nsanlar Yaflad kça Mehmet Ünver Baz An lar Hiç Unutulmaz Baz An lar Hiç Unutulmaz Baz an lar hiç unutulmuyor: Aradan geçen y llar, içimizde yer etmifl olan o unutamad m z an lara karfl yüre imizde kabuklanm fl özlemi daha da art r yor. atta kimi zaman ömrümüzün en güzel dönemlerinin o an larda sakl oldu una inan yoruz: Çocuklu umuzun bir bölümü flirin bir anadolu köyünde geçmiflti. Bize nice deneyimler ve dostluklar kazan- H 128 d ran o köyün halk geçimleri için senenin üç mevsiminde tarlalarda, ba larda çal flmak zorundayd. Öyle ki, geçim derdi u runa, ailenin en küçük fertleri bile bu çetin u rafla kat l rlard. K fl geldi indeyse bütün o kofluflturma biter, herkes üç ayl k bir tatile girerdi.
Art k rahatlam fl olan komflular m z hemen her gece bir evde toplan r, ocak bafl nda sabahlara kadar sohbet eflli- inde yenilip, içilirdi. Tüm o toplant - lara biz de davet edilirdik. Aradan uzun y llar geçti i halde keçe hal lar ve kilimlerle kapl köy odalar n n flirinli ini, ocaklarda yanan kozalaklar n ç kard tatl ç t rt lar unutamad m. Otoplant lar- daki sohbetlerse bir baflka zevkliydi. Köyün eski dönemlerinden bafllan p, babadan o ula geçen öyküler anlat - larak günümüze kadar gelinir, geçmiflte yaflanm fl olaylar, efsanelerle kar flt r larak aktar l rd. Sabahlara kadar sürerdi o toplant lar. Aradan onca zaman geçti i halde o keyifli sohbetlerde dinlediklerimiz hiç akl m zdan ç kmad. Herkesin kendi içine çekildi i günümüzde ister istemez o küçücük köydeki kalabal k sohbet toplant lar akl ma geliyor ve o güzel günleri özlüyorum. ORTAKÖY DEK AHfiAP EV Yaflam m n en unutulmaz ve do al olarak da en çok özledi im an lar, çocuklu umda Bo aziçi nin en güzel iskele köylerinden biri olan Ortaköy de yerleflik olan akrabalar m z n evinde geçirdi imiz günlerdir. Parke tafllarla döfleli bir meydana bakan ev, iki katl ve cumbal yd. Genifl bir alan olan tavan aras ysa çocuklar n oynayaca flekilde düzenlenmiflti. O zamanlar henüz Bo aziçi köprüleri yap lmam flt. ki yaka aras ndaki tek Sabahlara kadar sürerdi o toplant lar. Aradan onca zaman geçti i halde o sohbetlerde dinlediklerimiz hiç akl m zdan ç kmad. ulafl m; birkaç vapur seferiyle s n rl yd. Bu nedenle Bo az n farkl yakalar nda yaflayan akrabalar, çoluk çocuk toplan p, birbirlerini ziyaret ettiklerinde ço unlukla gittikleri evde gece yat s na kalmay tercih ederlerdi. 129
Özellikle de karl k fll bir sabah, ailecek, vapura binip, Ortaköy deki akrabalar m za gitmek üzere yola ç kt m zda bayram ederdik. Özellikle de karl k fll bir sabah, ailecek, iskelemizden vapura binip, yat l misafirlik için Ortaköy deki akrabalar m za gitmek üzere yola ç kt m zda bayram ederdik. Çünkü o ahflap evde çok sevdi imiz ve birlikte güzel vakit geçirdi imiz kuzenlerimiz vard. Onlarla birlikteyken yaflad m z her dakikadan ayr bir keyif al rd k. O e lenceli anlar gelecekte çok arayaca- m z sanki daha o günlerden biliyor gibiydik. Bugün yerinde büyük bir apartman olan o cumbal evde yaflayan akrabalar m z hayli kalabal k bir nüfusa sahiptiler. Biz gitti imizde evin kalabal daha da artar, cümbür cemaat bir aile ortam neflemizi ikiye, üçe katlard. Çocuklar kalabal k ve yafl tlar bulunan aileleri severler. Gün boyu kuzenlerimizle birlikteli in keyfini ç kard ktan sonra, yatma vakti geldi inde, orta katta büyük demir döküm soban n yand salona, biz çocuklar için serilen yer yataklar evdeki karyolalar - m zda uyumaktan daha çekici gelirdi. Yafllar birbirine yak n alt çocu un hep birlikte bir salonda yatt klar n düflünün. Sabaha kadar uyumaz, gün do ana kadar gülüp, e lenirdik. Ayn durum di er odaya serilen yer yataklar nda yatan yetiflkinler için de geçerliydi. O günlerde, flehir içinde bile olsa, evden ç k p akraba ziyaretlerine gitmek kolay olmad için, onlar da bir araya gelmifl olman n keyfini doyas ya yaflarlard. 130
O evde geçen günler, so uk k fl geceleri sobal salonda yaflanan sohbet anlar, muftaktaki malt zda piflen lezzetli yemekler, Bo az dan geçen gemileri seyretti imiz tavan odas nda oynad m z oyunlar, yaflam m n en unutulmaz an lar olarak belle ime kaz nd lar. Aradan elli y la yak n bir zaman geçmifl olsa da hâlâ o günleri özlüyorum. Çünkü günümüzde ayn mahallede oturan tan d klara bile ziyarete gidilmiyor art k. Bayramlarsa cep telefonlar ndan gönderilen birkaç kelimelik tebrik mesajlar yla geçifltiriliyor. Bofl bir hayal oldu unu bildi im halde, hala o günlere dönebilir miyiz diye kendime sormadan edemiyorum. SICAK B R ÇATI ALTINDA S ra yaln zca benim gibi o eski güzel günleri yaflam fl olanlar n de il, seksenli y llarda çocuklu unu geçirmifl olanlar n da unutamayaca anlara geldi: Gözlerinizi kapat p, bulundu- unuz kentin bir köflesinde, eski bir binan n orta kat nda yaflayan bir aileyi zihninizde canland r n. Uykulu gözlerle televizyon izlemekte olan insanlar belki de sizin ailenizdir. Vakit geceyar s na yaklaflm flt r. Haznesindeki kömürler azald - için giderek daha az s tmaya bafllayan soba art k yatma vaktinin geldi ini an msat r ev halk na. Ertesi gün tatildir, buna karfl n içerinin so umas bir BD KASIM 2013 an önce s cak bir yorgan n alt na s nma arzusu uyand rm flt r herkeste. Çocuklar için salonda o dönemin en kullan fll eflyalar ndan olan çekyatlar aç l r. En küçük evlat, hal n n üzerine serilecek olan yer yata nda yatacakt r. Evde misafir olarak bulunan kuzense, yüzleri kanaviçe iflli yast klarla kapl sedirde uyuyacakt r. Onun için özel olarak çocuklar n sünnetinde kullan lm fl olan bordo renkli ipek yüzlü yorgan ç kar l r yüklükten. Bir süre sonra ortal k sessizli e kavuflur diyecektim fakat pek de öyle olmaz. Her ne kadar vakit geceyar s n geçmifl olsa da seyrelen trafi inin yaratt özgürlük hissiyle h zla hareket eden araçlar geçer evin önündeki caddeden. Ardlar nda geceye yay lan motor homurtular kal r. Çocuklarsa s cakl klar na s nd klar yorganlar n alt nda düzenli nefes sesleriyle uyumaktad rlar. Anne, yer yata nda yatmak zorunda olan evin en küçü ü üflümesin diye döflemeye kal n bir battaniye sermifl, yata onun üzerine koymufltur. En kal n, yünlü yorgan da ona ay rm flt r. K yamaz küçü üne.. Baba, bir ara lavaboya gitmek için 131
kalkt nda sobaya iki kürek kömür atar. Bu flekilde demirdöküm gürül gürül yanmasa da sabaha kadar içerinin l k kalmas n sa layacakt r. Akflam saatlerinde dinledi i hava raporuna göre gece geç saatlerde kuzeyden esen rüzgar fliddetlenecek, sabaha karfl ysa etkili bir kar ya fl bafllayacakt r. Allahtan ertesi gün tatildir ve onun için önemli olan; ailesinin bu so ukta, s cak bir çat alt nda, güven içinde yaflamas d r. Vakit geceyar s n epey geçti inde uzak mahallelerden yay lan ve ne anlama geldiklerini anlayamad klar gürültüler böler uykular n. Hemen ard ndan sokaktaki bafl bofl köpekler koro halinde havlamaya bafllarlar. Gerginlikleri gidip sustuklar nda aile üyeleri tekrar tatl uykular na dönerler. Sabah n geç saatlerinde sobada demlenen çay n ve k zaran ekmeklerin kokusuyla uyan r çocuklar. Mutfaktaki anneninse baflka bir sürprizi vard r: Bol peynirli gözleme haz rlam flt r kahvalt için. Yataklar ndan kalkan çocuklar as l sürprizin henüz fark nda de ildirler. Çünkü salonun perdeleri hâlâ örtülüdür. E er aç k olsalard, sabaha karfl bafllayan fliddetli tipinin tüm kenti beyaza boyad n, toz gibi savrulan kar n, esen fliddetli karayelle birlikte köflebafllar nda rüzgâr anaforlar oluflturdu unu göreceklerdi. San r m bu yaz y okuyan okurlar m n ço unun kolay kolay unutamayacaklar benzer an lar vard r. Onlara bir nebze de olsa o güzel günleri an msatabildiysem ne mutlu bana. mehmetunver@butundunya.com.tr ki keflifl bir nehrin kenar nda yürüyordu. Nehirden geçmeye çal flan bir genç k z gördüler. Keflifllerden biri derhal suya atlad ve onu tafl yarak karfl ya geçirdi. Sonra yola devam ettiler. Di er keflifl flaflk nd. Sonuçta dayanamad ve yol arkadafl na sordu: Bir keflifl olarak bir k za dokunup onu tafl d n z. Keflifller karfl cinslere dokunmaz de il miydi? Arkadafl n sab rla dinleyen keflifl yan t verdi: Ben onu nehrin karfl s nda b rakt m, sen ise hâlâ tafl yorsun! 132 ki Keflifl