ULUSAL DEPREM KONSEYİ



Benzer belgeler
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

Bursa İl Sınırları İçerisinde Kalan Alanların Zemin Sınıflaması ve Sismik Değerlendirme Projesi

SİSMOTEKTONİK (JFM ***)

BURSA ĠLĠ ĠÇĠN ZEMĠN SINIFLAMASI VE SĠSMĠK TEHLĠKE DEĞERLENDĠRMESĠ PROJESĠ

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

MÜHENDİSLİK JEOLOJİ. Prof. Dr. Şükrü ERSOY SAATİ : KREDİ : 3

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.

Yerleşik Alanlar, Yapılı Kentsel Çevre Çevre Düzeni Planları Nazım İmar Planları 3- Planlama Aşaması Gelişmeye Açılacak Alanlar

Dr. Ayhan KOÇBAY Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı

İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji

JEOLOJİK-JEOTEKNİK BİLGİ SİSTEMİNE BİR ÖRNEK: AKSARAY İL MERKEZİ

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sınırlarında Deprem Tehlike ve Riskinin Belirlenmesi

Neotektonik incelemelerde kullanılabilir. Deformasyon stili ve bölgesel fay davranışlarına ait. verileri tamamlayan jeolojik dataları sağlayabilir.

DEPREMLER - 1 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir? Oluşum Şekillerine Göre Depremler

ONDOKUZMAYIS İLÇESİ NDE (SAMSUN) AFETE YÖNELİK CBS ÇALIŞMALARI

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

Kelkit Vadisi Afet Bilgi Sistemi (KABİS) Altyapısının Oluşturulması

DEÜ DESEM - Alsancak / İZMİR (75.Yıl Konferans Salonu)

TÜRKĐYE ULUSAL DEPREM ARAŞTIRMALARI PROGRAMI

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

Akıntı Yönünde süreç geçişi (f (gs) = 1) Drenaj alanı m^2

SİSMİK PROSPEKSİYON DERS-1 (GİRİŞ) DOÇ.DR. HÜSEYİN TUR

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

ÖN SÖZ... ix BÖLÜM 1: GİRİŞ Kaynaklar...6 BÖLÜM 2: TEMEL KAVRAMLAR... 7

RPM de Jeotermal aramanın Teknik Gereklilikleri DADI THORBJORNSON, RPM DANIŞMANI ÇALIŞTAY SWİSS HOTEL IZMIR 5 TEMMUZ 2018

Gemlik-Armutlu Karayolu nun bitişiğinden güneye doğru uzanmaktadır.

Şekil :51 Depremi Kaynak Spektral Parametreleri

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

KONU: KOMİTE RAPORU TAKDİMİ SUNUM YAPAN: SALİH BİLGİN AKMAN, İNŞ. YÜK. MÜH. ESPROJE GENEL MÜDÜRÜ

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü TOPOGRAFYA (HRT3351) Yrd. Doç. Dr. Ercenk ATA

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

70.DEPREM VE ZEMİN İNCELEME MÜDÜRLÜĞÜ

ZEMİN MEKANİĞİ DERS NOTLARI

İNM Ders 2.2 YER HAREKETİ PARAMETRELERİNİN HESAPLANMASI. Yrd. Doç. Dr. Pelin ÖZENER İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı

ULUSAL DEPREM STRATEJİSİ (UDSEP-2023) EYLEM TABLOSU

BAÜ Müh-Mim Fak. Geoteknik Deprem Mühendisliği Dersi, B. Yağcı Bölüm-5

Ulusal Kuvvetli Yer Hareketi Kayıt Şebekesi Veri Tabanının Uluslararası Ölçütlere Göre Derlenmesi

M. Kemal AKMAN YÜKSEL Proje Uluslararası A.Ş.

İNM Ders 9.2 TÜRKİYE DEPREM YÖNETMELİĞİ

ARAŞTIRMALARINDA ARAZİ DENEYLERİ KAPSAMINDA YAPILACAK JEOFİZİK ARAŞTIRMALAR

ZEMİN İNCELEMELERİ. Yetersiz Zemin İncelemesi Sonucu Ortaya Çıkabilecek Kayıplar. İçin Optimum Düzey. Araştırma ve Deney

ARAZİ KULLANIM PLANLAMASI

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM LABORATUVARLARINDA DÖNER SERMAYE KAPSAMINDA YAPILAN İŞLERİN GÜNCEL FİYAT LİSTESİ

Deprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir

ULUSAL DEPREM ARAŞTIRMA PROGRAMI (UDAP)

1.2. Aktif Özellikli (Her An Deprem Üretebilir) Tektonik Bölge İçinde Yer Alıyor (Şekil 2).

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI DEPREM VE RİSK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

KIBRIS TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ YASASI (21/2005 Sayılı Yasa) Madde 18 Altında Yapılan Tüzük

MEVZİİ İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

JEOTERMAL KAYNAKLAR İÇİN İŞLETME/REVİZE İŞLETME PROJESİ FORMATI İLÇE (İL). NUMARALI ARAMA RUHSATINA İLİŞKİN İŞLETME PROJESİ

SİSMİK TEHLİKE ANALİZİ

2229 Ayrıntılı Etkinlik Eğitim Programı SAAT/ GÜN

Bu doküman, İstanbul Kalkınma Ajansı nın desteklediği Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında 2013 yılında hazırlanmıştır.

KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/37

ANKARA DEPREM STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

80. YILINDA 1935 MARMARA

İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji

ULUSAL DEPREM STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI

Jeofizik Mühendisliği Bölümü ve Çok Disiplinli Çalışma Alanları

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

Bölümümüz KTÜ Döner Sermaye Başkanlığı üzerinden yapacağı işler ve fiyatlandırma listesi

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

AFET VE ACİL MÜDAHALE BİLGİ SİSTEMİ. Yard. Doç. Dr. Mehmet Fatih DÖKER

Fotogrametri Anabilim dalında hava fotogrametrisi ve yersel fotogrametri uygulamaları yapılmakta ve eğitimleri verilmektedir.

Ders 1.2 Türkiyede Barajlar ve Deprem Tehlikesi

3. Ulusal Taşkın Sempozyumu, Nisan 2013, İstanbul

DÜNYA YI ARAŞTIRMAYA HOŞGELDİNİZ

2010 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ

LİMİT DENGE ANALİZİ (Deterministik Yaklaşım)

KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ (KRY) EĞİTİMİ KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ: KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVE

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

... NO'LU RUHSATA İLİŞKİN (... DÖNEM) ARAMA FAALİYET RAPORU

Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

ÇANAKKALE NİN GELİŞME ALANLARINDA EKOLOJİK YAKLAŞIMLAR. İsmail ERTEN

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI

Ek Form 9 DETAY ARAMA FAALİYET RAPORU. RAPORUN BAŞLIĞI: Başlık raporun konusunu ve içeriğini kısaca, açık ve yeterli bir biçimde ifade edecektir.

T.C. AKSARAY ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ JEOLOJĠ MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ Eğitim-Öğretim Döneminden Ġtibaren Uygulanacak

ÖLÇME BİLGİSİ. PDF created with FinePrint pdffactory trial version Tanım

JEOLOJİ MÜHENDİSİ A- GÖREVLER

Türkiye nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Ankara, 15 Şubat 2017

ANKARA YÖRESİ ZAYIF VE KUVVETLİ YER HAREKETİ KAYIT AĞININ KURULMASI

Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve İnteraktif Web Uygulaması

GPE DEÜ Fen Bilimleri Enstitüsü. Sismik Risk ve Sismik Tehlike : Tanım, Temel kavramlar Sismotektonik haritalar : USGS 30sec DEM topoğrafya

Afet Yönetimi ve. Sel Risk Değerlendirmesi

10-11 Şubat 2014 DSİ ETLİK EĞİTİM TESİSLERİ ANKARA

KIRŞEHİR DEPREM STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI

ĐMAR PLANINA ESAS JEOLOJĐK-JEOTEKNĐK ETÜT RAPORU

T.C. BELEDİYE BAŞKANLIĞI İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Zemin ve Deprem İnceleme Müdürlüğü

K O N D S E P KONYA DEPREM STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI. T.C. KONYA VALİLİĞİ İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü

Deniz ve kıyı jeolojisi:

EK 10 YENİDEN YERLEŞİM EYLEM PLANI FORMATI

KAYA KÜTLESİ SINIFLAMALARI

AKILLI ŞEHİRLERİN BİLİŞİM ve VERİ ALTYAPISI

Yeni Deprem Yönetmeliği ve İstinat Yapıları Hesaplarındaki Değişiklikler

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ LİSANS PROGRAMI Güz Yarıyılı

Transkript:

ULUSAL DEPREM KONSEYİ ULUSAL DEPREM ARAŞTIRMA PROGRAMI (UDAP) (STRATEJİ, ARAŞTIRMA ALANLARI VE AR-GE KONULARI) HAZIRLIK RAPORU Şubat 2005 Ulusal Deprem Konseyi, 2005

Hazırlayan Ulusal Deprem Konseyi Üyeleri Yer Bilimleri Alanı (Alfabetik sıraya göre) Prof. Dr. Mustafa AKTAR Prof. Dr. Ömer ALPTEKİN Doç. Dr. M. Emin AYHAN Dr. Ömer EMRE Oktay ERGÜNAY Prof. Dr. Haluk EYİDOĞAN Prof. Dr. Ali KOÇYİĞİT Prof. Dr. Reşat ULUSAY İnşaat Bilimleri Alanı (Alfabetik sıraya göre) Prof. Dr. Nuray AYDINOĞLU Prof. Dr. Hasan BODUROĞLU Prof. Dr. Erkan ÖZER Prof. Dr. Polat GÜLKAN Prof. Dr. Zekeriya POLAT Prof. Dr. Haluk SUCUOĞLU Prof. Dr. Tuğrul TANKUT Prof. Dr. M. Semih YÜCEMEN Mimarlık, Sosyal Bilimler ve Diğer Alanlar (Alfabetik sıraya göre) Prof. Dr. Bahattin AKŞİT Prof. Dr. Murat BALAMİR Prof. Dr. Nuray KARANCI Özgün ÖKMEN Ulusal Deprem Konseyi, 2005

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 1. GİRİŞ... 3 2. ARAŞTIRMA KONUSU VE PROGRAMLARININ GELİŞTİRİLMESİNDE STRATEJİK YAKLAŞIM... 6 3. DEPREMLE İLGİLİ ARAŞTIRMA ALANLARI... 8 3.1. Yer Bilimleri Alanı... 8 3.1.1. Ana Başlıklar ve Tanımlar... 13 3.1.2. Alt Başlıklar ve Tanımlar... 15 3.1.3. Ana Başlıklara Dayanak Olacak Gerekçeler... 23 3.2. İnşaat Bilimleri Alanı... 27 3.2.1. Ana Başlıklar ve Tanımlar... 27 3.2.2. Alt Başlıklar ve Tanımlar... 30 3.2.3. Ana Başlıklara Dayanak Olacak Gerekçeler... 37 3.3. Sosyal Bilimler Alanı... 44 3.3.1. Ana Başlıklar ve Tanımlar... 44 3.3.2. Alt Başlıklar ve Tanımlar... 45 3.3.3. Ana Başlıklara Dayanak Olacak Gerekçeler... 47 Teşekkür... 49 Ulusal Deprem Konseyi, 2005 1

ÖNSÖZ Bir deprem kuşağı üzerinde olan ülkemizde depremin doğrudan ve dolaylı zararlarının arzulanan ölçekte azaltılamadığı, tüm büyük hatta orta büyüklükteki depremlerden sonra görülmektedir. Deprem zararlarının azaltılması çalışmalarındaki başarının, ilgili bilim ve endüstri dallarının bir arada üretmek çabasındaki beceri ve uygulamaların sürdürülebilirliğini sağlamaktaki başarıya bağlı olduğu açıktır. Bu rapor, Türkiye de bilim ve endüstri topluluğuna deprem zararlarının azaltılması için, depremle ilgili araştırmalarda konuların ve stratejik yaklaşımın ne olması gerektiğini ve yapılmasında yarar görülen araştırma ana başlıkları ve alt başlıkları belirlemek amacıyla hazırlanmıştır. Raporda Türkiye nin depremle ilgili araştırma ve geliştirmedeki durumunun genel durumuna bu aşamada değinilmemiştir. Raporun ikinci bölümünde, deprem araştırma konu ve programlarının geliştirilmesinde izlenmesi gereken stratejik yaklaşım ile ilgili görüşlere yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise Yer Bilimleri, İnşaat Bilimleri ve Sosyal Bilimler ana başlıkları altında önerilen araştırma alanları ve konuları, açıklamaları ve gerekçeleri ile birlikte sunulmuştur. Bu raporun, ileride yapılması uygun olan ortak akıl toplantısındaki tartışma ve görüşlere yardımcı kaynak olmasını temenni ediyoruz. Prof. Dr. Haluk EYİDOĞAN Ulusal Deprem Konseyi Başkanı Şubat 2005 Ulusal Deprem Konseyi, 2005 2

1.GİRİŞ Coğrafik ve jeolojik koşullar nedeniyle deprem ülkemizde her çağda yaşamın bir parçası olmuştur. Bu topraklarda iz bırakmış yaşamlardan çıkarılan belge ve bulgular ülkemizin son 4000 yıllık deprem tarihi hakkında önemli bilgiler vermektedir. 1999 depremleri sonrasında Deprem Zararlarının Azaltılması genel başlığı altında değerlendirilebilecek ve Türkiye nin Deprem Politikası nı belirlemeye yönelik öneriler getiren kimi adımlar atılmış, bazı önemli raporlar yayınlanmıştır (TBMM Meclis Araştırma Komisyonu Raporu, 2000; Devlet Planlama Teşkilatı, Doğal Afetler Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2000; Türkiye Ulusal Jeodezi ve Jeofizik Birliği (TUJJB) Deprem Raporu, 2000; Ulusal Deprem Konseyi, Ulusal Deprem Stratejisi Raporu, 2002(http://udk.tubitak.gov.tr/rapor/index.html); Türkiye İktisat Kongresi, Deprem Çalışma Grubu Raporu, Izmir, 2004; T.C. Sayıştay Başkanlığı 2002/2 - İstanbul Depreme Nasıl Hazırlanıyor?, Performans Denetim Raporları (http://www.sayistay.gov.tr/rapor/rapor3.asp?id=27); Türkiye Deprem Şurası Raporu, 2004). Türkiye de deprem araştırmalarının vizyonu: Deprem kökenli kayıpların en aza indirilmesi ve hazırlıklı olma genel amacıyla jeoloji, jeofizik, inşaat, mimarlık, şehir ve bölge planlama, afet yönetimi, sosyoloji, psikoloji ve ekonomi bilimi dallarında temel ve uygulamalı araştırmalar yapılmasını ve teknolojiler geliştirilmesini sağlayacak uzun ve kısa vadeli proje ve girişimleri desteklemek, desteklenen projeleri izlemek ve sağlanan katkılar açısından çıktıların ekonomik ve sürdürülebilirliğinin analizini yapmak olmalıdır. Ancak, bu alanlarda doğrudan uygulamayı ve önlem alma çabalarını yönlendirecek araştırmalara, altyapı geliştirilmesini sağlayan, disiplinlerarası çalışma yöntemleri geliştiren ve yüksek riskli bölgelerde kısa dönem içinde etkin uygulamalara yol açacak araştırmalara öncelikler verilmesi uygun görülmelidir. Ulusal Deprem Konseyi nin 2002 yılında yayınladığı raporda da belirtildiği gibi deprem zararlarının azaltılmasına yönelik işlemlerden pek çoğu bilimsel araştırma çalışmalarına dayanmak zorundadır. Bunlardan bazıları için evrensel nitelikli bilgi birikimi yeterli ise de pek çoğu için yerel araştırmalar büyük önem taşımaktadır. Türkiye de deprem sorununa ilişkin çeşitli alanlarda öteden beri yürütülmekte olan araştırmalar 1999 dan sonra artış göstermiştir. Bununla birlikte, bu araştırmalar bilinçli bir program içinde düzenlenmiş olmadığı gibi, sayıca da yeterli değildir. Oysa, bu konuda alınacak kararların ve izlenecek politikaların araştırma bulgularına dayandırılması ve bilimsel tartışmalara konu edilmesi önem taşımaktadır. Yer Bilimleri Araştırmaları Türkiye nin jeolojisi ve depremselliği genel çizgileriyle bilinmektedir. Bununla birlikte, bu çalışmaların ayrıntılandırılması ve özellikle deprem sorunları bakımından gerekli olan jeolojik, jeofizik ve sismotektonik çalışmalara ağırlık verilmesi gereklidir. Bu çerçevede, aktif fayların haritalanması, paleosismoloji, kabuk yapısı ve deformasyonlarının incelenmesi, deprem katologlarının güncellenmesi ve ülke sismotektonik haritasının hazırlanmasına öncelik verilmelidir. Ulusal Deprem Konseyi, 2005 3

MTA gemisiyle yapılan araştırmalar sırasında ve özellikle son beş yılda TÜBİTAK Deniz Araştırmaları Koordinatörlüğü eşgüdümünde ve neredeyse tümü uluslararası kaynaklardan karşılanan birçok uluslararası araştırma gemileri Marmara Denizi nde ölçüm ve incelemeler gerçekleştirdi. Bu çalışmalardan alınan veriler değerlendirildikçe, bu bölgenin deprem yaratma potansiyeli daha gerçekçi biçimde anlaşılmaktadır. Marmara Denizi nde yapılan bu türdeki çalışmaların, aktif fayların yoğun olarak bulunduğu Ege Denizi ve Akdeniz de de gerçekleştirilmesi gereklidir. Zemin Araştırmaları Çeşitli alanlardaki bilgi birikimini içermesi öngörülen yerel ölçekte deprem tehlikesi ve mikro bölgeleme haritalarının hazırlanabilmesi için yerbilim verilerinin yanı sıra jeoteknik verilere de gereksinim bulunmaktadır. Mikro bölgeleme çalışmaları, büyük ölçüde zeminin mühendislik özelliklerinin belirlenmesini gerektirmektedir. Bir bakıma uygulama sayılabilecek olan mikro bölgeleme çalışmaları, bilimsel araştırma boyutu da içermekte, hiç değilse bilimsel danışmanlığa büyük ölçüde gereksinim duymaktadır. Öte yandan zaman zaman, anlamsız veri ve temelsiz bilgilere dayalı, çeşitli bölgeleme haritaları kamuoyuna sunulmaktadır. Taşınmaz piyasalarını olumsuz biçimde etkilemesi nedeniyle, bu tür bilimsellikten uzak sakıncalı girişimlerin bilimsel araştırmalar yoluyla belirlenmesi gereklidir. Yapı Araştırmaları Ülkemizde çok yaygın olan betonarme yapıların deprem güvenliğiyle ilgili olarak araştırılması gereken pek çok konu bulunmaktadır. Örneğin, betonarme yapıların deprem davranışını çeşitli yönlerden anlamaya ve depreme dayanıklı yapı sistemleri geliştirmeye yönelik araştırmalar büyük önem taşımaktadır. Ülkemizdeki yerel koşullar, yaygın yapı gereçleri, yerel mimari düzenlemeler, yaygın olarak kullanılan taşıyıcı yapı sistemleri, yerel yapım yöntem ve alışkanlıkları ile uyumlu bir değerlendirme yöntemi ile kullanımı engellenmeden ve kullanıcıyı fazla rahatsız etmeden mevcut yapılara uygulanabilecek ve deprem güvenliğini yeterince arttırabilecek bazı güçlendirme yöntemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Yukarıda sözü edilen çalışmalar yalnızca betonarme yapılarla sınırlıdır. Bu nedenle, yığma yapılar, kerpiç yapılar, bağdadi yapılar, karma yapılar gibi, daha çok kırsal yerleşimlerde bulunan çeşitli yapılara uygulanacak değerlendirme ve güçlendirme yöntemlerinin geliştirilmesi için de benzer çalışmalar gerekmektedir. Öte yandan, yapı stokunun genel değerlendirilmesinde kullanılacak ekonomik ölçütlerin belirlenmesine yönelik araştırmalar yapılması da gereklidir. Kentsel Riskler, Senaryolar ve Uygulamalı Planlama Araştırmaları Karmaşık mekansal ve toplumsal sistemler oluşturan kentlerin, yerbilimsel veriler, fiziki varlıklar ve sosyal özelliklerinin ve bunlar arasındaki etkileşimli ilişkilerin yarattığı risk türlerinin ve risk düzeylerinin belirlenmesi, çok disiplinli araştırmalar yürütülmesini gerektiren bir alandır. Ulusal Deprem Konseyi, 2005 4

Günümüzde, bu alanda sektörel bağımsız risk belirleme ve ölçme yöntemleri geliştirmenin yanı sıra, alt sistemler arası etkileşim araştırmaları büyük değer taşımaktadır. Bu alandaki bulguların ve geliştirilecek yöntemlerin, planlama ve çeşitli meslek dallarının öğretim programlarına eklenerek bugün var olan önemli bir boşluğu gidermesi olasıdır. Ayrıca bu tür araştırmaların, çok sayıda kentsel tasarım standardı ve yönetmelik geliştirilmesinde katkılar sağlaması beklenmelidir. Kentsel sistemlerde gözlenen ilişki yapıları, risklerin niteliği ve düzeyine ilişkin bilgiler ve yaklaşık sayısal değerler ile, senaryo yazılımları geliştirilebilmekte, bu senaryolar aracılığıyla farklı varsayımlara dayalı olası sonuçlar, hem afet yönetimi kapsamında yürütülecek hizmetlerin tanımlanması için kullanılmakta, hem de bu modellerden zarar azaltma amaçlı planlama çalışmalarında yararlanılabilmektedir. Yerbilimsel veriler ve geçmiş dönemlere ait deprem hasar dağılımları yanı sıra, risk içeren kentsel sistem ve varlıklara ilişkin bilgiler kullanan senaryolar, kapsamlı veri toplama ve değerlendirme işlemleriyle çeşitli yazılım tekniklerinin ve coğrafi bilgi sistemlerinin biraraya getirilmesi sonucudur. Bu nedenle, deprem tehdidi altındaki kentler için sakınım planları nın (zarar azaltma planları) hazırlanmasında deprem senaryolarına başvurulması olanaklıdır. Yüksek risk taşıyan kentsel alanların sistemli iyileştirilmesi için uygulama yöntemleri geliştirilmesi başlı başına bir araştırma konusudur. Bu konu çok disiplinli çalışma gruplarınca, fiziki, ekonomik, yasal, sosyal vb. araçlarla yeni düzenleyici modeller uygulamak, yerel toplumsal katılım ve örgütlenmelere ön ayak olmak, yerel yönetimlerde kapasite oluşturmak gibi ödevler üstlenilmelidir. Türkiye de bu alanda denenecek modeller, ileride dünya ölçeğinde örnek alınabilecek çalışmalar olabilir. Sosyal Bilim Araştırmaları Çok sayıda sosyal bilim araştırma alanı, deprem zararlarının azaltılmasında önemli ve doğrudan katkılar sağlayacak içeriktedir. Deprem tehlikelerine ve yaşam çevrelerine ilişkin değer yargıları, inanç yapıları, davranış alışkanlıkları, yaşam çevresi düzenleme gelenekleri, komşuluk kültürü, hazırlıklı olma, örgütlenme eğilimleri, dayanışma geleneği, etkilenme kanalları, öğrenme tutumları, sigorta ve diğer güvenlik önlemlerine öncelik verme yatkınlıkları vb. konular akla gelebilecek ilk örneklerdir. Sosyal bilim araştırmalarının ulusal ölçekte örgütlenmesi ve işbölümü ile bazı temel araştırmaların öncelikle yerine getirilmesi uygun olabilir. Araştırma Yürütme Biçimleri Araştırma etkinlikleri için ulusal çerçeve programları geliştirilmesi, özendirme ve kimi yönlendirici seminer ve konferanslar örgütlenmesi yerinde bulunabilir. Bu hazırlık çalışmalarının TÜBİTAK tarafından yerine getirilmesi, kimi üniversiteler ve araştırma merkezleri arasında işbölümü programlarının yürürlüğe sokulması ve üniversitelerin kendilerinin de bu alanlara öncelik vermesi için bazı özendirmelerin Yükseköğretim Kurulu tarafından da desteklenmesi düşünülebilir. Ayrıca, uluslararası kaynaklar ve araştırma olanaklarından yararlanmak üzere, girişimler programlanması sağlanmalıdır. Deprem konusunda özellikle çok disiplinli araştırmaların kurumsallaştırılması için yöntemler geliştirilmeli, ulusal araştırma programı çerçevesinde iki yılda bir ulusal sempozyum yapılmalı, genç araştırmacılara burslar, başarılı araştırmalar için ödül programları geliştirilmelidir. Ulusal Deprem Konseyi, 2005 5

2. ARAŞTIRMA KONU VE PROGRAMLARININ GELİŞTİRİLMESİNDE STRATEJİK YAKLAŞIM Deprem araştırmaları alanında yürütülecek çalışmaları, yalnızca ayrıntıda araştırma konuları ve içeriklerinin belirlenmesi, ya da bunları proje önerisi formatında hazırlanması olarak ele almadan önce mevcut durumun ve geleceğe yönelik ulusal stratejinin belirlenmesi gerekmektedir. Yukarıda bahsedilen ulusal raporlar mevcut durumun tesbiti, izlenmesi gereken strateji ve yolları çeşitli ayrıntılarla ortaya koymuştur. Deprem zararlarının azaltılmasına yönelik ne kadar kapsamlı ve ayrıntılı bir envanter, ya da güçlü proje başvuru önerileri hazırlanırsa hazırlansın, bunların yalnızca bugünün bilgi ve bakış açılarına dayandığını, kısa sürede geçerliliklerini kaybedeceğini ve kendiliğinden bir politika hedef ve yargısı üretmediği söylenebilir. Bunlar ancak ayrıntılı bir stratejinin ışığı altında ele alındığında doğru ve hedefe varan bir nitelik ve kalıcılık kazanacaktır. Bu nedenle, ilk aşamada Türkiye de depremlerle ilgili konularda yürütülen araştırma etkinliklerinin genel ortamını ve özelliklerini belirlemek, bu araştırma ortamının orta vadede yeniden yapılanması/düzenlenmesi için gerekli görülenleri ortaya koymak gerekir. Bu amaçla aşağıda başlıkları verilen konular altında yer alan durum saptamalarının yapılmasında yarar vardır. Zaman alabilecek bu saptamalardan sonra belirlenecek araştırma programlarının vadeleri ve kapsamları daha sağlıklı olarak ortaya konabilecektir. Söz konusu çalışmanın aşağıdaki konuları kapsaması öngörülmektedir: i. Günümüz Türkiye sinde Deprem Araştırmaları (a) Araştırmaları Destekleyen Kurumlar, Hedefleri ve Ayrılan Kaynaklar - DPT, - TÜBİTAK, - Bakanlıklar, - Üniversiteler, - Dış kuruluşlar, - Yerel yönetimler, vb. (b) Yakın dönemde yapılmış, yürütülmekte olan, ya da programlanmış olan başlıca araştırmalar ve ileri sürülen gerekçe ve katkıları (c) Araştırma altyapısı yeterliği ve geliştirme çabaları (d) Veri ve bilgi kaynaklarının belirlenmesi (e) Aaştırma kapasitelerinin kurumlaştırılması çabaları ii. Türkiye Deprem Araştırmalarının Yeniden Yapılandırılması (a) Araştırmalara ayrılan kaynakların artırılması yolları (b) Araştırmaların programlanması ve desteklenmesinde kurumsal işbirliği (c) Altyapı paylaşımı ve yönlendirilmiş konularda araştırmaların entegrasyonu (d) Araştırma konu ve programlarının geliştirilmesinde öncelikler ve eşgüdüm - acil müdahale ile bilgi ve uygulama yöntemleri geliştirilmesi gereken konuların belirlenerek bu araştırmaların desteklenmesi (İstanbul örneği) - çok disiplinli çalışmaların özendirilmesi, - çok taraflı araştırmaların desteklenmesi, - yeni geliştirilen araştırma alanlarının desteklenmesi, - Türkiye ye özgü sorunlara yönelik araştırmaların desteklenmesi, Ulusal Deprem Konseyi, 2005 6

- araştırma altyapısı geliştiren girişimlerin desteklenmesi, - araştırma sonuçlarının toplumsal yararlar sağlaması ve Türkiye de acil gereksinmelerin karşılamasına ayrıcalıklar verilmesi, - uygulamalı araştırmalarda bölgesel önceliklerin gözetilmesi, - araştırma etkinliği değerlendirme ölçütlerine uygunluk (e) Araştırma Performansı Değerlendirmede Kurumlaşma - yıllık ulusal araştırma konferansları, - araştırmacılar arası iletişimin geliştirilmesi, - medya ilişkileri, - dış yardımlarla yürütülen araştırmaların denetlenmesi, - uluslararası yayın çabalarının desteklenmesi, - Türkiye deprem araştırmaları bilgi merkezinin kurulması Ulusal Deprem Konseyi, 2005 7

3. DEPREMLE İLGİLİ ARAŞTIRMA ALANLARI 3.1. Yer Bilimleri Alanı Deprem zararlarının azaltılması yönünde yapılacak çalışmaların başında ülkedeki deprem tehlikesinin en güvenilir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Herhangi bir ülke veya bölgede bu yönde yapılacak çalışmalarda yerbilim verileri önemli veri bazını oluşturur. Deprem tehlikesinin belirlenmesine yönelik yerbilim araştırmaları çok disiplinli bir yaklaşım ve jeoloji, jeofizik, jeomorfoloji, jeodezi, arkeoloji vb. disiplinlerden gelen verilerin bir araya getirilmesini gerekli kılar. Ülkede özellikle son yıllarda depremle ilgili yerbilim araştırmalarının sayısı günden güne artmakta ve nitelik açısından da uluslararası düzeye yaklaşmış durumdadır. Ancak, bu sevindirici gelişmeye rağmen yapılan araştırmaların sistemli, homojen ve birbirini bütünler nitelikte olmadığı da bir gerçektir. Araştırmaların çoğunluğu kurumsal öncelikleri veya uluslararası destek kapsamında popüler olmuş konu ve uygulama alanlarını kapsayacak biçimde, zaman zaman da araştırıcıların kişisel ilgi ve uzmanlıkları çerçevesinde sürdürülmekte, birbirini tümleyen sistematik bir bilimsel veri tabanı oluşturulamamaktadır. Bu nedenle ülkedeki deprem tehlikesinin belirlenmesi ve buna bağlı deprem zararlarının en aza indirilmesi konusunda yapılacak çalışmalara hizmet edebilecek ulusal nitelikli bir yerbilim veri tabanı oluşturulamamıştır. Bu durum, yapılan çalışmaların yer, konu ve zaman bakımından tekrar edilmesine, sınırlı olanaklarla yapılan araştırmalarda zaman ve kaynak israfına yol açmaktadır. Var olan bu olumsuzluğun giderilmesi amacıyla yerbilim alanı için aşağıda tüm ülkedeki kurum ve kuruluşarı yönlendirebileceği umulan, sistematik bir yaklaşımla yeni bir Araştırma Programı önerilmektedir. Önerilen program, Çizelge 1 de yol haritası şeklinde özetlenmiştir. Çizelgenin ilk sütununda stratejik ana araştırma alanları (hedefler) belirtilmiş ve bunlar altı ana başlıkta toplanmıştır. Hedeflerin ayrımında birbirinden farklı nitelikteki araştırma yöntemleriyle elde edilebilecek veri grupları göz önünde bulundurulmuştur. Her biri başlı başına bir program niteliğinde algılanabilecek olan ana hedefler aynı zamanda birbirinin altyapısı niteliğindedir. Hedefler önem ve öncelikleri açısından kendi içerisinde A,B,C ve D harfleriyle simgelenerek sınıflandırılmış. Bu sınıflamada; A) ulaşılması en önemli ve öncelikli B) ulaşılması yararlı, ancak, birinci derecede önem taşımayan, C) dolaylı yarar sağlayan, D) çok sınırlı yarar sağlayan hedefler olarak tanımlanmıştır. İkinci sütunda ise bu stratejik hedefe ulaşılması yönünde kendi içerisinde her biri bir alt program önerisi niteliği taşıyan öncelikli araştırma alanları başlıklar halinde tanımlanmıştır. Bunun sağ yan kolonunda ise ana araştırma alanı kapsamında yapılması gereken alt araştırma konuları önerilmektedir. Öncelikli araştırma alanlarına ilişkin olarak şüphesiz bu kolonda önerilenden çok fazla özel araştırma konusu da vardır. Ancak, konuların seçiminde belirtilen ana hedefe ulaşmak için öncelikle yapılması gerekenler tanımlanmış ve listelenmiştir. Öncelikli araştırma alanlarında yapılması önerilen araştırma konuları arasındaki öncelik sıralamasında da yine A,B,C ve D simgeleri kullanılmış olup bunların anlamları hedeflerde tanımlandığı gibidir. Çizelgedeki yöntem kolonunda ise yapılması önerilen araştırma konusuyla ilgili disiplinler ve kullanılacak yöntem adları belirtilmektedir. Çizelge nin en son kolonunda ise yapılması önerilen araştırmaların alansal uygulama ölçekleri belirtilmektedir. Bu kolondaki Türkiye sözcüğü, tüm ülke düzeyinde öncelikle yapılması zorunlu araştırmaları belirtir Ulusal Deprem Konseyi, 2005 8

Çizelge 1. Yerbilimleri alanıyla ilgili başlıca araştırma konularını ve bunların öncelikleri. 1 Ana Başlık Türkiye nin Aktif Tektoniği, Diri Fayları ve Depremselliği Öncelik Araştırma Alanı Alt Başlık Öncelik Yöntem Uygulama Ölçeği A 1.1. Deprem jeolojisi 1.2. Sismoloji ve sismik görüntüleme a. Güncel tektonik ve diri fay araştırmaları, diri fay haritası ve veri tabanı oluşturulması A b. Paleosismoloji A c. Gerilme transferi modellemesi a. Deprem aktivitesinin izlenmesi ve değerlendirilmesi b. Artçı deprem izlenmesi ve değerlendirilmesi B A B Haritalama (jeoloji-jeomorfoloji), jeofizik, jeodezi, UA, paleosismoloji, deprem katalogları, CBS Hendek çalışmaları, jeomorfoloji, jeoloji, jeodezi, sığ sismik, deprem katalogları, jeo-arkeoloji, radyometrik yaşlandırma Coulomb ve diğer gerilme modellemeleri Ulusal Sismik ağ ve gerçek zamanda hızlı bilgilendirme, yerel sismik ağlar, hızlı fay düzlemi çözümleri Yerel sismik ağlar, fay düzlemi çözümü ve kırılma süreçleri Türkiye ve bölgesel Bölgesel ve yerel Bölgesel ve yerel Türkiye ve bölgesel Yerel c. Tarihsel deprem katalogları A Sismoloji, arşiv, tarih, arkeoloji Türkiye ve bölgesel d. Sismik görüntüleme B 2D 3D uygulamalar, yeni sinyal prosesleri Bölgesel ve yerel a. Levha içi deformasyonların ve gerilim alanının incelenmesi A Ulusal ve yerel sabit GPS ağları, uzaysal ve yersel jeodezik ağlar, InSAR Türkiye ve çevresi 1.3. Jeodezi b. Levha sınır bölgelerinde deformasyonların izlenmesi A Yerel GPS ağları, kripmetreler Bölgesel, yerel c. Deprem kaynak parametrelerini irdelemek (kosismik ve kısa vadeli postsismik dönem) A Uzaysal ve yersel jeodezik ağlar, yerel sabit GPS ağı, InSAR, Bölgesel, yerel Ulusal Deprem Konseyi, 2005

Ana Başlık 2 Deprem Tehlikesi A Öncelik Araştırma Alanı Alt Başlık Öncelik Yöntem Uygulama Ölçeği a. Deprem tehlike analiz yöntemleri A Deterministik, olasılıksal ve hibrid yöntemler Türkiye ve bölgesel Kuvvetli yer hareketlerinin izlenmesi, değerlendirilmesi 2.1. Sismik tehlike b. Yerel ve ülke bazında azalım (soğurulma), makaslama dalgası değerlendirmesi ilişkilerinin geliştirilmesi hızı ölçümleri ve zemin A sınıflaması Türkiye, bölgesel, yerel 2.2. Zeminlerin Jeomühendislik özelliklerine bağlı deprem davranışları ve mikrobölgeleme c. Kırılma etkilerinin modellemesi a. Gevşek zeminlerin (Kuvaterner) haritalanması ve sınıflanması b. Havzaların ve topografik etkilerin modellemesi ve deprem davranışlarının araştırılması c. Zeminlerin sismik davranışı (büyütme ve hız değişimi vd.) araştırılması d. Zeminlerin depremle ilgili sıvılaşma, yanal yayılma, heyelan vb araştırılması e. Deniz seviyesi değişimleri ve tsunami araştırmaları f. Kentsel mühendislik jeolojisi haritalarının oluşturulması g. Mikrobölgeleme A A A A A A A A Kinematik, dinamik, hibrid modeller Jeoloji, jeofizik, Jeomorfoloji, hidrojeoloji, sondaj Sismik dalga yayınım modellemesi (sayısal ve analitik), mikrotremor, soğurma, tepki spektrumu hesapları Sığ sismik, S dalgası profili, mikrotremor ağ ölçümleri, jeoteknik Jeoloji, jeofizik ve jeoteknik, hidrojeoloji, dinamik modelleme, stabilite analizleri, haritalama, zemin sınıflaması, labaratuvar Mareograf, su altı ve su üstü paleo-tsunami izleri ve modelleme Jeoloji, jeofizik, jeoteknik, hidrojeoloji, fotojeoloji uzaktan algılama coğrafi bilgi sistemleri Jeofizik, jeoloji ve jeoteknik uygulamalar, bina envanteri olusturma, tüm kentsel riskler Yerel Yerel Bölgesel, Yerel Yerel Yerel Bölgesel ve yerel Yerel Yerel Ulusal Deprem Konseyi, 2005 10

3 4 5 Ana Başlık Deprem Kaynağında Kırılma/Yırtılma Süreçleri Deprem Bilgi Sistemleri Depremlerin Tahmini ve Önceden Kestirimi Öncelik Araştırma Alanı Alt Başlık Öncelik Yöntem Uygulama Ölçeği a. Fay tomografisi ve 3 boyutlu modelleme A Sismoloji, jeodezi Bölgesel, yerel B A D 3.1. Kırılma/Yırtılma prosesleri 4.1. Bilgi, Erken Uyarı ve İletişim 5.1. Depremlerin önceden kestirimi b. Fay zonununda kayaç alterasyon süreçleri: sıvılar, jeokimya, mineraloji B Jeoloji, Jeokimya, Hidrojeoloji Bölgesel, yerel Jeoloji, jeofizik, jeoteknik, c. Kaya mekaniği araştırmaları hidrojeoloji, akustik emisyon, C modelleme Yerel a. Diri fay veri tabanı oluşturulması A Jeoloji, CBS Yerel ve bölgesel b. Deprem bilgi ve gerçek zamanda erken uyarı sistemleri c. Deniz seviyesi izleme ağları kurma ve tsunami erken uyarı sistemleri B Sismik ağ sistemi, Jeoloji, Uzay teknolojileri, Bilişim, CBS, Bilgi ve belge yönetimi Sismik ağlar, Deniz bilimleri, meteoroloji, iletişim teknolojileri C d. Ulusal jeodezik veri tabanı oluşturulması A Ulusal koordinasyon ve iletişim e.ulusal deprem bilgi sistemi A Ulusal koordinasyon ve iletişim a. Depremsellikte zaman ve mekan değişimlerinin araştırılması b. Yerel yamulma ve deformasyonların izlenmesi ve incelenmesi c. Aktif fay zonlarındaki su kaynaklarında seviye, maden sularında ve sıcak su kaynaklarında fiziko-kimyasal, izotop değişimlerinin izlenmesi ve değerlendirilmesi D D D Sismoloji, İstatistik ve Olsalık yöntemleri, Deprem kataloglarının oluşturulması Sismoloji, Jeodezi, Geomatik, Uzay ve uydu teknolojileri, GPS Jeofizik, fizik, kimya, jeoloji, hidrojeoloji, jeokimya, veri füzyonu Türkiye ve bölgesel Türkiye ve uluslararası Türkiye Türkiye Türkiye ve bölgesel Türkiye ve bölgesel Yerel ve bölgesel d. Yerkabuğundaki elektriksel ve elektromanyetik değişimlerin incelenmesi D Jeofizik, veri füzyonu Yerel ve bölgesel Ulusal Deprem Konseyi, 2005 11

e. S-Dalgası hız dağılımı değişimlerinin araştırılması D Jeofizik, Sismoloji Yerel ve bölgesel a. Neotektonik B Jeoloji, jeomorfoloji, jeofizik, jeodezi Türkiye ve bölgesel 6 Temel Bilimsel Araştırmalar C 6.1. Yerkabuğunun yapısı ve jeodinamik evrimi b. Genel tektonik ve jeodinamik evrim modellemesi c. Derin kabuk yapısı ve jeotravers incelemeleri C C Jeoloji, jeofizik, jeomorfoloji, jeodezi Sismik, paleomanyetizma, gravite, jeodezi, 2D ve 3D uygulamalar Bölgesel Bölgesel d. Yerkabuğunun modellenmesi B Jeodezi (gravite, topografya ve jeoid verisi), sismik yansıma ve kırılma, sismik tomografi Türkiye Ulusal Deprem Konseyi, 2005 12

3.1.1. Ana Başlıklar ve Tanımlar 1) Türkiye nin Aktif Tektoniği, Diri Fayları ve Depremselliği Türkiye'deki deprem tehlikesinin ortaya konulabilmesi amacıyla depremlere kaynaklık eden tüm diri (aktif) fayların coğrafik dağılımları, nitelikleri, depremsellik özellikleri ve paleo-sismolojik davranışlarını ayrıntılı biçimde ortaya çıkarmayı hedefler. Fayların depremsellik özelliklerinin belirlenmesi aktif tektonik çalışmalarıyla yakından ilişkilidir ve birlikte yürütülür. Bu kapsamdaki araştırmalar jeoloji, sismoloji ve jeodezi olmak üzere üç ana alanda toplanmıştır. Türkiye ve yakın çevresindeki güncel tektonik deformasyon süreçlerinin incelenmesi, deprem kaynağı olan diri fayların araştırılarak haritalanması, fayların uzunlukları, geometri ve nitelikleri, paleo- ve güncel sismisitesi, kayma hızı, yer değiştirme miktarı, deprem tekrarlanma periyodu vb. özelliklerinin tanımlanarak deprem potansiyellerinin değerlendirilmesi araştırmalarını tanımlar. 2) Deprem Tehlikesi Deprem tehlikesi, ülkenin herhangi bir bölümünde hasar ve can kaybı yaratabilecek büyüklükteki depremlerden kaynaklanabilecek yer hareketinin verilen bir yer ve verilen bir zaman periyodu içerisinde meydana gelme olasılıklarının değerlendirilmesidir. Bu çerçevede; kaynakta oluşan sismik dalgaların deprem kaynağını terk ettikten sonra kaya/zemin türü özelliklerine göre ne tür değişimlere uğradıkları ve zeminler üzerindeki etkilerinin araştırılmasını hedefler. Geçmiş deprem bilgileri ve deprem etkilerinin envanteri, kaynak bölgeleri sınıflamaları, epistemik ve aleatory belirsizlikler deprem tehlikesi araştırmaları için önemli veri tabanını oluşturur. Veri tabanının duyarlık ve güvenirliği çok önemlidir. Deprem kaynağından herhangi bir uzaklıktaki bir alanda meydana gelebilecek yer hareketlerini etkileyen başlıca faktörler deprem kaynağının fiziği, sismik dalgaların yayılma ve soğurulma özellikleri, yüzeye yakın jeolojik yapı, yerel zemin koşulları ve o alanda yapı-zemin etkileşimdir. Bu konuda yapılan çalışmalar; sismik dalganın yayılma sırasında ne kadar soğurulduğunu, ortamdaki zeminlerin özelliklerine bağlı olarak hangi oranda büyütüldüğünü, havza içinde doğrusal olmayan davranışlar ile sıvılaşma, sıvılaşmaya bağlı yanal yayılma ve akma kayması, kütle hareketleri (heyelan) vb. gibi zeminde kalıcı deformasyonlara ve yapılarda hasara neden olan davranışları belirlemeye yönelik araştırmaları içermektedir. Bu araştırmalar özellikle yerleşim ve tesis alanlarının seçiminde önemli bir yeri olan mikrobölgeleme çalışmalarına da gerekli olan depremin doğrudan veya dolaylı olan yerbilimsel tehlikelerin verilerini temin ederler. 3) Deprem Kaynağında Kırılma ve Yırtılma Süreçleri Bu grupta yer alan çalışmalar; deprem sürecinin, bir başka deyişle gerilme altındaki bir kayacın, neden ve nasıl kırıldığını/faylandığını fiziksel bir süreç olarak ayrıntısıyla tanımlamaya çalışan araştırmalardır. Bu çalışmalar, bir anlamda temel bilim niteliğini taşır ve kabuktaki kırılma işleminin nasıl başladığını, kırığın hangi şartlara bağlı olarak ilerlediğini ve durduğunu açıklamaya çalışır. Deprem esnasında (kosismik), öncesi ve sonrasında oluşan gerilim değişimlerini, bunun kayaçlar üzerinde oluşturduğu fizikokimyasal izlerinin belirlenmesi de bu araştırmaların kapsamına girmektedir. Çalışma Ulusal Deprem Konseyi, 2005 13

ölçeği; fay çevresinde veya derinliğinde yapılan jeofizik gözlemlerden, laboratuvarda ve arazide yürütülen kaya mekaniği çalışmalarına kadar uzanır. 4) Deprem Bilgi Sistemleri Deprem konusunda zararları en aza indirmenin en önemli koşullarından birisi, bu doğal süreç ile ilgili gözlem yapmak ve bu gözlemi ihtiyaçlar doğrultusunda verimli biçimde kullanılmasını sağlamaktır. Bilgi sistemleri sadece gözlem yapmakla sınırlı olmadan, bu bilgilerin hızlı ulaştırılması ve verimli kullanılması ile de ilgili çalışmalar yapar. Bu bağlamda belirli verilerin belli bir eşiği aşması halinde otomatik olarak bazı devrelerin kapatılması gibi teknik konular kadar, toplumun bilgilendirilmesi, bilim dünyası, kamu kurum ve kuruluşları ve tüm uygulayıcıların mevcut bilgiye hızlı ulaşımını sağlamak (Deprem Kayıtları, Deprem Katalogları, Coğrafi Bilgi Sistemleri) gibi IT uygulamaları da araştırma konuları arasındadır. 5) Depremlerin Önceden Kestirimi Deprem potansiyeli yüksek alanlarda deprem öncesi ve deprem anında oluşabilecek yerfiziği kökenli değişimlerin jeolojik, jeofizik, jeodezik, atmosferik ve fiziko-kimyasal yöntemler aracılığıyla ölçülmesi, incelenmesi ve işaretçi oluşumların aranmasına yönelik araştırmalardır. Depremlerin önceden kestirimi tartışmalı bir konudur. Uzun (30-50 yıl), orta (birkaç yıl) ve kısa (ay-gün) olarak üç ayrı kategoride ele alınır. Bu maddede belirtilen orta ve kısa vadeli çalışmalardır. Bugün için bilim dünyasında, depremlerin doğası gereği (self-organized criticality) hiçbir zaman önceden haber verilemeyeceği inancı da taşıyanların sayısı da az değildir. Ancak, sismisite değişimlerinden, yeraltı suyu davranışı, elektro-manyetik sinyaller, gibi birçok farklı alanlara yayılan bu tür çalışmalar çok yaygın olmasa da, halen devam etmektedir. Deprem kaynağı fiziğinin daha iyi anlaşılmasının uzun vadede depremlerin kestirebilirliği amaçlarına yararlı olabilme olasılığı bulunmaktadır. 6) Jeodinamik Evrim Konusunda Temel Bilimsel Araştırmalar Deprem oluşumu ile ilgili çalışmaların dayandığı temel bilgi, yerkabuğunun yapısı ve jeodinamik evrimi ile ilgili araştırmalardır. Türkiye ve yakın çevresinin genel jeolojisinin, neotektoniğinin, gerek zaman ve gerek uzamsal eksende, giderek daha ayrıntılı biçimde tanımlanması bu çalışmaların temel hedefidir. Büyük bir bölümü yer kabuğunun üst bölümlerinde (üst-kabuk) yer alan depremlerin oluşum özellikleri, temelde levha hareketlerine bağlı büyük ölçekli deformasyonlarla ilintilidir ve yerkabuğun fiziksel ve yapısal özellikleri, jeo-mekanik davranışı da burada önemli rol oynar. Bu çalışmaların ölçeği sadece fay zonlarında ile sınırlı kalmaz, bölgesel ölçeğe yayılır. Düşey eksende ise kabuk ile sınırlı kalmaz ve litosfer derinliğindeki süreçler ile de ilgilenir. Ulusal Deprem Konseyi, 2005 14

3.1.2. Alt Başlıklar ve Tanımlar 1. Türkiye nin Aktif Tektoniği, Diri Fayları ve Depremselliği 1.1. Deprem Jeolojisi a. Güncel tektonik ve diri fay araştırmaları, diri fay haritası ve veri tabanı oluşturulması Türkiye ve yakın çevresindeki güncel tektonik deformasyon süreçlerinin anlaşılması, deprem kaynağı olan diri fayların araştırılarak haritalanması, fayların uzunlukları, nitelikleri, geometrik ve deprem segmentlerinin tanımı ve kinematik özelliklerinin belirlenerek deprem potansiyellerinin değerlendirilmesi, Türkiye Diri Fay Haritası nın yenilenmesi ve ilgili veri tabanı oluşturulmasını kapsar. Jeoloji, jeomorfoloji, jeofizik, jeodezi araştırma yöntemleri ve aletsel ve tarihsel dönem deprem katalog bilgileri kullanılarak gerçekleştirilir. b. Paleosismoloji Ülkedeki diri fayların yakın jeolojik geçmişindeki (40 000 yıl) deprem aktivitesinin araştırılarak gelecekteki deprem davranışlarının tahmini ve deprem tehlike değerlendirmelerinde gerekli parametrelerinin (yer, zaman, büyüklük, deprem dönüş/tekrarlanma periyodu, maksimum kırılma uzunluğu-deprem büyüklüğü, yer değiştirme miktarı vb fay parametreleri) ortaya konulmasını hedefler. Jeomorfoloji, Kuvaterner jeolojisi, sığ sismik ve yer radarı (GPR), kayma hızı (jeolojik-jeomorfolojik ötelenmeler-jeodezi-gps), hendek kazısı ve loglama, radyometrik yaşlandırma, tarihsel deprem katalogları vb veriler kullanılarak gerçekleştirilir. c. Gerilme transferi modellemesi Fay sistemleri içerisindeki segmentler veya belli bir tektonik rejim içerisinde dağılmış faylar arasında yamulma enerjisinin boşalımı açısından etkileşim ilişkilerinin ortaya konulmasını amaçlar. Bu çalışmalar ağırlıklı olarak Coulomb gerilim modellemesine dayanmakla birlikte diğer yaklaşım ve yöntemler üzerinde araştırmalar gerekmektedir. Modellemeler 2-D ve 3-D olarak yapılmaktadır. 1.2. Sismoloji ve Sismik Görüntüleme a. Deprem aktivitesinin izlenmesi ve değerlendirilmesi Ulusal ve yerel sismik ağlarla güncel deprem aktivitesinin izlenmesi çalışmaları ile bunlardan toplanan veriler ışığında deprem parametrelerinin tanımlanması, fay düzlemi çözümleri ve diğer kaynak fay özelliklerinin araştırılması, ülke ve bölge ölçeğinde sismotektonik haritalara bilgi sağlanması, tarihsel deprem kataloglarının oluşturulması vb. hedefler. Burada ulusal olduğu kadar, yerel ve geçici sismik ağlar ile yapılan gözlemlerden de yararlanılır. Ulusal Deprem Konseyi, 2005 15

b. Artçı depremlerin izlenmesi ve değerlendirilmesi Oluşan büyük deprem sonrası yöreye kurulacak geçici sismik ağlarla kaynak fay özelliklerinin incelenmesi, kırılmanın uzunluğu-derinliği-uç sınırları, episantırların uzamsal ve zamansal değişimleri, gerilme alanlarının yayılımı ve değişimi, komşu faylarla ilişkileri, vb konuların incelenmesini amaçlar. c. Tarihsel deprem katalogları Gerek arşiv dökümanları, tarihsel ve arkeolojik kaynaklar, gerekse eski yerleşme kültürel yapılarda yapılacak arazi gözlemleri ve araştırmalarla bir yörenin veya fayın tarihsel dönemdeki deprem davranışları hakkında bilgi edinmeyi ve dolayısıyla deprem kaynaklarının gelecekteki davranışlarını analiz etmede kullanılabilecek veri üretmeyi hedefleyen araştırmalardır. d. Sismik görüntüleme Yüzeyde izlenemeyen diri fayların tanımı, yüzey tanımlaması yapılmış faylarda ise fayın üçüncü boyut özelliklerinin belirlenmesini amaçlayan araştırmalardır. Özellikle sualtı faylarının belirlenmesinde ve haritalanmasında sismik yansıma en etkili yöntemdir. Araştırmanın özelliğine göre sığ ve derin jeofizik yöntemler kullanılır. Diri fay haritalaması için öncelikle sığ sismik yöntemlerin yanısıra elektrik/elektromanyetik yöntemler de önerilmektedir. 1.3. Jeodezi a. Levha içi tektonik deformasyonların ve gerilme alanının incelemesi Levha içinde oluşan deformasyonun ve bunu kontrol eden gerilme dağılımını belirleyen fiziksel süreçler ile ilgili araştırmalardır. Yerkabuğu deformasyonunun kinematiği belirlenmeye çalışılır. Bu çalışmalar, ulusal sabit GPS ağları ile ilgili alt yapı yatırımı gerektirir. b. Levha sınır bölgelerinde deformasyonların izlenmesi Levha sınır bölgesindeki deformasyonları oluşturan ana kuvvetlerin, fay sistemlerinin karakterinin ve olası deprem risk bölgelerinin araştırılmasıdır. Yatay ve düşey deformasyonlar sürekli biçimde izlenerek sismik ve asismik süreçlerin modellemesi yapılır. Fay yüzey kırığı boyunca durağan, doğrusal asismik kaymaları, fay yüzey kırığı dışındaki bölgelerde oluşan depremler nedeniyle fay boyunca oluşabilecek asismik kaymaları ve izleyen dönemde zamana bağlı postsismik kaymaları belirlemek hedeflenmektedir. Asismik ve sismik kaynaklı kaymalardan fay sistemlerinin karakterini ve depremlerin mekaniğinin araştırılmasıdır. Ulusal ve yerel GPS istasyonları ağının kurulmasını, uzaysal ve yerel jeodezik ağları ile ilgili ölçülerini ve InSAR uydu görüntülerini gerektirir. c. Deprem kaynak parametrelerini irdelemek (Kosismik ve kısa vadeli Postsismik dönem) Ulusal Deprem Konseyi, 2005 16

Deprem öncesi ve sonrası ve kosismik yatay ve düşey deformasyonları ölçmek ve bunları modelleyerek fay düzleminden toplam moment ve fay düzleminde atım dağılımına kadar çeşitli kaynak parametrelerini belirleme araştırmalardır. Ulusal ve yerel ölçekteki araştırmaların yanısıra, özellikle geçici GPS istasyonları ağının kurulmasını, uzaysal ve yerel jeodezik ağları ile ilgili ölçülerini ve InSAR uydu görüntüleri gereklidir. 2) Deprem Tehlikesi 2.1. Deprem Tehlike Değerlendirmesi a. Deprem tehlike analiz yöntemleri Özellikle yerleşim alanlarını içeren belirli konumlar için, deprem tehlikesinin deterministik, olasılıksal veya bunların bir arada olduğu hibrid yöntemlerle kantitatif olarak belirlenmesini amaçlar. Deprem tehlike analizleri için kullanılacak yerbilimsel, tarihsel ve güncel her türlü bilginin duyarlık ve güvenirlik analizleri ve sınıflamaları da bu araştırmalarda önemli konuları oluşturmaktadır. Değişik aşılma olasılıklarını içeren deprem tehlike haritalarının üretilmesi metodolojileri ve sonuçları belirleyen faktörlerin özellikleri konularında araştırmalar yapılmalıdır. b. Yerel ve ülke bazında azalım ilişkilerinin geliştirilmesi Bu kapsamda ele alınabilecek çalışmalar; kaynak türleri, yerel zemin koşulları, kırılma özellikleri (directivity effect) ve değişik bileşenler için ülke geneli veya daha yerel anlamda görgül (ampirik) azalım ilişkilerinin (en büyük yer ivmesi (PGA) ve hız (PGV) uzaklık ilişkileri) geliştirilmesidir. Bu çerçevede; Türkiye için önerilmiş sınırlı sayıdaki mevcut azalım ilişkileri değiştirilebilir, daha geniş veri tabanına dayalı yeni ilişkiler geliştirilebilir, küresel azalım ilişkilerinin geçerliliği Türkiye açısından sınanabilir. Bu kapsamdaki araştırmalar için ülkenin aktif tektonik yapısı ve fay özellikleri dikkate alınarak dengeli alet dağılımı olan Ulusal Kuvvetli Yer Hareketleri İzleme Ağı yanısıra bölgesel ve yerel ağlar önemli veri kaynaklarıdır. c. Kırılma etkilerinin modellenmesi Senaryo deprem kaynakları için, kaynak çevresinde herhangi bir noktada oluşması beklenen yer hareketinin (yer değiştirme, partikül hızı veya ivme) modellemesini yapma araştırmalarıdır. Burada ağırlıklı olarak, deprem kaynağındaki kırılma/faylanma süreci için kinematik, dinamik ve hibrid yaklaşımlar kullanılarak elde edilecek sentetik sismogram üretimi yapılır ve yorumlanır. 2.2. Zeminlerin Jeo-mühendislik özelliklerine bağlı deprem davranışları ve mikrobölgeleme a. Gevşek zeminlerin (Kuvaterner) haritalanması ve sınıflaması Ülkemizde meydana gelen depremlerde, en fazla yapı hasarlarının Kuvaterner yaşlı gevşek zeminler üzerinde kurulmuş yerleşimlerde meydana gelmektedir. Bu durum dikkate alınarak, bu alanların ayrıntılı jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerini araştırmak ve yüzey fasiyes özelliklerine dayalı haritalarını üretmek, ayrıca jeolojik-jeomorfolojik ve bazı genel Ulusal Deprem Konseyi, 2005 17

hidrojeolojik ölçütlere göre bu çökelleri sıvılaşmaya karşı duyarlılıkları açısından sınıflandırarak sıvılaşma duyarlılığı zonlamalarını bu haritalarda göstermek. b. Havzaların ve topografik etkilerin sismik modellenmesi ve deprem kökenli davranışlarının araştırılması Kalın alüvyon ve genç tortul ortamlarda, alüvyonların doldurduğu vadi ve havzalarda ve topoğrafya değişimlerinde sismik davranışlar yönetmeliklerin belirlediği standartlardan farklı olabilmektedir. Bu tür jeolojik ortamlarda sismik dalgaların yayılım modellemeleri yapılarak yeryüzündeki veya herhangi bir derinlikteki sismik davranış özellikleri anlaşılabilmektedir. Çeşitli jeolojik ortam modelleri ve mevcut yerleşim alanlarımızdaki havzalar için yer davranış analizleri yapılmalı ve halen yönetmeliklerimizde yapı tasarımı için kullanılan spektral tepki fonksiyonların geçerlilikleri test edilmelidir. Büyük bazı yerleşimlerimizin havza ve ovalarda hızla büyüdüğü düşünülürse bu konudaki araştırmaların önemi anlaşılacaktır. c. Zeminlerin sismik davranışının (büyütme ve hız değişimi vd.) araştırılması Bu konu, özellikle genç alüvyal zeminlerin depremler sırasındaki büyütme, hız değişimi vb. davranışları ile bu davranışlara bağlı olarak zemin-yapı etkileşimi konularında yapılacak araştırmaları kapsar. Bu kapsamda; zemin büyütmesi açısından deprem tehlikesine maruz yerleşimlerde deprem zararlarının azaltılması amacıyla zemin büyütmesi ve yapı ilişkileri, ayrıca sismik büyütme ve davranış analizleri yapılarak yönetmeliklerdeki spektral tepki fonksiyonlarının geçerliliklerinin araştırılması konuları ele alınır. Zemin büyütmesinin belirlenmesinde kullanılan en pratik ve yaygın yöntemlerden birisi, genel anlamda mikrotremor yöntemleri olarak adlandırılan SPAC, H/V, gibi sismik ölçümlere dayalı yaklaşımlardır. Ayrıca sığ sismik yansıma ve kırılma, rezistivite gibi diğer jeofizik yöntemleri de bu bağlamda kullanılır. d. Zeminlerin depremle ilgili sıvılaşma, yanal yayılma, heyelan vb. araştırılması Tekrarlı deprem yükleri altında zeminlerin gösterdikleri sıvılaşma, yanal yayılma ve akma kayması gibi davranışların yanı sıra, doğal yamaçlar ile mühendislik kazı ve dolgularında depremlerle ilişkili heyelanlar ve denizaltı heyelanlarına yönelik araştırmalar bu grupta ele alınabilir. Bu kapsamda; sıvılaşma potansiyelinin değerlendirilmesine, özellikle mevcut analiz yöntemleriyle ilgili sınırlamaların giderilmesine yönelik yeni yaklaşımlar, model deneylere ve saha ölçümlerine dayanılarak yanal yayılmanın büyüklüğünün tahmini amacıyla mevcut görgül ilişkilerin sınanması ve gerekiyorsa değiştirilmesi ve/veya yeni bağıntıların elde edilmesi, kazı ve dolgu şevlerinin dinamik yükler altındaki davranış ve duraylılıkları gibi konularda araştırmalar yapılıp yöntemler geliştirilebilir. Bu çalışmalarda, yer parametrelerinin belirlenmesi için (örn. formasyon sınıflaması, yer sıcaklığının izlenmesi, vb) uydu görüntüleri ve uzaktan algılama teknikleri sıkça kullanılır. Bu bağlamda düşey ve yanal hareketleri belirlemek için kullanılan en yeni ve güvenilir uygulamalardan birisi Uydu Radar verileridir (InSar, PsInSAR). Ulusal Deprem Konseyi, 2005 18

e. Deniz seviyesi değişimleri ve tsunami araştırmaları Ülkemiz deniz ve kıyılarında tektonik kökenli deniz seviyesi değişimleri ile tsunami tehlikesinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Çok disiplinli veri tabanı gerektiren bu kapsamdaki araştırmalarda deniz seviyesi değişimleri için mareograf ağı, sualtı jeolojisi ve jeomorfoloji, yamaç duraylılığı analizleri, sismolojik ve paleo-tsunami araştırmalarından elde edilen bilgi ve CBS modellemelerine gereksinim duyulur. f. Kentsel mühendislik jeolojisi haritalarının oluşturulması Fay zonlarında yer alan kent ve sanayi yerleşimleri başta olmak üzere, yer seçimine, kentsel yerleşimlerde arazi kullanımı planlamasına ve mikro bölgeleme çalışmalarına esas oluşturmak amacıyla söz konusu alanların heyelan, sıvılaşma vb. gibi tehlikeler açısından uluslararası standartlara uygun şekilde haritalanması, bu haritaların birleştirilmesinden oluşan mühendislik jeolojisi haritaları nın hazırlanması ve alanların bu haritalara göre değerlendirilmesini kapsamaktadır. g. Mikrobölgeleme Deprem tehlikesi açısından mikrobölgeleme herhangi bir depremden farklı oranda etkilenecek alanların sınıflandırılarak belirlenmesi olup, deprem zararlarının azaltılması yönünde kent planlaması, uygulamalı imar planları ve arazi kullanım planlarına temel yerbilim verisi sağlar. Mikrobölgelemede değerlendirmeler jeoloji, jeomorfoloji, yüzeysel ve sondajlı mühendislik jeolojisi, mühendislik jeofiziği ve sismolojik veri tabanı bilgilerine dayanır. Çok yönlü mikrobölgeleme yaklaşımında sismik mikrobölgeleme bilgi katına ek olarak mevcut yapılara ait durum ve dayanıklılık bilgi katları ve diğer risklerle ilgili (meteorolojik, endüstriyel vb) bilgi katları da yer alır. Mikrobölgeleme araştırmaları ülkede yeni bir araştırma yaklaşımı olup sınırlı sayıdadır ve henüz belirli bir standarda oturtulamamıştır. Bu amaçla uygulamayı yönlendirici model araştırmaların yapılması önerilir. 3) Deprem kaynağında Kırılma ve Yırtılma Süreçleri 3.1. Kırılma/Yırtılma prosesleri a. Fay tomografisi ve 3 boyutlu modelleme Fay zonunun fiziksel olarak daha yakından tanınmasını hedefler. Özellikle fayın kırılma sürecinden doğrudan etkilenmiş olan ezik zonun genişliği, bu zonun derinlere doğru nasıl değiştiği araştırılır, bu zonun 3-boyutlu haritalanmasına çalışılır. Fay zonunun en önemli belirleyicilerinden birisi cisim dalga hızları olduğu için, sismolojik yöntemler burada etkin bir rol oynar. Düşük hızlarla karakterize olan bu zonun belirlenmesi için yüksek duyarlıklı sismik tomografi, hapsolmuş dalga gözlemleri (trapped waves), sismik yansıma, vb yöntemler yaygın olarak uygulanır. Bu çalışmalar, 2000'li yıllarda fay zonlarının araştırılması için geliştirilen en etkin yöntemlerden biri olarak giderek yaygınlaşmaktadır. Fay bölgelerine yakın planda yapılan ivme-ölçer ve geniş band sismograflarla elde edilen kayıtlar bu araştırmalar için önemli veriler sağlamaktadır. Ulusal Deprem Konseyi, 2005 19

b. Fay zonununda kayaç alterasyon süreçleri: sıvılar, jeokimya, mineraloji Gerilme ve kırılma süreci ile, fay zonu kayaçlarının jeokimyasal ve mineralojik özellikleri arasındaki etkileşimi ele alır. Fay zonu içerisinde, başta su olmak üzere her türlü sıvıların davranışı, göçler, sıcaklık değişimi ve basıcın rolü, bu süreçlerin kayaçların kimyasal ve mineralojik yapılarına ve giderek mekanik özelliklerine olan etkisi araştırılır. Fay zonunun yakın çevresine odaklanan sistematik jeokimyasal gözlem çalışmaları esas çalışma alınıdır. Gözlem çalışmaları yüzeyde yürütüldüğü gibi, San Andreas Fay'ında olduğu gibi hyper-derin sondajlarla, sismojenik derinliklere kadar uzanabilir. c. Kaya mekaniği araştırmaları Depremlerin en yalın haliyle kayaların kırılma olgusu olduğu dikkate alınarak bu kapsamda; kayalar üzerinde model deneyler yapılması, Akustik Emisyon (AE) tekniği kullanılarak laboratuvar ve/veya arazi ölçeğinde kırılma ile AE sayıları arasındaki ilişkinin araştırılması, depremlerle ilgili olarak kayalarda meydana gelen fiziksel (manyetik, elektrik, sıcaklık vb.) değişimlerin araştırılması ve kaya mekaniği ve sayısal çözümleme tekniklerinden yararlanılarak depremlerle ilgili modellemelerin yapılması çalışmalarıdır. 4. Deprem Bilgi Sistemleri 4.1. Bilgi, Erken Uyarı ve İletişim a. Diri fay veri tabanı oluşturulması Ülke genelinde deprem tehlike analizlerinin yapılabilmesi için kaynak fayların coğrafik dağılımları ve detay harita bilgisi, fay özellikleri ile aletsel ve tarihsel dönem depremsellikleri, palesosismik davranışları ve diğer jeolojik altlık bilgileriyle bütünleşik, sürekli yenilenebilir ulusal nitelikli Diri Fay Bilgi Sistemi nin oluşturulmasını hedefler. b. Deprem bilgi ve gerçek zamanda erken uyarı sistemleri Ülke düzeyinde meydana gelen depremlerin yer ve oluş zamanı konusunda gerçek zamanda bilgilendirmeye hizmet edecek, çıktıları açısından ise deprem kaynak parametrelerinin tanımlanmasına, fay özelliklerine ve ülke ve bölge ölçeğinde sismotektonik haritaların hazırlanmasına ilişkin bilgi üretilebilecek araştırmalara veri sağlayan Ulusal, Bölgesel ve Yerel Sismik Ağ ların oluşturulması yaklaşım ve yöntemlerini araştırmayı amaçlar. c. Deniz seviyesi izleme ağları kurma ve tsunami erken uyarı sistemleri Ülke denizleri ve çevresinde meydana gelen deniz seviyesi değişimlerinin araştırılmasına veri sağlayacak Ulusal nitelikli mareograf ağı ve tsunami erken uyarı sistemlerinin kurulması ve işletilme yöntemleri için gerekli AR-GE çalışmalıdır. Ulusal Deprem Konseyi, 2005 20

d. Ulusal jeodezik veri tabanı oluşturulması Yer ve uzay teknolojileri kullanılarak toplanacak olan jeodezik bilgilerin, ülkenin güncel tektoniği, aktif fayları ve deprem tehlikesini belirleme ve değerlendirme sürecine ulusal düzeyde hizmet etmesi amacıyla Ulusal Jeodezi Ağlarının (GPS- nivelman, triyangülasyon vb.) ve yer istasyonlarının kurulması ve bu ağlardan elde edilen verinin belirli bir standartta Ulusal Deprem ve Afet Bilgi sistemlerine aktarılması ve diğer kullanıcılara sunumu açısından veri tabanı oluşturulmasını hedefleyen altyapı çalışmasıdır. e. Ulusal deprem bilgi sistemi Depremle ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından oluşturulacak veri tabanları arasında iletişim ve entegrasyonu amaçlayan aynı zamanda uluslararası erişimli Ulusal Deprem Bilgi Sistemi oluşturma ve bu amaçlı AR-GE çalışmalarını kapsar. 5. Depremlerin tahmini ve önceden kestirimi 5.1. Depremlerin önceden kestirimi Depremlerin önceden kestirimi çok disiplinli araştırmalar gerektirir. Aşağıda belirtilen araştırmaların bütüncül bir yaklaşımla uygulanması ve veri füzyonu sağlanması hedeflerden biri olmalıdır. a. Depremsellikte zaman ve mekan değişimlerinin araştırılması Bir yöredeki deprem aktivitesinin zaman içerisinde olağandışı bir davranış göstermesinin, olası bir deprem habercisi olarak yorumlanması esasına dayanır. Bu bağlamda yapılan çalışmalar, geçmiş depremleri içeren kataloglarını temel alır, büyük depremlerin öncesindeki sismisite dağılımında belirli davranış özelliklerinin olup olmadığını araştırır ve güncel depremlerde bu özelliklerin varlığını izleme altına alır. Akademik açıdan ilgi gösterilen bir yöntem olmasına karşın uygulanabilirliği tartışmalıdır. Burada bir istisnadan söz etmek gerekir. Her zaman olmasa da, özellikle normal faylarda, büyük bir deprem öncesinde, öncü aktivitelerin varlığı zaman zaman gözlenmiş ve bunlar bir haberci olarak değerlendirilerek olumlu yönde yararlanılmıştır. b. Yerel yamulma ve deformasyonların izlenmesi ve incelenmesi Deprem öncesi, anı ve sonrası oluşan yamulma ve deformasyonların zaman ve mekanda izlenmesi ve yorumlanması araştırmalarını kapsar. Bu amaçla jeodezik ağlar ve cihazlar kullanılmalıdır. c. Aktif fay zonlarındaki su kaynaklarında seviye, fiziko-kimyasal, izotop değişimlerinin izlenmesi ve değerlendirilmesi Kabuk derinliklerinde, kayaç içerisinde basınç altındaki suyun, deprem sırasında, kırılma sürecinin başlaması ve ilerlemesi sürecinde çok önemli bir rol oynadığı öteden beri bilinir. Bu etkileşimde, sadece sürtünme katsayılarının, kırılma eşiğini etkileyen gözenek Ulusal Deprem Konseyi, 2005 21