BARİATRİK CERRAHİDE EKİP ÇALIŞMASI NEDEN ÖNEMLİDİR?

Benzer belgeler
PSİKİYATRİ UZMANI: YRD. DOÇ. DR. GÜZİN M. SEVİNÇER

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI BESLENME: GLİSEMİK İNDEKS NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?

OBEZİTEYE BAĞLI UYKU APNESİNE ÇÖZÜM CERRAHİ! AKŞAM GAZETESİ

BARİATRİK CERRAHİ SONRASI YEME BOZUKLUKLARI: GENEL YAKLAŞIM

OBEZİTE TERÖRÜ VE MÜCADELESİ! AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE CERRAHİSİNDE SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS)

DOÇ. DR. HALİL COŞKUN SHOW TV ANA HABER / KELEBEK BİRİCİK OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

SAĞLIKLI BESLENMEDE ENERJİ DENGESİ: AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE TERÖRÜ VE MÜCADELESİ! AKŞAM GAZETESİ

DİYETLE OBEZİTEYİ YENMEK MÜMKÜN MÜ?

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

METABOLİK CERRAHİ İLE TİP 2 DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR? (VİDEO) OBEZİTE CERRAHİSİNDE SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS)

PROF. DR. HALİL COŞKUN BARİATRİKLAB NUROL TOWER DA!

AMELİYAT DEĞİL İNSANIN KENDİSİ BİR MUCİZE RADİKAL GAZETESİ

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

Fark edilir bir kilo kaybı. Gün geçtikçe içe kapanma eğilimi. Aşırı derecede spor yapmak. Kilo almaktan şiddetle korkmak

DAVRANIŞSAL KİLO KONTROLÜ VE PSİKOLOJİK FAKTÖRLER - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

Bariatrik Metabolik Cerrahi Derneği nden BASIN AÇIKLAMASI

Kocaeli İlinde Obezite ve Bir Tedavi Alternatifi Olan Obezite Cerrahisi Farkındalığının Değerlendirilmesi

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA YENİDEN KİLO ALMANIN TEDAVİSİ

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

Obezite ve Yeme Alışkanlıklarının Psikolojik Temelleri

İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması

TRSM de Rehabilitasyonun

OBEZİTE Doç. Dr. Erdal Vardar 46. UPK

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI ÇAPRAZ BAĞIMLILIK NEDİR?

Hizmetiçi Eğitimler.

KİLO KAYBI AMELİYATI VE ÇAPRAZ BAĞIMLILIK: AŞIRI YEME BOZUKLUĞUNA BİR BAKIŞ

BİREYLERE YÖNELİK HİZMETLER

Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri. Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA GEBELİK VE SONUÇLARI

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir.

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

TİP 2 DİYABETİN TEDAVİSİNDE MİNİMAL İNVAZİV CERRAHİ

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

OBEZİTEYİ ANLAMAK! FAZLA KİLO İLE OBEZİTE ARASINDAKİ FARK NEDİR?

29 EYLÜL DÜNYA KALP GÜNÜ FAALİYET RAPORU TEKİRDAĞ HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

Kontrolü Zor Diyabetin Sırları. Dr.Kubilay Karşıdağ İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi

BARİATRİK CERRAHİDE PSİKİYATRİ: YRD. DOÇ. DR. GÜZİN ELBÜKEN SEVİNÇER

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

DOÇ. DR. HALİL COŞKUN WEB UYGULAMASI - ANDROİD VE İOS

Eğitim Tarihleri: 5-6/ 11 /2016 ve / 11 /2016 (2 hafta Cumartesi ve Pazar toplam: 32 saat) Eğitim Ücreti: 400 TL + KDV (Öğrencilere %25 indirim

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

GASTRİK BYPASS TİPLERİ NELERDİR? FARKI NEDİR? BAŞARILI BARİATRİK CERRAHİ HASTASI OLMANIN 8 ADIMI!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

EVDE BAKIM HİZMETLERİ. Ayşe Güler Aralık 2004

UZM. PSK. BUKE TUNCEL YANGIN

HEMODİYALİZ HASTALARINDA SOSYAL HİZMET GEREKSİNİMLERi VE MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIM DİYALİZ TEKNİKERİ SEMA KAYA

OBEZİTE NEDİR? Erkeklerde %20,5 Kadınlarda ise % 41,0 Toplamda % 30,3 olarak bulunmuştur. İstanbul 33,0 Orta Anadolu 32,9

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

DANIŞANLAR İÇİN DEĞERLENDİRME ANKETİ:

DUYGUSAL BESLENME VE OBEZİTE AKŞAM GAZETESİ

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

TÜP MİDE AMELİYATI ÜZERİNE 3. DURUM BİLDİRİM RAPORU (2011)

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

ONYOMANİ Onyomani; alışveriş bağımlılığı ya da takıntılı alışveriş davranışı olarak adlandırılabilen

UÜ-SK AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır

Erken boşalmamak için en iyi yardımcı kaynak için burayı tıklayın

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

OBEZİTENİN FARKLI ALT-TİPLERİ VE YENİ TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

HIV SÜRECİNDE DEPRESYON VE OLASI İLİNTİLİ DURUMLARI ELE ALMAK. Dr. M.Kemal Kuşcu. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD

Ruhsal Bozukluklar ile İlgili Sık Görülen Yanlış İnançlar ve Gerçekler. Osman SEZGİN

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

OBEZİTE KADERİNİZ DEĞİL!

OBEZİTE KADERİNİZ DEĞİL!

METABOLİK-BARİATRİK CERRAHİDE BESLENME YAKLAŞIMI VE BARİATRİK CERRAHİ DİYETİSYENLİĞİ KURSU

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI SAÇ DÖKÜLMELERİ BARİATRİK BESLENME UZMANININ BARİATRİK TAKİPTEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin.

Ruh Sağlığı Gereksinimi Eylem Programı (rsep)

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum

Herkes için Ruh Sağlığı Derneği

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC

Beslenme desteğinde hangi içerik kime, ne zaman, hangi yolla uygulansın?

Çocuğumun Obezite Sorununa Karşı Nasıl Önlem Alabilirim?

BARİATRİK CERRAHİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA SAÇ DÖKÜLMESİ VE NEDENLERİ

Transkript:

BARİATRİK CERRAHİDE EKİP ÇALIŞMASI NEDEN ÖNEMLİDİR? Obez/morbid obez kişilerin kilo alma sebepleri (anatomik/psikolojik) çok fazla ve farklı sebeplere dayanabileceği için sadece ameliyat değil, ameliyat öncesi tetkiklerin değerlendirilmesi, ameliyat sonrası sağlıklı beslenme sisteminin oturtulması, psikolojik destek ve gerekiyorsa tedavi, moral ve motivasyon desteği de aynı oranda önemlidir. Ameliyatın başarılı geçmesi kadar, hastanın ameliyat sonrası sağlıklı hayatına adapte olabilmesi bizlerin en büyük hedefidir. Bu hedef doğrultusunda da her biri alanında uzman ve spesifik eğitim almış, deneyimli kadromuzla hayatınızda yeni bir sayfa açmanız için elinizden tutuyor olacağız. Bizlerle yola çıktığınızda tıbbi tedavinizin yanında her zaman size uzanan bir uzman eli olduğunu göreceksiniz Neden sadece spesifik olarak Obezite ve Metabolik Cerrahi uygulayan bir hekime ihtiyacınız var? Obezite ve Metabolizma cerrahisi her ne kadar genel cerrahi alanında yer alsa da spesifik bir eğitim, tecrübe ve ekip gerektirir. Bu nedenle eğitim ve çalışma hayatını sadece obezite ve metabolizma cerrahisi üzerine kuran hekimler hem alanında gün be gün daha tecrübeli, hem ameliyatın her noktasına hakim, hem de spesifik alanları olduğu için araştırma ve eğitim konusunda daha fazla zaman harcamaya yatkındırlar. Doç. Dr. Halil Coşkun un 16 yıllık spesifik obezite ve metabolik cerrahisi deneyimiyle geçen yılın rakamlarına göre 1000 den fazla laparoskopik cerrahi vakası ve 500 den fazla endoskopik uygulaması bulunmaktadır. Toplamda 1500 ü aşkın başarılı obezite/diyabet cerrahisi ve endoskopik uygulamaya

imza atmıştır. Hekiminizin güncellenmiş bilgiler yayımlaması ve destek grubu olması neden önemlidir? Hekiminizin obezite cerrahisi ve yandaş konularda sıklıkla makale yayımlaması, web sitesinde içerik oluşturması ve ekibine ulaşabileceğiniz bir destek grubu olması ameliyat öncesi ve sonrasında kafanıza takılan hür türlü soruyu paylaşabilmeniz ve aydınlatılabilmeniz açısından fevkalade önem taşır. Aynı zamanda gerek hekiminizin eski hastalarına ulaşıp referans alabilmeniz açısından, gerekse moral ve motivasyon anlamında destek grupları son derece yararlı olmaktadır. Hastaları için daima en iyi ve en güncel bilgilerle yola çıkan Doç. Dr. Halil Coşkun içeriklerini kendi hazırlamış olduğu web sitesi www.halilcoskun.com da sürekli yenilenen içeriğiyle hastalarına bilgi sunmakta, Doç. Dr. Halil Coşkun akıllı telefonlar için hazırlanmış olan uygulaması ile cep telefonlarınızda en hızlı ve en pratik şekilde içerik ve bilgi paylaşmakta, aynı zamanda Türkiye nin en büyük obezite cerrahisi facebook grubunun Obezite ve Metabolizma Cerrahisi Paylaşım Grubu kurucusu ve yöneticisi olarak hastalarıyla aktif bilgi paylaşımında bulunmaktadır. Neden bir Bariatrik Diyetisyen takibine ihtiyacınız var? Gerek ameliyatınıza hazırlık sürecinde (ön diyetlerin verilmesi, hasta eğitimi ve hazırlığı), gerekse ameliyatınız sonrasında mideniz yeni boyutu ve ameliyatınızın getirileri gereği uzman bir bariatrik diyetisyen desteğiyle yürümek, size beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmek konusunda en büyük desteklerden birini sağlayacaktır. Ameliyatla hacmi küçültülen midenizle uzun dönemde sağlıklı beslenme sistemini nasıl oturtacağınızdan tutun, önleyeceğiniz kas kaybı, yağ kaybı üzerine çalışmak, ameliyatlıların beslenme piramidi gibi sadece spesifik olarak

bariatrik diyetisyenin bilip yönlendireceği konularda da güvenilir ellerde olduğunuzu hissedeceksiniz. Uzm.Bariatrik Diyetisyen Nazlı Acar, Doç. Dr. Halil Coşkun ile Obezite ve Metabolizma Cerrahisi Hasta Takibine 2011 yılından itibaren Üniversite bünyesinde ve serbest olarak Doç. Dr. Halil Coşkun ile birlikte 750 nin üzerinde obezite cerrahisi hastalarının takibini sürdürmektedir. Neden bariatrik cerrahi ve yeme bozuklukları konusunda özellikle tecrübeli bir Psikiyatri Uzmanına ihtiyacınız var? Obezite; bir çok sebep ve bir çok yandaş hastalıkla birlikte ilerleyen ve çoğunlukla içinden çıkılamaz diye düşündüğümüz yeme bozukluklarıyla yaşamaya bizi mecbur kılan kompleks bir hastalıktır. Hiçbir zaman çözümü tek taraflı ele alınmamalı ve çözümü için kökene inilmelidir. Cerrahi tedavi hiçbir zaman tek başına mucize değildir. Bu nedenle özellikle uzun dönem sağlıklı bir beden imajı için cerrahi tedavi mutlaka uygun bariatrik diyet ve psikilojik/psikiyatrik takip ile desteklenmeli, yeni ve sağlıklı bir yıl değil, bir ömür için düzenli takip ve kontrollerle obeziteyle dört bir yandan destekle savaşılmalıdır. Bu nedenle ameliyattan sonra küçülen yeme hacminiz ve değişen yaşantınızda hangi duygularla karşılaşacağınızı bilen, yeme bozukluğu ile sizinle el ele savaşabilecek bir uzman; daha güvenli adımlarla yeni sayfanızı açmanıza yardımcı olacaktır. Ana çalışma konuları; Yeme Bozuklukları, Obezite, Bariatrik Cerrahi öncesi ve sonrası psikiyatrik problemler olan Yrd. Doç. Dr. Güzin M. Sevinçer hem serbest olarak, hem Doç. Dr. Halil Coşkun ile koordine biçimde hasta takip ve tedavisi yapmaktadır. Neden bariatrik cerrahi geçirmiş bir Medikal Koordinatöre ihtiyacınız var?

Medikal ya da Bariatrik koordinatörünüzün cerrahi tedavi ile zayıflamış olması sizinle daha rahat empati kurması açısından son derece önemli ve yararınıza olacaktır. Cerrahi tedavi ve ameliyat sonrası takip sürecinde sizin yaşadıklarınızı yaşamış, atlatmış ve başarmış biriyle iletişim içinde olmanız size güç verecek ve birçok şeyi daha rahat danışmanızı sağlayacaktır. 2012 tarihinden itibaren Doç. Dr. Halil Coşkun un Medikal Koordinatörü olarak görev yapmakta olan Başak Şekerpare, 20.04.2011 yılında 132 kg + Tip 2 Diyabet + 110 Ünite İnsülin kullanımı + Necrobiosis Lipoidica ile girdiği, Doç. Dr. Halil Coşkun tarafından gerçekleştirilen diyabet cerrahisi sayeside Tip 2 Diyabette tam iyileşme sağlamış ve fazla kilosunun %85 ini kaybetmiştir. Mutlu sonlara inanın Her zaman hatırlamanız gereken ameliyatınızın sihirli bir değnek değil, muhteşem bir araç olduğu. Bu aracı kullanmak için de bizler, olabildiğince destekle, tecrübeyle ve uzmanlıkla sizlerin yanınızdayız Obezite Kaderiniz Değil! OBEZİTE EVLİLİĞİ TEHLİKEYE SOKUYOR! AKŞAM GAZETESİ Geçtiğimiz günlerde gazetelerde yer alan bir haberde aşırı kiloları yüzünden ayrılan ve kilo verdikten sonra tekrar evlenen bir çiftin haberi vardı. 31 yaşındaki Bihter Cihay ile 32 yaşındaki Vahdet Altun aşırı

kiloları nedeniyle ayrılmış, tüp mide ameliyatı olup toplamda 125 kilo verdikten sonra tekrar evlenmişlerdi. Biz de obezitenin kadın erkek ilişkileri üzerindeki etkisini psikiyatri uzmanı Yrd. Doç. Dr. Güzin M. Sevinçer e sorduk, Doç. Dr. Halil Coşkun da evlilik kurtaran obezite ameliyatlarını anlattı. OBEZ KADIN HAKARETE UĞRUYOR Kilo problemi, özellikle kadınlarda evlilikte problemlere yol açıyor. Eşi tarafından kilosu nedeniyle sürekli aşağılanan, hakarete maruz kalan kadının benlik saygısında ciddi düşüş meydana geliyor. Böylece kadının kendine olan güveni zedeleniyor. Haliyle de kendini başarısız, yetersiz ve sevgiyi hak etmeyen biri olarak hissediyor. Kadının kendini cinsel olarak da çekici bulmaması cinsel hayatlarında da olumsuzluklara sebep oluyor hatta boşanmaların kaynağı olabiliyor. Kadınlar bu ayrımcılıktan dolayı özellikle de romantik ilişkiler noktasında daha fazla sıkıntı yaşıyor. Çarpıcı bir örnek olarak arkadaşlık sitelerinde kendini kilolu veya obez diye tanıtan kişilerin daha az tercih edildiği ortaya konmuş. Obez kadınlar duygusal ilişkilerinden daha az memnuniyet duymaktadır. İlişkinin biteceği endişeleri ilişkinin geneline hâkimdir. Erkek arkadaşı ya da eşi tarafından çekici bulunmadığı hatta kilolu olduğu için eşinin kendisini aldatabileceği, böyle bir durumu yaşadığında ise kilolu olduğu için eşinin bu davranışının normal olduğu düşüncesi sık karşılaştığımız bir durumdur. Özellikle kadınlar

kiloları nedeniyle partnerleri tarafından hakarete maruz kalmakta ve yine bu durumu sineye çekmektedirler. İDEAL KİLOYA ULAŞINCA BOŞANDI MI? Evlilik ve kilo ilişkisi her olguda farklılıklar gösterebiliyor. Tabii ki ameliyat sonrası kilo vermenin neticesinde özgüven artışı, fiziksel ve cinsel açıdan kişinin kendini daha çekici hissetmesi evlilik yaşamında olumlu sonuçlar sağlayabilir. Bazen de aksine kişinin kendine güveninin artışı kötü giden evliliği bitirmesi için cesaret de verebilir. Örneğin fazla kilosu nedeniyle eşi tarafından sürekli hakarete maruz kalan bir hastamın ameliyat motivasyonu, zayıflayarak bu hakaretlerden kurtulmak arzusuydu. Zayıflayınca eşinin artık kendisini beğeneceği ve hakaret etmeyeceğini düşünüyordu. Ameliyat sonrası fazla kilolarını verdikten sonra eşinin beğenisini kazandı ve hakaretlerden kurtuldu. Bu sefer hastam eşinin kilolu döneminde kendisine takındığı tavırla ilgili aslında çok öfkelendiğinin farkına vardı, O kadar aşağılamayı nasıl kaldırabildim? Bana böyle davranmasını affedemiyorum diyen hastamın evliliği ciddi bir krize girdi. TÜP MİDE AMELİYATI Dünyada ve ülkemizde en çok tercih edilen Tüp Mide ameliyatı. Bu ameliyatla midenin yaklaşık yüzde 80 lik bölümü dikey olarak kesilip çıkarılıyor, böylelikle yemek yeme miktarında ciddi anlamda azalma oluyor. Midenin çıkarılan bölümünde yoğun olarak bulunan açlık hormonu azaldığı için iştah duygusu da azalıyor. İkinci sırada ise Gastrik Bypass var. Bu ameliyatta hem midenin hacmi küçültülüyor hem de küçültülen mideye ince bağırsakla bağlantı sağlanarak, yenilen gıdaların emilimi azaltılıyor. Bu ameliyat özellikle Tip2 Diyabet hastalarında yüzde 85 oranında iyileşme sağlıyor. Obezite ameliyatları Laparoskopik ve Robotik Cerrahi teknikleriyle yapılıyor. Normal yatış süresi 3 gündür. Hastalarımız 7-10 gün içinde iş ve sosyal hayatlarına

dönebiliyor. Ameliyattan sonra özel bir diyet değil de, yeni bir beslenme düzeni için eğitim alınması önemli. Özellikle bu konuda özelleşmiş beslenme uzmanlarıyla hastalarımızın yemek yeme alışkanlıkları düzenleniyor. Beslenme Terapisi dediğimiz bu durumla hastalarımız daha uyumlu oluyor hem de sağlıklı kilo veriyorlar. KİMLER YAPTIRABİLİR? - 18-65 yaş arasında olan herkese uygulanabilir. Tecrübeli merkezlerde 18 yaş altı ve 65 yaş üstü hasta ameliyatları da başarılı şekilde yapılmaktadır. - Vücut Kitle Endeksi 40 kg/m2 nin üzerindeki Morbid Obez hastalar. - Vücut Kitlesi 35-40 kg/m2 olup Tip2 Diyabet, hipertansiyon, karaciğer yağlanması ve uyku apnesi olanlar yaptırabilir. - Kronik alkol ve uyuşturucu bağımlısı olmamak! - Psikiyatik aktif hastalığın olmaması gerekiyor. Ancak psikiyatri değerlendirmesi ve tedavisinden sonra onay alınırsa cerrahi tedavi için değerlendirme yapılabilir. ESKİ KİLOSUNA DÖNMÜYOR Obezite ameliyatlarıyla 18 aylık bir periyotta fazla kilonun (total kilonun değil ama) yaklaşık yüzde 80 ini vermek mümkün. Obezite ameliyatları birer mucize değildir ancak çok etkili bir araçtır. İkinci yıldan sonra beslenme düzenlerinde rahatlama ve psikolojik sebeplerden dolayı yüzde 5-20 oranında geri kilo alımı bildirilmekte. Ancak hiçbir hastamızın eski kilosuna kolay kolay geri dönmesi mümkün görünmüyor. Tüm cerrahi yöntemlerde olduğu gibi obezite ameliyatları da kendi içinde birtakım riskler içeriyor. Genel olarak bu riskler bilimsel çalışmalarda yüzde 1 in altında gösteriliyor. Riskleri; kanama, enfeksiyon, kaçak (sızıntı), emboli ve akciğer sorunları olarak sayabiliriz. AKŞAM Gazetesi 22 Kasım 2014

SİBEL ATEŞ YENGİN sibel.ates@aksam.com.tr PSİKİYATRİ UZMANI: YRD. DOÇ. DR. GÜZİN M. SEVİNÇER 1975 yılında İstanbul da doğdu. 1998 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi nden Tıp Doktoru olarak mezun oldu. 1999-2004 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalında Demansta Davranışsal ve Psikolojik Semptomların Pre-Morbid Kişilik Özellikleri ile İlişkisi başlıklı tezini vererek Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı oldu. Nöropsikolojik testler, Psikodrama, Stratejik Aile Terapisi, EMDR, Çift Terapisi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Interpersonal Terapi, Dinamik Psikoterapi alanlarında özel eğitimler almıştır. Ana çalışma konuları; Yeme Bozuklukları, Obezite, Bariatrik Cerrahi öncesi ve sonrası psikiyatrik problemler alanlarıdır. 2014 yılında ABD, North Dakota, Neuropsychiatric Research Institute de Prof. Dr. James E. Mitchell in supervizyonunda Research Fellow olarak Bariatrik Cerrahi ve Yeme Bozuklukları alanında çalışmalar yaptı. Dr. Sevinçer halen İstanbul Gelişim Üniversitesi İİSBF Psikoloji Bölümünde öğretim üyesi ve serbest hekim olarak meslek yaşamını sürdürmektedir. Randevu: 0532 054 00 49

BARİATRİK CERRAHİ SONRASI PSİKİYATRİK PROBLEMLERE GENEL YAKLAŞIM VE ÖNERİLER Bariatrik cerrahi hastalarında depresyon varlığının cerrahi sonuçları üzerine etkisi ile ilgili araştırmalar bulunmaktadır. Bu çalışmaların pek çoğu cerrahi öncesi depresif semptomların varlığının kısa dönemdeki cerrahi sonrası sonuçlara etkisi incelenmiştir. Sendromal düzeydeki depresyonun ya da diğer psikiyatrik bozuklukların cerrahi sonrası seyri değiştirip değiştirmediği ile ilgili veriler tutarsızdır. Kalarchian ve arkadaşları yaşam boyu duygudurum veya anksiyete bozuklukları varlığının, hastaların cerrahi sonrası kısa dönem izleminde daha az miktarda kilo vermeleri ile ilişkisini ortaya koymuştur. Hastalar cerrahi sonrası belirgin olarak hala kilolu bile olsalar bedenleri ve kiloları ile ilgili olumsuz algıları da azalmaktadır. Ancak bazı hastalar yine de özellikle derideki sarkmalardan dolayı bedenlerine yönelik olumsuz uğraşlarını sürdürebilirler. Popüler bir konu olarak bariatrik cerrahi sonrası bazı hastalarda alkol kötüye kullanımı veya kumar, kompülsif alışveriş veya kompülsif seks gibi bağımlılık ile ilişkili dürtüsel bozukluklarda artış olduğuna dair vaka bildirimleri mevcuttur. Buna rağmen bu konuda kanıta dayalı çalışma henüz bulunmamaktadır. Yine de bariatrik cerrahi sonrası özellikle alkol ve madde bağımlılığının izlenmesini gerekli kılan mantıklı sebepler vardır. Öncelikle bariatrik cerrahi adaylarının alkol ve madde kullanım bozukluklarının yaşam boyu

görülme oranları yüksek, fakat cerrahi öncesi mevcut durumdaki oranları ise düşüktür. Bu durum sigorta şirketleri nezdinde alkol ve madde bağımlılığının ameliyat için bir kontrendikasyon kabul edilmesi sebebiyle hastaların durumlarını gizlemeleri ile ilişkilendirilmiştir. Öte yandan bağımlılık pek çok bariatrik cerrahi merkezinde en önemli kontrendikasyon olarak algılanmaktadır. Ayrıca gastrik bypass alkol metabolizmasını değiştirerek alkolün etkilerini arttırabilir, bu da bu grup hastalarda içme davranışını daha yakından izlemeyi gerekli kılmaktadır. Her ne kadar bariatrik cerrahi hastalarının diyabet, kalp hastalıkları ve kansere bağlı nedenlerden ölüm oranları düşükse de bu grup hastaların diğer ağır obezite hastalarına göre daha yüksek oranda intihar ettiği bildirilmiştir. Suisid oranlarındaki bu artış daha önce mevcut psikiyatrik hastalıkların daha yüksek oranda gözükmesiyle açıklanabileceği gibi, bariatrik cerrahinin aşırı obez bireylerin yaşamları üzerine etkisiyle de açıklanabilir. Bu durumun izahı için uzun ve kısa dönemli takip çalışmalarıyla incelenmeye ihtiyacı vardır. Bu bilgiler ışığında bariatrik cerrahi hastalarının gerek cerrahi işlem öncesi gerekse cerrahi sonrası izlemde, yeme bozuklukları, duygudurum bozuklukları, madde kullanım bozuklukları ve diğer psikiyatrik bozukluklar açısından rutin olarak değerlendirilmeleri ve daha ciddi semptom bildiren hastaları değerlendirme ve tedavi için psikiyatriye yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu hastaların psikiyatrik ve psikososyal yönden dikkatle ele alınması, bireysel olarak yaşam kalitesini arttırdığı gibi ameliyat sonrası kilo verme üzerine olumsuz tesirleri engellemesi bakımından da önemli bir husustur. Halbuki uygulamada psikiyatrik değerlendirmelerin pek çok merkezde klinik görüşme ya da çoğu yarı yapılandırılmış ölçeklerle yapıldığı sadece %18 inin yapılandırılmış görüşmeler ve ölçekler kullandığı bildirilmiştir.

Bu makale ile bariatrik cerrahi ile psikiyatri ilişkisinde önemli olan unsurlara genel bir bakış sağlanmıştır. Ağır obezitenin gittikçe artan yaygınlığı ve cerrahi dışı kilo verme tekniklerinin yetersiz olması nedeniyle obezitesi olan hastalara cerrahi yöntemlerin uygulanması giderek artmaktadır. Bariatrik cerrahi halen obezite tedavisinde kilo verdirmede en etkili tedavi yöntemidir. Hastaların pek çoğu cerrahi sonrasında dikkate değer miktarda kilo verir ve verdiği bu kiloyu sürdürür. Bu durum hastaların mortalitesini azalttığı gibi gerek fiziksel gerekse psikiyatrik komorbiditeyi de azaltır. Ne yazık ki bu etkileyici sonuçların sağlanamadığı hastalar da olabilmektedir. Özellikle bu grup hastalardaki iyi sonuçlar elde edilememesi durumu cerrahinin başarısızlığından ziyade psikiyatrik ve psikososyal etkenlerle ilişkilendirilmektedir. Bu yüzden ruh sağlığı uzmanları bariatrik cerrahi hastalarının değerlendirilmesinde temel bir role sahiptirler. Cerrahi işlemin başarısının ne ile ölçüleceği üzerine yapılan tartışmalar, artık sadece kilo vermenin tek başına bir kriter olmadığını, hastaların psikiyatrik ve psikososyal durumu ile yaşam kalitesindeki iyilik hallerinin başarının değerlendirilmesinde önemli bir kriter olduğunu göstermektedir. Bir cerrah obezite cerrahisi için hastayı değerlendirirken hastasının genel sağlık durumunu saptar ve ameliyatın hangi hastalar için riskli hangi hastalar için gerekli olduğu konusunda karar verir. Ameliyat öncesi psikiyatrik değerlendirme ise psikososyal risk faktörlerinin belirlenmesine ve bu bilgilerin hem cerraha hem hastaya sunulması ile mümkün olan en iyi sonucun alınmasına yardımcı olur. Cerrahi öncesi psikiyatrik değerlendirmede standart olmadığı gibi cerrahi sonrası yapılacak psikolojik müdahalelerden hangisinin en uygun ve etkili olarak cerrahi sonuçlarını olumlu yönde etkileyeceği ile ilgili fikir birliği bulunmamaktadır. Bununla birlikte ameliyat öncesi

değerlendirme sıklıkla, davranışsal bilişsel, duygusal, gelişimsel alanları kapsar. Ayrıca hastanın mevcut yaşam stresleri, ameliyatla ilgili motivasyonu ve beklentileri de değerlendirilmelidir. Ameliyat öncesi sorunlu psikososyal faktörlerin ve psikiyatrik durumların tespit edilmesi ve bu problemli alanların tedavisi veya düzeltilmesi hastanın cerrahiden elde edeceği faydayı arttırmakta etkili olmasının yanı sıra cerrahın da bu durumlarla ilgili farkındalığının artması ile hastayı daha iyi anlaması tedavi sürecini daha olumlu yönetmesini sağlaması bakımından önemli bir durumdur. Problemli alan tespit edildiğinde yapılacak müdahaleler; farmakolojik girişimler, psiko-eğitim, cerrahi sonrası potansiyel engelleri ele almak için psikoterapi, beslenme danışmanlığı, cerrahi sonrası yakın izlem ve obezite cerrahisi destek grubuna katılıma teşvik gibi yöntemlerden biri veya daha fazlası olabilir. Bütün bu durumlar göz önüne alındığında bariatrik cerrahi hastalarında cerrahi öncesi değerlendirme, içinde ruh sağlığı çalışanının da bulunduğu multidisipliner bir ekip tarafından yapılması gerekmektedir. Yrd. Doç. Dr. Güzin Elbüken Sevinçer Neuropsychiatric Research Institute, Fargo, North Dakota, ABD * Bu makale Güzin Sevinçer ve ark. tarafından Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2014; 6(1):32-44 dergisinde yayımlanmış ve buradan alıntı yapılmıştır. BARİATRİK CERRAHİ SONRASI

YEME BOZUKLUKLARI: GENEL YAKLAŞIM Bariatrik cerrahi yeme davranışında büyük değişiklikleri gerektirir. Midenin küçülmesi herhangi bir öğünde yenebilen gıda miktarını büyük ölçüde azaltmayı gerektirir ve bu durum kilo vermenin temel mekanizmasıdır. Hastalar az miktarda yemeye, bütün gıdaları iyi çiğnemeye ve tokluk hissi oluşur oluşmaz yemeyi durdurmaya yönlendirilirler. Ameliyattan sonraki ilk 6 ayda üst gastrointestinal sistemin dolgunluğuna cevaben ortaya çıkan kusmalar sık görülür. Kusmalar istemsiz ya da rahatsızlık hissine bağlı olarak istemli gerçekleşebilir. Ancak istemli olan kusmalar zayıflama amaçlı olmayıp, rahatsızlık hissini gidermeye yöneliktir. Gastrik kısıtlamayla beraber malabsorbsiyonu da kullanan gastrik bypass gibi yöntemler dumping sendromu, vitamin eksiklikleri ve diyare gibi ilave riskler taşımaktadır. Pek çok hasta için uygun gıda seçimleri bu semptomların ortaya çıkmasını engeller. Daha da az sayıda bir hasta grubunda ise postprandiyal hipoglisemi belirtileri aylar hatta yıllar sonra ortaya çıkabilmekte olup bu durum diyet veya ilaç tedavisine dirençli seyretmektedir. Diyete uyum konusunda problemler de sık gözlenmektedir. Bazı hastalar, yeme biçimlerini yüksek kalori içeren sıvılar alımında artış veya atıştırma yoluyla yeme şekline dönüştürerek ameliyatın ideal sonuçlarını elde etmeyi zorlaştırır. Diğer bazı hastalarsa verilmek istenen kiloya ulaşma sonrasında yeniden kilo alımıyla neticelenen kalori alımını zaman içinde yavaş yavaş arttıran bir yeme davranışı sergilerler. Bu tarz uyumsuz yeme davranışı gösteren hastalar için davranışsal kilo verme yöntemlerinin uygulanması ve Bariatrik Beslenme Uzmanına yönlendirilmesi önerilmiştir. Tüm bu durumlar, ameliyat sonrası yeme tutumlarındaki

değişiklikleri davranışsal açıdan izah ederken göz önüne alınması gereken konulardır. Çünkü oluşan bu yeme problemlerinin dürtüsel yeme atakları ya da kendini kusturma gibi belirtilerle seyreden özgül yeme bozukluklarından ayırt edilebilmesi gerekmektedir. Bariatrik cerrahi sonrası yeme bozuklukları denilince cerrahi sonuçlarını da doğrudan etkilemesi bakımından ilk akla gelen tıkınırcasına yeme bozukluğudur. Tıkınırcasına yeme bozukluğu cerrahi sonrası yeme davranışının düzenlenmesini zorlaştıran bir durum olması bakımından önemlidir. Bariatrik cerrahi hastalarında tıkınırcasına yeme bozukluğu prevalansı % 2 ile % 49 arasında bildirilmiştir. Ayrıca tıkınırcasına yeme bozukluğu olan obez hastalarda yeme bozukluğu bulunmayan obez hastalara göre diğer psikiyatrik bozuklukların da daha yüksek oranda bulunduğu gösterilmiştir. Ameliyatın yeme bozukluklarına etkisi bakımından birçok çalışma bariatrik cerrahinin yeme bozukluklarını düzelttiği, yeme tutumlarını olumlu yönde değiştirdiği, kilo ve bedenle ilgili uğraşıları azalttığını göstermektedir. Bu, özellikle tıkınırca yeme epizodları için geçerli olup, bariatrik cerrahi sonrası geçici bir süre bile olsa tıkınırcasına yeme bozukluğunun tamamen düzeldiğini bildiren yazarlar bile olmuştur. Ancak tıkınırcasına yeme bozukluğunun cerrahi sonuçları üzerine etkisini araştıran çalışmaların sonuçları birbiriyle tutarsızdır. Çünkü farklı değerlendirme metodları farklı cerrahi teknikler, izlem süresi ve araştırmanın hangi zaman diliminde yapıldığı çalışmadan çalışmaya değişmektedir. Cerrahi sonrası tıkınırcasına yeme davranışının değerlendirilmesi ile ilgili önemli bir konu da DSM-IV tıkınırcasına yeme bozukluğu tanısının normal yenebilecek miktardan daha fazla miktarda gıda alımı tanımına dayalı olmasıdır. Ancak cerrahiden hemen sonra başlayan tıkınırcasına yemenin daha az kilo verme ve yeniden kilo alımıyla ilişkili olduğu bulunmuştur. Dolayısıyla cerrahi sonrasında tıkınırcasına yeme problemlerinin takibi önerilmektedir ve bazen bu problem için gerek psikoterapi gerekse ilaçla tedavi

gerekebilmektedir. Bariatrik cerrahi sonrası patolojik veya normal yeme davranışının ayrımı tartışmalı bir konudur. Birçok hastada ameliyat sonrası kusma ve regurjitasyon görülmekte olup, hastalar bunu engellemek için mecburen küçük miktarlarda yemek ve sık çiğnemek zorunda kalırlar. Bu durum bilinçli yapılan bir yeme davranışı değişikliği değildir. Bariatrik cerrahi hastaları kiloları sabit bir düzeye ulaştıktan sonra tekrar kilo almaktan aşırı derecede korkarlar. Bunun sonucunda kasıtlı olarak daha az yemeye başlarlar ve buna bağlı olarak yatkın olan kişilerde tıkınırcasına yeme atakları ortaya çıkabilir. Hatta anoreksiya nervoza ve bulimia nervoza gelişen vaka bildirileri de bulunmaktadır. Ameliyat sonrası ortaya çıkan yeme bozuklukları her ne kadar DSM IV yeme bozuklukları kriterlerini tam olarak karşılamasa da işlevsellikte bozulma ve belirgin düzeyde sıkıntıya yol açmaktadır. Bu durumun başlı başına bir bozukluk olup olmadığı tartışmalı ise de Segal ve arkadaşları cerrahiyle ilişkili yeme bozuklukları başlığı altında cerrahi sonrası yemeden kaçınma bozukluğu tanısını önermişlerdir. Buna göre bu bozukluk, anksiyete ile beraber laksatif kullanımı, diyet kısıtlaması, hızlı kilo verme ve beden imajı tatminsizliği gibi kriterlerden oluşan bozulmuş yeme biçimi şeklinde tanımlanmıştır. Bu bozukluğun yeme bozuklarından ayrı bir antite olup olmadığı ile ilgili yeterli araştırma mevcut olmamasına rağmen bazı hastalarda cerrahiyle ilişkili bilindik yeme bozukluklarının gelişebileceğini göz önünde bulundurmak önemlidir. Bu tip hastaların klinik idaresi için ruh sağlığı uzmanına yönlendirilmesi gerekmektedir. Yrd. Doç. Dr. Güzin Elbüken Sevinçer Neuropsychiatric Research Institute, Fargo, North Dakota, ABD * Bu makale Güzin Sevinçer ve ark. tarafından Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2014;

6(1):32-44 dergisinde yayımlanmış ve buradan alıntı yapılmıştır.