Türkiye Üzerindeki Sovyet Talepleri ve Türk-Sovyet likileri (1939-1947) Soviet Demands on Turkey and Turkish-Soviet Relations (1939-1947)



Benzer belgeler
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA TÜRKİYE-SOVYETLER BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ ve TÜRKİYE NİN AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ İLE YAKINLAŞMASINA ETKİLERİ * ÖZET

KNC DÜNYA HARB ÖNCES TÜRK-NGLZ-FRANSIZ ORTAK DEKLARASYONU TURKISH-ENGLISH-FRENCH JOINT DECLARATION ON THE EVE OF THE SECOND WORLD WAR Figen ATABEY

II. DÜNYA SAVAI SONRASI SOVYET RUSYA NIN BOAZLARLA LGL TALEPLER AFTER THE WORLD WAR II THE DEMANDS CAME FROM SOVIET RUSSIA ABOUT BOSPHORUS Ömer ERDEN

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var

RAN SLÂM CUMHURYET ANKARA BÜYÜKELÇS SAYIN FROOZ DAWLATABAD LE RÖPORTAJ. Kırmızı Çizgi dergisinde yayımlanan bu röportajı

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

Borsa : Vadeli lem ve Opsiyon Borsası A.. ni,

BALKANLARDA TTFAK ARAYII VE TÜRKYE BRNC BALKAN TTFAKI

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler

stanbul, 11 Ekim /1021

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

RUSYA-UKRAYNA ENERJ KRZ STRATEJK BR DEERLENDRME

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

d-italya nın Akdeniz de hakimiyet kurma isteği

SRKÜLER NO: POZ / 62 ST, SSK EK GENELGES(16/347) YAYIMLANDI

Hikayeye başlıyoruz...

Bilgi, Belge ve Açıklamaların Elektronik Ortamda mzalanarak Gönderilmesine likin Esaslar Hakkında Tebli

LETME SORUMLULUU HZMET SÖZLEMES

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir.

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI NDA BALKANLARDAKİ GELİŞMELER VE TÜRKİYE NİN TUTUMU

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

BAKIM HZMETLER SÖZLEMES

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

BANKALARIN KRED LEMLERNE LKN YÖNETMELKTE DEKLK YAPILMASINA LKN YÖNETMELK TASLAI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BilgiEdinmeHakki.Org Raporu Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Salık Bakanlıı Tarafından Uygulanmasındaki Yanlılıklar

Göçmenlik Hizmetleri Komiseri nin Şikayet Programı. Şikayet formu. Göçmenlik Konusundaki Tavsiyelerin Düzenlenmesi

SGK ve TİKA İşbirliğiyle Sosyal Güvenlik Tecrübeleri Yurtdışına Aktarılacak

Çin Konferansı Panel Bölümü Notları

MONTERUX KONFERANSI NDAN İKİNCİ DÜNYA HARBİ NE TÜRK-SOVYET İLİŞKİLERİ Figen ATABEY

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

Fevzi Karamw;o TARIH 10 SHTEPIA BOTUESE

TÜRKYE SERMAYE PYASASI ARACI KURULULARI BRL SCL TUTMA ESASLARI

Yavuz HEKM. Egekons Prefabrike Metal Yap San. Tic. Ltd.!ti. ve. Hekim Gemi n$a A.!. Firmalarnn Kurucusu ve Yönetim Kurulu Ba$kan.

Avrupa Konseyi Proje No EC/1062

NOT: BU SORULAR VE CEVAPLARI SINAVA GRENLER TARAFINDAN TESPT EDLENLLERDR. EKSKKLKLER VE FARKLILIKLAR OLABLR.

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ

Madde 1.1. in 4.paragrafı aaıdaki ekilde güncellenmitir.

ÜNVERSTELERN GÖREVLER

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

Amaç ve Kapsam. Yetki ve Sorumluluk

GENEL HATLARIYLA ATATÜRK DÖNEM TÜRKYE NN KL LKLER

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin Politikası

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

TEKSTL FNANSAL KRALAMA ANONM RKET ANA SÖZLEME TADL METNLER

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

Güzellerden Güzellemeler...

Türkiye de Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Bakanlıklar Tarafından Uygulanması

Afganistan şimdi Trump'ın savaşı haline geldi

üzere 1/2000 veya 1/5000 ölçekte düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile bir bütün olan plandır. Çevre Düzeni Planı;10) (Deiik -

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi

SOSYAL DYALOG HAYATINDA STRES. hayatında stres ile ilgili Çerçeve anlaması


DURBAN SONRASI!KL!M POL!T!KALARI ve TÜRK!YE. Özgür Gürbüz 24 Aralık Ankara ODTÜ Mezunları Derne!i

tarafından hazırlanan bu iyeri yönetmelii tüm irket çalıanları için geçerlidir.

BYS. T.C. Ulatırma Bakanlıı Biliim Belge Yönetim Sistemi Çözümü

Fatih Emiral. Deloitte

OSMANLI-AVRUPA LKLER ÇERÇEVESNDE SIRBSTAN IN BAIMSIZLI INDEPENDENCE OF SERBIA WITHIN THE FRAME OF THE OTTOMAN EMPIRE - EUROPEAN RELATIONS Serap TOPRAK

Bizi biz yapan degerli ogretmenlerimizin onunde saygiyla egiliyoruz...

TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNDE TRUMAN DOKTRİNİ VE MARSHALL PLANI

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

Taıt alımlarının ette tüketim endeksi kapsamında izlenmesi hakkında bilgi notu

Cumhuriyet Halk Partisi

Ben bunun iyi ve kötü niyetine bakmadan düüncelerimi açıkça dile getirmek istiyorum ki bu gruba

SRKÜLER NO: POZ / 42 ST, YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE

ABD'nin Fransa'ya Reaper İnsansız Uçak Satışı ve Türkiye'nin Durumu 1

PIZZA DONALDO TÜRKYE. Mevcut Durum

TÜRKYE, YUNANSTAN VE AVRUPA LKLERNDE KIBRIS

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN

STANBUL TEKNK ÜNVERSTES FEN BLMLER ENSTTÜSÜ

SAYFA BELGELER NUMARASI

! "#$ % %&%' (! ) ) * ()#$ % (! ) ( + *)!! %, (! ) - )! ) ) +.- ) * (/ 01 ) "! %2.* ) 3."%$&(' "01 "0 4 *) / )/ ( +) ) ( )

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler

ICS TÜRK STANDARDI TS EN OHSAS 18001/Mart 2001

Endüstrinin Sağlık Politikalarını Engellemesi. Prof Dr Elif Dağlı

Ergin AYAN (2009). Willermus Tyrensis in Haçlı Kronii ( ), Karadeniz Dergisi Yayınları, Ankara, 160 s, ISBN

KNC BALKAN SAVAI'NDA ROMANYA ROMANIA IN THE SECOND BALKAN WAR Abidin TEMZER

LEM KURALLARI BLDRM FORMU. Önemli Açıklama

MENKUL KIYMETLERN ÖDÜNÇ LEM ÇERÇEVE SÖZLEMES

TÜRKYE OTOMOBL SPORLARI FEDERASYONU

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Lozan Barış Antlaşması

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

Transkript:

Türkiye Üzerindeki Sovyet Talepleri ve Türk-Sovyet likileri (1939-1947) Soviet Demands on Turkey and Turkish-Soviet Relations (1939-1947) Barı ERTEM Özet II. Dünya Savaı nın yaklatıı günlerde Türkiye, yirmili yıllardan beri yakın ilikiler içinde olduu Sovyetler Birlii nin Boazlarda üs ve douda toprak talepleriyle karı karıya kaldı. Bu talepler karısında güvenliini salamak amacıyla sava boyunca Batılı devletlerle yakın ilikiler kurmaya çalıan Türkiye, dier taraftan da Sovyetlerle ilikilerini iyiletirmeye çalıtı. Sava boyunca izledii diplomasiyle Türkiye, sava dıı kalmayı baardıı gibi Sovyet tehdidinden de kendisini korumutu. Ancak Türkiye, sava boyunca tarafsızlıını koruduu için, sava sonunda Sovyet talepleri karısında yalnız kaldı. Türkiye, Sovyet taleplerine karı kendisini koruyabilmek için Souk Sava ta Batı Bloku na yanatı ve ABD ile ilikilerini gelitirdi. Bu dönemde Türkiye nin ABD ile kurduu ittifak, Sovyetlerin taleplerine karı kendisini koruyabilmesini saladı. Anahtar Kelimeler: Türkiye, Sovyetler Birlii, II. Dünya Savaı, Türk Boazları, Souk Sava Abstract As Second World War approached, Turkey faced with territorial claims of Soviet Union in Turkish Straits and Eastern Anatolia. Because of these Soviet claims, Turkey tried to establish closer relations with Western states. On the other hand, Turkey also tried to improve relations with the Soviets. Due to the neutrality diplomacy in Second World War, Turkey succeed to stay out of war and also protected itself from Soviet threat. However, Turkey, who did not join the war, remained alone against the Soviet demands. As a result, to protect itself, Turkey approached to the Western Block, especially to the USA in the Cold War. On alliance with the USA, Turkey could defend itself against Soviet threat in the end of 40 s and 50 s. Key Words: Turkey, Soviet Union, Second World War, Turkish Straits, Cold War Giri Türkiye, Milli Mücadele yıllarından beri Sovyetler Birlii ile son derece yakın bir diplomatik iliki içerisindeydi. ki ülke arasında, 17 Aralık 1925 tarihinde imzalanmı olan Dostluk ve Saldırmazlık Paktı, halen geçerliliini korumaktaydı. Ayrıca Türkiye; ngiltere ve Fransa ile de ittifak ilikileri kurma çabasındaydı. 1939 yılına gelindiinde Türk siyaset yapıcılarının en büyük diplomatik amaçlarından birisi, ngiltere ve Fransa ile bir ittifak anlaması imzalamak ve bu ittifaklarını da Sovyetler Birlii ile uyum içinde yürüterek yaklamakta olan II. Dünya Savaı ndan zarar görmemekti. Artan Alman saldırganlıına karı; Sovyetler Birlii, ngiltere ve Fransa arasında ibirlii görümeleri sürmekteydi ama kısa süre sonra meydana gelecek gelimeler, Türkiye açısından rahatlatıcı olmaktan çok uzaktı. 1939 Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı ve ükrü Saraçolu nun Moskova Görümeleri II. Dünya Savaı nın balamasından günler önce, 1939 yılının 23 Austos gecesi Sovyetler Birlii ile Almanya arasında bir saldırmazlık paktının imzalandıının duyurulması birçok çevrede büyük akınlıkla karılanmı, ok etkisi yaratmıtı. Ancak bu iki ülkenin, dünyayı ok eden bu paktı imzalamasının bazı nedenleri de vardı. Bu nedenlerin ilki olarak, Sovyetler Birlii nin savatan hemen önce Batı ya karı olan güvensizliini vermek mümkündür. Buna göre, II. Dünya Savaı nın hemen arifesinde Almanya ile Sovyetler Birlii arasında meydana gelen uzlamanın balangıcını, Almanya nın Avusturya yı ilhakına kadar götürmek mümkündür. Almanya nın Avusturya yı ilhakına Batılı devletlerin gösterdii zayıf tepki, Sovyet Rusya nın Batılılara karı hiçbir zaman içinden atamadıı üpheyi yeniden kuvvetlendirmi ve canlandırmıtır. Ayrıca yine Batılı devletler, Münih Konferansı nda Çekoslovakya nın parçalanmasını kabul etmiler ve Çekoslovakya yla ittifak içerisinde bulunan Sovyetler Birlii ni konferansa davet Uzman, stanbul Teknik Üniversitesi

253 etmemilerdi. Bu iki olay, savatan hemen önce Batılılarla Sovyet Rusya arasındaki ilikilerin dönüm noktasını oluturdu. 1 Ayrıca, aylardan beri Almanya ya karı ngiltere, Fransa ve Sovyetler Birlii arasında sürdürülen görümeler de sonuçsuz kalmıtı. Bu görümelerde Sovyet Birlii, Batı nın kendisini savunmasız bırakmak istediinden; Batılı devletler ise, anlama yapmak için Polonya ya asker sokma artını öne süren Sovyetler Birlii nin daha sonra Polonya topraklarından bu kuvvetlerini geri çekmeyerek igal altına alacaından ve etki alanını genileteceinden endie duyuyordu. Bir Alman saldırısına karı hazırlanabilmek için zamana ihtiyacı olduunu bilen Stalin, zaman kazanmanın Hitler le dorudan anlaarak gerçekleebileceine karar verdi. 2 Ayrıca Stalin, Hitler le yapılacak görümelerde avantaj salayacaı düüncesiyle, Batı yandaı olarak bilinen Yahudi asıllı Dıileri Bakanı Litvinov u görevden alarak yerine Molotov u atamıtı. 3 Bunlarla birlikte, Alman Hükümeti, 1939 Temmuzu ndaki bir direktifiyle Alman basınında Sovyet karıtı yazılar yazılmasını da yasaklamıtı. 4 Son olarak, Almanya ve Sovyetler Birlii arasında Saldırmazlık Paktı ile birlikte bir de gizli protokol imzalandı. Tipik bir saldırmazlık paktı olan bu anlamanın gizli bölümünde, Dou Avrupa da ve özellikle Polonya ile Baltık bölgesinde Alman ve Sovyet etki alanları belirlendi. Litvanya nın kuzey sınırında kalan Baltık bölgesi, yani Finlandiya, Estonya ve Letonya Sovyet nüfuz alanı oluyordu. Litvanya Almanya nın nüfuzuna bırakılmıtı. Bununla birlikte, her iki devlet de Polonya nın Vilna bölgesinin Litvanya ya ait olduunu kabul ediyordu. Polonya ya gelince, bu devlet de Sovyet Rusya ile Almanya arasında paylaıldı. Narev, Vistul ve San nehirlerinin meydana getirdii çizginin dou kısmı Sovyet nüfuzu, batı kısmı da Alman nüfuzuna bırakılıyordu. Yine bu gizli protokolle Almanya, Romanya ya ait Besarabya nın Sovyet Rusya nın eline geçmesine izin veriyordu. 5 Tüm bu gelime ve nedenler sonucunda, Almanya ve Sovyetler Birlii arasında, 23 Austos 1939 tarihinde Saldırmazlık Paktı imzalandı. Almanya ile Sovyetler Birlii arasında imzalanan bu anlama, Türk dı politikası açısından ve özellikle Türkiye-Sovyetler Birlii ilikileri açısından önemli bir gelimeydi. Çünkü Türkiye, bu tarihe kadar ngiltere ve Fransa ile sava öncesi ibirlii görümeleri yaparken, Sovyetler Birlii nin de Almanya ya karı Batılı devletlerin yanında yer alacaını umuyordu. Oysa Sovyetler Birlii Almanya ile anlaınca Türkiye, ngiliz-fransız balılıında kalmakla Sovyetler Birlii ile ilikilere devam etmek arasında çok zor bir seçim yapmak zorunda kaldı. 6 O güne kadar ngiltere ve Fransa yla olan yakınlamasını sürekli olarak SSCB dostluuyla badatırmaya çalıan Türkiye açısından bu gelime yeni ve çok zor bir dönem açıyordu. 23 Austos taki pakt, bir Türk-Sovyet ittifakını çok zorlatırmıtı. Üstelik Türkiye, o güne kadar tehlikenin öncelikle Akdeniz den, ikinci derecede de Balkanlar dan geleceini düünmütü. Oysa imdi Kurtulu Savaı ndan beri yakın ilikiler sürdürdüü Sovyetler Birlii ile yolları ayrılıyor ve deien artlar altında güvenlii için iki Batılı devletin garantilerine güvenmesi gerekiyordu. Buna ramen Türkiye, imzaya hazır hale gelen Üçlü ttifak a (Türkiye-Fransa-ngiltere) ters dümeyen bir Sovyet ittifakından umudunu kesmedi. SSCB yi salama alan Almanya nın 1 Eylül de Polonya ya saldırması, 3 Eylül de de ngiltere ve Fransa nın Almanya ya sava ilan etmesiyle II. Dünya Savaı nın baladıı sırada, bir taraftan Türk-ngiliz-Fransız ittifakı oluturma çabaları, dier taraftan da Türk-Sovyet görümeleri hala devam etmekteydi. 7 Alman-Sovyet Paktı imzalanmadan 3 hafta kadar önce, 4 Austos 1939 da Ankara daki Sovyet Büyükelçisi Terentieff, Dıileri Bakanı ükrü Saraçolu nu ziyaret ederek Türkiye ile SSCB arasında bir pakt ya da karılıklı bir yardımlama antlaması yapılması konusunda görümeler yapmak amacıyla Saraçolu nu Moskova ya davet etmiti. 8 Bu davet, Sovyet-Alman Paktı nın imzalanmasından 1 gün sonra, 24 Austos 1939 tarihinde yazılı olarak da tekrarlandı. 4 Eylül günü ise Sovyet Büyükelçisi Saraçolu nu tekrar ziyaret ederek son gelimeler karısında ülkesinin durumunu açıklayan bir notayı Türk Dıileri ne verdi. Buna göre Sovyetler Birlii, ngiltere ve Fransa arasında yapılan görümelerden olumlu bir sonuç alınamadıından ve ngiltere ve Almanya nın SSCB ye karı muhtemel bir komploya girmesini önlemek amacıyla Almanlarla saldırmazlık paktını imzalamıtı. Bu durumda, SSCB ile Türkiye 1 Fahir Armaolu, 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi: 1914-1980, Türkiye Bankası Yayınları, Ankara, 1984, s.299. 2 Oral Sander, Siyasi Tarih: 1918-1994. mge Yayınları, Ankara, 2007, s.64-65. 3 Henry Kissinger, Diplomasi. (6.bsm.). Türkiye Bankası Yayınları, stanbul, 2007, s.324. 4 BCA, 30.10.0.0/ 231.560.10 5 Sander, age., s.65; Armaolu, age., s.302. 6 Haluk Ülman, Türk-Amerikan Diplomatik Münasebetleri: 1939 1947. Ankara, 1961, s.24 25. 7 Mustafa Aydın, Sava Kaosunda Türkiye: Göreli Özerklik 2, 1939 1945, Türk Dı Politikası, 1919 1980, (ed.: Baskın Oran),letiim, stanbul 2002, s.418. 8 Ülman, age., s.25

254 arasında ilikiler, tamamen deien uluslararası ortamda yeniden deerlendirilmeliydi. Türkiye nin bu teklife 8 Eylül de olumlu yanıt vermesi üzerine Dıileri Bakanı ükrü Saraçolu 15 Eylül de SSCB ye resmen davet edildi ve emrine tahsis edilen özel bir Sovyet sava gemisi ve tren vasıtasıyla 25 Eylül 1939 da Moskova ya ulatı. 9 ükrü Saraçolu nun Moskova ziyareti ve Sovyet yetkilileriyle yapacaı görümeler, yukarıda sayılan nedenler dolayısıyla Türkiye açısından çok büyük bir önem taımaktaydı. Ankara tarafından, Moskova ya giden Türk heyetine, Sovyetler Birlii ile karılıklı bir yardım ya da ibirlii antlamasının imzalanabilmesi için imkânların aranması ve görümelerin yapılması görevi verilmiti. Bunun yanında, Moskova ya giderken Saraçolu nun dier bir amacı, imzaya hazır hale gelmi ve 23 Eylül de parafe edilmi olan Türkiye-ngiltere ve Fransa arasındaki Üçlü ttifak ile Türk-Sovyet dostluu arasında bir balantı noktası aramaktı. 1 ay önce Almanya ile anlama imzalamı olan SSCB nin hedefi ise, Montreux yü kendi çıkarlarına göre deitirmenin yanı sıra, imzaya hazır Üçlü ttifak ın içeriini tam olarak örenmek ve bu arada Türkiye nin tarafsızlıını salamaktı. 10 Sovyetler, Moskova görümelerinin her aamasında konuyu Montreux de deiiklik yapılmasına getireceklerdi. Samimi bir ortamda balayan görümelerin ilk günü sona ererken, Molotov un daha sonra görüülmek amacıyla incelenmesi için Saraçolu na vermek istedii bir kâıtta, SSCB nin Montreux de yapılmasını istedii deiikliklere yer vermesi ve bunun üzerine Saraçolu nun böyle bir kâıda elini sürmeyi bile reddetmesi, müzakereleri daha ilk günden gerginletirdi. 27 29 Eylül arasında Alman Dıileri Bakanı Joachim Von Ribbentrop un Moskova ya gelmesi nedeniyle ara verilen görümelere, 1 Ekim de Stalin in de katılımıyla devam edildi. Toplantılara verilen arada Ankara, Saraçolu na görümeleri sürdürmeye çalıması, asıl önemli olanın Sovyetler Birlii nin niyetlerinin salıkla deerlendirilmesi olduu, Sovyetlerle anlamaya varılamayacaı ya da kötü niyetlerinin olduunun anlaılması durumunda Ankara geri dönülmesi talimatını verdi. 1 Ekim de Stalin in de katılımıyla tekrar balayan Türk-Sovyet görümelerinde yine Montreux nün deitirilerek Boazların ortak savunulması ve Türk-ngiliz-Fransız Üçlü ttifakı nın taslaında birtakım deiikliklerin yapılması istekleri gündeme getirilince ilerleme kaydedilemedi. Moskova da Türk yetkililer ile Sovyet yetkililer arasında, 1 Ekim den sonra 13 Ekim ve 15 Ekim de birer toplantı daha gerçekletirildi. Sovyetlerin Montreux nün deitirilmesi ve Boazlarla ilgili talepleri, 13 Ekim deki üçüncü ve 15 Ekimdeki dördüncü ve son toplantıda da tekrarlandı. Bu toplantılarda Saraçolu na, Türkiye ile SSCB arasında imzalanması düünülen Türk-Sovyet ibirlii anlamasıyla Sovyetlerin Boazlar üzerindeki taleplerinin balantılı olduu, Sovyet taleplerinin reddedilmesi durumunda ibirlii anlamasının da yapılamayacaı ifade edildi. Çeitli kaynaklardan incelenerek özetlenirse, Moskova da Türk-Sovyet ittifak anlamasının yapılabilmesi için Türkiye nin kabul etmesi istenilen talepler unlardı: 1. Boazların Türkiye ve Sovyetler Birlii tarafından ortak olarak savunulması, 2. Montreux Boazlar Rejimi ne, Karadeniz e sahili olmayan devletlerin Boazlardan geçemeyecei garantisinin eklenmesi, 3. ngiltere ve Fransa ile giriilen ittifak müzakerelerinin istiareye çevrilmesi, 4. ngiltere ve Fransa nın Sovyetler Birlii ile savaa girmesi durumunda Üçlü ttifak ın geçersiz sayılması. 11 Bu talepler üzerine, görümelerden artık bir sonuç çıkmayacaını anlayan Saraçolu, geri dönme isteini Sovyet yetkililere bildirdi. 3 gün olarak tasarlanan, fakat tam 23 gün süren ve Saraçolu nun ifadesiyle daha ziyade bir bouma izlenimi veren görümelerin baarısızlıkla sonuçlanması üzerine Türk Dıileri Bakanı, 17 Ekim de Moskova dan ayrılarak 20 Ekim 1939 günü Türkiye ye döndü. Türk Hükümeti tarafından, görümelerde öne sürülen Sovyet taleplerinin uygun bulunmadıı açıklaması yapıldı. 12 Ayrıca Türk Hükümeti, Moskova daki görümelerden istenilen sonucun çıkmaması üzerine, 9 Aydın, age., s.418 10 Ülman, age., s.25; Aydın, age., s.419. 11 Kamuran Gürün, Dı likiler ve Türk Politikası (1939 dan Günümüze Kadar), SBF Yayınları, Ankara 1983, s.63-72; Rıfkı Selim Burçak, Moskova Görümeleri (26 Eylül 1939-16 Ekim 1939) ve Dı Politikamız Üzerindeki Tesirleri. Gazi Üniversitesi Yayınları, Ankara, 1983, s.77-103; Feridun Cemal Erkin, Türk-Sovyet likileri ve Boazlar Meselesi, Ankara 1968, s.140-148. 12 Türk Hükümeti nin yaptıı açıklamanın tam metni için bk. Ayın Tarihi, (Ekim, 1939), Nu.: 71, s.71-73.

255 Saraçolu henüz yoldayken, 19 Ekim 1939 günü, 23 Eylül de parafe edilmi olan Türkiye-ngiltere- Fransa Üçlü ttifakı nı imzaladı. 13 Moskova görümeleri, Türk-Sovyet ilikilerinde bir dönüm noktası olarak kabul edilebilir. Bu görümelerde, özellikle Montreux nün deitirilmesi konusunda öne sürülen Sovyet talepleri Türkiye yi rahatsız etmi ve Türkiye nin, Milli Mücadele yıllarından beri iyi ilikiler ve ibirlii içinde bulunduu Sovyetler Birlii nden uzaklamaya balayarak Batılı devletlere yakınlamasına ve Batılı devletlerin desteini aramasına neden olmutur. Ayrıca Moskova görümeleri, savatan hemen sonra Türkiye ile Sovyetler Birlii arasında yaanacak büyük bunalımın balangıcı olarak da kabul edilebilir. SSCB nin Moskova da öne sürdüü talepler, savatan sonra bazı küçük deiikliklerle, daha sert bir diplomatik tavırla tekrarlanacak ve Türkiye için bir büyük tehdit oluturacaktır. II. Dünya Savaı Sırasında Türkiye-Sovyetler Birlii likileri II.Dünya Savaı sırasında Türkiye ve Sovyetler Birlii nin ilikilerini genel olarak iki dönemde inceleyebilmek mümkündür. Bu dönemlerden ilki Sovyetler Birlii nin Almanya ile ittifak içerisinde olduu, Austos 1939-Haziran 1941 arasındaki dönemdir. Dier dönem ise, Almanya nın Sovyetler Birlii ne saldırdıı 22 Haziran 1941 tarihinden balayarak savaın sonuna kadar devam edecek olan Alman-Sovyet savaı dönemidir. Sovyet-Alman ttifakı Dönemi Türkiye-SSCB likileri Sovyet-Alman ittifakı döneminde, Türkiye ile Sovyetler Birlii ilikileri gergin sürmütür. 10 Haziran 1940 tarihinde talya nın Almanya nın yanında savaa girmesiyle, sava Akdeniz bölgesine yayıldı ve Türkiye-ngiltere-Fransa Üçlü ttifakı gerei Türkiye nin savaa girmesi gerekti. ngiltere ve Fransa nın Türkiye den savaa katılmasını istemesi üzerine Türkiye, Sovyetlerle arasındaki 17 Aralık 1925 tarihli Dostluk ve Saldırmazlık Anlaması gerei durumu Sovyetler Birlii ne bildirdi. Sovyetler Birlii Dıileri Bakanı Molotov, bu durumu sert bir tepkiyle karıladı. Sovyetlerin tepkisi üzerine Türkiye, Üçlü ttifak gerei aldıı sorumluluun kendisi Sovyetler Birlii ile silahlı bir ihtilafa sürükleyemeyeceini belirten, ittifak antlamasının II numaralı protokolünü öne sürerek sava dıı kalmaya devam edeceini ifade eden bir notayı, 13 Haziran günü ngiltere ve Fransa ya sundu. Notada Türkiye nin savaa girmesi konusuyla ilgili u ifadeler yer almaktaydı: Hariciye Vekili, talya nın harbe girmesi üzerine, Büyük Britanya ve Fransa Büyükelçileri tarafından, hükümetleri namına yapılan teebbüsü ve telkinleri Hükümete arza müzaraat etmilerdir. bu teebbüs ve telkinleri dikkatle tetkik ettikten sonra Cumhuriyet Hükümeti, Üçlü Müahede nin ikinci maddesinin bilâkaydüart (artsız olarak) tatbikinin bugünkü ahvalde Türkiye yi Sosyalist Sovyetik Cumhuriyet Birlii ile silahlı bir ihtilafa sevk edebilecei kanaatine varmıtır. Binaenaleyh Hükümet bu Muahedenamenin asli cüzünü tekil eden iki numaralı protokolün hükümlerine istinad etmee karar vermitir. 14 Ayrıca ngiltere de, Türk Ordusu nun henüz savaa katılacak kadar hazırlıklı olmadıını biliyor ve Fransa nın da yenilerek savatan çekildikten sonra Türkiye nin savaa katılmasıyla, savaın Balkanlar ve Ortadou ya doru genilemesinden de çekiniyordu. Bu yüzden ngiltere, bu dönemde Türkiye nin kararına destek vermiti. 15 Bu ekilde Türkiye, Sovyetler Birlii nin de etkisiyle sava dıı durumunu korudu. Bununla birlikte, 1940 yılının Ekim ayından itibaren Almanya nın Romanya ya sızması Sovyetler Birlii ni telalandırdı. Sovyetler Birlii nin Balkanlar ın Alman etkisi altına girmesinden çekinmesi nedeniyle, iki ülke arasındaki nüfuz bölgeleri tartımaları artarken, 23 Austos 1939 tarihli Alman-Sovyet Paktı da zayıflamaya baladı. Savaın Batı Avrupa dan douya ve Balkanlar a doru yönelmesi, Nazi Almanyası ile Sovyetlerin zaten yapay olan ibirliinde ciddi sorunlara yol açtı. Gerek Almanya gerekse talya SSCB nin Balkanlar a yayılmasını istemiyorlardı. Sovyetler ise, Almanya nın artık kendi güvenlik bölgesine girdiini görüyordu. Ayrıca Sovyetler Birlii, Boazlar konusundaki fikrini de deitirmemiti. Sovyetlerin, Boazlarla ilgili taleplerinin deimemi olduunu, 12 Kasım 1940 da Berlin de yapılan Hitler-Molotov görümelerinden anlayabilmek mümkündür. 13 Türkiye-ngiltere-Fransa Üçlü ttifakı nın tam metni için bkz. Düstur, 3.Tertip, C. 21, s.15-18. 14 Gürün, age., s.15-16 15 Ülman, age., s.27

256 Berlin deki Nazi-Sovyet Görümelerinde Sovyetlerin Türkiye ile lgili Talepleri Almanya ile Sovyetler Birlii arasında, Türkiye konusu Molotov un 12 Kasım 1940 tarihinde balayan 3 günlük Berlin ziyaretinde ele alındı. 16 Alman Dıileri Bakanı Ribbentrop, görümelerde Sovyetlerin Montreux konusundaki memnuniyetsizliklerini anladıklarını, esasen Almanya nın da hazırlanmasına hiçbir ekilde katılmadıı bu sözlemenin bir kenara bırakılıp yenisinin Türkiye, SSCB, talya ve Almanya arasında düzenlenmesinden yana olduklarını belirterek, Almanya nın her zaman Boazlar rejiminde SSCB çıkarlarına uygun bir iyiletirme için etkin yardıma hazır olduunu ekledi. Bu toplantıda, yeni Boazlar sözlemesinin ilke olarak sava gemilerini ve ticaret filosunu serbestçe Akdeniz e çıkartma dahil olmak üzere, SSCB ye bazı özel ayrıcalıklar vermesi konusunda anlama salandı. SSCB, görümelerde ayrıca Ege adalarında ya da Boazlarda bazı kontrol noktalarına sahip olmak istediini de belirtti. Sonunda SSCB, Almanya ve talya yla Türkiye yi mevcut yükümlülüklerinden kurtarmak ve onu yavaça kendileriyle ibirlii yapmak için kazanmanın ortak çıkarları olduu ve genel olarak, yürürlükteki Montreux nün kaldırılması konularında anlatı. Varılan anlamaya göre, Sovyetler herhangi bir zamanda sava gemilerini sınırsız geçirme hakkına sahip olacak, Karadeniz ülkeleriyle Almanya ve talya hariç dier ülkelerin sava gemileri ilke olarak Boazlardan geçemeyeceklerdi. Esas konusu, dünyanın Mihver devletleriyle SSCB arasında nüfus bölgelerine ayrılması olan bu görümelerden sonra Moskova ya dönen Molotov a Ribbentrop, ayrılırken bir antlama taslaı verdi. Dünyayı Almanya, Japonya, talya ve SSCB arasında paylatıran taslaın Türkiye yle ilgili kısmında unlar öneriliyordu: Türkiye, ngiltere ye olan taahhütlerinden kurtarılarak Mihver le ibirlii yaptırılmalı, yeni bir Boazlar rejimi düzenlenerek SSCB ye sınırsız geçi hakkı verilmeli, Boazlar Karadeniz e kıyısı olmayan devletlerin sava gemilerine kapatılmalıdır. 17 Ancak Hitler, büyük stratejik öneme sahip Boazları baka bir devletle paylamak istemiyordu. SSCB nin Boazlarla ilgili talepleri Almanya yı rahatsız etmiti. Hitler, Berlin görümelerinden sonra, Sovyetler le ibirliini bitirme zamanının geldiine karar vermiti. Berlin görümelerinden sonra SSCB nin yeni taleplerini ilettii 26 Kasım 1940 tarihli telgrafa cevap vermeyen Hitler, 18 Aralık 1940 günü, Rusya ile bir anlamaya varılamayacaını anladı ve kurmaylarına Rusya ya karı saldırıya hazır olma emrini verdi. 18 Süreci Almanya nın Sovyetler Birlii ne Saldırması ve Türk-Sovyet likilerinde Yumuama Sovyetler Birlii, Berlin görümelerinden sonra, Almanya ile imzaladıı saldırmazlık paktının uzun ömürlü olamayacaını anlamıtı. Bu nedenle, Almanya ile çıkabilecek muhtemel bir savata Türkiye nin durumunu çok önemli gördüü için Türkiye ye karı tutumunu yumuatmaya baladı. Sovyet Dıileri Bakan Yardımcısı Viinski, 9 Mart 1941 tarihinde Türkiye nin Moskova Büyükelçisi Haydar Akay a, Sovyetler Birlii nin Türkiye nin zor durumundan faydalanarak ona saldırmasının söz konusu olmadıını, tersine eer Türkiye ye bir saldırı olursa 1925 Türk-Sovyet Paktı gerei Sovyetlerin anlayılı dostluuna güvenebileceini bildirdi. Aynı günlerde, Sovyetler Birlii nin Türkiye ye karı yumuama politikası uygulamaya baladıını gören ve Türk-Sovyet yakınlamasının ilerlemesinden çekinen Almanya, 17 Mart 1941 tarihinde, Berlin görümelerinin detaylarını ve Sovyetlerin görümelerde Türkiye üzerinde öne sürdüü talepleri Türk yetkililere açıkladı. Böylece Türkiye, Berlin de kendi üzerine yapılan Sovyet-Alman pazarlıını resmi olarak ilk kez 17 Mart 1941 de, nönü nün Hitler e gönderdii bir mektubu teslim etmeye giden Türk Büyükelçisi Hüsrev Gerede ye Hitler in bizzat aktarmasıyla örendi. 19 Sovyetler Birlii nin Berlin deki taleplerini örenen Türk Hükümeti, Sovyetler Birlii nden 9 Mart ta 16 Savatan sonra Berlin de ele geçirilen Nazi belgelerinde Berlin görümeleriyle ilgili ayrıntılı bilgi bulunmaktadır. Belgeler ve ayrıntılar için bkz. Raymond James Sontag, James Stuart Beddie, Nazi - Sovyet Relations, 1939 1941 (Documents from the Archive of the German Foreign Office). Didier, New York, 1948, s.216-256; Herold C. Deutsch, Garip Bir Devre: 1939-1941 Arasında Nazi-Sovyet Münasebetleri, (çev.: Fahir Armaolu), Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, C. 9, S.2, (1954), s.345-365. 17 Aydın, age., s.431-433. 18 Gürün, age., s.78; Ahmet ükrü Esmer, Hitler-Molotov Mülakatı ve Türkiye, Siyasi limler Mecmuası, C. 24, S 227, (Nisan 1954), s.88-91 19 Aydın, age., s.434.

257 Türkiye nin Moskova Büyükelçisi ne söylenenlerin resmen açıklanmasını istedi. Bunun üzerine Sovyetler Birlii, 25 Mart 1941 de Türkiye ye saldırma amacının olmadıını resmen açıkladı. 20 Almanya nın 22 Haziran 1941 de Baltık tan Romanya ya kadar uzanan geni bir cephe üzerinden Sovyetlere karı saldırıya geçmesiyle, II.Dünya Savaı nın geleceini en kesin biçimde etkileyen olaylardan birisi olan Alman-Sovyet savaı balamı oldu. Türkiye, aynı gün, Almanya ile Sovyetler Birlii arasındaki savata tarafsız olduunu ilan etti. 21 Böylece, 22 Haziran 1941 tarihine kadar tarafsız kalmı olan SSCB, kendisini savaın içinde buldu. Savaın baladıı tarihte Sovyetler ile ngiltere arasında hiçbir anlama yoktu. 1939 da Sovyetler ile ngiltere ve Fransa arasında bir ibirlii anlaması için görümeler balamı, ancak yukarıda da belirtildii gibi Sovyetlerin Almanya ile saldırmazlık paktı imzalaması üzerine bu görümeler kesilmiti. Ancak Sovyetlerin de savaa katılmasıyla birlikte, ngiltere ile Sovyetler Birlii arasında bir ittifak ortamı olutu. Bunun sonucu olarak, iki ülke arasında 12 Temmuz 1941 tarihinde Ortak Hareket Antlaması imzalandı. 22 Bu antlama gerei, Sovyetler Birlii ne yardım ulatırabilmek amacıyla ngiltere ve Sovyetler Birlii, 1941 Austosu nda ran ı igal ettiler. Bu ekilde Sovyetler Birlii ne, ngiliz-sovyet ibirliinin ilk 3 ayında 450 uçak, 22 bin ton kauçuk, 3 milyon çift ayakkabı ve sava endüstrisi için gerekli madenler ulatırıldı. Amerika Birleik Devletleri de, Ekim ayında Sovyetler Birlii ne 60 Milyon $ lık bir yardımda bulundu. Sava boyunca ABD nin Sovyetlere yardımı artacak ve 11 Milyar $ ı bulacaktır. Ortak igalle, Sovyetler Birlii ran ın kuzeyini igal etmiti. Yapılan yardımlarla birlikte, kısa süre içinde Türk sınırına büyük bir Sovyet askeri gücü yııldı. Sovyetler Birlii nin Berlin de Türkiye üzerine pazarlık yaptıının ortaya çıkması nedeniyle zaten gergin olan Türk kamuoyunda, ngiltere nin Sovyetler Birlii ile anlaırken I. Dünya Savaı ndaki gibi Boazları vaat ettiine dair söylentiler çıktı. Bu çerçevede, Türkiye nin olası endielerini gidermek amacıyla her iki ülke, 10 Austos 1941 tarihinde aynı kapsamlı birer notayı Türkiye ye sundular. ngiltere ve Sovyetler Birlii, notalarında genel olarak Boazlar üzerinde herhangi bir tecavüze niyetleri olmadıını, Türkiye nin toprak bütünlüüne ve Montreux Rejimi ne olan balılıklarına yer verdiler. 23 Ancak Sovyetler Birlii nin tüm bu garantileri ve yumuama politikası Türk idarecilerin Sovyetlere güvenebilmelerini salayamamıtır. Saraçolu nun 1939 daki Moskova ziyaretinde yaadıı olaylar ve Sovyet talepleri halen Türk idarecilerin Sovyetlere karı gelitirmekte oldukları politikaları etkilemekteydi. Bunun bir örnei 27 Austos 1942 günü yaandı. 27 Austos 1942 günü, Almanya nın Türkiye Büyükelçisi Franz von Papen ile yeni Babakan olan ükrü Saraçolu bir görüme gerçekletirdiler. Bu görümenin temel konusu Türkiye nin Almanya nın yanında savaa katılmasıydı. ükrü Saraçolu, bu görüme sırasında von Papen e: Bir Türk olarak SSCB nin yıkılmasını hararetle arzu ettiini ve böyle bir fırsatın bin yılda bir defa ortaya çıkabileceini, fakat bir babakan olarak Türkiye nin mutlak bir tarafsızlık takip etmesinin art olduuna inandıını söyledi. 24 Türk idarecilerin 1939 daki Moskova görümelerini ve Sovyet taleplerini halen unutmadıkları açıktı. Aynı günlerde, Türkiye nin kendilerine karı bu güvensizliini bilen Sovyetler Birlii de, Türkiye nin Almanya ile yakınlamasını engelleme gayretleri içerisindeydi. Düürdükleri Alman uçaklarını onararak bu uçaklarla Türk sınırlarını ihlal etmek ve böylece Alman uçaklarının Türkiye sınırlarını ihlal ettii izlenimini yaratmak da bu gayretlerin arasındaydı. 25 Alman-Sovyet Savaı nda Sovyet üstünlüü ve Türk-Sovyet ilikilerinin yeniden gerginlemesi Çok geçmeden, Türk idarecilerinin Sovyetlere karı duyduu güvensizliin yersiz olmadıı ortaya çıktı. Sovyetler Birlii nin Türkiye ye karı yürüttüü yumuama ve ibirlii politikası, Almanya ile sürmekte olan Stalingrad Muharebesi nin sonlarına kadar devam etti. Ancak, Sovyetlerin Stalingrad da Almanları yenmesi ve savaın gidiinin Sovyetler Birlii yararına deimesi ile birlikte, Türkiye ye karı yürüttükleri yumuama politikası da derhal deierek, 1943 ün ilk aylarından itibaren tekrar 1941 öncesi durumuna dönmeye baladı. 26 Stalingrad çatımaları devam ederken durumun Almanya için iyi 20 Sovyet Hükümeti nin açıklaması için bk. Ayın Tarihi, (Mart 1941), Nu.: 88, s.49. 21 BCA, 30.18.1.2/ 95.54.1 22 Armaolu, age., s.377. 23 ngiliz ve Sovyet notalarının tam metinleri için bk. Ayın Tarihi, (Austos, 1941), Nu.: 93, s.40-41. 24 Aydın, age., s.449-450. 25 BCA, 30.10.0.0/ 232.562.11 26 Fahir Armaolu, kinci Dünya Harbi nde Türkiye, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, C. 13, S. 2, (Haziran 1958), s.165.

258 olmadıını gören Türkiye de, bunun uzun vadeli sonuçlarından endie etmeye balamıtı. Özellikle SSCB nin böyle bir zaferden sonra Avrupa nın hakimi olmasına Müttefiklerin engel olup olamayacaı konusu Türkiye de endie uyandırmaktaydı. 27 Türkiye, artık yalnızca sava dönemi için deil sava sonrası için de Sovyetler Birlii nden kaygı duymaktaydı. 1943 yılının balarından itibaren SSCB, ngiltere ve ABD, Türkiye ye hemen savaa girmesi için youn bir baskı uygulamaya baladılar. Churchill ve Roosevelt, savaın durumunu tartımak amacıyla, 12-14 Ocak 1943 tarihinde Casablanca da bir dizi görüme yaptılar. Kaynaklarda Casablanca Konferansı olarak da yer alan bu görümelerde Türkiye nin savaa katılması konusu da gündeme geldi. Casablanca da, Türkiye nin savaa girme konusunu Türk idarecilerle Churchill in görümesi kararı verildi. Alınan karar sonucunda her iki lider, 25 Ocak ta nönü ye ayrı ayrı birer mesaj göndererek Churchill in kendisiyle buluma teklifinin kabulünü istediler. Adana Görümeleri (30 Ocak - 1 ubat 1943) nönü nün bu teklifi kabul etmesi üzerine Churchill ve nönü, 30 Ocak 1 ubat 1943 tarihinde Adana da bulutular. nönü-churchill görümeleri, Yenice stasyonu nda Cumhurbakanı nın özel vagonunda (Beyaz Vagon) yapıldı. Görümelerde Türk Heyeti nde nönü yle birlikte Babakan ükrü Saraçolu, Genelkurmay Bakanı Fevzi Çakmak ve Dıileri Bakanı Numan Menemenciolu da hazır bulundular. Adana görümelerinde Churchill, Türk idarecilere Stalingrad ve Kahire de kazanılan baarılarla Türkiye üzerindeki Alman tehdidinin ortadan kaldırıldıını, Sovyetlerin kuzeyden, Müttefiklerin ise Türkiye üzerinden güneyden harekete geçmeleri durumunda Almanları kısa sürede yenilgiye uratabileceklerini, bu nedenle Türkiye nin 1943 yılı sona ermeden Müttefiklerle birlikte savaa girmesinin gerektiini söyledi. nönü ise Türkiye nin savaa girebilmesi için askeri açıdan donatılması gerektiini, askeri açıdan yeterli güce ulamadan Türkiye nin savaa girmesinin mümkün olmayacaını ifade etti. Adana görümelerinin dier bir önemli noktası ise, Türk idarecilerinin Churchill le görümeler sırasında Sovyetler Birlii nden duydukları endieyi açıkça dile getirmeleri oldu. Görümelerde Babakan ükrü Saraçolu Churchill e, Türkiye nin sava sonrasında Sovyetler Birlii ne karı fiili garantiye sahip olmak istediini, Avrupa nın Slavlarla ve komünistlerle dolu olduunu ve Almanya yıkıldıı takdirde, bütün yenilen devletlerin Bolevikleeceini açıkça ifade etti. 28 Sonuç olarak, Adana da Türkiye ile ngiltere arasındaki SSCB nin sava sonrası konumu üzerine görü ayrılıkları açıa kavutu. Bu konuda iki ülke arasında önemli görü ayrılıkları olduu anlaıldı. Ama Türkiye nin askeri açıdan güçlendirilmesi gerektii ve Türkiye nin savaa katılmasa bile sava-dıı durumunun Müttefiklerin yararına yorumlanması konusunda bir anlayı birlii olutu. Adana görümelerinden sonra resmi bir tebli yayınlanarak kamuoyu bilgilendirildi. 29 Bu tebli dıında Churchill, Adana görümeleri konusunda ngiltere de bir konuma yaptı. Churchill, konumasında özetle Türkiye ile Sovyetler Birlii arasında iyi ilikilerin kurulmasını temenni ettiini ve Türkiye nin topraklarının ve haklarının korunması gerektiini düündüünü söyledi. 30 1943 yılının ubat ayına girildiinde Türkiye, SSCB nin sava sonrası durumundan ciddi anlamda endie etmekteydi. Türkiye, Almanya nın tamamen yenilmesinin Avrupa da SSCB etkinliini arttıracaından ve kendisinin de Sovyet baskısı altında kalacaından kaygı duymaktaydı. Bu dönemde Türkiye, sava sonrasında Almanya nın Sovyetlere karı bir denge gücü olarak ayakta kalmasını kendi çıkarlarına daha uygun görmekteydi. Ancak Müttefikler, Türkiye yle aynı görüte deillerdi. Türkiye halen savaın dıında olduundan, görülerine de fazla önem vermiyorlardı. Türkiye nin 1943 deki bu öngörüsünün doruluu, ancak savaın bitiminden birkaç yıl sonra anlaılacaktı. Churchill, Adana görümelerinin ardından görümenin sonuçlarını ve Türkiye nin Sovyetlerden kaynaklanan kaygılarını Stalin e iletti. Fakat Stalin in 6 ubat ta verdii cevaptan Türkiye yi rahatlatacak bir Sovyet iyi niyet giriiminin gerçeklemeyecei anlaılıyordu. Stalin, cevabında özetle Türkiye nin 27 Aydın, age., s.450. 28 Fahir Armaolu, agm., s.167; Kamuran Gürün, a.ge., s.91. 29 Görümelerle ilgili geni bilgi veren resmi tebli için bk. Ayın Tarihi, (ubat 1943), Nu.:111, s.110-140. 30 BCA, 30.10.0.0/ 235.588.3

259 Almanya ile imzalamı olduu saldırmazlık paktından ikâyet ediyor ve Türkiye nin SSCB ile iyi ilikiler kurma isteini dorudan kendisinin ifade etmesini gerektiini, yani bu konuda Türkiye nin talepkâr olmasını istediini belirtiyordu. 31 Stalin in bu cevabı üzerine hem Churchill in, hem de Türkiye nin giriimleriyle Türkiye ile SSCB arasında görümeler yapılmaya balandı ve 12 Mart ta Moskova Büyükelçisi Cevat Açıkalın, Molotov a Adana görümeleri konusunda bilgi vererek Türkiye nin iki ülke ilikilerinin mümkünse daha samimi bir düzeye çıkartılmasına yarayacak yeni bir formülün bulunması için ibirliine hazır olduunu belirtti. 32 Açıkalın ve Molotov, bu görümeden sonra 24 Mart 1943, 2 Nisan 1943 ve son olarak 28 Haziran 1943 tarihlerinde tekrar görütülerse de, bu görümelerden olumlu bir sonuç alınamadı. 33 Quebec Konferansı Dou cephesinde Almanların Stalingrad da durdurulması, Kuzey Afrika da Müttefiklerin önemli baarılar elde etmesi ve Sicilya nın ele geçirilmesi gibi gelimelerin yaanması sonucu, Fransa ya yapılması planlanan çıkarmanın onaylanması ve savaın gidiinin deerlendirilmesi amacıyla Churchill ve Roosevelt arasında 11-24 Austos 1943 tarihinde Quebec Konferansı düzenlendi. Konferansta Türkiye nin savaa katılma zamanının gelmediine, bununla birlikte Alman baskısına karı koyabilmesi için kendisine silah ve malzeme verilmesine devam edilmesine karar verildi. Buna karılık Türkiye den Alman gemilerini Boazlardan geçirmemesi ve Almanya ya yapılan krom sevkiyatını durdurması istenecekti. 34 Bununla birlikte SSCB, konferansta Türkiye nin hemen savaa girmesinde ısrar etti. 35 Sovyetlerin Quebec de ve daha sonra sava boyunca Türkiye nin savaa girmesinde ısrar etmelerinde öne sürecekleri neden, Türkiye nin tarafsızlıının Almanya nın iine yaradıı, Türkiye den emin olan Almanya nın tüm gücünü dou cephesine yıdıı yönündeki görüleri olacaktır. Ancak 1943 de zaten Almanya yı durdurmu olan Sovyetlerin, Türkiye nin savaa girmesi konusundaki ısrarının, sava sürecinden çok sava sonrası ile ilgili hesaplamalarından kaynaklanmakta olduu, daha sonraki gelimelerle birlikte açıklık kazanacaktır. Quebec deki konferans sırasında, 19 Austos 1943 günü Rusya nın da katılımıyla üçlü bir toplantı yapılması üzerinde durulmutu. Churchill ve Roosevelt bu amaçla, aynı gün Stalin e bir mesaj göndererek Alaska nın Fairbanks bölgesinde bir toplantı teklif etmiler, ancak Stalin cephedeki durumlar nedeniyle Rusya dan ayrılamayacaını öne sürerek bu teklifi geri çevirmiti. Bu yazımalar sonucunda, üçlü toplantı düüncesi korunmakla birlikte, daha önce dıileri bakanları arasında bir toplantı yapılması kararlatırıldı. Stalin, bu toplantının da Rusya dıında yapılmasına sıcak bakmadıından toplantının Moskova da yapılması kararlatırıldı. 36 Moskova Konferansı Eden, Hull ve Molotov, Quebec de alınan karar çerçevesinde, 19 Ekim 1943 tarihinde Moskova da bir araya geldiler. Konferansta Molotov, Türkiye nin savaa girmesi yönündeki Sovyet isteini tekrarladı. Eden ve Hull, Molotov a itiraz etmediler ancak Eden, Türkiye yi savaa girmeye zorlamak yerine kendi arzusuyla savaa girmesinin daha faydalı olacaını savundu. Eden e göre Türkiye yi savaa zorlamak, karılanamayacak askeri taleplerde bulunmasına neden olacaktı. Amerika ise, Türkiye nin savaa girmesi yerine tarafsız kalarak yalnızca hava üslerinin Müttefikler tarafından kullanılmasına izin vermesinin daha uygun olacaını belirtti. Çünkü Amerikalı yetkililer, Türkiye nin savaa girmek için talep edecei yardımın salanması durumunda, Fransa ya yapılması planlanan çıkarmanın gecikeceini ve malzeme sıkıntısının yaanacaını düünüyorlardı. 37 Zaten 26 Ekim 1943 Türkiye, 18 Haziran 1941 tarihinde Almanya ile bir saldırmazlık paktı imzalamıtı. Çalımanın konusuyla dorudan ilgili olmadıından ayrıca yer vermediimiz bu paktın tam metni için bkz. Düstur, 3.Tertip, C. 22, s.1355. 31 Stalin in cevabının ayrıntıları için bkz. Gürün, age., s.92-93. 32 Aydın, age., s.454. 33 Armaolu, agm., s.168. 34 Ülman, age., s.41. 35 Aydın, age., s.455 36 Gürün, age., s.98. Anthony Eden, ngiltere Dıileri Bakanı; Cordell Hull, ABD Dıileri Bakanı. 37 Aydın, age., s.456.

260 günü, Cordell Hull a Roosevelt ten bu yönde bir talimat gelmiti. Aynı gün ABD nin bu görüünü bildiren Hull a karılık Molotov: Türkiye nin savaa girmesi gecikecekse niçin silah yardımı almaya devam etsin. Üs vermesini istemek kafi deildir. Türkiye nin savaa katılmasına imdi ihtiyaç vardır. leride o kadar lüzumlu olmayabilecektir. Bu sebeple Türkiye den, üç devletin mütereken talepte bulunmaları teklifi bir kenara itilmemelidir eklindeki Sovyet görüünü açıkladı. 38 Hatta Molotov a göre Türkiye den savaa girmesinin istenmesi bir telkin eklinde deil bir emir eklinde olmalıydı. 39 1 Kasım günü Amerika nın Moskova Büyükelçisi Harriman ın da katılımıyla son bir toplantı düzenlendi. Yapılan görümeler sonucunda Molotov, ngiltere nin Türkiye deki hava üslerinin kullanılması yönündeki görüüne olan itirazından vazgeçti. Buna karılık ngiltere, Türkiye den yıl sonuna kadar savaa girmesinin istenmesini kabul etti. 40 Bu karara ABD Dıileri Bakanı Cordell Hull un da katılması istenmi olsa da Hull bu istee yanamadı ve sözü edilen kararlar, ngiltere ile Rusya arasında gizli bir protokol olarak 3 Kasım gecesi imza edildi. ABD nin imzasının olmamasına karın, protokolün imzalanmasından birkaç gün sonra Roosevelt de bu karara katıldıını bildirdi. 41 Moskova Konferansı ndaki Sovyet görüleri, Türkiye açısından önemlidir. Öncelikle 1943 Ekim sonunda SSCB, Alman saldırısını durdurmutur ve artık savatan galip çıkacaından emindir. Bu bakımdan Türkiye nin savaa girmesi, Sovyetler için 1941 ve 1942 deki kadar önemli deildir. Buradan Sovyetlerin, Türkiye nin savaa girmesini, savata faydalı olacaı için deil, sava sonrasında karısında igal edilmi ya da ordusu güçsüz kalmı bir Türkiye görmek istedii için talep etmi olabilecei düüncesi çıkartılabilir. Bu nedenle Türkiye nin nasıl olsa savaa girmeyeceini düünerek, Türkiye ye silah yardımını durdurmak amacıyla savaa girmezse silah yardımı almasın yönündeki Sovyet talebinin ortaya atılmı olduu tahmin edilebilir. 42 Bu dönemde Türk yetkililer de bu yönde kaygılar yaamılar ve Sovyetlerin Moskova daki ısrarlarının arkasında farklı nedenler aramılardır. Türk yetkililer, birçok görüme ve yazımalarında, bu ısrarın arkasında sava sonunda Alman igaline uramı Türkiye nin Sovyetler tarafından kurtarılması ya da karılarında silah bakımından zayıflamı bir Türkiye nin bulunması fikrinin olduunu ileri sürmülerdir. 43 Türk idarecilerin bu kaygıları, Menemenciolu nun Kahire de 5 Kasım da Eden le yapacaı görümeler sırasında söyleyecekleri ile daha net anlaılabilecektir. I. Kahire Konferansı Eden, henüz Moskova dayken, Menemenciolu na bir telgraf göndererek kendisiyle Kahire de bulumak istediini bildirdi. Kabul edilen bu davet sonucu, 5 Kasım 1943 de Kahire de iki taraf arasında görümeler yapıldı. Görümelerde özetle Eden, SSCB nin yayılmacı olmadıını söyleyerek Türkiye nin kaygılarını gidermeye çalıtı. Menemenciolu ise Sovyetlerin savaı kısaltmak için deil, belki de Türkiye yi askeri açıdan zayıflatmak için bir an önce savaa çekmeye çalıtıı konusundaki düüncesini belirterek, Türkiye nin savaa girebilmesi için Sovyetlerin savatan sonra da ngiltere ve ABD yle yakın ilikiler sürdüreceine ve bu devletlerin engel olamayacaı hareketlere girimeyeceine ikna olması gerektiini ifade etti. ngiltere ve Sovyetlerin Türkiye den talepleri konusunda ise Eden, balangıçta Türkiye nin savaa katılması konusunu ifade etti, Menemenciolu nun buna karı tutum alması sonucu üs talebinde bulundu. Buna karılık Menemenciolu, bu talebin yerine getirilmesinin Türkiye nin dorudan savaa girmesi demek olacaını belirtti. Sonuç olarak Menemenciolu, üs talebini reddetti, savaa girme teklifini ise Hükümet e arz edeceini bildirdi. ngiltere nin teklifleri, Hükümet tarafından deerlendirildi ve ngilizlere verilecek yanıt 17 Kasım 1943 de açıklandı. Buna göre Türkiye, kaçınılmaz olarak savaa girmesine neden olacaı için üs teklifini kabul etmedi. Türkiye nin savaa girmesi teklifi ise, ngiltere nin söz verdii askeri yardımı henüz yapmamı olması ve Almanya nın halen Türkiye ye büyük zarar verebilecek askeri güce sahip olduu gerekçeleriyle reddedildi. Karar 17 Kasım da ngiliz Büyükelçisi ne, 18 Kasım da da Sovyet Büyükelçisi ne bildirildi. 44 38 Gürün, age, s.99-100. 39 Armaolu, agm, s.169. 40 Mehmet Gönlübol, Olaylarla Türk Dı Politikası (1919-1973), (5.bs.), Siyasal Bilgiler Fakültesi, Ankara, 1982, s.180-181. 41 Ülman, age., s.42. 42 Gürün, age., s.100. 43 Aydın, age., s.457. 44 Gürün, age., s.101-105; Aydın, age., s.458; I. ve II. Kahire görümelerinin ayrıntılı tutanakları için bk. Yulu Tekin Kurat, Kahire Konferansı Tutanakları (4-7 Aralık 1943) ve Türkiye yi Savaa Sokma Giriimleri, Belleten, C. 47, S 185, (Ocak 1983), s.295-338.

261 Menemenciolu nun Kahire den ayrılmadan önce Eden le yaptıı son özel konumada söyledikleri, Türkiye nin bu dönemdeki kaygılarını ve Türk idarecilerin içinde bulundukları psikolojiyi çok açık bir ekilde yansıtmaktadır. Bu açıdan, burada konumanın bir kısmını deitirmeden vermek faydalı olacaktır. Bu özel konumada Menemenciolu, Eden e unları söylemitir: ( ) Teklifiniz Türkiye yi harcamaktır. Hem de sırf Rusları memnun etmek için lüzumsuz ve faidesiz harcamaktır. Ordumuzun taarruz kabiliyeti olmadıı ve buna sebep de Adana vaadlerinin yapılmamı olduu aikar iken üzerimize Alman kuvveti celbetmek tedafüi gaye ile olamaz, ancak bize fiilen taarruz için olabilir. Çatalca hattımız dayanmaz da Almanlar stanbul u, Boazları ve hinterlandı ele geçirirlerse bununla size ne faide temin olunabilir. Zafer-i nihaiyi mi bekleyeceiz? Ruslar Almanları dövsün ve gelip stanbul u kurtarsın diye mi ümide düeceiz? O zaman Ruslar stanbul u benim için mi kurtarır? Alman hava taarruzuyla felce uradıktan sonra size bir gün müfit olabilecek bir müttefiki en müziç bir yük haline getirmi olmaz mısınız? Bütün bunlar meydanda iken harbe girmezseniz size malzeme vermek güç, adeta imkansız olur sözleriyle bir daire-i feside içine girdiinizi anlamıyor musunuz? Siz malzeme vermedikçe bizim harp kabiliyetimiz teessüs edemez ve binnetice harbe giremeyiz. Harbe girmedikçe de siz malzeme vermezsiniz. Ne akılâne bir hareket, deil mi? 45 Menemenciolu nun konumasından açıkça anlaılacaı gibi, Türk idareciler bu dönemde savaa girerek Alman igaline uramak ve igalden Sovyetler tarafından kurtarılmak; savata zayıf düerek Sovyet yardımına ihtiyaç duymaktan büyük bir kaygı duymaktadırlar. Bu kaygılara, henüz unutulmamı olan Saraçolu nun Moskova ziyareti de eklenince, Sovyetlere karı büyük bir güvensizlik ortaya çıkmıtı. Türkiye, sava sonunda Sovyetlere karı kendini koruyabilecek askeri güce sahip olmak istiyordu. Eden, Menemenciolu nun bu konumasını anlayıla dinlemi ancak hak vermemi, hak vermedii gibi itiraz da etmemitir. Yalnızca Türk Hükümeti nin kararını bir an önce beklediklerini söylemitir. Yukarıda da belirtildii gibi Hükümet in kararı ngiltere ye 17 Kasım da iletilmitir. Üç Büyükler in Tahran Konferansı Moskova Konferansı nda alınan karar gerei; Churcill, Stalin ve Roosevelt, 28 Kasım-1 Aralık 1943 tarihlerinde Tahran da bir araya geldiler. Konferansın ilk oturumu 28 Kasım günü saat 16 da baladı ve 19.30 a kadar devam etti. 46 Bu oturumda Churchill, Türkiye nin savaa çekilmesinde ısrar etti. Churchill, ısrarının nedeni olarak Türkiye nin savaa girmesinin Boazlar üzerinden SSCB ye yardım olanaı douracaı yönündeki düüncesini öne sürdü. 47 Buna karılık Stalin, Türkiye nin savaa girmesi için ısrar edilmesinin yararlı olacaını söylemekle birlikte, savaa gireceini sanmadıını, o tarihe kadar yapılan tüm tekliflere ramen savaa girmemekte ısrar ettiini ifade etti. 48 Ayrıca Stalin, Türkiye yle savaa girmesi için görümeleri ABD ve ngiltere nin yapması gerektiine inanıyordu. Stalin e göre Türkiye, ABD ve ngiltere nin müttefikiydi. Roosevelt ise, Türkiye nin savaa girmek için dier cephelerdeki harekatları olumsuz etkileyecek miktarda yardım isteyeceini düündüünü söyledi. Konferansın ikinci gününde Churchill, bu toplantıdan sonra Türkiye yi savaa girmeye ikna etmek için izleyecei stratejiyi açıklarken, gerekirse üç büyük devletin çarısına uymamanın özellikle Boazların statüsüyle ilgili olarak önemli siyasi sonuçlar douracaının Türkiye ye hatırlatılabileceini ifade etti. 49 Boazlar konusu 29 Kasım tarihli toplantılarda konuulmadı, ancak 30 Kasım tarihli toplantıda Stalin, Boazlar konusunu tekrar gündeme getirdi ve Churchill e Montreux nün revizyonu konusunu sordu. Ancak Churchill den olumlu yanıt alamayan Stalin, bu konuyu konumak için zamanın ileride geleceini söyledi. 50 Konferansın son gününde ise Türkiye nin savaa girmeye karar vermesinin, Müttefiklerden alacaı yardımın miktarına balı olacaı konusunda ortak bir görü salandı. 1 Aralık gecesi tarafların imzaladıı bildiride Türkiye nin yıl sonuna kadar Müttefikler tarafında savaa girmesinin son derece arzu edilir olduu vurgulandı. 45 Gürün, age., s.103-104. 46 Tahran, Yalta ve Potsdam Konferansları: Gizli Belgeler, (çev.: Fahri Yazıcı), Sinan Yayınları, stanbul, 1972, s.7 47 Aydın, age., s.460. 48 Stalin bu düüncesini, Türkiye nin savaa gireceinden kukuluyum. Ne kadar baskı yaparsak yapalım savaa girmeyecektir. Benim görüüm bu sözleriyle ifade etmitir. Tahran, Yalta ve Potsdam Konferansları, s.16. 49 Aydın, age., s.461; Tahran, Yalta ve Potsdam Konferansları, s.35-36. 50 Gürün, age., s.110.

262 Tahran Konferansı nın zabıtlarına ve genel olarak sonucuna Türkiye açısından bakılacak olursa, Müttefikler Türkiye nin 15 ubat 1944 tarihine kadar savaa girmesini istemekte ve Türkiye nin hava alanlarının da kullanılmasını talep etmekteydiler. Ayrıca Tahran da, nönü nün Kahire ye davet edilerek durumdan haberdar edilmesi de kararlatırıldı. Sovyetler ise, artık Türkiye nin savaa girmeyeceinden emin gibi görünüyordu. Fakat Türkiye yi bu durumu açıkça ifade etmeye zorlayarak ngiliz-amerikan ortak baskısına maruz bırakma ve bu ekilde Türkiye nin Batılı müttefikleriyle arasını bozma gayretine girdikleri söylenebilir. SSCB nin, artık Türkiye nin savaa girip girmemesiyle fazla ilgilenmedii anlaılabiliyordu. Öyle ki, Churchill nönü nün Kahire ye davet edilerek kendisine açıklama yapılmasını söylediinde Stalin, nönü nün Kahire ye gelmek istemeyebileceini ifade etmi, hatta nönü nün hastalanabileceini söyleyerek dalga bile geçmiti. 51 Ancak Stalin, Boazlar ve Montreux rejiminin revizyonu ile ilgili konumanın zamanının geleceini söylerken ciddiydi ve bu zaman hiç de uzak deildi. Tahran Konferansı nda alınan karara uygun olarak Churchill ve Roosevelt, 1 Aralık günü nönü yü Kahire ye davet ettiler. nönü, görümenin eit artlar altında yapılacaının garanti edilmesi durumunda Kahire ye gelebilecei yanıtını verdi. 52 steinin kabul edilmesi üzerine 4 Aralık sabahı Adana ya geçen nönü, buradan Roosevelt in gönderdii özel uçak ile Kahire ye gitti. Kahire ye giden uçakta nönü ile birlikte Menemenciolu ve Türk Dıileri nden bazı yetkililer de bulunmaktaydı. 53 II. Kahire Konferansı Kahire deki konferans 4-6 Aralık 1943 tarihinde yapıldı ve SSCB bu konferansa katılmadı. Churchill bu defa Türkiye nin savaa girmesinde iddetle ısrar etti. Bu kez Müttefiklerin baskısı çok aırdı. nönü prensip olarak savaa katılmayı kabul etti. Fakat, Türkiye nin savunma gücü için gerekli olan yardım tamamen verilmedikçe savaa girmeyecekti. 54 ngiltere, Türkiye nin 15 ubat 1944 e kadar girmesini isterken, nönü, ordunun hazır olmadan aylarca Alman kuvvetleri karısında yalnız kalabileceini ve bu nedenle Türkiye nin talep ettii ekilde hazırlıklar bitirildikten sonra savaa girmesi gerektiini vurguladı. Tartımaların bu noktada düümlenmesi üzerine giderek daha çok Türkiye nin görülerine yaklaan ve nönü ye veda ederken siz derhal hazırlıa balayınız ve bunu kendinizi balamadan yapınız diyen Roosevelt, 7 Aralık ta Kahire den ayrıldı. 55 Burada, nönü ile Roosevelt arasında Kahire de yapılan görümelerin bazı bölümlerinin aynen verilmesi faydalı olacaktır: 6 Aralık günü görümeler sona erdikten sonra Roosevelt, dier kiilerden kendisini nönü ve Menemenciolu ile yalnız bırakmalarını rica etti. Türk tarafından tercüman olarak ayrıca Süreyya Anderiman, Amerikan tarafındansa yalnızca ABD nin Türkiye Büyükelçisi Steinhardt kaldı. Bu görümede Roosevelt, nönü ye, Tahran da Stalin le de görütükleri, savatan sonra planlanan Birlemi Milletler yapılanması hakkında bilgi verdi. Roosevelt, ayrıca son nokta olarak Dünyadaki tüm devletlerin baka devletlerin topraında gözü olmadıını resmen ve törenle ilan edeceklerini, kendisinin bunun üzerine çalıacaını belirtti ve nönü ye, Ankara da bu görüü yaymak için Steinhardt ile Türk Dıileri Bakanı nın ortak çalııp çalıamayacaını sordu. nönü: Memnuniyetle. ABD den gelen fikirlere karı büyük sempatimiz vardır. Daima sizinle beraber olacaız. Siz Dünya nizamı ve sulh için bu ekilde çalıırsanız muhakkak memnuniyet verici neticeler elde edersiniz ve bütün insaniyet de size medyun olur. Bu konferansta gösterdiiniz hüsnüniyetten dolayı da size ayrıca müteekkirim. Maalesef hareket ediyorsunuz. Fakat tekrar görüeceimizi ümid ederim. Roosevelt: Ben sizin meselenizi tamamiyle anlıyorum. Ümid ederim ki 2-3 ay zarfında Almanlar çok daha az kuvvetli olacaklar ve Türkiye de sava bitmeden önce muharebeye girecektir. nönü: Çok teekkür ederim. Yarın ne netice alacaımızı bilmiyorum. Amerika nın ve ahsen sizin yüksek hislerinize emniyetim vardır. Bizi 2 ay içinde savaa sokmak istiyorlar (...) 51 Tahran, Yalta ve Potsdam Konferansları, s.48. 52 Yulu Tekin Kurat, agm., s.317. 53 Gürün, age., s.113. 54 Armaolu, agm., s.171. 55 Aydın, age., s.462-463.

263 Bayramı dolayısıyla yaptıı konumasında, turancıları mahkum ediyor ve Sovyet Rusya nın Milli Mücadele de yaptıı Roosevelt: Siz hazırlıa derhal balayınız ve bunu angaje olmadan da yapınız. nönü: Sizin ahsiyetinizin, bana ve Türk Milleti ne telkin ettii sevgiden ve hayranlıktan dolayıdır ki ben buraya geldim. Ümid ederim bizi bırakmazsınız. Roosevelt: Hayır, asla. Nasıl büyükbabam sözünü tutarak Yunanlılara bir harp gemisi göndererek yardım ettiyse, ben de sizi bırakmayacaım. 56 Bu konumada, nönü nün, Amerika Birleik Devletleri nin politikasını Türkiye nin çıkarlarına daha uygun bulduunu ve ABD politikasına karı sempati beslediini de Roosevelt e ahsen ifade ettiini görebiliriz. nönü nün bu politikasında, ngiltere nin Türkiye yi derhal savaa sokmak için baskı yapması ve Türk idarecilerin gerekli hazırlıklar yapılmadan savaa girmek istememeleri önemli rol oynamıtır. Ayrıca Türk idareciler, ngiltere nin Türkiye yi SSCB istedii için savaa sokmak istediini de düünmektedirler. Amerika, Türkiye nin derhal savaa girmesi konusunda ngiltere kadar ısrarcı deildi ve Roosevelt, Türkiye ye bu konuda daha anlayılı davranıyordu. Tüm bu nedenlerle, bu dönemde ABD nin siyaseti Türk idarecilere ngilizler in siyasetinden daha uygun görünmekteydi. Türk idarecilerin ABD ye olan bu yaklaımları, sava sonrası dönemde Türk dı politikasının yönünü belirleyecektir. 7 Aralık 1943 tarihinde yapılan son oturumdan sonra Kahire de sonuç olarak nönü, prensip olarak savaa girmeyi kabul etti. Askeri bir plan hazırlanmasına ve Türkiye ye yapılacak yardımın miktarının belirlenmesi için Ankara da Türk ve ngiliz askeri yetkililer arasında çalımalar yapılmasına karar verildi. nönü, prensip olarak savaa katılmayı kabul etmesine karın, savaa giri tarihiyle ilgili kesin bir yükümlülük altına girmedi. Ayrıca Sovyetler Birlii, Tahran da alınan kararın aksine Kahire deki görümelere katılmadı. SSCB, Türkiye nin savaa girmesi konusunda fikrini deitirmiti. Stalin, artık Almanya yı tek baına yenebilecek kapasiteye ulatıını düündüünden, Balkanlar da Müttefik askeri görmek istemiyor, ayrıca savaa girmesi karılıında Türkiye ye yardım edilmesine de sıcak bakmıyordu. SSCB, sava sonrası Türkiye yle yalnız kalmak ve taleplerini dorudan iletmek istiyordu. Kahire de alınan karar gerei, Ocak 1944 balarında Ankara da Türk-ngiliz askeri uzmanlarının görümeleri baladı, ancak 3 ubat 1944 de herhangi bir sonuç alınamadan kesildi. 57 ngilizler, Türkiye nin sevkiyatı savaın sonuna kadar devam edecek ve dolayısıyla Türkiye nin sava bitene kadar dıında kalmasını salayacak çok miktarda sava malzemesi istediini iddia ettiler. Türk idarecilerse, ngilizlerin Sovyetler ve Yunanlılara Balkanlar ve Ege adalarında bazı vaatlerde bulunmalarından endieliydiler. Hatta Menemenciolu, kiisel bir mektubunda ngiltere yi Sovyetlerle nüfus bölgeleri konusunda anlaarak onlara Balkanlar da serbesti tanımakla ve Türkiye yi savaa sokmaya çalımakla suçladı. ngiliz askeri heyetinin Türkiye yi terk etmesinden bir gün sonra, ngiliz Dıileri, Amerikan Dıileri ne gönderdii bir telgrafla görümelerin kesildiini ve Türk-ngiliz ilikilerinin dondurulduunu bildirerek Amerika dan da aynı ekilde davranmasını istedi. 7 ubat 1944 de ABD nin Ankara Büyükelçisi Steinhardt a ilikileri soutma talimatı gönderildi. 2 Mart ta ngiltere, 1 Nisan da da ABD Türkiye ye yaptıkları silah ve malzeme yardımını durdurdular. Böylece Türkiye ile Müttefikler arasındaki ilikiler en alt düzeye inmi oldu. 58 Türkiye ile Müttefikler arasındaki gerginlie, Haziran ayının ilk günlerinde SSCB de katıldı. SSCB, 5 Haziran da Boazlardan ticaret gemisi olarak geçirilen bazı Alman gemilerinin aslında yardımcı sava gemileri olduunu iddia etti. Bu durum Türkiye ile SSCB ve ngiltere arasında yeni bir gerginlik yarattı. Bu gerginliin sonucunda, Dıileri Bakanı Menemenciolu, kendisinin son günlerde izledii politikayı Hükümet in onaylamadıı gerekçesiyle istifa etti. Yaklaık 2 ay sonra, bu göreve Hasan Saka getirildi. Alman yenilgisinin kesin göründüü bu dönemde, Alman sempatizanı olarak bilinen Menemenciolu nun, Müttefikler ve Sovyetler ile yakınlamak isteyen Hükümet tarafından görevden alınmı olduu da düünülebilir. Menemenciolu, istifasından yaklaık 6 ay kadar sonra, Kasım 1944 de Paris Büyükelçilii görevine atandı. 59 56 Gürün, age., s.120-121. 57 Gönlübol, age., s.187-188. 58 Aydın, age., s.465. Armaolu, Türkiye ye Müttefik silah sevkıyatının durdurulma tarihi olarak 7 ubat 1944 ü vermitir. bk. Armaolu, agm., s.172. Zaten bu aylarda, Cumhurbakanı nönü ve Türk Hükümeti nin SSCB ye yakınlama giriimleri, dı politika kadar iç politikada da kendini göstermekteydi. Mayıs baından itibaren hükümet, Turancılara karı sert tedbirler aldı. nönü, 19 Mayıs 1944 de Gençlik

264 Menemenciolu, istifa etmeden kısa süre önce, 22 Mayıs 1944 günü SSCB nin Ankara Büyükelçisi Sergei Vinogradov la bir görüme yaptı. Kısaca, Menemenciolu bu görümede iki ülkenin ilikilerinin iyilemesi üzerinde durdu. Bu konuyla ilgili yanıt, Molotov dan 5 Haziran 1944 günü geldi. Molotov, yanıtında özetle Türkiye ile Sovyetler arasında bir ibirlii ve yakınlamanın olması için Türkiye nin Almanya ile balarını derhal kesmesi gerektiini, bu gerçeklemedikçe Sovyet tutumunda bir deiikliin mümkün olmayacaını ifade etti. Türkiye, bundan sonra da Mayıs ve Haziran aylarında Sovyetler Birlii ne ilikilerin iyilemesi için taleplerde bulundu, ancak Sovyetlerin olumsuz ve sert tutumu nedeniyle iki ülke arasında herhangi bir yakınlama salanamadı. 60 6 Haziran 1944 de balayan Normandiya Çıkarması (kinci Cephe) ile birlikte Almanya nın yenilgisi ve Avrupa daki savaın bitmesine giden süreç daha da hızlandı. 30 Haziran 1944 de ngiliz Büyükelçisi, ükrü Saraçolu nu ziyaret ederek bir nota verdi. ngiliz notasında, ikinci cephenin açılmasından sonra oluan yeni durum nedeniyle, Türkiye nin Almanya ile diplomatik ve ticari ilikilerini kesmeyi göze alması zamanının geldii ve ancak bu ekilde sava sonrası milletlerarası bir rol oynayabilecei belirtiliyordu. Ayrıca notada Türk politikası ile ilgili karanlık ve karıık gibi souk ve sert ifadeler de yer almaktaydı. 61 ngiliz notasında dikkat çeken baka bir nokta da Türk-ngiliz ittifak ilikilerinden hiç söz edilmemi olmasıydı. O zamana kadar Türkiye ye sürekli ittifak yükümlülüklerini hatırlatan ve savaa girmesini isteyen Müttefiklerin sava sonu yaklaırken ve artık sava sonrasıyla ilgili düzenlemeler ortaya konulurken bu ilikiyi yazımalarından düürmü olmaları Türkiye yi aniden endieye sevk etti. Saraçolu nun konunun üzerine gitmesi sonucu ngiliz Büyükelçisi Knatchbull-Hugessen, 1939 Üçlü ttifakı nın hala yaamakta olup olmadıını denedikleri cevabını vermiti. Fakat bu cevap, Türk Hükümeti nin sava sonunda savatan güçlenerek çıkacak Sovyetlere karı yalnız bırakılabilecei konusundaki korkularını azaltmaktan çok uzaktı. Bu gelimeler üzerine Saraçolu, 3 Temmuz da iki ülkenin büyükelçilerini bakanlıa davet etti. Saraçolu bu görümede özetle, Almanya yla ilikilerin kesilmesi karılıında sava sonrası görümelerde Türkiye ye de yer verilmesi, kesilen yardımların tekrar balatılması, Türkiye nin ekonomik ihtiyaçlarının giderilmesi taleplerinde bulunarak, ancak bunlar karılanırsa Türkiye nin Almanya ile ilikilerini kesebileceini bildirdi. Üç ülke arasında bu görümeler devam ederken SSCB, Müttefiklere Türkiye nin Almanya yla ilikilerini kesmesinin artık yeterli olmadıını, ngiltere nin, Türkiye nin savaa girmesi konusunda Moskova ve Tahran da alınan kararlara uygun hareket etmeyerek Türkiye ye yeni tekliflerde bulunduunu ileri sürerek durumu protesto etti. 62 Sovyet tutumuna ramen Amerikalılar ve ngilizler, 23 Temmuz 1944 de Türkiye nin tekliflerini kabul ettiklerini bildirdiler. 63 Türk Hükümeti de, TBMM nin de onayını alarak 2 Austos 1944 de Almanya ile ekonomik ve diplomatik ilikilerini kesti. 64 Türkiye nin Almanya yla ilikilerini kesme kararını SSCB yi memnun etmek için deil, ngiltere ve ABD nin giriimleri sonucu almı olması, SSCB nin Türkiye ye karı sertliinin artmasına neden oldu. Hatta 22 Temmuz da Washington daki Sovyet Büyükelçisi, Türkiye nin savaa girii konusunda Sovyet Hükümeti nin görüü olarak Amerikalılara ilettii notta, Türkiye nin savaa girii meselesinin uzun görümeler ve yarım tedbirlerle geç bıraktırıldıını ve o günkü artlar altında artık bir anlam taımadıını ifade ettikten sonra, artık Türkiye üzerindeki baskının kesilerek tamamen kendi kaderine bırakılması gerektiini bildirdi. Zaten Müttefikler de artık Türkiye nin savaa girmesiyle ilgilenmiyorlardı. Türkiye nin 2 Austos ta ilikileri kesme kararının savaa giri için ilk adım olacaını belirtmi olmasına ramen bu konuda daha sonra Müttefiklerden hiçbir talep gelmemiti. Bir görüme sırasında ngiliz Büyükelçisi Saraçolu na konuyla ilgili olarak Türkiye nin savaa girmesinin bir deer ifade etmek için fazla geç olduunu bile söylemiti. Savaın sonu yaklaırken Türkiye ye karı giderek sertleen Sovyet tavırlarını gören Türkiye, ngiltere ve ABD nin artık kendisine ihtiyaçlarının kalmamı olmasından büyük kaygı duymaktaydı. Bu yardımlardan söz ediyordu. Bk. Armaolu, agm., s.172; nönü nün konumasının metni için bk. Ayın Tarihi, Nu.:126, (Mayıs 1944), s.23-29. 59 BCA, 30.18.1.2/ 106.78.8 60 Gürün, age., s.126-128; Armaolu, agm., s.173. 61 Gürün, age., s.128. 62 Aydın, age., s.469. 63 Armaolu, agm., s.173; Gürün, age., s.131; Aydın, age., s.469. 64 TBMM de konuyla ilgili yapılan görümelerin tutanakları için bk, TBMM Zabıt Ceridesi, Dönem 7, C. 13, s.3-11.

265 dönemde Türkiye, giderek artan SSCB kaygıları karısında tek güvence unsuru olarak Ekim 1939 Üçlü ttifakı nı görmekteydi. Ama Churchill in 9 Ekim 1944 deki Moskova ziyareti ve buradan sızan haberler Türkiye nin kaygılarını daha da arttırdı. Artık Türkiye nin savaa katılmasının, savaın sonucu ve süresi üzerinde etkisi olamayacaını düünen Churchill, bu dönemde Stalin in sava sonu düzenlemeleri çerçevesinde Montreux nün deitirilmesi konusundaki olası talepleriyle daha çok ilgilenmekteydi. Nitekim Stalin le Churchill arasında sava sonu nüfuz bölgelerinin de tespit edildii bu görümelerde, ngiltere SSCB nin Montreux nün deitirilmesi taleplerini prensip olarak kabul ediyor ve SSCB nin daha sonra ayrıntılı tekliflerini Müttefiklere iletmesini istiyordu. Bu görümelerle birlikte Sovyetlerin Türkiye üzerindeki talepleri Yalta ve Potsdam Konferansları nda daha da netleecektir. Üç Büyükler in Yalta Konferansı 1945 yılı geldiinde, artık Mihver devletlerinin yenilgiye yaklamakta oldukları belliydi. Avrupa ya verilecek düzenin esaslarını tespit etme zamanı gelmiti. Bu nedenle üç büyükler, 4-11 ubat 1945 tarihinde Kırım da Yalta Konferansı nı düzenlediler. 65 lk oturum 4 ubat 1945 de Livadya Sarayı nda yapıldı. 66 Konferansta Türkiye, 10 ubat taki toplantıda Stalin in Boazlar meselesi ve Montreux nün durumunu ortaya atmasıyla gündeme geldi. Stalin e göre Montreux olayların gerisinde kalmıtı ve oluan yeni artlara uydurulmalıydı. Japonya bile Boazlar statüsünde Rusya dan daha büyük bir role sahipti. Stalin, özellikle Türkiye nin sadece sava zamanında deil, sava tehlikesi durumunda da Boazları kapatma hakkına sahip olmasından rahatsızlık duyuyor ve Boazlarda serbest geçi rejimi talep ediyordu. Zaten Türkiye ye Sovyetlerin boazını sıkma hakkı veren bu durumun kabulü mümkün deildi. Roosevelt ve Churchill in de konuya olumlu yaklamaları sonucu, Sovyetlerin Boazlarda ne gibi düzenlemeler yapılabilecei konusundaki önerilerini, yakında bir araya gelecek olan üç ülkenin dıileri bakanları toplantısında sunmaları kararlatırıldı. 67 Ayrıca konferansın 8 ubat günü yapılan beinci oturumunda Birlemi Milletler tekilatının kurulması için 25 Nisan 1945 de Francisco da yapılacak konferansa hangi devletlerin davet edilecei konusu görüüldü. Eden, o tarihe kadar Birlemi Milletler Deklarasyonu nu imzalamı olan devletlerin davet edilmesini teklif etti. Görümeler sırasında Türkiye nin davet edilip edilmeyecei de konuuldu. Churchill, sava balamadan az önce, çok tehlikeli bir dönemde Türkiye nin ngiltere ile bir ittifak imzaladıını (Üçlü ttifak), Türklerin, sava baladıı zaman ordularının büyük bir sava için yeterince hazır olmadıına inandıklarını, yine de Türkiye nin tutumunun dostça ve her bakımdan yararlı olduunu söyledi. Bunun üzerine Roosevelt, Türkiye nin 1 Mart a kadar ortak dümana sava ilan etmesi artıyla davet edilecek ülkeler arasına alınacaını söyledi. 68 Alınan karar da bu oldu. Yalta Konferansı ndan sonra, ngiltere Büyükelçisi 20 ubat 1945 de Birlemi Milletler e ortak üye olabilmesi için Türkiye nin 1 Mart 1945 tarihine kadar Almanya ve Japonya ya sava ilan etmesi gerektiini tebli etti. 69 Bunun üzerine Türkiye, 23 ubat 1945 tarihinde Almanya ve Japonya ya sava ilan etti. 70 Almanya ve Japonya ya sava ilan eden Türkiye, 6 Mart 1945 de San Francisco Konferansı na davet edildi. 71 Sarper-Molotov Görümesi, SSCB nin Türk-Sovyet Saldırmazlık Paktı nı Feshedii ve Sava Sonunda Sovyet Taleplerinin Tekrar Gündeme Gelmesi Bu görümeler genel olarak Yüzdeler Anlaması olarak anılır. Kissinger; Churchill in, Sovyetlerin Dou Avrupa daki ilerleyiini durdurmaya gücünün yetmeyecei için bu görümeleri yaptıını ve nüfuz kürelerini belirlediini ifade etmektedir. Görümelerde Churchill, bir kaıt parçası üzerine nüfuz küreleri düzenlemesini çizmi, yüzde olarak belirtmi ve Stalin e vermitir. Stalin, bu bölümeyi derhal kabul etmitir. Kissinger, age., s.394-395. 65 Armaolu, agm., s.174; Robin Edmonds, Yalta and Potsdam: Forty Years Afterward, International Affairs (Royal Institute of International Affairs), Vol.62, Nu.: 2, (Spr.1986), s.198-201 66 Tahran, Yalta ve Potsdam Konferansları, s.65. 67 Aydın, age., s.472; Armaolu, agm., s.174-175. 68 Tahran, Yalta ve Potsdam Konferansları, s.130-131. 69 Gürün, age., s.138. 70 Türkiye nin Almanya ve Japonya ya sava ilan etmesi konusunda Meclis te yapılan görümelerin tutanakları ve karar metni için bkz. TBMM Zabıt Ceridesi, Dönem 7, C. 15, s.126-130. 71 Ayın Tarihi, Nu.:136, (Mart 1945), s.250.

266 Ancak Türkiye nin Almanya ve Japonya ya sava ilan etmesi, Sovyetler Birlii ni yumuatmaya yetmedi; SSCB nin Türkiye politikasına hiçbir etkisi olmadı. 19 Mart 1945 günü, Türkiye nin Moskova Büyükelçisi Selim Sarper, bir danıma toplantısı amacıyla Ankara ya çaırıldı. Aynı gün, Sovyet Dıileri Bakanı Molotov, Türkiye ye dönmek üzere olan Selim Sarper i bakanlıa davet etti. Selim Sarper le görümesinde Molotov, artık günün artlarına uymadıı ve esaslı deiiklikler gerektirdii düüncesiyle, Sovyet Hükümeti nin, 17 Aralık 1925 tarihli Türk-Sovyet Dostluk ve Tarafsızlık (Saldırmazlık) Anlaması nı tek taraflı olarak feshettiini Selim Sarper e bildirdi. 72 Böylece, Türkiye nin sava boyunca çekindii, baına gelmiti. 73 kinci Dünya Savaı, 7 Mayıs ta Almanya, 14 Austos ta da Japonya nın teslim olmasıyla fiilen sona erdiinde, Türkiye sava dıı kalmayı baarmıtı. Ancak bundan sonra, Alman yenilgisi nedeniyle Dou Avrupa daki dengenin SSCB yararına bozulması sonucu ortaya çıkan tehlikeli ortamda varolma mücadelesi vermek durumunda kalacaktı. Sovyetlerin igalci ya da kurtarıcı olarak Türkiye topraklarına adım atmaları önlenmiti ama imdi Sovyet tehlikesi baka bir biçimde Türkiye nin karısındaydı. ükrü Saraçolu nun Adana Konferansı nda Churchill e söyledikleri gerçeklemiti. Türkiye, Sovyet tehlikesini önlemek için, Sovyetlerle anlama yollarını aramaya baladı. 4 Nisan 1945 tarihinde Sovyet Hükümeti ne cevabi bir nota veren Türk Hükümeti, (...) Feshedilen muahede yerine iki tarafın bugünkü menfaatlerine daha uygun yeni bir akdin ikamesi hususundaki Sovyet telkinini kabul eyler ve bu konuda kendisine yapılacak teklifleri en büyük dikkat ve hayırhahlıkla tetkike amade bulunduunu bildirir 74 diyerek, yeni bir anlama için Sovyet teklifini beklemeye baladı. Türkiye nin bekledii Sovyet yanıtı, 2 ay sonra, 7 Haziran 1945 günü geldi. Molotov, 7 Haziran 1945 günü saat 18 de Sarper i kabul etti. Görümede Molotov, Türkiye ile Sovyetler Birlii arasında yeni bir ibirlii anlamasını imzalanması için gerçekletirilmesi gereken Sovyet taleplerini sıraladı: 1. 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaması nın çizdii Türk-Sovyet sınırının, Sovyetler Birlii lehine deitirilmesi. Kars ve Ardahan ın Sovyetler Birlii ne verilmesi; 2. Boazların savunmasında Sovyetler Birlii nin de ortak olması. Bunun için Boazlarda Sovyetlere deniz ve kara üslerinin verilmesi.; 3. Montreux Sözlemesi nin belirlemi olduu Boazlar rejiminin deitirilmesi. Bunun yerine Türkiye ve Sovyetler Birlii arasında yeni bir ikili antlamanın imzalanmasıydı. 75 Molotov Sarper e, 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaması nın Sovyetlerin zayıf oldukları bir zamanda imzalandıını; ancak imdi Kars ve Ardahan ın Sovyetlere verilerek bu antlamadaki haksızlıkların giderilmesi gerektiini söylüyordu. Ayrıca Molotov, Boazlar konusunda, 200 milyonluk bir insan kitlesinin Türkiye nin iradesine balı olduunu ve Sovyetlerin bu durumda Boazların emniyetinden emin olamayacaklarını da belirterek Boazlarda ortak savunma ve üs talep ediyordu. 76 Sarper, Ankara ya danıma gerei duymadan Sovyet taleplerini reddetti. Sarper ve Molotov, 18 Haziran 1945 günü tekrar görütüler ancak Sovyet taleplerinde bir deiiklik olmadıından ilerleme salanamadı. Bu arada Türk Hükümeti, 19 Mart 1945 deki Sarper-Molotov görümesinden sonra destek için ngiltere ye de bavurmutu. O günlerde ngiltere de bulunmakta olan Açıkalın a talimat gönderilerek Eden le bu konuda görümesi istendi. Ancak savata büyük zarar görmü olan ngiltere, Türkiye ye o sırada ihtiyacı olan destei veremiyordu. 77 72 Ayın Tarihi, Nu.:136 (Mart, 1945), s.52. 73 Aydın, age., s.472. 74 4 Nisan 1945 tarihli Türk notasının tam metni için bkz. Ayın Tarihi, Nu.:137, (Nisan 1945), s.63. 75 Erel Tellal, SSCB yle likiler,türk Dı Politikası, (6.bsm), (Editör: Baskın ORAN), letiim, stanbul, 2002, s.502; Metin Toker, Türkiye Üzerinde 1945 Kabusu, Akis Yayınları, Ankara, 1971, s.25-29; Feridun Cemal Erkin, Türk-Sovyet likileri ve Boazlar Meselesi, Ankara, 1968, 257-264; A.R. De Luca, Soviet-American Politics and the Turkish Straits, Political Science Quarterly, Vol. 92, Nu.: 3, (1977), s.512 76 Gürün, age., s.144-145. 77 Gürün, age., s.140-141.

267 Üç Büyükler in Potsdam Konferansı ve Sovyet Taleplerinin Potsdam a Taınması Türkiye nin Sovyetlerle sıkıntılı bir dönem yaadıı bu günlerde, ABD, ngiltere ve Sovyetler Birlii arasında, Berlin de, 17 Temmuz - Austos 1945 tarihinde Potsdam Konferansı düzenlendi. Roosevelt in 12 Nisan 1945 deki ölümü nedeniyle, ABD nin yeni Bakan Truman tarafından temsil edildii bu konferansta görüülen en önemli konulardan birisi de Boazlardı. Konferansın 2.gününde, 18 Temmuz gecesi yemekte Stalin, Churchill e Türkiye ile SSCB arasındaki ittifakın ancak aralarındaki anlamazlıkların çözülmesiyle mümkün olacaını, fakat Türkiye nin Kars ve Ardahan ı Sovyetlere geri vermeyi ve Montreux yü tartımayı reddettiini söyledi. Daha sonra, 23 Temmuz gecesi baka bir yemekte Stalin Churchill e dönüp Eer Marmara da bize tahkim edilmi bir pozisyon vermeniz mümkün deilse o zaman Dedeaaç ta bir üs alamaz mıyız? diye sorarak Boazların denetimi ile ilgili niyetini açıkça dile getirdi. Boazlar konusu, 24 Temmuz da, görümelerin yedinci oturumunda da gündeme geldi ancak konferanstan sonra çözülmek üzere ertelendi. 78 Konferans boyunca Churchill, Boazlarda SSCB nin istedii yönde bir deiiklii desteklediini ama bunun Türkiye nin toprak bütünlüünü koruma kouluna balı bulunduunu ifade etti. Deiikliin çok taraflı yapılması gereinin altını çizdi. Ayrıca Churchill, SSCB nin Boazlarda üs talebini kabul etmeyeceini bildirdi. Churchill in düündüü çözüm, Japonya yı Montreux den çıkartarak Rusya nın Akdeniz e çıkmasını salayacak deiiklikler yapmaktı. Truman ise, Boazların uluslararası güvence altına alınarak serbest geçi rejiminin uygulanması görüündeydi. Stalin ise, bu tekliflerin Boazlarda üs taleplerinin yerine geçemeyeceini bildirdi. 79 Sonuç olarak, konferansta Boazlar, Montreux de yapılacak deiikliin ayrıntıları ve SSCB nin Türkiye den toprak talepleriyle ilgili kesin bir görü birlii olumadı. Yalnızca, konferans sonunda kabul edilen protokolün 16.maddesinde üç hükümetin o günkü koullara yanıt vermedii için Montreux de deiiklik yapılması gerektii konusunda görü birliine vardıkları açıklandı. Konunun, her bir tarafın Türkiye yle dorudan görümeler yoluyla ele alınması ve her üç devletin de görülerini ayrı ayrı Türkiye ye bildirmeleri kararlatırıldı. 80 Potsdam da alınan karar gerei, ABD, Boazlarla ilgili görüünü 2 Kasım 1945 tarihli nota ile Türkiye ye bildirdi. 81 ABD notasında, Montreux de u deiikliklerin yapılması istenmekteydi: 1. Montreux Sözlemesi ne göre, Türkiye nin katıldıı bir savata, yabancı devletlerin ticaret gemileri ancak bazı kayıt ve artlara uyarak Türk Boazları ndan geçebilirler.(madde 5) Amerikan Hükümeti ne göre sözlemenin bu hükmü deitirilmeli ve bütün devletlerin ticaret gemileri, barı zamanında olduu gibi sava sırasında da, Süvey ve Panama Kanalları rejimine benzer bir ekilde Türk Boazları ndan serbestçe geçebilmelidir. 2. Montreux Sözlemesi ne göre, sava zamanında, savaan devletlerin harp gemileri Boazlardan geçemez.(madde 19) Amerikan Hükümeti ne göre, Karadeniz e sahildar devletlerin harp gemileri Boazlardan her zaman serbestçe geçebilmelidir. Montreux Sözlemesi ne göre, Karadeniz e sahildar olmayan devletlerin harp gemileri bazı kayıt ve artlar altında barı zamanında Boazlardan serbestçe geçebilirler.(madde 14 ve 18) Amerikan Hükümeti ne göre bu hüküm de deitirilmeli ve barı zamanında Karadeniz e kıyısı olan devletlerin açık müsaadesi olduu hallerde Birlemi Milletler adına gönderilecek harp gemileri dıında, Türk Boazları Karadeniz e sahildar olmayan devletlerin harp gemilerine kapalı tutulmalıdır. 4. Sözlemedeki Milletler Cemiyeti deyimi, günün gereklerine uyularak Birlemi Milletler deyimi ile deitirilmeli ve Japonya bu sözlemeyi imzalayan devletler arasından çıkarılmalıdır. 82 ngiltere de, 21 Kasım 1945 de, Montreux rejiminin deitirilmesi konusunda acele edilmemesi gerektiini belirten ve ABD notasına yakın bir notayı Türkiye ye sundu. 83 78 Tahran, Yalta ve Potsdam Konferansları, s.269. 79 Görümeler ve özellikle ngiltere nin konferanstaki görüü için bk. A.L.MacFie, The Straits Question at the Potsdam Conference: The British Position, Middle Eastern Studies, Vol.23, Nu.:1, (Jan, 1987), s.76-81. 80 Tellal, age., s.502-503; Gürün, a.g.e., s.154-155; protokolün 16.maddesi için bk. Tahran, Yalta ve Potsdam Konferansları, s.381; De Luca, agm., s.512. 81 2 Kasım 1945 tarihli ABD notasının metni için bk., Ayın Tarihi, Nu.:144, (Kasım 1945), s.71; Fahir Armaolu, Belgelerle Türk- Amerikan Münasebetleri, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1991, s.141-143. 82 Ülman, age., s.64-65. 83 ngiliz notasının metni için bk, Ayın Tarihi, Nu.:144, (Kasım 1945), s.77.

268 ABD notasında, Potsdam daki görüünden farklı olarak Boazların uluslararası bir güvence altına alınarak geçi serbestinin salanmasıyla ilgili bir ifade yer almıyordu. ABD, Boazların statüsünde önemli deiiklikler yapma fikrini geride bırakmıtı. ABD nin bu politika deiikliinde, bu dönemde yaanmı olan bazı gelimelerin etkisi vardı. Öncelikle ABD li ve ngiliz askeri uzmanlar, Montreux rejiminde Sovyetlerin istedii yönde bir deiiklik yapılmasının Türkiye nin savunmasını çok zayıflatacaını Truman a bildirmilerdi. Ayrıca Sovyetler, sava sırasında ngiltere ile birlikte igal ettikleri ran dan çekilmeye yanamamılardı, aksine bu ülkedeki askerlerinin sayısını arttırmılardı. 84 Sovyetlerin ran üzerindeki politikasını gören ABD li yetkililer, bu bölgedeki petrol kaynaklarının Sovyet kontrolü altına girmesinden ve ran a yerleen SSCB nin Türkiye üzerindeki baskısını arttırarak genileme sürecine gireceinden endie duymaya balamılardı. SSCB nin Yalta Konferansı nda kabul ettii gibi davranmayarak Polonya ve Sovyet igalindeki dier Dou Avrupa ülkelerinden çekilmemesi de ABD nin endielerini arttırmıtı. 85 Tüm bu nedenlerle ABD, savaın sonundan beri Sovyetlere karı yürüttüü ılımlı politikasını deitirmeye ve sertlemeye baladı. ABD nin bu diplomasisi, 1946 dan sonra daha da sertleerek devam edecek ve Çevreleme Politikası ya da Sınırlandırma Politikası nı balatacaktı. ABD nin Almanya nın batısından balayan nüfuz küresine karı, SSCB nin Dou Avrupa ülkelerini kendine balayan nüfuz küresi ortaya çıkacak ve Sovyetler Birlii çökene kadar yerinde kalacaktı. 86 ABD, yeni politikası gerei, Sovyetlerin genileme alanındaki Türkiye ye destek vermeye balamıtı ve bu destei kısa süre sonra daha da netleecekti. Kasım 1945 deki ABD notasından, Austos 1946 ya kadar geçen sürede, SSCB resmi bir yazımaya dökmeksizin, önce Molotov aracılııyla isteklerini dile getirdi. Yazılı biçimde dile getirilmedikleri için, ngiltere ve ABD buna amacını aan bir yanıt vermekten çekindiler. stekler dünya basınında yer almasına karın, Türkiye de resmi çevreler kamuoyuna açıklama yapmaktan kaçındı. Böylece, Türkiye SSCB ye isteklerinden kolayca vazgeçme olanaı tanıyordu. 87 Bu dönemde ABD ile Türkiye arasındaki ilikiler daha da yakınlamı, ABD de vefat eden Türkiye nin Washington Büyükelçisi Münir Ertegün ün cenazesi, ABD Donanması nın en büyük sava gemilerinden birisi olan Missouri ile Türkiye ye gönderilmiti. Missouri nin 5 Nisan 1946 da Türkiye ye ulaması, Türk halkı ve idarecilerinde ABD ye karı büyük bir yakınlık yarattı. Öyle ki, Missouri nin karılanması için büyük hazırlıklar yapılmı, posta pulları çıkartılmı, caddelere bayraklar asılmı, hatta özel Missouri Sigaraları bile üretilmiti. 88 ABD nin, Türk büyükelçinin cenazesini göndermek için donanmasındaki en büyük gemilerden birisini seçmesi, Sovyetlere karı tavır almaya ve Türkiye yi desteklemeye baladıının açık bir göstergesiydi. 89 Missouri nin ziyaretiyle aynı gün, 5 Nisan 1945 de ABD Bakanı Truman ın Chicago daki Ordu Günü Konuması nda Orta Dou ya da yer vererek buradaki devletlerin güvenlik ve barılarının salanması gerektiini ifade etmesi de, toprakları Sovyet tehdit ve talepleri altında olan Türkiye açısından önemli bir gelimeydi. Sovyet Taleplerini Tekrarlayan 1946 Notaları Ancak, Sovyetler Türkiye üzerindeki taleplerinden vazgeçmedi. SSCB, 8 Austos 1946 günü Türkiye ye yeni bir nota sundu. 90 Bu notada Sovyetler, sava sırasında bazı Alman sava gemilerinin Boazlardan geçtiini ve buna dayanarak Türkiye nin Boazların güvenliini salayamadıını iddia ediyordu: Mihver devletlerinin bu harp esnasında harp ve muavin gemilerini Boazlardan Karadeniz e ve aksi istikamette geçirdiklerine dair birçok misal zikretmek mümkündür ki bu haller zamanında Sovyet Hükümeti nin Türkiye Hükümeti nezdinde teebbüs ve protestolarda bulunmasını mucip olmutur. 84 George Lenczowski, Evolution of Soviet Policy Toward the Middle East, The Journal of Politics, Vol. 20, Nu.: 1, (1958), s.171. 85 Ülman, age., s.63-72; Armaolu, age., s.431-435. 86 Kissinger, age., s.427-428. 87 Tellal, age., s.504. 88 Cumhuriyet, 27 Mart 1946, s.3; Son Posta, 5 Nisan 1946, s.1,3. 89 Ülman, age., s.73-74. 90 Cemil Bilsel, The Turkish Straits in the Light of Recent Turkish-Soviet Russian Correspondence, The American Journal of International Law, Vol.41, Nu.: 4, (Oct.1947), s.739.

269 9 Temmuz 1941 tarihinde Alman Komutanlıı, Boazlardan Karadeniz e Seefalke adlı Alman sahil muhafaza gemisini geçirmi ve Boazlara dair anlamanın aır bir ekilde ihlali demek olan bu keyfiyet Sovyet Hükümeti nin Türk Hükümeti nezdinde teebbüs bulunmasını mucip olmutu. 4 Ekim 1942 tarihinde Sovyet Hükümeti, Almanya nın cem an yekün 140 000 tona bali olan muavin harp gemilerini ticaret gemisi eklinde Boazlardan Karadeniz e geçirmek niyetinde olduuna dair Türk Hükümeti nin tekrar nazarı dikkatini celb etmiti. Bu gemiler Mihver devletlerinin silahlı kuvvetlerinin ve harp malzemesinin Karadeniz e nakline tahsis olunmutu. Teebbüsünde Sovyet Hükümeti yukarıda mezkur gemilerin Boazlardan Karadeniz e müruruna müsaade keyfiyetinin bu gemiler Alman Hükümeti emrine verilmi bulunduundan ve esasında muavin harp gemileri demek olduundan Boazlar rejimi hakkında Montrö de imzalanan anlamanın sarih bir surette ihlalini tazammun edeceini tebarüz ettirmitir. Haziran 1945 ayında Sovyet Hükümeti Karadeniz de askeri harekata itirak etmi bulunan EMS tipi 8 tane ve Kriegstransport tipi 5 tane muhtelif tonajda Alman harp ve harp muavin gemisinin Mayıs ayı sonlarında ve Haziran ayı balarında Karadeniz den Ege Denizi ne Boazlardan geçmeleri hadiselerini protesto etmitir. 91 Sovyet Hükümeti, notasında Alman gemilerinin Boazlardan geçiiyle ilgili uzun bilgi ve Montreux den itibaren tarihi bir kısa bilgilendirme sunduktan sonra taleplerini sıralıyordu. Sovyet notasındaki talepler unlardı: Belgelerle Türk-Amerikan Münasebetleri, s.148-151. 1.Boazlar bütün devletlerin ticaret gemilerine sürekli açık olmalıdır. 2.Boazlar Karadeniz devletlerinin sava gemilerine devamlı açık olmalıdır. 3.Boazlar özel olarak tespit edilecek haller dıında Karadeniz e sahili olmayan devletlerin sava gemilerine kapalı olmalıdır. 4.Boazlardan geçi rejimini düzenleme yetkisi Türkiye ile Karadeniz devletlerine ait olmalıdır. 5.Boazlar Türkiye ve Sovyetler Birlii tarafından ortaklaa savunulmalıdır. Sovyet Hükümeti, notanın birer kopyasını ngiliz ve Amerikan Hükümetleri ne de göndermiti. ABD Hükümeti, Sovyet notasını Beyaz Saray toplantısında, 15 Austos 1946 da ele aldı. Toplantıda Sovyetler Birlii nin Türkiye yi kontrol etmeyi amaçladıı, bu amacını gerçekletirirse yeni hedef olarak Yunanistan ı seçecei ve bu iki ülkenin kaybedilmesinin ABD açısından Orta Dou ve Akdeniz de çok büyük sorunlar yaratacaı konusunda fikir birliine varıldı. ABD yönetimi, toplantının ardından Sovyetlere karı daha sert bir politika izlenmesine karar verdi. Bunun sonucu olarak, ABD nin 18 Austos 1946 da Akdeniz e bir filo gönderecei açıklandı. Bunun ardından 19 Austos ta ABD Hükümeti, Sovyetler Birlii ne cevabi notasını gönderdi. 92 ngiliz Hükümeti de, Amerikan Hükümeti nin notasına benzer düünceler ifade eden cevabi notasını 21 Austos 1946 da Sovyet Hükümeti ne gönderdi. Amerika Birleik Devletleri, Sovyetlere sunduu cevabi notada Sovyetlerin ilk 3 talebiyle genel olarak aynı fikirde olduunu belirtti. ABD nin kabul etmedii konular ise 4. ve 5. taleplerdi. Buna göre: Sovyet notasında zikredilen dördüncü teklif ( ) Montreux Sözlemesi nin tadilinden ziyade sadece Türkiye ile Karadeniz devletlerine münhasır kalacak yeni bir rejimin kurulmasını derpi eder mahiyette görünmektedir. Hükümetimizin görüü udur ki, Boazlar rejimi yalnız Karadeniz devletlerine deil, fakat Birleik Amerika da dahil olmak üzere dier devletlere de taalluk eden bir meseledir. Binaenaleyh, Amerikan Hükümeti, Boazlar rejiminin kurulması iinin dier devletler dıarıda bırakılmak suretiyle Karadeniz devletlerinin yetkisi dahilinde bulunmasına dair Sovyet görüüyle mutabık olamaz. Sovyet notasında zikredilen beinci teklif, Türkiye ile Sovyetler Birlii nin Boazların savunmasını mütereken yapması yolundadır. Hükümetimizin kesin düüncesi udur: Türkiye Boazların savunmasından balıca sorumlu olarak kalmaya devam etmelidir. Eer Boazlar bir mütecaviz tarafından bir tecavüz ve ya bir tecavüz tehdidine konu olursa bundan doacak durum milletlerarası 91 8 Austos 1946 tarihli Sovyet notasının tam meni için bkz. Ayın Tarihi, (Austos 1946), Nu.:153, s.72-74. 7 Austos ta sunulması için hazırlanmı olan nota, Türk Hükümeti ne 1 gün gecikmeli olarak sunulmutur. 92 19 Austos 1946 tarihli ABD notasının tam metni için bkz. Ayın Tarihi, (Austos 1946), Nu.: 153, s.74.75; Fahir Armaolu,

270 güvenlik için bir tehdit ve Birlemi Milletler Güvenlik Konseyi tarafından harekete geçilmesi için açık bir sebep tekil edecektir. Amerikan notasından da anlaılabilecei gibi, ABD dı politika yapıcıları artık Sovyetler Birlii nin Türkiye yi denetimi altına alma çabaları içerisinde bulunduunu, bunun ardından da Orta Dou da baka giriimlerde bulunabileceini düünüyorlardı. ABD li uzmanların bu görüüne Bakan Truman da katılmaktaydı. 93 Bunun bir sonucu olarak Amerikan Hükümeti, Boazlar rejimini düzenleme yetkisinin yalnızca Karadeniz e sahildar devletlere verilmesine ve Boazların Türkiye ile SSCB tarafından ortak savunulmasına karıydı. Türkiye, 14 Austos 1946 tarihinde, TBMM de Sovyet notasını görütü. Türk Hükümeti, Sovyet taleplerinin Türkiye nin baımsızlıına ve toprak bütünlüüne aykırı olduu için reddedilmesine, ABD ile de ilikilerin gelitirilmesine karar verdi. 94 Ancak 14 Austos ta karar almasına karın Türkiye, Sovyetler Birlii notasına cevabını ABD ve ngiltere den sonra, 22 Austos 1946 tarihinde verdi. 95 Türkiye notasında, sava sırasında Boazlardan geçen Alman gemileri iddiasını çürüten tezlerini sundu. Montreux nün sava ve ticaret gemilerinin Boazlardan geçilerini düzenleyen maddelerinde bazı deiiklikler yapılmasını kabul edebileceini bildirdi. Boazlar rejimine Karadeniz e sahili olan devletlerin karar vermesi ve Boazların Sovyetlere ortak savunulması taleplerini ise kesin olarak reddetti: bu Sovyet teklifi, milli bakımdan Türkiye nin hiçbir suretle feragat edemeyecei ve takyidini kabul eyleyemeyecei egemenlik haklarına ve güvenliine aykırıdır. Aynı teklif uluslar arası bakımdan da çok ciddi itirazlar davet etmektedir. Bu teklifin kabulü, Türkiye nin Boazlarda oynadıı muvazene ve irtibat unsuru rolünün sona ermesi ve Karadeniz devletlerinin sözde güvenliinin, Türkiye nin güvenliinin imhası üzerine kurulması demek olacaktır. Türkiye Hükümeti, 8 Austos tarihli notada ileri sürülen yeni güvenlik sisteminin karılayacaı Sovyet endielerinin künhüne varamamaktadır. Cumhuriyet Hükümeti, memleketi, nereden gelirse gelsin, her tecavüze karı, var kuvvetiyle müdafaa vazifesinin kendisine ait olduu kanaatindedir. Tarih, Türkiye nin dahil olup Türk Milletinin memlekete karı vazifesini yapmadıı hiçbir harp misali kaydetmemitir. Binaenaleyh, memleketin güvenliini dıarıdan gelebilecek herhangi bir tehdide karı salamak üzere bütün gerekli tedbirleri almak Türkiye ye aittir. 96 Ancak bu yanıtlar da Sovyetleri taleplerinden vazgeçirmedi. SSCB, 24 Eylül 1946 da Türkiye ye bir nota daha gönderdi. 24 Eylül tarihli Sovyet notasının, 8 Austos tarihli notadan farkı yoktu: Karadeniz de uzunluu 2100 kilometreye varan Sovyet sahillerinin memleketin en mühim mıntıkalarına isal ettiini ve bu sebeple bu sahillerin güvenliinin Sovyetler Birlii nin Boazların müdafaasına dorudan doruya itirakiyle salanması lüzumunun Sovyetler Birlii nin hayati menfaatlerinden neet ettiini unutmak haksızlık olur. Bütün bunlar, Sovyet Hükümeti nin ne için Boazların müdafaasının Türkiye ve Sovyetler Birlii nin müterek kuvvetleriyle salanmasına ve bundan bütün Karadeniz devletlerinin güvenliinin gaye ittihaz edildiine lüzum gösterdiini izah eder. 97 8 Austos tan farklı olarak Sovyetler Birlii, bu kez notaların birer kopyasını ABD ve ngiltere ye göndermemiti. SSCB nin bu davranıından, sorunu ABD ve ngiltere yi karıtırmadan, dorudan Türkiye ile çözmek istedii anlaılıyordu. Ancak Türkiye, Sovyet notasının kopyalarını ABD ve ngiltere ye gönderdi. 98 ABD, kendisine gönderilmemi olmasına karın, 9 Ekim 1946 da SSCB ye cevabi notasını sundu. 99 ngiltere de, aynı gün, ABD nin notasıyla aynı dorultuda bir notayı SSCB ye gönderdi. ABD ve ngiltere notalarında, Boazların rejiminin Karadeniz e sahildar devletler tarafından belirlenmesi ve Boazların Türkiye ile SSCB tarafından ortak savunulması taleplerine tekrar karı çıktılar. Türkiye de, 18 Ekim de gönderdii cevabi notayla Sovyet taleplerini tekrar reddetti. SONUÇ Çalımada incelenen 1939-1947 yılları arasında Boazların taıdıı stratejik önem nedeniyle, Sovyetler Birlii her zaman Boazlara ve Türkiye ye ayrı bir önem vermek zorunda kaldı. Boazlardan gelebilecek bir saldırı olasılıına karı her zaman duyarlı davrandı. Taıdıı güvenlik kaygıları nedeniyle 93 Faruk Sönmezolu, II.Dünya Savaı ndan Günümüze Türk Dı Politikası, Der Yayınları, stanbul, 2006, s.36-37. 94 TBMM de konuyla ilgili yapılan görümelerin tutanakları için bk. TBMM Zabıt Ceridesi, Dönem 8, C. 1, s.29-30. 95 Bilsel, agm., s.739-740. 96 22 Austos tarihli Türk notasının tam metni için bkz. Ayın Tarihi, (Austos 1946), Nu.:153, s.76-83. 97 24 Eylül tarihli Sovyet notasının tam metni için bkz. Ayın Tarihi, (Eylül 1946), Nu.:154, s.46-51. 98 Gürün, age., s.196. 99 9 Ekim 1946 tarihli ABD notası için bk., Fahir Armaolu, Belgelerle Türk-Amerikan Münasebetleri, s.150-152.

271 Boazlar rejimini kendisi için tehdit oluturmayacak bir statüye dönütürmek istedi. Türkiye nin Boazların güvenliini tek baına salayacak kadar güçlü olduuna hiçbir zaman inanmayan Sovyetler Birlii, Türkiye nin baımsızlıı ile badamayan taleplerde bulundu. Sovyetlerin bu taleplerini içeren 24 Eylül 1946 tarihli notası, bu yöndeki son notası oldu. Türk Hükümeti nin 18 Ekim 1946 tarihli cevabi notası ile Sovyetlerin Boazlarda ve Türkiye nin dou topraklarındaki taleplerini içeren Türk-Sovyet dorudan temasları fiilen sona erdi. Ruslar, Türkiye üzerindeki Boazlarda üs ve douda toprak taleplerini tekrarlamadılar. Aynı yıllarda, Amerikan ve ngiliz gemilerinin Boazlardan geçerek özellikle stanbul u ziyaret etmeleri sıklatı. 100 Sovyetler, yalnızca 20 Temmuz 1953 ve 1 Austos 1953 tarihli notalarla Boazlardan geçen çok sayıdaki ABD ve ngiliz gemisinin geçilerini protesto etmekle yetindiler. 101 24 Eylül 1946 daki son Sovyet notasından sonra, ABD Bakanı Truman, 12 Mart 1947 günü Kongre de yaptıı konuma ile, Kongre den Sovyet tehdidi altındaki Yunanistan ve Türkiye ye toplam 400 milyon $ lık yardım yapılabilmesi için yetki istedi. 102 Daha sonra Truman Doktrini olarak anılacak bu konumanın sonucunda Truman, 22 Nisan 1947 de Kongre den Türkiye ve Yunanistan a yardım yetkisini aldı. 103 Bunun ardından; 4 Temmuz 1948 de, Türkiye, ABD nin sava sonrası ekonomileri tükenmi olan Avrupa ülkelerinin ekonomilerini yeniden canlandırmak için, ABD Dıileri Bakanlıı nın balattıı ve Marshall Planı olarak bilinen ekonomik yardım planına dahil edildi. 104 Türkiye nin Batılı demokratik ülkelerle ve özellikle ABD ile olan yakınlaması, Türkiye de 1950 de Demokrat Parti nin iktidara gelmesi ve çok partili sistemin hayata geçmesiyle daha da hızlandı. Türkiye, 25 Haziran 1950 de balamı olan Kore Savaı na, 25 Temmuz 1950 de aldıı kararla 4500 asker gönderdi. 105 Türkiye nin Kore de Batılı müttefiklerinin yanında yer alması, NATO ya giri sürecini hızlandırdı. Bunun sonucu olarak Türkiye, 18 ubat 1952 tarihinde Yunanistan la birlikte NATO ya kabul edildi. 106 Stalin in 5 Mart 1953 deki ölümü, hiç kukusuz SSCB tarihinde çok önemli bir olaydı ve halkla yönetim arasındaki ilikiler açısından sistemi deitirdi. Bu deiimle birlikte SSCB nin Stalin den sonra göreve gelen yöneticileri, SSCB nin dı politikasını Barı içinde bir arada yaama temeline dayandırdılar. 107 30 Mayıs 1953 de Türkiye ye gönderdii nota ile Sovyetler Birlii, kinci Dünya Savaı ndan sonra ortaya attıı taleplerinden vazgeçtiini resmen açıkladı. 108 Sovyet idarecilerinin bu açıklamaları, asla Türkiye nin güvenini tam olarak kazanmaya yetmedi. Türkiye, 1945 den sonra olduu gibi, 1953 den sonra da Batı yla yakınlamaya devam etti ve Souk Sava ta tercihini Batı Bloku ndan yana yaptı. ABD nin Türkiye deki prestiji büyük oranda arttı. Sovyet tehdidini unutmayan Türk politika yapıcıları, 40 lı yılların sonlarından 60 lı yılların ortalarına kadar bütünüyle Batı ve özellikle ABD paralelinde bir dı politika yürüttüler. Türkiye üzerindeki Sovyet talepleri, uzun yıllar boyunca Türkiye nin iç ve dı politikasında, ekonomik ve diplomatik tercihlerinde etkili oldu. KAYNAKÇA ARMAOLU Fahir, Barı çinde Bir Arada Yaamanın Sovyet Yorumu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, C 27, S 3, (1972), s.283-314. ARMAOLU Fahir, kinci Dünya Harbi nde Türkiye, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, C. 13, S 2, (Haziran 1958), s.139-179. ARMAOLU Fahir, 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi: 1914-1980. (2.bs). Türkiye Bankası Yayınları, Ankara 1984. ARMAOLU Fahir, Belgelerle Türk-Amerikan Münasebetleri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991. 100 BCA, 30.18.1.2/ 113.21.16 101 Gürün, age., s.196-197. 102 Barı Ertem, Türkiye-ABD likilerinde Truman Doktrini ve Marshall Planı, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C 12, S 21, (2009), s.386-388. 103 Ülman, age., s.105; Sönmezolu, a.g.e., s.38; ABD Kongresi ndeki görümeler için bkz. Joseph C. Satterthwaite, The Truman Doktrine: Turkey, Annals of the American Academy of Political and Social Science, Vol.401, (1972), s.78; Truman ın Kongre deki 12 Mart 1947 konumasının metni için bk. Armaolu, Belgelerle Türk-Amerikan Münasebetleri, s.152-158. 104 Ayrıntılar için bk. Düstur, 3.Tertip, C 29, s.1278-1289; Armaolu, Belgelerle Türk-Amerikan Mübasebetleri, s.168-181; Barı Ertem, agm., s.390-393. 105 Cumhuriyet, 26 Temmuz 1950, s.1 106 Düstur, 3.Tertip, C 33, s.314-315. 107 Tellal, age., s.509; Barı içinde bir arada yaama ilkesi ile ilgili ayrıntı için bkz. Fahir Armaolu, Barı çinde Birarada Yaamanın Sovyet Yorumu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, C 27, S.3, (1972), s.283-314. 108 Tellal, age., s.511.