Doç.Dr.Gülbiye Yenimahalleli Yaşar

Benzer belgeler
İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

MERKANTİLİZM-FİZYOKRASİ. Doç.Dr.Dilek Seymen

Genel Ekonomi Dersi. Dr. Osman Orkan Özer

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

ULUSLARARASI İKTİSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü

KAPİTALİZM, PİYASA BAŞARISIZLIĞI VE SAĞLIK HİZMETLERİ SUNUMU. Gülbiye Yenimahalleli Yaşar

DR. Caner Ekizceleroğlu

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır.

İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları

ÜNİTE:1. Erken Ticaret Teorileri ÜNİTE:2. Neoklasik Dış Ticaret Teorisi Araçları ÜNİTE:3. Neoklasik DışTicaret Teorisi: Denge Analizi ÜNİTE:4

ULUSLARARASI ĐKTĐSAT. Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.ĐĐBF Đktisat Bölümü

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü

ÜNİTE:1. İktisadi Düşünceler Tarihine Giriş ÜNİTE:2. Modern İktisadi Düşüncenin Doğuşu: Mertantilizm ve Fizyokrasi ÜNİTE:3. Klasik Okul ÜNİTE:4

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

1. Giriş Giriş...19

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

MALİYESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm BİR BİLİM OLARAK İKTİSADİ DÜŞÜNCE TARİHİ...9

Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı Ekonomide Kıtlık ve Tercih

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

Geçen Haftanın Ödevi???

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42

FİZYOKRASİ,LAİSSEZ-FAİRE GÖRÜŞÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI

DERS ÖĞRETİM PLANI. İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü. Seçmeli Doktora

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

İktisat Tarihi

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

DERS PROFİLİ. İktisadi Düşünce Tarihi ECO419 Güz Yrd. Doç. Dr. Serhat Koloğlugil

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

ÜNİTE:1. Devlet ve Ekonomi ÜNİTE:2. Kamu Maliyesinin İşlevleri ÜNİTE:3. Türkiye de Kamu Kesimi ÜNİTE:4. Kamu Maliyesinde Karar Alma ÜNİTE:5

DÜNYA TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİ

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

İKTİSAD VE EKONOMİ TERİMLERİNİN FARKI

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

İSPANYA ÜLKE RAPORU AĞUSTOS 2017 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur.

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

KPSS. A Grubu. ezberbozan. serisi. KPSS Ders Notları. özetlenmiş içerik pra k bilgiler kri k notlar ilgi çekici görseller

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

AKÖREN ALİ RIZA ERCAN MYO

GELIR VE SERVET BÖLÜŞÜMÜ 2

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

Genel olarak ticaret ve işbölümü ne kadar fazla serbest olursa ve rekabet mevcut ise halk o ölçüde fazla fayda sağlar. Adam Smith

VERGİ TEORİSİ NEDİR? Vergilendirmede dört temel: -Vergi teorisi -vergi hukuku -vergi tekniği -ulusal ve uluslararası vergi sistemi

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

Mehmet Rauf Kesici. Emek Piyasaları. dipnot yayınları

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

İçindekiler kısa tablosu

MEHMET AKİF ETGÜ Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi KAMU HUKUKUNDA MÜLKİYET HAKKI VE AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ NİN MÜLKİYET HAKKINA BAKIŞI

Keynesyen Politikaların Toplumsal Değeri Üzerine: Keynes e Karşı Marx. John Eaton, Keynes e Karşı Marx, Evrensel Basım Yayın, İstanbul, 2009

İktisat Tarihi I. 10/11 Kasım 2016

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ

Kitabın çok sayıda tezi bulunmakla birlikte bence bunlar üçe indirilebilir:

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI

BAHAR DERS MALİYE POLİTKASINA GİRİŞ MALİYE POLİTİKASI II ESOGU İİBF MALİYE BÖLÜMÜ. Yrd.Do.Dr. Murat ASLAN

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

SOSYAL POLİTİKA. Doç.Dr. Gülbiye YENİMAHALLELİ YAŞAR

Ekonomi Nedir? Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından. faydalanılmıştır.

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

İçindekiler. İndeks. İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

BATI İKTİSAT DÜŞÜNCESİNDE SERVETE BAKIŞ 1


BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ

r^r İçindekiler Birinci Kısım: İktisadi Öğretiler Giriş 1 (a) iktisat Felsefesinin Sorunları ve İşlevleri 2 (b) Fizikötesi ve Bilim 3

Ekonomi I. Doç.Dr.Tufan BAL. 2.Bölüm: Piyasa Ekonomisine Genel Bir Bakış

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

İktisat Tarihi II. 13 Nisan 2018

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

Türk-Alman Üniversitesi. Hukuk Fakültesi. Ders Bilgi Formu

KYM363 Mühendislik Ekonomisi

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 2. Hafta Ders Notları - 12/02/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

EKONOMİK BÜYÜME. Ekonomik Büyüme ile İlgili Kavramlar

8.BÖLÜM: FİZYOKRATİK İKTİSADİ DÜŞÜNCE. Fizyokrasinin Doğduğu Siyasî ve Ekonomik Atmosfer

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

Transkript:

Doç.Dr.Gülbiye Yenimahalleli Yaşar

İKTİSAT BİLİMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ (BAŞLANGIÇ) Ekonomik düşünce 18. yüzyılda bilim niteliğine kavuşmuş, ancak ekonomi insanoğlu ile doğmuştur. Toprağın mülkiyeti, işbölümü, ticaret ve paranın kullanılması ile çağdaş düşüncelere yön veren tartışmalar M.Ö. 4. yüzyılda yaşamış Plato ve Aristo ya kadar uzanır. Plato Cumhuriyet ve Kanunlar yapıtı Yönetenler (devlet adamları, düşünürler, sanaatkarlar ve askerler) Yönetilenler (Zanaatkarlar ve çiftçiler). Aristo Politika yapıtı. Yönetenler, (devlet adamları, askerler, hakimler ve din adamları), Yönetilenler (Zanaatkarlar, çiftçiler, işçiler). Kullanım değeri ile değişim değeri, paranın ikili işlevi (değişim aracı +sermaye biriktirme aracı), ekonominin içeriği (özel mülkiyetin kötü olmadığı insanların onu kötü olarak kullandıkları) üzerine görüşler ileri sürmüştür. Bu düşünceleri nedeniyle eski çağların ilk ekonomisti olarak kabul edilebilir.

ORTAÇAĞ (V-XV Yüzyıllar) Tarıma ek olarak zanaatçılık ve ticaret gelişmiştir. Yunan düşüncesi ve Hıristiyanlığın etkisi altındadır. Yunan düşüncesi tutsaklığı doğal görür, refaha önem vermez Hıristiyanlık tutsaklığı ve köleliği kabul etmez. insanlar kardeştir Romalı hukukçulara göre özel mülkiyet korunmalı, sözleşme özgürlüğü yasal güvence altına alınmalıdır. Bu düşünce kapitalizmin yasal doktrininin ve kurumlarının esasını oluşturmuştur. Toplumlar iki sınıfa ayrılır: Feodal soylular (toprağın mülkiyetine sahip) Serfler (toprak sahiplerine bağlı olarak toprakta çalışır). Ortaçağın maddi serveti: Roma daki papalık serveti (haçlı seferleri ile oluşturulmuştur), Şövalye rejiminin topladığı servetler, Fransa ve İngiltere nin krallık hazineleri, Feodal soyluluğun en yüksek dereceleri, Önemli ticaret merkezlerinin kent fonları.

ORTAÇAĞ (V-XV Yüzyıllar) İnsanlar eşit değil, çalışma toplumdaki statüye göre ayarlanmış. Kilise toplumda önemli bir role sahip (Devlet işlerine müdahale, insanlar arası ilişkileri belirleme). Feodal toplum ile kilise arasında bir uyum kurulmuştu. Daha sonra Hıristiyanlık ve Kanonist doktrin çatışması. Hıristiyanlık dünya nimetlerine önem vermez, zengin olmak için ticaret peşinde koşulmasını yasaklar. Saint Thomas d Aquin e göre mülkiyet kısıtlanmaz bir hak değildir. Mülkün kullanılması toplum yararı gözetilerek kısıtlanabilir. Saint Thomas a göre ticaret, mükemmel olmayan bir dünyada kaçınılmaz bir kötülüktür. Doğru ve adil ticaret meşrudur. Paranın ödünç verilmesi karşısında faiz talep etmek doğru olmayan bir harekettir. Kanonistler ise Aristo nun etkisi altında kalmıştır ve bazen sömürüyü arttıran ekonomik faaliyetler ile sefalet karşısında ilgisiz kalmayı doğal görür.

MERKANTİLİST DÜŞÜNCE Kapitalist sistemi doğuran düşüncedir. XV. Yüzyılda başlayan Yeniçağ ın bilimsel yaklaşımı yön vermiştir. Ortaçağı sona erdiren nedenler: Bizans İmparatorluğu nun yıkılması (1453) Matbaanın icadı Feodal beyliklerin yerini ulus devletin alması Kilisenin devlet işlerine müdahalesinin azalması - Metafizik düşüncenin yerini bilimsel düşüncenin alması Tarıma ve zanaata dayalı ekonominin yerini gittikçe genişleyen ve önem kazanan ticaret alır. Coğrafi keşifler ticareti arttırır. Üretim yöntemlerinde yenilikler belirir. Yani ticaret kapitalizmi doğar. Bu bir anlamda ilkel sınai kapitalizmi demektir. İşveren hammadde sağlayarak zanaat erbabını evlerinde kendi hesabına çalıştırmaktadır. Ortaçağın bağımsız, kendi hesabına çalışan ustası da başkası hesabına ve ücretle çalışmaya başlar.

MERKANTİLİST DÜŞÜNCE Merkantilist düşünce: Para, faiz, dış ticaret, devletin ekonomik yaşantıya karışımları, koruyucu ekonomik politika, sömürgecilik ve büyük pazarlarla ilgili olarak yeni görüşler ortaya koymuştur. Jean Bodin (1530-96), 1569 yılında paranın değeri ve fiyatların yükselmesi ile ilgili ilginç görüşler ileri sürmüştür. O na göre, fiyatların yükselmesi; altın ve gümüşün bolluğundan, tekelci uygulamalardan, ihracat nedeniyle ortaya çıkan azalmalardan, kral ve soyluların lükslerinden ve paranın içindeki değerli maden miktarlarının eksilmesinden doğmaktadır. Ulusların zenginliğini, elde bulundurulan altın ve gümüş gibi değerli madenlerin çokluğuna bağlamaktadır. Bu değerli madenlerden yapılmış olan para, her ulusun zenginliğinin ve refahının başlıca koşuludur. İhracat arttırılmalı, ithalat kısıtlanmalıdır. Bu durum devletin ekonomik yaşama müdahalesi ile mümkündür.

FİZYOKRATLAR XVIII. Yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan fizyokrat okul ekonomi biliminin öncülü kabul edilmektedir. Fizyokrasi: Doğal düzen. Öncüsü: Dr.François Quesnay (1694-1774). Fizyokrat okulun düşünce sistemi: Doğal Düzen: İnsanların var olmaları için Tanrının koymuş olduğu düzendir. Görevimiz, bu Tanrısal düzeni anlamak ve yaşantımızı bu düzene uydurmaktır. Net Hasıla: Üretici olan, net hasıla yaratan tarımsal çalışmalardır. Sanayi, ticaret, sanat, devlet yönetimi üretken olmayan faaliyetlerdir. Üretim= toprakta çalışan sınıfın tüketimi+toprağın ekilip biçilmesine harcanan değer. Net hasıla, harcanan ile üretilen arasındaki farktan doğar. Net hasılayı sağlayan da emeğin verimi ile birlikte doğadır. Servetin Dolaşımı: Dağılım konusunda ilk kez bir sentez yapmaya çalışan düşünürlerdir. Quesnay e göre toplumda üç sosyal sınıf vardır: a) üretici sınıf (çiftçiler), b) toprak sahipleri ve soylular, c) Tüccarlar, sanayiciler, serbest meslek sahipleri. Devletin Görevi: Devletin ekonomik ve sosyal yaşantıya müdahalesi gereksizdir. Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler. Devletin görevi, hükümdarın veya kralın kişiliğinde, kutsal sayılan mülkiyeti korumak, genel eğitimi sağlamak, adaleti kurmak, yol ve bayındırlık işlerini görmektir.

LİBERAL DÜŞÜNCE Adam Smith, 1776, Ulusların Servetinin Mahiyeti ve Nedenleri Hakkında Bir Araştırma yapıtı ile ekonomi biliminin kurucusudur. Ayrıca liberal düşünceyi başlatan kişi olarak kabul edilmektedir. Liberal düşünce ile kapitalist sistem moral ve ahlaksal temeline ve dayanağına ulaşmıştır. XVIII Yüzyılın ikinci yarısı birkaç büyük olaya tanık olmuştur: Sanayi Devrimi ABD nin Bağımsızlık Beyannamesi Fransız Devrimi David Ricardo ve Thomas Robert Malthus bu düşünceyi tamamlamışlar ve liberal düşünceye bir okul niteliği (liberal veya klasik okul) kazandırmışlardır. (Fransa da Frederic Bastiat ve J.B.Say).

LİBERAL DÜŞÜNCE Liberal (Klasik) Okul: Kapitalist sistemin işleyişinin ilkelerini ortaya koymuştur. Her sosyal olayın bir yasası bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Ekonomik artının, fazla yalnız ticaret veya tarım alanında değil her alanda söz konusu olduğunu belirtmişlerdir. Sanayi Devrimi klasik okulu böyle bir düşünceye doğal olarak götürmüştür. Doğal düzeni, durumu ve doğal yasaları kabul etmişler, bunların iyiliğine, kendi işleyişine bırakılmaları gerektiğine inanmışlardır. Klasik okul da fizyokratlar gibi devletin ekonomik ve sosyal hayata müdahalesini yararsız, anlamsız ve hatta zararlı bulmuşlardır. Bu düşünce daha sonra en çok tartışılacak görüş olmuştur.

LİBERAL DÜŞÜNCE Adam Smith in nitelikleri ve ekonomik düşünceleri: Klasik Okul un kurucusudur. a) Ulusların Serveti kitabı açık, çok güzel ve anlaşılır bir üslupla yazılmıştır. b) Hocası Francis Hutschison un Moral Filozofi Sistemleri kitabından, fizyokratlardan ve çağının düşünürlerinde yararlanmış olmasına rağmen kendine özgü kalmasını bilmiştir. c) Adam Smith ile birlikte ekonomik düşünceler bir bilim durumuna gelmiştir. Ulusların Serveti kitabı beş bölümden oluşmuştur: Üretim, dağılım, değişim, muhtelif ülkeler tarafından çeşitli zamanlarda izlenen ekonomik politikalar ve kamu maliyesi. Bir ulusun serveti, toprağın ve toplumun bir yıllık üretimidir. Bu üretimde emek birinci derecede rol sahibidir. Değerin kökenini araştırmıştır. Yaratılan değerin birikmesi ve sermayeye dönüşmesi ve nihayet dağılım düşüncesi ile sermaye ve dağılım kuramını ortaya koymuştur.

LİBERAL DÜŞÜNCE - Değer Kuramı: Emeği değerin ve dolayısıyla servetin gerçek kaynağı olarak kabul etmiştir. Bir ulusun gereksinimlerini karşılamak için her yıl tükettiği malları yaratan o milletin yıllık emeğidir. Doğal kaynakları ve sermayeyi küçümsememiş, ancak fizyokratlardan farklı olarak her yıl tüketilen malların doğal güçler değil, insan çalışması tarafından yaratıldığı olgusu üzerinde ısrar etmiştir. Çünkü insan emeği olmaksızın doğal kaynaklar yararsız kalmaya mahkumdur. - Malın kullanım ve değişim değerlerini tanımlamıştır. Kullanım değeri, bir malın kullanımından elde edilen doyum, değişim değeri bir malın başka mallara nazaran değeridir. - Ücret, kar ve rant toplumun çeşitli sınıflarının yalnız bir geliri değil, değişimi mümkün kılan değerin üç öznel kaynağıdır. - Adam Smith in değer kuramı açık ve kesin olmadığı gibi çelişkilidir. Ancak değerin açıklığa kavuşturulmasında önemli bir adımdır. Sermaye ve Dağılım Kuramı: Ulusların zenginliğini sağlamada sermayeden daha önemli bir etken mevcut değildir. Net hasıla yalnız emeğin sayısı ve emeğin üretici güçlerini arttırmakla çoğaltılabilir. Ancak emeğin sayısı fazla çoğaltılamaz. Buna karşılık makinelerde yapılacak bir değişiklik veya makinelerin sayısını çoğaltmak bir ulusun servetini arttırır. Sermayenin önemi de buradan gelir.

LİBERAL DÜŞÜNCE Ekonomik Özgürlük: Fizyokratların bırakınız yapsınlar düşüncesi Adam Smith ile devam etmiştir. Bu düşünceye göre, devlet ekonomik yaşantıya karışmaktan, müdahale etmekten kesin olarak kaçınmalı ve karışımlarını en alt düzeye indirmelidir. Çünkü herkes kendi çıkarını daha iyi izleyeceğinden, ekonomik yaşantı kişisel çıkar ilkesine uygun olarak kendiliğinden yürür. Görünmeyen el prensibi. Kişisel çıkar toplumun yalnız ekonomik omurgasını yaratmak ve devam ettirmekle kalmaz, bir ulusun servete ve refaha doğru yönelmesini de sağlar. Ancak Adam Smith in bireyciliği gözü kapalı bir bireycilik değildir. Girişimcilerin çoğu zaman toplum çıkarına aykırı hareket edeceğini kabul etmiştir. Bu nedenler özel girişimin topluma yararlı olması için iki koşul gereklidir. Girişimcinin yalnızca kişisel çıkar ile hareket etmemesi Böyle hareket eden girişimcinin rekabet yoluyla dizginlenmesi.

LİBERAL DÜŞÜNCE David Ricardo: Klasik okulun en önemli temsilcisidir. Soyut bir iktisatçı ve kuramcıdır. Çetrefil bir yazı dili kullanmıştır. Adam Smith in üzerinde fazla durmadığı değer, rant gibi konuları geniş ölçüde tartışmıştır. Bazı düşüncelerinin sosyalist kurama temel teşkil etmiş olması, onun ya toptan kabul yada reddedilmesine yol açmıştır. Ekonomi bilimi ile ilgili düşünceleri 1817 yılında yayınlamış olduğu Siyasal Ekonominin İlkeleri ve Vergilendirme yapıtında yer almaktadır. 1810 yılında Altın ve Gümüşün Yüksek Fiyatı adlı bir yapıtı da önemlidir. Değer, dağılım ve rant kuramı ile büyük bir başarıya ulaşmış ve ekonomi biliminin ilk büyük yapıcılarından ikincisi olmuştur. O na göre ekonomi bilimi, üretimin, üretime katılanlar arasında bölüşülmesini belirleyen yasaları araştıran bir bilimdir.

LİBERAL DÜŞÜNCE Değer Kuramı: Değişim ve kullanım değeri kavramlarını kabul eder. Yarar değerin ölçüsü olmamakla beraber, bir malın değişim değerine sahip olması yararlı olması koşuluna bağlıdır. Her malın bir yararı vardır ve eğişim değeri iki kaynaktan doğar: a)azlık-çokluk derecesi b)malı elde etmek için gerekli olan emek. Değer kuramı içinde biriktirilmiş, sermaye haline gelmiş emek de söz konusudur. Değer, biriktirilmiş emek, eski ve yeni emek miktarı tarafından belirlenir. Şimdiki emeğin pazardaki fiyatı ücret, sermayeninki kar olduğuna göre saf emek değer teorisinden uzaklaşmış, üretim maliyeti kuramına yaklaşmıştır. Ancak, birçok tereddüte karşın dünyaya değeri emeğe bağlayan bir kuram sunmuş ve bunu Adam Smith e göre daha mantıksal bir görüş içinde ele almıştır. Ücret Kuramı: Geniş tartışmalara yol açmıştır. Emek de herhangi bir maldır ve değeri de öteki mallar gibi belirlenmelidir. Emeğin doğal fiyatı, işçinin yaşamasını ve kuşağını sürdürmesini olanaklı kılan fiyattır. Bu anlamdaki bir ücret, fizyolojik olarak yaşamaya devam edebilecek bir ücrettir. Ücret düzeyinin sürekli ve sağlam bir iyileşmeye doğru gitmesi, ancak gittikçe artan bir talep yolu ile mümkündür. Bu da sermaye birikimine bağlıdır.

LİBERAL DÜŞÜNCE Rant Kuramı: Salt rant mevcut değildir. Rant, verimli toprakların azlığına bağlıdır. Bu nedenle rant servetin değil, değerin bir yaratığıdır. Şöyle ki: Toprakların verimi farklı olduğu için tarımsal üretimin maliyetleri de farklı olacaktır.ancak elde edilen üretimin fiyatı en yüksek maliyeti karşılayacak düzeyde olmalıdır. Aksi halde kimse maliyetin altında bir fiyatla üretime devam etmez. En kötü toprağın üretimi ancak maliyetini karşılayacağından, maliyet fiyata eşit olacaktır. İşte bu durum rantı yaratmaktadır. Çünkü piyasa fiyatını en kötü toprağın maliyeti belirlemektedir. Verimli toprak sahipleri de ürünlerini piyasa fiyatından satacağından maliyetlerinin üstünde bir fiyat elde edeceklerdir. İşte maliyetler ile fiyat arasındaki bu fark, toprak sahiplerinin sağlamış olduğu ranttır.

LİBERAL DÜŞÜNCE Gelirin Dağılımı: Ücret, kar ve rant sahiplerinin çıkarları çatışmaktadır. Çünkü örneğin ücret ve kar ters orantılıdır. O halde kapitalistin ve emekçinin çıkarları uyumlu değildir. Ücretin artması ancak işçinin yaşaması için gerekli olan malların fiyatlarının artışı sonucu olabilir. Bu da gerçek bir ücret artışı değildir. Nüfus artışı ile birlikte az verimli toprakların üretime açılması fiyatları ve dolayısıyla ücretleri arttıracaktır. Özetle: a) ücret sayısal olarak artsa bile gerçek olarak artmayacaktır b) kapitalistin karı azalacaktır c) toprak sahibinin rantı sürekli olarak artacaktır. Şu halde toprak sahiplerinin çıkarları hem işçi hem de kapitalistlerin çıkarları ile çatışmaktadır. Ricardo nun bu düşünceleri karşısında çıkarların uyumundan söz edip Smith in iyimserliğini paylaşmak kolay değildir. Bu çıkar çatışmasını görmesine rağmen, devlet müdahaleciliğini kabul etmemiştir. Ücret düzeyinin serbest olarak rekabetçi piyasa mekanizması ile belirlenmesini gerektiğine inanmıştır. Mantıkçı Ricardo burada bir tutarsızlık içindedir. Genel olarak gelir dağılımı konusundaki düşünceleri sınıf savaşlarının tohumlarını taşımaktadır. Çalışmalarında birçok düşünce akımının kökleri bulunmaktadır. Örneğin değeri emeğe bağlayan kuramı Marx a ve öteki sosyalistlere bütün üretimi emeğe maletmek düşüncesini vermiştir.

LİBERAL DÜŞÜNCE Thomas Robert Malthus: 1798, Nüfus Üzerine Bir Deneme adlı yapıtında nüfus artışı karşısında toplumun yaşamını iyileştirmenin olanaksızlığından söz eder. Nüfus artışlarının önüne ahlaksal bir engel konabilir. Bu da evlenmelerin kişinin kendi isteği ile sınırlandırılmasıdır. Nüfus ve Besin Maddeleri Kuramı:Nüfus geometrik, besin maddeleri de aritmetik bir şekilde artmaktadır. Her 25 yıllık artış şöyledir: Nüfus 1 2 4 8 16 32 64 128 256 Besin mad. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Çözüm: Evlenmeleri bir yerde kısıtlamak ve durdurmaktır. Evlenenler de çocuk sayısını kısıtlayacaktır. Bugün de geçerli olan bir teori ortaya atmış olmasına rağmen, servetin ve gelirin adil bölüşümünü içeren madalyonun diğer yüzünü görememiştir. Bu durum kuramın değeri ve geçerliliğini zayıflatmaktadır. Rant Kuramı: Rantın mahiyeti ve gelişimi üzerine bir araştırma. Toprağa yapılan bir birim fazla yatırımın bir birim fazla üretim sağlamadığını (azalan verim kanunu), bunun sonucu olarak da daha az verimli toprakların giderek işletmeye açılması gereğinin doğacağını belirtmektedir. Ricardo nun rant kuramından farklı değildir.

KARIŞIMCI DÜŞÜNCELER Ütopyacı ve bilimsel sosyalistler I.Dünya Savaşı Yeni sorunlar, yeni çözüm yolları ve yöntemleri gerektirmekte idi. Alışılan uluslararası ticaret yollarının değişmiş olması, savaşın para sistemine getirdiği karışıklık, savaş tazminatları, 1929 büyük bunalımı, savaş sonrasında yeni doğan ülkelerdeki ekonomik ulusalcılık. Alfred Marshall (1842-1924) Yeni Klasik Düşünce John Maynard Keynes (1883-1946): 1936, İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi a) Kurama Giriş: a) Rekabetin mevcut olduğu bir ekonomik yapıyı esas almıştır. b) Üretici en çok kar, kazanç sağlamak amacıyla hareket etmelidir. c) Ekonomik yaşantı bir ölçüde statik, değişmeyen ve gelişmeyen bir yaşantıdır. d) Marksçı kuramı reddetmiş, kapitalist sistemin esaslarının devam edebileceğine inanmıştır. Ancak yararlı reformların zamanında yapılması gerektiğini ileri sürmüş ve devlete ekonomik ve sosyal yaşantıya karışım hakkı tanımıştır.

KARIŞIMCI DÜŞÜNCELER Keynesçi düşüncenin başlıca özellikleri: Ekonomik doktrini makro ekonomi esasından hareket etmelidir. Dolayısıyla söz konusu ekonomik yaşantı toplam arz, toplam istihdam, toplam ulusal hasıla ve toplam taleptir. Toplam talebe özel bir önem vermiştir. Özel kişilerin tüketim talepleri, hükümetin talebi ve yatırım talepleri. Tam istihdam durumu, zorunlu olarak bir dengeyi ifade etmez. Eksik istihdam durumunda da denge söz konusudur. Eksik istihdam, eksik talep ve eksik üretim durumlarında devlet müdahalesi yoluyla kimi önlemler alınabilir. Toplam efektif talep, tam istihdam ve toplam üretim düzeylerine para ile etkili bir şekilde müdahale edilebilir. Toplam Talep= Tüketim + yatırım + hükümet harcamaları Gelir= Yatırım + Tüketim Yaygın ve sürekli bir işsizlik kapitalist sistem için en büyük tehlikedir. Bu nedenle HÜKÜMET MÜDAHALESİ gereklidir.

LİBERALCİLİĞİN GERİ DÖNÜŞÜ (NEOLİBERALİZM) Son çeyrek yüzyıla neoliberalizm hakim Ekonomik büyüme her derde deva Serbest piyasa ekonomik büyümenin en geçerli yolu

Neoliberalizm 1974-75 te yaşanan ekonomik krizle başladı 1980 li yılların sonunda Sovyet blokunun dağılmasıyla gelişti 1979 yılında Britanya da Margaret Thatcher in, 1981 yılında ABD de Ronald Reagan ın benimsediği neoliberal ekonomi politikaları ile gündeme geldi. 1990 lı yıllara ulaşıldığında tartışmasız bir kabulle bir dogma haline geldi 2008-2009 ekonomik krizi öncesinde ciddi bir yara aldı.

Kapitalizmin neoliberalizmden önceki iki farklı evresi Klasik sömürgecilik dönemi: Sanayi Devrimi ile birlikte 19.yüzyılda doğarak yayılan, sermayenin yoğunlaşması ile ortaya çıkan dev boyutlu tekelci şirketlerin uluslararası alanda yarattığı keskin bir rekabet ve yeryüzünü paylaşma dönemidir. İkinci evre, 1929 da başlayan derin ekonomik kriz, Ekim Devrimi nin ürünü genç Sovyet Devleti nin varlığı İkinci Dünya Savaşı ndan sonra doğan

KAYNAKLAR Cahit Talas, Ekonomik Sistemler, İmge Kitabevi, Ankara, 1999. Jim Stanford, Herkes İçin İktisat, Yordam Kitap, 2009.