Ergenlikte Kimlik Gelişimi Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi
Ergenlik ruhsal bir süreç olmasına karşın, bu süreci başlatan olgu bedensel, başka bir deyişle fizikseldir. Hipotalamustan kalkan uyarılar nöro-hormonal sistemi harekete geçirerek her iki cinste cinsiyet hormonlarının salgılanmasına neden olur. Bu hormonal etkinlik sonucunda beden hızlı bir değişim ve gelişim sürecine girer ve giderek yetişkin bedeninin özelliklerini kazanır.
Her ne kadar yaşamın ilk yılı bedenin tamamen yetişkinlerin denetiminde olduğu bir dönem ise, yürümenin başlaması ve ardından sfinkter kontrolünün sağlaması ile birlikte çocuk bedeninin efendisi durumuna geçer. Bedensel özerkliğin en üst düzeyde olduğu bir evrede başlayan puberte çocuğun bedeninin efendisi olma durumuna dramatik bir biçimde son verir. Beden hızla, denetlenemez ve geri döndürülemez bir biçimde değişmektedir (Kayaalp 2008).
Çocuk bu değişim süreci karşısında çaresiz ve edilgen bir konumdadır. İçeriden gelen bir güç yıllardır tanıdığı ve denetimi altında tuttuğu bedenini hızla değiştirmekte ve yabancılaştırmaktadır. Bunun yanı sıra dışarıdan da farklı görünmektedir.
Ergenlikte bedenin bu hızlı değişimine, bedenin yetilerinin nerede ve nasıl kullanılacağına karar verecek olan zihinsel değişimler eşlik etmez. Yani zihinsel gelişim bedensel gelişimle eşzamanlı değildir. Ergenliğin kriz olarak nitelendirilmesinde, bir çok başka etken yanında bu dengesizliğin önemli payı vardır.
Bedenin istem dışı ve geri döndürülmez biçimde değişmesinin çocuğun bedeni üzerindeki hakimiyetini ortadan kaldırmasına karşılık, aynı değişim bedenin yetilerini arttırır. Giderek yetişkin bedeninin yapabildiği her şeyi yapabilecek bir nitelik kazanır. Bir diğer yandan da içten gelen dürtülerini ve bu yetilerini kontrol etmesi gerekir.
Çocuğun, altı yaşlarında başlayan latans döneminde ruhsal gelişim düzeyi, bu yaşa denk düşen bedensel yetiler ve dürtüsel yapıyı çekip çevirmeye uygundur. Bu yapının, üst benlik olarak adlandırdığımız ve anne babanın değer sisteminin içselleştirilmesinden oluşan, doğru yanlışı belirleyen, yasak koyan bölümü, ergenlikle birlikte dürtülerdeki artışı ve bedenin sahip olduğu yeni imkanların kullanımını denetlemeye tam olarak uygun değildir. Bunun sonucunda da anne babaların, kimi zaman da toplumun değer sistemiyle uyuşmayan hatta suç niteliği taşıyabilen davranışlar ortaya çıkabilmektedir.
artık çocuk değilsin, büyü artık ile ona hatırlatılan bedenin büyümesine zihnin büyümesinin eşlik etmesinin istenmesidir. Aklın büyümesi; O tarihe kadar kendini anne babasıyla konumlandıran ergenin, artık biz anlayışını yavaş yavaş terk edip onun içinden bir ben çıkarma görevidir.
Kimlik oluşturma olarak da adlandırılabilen ve ergeni bekleyen en önemli görevlerden biri olan bu süreç, dürtü şiddetinin artması ve onunla orantılı olarak denetim mekanizmalarının güçsüz kalmasına bağlı olarak anne babadan öncelikle fiziksel olarak uzaklaşmayı gerektirmektedir. Biz onunla arkadaşız = benden uzaklaşamazsın, önceki gibi fiziksel ve ruhsal yakınlığımızı sürdürelim!!! L Kayaalp, İ.Ü. C TF- Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, 2008)
Erikson; ERGENLİK kimlik oluşturma kimlik kargaşası Kimlik oluşumu yaşam boyunca sürer. Ancak yoğun olarak ergenlik döneminde oluşturulur.
Kimlik kavramı: fiziksel, bilişsel ve toplumsal öğeleri içerir. ben kimim? sorusuna verilen yanıttır. Myers in (1980) deyişiyle, yaşamımızı, mutlu veya mutsuz, üretken veya kısır görmemiz bu sorunun cevabına bağlıdır. Literatürde, ben, benlik, kendilik, kişilik ve kimlik (I, Self, Self concept,personality, Identity) kavramları bazen eş anlamlı, bazen farklı anlamlarda kullanılmıştır. Bireyi diğerlerinden ayıran duygu, düşünce, tutum ve davranışların bütünüdür.
Kişilik: bireyi başkalarından ayıran biyolojik ve psikolojik özelliklerin bütünüdür. biyolojik ya da fiziki farklılıklar(mizaç), psikolojik farklılıklar(karakter).
L Kayaalp, İ.Ü. C TF- Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, 2008) K Karabekiroğlu, Ergen Ruh Sağlığı Rehberi