AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ



Benzer belgeler
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye

İKİNCİ DAİRE BAYAR / TÜRKİYE (NO.5) KARAR STRAZBURG. 25 Mart 2014

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM. Mübeyen POLAT / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru no. 3143/12) KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no. 7971/07) KARAR STRAZBURG. 28 Mayıs 2013

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru no /11. Mansour Edin KESHMIRI. v. Türkiye

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 3270/09

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM MELDA AKPINAR VE DĠĞERLERĠ / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru No /06) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĠKĠNCĠ DAĠRE. Kandile YEŞİLFİDAN/ TÜRKİYE DAVASI ve diğer 10 başvuru. (Bk. ekli liste) (Başvuru no /11) KARAR STRAZBURG.

İKİNCİ DAİRE BİL BELGİN İNŞAAT ŞTİ / TÜRKİYE. (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 1 Ekim 2013

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM DÜRRÜ MAZHAR ÇEVİK VE ASUMAN MÜNİRE ÇEVİK DAĞDELEN / TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru No. 2705/05) KARAR (esas)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

A V R U P A K O N S E Y Đ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ BÖLÜM. (Başvuru No /03) KARAR. (Adil tazmin) STRAZBURG. 24 Eylül 2013

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAMAN VE BEYAZIT - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 73739/01) KARAR STRAZBURG

A V R U P A K O N S E Y Đ OF EUROPE AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ DÖRDÜNCÜ DAĐRE. (Başvuru no /99) KARAR STRAZBURG.

CON S EI L D E KONSEYĐ

COU N CI L OF KONSEYĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 32697/10 Mehmet EZER v. TÜRKĐYE

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MEHMET SELÇUK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 13090/04 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru n o 43627/09 Misak HAÇĐKOĞLU/TÜRKĐYE STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MENEMEN MİNİBÜSÇÜLER ODASI -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 44088/04) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

A V R U P A K O N S E Y Đ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ŞENOL ULUSLARARASI NAKLİYAT, İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:75834/01)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ MEHMET ÖZEL ve diğerleri - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 50913/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. MEHMET YILDIZ vd.-türkiye DAVASI (Basvuru no:14155/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE GÜNGİL TÜRKİYE. (Başvuru no /03 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 10 Mart 2009

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE S.S. BALIKLIÇEŞME BELDESİ TARIM KALKINMA KOOPERATİFİ VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

A V R U P A K O N S E Y Đ OF EUROPE AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ÜÇÜNCÜ DAĐRE. Remzi BALCI/TÜRKĐYE (Başvuru no /01)

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

Sirküler No: 049 İstanbul, 17 Haziran 2016

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

CON S EI L D E KONSEYĐ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

CON S EI L D E KONSEYĐ

ĐKĐNCĐ DAĐRE EYÜP KAYA TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 17582/04) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SEBAHATTİN EVCİMEN TÜRKİYE. (Başvuru no /06) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru No /11 ve 35798/11. FINDIK v. Türkiye ve. KARTAL v. Türkiye

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ N.A. VE DİĞERLERİ- TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:37451/97) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG 11 EKİM 2005

İKİNCİ DAİRE FOKAS / TÜRKİYE KARAR. (Adil tazmin) STRAZBURG. 1 Ekim 2013

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE TOK VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:37054/03, 37082/03, 37231/03 ve 37238/03 )

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR ŞEHRİBAN COŞKUN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası:2014/11376)

İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİ KARARLARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YAVUZ ve diğerleri -TÜRKİYE DAVASI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

(Başvuru no: 3197/05) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ STRAZBURG. 20 Ekim 2009

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET MANSUR DEMĐR v. TÜRKĐYE. (Başvuru No /07) KARAR STRASBOURG. 24 Temmuz 2012

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

ĐKĐNCĐ DAĐRE. GÜDENOĞLU VE DĐĞERLERĐ v. TÜRKĐYE

(Başvuru no: 42422/04, 2102/05, 18194/05, 18772/05, 33222/05, 36990/05 ve 37050/05) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ STRAZBURG.

CON S EI L D E KONSEYĐ

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BÜLENT UĞURLU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13364)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KESHMIRI/TÜRKİYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Nisan 2010

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Başvuru no: 74161/11 Ümit GÜL v. Türkiye

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Transkript:

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR (Başvuru no.30384/08) Selim KARADAĞ VE DĠĞERLERĠ/TÜRKĠYE Selim KARADAĞ ve diğerleri/türkiye davasında; Başkan Guido Raimondi, Yargıçlar Danutė Jočienė, Peer Lorenzen, András Sajó, Işıl Karakaş, Nebojša Vučinič, Helen Keller, Ve Bölüm Yazı İşleri Müdürü Stanley Naismith in katılımıyla daire olarak oluşturulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İkinci Bölümü), 13 Haziran 2008 tarihli yukarıda belirtilen başvuruyu ve davalı Hükümetin görüşleri ve başvuranların cevap olarak sunduğu görüşleri T.C. Adalet Bakanlığı, 2013. Bu gayriresmi çeviri, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından yapılmış olup, Mahkeme yi bağlamamaktadır. Bu çeviri, davanın adının tam olarak belirtilmiş olması ve yukarıdaki telif hakkı bilgisiyle beraber olması koşulu ile Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığına atıfta bulunmak suretiyle ticari olmayan amaçlarla alıntılanabilir

dikkate alarak, 24 Eylül 2013 tarihinde gerçekleştirdiği kapalı müzakereler sonucunda aşağıdaki kararı vermiştir: OLAY VE OLGULAR 1. Başvuranlar Selim Karadağ, Atilla Karadağ ve Fatma Betül Karadağ sırasıyla 1959, 1958 ve 1937 doğumlu olup T.C. vatandaşlarıdırlar. Başvuranlar, İstanbul da ikâmet etmektedirler. Başvuranlar, AİHM önünde, İstanbul da görev yapan Avukat O. Çavuşoğlu tarafından temsil edilmişlerdir. Türk Hükümeti ( Hükümet ), kendi görevlisi tarafından temsil edilmiştir. 2. Başvuranların murisi (de cujus) Abdülkadir Harun Karadağ, 19 Kasım 1974 tarihinde, İstanbul- Beşiktaş da yapı inşa edilebilecek 573 m 2 lik bir arsa satın almıştır. 3. Kentsel dönüşüm kapsamında, 22 Temmuz 1983 tarihinde, Boğaz ın korunması amacıyla yeni bir imar plânı kabul edilmiştir. Bu vesileyle, söz konusu imarlı arsanın statüsü değiştirilip çocuklar için oyun parkı alanı olarak tahsis edilmiştir. 4. Boğazın korunması hakkındaki 18 Kasım 1983 tarihli 2960 sayılı Kanunla, ihtilaf konusu arsa yeşil alanı koruma kapsamına dâhil olmuştur. 5. 22 Temmuz 1983 tarihli idari işlemin iptali için başvuran Karadağ tarafından dava açılan İstanbul İdare Mahkemesi, 23 Mayıs 1985 tarihli bir kararla, kentsel dönüşüm planının, çevrenin korunması hakkındaki kanuna uygun olduğunu değerlendirmiştir. Danıştay önünde kararın temyiz edilmemesi nedeniyle bu karar kesinleşmiştir. 6. Başvuran Karadağ, 31 Temmuz 1992 tarihinde, imar plânında arsasının, çocuklar için oyun parkı alanı olarak kullanımına ilişkin kararının iptali ile kentsel dönüşüm plânının değiştirilmesi talebiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne başvurmuştur. 7. Büyükşehir Belediyesi, 10 Ağustos 1992 tarihinde, bu tür bir talebin, imarlı arsaların her türlü inşaattan yoksun bırakılarak yeşil alanın korunması kapsamına girmesi konusunda yürürlükte olan Boğazın korunması hakkındaki 2960 sayılı Kanun un 4. maddesi gereğince, 1983 yılından bu yana kolaylıkla yasaya uygun olarak kabul edilmediğine dair kendisine cevap vermiştir. 8. Başvuran Karadağ, 19 Eylül 2000 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı na söz konusu kanun hükümlerine itirazını dile getiren bir yazı yazmıştır. 9. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 17 Kasım 2000 tarihinde, 1983 yılından bu yana yeşil alan olarak korunan arazide, herhangi bir inşaat yapılmadığı hususunda başvuranı bilgilendirmiştir.

10. Başvuran Karadağ, 14 Haziran 2001 tarihinde, 18 Kasım 1983 tarihli Kanun un mülkiyet hakkını orantısız bir şekilde sınırlar nitelikte olduğu gerekçesiyle tazminat talebiyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi nde dava açmıştır. Başvuran, ayrıca söz konusu yasa hükümlerinin Anayasa ya aykırı olduğunu iddia etmiştir. 11. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi, 20 Kasım 2001 tarihinde, özellikle İstanbul İdare Mahkemesi nce verilen 23 Mayıs 1985 tarihli karara dayanarak, arsanın statüsünün değiştirilmesinin çevrenin korunması hakkındaki kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvuranın davasını reddetmiştir. Hâkimler (Mahkemeler) kararlarında esas yönünden karar verilmeden önce Anayasa Mahkemesi ne başvurulmasına gerek olmadığı kanaatindedirler. 12. Yargıtay, 1 Temmuz 2002 tarihinde, başvuranın herhangi bir idari işlemi doğrudan şikâyet konusu etmediğini, 18 Kasım 1983 tarihli kanun hükümlerinden şikâyet etmekle yetinildiğini değerlendirerek, söz konusu ihtilaf hakkında karar verilmesi için yetkili mahkemelerin idare mahkemeleri olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur. 13. Başvuran Karadağ, 24 Ekim 2002 tarihinde Yargıtay ın bozma kararının ardından 1 Temmuz 2002 tarihinde karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 14. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi, 26 Aralık 2002 tarihinde, 1 Temmuz 2002 tarihli Yargıtay kararına uyarak ratione materiae nedeniyle söz konusu davada görevsizlik kararı vermiştir. 15. Yargıtay, 7 Nisan 2003 tarihinde, 26 Aralık 2002 tarihli görevsizlik kararını onamıştır. Bu karar, 23 Mayıs 2003 tarihinde başvuran Karadağ a tebliğ edilmiştir. 16. Başvuran Karadağ, avukatı aracılığıyla, 18 Haziran 2003 tarihinde, 18 Kasım 1983 tarihli Boğazın korunması hakkındaki kanun ve 22 Temmuz 1983 tarihli kentsel dönüşüm planının kabul edilmesinden bu yana arsasının imar niteliğini kaybettiğini belirterek tazminat talebiyle İstanbul İdare Mahkemesi ne tam yargı davası açmıştır. 17. İdare Mahkemesi, 25 Haziran 2003 tarihinde, başvuran Karadağ ın avukatına ihtilaf konusu arsayla ilgili hangi idareye husumet yöneltilmesi gerektiğini bildirmesini talep etmiştir. Avukat, aynı gün, tam yargı davasının Maliye Bakanlığı na karşı açıldığına ilişkin mahkemeyi bilgilendirmiştir. 18. Başvuran, 18 Haziran 2004 tarihinde, vefat etmiştir. Başvuranın mirasçıları, yargılamaya devam edilmesini talep etmişlerdir. 19. İstanbul İdare Mahkemesi, 30 Eylül 2004 tarihinde, başvuranların, yeni kentsel dönüşüm planının kabul edilmesi ile söz konusu arsanın kamulaştırılması için idare nezdinde herhangi bir taleplerinin olmadığı ve bu konuda ihmallerinin bulunduğu gerekçesiyle,

başvuranların davasını reddetmiştir. Mahkeme, bu sonuca dayanarak, iddia edilen zararın, idarenin herhangi bir eyleminden veya işleminden ileri gelmediğini değerlendirmişlerdir. 20. Başvuranlar, 21 Şubat 2005 tarihinde, kararı temyiz etmişlerdir. Başvuranlar, 18 Kasım 1983 tarihli Boğazın korunması hakkındaki kanunun kabul edilmesinden bu yana mülkiyet haklarının kısıtlanmasından şikâyet etmişler ve ayrıca tazminat taleplerini yinelemişlerdir. 21. 23 Kasım 2007 tarihli karar, başvuranlara 19 Şubat 2008 tarihinde tebliğ edilmiştir. Danıştay, anılan kararı tüm yönleriyle onamıştır. ġġkâyetler 22. Başvuranlar, Sözleşme ye Ek 1 No lu Protokol ün 1. maddesine dayanarak, yeşil alan olarak sınıflandırılan imarlı arsalarının kullanılmasına getirilen kısıtlama sebebiyle mülkiyete saygı gösterilme haklarının ihlâl edilmesinden şikâyet etmektedirler. 23. Başvuranlar, Sözleşme nin 6. maddesini 1.fıkrasına dayanarak, yerel mahkemelerce verilen kararlarda varılan sonuç ile iç hukuktaki yargılama süresinin uzun olmasından şikâyet etmektedirler. HUKUKÎ DEĞERLENDĠRME I. SÖZLEŞME YE EK 1 NO LU PROTOKOL ÜN 1.MADDESİ HAKKINDA 24. Başvuranlar, yargılama sürecinde, Sözleşme ye Ek 1 No lu Protokol ün 1. maddesindeki hükümlerin ihlâl edildiğini iddia etmektedirler. 25. Hükümet, başvuranların iddialarını kabul etmemektedir. Hükümet, başvuranların Sözleşme nin 35. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, iç hukuk yollarını tüketmediklerini savunmaktadır. 26. Başvuranlar ise, AİHM e başvurmadan önce iç hukuktaki elverişli iç hukuk yollarını tükettikleri kanaatindedirler. 27. AİHM, Sözleşme nin 35. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, iç hukuk yolları tüketildikten sonra AİHM e başvurulması gerektiğini hatırlatmaktadır. 28. AİHM, ardından Sözleşme nin 35. maddesinin 1. fıkrası hükmünün genellikle Sözleşmeci Devletlere fırsat vermesi gerektiği gibi, her başvuranın hakkında iddia edilen ihlâli önlemek veya ihlâli gidermek için yerel mahkemelere başvurma imkânı vermesi gerektiğini hatırlatmaktadır (Cardot/Fransa, no.11069/84, 36, 19 Mart 1991).

29. AİHM, ayrıca Sözleşme nin 35. maddesinin 1. fıkrası hükmü gereğince yalnızca yetkili yerel mahkemeleri görevlendirmenin ve daha önce verilen karara itiraz etmek için düzenlenen başvuru yolunun tüketilmesi gerektiği dışında genellikle Strazburg a belirtilmiş olarak düşünülen şikâyetlerin, iç hukuk yollarınca düzenlenen süre ve usul içinde aynı mahkemeler önünde en azından esas bakımından yerine getirilmesi yükümlülüğü getirdiğini hatırlatmaktadır. Sözleşme nin 35. maddesinin 1. fıkrası hükmü, ayrıca Sözleşme nin ihlâl edilmesini önlemek için kendi usul yöntemlerinin uygulanması gerektiğini öngörmektedir (Akdıvar ve diğerleri/türkiye, 66, 16 Eylül 1996, ve Nold/Almanya, no. 27250/02, 88, 29 Haziran 2006). 30. AİHM, somut olayda, bu ihtilafın, daha önce arsanın tapuya imarlı arsa olarak kayıtlı olmasına rağmen, olayların meydana geldiği tarihte ihtilaf konusu bölgedeki tüm yapılaşmanın yasaklanmasının, yürürlükte olan Boğazın korunması hakkındaki 2960 sayılı Kanunu nun 4. maddesinin uygulanmasından kaynaklandığını dikkate almaktadır. Bölgenin koruma altına alınarak yeşil alan olarak sınıflandırılması, yalnızca gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerini değil kamu tüzel kişilerini de ilgilendirmektedir. 31. AİHM, 22 Temmuz 1983 tarihinde, başvuranların murisi (de cujus) başvuran Karadağ ın imarlı arsasının bu statüsünü kaybettiğini ve çocuklar için oyun olanı olarak düzenlenip tahsis edildiğini gözlemlemektedir (yukarıdaki 3. paragraf). 32. Başvuranlar, mahkeme önünde bu kararın iptal edilmesini talep etmişlerdir ancak söz konusu talepleri itiraz edilen idari işlemin, çevrenin korunması hakkındaki kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, İstanbul İdare Mahkemesi nin 23 Mayıs 1985 tarihli kararıyla reddedilmiştir; Başvuran Karadağ, Danıştay a temyiz başvurusunda bulunmaması nedeniyle, bu karar kesinleşmiştir (yukarıdaki 5. paragraf). 33. AİHM, başvuran Karadağ ın Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde, tazminat davası açmak için, İstanbul İdare Mahkemesi nin kararından yaklaşık on altı yıl sonra 14 Haziran 2001 tarihinde başvurduğunu dikkate almaktadır (yukarıdaki 10. paragraf). Başvuran, üstelik dava hakkında karar verilmesi için görevli ve yetkili mahkemeye başvurmamıştır (yukarıdaki 14 ile 15. paragraflar). 34. Başvuranların murisi (de cujus), 18 Haziran 2003 tarihinde, arsasının yeşil alan olarak sınıflandırılması nedeniyle, inşaat ruhsatı alma imkânı bulunmamasından dolayı mülklerine tam olarak sahip olamadığını iddia ederek, dava hakkında karar verilmesi için görevli ve yetkili mahkemeye yani İstanbul İdare Mahkemesi önünde Hazine aleyhinde dava açmıştır (yukarıdaki 16. paragraf). Başvuran Karadağ, bir avukat tarafından temsil edilirken, davada husumetin hangi idareye yönelttiğini belirtmeyi unutmuştur. İdare Mahkemesi, ayrıca görevli

ve yetkili mahkemenin belirlenmesinin ardından, ilgilinin daha önce ihtilaflı arsanın kamulaştırılmasına veya yeni bir kentsel dönüşüm planının kabul edilmesine ilişkin talepte bulunmak için ilgili idareye başvurmadığını tespit etmiştir. İdare Mahkemesi, bu sonuca dayanarak, davalı idarenin herhangi bir işlemi veya davranışına karşı iç hukuk yolunun işletilmemesinde davacı tarafın ihmali bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir (yukarıdaki 19. paragraf). Söz konusu karar, Danıştay tarafından onanmıştır (yukarıdaki 21. paragraf). 35. AİHM, başvuranların iç hukuk yolunda belirtilen süre ve şekil itibariyle AİHM önünde öne sürdükleri şikâyetlerinin idare mahkemeleri huzurunda dile getirmemeleri nedeniyle Sözleşme nin 35. maddesinin 1. fıkrası bağlamında, iç hukuk yollarını tüketmiş gibi değerlendirilemeyeceği kanaatindedir. II. SÖZLEŞME NİN 6. MADDESİ HAKKINDA 36. Başvuranlar, ayrıca yerel mahkemelerce verilen kararlarda varılan sonuç ile iç hukuktaki yargılama süresinin uzun olmasından şikâyet etmektedirler. A. Adli Mahkemeler Önündeki Yargılama 37. AİHM, adli mahkemeler önündeki yargılama süresi ve yargılamanın hakkaniyete uygun olup olmamasıyla ilgili olarak, Yargıtay kararının tebliğ tarihinden itibaren altı aylık süre zarfında başvuru yapılmadığı gerekçesiyle başvuranların şikâyetleri konusunda karar vermek için yetkili değildir (yukarıdaki 15. paragraf). B. Ġdari Mahkemeler Önündeki Yargılama 38. AİHM, idare mahkemeleri önündeki yargılamanın hakkaniyete uygun olup olmamasıyla ilgili olarak, öncelikle yerel mevzuatı yorumlamanın yerel mahkemelere ve özellikle mahkemelere düştüğünü hatırlatmaktadır (Brualla Gómez de la Torre/İspanya, 19 Aralık 1997, 31, Hüküm ve Karar Derlemeleri 1997 VIII). AİHM in görevi, bu tür bir yorumun etkilerinin Sözleşme yle uyumluluğunu incelemekle sınırlı kalmaktadır. Özellikle bu durum, başvuru yapılması için riayet edilmesi gereken süre ve şekil itibariyle usulü kuralların belirlenmesi gibi, bu usulü kuralların mahkemeler tarafından yorumlanmasıyla ilgili olarak da geçerlidir. Aslında, başvuru yapılması için riayet edilmesi gereken süreler ve şekillere ilişkin

düzenleme, hukuk yolunda doğru idareyi belirleme ve özellikle hukuki güvenlik ilkesine riayet edilmesini hedeflemektedir (Rodrigez Valin/İspanya, no. 47792/99, 22, 11 Ekim 2001 ve Zvolsky ve Zvolska/Çek Cumhuriyeti, no. 46129/99, 46). 39. AİHM, somut olayda, idari mahkemeler önünde (davalı idarenin çağırılmaması ve itiraz edilen idare işlemiyle ilgili olarak ayrıntı verilmemesi) başvuru yapılmasında başvuranlar tarafından şekli kurallara uyulmamasının, mahkemelerce şikâyetlerinin esasının inceleme imkânından yoksun bırakıldıklarını gözlemlemektedir. AİHM, söz konusu davaların gidişatında keyfiliye ilişkin herhangi bir işaret sezmemektedir. AİHM, yerel mahkemenin başka bir karar yerine bu tür bir kararı kabul etmesine yol açan olay unsurlarını, kendisine ait olmadığı halde, genellikle kendisinin değerlendirmesi bağlamında, idare mahkemelerinin ulaştığı sonucu tekrar ele almak için herhangi bir neden tespit etmemektedir (Kemmache/Fransa (no. 3), 24 Kasım 1994, 44, Seri A no. 296-C). AİHM, dolayısıyla, başvuranların şikâyetlerinin Sözleşme nin 35. maddesinin 3. fıkrasının a) bendi hükmü bağlamında, dayanaktan yoksun oldukları sonucuna varmaktadır. 40. AİHM, idare mahkemeleri önünde yargılama süresiyle ilgili olarak, makul süre konusunda Sözleşme aracılığıyla içtihatların ortaya çıkardığı ilkeler ışığında ve sahip olduğu bütün unsurlar dikkate alınarak, bu şikâyetin Sözleşme nin 35. maddesinin 3. fıkrasının a) bendi hükmü bağlamında, dayanaktan yoksun olduğunu değerlendirmektedir. 41. Yukarıda belirtilenler bağlamında, başvurunun, Sözleşme nin 35. maddesinin 4. fıkrası hükmüne uygun olarak reddedilmesi uygun olacaktır. Bu gerekçelerle, AİHM, oybirliğiyle Başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Stanley Naismith Daire Yazı İşleri Müdürü Guido Raimondi Başkan