YAKUP KADR KARAOSMANOLU NUN ROMANLARINDA ALAFRANGALIK TEMASI THE THEME OF EUROPEAN-STYLISM IN YAKUP KADR KARAOSMANOLU S NOVELS



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

Bizi biz yapan degerli ogretmenlerimizin onunde saygiyla egiliyoruz...

Degerli ILK YAR'larimizin Degerli Dostlari, Hepimizin yuregini yakan Soma faciasindan sonra cesitli teklifler ve sorular geldi...

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

! "!! # $ % &'( )#!* )%" +!! $ %! + ')!

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

!" # $%!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

! " #$!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

stanbul, 11 Ekim /1021

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

! "#$%& " !"# "# $ % &' ()%%*+,#-.,# % /# #0/.0&/ 1 %. '%% & &%%'% /!2!0 #

RAN SLÂM CUMHURYET ANKARA BÜYÜKELÇS SAYIN FROOZ DAWLATABAD LE RÖPORTAJ. Kırmızı Çizgi dergisinde yayımlanan bu röportajı

! " #$! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

Nazlı Yürekler için!lk Adımım

Romanda Mekân Kavramı Concept of Place in Novel

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

3. YÜZEYSEL SULARDAN SU ALMA

Türkiye de Ekonomik Aktivite çinde Yabancı Sermaye Payı

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

mekan Kasımpaşa Deniz Hastanesi İLKBAHAR 2014 SAYI: 302

TÜRK DİZİLERİ. Türk dizilerinde bu ay konumuz MEDCEZİR KARAKTERLERİMİZ MİRA BEYLİCE SELİM SEREZ ASIM ŞEKİP KAYA BEREN BEYLİCE FARUK BEYLİCE TUĞÇE

Organ bağışında bulunan herkesin organları kullanılabilir mi?

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

NECİP FAZIL KISAKÜREK

a b e f g h i SHOG NED R?

Ergin AYAN (2009). Willermus Tyrensis in Haçlı Kronii ( ), Karadeniz Dergisi Yayınları, Ankara, 160 s, ISBN

Yöntem Ara tırma Modeli Evren ve Örneklem Veri Toplama Aracı Verilerin Analizi Bulgular

lk Dönem Türk Romanlarında Yanlı Batılıla ma Sonucu Yabancıla an Karakterler

Uyumayan Şehir. Uyumayan Şehir New York için artık bir slogan. Çoğu kişi gibi ben. de New York u izlediğim filmlerden tanıdım ve gerçekte filmlerdeki

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Döviz Kuru Hareketleri ve Enflasyon Dinamii: Türkiye Örnei

ARACI KURUMUN UNVANI :DELTA MENKUL DEERLER A.. Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU

&' ($ *!+ *,+ $*-!+ *./( " "!/ ( (! + * 0 $ 1 /+%$ "$ $ / + "/ 2 %/

1. Çağımızda, toplumların mutluluk ve. refahlarının hatta bağımsızlıklarının; bilimin. ışığında sürdürülen araştırma ve geliştirme

SRKÜLER NO: POZ / 42 ST, YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

The European Social Survey

TÜM OTOBÜSÇÜLER VE LETMECLER FEDERASYONU KARAYOLU YOLCU TAIMACILII SEKTÖRÜNÜN TARHSEL GELM

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

BAKALDIRAN KADININ DRAMI: KURBAN

BilgiEdinmeHakki.Org Raporu Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Salık Bakanlıı Tarafından Uygulanmasındaki Yanlılıklar

TEMEİ, ESER II II II

KTSAD LETMELRE DAHL MENKUL KIYMETLERN DEERLEMES. Bülent AK Ba Hesap Uzmanı

Ümmü Kühhâ. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :26

3. 27 I C C' C C (V B ' C ') C DC. EM1 Modeli I B C E (V B ' E ') E' r E ' I E

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler

DELTA MENKUL DEERLER A..

LKÖRETM SOSYAL BLGLER DERS KTAPLARININ ÖRETMEN GÖRÜLERNE GÖRE DEERLENDRLMES (KIRIKKALE ÖRNE)

Ben bunun iyi ve kötü niyetine bakmadan düüncelerimi açıkça dile getirmek istiyorum ki bu gruba

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

BÜLTEN Tarih:

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

TANZMAT DÖNEM NDE BR AYDIN OLARAK AHMET MTHAT EFEND VE DÜÜNCE THE TANZIMAT PERIOD AS AN INTELLECTUAL AHMET MITHAT EFENDI AND THOUGHT zzet EREF*

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

BÜLTEN. KONU: Mükelleflerin zahat (Özelge) Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik Yayınlanmıtır.

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Güzellerden Güzellemeler...

TEKSTL FNANSAL KRALAMA ANONM RKET ANA SÖZLEME TADL METNLER

XIX. YÜZYILIN SONLARINDA KIREHR SANCAI NIN DEMOGRAFK YAPISI DEMOGRAPHIC SITUATION OF KIREHR AT THE END OF XIX CENTURY

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ

V İ L L A L A R V E S U İ T L E R

BOYASAN TEKSTL SANAY VE TCARET ANONM RKET Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU 31 MART 2010 TBARYLE

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

Dil ve Oyun. Günlük İşlerinizi Yaparken Konuşma ve Oynama

#$% &'#(# Konular. Bits of Information. Binary Özellikler Superimposed Coding Signature Formation Deerlendirme

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI

IRROMETER NASIL ÇALIIR...

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana.

Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE. Enes PALA

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

Program. AÇILIŞ 15 EKİM :00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu

Masalları Uyutmak. Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK

Transkript:

YAKUP KADR KARAOSMANOLU NUN ROMANLARINDA ALAFRANGALIK TEMASI THE THEME OF EUROPEAN-STYLISM IN YAKUP KADR KARAOSMANOLU S NOVELS Dr. Soner AKPINAR Özet Milli Edebiyat döneminin (1911-1923) öncü roman yazarlarından birisi olan Yakup Kadri, romanlarında çounlukla vatan ve milletini seven, milletinin ilerlemesi için her ne pahasına olursa olsun mücadele eden, aydın bireyler yaratma çabasında olmutur. Yaratmak istedii bu tipi, getirecei eletiriler vasıtasıyla daha net ortaya koyabilmek içinse yobazlık, vatan hainlii, vurgunculuk vb. karıt kavramlar, çatıma alanları ile desteklemitir. Bunlardan birisi de alafrangalık tır. Yazarın dokuz romanının altısında younlukları deimekle birlikte bu temanın ele alınması, onun romancılıını anlamamız noktasında son derece önemlidir. Anahtar Kelimeler: Yakup Kadri Karaosmanolu, Roman, Alafrangalık Teması. Abstract One of the premier writer of the National Literature period (1911-1923) Yakup Kadri generaly tried to create characters who love their motherland and their nation and who struggled no mater what it costs. To Express this character obviously by the critisizm which he will propose he supported contrary concepts such as bigotry, motherland treachery, profiteering etc. One of them is European-Styilism phenomenon. Besides changing of intensity focusing on this phenomenon in six of the writer s nine novels are really important to understand his well-being writer. Key Words: Yakup Kadri Karaosmanolu, Novel, The Theme of European-Stylism Eskiehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, sonerakpinar06@hotmail.com,

Yakup Kadri Karaosmanolu nun Romanlarında Alafrangalık Teması 63 Osmanlı Döneminde Batılılama Çabaları: 18.yüzyıla kadar Türk toplum hayatında kalıplamı bir biçim alan Doulu motifler, -Yirmi Sekiz Çelebi Mehmet i takip eden süreçle birlikte- özellikle Osmanlı nın bürokrat kesiminin Avrupa ile temasa geçmesiyle, yerini Batılı anlayılara bırakmaya balamıtır. Dolayısıyla batılılamanın temellerini 1789-1807 yılları arasında padiahlık yaparak, Nizam-ı Cedîd i kuran III.Selim ve daha sonra II.Mahmut a kadar götürebiliriz. Türk siyasi yaamı içinde modernleme ile paralel düünülen batılılama, en çok Tanzimat (1839) döneminde ivme kazanır. Bu hızlanmada, Tanzimat ın getirdii görece özgürlük ortamının payı büyüktür. Türk insanı, Tanzimat la birlikte toplumsal ve kültürel hayatta bir takım deiimler içine girer. Yabancısı olunan bir medeniyetin kapıları ardına kadar açılmı ve bu kültürün, yaam tarzının etkileri kendini göstermeye balamıtır. Osmanlı öncelikle Batının askerî alanda üstün olduunu fark etmitir. Batı ile temasa geçenlerin konumu deitikçe, Batının sosyal alandaki üstünlükleri de görülmeye balanmıtır. Klasik Osmanlı dönemindeki asker yöneticiler, yerlerini sivil bürokratlara bırakmılardır. Tanzimat devrinin Osmanlı tarihindeki ayırıcı nitelii, reformların sivil bürokratlar tarafından yürütülmesidir. Tanzimat reformlarının baını çeken bürokratların bir özellii de genellikle dı temsilciliklerde veya merkezde, Hariciye Ofisinde bulunmu olmaları, yani diplomasi mesleinden gelmeleridir. Babıâli bürokratlarının otoriteyi ele geçirmeleri Sultan Abdülmecid in hükümdarlıı ve 1839 Fermanının ilanıyla balayan bir olgu deildir. 18.yüzyıldan beri Osmanlı devlet adamları içinde kalemiyye sınıfından gelenlerin, özellikle dı temsil görevinde bulunanların görüleri, reformlar dolayısıyla etkinlik kazanmaya balamıtı. (Ortaylı, 2000: 109) Buradan da anlaılacaı üzere Avrupa ile ilk tanıanlar ve bu yaam tarzını kendi yurtlarına getirenler, toplumun daha elit ve daha zengin kesimidir. Bu nokta bizim için yeniliklerin daha çok paalar etrafında görülmeye balaması bakımından önemlidir. Çünkü tür olarak da Tanzimat la birlikte görülmeye balanan romanın ilk konularından birisi alafrangalıktır ve genelde alafranga olarak nitelediimiz roman kiilerinin pek çou paa çocuudur ya da elit kesimdendir. Batılılamanın Alafrangalamaya Dönümesi: Avrupa üslûbunda mânâsındaki alafranga tabiri, Avrupanın Türk usulü mânâsında XVII. Yüzyılda kullandıı alaturka karılıı kullanılmaya balanır. Alaturka zamanla arklılık, alafranga da sathî, eklî Batılılık mânâsını kazanır. (Enginün, 1995:15) Batılılamanın yukarıda da belirttiimiz üzere daha çok bürokratlar ve paalar etrafında ekillenmeye balaması, hızlı yayılmasını salamıtır. Çünkü o dönem içinde en ilerici, aydınlanmaya açık olan ve Batının üstün taraflarına vakıf

64 Dr. Soner AKPINAR olan kesim onlardır. Bir baka gerçek daha vardır ki, deiimlerin pek çok koldan ve hızlı olması toplumsal hayatta bir akınlıa yol açmıtır. Kültürü, gelenekleri, teknolojisi ve deer yargılarıyla bir bütün olan Batının bazı unsurlarının alınmı olması ve dier unsurların tamamlanmamı olmasından dolayı Batılı yaayı ve düünce biçimi, Türk toplum hayatına tam manasıyla geçirilememitir. Daha sonra bu durum, toplumun dinamikleri arasındaki homojenlii bozmu ve birbirlerinin hayatlarını bilmeyen, birbirlerinden habersiz yaayan, toplum birimleri meydana gelmitir. Bunun yanında batılılama, ani deiimden dolayı doru algılanma fırsatı bulamamı; Batının neyini alıp neyini bırakacaız ikilemi, farklı kültürler arasında sıkııp kalmı kararsız insanlar dourmutur. Dönemin Osmanlı aydını ise batılılamanın geldii noktayı anlamaya çalımı; geleneksel deerlerle, Batının yeni deerleri arasında bocalamıtır. Onların bocalaması, batılılama diye anlaılan eyin geliigüzel ve ne idüü belirsiz bir biçimde toplum içinde yayılıyor olmasındandır. Aydınların batılılamadan anladıı -ilim ve teknoloji getirme- ilkesini görmezden gelerek, hiçbir sınır tanımadan, Avrupa nın monden hayatına ya da Türk toplumunun alıık olmadıı zevk alemlerine hayranlık duyan bir kesim domutur. Bu da aydınların batılılamaya daha dorusu yanlı batılılamaya tereddütle bakmasına yol açmıtır. Alafrangalık Temasının Romanlarda Konu Edilmeye Balaması: Türk Edebiyatındaki roman türünün ilk örneklerinin önemli bir kısmı, iki kültür arasında sıkııp kalan, alafranga dediimiz tipin içinde bulunduu dramı göstermeyi adeta amaç edinmitir. Özellikle Ahmet Mithat (1844-1912), kolay okunan bir yazar olması itibarıyla halkın büyük bir kesimine ulaabilmi; alafrangalık ve yanlı batılılama karısında romanlarıyla etkin bir savaın içine girmitir. Yazarın önemli romanlarından birisi olan Felâtun Beyle Rakım Efendi (1876) bu temayı ele alan öncü romanlardan birisidir. Ahmet Mithat, Batı medeniyetinin görülerine kapılan yarım aydınlara karı, bu medeniyetin esaslarını doru kavrayan ve millî benlii koruyabilecek olan gerçek aydınları savunur. Bunun için birinci gruba iddetle hücum ederek, Batı medeniyetinin Türkiye ye girmi ve henüz girmemi bütün unsurları üzerinde etraflı ekilde durup okuyuculara onların lüzumlu ve faydalı olanlarını tanıtmaa çalımıtır. (Akyüz, 1994: 74) Batının teknik gelimesine gıpta ederse de, onun bize uymayan aile düzenine dümandır diyen nci Enginün bu tezini destelemek için, Ahmet Mithat ın Medeniyet bir taraftan refahı, bir taraftan da sefaleti artırır. sözünü hatırlatır. (Enginün, 1995:18) Ahmet Mithat tan sonra ilk romancılarımız arasında temayı ele alan dikkate deer isimlerden birisi de Recaizade Mahmut Ekrem (1847-1914) dir. Yazar Araba Sevdası (1896) romanında Ahmet Mithat ın açmı olduu yolu daha da geniletir.

Yakup Kadri Karaosmanolu nun Romanlarında Alafrangalık Teması 65 Recaizade bu eserinde sorumsuz ve hayatı tanımayan, babasından kalan mirası har vurup harman savuran Bihruz Bey aracılııyla alafranga anlayıa eletiri getirmeye çalıır. (Hayber, 1993: 16) Alafrangalık temasının iki öncü yazarından sonra, onların tamamlayıcısı durumunda ve hatta en güçlü yazarlarından birisi olarak Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) yer alır. Gözleme dayalı eserlerinde, toplumsal eletiriyi bir üslûp olarak benimseyen Gürpınar, ironik, mizahi bir dil tercih etmitir. Bu yönüyle Ahmet Mithat ın devamı niteliinde olan yazar özellikle alafrangalık temasını ele aldıı eserlerinde ironiyi daha da artırmıtır. Keskin bir tenkidî bakıla aırı alafranga ve alaturka tipleri çizen Hüseyin Rahmi nin eserlerinde eski ile yeninin çatıması hakimdir. ık (1889), Mürebbiye (1899) adlı eserlerinde bu özellikler çok bariz görünür. Mürebbiye de Matmazel Anjel in ahsında Batı terbiyesi karikatürize edilir. (Enginün, 1995:18) Yakup Kadri nin Alafrangalık Temasını Ele Alı Biçimi: Tanzimat döneminden Yakup Kadri ye (1889-1974) kadar devam eden süreç içinde yazarlar, Avrupa medeniyetinin üstün taraflarını alırken, kendi benliimizi korumamız gerektii gerçeinden hareket etmilerdir ve bu tutum Türk yazarları arasında bir gelenek haline gelmitir. Yakup Kadri de bu gelenein bir temsilcisi olarak, alafranga tipin halen toplumda görülmesinin de etkisiyle, romanlarında alafranga-züppelik olgusuna sıkça yer vermitir. Yakup Kadri nin romanlarında alafrangalık gerçei, hemen hemen aynı yöntemlerle ve aynı yapılardaki roman kiileriyle ortaya konmaya çalıılmıtır. Onun bu tipe karı olumsuz bir yaklaımı vardır ve alafranga tiplerin yanlılarının aktarılması yönünde romanlarına seyir kazandırmıtır. Yazdıı ilk roman olan Kiralık Konak (1922) bu temanın en youn ilendii eserdir ve dier romanlardaki alafranga tiplere ve davranılara zemin olacak niteliktedir. Alafrangalıın hangi sosyal artların sonucunda ortaya çıktıı sorusunun cevabı (Yakup Kadri nin genel bakı açısını vermesi itibarıyla bu kısım önemlidir) Kiralık Konak ın giri kısmında uzun uzadıya anlatılır: stanbul da iki devir oldu: Biri stanbulin; dieri redingot devri...osmanlılar hiçbir zaman bu redingot devrindeki kadar zarif, temiz ve kibar olmadılar. Tanzimatı Hayriye nin en büyük eseri, stanbulinli stanbul efendisidir. Bu kıyafet dünyaya yeni bir insan tipi çıkardı ve Türkler bu kıyafet içinde ilk defa olarak vahi Asya ile hain Avrupa nın arasında gayet hususi yeni bir millet gibi göründü. Yaayı ve giyini itibarıyla imal kavimlerinden daha sade ve daha düünceli olan bu

66 Dr. Soner AKPINAR millet, duyu ve düünü itibarıyla Akdeniz kıyılarındaki medeniyetlerin bir hulasası eklinde tecelli ediyordu. Aır kavuklu, alacalı, kesif yeniçerilerin demir çarıklarının çinedii bu toprakta hangi tohum, hangi hava bu çiçei veriyordu? Zira bu beyaz pantolonlu, beyaz yelekli lüstrin kalolu Türkler, ince bir halattan ibaret endamlarıyla biraz evvelki boum boum adamlara hiç benzemiyorlardı. Sultan Mecid devri ricalinin, Halet Efendi muasırlarının çocukları olduuna kim ihtimal verebilir. Bunlar boyunlarından ipekli bir mendille boulmu solgun benizleriyle onların cebir ve huunetinden ürkmü kimseler gibidirler. Hepsi de umumi ilerden çekinir, hiddetlerinde ve hazlarında ölçülü, namuslu aile babaları ve kibar konak sahipleri idiler. Bizde Çerkes halayıkları, harem aaları, Bonak bahçıvanlarıyla büyük ev hayatı asıl bu devirden balar. Yüksek rütbeli devlet adamlarının tesis ettikleri Osmanlı kibarlıının kundaı canfes astarlı ve serapa ilikli stanbulin idi. Sonra redingot devri geldi ve redingotu içinden yarı uak yarı kapıkulu, riyakâr, adi bir nesil türedi. Bu neslin en yüksek, en kibar simalarında bile bir saray hademesi hali vardı. Çou, kinci Abdülhamit Han devri ricalinden olan bu adamların her biri bir hile ile efendilerinin arabasın binmi seyisleri andırıyorlardı. Bunların elinde stanbul da konak hayatı, kök hayatına intikal ediverdi. Ne yaayıın, ne düünüün, ne giyiniin üslûbu kaldı; her ey gelenek dıına çıktı; her beyni tatsız ve soysuz bir Arnuvo ve bir Rokoko merakı sardı; binalarımız eyalarımız, elbiselerimiz gibi ahlâkımız, terbiyemiz de rokokolatı. Abdülmecid devrinin o aır, zarif ve için için gelenekçi Osmanlılıından eser kalmadı. (Kiralık Konak, s.10.) Kiralık Konak taki olaylar yukarıdaki devrin hemen ardından vuku bulur. Bu anlamda Kiralık Konak taki alafranga tipler ilk alafrangalardır. Bu neslin ilk temsilcileridirler. Daha sonra siyasi ve sosyal gelimelerden etkilenerek, bünyelerine farklı özellikler katarlar. Sırasıyla Merutiyet in yıkılması, Abdülhamit ktidarı, Millî Mücadele ve kinci Dünya Savaı gibi etkenler alafranga tipin özünü korumakla birlikte bir takım deiikliklere uramasına yol açar. Kimisi Millî Mücadele etkisiyle o kimliinden sıyrılarak daha idealist bir yapıya kavuur, kimisi

Yakup Kadri Karaosmanolu nun Romanlarında Alafrangalık Teması 67 de sava artlarını istismar ederek vurguncu olur. (Bunların üzerinde ayrıntılı olarak durulacaktır.) Yakup Kadri nin alafrangalık temasını iledii eserler sırasıyla unlardır: Kiralık Konak (1922), Hüküm Gecesi (1927), Sodom ve Gomore (1928), Ankara (1934), Bir Sürgün (1937) ve Panorama (1953-54). Dokuz romanın altısında bu temanın ilenmi olması, alafrangalık ın Yakup Kadri için ne denli önemli olduunu anlamamız noktasında bir iarettir. Yalnız, bu romanların içinde sadece Kiralık Konak ta alafrangalık teması, romanın yapısıyla birebir iliki içindedir. Seniha ve Cemil gibi alafranga tipler, Naim Efendi ve Hakkı Celis gibi gelenekçi tiplerin karısında çatıma unsuru olarak yapı içinde ilevsellerdir. Sadece bu romanda konunun özünü alafrangalık oluturur, dierlerinde ise yan tema niteliindedir. Ana temanın yanında farklı bir düünce birimi olarak kendini gösterir ki Yakup Kadri nin alafrangalıa karı yukarıda belirttiimiz olumsuz tavrını sergilemekteki ısrarı, kimi zaman kurgu dıı unsur olarak teknik hatalara da neden olur. (Ankara romanında olduu gibi.) Kiralık Konak, alafrangalık temasının youn olarak ilenmesi ve Yakup Kadri nin ilk romanı olması nedeniyle, incelememizde esas alınmı ve hareket noktası kabul edilmitir. Yine alafranga tipin geliimini daha iyi saptayabilmemiz için romanların basım tarihi gözetilerek kronolojik bir sıra takip edilmitir. Kiralık Konak, Tanzimat sonrası toplum yapısında youn olarak görülmeye balanan deer kargaalarını, nesiller arası kopukluu, batılılama ve modernleme kavramının yanlı anlaılmasının sonucu doan yozlamayı ve alafranga züppe tipinin dejenere olduktan sonra içine dütüü trajik durumu konu alır. Bu romanda alafrangalık, bireyler arasında çatıma yaratan bir sorun, engel olarak tasarlanmıtır. Osmanlı nın geleneksel yaamı ile Avrupa nın modern diye adlandırılan yaamının kıyaslanması, Naim Efendi konaına indirgenmitir. Naim Efendi ve konaı, Osmanlı nın geleneksel yapısını temsil ederken bunun karısında Naim Efendi nin torunları Seniha, Cemil ve damadı Servet Bey batılılamaktan ve modernlemekten bir takım züppelikleri anlamaktadır. ki uç deer ise kaçınılmaz olarak çatımayı dourmaktadır. Bir baka deyile sosyal hayattaki iki kutba ayrılma durumu, Naim Efendi konaında, Naim Efendi nin gelenei; Servet Bey, Seniha ve Cemil in alafrangalıı temsil etmesi eklinde bireylere indirgenmitir. Kiralık Konak ın kurgusal açıdan en ilevsel roman kiisi olan Seniha, Yakup Kadri nin alafranga tiplerinin ulatıı son noktadır ve tüm alafranga tiplerin özelliklerini bünyesinde taıyan sembolik bir roman kiisidir. Frenklerin asır sonu diye vasıflandırdıkları bir genç kızdı. (s.16) Bu yönüyle Yakup Kadri nin tüm roman kiileri arasında da özel bir yere sahiptir. Onun kiiliinde, bir devrin belli bir insan tipinin yaayıı, düünüü, zevkleri ifade bulmaktadır. Ayrıca Türk romanının douundan bu yana pek çok alafranga tip yaratılmıtır ama hiçbiri kadın deildir. Seniha nın kadın oluu, -gelenein kadını dıa kapalı kıldııgerçeini göz önünde bulundurduumuz zaman, millî deerlerin dejenere olduu yönündeki tezi daha da güçlendirir. Herhangi bir Türk insanı için alafranga bir

68 Dr. Soner AKPINAR takım davranılar içine girmek kabul edilemezken, bunun bir kadın olması duygusal gerilimi daha çok artırır niteliktedir. Kiralık Konak ta, kiiliinden taviz vermemesi bakımından, en güçlü tip her eye ramen Seniha dır. Kendi kararlarını verebilecek yetiye sahiptir ve çevrenin onun üzerine baskı kurmasına izin vermez. Toplumsal baskının hiçbir yönü onun üzerinde etki kuramaz. Serbest yetitirilmesinin de etkisiyle, II.Merutiyet döneminde yaayan bir Türk kadını için oldukça özgürdür. Hatta onun özgürlüü gerçeklik sınırlarını dahi zorlar niteliktedir. Yine de dedesi Naim Efendi nin, Seniha yı dizginleme noktasındaki pasiflii, romanın gerçekliinin, yaamsal gerçeklikten kopmasını engellemektedir. Seniha, fizii, kültürü, davranıları ve çevresiyle tam anlamıyla alafranga hayatı yansıtır. Avrupa nın bütün kibar kadınları gibi giyinir kuanır, yine onlar gibi davetler verir. (s.20) Bütün güzel eylerin her ne yolla olursa olsun kendiliinden önüne yıılmasını ister. Nereden ve kim tarafından salandıının onun için hiçbir önemi yoktur. (s.29) Avrupalı gibi görünmek ve onların kendilerine has bir takım davranı inceliklerine vakıf olabilmek Seniha nın hayattaki tek amacıdır. En büyük ve tek arzusu Avrupa ya gitmek ve orada gerçek bir Avrupalı gibi yaamaktır. Bu arzu öyle büyük bir mertebeye ulamıtır ki Avrupa ya gittikten sonra; konakta kalmı olsaydı, kesinlikle intihar etmi olacaını söyler (s.132). Bu arzunun bir saplantı halini aldıının kendisi de farkındadır. Bunu beynime ne vahim, korkunç bir fikir saplandı, bilemezsiniz (s.132) sözleriyle açıklar. Yukarıdaki betimlemelere ve açıklamalara bakacak olursak Seniha nın tek yönlü çizildiini söyleyebiliriz. Elbette akları, sosyal hayatı, ailesi ile ilikileri üzerinde ayrı ayrı durulmutur ama onlarla olan tüm münasebeti alafrangalık kaynaklı ve o çerçeve ile sınırlıdır ve bu ilikiler ondaki alafranga takıntısını ortaya koymak içindir. O tam anlamıyla Batılı yaamı benimser ve kiiliinde herhangi bir Doulu özellik görülmez. Bu bakımdan onun alafrangalıı babasınınkinden farklıdır, babasındaki züppelik onda yoktur. Alafranga kültürle yetien ikinci nesil olmasının bunda payı büyüktür. Babasının yetime aamasında hakim olan kültür Dou kültürüdür fakat buna ramen Batı özentisi içinde olması, onda alafrangalıın yamama durması ve züppece olması sonucunu dourur. Seniha nın kökleri Doulu olmasına ramen, babasının da içinde bulunduu, yetitii ortamın alafrangalıı, onun mevcut ekilde olmasını haklı çıkarmaktadır. Çünkü Seniha nın -dedesinin dıında- çevresinden gördükleri tamamen Batılı yaayıların izlerini taır. Seniha nın babası Servet Bey in alafrangalıı Seniha nınkinden farklıdır. Onun alafrangalıktan anladıı ey apartman dairesine taınma ile sınırlıdır. Burası Salle a menger burası fumoir, burası salon, burası kütüphane, burası budvar, burası yatak odası; ikinci bir yatak odası! Diyor ve nihayet alafranga apteshane ile banyo odasının tokmaına elini uzatır uzatmaz çıkıp caddeye bakıyordu; cadde, genilii, gürültüsü, telgraf, telefon, tramvay telleri ile, otomobilleri, ortasından

Yakup Kadri Karaosmanolu nun Romanlarında Alafrangalık Teması 69 geçen rayları, duvardaki ilanları ile onun beyninde tamamıyla bir Avrupa ehri manzarasını canlandırıyordu. (s.142) Servet Bey in apartman arzusu simgesel bir anlam ifade eder. Servet Bey in gelenei temsil ettiini söylediimiz konak tankaçar gibi apartmana taınmak istemesi, aslında Osmanlı kültüründen kaçıp Batı kültürüne sıınmak isteyiin simgesidir. Yukarıda betimledii apartmanın özellikleri, temelde bir yaam biçiminin özellikleridir. Yine Servet Bey in apartmana taındıktan sonra yemek odasını Fransız tarzında, kütüphaneyi ngiliz üslûbunda, salonu ise melez döemesi onun, Batının her ülkesine duyduu ayrı ayrı hayranlıa iaret eder. Eserde Seniha ile alafrangalık anlayıları paralel olan dört kii daha vardır. Bunlar kardei Cemil, sevgilisi Faik Bey ve arkadaları Macit ile Nazif Bey lerdir. Cemil, Macit ve Nazif romanda detaylı ele alınmamıtır. Faik ise alafrangalıın pek çok özelliklerini bünyesinde taıması ile bu tipin eserdeki erkek modelidir. Onun kiilii ile alafranga tiplerin kiilikleri canlandırılmak istenir. Faik Bey in bir mecliste hikâyeler anlatmayı, kadınlara üstü kapalı imalı lakırdılar söylemeyi, oturup kalkmayı, piyano çalmayı, dans etmeyi, kumar oynamayı sevmesi ve garplı salon adamının bütün gösterilerini kendine tamamıyla mal ederek, mevcudiyetine sindirmesi (s.22), bütün alafrangalar için geçerli bir durumdur. Yine Macit ve Nazif de alafrangaların kadın dükünlüünü yansıtmaları ile önemlidirler. Yukarıda aktardıımız alafranga ortamın kötü olduunu açıa çıkaran ve okuyucuya iletense romanda alafranga olmayan iki roman kiisinin, Naim Efendi ve Hakkı Celis in iidir. Naim Efendi konaı ile birlikte gelenei temsil ederken, onun hastalanıp yataklara düüü ve konaın romanın sonunda kiralıa çıkarılması da geleneksel deerlerin, Batılı deerler karısında savaı kaybettiine iaret eder. Romanın ideal kahramanı Hakkı Celis in, Seniha nın içinde bulunduu alafranga ortamdan uzaklaıp savaa katılmı olması ise mutlak dorunun Hakkı Celis inki olduunu imler. Önemli olan Batının bir takım yüzeysel zevklerini almak deil, onun teknoloji ve felsefe alanlarında kaydettii ilerlemeleri takip ederek, yurda kazandırmaktır. Yapıları bakımından hemen hemen aynı olan Sodom ve Gomore ile Kiralık Konak, alafrangalık temasının ele alınıı bakımından da büyük benzerlikler gösterir. Kiralık Konak ta odak noktası geleneklerin bozulması ve yerine birtakım alafranga züppeliklerin ortaya çıkması iken, Sodom ve Gomore de bu çerçeve daha da genilemi, bu gerçeklerin üzerine bazı cinsel sapkınlıklar eklenmitir. Her iki romanda da alafranga tiplerin kiilik yapıları ve ele alını biçimleri aynıdır. Kiralık Konak taki en bariz alafranga tip olan Seniha nın yerini Sodom ve Gomore de Leylâ almıtır. Leylâ, alafranga-monden hayatı benimsemi, batılılamayı yalnızca bir takım yüzeysel zevk ve elence âlemleri olarak algılayan, Türk kadınının sembolüdür. Merutiyet Dönemi ndeki Seniha nın, Millî Mücadele yılları stanbul undaki uzantısıdır. Sadece kendisi deil babası ve ailesi de Kiralık Konak taki Servet Beylerin, Cemillerin bir devamıdır. Bu bakımdan Leylâ nın

70 Dr. Soner AKPINAR alafrangalıı, Seniha nınkine nazaran daha güçlüdür. Her ne art altında olursa olsun toplum, batılılama sürecinde eskiye göre daha uzun yol almıtır. Bu durum, doal olarak, Leylâ nın alafranga saplantılarının bünyesine iyice oturmasını salamıtır. Öyle ki Leylâ nın iliki içinde olduu igal kuvvetleri komutanları bile onu, herhangi bir Avrupalıdan ayıramaz. Kiralık Konak taki Faik in, Sodom ve Gomore deki uzantısı olan Captain Gerald Jackson Read, Leylâ için, stanbul da tanıdıı kadınların mukayese edilmez bir surette en zekisi, en bilgilisi ve ngiliz terbiyesine ve ngiliz kültürüne en yakın olanıydı... (s.51) der. Sodom ve Gomore de ve Kiralık Konak ta, alafrangalık temasının ele alını biçimi ve eserlerin yapıları birbirinin aynı olduu için, bu eser üzerinde uzun uzadıya durmak gereksizdir. Kiralık Konak tan farklı olarak herhangi biçimde alafrangalıa yaklaım söz konusu deildir. Alafrangalık temasının kullanıldıı dier roman Hüküm Gecesi dir. Kiralık Konak tan farklı olarak burada alafrangalık yan temadır. Roman ttihat ve Terakki Cemiyeti ile Hürriyet ve tilâf Fırkası arasındaki iktidar mücadelesinin dourduu kaotik yapı içinde muhalif bir gazeteci olan Ahmet Kerim in dramını esas almaktadır. Romanın sadece bir bölümünde Ahmet Kerim idealletirilmek için alafrangalık karıtı çizilmitir ve bu temayla ilgili romanda herhangi bir gelime olmamıtır. Bu bölüm yazarın alafranga karıtlıını her ne pahasına olursa olsun ifade etmek isteyiini anlamamız noktasında önemlidir. Çünkü Ahmet Kerim artık kendisini büsbütün Beyolu nun tesiri dıında hissediyordu. Burada atmosfer Türk tür. (s.105) eklindeki bölüm çıkarılsa da roman bütünlüünden bir ey kaybetmez. Ahmet Kerim in Beyolu ndan çıkıı aslında Batılı-alafranga yaamdan kurtuluudur. Yazarca iyi olan Türk ananesidir ve onun, kokusu Türk olan bir yere gitmesi de bir nevi huzura ermedir. Havada lavanta çiçei, Edirne sabunu ve bir parça da kekik kokuyor (s.105) Kısaca Hüküm Gecesi nde alafrangalık temasından sadece Ahmet Kerim tipini daha ideal yansıtmak için faydalanıldıını söyleyebiliriz. Buna benzer bir durum da Ankara romanı için geçerlidir. Fakat burada alafranga sapmalar daha ayrıntılı ve ilevsel kullanılmıtır. Hüküm Gecesi nde karakter yaratmak için kısaca deinilen tema, Ankara da Selma kiiliine sonradan yüklenerek bir devrin sosyal artlarını ifade edebilmek yönünde ilev kazanmıtır. Ankara ehrinin Türkiye Cumhuriyeti nin siyasi geliiminde rol oynamaya baladıı 1922 yılından itibaren, Cumhuriyetin ilanının on dördüncü ve yirminci (1937-1943) yıllarına kadar geçirdii siyasi ve sosyal gelimeleri konu alan Ankara romanında, alafrangalık teması romanın ikinci bölümünde youn olarak ilenmitir. Selma kiiliinin romanın üç bölümünde kazandıı farklı kimlikler sayesinde Türk toplumunun geçirdii badireler aktarılır. lkinde Selma vatanını seven, mücadeleci bir kadındır, ikinci bölümde Millî Mücadele sonrası rehavete kapılıp bir takım alafranga saplantılara kapılır, son bölümde ise yine ilk haline dönerek savaın esasen toplumsal ve ekonomik alanda kazanılması gerektiine

Yakup Kadri Karaosmanolu nun Romanlarında Alafrangalık Teması 71 inanan bir milliyetçi olur. Bizim için önemli olan Selma nın ikinci bölümde kazandıı alafranga kimliktir. Kurtulu Savaı sonrası Türk toplumunun refahı yakalamasının ardından, kazanmaya baladıı yeni deerlerle birlikte Millî Mücadele ruhu da ortadan kalkmaya balamıtır. Bu da toplumun bazı kesimlerinde çürümeye yol açar. Savaın ardından savaı istismar eden ya da sava artlarını çok çabuk unutup, kendini zafer sarholuuna bırakan pek çok insana rastlanır. Zaferi kutlama adına balolar birbirini takip etmektedir. Bu durum Yakup Kadri nin houna gitmemi olacak ki salt durumu eletirmek için, romanın ikinci bölümünde Selma yı tamamen deitirir ve bu alemlere sokar. Birinci bölümde çizilen kiilik yapısı itibarıyla Selma nın bu tip alafranga ortamlarda bulunmasının ihtimali yoktur. Yine de Yakup Kadri romanını temelsiz bir deiimden kaynaklanacak teknik bir hatadan kurtarmak için, birinci bölümde Selma nın ikinci bölümdeki kiilie bürünmesini salayan karakterindeki bir takım zaafları ortaya konmutur ki bunlar da alafrangalıkla ilgilidir. Selma aslında batılılamayı doru algılamı bir insandır; fakat o dönem içindeki herkeste görülebilecek kadar bir takım alafranga takıntıları da yok deildir. Binbaı Hakkı ile ata biner, silah atar, gezer tozar. Sıradan gibi görülen bu davranıların, dönemi içinde deerlendirildiinde bir kadın için cesaret isteyen eyler olduunu söyleyebiliriz. Onun alafrangalıının esas temelleri ah bir gramofonumuz olsaydı (s.42), eklindeki sözleri ve zabit beyi karılamak için herkes ayaa kalkerken, Selma Hanım ın Avrupalıca hareket ederek yerinden kımıldamaması (s.47), eklindeki davranılarıyla çizilmitir. Romanın ikinci bölümünde Ankara ehri balolar, davetler ve kokteyllerin birbirini takip ettii bir yer olmutur. Bu durum yazar tarafından ho karılanmamaktadır. Halkın büyük bir bölümü hala sava artlarında yaarken, belli bir azınlıın mücadeleyi unutup zafer sarholuuna dümesi, Yakup Kadri yi düündürmektedir. Bu balolara katılanların baını da Selma çekmektedir. Kısaca, ikinci bölümdeki yozlamanın gösterilmesi uruna Selma nın kiilik yapısı zorlanmıtır. Buna ramen Selma özünde alafranga bir salon kadını deildir. Yakup Kadri nin bu ortamları sorgulaması uruna alafrangalık yönünde kısa bir deiime uratılmıtır, o kadar. Selma nın da bu tip insanlara ve çevresine karı antipatisi vardır; ancak kendini bulunduu çevreden çıkarmaya, gücü yetmez ve birisinin alıp onu götürmesini bekler. Önce milliyetçi bir askerken sonradan bir salon adamına dönen Binbaı Hakkı için Onu böyle gördükçe bu cemiyette bir soysuzlama unsuru mevcut olmadıına, bir eyin bozulup yumuadıına hükmetmemek mümkün müdür? (s.147) derken yaadıı çevrenin ne tür unsurlardan olutuunun bilincindedir. Ayrıca kendi temsil ettii azınlıın dıında kalan ülkenin büyük çounluunun idame ettirdii hayatın zorluunu ve kendi yaamları ile onların yaamları arasında uçurumlar olumaya baladıının da farkındadır:

72 Dr. Soner AKPINAR Demin, otelin merdivenlerinden çıkarken, tuhaf bir ba dönmesi hissettim. Bana öyle geldi ki, ayaımı bastıım her basamak, halkla benim aramdaki uçurumu bir parça daha derinletiriyor. Ters yüzü geri dönüp arkamda bıraktıım bu uçuruma atılmak istedim; ta ki onlara karıayım ve içinde bulunduumuz bu sunî âlemi, onları arasından, onların gözüyle uzaktan seyredeyim diye...fakat düündüm ki... (Ankara, s.119) Ankara romanındaki alafranga karıtı durumu hazırlayan artlardan biri de Binbaı Hakkı Bey dir. Kahramanlıı ve milliyetçilii ile Selma nın dikkatini çekip, kocası bile olan Hakkı Bey, romanın ikinci bölümünde tıpkı Selma gibi ve hatta ondan daha fazla aniden deiir. Selma nın deiiminden farkı onun deiiminin mutlak, salam ve geriye dönüsüz olmasıdır. Önceleri kıyafetleriyle balayan deiim, onun balolarda kibarlık budalalıı yapan bir monden budala halini almasına kadar sürmütür. Bu andan itibaren de Selma nın gözünden dümeye balar. Yine onunla birlikte banaz bir sofu olan eyh Emin in bile balolarda içki içip, çapkınlıa çıkması da romandaki alafranga ortamı destekleyen unsurlardandır. Yakup Kadri nin çok romanında sözcü olarak kullandıı bir ideal kiisi vardır. Bu romanın ideal kiisi, yazarın sözcüsü Neet Sabit in sözleri batılılama ve züppelik arasındaki farkı ortaya koyar niteliktedir: Ve Türk erkekleri garplılama hareketini, Tanzimat beyinin garpperestliiyle, alafrangalııyla bir ayarda tutmayacaktı. (s.142) Bir Sürgün romanında ise romanın ba kiisi Doktor Hikmet in Batı hayranlıı Kiralık Konak taki Seniha ya biraz benzemekle birlikte farklı bir yapıya sahiptir. Seniha nın kayıtsız artsız Avrupa hayranlıının yerini Doktor Hikmet te Paris ehrinde younlaan bir Fransız hayranlıı almıtır. Hikmet in Abdülhamit döneminin baskıcı ortamından kaçıp yıllarca hayal ettii Paris e kaçıı ve orada yaadıı dramı konu alan eserde, bilhassa politikacı gençlerin buhranlarını gidermek için Avrupa ya kaçar gibi gitmeleri eletirilir. Yukarıda da belirttiimiz gibi Hikmet in Batı hayranlıı Paris e duyduu anormal sevgi ile balar ama genileyerek alafranga takıntılara kadar ulaır. Romanın baında Paris, Hikmet için bir ütopyadır. Hikmet e göre Paris edebiyatın, bilimin, sanatın ve medeniyetin kaynaıdır. Özgürlük ise kendini bu ehirde ifade eder. Bu ehir, onun için artık realite deildir; Babil gibi, Ofir gibi semiramis in asma bahçeleri gibi bir masal, bir fiksiyondur ve içerisi tıpkı masallardaki gibi bin bir türlü harikulâde eyler, beklenmeyen vak alar, fantaziyeler, akla sımayacak imkân ve ihtimallerle doludur. (s.127) Hikmet teki Paris hayranlıı yava yava Hikmet in kendi milliyetini yadsımasına kadar devam eder. Türk olduunu ben stanbullu bir Rum um (s.60)

Yakup Kadri Karaosmanolu nun Romanlarında Alafrangalık Teması 73 diyerek saklar. Milliyetini ise adeta bir ayıp gibi taır (s.105). Hikmet in Fransız hayranlıı bir Fransız dan daha iyi Fransa nın tarihini bilmesine kadar gider. Kendi milletinin tarihinden daha iyi bildii Fransız tarihinin sahifeleri beyninin içinde atların ayak sesleriyle bir tempoda tıkır tıkır döner. (s.64) Bir Sürgün de, Yakup Kadri nin Batı hayranlıına olan dümanlıı, Doktor Hikmet in ulatıı trajik son ile salanır. Hayranı olduu Fransız kültürünün içinde yalnız kalmaya ve içinde bulunduu topluma karı yabancılık hissetmeye baladıı noktada, sınırsız hayranlıın varabilecei kötü sonuçları anlar. Ayrıca kendi milletinde bulduu pek çok insani deerleri onlarda bulamaz. Fransızlar samimiyetsizdir (s.171), para ilerinde de bir bayaılıkları, pespayelikleri vardır (s.172). Ayrıca, Fransızların Bir arkadaa kahve ikram etmesi, cigara vermesi veyahut yoldan giderken bir nakil vasıtasının parasını ödemek istemesi hiç görülmemi, iitilmemi hadiselerdendir (s.172). Bu tip çıkarımları Hikmet in aıı olduu garb medeniyetine dair ruhunda bir eyin bulandıını, bu imanın sarsılmaa baladıını hissetmesine yol açar (s.173). Türk toplumunda gördüü faziletli davranıları onlarda bulamaz. Bunun neticesinde de Fransızların bilimsel ve teknolojik yönden ileri gitmi olduunu; ancak insani deerler söz konusu olduu zaman kendi milletinin daha üstün olduunu anlar. Bu bakımdan bizde de onlardaki gibi bir ilerleme olasılıı her zaman vardır, ancak onların mevcut hallerinde bile faziletten uzak oluları düündürücüdür. Bu noktaya paralel Yakup Kadri nin Hikmet te meydana gelmesini istedii deiim de aynı yöndedir. Aydın bir insan olarak Hikmet in yapması gereken körü körüne bir Batı hayranlıından sıyrılıp, gerçekçi ve bilimsel bir bakı açısıyla Batının dorularına vakıf olabilmek ve kendi milletimizin bünyesinde yeerebilecek tohumları seçmektir. Alafrangalık temasının ilendii son roman Panorama dır. Temanın buradaki kullanımı Ankara romanına benzer. Orada olduu gibi burada da ana tema alafrangalık deildir ama ana temanın yanında ikinci bir düünce birimi olarak kendini gösterir. Zaten Panorama tek düünce veya olayın etrafında ekillenen bir roman deildir. Cumhuriyet sonrası Türk toplumunda görülen deiimler, toplumun belli kesimlerinden alınan denekler vasıtasıyla ortaya konmaya çalıılmıtır. Dolayısıyla hemen her kesimin anlatıldıı romanda alafranga tiplerden de bahsedilmitir. Panorama da alafranga diyebileceimiz üç kii vardır. Bunlar: Sevim, Nedim ve romanın ideal kiisi Fuat ın kardei Semra dır. çlerinde sadece Sevim üzerinde detaylı durulmu, dierleri ise yüzeysel bir ekilde alafrangalıkları hissettirilecek kadar ilenmitir. Sevim, Kiralık Konak taki Seniha nın Cumhuriyet dönemindeki uzantısıdır. Bu dünyaya yalnız Hollywood un selüloit eritleriyle balıdır. Sevebilecei delikanlılar, benzemek istedii genç kızlar bu effaf kurdelâlardan beyaz patiska perde üstüne akseden gölgelerdi Sevim sinemada görmedii ve sinemadan örenmedii hiçbir harekette bulunmak, hiçbir i yapmak istemezdi (s.30) Aradan geçen elli altmı seneye, yaanan milli mücadele gibi badirelere,

74 Dr. Soner AKPINAR Cumhuriyetin ilan edilmi olmasına, inkılâpların yapılmı olmasına ramen, Seniha nın alafranga kiilik yapısı en ufak deformeye uramadan Sevim e ulamıtır. Sevim de Seniha gibi aynı alafranga saplantıların ürünüdür. Hatta Cumhuriyet sonrası modernlemenin getirisi ile bu tipin özellikleri arasına tenis oynamak, araba kullanmak, sinemaya gitmek, mini etek giymek gibi yeni davranı biçimleri de eklenmitir. Özünde gösteri ve samimiyetsizlik yattıı için Tanzimat dönemi alafranga tipi ile aralarında hiçbir fark yoktur. Ahlâksızlık ve aymazlık bakımından Cumhuriyet sonrası alafranga tipi daha öndedir. Seniha da ahlâk deerlerini hiçe saymaktadır ama Sevim onu da geride bırakmıtır: Sayısız kavalyelerle sayısız danslarında baını kimlerin yanaına dayadıını, kimlerle göz göze geldiini, kimlerle dudak dudaa yaklatıını, ince belini kimlere büktürdüünü, sanki, bunları yarı açılmı kirpiklerinin arasından hemen buracıkta, karyolasının önünde geçmekte olan eylermi yeniden en küçük teferruatına kadar ve genç kızın, dans aralarında bir kaç yudum portakal suyu içmek için yanına her gelip gidiinde azından çıkan bazı havaî sözlerini, hatta söz eklini almamı A1.. O!... Of! gibi nidaları, söylendikleri andakinden daha büyük bir açıklıkla yeniden iitir gibi oluyordu...(panorama, s.419) Sevim in kardei Nedim de Seniha nın kardei Cemil e benzer. Yine onun gibi ayrıntılı incelenmemitir; fakat o da alafranga züppeliin Cumhuriyet dönemindeki erkek modelini temsil eder. Memleket gerçeklerinden ve maddî kaygılardan uzak, kendi arzularına göre hayat süren bir gençlik kesimi kendini Nedim de ifade eder. Fuat ın kardei Semra ise gösteri budalalıı konusunda Sevim den de ileridedir. Çünkü sevim Servet Bey gibi dalavereci fakat zengin bir babanın kızı iken, Semra Osman Nuri Bey gibi fakir ve onuru için intihar edebilecek kadar erdemli bir babanın kızıdır. Babasının ölümünden sonra daha da özgür kalmı, buna psikolojik rahatsızlıkları da eklenince alafranga züppelikleri kendini göstermeye balamıtır. Evde annesiyle kardeine güya kendi baının çaresini bulmu ya da bulmak üzereymi gibi bir minnetsizlik ve baımsızlık oyunu oynuyor; dıarıda düüp kalktıı kimselere ise tırnaklarının her dem taze cilâsı, dudaklarının ruju, naylon çorapları, tayyörünün itinalı dikimi ya da empirme robunun atafatlı renkleriyle dört baı mamur bir ailenin kızı hissini vermeye uraıyordu. (s.433) Bu romanda Semra nın alafranga olması, -yazarın da alafrangalıa karı olumsuz bakıını göz önünde bulundurursak- ideal olarak çizilen Fuat tipini

Yakup Kadri Karaosmanolu nun Romanlarında Alafrangalık Teması 75 salamlatırmak içindir diyebiliriz. Fuat yazarın eserdeki sözcüsüdür ve kardei ve alafrangalık hakkındaki düünceleri yazarın genel fikirleridir. Fuat alafranga züppelie kısaca snobizm 1 der ve snopluu bir hastalık gibi görür. Hele u sırada bütün stanbul demeyeceim- stanbul un bazı semtleri, bazı muhitleri bu çeit hastalarla tıklım tıklımdır...bunlar, umumiyetle souk, küstah, gösteriçi ve dünyanın bo, manasız atafatlarından baka bir hayat gayesi bilmeyen sersemlerdir. (s.435) Cumhuriyetten sonra azalması beklenen bu tip aksine, farklılaarak sayıca çoalmaya balamıtır. Zira Fuat, pek iyi bilirdi ki bu illetin yuvaları ve sirayet sahaları yalnız salonlar deildir. Nice kütüphaneler, nice laboratuarlar, nice yazı odaları bunun musablarıyla 2 dolup dolup tamaktadır ve bunlar, yüksek kat pencerelerinden aaıdaki halk yıınlarına bakarak, Hamdolsun, biz, u güruhtan deiliz! derler. (s.451) Panorama nın kendinden önceki yedi romanı, temaları itibarıyla kapsadıı gerçeinden hareket edersek, yozlamanın aymazlık içindeki pek çok insan tipinin ortak özellii olduunu ve alafranga züppeliin de bunlardan biri olduunu görürüz. Yazarın bunların hepsine bakıı da bu anlamda aynıdır. Durumu Panorama nın Fuat la birlikte dier ideal kiisi Halil Ramiz u ekilde özetler: Ve Halil Ramiz bunu kendi kendine, ancak Fransızca daki Corruption ya da Luxure 3 kelimeleriyle izah edebiliyordu. Zira, bu iki kelimede, hem sefahat, hem menfaat dükünlüü, hem de dünyanın maddî nimetlerine doymak bilmeyen bir açgözlülük manası vardı. Bar âlemleriyle arsa spekülasyonlarının, banka idare meclisi azalıklarının, kök, konak ve apartman sahipliklerinin hep bir arada en ümullü tarifini de ancak bu iki kelime ile yapmak mümkündü. (Panorama, s.557) Sonuç: Türk toplumunun sosyal ve kültürel hayatında Tanzimat la birlikte youn bir ekilde görülmeye balanan batılılama hareketi, bazı kesimlerce yanlı anlaılmıtır ve bu durum Cumhuriyetin ilanını takip eden yıllara kadar devam etmitir. Yanlı batılılama kendi tipini ise alafranga züppe olarak yaratmıtır. Bu ortak tip ve konu Yakup Kadri ye kadar gelen süreç içinde pek çok yazar tarafından kullanılmıtır. Yakup Kadri ise bu tipi, Cumhuriyet motiflerini de ekleyerek, toplumun yozlama içindeki dier birimleri ile mukayeseli olarak 1 ng: Züppe 2 Tutulmu. Burada snopluk hastalıına yakalanmı kiiler. 3 Çürüme ve sefahat

76 Dr. Soner AKPINAR incelemitir. Alafranga züppe tipini içine düürdüü çetrefil ve onulmaz konum, Yakup Kadri nin millî benlikten yoksun ve kendi çıkarlarını düünen bireyci insanlara karı genel olumsuz bakıının ifadesidir. KAYNAKÇA AKI, Niyazi (2001), Yakup Kadri Karaosmanolu, nsan Eser-Üslûp, letiim Yayınları, stanbul. AKTA, erif (1987), Yakup Kadri Karaosmanolu, Kültür ve Turizm Bakanlıı Yayınları, Ankara. AKYÜZ, Kenan (1994), Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri, nkılâp Kitabevi, stanbul. ENGNÜN, nci (1995), Halide Edip Adıvar ın Eserlerinde Dou ve Batı Meselesi, MEB, stanbul. HAYBER. Abdülkadir (1993), Halide Edip, Yakup Kadri ve Reat Nuri nin Romanlarında Nesil Çatımaları, MEB, stanbul. KARAOSMANOLU, Yakup Kadri (1987). Panorama, letiim Yayınları, stanbul. -------------------(1998), Hüküm Gecesi, letiim Yayınları, stanbul. -------------------(1998), Bir Sürgün, letiim Yayınları, stanbul. -------------------(2000), Kiralık Konak, letiim Yayınları, stanbul. -------------------(2000), Sodom ve Gomore, letiim Yayınları, stanbul. -------------------(2000), Ankara, letiim Yayınları, stanbul. MORAN, Berna (1999), Türk Romanına Eletirel Bir Bakı I., letiim Yayınları, stanbul. ORTAYLI, lber (2000), mparatorluun En Uzun Yüzyılı, letiim Yayınları, stanbul. STEVICK, Philip (1988), Roman Teorisi, (Çev: Sevim Kantarcıolu), Gazi Üniversitesi Yayınları, Ankara.