Þizofreni Tedavisinde Biliþsel-Davranýþçý Yaklaþýmlar



Benzer belgeler
Þizofreni genellikle erken yetiþkinlik döneminde

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

ünite1 Sosyal Bilgiler

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Þizofreni: Klinik Özellikler, Taný, Ayýrýcý Taný

Yüzyýlýn baþlarýnda E. Bleuler ve Kraepelin

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon


Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným

Þizofreni: Mitler ve Gerçekler

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Bir týbbi durumun ayýrýcý tanýsýnýn iyi yapýlabilmesi,

Þizofrenide Cinsel Ýþlev Bozukluklarý: Kesitsel Bir Deðerlendirme

Þizofrenide Psikososyal Beceri Eðitiminde Ýçerik ve Etkinlikler


Nokia Þarj Baðlantý Kablosu CA-126

Fobik Bozukluklar. Özet

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Depresyonda taný ve ayýrýcý taný sorununu ele. Depresyonda Taný ve Ayýrýcý Taný. Özet. Bunun yanýsýra aþaðýdaki belirtilerden en az 5 i bulunmalýdýr.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Eþ hastalanma bir kiþide farklý bozukluklarýn

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Depresyon; emosyonel alanda; disfori, anhedoni,

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

Meme Kanserinin Ruhsal ve Sosyal Etkileri Üzerine Bir Çalýþma

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi


Bir psikiyatri kliniði yataklý birimi hastalarýnda. birlikteliði: Retrospektif bir çalýþma

Sosyal Fobi. Özet. Taný ve Sýnýflandýrma

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Psikiyatrik Rehabilitasyonda Gündüz Hastanesinin Yeri #

Psikiyatri Hastalarýnda Týp Dýþý Çare Arama Davranýþý: Türkiye'de ve Almanya'da Yaþayan Türkler Arasýnda Karþýlaþtýrmalý Bir Ön Çalýþma

Borderline (sýnýrda) kiþilik bozukluðu nevroz ve. Borderline Kiþilik Bozukluðu. Özet

Þizofreni ve Cinsiyet: Baþlangýç Yaþý ve Sosyodemografik Özellikler


Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

HIV Enfeksiyonu ve AIDS'in Psikiyatrik Yönleri

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

Aile Hekimliðinde Genogram

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD


STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Þizofrenik Hastalara Uygulanan Sorun Çözme Becerilerini Geliþtirme Programýnýn Yaþam Kalitesine Etkisi

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Bedensel Hastalýðý Olan Kiþiler Arasýnda Psikiyatrik Yardýma Ýhtiyacý Olanlar Tanýnabiliyor mu?

Modüler Proses Sistemleri

Bulimia Nervozada Tedavi

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Depresif Bozukluklarda Risk Etkenleri

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks

Þizofreninin Erken Döneminde Klinik Özellikler ve Tedavi Ýlkeleri

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

TRSM de Rehabilitasyonun

Alkol çok eski zamanlardan beri (M.Ö. 2000) var. Alkol Kullaným Bozukluklarý. Özet

Nokia HS-2R Radyolu kulaklýk seti Kullaným Kýlavuzu baský

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Montaj. Duvara montaj. Tavana montaj. U Plakalý (cam pencere) Açýsal Plakalý Civatalý (cam pencere)

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Üniversite Öðrencileri Güvenli Cinselliði Nasýl Algýlýyor? How Do The University Students Perceive Safer Sex?

Kırıkkale Toplum Ruh Sağlığı Merkezi nde Takip Edilen Şizofreni Hastalarının Değerlendirilmesi


Uðraþ Terapisi (Ergoterapi)

Oda Termostatý RAA 20 / AC. Montaj ve Kullaným Kýlavuzu

Nokia Holder Easy Mount HH /2

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

Þizofreni Alttiplerinin Geçerliliði: Karþýlaþtýrmalý Bir Çalýþma

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

KÖÞE TEMÝZLEME MAKÝNASI ELEKTRONÝK KONTROL ÜNÝTESÝ KULLANIM KILAVUZU GENEL GÖRÜNÜM: ISLEM SECIMI FULL

Cinsel Eðitim ÖZET SUMMARY. Mehmet Z. SUNGUR*

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Bir psikiyatrik bozukluðun tedavisinde en etkili

Psikiyatrik literatürde 1800'lerden beri görünmekte

Bedensel hastalýðý olanlarda depresyon morbidite

HIV SÜRECİNDE DEPRESYON VE OLASI İLİNTİLİ DURUMLARI ELE ALMAK. Dr. M.Kemal Kuşcu. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD

Subklinik Hipotiroidili Hastalarda Tiroid Replasman Tedavisinin Anksiyete ve Depresyon Düzeylerine Etkisi

Saðlýklý Bir Diþeti Nasýl Olmalýdýr? Saðlýklý diþeti, çoðunlukla açýk pembe renkli, sert kývamlý, mat, yüzeyi portakal kabuðu görünümünde ve diþlerin

Düþünce ve Dil Ölçeðinin Türkçe Formunun Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalýþmasý

Dünyada ortalama yaþam süresinde beklenen

Demans bir çok biliþsel defektin bir arada bulunmasýna. Demans ve Komorbid Durumlar. Özet

Mental sağlığın korunmasında etkili faktörler. Prof. Dr. Zeynep Oşar Siva İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Transkript:

Þizofreni Tedavisinde Biliþsel-Davranýþçý Yaklaþýmlar Mehmet Z. SUNGUR*, Özlem YALNIZ** ÖZET Psikopatolojinin temelinde, düþüncenin yapýsý ve içeriðinde bozukluk olduðu bilinmesine karþýn, biliþsel-davranýþçý yaklaþýmlar þizofreni tedavisinde yeterince kullanýlmamýþtýr. Bu makalede, öncelikle bunun nedenleri üzerinde durulmuþ ve günümüzde biliþsel-davranýþçý tekniklerin þizofreni tedavisinde neden kaçýnýlmaz olarak yer aldýðý tartýþýlmýþtýr. Bu makalede hastanýn motive edilmesi ve tedavide kalmasýnýn saðlanmasý, onunla iyi bir terapötik iliþki kurma, belirtilerin normalize edilmesiyle ilgili rasyoneli aktarma ve nöroleptiklere dirençli pozitif ve negatif semptomlara yönelik teknikler gibi tedavi basamaklarý da aktarýlmýþtýr. Bu baðlamda, þizofreninin stres-yatkýnlýk modeli ve biliþsel tedavi yaklaþýmlarýnýn hedef semptomlarý tartýþýlmýþtýr. Anahtar Sözcükler: Þizofreni, biliþsel-davranýþçý tedaviler, stresyatkýnlýk modeli. SUMMARY Cognitive-Behavioral Approaches in Schizophrenia Treatment Although it is well known that the fundamental psychopathology in schizophrenia, is the structure and content of thought, cognitive-behavioral approaches have hot yet been used sufficiently in treatment of schizophrenia. This paper discusses thi reasons for the insufficient use of cognitive behavioral techniques and the present inevitable need and place of cognitive-behavior threrapy. It also discusses treatment stages such as engagement and rapport building, normalizing rationale and specific techniques used * Doç. Dr., **Dr., Ankara Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, ANKARA for neuroleptic-resistant positive and negative symptoms. In this context, stress-vulnerability models of schizophrenia and symptoms that might be targets for cognitive strategies are discussed. Key Words: Schizophrenia, cognitive-behavioral treatments, stress-vulnerability model. GÝRÝÞ Psikopatolojinin temelinde, düþüncenin yapýsý ve içeriðinde bozukluk olduðu bilinmesine karþýn, biliþseldavranýþçý yaklaþýmlar, þizofreni tedavisinde yeterince kullanýlmamýþtýr (Kingdon ve Turkington 1991). Oysa ayný yaklaþýmlar affektif bir bozukluk olarak tanýmlanan depresyonda baþarýyla kullanýlmýþ ve depresyonu bir duygudurum bozukluðundan çok düþünce bozukluðu olarak tanýmlama noktasýna kadar getirmiþtir. Baþka bir deyiþle; "Þizofreni, biliþsel-davranýþçý terapilerin unutulmuþ çocuðu olmuþtur." Biliþseldavranýþçý yaklaþýmlarýn þizofreni tedavisinde yeterince kullanýlmamýþ olmasý terapistlerin önyargýlara dayalý bazý varsayýmlarýna baðlý olabilir. Bunlar: a) "Þizofreni biliþsel-davranýþçý yaklaþýmlarla tedavi edilemeyecek düzeyde aðýr ve ciddi bir hastalýk tablosudur". Bu varsayýmýn temelinde biliþsel-davranýþçý yaklaþýmlarýn aðýr veya ciddi hastalýklarda etkin bir biçimde kullanýlamayacaðýna iliþkin görüþ yatmaktadýr. Oysa biliþsel-davranýþçý tedaviler innovatif yaklaþýmlarýyla, diðer tedavi yöntemlerine yanýt vermemiþ bir dizi klinik tablonun tedavisinde bugün baþarýyla kullanýlmaktadýr. Örneðin, geçmiþte Ruh kanseri olarak tanýmlanmýþ olan obsesif-kompülsif 160

ÞÝZOFRENÝ TEDAVÝSÝNDE BÝLÝÞSEL-DAVRANIÞÇI YAKLAÞIMLAR bozukluðun tedavisinde bugün baþarýyla kullanýlmaktadýr. Ayný yaklaþýmlar günümüzde kiþilik bozukluklarýnýn tedavisinde de kullanýlmaktadýr. b) "Hastalýðýn biyolojik kökeni, psikososyal yaklaþýmlarý gereksiz kýlar. Hastalýðýn oluþumunda genetik, biyokimyasal ve çeþitli yapýsal etkenlerin rolü giderek daha aðýrlýk kazansa da, hiçbir çalýþma þizofreni ile sözü edilen biyolojik etkenler arasýnda bir nedensonuç baðlantýsý olduðunu gösterememiþtir. Kaldý ki böyle bir neden-sonuç baðlantýsý kurulmuþ olsa bile etiyoloji ile tedavi her zaman elele gitmemektedir. Bir baþka deyiþle, organik kökenli bozukluklarýn tedavisinde psikososyal tedaviler, fonksiyonel kökenli bozukluklarýn tedavisinde ise biyolojik tedaviler kullanýlabilmektedir. c) "Farmakoterapi yeterlidir biçimindeki varsayým biyo-psiko-sosyal boyutlarý olan þizofreninin yalnýzca biyolojik boyutunu ele almakta, psikososyal boyutlarýný gözardý etmektedir. Ayrýca bir tedavi biçiminin yeterli olduðunu belirtebilmek için önceden belirlenmiþ tedavi hedeflerine o tedavi yaklaþýmýyla ulaþmýþ olmak gerekir. Yeterli tedavi ile ifade edilmek istenenin, hastalýk belirtilerinin (varsaný, sanrý gibi) ortadan kaldýrýlmasý mý, iþ-sosyal-özel yaþam içinde uyumun saðlanmasý mý, yoksa bireyin hastalýk öncesi kiþilik özelliklerine dönüþü mü olduðu kesin deðildir. Mevcut ilaçlarýn hastalýk belirtilerini önemli oranda azaltabildiði ve zaman zaman tamamen ortadan kaldýrabildiði bilinmekle birlikte ayný ilaçlarýn iþ-sosyal ve özel yaþam içinde gerekli uyumu saðlamakta yeterli olduðunu söylemek pek mümkün deðildir. d) "Þizofrenik hastalar terapiden yarar saðlayabilmek için gerekli biliþsel becerilere sahip deðillerdir ya da mevcut psikotik semptomlar ve bilgi iþleme bozukluklarý hastalarýn terapilerden yarar saðlamalarýna engel olur biçimindeki varsayým, ayný varsayýmý destekleyen bilimsel verilerden yoksundur. Son yýllarda yapýlan araþtýrmalar, herhangi bir terapötik yöntem aracýlýðýyla hastanýn repertuarýna yeni bilgi ve becerilerin geçirilmesini yordayan en önemli etkenin kýsa süreli bellek olduðunu göstermektedir (Mueser ve Berenhaum 1990). Hastalýðýn önemli taný ölçütlerinden olan varsanýlar ve sanrýlarla ilgili olarak Slater ve Roth (1969) "... paranoid bir hastayla sanrýlarý konusunda tartýþmak yalnýzca bir zaman kaybýdýr..." demiþ, Hamilton (1984) ise "... hastanýn sanrýlarýna ve varsanýlarýna eþlik etmeyiniz, tam tersi, hastanýn bunlarý görmezlikten gelmesini saðlayýnýz..." biçiminde görüþ belirtmiþlerdir. Oysa, bu tür temel konularý tartýþmaktan kaçýnmak geleneksel psikiyatrik yaklaþýmlara ters düþer. Öte yandan bunlarýn konuþulmasý; - Hastanýn tedaviye motive edilmesini ve tedavide kalmasýný, - Terapötik bir iliþkinin oluþmasýný, - Psikofarmakolojik yöntemlere uyum saðlanmasýný, - Gerektiðinde hastaneye yatýþ konusunda ikna edilebilirliði arttýrabilir. ÞÝZOFRENÝDE NEDEN BÝLÝÞSEL-DAVRANIÞÇI TERAPÝLER? I. Ýlaca Dirençli Psikotik Belirtiler Pekçok psikotik birey, nöroleptiklerden yarar saðlasa da, sýkýntý veren ve iþlevselliðini olumsuz etkileyen bazý belirtiler, yeterli doz ve sürede ilaç kullanýmýna raðmen devam edebilmektedir. Hatta ilaçlarýn, üzerinde daha çok etkili olduðu bilinen pozitif semptomlarýn tedavisinde bile zaman zaman yeterince baþarýlý olamadýðý ve düzenli nöroleptik tedavisine karþýn inatçý pozitif semptomlarý devam eden pekçok hasta olduðu bilinmektedir. En genel biçimiyle, hastalarýn üçte biri ile yarýsýnda belirtiler nöroleptik ilaç kullanýmýna karþýn sürmektedir (Curson ve ark. 1985, Harrow ve ark. 1985, Johnstone ve ark. 1991). Biliþsel-davranýþçý yaklaþýmlarýn ilaçlara dirençli pozitif semptomlar üzerinde etkili olduðunu gösteren çeþitli çalýþmalar vardýr (Sungur 1991, Tarrier 1992, Tarrier ve ark. 1993). II. Emosyonel Bozukluklar Psikotik hastalar sýklýkla yoðun anksiyete, yalnýzlýk, umutsuzluk, deðersizlik ve kabul görmeme gibi duygular tanýmlarlar. Akut bir atak sýrasýnda depresif epizodun yaygýnlýðý %20 ila %50 arasýnda deðiþmektedir (Siris 1991). Þizofreni tanýsý alan hastalarýn %65'inin üç yýllýk izleme süresi içinde en az bir depresif epizod geçirdiði bildirilmiþtir (Johnson 1981). Kronik psikotik bozukluk tanýsý ile izlenen hastalarýn ortalama %60'ýnda panik ve anksiyete semptomlarý ortaya çýkmaktadýr (Siris 1991, Moorey ve Soni 1994). Diðer taraftan, pek çok çalýþma emosyonel bozukluk semptomlarýnýn nüksleri ve intihar riskini belirleyen önemli yordayýcýlar olduklarýný göstermiþtir. Þizofreni tanýsý alan hastalarýn %30'u intihar giriþiminde bulunmakta (Johnson 1981), %10'u ise yaþamlarýný bu þekilde sonlandýrmaktadýr (Caldwell ve Gottesman 1990). 161

SUNGUR MZ, YALNIZ Ö. Biliþsel terapilerin özellikle depresyon ve anksiyete üzerine olan olumlu etkileri ise uzun yýllardan beri bilinmektedir. III. Nüks Riski Emosyonel sorunlarýn varlýðýnda ve psikotik semptomlarýn sürekli olarak devam ettiði durumlarda, nüks riskinin yüksek olduðu bildirilmiþtir (Goldberg ve ark. 1977). Uzun süreli ilaç kullanýmý nüks riskini azaltmaktadýr. Ancak, düzenli ilaç kullanýmýna karþýn iki yýl içinde %25, 5 yýl içinde ise %40-60 oranýnda nüks oluþmaktadýr (Remington ve Adams 1994). Öte yandan, ayaktan takip edilen hastalarýn %20 ila %65'i çeþitli nedenlerle ilaçlarýný kullanmayý býrakmaktadýrlar (Curry 1985). Biliþsel terapilerin þizofrenide stres-yatkýnlýk modeli çerçevesi içinde stresle baþa çýkmayý öðreten özellikleri nüks riskini azaltmaktadýr. IV. Sosyal Yeti Yýkýmý Bu alandaki sorunlar genel olarak, günlük iþlevlerin yürütülmesi sýrasýnda diðer insanlarla kurulan iliþkilerde ve iþyerinde yaþanýlan güçlükler gibi sorunlarý kapsar. Sosyal yeti yýkýmýnýn varlýðý, en az dört farklý etkene baðlýdýr (Wing 1983): - Biliþsel nöropsikolojik bozukluklarýn varlýðý. - Akut psikoz. - Olumsuz sosyal ortamlar. - Bireyin kendine ve iyileþmeye yönelik tutumlarý. Farklý bireylerde sosyal yeti yýkýmýnýn nedenleri farklý olduðuna göre, her bireye yaklaþým da farklý olmalýdýr. Biliþsel-davranýþçý terapilerin önemli bir elemaný olan "Yaþam Becerileri ve Yaþam Eðitimi" hastalarýn sosyal yaþama uyum saðlamasýnda çok deðerlidir. Hastaya özgü olarak hasta ve ailesi ile birlikte uygulanan bu eðitim ile bir yandan hastanýn iþlevselliði arttýrýlýrken, diðer yandan aile üzerindeki yük azaltýlmaktadýr. Sözü edilen noktalar, þizofrenide biliþsel-davranýþçý yaklaþýmlarýn kullanýlmasý için gerekli nedenlerden bazýlarýdýr. Biliþsel-Davranýþçý Terapiler Ayrýca; - Hasta ve terapistin sorunun anlaþýlmasý ve çözümü konusunda iþbirliði yapmasýný saðlar ve hastayý kendine uygulanan terapinin pasif-edilgen seyircisi konumundan çýkarýp, etkin katýlýmcýsý durumuna getirir. - Þizofreni tanýsýnýn içerdiði yargý ve etiketi ortadan kaldýrmaya yöneliklerdir. Yaklaþým, tedavide hastalarýn sorunlarýnýn birbirlerinden farklý olduðu dikkate alýnarak, her bir hastanýn bireysel gereksinimlerine uygun biçimde düzenlenir. TEDAVÝ BASAMAKLARI I. Hastayý Tedaviye Katmak ve Ýyi Ýliþki Kurmak Hasta ve terapist arasýnda kurulan iyi bir terapötik iliþki ve terapistin özellikleri, tedavinin sonucunu belirleyen önemli unsurlardýr (Mahoney 1991). Tedaviye katma süreci içinde: - Empati, sýcaklýk, içtenlik ve koþulsuz kabullenme iyi bir terapistte olmasý beklenen özelliklerdir. - Psikotik hastalarla daha önce çalýþmýþ olmak ve yeterli bilgi ve deneyim sahibi olmak gereklidir. - Þizofren hasta ile terapötik iliþki kurarken, hastanýn yaþadýðý deneyimin gerçek olmadýðýna dair sözel ya da sözel olmayan bir ipucu vermemek gerekir. Örneðin, hastayý sanrý ile bu aþamada yüzleþtirmek terapötik iþbirliðini zayýflatýr. Her tedavi oturumunda hastayý yüzleþtirmeden önce, hastayla iyi bir iþbirliði içinde gerçeði test etmek gerekir. - Bazen hasta yaþadýðý deneyimle o kadar meþguldür ki bu konuda terapistini sürekli ikna etmeye çalýþýr. Böyle durumlarda terapist, herkesin farklý düþüncelere sahip olma hakkýnýn varlýðýný kabul etmeli ve alternatif bakýþ açýsý kazandýrmaya yönelik bir çaba içinde, hastayý gerçeði test etmeye yönlendirmelidir. - Hastanýn uygulanan herhangi bir teknik sýrasýnda ya da belirli bir konu ile ilgili sýkýntýlý olduðu farkedilirse, konu kapatýlmalý, uygun destek verilmeli ve bu hassas alana daha sonra dönülmelidir. - Baþlangýçta hasta tarafýndan verilen pek çok anlamlý gibi görünmeyen mesaj, hastanýn yaþam öyküsünün, þemalarýnýn ve yanlýþ yorumlamalarýnýn anlaþýlmasýyla daha anlamlý hale gelecektir. Terapist bu süreyi tolere edebilmelidir. - Hastaya biliþsel model öðretilmelidir. Bu modele göre, olaylar deðil olaylarla ilgili algý ya da yorumlar, duygularý ve davranýþlarý belirlenir. II. Normalize Etmek Þizofren olmayan bireyler de aþýrý stres altýnda sesler duyabilir. Seslerin oluþumuyla ilgili net rasyonel 162

ÞÝZOFRENÝ TEDAVÝSÝNDE BÝLÝÞSEL-DAVRANIÞÇI YAKLAÞIMLAR geliþtirenler, seslerle uygun biçimde baþa çýkarlar. Ýþitilen seslerin artan stresle ortaya çýkabileceðinin hastaya açýklanmasý, hastanýn kendini daha az tuhaf, daha az deli ve daha çok normal hissetmesini saðlar. Bu nedenle psikotik deneyimleri normalize ederken þu modellerden yararlanýlabilir: a) Uyku yoksunluðu modeli: Uykusuzluðun illüzyonlara, varsanýlara ve paranoid fikirlere yol açtýðýna dair veriler mevcuttur (Oswald 1974). Örneðin, týp öðrencilerinin uykusuz geçen saatler sonrasýnda tuhaf davrandýklarý bildirilmiþtir. Ayrýca, psikotik belirtiler sýklýkla uykusuzluk sonrasýnda ortaya çýkmaktadýr. Böyle bir açýklama hastanýn kendisinde neler olup bittiðini anlamasýný saðlarken, hastanýn kullandýðý ilaca uyumunu da arttýrýr. b) Uyaran yoksunluðu modeli: Karanlýk bir odada uzun süre yalnýz kalmak varsanýlarý ortaya çýkarabilmektedir. Böyle bir açýklama ile hastalar uzun süreli izolasyonla semptomlar arasýnda baðlantý kurabilir, sosyalleþmenin önemini anlayabilirler. c) Hücre hapsi: Grassian (1983) uzun süreyle iletiþim yoksunluðu yaþayan tutuklularda, psikotik belirtilerin ortaya çýktýðýný bildirmiþtir. Þizofren hastalarda sýklýkla psikotik atak öncesinde benzer bir izolasyon dönemi tanýmlarlar. d) Posttravmatik stres modeli: Önemli yaþam olaylarý sonrasýnda psikozun ortaya çýkabileceði, bireylerin aþýrý stres karþýsýnda verdiði tepkileri hasta ile tartýþmak yararlýdýr. Hastaya Vietnam Savaþý sonrasýnda savaþa katýlan askerlerde varsanýlarýn ortaya çýktýðý aktarýlabilir. e) Rehin alma modeli: Ýzolasyon ve iletiþim güçlüðü nedeniyle, rehin tutulan bireylerde de psikotik semptomlar ortaya çýkabilmektedir (Siegel 1984). f) Cinsel taciz modeli: Son yýllardaki çalýþmalar, cinsel taciz öyküsü olan bireylerde varsanýlarýn yaygýn olarak görüldüðünü göstermektedir. Pek çok hasta yaþamlarýnda mevcut olsa bile tedavinin erken dönemlerinde böylesi travmatik bir öyküyü dile getirmeye hazýr deðildir ancak böyle bir bilgi gelirse, mevcut semptomlarla geçmiþteki travmatik deneyim arasýnda baðlarýn kurulmasý yararlý olur. Genellikle þizofren hastaya klinisyen tarafýndan tanýsý söylenmez. Hasta ise tanýyý, bakým veren diðer kiþilerden ya da okuduðu bir kitap, dergi veya TV programýndan öðrenir. Böyle bir tesadüfi öðrenme hastayý korkutmakta ve kültürden kültüre deðiþmekle beraber þu tür düþüncelerin oluþmasýna neden olabilmektedir: "Ben deliyim, "Beni kilitleyecekler, "Týmarhanede beni dövecek, bana iþkence edecekler, "Hiç ümit yok, "Bana þok verecekler, "Bana çok güçlü ilaçlar verecekler ve zombiye döneceðim. Böyle düþünceler hastada aþýrý uyarýlmýþlýk ve anksiyete ortaya çýkarýr. Bu tür bir duygudurumun varlýðý ise psikotik ataðý tetikler. Ümitsizlik içeren depresif düþünceler çökkün duygudurum ve intihar fikirlerine neden olabilir. Oluþan anksiyete ve depresyon ise nöroleptik ilaçlara olan uyumu azaltýr. Bu nedenle terapist ve hastanýn iþbirliði içinde þizofreni kelimesini katastrofik görünümünden çýkarýp normalize etmeye çalýþmalarý oldukça yararlý olacaktýr. III. Rasyonel Geliþtirme Terapist ve hasta iþbirliði içinde çalýþarak, belirtilerin nasýl ortaya çýktýðýyla ilgili bir formülasyon oluþtururlar. Rasyonel geliþtirirken psikotik atak öncesini yakýndan anlamak gerekir. Bu aþamada hastaya stresyatkýnlýk modeli (Zubin ve Spring 1977, Strauss ve Carpenter 1981, Nuechterlein 1987, Ciompi 1988) açýklanmalýdýr. Stres-yatkýnlýk modeli, bazý etkenlerin þizofreniye yatkýnlýðý arttýrdýðýný ve hastalýðýn seyrini etkilediðini öne sürer. Biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörler arasýndaki etkileþim üzerinde durur. Yenidoðanda genetik etkenler, intrauterin çevre, doðum travmasý; çocukluk dönemindeki virüs enfeksiyonlarý, kafa travmasý ya da devam eden olumsuz çevresel koþullarýn þizofreniye yatkýnlýðý arttýrabileceðini ileri sürer. Nuechterlein, þizofreniye yatkýnlýðý arttýran dört etkenden söz etmiþtir: - Sosyal beceri eksikliði, - Þizotipal kiþilik özellikleri, - Biliþsel nöropsikolojik bozukluklar, - Nörolojik bozulmalara ait non-spesifik fiziksel belirtiler. Bu modele göre akut psikotik ataðýn ortaya çýkmasýnda, yalnýz yatkýnlýk deðil, ek stres etkenleriyle de karþýlaþmak gerekir. Bu ek stres etkenleri; biyolojik (örneðin, ilaç kötüye kullanýmý) veya psikolojik (örneðin, iþe baþlamak, evden ayrýlmak gibi yaþam olaylarý veya evde aþýrý eleþtiri almak gibi olumsuz çevresel koþullar) olabilir. Hastalýðýn kronik biçim 163

SUNGUR MZ, YALNIZ Ö. kazanmasýnda bireyin deðerine yönelik tehditlerin (etiketlenme gibi), bireyin yaþadýðý sosyal çevrenin (eleþtirilme, reddedilme gibi) etkisi üzerinde durulmaktadýr. Bu model yardýmýyla hastanýn semptomlarýnýn nasýl ortaya çýktýðý onunla birlikte incelenir. Psikotik atak öncesi, genel olarak çevresel sorgulama ile araþtýrýlýr. Kullanýlan diðer teknikler imgeleme ve rol oynama teknikleridir. Bu dönemde baþarý, onaylanma ve kontrolle ilgili altta yatan þemalarý gösteren anahtar kognisyonlar araþtýrýlýr. Terapinin bu aþamasýndaki seanslar önemli veriler içerir. Hastanýn paranoid sanrýlarý yoksa izin alarak görüþme teybe kaydedilir ve hastaya ev ödevleri verilir. Terapinin bu aþamasýnda, hastaya acý veren duyarlý konularla karþýlaþýldýðýnda ve anksiyete düzeyi çok yükseldiðinde terapist, geri çekilme taktiðini kullanmalý, bu tür konularýn konuþulmasýný ertelemelidir. IV. Anksiyete ve Depresyon Tedavisi Affektif semptomlarýn varlýðý, psikososyal ve biyolojik tedaviye olan uyumu düþürmesi nedeniyle önemlidir. Anksiyete belirtileri normalizasyon yöntemiyle azaltýlmalýdýr. Devam etmesi halinde, sanrýlara baðlý anksiyetenin ortaya çýktýðý durumlarda progresif kas gevþetme teknikleri öðretilmelidir. Hafif ve reaktif depresyon biliþsel yaklaþýmla ele alýnýrken, bazen bu aþamada terapiye ek olarak antidepresan ilaca baþlanabilir. V. Nöroleptiklere Dirençli Pozitif Psikotik Semptomlarda Biliþsel-Davranýþçý Terapi Teknikleri a) Sanrýlar Bireyin sosyal, kültürel ve eðitimsel altyapýsý ile uygunsuz olan ve tersine veriler olmasýna karþýn mantýklý tartýþma ile kolaylýkla sarsýlmayan yanlýþ inançlardýr. Sanrýlar uygun tutum ve stratejilerle zayýflatýlabilir. Hasta ile terapist iþbirliði içinde sanrýlarla ilgili kanýtlarý toplamadan ve bunlarý deðerlendirmeden, hasta sanrýlarý ile konfronte edilmemelidir. Böyle bir konfrontasyon sanrýlarýn kuvvetlenmesine yol açar. En zorlukla deðiþen sanrýlar, bireyin en çok duygusal yatýrým yaptýðý sanrýlarýdýr. Kullanýlan teknikler þöyledir: Çevresel sorgulama: Hastanýn sanrýlarýnýn etrafýndaki tutarsýzlýklarý görmesine yardým edilir. Sorgulama sanrýnýn kalbinden baþlatýlmamalýdýr. Bu hasta için tehdit edici olabilir. Baþlangýçta mümkün olduðunca çok bilgi toplanýr. Daha sonra Sokratik sorgulama, sanrýnýn etkilerini anlamak amacýyla kullanýlýr. Burada sanrýnýn çevresinden baþlayarak kalbine doðru ilerleyen bir yol izlenir. Çevresel sorgulamanýn terapide nasýl kullanýldýðý aþaðýdaki örnekte gösterilmiþtir. Hasta: Evim dinleme cihazlarý ile dolu. Hatta bu oda da dinleme cihazlarý ile dolu. Terapist: Dinleme cihazlarý ne þekilde? Haydi onlarý tanýmlayalým ve bulmaya çalýþalým. Hasta: Duvardaki betonun içine yerleþtirilmiþler. Terapist: Ne çeþit bir dinleme cihazý betonun içinden sesleri duyabilir? Hasta: Bilmiyorum. Terapist: Anlýyorum ki, dinleme cihazlarý küçük mikrofonlardýr, çalýþmalarý için açýkta olmalýlar ya da en azýndan yüzeye yerleþtirilmelidirler. Þimdi onlarý burada arayalým ve sen sonra evini kontrol edebilirsin. Ev ödevi, gerçeði deðerlendirme egzersizi: Gerçeði deðerlendirmeye yönelik egzersizler soyut biçimde deðil, bulgular kaydedilerek yapýlmalýdýr. Erken dönemlerde hastaya egzersizler sýrasýnda ve bulgularýn kaydedilmesinde bir saðlýk personeli yardým edebilir. Bulgularýn analizinde yönlendirilmiþ keþif yöntemi "Guided discovery" kullanýlýr. Sanrýya yapýlan duygusal yaptýrým iþlenerek azaltýlýr. Sanrýlar bireyin kendilik deðerini korumaya yönelik iþlev gören çarpýtýlmýþ þemalar olarak deðerlendirilir. Deðiþmez kabul edilen ve bireyin yoðun yatýrým yaptýðý þemalarýn zayýflatýlmasý depresif belirtiler ortaya çýkarabilir. Bu durumlarda uygun destek verilerek gerektiðinde antidepresana baþlanabilir. b) Varsanýlar Nereden köken aldýðýný araþtýrmaksýzýn ya da nasýl ortaya çýktýðý ile ilgili bir rasyonel oluþturmaksýzýn iþitsel varsanýlarýn gerçek gibi kabul edilmesi þaþýrtýcýdýr. Seslerin analizi hasta ile beraber seslerin nereden gelebileceði ile ilgili hipotezler kurularak baþlar. Hastalarýn seslerin ne olabilecekleri ile ilgili hazýr bir cevabý genellikle yoktur. Yönlendirilmiþ keþif yöntemi ile çeþitli olasýlýklar ve bu olasýlýklara hastanýn ne kadar inandýðý araþtýrýlýr. Seans içinde öðretilenlerin ev ödevleri biçiminde oturumlar arasýnda devam ettirilmesi genellikle seslerin dýþ dünyadan geldiðiyle ilgili inancý zayýflatýr. Hastalar seslerin içeriðine odaklandýðýnda bunlarýn kendi düþüncelerinden kaynaklandýðýný farketmeye baþlarlar. Bu aþamadan sonra seslerle baþetme yöntemlerine geçilebilir. 164

ÞÝZOFRENÝ TEDAVÝSÝNDE BÝLÝÞSEL-DAVRANIÞÇI YAKLAÞIMLAR Sesler biliþsel terapi terimiyle otomatik düþünceler olarak düþünülmelidir. Hastadan seslerle ilgili kayýt tutmasý istenir. Daha sonra bunlarýn ne derece doðru olduðu deðerlendirilir ve rasyonel yanýtlar geliþtirilir. Bu yanýtlar teyibe kaydedilir ve hastadan seslerin aktif olduðu durumlarda bunlarý dinlemesi istenir. Hastanýn seslerin verdiði komutlara uygun davranmamasý da benzer etki oluþturur. Sonuçta, sesler baþlangýçta bir süre için alevlenecek daha sonra azalacaktýr (cognitive dissonance) ve bu konuda hasta uyarýlmalýdýr. c) Düþünce bozukluðu Þizofrenik düþünce bozukluðunun tedavisinde kullanýlan biliþsel-davranýþçý tekniklerden en önemlisi düþünce baðlantýsýdýr. Bu teknikle hastaya tekrar tekrar iliþkisiz görülen konuþmalar arasýnda nasýl bir baðlantý kurduðunu açýklamasý istenir. Hastanýn neolojizmi kabul edilmez, söylenen kelimenin anlamý ve nereden çýktýðý sorgulanýr. d) Negatif belirtiler Negatif belirtileri devam ettiren faktörler; - Pozitif semptomlarla aþýrý meþguliyet, - Nöroleptik yan etkisi, - Veya depresyon olabilir. Pozitif semptomlara yönelik terapötik yöntemlerin uygulanmasý düþük doz nöroleptik kullanýmý ve standart savaþçý yaklaþýmlar pozitif semptomlarý yatýþtýrarak negatif belirtileri düzeltir. Aktivitelerin planlanmasý, yaþam becerileri eðitimi ve sosyal beceri eðitimi negatif belirtilerin tedavisinde önemlidir. e) Nüks önleme Her bir hastanýn nüks profilinin belirlenmesi, muhtemel tetikleyici faktörlerle semptomlar arasýndaki baðlantýnýn hastaya öðretilmesi nükslerin önlenmesinde önemlidir. Ayrýca, hastaya hastalýk dönemlerinin erken belirtileri öðretilerek böyle durumlarda ne yapmasý gerektiði ile ilgili açýk yönergeler verilmiþtir. Diðer taraftan aile içinde yüksek duygu-dýþavurumu olan hastalarda nüks riskinin yüksek olduðu bilinmektedir. Pek çok çalýþma ile kombine ilaç ve aile tedavisinin nüks riskini yalnýz ilaç tedavisine göre %50 oranýnda düþürdüðü gösterilmiþtir (Lam 1991). Nüksleri önlemede aileyi de içine alan bir tedavi oldukça önemlidir. TARTIÞMA Nöroleptiklerin 1950'lerde þizofreni tedavisinde yer almasýyla yeni bir dönem baþlasa da, nöroleptiklere dirençli pozitif psikotik belirtilerin hastalarýn hemen hemen yarýsýnda devam etmesi (Silverstein ve Harrow 1978, Curson ve ark. 1988) þizofrenide ilaç tedavilerinin yeterli olmadýðýný ortaya koymuþtur. Þizofrenide psikososyal etkilerin rolü bugün artýk iyi bilinmektedir. Biliþsel-davranýþçý terapiler temelini stres-yatkýnlýk modeli üzerine kurmuþlardýr. Böyle bir model hastalýðýn baþlangýcý ve devamý yönünden oldukça "de-katastrofik" bir yaklaþýmý simgelemektedir. Baþka bir deyiþle hastalýðýn açýklanmasýnda bir "Normalizasyon rasyoneli" getirmekte ve hastayý "Tedavi edilmez bir deli" veya "Þizofreni hastalýðýnýn þanssýz kurbaný" yerine "Yaþamýnýn bazý noktalarýnda belirli stres etkenleriyle karþýlaþýnca tepki olarak hastalýk semptomlarýný çýkaran kiþi" olarak görmektedir. Böyle bir normalizasyon rasyoneli gerek hasta gerekse terapistin hastalýða daha iyimser, daha umutla bakabilmeleri ve terapötik kilitlenmeden kurtulmalarý için son derece önemlidir. Biliþsel-davranýþçý yaklaþýmlar psikotik deneyimlerin tedavisinde henüz baþlangýç aþamasýndadýr. Ýnnovatif yaklaþýmlar ve kontrollü çalýþmalar gelecek için daha çok bilgi verecektir. Hangi terapötik yaklaþýmlarýn hangi durumlarda etkili olduðu, hangi hastalarýn tedaviden yararlanma þansýnýn yüksek olduðu cevaplanmasý gereken sorulardan bazýlarýdýr. KAYNAKLAR Caldwell J, Gottesman I (1990) Schizophrenics kill themselves too. Schizopr Bull, 16:571-590. Ciompi L (1988) The Psyche and Schizophrenia. Cambridge, Harward University Press. Curry SH (1985) Commentary on the strategy and value of neuroleptic medication monitoring. J Clin Psychopharmacol, 5:263-267. Curson DA, Barnes TRE, Bamber RW ve ark. (1985) Long-term depot maintenance of chronic schizophrenic outpatients. Br J Psychiatry, 146:464-480. Curson DA, Patel M, Liddle PF (1988) Psychiatric morbidity of a long stay hospital population with chronic schizoprenia and implications for future community care. Br Med J, 297:819-822. 165

SUNGUR MZ, YALNIZ Ö. Goldberg SC, Schooler NR, Hogarty GE ve ark. (1977) Prediction of relapse in schizophrenic outpatiens treated by drugs and sociotherapy. Arch Gen Psychiatry, 34:171-174. Grassian G (1983) Psychopathology of solitary confinement. Am J Psychiatry, 150:178-187. Hamilton M (1984) Fish's Schizophrenia. 3. baský, Bristol, Wright, s.145. Harrow M, Carone BJ, Westermeyer J (1985) The course of psychosis in early phases of schizophrenia. Am J Psychiatry, 142:702-707. Johnson DAW (1981) Studies of depressive symptoms in schizophrenia. Br J Psychiatry, 139:89-101. Johnstone EC, Owens DGC, Frith CD ve ark. (1991) Clinical findigs: abnormalities of mental state and their correlates. The Northwick Park follow-up study. Br J Psychiatry, 159:21-25. Kingdon DG, Turkington D (1991) The use of cognitive behaviour therapy with a normalising rationale in schizophrenia. J Nerv Ment Dis, 179:207-211. Lam D (1991) Psychosocial family intervention studies in schizoprenia: a review of empirical studies. Psychol Med, 21:423-441. Mahoney MJ (1991) Human Change Processes United States of America, Basic Books. Moorey H, Soni SD (1994) Anxiety symptoms in stable chronic schizophrenics. J Ment Health, 3:257-262. Mueser KT, Berenhaum H (1990) Psychodynamic treatment of schizophrenia-is there a future? Psychol Med, 20:253-262. Nuechterlein KH (1987) Vulnerability models for schizophrenia: state of the art, Search for the causes of schizophrenia, H Hafner, WF Gattaz, W Janzarik (Ed), Berlin, Springer, s.297-316. Oswald I (1974) Sleep. 3. baský, Harmondsworth, Penguin. Remington GI, Adams ME (1994) Depot neuroleptics. Schizophrenia: Exploring the Spectrum of Psychosis, RJ Ancill, S Holliday, J Higenbotham (Ed), Chichester, Wiley. Siegel RK (1984) Hostage hallucinations. Visual imagery induced by isolation and life-threatening stress. J Nerv Ment Dis, 172:264-272. Silverstein ML, Harrow M (1978) First rank symptoms in the post-acute schizophrenic: a follow up study, Am J Psychiatry, 135:1481-1486. Siris SG (1991) Diagnosis of secondary depression in schizophrenia. Schizophr Bull, 17:75-98. Slater E, Roth M (1969) Clinical Psychiatry. 3. baský, London, Bailliere, Tindall&Cassel. Strauss JS, Carpenter WT (1981) Schizophrenia. New York, Plenum. Sungur MZ (1991) Nöroleptiklere dirençli rezidüel semptomlarý olan iki þizofreni olgusunda uygulanan kognitifdavranýþçý tekniklerin semptomlar üzerine etkileri. XXVII. Ulusal Psikiyatri Kongre Kitabý, Antalya. Tarrier N (1992) Management and modification of residual positive psychotic symptoms. Innovations in the Psychological Management of Schizophrenia. M Birchwood, N Tarrier (Ed), Chichester, Wiley. Tarrier N, Beckett R, Harwood S ve ark. (1993) A trial of two cognitive-behavioural methods of treating drug-resistant residual psychotic symtoms in schizophrenic patients: I. Outcome, Br J Psychiatry, 162:524-532. Wing JK (1983) Schizophrenia. Theory and Pratice of Psychiatric Rehabilitation, FN Watts, DH Bennett (Ed), Chichester, Wiley. Zubin J, Spring B (1977) Vulnerability - a new view on schizophrenia. J Abnorm Psychol, 86:103-126. 166