ANAYASA METİNLERİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ VE DİLİ



Benzer belgeler
ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

İÇİNDEKİLER GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER BİRİNCİ BÖLÜM DEVLET

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI

İ Ç İ N D E K İ L E R

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

İlker Gökhan ŞEN. Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

MEVLÜT GÖL KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA ANAYASA BAŞLANGIÇLARININ SEMBOLİK VE HUKUKİ DEĞERİ

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

Madde 2 Serbest dolaşım özgürlüğü

Hukuki Durum: Av. R. Oya Söylemez ÖDD Yönetim Kurulu Üyesi

ANAYASANIN DİLİ 1. M. Esad YILDIRIM

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık

Komisyon. KPSS HUKUK Çek Kopar Soru Bankası ISBN Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 21

1: İNSAN VE TOPLUM...

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE VE YABANCI DİL ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DİL KURSLARIMIZ BAŞLIYOR

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

2 Ders Kodu: KMY Ders Türü: Seçmeli 4 Ders Seviyesi Yüksek Lisans

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

ANAYASA HUKUKU DERSİ

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

Yrd. Doç. Dr. Engin ŞAHİN Fatih Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi KURUCU İKTİDAR. politik bir yaklaşım

T.C. HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ. İKTİSAT BÖLÜMÜ (gece öğretimi) ANAYASA DERSİ VİZE SINAVI (CEVAP ANAHTARI)

ANAYASA DERSĐ ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI)

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ

Türk Anayasa Hukukunun Bilgi Kaynakları. Osmanlı Anayasal Gelişmeleri DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Kredi AKTS

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK

SESIN YOLCULUGU 8: GENÇ BESTECILER SENLIGI

İçindekiler. BİRİNCİ BÖlÜM ANAYASA KAVRAMI * FONKSİYONU - YORUMU TÜRK ANAYASA HUKUKUNUN TARİHSEL GELİŞİMİ

SAĞLIK KURUMLARI MEVZUATI

ADALET KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ. Adalet yürüyüşü korku zincirini kırdı. Cesaret ve umudu ateşledi.

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

(Đktisat, Đktisat ĐÖ ve Maliye Bölümleri)

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz

ERDOĞAN TEZİÇ. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi E. Öğretim Üyesi ANAYASA HUKUKU (GENEL ESASLAR) Gözden Geçirilmiş ve İlâveli ONDOKUZUNCU BASI

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.


BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

ERDOĞAN TEZİÇ. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi E. Öğretim Üyesi ANAYASA HUKUKU (GENEL ESASLAR)

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

Politika Bilimi (LAW 221) Ders Detayları

KAMU YÖNETİMİ. 9.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...VII İÇİNDEKİLER...IX

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS

ERDOĞAN TEZİÇ. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi E. Öğretim Üyesi ANAYASA HUKUKU (GENEL ESASLAR)

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

ANAYASA GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

Türkiye de Zorunlu Din Dersi Uygulaması

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

Yrd. Doç. Dr. TAHSİN ERDİNÇ Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi İNSAN ODAKLI DEVLET VE ÖZGÜRLÜK ÖNCELİKLİ ANAYASA

Biz yeni anayasa diyoruz

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Bölüm 6 DEVLET KAVRAMI I. Devlet Terimi

KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

TEMEL HUKUK. Hukuk ve Kaynakları

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

Transkript:

ANAYASA METİNLERİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ VE DİLİ A- ORTAK HUKUK DİLİ Prof. Dr. Şükrü KARATEPE 1 Kendi hukukunu geliştiren her medeniyet çevresinde, bu hukuku ifade için bir de ortak hukuk dili gelişir. Ağırlıklı olarak Roma Hukuku ile Hıristiyan kültürüne dayanan modern Batı Hukukunun ortak dili Latincedir. Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve diğer batılı ülkelerde, hukuk eğitimi milli dillerle yapıldığı halde, temel kavramlar Batı uygarlığının ortak dili olan Latince kökenlidir. Bu nedenle hukuk alanında kariyer yapan araştırmacılar ve hukuk metni yazanlar, Latinceyi ve klasik kültürü bilmek zorundadır. İslam Hukukunun, Kuran ve Sünnet başta olmak üzere, temel kaynakları Arapça olduğu için İslam dünyasında hukuk eğitimi Arapça ile yapıldı. Klasik dönemde, İslam dünyasında, Arapça kökenli kelimelerden türetilen bir ortak hukuk dili gelişti. Yüzlerce yıllık araştırma ve uygulamanın ürünü olan bu hukuk dili, Müslüman toplumların klasik kültürünün önemli bir unsuru haline geldi. Öyle ki, İslam Hukukunun terk edilmeye başlandığı dönemde, Batıdan alınan kanunlar yerleşik ortak hukuk diliyle tercüme edildi. Hukuk sisteminde daha önce mevcut olmayan ve siyasi modernleşmenin ürünü olarak dışarıdan alınan yeni kurumlar da yine ortak dilden üretilen terimlerle isimlendirildi. 1876 dan itibaren kullanılan kanunu esasi, mebus, meşrutiyet, cumhuriyet, hükümet, nizamname gibi terimler, modernleşen toplumsal hayatın yeni siyasi kurumlarını ifade etmek için Arapçadan türetildi. Kökleri Arapça olan ve ilk olarak Türkçede kullanılan bu terimlerin bir kısmı, daha sonra Arapça ve Farsça konuşan Müslüman ülkelerce de benimsendi. Türkiye de hukuk metinlerindeki anlatım bozukluğu tartışılırken, ağırlıklı olarak dil ve edebiyat bilgisinin yetersizliği üzerinde durulmaktadır. Oysa maksadı doğru ifade etmeye yeterli bir hukuk metni yazmak için hukuk kurallarının dayandığı düşünce sistemini ve dünya görüşünü de bilmek gerekir. 1 Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi 1

Bu anlamda, Mecelle nin Şek ile yakin zail olmaz, Beraet-i zimmet asıldır, mevrid-i nasda içtihada mesağ yokdur, içtihad ile içtihad nakz olunmaz şeklinde, şiirsel bir üslupla formüle edilen hükümleri, sağlam bir dil ve edebiyat bilgisinin yanında, bin yıllık bir kültürel birikimi ve dünya görüşünü özümsemenin berraklığını da yansıtır. Klasik Türk hukuk dili, bin yıllık zengin bir kültürün mirasçısı olmanın avantajını taşımaktadır. Meşrutiyetçiler ve ilk dönem Cumhuriyetçiler klasik hukuk dil ve kültürüne sahip çıkarak, Batıdan tercüme edilen temel kanunları bu dille yazdılar. 1945 te Anayasanın sadeleştirilmesi dışında, 1960 a gelene kadar hukuk metinlerinin yazımında, yerleşik ortak dil ve anlatım hakim oldu. Bu nedenle, o dönemde yürürlüğe giren kanunlarda ve diğer hukuk metinlerinde dil ve anlatım bozukluğu fazla değildir. B- DİL VE KÜLTÜR KAYBI Diller, sürekli yenilenen ve değişerek yeni şartlara uyum sağlayan, dinamik bir yapıya sahiptir. Modernleşme ve milli devlete geçiş sürecinde, Türkçe de kendini yenileyerek sadeleşmiştir. Türkçedeki genel sadeleşme, doğal olarak hukuk dilini de etkilemiştir. Söylenişi zor olan Arapça kökenli müddei yerine davacı, müddeiumumi yerine savcı, müddeialeyh yerine davalı gibi Türkçe kökenli terimler kullanılması, hukuk dilinin doğal sadeleşmesine örnek gösterilebilir. 1960 larda, doğal değişimle yetinilmeyip, dile dışarıdan müdahale edildi. Arapça kökenli ikametgah, hüsnüniyet, vekalet gibi, anlamı herkes tarafından açıkça bilinen ve Türkçenin öz malı olan terimlerin yerine, emir ve talimatla yeni karşılıklar türetildi. Ancak yüzyıllardan beri bilinen ve toplumun kültüründe sağlam dayanakları bulunan terimlerin kullanılması tam olarak engellenemedi. Emir ve talimatla terk edilen dil ve kültürün yerine, yenisi oluşturulamadığından, hukuk dilinde, eski ile yeninin yarıştığı, bazen de çatıştığı bir kargaşa ortamı oluştu. Hukuk metinlerindeki dil ve anlatım bozukluğu, sadece kanunlarla sınırlı değildir. Öğretim üyesi, hakim, savcı ve avukatların yazdığı hukuk metinleri de dil ve anlatım bakımından sorunludur. Özellikle, 1970 lerde okula başlayan ve eğitimini bu dönemde tamamlayan hukukçu öğretim üyelerinin kitap ve makaleleri oldukça özensizdir. Son dönem hukukçuları, klasik Türk dil ve 2

kültürüne olduğu kadar, Batı hukuk kurumlarının dayandığı düşünce sistemi ve dünya görüşüne de yabancıdır. Yayınlanan kitap ve makalelerdeki dil ve anlatımın bozukluğu ile düşüncelerin sığlığı, yazarların ilgilendikleri konularda derinlemesine bilgi sahibi olmadıklarını, genel kültür ve entelektüel seviyelerinin düşük olduğunu göstermektedir. Benzer konuları yazan eski ve yeni hukukçuların yayınları karşılaştırıldığında, kalitenin giderek her bakımdan düştüğü açıkça görülmektedir. Kırk yılı dolduran meslek hayatımda, klasik dik ve edebiyat bilgisine sahip olmadan, iyi bir hukuk metni yazabilene rastlamadım. Klasik dil ve edebiyat kültürüne sahip olan hukukçuların yazdıkları metinlerde savunulan düşünce ve görüşler de tutarlıdır. Akademik çalışma alanımın klasiklerinden sayılan, Sıddık Sami Onar, Recai Galip Okandan ve Ali Fuat Başgil in eserlerinde, edebiyat derslerinde okutulacak kadar sağlam kurgulanmış bölümler vardır. Sıddık Sami Onar ın İdare Hukuku kitabını doktoramı yazarken, birkaç kez okudum. Bazen 15-20 satırı bulan uzun cümlelerde bile meramını ne kadar açık ve kolay anlaşılır bir dille anlattığını hatırlıyorum. Oysa genç hukukçuların son günlerde okuduğum kitap ve makalelerinde, Türkçenin gramerine uygun cümle bulmakta zorlanıyorum. Belki de test sınavlarına hazırlık kurslarıyla eğitimini tamamlayan ve klasik edebiyat metinlerinden habersiz olan neslin genel durumu böyledir. C- ANAYASANIN ÖZEL DURUMU Hukuk metinlerinde görülen dil ve anlatım bozukluğu, anayasalarda daha da belirgindir. Bunun, anayasaların siyasi hukuk metni olmasından kaynaklanan özel nedenleri vardır. Toplumdaki güç dengelerini ve iktidar ilişkilerini düzenleyen anayasalar, siyasi ve ideolojik yönleri olan yasalardır. Anayasa yapmak ile anayasa yazmak farklı işlerdir. Anayasanın sadece kaleme alınış biçimi hukuk diliyle ilgilidir. Gerisi kurucu iktidarın gücüne ve tercihine balı olarak oluşan siyasi karardır. Siyasi kararı alma yeteneğini kim gösterirse, anayasa onun iktidarını meşrulaştırır. Anayasalar genellikle devrim, hükümet darbesi ve siyasi rejimin değişmesi gibi, olağan dışı şartlarda yapılır ve o dönemde ülke yönetimine hakim olanların iktidarını meşrulaştırır. 3

Olağan dışı şartlarda hazırlanan anayasalar, olağan dönemlere geçildiğinde ihtiyacı karşılayamaz hale geldiği için değiştirilir. 12 Eylül Darbesinden sonra hazırlanan 1982 Anayasası da darbeci zihniyetin siyasi ideolojisini meşrulaştırır. Olağan dışı dönemlerde yapılan tüm anayasalar gibi, 1982 Anayasası da olağan demokratik döneme geçilince ihtiyacı karşılayamaz hale gelmiş ve değiştirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Demokratik yönetimlerde anayasayı, toplum adına onun meşru temsilcisi olan parlamento yapar ve anayasa milletin iradesini meşrulaştırır. Millet iradesini meşrulaştıran anayasanın, barış içinde bir arada yaşamanın kurallarını koyan toplumsal sözleşme olduğu kabul edilir. Bu anlayışa göre, anayasanın toplumda mevcut olan farklı siyasi kesimlerin uzlaşmasıyla hazırlanması gerekir. 19. yüzyılda anayasacılık düşüncesinin hedefi, devletin fonksiyonlarını farklı organlar arasında paylaştırarak iktidarı sınırlamak ve temel hakların güvenliğini sağlamaktı. 20.yüzyılın ilk çeyreğinde anayasacılık önemli bir anlam kaybına uğradı. Bu dönemde güçlenen otoriter ve totaliter rejimlerde, anayasa devlet iktidarını sınırlayan ve kişi haklarını güvenceye alan hukuki çerçeve olmaktan çıkarak, sadece devletin siyasi ve idari yapısını düzenleyen temel yasaya dönüştü. Gerek Sovyetler birliğinde, gerekse Batı Avrupa da güçlenen faşist rejimlerde, iktidarların siyasi hedefleri, kişi hak ve özgürlüklerinin sağlanmasından daha önemliydi. II.Dünya Savaşı ndan sonra Avrupa da faşist diktatörlükler yıkılınca, 1947 de İtalya da, 1949 da Almanya da siyasi rejimin normalleşmesini sağlayan yeni anayasa yapıldı. Salazar rejiminin yıkılmasından sonra 1975 te Portekiz de, Franko rejiminin yıkılmasından sonra 1978 de İspanya da, Sovyetler Birliği nin dağılmasından sonra da eski doğu bloku ülkelerinde demokratik ve özgürlükçü niteliği ağır basan anayasalar yürürlüğe girdi. Çeyrek yüzyılı aşan yoğun tartışmaların ardından, Türkiye de bugünlerde, darbe anayasasını değiştirerek, normalleşmeye karar vermiş bulunmaktadır. D- DİLİ BOZUK HÜKÜMLER Askeri darbe döneminin ürünü olan 1982 Anayasası yürürlüğe girdiğinde, düşünce, inanç ve örgütlenme haklarına getirdiği sınırlamalarla Türkiye nin demokratik kazanımlarını tehdit ediyordu. 1987 den beri yürürlüğe giren 18 değişiklik paketinde anayasanın üçte ikisi değiştirilerek bu tehdit belli ölçülerde 4

hafifletildi. Ancak yapılan değişikliklerde, zaten özensiz olarak kaleme alınan metnin dil ve anlatım birliği tamamen bozuldu. Deyim yerindeyse, değişik üslup ve anlayışlarla yapılan ilave ve çıkarmalarla, anayasa dil ve anlatım bakımından yamalı bohça haline geldi. 21. yüzyılın başında, toplumun gelişmesinin ve kendi hür iradesiyle bütünleşmesinin önündeki engelleri kaldırması beklenen yeni anayasa, daha özenli bir dil ve anlatımla kaleme alınmalıdır. Parlamento tarafından hazırlandıktan sonra, milletin onaylaması ile yürürlüğe girecek olan anayasa, milletin konuştuğu yerleşik dille yazılmalıdır. 1982 Anayasasında dil ve anlatımı en fazla bozuk olan maddeler, devletin ideolojisini düzenleyen, gereğinden uzun yazılan ve nakarat halinde tekrarlanan hükümlerdir. Anlatımı bozan bu hükümler, yeni anayasada daha kısa ve özenli olarak yeniden düzenlenmelidir. 1. Devletin ideolojisini düzenleyen hükümler: 1982 Anayasasında, devlet için bir resmi ideoloji tanımı yapılmaktadır. Anayasanın çeşitli maddelerinde doğrudan ve dolaylı olarak sözü edilen ideolojinin temel dayanağı Başlangıç bölümüdür. Ayrıca 103. Maddede düzenlenen milletvekili andı da ideolojik niteliklidir. Başlangıç ile milletvekili andını düzenleyen 103. maddenin anayasanın dil ve anlatımı en sorunlu bölümleri olduğu söylenebilir. Yeni anayasada başlangıç ve yemin maddesi ya hiç olmamalı ya da insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine vurgu yapan bir cümleden ibaret olmalıdır. 2. Gereğinden uzun ve düzensiz yazılan maddeler: kişi hürriyeti ve güvenliğini düzenleyen 19. madde, siyasi partilerin uyacakları esasları düzenleyen 69. madde, yüksek öğretim kurumlarını düzenleyen 130. madde, Anayasa Mahkemesinin kuruluşunu düzenleyen 146. madde ile görev ve yetkilerini düzenleyen 148. madde, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu düzenleyen 159. madde, normal kanun maddesinin boyutlarını aşan genişlikte yazılmıştır. Ayrıca bu maddelerde yer alan hükümler, konularına göre fıkralara ayrılmayıp, rastgele sıralanmıştır. Yeni anayasada bu hükümler, konularına göre tasnif edilerek yazılmalıdır. Bazıları daha kısa iki madde halinde yazılmalı ya da Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkilerini düzenleyen 104. Maddede olduğu gibi alt başlıklara ayrılmalıdır. Anayasanın X. Bölümde, beş 5

madde halinde düzenlenen basın ve yayımla ilgili hükümler de daha kısa yazılarak iki maddede toplanmalıdır. 3. Nakarat halinde tekrarlanan hükümler: Anayasanın Kişinin Hakları ve Ödevleri ni düzenleyen İkinci Bölümünde, hak ve hürriyetlerin sınırları belirtilirken, Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça cümlesi, özel hayatın gizliliğini düzenleyen 20. maddede, haberleşme hürriyetini düzenleyen 21. maddede, haberleşme hürriyetini düzenleyen 22. maddelerde aynen tekrarlanmaktadır. Anayasa metnini gereğinden fazla genişleten ve anlatım bozukluğuna sebep olan bu nakarat, daha kısa bir maddede, tüm hakları kapsayacak şekilde yazılmalıdır. 6