VİROLOJİ-1. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ

Benzer belgeler
Viral Nükleik Asitler Viral nükleik asitler birbirlerinden son derece farklılık gösteren moleküllerdir. o Bazı viral nükleik asitler RNA, diğerleri DN

VİROLOJİ - I VİRUSLARIN YAPISI

Virusların genel özellikleri ve sınıflandırma

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

VĠRÜSLERĠN GENEL ÖZELLĠKLERĠ

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

3.BÖLÜM VİRÜS-KONAK HÜCRE İLİŞKİ TİPLERİ

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler.

VİROLOJİYE GİRİŞ. Dr. Sibel AK

Virüsler Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER

BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ

VİROLOJİ LBV211U KISA ÖZET

8. KONU: VİRAL KOMPONENTLERİN BİYOLOJİK FONKSİYONU Kodlama: Her virüs kendine özgü proteini oluşturmakla birlikte, proteinde nükleik asidi için

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

KÜFLER. Küflerin Mikroskopta Görünüşlerine (Morfoloji) Göre Sınıflandırılmaları. küfleri sıklıkla gözlemleyebiliriz.

MİKROBİYOLOJİ SORU KAMPI 2015

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

VİRUSLARIN SINIFLANDIRILMASI

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ

Rhabdoviridae. Dr.Tuncer ÖZEKİNCİ

GENETİK I BİY 301 DERS 6

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

VİRUSLARDA ÇOĞALMA VİRAL REPLİKASYON

Bakteriyofajlara kısaca faj da denilmektedir

STERİLİZASYON DERSİ 4. HAFTA DERS NOTLARI YRD. DOÇ. DR. KADRİ KULUALP

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Virusu

ÜNİTE 4:VİRÜS VE BAKTERİ GENETİĞİ

RNA Yapısı ve Katlanması, Hücrede Bulunan RNA Çeşitleri

VİRUSLARIN HÜCRE KÜLTÜRÜNDE ÜRETİLMESİ

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

VİROLOJİ VİRUS GENETİĞİ

VİROLOJİ DERS NOTLARI

3. Bölüme devam VİRUSLERİN ÜRETİLMELERİ Viruslar eskiden deney hayvanları ve embriyolarda üretilirken, artık hücre kültürleri kullanılabilmektedir.

Virolojinin Tarihcesi. Virusların Tanımlanması Ve Yapıları. Virusların Sınıflandırılması. DNA Virusların Replikasyonu. RNA Virusların Replikasyonu

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

GASTROENTERİT YAPAN VİRUSLAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. BANU KAŞKATEPE

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #21

MOLEKÜLER BİYOLOJİ LABORATUVARI

TIBBĠ BĠLĠMLERE GĠRĠġ DĠLĠMĠ MĠKROBĠYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI

KALITSAL MOLEKÜLÜN BİÇİMİ ve ORGANİZASYONU PROF. DR. SERKAN YILMAZ

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su

HÜCRE #6 HÜCRE İSKELET ELEMANLARI ÇEKİRDEK SELİN HOCA

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER

Mikroorganizmalar; nükleus özelliklerine göre prokaryot ve ökaryot olmak üzere iki grupta incelenir.

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

Viral gastroenteritlerin laboratuvar tanısı

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER

Biyoteknoloji ve Genetik II. Hafta 8 TRANSLASYON

Hücre çekirdeği (nucleus)

Çekirdek 4 bölümden oluşur Çekirdek zarı: karyolemma Kromatin: Chromatin Çekirdekcik: Nucleolus Çekirdek sıvısı: karyolymph

LİZOZOMLAR Doç. Dr. Mehmet Güven

Paleoantropoloji'ye Giriş Ders Yansıları

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!!

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi

2. Histon olmayan kromozomal proteinler

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA

ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3

TARİHÇE. İlk influenza pandemisine ait kayıtlar 1580 yılına aittir. Bu pandemiden sonra 31 pandemi tanımlanmıştır.

DNA Tamiri ve Rekombinasyonu

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13

SOLUNUM SİSTEMİNDE ENFEKSİYON YAPAN VİRUSLAR. Dr. Tuncer ÖZEKİNCİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ Anabilim Dalı

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7

9. SINIF KONU ANLATIMI 23 HÜCRE 1 - HÜCRENİN KEŞFİ PROKARYOT ÖKARYOT HÜCRE

DNA Replikasyonu. Doç. Dr. Hilal Özdağ. A.Ü Biyoteknoloji Enstitüsü Merkez Laboratuvarı Tel: /202 Eposta:

ADIM ADIM YGS-LYS 43. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-3 BAKTERİLER ALEMİ

HIV ENFEKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ VE DOĞAL SEYRİ

Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür.

VİROLOJİ I Ders Notları. Mert Görücü

FARMASÖTİK MİKROBİYOLOJİ. Yrd.Doç.Dr. Müjde ERYILMAZ

BAKTERİLER ALEMİ SELİN HOCA

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Konu: Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 12. Sınıf 1 GENDEN PROTEİNE

İnsan Mikrobiyom Projesi. Prof. Dr. Tanıl Kocagöz

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ

Hücre çeperi (Hücre duvarı)

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI

HBV HIV HCV VİROLOJİK ÖZELLİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI. Dr. Sinem AKÇALI Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Girne, 2013

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı bulunur.

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

Mayoz Bölünmenin Oluşumu

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #17

Mikrobiyolojide Moleküler Tanı Yöntemleri. Dr.Tuncer ÖZEKİNCİ Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji A.D

Hücre canlının en küçük yapı birimidir.

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #12

HPV ve Adenoviruslar. Prof. Dr. Ali Ağaçfidan İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Viroloji ve Temel İmmünoloji Bilim Dalı

Hücre zarının yapısındaki yağlardan eriyerek hücre zarından geçerler.fazlalıkları karaciğerde depo edilir.

Transkript:

VİROLOJİ-1 Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ

Virüsler organizmada hastalık yapabilen oldukça küçük enfeksiyon etkenleridir. Yapı bakımından en ilkel hücre tipi olan bakterilerden daha da ilkel yapıda olup, bir hücre yapısı göstermezler Büyüklükleri 20-450 nm arasında değişir (bakteriler 1000-2000 nm arasındadır (1-2 mikron)) Işık mikroskobunda görülemezler, ancak büyütme gücü fazla olan elektron mikroskobu ile görülebilirler.

Tarihçe 1798 de Jenner inek çiçeğini insana bulaştırmak suretiyle çiçek hastalığına karşı koruyuculuk sağlayarak immunolojinin temelini atmıştır 1885 de Pasteur tarafından kuduz aşısı bulunmuştur 1892 de Iwanowski ilk defa tütün mozaik virüsünü bulmuştur. Yine aynı yıllarda, Löffler ve Frosch sığırlarda önemli hastalıklara yol açan şap virüsünün filtreleri geçtiğini saptamışlardır 1931 de ilk kez virüsler tavuk embriyosunda üretilmiştir 1954 de Polio (çocuk felci) aşısı bulunmuştur 1983 de AIDS etkeni olarak HIV tanımlanmıştır

Virüsler tam bir hücre yapısı göstermezler. Organelleri ve ribozomları yoktur. Tek başlarına yaşamak için gerekli olan enerjiyi ve makromolekülleri sentezleyemezler Gereksinim duydukları enerjiyi içinde bulundukları konak hücreden sağlarlar, hücre dışına çıkan virüsler enerji sağlayamazlar Virüslerde kendine özgü yapıdaki moleküllerin yapılmasını yöneten genetik bilgi vardır. Ancak bu moleküllerin oluşturulması için gerekli prekürsörleri ve sentez mekanizmasını konak hücre sağlar. Virüsler enfekte ettikleri konak hücrenin metabolik sistemlerinden yararlanırlar

Virüsler yalnızca canlı hücrelerin bulunduğu ortamlarda çoğalabilirler. hücre kültürlerinde embriyolu tavuk yumurtasında deney hayvanlarında üreyebilirler. Duyarlı deney hayvanlarında virüsler önemli değişiklikler yapabilirler. Bu değişiklikler bazı virüsler için özgüldür (deney hayvanının ölmesi, ateş, felçler vb) Embriyolu yumurtaya aşılanan virüsün türüne ve inokülasyon yerine bağlı olarak çeşitli belirtiler saptanabilir. (embriyonun ölmesi, koriyo allantoik zarlara yapılan inokülasyonlarda zarlar üzerinde plakların ve pok denilen içi sıvı dolu kabartıların oluşması vb)

Doku kültürlerinde virüslerin üremeleri çeşitli belirtilerle anlaşılabilir. Bazı virüsler doku kültürlerinde üretildiklerinde hücrelerde mikroskop ile görülebilen çeşitli değişiklikler oluştururlar. Bu tür değişikliklere sitopatik etki denir. Değişiklikler hücrenin parçalanarak ölmesi, hücreler arası zarların kalkması ile hücrelerin birleşerek dev hücreler oluşturması, hücrelerin yuvarlaklaşıp kümeleşerek üzüm salkımı görünümü alması şeklinde olabilir.

Bakteriler genellikle interferonun olumsuz etkisinden etkilenmemesine rağmen, virüsler interferon varlığında üremelerini sürdüremezler (İnterferon, vücut hücrelerinin çoğunluğunca sentezlenen, bakterilere, parazitlere, virüslere ve tümörlere karşı etki gösteren bir proteindir. Sitokin olarak bilinen, glikoproteinlerin en büyük sınıfı altında incelenirler. Virüsle karşılaşan her türlü canlı hücre tarafından hazırlanabilirler. İnterferonların en önemli etkileri, virüslerin çoğalmasını önleyebilmeleridir. Vücudun diğer hücrelerinde viral replikasyonu inhibe ederek immün cevaba yardımcı olurlar)

Antibiyotikler bakteriler üzerine etkili olup, üremelerini durdurmakta ya da ölümüne yol açmaktadır. Virüsler ise antibiyotiklerin varlığından hiç etkilenmezler. Virüsler daha iyi antijenik özellik göstermekte olup, organizmada daha kuvvetli ve daha kalıcı bir antikor yanıtı oluştururlar

VİRÜSLERİN YAPISI Genetik materyali saran ve kapsid adı verilen protein kılıftan oluşmuş temel yaşam biçimidir. Bazı virüslerde kapsidi saran, lipid kaynaklı ve glikoproteinler içeren bir zarf bulunur. Virüsler tek tip nükleik asit içerirler. Genetik materyal ya DNA ya da RNA dır. İkisi bir arada hiçbir zaman bulunmaz. Virüsün yapısal ve yapısal olmayan proteinlerinin sentezi için gerekli genetik şifreyi taşır. Küçük virüslerde genom 3-4 gen taşırken, büyük virüslerde bu sayı 200-300 gene çıkabilir.

Bilinen tüm hücrelerin genomları çift iplikçikli (ds: doublestranded) DNA'dan oluşurken, virüs genomları tek iplikçikli (ss: single-stranded) veya çift iplikçikli DNA veya RNA'dan oluşabilir. Nükleik asitler: - tek iplikçikli (ss) veya çift iplikçikli (ds) - düz ya da çembersel - segmentsiz (tek moleküllü) veya segmentli (iki veya daha fazla molekül) olabilirler. ssrna; pozitif (+) polariteli tek iplikli RNA veya negatif (-) polariteli tek iplikli RNA dan oluşabilir. - pozitif (+) polariteli tek iplikli RNA genomu, mrna olarak görev yapabilir ve doğrudan proteine dönüştürülür. - negatif (-) polariteli tek iplikli RNA, doğrudan mrna olarak görev yapamaz ve proteine çevrilemez.

Parvovirüs hariç bütün DNA virüsleri çift iplikçiklidir. Reovirüs hariç bütün RNA virüsleri tek iplikçiklidir. Birçok virüsün nükleik asidi tek molekül halinde bulunurken, bazı virüslerde genom parçacıklı olarak görülür. Segmentli genomlar, RNA virüslerinde yaygın olarak görülür (Genom segmentasyonu, DNA virüsleri arasında nadirdir). Genomun segmentli olması, bu virüslerde yüksek sıklıkta rekombinasyon oluşmasına neden olur. Buna bağlı olarak da yeni antijenik tipler ortaya çıkar.

Kapsid Viral genomu çevreleyen, protein yapısındaki kılıfa kapsid adı verilir. Kapsidi oluşturan her bir yapısal üniteye kapsomer adı verilir. (5-6 protomerin birleşmesi ile oluşan ortası delik çembersel birime kapsomer adı verilir) Kapsidin başlıca görevleri: Nükleik asidi nükleaz enzimlerinden ve dış etkilerden korur. Virüslerin özgül hücre reseptörlerine yapışmasını sağlar. Virionun yapı simetrisini verir ve biçimini oluşturur Virüsün antijen özelliğini verir

Kapsomerler farklı virüslerde farklı şekillerde dizilmiş olup, bu dizilimler virüslerin simetrik yapılarını oluşturur. Bu farklı simetrik yapılar ise virüslere şeklini verir. Virüsler kapsidlerinin oluşturduğu simetrik yapıya göre 3 gruba ayrılırlar. İkozahedral simetrili virüsler Helikal simetrili virüsler Kompleks simetrili virüsler

İkozahedral Simetrili Virüsler (Kübik Simetrili) İkozahedral simetrili kapsidler, kapsomerlerin eşkenar üçgen şeklinde düzenlenmesiyle oluşur. Daha sonra 20 eşkenar üçgen bir araya gelip, ikozahedron oluşturur. Kübik simetri gösteren başlıca virüs familyaları: DNA Virüslerinden: Parvoviridae, Papovaviridae, Adenoviridae, Herpetoviridae RNA Virüslerinden: Picornaviridae, Reoviridae, Togaviridae

Helikal (Sarmal=Spiral) Simetrili Virüsler Kapsidi oluşturan kapsomerler, nükleik asitlerin etrafını çevreleyerek onunla birlikte merdivensi bir sarmal oluştururlar Helikal simetrili kapsidler yalnızca RNA virüslerinde bulunmaktadır İnsanda hastalık oluşturan bütün helikal simetrili virüsler zarflıdır Helikal simetrili başlıca virüs familyaları: Orthomyxoviridae, Paramyxoviridae

Kompleks (Karışık) Simetrili Virüsler Bazı virüs grupları belirgin bir simetri yapısı göstermezler, karmaşık ve daha farklı bir kapsid yapıları vardır. Kompleks yapı gösteren başlıca virüs familyaları: Poxviridae, Arenaviridae, Coronoviridae

Viral nükleik asit ile kendini çevreleyen kapsidin oluşturduğu yapıya nükleokapsid adı verilir. Sadece nükleokapsitten ibaret olan virüslere çıplak virüsler adı da verilir. Virüslerin bir kısmı yalnız nükleokapsidden yapılı olduğu halde (Parvoviridae, Adenoviridae, Picornaviridae, Reoviridae) bazılarının en dış kısmında zarf bulunmaktadır. Virion: virüs partikülü (hücre dışı form)

Zarf Zarf konak hücre membranından köken alır. Viral zarfta, hücre membranında olduğu gibi bir lipid tabaka ve virüse özgül fonksiyonları olan proteinler bulunur. Proteinler iki çeşit olup, bunlardan glikoproteinler peplomer adını alır. Virüsün konak hücreye adsorpsiyonu, bazı virüslerde hemaglütinasyon özelliğini bu proteinler verir. İkinci grup proteinler, matriks proteinleri adını alır. Matriks proteinleri glikoprotein çıkıntıların taban kısmında, virüsü çevreleyen proteinlerdir. Bu proteinler birçok hidrofobik bağlarla zarfın lipit tabakasına bağlanırlar. Matriks proteinleri virüslerin hücre membranından tomurcuklanmasında önemli rol oynarlar.

Çıplak virüsler (nükleokapsid), içinde bulundukları hücreden hücre zarının parçalanmasıyla ayrılırlar (çoğunlukla Apoptozis=virüs veya konakçı tarafından başlatılan programlanmış hücre ölümü) Zarflı virüsler ise üredikleri hücreden tomurcuklanma ile ayrılırlar Zarflı virüsler lipit içermeleri nedeniyle eter ve kloroform gibi lipit eriticiler karşısında dayanıksızdır.

Glikoproteinler zarflı virüslerin hedef hücre reseptörleri ile birleşmelerini sağlarlar. Ayrıca önemli viral antijenlerdir. Kuduz virüsünün zarfında bulunan glikoproteinler, beyin hücrelerinde asetil kolin reseptörlerine bağlanarak nörotoksik etki gösterir. Influenza virüsünde nöroaminidaz etkisi gösteren glikoproteinler bulunur. Virüs bu sayede üst solunum yolunda bulunan musin tabakasını eriterek, hücrelerin yüzeyini açığa çıkarır ve yüzeyi açığa çıkmış hücrelere kolayca adsorbe olur.

Viral Enzimler Bazı virüsler, viral genler tarafından kodlanan ve replikasyonda rol oynayan enzimler içerirler. Polimerazlar - DNA polimeraz (DNA viruslarında bulunur, DNA dan DNA sentezi yapar) - RNA polimeraz (Negatif polariteli RNA viruslarında, viral RNA yı mrna ya çevirirler) Revers transkriptaz (RNA dan DNA sentezi yapar) DNA polimeraz: DNA dan DNA sentez eden bir enzimdir. DNA virüslerinde bulunur.

RNA polimeraz: Viral RNA yı mrna şekline transkribe eder. Yalnızca negatif polariteli virüslerde bulunur. Bu enzim insan ya da hayvan hücresinde bulunmaz. Revers transkriptaz enzimi: RNA dan DNA sentezini yöneten bir enzimdir. Bu enzim sayesinde hücre içerisine giren virüs RNA dan çift iplikçikli DNA oluşturarak, yeni oluşan bu DNA nın hücre kromozomu ile entegre hale gelmesini sağlar. Retrovirüslerde bulunan bir enzimdir.

İnklüzyon Cisimcikleri Bazı virüsler girdikleri hücre içerisinde çekirdekte (Herpes, Papova, Adenovirüs), sitoplazmada (Kuduz, Çiçek virüsleri) ya da bazıları hem çekirdek hem de sitoplazmada (Kızamık, Cytomegalovirüs) çoğu kez asit boyalarla boyanıp ışık mikroskobu ile görülebilen cisimler yaparlar. İnklüzyon cisimcikleri preparatlarda boyanarak incelenebilir ve böylece bazı virüslerin tanısı ışık mikroskobu ile yapılabilir. görülebilir.

Kuduzda sitoplazma içi (Negri cisimcikleri), çiçekte sitoplazma içi (Guarnieri) ve su çiçeğindeki çekirdek içi inklüzyon cisimcikleri mikroskopta İnterferans Bazı virüslerin konak hücrede üremeleri halinde artık başka virüslerin aynı hücreye girmelerini önlemeleri olayıdır.

Isı: Virüslerin Fiziksel ve Kimyasal Etkenlere Karşı Duyarlılıkları Virüsler genellikle yüksek ısıya karşı dayanıksızdırlar. Virüslerin bir çoğu 60 0 C ısıda 60 dakika içinde inaktive olurlar Yüksek ısı etkisi ile kapsid proteinlerinin yapısı bozularak, virüsün konak hücreye bağlanma yeteneği kaybolur Zarflı virüsler yapısındaki lipit nedeniyle ısıya daha dayanıksızdır. Daha düşük ısılarda bile kısa sürede inaktive olurlar Virüsler soğuk havaya karşı oldukça dayanıklıdırlar. -70 ile - 196 0 C arasındaki ısılarda yıllarca saklanabilirler

ph: Virüslerin çoğu nötr ph ve izotonik bir çevreyi tercih ederler. ph 5-9 arasında canlılıklarını sürdürürler. Bunun dışındaki ph larda genellikle inaktive olurlar. UV., X ve gama ışınları: UV., X ve gama ışınları virüsleri kısa sürede inaktive ederler. Bu ışınların öldürücü dozları tüm virüsler için farklılıklar göstermektedir. Etkileri daha çok nükleik asitler üzerine olmaktadır.

Lipit Eritici Maddeler Zarf üzerinde bol miktarda lipit bulunması nedeniyle zarflı virüsler eter, kloroform gibi lipit eritici maddelere karşı oldukça duyarlıdır. Zarflı virüsler sindirim kanalında safra ile temas ettiklerinde harap olurlar. Antiseptik ve Dezenfektanlar Bakteriler üzerinde etkili olan antiseptik ve dezenfektanların çoğunun virüsler üzerine etkisi sınırlıdır.

Formaldehit, hidroklorik asit, sodyum hipoklorit virüsler üzerine etkili olan maddelerdir. Viral enfeksiyonlara karşı içme sularının klorlanmasında, klor oranının bakteriyel kontaminasyonlardakine oranla daha yüksek tutulması gerekir. Formaldehit, viral nükleik asiti bozarak etkili olur. Bu etki sonucunda viral enfektivite ortadan kalkarken, viral proteinler zarar görmezler ve dolayısıyla virüsün antijenik özelliği aynen devam eder. Bu özelliğinden dolayı formaldehit inaktive aşı yapımında çok kullanılan bir maddedir.

VİRÜSLERİN ÇOĞALMASI (VİRAL REPLİKASYON) Virüslerin çoğalabilmeleri için canlı hücreye gereksinimleri vardır. Çoğalabilmek için, içine girdikleri hücrenin sentez mekanizmasını, enerjisini ve kimyasal maddelerini kullanırlar. Konak hücreye kendi kendilerini sentez ettirmek işlemine dayalı olan bu çoğalma şekline replikasyon denir.

1. Adsorbsiyon: Viral partikül konak hücre membranına bağlanır. 2. Penetrasyon: Viral nükleik asit (DNA ya da RNA) konak hücre sitoplazması içine girer. 3. Eklipse (Replikasyon): Viral komponentler oluşturulmaya başlar. Bu dönemde virüs hastalık yapma özelliğini kaybeder 4. Olgun virionların oluşumu: Sentezlenen viral komponentler bir araya gelir ve virüs enfeksiyon yapabilir hale gelir 5. Enfekte hücreyi terk: Zarflı virüsler hücreyi parçalamadan çıkarlar (tomurcuklanarak) Zarfsız virüsler hücreyi parçalayıp dışarı çıkarlar

Virüsler önce konak hücrenin sitoplazmik zarına ve her virüs için özgül olan algaçlara yapışırlar. Virüslerin enfekte edeceği hücrenin önce yüzeyine tutunması ve sonra da hücre içine alınması işlemine viropeksis adı verilir. Zarfsız virüsler kapsidleri aracılığı ile konak hücreye yapışırlar. Pinositoza benzer bir olayla hücre zarında bir torbacık içerisine alındıktan sonra sitoplazmaya girerler. Burada kapsidlerinden ayrılan virüs nükleik asitleri serbest kalır. Zarflı virüslerde ise, virüs zarfı peplomerler aracılığı ile hücre zarına tutunur ve virion hücre zarından füzyon yolu ile sitoplazmaya girer.

RNA VİRÜSLERİ 3 tip RNA bulunabilir Pozitif (+) iplikli RNA Negatif (-) iplikli RNA Retrovirüslerin RNA sı Pozitif iplikli RNA, mrna ya benzer. Pozitif iplikli bir RNA virüsü hücre içine girdiğinde RNA sı konak hücre ribozomu tarafından hemen proteinlere transle edilebilir.

Negatif iplikli bir RNA virüsü, hücre içine girdiği zaman hemen transkripsiyon başlatamaz. Önce pozitif iplikli bir RNA ya (mrna gibi) transkripte edilmelidir. Bunu yapmak için negatif iplikli RNA virüsleri, kapsidleri içinde negatif ipliği pozitif ipliğe çevirecek RNA bağımlı RNA polimeraz isimli bir enzim taşırlar. İnsan hücrelerinde RNA bağımlı RNA polimeraz enzimi yoktur. Bu enzimi negatif iplikli virüsler kendileri taşır. HIV virüsünün de üyesi olduğu retrovirüslerin RNA sı DNA ya çevrilir. Bu virüslerin bunu yapan revers transkriptaz enzimini taşırlar.

Pozitif RNA translasyon Yapısal protein-enzimler Negatif RNA Transkripsiyon RNA bağımlı RNA polimeraz Pozitif RNA (mrna) Translasyon Yapısal proteinenzimler RNA revers transkriptaz DNA transkripsiyon mrna translasyon Yapısal proteinenzimler

Pozitif polariteli virüsler, konak hücre içinde doğrudan infeksiyözdür. Negatif polariteli virüslerin, viral RNA ları enfeksiyöz değildir. Bu virüsler ancak içerdikleri RNA polimeraz aracılığıyla RNA genomlarının her biri ayrı ayrı mrna işlevi gören moleküllerin transkripsiyonunu sağladıktan sonra enfeksiyöz hale gelebilirler. DNA virüslerinde, DNA direkt olarak proteinlere transle edilemez. Önce mrna ya transkripte edilip, daha sonra mrna olusturup, yapısal protein ve enzimler oluşturulur.

Her DNA virüsü hem pozitif hem de negatif iplik taşır. Pozitif iplik okunan ipliğe karşılık gelirken, negatif iplik görmezden gelinir. Direkt olarak proteinlere transle olan pozitif iplikli RNA virüslerinin aksine pozitif iplikli DNA virüsleri mrna ya transkripsiyon için templat olarak kullanılır. DNA transkripsiyon mrna translasyon Yapısal proteinenzimler