IV. HALK SANATLARI. 1. Dokumalar



Benzer belgeler
Not: Eserin sahibi olan Goralý bu aile halen Prizren de yaþamakta ve pastacýlýkla geçinmektedir.


Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.


1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

Kanguru Matematik Türkiye 2015

17 ÞUBAT kontrol

Kanguru Matematik Türkiye 2017

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Simge Özer Pýnarbaþý

KATALOG. Katalog No: 2. Katalog No: 1

GEOMETRÝK ÞEKÝLLER. üçgen. bilgi

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii)

Kanguru Matematik Türkiye 2018

OBEB - OKEK TEST / 1

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK


Metapan Metal Panel CLIP-IN TAVANLAR

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik

COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ.

Adým Adým Çelik Kapý Montaj Þemasý

17 ÞUBAT kontrol

Kanguru Matematik Türkiye 2017


Kanguru Matematik Türkiye 2018

ORAN - ORANTI TEST / 1

Metapan Metal Panel HOOK-ON TAVANLAR

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Bölüm 6: Lojik Denklemlerin Sadeleþtirilmesi

Metapan Metal Panel DOGRUSAL TAVANLAR

MERZİFON DOKUMASI. Dokuma Tezgahları Merzifon Bez Dokuma Ürünleri Bağlama Çeşitleri.

80 lt. 120 lt. 2 tekerlekli arabalý bidonlar. farklý atýklarýn toplanmasý için üretilmiþ modeller. Tek. Kod. 240 Lt. Tek. Kod. 80 Lt. Tek. Kod.

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

Yüksek kapasiteli Bigbag boþaltma proseslerimiz, opsiyon olarak birden fazla istasyonile yanyanabaðlanabilirözelliðesahiptir.

ASTSUBAY RÜTBE VE ÝÞARETLERÝ

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Dedegöl Daðlarý. AKD034 Ýzlenmesi Gerekli Ayný (0)

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

ISBN :

Kanguru Matematik Türkiye 2018

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

Ön Hazýrlýk Geometrik Þekiller

OTOMATÝK O-RÝNG TAKMA. A.Turan GÜNEÞ. Makina Mühendisi

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor


COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ.

1. BÖLÜM. 4. Bilgi: Bir üçgende, iki kenarýn uzunluklarý toplamý üçüncü kenardan büyük, farký ise üçüncü kenardan küçüktür.

AÐLAYAN VAKIF ESERLERÝ SERGÝSÝ

Bütün talepleri karþýlýyacak en optimal ürünler: Seramik döþemesi için ARDEX.


Aþaðýdaki tablodaki sayýlarýn deðerlerini bulunuz. Deðeri 0 veya 1 olan sayýlarýn bulunduðu kutularý boyayýnýz. b. ( 3) 4, 3 2, ( 3) 3, ( 3) 0

NOKTA DOÐRU. Doðru; üzerindeki iki nokta ile ya da kenarýna yazýlan küçük bir harf ile gösterilir. okunur. AB, AB veya "d" ile gösterilir.

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ADANA İLİ KARAİSALI İLÇESİ EL SANATLARINDAN ÖRNEKLER. Prof.Dr. Taciser ONUK. Yrd. Doç.Dr. Feriha AKPINARLI


1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

3AH Vakum Devre-Kesicileri: Uygun Çözümler

Kareli kaðýda çizilmiþ olan. ABC üçgenin BC kenarýna ait yüksekliði kaç birimdir?

PÝS SU BORU VE EK PARÇALARI TEKNÝK BOYUTLAR KANALÝZASYON BORULARI

TEMEL KAVRAMLAR TEST / 1

Üçgenler Geometrik Cisimler Dönüþüm Geometrisi Örüntü ve Süslemeler Ýz Düþümü

4. f(x) = x 3 3ax 2 + 2x 1 fonksiyonunda f ý (x) in < x < için f(x) azalan bir fonksiyon olduðuna

DOĞAL SAYILARLA İŞLEMLER


Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

d es ý KÝTAGAMÝ Nasýl Yapýlýr


Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip proses filtreleri ile, siklonlar, seperatörler çalýþma koþullarýna göre anti nem,anti

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:


1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

CKA Taným CKA endüstriyel difüzör, büyük hacimlerin hava ile ýsýtýlmasý ve soðutulmasý iþlemleri sýrasýnda, gerekli olan farklý atýþ karakteristikleri

A A A A) 2159 B) 2519 C) 2520 D) 5039 E) 10!-1 A)4 B)5 C)6 D)7 E)8. 4. x 1. ,...,x 10. , x 2. , x 3. sýfýrdan farklý reel sayýlar olmak üzere,

ISO 9001 CERTON N.008/02. SAIT Abrasivi S.p.A.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

Mercan (Munzur) Daðlarý

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Þimdi beraber sarmal bir yay yapacaðýz. Bakýr tel, çubuða eþit aralýklarla sarýlýr. Daha sonra çubuk yayýn içinden çýkarýlýr.

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ

4. 5. x x = 200!

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Transkript:

IV. HALK SANATLARI 1. Dokumalar Her milletin kültürünü meydana getiren ve ortak dünya mirasýna hediye ettiði çeþitli deðerleri vardýr. Türklerin ana yurdu Türkmenistan'da Neolitik çaða ait Anav kültürü buluntularý arasýnda ele geçen aðýrþaklar ve iplik bükme aletleri belki de dünyada ilk ele geçmiþ dokuma ile ilgili aletlerdir. Bazý kaynaklar atý ilk ehlileþtiren topluluðun Türkler olduðunu ileri sürmektedirler. Çin kaynaklarý Türklerden Altay'ýn Demircileri olarak bahsetmektedirler. Dünyanýn ilk düðümlü dokumasý yani halýsý bir Hun kurganýnda bulunmuþtur. Bu baðlamda at, maden iþlemeciliði, halý ve kilim, aðaç oymacýlýðý da Türk Kültürünün bu günkü ortak dünya kültürüne armaðanýdýr. 1 Türkler ana yurtlarý Orta Asya'dan, çeþitli nedenler ile yurt edinmek için gittikleri ve çoðu zaman yerleþtikleri bölgelere bu sanatlarýný da götürmüþlerdir. 4. yüzyýldan itibaren Karadeniz'in kuzeyinden Orta Avrupa'ya ve Balkanlara, 8.yüzyýldan itibaren Irak, Suriye ve Anadolu'ya yerleþmeye baþlamýþlardýr. Gittikleri bölgelere kendileri ile birlikte bir çok kültürel deðeri de beraberinde taþýmýþlardýr. Bu kültürel deðerlerin en dikkat çekenlerinden biri kuþkusuz dokumacýlýktýr. Bu sanat, Türklerin geliþi ile birlikte, Anadolu'ya, Balkanlara, Kuzey Karadeniz'den Orta Avrupa'ya, Suriye'den Kuzey Afrika'ya kadar yayýlmýþtýr. Halý ve kilim kelimeleri bu gün bütün Asya Türk lehçelerinde kullanýlmakta olup, düðün ve evlenme ile eþ anlamlý olarak çeyiz manasýna da gelmektedir. Halý, halça, kalý, kalýn, kilem, gelem, kelim, döþek, düþek vb. adlar dokumacýlýk sanatý ile ilgili Türkçe kelimelerin birkaçýdýr. Kilim kelimesi tüm Slav dilleri ile Ukrayna ve Güney Rusya dillerine kilim þeklinde Türkçe'den geçmiþtir. 2 Bu çalýþmanýn temelini oluþturan Gora bölgesi Türkleri arasýnda kullanýlan Hayran, Çerga, Çilim, Çarþaf gibi terimler de yukarýda sayýlan dokuma isimlerine ek olarak tarafýmýzdan sunulmaktadýr. Geleneksel Türk El Sanatlarý içerisinde Türk dokumacýlýk sanatlarýný halý, kilim, cicim, zili sumak, keçe ve bez dokumacýlýðý gibi alt dallar altýnda incelemek mümkündür. Söz konusu el sanatý dallarýnýn ham maddesi; yün, tiftik, kýl, pamuk, keten ve ipektir. Çaðlar boyu, kýrsal yaþam biçimini tercih etmiþ olan Türkmen ve Yörükler hayvancýlýkla geçinmektedir. Halý ve kilim-yaygý, çadýr, keçe gibi ürünlerini de kendi yetiþtirdikleri hayvan sürülerinin yapaðýlarýndan yaralanarak dokumuþlardýr. Bunlarý yaparken halý tezgahlarýný ve kirman dediðimiz iplik eðirme takýmlarýný kirkit, býçak vb kullanýlan araçlarý göç ettikleri yerlere taþýmýþ ve sürekli bir dokuma gereksinimi içinde olmuþlardýr. Bu dokumalarý zaman zaman yerli pazarlarda 1. Fuat Tekçe, Pazýrýk, Ankara 1993/Ayça Adalýlar, Türklerde Halý Sanatý, Doðu Türkistan'ýn Sesi, C.5, S.20, s.1 2. B.Deniz, Türk Dünyasýnda Halý ve Düz Dokuma Yaygýlarý, Ankara 2000, s.11 93

82. Alýþ-veriþe giden bir Goralý kadýn, Dragaþ 3. Anonim, Türk El Sanatlarý, TTK, Ankara 1993, s.11 ticari ürün olarak da kullanmýþlardýr. Bu zenaati bir gündelik yaþam haline getiren Türkmen ve Yörükler kendilerinden sonraki nesillerine de aktarmýþ ve günümüze kadar sürekli devam eden geleneði oluþturmuþlardýr. Dokumacýlýk çaðlar boyu süregelmiþ ve zamanla ticarette yer edinen ve ayný zamanda bir sanat yönü kazanan uðraþ alaný olmuþtur. Genellikle bitkisel ve hayvansal motiflerin stilize edilerek, geometrik üslupta dokumalar üzerine iþlenmeleri halý ve tüm dokumalara estetik ve hareketlilik kazandýrmýþtýr. Bu da Türk sanatýnýn özgün soyutlama biçimidir. Halýyý dokuyan eller yýllar yýlý hiç yýlmadan usanmadan kendi acýlarýný sevinçlerini hatýralarýný aþklarýný ve çevrelerindeki bitki ve hayvanlarý stilize ederek dokumalar üzerine iþlemiþtir. Bunlarýn en güzel örneklerini çeþitli müze ve koleksiyonlar ile, Gora kültüründe olduðu gibi günümüzde devam eden yöresel dokumalarda görebilmek mümkündür.. Dokumalar liflerine göre bitkisel (keten, pamuk, ipek) ve hayvansal (yün, kýl, keçe, ipek) lifliler olarak veya dokuma biçimine göre mekikli dokumalar (bezler) ve kirkitli dokumalar (halý, kilim, vb.) þeklinde ikiye ayrýlýrlar. Keçe tam anlamýyla dokuma olarak deðerlendirilmese de, malzemesi yün ve kýldýr. Çadýr, örtü ve giyim-kuþamda yaygýn olarak kullanýlan keçelerin Türk dünyasýndaki en erken tarihli örnekleri M.Ö.4. yüzyýla kadar inen Hun Kurganlarýnda karþýmýza çýkmaktadýr. Bu gün hala farklý coðrafyalardaki Türk topluluklarýnda Yurt, topak ev, boz üy (ev), üy olarak isimlendirilen geleneksel Türk çadýrý aðaç iskelet üzerine keçe giydirilerek yapýlmaktadýr. Keçe; temizlenmiþ ve kiriþlerle yumuþatýlmýþ yünlerin, bir hasýr veya uygun zemin üzerine eþit yoðunlukta serpilerek, üzerinin ýslatýlýp, sýkýþtýrýlmasý ve sýcak-rutubetli ortamda tepme yoluyla þekillendirmesi yöntemi ile yapýlýr. 3 Keçe yapýmýnda kullanýlan yünler, doðal renginde kullanýldýðý gibi, çeþitli usullerle renklendirilmesi de yaygýndýr. Çoban kepeneðinden çadýr ve yaygýya, baþlýktan hýrka, aba, beþik ve seccadeye kadar çok yönlü olarak kullanýlýr. Goralýlar arasýnda klaþne veya aba olarak adlandýrýlan keçenin, özellikle giyim-kuþam ve yaygý olarak yaygýn kullanýmý dikkat çeker. Aba Türkiye Türkçe'sinde giyim kuþamda kullanýlan yün keçe için kullanýlan bir tabirdir. 94

Keçecilik de olduðu gibi, gerek düðümlü bir dokuma türü olan halý dokuyuculuðu gerekse bez ve kilim dokumacýlýðý Türk kültüründe binlerce yýlýn tecrübe ve geleneðinin izlerini taþýmaktadýr. Bu nedenle, bu gün dünyanýn neresinde olursa olsun geleneksel yöntemlerle dokuma yapan Türk kadýný, söz konusu bu geleneksel yöntem ve teknikleri kullanmaktadýr. Dokumalarýn temel çatýsýný çözgü ve atký ipleri oluþturur. Hatta dokuma tezgahýnýn adý bile bezin taþýyýcý iskeletini vurgulayacak þekilde anlamlandýrýlmýþtýr. Bölgelere göre dokuma tezgahýnýn adý farklýlýklar kazansa da, anlamý yapýlan iþe ve ya dokumanýn taþýyýcý sistemine iþaret edecek þekildedir. Türkiye'de bez dokuma tezgahýnýn adý genel olarak düzen dir. Ancak, bunun yanýnda, bazý yörelerde 'tez', 'tezgah', iþdar, bez aðacý, kilim aðacý, tara 4 vb. terimler de kullanýlýr. Burada üzerinde durmak istediðimiz asýl terim olan düzen konumuz açýsýndan önemlidir. Düzen Türkçe bir kelime olup, birleþik bir isimdir. Düzen kelimesi Türkçe; asayiþ, ayar, denge, disiplin, intizam, istikrar, mutabakat, nizam, tertip, tutarlýlýk, uygunluk, uyuþma anlamýndadýr. Kelimeyi düz ve en diye ikiye ayýrdýðýmýzda, düz; doðruca, dosdoðru, uzunlamasýna, boylu boyunca anlamlarýný da içerir. en ise geniþlik, iki þeyin arasýndaki mesafedir. Ayrýca mükemmellik anlamý da vardýr. Bu isimin yani düzen'in dokuma tezgahýna tesadüfen verilmiþ bir isim olmadýðýný düþünmekteyiz. Kanaatimizce düz ; dokumanýn uzunlamasýna atýlan ve boyunu belirleyen çözgü iplerine, en ise; dokumada enine yani yatay atýlan atký iplerine iþaret etmektedir. Böylece tezgahlarýna verdikleri bu isim ile de, yapýlan iþin nizamýný vurgulamýþlardýr. Burada asýl dikkat çeken husus Gorançe'de Razboy olarak adlandýrýlan dokuma tezgahýnýn adýnýn Türkçe'de kullanýlan, Düzen adýyla, anlam bakýmýndan örtüþmesidir. (Resim 189-190) Razboy kelimesi de Gorançe'de bir birleþik isimdir. boy ve düz ile raz ve en kelimeleri mana olarak birbirlerini karþýlamaktadýr. Gorançe'de Raz kelimesi; iki þeyin arasýndaki mesafe yani geniþlik/en anlamýndadýr. Raz kelimesini çeþitli Türkçe sözlüklerde araþtýrdýðýmýzda aþaðýdaki durum karþýmýza çýkar. Kuþkusuz ilk kaynak Kaþgarlý Mahmut'un Divanü Lugat-it Türk 5 sözlüðüdür. Kelime bu sözlükte yer almamaktadýr. 95 83. Goralý bir kadýn, Elam Þevket Þemsiye, Hüseyin Efendi Türbedarý, Dragaþ 84. Melike'de sokak kapýsý önünde bir Goralý kadýn 4. Bez taraðý ile baðlantýlý bu isim Türkmenistan'da basit, yatay tezgah için kullanýlan terimdir. Kakacan Bayramov, 'Türkmen Kumaþlarý', Tarih ve Medeniyet, S.28, Ýstanbul 1996, s.64-66 5. Kaþgarlý Mahmud, Divanü Lügat-it Türk, (Tercüme Besi Atalay), C.I, Ankara 1998, s.7

85. Kilim dokuyan Goralý genç kýz, Zinaide Elmasi, Melike köyü 6. Ferit Develioðlu, Osmanlýca Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ankara 1984, s.1005, ek 95 7. Yusuf Berdak-M.Mehmet Tulum, Özbekistan- Türkiye Türkçesi Sözlüðü, (TDAV yayýnlarý), Ýstanbul 1994, s.116 8. Tülin Çoruhlu, Sakarya Ýlinde Türk El Sanatlarý, Sakarya Ýli Tarihi, Sakarya 2005, s,1097-1110/kaynarca Dokumalarýnýn Türk Kilim Sanatýndaki Yeri, Uluslar arasý Geleneksel Sanatlar Sempozyumu, Bildiriler Kitabý 2, Ýzmir 2006, s.591-597 / Burada geleneksel bez dokuma tezgahý(düzen) genel özellikleri ile anlatýlýrken Sakarya'nýn iki önemli Erken Osmanlý dönemi yerleþmesi olan Taraklý ve Kaynarca ilçelerinde hala kullanýlmakta olan bez dokuma düzenleri ve geleneksel teknikler temel alýnarak anlatýlýrken, halk arasýnda kullanýlan terimler verilecektir. Parantez içindeki ifadeler ayný terimlerin Gorançe'de kullanýlan þeklidir. Osmanlýca-Türkçe sözlükte ise Raz; sýr, gizlenen þey demektir. 6 Türkçeye Farsçadan geçmiþ olan bu kelime iki þey arasýnda olan sýnýrlý anlamýndadýr. Türk kültüründe dokumalarý kadýnlar ve genç kýzlar yaparlar. Dokuyucular yaptýklarý iþe duygularýný somut motiflere dönüþtürerek aktarýrlar. Dolayýsý ile Raz yani sýr, dokuyucu ile tezgahý arasýndadýr. Bir diðer deyiþle, dokuyucunun sýrrý dokuduðu bezin iki kenarý arasý ile sýnýrlýdýr. Bu da atký iplerinin uzunluðu kadardýr. Dokuyucu kadýn/genç kýz sevinçlerini, üzüntülerini, sevgisini, özlemini, heyecanýný bir sýr gibi sadece tezgahý ile paylaþarak ve bu duygularýný geniþliði sýnýrlý olan bezine sembolik motifler þeklinde boylu boyunca iþler. Öte yandan benzer mana taþýyan ve Özbek Türkçesinde beden, boy anlamýna gelen Razmer kelimesi de yer almaktadýr. 7 Yukarýdaki açýklamalardan da anlaþýlacaðý gibi Gorançede dokuma tezgahý anlamýna gelen Razboy kelimesi yapý ve anlam itibarýyla Türkçedeki Düzen kelimesi ile aynýdýr. Bu örtüþme motif türleri ve anlamlarýnda da geçerlidir. Bu nedenle hiçbir kültürün kendi kültürü dýþýndaki bir unsuru böyle bir bütünlük içinde kendi bünyesinde özümlemesi düþünülemez. Goralý kadýnlar, bu yatay tezgahlarý hem bez ayaðý düz dokumalarýný, hem de düðümlü dokumalarýný üretmek için kullanýrlar. Farklý Gora köylerinde yapýlan incelemelerde, hepsinin ortak özelliði olarak orta büyüklükte, yatay çalýþan, kolay kurulup toplanabilen ayný tür tezgahýn kullanýldýðý görülmüþtür. Geleneksel Türk Bez dokumacýlýðýnda 8 Düzen (Razboy) küner/köknar, kayýn ya da baþka saðlam aðaçtan yapýlýr. Bazý bölümlerinde ise þimþir ve dut gibi aðaçlar da kullanýlýr. Goralýlar Razboy ve süvelka yani düzen ve mekik yapýmýnda kullanýlan aðaca Buka adýný vermektedirler. Goralýlarýn Buka adýný verdikleri aðacýn hangi aðaç türü olduðunu tespit etmemiz araþtýrma yoðunluðu içerisinde mümkün olmamýþtýr. Ancak buka nýn saðlam, dayanýklý ve kuvvetli bir aðaç olduðu kendilerine teyit ettirilmiþtir. Buka Türkçe bir kelimedir. Bu kelimenin Balkanlara ve Gora bölgesine nasýl ulaþtýðý konusu Goralýlarýn tarihsel serüvenine iþaret edebilecek küçük bir delil de olabilir. 96

86. Bahar dalý üzerinde bir çift kuþ ve kelebek nakýþlarý, çeyiz halýsýndan, Brod Türkiye Türkçe'sinde Bukaðý kelimesi vardýr. Türk Dil Kurumu sözlüðüne göre Bukaðý : 1) aðýr cezaya çarptýrýlanlarýn ayaðýna takýlan zincir ucundaki pranga, halka. 2) Kaçmamasý için hayvanlarýn ayaðýna takýlan demir köstek' demektir. 9 Anadolu'da bazý yörelerde ise Çifte koþulan öküz yada at gibi hayvanlarýn aðaç boyunduruklarýna da buka yada bukaðý denmektedir. Yani bu kelime Türkiye Türkçe'si sözlüðünde kullanýlmaktadýr. Fakat bu kullaným þekli Goradaki kullaným þekline dolaylý olarak baðlantýlýdýr. Ancak halk arasýndaki kullanýmý Goradaki kullanýmýna yaklaþmaktadýr. Öte yandan Kýrgýzistan'da Narýn nehrinin kollarýndan birinin adý ile, ayný bölgede bir þehrin adý Ala Buka dýr. Kýrgýz Türkçe'sinde Buka : 1) Damýzlýk boða. 2) Dokumalarda düðümleri çözmek için kullanýlan sert aðaçtan yapýlmýþ deðnek demektir. 10 Ayrýca Türkiye'de bir çocuk oyunu olan çelik-çomak oyunu benzeri bir oyunun adý Kýrgýzistan'da kök buka dýr. Buka kelimesinin Goradaki kullanýmýnýn en yakýn þekli Türk lehçelerinden Kýrgýz Türkçesinde karþýmýza çýkmaktadýr. Bu kelimenin Anadolu'yu atlayarak Goraya ulaþmasý bu araþtýrmanýn tezine hizmet eder biçimdedir. Çaðatay Türkçesi grubunda yer alan bu kelime, Karadenizin kuzeyinden muhtemelen Kýpçaklar ve Tatarlar vasýtasýyla Balkanlara ve Gora'ya ulaþmýþtýr. Osmanlý ve Anadolu Türkçe'si lügatlarýnda geçmeyen bir kelimenin Gora'ya ulaþma serüveni baþka bir türlü açýklanamaz. Bunlar ve daha sonraki verilerden yola çýkarak, tek baþýna dokumacýlýk sanatý ve uygulamalarýnýn bile, Goralýlarýn Türk kökenli bir topluluk olduðuna iþaret eden kuvvetli bir delil olduðunu ileri sürmek mümkün olur. Düzende (Razboyda) en önemli parçalardan biri kici (Nici), küçü yada gücülerdir. Tezgahta ipleri ayýran ince tellerle hazýrlanmýþ aralarýndan iplerin geçtiði iki adet kiçi (nici) bulunur. Bunlar, etrafý ahþap çerçeveli taraklardýr. Bu taraklarýn hazýrlanmasýnda da daha önceleri tel kolay 9. Hasan Eren vd., Türkçe Sözlük, TDK, C.I, Ankara 1988, s.226 10. K.K.Yudahin, Kýgýz Sözlüðü, (çev. Abdullah Taymas), C.I, Ankara 1988, s.141 97

87. Atký desenli bez dokuma örneði, Hatice Limançe, Brod. 88. Razboy da bez dokuyan kadýn, Brod. bulunmadýðý için bükme ip kullanýlýrmýþ. Gora örneklerinde hala bükme ipler kullanýlan kici (Nici) ler vardýr. Kiciler her mekik (sývelka) atýþta aþaðý-yukarý hareket ederler. Üst kýsýmda bulunan ve kicilerin hareketini saðlayan iki adet makaraya ise Kuþ denir. Kuþlar mutlaka þimþir aðacýndan yapýlýr. Ayrýca mekiklerin aðacý da þimþirdir. Kicinin önünde tefe bulunmaktadýr. Tefenin üzerindeki çerçevesi þimþirden yapýlmýþ dokuma taraðýnýn (Býrdilo) diþleri ise kamýþtan yapýlmýþtýr. Her mekik atýþta dokuyucu tarafýndan öne çekilip, geri itilen tefenin de aðacý þimþir veya duttur. Geledir veya varangelen (Výratilo/varatilo) denilen ve kumaþýn dokunan kýsmýnýn rulo olarak sarýldýðý ve sað tarafýndan bir ahþap kol ile döndürülerek kumaþý gerdiren kýsým kayýn aðacýndan yapýlýr. Dokumanýn boyunu ve uzunluðunu belirleyen çözgü/eriþ iplerinin diðer ucu tezgahýn arkasýndan üst aðaca (zicno varatilo) baðlýdýr. Geledir gerildikçe üst taraftan gelen çözgüler, taraða doðru devam eder. Düzen üzerinde dokuyucunun oturduðu yere kötürüm/oturak denir. Dokuyucunun ayaklarý altýnda iki adet ayakçak (botnoþka) denilen pedal bulunur. Bu pedallara her mekik atýþta, sað ve sol olmak üzere basýlýr. Geledirin hemen önünde bezin enine gergin durmasýný ve kenarlarýn muntazam olmasýný saðlayan, çýmba/çýmbar denilen demir levha bulunmaktadýr. iki parçadan oluþan çýmbarýn her iki ucu tarak þeklinde beze geçmekte olup, ortasýnda gerginliði azaltýp-çoðaltacak kanca ve delikleri vardýr. Tefe ile çýmbanýn arasýndaki mesafeye (mekik atýlacak yer) aðýzlýk denir. Ýplerin kicilere düzgün gelmesi ve dolaþmamasý için kullanýlan aðaç parçasýnýn adý ise yazým tahtasýdýr. Bunlar iplerin arasýndan bir alttan bir üstten geçirilir. Yazým tahtasýndan baþka, ipleri düzgün tutmak için iki adet de oklava kullanýlýr. Kiciye yakýn olan oklavaya takýlan ipin ucundaki aðýrlýðýna fal taþý (aðýrþak) denir. Dokumanýn hammaddesi yukarýda da belirtildiði gibi koyun yünü, keçi kýlý, ipek, keten ve pamuktur. Halý, kilim yaygý ve örtülerde yün ve kýl, bez dokumalarýnda keten, pamuk ve ipek kullanýlýr. Gora daðlýk ve aðýr kýþ mevsimi yaþayan bir bölge olduðu için daha sýcak olmasý açýsýndan, dýþ giyimde kullanýlan bezlerde de yaygýn olarak yün kullanýlmaktadýr. Gora dokumalarýnda yoðun olarak kul- 98

lanýlan hammadde yün ve ketendir. Bu hammaddeler bölge malzemesidir ve kendileri tarafýndan üretilmektedir. Türkmen ve Yörükler sürülerini yýlýn belli dönemlerinde kýrkar ve yünlerini ihtiyaçlarýna göre iþlerler. Kýrkým genellikle yýlda 2-3 kere yapýlýr. Birincisi baharýn ilk günlerinde ve genellikle 21 Mart civarýnda yani nevruzda yapýlýr. Bu yünler koyunu bütün kýþ boyunca ýsýtan en uzun yünlerdir. Bunlardan halý kilim ve döþek yapýmýnda yararlanýlýr. Ýkinci kýrkým Haziran ayýnýn ilk yarýsýnda yapýlýr ve bu yünler ince ve kaliteli yünlerdir. Bunlardan da düz dokuma ve giyimlik dokumalar yapýlýr. Üçüncü kýrkým Eylül ayýndadýr ve bu yünler ise keçe çul ve çuval için kullanýlýr. Ýnce ve giyim-kuþamda kullanýlan keçelerin yünleri ikinci kýrkýmdan saðlanýr. Keten iplerini hazýrlamak için önce keten bitkisinin gövdeleri suda ýslatýlýr ve kurutulur. Tokmakla dövülür, mengenelerden geçirilerek, çöpleri ayrýlýr. Yaya gerilmiþ kiriþlerle atýlarak yumuþatýlan keten lifleri, oklavalara sarýlarak rulo haline getirilir. Kaba iþlenmiþ bu lifler, kýtýk taraðýnda (keten taraðý) taranarak inceltilir ve yeniden dövülür. Daha sonra çýkrýklara takýlý iðlerde ip þekline getirilir. Çark ya da çýkrýða baðlý kecirelerde kelepler (çile/burma) hazýrlanýr. Kelepler taze buðday veya un katýlmýþ çiriþ denilen sývý içinde kaynatýlýr ve kurutulur. Rengini açmak (aðartmak) için kireç kaymaðý veya odun külü ile tekrar kaynatýlýr. 11 Doðal rengi dýþýnda renkler kullanýlmak istenirse boyama bu aþamada yapýlýr. Çileler kurutulduktan sonra düz keçirelere geçirilerek, çýkrýk vasýtasý ile kamýþtan yapýlmýþ masuralara sarýlýr. Kamýþ masuralar yaklaþýk on beþ santim uzunluðunda, iki kamýþ boðumu arasýndaki uzunluk kadardýr. Bunlardan baþka daha küçük boyutlu olan masuralar da vardýr. Söz konusu bu küçük masuralar incir aðacý fidanlarýndan yapýlabilir. Masuralara sarýlý olan ipler, çözgü yeri/çaða denilen yere götürülerek dokunacak bezin renk ve geniþliðine uygun olarak bezin yada dokunacak þeyin çözgü ipleri hazýrlanýr. Bu çözgü iplerinin bir ucu kiciler (nici) ve tarak (býrdýlo) dan geçirilerek geledire/varangelene (varatilo) baðlanýr. Dokumalarda bezin yada halý/kilimin boyunu oluþturan iplere çözgü/eriþ/arýþ (Osnuva), çözgüler arasýndan geçirilerek enine atýlan iplere atký, ýymak, pot (potka) denilmektedir. Halý türü dokumalarda ise ilmeklere düðüm yada ýymak denilmektedir. 99 89. Razboyda dokuma yapan kadýn, mekik atma, Brod 90. Razboy/dokuma düzeni, Restelisa 11. Bu yöntem genel olarak, Türk kültüründe ortak keten ipi hazýrlama yöntemidir ve burada sunulan bilgi orijinal kaynaktan kiþilerden elde edilmiþtir. Fethiye Güzelalp(1941),Sakarya- Kaynarca Balcýlar Köyü/Kerime Yaman(1923), Kaynarca

91. Þar daðlarýnda beslenen sürülerin yapaðýlarý dokumacýlýkta deðerlendirilir. Koçlar, Luboviþte köyü 12. Tülin Çoruhlu, Kaynarca Dokumalarýnýn Türk Kilim Sanatýndaki Yeri, Uluslararasý Geleneksel Sanatlar Sempozyumu, Bildiriler Kitabý 2, Ýzmir 2006, s.591-597/kakacan Bayram, 'Türkmen Kumaþlarý', Tarih ve Medeniyet, S.28, Ýstanbul 1996, s.64-66 Gora dokumalarýnda tarak geniþliði ortalama olarak, atký ve çözgüsü yün olan halý ve düðümlü dokumalarda 70 cm, atký ve çözgüsü yün kilim ve çarþaflar 57 cm, atkýsý yün ve çözgüsü pamuk/keten yaygýlar 45 cm, atkýsý keten ve çözgüsü keten/pamuk bezlerde 38 cm, pamuk çözgülü ve ibriþim atkýlý bezlerde 30 cm kadardýr. Bu standartlar Anadolu'da geleneksel olarak dokunan yolluk kilimleri, bez dokumalarý, mahrama bezleri, çözme bezleri, yaygý bezleri ve Türkmenistan'da dokunan keteni bezi vb. örneklerle benzer ölçülerdedir. 12 Yukarýdaki tarak geniþliklerinde dokunan Gora bez ve kilimleri desen ve motifleri tamamlanacak þekilde birleþtirilerek istenilen geniþlikte büyütülebilmektedir. Gora halký arasýnda dokumacýlýk eski ve geleneksel bir sanattýr. Bu gün devam eden el tezgahlarýnda özellikle çeyize yönelik dokumacýlýk önemini korumaya devam etmektedir. Dokumayla ilgili hammadde ve diðer malzeme ihtiyaçlarýný ise geçmiþte olduðu gibi hala Ýstanbul pazarýndan karþýlamaktadýrlar. Üstelik Sýrp saldýrýlarý ile tahrip olduðu için bugün faaliyeti durmuþ, ancak çalýþtýðý dönemde 8.000 iþçi istihdam eden, Dragaþ'daki Drateks tekstil fabrikasý bölgenin bu konudaki potansiyaline de iþaret etmektedir. Gora halk sanatlarýnýn en önemli grubunu oluþturan dokumalar ile ilgili olarak, alanda derlenen bilgiler, Dragaþ Hüseyin Efendi türbedarý Elam Þevket, Leþtane'den Alisa Demiri (86), Brod köyünde Hatice Limançe (47), Hamide Ýskenderoski (78), Ayþe Maznikar (72), Mevza Maznikar (35) ve Dað Derneði, Melike köyünden Nuhi Rahime(78), Sadria Yayýn (50) ve Zinaide Elmasi (32), Restelitsa'da köyünde Elveda Reka (50) ve Bayram Koca ve ailesi, Zilipotok köyünden Halize Recepler (60), Binnaziye Hocalar'dan ve köy camilerinden saðlanmýþtýr. Gora'da bu gün hala genç kýzlarýn çeyizlerinin el tezgahlarýnda dokunmaktadýr. 100

Halýlar Dünya tarihinde bilinen ilk halý Altay daðlarýnýn eteklerinde Pazýrýk Kurganlarýnda ele geçen halýdýr. Rus arkeolog Rudenko tarafýndan 1947-49 yýllarý arasýnda bölgede yapýlan kazý çalýþmalarýnda ele geçen bu ilk halý V. Kurganda bulunmuþtur. Asya Hunlarýna ait Kurgan mezarlarda bulunan bu halý halen St.Petersburg Ermitage Müzesinde sergilenmektedir. M.Ö. 4-3. yüzyýllara tarihlenen eser Türk düðümü ile dokunmuþtur.13 Pazýrýk Halýsý olarak adlandýrýlan bu eser, yaklaþýk 189x200 santim boyutlarýnda ve yünden yapýlmýþtýr. Halýnýn desimetre karesinde 3600 düðüm vardýr. Kýrmýzý zemin üzerine, sarý, mavi ve beyaz renklerle dokunmuþtur. Ýkisi dar ikisi geniþ dört bordürle çevrili halýnýn göbek kýsmý 24 eþit kareye bölünmüþ ve içleri bitkisel motiflerle doldurulmuþtur. Birinci dar bordürde, kareler içerisine yerleþtirilmiþ, yan yana dizili grifonlar, ikinci dar bordürde dört yön motifleri yer alýr. Birinci geniþ bordürde arka arkaya dizilmiþ süvari bordürleri, ikinci geniþ bordürde arka arkaya dizilmiþ geyik figürleri mevcuttur. Süvarýlerin bindiði atlarýn üzerinde halý eðer örtüleri gözlemlenir. Bir mezar hediyesi olan Pazýrýk halýsýnýn da eðer örtüsü olduðu düþünülmektedir. 92. Bu gün halâ Goralýlar evlerine kendi dokuduklarý yaygýlarý sermektedir. Restilisa Macar araþtýrmacý Aurel Stein tarafýndan 19061908 yýllarý arasýnda Doðu Türkistan'da Lop Gölü batýsýnda Loulan'da ortaya çýkarýlan ve 3.-4. yüzyýllara ait düðümlü halý sarý, kýmýzý, yeþil, mavi ve kahve renklerde dokunmuþtur. Halen Bri-tish Museum'da sergilenen bu halý parçasýnýn üzerinde baklavalar, þerit bordürler ve stilize edilmiþ bitkisel motifler bulunmaktadýr. bu halý parçasý dünyanýn ikinci önemli düðümlü dokuma buluntusudur. 1913'de A.von Le Coq, Kuça'nýn batýsýnda, Kýzýl'da bir baþka düðümlü halý bulmuþtur. Kýrmýzý zemin üzerinde siyah kontürlü, sarý bir ejder motifi bulunan halý parçasýnýn 5.-6. yüzyýllara ait olduðu kabul edilmektedir.14 Görüldüðü gibi halý sanatýnýn bilinen ilk örnekleri Türk kültürlerine aittir ve Türkler vasýtasýyla dünyaya yayýlmýþtýr. Batýlýlarýn hayatýna Türk halýlarýnýn ne zaman girdiðini tam olarak tespit edebilmek mümkün olmasa da, hýristiyanlýkla ilgili dini konulu resimlerde, Türk halýlarýnýn sýklýkla iþlendiðini eserler 101 93. Yeni bir yaygý üzerinde geleneksel motifler. Kola, çeþel, karanfil buketi vb., Restelisa 13. Ayça Adalýlar, 'Türklerde Halý Sanatý', Doðu Türkistan'ýn Sesi, C.5, S.20, s.4 /Ahmet Ali Arslan, Türk 'Dünyasýna Hoþ Geldin Macaristan', Türk Dünyasý Tarih Dergisi,Nisan 1995, s.30-31 14. O.Aslanapa, a.g.e., s.19

üzerinde görebilmekteyiz. Örneðin Ýtalyan Ressam Nicola di Buonacorsa'nýn 1370 tarihinde resmettiði ve halen Londra National Galeride sergilenen Meryemin Evlenmesi Sahnesinde yerde serili olan stilize edilmiþ hayvan motifli halý dikkat çekici bir örnektir.15 Avrupa'lý Holbein ve Lotto gibi ünlü ressamlar da eserlerinde sýk sýk Türk halý ve dokumalarýný resmetmiþlerdir. Hatta onlarýn eserlerindeki dokuma desenleri 20. yüzyýl Türk dokuma sanatlarý araþtýrmalarýna esin kaynaðý olmuþtur. Halý ve kilimin hammaddesi yün ve kýldýr. Bu hammadde ise koyun ve keçi gibi küçükbaþ hayvan yetiþtiriciliðinden saðlanmaktadýr. Dolayýsý ile bu sanatýn yaygýn olduðu topluluklar, hayvancýlýkla geçinen bozkýr kavimleri olduðu açýkça ortadadýr. Hareketli bir yaþam biçimine sahip, bozkýr halklarý yaylak ve kýþlak tarzý yaþarlar. Bu durumun gerekliliði olarak da, kolay taþýnabilir ve çok iþlevli eþyalar kullanmak durumundadýr. Halý yerde yaygý, duvarda perde, yatakta, yastýk, döþek, kerevette minder, çadýrda örtü, yolda heybe, hurç, mafraþ, evlilikte çeyiz, seferde at örtüsü, ölümde tabut örtüsü, doðumda beþik gibi kullanýlarak, bozkýr hayatýnýn her alanýna girmiþtir. Ayrýca halý, önemli bir merasim malzemesidir.16 94. Geleneksel baklava(kola) desenli yaygý, Baçka köyü 15. O.Aslanapa, a.g.e., s.75 16. Emel Esin, Türk Kültür Tarihi, Ankara 1985, s.2 17. M.Zeki Pakalýn, Osmanlý Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüðü, Ýstanbul 1993, C.1, s.353 18. Yaþar Çoruhlu, Türk Mitolojisinin Anahatlarý, Ýstanbul 2006, s.191 19. Y.Çoruhlu, a.g.e., s.198-199 20. Y.Çoruhlu, a.g.e., s.192-193 21. Y.Çoruhlu, a.g.e., s.188-189 Gora halýlarý tarak deniþliði 70-75 cm. geniþliðinde tezgahlarda dokunmaktadýr. Ýki parça halinde dokunan halýlar motif diziliþi birbirini bütünleyecek þekilde ortadan dikildikten sonra dört tarafýna içindeki renklerden uzun saçaklar baðlanmaktadýr. Eðer halý çeyiz için hazýrlanmýþ ise, saçaklarýn arasýna gelin teli veya gümüþ rengi ibriþimler de ilave edilmektedir. Halýlarýn geniþlikleri standart tezgah geniþliðinin iki katý kadardýr. Dolayýsýyla halý geniþlikleri ortalama 140-150 santim arasýnda deðiþmektedir. Boylarý ise 170-200 cm civarýndadýr. Orta kalitede bir Gora halýsýnda 10x10 santimetrelik alanda, 40 adet çözgü, 35 adet atký vardýr. Dolayýsý ile bir desimetre karelik alana 1400 düðüm düþmektedir. Goralýlar Türk düðümü ile dokunmuþ düðümlü/kirkitli dokumaya yani halýya, Hayran demektedir. Hayran Türkçe bir kelime olup, çok beðenmek, tutkun olmak anlamý içerir. Bu da Goralýlar arasýnda Halýnýn, diðer dokumalardan farklý ve özel bir yeri olduðunu düþündürmektedir. 102

Halý dokumasý düz dokumalara göre daha zor bir tekniktir. Ayrýca Gora halýlarý diðer Türk halýlarý gibi yoðun ikonografik anlamlar içeren kompozisyonlarla bezelidir. Merkezi prensipli bu kompozisyonlar, genel anlamda ortada bir göbek ve bunun etrafýna simetrik daðýlmýþ motifler ve bu merkezi sýnýrlayan geniþ ve dar bordürlerden oluþmaktadýr. Dokuyucu bütün duygularýný, sýnýrlanmýþ bu alanda dýþa vurur. Dünyalarýný yansýttýklarý bu tasarýma kendilerinden baþka etrafýndakiler de hayran kalýr. Goralýlar dar uzun yolluk þeklindeki halýlara ise çerga/çerge 17 adýný vermektedir. Çadýrla iliþkili olan bu terim ayný zamanda çergacý denilen 17. Yeniçeri ortasýnýn adýdýr ve bu ortanýn Osmanlý devlet törenlerinde özel bir yeri vardýr. Çünkü padiþah çergacýlarýn iki ucu açýk çadýrýnýn ortasýnda serili yolluk halýlar üzerinden geçerek önemli devlet törelerine katýlýr. Gora halýlarýnýn iplikleri geçmiþte kendi ürettikleri doðal boyalar ile hazýrlanýrken, bu gün genellikle çarþýdan satýn alýnan boyalar ile hazýrlanmaktadýr. Kullanýlan renkler ise canlý tabiat renkleridir. Hakim renkler sýrasý ile kýrmýzý, sarý, yeþil, mavi siyah ve beyazdýr. Türk kültüründe bu renkleri sembolik anlamlarýna baktýðýmýzda; Kýrmýzý güneþin ve tüm savaþ tanrýlarýnýn rengidir. Eril hareket ilkesini, ateþi, hükümdarlýðý, aþký, hazzý, gelin ve evlilikle ilgili bazý hususlarý ifade eder. Merkezin, ki bu merkez yaþanýlan yerdir, güneyini temsil eder. Kýrmýzý; kuvvet, güç, iktidar, þiddet ve yoðunluk ifade eder. 18 Baðýmsýzlýk sembolü olarak Osmanlý saltanat sancaðýnýn ve Türk bayraðýnýn ana rengidir. Sarý; Türklerin dünya þemasýnda sarý renk, yaðýz ya da kara rengin yanýnda merkezin rengi olarak kabul edilmiþtir. Topraðýn yani yaþanýlan yerin rengidir. Orman ve aðaç kültleri ile baðlantýlýdýr. Tabiatýn dört elementinde topraðý temsil etmektedir. Yer-yurt unsurlarý ile iliþkilidir ve Alplerin sarý çizme giymesi, 13. yüzyýl Alperenlerinden Sarý Saltuk'un ismine eklenmesi, sarý rengin kahramanlýk ve inançla baðlantýsýna da iþaret eder. 19 Yeþil; Mavi ve sarýnýn karýþýmýndan elde edilen bir renk olduðu için, bazen mavinin, bazen de sarýnýn anlamlarýný üstlenmektedir. Öte yandan mavi gök (hava) yüzünü, sarý yer (toprak) yüzünü temsil etmektedir. Toprak ile hava arasýnda tabiat yani yeþil vardýr. Türk rengi olarak bilinen mavi yeþil arasý renge Firuze denmektedir. Firuze Türk sanatýnda sevilerek kullanýlan ve özellikle mimaride kubbelerin kaplamasýnda kullanýlmýþtýr. Bazen mavi ile birlikte yaþanýlan yerin doðu yönünü temsil eder. Çünkü güneþ doðudan doðmakta ve yaþam baþlamaktadýr. Yaþamak ve yeþermek kelimeleri ayný kökten türemiþtir. Yeþil aðaç ve dað kültleri ile iliþkilidir. Ýslami dönemde yeþil inancýn sembolü haline gelmiþtir. Osmanlýnýn hilafet sancaðýnýn rengi yeþildir. Mavi; Göðün simgesidir. Bazen beyaz, bazen de yeþil ile eþ tutulur. Eski Türklerde Gök tanrýnýn simgesidir. Gök rengi olarak düþünüldüðü için kutsal sayýlýr. Gök Türk, Gök böri (kurt), gök yiðit, gök kubbe (gök mescit, gök medrese), gök demir (çelik), gök han gibi ifadeler eski Türk inanýþlarýnda göksel ruhlarla baðlantýlý olarak yapýlan adlandýrmalardýr. Gökle iliþkili kullanýldýðý zaman eril bir anlam taþýr. Ancak mavinin diþil olan su unsurlarý ile de iliþkisi vardýr. Mitolojide akýl, idrak, saðduyu, iffet, lekesizlik, sadakat, Allah'a hürmet, barýþ gibi erdem ve erdemli olan davranýþlarýn simgesi bir renktir. 20 Siyah; Kara rengi genellikle karanlýkla eþ düþülür. Türklerde kuzey yönünün simgesidir. Kuzeyde yaþayanlar. Kara Deniz, Karayimler, Kara Koyunlular, Kara Papaklar vb. isimlendirmelerde kullanýlmýþtýr. Ölüm ile ilgili hususlarda yas rengi olarak kullanýlmýþtýr. Türk mitolojisinde ölümle de iliþkili olan yer altý tanrýsý Erlik'in rengidir. Baþ tanrý Ülgen'in rengi ise ak/göktür. Altaylý þamanlar tözleri iyi ve kötü oluþuna göre ak ve kara ruhlar olarak adlandýrýrlar. Bu durumda iyi ruhlarla iliþki kuran þaman ak þaman, kötü ruhlarla iliþki kuran þaman kara þamandýr. Kara rengi zorlu, çetin ve kuvvetli anlamlarý ile sýfat olarak da kullanýlmýþtýr. 21 Kara kýþ, kara çamur, Kara toprak, Kara Ahmet Paþa vb. Kara rengi beyazýn zýttý, yani karþýtýdýr. Ýkisi bir araya gelince, iyi ile kötü/savaþ ile barýþ gibi birbirine zýt kavramlarýn dengelerini kurarlar. Fakirlik, yokluk ve sýkýntý ile ilgili anlamlarý da vardýr. 103

22. Bununla ilgili olarak, Batý Hunlarýna Ak Hunlar, Altýn Ordu Hanlýðýnýn batý kanadýna Ak Ordu, batýdaki denize Ak Deniz denmesi gibi belirgin örnekleri vardýr. Y.Çoruhlu, a.g.e., s.195 23. Y.Çoruhlu, a.g.e., s.196'da Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig, Çev.Reþit Rahmeti Arat, beyit 2080, s.157'den nakleder. 24. Y.Çoruhlu, a.g.e., s.93 25. Belkýs Balpýnar Acar, Türk Düz Dokuma Yaygýlarý, Ýstanbul 1982, s.47 Beyaz; Türk mitolojisinde ve Türk kültüründe önemli bir renktir. Zaman zaman gök/mavi rengi ile eþ tutulur ve Gök tanrý Ülgen'in rengidir. Türk kozmolojisinde batý yönünün simgesidir. 22 Karahanlý devri kaynaðý, Kutadgu Bilig'de beylerin rengi beyaz, kullarýn rengi kara olarak kaydedilmiþtir. 23 Barýþ ve adaletle de ilgili olarak Osmanlý hükümranlýk sancaðýnýn rengidir. Ak sancak Osman Beye beylik sembolü olarak Selçuklu hükümdarý tarafýndan verilmiþtir. Selçuklu'nun Konya merkezine göre batýda olan Söðüt'e gönderilen bu ak sancaðýn, beyaz renginin yön sembolü ile iliþkili olduðuna örnektir. Beyaz renginin temizlik saflýk anlamý da evlilikle ilgili renkler arasýnda yer almasýný saðlamýþtýr. Gora halý ve kilimlerinde yaygýn olan ve yukarýda Türk Kültüründeki sembolik anlamlarýna genel olarak deðindiðimiz renklerden baþka sembolik motif ve kompozisyon düzenlemeleri de vardýr. Goralýlar yaþadýklarý dünya ile ilgili tasavvurlarýný, halý ve kilimlerine de ustaca yansýtmýþlardýr. Bu yansýtma biçimi de Türk sanatýnda binlerce yýldýr iþlenen þekli ile yapýlmýþtýr. Türkler evreni genellikle dört köþe olarak tasavvur ederlerdi. Bunu çeþitli yazýlý belgelerden, destanlardan ve sanat eserlerinden anlamak mümkündür. Yaþanýlan yerin merkezinde kutsal dað ve üzerinde dünya katlarýný birleþtiren Dünya Aðacý bulunurdu. Halk bu merkezin etrafýndaki dairenin içinde yaþardý. Dairenin dýþýnda diðer dünyevi þeyler ve dünyanýn dört bucaðý yani dört yönü vardýr. 24 Bu kozmolojik anlayýþ maddi kültür eþyasý olarak, kendini en güzel Türk halý sanatýnda ifade etmiþtir. Gora halýlarýnýn da kompozisyonlarýnýn bu merkezi düþünce ile yapýldýðý anlaþýlmaktadýr. Halýnýn ortasýnda merkezi bir motif, bu motiften çýkarak dört yöne ve ara yönlere iþaret eder þekilde yayýlan motifler, bütün merkezi içine alan büyük bir madalyon, madalyonun dýþýnda ve köþelerde merkez dýþýndaki unsurlar ve nihayet halýyý kuþatan tabiat öðeleri, hayvanlar ve bitki örtüsü. (Resim 146-152) Gora halýlarýnda görülen bütün bu özellikler, Türk evren anlayýþýnýn yansýmasý gibidir. Buna baðlý olarak, motiflerin adlarý ve sembolik manalarýna motifler bölümünde deðinilmektedir. Gorada halýcýlýk eski ve köklü bir sanat olmasýna raðmen, bu günlerde modern insanýn yaþamýna hýzla girmiþ olan makine halýlarý, Goralýlarýn evlerine de girmiþtir. Sayýlarý azalarak devam eden halý dokuyucularý zaman içinde kuþkusuz tükenecektir. Son zamanlarda el sanatlarý ve etnohrafik eser tüccarlarý, küçük ücretler karþýlýðýnda ellerinde kalan örnekleri toplamaktadýr. Halýlar, kilo hesabý ortalama 40-50 euro karþýlýðýnda satýlýrken yerlerine yenileri de koyulmadýðý için, Gorada bu sanat ortadan kalkmaktadýr. Bu sorun diðer kültür çevreleri için de geçerlidir. Ancak, Gorallar henüz dünyaya kültürel varlýklarýný da kabul ettirememiþlerdir. Sessice yok oluþlarýna göz yummadan, geçmiþle baðlarýný kurabilecekleri ve kendi sanat objeleri ile bir müze kurmalarýna ortam saðlanmalý ve kültürleri koruma altýna alýnmalýdýr. Kilim ve Diðer Yaygýlar Düz bez ayaðý ilikli dokuma tekniði ile üretilmiþ olan Gora kilimlerinde 10x10 santimetrelik alanda ortalama 35 çözgü ve 70 atký ipi vardýr. Çarþaf adýný verdikleri döþek ve yatak örtüsü olarak kullanýlan ve cicim tekniði ile iþlenen yaygýlarda 10x10 santimetrelik alana 25 atký ve 25 çözgü düþmektedir. Atký ipleri iki-üç bükme olup, motifler bu renkli yün ipleri ile iþlenmiþtir. Bu renkli iþleme iplerinin her biri, çarþafýn arkasýnda ortalama 10-15cm uzunlukta kesilerek býrakýlmaktadýr. (Resim 155-160) Dolayýsýyla nakýþlý taraf üste gelecek þekilde serildiðinde, altý havalý ve yumuþak, döþek etkisi vermektedir. Kilimlerde ve çarþaflarda atký ve çözgü ipleri yündür. Kilimde tekli bükme ip, çarþaflarda iki-üç bükme ip/fitil kullanýlmýþtýr. Kimlerde olduðu gibi ilikli düz dokuma tekniðinde 25 iþlenen yaygýlarýn ise çözgü ipleri keten/pamuk, atký ipleri ince ve kaliteli yündür. Bu yaygýlarda 10x10 santimetrelik alana ortalama 100 çözgü, 125 atký ipi düþmektedir. El dokumasý kalýn yün kumaþ kalitesinde olan bu bezlerden, yaygý ve örtüden baþka, giyim ve kuþamda da yararlanýlmaktadýr. Bu dokuma türü, kýþý aðýr Þar daðlarýnda sýcak bir örtünme malzemesidir. (Resim 161-162) 104

Kilimlerde ana taban rengi kýrmýzý iken, çarþaf ve yaygýlarda sarý renk aðýlýklý olarak kullanýlmýþtýr. Her üçünde de geometrik üslupta hayvansal ve sembolik motiflerin uygulandýðý görülür. Kilim ve diðer yaygýlarda motifler yatay/enine bordürler halinde uygulanýrken, çarþaflarda dört kenarda bordürler oluþacak þekilde, ayný halýlarda olduðu gibi, kompozisyon çerçeve ile sýnýrlanmýþtýr. Ayrýca çarþaflarýn üzeride kilim ve yaygýlardan farklý olarak sonsuzluk prensibinde geniþleyen dörtgenlerden oluþan ve birbirine baðlanmýþ geometrik düzenlemeler vardýr. Kilim ve çarþaflarda tarak geniþliði ortalama 57 cm, yaygýlarda ise 45 cm dir. dar þeritler halinde dokunan parçalar, motif tamamlanacak þekilde yan yana getirilip, birleþtirilerek istenen büyüklüðe getirilir. Kilim ve yaygýlar ortalama üç parçanýn, çarþaflar ise iki parçanýn birleþiminden oluþur. Renkler kýmýzý ve tonlarý, sarý, yeþil mavi ve beyazdýr. Kilimlerin kýsa kenarlarýna, çarþaflarýn bir kenarýna, yaygýlarýn dört kenarýna kendi renklerinde ve düzenli aralýklarla saçak baðlanýr. Çeyizlik olan örneklerin saçaklarý arasýna gelin teli veya sim ipler de ilave edilir. Çarþaf dokumalarýn üzerinde uygulanan dörtgenler þeklinde tekrarlanan motiflerden her birine kola adý verilmekte olup, bunlarýn yarým olanlarýna ise yarým kola denmektedir. (Levha 1. resim155-161) Kola'nýn anlamý, halka, hora, horon, halay halkasý þeklinde açýklanmýþtýr. Halka þeklinde bir araya gelmek olarak ifade edilmiþtir. Ayný motif Türk kilim ve halýlarýnda da kullanýlmakta olup örneðin Eþme kilimlerinde bütün olan dörtgenlere tam top, yarým olanlarýna ise koltuk top denilmektedir. 26 Ayný kilimlerde bu dörtgen motiflerin etrafý, Goralýlarýn testeritçe adýný verdiði zik-zag motifi yada testere diþi motifi ile çevrilidir. Motif ve kompozisyon benzerliklerine baþka örnekler, Çanakkale Ayvacýk yöresi kilimlerinde motif adý farký ile karþýmýza çýkar. 27 Türkmenistan halýlarýnda da rastlanan bu motifler anlam olarak merkezde ocak/hane ve etrafýnda halka olmuþ insanlarý temsil etmektedir. Ayrýca Gora kilim ve yaygýlarýnda karþýlaþtýðýmýz koç boynuzu, sekiritçe (basamak), testeriçe (testere diþi), aþace (aþýk) ve meçka(ayý postu) vuk (kurt-börü), kola (kare, baklava, halka) türü motifler de Türkmen motifleri arasýnda sýk rastlanan süsleme unsurlarýndandýr. 28 Gora kilimlerinde kullanýlan 95. Kilim, Melike köyü 26. Neriman Görgünay Kýrzýoðlu, Eþme kilimleri, Ankara 1994, s.116-117,110-111/ 27. Bekir Deniz, Ayvacýk Yöresi Düz Dokuma Yaygýlarý, Ankara 1998, 86,99,110 28. Anonim, Türkmen Halýlarý ve Halý Yýnýmleri, Carpets and Carpet Products of Turkmenistan, Aþkabat 1983, s.50,52,92-93, 106, 122, 124 105

29. Tülin Çoruhlu, Kaynarca Dokumalarýnýn Türk Kilim Sanatýndaki Yeri, Uluslararasý Geleneksel Sanatlar Sempozyumu, Bildiriler Kitabý 2, Ýzmir 2006, s.596/ Yusuf Durul, Türk Kilim Motifleri, Ankara 1987 30. S.Ya. Bayçatov, Avrupa'nýn Eski Türk Runik Abideleri,(Çev.Muvaffak Duranlý), Ankara 1996, s.42,46, 150,212, 222,236/Tuncer Gülensoy, Orhun'dan Anadolu'ya Türk Damgalarý, Ýstanbul 1980, s.91, 99, 120, 124, 124,130,131, 142, 143/Neriman Görgünay Kýrzýoðlu, Altaylardan Anadolu'ya Türk Dünyasýnda Ortak Yanýþlar, Ankara 2001, s.8, 118, 124/Emel Esin, a.g.e., resim 62,76 31. Sabiha Tansuð, Türkmen Giyimi, Ýstanbul 1985, s.5 motifleri, isimleri farklý olsa da Türk kilimlerinde tamamýnýn karþýlýðý bulabilmek mümkündür. 29 Bazý runik iþaretler ve damgalarýn da Türk damgalarý arasýnda yeri vardýr. 30 (Levha 4, Levha 10) Bezler Gora bez dokumalarý, aðýrlýklý olarak yün, keten ve ibriþim ipleri ile dokunmaktadýr. Ýç giyimde keten/pamuk, dýþ giyim de yün, keçe, törensel kýyafetler ve özel elbiselerde ipekli/atlas dokumalar tercih edilmektedir. Yünlü bez dokumalarda tarak geniþliði ortalama 45cm., keten dokumalarda 38, ipeklilerde ise 30cm.dir. Gorada giyim kuþamýn çeyizlik örtü bezlerinin malzemesini oluþturan, düz veya jagarlý bez dokumalarýnýn üretimi halý ve kilimlere oranla daha yaygýn olarak sürdüðü gözlemlenmektedir. Bunun nedeni ise evliliklerin töre ve adetlere uygun olarak sürdürülmesinden kaynaklanmaktadýr. Araþtýrmanýn sürdüðü aþamada tespit edilmiþ olan bez tezgahlarý bunun en güzel belgesi olmuþtur. Evlerde çalýþýr halde görülmüþ olan razboylarda kýsa süre sonra evlenecek olan genç kýzlarýn çeyizleri dokunmaktaydý. Üstelik bu iþlem, ayný Anadolu ve diðer Türk yurtlarýnda olduðu gibi, gelin adayýnýn komþu ve yakýn arkadaþlarýnýn yardýmýyla imece usulünde gerçekleþiyordu. Özellikle desenli dokuma bezlerin motiflerinin yer aldýðý nakýþ tasarým kaðýtlarý (çeþni) dokuyucunun karþýsýna, tezgahýn üst levendine asýlý halde durur. Dokuyucu bu taslaða bakarak motifleri bezine aktarýr. Yani motifler tesadüfen deðil, kurallarý olan tasarýmlar sistemi þeklinde uygulanýr Son derece temiz ve titiz çalýþan dokuyucu daima, tezgahtaki bezinin üzerini örterek, dýþ etkenlerden korur. (Resim 189-190) 2. Kýyafetler Bir topluluðun giyim-kuþamýný inceleyebilmek için, onlarýn giyimle ilgili inançlarýný; sosyal çevre ve tabiatla olan iliþkilerini göz önünde bulundurmak gerekir. Tarih içinde deðerlendirdiðimizde, Türk kültüründe, giyim ve kuþamýn yalnýzca örtünmek özelliði yoktur. Giyim-Kuþam kiþinin toplumdaki konumunu, inançlarýný, ait olduðu bütünün ve bireyin duygularýnýn da dýþa vurumudur. Bu dýþavurum genellikle, biçimlerle, renklerle, sayýlarla, bezemelerle saðlanýr. Araþtýrmacý Tansuð Türkmen giyimini þöyle özetlemektedir. Türkmen giyimi demek, inanç demektir, gelenek demektir. 31 Goralýlarýn geleneksel kýyafetleri Türkmen kýyafetleri ile çok benzer özellikler gösterdiði, araþtýrmalarýmýz sýrasýnda anlaþýlmýþtýr. Bu nedenle burada özellikle çeþitli Türk topluluklarýnýn geleneksel giyim-kuþamýndan örnekler verildikten sonra, Gora giyimlerini anlatmak daha doðru olacaktýr. Bez dokumalarýndan oluþan Çanakkale yöresi Türkmen kadýnlarý alt taraflarýna paçasý ve beli uçkurla baðlý yüksek aðlý þalvar giyerler ve buna yöre aðzý ile Könçek denir. Üst taraflarýnda ise Köynek denilen genellikle beyazdan ve ince bezden iç elbise giyerler. (Resim 165) Köynek topuklara kadar uzanýr. Bu iç elbisenin yakasý göðüs altýna kadar yýrtmaçlýdýr ve çýtçýtla kapatýlýr. Belin iki yanýnda yer alan kaytanlarla hafif yukarý kaldýrýlarak arkadan bele baðlanýr. Böylece köyneðin altýndan könçek görünür hale gelir. Uç ve etek kýsýmlarý nakýþ veya pullu harçlarla süslenir. Köynek üstüne Deyre (üç etek) giyilir. (Resim 98) Deyre önden açýk, yanlardan yýrtmaçlýdýr. Önde kalan iki parçasý arkaya çevrilerek kaytanlarla bele baðlanýr. Deyrenin de tüm yenleri pul veya iþlemelidir. Deyre üzerine ön kýsýmda bele önlük baðlanýr. (Resim 98) Genellikle yatay çubuklu bezden yapýlmýþ olan önlüðün üzeri iþlemeli veya pullarla bezelidir. Kýzlar keteni denilen bu önlüðün yerine beyaz yaðlýk baðlarlar. Bütün bunlar giyildikten sonra çarýk-kundura ayakkabý veya mest giyilir. Türkmen kadýn kýyafetinin en önemli unsuru baþlýktýr. (Resim 97,107) Baþ baðlama özel bir ustalýk gerektirir. Bu nedenle baþ baðlama törensel bir anlam ifade eder. Çünkü baþlýk, gelin baþý, kaynana baþý, genç kýz veya kocasý askerde olan kadýn için ayýrt edici bir özelliktir. Baþlýklar tek parça deðil çok parçalýdýr. Baþlýðýn en önemli parçalarýndan biri terliktir. Terlik tok ve gösteriþli kumaþtan dikilir ve içi pamuklu bezle astarlanýr. Terliðin ön kýsmýna altýn yada gümüþ paralar dikilir. (Resim 185) Paralarýn sayýsý ve çeþidi kiþinin zenginliðine göre deðiþir. Baþlýk üzerine beyaz 106

"keten" adý verilen örtme baðlanýr. (Resim 97,107) Örtme, özel günler için ipekli, günlük kullanýmda ise pamuklu bezden yapýlmýþtýr. Terlik üzerine keten örtme ile baðlandýktan sonra üstüne çeki" denilen renkli bezler baðlanýr. Bu baðlama da terliðin ön kýsmý paralar görülecek þekildedir. Yeþil ve pembe veya diðer renklerle oluþturulan renkli bezler beraberce örülerek baþa sarýlýr ve uçlarý baðlanýr. Çeki kumaþý saten-kadife-pamuk olabilir. Çeki üzerine boncuktan yapýlmýþ cýngýl" denilen süsler takýlýr. Çekinin arasýna tavus tüyü veya ördek eðrilcesi (kuyruk tüyü) takýlýr. Daha sonra çeki üzerine Kefiye baðlanýr. Kefiye, süs ve aksesuar olarak çeki üzerine baðlanan genellikle kadife bezdir. Kefiyeden sonra çene baðlarýna sýra gelir. Çene altýndan geçip kulaklara baðlanan bu þeritlere tomaka" veya ilmeçer" adý verilir. Tomaka bir þerit bez üzerine dikilmiþ altýn paralardan oluþan özel takýdýr. Daha çok zenginler tarafýndan kullanýr. Ýlmeçer ise gümüþ paralarýn bir bez üzerine dikilmesi ile meydana gelir. Bundan dolayý zenginler tomaka takar düþük gelirli insanlar ise ilmeçer takarlar. Boncuk veya yarý deðerli taþlarla iþlenmiþ ilmeçer örnekleri de vardýr. Gelinler veya kadýnlar doðum, askerlik gibi önemli olaylarýn müjdesini getirene tomaka veya ilmeçerden bir para kopararak hediye verirler. Bu giyim biçimi bazý küçük biçimsel veya isim deðiþiklikleri ile Anadolu'nun bir çok bölgesinde karþýmýza çýkmaktadýr. Özellikle kadýn kýyafetlerine baktýðýmýzda, Örneðin; Bodrum Kum köyde baþlýðýn üzerine baðlanan, sýrta gelen kýsmý ve çevresi iþlemeli beyaz örtüye keten, Bergama'da üç eteðe kertmeli entari, içe giyilen; uzun, beyaz, yakasý ve yenleri iþlemeli gömleðe göynek, þalvara könçek, elbisenin önüne ve bele baðlanan önlüðe peþtamal, kadýn baþlýðýna takýlan altýnlara koþar, baþlýðýn iki yanýndan yanaklara doðru sarkýtýlan paralý ve boncuklu süslere dulukçal, çene altýndan baðlanan ve üzerinde paralar bulunan baða tomaka, üç eteðin üstüne giyilen, çuha yada kalýn pamuklu bezden yapýlýp, önü, sýrtý ve yenleri bükme iplerle iþlenmiþ elbiseye Fermene, pamuklu kumaþtan kapitone yapýlmýþ hýrkaya pamuklu sýrýtma, bele baðlanan kemere kuþak gibi isimler verilmektedir. 32 Bursa'da üç eteðin üstüne giyilen önden açýk, kol- 107 96. Nevruz Þenliklerinde Goralýlar (1970'ler), Kadýnlarýn ellerindeki vurmalý çalgýlar 'þaman davullarý'na benzemekte 97. Gorada geleneksel gelin baþý baðlama, Zilipotok köyü 32. S.Tansuð, a.g.e., s.14,20 33. Yener Altuntaþ, vd., Bursa Halk Oyunlarý Kýyafetleri, Ankara 1992, s.5-9

98. Kýz giyimi, Zilipotok köyü

suz, yaka ve kol çevreleri iþlemeli, bel boyunda kýsa giyeceðe Kapatma, Kapatmanýn üstüne giyilen, kol yenleri, ön ve sýrtý iþlemeli kalýn bezden yapýlmýþ kýsa ve kollu cepkene sýktýrma, sýktýrmanýn üzerine giyilen fermeneye sarka, gelin baþýna yanaklara gelecek þekilde takýlan ve pul ve boncuklarla yapýlmýþ süsler yanakdöven, (Resim 107) boyun altýndan çeneye baðlanan boncuklarla örülmüþ süse gýdýklýk denilmektedir. 33 Sivas yöresinde etekleri, kollarý ve yakasý iþli, pamuklu bezden yapýlmýþ iç elbiseye iç saya, dýþ elbiseye fistan/entere, kýsa þalvara çintiyan þalvar, üç eteðe üç peþli entari, kollu ve üzeri sýrma iþlemeli kýsa cekete cepken/salta (Resim 167-173), gelinlerin baþýna takýlan üzeri pul ve gelin teliyle, tel kýrma tekniðinde iþlenmiþ ipekli ince örtmeye pullu adý verilmektedir. 34 (Resim 164) Geleneksel Türk erkek kýyafetlerine baktýðý-mýzda, genellikle altta ayaklarda çarýk, yemeni içinde nakýþlý çorap, bazen üzerinde tozluk, alt bedende dar paçalý ve yüksek aðlý þalvar/pantol, belde kuþak, üst bedende iþlik-göynek, üzerinde yelek, cepken, onun üzerine de uzun kollu, önden açýk, yenleri iþlemeli, aba yada çuhadan dikilmiþ sýkma/sarka giyilmektedir. Bele kuþak sarýlýr. Baþta ise keçeden yapýlmýþ külah, kalpak veya fes üzerine çevre sarýlmaktadýr. Osmanlý dönemi saray çevresi dýþýndaki Türk kadýn giyimi genel olarak, ayakta örme ve iþlemeli yün çorap, paçalarý iþlemeli ve yüksek aðlý þalvar, üzerinde uzun, kollu, yakasý ve kenarlarý iþlemeli, göðse kadar yýrtmaçlý pamuklu bezden gömlek, üzerinde üç etek, belde kuþak veya özel kemer, bunun üzerine ise fermene (hýrka) veya yakasý kürklü salta þeklin giyim tarzý kullanýlýr. 35 Gora kýyafetleri ile paralellik gösteren Osmanlý dönemi giyim kuþamýný dönemin yazýlý ve resimli kaynaklarýndan takip edebilmek mümkündür. 36 Türkmenistan giyim kuþamý da farklý deðil-dir. Geleneksel Türkmen kadýn kýyafetinde içten uzun ve kollu köynek giyilir. Genellikle atkýsý ipek, çözgüsü keten olan bu elbisenin yakasý yýrtmaçlý, yaka, kol ve etek kenarlarý diðer bölgelerde ve Goralýlar'da olduðu gibi iþlemelidir. Elbisenin altýna üst kýsmý pamuklu veya keten þalvar giyerler. Diz boyunda olan bu þalvarýn altýna paçalarý oluþturacak balak geçirirler (Resim 98-101). Balaklar ipekli kumaþtan 99. Kýz giyimi, (arkadan) Zilipotok köyü 33. S.Tansuð, a.g.e., s.14,20 34. Yener Altuntaþ, vd., Sivas Halk Oyunlarý Kýyafetleri, Ankara 1992, s.2-10 35. M. Sevüktekin Apak vd., Osmanlý Dönemi Kadýn Giyimleri, Ankara 1997, s.97 36. Surname-yi Hümayun/ Levni, Surname/ Jean Bridesi, Anciens Costumes de Constantinople, Imprimerie de Lemercier Paris, /Arifi Paþa, Los Costumes de L'empire Otoman, Paris 1863/Fenerci Mehmet Albümü, Osmanlý Kýyafetleri (vehpi Koç Vakfý Yayýnlarý), Ýstanbul 1985 vb. 109

100. Kýz giyimi, (arkadan) Zilipotok köyü 37. Elmira Medcidava, Türkmenskoyo Norodnoye Ýskustvo (Tukmen Folk Arts), Aþkabad 1990, (kitap albüm þeklinde olduðu için sayfa numaralarý verilmemiþtir.); Kakacan Bayram, Türkmen Kumaþlarý, Tarih ve Medeniyet, S. 28, Ýstanbul 1996, s. 64-66 38. Elmira Medcidava, a.g.e., s. 44; Kakacan Bayram, a.g.m., s. 65 39. Johannes Kalter-Margaret Pavaloi, Uzbekistan, London 1997 40. Nurettin Aksu, 'Baþkurt Kýyafetleri', Ana Yurttan Ata Yurda Türk Dünyasý Dergisi, S.5, Ýstanbul 1994, s.65-68 ve üzerleri iþlemeli olur. Ayaklara ise el örgüsü yün çorap geçirilir. (Resim 176-179) Köyneðin önüne kirlik adý verilen önlük baðlarlar. Köyneðin üzerine, renklerine göre sarý-yeþil-ak çýrpý giyerler. Çýrpý'nýn üzeri gayma tekniði ile iþlidir. Önü tamamen açýk olan çýrpýnýn, yanlarý ise yarým yýrtmaçlýdýr. 37 Bunun üzerine ise, terlik olarak kurte giyerler. (Resim 175) Sokaða çýkarken giyilen bu dýþ elbisesinin üzeri de nakýþlýdýr. Türkmen erkeklerinin günlük giyiminin önemli bir parçacý cübbedir. Soðuk havlarda dýþarýya çýkarken cübbenin üzerine halat/hilat alýrlar. Bu kelime Türkçe olup, Rusça'da da kullanýlmaktadýr. Kadýnlarda olduðu gibi, erkekler de ayaklarýna tozluk gibi kullanýlan balak geçirirler. Balak Kýrým Türklerinde de kullanýlmaktadýr. Erkeklerin kýyafetleri daha sade iþlemelidir. Kadýnlar baþlarýna borik/börk, erkekler sivri külah þeklinde tahya/takke takarlar. Kadýnlar börk'ün üzerine gýnaç denilen ipekli baþörtüsü, erkekler ise takke'nin çevresine çevre sararlar. Halatlar ve kurteler renkleriyle anýlýrlar. Yeþil kurte, kýrmýzý halat gibi. 38 Geleneksel giyim tarzýnda, sokaða çýkarken, dýþarý elbisesi olarak, Özbek, Kazak ve Kýrgýzlar'da çapan; 39 Türkmenler'de halat ya da kurte; Kýrým'da halat ya da hilat; Azerbaycan'da da paltar ya da kaftan; Osmanlýlar'da kaftan ya da hilat giydikleri görülmektedir. Ayný giysinin terlik adýyla Goralýlar tarafýndan da kuþanýldýðý gözlemlenmiþtir. (Resim 101) Kýrým Türklerinde, Tatarlarda ve Azerilerde de tuman denilen kýsa þalvar giyilir ve ayaklarýna atlas kumaþtan ve üzerleri iþlemeli balaklar geçirilir. Baþkurt kýyafetlerinde de baldýrlýk ve tozluk anlamýnda, þalvarýn altýna sarýk yada kafa, üstlerine Goralýlarýn giydiði tarzda dýþarý elbisesi/terlik, baþlarýna örtme örterler. Bütün Türk topluluklarýnda olduðu gibi kadýnlarýn ve kýzlarýn baþ baðlamasý farklýdýr. Kadýnlarýn baþ baðlama tarzýna Baþkurt ve Tatarlarda kaþmav denilmektedir. 40 Farklý coðrafyalardan örneklerle, Türk giyimi ile ilgili olarak verilen bu genel özelliklerden sonra Geleneksel Gora giyim ve kuþamýndan söz edilecektir. Çaðýmýzýn bütün modern topluluklarýnda olduðu gibi Goralýlarý giyim kuþamlarýnda da deðiþim söz konusudur. Özellikle erkekler ve gençler geleneksel kýyafet yerine çaðdaþ kýyafetleri tercih etmektedir. Ancak özel günlerde özellikle düðün ve 110

101. Kadýn ve çocuk giyimi 111

102. Goralý gelin kýyafeti (fotoðraf E. Sofuoðlu) bayramlarda, törensel toplantýlarda geleneksel kýyafetler hala kullanýr. Orta yaþ ve üzeri erkekleri günlük yaþamlarýnda, geleneksel kýyafetin bir parçasý olan külah ve ona dolandýrdýklarý çevreyi hala baðlar. Kadýnlar ise giyim kuþam ile ilgili olarak daha muhafazakardýr. Az bir deðiþiklik ile geleneksel kýyafetlerini hala giymektedirler. Bu deðiþikliklerden dikkat çekenleri, el yapýmý hýrka ve yelekler yerine hazýr giyim hýrkalar, yine el dokumasý çoraplarýn yerine renkli ve desenli hazýr çoraplar, bazý köylerde terlik yerine standart iþçi formalarý, marama örtme 112