Otistik Hastalarda Kendine Zarar Verme Davran fl nda Naltrekson Tedavisi ve ki Olgu Sunumu



Benzer belgeler
Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM

Sempozyum 40. Yaygın Gelişimsel Bozukluklarda Güncel Antipsikotik Kullanımı ARAŞTIRMA MAKALESİ. n Mehmet Gökşin Karaman*, Ayten Erdoğan**

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU. Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

70. Yılında Otizm Spektrum Bozuklukları. Dr. Sabri Hergüner Meram Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD

ASPERGER BOZUKLUĞUNDA ATİPİK ANTİPSİKOTİK KULLANIMINA OLUMLU YANIT: ÜÇ OLGU SUNUMU

Ayşe Devrim Başterzi. Son iki senedir ilaç endüstrisi ve STO ile araştırmacı, danışman ya da konuşmacı olarak herhangi bir çıkar çatışmam yoktur.

3. Ulusal Bağımlılık Kongresi Poster Ödülleri Birincilik: Mır sal, H., Ö.A. Kalyoncu, Ö. Pektaş,

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu

Yaygın Geli imsel Bozukluklarda Güncel Antipsikotik Kullanımı

Olgularla Antibiyotikler ve Yan Etki Yönetimi Şanlıurfa Toplantısı 20 Kasım 2015

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

BİLİŞSEL GELİŞİM GERİLİĞİ VE OTİSTİK SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARDA SERUM PROGRANULİN DÜZEYLERİ

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Emine Sevinç Tok. İzmir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü. Gürsel Aksel Bulvarı No: Üçkuyular İzmir

OTİSTİK SPEKTRUM BOZUKLUĞU TANISI İLE İZLENEN ÇOCUK VE ERGENLERDE PSİKOTROP İLAÇ KULLANIM SIKLIĞI, DAĞILIMI VE İLİŞKİLİ DEĞİŞKENLER

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU

Çocukluk çağındaki fiziksel ve ruhsal gelişimin uygunluğunu bilecek, Doğru ebeveynlik becerilerinin aile içi ilişkilerde nasıl olması gerektiğini

Özgül Fobinin Göz Hareketleri ile Duyarsýzlaþtýrma ve Yeniden Ýþleme Yöntemi ile Tedavisi: Bir Olgu Sunumu

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Tıpta Doktora Farmakoloji Marmara Üniversitesi 1989

ÖZGEÇMİŞ 1. ADI SOYADI: NESLİM GÜVENDEĞER DOKSAT 2. DOĞUM TARİHİ: UNVANI: ÇOCUK PSİKİYATRİSİ UZMANI 4.

ÖZGEÇMİŞ. Doktora Tezi/S.Yeterlik Çalışması/Tıpta Uzmanlık Tezi Başlığı ve Danışman(lar)ı :

Erken Çocuklukta Müdahale Programı (ETEÇOM) İle İlgili Bilimsel Çalışmaların Be?msel Analizi

ARAŞTIRMA MAKALESİ. Çiğdem Yektaş 1, Sümeyra Elif Kaplan 1. Yektaş Ç ve ark. Fakültesi Çocuk Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı, Düzce, Türkiye

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

Anksiyete Bozukluklarına eşlik eden alkol madde kullanım bozukluğu tedavi yaklaşımları

Otizm Spektrum Bozukluğu. Tarihçe, Yaygınlık ve Nedenler

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Bir Üniversite Hastanesinde Hastalardan İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur.

Yayg n Geliflimsel Bozukluklarda laç Seçimi

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 6 RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJ TANITIM REHBERİ

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

Antipsikotik tedaviler ve şizofrenide tedaviye uyum

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

QUESTIONNAIRE FOR TEACHERS/EDUCATORS ÖĞRETMENLER VE EĞİTİMCİLER İÇİN ANKET

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUKLARDA PSİKOFARMAKOLOJİ: SON ON YILIN YAZIN BİLGİLERİNİN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

2014

Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI

Çocuk Ýstismarýna Birimler Arasý Yaklaþým: Bir Olgu Sunumu

Obezite ve Yeme Alışkanlıklarının Psikolojik Temelleri

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

OTİZMLİ ÇOCUĞA SAHİP OLAN EBEVEYNLERİN, ÇOCUKLARININ HAREKET EĞİTİMİYLE SOSYALLEŞME DÜZEYLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir.

Füsun KURDOĞLU-ERÜRETEN Uzman Psikolog

YAYGIN GEL fi MSEL BOZUKLUK TANISI OLAN ÇOCUKLARDA LAÇ KULLANIM ÖRÜNTÜSÜ

Psikiyatri Acil Servise Başvuran Perinatal Dönemdeki Hastaların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

ERGOTERAPİ ve OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI

ÖZGEÇMİŞ. Telefon : +90 (312) FOTOĞRAF : Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 06800, Beytepe Ankara

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Yayg n Geliflimsel Bozukluk ve Mental Retardasyonda Risperidonun E itim Ortam ndaki Davran fllar Üzerine Etkileri

Emzirme Döneminde İlaç Kullanımına Dair Kanıta Dayalı Bireysel Risk Değerlendirme Raporu

Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri. Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA CİNSEL SORUNLAR. Dr. Özay Özdemir

Çocuk ve gençlerde dirençli şizofrenik bozukluklarda

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar Akseki, Dilek Taşkıran

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

OTİSTİK SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARIN ANNELERİNDEKİ BAŞ ETME TUTUMLARI VE DEPRESYON İLE ANKSİYETE DÜZEYLERİYLE İLİŞKİSİ

PREPUBERTAL ÇOCUKLARDA TESTOSTERON

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur.

Kısa Araştırmalar / Brief Reports. Cem Gökçen 1, Bilge Burçak Annagür 2

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

BETÜL MAZLUM -Özgeçmiş. Kişisel Bilgiler. Doğum Tarihi: 1977 Medeni Hali: Eğitim

Üzerinde en çok çalışılmış yaygın gelişimsel bozukluk. Asperger Bozukluğu Olan Çocuklarda Risperidon Kullanımı: Olgu Sunumu

OTÝZM DAVRANIÞ KONTROL LÝSTESÝNÝN (ABC) GEÇERLÝK VE GÜVENÝRLÝÐÝNÝN ÝNCELENMESÝ

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Göz teması kuramazlar, biriyle göz göze geldiklerinde sanki boşluğa bakıyor gibi dururlar ya.

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

Cirriculum Vitae and Publications

Transkript:

Olgu Sunumlar / Case Reports Otistik Hastalarda Kendine Zarar Verme Davran fl nda Naltrekson Tedavisi ve ki Olgu Sunumu Gürkan Odabafl o lu 1, Yasin Genç 2, Özgür Öztürk 3 ÖZET: Otistik hastalarda kendine zarar verme davran fl nda naltrekson tedavisi ve iki olgu sunumu Opiatlar lokus seruleusta atefllenme h z n düflürerek uyar lmay azalt rlar. Bu nedenle sosyal kaç nma ve geri çekilme davran fllar nda opiaterjik sistem aktivasyonunun sorumlu oldu u ileri sürülmektedir. Otistik bozuklukta neonatal dönemde artm fl beyin opiat aktivitesinin sosyal motivasyonu azaltarak otistik izolasyon ve uzaklaflmaya yol açt düflünülmektedir. Travma geçirmifl kiflilerde ve Travma Sonras Stres Bozuklu u (TSSB) olan hastalarda a r l uyaran n beyinde endojen opiat sentezini artt rd ve tekrarlayan a r - l uyaranlar n veya geri dönüfllerin (flashback) bir pekifltirme k s rdöngüsü yaratt ileri sürülmüfltür.opiat antagonisti naltreksonun travma sonras stres bozuklu u hastalar nda flash back leri azaltt gösterilmifltir. Otistik çocuklarda kendine zarar verme davran fl n n opiat antagonistleri ile azalt lmas n n alt nda yatan nörobiyolojik mekanizma da bu a r l uyaranlar (kendine zarar verme fleklinde) yoluyla artan endojen opiat aktivitesine ba l k s r döngünün k r lmas yoluyla olabilir. Klini imizde yatarak gözlem alt na al - nan ve naltrekson sonras nda kendine zarar verme davran - fl nda azalma olan iki olgu ba lam nda opiat antagonistlerinin bu alandaki etkileri ve olas nörobiyolojik mekanizmalar ile di er potansiyel kullan m alanlar tart fl lacakt r. Anahtar sözcükler: Naltrekson, otizm, kendine zarar verme davran fl, opiaterjik sistem Klinik Psikofarmakoloji Bülteni 2009;19:431-435 ABSTRACT: Naltrexone treatment of self-injurious behavior in autistic patients and two case reports Opiates lower the excitation of locus coeruleus via decreasing the firing activity of neurons. It is implicated that dysfunction of opiatergic systems might be mostly responsible for causing social withdrawal behaviour. Increased brain opiatergic activity during neonatal period might decrease social motivation and cause social withdrawal in autistic children. Painful stimulants in post travmatic stress disorder patients increase opiate synthesis in brain and repetetive painful stimulants and flashbacks might reinforce this neurobiological process. Naltrexone, an opiate antagonist, is shown to decrease the flashbacks in patients with posttraumatic stress disorder. The underlying mechanism in which opiate antagonists diminish the self injurious behaviour in autistic children might involve the reduction of opiatergic activity which is increased by painful stimuli and self injurious behaviours. Regarding two cases who are admitted to our inpatient unit, the effects of opiate antagonists as well as their neurobiological mechanisms which lower agression and other potential pharmocological indications were discussed. Key words: Naltrexone, autism, self injurious behaviour, opiatergic system Bulletin of Clinical Psychopharmacology 2009;19:431-435 1 Uzm. Dr., Çocuk ve Ergen Psikiyatristi, 2 Uzm. Dr., 3 Doç. Dr., Psikiyatri Klini i, Surp P rgiç Hastanesi Yedikule Psikiyatri Klini i 3 Doç. Dr., Surp P rgiç Hastanesi Yedikule Psikiyatri Klini i, stanbul-turkey Yaz flma Adresi / Address reprint requests to: Doç. Dr. Özgür Öztürk, Surp P rgiç Hastanesi Yedikule Psikiyatri Klini i, Zakirbafl Sok. No: 32 Kazl çeflme, stanbul -Turkey Telefon / Phone: +90-212-510-8052/1056 Faks / Fax: +90-212-547-1121 Elektronik posta adresi / E-mail address: drozgurozturk@hotmail.com Kabul tarihi / Date of acceptance: 17 Haziran 2009 / June 17, 2009 Ba nt beyan : G.O., Y.G., Ö.Ö.: yok. Declaration of interest: G.O., Y.G., Ö.Ö.: none. GİRİŞ Otizm, üç yaşından önce başlayan, sosyal etkileşimde ve iletişimde önemli ölçüde bozulma ve anormal gelişim, ilgi ve etkinliklerin belirgin sınırlılığı gibi özelliklerle kendini gösteren gelişimsel bir sendrom olarak tanımlanmaktadır. İnsanlarda yoğun stres beyinde opiat sentezini arttırmaktadır. Opiatlar lokus seruleus bölgesinde ateşlenme hızını düşürerek uyarılmayı azaltmaktadır. Bu nedenle sosyal kaçınma ve geri çekilme davranışlarında opiaterjik sistem aktivasyonunun sorumlu olduğu öne sürülmektedir (1,2). Otizm tanısı alan çocuk ve ergenlerde irritabilite, kendine zarar verme davranışı ve öfke nöbetlerinin sık görüldüğü bilinmektedir (3,4,5). Otizm tanısı almış hastalarda çeşitli şekillerde görülebilen kendine zarar verme davranışları çoğu zaman aileleri için önemli bir stres kaynağı oluşturmakta ve zaman zaman hospitalizasyona ihtiyaç duyulmaktadır (5,6). Kendine zarar verme davranışının, agresif davranışların, depresyon ve OKB ek tanılarının hospitalizasyon ihtiyacını arttırdığı görülmüştür (6). Bu nedenlerden dolayı kendine zarar verme ve agresif davranışlar gösteren hastalarda, bu davranışların psikofarmakolojik tedavisi giderek önem kazanmaya başlamıştır (7). Otizm'de neonatal dönemde artmış beyin opiat aktivitesinin sosyal motivasyonu azaltarak otistik izolasyon ve uzaklaşmaya yol açtığına dair kuram giderek artan bir destek görmektedir. Endojenik opiaterjik sistem disfonksiyonunun ve plazma beta-endorfin seviyelerinin 431

Otistik hastalarda kendine zarar verme davran fl nda naltrekson tedavisi ve iki olgu sunumu otizm de agresif davranışlar, sosyal çekilme, stereotipik davranışlarla ilgili olabileceği düşünülmüştür (8,9). Otistik bozukluğu bulunan hastalarda kendine zarar verme ve agresif davranışların tedavisinde kullanılabilecek yaklaşım modelleri ve ilaçlar oldukça çeşitlidir (7,10,11). Yapılan birçok çalışmada bu davranışların kontrolü için kullanılan atipik antipsikotiklerin tedavide etkinliği kanıtlanmış (7,11) olsa da aşırı kilo alımı, sedasyon, metabolik sendrom riski nedeniyle kullanım alanı sınırlanabilmektedir. Opiat antagonistlerinin otizm de dikkat ve kendine zarar verici davranışları azaltmada olumlu etkileri olabileceği bilinmektedir (8,9,10). Otistik hastalarda naltrekson kullanımının kendine zarar verme davranışları üzerinde olumlu etkilerine dair 2 olgu örneğimiz aşağıdadır. OLGU 12 yaşında erkek hasta, ailenin tek çocuğu. Normal bir doğum süreci sonrasında 5 kg olarak doğmuş ve 9 ay anne sütü almıştır. Annede diabet öyküsü bulunmamaktadır. Hastanın gelişimsel öyküsünde; 1 yaşında tek kelimelerle konuşmaya başlamış, 1.5 yaşında yürümüştür. 18 aylık olunca ise gelişiminde belirgin bir gerileme başlamış, sosyalliği azalmış, çevreye olan ilgisini yavaş yavaş kaybetmeye başlamış ve içe dönüklüğü artmıştır. Bu dönemlerde ilgi alanı sadece eşyaların ambalaj kutularıyla sınırlı olan hastada kendi kendine anlamsız ses çıkarma dışında konuşma işlevi hiç gelişmemiştir. İletişim problemlerine ek olarak yoğun el stereotipileri bulunmakta olan hastaya, konuşmama, içe dönüklük, elleri ile aşırı uğraşma şikayetleri ile götürüldüğü doktor tarafından otizm tanısı konduktan sonra özel eğitim önerilmiştir. 24 aylık iken başladığı özel eğitim seanslarından kısmen fayda gören hastanın 9 yaşlarında öfke nöbetleri başlamıştır. Evde topladığı kağıtları şerit halinde yırtma, nedensiz yere anneye ve kendine vurma, zaman zaman elini ısırma, kendini yere atma şikayetleri için sırasıyla risperidon 4mg/gün, ketiyapin 300mg/gün, olanzapin 10mg/gün, valproik asit 1000mg/gün tedavileri başlanmış, fakat hiçbir tedavi kendine zarar verme davranışını azaltmada faydalı olmamıştır. Hastanın yapılan biyokimyasal tetkikleri, Kraniyal MR ı ve EEG si normal bulunmuştur. Kendine zarar verme davranışının yoğunluğu nedeniyle kliniğimize başvuran ve hospitalize edilen hastanın daha önce kullanmış olduğu medikal tedavileri kesildikten sonra naltrekson 50 mg/gün başlanılmıştır. Naltrekson tedavisi öncesinde; tedavinin 1. ve 4. haftalarında klinik psikiyatrik değerlendirmenin yanında hastaya Otizm Davranış Kontrol Listesi (Autism Behaviour Checklist) uygulanmıştır. Yapılan geçerlik ve güvenirlik çalışmasında kesme puanı 39 olarak belirlenmiştir (12). Otizmi değerlendirme ve tarama amacıyla geliştirilen ölçeklerden biri olan Otizm Davranış Kontrol Listesi (Autism Behaviour Checklist-ABC), Krug ve arkadaşları tarafından geliştirilen ve kısaca ABC olarak adlandırılan bir ölçek olup; duyusal, ilişki kurma, dil becerileri, sosyal ve öz bakım becerileri olmak üzere toplam beş alt ölçekten oluşan 57 maddelik bir değerlendirme aracıdır. Ölçekten alınabilecek en düşük puan 0, en yüksek puan ise 159 dur (13). Birinci haftanın sonundan itibaren hastanın kendine zarar verme davranışında belirgin azalma gözlenmiştir, tedavinin ilerleyen dönemlerinde ise sosyal iletişiminde düzelmeler olmuştur. OLGU 2 14 yaşında kız hasta, ailenin ikinci çocuğu olarak c/s ile 4 kg doğmuş, hiç anne sütü almamıştır. Gelişim öyküsünde aktarılan bilgilere göre; hastanın konuşması hiç gelişmemiş ve yürümesi de 1 yaşında olmuştur. Sözel ve sözel olmayan herhangi bir iletişimi bulunmayan hastanın, 3 yaşında sallanma şeklinde başlayan stereotipileri giderek yoğunlaşmış ve buna zaman zaman el ve kanat çırpma stereotipileri eklenmiştir. Dönen nesnelere aşırı ilgi, dokunulduğu zaman aşırı hassasiyet, nedensiz yere ağlama ve bağırma şikayetleri ile 6 yaşında otizm tanısı alan hastanın, bu yaşlarda ısrarla elini ağzına götürme ve kolunu ısırma şeklinde kendine zarar verme şikayetleri bulunmaktadır. O dönemde kullanılan Risperidon 4mg/gün tedavisi ile şikayetleri kısmen azalsa da, pubertal belirtilerin başladığı 12 yaşından sonra kendi kendine zarar verme davranışının önüne geçmek aldığı tedaviye rağmen imkansız hale gelmiştir. Hastanın yapılan biyokimyasal tetkikleri, Kraniyal MR ı ve EEG si normal bulunmuştur. Naltrekson 50 mg/gün tedavisi başlanan hastanın naltrekson tedavisi öncesinde; tedavinin 1. ve 4. haftalarında klinik psikiyatrik değerlendirmenin yanında, Otizm Davranış Kontrol Listesi (Autism Behaviour Checklist) (12,13) uygulanmıştır. Birinci haftanın sonundan itibaren hastanın kendine 432

G. Odabafl o lu, Y. Genç, Ö. Öztürk zarar verme davranışında azalma gözlenmiş, 4. haftanın sonunda ise ilişki kurma alt ölçeğinde olumlu yönde değişimler gözlenmiştir. Tablo 1: Otizm Davran fl Kontrol Listesi OLGU 1 DUYUSAL L fik KURMA BEDEN VE D L SOSYAL VE ÖZ TOTAL NESNE BECER LER BAKIM PUAN KULLANIMI Tedavi öncesi 2 20 18 16 23 79 1. hafta 0 20 4 13 15 52 4. hafta 0 12 4 13 13 42 OLGU 2 DUYUSAL L fik KURMA BEDEN VE D L SOSYAL VE ÖZ TOTAL NESNE BECER LER BAKIM PUAN KULLANIMI Tedavi öncesi 19 30 12 6 24 91 1. hafta 13 23 12 6 18 72 4. hafta 13 19 10 5 16 63 TARTIŞMA Otizm, stereotipik davranış örüntüleri ile giden ve iletişim ve sosyal etkileşimde bozulmanın olduğu davranışsal bir sendromdur. Birçok nöropsikiyatrik bozukluk gibi genetik etiyolojisi karmaşık ve heterojen bir hastalıktır. Otistik bozukluğu olan hastaların yakınlarında, kontrol grubuna göre daha sık sosyal anksiyete bozukluğu görüldüğü bildirilmiştir (2). Bir başka çalışmada ise otistik hastaların yakınlarında, down sendromu olan hastaların yakınlarına göre belirgin oranda yüksek sosyal fobi bulunmuştur (14). Sosyal anksiyete bozukluğu (SAB) olan hastalarla, otizmi ve şizoid bozukluğu olan hastalar aralarındaki genetik bağlantılara rağmen klinik görüntü arasında farklar bulunur, örneğin başkaları ile ilişki kurma ve bağlanma davranışı isteğindeki derece farkıdır. Çünkü SAB li hastalar başkaları ile ilişki kurmak isteyen fakat bunun sonuçlarından korkan insanlar olarak kabul edilirken, otistik ve şizoid kişiler bu bağlantılara karşı isteksiz olarak tanımlanırlar. Merkezi sinir sisteminde bulunan opiaterjik sistem memelilerde bağlanma davranışı düzenleyici rolü açısından önemli olduğu düşünülen ilk nörokimyasal sistemlerden biridir. Stres endojen opiyat sisteminde bazı değişikliklere yol açmaktadır (15). Stresle karşılaşan hayvanlarda bu stresin oluşturduğu analjezi ortaya çıkmaktadır (16). Naloksan gibi opiyat reseptör blokörlerinin stresin oluşturduğu analjeziyi önlemeleri, etkinin opiyat sistemi aracılığı ile olduğuna dair bir kanıt olarak gösterilmiştir (17). Bir çalışmada anneleri ile beraber stabil bir sosyal grup içerisinde yaşayan 10 yavru makak maymununa naloksan verilmiş, naloksan verilmeyen gruba göre daha fazla bağlanma davranışı sergiledikleri görülmüştür (18). Kalin ve arkadaşları (19) yaptıkları bir çalışmada annelerinden ayrılan yavru memelilerin, hem annelere hem de yavrulara morfin verildikten sonra her iki tarafında daha az bağlanma davranışı sergilediklerini bunun yanında verilen naltreksonunun tekrar bağlanmayı arttırdığını gözlemlemişlerdir. Klinik olarak opiat bağımlılığı olan hastaların daha fazla sosyal kaçınma davranışı sergiledikleri bilinmektedir (20). Travma geçirmiş kişilerde ve TSSB olan hastalarda ağrılı uyaranın beyinde endojen opiat sentezini arttırdığı ve tekrarlayan ağrılı uyaranların veya geri dönüşlerin (flashback) bir pekiştirme kısırdöngüsü yarattığı ileri sürülmüştür. Opiat antagonisti naltreksonun TSSB hastalarında flash back leri azalttığı iddia edilmiştir (21,22). Otistik çocuklarda kendine zarar verme davranışının opiat antagonistleri ile azaltılmasının altında yatan nörobiyolojik mekanizma (kendine zarar verme şeklinde) artan endojen opiat aktivitesindeki bu kısır döngünün kırılması yoluyla olabilir. Birbirinden uzak klinik kavramlar gibi görünse de opiat antagonistlerinin TSSB hastalarında geridönüşleri azaltması ile otistik olgularda kendine zarar verme davranışını azaltması, geridönüşler kendine zarar verme veyahut stres ile artan endojen opiat aktivitesinin tersine çevrilmesi yoluyla oluyor gibi gözükmektedir (1,2). 433

Otistik hastalarda kendine zarar verme davran fl nda naltrekson tedavisi ve iki olgu sunumu Otizm de neonatal dönemde opiaterjik sistem anomalileri olduğuna dair kuram üç ana bulguyla desteklenmektedir. Bunlardan birincisi ekzojen olarak opiat verilen genç denek hayvanlarında enjeksiyon sonrası görülen otistik benzeri sosyal geri çekilme ve ses çıkarmanın azalması, ikincisi otizm de periferik opiat sistemi anomalilerine dair direk biyokimyasal kanıtların olması ve son olarak da uzun etkili opiat antgonisti naltreksonun olumlu terapötik etkilerinin gözlenmesidir (23). Her ne kadar nörobiyolojik açıdan akla yatkın görünse de naltreksonun mental retarde ve otistik çocukların, kendi kendini yaralama davranışlarında kullanılmasına dair yapılan çalışmalarda çelişkili sonuçlar ortaya konmuştur. Yapılan bazı araştırmalara göre, ilacın otizm de kendine zarar verme davranışları, agresivite, içe dönüklük gibi semptomlarında etkinliği gösterilememiştir (24,25). Ancak opiat antagonisti naltrekson ile içe dönüklüğün azaldığına ve agresyonun gerilediğine dair yayınlar da bulunmaktadır (26,27). Benzer şekilde bir destek de naltreksonun plazma beta-endorfin seviyeleri ile otistik bozukluğu ve mental retardasyonu bulunan hastalardaki kendine zarar verme davranışları arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışmadan gelmiştir; yüksek beta-endorfin seviyeleri ve paralel olarak kendine zarar verme davranışı naltrekson tedavisi sonrası azalmış ve bu sonuç, yüksek beta-endorfin seviyeleri ile kendine zarar verme davranışları arasında ilişki olduğunu düşündürtmüştür (9). Ülkemizde de naltreksonun otistik çocuklarda davranış sorunları üzerinde etkisini gösteren bir yayın yapılmıştır (28). Ayrıca otistik çocukların davranışlarını değerlendirme de kullanılan davranış kontrol listesinin geçerlik ve güvenilirlik çalışması da yapılıp yayınlanmıştır (12). Naltrekson kendine zarar verme davranışı olan otistik çocuklarda gerek nörobiyolojik etki mekanizmasının akla yakınlığı, gerekse yıllardır çeşitli çalışmalar ve klinik pratikte kullanılmış olmasının getirdiği güven nedeniyle hala iyi bir seçenek olarak durmaktadır. Bizim burada örnek olarak sunduğumuz iki olguda elde ettiğimiz sonuçlar da naltreksonun kendine zarar verme davranışı olan otistik çocuklardaki etkinliğini desteklemektedir. Teşekkür Olguların hazırlanmasında ve düzeltmelerde emeği geçen Uzman klinik psikolog Tuğçe Peker e teşekkür ederiz. Kaynaklar: 1. Mathew SJ, Coplan JD, Gorman JM. Neurobiological mechanisms of social anxiety disorder. Am J Psychiatry. 2001;158:1558-1567 2. Smalley SL, McCracken J, Tanguay P. Autism, affective disorders and social phobia. Am J Med Genet 1995; 60:19-26 3. Stigler KA, McDougle CJ. Child Adolesc Psychiatr Clin N Am. Pharmacotherapy of irritability in pervasive developmental disorders. 2008;17:739-752 4. Minshawi NF. Child Adolesc Psychiatr Clin N Am. Behavioral assessment and treatment of self-injurious behavior in autism. 2008;17:875-886 5. Parikh MS, Kolevzon A, Hollander E.J Child Adolesc Psychopharmacol. Psychopharmacology of aggression in children and adolescents with autism: a critical review of efficacy and tolerability. 2008;18:157-178 6. Mandell DS. J Autism Dev Disord. Psychiatric hospitalization among children with autism spectrum disorders. 2008;38:1059-1065 7. McDougle CJ, Stigler KA, Erickson CA, Posey DJ.J Clin Psychiatry. Atypical antipsychotics in children and adolescents with autistic and other pervasive developmental disorders. 2008;69 Suppl 4:S15-S20 8. Walters AS, Barrett RP, Feinstein C, Mercurio A, Hole WT. J Autism Dev Disord. A case report of naltrexone treatment of selfinjury and social withdrawal in autism. 1990; 20:169-176. 9. Cazzullo AG, Musetti MC, Musetti L, Bajo S, Sacerdote P, Panerai A.Eur Neuropsychopharmacol. Beta-endorphin levels in peripheral blood mononuclear cells and long-term naltrexone treatment in autistic children. 1999; 9: 361-366 10. Deutsch SI. Am J Ment Defic. Rationale for the administration of opiate antagonists in treating infantile autism. 1986; 90:631-635 11. Stachnik JM, Nunn-Thompson C. Ann Pharmacother. Use of atypical antipsychotics in the treatment of autistic disorder. 2007; 41:626-634 12. Yılmaz T, S Tekinsav S, Aydın A, Sorias O. Otizm Davranış Kontrol Listesinin Geçerlik ve Güvenirliğinin İncelenmesi. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi. 2007, 14:13-23 13. Krug DA, Arick JR, Almond PA. Autism Screening Instrument for Educational Planning. (1993), Pro-ed Inc. Austin Texas. 14. Piven J, Palmer P. Psychiatric disorder and broad autism phenotype: evidence from a family study of multiple-incidence autism families. Am J Psychiatry 1999, 156:557-563 15. Van der Kolk BA, Greenberg M, Boyd H, Krystal J. Inescapable shock, neurotransmitters, and addiction to trauma : toward a psychobiology of posttraumatic stress. Biol Psychiatry 1985;20: 314-325 16. Coid J, Alloliao B, Rees LH. Raised plasma metenkephalin in patients who habitually mutilate themselves. Lancet 1993; 2:545-546 434

G. Odabafl o lu, Y. Genç, Ö. Öztürk 17. Pitman RK, Van der kolk BA, Orr SP. Naloxone-reversible analgesic response to combat-related posttraumatic stress disorder. Arch Gen Psychiatry 1990,47:541-544 18. Schino G, Troisi A. Opiate receptor blockade in juvenile macaques: effect on affiliative interactions with their mothers and group companions. Brain Res 1992; 576:125-130 19. Kalin NH, Shelton SE,Lynn DE. Opiate systems in mother and infant primates coordinate intimate contact during reunion. Psychoneuroendocrinology 1995;20:735-742 20. Grenyer BF, Williams G, Swift W, Neill O. The prevalance of social- evaluative anxiety in opioid users seeking treatment. Int J Addict 1992;27:665-673 21. Bills LJ, Kreisler K. Treatment of flashbacks with naltrexone. Am J Psychiatry 1993;9:1430 22. Iberra P, Bruehl S, McCubbin C, Carlson CR, Wilson JF, Norton JA et al. An unusual reaction to opioid blockade with naltrexone in a case of post-traumatic stress disorder. J Traumatic Stress 1994; 7:303-309 24. Benjamin S, Seek A, Tresise L, Price E, Gagnon M. Case study: paradoxical response to naltrexone treatment of self-injurious behavior. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry. 1995; 34: 238-42 25. Willemsen-Swinkels SH, Buitelaar JK, Nijhof GJ, van England H. Failure of naltrexone hydrochloride to reduce self-injurious and autistic behavior in mentally retarded adults. Double-blind placebocontrolled studies.arch Gen Psychiatry. 1995;52:766-773 26. Elchaar GM, Maisch NM,Augusto LM, Wehring HJ. Efficacy and safety of naltrexone use in pediatric patients with autistic disorder. Ann Pharmacother 2006 40:1086-1095 27. Symons FJ, Thompson A, Rodriguez MC. Self-injurious behaviour and the efficacy of naltrexone treatment: a quantitative synthesis. Ment Retard Dev Disabil Res Rev 2004;10:193-200 28. Akkök F, Gökler B, Öktem F, Reid LD, Sucuoğlu B. Otizm'de naltrekson sağaltımının davranışsal ve biyokimyasal boyutları. Türk Psikiyatri Dergisi 1995; 6:251-262 23. Leboyer M, Bouvard MP, Launay JM, Recasens C, Plumet MH, Waller-Perotte D, Tabuteau F, Bondoux D, Dugas M. Opiate hypothesis in infantile autism? Therapeutic trials with naltrexone. Encephale 1993; 19: 95-102 435