İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM: AFETLER 6



Benzer belgeler
Dünyanın ısısı düzenli olarak artıyor. Küresel ortalama yüzey ısısı şu anda15 santigrat derece civarında. Jeolojik ve diğer bilimsel kanıtlar,

BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER

EVREN VE DÜNYAMIZIN OLUŞUMU Evrenin ve Dünyanın oluşumu ile ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Biz bunların sadece ikisinden bahsedeceğiz.

Genel Jeoloji I (YERYUVARI)

Deprem, yerkabuğunun içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamı ve yeryüzünü

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

YER. Uzaklık. Kütle(A) X Kütle (B) Uzaklık 2. Çekim kuvveti= Yaşar EREN-2007

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

OMV Petrol Ofisi A.Ş. Tarım Kredi Kooperatifleri Tanker Şoförleri Patlayıcı Ortamlar Bilgilendirme Eğitimi

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

BÖLÜM YEDİ DEPREM TÜRLERİ

GÜNEŞİMİZ. Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

DEPREMLER - 1 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir? Oluşum Şekillerine Göre Depremler

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ACİL DURUMLAR

SU HALDEN HALE G İ RER

Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su

Küresel Değişim Ekolojisi BYL 327 Hacettepe Üniv. Biyoloji Bölümü lisans dersi

Bir Yıldız Sisteminde Canlılığın Oluşması İçin Gereken Etmenler

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

Fen ve Teknoloji ÜNİTE: DOĞAL SÜREÇLER 8.1 Evren ve Dünyamız Nasıl Oluştu? Anahtar Kavramlar Büyük Patlama EVRENİN OLUŞUMU 2.

Veysel Işık. JEM 107/125/151 Genel Jeoloji I. Yerin Merkezine Seyehat. Prof. Dr.

DEPREM VE DOĞAL GAZ. Mak. Yük. Müh. Abdurrahman ATABEY DİYARGAZ AŞ. Mak. Yük. Müh. Ahmet YETİK GAZMER

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır.

DÜNYAMIZIN KATMANLARI FEN BİLİMLERİ

MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ İÇİN

YGS COĞRAFYA HIZLI ÖĞRETİM İÇİNDEKİLER EDİTÖR ISBN / TARİH. Sertifika No: KAPAK TASARIMI SAYFA TASARIMI BASKI VE CİLT İLETİŞİM. Doğa ve İnsan...

SU HALDEN HALE GİRER. Nazife ALTIN. Fen ve Teknoloji

Deprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

Topoğrafik rölyef. Yaşar EREN-2003

Hava Kirliliği Meteorolojisi Prof.Dr.Abdurrahman BAYRAM

5. SINIF FEN BİLİMLERİ YER KABUĞUNUN GİZEMİ TESTİ

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

Ağır Ama Hissedemediğimiz Yük: Basınç

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

Ulusal KBRN Yönetmeliği ve Kurumlar Arası Organizasyon. Dr. Ayça ÇALBAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servis AD, ERZURUM

HEYELANLAR HEYELANLARA NEDEN OLAN ETKENLER HEYELAN ÇEŞİTLERİ HEYELANLARIN ÖNLENMESİ HEYELANLARIN NEDENLERİ

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

FİZİKSEL JEOLOJİ-I DERS NOTLARI

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ:

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz.

DERS 10. Levha Tektoniği

Muson Yağmurlarını Atlatmak Kelsey, Dylan, and Trevor Bölüm 1 Fen Bilimleri

MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ. Of Teknoloji Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Şubat.2015

1. İklim Değişikliği Nedir?

Yavuz KAYMAKÇIOĞLU- Keşan İlhami Ertem Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi.

İnsanlar var olduklarından beri levha hareketlerinin nedenini araştırıyorlar!!!

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Jeomorfolojinin Metodu: 1- Gözlem Metodu: 2-Deney Metodu : 3-Karşılaştırma Metodu : 4. Haritalama, GIS ve uzaktan algılama metotları

MEVSİMLERİN OLUŞUMU. Halil KOZANHAN EKSEN EĞİKLİĞİ DÜNYA NIN KENDİ EKSENİ ETRAFINDAKİ HAREKETİYLE GECE-GÜNDÜZ,

SU ÜRÜNLERİNDE MEKANİZASYON-2


ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

Çalışma hayatında en çok karşılaşılan soru işyerinden patlama tehlikesi olup olmadığı yönündedir. Bu sorunun cevabı, yapılacak risk

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

Küresel. İklim Değişikliği. ÇEVRE KORUMA ve KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Harita 12 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası

DENİZLERDE BÖLGESEL SU ÇEKİLMESİNİN METEOROLOJİK ANALİZİ

Prof. Dr. Ceyhun GÖL. Çankırı Karatekin Üniversitesi Orman Fakültesi Havza Yönetimi Anabilim Dalı

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

28 ŞUBAT SİVİL SAVUNMA GÜNÜ

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

TÜRKİYE DE TAŞKIN GERÇEĞİ VE METEOROLOJİK ERKEN UYARI SİSTEMLERİ

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

Fotovoltaik Teknoloji

RÜZGARLAR. Birbirine yakın iki merkezde sıcaklık farkı oluşması durumunda görülecek ilk olay rüzgarın esmeye başlamasıdır.

5.SINIF FEN VE TEKNOLOJİ KİMYA KONULARI MADDENİN DEĞİŞMESİ VE TANINMASI

Doğal Afetler. Uygar Küçükbayram 11/F 1318

Su, yaşam kaynağıdır. Bütün canlıların ağırlıklarının önemli bir kısmını su oluşturur.yeryüzündeki su miktarının yaklaşık % 5 i tatlı sulardır.

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOGY)

BBP JEOLOJİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Ülkemizde Yaşanan Doğal Afetler

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

2- Bileşim 3- Güneş İç Yapısı a) Çekirdek

Dielektrik malzeme DİELEKTRİK ÖZELLİKLER. Elektriksel Kutuplaşma. Dielektrik malzemeler. Kutuplaşma Türleri Elektronik kutuplaşma

METEOROLOJİ. III. Hafta: Sıcaklık

Doğal Afetler ve Kent Planlama

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

II. DOĞAL AFETLER (NATURAL DISASTERS)

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

MÜHENDİSLİK JEOLOJİ. Prof. Dr. Şükrü ERSOY SAATİ : KREDİ : 3

TSUNAMİ DALGALARI NELER OLUŞTURUR?

KUTUP IŞINIMI AURORA.

Transkript:

İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM: AFETLER 6 TANIMLAR 6 AFET TÜRLERİ 7 1.1 DOĞAL AFETLER 7 1.1.1 Jeolojik Afetler 8 1.1.1.1 Yerkürenin Yapısı ve Levha hareketleri 9 1.1.1.2 Deprem 14 1.1.1.3 Göçük, Toprak Kayması 15 1.1.1.4 Volkanik Faaliyetler 15 1.1.1.5 Dev Dalgalar (Tsunami) 16 1.1.2 Meteorolojik Afetler 16 1.1.2.1 Aşırı Rüzgârlar 16 1.1.2.2 Aşırı Yağışlar 17 1.1.2.3 Aşırı Soğuklar 18 1.1.2.4 Yıldırım, Orman Yangını, Sıcak Hava Dalgası 19 1.1.3 Biyolojik Afetler 20 1.1.3.1 Salgın Hastalıklar 20 1.1.3.2 Böcek istilası 21 1.1.4 Gökbilimsel Ekenler 23 1.1.4.1 Gökcisimlerinin Etkileri 23 1.1.4.2 Güneş Patlamaları 25 1.2 İNSAN KAYNAKLI AFETLER 28 1.2.1 Küresel Çevre Etkileri 28 1.2.1.1 Küresel ısınma 28 1.2.1.2 Okyanus Akıntılarının Değişimi 29 1.2.1.3 Buzulların Erimesi 29 1.2.1.4 Deniz Seviyesinin Yükselmesi 29 1.2.1.5 Ozon Deliği 30 1.2.1.6 Çölleşme, Kuraklık 32 1.2.1.7 Çevre kirliliği ve asit yağmuru 34

1.2.2 Teknolojik Afetler 35 1.2.2.1 NBC- Nükleer, Biyolojik, Kimyasal Kazalar 35 1.2.2.2 Biyolojik tehlikeler 35 1.2.2.3 Kimyasal tehlikeler 36 1.2.2.4 Ulaşım Sorunları 36 1.2.2.5 Yangınlar 37 1.2.3 Toplumsal Olaylar 37 1.2.3.1 Terör Saldırıları ve Savaşlar 37 1.2.3.2 Kitlesel Ayaklanmalar ve Zorunlu Toplu Göçler 37 2.BÖLÜM: MODERN AFET YÖNETİMİ 38 2.1 BÜTÜNLE İK AFET YÖNETİMİ 38 2.2 AFET YÖNETİMİ EVRELERİ 39 2.2.1 Afet Öncesinde (Risk Yönetimi) 39 2.2.2 Afet Sonrasında (Kriz Yönetimi) 41 2.3 TÜRKİYE DE VE DÜNYADA AFET YÖNETİMİ 42 2.4 AFET YÖNETİMİNDE SİVİL TOPLUM KURULU LARININ ÖNEMİ 44 2.5 AFETE MÜDAHALEDE ASGARİ STANDARTLAR (THE SPHERE) 45 3.BÖLÜM: AFETE GÖNÜLLÜ HAZIRLIK 46 3.1 AFET BİLİNCİ VE GÜVENLİK KÜLTÜRÜ 46 3.1.1 Güvenlik Kültürü 46 3.1.2 Güvenlik 47 3.1.3 Güvenlik talepleri 48 3.1.4 Türkiye de afet riski ve olası afete hazırlık 50 3.2 AFETE HAZIRLIK VE HALK EĞİTİMİ 50 3.2.1 Afete Hazırlıkta Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü 50 3.2.2 Mahalle afet organizasyonu 52 3.2.3 Mahalle Organizasyonun görev, yetki ve sorumlulukları 54 3.2.4 Korunma Kılavuzları 55 3.2.5 Durum Tespiti 58 3.3 AFET DURUMLARINDA GEREKLI PRATIK BILGILER 59 3.3.1 Deprem için pratik bilgiler 59 3.3.2 Göçükler ve Oluşan Boşluklar 65 2

3.3.3 Arama - Kurtarma 67 3.3.3.1 Kaldıraç ve Manivela Kullanımı 68 3.3.3.2 Merdiven Tırmanma 68 3.3.3.3 Merdivenin Güvenli şekilde Kuruluşu 69 3.3.3.4 Payandalama ve Destekleme 69 3.3.3.5 Düğümler 69 3.3.4 Yaralıların Acil Durumlarda Taşınması 72 3.3.4.1 Tek Başına Kurtarma Metotları 73 3.3.4.2 İkili Kurtarma Metotları 75 3.3.4.3 İkiden Fazla Kurtarıcı Metotları 76 3.3.4.4 Geçici Yapılan Sedyeler 77 3.3.4.5 Düzgün Olmayan Zemin ve Engeller 79 3.3.4.6 Oturur Pozisyonda Kurtarma 80 3.3.5 Kurtarmada Beş Safha 80 3.3.6 Yapmanız ve Yapmamanız Gerekenler 81 3.4 YANGIN 82 3.4.1 Yangın Çeşitleri ve Sebepleri 82 3.4.2 Yangın söndürme Yöntemleri ve Araçları 83 3.4.3 Günlük Hayatımızda Kullandığımız Yanıcı Maddeler 85 3.4.4 LPG Nedir? 86 3.4.5 Patlama, Çökme, Elektrik, Kimyasal Tehlike 87 3.4.6 Yanıcı Madde Tankları, Tüpler ve Gaz Tankları 89 3.4.7 Yangın Kapınızı Çalarsa 89 3.5 KİMYASAL KAZALAR 90 3.5.1 Kimyasal kaza tehlikelerinin belirtileri 90 3.5.2 Kimyasal gazlardan korunma 91 3.5.3 Kimyasalların Zararlarına Karşı Alınacak Önlemler 92 3.6 BİYOLOJİK KAZALAR 92 3.6.1 Biyolojik Maddelerin Etkileri 92 3.6.2 Biyolojik maddelerin vücuda giriş yolları 92 3.7 NÜKLEER KAZALAR 92 3.7.1 Nükleer Maddelerin Patlamaları ve Sızıntı Etkileri 92 3.7.2 Nükleer maddelerden korunmada ana prensipler 92 3.7.3 İkazlar, İkaz Alarmı ve İkaz Alarm Teşkilatı 93 3.7.4 Sığınaklar ve Sığınakta bulunması gerekenler 93 3

3.8 ILK YARDIM 94 3.8.1 Tanımlar ve Genel Bilgiler 94 3.8.1.1 İlkyardımda 6 Aşama 97 3.8.1.2 İlkyardımın A-B-C si 99 3.8.2 Kanamalı Hastada İlkyardım 102 3.8.2.1 Kanama kontrolü(yaraya baskı uygulanması) 103 3.8.2.2 Turnike uygulanması 104 3.8.2.3 Burun kanamaları 104 3.8.3 Kırıklar ve çıkıklar 105 3.8.3.1 Tespit uygulaması 105 3.8.3.2 Kollarda tespit şekilleri 105 3.8.3.3 Bacaklarda tespit uygulamaları 106 3.8.3.4 Omurga Yaralanmaları 107 3.8.3.5 Kaburga Yaralanmaları 108 3.8.3.6 Alt çene kırığı 108 3.8.4 Kopan uzuvlar, Burkulma ve Gerilme 108 3.8.5 Boğulmalar 109 3.8.6.1 Suda Boğulma 109 3.8.6.2 Duman, CO, CO2 vb. Gazlarla boğulma 110 3.8.6 Zehirlenmeler 110 3.8.7 Elektrik çarpması, Donma ve Sıcak Çarpması 110 3.8.8 Radyasyon ve Yanıklar 111 3.8.9 Solunum yoluna kaçan yabancı cisimlerin çıkarılması 112 4

ÖNSÖZ Doğa ile Barış derneğinin yaygın eğitim çalışmalarında kullanılan elinizdeki bu kitap, daima güncelliğini koruyan afetlerin öncesinde en küçük yaşam biriminden başlayan ve en büyük birime kadar ulaşan önlem ve eylem planlarının hazırlanmasına katkıda bulunmak amacı ile hazırlanmıştır. DİB Afete Hazırlık Halk Eğitimleri nin hedefleri, herhangi bir afet durumunda yetkililer gelene kadar afetzedenin önce kendisine ve sevdiklerine, ikinci adımda çevresine yararlı olacak bilgi ve becerilerin kazandırılması ve yetkililer veya yardımlar ulaştığı andan sonra durumun gereği çalışmalara yardımcı olabilecek kişisel donamın verilmesi ve sürekli güncellenmesidir. Bu hedeflere ulaşmak üzere her sokakta bilinçli, fiziksel ve bilişsel donanıma sahip aldıkları eğitimi kendi çevrelerine yaymaya gönüllü bireylerin (Acil durum önderi) bulunmasına destek olunmalıdır. Konusunun uzmanlarının özellikle yakın gelecekte Marmara da acil durumlar yaşanabileceği üzerine uyarıları bilindiğine göre, kısa sürede halkın eğitilmesinin gereği anlaşılmaktadır. En kısa sürede riskli alanlarda ama sıra ile tüm yerleşimlerde gönüllü önderlere ulaşmak ve onların doğru, güncel ve hayat kurtarıcı bilgi ve tekniklere kavuşmasını sağlamak ancak eğitmenlerin eğitimi ile gerçekleştirilebilir. Ancak 17 Ağustos sonrasında yaptığımız girişimler, kısa sürede geniş kitlelere acil durum ve ilk yardım eğitimi yapabilecek gönüllü kapasitenin mevcut olmadığını belirlemiştir. Öngörülen bu eğitimin gerçekleşebilmesi için, uzman olmayan gönüllü kişilerin eğitmen olabilmeleri hedeflemektedir. Ancak bu şekilde katlamalı bir eğitim sistemi oluşturulabilmekte ve kısa sürede geniş tabana yayılması sağlanabilmektedir. Bu nedenle eğitim kitabı DiB Afete Hazırlık Halk Eğitimi eğitmenleri için gönüllü üst düzey doktor ve eğitimcilerin katkıları ve uzman kaynaklardan yararlanılarak hazırlanmıştır. Kitap, basit ve akılda kalıcı ama hayat kurtarıcı eylemleri, katılımcı (enteraktif) eğitim metodu ile özetlemektir. Kitabın içindeki resimler, büyütülüp takım halinde çoğaltılarak görsel eğitim malzemesi olarak kullanılmaktadır. Doğası gereği bu kitap ilk yardım veya acil durumlar konusunda tüm ayrıntıları kapsayacak veya uzman yetiştirmek amacında ve hacimde değildir. Ancak içeriği uygulamalı halk eğitim malzemesi olarak kabul edilmiştir. Daha ileri aşamaya geçmek isteyen katılımcıların daha ayrıntılı eğitim imkânlarına ulaşmaları için dernek tarafından destek olunmaktadır. Bu kitap hazırlanırken, yerli yabancı birçok yazı ve uygulama incelenmiş, internet taraması ve ulaşılabilen kitaplardan elde edilen veriler, geçirdiğimiz deprem, sel ve diğer felaketler de göz önüne alınarak güncellenmiş ve herkesin kolayca anlayabileceği halde düzenlenmiştir. Zahmetli olduğu kadar zaman ve sorumluluk gerektiren bu çalışmada emeği geçen tüm gönüllülerimize, dostlarımıza ve senelerdir sabırla bizi destekleyen ailelerimize sonsuz teşekkür ederiz. Yazan ve Derleyen: Faik SELCEN, Fahri TÜRKYILMAZ, Hatıra DURAN, Selma ÖZÖĞRETMEN, Yüksel ÜSTÜN KAYNAKLAR: Medicana Ansiklopedisi, Dâhili ve Cerrahi Acil Hastalıklar Kitabı (Prof.Dr. Ünal Değerli), İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü yayınları, Yerel Yönetimler eylem planları ve broşürleri, Kızılhaç, Kızılay, FEMA, ITU-AYM ve BU-KRDAE yayınları 5

1. BÖLÜM: AFETLER TANIMLAR Afet Genel tanımla, insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen doğal veya insan kökenli olaylardır. Afet, bir olayın kendisi değil de doğurduğu sonuçtur. Doğal veya insan kaynaklı bir olayın afet sonucunu doğurabilmesi için, insan toplulukları ve insan yerleşimleri üzerinde kayıplar meydana getirmesi ve insan faaliyetlerini bozarak veya kesintiye uğratarak bir yerleşme birimini etkilemesi gerekmektedir. Bu nedenle herhangi bir afette can ve mal kaybını en aza indirmek için afetten önce önlem almak şarttır. Afetlerin başlıca sonuçları Can ve mal kayıplarına neden olurlar Normal yaşamda rutin hizmetler veren alt yapıyı bozarlar Psikolojik travmalar uzun yıllar devam edebilir Ülkede güvenliğin zayıflamasına ve düzenin geçici de olsa zayıflamasına neden olurlar, Ölüm, sakatlık, yaralanma ve kaybolma, bulaşıcı ve salgın çıkması hastalıkların Büyüklüğüne göre yörenin, bölgenin ve hatta ülkenin ekonomik yapısını bozarlar, Yaşam kalitesi bozulur. Afetin iddeti Afetin büyüklüğü yukarıdaki tanıma uygun olarak, bir olayın meydana getirdiği can kayıpları, yaralanmalar, yapısal hasarlar ve yol açtığı sosyal ekonomik kayıplarla ölçülmektedir. Bu kavramlar içerisinde en önemlisi insan canı olduğu için, kamuoyu afetin büyüklüğünü yol açtığı can kaybı ve yaralanmalar ile değerlendirmektedir. Afetin iddetine Etki Eden Ana Etkenler Bilimsel olarak afetin şiddeti, doğal etkenler ve insan faaliyetleri kökenli etkenler ile açıklanır. Afetlerin etkileri, insan faaliyetlerinin gelişmesine paralel olarak artar veya azalır. A. Doğal etkenler: Olayın fiziksel büyüklüğü, Olayın yerleşim alanlarına olan uzaklığı. B. İnsan kaynaklı etkenler: Yerleşim alanlarının üzerinde kurulduğu zeminin jeolojik özellikleri, Hızlı nüfus artışı ve çarpık kentleşme, Risklere göre alan kullanımı ve yapılaşma kültürü eksikliği, 6

Çevrenin tahribi (Ormanlar, sulak ve tarımsal alanlar, kıyılar), Bilgisizlik, eğitimsizlik ve güvenlik kültürünün noksanlığı, Toplumun afetlere karşı önceden alabildiği koruyucu ve önleyici önlemlerin düzeyi. AFET TÜRLERİ Afet için olayın kendisi değil ama insan toplulukları ve insan yerleşmeleri üzerinde doğurduğu sonuçtur tanımına uygun olarak, afet türleri de doğal olaylar ve insan faaliyetleri sonucu ve diğer kontrol edilemeyen olaylar olarak aşağıdaki şekilde sınıflandırılır: 1.1 DOĞAL AFETLER 1.1.1 Jeolojik Afetler 1.1.2 Meteorolojik Afetler 1.1.3 Biyolojik Kaynaklı Afetler 1.1.4 Gökbilimsel Olaylar 1.2 İNSAN KAYNAKLI AFETLER 1.2.1 Küresel Çevre Etkileri 1.2.2 Teknolojik Afetler 1.2.3 Toplumsal Olaylar 1.1 DOĞAL AFETLER Doğada hiçbir şey durağan değildir. Doğa düzenli olarak değişim içindedir. Bunlar bazen önceden tahmin edilebilir gelişmelerdir veya döngüsel olaylar dizisidir. Hava koşullarının mevsimsel hareketleri buna örnektir. Buna rağmen büyük çoğunluğu önceden tahmin edilememektedir. Önceden tahmin edilemeyen ve olağan dışı bir olay meydana geldiğinde insanlar, hayvanlar, bitkiler ve diğer çevresel unsurlar için bir tehlike halini alır ve doğal afet olarak tanımlanır. Doğal afet kavramının ortaya çıkışı ile ilgili bir diğer özellik ise, doğal bir çevrede varlığını sürdüren toplumların beklenmedik bir anda canlarının, mallarının ya da güvenliklerinin tehlikeye girmesi veya yok olmasıdır. Bu kavramlarla değerlendirildiğinde çığ, kıyı erozyonu, kuraklık, deprem, sel, sis, don, dolu, toprak kayması, yıldırım, kar, kasırga, tayfun, hortum, tsunami, volkanik patlamalar doğal afetler olarak incelenmektedir. Bazı çevresel bozulmalar da afet nedeni olabilir veya bunların yayılmaları afetin ortaya çıkmasına sebep olabilir (ormanların yok edilmesi ve çölleşme gibi ). Doğal Afetlerin Değerlendirilmesi: Sıklık ve Tehdit Bazı doğal afetler belli bir döngü içinde veya düzensiz olarak ama çok sık meydana gelirler. Bu nedenle önceden önlem alınması gündemden hiç 7

düşmez veya başka bir ifade ile diğerlerine göre daha büyük tehdit oluştururlar. Etki süresi Bazıları uzun bir süre sonrasında biterken, bazılarının süre sınırı belli değildir (Örneğin bir hortum sınırlı bir sürede sona ererken, bir kuraklık yıllarca sürebilir). Başlangıç hızı Bazı afetler aniden, bazıları da bir zaman önce uyararak meydana gelirler. Etki alanı Bazı felaketler küçük bir alanda etkili olurken bazıları ülkenin tamamını etkileyebilirler. Bazıları ise tek bir afetin neden olduğu ve başlangıçta küçük bir alanda etkili olan fakat zincirleme reaksiyonlarla diğer birçok afete de sebep teşkil eden ve böylece çok daha büyük alanlarda etkisini gösteren felaketlerdir. Tahrip gücü Bu durum çoğunlukla zararın tipine ve yerleşim durumuna göre değişir. Önceden tahmin edilebilirliği Bazı afetler belirli bir düzende ve belirli bir yolu izlerler, bazıları ise aniden ortaya çıkarlar ve etkileri tahmin edilemez (Örneğin, bir nehir taşkını, genellikle, taşkın ovası olarak bilinen bir alanla sınırlıyken, zehirli gaz sızıntıları sınır tanımazlar ). Kontrol edilebilirliği ve insanlara zararı Bazı felaketlerde, tamamen çaresiz kalırız ve felaketleri kendi doğal akışlarına bırakmak zorunda kalırız. Bazılarında ise, oluşumlarını önleyemesek bile etkilerini en aza indirebilecek önlemleri almamız mümkündür.(örneğin, tornadolar ve orman yangınları için tedbir alınabilir ve etkileri kontrol altında tutulabilir) Açıklanan bu kavramların kendi aralarında karşılaştırmalı bir puanlama sistemi ile değerlendirilmesi sonucunda incelenen yerin afet riski belirlenir. Doğal afetler oluşum şekillerine göre dört sınıfta incelenir. 1.1.1 Jeolojik kaynaklı afetler 1.1.2 Meteorolojik kaynaklı afetler 1.1.3 Biyolojik kaynaklı afetler 1.1.4 Gökbilimsel Olaylar 1.1.1 JEOLOJİK AFETLER Yer hareketleri ile meydana gelen deprem, volkanlar, toprak kayması, tsunami vb. afetlerdir. Yerkürenin içi sıcak dışı soğuk yapısı ve sürekli soğumakta olmasının getirdiği gerilme ve devinimler nedeniyle ortaya çıkan yeryüzü hareketleri sonucu ortaya çıkarlar 8

1.1.1.1 Yerküre nin yapısı ve levha hareketleri9 Yerküre nin içi ile ilgili bilgiler en üst katmanlar dışında dolaylıdır. Yerbilim (jeoloji) bilgilerin çoğu, sismik dalgaların incelenmesi sonucudur. Depremler ile oluşan doğal veya bilim adamlarının oluşturduğu yapay sismik dalgaların, farklı yapılardaki katmanlarda farklı davranırlar ve bu dalga davranışları incelenerek Yerküre nin içyapısı anlaşılır. Yerküre nin merkezinde katı haldeki nikel ve demirden oluşan İç Çekirdek bulunur. Bu çekirdeği çevreleyen Dış Çekirdek ise, içindeki sülfür ve oksijen nedeniyle ergime noktası düştüğü için sıvı halde bulunan nikel ve demirden oluşur. 4.5 milyar yıldır soğumasına rağmen hala çok sıcak olan çekirdek, Yerküre nin manyetik alanının oluşmasında etkendir. Daha sonra gelen Manto ise Alt Manto ve Üst Manto diye ikiye ayrılır. Kısmen ya da tümüyle eriyik durumdaki kayaçlardan oluşan magmayı içerir.

Demir, magnezyum, silikat ve oksijence zengin mineralleri içeren Manto dan sonra, bu katmanların en incesi olan ve okyanuslar ile kıtaları barındıran, oksijen ve silikatça zengin olan Yerkabuğu bulunuyor. Yerkabuğu nda, okyanus kabuğunu oluşturan bazalt, en çok bulunan kayaçtır. Kıtalardan oluşan kabuk kısmı ise bazalt ile daha az yoğun olan granit, kumtaşı, kireçtaşı gibi kayaçları barındırır. Yerküre nin üst katmanları fiziksel bölümlemeyle de incelenebilir. Litosfer (taşküre) adı verilen sert katman, Yerkabuğu ve Üst Manto nun en üst kısmından oluşur. Astenosfer ise Litosfer in altındaki, plastik özellikleri gösteren akışkan Üst Manto bölümüdür. Litosfer tek parça değildir, okyanus ve kıtaların sınırlarından farklı şekilde levhalara bölünmüştür. Manto katmanı, yeryüzündeki hareketliliğin en büyük nedenidir. Manto nun alt bölümleri üst bölümlerine göre çok daha sıcaktır. Burada oluşan konveksiyonda, daha sıcak olan magma yükselir, soğur, katılaşır ve Üst Manto daki daha soğuk kayaların batmasına neden olur. Batan bu kayalar, tekrar ısınır, ergir ve yükselir. Henüz tam anlamıyla modellenemeyen bu devinim, Litosfer deki levhaların hareket etmesine neden olur. Levha Hareketleri Yerküre nin üst katmanları bir bütün halinde olmayıp, sürekli hareket eden levhalardan oluşur. Litosfer de yılda 1 ila 15 cm hareket eden 7 ana ve birçok küçük levha vardır. Bu çok karmaşık hareketlerin niteliğinin tam olarak saptanması, depremlerin zamanının tahmini için gereklidir. 10

Manto daki ısı farkları sonucu bu hareketler sırasında levhalar uzaklaşır, yaklaşır birbirlerine çarpar veya birbirlerine göre yanal olarak kayarlar. Bu hareketlilik sonucu zaman içinde levha sınırlarında, okyanuslar, kıtalar, sıradağlar ve yanardağlar oluşur. Levhaların birbirleriyle etkileşimleri bakımından levha hareketlerini 3 ana başlıkta toplayabiliriz. Uzaklaşma-ayrılma; yakınlaşma-çarpışma; yanal yer değiştirme-sıyırma. Bu hareket türleri, aynı zamanda bu sınırlarda oluşan depremlerin ve volkanik faaliyetlerin niteliklerini de belirler. Yakınlaşan-Çarpışan Levhalar Levhaların birbirine yaklaşması ve çarpışması ise üç değişik şekilde olabilir: Okyanussal ve kıtasal levha karşılaşmalarında, daha yoğun olan okyanussal levha (Yoğunluk 2,8 3,0 gr/cm 3 ), kıtasal levhanın (Yoğunluk 2,7 gr/cm3) altına dalar. Alta dalan kısım derinlere indiğinde ergimeye başlar ve bir kısmı, kıta tarafında yanardağ kümeleri oluşumuna neden olur. Güney Amerika levhası nın altındaki Nazca levhası And Dağları nı oluşturmuştur. İki okyanussal levhanın karşılaşmasında yine bir levha diğerinin altına dalar. Ergiyerek yüzeye çıkan magma okyanus tabanında yanardağlar oluşturur. Aktivite devam ederse, yanardağ okyanus yüzeyini aşabilecek yüksekliğe erişir ve adalar oluşur. Filipinler deki birçok volkanik ada bu şekilde oluşmuştur. 11

İki kıtasal levhanın karşılaşmasında ise, genellikle levhalardan hiçbiri diğerinin altına dalmaz. Levhaların arada sıkışan bölümleri yeni dağlar oluşturur. Himalayalar ın halen süren oluşumu buna iyi bir örnektir. Yakınlaşan ve çarpışan levhaların sınırlarında oluşan depremler çok değişik derinliklerde ve büyüklüklerde olabilir. Özellikle bir levhanın diğerinin altına daldığı bölgelerde odakları derinlerde büyük depremler oluşur. Uzaklaşan-Ayrılan Levhalar Birbirinden uzaklaşan levhaların aralarındaki yarıktan, Astenosfer den gelen magma yeryüzüne yayılır. Bu eriyik yüzeye çıktıkça katılaşır ve yerkabuğuna eklenir ve kuvvet uygulamaya ve böylece levhaları birbirinden ayırmaya devam eder. Ayrılma genelde daha ince olan okyanus tabanında görülür. Atlas Okyanusu ortasındaki sırt buna çok iyi bir örnektir. Ayrılma kıtada meydana gelirse yeni bir okyanus tabanı oluşuyor demektir. Doğu Afrika daki ayrılma henüz bir deniz oluşması için yeterli değildir. Ayrılmalar, Astenosfer den gelen eriyiğin katılaşarak taşlaşmasına ve levhaların büyümesine neden olur. Uzaklaşan levhalar arasında Litosfer çok ince olduğu için, buralarda büyük depremlere yol açacak enerji birikimleri olmaz. Buradaki depremlerin odakları çoğu zaman yüzeye yakındır. Yanal Yer Değiştirme-Sıyırma İki levhanın birbirini sıyırarak yer değiştirmesi sırasında Litosfer de artma veya azalma olmaz. İki levha arasındaki sürtünme nedeni harekete belli bir süre direnç gösterirler. Böylece artan gerilim periyodik büyük depremler ile çözülür. Kuzey Anadolu fay hattı ve Kaliforniya daki San Andreas fay hattı bu tipdedir. Bu tipte oluşan depremlerin odakları çoğunlukla yüzeye yakın veya orta derinliktedir. 12

Sürtünme ve kırılma uzun bir hat boyunca oluşabileceği için büyük depremler meydana gelir. Sıcak Noktalar Volkanik kökenli olan Hawaii ve çevresindeki adalar örneğinde olduğu gibi levha sınırlarına çok uzak volkanik oluşumlar da vardır. Bunlar mantoda sıcaklığı çok yüksek olan ve sıcak nokta adı verilen küçük bölgelerden yerkabuğu dışına kadar yükselen magma etkisiyledir. Levhalar hareketli ama sıcak noktalar sabit olduğu için sıra yanardağ veya yanardağ adalar ortaya çıkar. Levha hareketlerinin incelenmesi sayesinde bugün, büyük depremlerin % 90 nın nerelerde olacağını bilebiliyoruz. Ancak zamanlarını kestirmek için levha sınırlarındaki davranışların detaylı olarak araştırılması gerekiyor. 13

1.1.1.2 Deprem Oluşumu Hareket eden levhalar birbirleri üzerine kuvvet uygularlar. Bu kuvvet yerkabuğundaki kayaçların direnç göstermesi yüzünden belli bölgelerde enerji birikimine yol açar. Bu enerji, kayaçların kırılma sınırını aştığı anda da kırılma (faylanma) olur ve biriken enerji açığa çıkar. Levha hareketleri yüzünden birikmiş gerilme enerjisinin aniden boşalmasına deprem diyoruz. (Ayrıca aktif volkan hareketleri nedeni oluşan ve yapıları farklı olan küçük depremler de vardır.) Faylanma Levhalar arasında farklı yönde kuvvetlere maruz katmanların dayanma sınırının aşılması ile kırılması ve sonrasında tekrar kırılabilecek bir zayıflık, çatlağa benzeyen oluşum. Normal Fay Ters Fay Doğrultu Atımlı Faylar Çöküntü: İki normal faylanma arasındaki bloğun çökmesi sonucu oluşur Yükselti: İki normal faylanma arasında yüksekte kalan bloğa denir. Depremin Yayılması Depremde açığa çıkan enerji, ses veya su dalgalarına benzeyen sismik dalgalar ile yayılır. Bunlar Cisim Dalgaları P ve S dalgaları olarak ikiye ayrılır. 14

P dalgaları, en hızlı yayılan bu yüzden kayıt aletlerinde (sismograf) ilk görülen dalgalardır. P dalgalarında, titreşim hareketi yayılma doğrultusu ile aynıdır. Daha yavaş yayılan S dalgaları, kayıt aletlerinde ikincil olarak görülen ve titreşim hareketi yayılma doğrultusuna dik olan dalgalardır. S dalgaları sıvı içinde yayılamazlar. Yüzey Dalgaları ise Cisim Dalgaları na göre daha yavaş yayılırlar ancak genlikleri daha büyüktür. Hızı daha fazla olan Love ve genliği daha büyük olan Rayleigh dalgaları olarak ikiye ayrılırlar. Yapılarda yıkıma yol açan dalgalar S dalgaları ile yüzey dalgalarıdır. Deprem sırasında yer yüzeyinde gözlenebilecek değişimler Yüzey Kırıkları: Deprem odağı eğer yüzeye yakınsa yüzeyde de kırılmalar görülür. Heyelanlar, Çökmeler: Sağlam olmayan zeminde, sismik dalgalar nedeni toprak hareket eder. Çamur Akıntıları: Yeraltı sularının harekete geçmesiyle oluşur. Zemin Sıvılaşması: Suya doygun zeminler sismik dalgalar nedeniyle sıvı gibi davranır. Tsunamiler: Okyanus kıyılarında dev deniz dalgaları oluşur. 1.1.1.3 Göçük, Toprak Kayması, Çamur Akıntısı Toprak katmanlarının yapısına göre veya yeraltı sularının faaliyetlerine göre zaman zaman yeraltında büyük boşluklar oluşur. Bu boşlukların üzerindeki katmanların direnci zayıflaması durumunda büyük alanlar halinde zemin çökmeleri olur. Benzeri göçüklerin yerleşim yerlerinde olmasına rastlanmıştır. Benzeri şekilde yerleşim yerinden geçmesinde yarar görülmeyen yada trafik veya benzeri kentsel sorunların aşılması amacıyla yeraltına alınan akarsuların yanlış ıslah edilmesi sonucu, yeraltında toprak sürüklemeye ve öngörülemeyen boşluklar oluşturmaya başlayabilirler. Aynı barajlarda suyun birikmesi gibi büyük toprak kütleleri müsait bir oluşum nedeni ile birikmeye başlarlar. Ancak uzun zaman içerisinde söz konusu oluşumun dayanma noktası aşılabilir ve bu toprak kütlesi kayarak yayılmaya çalışır. Böyle riskli heyelan alanında yerleşim yeri kurulmaması ve var olanlarının da bir dönüşüm projesi çerçevesinde taşınması gereklidir. Sel veya aşırı yağış sonucu bahsedilen gevşek toprak kütleleri akışkan hale gelebilir. Bu tip çamur akıntıları sellerden daha güçlüdür ve önüne gelen her şeyi yıkar, sürükler. Çamur akıntısına kapılan canlıları kurtarmak pek mümkün olamaz. 1.1.1.4 Volkanik Faaliyetler Daha önce anlatıldığı şekilde levha tektoniği ve sıcak noktalar sonucu hala faal veya sönmüş yanardağlar yerkürenin merkezinden yeryüzüne ulaşma bölgeleridir. Volkanik faaliyetler dediğimiz zaman; Lav püskürmesi ve akıntısı, sıcak su patlaması (Gayzer), zehirli gazlar, toz 15

ve duman çıkışı sonucu doğrudan veya dolaylı etkiler, Bu tip çevrede oluşan yerleşim yerleri hiç az değildir ve çoğunlukla anlatılan efsaneler kanalı ile karşı karşıya oldukları riskin de farkındadırlar. Tarihsel faaliyet kayıtları varsa gelecek aktif zaman aralığı kestirilebilir. Bunun dışında jeolojik ölçüm, kayıt ve takip sistemi kurulması daha mantıklıdır. Yörede geçerli yapı yönetmeliği de mevcut riske göre düzenlenmeli ve yapı stokunun bu yönetmeliğe uyumu ve uyarlanması sağlanmalıdır. 1.1.1.5 Tsunami Özellikle büyük denizler ve okyanuslardaki jeolojik hareketlilik sonucunda ortaya çıkan yer değiştirmeler, üzerlerinde bulunan su kütlesinde ani çökme veya yükselmeye neden olurlar. Bu potansiyel enerji değişikliği dalga mekaniği kurallarına göre çevreye yayılır. Bu yayılma sırasında olağan olmayan dalga kütleleri oluşur. Yüksekliği, genişliği ve taşıdığı büyük enerji nedeni ile karşısına çıkan her şeyi yıkar ve sürükler. Özellikle sığ kıyılarda karasal bölgenin onlarca kilometre içerisine kadar etkili olabilirler. Deniz tabanının yapısı da bu yayılma sırasında dalga yüksekliğini arttırıcı ol oynayabilir. Tsunami riski aslında hesaplanması göreceli kolay bir tehdittir. Ancak günümüze kadar bu yönde yapılmış çalışmalar şaşırtacak derecede azdır. Son senelerde medyanın da etkisiyle bu kavram tanınmaya ve yurdumuzda olmuş benzeri olayları yorumlamaya ve gelecek olayların tahmin edilmesine yönelik çalışmalar başlamıştır. 1.1.2 METEOROLOJİK AFETLER Atmosfer olayları sonucu ortaya çıkan afetlerdir ve atmosfer olaylarının, insan için yararlı olduğu uygun sınırı aşmasıyla meydana gelirler. Meteorolojik olaylar insana yararlı olma sınırını aştığı anda yani normale göre, aşırı, şiddetli ya da eksik olduğu zaman, zararlı olmakta ve afet olarak nitelendirilmektedir. Yeryüzündeki doğal afetlerin çok büyük bir bölümü meteorolojik tehlikelerden kaynaklanır. Atmosferdeki hava hareketleriyle, okyanus yüzeyi ve yeryüzü şartlarına bağlı olarak gelişir, bölgesel büyük zararlar doğururlar. Ülkeler ve mevsimlere göre değişen etkileri vardır. Bazıları başlı başına doğal afettir. Bireyler ve toplum üzerinde hayati yaşamsal etkiler meydana gelir. 1.1.2.1 Aşırı Rüzgârlar Siklon: Atmosferde bir alçak basınç alanı çevresinde hızla dönen rüzgârların oluşturduğu fırtına. Tropik siklonlar Tropik okyanuslar üzerinde oluşur. Fırtına merkezi çevre havasından daha sıcaktır. Cepheleri yoktur. En kuvvetli rüzgârlar yeryüzü yakınındadır, daha çok yaz mevsimlerinde etkilidir. Ekstra-Tropik siklonlar tropik bölge dışında oluşurlar. Fırtınanın merkezi çevre havasından daha soğuktur. Cepheleri vardır. En kuvvetli rüzgârları daha üst atmosferdedir ve özellikle kış mevsimi boyunca etkilidir. 16

Oluşum yerleri, güçleri ve etki süreleri farklıdır. Burada rüzgârlar alçak merkez etrafında saat yönünün tersinde eserler. Böylece sıcak hava yükselir. Yükselen hava ortamın nem oranı durumuna göre her 100 m yükseklikte 0,6 1,0 derece arasında soğur. Havanın soğumasıyla içindeki buhar yoğunlaşmaya başlar ve böylece bulut oluşumlarına yol açarken açığa çıkan gizli ısı bulutun gelişmesini sağlar. Kasırga: Sıcak iklim kuşağında, ani basınç farklarından kaynaklanan ve hızları saatte 100 150 km.ye kadar çıkabilen çok şiddetli rüzgârlardır. Çok yüksek hızla hareket eden bulutların taşıdığı yağmur, daha sakin olan kasırganın sarmal kısmının arkasına düşer. Kasırga boydan boya 50 800 km genişliğindedir. Kasırganın orta kısmında (odağı) ısı 10-15 C daha yüksektir. Büyük kasırgalarda hava 12.000 m. yüksekliğe kadar, bazı kasırgalarda stratosfere kadar sirküle olur. Sağanak yağmur getiren Kümülüs ve Kümülonimbus bulutlarının rüzgâr kuşağında aldıkları spiral şekil radar ekranında görülebilmekte ve böylece muhtemel bir kasırganın gelişi anlaşılmaktadır. Kara istasyonları, kasırgaları uydular, uçaklar ve denizdeki gemiler, radarlar vasıtasıyla takip ederler. 1.1.2.2 Aşırı Yağışlar Sel: Aşırı yağışlar veya diğer nedenlerle bir yerin geçici olarak sular altında kalması sonucu meydana gelen hasar ve kayıplardır. Yerleşim bölgelerinde, ekili alanlarda, ulaşım güzergâhlarında etkili olur. Ani sel: Kısa süreli ve şiddetli yağışlar neticesinde nehirlerde, su kanallarında yağmur sularının hızla yükselerek, cadde ve sokaklarda akmasıyla oluşan hasarlar su altında bırakarak ve ulaşımı aksatarak etkili olur. Nehir taşkınları Meteorolojik nedenlerle, kendiliğinden gelişen hallerde veya baraj kapaklarının açılmasıyla nehrin normal yatağının dışına taşarak çevreye zarar vermesi durumudur. Nasıl etkiliyor? Bir karış sel suyu bile insanı düşürebilir, sele kapılanlar boğulur veya kaybolabilir, Diz seviyesinde sel otomobili sürükler, Güçlü seller, ağaçları, kayaları yuvarlar, enerji ve iletişim hatlarını tahrip eder, Selle gelen çamur ve mil tabakası çevreyi kaplar toprak kaymalarına neden olur Toprak kayması akarsu yatağını genişletir Nehir yataklarındaki yerleşimleri yıkar, Altyapıyı kullanılmaz hale getirir, Hayvan barınaklarında kayıplar olur. 17

Neler yapılmalı? Yerleşim yerlerini tehdit eden nehir ve dere yatakları mutlaka ıslah edilmelidir, Sel riski yüksek alanlar yerleşime ve endüstriye açılmamalı, açık olanlar da daha güvenli bölgeleri nakledilmelidir, Meteorolojik gözlem ve tahminler dikkatle takip edilmelidir, Sürekli tehdit altında olan yerlerde erken uyarı sistemi oluşturulmalıdır, Erken uyarı mesajıyla tehlikeli bölge tahliye edilmelidir 1.1.2.3 Aşırı Soğuklar Kar erimesi: Hidrolojik-atmosferik modeller ve yeni izleme ve veri işleme teknolojilerin kullanımı ile kar suyundan sağlanacak faydalar ve taşkın zararlarının azaltılması önemli bir konudur. İlkbahar mevsimlerinde, dağlık bölgelerde kar erimesinden kaynaklanan su potansiyelinin belirlenmesi ve taşkınların doğuracağı zararların önlenmesi yurdumuz açısından önemlidir. Karla kaplı alanlar, uydu teknolojileri ile tespit edilebilir ve yüksek kotlara yerleştirilecek otomatik kar-meteorolojik rasat parkları ile su potansiyeli saptanarak ani erimelerden ve sağanak yağışlardan oluşacak sel felaketleri azaltılabilir. Don: Hava sıcaklığının kritik değerin altına düşmesidir. Bitkilerin gelişimini engellediği için özellikle meyve ve sebze yetiştiriciliğinde zarara neden olur. Ülkemizde, Akdeniz ve Ege de Mart, iç Anadolu ve Trakya da Nisan, doğu Anadolu da Haziran ayına kadar don görülür. Gerekli önlemler alınmadığında üretimin düşmesine paralel ülke ekonomisine olumsuz etkisi vardır. Don tahmini ve uyarıları tarım ve ulaşım sektörleri için önemlidir. Tipi: Kar yağışı ve şiddetli rüzgâr nedeniyle görüş mesafesinin ortadan kalkması ve hızlı aşırı soğuma sonucu korunaksız kalanlar için yaşamsal tehlike oluşturur. Nasıl etkiliyor? Hava, deniz ve kara ulaşımı yavaşlar veya tamamen durur, Enerji hatları ve dağıtım noktaları sorunlar çıkar, Kazalar, önemli ekonomik kayıplar oluşur, Donma sebebiyle can kaybına neden olur. Neler yapılmalı? Meteorolojik tahminler ve uyarılar doğrultusunda davranılmalıdır, Zorunlu olmadıkça seyahat edilmemelidir, Ulaşıma çıkan araçlar gerekli tedbirleri almalıdır, Sağılıkla ilgili tedbirleri almadan evden dışarı çıkılmamalıdır. 18

Çığ: Dağlık ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında, tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve dış etkilerle aşağı doğru hızla kayması çığ olarak adlandırılır. Kendiliğinden gelişen yer hareketleri (deprem, volkan patlaması vb.) veya insanların yol açtığı sarsıntılar (kayakçılar) veya ses titreşimi sonucu tetiklenebilir. Nasıl etkiliyor? Ülkemizde genelde kış aylarında oluşur, Hızlı hareketle yerleşim yerlerini, tesisleri ve yolları tamamen kapatabilir, Çığ altında kalanlara kısa sürede ulaşılamazsa yaşama şansı çok az olur, Neler yapılmalı? Gözlem ve çığ uyarıları yapılmalıdır, Tehlike ve risk haritaları hazırlanmalıdır, Çığ tehlikesi olan yerlerde çığ kalkanları ve tüneller yapılmalıdır, Tetikleyici sarsıntıya sebep olmamalıdır Buzlanma: +4 C altındaki sıcaklıklarda, yere ulaşan yağışın donarak ya da havadaki nemin soğuk yüzeylerde yoğuşması ve buzlanması durumudur. Her ne kadar doğa bu olumsuzluktan yeni yaşam fırsatları yaratsa da tüm insan faaliyetleri olumsuz etkilenir. Dolu: Kümülonimbus gibi Konvektif bulutlardan yere düşen, farklı şekil ve büyüklüğe sahip, yuvarlak veya düzensiz parçalar halindeki donmuş damlalardan oluşan Buz yağış türü. Büyüklükleri ve hızları nedeniyle insan, hayvan ve bitkiler için tehlike yaratabilirler. Aynı tehlike uçaklar içinde söz konusudur. Dolu kışın değil genelde sıcak anlarda görülür Yaz Yağışı dır. 1.1.2.4 Orman Yangını, Yıldırım, Sıcak Hava Dalgası Orman Yangınları: Orman yangınlarının çoğuna bilerek veya bilmeyerek insanlar neden olur. Özellikle uzun kurak ve sıcak dönemlerde ormanların yangına karşı çok duyarlı olduğunu unutmamak gerekir. Çok ender olarak şartların kendi kendine tutuşmasına elverişli olduğu durumlar veya yıldırım gibi tetikleyiciler yangına yol açabilir. Hava şartları orman yangınlarının yayılması veya söndürülmesinde çok önemli bir faktörüdür. Sıcak Hava Dalgaları: Çok sıcak ve nemli havalarda, havadaki yüksek nem vücuttan terin buharlaşmasını yavaşlatır. Terin buharlaşması canlılar için doğal bir soğuma mekanizmasıdır. Sıcak, nemli hava sadece bunaltıcı değil aynı zamanda insan sağlığı için de tehlikelidir. Yüksek sıcaklık ile nemin birlikte oluşması ölümlere sebep olabilir. Küresel ısınma ile birlikte ülkemizde sıcak hava dalgaları daha sık, daha uzun süreli ve şiddetli olabilecektir. Yıldırım: Tek bir yıldırım, 100,000 amper kadar büyüklükte elektrik akımı oluşturabilir. Birçok kurban tarlada çalışırken veya çobanlık yaparken, ata binerken, dağlarda gezerken ya da küçük teknelerle denizde dolaylı veya doğrudan yıldırım tarafından çarpılmıştır.

Can ve mal kayıplarını azaltabilmemiz için yıldırım riski sırasında açık arazide, bina içinde ve otomobilde davranış ve ilk yardım bilgilerinin yaygınlaştırılması ve hava durumu programları ile yıldırımla ilgili uyarıların verilmesi gerekir. Önceden Tahmin ve Erken Uyarı Meteorolojik-Hidrolojik karakterli doğal afetleri deprem gibi diğer doğal afetlerden ayıran en önemli özellik, meteorolojik afetlerin önceden tahmin ve bunun sonucunda erken uyarı yapılabilmesidir. Bu özellikten de yararlanarak, gelişmiş ülkelerin afet yönetim programlarının bir parçası olan meteorolojik tahmin ve erken uyarı, planlama ve eğitim ile can kayıplarında önemli azalmalar ve ekonomik zararlarda da önemli düşüşler sağlamıştır. Bu nedenle ülkemizde de meteorolojik karakterli sel, taşkın, çığ düşmesi dolu ve fırtına gibi doğal afetlerin zararlarını azaltmak ve gerekli tedbirleri alabilmek için bu tür afetlere yönelik tahminlerin yapılması ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu tehlikeler hakkında bilgili olmak ve önerilen önlemleri uygulamakla etkileri azaltır. 1.1.3 BİYOLOJİK AFETLER 1.1.3.1 Salgın hastalıklar Kaynağı ister kasıt ister kaza ya da çevresel olsun, sağlığa yönelik tehditlere acil müdahale etme yeteneği kadar bulaşıcı hastalıkların gelişmiş gözetimi, acil durum hazırlığı ve planlaması da uzmanlar ve karar-vericiler tarafından bir ihtiyaç olarak kabul edilmektedir. Sınır kısıtlamalarının hafifletilmesi ya da kaldırılması yoluyla insanların, gıda maddelerinin ve mikropların serbestçe göç edebileceği bir dünyada yaşıyoruz. Aynı zamanda, grip gibi kasıtlı yayım ya da küresel salgınların (pandemikler) olası tehditleriyle başa çıkmak zorundayız. Kamu sağlığı ile ilgili olduğu oranda bulaşıcı hastalıklar Avrupa da bile hâlâ başlıca tehlikelerden biridir. Deneyimler uluslararası bir sağlık tehlikesine karşılık verebilme yeteneğinin, sorunların önceden incelenmiş olması ve işbirliği içinde hareket için planların hazır olmasından geçtiğini göstermektedir. Uluslararası alanda salgınların tespiti, yönelimlerin gözlenmesi ve ulusal gözetim sistemlerinin gelişiminin değerlendirilmesinin son derece önemli olduğu açıktır. Salgın hastalıkların ortaya çıkması sadece sağlığı değil toplumun diğer alanlarını da ilgilendirmektedir. Örneğin, bir tatil yerinde salgın başlaması durumunda sorun, hastalığa yakalananlardan, su sistemi kirlenen işletmelere ve bölgenin turizmine kadar yayılacaktır. Bu ülke ekonomisini de uzun bir süre etkileyebilir. Ortaya çıkış aşamasında tespit edilmesi ve yaygınlaşmasının önlenmesiyle hastalıkların olumsuz etkileri de daha küçük olacaktır. Ülke, bölge, afet bölgesi, vs. gibi bir yerden kaçanlar arasında salgın hastalık baş göstermesi sivil çöküntüye yol açabilir. Herhangi bir krizin insan sağlığı üzerinde doğrudan ya da dolaylı etkisi vardır. Bir 20