muş ovasını drene etmektedir. Akarsular Nisan başlarından itibaren karların erimesi, yağmur şeklindeki yağışlarla azami akıma erişirler. Sonbaharda yağışların başlaması ile akarsularda az miktarda da olsa bir seviye yükselmesi görülür. Özellikle Murat Nehri nin akımında kışın ve yazın bir azalma, ilkbahar sonu genellikle Mayıs ve Haziran aylarında taşkınlara yol açacak şekilde önemli bir yükselme görülmektedir (Atalay, 1983). Muş ilinde görülen başlıca toprak tipleri; kireçsiz kahverengi orman toprakları, kireçsiz kahverengi topraklar alüvyal topraklar, kolüvyal topraklar ve vertisollerdir. Bu toprak grubu içinde en yaygın olarak vertisollar ile alüvyonlar ve kolüvyallar görülmektedir. Akarsu boyları ve yakın çevrelerinde alüvyal topraklar daha yaygın olarak görülürken, dağlık kesimlerin ovaya açılan bölümlerinde kolüvyal topraklar ön plana çıkmaktadır (Atalay, 1983). Alüvyal toprakların bulunduğu sahalarda özellikle taban suyu seviyesinin yüksek olması bu toprakların geçirimlilik düzeylerini azaltmaktadır. 194 Araştırma sahası, Türkiye nin makro klima tiplerinden, şiddetli kontinental, karlı, donlu soğuk ve uzun kışlar ile karakterize edilen Doğu Anadolu iklim tipine girmektedir (Erinç, 1953). Bölgenin hem yüksek ve hem de Anadolu nun iç kısmında bulunması, karasallığın etkin biçimde belirmesine ve yaz aylarında şiddetli ısınmasına, kış aylarında da aşırı soğumasına sebep olmaktadır (Atalay, 1983). Muş ilinde yılık ortalama sıcaklık 9.8 O C, toplam yağış miktarı 764.5 mm dir (Şekil 2). Ovanın kuzeyinde uzanan Elçiler Dağı ve Şerafettin Dağları ile güneyinde uzanan Bitlis Dağları hava kütlelerinin ilerlemesine engel teşkil etmektedir (Atalay, 1983). Buna bağlı olarak yağış miktarı komşu iller olan Bingöl (943, 26 mm ) ve Bitlis e (1225,7 mm) göre (DMİ, 2017) daha azdır.

Şekil 2.Muş ta uzun yıllar içinde gerçekleşen ortalama sıcaklık ve yağış değerleri (1926 2016 DMİ, https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/il-ve-ilceler-istatistik.aspx?m=mus 04/04/2017 tarihli erişim ) Araştırma sahasında iklim, jeomorfolojik-topoğrafik, edafik ve bilhassa biyotik faktörlere bağlı olarak bitki örtüsü çeşitlenmiştir. Muş Ovası na göre daha fazla yağış alan dağlık sahalarda meşe ormanları bulunmaktadır. Ovada Karasu ve Murat kenarlarındaki kumluk sahalarda ılgın, taban suyunun yüksek olduğu alanlarda çayırlar, bataklıklarda ise sazlık ve kamışlıklar yaygın durumdadır. Ayrıca Muş Ovası ve yakın çevresinde zengin step türleri bulunmaktadır (Atalay, 1983). 3.MATERYAL VE YÖNTEM Sel ve taşkın tehlikesi ve riskinin belirlenmesi için tarihsel süreçte meydana gelen sel-taşkın olaylarının tarihleri, oluşum dönemleri, periyotları ve oluşturduğu zararların belirlenebilmesi önemlidir. Önceki yıllarda meydana gelen sel ve taşkınların belirlenip lokasyonlarının işlenmesi ile oluşturulan sel ve taşkın envanter haritaları, duyarlılık ve risk haritalarının hazırlanma sürecindeki ilk basamak olması bakımından da önemlidir. Envanter haritaları üzerinden yapılan analizler sel ve taşkına duyarlı alanların belirlenmesinde kullanılacak önemli verileri de sağlar. Çünkü geçmişte sel ve taşkınların oluşumunda etkin olan hazırlayıcı parametreler, gelecekte de benzer koşullarda sel ve taşkın oluşumuna neden olabilirler. Bu çalışmada Muş ilinde daha önce meydana gelen sel ve taşkınların etkili olduğu alanlar CBS ile analiz edilerek, sel ve taşkınları hazırlayıcı temel parametreler, sel ve taşkın duyarlılık haritalarında kullanılacak ölçütlerde belirlenmiştir. Bunun için eğim, bakı, yükselti gibi parametrelerin değerlendirilmesinde altlık olarak 1/25.000 ölçekli topoğrafik paftalardan elde edilen Sayısal Yükseklik Modeli (SYM) ile inceleme sahasına ait Landsat uydusuna ait 2000 yılına ait görüntülerden Bant oranlaması ile elde edilen Normalize Fark Bitki İndeksi (NDVI) kullanılmıştır. SYM, sayısallaştırılan topoğrafya haritalarından ArcGIS 10.1 Programı Topo to Raster Modülü kullanılarak oluşturulmuştur. Kullanılan SYM nin yersel çözünürlüğü 30 m dir. Bu veriden yararlanarak sel ve taşkını hazırladığı düşünülen jeomorfolojik parametreler üretilmiştir. 195

Çalışma alanını kapsayan Landsat uydusuna ait uydu görüntüsünden band oranlaması ile NDVI elde edilmiştir. NDVI için şu formül kullanılmıştır. Band 4 Band3 NDVI Band 4 Band3 Belirlenen her bir parametre kendi içerisinde ağırlıklandırılmış, (yükselti, bakı, eğim, toprak grupları, NDVI) her bir parametre için ayrı ayrı duyarlılık değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu haritalar için her bir ölçüt alt bileşenlerine ayrılmıştır. Her bir alt bileşene kendi içerisinde 1 ile 5 arasında değişen değer ataması yapılarak yeniden ağırlıklandırılmıştır (Tablo 1). 1 çok az, 2 az, 3 orta, 4 yüksek ve 5 çok yüksek değerlerini ifade etmektedir. Sel ve taşkın duyarlılık haritalarının oluşturulmasında yeniden sınıflandırılan her bir ölçüte ait haritalara (yükselti, bakı, eğim, toprak grupları, NDVI) 1 ile 5 arasında değer ataması yapılarak (Tablo 2), haritalar çakıştırılmış, sel ve taşkın için duyarlılık haritaları elde edilmiştir (Şekil 4,6). Tablo 1. Sel ve Taşkın Duyarlılık Haritasında Kullanılan Parametrelerin Alt Birimlerinin Ağırlıklı Değerleri Parametreler Alt Birimler Taşkın Sel Eğim (Derece) 0-2 5 2 2-5 4 3 5-15 1 4 15 -< 1 5 Bakı K 3 5 KD 3 4 D 4 3 GD 4 4 G 4 3 GB 4 4 B 3 3 KB 3 4 Düz 5 1 Yükselti (m) 1017-1117 5 1 1117-1217 4 1 1217-1500 2 3 1500-2000 2 4 2000-< 1 3 NDVI Çok Az Yoğun 5 4 Az Yoğun 4 5 Orta Derecede Yoğun 2 3 Yüksek Derecede Yoğun 1 2 Çok Yüksek Derecede 1 1 Yoğun Toprak Alüvyal Topraklar 5 3 Kolüvyal Topraklar 2 3 Kireçsiz Kahverengi Orman 1 3 Top Kireçsiz Kahverengi Topraklar 1 2 Vertisoller 1 2 196

Tablo 2. Sel Duyarlılık Haritasında Kullanılan Parametrelerin Ağırlıklı Değerleri YÜKSEKLİK EĞİM BAKI TOPRAK BİTKİ ÖRTÜ- SÜ 2 5 3 1 4 Tablo 3. Sel Duyarlılık Haritasının Oluşturulmasında Kullanılan Her Bir Parametreye Ait Duyarlılık Oranları İle Sahaya Ait Sel Duyarlılık Oranı Eğim Bakı Yükselti NDVI Toprak Çok az (1) 26,350 4,707 27,004 10,106 72,188 Az (2) 70,744 7,831 11,599 36,782 11,459 Orta (3) 2,905 8,965 33,696 48,175 16,351 Yüksek (4) 4,9 8,688 27,699 4,935 - Çok yüksek (5) - 69,806 - - - Tablo 4. Taşkın Duyarlılık Haritasında Kullanılan Parametrelerin Ağırlıklı Değerleri 197 YÜKSEKLİK EĞİM BAKI TOPRAK NDVI 4 5 3 2 4 Tablo 5. Taşkın Duyarlılık Haritasının Oluşturulmasında Kullanılan Her Bir Parametreye Ait Duyarlılık Oranları İle Sahaya Ait Taşkın Duyarlılık Oranı Eğim Bakı Yükselti NDVI Toprak Çok az (1) 57,945 23,793 25,112 11,3244 48,029 Az (2) - 13,033 26,760 11788 44,192 Orta (3) 15,898 23,556 13,182 31,015 7,777 Yüksek (4) - 39,615 22,869 45,873 - Çok yüksek (5) 26,864-12,074 - - 4.BULGULAR 4.1. Muş İlinde Yaşanan Sel ve Taşkınların Etkileri İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) verilerine göre 1963-2015 yılları arasında Muş ili sınırları içerisinde 32 adet sel ve taşkın olayı yaşanmıştır 1. Sel ve taşkın olaylarının 19 u 2000 yılından sonra yaşanırken; 2000 yılından önce 13 sel ve taşkın tespit edilebilmiştir. 1963-2015 1 Ülkemizde kayıt altına alınan afetler genelde can ve mal kayıplarının yaşandığı olaylardır.

yıllarını kapsayan zaman aralığında gerçekleşen sel ve taşkın sayıları için yapılan trend analizini gösteren Şekil 3 incelendiğinde; 1990 yılından sonra bir artma eğiliminin olduğu ancak 2000 yılından sonraki artışın daha dikkat çekici olduğu görülür. Bu durumu sadece küresel ısınma ile açıklamak mümkün değildir. Nüfus artışı, vadi tabanlarında artan yerleşme gibi beşeri faktörler de artan sel ve taşkın sayılarında etkili olan süreçlerdir. Artan nüfus, çarpık kentleşme, küresel ısınma, vadi içlerindeki kırsal yerleşmeler, bitki örtüsünün tahribatı gibi faktörler ve bunların etkileri düşünüldüğünde gelecekte de sel ve taşkınların sayı ve etki olarak il için önemli bir doğal tehlike kaynağı olacağı söylenebilir. 1963, 2003 yıllarında yaşanan seller, boyutları dışında meydana gelen can kayıpları ile de dikkat çekicidir. Bu tarih aralığında yaşanan sel ve taşkınlarda 9 vatandaşımız hayatını kaybederken çok sayıda hayvan telef olmuştur. Muş iline ait sel ve taşkın envanteri (1963-2015) incelendiğinde ilde meydana gelen sel ve taşkınların etkilerinin can ve mal kayıplarına yol açtığı (Gökçe vd., 2008; Dölek, 2013; 2015), sel ve taşkınların tetiklemesi ile kütle hareketlerinin meydana geldiği, ulaşımın kesintiye uğradığı, eğitimin-öğretim faaliyetlerinin aksadığı görülmektedir. 2000 yılında meydana gelen selde Varto İlçesi nde Murat Nehri nin bir kolu olan Kaynarca Çayı üzerindeki köprü kemerlerinin bir bölümü yıkılmıştır (Foto 1). 198 Şekil 3. 1963-2015 yılları arasında meydana gelen sellere ait trend analizi 2011 yılında yaşanan sel ve taşkınlarda, oluşan ya da yeniden aktivite kazanan heyelanlarla bazı köy yolları tahrip olmuştur. Kıyıbaşı köyü, Kendala, Aligedik, Dumlusu köylerinin şehir merkezi ile bağlantıları kesilmiştir. Kıyıbaşı, Dumlusu, Göçmenler, Akkonak, Aligedik, Aşağı ve Yukarı Fındıklı, Karaağaç ve Mescitli köy yolları bir süre ulaşıma kapanmıştır (Dölek, 2016).

Foto 1. 2000 yılında meydana gelen selden zarar gören Varto Kaynarca Köprüsü Muş ili ekonomik anlamda ülkemizin en geri kalmış illerinden biridir. Alt yapı anlamında da yetersiz bir konumdadır. Çoğu köyde içme suyu ortak bir şebeke ağı ile evlere götürülememektedir. Açılan sondaj kuyuları ya da basit tulumbalarla insanların su ihtiyacı karşılanmaktadır. Sel ve taşkınlardan sonra yeraltı su seviyesinin değişmesi, sel ve taşkın sularının bir bölümünün bu sulara karışması, herhangi bir arıtma işleminden geçirilmeden kullanılan içme sularının kalitesini ciddi anlamda düşürmekte, temiz içme suyu temini önemli bir sorun haline gelmektedir. Bozulan su kalitesi doğal olarak düşük kaliteli içme suyu kullanımından kaynaklanan hastalıkları da tetiklemektedir. 199 Foto 2. Sungu beldesinde taşkında sular altında kalan karayolu. Muş ilinde nüfusun artmaya devam etmesi, imar planının çok yakın bir zamanda yürürlüğe girmesi, köylerden yaşanan göçler, kırsal alanlardaki yapılaşmaların kontrol edilemeyişi, dere yataklarındaki yapılaşma gibi unsurlar sel ve taşkınların ilde gelecekte de önemli bir sorun olacağını düşündürmektedir. 4.2. Muş İli Sel Duyarlılık Analizi Sel ve taşkınların bir özelliği de takip edilebilir süreçler olmalarıdır. Erken uyarı sitemleri ile önceden tedbir alınarak sel ve taşkınların olası etkileri en aza indirgenebilir. Sel ve taşkına duyarlı alanlar belirlenerek, tehlike ve risk haritaları oluşturularak sel ve taşkınlardan kaynaklanabilecek riskler azaltılabilir. Bu çalışmada jeomorfolojik koşullar (eğim, bakı ve yükselti), toprak koşulları ve bitki örtüsü (NDVI) özellikleri kullanılarak Muş ili için sel ve taşkın duyarlılık haritaları oluşturulmuştur. Muş ta eğim değerlerinin yüksek olduğu ve bitki örtüsünün seyrek olduğu alanlarda sel olayı etkili olmaktadır. Dağlık alanlardan ovalık alanlara geçiş sahaları sel duyarlılığının yüksek olduğu kesimlerdir (Şekil 4). Bu sahalarda dağlık alanlardan taşınan malzemelerin birikmesi ile oluşmuş, birikinti koni ve yelpazeleri bulunmaktadır. Buradaki litolojinin suyu sızdırmaması sel olayının görülmesine neden olmaktadır. Bitki örtüsünün tahrip edilmesi bu oluşumu kolaylaştırmaktadır.

Duyarlılık Muş İlinin Sel Ve Taşkın Duyarlılık Haritalarının Oluşturulması Ulaşılan sonuçlara göre Muş ilinde sel duyarlılığının yüksek ve çok yüksek alanların oranı % 55 dir. Bu durumun yaşanmasındaki en önemli faktörler eğim ve yükselti özellikleridir (Şekil 5). 200 Şekil 4. Muş İlinin sel duyarlılık haritası Çok Yüksek 7.6 Yüksek 47.7 Orta Az Çok Az 4 19.2 21.3 Sel Duyarlılık Çok Az Az Orta Yüksek Çok Yüksek 0 10 20 Oran (%) 30 40 50 60 Şekil 5. Muş ilinde sel duyarlılığının oransal dağılımı

4.3. Muş İli Taşkın Duyarlılık Analizi Muş, Bulanık ve Malazgirt ovalarının bir bölümünde taşkın duyarlılığı çok yüksektir (Şekil 6). Bu durum ortalama eğim değerlerinin düşük olmasına bağlıdır. Eğim; yüzeysel akış, toprak nemi, taban suyu ve akarsu akımını etkilediği için taşkınların meydana gelmesinde önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir. Eğim gerek suyun akış hızını, buna bağlı olarak malzemelerin taşınmasını ve taşınan malzeme boyutunu, bunların depo edileceği, suyun da birikebileceği alanları belirlemektedir. Ova içerisinde bazı alanlarda eğimin sıfıra yakın olması, yağışla birlikte bazı dönemlerde kar erimeleri ile oluşan fazla suyun bu alanlarda birikmesine neden olmaktadır. Ovada meydana gelen taşkınlar iklim koşullarından dolayı kısa olan tarım süresini daha da kısaltmaktadır. Taşkınlar dolaylı olarak tarımsal gelir kaybına neden olmaktadır. Yükselti faktörü-taşkın ilişkisi değerlendirildiğinde; Muş ovasının büyük bir bölümü ile Murat ırmağının ovanın kuzeyindeki dağlık kütleleri yardığı bölüm ile Murat ırmağının Muş ovasını terk ettiği bölümlerde duyarlılık yüksektir. Bu durum farklı nedenlere bağlı olarak oluşan fazla suyun alçak sahalarda, ova tabanında toplanmasının sonucudur. Bakı-taşkın ilişkisi değerlendirildiğinde yüksek duyarlılık oranına sahip yerler % 69 luk bir orana sahiptir. Sungu Beldesi ile Hasköy ilçesi duyarlılığın yüksek olduğu yerlerdir. Bu sahalar düz alanlara karşılık gelmektedir. Genelde taşkın duyarlılığının yüksek olduğu yerler vadi tabanların da yer alan alüvyon toprakların bulunduğu bölümlere karşılık gelmektedir. Bitki örtüsünce fakir ovalık alanlarda taşkın duyarlılığı artmaktadır. 201 Şekil 6. Muş İlinin taşkın duyarlılık haritası Coğrafi Bilgi Sistemleri ile yapılan analizlere göre Muş İlinde yüksek ve çok yüksek taşkın duyarlılığına sahip alanlar % 27 lik orana sahiptir (Şekil 7). Doğal özellikler dışında akarsu kenarlarının yerleşme alanı olarak seçilmesi taşkın tehlikesini artıran önemli bir unsurdur.

Şekil 7. Muş ilinde taşkın duyarlılığının oransal dağılımı 202 5.SONUÇ ve ÖNERİLER 1963-2015 yılları arasında AFAD, Sivil Savunma, Valilik kayıtları ile yerel gazetelerin taranması sonucunda Muş İli idari sınırları içerisinde gerçekleşmiş 32 adet değişik boyutlarda ve farklı konumlarda sel ve taşkın olayı belirlenmiştir. Muş İli sınırları içerisinde meydana gelen sel ve taşkınlar can ve mal kayıpları dışında ulaşımı, alt yapıyı olumsuz etkilemektedir. Sel ve taşkınların kütle hareketlerini tetiklemesi sel ve taşkınların etkisinin artarak daha kompleks doğa olaylarına dönüşmesine neden olmaktadır. Muş ili sınırları içerisinde geçekleşen sel ve taşkın olaylarında 1990 yılından itibaren artış trendi dikkat çekicidir. Ancak 2000 yılından sonra yaşanan artış daha belirgindir. Artan nüfus, çarpık kentleşme, küresel ısınma, vadi içlerindeki kırsal yerleşmeler, bitki örtüsünün tahribatı gibi faktörler ve bunların etkileri düşünüldüğünde gelecekte de sel ve taşkınların sayı ve etki olarak il için önemli bir doğal tehlike kaynağı olacağı söylenebilir. Sel ve taşkınlar üzerinde iklim koşulları, jeomorfolojik koşullar, toprak ve bitki örtüsü özellikleri etkili olmaktadır. CBS kullanılarak yapılan analizlere göre Muş ilinde taşkın duyarlılığı çok az olan alanların oranı %2,9, az olan alanların oranı %31,6, orta olan alanların oranı %38,3, yüksek olan alanların oranı %16,6, çok yüksek olan alanların oranı %10,4 dür. Sel duyarlılığı açısından değerlendirildiğinde duyarlılığın çok az olduğu alanların oranı % 4, az olduğu alanların oranı % 19.2, orta olduğu alanların oranı % 21.3, yüksek olduğu alanların oranı % 47.7, çok yüksek olduğu alanların oranı % 7.6 dır. Muş Ovası ve çevresinde taşkın duyarlılığının, ovayı çevreleyen alanlarda sel duyarlılığının yüksek olduğu görülmektedir. Tarımsal su ihtiyacı yanında içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarından dolayı akarsu kenarlarının yerleşme alanı olarak seçilmesi taşkın tehlikesini artıran önemli bir faktördür.

Sel ve taşkın duyarlılığının yüksek olduğu alanlar inceleme sahasında doğal bitki örtüsünün tahrip edildiği alanlara karşılık gelmektedir. Bazı yerleşmelerin Murat ırmağının yan kollarının birleşme alanında olması sel ve taşkın tehlikesini artıran önemli bir unsurdur İl sınırları içerisinde yürütülen Karasu ve Murat ırmaklarının ıslahı projeleri bu ana akarsular üzerindeki sel ve taşkınları önlemeye yöneliktir. Ancak bu projenin genişleterek yan derelerini de kapsayacak şekilde sürdürülmesi gerekir. Çünkü il sınırları içerisinde meydana gelen sel ve taşkınların büyük bir bölümü bu ana akarsuların yan kolları üzerinde meydana gelmiştir. KAYNAKLAR Avci, V; Sunkar, M., (2015), Giresun da Sel ve Taşkına Neden Olan Aksu ve Batlama Derelerinin Morfometrik Analizi, İstanbul Coğrafya Dergisi, S:30. 91-119, İstanbul. Atalay, İ, (1983), Muş Ovası ve Çevresinin Jeomorfolojisi ve Toprak Coğrafyası, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, No:24, İzmir. Campana, Nestor A; Carlos E.M. Tucci, (2001), Predicting floods from urban development scenarios: case study of the Diluvio Basin, Porto Alerge, Brazil UrbanWater, no. 3: 113-124. Dölek, İ, (2013), Muş'ta Yaşanan Sel ve Taşkınlara Neden Olan Doğal Faktörlerin Analizi, Marmara Coğrafya Dergisi 28, 408-422, İstanbul. 203 Dölek, İ, (2015), Sungu Beldesi ve Yakın Çevresinde (Muş) Sel ve Taşkına Duyarlı Alanların Belirlenmesi, Marmara Coğrafya Dergisi, 31, 258-280, İstanbul. Dölek, İ, (2016), Muş ilinde Doğal Tehlike Kaynağı Olarak Sel ve Taşkınlar, Sel ve Taşkına Duyarlı Alanların Analizi. S.85-134 (Muş İli İçin Doğal Tehlike Kaynakları. Edt. İskender Dölek), Ankara. Erinç, S, (1953), Doğu Anadolu Coğrafyası, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü Yayınları No:15, İstanbul. Gökçe O.; Özden, Ş.; Demir, A.; (2008), Türkiye de Afetlerin Mekânsal ve İstatistiksel Dağılımı Afet Bilgileri Envanteri, Ankara. EM-DAT, (2005), The OFDA/CRED İnternational Disaster Datbase www.em-dat.net Universite Catholigue de Louvain-Brussels-Belgium Fisunoğlu, M.; Atalay, İ., (1973), Muş Ovasına Zarar Veren Kızılağaç, Hasköy, Arak Ve Havadorik Dereleri Etüd-Planlama Raporları: Orman Bakanlığı, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü Arşivi, Ankara. Kadıoğlu, M.; Özdamar, E.; (2008), Afet Zararlarını Azaltmanın Temel İlkeleri. JICA Türkiye Ofisi, Yayın no:2. Ankara Kadıoğlu, M, (2012), Türkiye de İklim Değişikliği Risk Yönetimi, Türkiye Ulusal Bildirimi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Ankara. Karabulut, M; Sandal, Ersin K; Gürbüz, M, (2007) 20 Kasım-9 Aralık Mersin Sel Felaketleri: Meteorolojik Ve Hidrolik Açıdan Bir İnceleme, KSÜ Fen ve Mühendislik Dergisi 10, no. 1, 13-23, Kahramanmaraş.

Korkanç, Y; Korkanç, M, (2006), Sel ve Taşkınların İnsan Hayatı Üzerindeki Etkileri, Bartın Orman Fakültesi Dergisi. 8-9. Bartın. Sönmez, M. E; Kesici, Ö, (2012), İklim Değişikliği ve Plansız Şehirleşmenin Kilis Şehrinde Yol Açtığı Sel Felaketleri, Doğu Coğrafya Dergisi, 28-57-78, Erzurum. Tonbul, S, (1996), Bingöl Dağı nın Volkan Morfolojisi ve Volkanizma-Tektonik İlişkileri, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C: 8, S:1, s: 311 340, Elazığ Tonbul, S; Sunkar, M., (2008), Batman Şehrinde Yer Seçiminin Jeomorfolojik Özellikler ve Doğal Risk Açısından Değerlendirilmesi, Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu. Sunkar, M; Tonbul, S, (2011), Effect of Human Factors on Occurrence of Flood and Torrent Events in Batman, Southeastern Turkey, Electronic Journal of Social Sciences, Cilt:10 Sayı:37 (267-292). Turoğlu, H.; Özdemir, H., (2005), Bartın da Sel ve Taşkınlar. Sebepler, Etkiler, Önleme ve Zarar Azaltma Önerileri, ISBN 975-9060-04-3, Çantay Kitapevi, İstanbul. Wheather, H; Edward, E, (2009), Land use, Water management and future flood risk, Land Use Policy, no. 26 (2009): 251-264. Xian, G; Mike, C;Junshan, S, (2007), An analysis of urban development and its environmental impact on the Tampa Bay watershed, Journal of Environmental Management, no. 85, 965-976. 204 İnternet Kaynakları https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/il-ve-ilceler-istatistik.aspx?m=mus 04/04/2017 tarihli erişim https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/il-ve-ilceler-istatistik.aspx?m=bingol 04/04/2017 tarihli erişim https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/il-ve-ilceler-istatistik.aspx?m=bitlis 04/04/2017 tarihli erişim